Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Yeni eğitim sisteminde Kürtçenin seçmeli ders olması nedeniyle başlatılan çalışmalar devam ediyor.

mardiartuklu üniversitesiÖnümüzdeki eğitim döneminde Kürtçe ders verecek 60 eğitmen, Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki eğitimini tamamladı.

Üniversitenin Kürtçe eğitmen yetiştirmek için açtığı tezsiz yüksek lisans bölümüne alınacak 500 kişinin ise bir yıl sürecek eğitimin ardından ataması yapılacak.

Önümüzdeki eğitim döneminde Kürtçe ders vermek isteyenler, Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı'nın açtığı tezsiz yüksek lisans bölümüne başvurmaya devam ediyor. Kürtçe eğitim verecek 500 kişinin alınacağı sınav için 5 günde 600 kişi başvurdu. Sınavın ardından alınacak kişiler önümüzdeki dönemlerde Kürtçe ders verecek. Artuklu, bu alandaki ihtiyaca cevap verebilmek için şubat ayında 500 kişi daha alacak. Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, seçmeli Kürtçe dersi için okullarda okutulacak kitap ve eğitim ve ders programının hazırlanması için 11 kişilik bir komisyon hazırlandığını söyledi. Yıldırım, "Bu komisyon, çalışmalarını başlatmış durumda. Tamamı üniversite bünyesinde çalışan öğretim görevlilerinden oluşmaktadır." diyor. Kürtçe öğretmenliğe başvurmak için eğitim fakültelerinin türk dili ve edebiyatı, sosyal bilgiler ve türkçe öğretmenliği; fen edebiyat fakültelerinin ise türk dili ve edebiyatı ile çağdaş Türk lehçeleri bölümlerinin mezun olma şartı aranıyor. Adayların ALES puanının en az 55, mezun oldukları lisans bölümünün not ortalamasının en az 60 olması ile Kürtçenin Kurmanci veya Zazaki lehçelerinden birini bilme şartı aranıyor.

Bu arada Kürtçe bilmeyenlere yönelik açılan kurslara da bölgede ilgi arttı. Nûbihar Derneği Batman Şube Başkanı Abdurrahman Aslan, Kürtçenin seçmeli ders olarak müfredata girmesiyle üniversite mezunlarının kurslara kayıt yaptırdığını söyledi. Kürtçe kurslarına gün geçtikçe ilginin arttığını belirterek, ilgi nedeniyle sınıf sayısını 2'den 6'ya yükselttiklerini söyledi. Diyarbakır Çıra Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Ramazan Moray da Kürtçe kurslarının devam ettiğini belirterek, Kürtçenin seçmeli olarak verilmesinden sonra kursiyer sayısında herhangi bir artış olmadığını söyledi.

Kürtçe eğitim 2002 yılında açılan ve 2005 yılında kapanan özel kurslarla gündeme geldi. TRT ve bazı yerel televizyonlarda sınırlı Kürtçe yayına izin verildi. TRT Şeş'in 2009 yılında 24 saat Kürtçe yayına başlamasıyla dilin önündeki birçok engel kaldırıldı. 2010 Haziran ayında da Mardin Artuklu Üniversitesi Kürtçe eğitim veren ilk devlet kurumu oldu.

(haber7)

> Kürtçe ders verecek 60 eğitmen hazır

Yeni eğitim sisteminde Kürtçenin seçmeli ders olması nedeniyle başlatılan çalışmalar devam ediyor.

mardiartuklu üniversitesiÖnümüzdeki eğitim döneminde Kürtçe ders verecek 60 eğitmen, Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki eğitimini tamamladı.

Üniversitenin Kürtçe eğitmen yetiştirmek için açtığı tezsiz yüksek lisans bölümüne alınacak 500 kişinin ise bir yıl sürecek eğitimin ardından ataması yapılacak.

Önümüzdeki eğitim döneminde Kürtçe ders vermek isteyenler, Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı'nın açtığı tezsiz yüksek lisans bölümüne başvurmaya devam ediyor. Kürtçe eğitim verecek 500 kişinin alınacağı sınav için 5 günde 600 kişi başvurdu. Sınavın ardından alınacak kişiler önümüzdeki dönemlerde Kürtçe ders verecek. Artuklu, bu alandaki ihtiyaca cevap verebilmek için şubat ayında 500 kişi daha alacak. Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, seçmeli Kürtçe dersi için okullarda okutulacak kitap ve eğitim ve ders programının hazırlanması için 11 kişilik bir komisyon hazırlandığını söyledi. Yıldırım, "Bu komisyon, çalışmalarını başlatmış durumda. Tamamı üniversite bünyesinde çalışan öğretim görevlilerinden oluşmaktadır." diyor. Kürtçe öğretmenliğe başvurmak için eğitim fakültelerinin türk dili ve edebiyatı, sosyal bilgiler ve türkçe öğretmenliği; fen edebiyat fakültelerinin ise türk dili ve edebiyatı ile çağdaş Türk lehçeleri bölümlerinin mezun olma şartı aranıyor. Adayların ALES puanının en az 55, mezun oldukları lisans bölümünün not ortalamasının en az 60 olması ile Kürtçenin Kurmanci veya Zazaki lehçelerinden birini bilme şartı aranıyor.

Bu arada Kürtçe bilmeyenlere yönelik açılan kurslara da bölgede ilgi arttı. Nûbihar Derneği Batman Şube Başkanı Abdurrahman Aslan, Kürtçenin seçmeli ders olarak müfredata girmesiyle üniversite mezunlarının kurslara kayıt yaptırdığını söyledi. Kürtçe kurslarına gün geçtikçe ilginin arttığını belirterek, ilgi nedeniyle sınıf sayısını 2'den 6'ya yükselttiklerini söyledi. Diyarbakır Çıra Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Ramazan Moray da Kürtçe kurslarının devam ettiğini belirterek, Kürtçenin seçmeli olarak verilmesinden sonra kursiyer sayısında herhangi bir artış olmadığını söyledi.

Kürtçe eğitim 2002 yılında açılan ve 2005 yılında kapanan özel kurslarla gündeme geldi. TRT ve bazı yerel televizyonlarda sınırlı Kürtçe yayına izin verildi. TRT Şeş'in 2009 yılında 24 saat Kürtçe yayına başlamasıyla dilin önündeki birçok engel kaldırıldı. 2010 Haziran ayında da Mardin Artuklu Üniversitesi Kürtçe eğitim veren ilk devlet kurumu oldu.

(haber7)

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Temmuz 2012 09:47

Gösterim: 2289

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, imam hatip ortaokulu haftalık ders çizelgesini yayınladı.

imam hatip okuluSöz konusu çizelge, 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren beşinci sınıflardan başlayacak ve kademeli olarak uygulanacak.

Talim ve Terbiye Kurulu'nun internet sitesinde yayınlanan çizelgeye göre, Türkçe, matematik, fen bilimleri, sosyal bilgiler, inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi, görsel sanatlar, müzik, beden eğitim ve spor, teknoloji ve tasarım, rehberlik ve kariyer planlama, Kur'an-ı Kerim, Arapça, Hz. Muhammed'in Hayatı, temel dini bilgiler zorunlu dersler arasında yer alacak.

Seçmeli dersler ise Dil ve Anlatım (okuma becerileri, yazarlık ve yazma becerileri, yaşayan diller ve lehçeler, iletişim ve sunum becerileri), yabancı dil (Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen diller), fen bilimleri ve matematik (bilim uygulamaları, matematik uygulamaları, çevre ve bilim, bilişim teknolojileri ve yazılım), sanat ve spor (görsel sanatlar, müzik, spor ve fiziki etkinlikler) ve sosyal bilimler (halk kültürü, medya okuryazarlığı, hukuk ve adalet, düşünme eğitimi) olarak belirlendi.

İmam hatip ortaokullarında, 5. sınıftan 8. sınıfa kadar 36 saati zorunlu, 4 saati seçmeli olmak üzere, ders saati haftada 40 saat olacak.

Türkçe ders saati, 5 ve 6. sınıflarda haftada 6'şar saat, 7 ve 8. sınıflarda ise 5'er saat olarak uygulanacak. Matematik, 5. sınıftan 8. sınıfa kadar 5'er saat, fen bilimleri dersi 4'er saat olarak verilecek. Sosyal bilgiler dersi, 5, 6 ve 7. sınıflarda 3'er saat olacak. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 8 sınıfta haftada 2 saat olarak verilecek. Yabancı dil, 5. sınıftan 8. sınıfa kadar 4 saat; din kültürü ve ahlak bilgisi 1 saat; görsel sanatlar 1 saat; müzik 1 saat; beden eğitim ve spor 1 saat olacak. Teknoloji ve tasarım 7 ve 8. sınıflarda 2'şer saat, rehberlik ve kariyer planlama ise 8. sınıfta 1 saat olarak okutulacak. Kur'an-ı Kerim, Hz. Muhammed'in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri, 4 yıl boyunca haftada 2'şer saat olarak verilecek. Arapça ders saati 5 ve 6. sınıflarda 4'er saat, 7 ve 8. sınıflarda ise 3'er saat olarak uygulanacak.

Çizelgenin uygulanması ile ilgili yapılan açıklamada; ortaokullarda okutulan ortak derslerin öğretim programlarının imam hatip ortaokullarında da kullanılacağı belirtildi. Açıklamada, "Seçmeli derslerden birden fazla sınıf düzeyinde alınabilecek derslerin öğretim programları modüler bir yapıda oluşturulacaktır. Öğrenciler bu derslerden herhangi birini, 5-8. sınıf arasında herhangi bir sınıfta ya da sürekli olarak alabileceklerdir. Öğrenci beşinci sınıftan itibaren programda seçmeli olarak yer alan bir dersi ilk kez sekizinci sınıfta alabileceği gibi, bu dersi beşinci sınıftan itibaren sürekli olarak seçebilir ya da herhangi bir sınıf düzeyinde başka bir alandan ders seçebilir." denildi.

> İmam Hatip Ortaokulu haftalık ders çizelgesi

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, imam hatip ortaokulu haftalık ders çizelgesini yayınladı.

imam hatip okuluSöz konusu çizelge, 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren beşinci sınıflardan başlayacak ve kademeli olarak uygulanacak.

Talim ve Terbiye Kurulu'nun internet sitesinde yayınlanan çizelgeye göre, Türkçe, matematik, fen bilimleri, sosyal bilgiler, inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi, görsel sanatlar, müzik, beden eğitim ve spor, teknoloji ve tasarım, rehberlik ve kariyer planlama, Kur'an-ı Kerim, Arapça, Hz. Muhammed'in Hayatı, temel dini bilgiler zorunlu dersler arasında yer alacak.

Seçmeli dersler ise Dil ve Anlatım (okuma becerileri, yazarlık ve yazma becerileri, yaşayan diller ve lehçeler, iletişim ve sunum becerileri), yabancı dil (Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen diller), fen bilimleri ve matematik (bilim uygulamaları, matematik uygulamaları, çevre ve bilim, bilişim teknolojileri ve yazılım), sanat ve spor (görsel sanatlar, müzik, spor ve fiziki etkinlikler) ve sosyal bilimler (halk kültürü, medya okuryazarlığı, hukuk ve adalet, düşünme eğitimi) olarak belirlendi.

İmam hatip ortaokullarında, 5. sınıftan 8. sınıfa kadar 36 saati zorunlu, 4 saati seçmeli olmak üzere, ders saati haftada 40 saat olacak.

Türkçe ders saati, 5 ve 6. sınıflarda haftada 6'şar saat, 7 ve 8. sınıflarda ise 5'er saat olarak uygulanacak. Matematik, 5. sınıftan 8. sınıfa kadar 5'er saat, fen bilimleri dersi 4'er saat olarak verilecek. Sosyal bilgiler dersi, 5, 6 ve 7. sınıflarda 3'er saat olacak. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 8 sınıfta haftada 2 saat olarak verilecek. Yabancı dil, 5. sınıftan 8. sınıfa kadar 4 saat; din kültürü ve ahlak bilgisi 1 saat; görsel sanatlar 1 saat; müzik 1 saat; beden eğitim ve spor 1 saat olacak. Teknoloji ve tasarım 7 ve 8. sınıflarda 2'şer saat, rehberlik ve kariyer planlama ise 8. sınıfta 1 saat olarak okutulacak. Kur'an-ı Kerim, Hz. Muhammed'in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri, 4 yıl boyunca haftada 2'şer saat olarak verilecek. Arapça ders saati 5 ve 6. sınıflarda 4'er saat, 7 ve 8. sınıflarda ise 3'er saat olarak uygulanacak.

Çizelgenin uygulanması ile ilgili yapılan açıklamada; ortaokullarda okutulan ortak derslerin öğretim programlarının imam hatip ortaokullarında da kullanılacağı belirtildi. Açıklamada, "Seçmeli derslerden birden fazla sınıf düzeyinde alınabilecek derslerin öğretim programları modüler bir yapıda oluşturulacaktır. Öğrenciler bu derslerden herhangi birini, 5-8. sınıf arasında herhangi bir sınıfta ya da sürekli olarak alabileceklerdir. Öğrenci beşinci sınıftan itibaren programda seçmeli olarak yer alan bir dersi ilk kez sekizinci sınıfta alabileceği gibi, bu dersi beşinci sınıftan itibaren sürekli olarak seçebilir ya da herhangi bir sınıf düzeyinde başka bir alandan ders seçebilir." denildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Temmuz 2012 09:38

Gösterim: 2439

Milli Eğitim Bakanlığı, SBS sonuçlarını açıkladı. İnternet sitesinden yayınlanan sonuçlara göre birinci Mersin'den çıktı.

sbs 2012İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçları açıklandı.

Milli Eğitim Bakanlığı internet sitesinde açıklanan sonuçlara TC kimlik numarası ile doğum tarihi girilerek ulaşılabiliyor.

Sınavda TED Mersin Özel İlköğretim Okulu'ndan Nezihe Ezgi Menzi birinci oldu.

SBS, 9 Haziran 2012 tarihinde 1 milyon 98 bin 243 ilköğretim 8. sınıf öğrencisinin katılımıyla yapılmıştı.

Öğrencilere sınav sonuç belgesi posta yoluyla gönderilmeyecek.

17 kişinin sınavı iptal

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada 17 kişinin sınavının iptal edildiği ve toplu kopyadan dolayı iptal edilen testin olmadığı bildirildi.

> SBS birincisi Mersin'den çıktı

Milli Eğitim Bakanlığı, SBS sonuçlarını açıkladı. İnternet sitesinden yayınlanan sonuçlara göre birinci Mersin'den çıktı.

sbs 2012İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçları açıklandı.

Milli Eğitim Bakanlığı internet sitesinde açıklanan sonuçlara TC kimlik numarası ile doğum tarihi girilerek ulaşılabiliyor.

Sınavda TED Mersin Özel İlköğretim Okulu'ndan Nezihe Ezgi Menzi birinci oldu.

SBS, 9 Haziran 2012 tarihinde 1 milyon 98 bin 243 ilköğretim 8. sınıf öğrencisinin katılımıyla yapılmıştı.

Öğrencilere sınav sonuç belgesi posta yoluyla gönderilmeyecek.

17 kişinin sınavı iptal

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada 17 kişinin sınavının iptal edildiği ve toplu kopyadan dolayı iptal edilen testin olmadığı bildirildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Temmuz 2012 09:23

Gösterim: 1835

Trafik Güvenliği Yüksek Kurulu Başkanlığı, halen Milli Eğitim Bakanlığı’nca gerçekleştirilen ehliyet sınavlarının, “bağımsız bir kuruluş tarafından yapılması” kararını aldı.

ehliyet sınavıKurul, direksiyon sınavının kriterlerinin yükseltilmesini ve sınavlarda profesyonel sınav yapıcılarının bulunmasını talep etti.

Sınavlar zorlaşacak

Milliyet’in edindiği bilgilere göre, Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kurul çalışmalarıyla ilgili alınan kararlar, özel bir yazıyla il valiliklerine gönderildi. Yazıda, alınan kararlar tek tek belirtilirken, halen Türkiye’de tartışılan sürücü kursları ve ehliyet sınavlarının yeniden düzenlenmesiyle ilgili kararlara da yer verildi.

Erdoğan’ın “son onay” olarak imza koyduğu kararlarda sürücü eğitimi ve sınav sisteminin yeniden yapılandırılması amacıyla yasal çalışma başlatılması talimatı verildi. Daha iyi sürücüler yetiştirilmesi amacıyla, sürücü sınavlarının MEB tarafından yetkilendirilecek bağımsız bir kuruluşa yaptırılması kararı alındı.

Sürücü sınavlarında profesyonel sınav yapıcıların görev almasının yanı sıra direksiyon sınavında başarılı olma kriterlerinin artırılmasına, kursların ve direksiyon sınavlarının MEB, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevlilerinden oluşan bir komisyonca denetlenmesine karar verildi.

1 yıl aday sürücülük

Kurul kararları arasında, ilk defa ehliyet alacakların iyi birer sürücü olmalarını sağlamak ve trafik kurallarına uyma alışkanlığı kazandırmak amacıyla, mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılarak 1 yıl süreyle aday sürücülük uygulaması başlatılması da yer aldı.

> Ehliyet sınavları bundan böyle zorlaşıyor

Trafik Güvenliği Yüksek Kurulu Başkanlığı, halen Milli Eğitim Bakanlığı’nca gerçekleştirilen ehliyet sınavlarının, “bağımsız bir kuruluş tarafından yapılması” kararını aldı.

ehliyet sınavıKurul, direksiyon sınavının kriterlerinin yükseltilmesini ve sınavlarda profesyonel sınav yapıcılarının bulunmasını talep etti.

Sınavlar zorlaşacak

Milliyet’in edindiği bilgilere göre, Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kurul çalışmalarıyla ilgili alınan kararlar, özel bir yazıyla il valiliklerine gönderildi. Yazıda, alınan kararlar tek tek belirtilirken, halen Türkiye’de tartışılan sürücü kursları ve ehliyet sınavlarının yeniden düzenlenmesiyle ilgili kararlara da yer verildi.

Erdoğan’ın “son onay” olarak imza koyduğu kararlarda sürücü eğitimi ve sınav sisteminin yeniden yapılandırılması amacıyla yasal çalışma başlatılması talimatı verildi. Daha iyi sürücüler yetiştirilmesi amacıyla, sürücü sınavlarının MEB tarafından yetkilendirilecek bağımsız bir kuruluşa yaptırılması kararı alındı.

Sürücü sınavlarında profesyonel sınav yapıcıların görev almasının yanı sıra direksiyon sınavında başarılı olma kriterlerinin artırılmasına, kursların ve direksiyon sınavlarının MEB, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevlilerinden oluşan bir komisyonca denetlenmesine karar verildi.

1 yıl aday sürücülük

Kurul kararları arasında, ilk defa ehliyet alacakların iyi birer sürücü olmalarını sağlamak ve trafik kurallarına uyma alışkanlığı kazandırmak amacıyla, mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılarak 1 yıl süreyle aday sürücülük uygulaması başlatılması da yer aldı.

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Temmuz 2012 09:33

Gösterim: 1717

İnsan bedenini en çok zorlayan duygudur yalnızlık... Her şeye katlanabilir insan; çok çalışıp az uyumaya, hayatının belli evrelerini bir amaç uğruna feda etmeye, acıya, ölüme...

hamza?aydogduÇünkü her feda ediş, içinde biraz ümit veya kabulleniş barındırır. Belki inanç belki de yaşanmayan günlerin, çekilen acıların ardından gelecek yaşanası günlerin kabullenişidir bu.

Ama yalnızlık, o başkadır... Sanki bütün acıları kapsayan bir buluttur yaşamımızda. Yaşanan, kabullenişi zor olan her ruh durumunun yanında bir de yalnızlık vardır.

Ölümü kabulleniriz yalnızlığa boyun eğerek, aşk acısı ile birlikte yalnızlığa da yer açarız hayatımızda, bilim için sanat için bedensel veya zihinsel yorgunluğu da göze alırsınız yanında gelen yalnızlığı da... En güzel hayallere ulaşmak, hedefleri başarmak, bile yalnızlık getirir kimi zaman...

Yaşamın içindedir yalnızlık. Her yaşamın içinde ve farklı şekillerde... Kimi zaman yavaş yavaş farkettirmeden gelir, kimi zaman korkunç bir facia ile bırakıverir insanı ortada.

Oysa yalnız kalmak için yaratılmamıştır insanoğlu... Adem’in yanına Havva verilmiş, insanoğlu yalnız kalmamalı denmiştir bir kere; doğaya üstünlüğünün anlatıldığı kurgusal alemde bile yalnız bırakılmamıştır insanoğlu. Robinson Cruose, Cuma ile birlikte göğüs gerer her zorluğa.

Yalnızlık, içinden çıkılmaz olduğu durumlarda öyle bir hale getirir ki kendini yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturan adama hak veririz kimi zaman.

“Mustafa” belgeseli ile birlikte çok tartışılmaya başlanan bir yalnızlık türüdür lider yalnızlığı. Çoğu zaman liderin kaçınılmaz sonu olarak tanımlanır yalnızlık. Önce sizinle aynı yolda yürüyen, başarılarınıza sizinle birlikte sevinen hüzünlerinizle hüzünlenen dostlar nasıl olurlar bilinmez ama bir süre sonra dostunuz olmaktan çıkıverir. Bu yönüyle yalnızlıkların belki de en farkedilmez olanı, yavaş yavaş sinsice hayatımıza giren türüdür lider yalnızlığı.

Ya dost?

Ne kadar güçlüdür liderler... Çevrelerinde hep pervane olan birileri vardır. Her işlerini takip eden, kendilerinden önce koşup yol açan, sendelediklerinde hemen arkalarında olan bir sürü insan.. Ya dost? Güçsüz anlarını, yorgunluğunu, kararsızlığını ya da hatasını paylaşabileceği birileri. İşte o noktada dağılıverir çevrelerindeki herkes... Nereye gitmiştir canı pahasına kendini tehlikeye atan insanlar, onu saygıyla hürmetle sonsuz bir ilgi ile karşılayan insanlar nerededir? Canını tehlikeye atmak, en zor işlerin altından kalkmak kolaydır da liderin dostu olmak mıdır zor olan?

Evet, en zor işlerini yapan önünde koşan çoktur liderlerin ama her insan gibi hüzünlenişini, hatasını, yalnızlığını en önemlisi gerçek güvenini, dostluğunu emanet edebileceği birini bulmaya geldiğinde yapayalnızlardır.

Diğer yalnızlara tüm kapılar açılırken insan yüreğinde, lider yalnızlığının yargısı da farklı olur. Aşk acısı çekene destek veririz, onu anlamaya çalışır acısını paylaşırız, ayrılık acısı çekene hüzünlenir, kapatmaya çalışırız ondaki boşluk duygusunu... Ya liderlik yalnızlığı çekene?

Milyonların arasında yalnız olmak, milyonlar için çalışmak ama milyonda “bir dost” bulamamak. Acı ve gerçek... Herkesin derdini dinleyen ama dert anlatacak kimsesi olmayan liderler.

Lider olmak biraz yalnızlığı göze almak mıdır? Liderliğin yöneticiliğin insana sunduğu imkanlar ve bu imkanlarla dostluk ilişkisi çakışır mı? Bu çakışma mıdır lideri yalnız bırakan?

Peki, nedir liderleri kalabalıklar arasında yalnız bırakan? Arkadaşınız için yapmadığınız yaptığınızda da bir iki üç derken sonu gelmeyen istekler midir? Prensipleriniz ile dostluğunuz mu yarışmaktadır yoksa. Hangisi doğrudur? İş, ahlak, ekmek tuz hakkı?

Büyük adam, büyük yazar, şairler sultanı olur ama yalnızlığınızdan kurtulamazsınız. Oysa aradığınız tek şey üç beş gerçek dosttur... Dünyanın olanakları önünüze sunulmuş ama karşılığında dünyanın en güzel şeyi olan “dostluk” kavramı alınmıştır sizden...

 Aile düzeni olanlar kurtulur mu yalnızlıktan?

Aile hayatının düzenli olması yalnızlığın çaresi gösterilir. Aile düzeni olan liderler kurtulur mu yalnızlıktan? Her ne kadar eve gittiğinizde huzuru buluyor olsanız da dost bildiğiniz insanları kaybetmek üzmez mi sizi?

Evet, aile ortamının düzenli olması, eve gittiğinizde karşılaşılan sıcaklık ve huzur paha biçilemezdir. İnsanın ömrüne ömür katar, doğru. Peki, yeterli midir? Hemen herkesin çocukluğunda bulduğu bir aile sıcaklığı, güveni vardır. Ama herkes yaşamına ortak olacak, sırlarını paylaşacak aile dışından birini aramaz mı? İlk sırlarımızı paylaştığımız insan aile saadetini yaşadığımız kişiler değil de dışarıdan arkadaşlar değil midir? Dost dediğimiz kavram aileden faklı bir paylaşım gerektiriyorsa eğer, liderlerin aile düzenin olması yeter mi yalnızlıklarından kurtulmalarına?

İşin stresini eve getirmemiz bile yasakken, nasıl sadece aile yeter ki insana...

İlim denilen sonu gelmez yol fedakarlık gerektirir. Ona en değerli şey olan zamanınızı verdiğinizde, o da sizden zamanla birlikte gelen eş, dost, arkadaş, yaşamın tadı olan değerlerinizi feda etmenizi isteyecektir. Doğru, bu nedenle fedakarlık gerektirir bilim, masa başında veya laboratuvarda olmak, dışarıdaki yaşamı kaçırmak zorunda kalırsınız. Bu yüzden ancak bu işe gönül verenlerin yapacağı kadar zor bir seçimdir.

Ama liderlerinki böyle de değildir. Kapatmazlar kendilerini hiçbir yere. Hep insanlarla iç içedirler. Her zaman dert dinlemeye zamanları vardır. Belki her akşam başka biriyle farklı bir ortamda olmanın verdiği sonsuz bir çevre edinme şansları vardır ama sonuç bilim adamlarınkinden de kötüdür belki de. Sürekli bir yalnızlıktır çünkü onlarınki...

Oysa siz de kimi zaman acı, kimi zaman hasret çeken, kimi zaman ağlayan, kimi zaman pişmanlıklarla sarsılan birisinizdir. Önce lider olarak değil, insan olarak algılanmak için bir isyan duyarsınız içinizde. Eski dostlukları ararsınız.

Ama...

Tonlarca iş yoğunluğu, talepler, istekler, susmayan telefonlar, bitmeyen görüşmeler, görevler, sorumluluklar... Tüm bunlar sizi insan olarak algılanmaktan ve içinizdeki isyanı duyurmaktan alıkoyar.

Çelişen ister iş ahlakıyla dostluğunuz olsun, ister işinizin dosta zaman ayırmayı engelleyecek kadar yoğun oluşu... İster mutlu bir aile düzeniniz olsun, ister çevrenizde koşuşan bir sürü insan. Tüm yurda tüm dünyaya hükmedin isterseniz... Milyonlarca seveniniz olsun...

Liderlik, yalnızlıktır.

Bir büyük liderseniz, yalnız bir adamsınız...

> Bir büyük liderseniz, yalnız bir adamsınız...

İnsan bedenini en çok zorlayan duygudur yalnızlık... Her şeye katlanabilir insan; çok çalışıp az uyumaya, hayatının belli evrelerini bir amaç uğruna feda etmeye, acıya, ölüme...

hamza?aydogduÇünkü her feda ediş, içinde biraz ümit veya kabulleniş barındırır. Belki inanç belki de yaşanmayan günlerin, çekilen acıların ardından gelecek yaşanası günlerin kabullenişidir bu.

Ama yalnızlık, o başkadır... Sanki bütün acıları kapsayan bir buluttur yaşamımızda. Yaşanan, kabullenişi zor olan her ruh durumunun yanında bir de yalnızlık vardır.

Ölümü kabulleniriz yalnızlığa boyun eğerek, aşk acısı ile birlikte yalnızlığa da yer açarız hayatımızda, bilim için sanat için bedensel veya zihinsel yorgunluğu da göze alırsınız yanında gelen yalnızlığı da... En güzel hayallere ulaşmak, hedefleri başarmak, bile yalnızlık getirir kimi zaman...

Yaşamın içindedir yalnızlık. Her yaşamın içinde ve farklı şekillerde... Kimi zaman yavaş yavaş farkettirmeden gelir, kimi zaman korkunç bir facia ile bırakıverir insanı ortada.

Oysa yalnız kalmak için yaratılmamıştır insanoğlu... Adem’in yanına Havva verilmiş, insanoğlu yalnız kalmamalı denmiştir bir kere; doğaya üstünlüğünün anlatıldığı kurgusal alemde bile yalnız bırakılmamıştır insanoğlu. Robinson Cruose, Cuma ile birlikte göğüs gerer her zorluğa.

Yalnızlık, içinden çıkılmaz olduğu durumlarda öyle bir hale getirir ki kendini yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturan adama hak veririz kimi zaman.

“Mustafa” belgeseli ile birlikte çok tartışılmaya başlanan bir yalnızlık türüdür lider yalnızlığı. Çoğu zaman liderin kaçınılmaz sonu olarak tanımlanır yalnızlık. Önce sizinle aynı yolda yürüyen, başarılarınıza sizinle birlikte sevinen hüzünlerinizle hüzünlenen dostlar nasıl olurlar bilinmez ama bir süre sonra dostunuz olmaktan çıkıverir. Bu yönüyle yalnızlıkların belki de en farkedilmez olanı, yavaş yavaş sinsice hayatımıza giren türüdür lider yalnızlığı.

Ya dost?

Ne kadar güçlüdür liderler... Çevrelerinde hep pervane olan birileri vardır. Her işlerini takip eden, kendilerinden önce koşup yol açan, sendelediklerinde hemen arkalarında olan bir sürü insan.. Ya dost? Güçsüz anlarını, yorgunluğunu, kararsızlığını ya da hatasını paylaşabileceği birileri. İşte o noktada dağılıverir çevrelerindeki herkes... Nereye gitmiştir canı pahasına kendini tehlikeye atan insanlar, onu saygıyla hürmetle sonsuz bir ilgi ile karşılayan insanlar nerededir? Canını tehlikeye atmak, en zor işlerin altından kalkmak kolaydır da liderin dostu olmak mıdır zor olan?

Evet, en zor işlerini yapan önünde koşan çoktur liderlerin ama her insan gibi hüzünlenişini, hatasını, yalnızlığını en önemlisi gerçek güvenini, dostluğunu emanet edebileceği birini bulmaya geldiğinde yapayalnızlardır.

Diğer yalnızlara tüm kapılar açılırken insan yüreğinde, lider yalnızlığının yargısı da farklı olur. Aşk acısı çekene destek veririz, onu anlamaya çalışır acısını paylaşırız, ayrılık acısı çekene hüzünlenir, kapatmaya çalışırız ondaki boşluk duygusunu... Ya liderlik yalnızlığı çekene?

Milyonların arasında yalnız olmak, milyonlar için çalışmak ama milyonda “bir dost” bulamamak. Acı ve gerçek... Herkesin derdini dinleyen ama dert anlatacak kimsesi olmayan liderler.

Lider olmak biraz yalnızlığı göze almak mıdır? Liderliğin yöneticiliğin insana sunduğu imkanlar ve bu imkanlarla dostluk ilişkisi çakışır mı? Bu çakışma mıdır lideri yalnız bırakan?

Peki, nedir liderleri kalabalıklar arasında yalnız bırakan? Arkadaşınız için yapmadığınız yaptığınızda da bir iki üç derken sonu gelmeyen istekler midir? Prensipleriniz ile dostluğunuz mu yarışmaktadır yoksa. Hangisi doğrudur? İş, ahlak, ekmek tuz hakkı?

Büyük adam, büyük yazar, şairler sultanı olur ama yalnızlığınızdan kurtulamazsınız. Oysa aradığınız tek şey üç beş gerçek dosttur... Dünyanın olanakları önünüze sunulmuş ama karşılığında dünyanın en güzel şeyi olan “dostluk” kavramı alınmıştır sizden...

 Aile düzeni olanlar kurtulur mu yalnızlıktan?

Aile hayatının düzenli olması yalnızlığın çaresi gösterilir. Aile düzeni olan liderler kurtulur mu yalnızlıktan? Her ne kadar eve gittiğinizde huzuru buluyor olsanız da dost bildiğiniz insanları kaybetmek üzmez mi sizi?

Evet, aile ortamının düzenli olması, eve gittiğinizde karşılaşılan sıcaklık ve huzur paha biçilemezdir. İnsanın ömrüne ömür katar, doğru. Peki, yeterli midir? Hemen herkesin çocukluğunda bulduğu bir aile sıcaklığı, güveni vardır. Ama herkes yaşamına ortak olacak, sırlarını paylaşacak aile dışından birini aramaz mı? İlk sırlarımızı paylaştığımız insan aile saadetini yaşadığımız kişiler değil de dışarıdan arkadaşlar değil midir? Dost dediğimiz kavram aileden faklı bir paylaşım gerektiriyorsa eğer, liderlerin aile düzenin olması yeter mi yalnızlıklarından kurtulmalarına?

İşin stresini eve getirmemiz bile yasakken, nasıl sadece aile yeter ki insana...

İlim denilen sonu gelmez yol fedakarlık gerektirir. Ona en değerli şey olan zamanınızı verdiğinizde, o da sizden zamanla birlikte gelen eş, dost, arkadaş, yaşamın tadı olan değerlerinizi feda etmenizi isteyecektir. Doğru, bu nedenle fedakarlık gerektirir bilim, masa başında veya laboratuvarda olmak, dışarıdaki yaşamı kaçırmak zorunda kalırsınız. Bu yüzden ancak bu işe gönül verenlerin yapacağı kadar zor bir seçimdir.

Ama liderlerinki böyle de değildir. Kapatmazlar kendilerini hiçbir yere. Hep insanlarla iç içedirler. Her zaman dert dinlemeye zamanları vardır. Belki her akşam başka biriyle farklı bir ortamda olmanın verdiği sonsuz bir çevre edinme şansları vardır ama sonuç bilim adamlarınkinden de kötüdür belki de. Sürekli bir yalnızlıktır çünkü onlarınki...

Oysa siz de kimi zaman acı, kimi zaman hasret çeken, kimi zaman ağlayan, kimi zaman pişmanlıklarla sarsılan birisinizdir. Önce lider olarak değil, insan olarak algılanmak için bir isyan duyarsınız içinizde. Eski dostlukları ararsınız.

Ama...

Tonlarca iş yoğunluğu, talepler, istekler, susmayan telefonlar, bitmeyen görüşmeler, görevler, sorumluluklar... Tüm bunlar sizi insan olarak algılanmaktan ve içinizdeki isyanı duyurmaktan alıkoyar.

Çelişen ister iş ahlakıyla dostluğunuz olsun, ister işinizin dosta zaman ayırmayı engelleyecek kadar yoğun oluşu... İster mutlu bir aile düzeniniz olsun, ister çevrenizde koşuşan bir sürü insan. Tüm yurda tüm dünyaya hükmedin isterseniz... Milyonlarca seveniniz olsun...

Liderlik, yalnızlıktır.

Bir büyük liderseniz, yalnız bir adamsınız...

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Temmuz 2012 01:51

Gösterim: 2636


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.