Bir eğitim öğretim yılı daha eğitim sistemimizde sınavlar ve özel dershaneler konularını tartışarak geçti. Ailelerin doğal bir refleks olarak çocukları için en iyi geleceği hazırlama ve bu nedenle çocuklarına en nitelikli eğitimi aldırma kaygıları, daha iyi ve nitelikli okullara talebi doğurmuştur. Bu talebin yüksekliği ve yarattığı rekabet ise eğitim sistemindeki eşitsizliklerle birleşince, eğitim öğretim alanı her daim sıcak tartışmalara sahne olmuştur. Bu tartışmaların doğal bir sonucu olarak eğitim sistemini planlayanlar sık sık yeni düzenlemelere gitmiş, eğitimde reform girişimleri ülkemiz gündemini meşgul etmiştir ve etmeye devam etmektedir.
Eğitimi geliştirmek ve iyileştirmek için yapılan değişiklik girişimlerinin ne yazık ki bu alandaki sorunları çözmekten uzak kaldığı, hatta birçok yeni sorununa yol açtığı da görülmektedir. Yapılan bir değişikliğin olgunlaşması beklenmeden yerine bir yenisi konulmuş, değişiklikler bir öncekini tamamlayıcı olmaktan uzaklaşmıştır. Siyasi tercih ve kaygıların da etkisiyle ortaya çıkan bu durum nedeniyle yapılan değişikliklerin toplumda olumlu yankı bulduğu söylenemez.
Önceki yıllar için de durum çok farklı değildir; ama son 10-11 yıla baktığımızda eğitimin içeriğinden sınav sistemine kadar pek çok temel değişiklik yapıldığını görüyoruz. Geçtiğimiz eğitim öğretim yılı çok tartışılan 4+4+4 ile 12 yıllık zorunlu eğitim başlamış, yeni öğretim yılı için liseye geçiş sistemi dördüncü kez değiştirilmiştir. Örneğin bu dönem içinde üç yıllık lise eğitimi dört yıla çıkmış, LGS yerine getirilen OKS 2007 yılında kaldırılmış, yerine OGES olarak da tanınan üç aşamalı SBS sistemine geçilmiş ancak 2010 yılında üç aşamadan vazgeçilip tek sınava dönülmüştür. Şimdi ise tek merkezi sınav olan SBS kaldırılıp yerine okul sınavlarının 12 tanesinin merkezi olarak yapıldığı TEOG sistemine geçilmiştir. Tek başına ortaöğretime geçiş sistemindeki bu değişiklikler bile yukarıda bahsettiğimiz durumu örneklemektedir.
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı’nın TEOG sistemini açıkladığı 4 Eylül 2013 tarihli basın toplantısında ısrarla tekrarladığı; “Eğitim dinamik bir alandır” vurgusu kendi başına elbette doğrudur. Ancak bu dinamizm var olan sistemleri iyileştirmek ve geliştirmek yerine, “sil-baştan” yeni uygulamalar getirmek yönünde gerçekleşmektedir. Yapboza dönen eğitim sisteminden etkilenenler ise öncelikle öğrenciler sonra da bu alana gönül vermiş eğitimcilerdir, aslında tüm ülkedir.
Eğitim sistemindeki hızlı değişim ve dershane tartışmaları
Türkiye’de eğitim sisteminin değişim hızı düşünüldüğünde, dershaneler gibi eğitim sisteminin önemli bir parçası haline gelmiş kurumların bu kadar tartışılmasına şaşırmamak gerekir. Hatırlanacağı gibi Sayın Başbakan Erdoğan’ın 25 Mart 2012’de ''Üniversite giriş sınavlarını da, üniversite hazırlık kurslarını da ortadan kaldırıyoruz.'' diyerek başlattığı tartışma ve gerek kendilerinin gerekse Milli Eğitim Bakanlarımızın sonraları da bu görüşü tekrarlamaları sektörde kaygılara neden olmuştur.
Bu süreçte biz, sektörün ilk sivil toplum örgütü ÖZ-DE-BİR olarak tartışmalara yapıcı şekilde katkı vermek amacıyla çalışmalar başlattık. Dernek yayınlarımızda bu konuyu farklı yönleriyle ele aldık ve diğer dershane dernekleriyle işbirliği içinde olduk, kamuoyunu bilgilendirici yayınlar yaptık, dünyadan örneklere de yer verdiğimiz kapsamlı bir broşür hazırladık, ortak açıklamalara imza attık.
Hem üye dershanelerimizi hem de değerli veli ve öğrencilerimizi yazılı ve görsel basın aracılığıyla sık sık bilgilendirerek, üzerine düşünülmeden spontane olarak yapılan açıklamaların toplumda ve dershane çevrelerimizde yarattığı kaygıyı gidermeye çalıştık. Biz dernek olarak hep velilerimize ve öğrencilerimize, telaş ve kaygıya yer olmadığını, dershanelerimizin eğitim öğretim çalışmalarında gerekli hazırlıklar içinde olduğunu duyurduk.
Dershane yerine özel okul gerçekçi mi?
Dershanelerin özel okula dönüştürülmeleri konusu, geçen yılın tartışılan konuları içinde önemli bir yer tuttu. Biliyoruz ki dershaneler, her şeyden önce özel ders ihtiyacını karşılayan kurumlardır. Türkiye’de ve dünyanın pek çok ülkesinde bu ihtiyaç dershaneler ya da benzer eğitim kurumları aracılığıyla karşılanmaktadır. Özel ders talebini kontrollü biçimde, daha ekonomik ve sistemli olarak karşılayan bu organizasyonların işlevleriyle okulların işlevleri birbirinden tamamen farklıdır. Özel Öğretim Kurumları Kanunu, dershaneleri; “Öğrencileri, bir üst okulun veya yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlamak, istedikleri derslerde yetiştirmek ve (onların) bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumları” olarak tanımlanmıştır.
Okulların kalite bakımından ciddi farklılıklar göstermesi, aynı okulda ve aynı sınıfta öğrenciler arasında öğrenme hızına bağlı farklılıkların olması, öğrencilerin ve velilerin daha nitelikli eğitim olanaklarından yararlanarak sosyal statüsü yüksek mesleklere yönelmeleri ve sınavlara hazırlanma talebi, dershanelere duyulan ihtiyacın nedenlerinden bazılarıdır.
Unutulmamalıdır ki; dershaneler çoğunlukla dar ve orta gelirli ailelerin çocuklarının, daha uygun ekonomik şartlarda özel ders ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Tüm dershaneler okul olabilecek özelliklere sahip olsalar bile işlevlerinin farklılığı nedeniyle tam bir dönüşüm sağlanamaz. Zaten okul açmanın önünde bir engel de bulunmamakta ve son yıllarda da özel okulculuğa yatırım yapmak isteyen arkadaşlarımızın sayısı artmaktadır, koşulları buna uygun olan özel dershane girişimcilerimiz özel okullar açmaktadır.
Gerek ortaöğretime gerek yükseköğretime geçişte yüksek talep gören okullara ya da bölümlere yerleştirmenin hakkaniyet ölçülerinde yapılması son derece önemlidir. Türkiye’de dershanelerin yaygınlığını düşünürsek, eğitim sistemimizdeki derin eşitsizlik devam ettiği sürece dershaneleri eğitim sistemi dışına çıkarmak mümkün görünmemektedir. Ortaöğretim ve Yükseköğretime geçişte sistem sürekli değişse de sınav gerçeği devam etmektedir. Sınavlar yapılmaya devam ettiği sürece de dershanelere duyulan ihtiyaç kesinlikle ortadan kalkmayacaktır. Durum böyleyken eğer siz dershaneleri sistem dışına çıkarmak isterseniz, öğrencilerin yüksek bedellerle özel ders alacakları küçük büroların ve devlet denetiminden uzak organizasyonların önünü açmış olursunuz. Bu yasa dışı yapıdan da elbette en çok Türkiye ekonomisi zarar görür.
Eğitim sistemi planlanırken sorunların kaynağına inilmeli!
Eğitim yapa boza düzenlenemeyecek kadar önemli bir alandır. Dershanelerle ilgili yapılacak herhangi bir düzenlemede 100 bine yakın çalışan, öğretmen ve personelin bundan doğrudan etkileneceğini unutmamak gerekir. Dershanelere 1,5 milyona yakın öğrenci devam etmektedir. Bu sektörün kimi yasa değişiklikleriyle yok sayılması ile gerek matbaa sektöründe gerek yayın sektöründe çalışan binlerce kişi, matbaacı, kırtasiyeci, yayıncı, yazarın bundan etkileneceği de ayrı bir gerçektir. Biz dershanelerin varlıklarını sürdüreceklerine inandığımız için aksi duruma ilişkin de bir çalışma içinde de değiliz. Dershanelere olan ihtiyacın azaltılmasına dönük nasıl bir çalışma yapıldığını görmüyoruz. Bu bakımdan Artı Eğitim Dergisi aracılığıyla şunu söylemek isterim: Veli ve öğrencilerimizin dershanelerimizden alacakları eğitim hizmetlerinde hiçbir aksama olmayacaktır. Ne dershane öğretmenlerimiz, ne de dershanelerimize kaydolan öğrencilerimiz, velilerimiz bu dönemle ilgili herhangi bir kaygıya ve endişeye kapılmamalıdır.
18 Kasım 2013 tarihinde yapacağımız genel kurul toplantısı ile tüm bu süreci yeniden değerlendirecek Genel Kurulun seçeceği yeni yönetim kurulumuzla Türkiye’de eğitim sisteminin ve özel dershanelerin sorunlarına çözüm üretme çabamıza ara vermeksizin devam edeceğiz.
Genel Kurulumuzla tüm hazırlıklarını tamamlayacağımız 2013-2014 eğitim öğretim yılından temennimiz eğitim alanında yapılacak düzenlemeler planlanırken sorunların kaynağına inilmesi, eğitim eşitsizliklerinin giderilmesine dönük hızla adım atılmasıdır. Kararlı ve kalıcı bir gelişme seyri izleyebilen bir eğitim sistemi için atılacak tüm adımların çok yönlü araştırmalara ve geniş tabanlı fikir alışverişlerine dayalı olması bu ve sonraki eğitim öğretim yıllarında beklentimizdir.
Dershanelerle ilgili yapılacak değişiklikler, tepeden inme kararlarla değil eğitim sisteminin dershanelere ihtiyaç duyulmayacak şekilde düzenlenmesi ile doğal bir sürece yayılmalıdır.
Yeni Eğitim Öğretim yılının, bunca soruna rağmen, tüm velilerimize, öğrencilerimize ve eğitimcilerimize başarı getirmesini dileyerek dershanelerimizin tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da yeni eğitim öğretim yılına hazır olduğunu yinelemek isterim.
Faruk KÖPRÜLÜ
ÖZ-DE-BİR Yönetim Kurulu Başkanı
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bir eğitim öğretim yılı daha eğitim sistemimizde sınavlar ve özel dershaneler konularını tartışarak geçti. Ailelerin doğal bir refleks olarak çocukları için en iyi geleceği hazırlama ve bu nedenle çocuklarına en nitelikli eğitimi aldırma kaygıları, daha iyi ve nitelikli okullara talebi doğurmuştur. Bu talebin yüksekliği ve yarattığı rekabet ise eğitim sistemindeki eşitsizliklerle birleşince, eğitim öğretim alanı her daim sıcak tartışmalara sahne olmuştur. Bu tartışmaların doğal bir sonucu olarak eğitim sistemini planlayanlar sık sık yeni düzenlemelere gitmiş, eğitimde reform girişimleri ülkemiz gündemini meşgul etmiştir ve etmeye devam etmektedir.
Eğitimi geliştirmek ve iyileştirmek için yapılan değişiklik girişimlerinin ne yazık ki bu alandaki sorunları çözmekten uzak kaldığı, hatta birçok yeni sorununa yol açtığı da görülmektedir. Yapılan bir değişikliğin olgunlaşması beklenmeden yerine bir yenisi konulmuş, değişiklikler bir öncekini tamamlayıcı olmaktan uzaklaşmıştır. Siyasi tercih ve kaygıların da etkisiyle ortaya çıkan bu durum nedeniyle yapılan değişikliklerin toplumda olumlu yankı bulduğu söylenemez.
Önceki yıllar için de durum çok farklı değildir; ama son 10-11 yıla baktığımızda eğitimin içeriğinden sınav sistemine kadar pek çok temel değişiklik yapıldığını görüyoruz. Geçtiğimiz eğitim öğretim yılı çok tartışılan 4+4+4 ile 12 yıllık zorunlu eğitim başlamış, yeni öğretim yılı için liseye geçiş sistemi dördüncü kez değiştirilmiştir. Örneğin bu dönem içinde üç yıllık lise eğitimi dört yıla çıkmış, LGS yerine getirilen OKS 2007 yılında kaldırılmış, yerine OGES olarak da tanınan üç aşamalı SBS sistemine geçilmiş ancak 2010 yılında üç aşamadan vazgeçilip tek sınava dönülmüştür. Şimdi ise tek merkezi sınav olan SBS kaldırılıp yerine okul sınavlarının 12 tanesinin merkezi olarak yapıldığı TEOG sistemine geçilmiştir. Tek başına ortaöğretime geçiş sistemindeki bu değişiklikler bile yukarıda bahsettiğimiz durumu örneklemektedir.
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı’nın TEOG sistemini açıkladığı 4 Eylül 2013 tarihli basın toplantısında ısrarla tekrarladığı; “Eğitim dinamik bir alandır” vurgusu kendi başına elbette doğrudur. Ancak bu dinamizm var olan sistemleri iyileştirmek ve geliştirmek yerine, “sil-baştan” yeni uygulamalar getirmek yönünde gerçekleşmektedir. Yapboza dönen eğitim sisteminden etkilenenler ise öncelikle öğrenciler sonra da bu alana gönül vermiş eğitimcilerdir, aslında tüm ülkedir.
Eğitim sistemindeki hızlı değişim ve dershane tartışmaları
Türkiye’de eğitim sisteminin değişim hızı düşünüldüğünde, dershaneler gibi eğitim sisteminin önemli bir parçası haline gelmiş kurumların bu kadar tartışılmasına şaşırmamak gerekir. Hatırlanacağı gibi Sayın Başbakan Erdoğan’ın 25 Mart 2012’de ''Üniversite giriş sınavlarını da, üniversite hazırlık kurslarını da ortadan kaldırıyoruz.'' diyerek başlattığı tartışma ve gerek kendilerinin gerekse Milli Eğitim Bakanlarımızın sonraları da bu görüşü tekrarlamaları sektörde kaygılara neden olmuştur.
Bu süreçte biz, sektörün ilk sivil toplum örgütü ÖZ-DE-BİR olarak tartışmalara yapıcı şekilde katkı vermek amacıyla çalışmalar başlattık. Dernek yayınlarımızda bu konuyu farklı yönleriyle ele aldık ve diğer dershane dernekleriyle işbirliği içinde olduk, kamuoyunu bilgilendirici yayınlar yaptık, dünyadan örneklere de yer verdiğimiz kapsamlı bir broşür hazırladık, ortak açıklamalara imza attık.
Hem üye dershanelerimizi hem de değerli veli ve öğrencilerimizi yazılı ve görsel basın aracılığıyla sık sık bilgilendirerek, üzerine düşünülmeden spontane olarak yapılan açıklamaların toplumda ve dershane çevrelerimizde yarattığı kaygıyı gidermeye çalıştık. Biz dernek olarak hep velilerimize ve öğrencilerimize, telaş ve kaygıya yer olmadığını, dershanelerimizin eğitim öğretim çalışmalarında gerekli hazırlıklar içinde olduğunu duyurduk.
Dershane yerine özel okul gerçekçi mi?
Dershanelerin özel okula dönüştürülmeleri konusu, geçen yılın tartışılan konuları içinde önemli bir yer tuttu. Biliyoruz ki dershaneler, her şeyden önce özel ders ihtiyacını karşılayan kurumlardır. Türkiye’de ve dünyanın pek çok ülkesinde bu ihtiyaç dershaneler ya da benzer eğitim kurumları aracılığıyla karşılanmaktadır. Özel ders talebini kontrollü biçimde, daha ekonomik ve sistemli olarak karşılayan bu organizasyonların işlevleriyle okulların işlevleri birbirinden tamamen farklıdır. Özel Öğretim Kurumları Kanunu, dershaneleri; “Öğrencileri, bir üst okulun veya yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlamak, istedikleri derslerde yetiştirmek ve (onların) bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumları” olarak tanımlanmıştır.
Okulların kalite bakımından ciddi farklılıklar göstermesi, aynı okulda ve aynı sınıfta öğrenciler arasında öğrenme hızına bağlı farklılıkların olması, öğrencilerin ve velilerin daha nitelikli eğitim olanaklarından yararlanarak sosyal statüsü yüksek mesleklere yönelmeleri ve sınavlara hazırlanma talebi, dershanelere duyulan ihtiyacın nedenlerinden bazılarıdır.
Unutulmamalıdır ki; dershaneler çoğunlukla dar ve orta gelirli ailelerin çocuklarının, daha uygun ekonomik şartlarda özel ders ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Tüm dershaneler okul olabilecek özelliklere sahip olsalar bile işlevlerinin farklılığı nedeniyle tam bir dönüşüm sağlanamaz. Zaten okul açmanın önünde bir engel de bulunmamakta ve son yıllarda da özel okulculuğa yatırım yapmak isteyen arkadaşlarımızın sayısı artmaktadır, koşulları buna uygun olan özel dershane girişimcilerimiz özel okullar açmaktadır.
Gerek ortaöğretime gerek yükseköğretime geçişte yüksek talep gören okullara ya da bölümlere yerleştirmenin hakkaniyet ölçülerinde yapılması son derece önemlidir. Türkiye’de dershanelerin yaygınlığını düşünürsek, eğitim sistemimizdeki derin eşitsizlik devam ettiği sürece dershaneleri eğitim sistemi dışına çıkarmak mümkün görünmemektedir. Ortaöğretim ve Yükseköğretime geçişte sistem sürekli değişse de sınav gerçeği devam etmektedir. Sınavlar yapılmaya devam ettiği sürece de dershanelere duyulan ihtiyaç kesinlikle ortadan kalkmayacaktır. Durum böyleyken eğer siz dershaneleri sistem dışına çıkarmak isterseniz, öğrencilerin yüksek bedellerle özel ders alacakları küçük büroların ve devlet denetiminden uzak organizasyonların önünü açmış olursunuz. Bu yasa dışı yapıdan da elbette en çok Türkiye ekonomisi zarar görür.
Eğitim sistemi planlanırken sorunların kaynağına inilmeli!
Eğitim yapa boza düzenlenemeyecek kadar önemli bir alandır. Dershanelerle ilgili yapılacak herhangi bir düzenlemede 100 bine yakın çalışan, öğretmen ve personelin bundan doğrudan etkileneceğini unutmamak gerekir. Dershanelere 1,5 milyona yakın öğrenci devam etmektedir. Bu sektörün kimi yasa değişiklikleriyle yok sayılması ile gerek matbaa sektöründe gerek yayın sektöründe çalışan binlerce kişi, matbaacı, kırtasiyeci, yayıncı, yazarın bundan etkileneceği de ayrı bir gerçektir. Biz dershanelerin varlıklarını sürdüreceklerine inandığımız için aksi duruma ilişkin de bir çalışma içinde de değiliz. Dershanelere olan ihtiyacın azaltılmasına dönük nasıl bir çalışma yapıldığını görmüyoruz. Bu bakımdan Artı Eğitim Dergisi aracılığıyla şunu söylemek isterim: Veli ve öğrencilerimizin dershanelerimizden alacakları eğitim hizmetlerinde hiçbir aksama olmayacaktır. Ne dershane öğretmenlerimiz, ne de dershanelerimize kaydolan öğrencilerimiz, velilerimiz bu dönemle ilgili herhangi bir kaygıya ve endişeye kapılmamalıdır.
18 Kasım 2013 tarihinde yapacağımız genel kurul toplantısı ile tüm bu süreci yeniden değerlendirecek Genel Kurulun seçeceği yeni yönetim kurulumuzla Türkiye’de eğitim sisteminin ve özel dershanelerin sorunlarına çözüm üretme çabamıza ara vermeksizin devam edeceğiz.
Genel Kurulumuzla tüm hazırlıklarını tamamlayacağımız 2013-2014 eğitim öğretim yılından temennimiz eğitim alanında yapılacak düzenlemeler planlanırken sorunların kaynağına inilmesi, eğitim eşitsizliklerinin giderilmesine dönük hızla adım atılmasıdır. Kararlı ve kalıcı bir gelişme seyri izleyebilen bir eğitim sistemi için atılacak tüm adımların çok yönlü araştırmalara ve geniş tabanlı fikir alışverişlerine dayalı olması bu ve sonraki eğitim öğretim yıllarında beklentimizdir.
Dershanelerle ilgili yapılacak değişiklikler, tepeden inme kararlarla değil eğitim sisteminin dershanelere ihtiyaç duyulmayacak şekilde düzenlenmesi ile doğal bir sürece yayılmalıdır.
Yeni Eğitim Öğretim yılının, bunca soruna rağmen, tüm velilerimize, öğrencilerimize ve eğitimcilerimize başarı getirmesini dileyerek dershanelerimizin tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da yeni eğitim öğretim yılına hazır olduğunu yinelemek isterim.
Faruk KÖPRÜLÜ
ÖZ-DE-BİR Yönetim Kurulu Başkanı
Son Güncelleme: Cuma, 13 Eylül 2013 11:32
Gösterim: 2211
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Pedagojik Formasyon Sertifika Programları ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
YÖK, pedagojik formasyon sertifika programlarına girişte Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçlarının bu yıldan itibaren kullanılacağını bildirdi. Yapılan açıklamada formasyon alacak adayların sonuçları 3 yıl geçerli olan ALES puanını kullanabileceği son üç yılda ALES’e girmemiş adayların da 2013 ALES Sonbahar Dönemi’ne girmeleri gerektiği belirtildi.
Formasyon başvuruları ne zaman başlıyor?
YÖK pedagojik formasyon sertifika programları için toplam kontenjan sayısını da 20 bin olarak belirledi. Başvurular ALES-2013 Sonbahar Dönemi sonuçları açıklandıktan sonra alınacak.
YÖK'ten yapılan ALES açıklaması şöyle;
Yükseköğretim Kurulu'nca geçtiğimiz yıllarda izin verilen üniversitelerimizde yürütülen pedagojik formasyon sertifika programlarına, 2013-2014 öğretim yılından itibaren öğrencilerin, alanlara göre ayrılacak kontenjanlar dahilinde, merkezi olarak ÖSYM tarafından yerleştirilmesine karar verilmiştir.
Geçmiş yıllarda öğrencilerin akademik başarı ortalamalarına göre yapılan söz konusu yerleştirmede, 2013-2014 öğretim yılından itibaren Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçları da kullanılacaktır. Bununla ilgili kısa bir açıklama, ÖSYM tarafından yayınlanan ALES 2013 Sonbahar Dönemi Kılavuzunda, sınavla ilgili Genel Bilgiler, Temel İlke ve Kurallar başlığı altında 1.8. maddede, "Yükseköğretim Kurulu tarafından izin verilen yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde de ALES sonuçları kullanılacaktır. Öğretmenlik sertifika programlarına başvuruda bulunmak isteyenlerin bu sınava girmeleri zorunludur" şeklinde yer almıştır. Bu sınavın sonuçları üç yıl geçerli olduğundan son üç yıl içinde ALES'e girmemiş olanların, programa başvurabilmek için Kasım 2013 ayında yapılacak sınava katılmaları gerekmektedir.
Pedagojik Formasyon Sertifika Programları için toplam kontenjan sayısı 20 bin olarak belirlenmiş olup başvurular ALES 2013 Sonbahar Dönemi sonuçları açıklandıktan sonra alınacaktır. Konuyla ilgili çalışmalar devam etmekte olup programa internet üzerinden online başvuru ve yerleştirme sistemi ile ilgili ayrıntılı bilgiler, programın uygulanmasıyla ilgili usul ve esaslar, önümüzdeki günlerde YÖK ve ÖSYM web sayfalarından ilan edilecektir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Pedagojik Formasyon Sertifika Programları ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
YÖK, pedagojik formasyon sertifika programlarına girişte Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçlarının bu yıldan itibaren kullanılacağını bildirdi. Yapılan açıklamada formasyon alacak adayların sonuçları 3 yıl geçerli olan ALES puanını kullanabileceği son üç yılda ALES’e girmemiş adayların da 2013 ALES Sonbahar Dönemi’ne girmeleri gerektiği belirtildi.
Formasyon başvuruları ne zaman başlıyor?
YÖK pedagojik formasyon sertifika programları için toplam kontenjan sayısını da 20 bin olarak belirledi. Başvurular ALES-2013 Sonbahar Dönemi sonuçları açıklandıktan sonra alınacak.
YÖK'ten yapılan ALES açıklaması şöyle;
Yükseköğretim Kurulu'nca geçtiğimiz yıllarda izin verilen üniversitelerimizde yürütülen pedagojik formasyon sertifika programlarına, 2013-2014 öğretim yılından itibaren öğrencilerin, alanlara göre ayrılacak kontenjanlar dahilinde, merkezi olarak ÖSYM tarafından yerleştirilmesine karar verilmiştir.
Geçmiş yıllarda öğrencilerin akademik başarı ortalamalarına göre yapılan söz konusu yerleştirmede, 2013-2014 öğretim yılından itibaren Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçları da kullanılacaktır. Bununla ilgili kısa bir açıklama, ÖSYM tarafından yayınlanan ALES 2013 Sonbahar Dönemi Kılavuzunda, sınavla ilgili Genel Bilgiler, Temel İlke ve Kurallar başlığı altında 1.8. maddede, "Yükseköğretim Kurulu tarafından izin verilen yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde de ALES sonuçları kullanılacaktır. Öğretmenlik sertifika programlarına başvuruda bulunmak isteyenlerin bu sınava girmeleri zorunludur" şeklinde yer almıştır. Bu sınavın sonuçları üç yıl geçerli olduğundan son üç yıl içinde ALES'e girmemiş olanların, programa başvurabilmek için Kasım 2013 ayında yapılacak sınava katılmaları gerekmektedir.
Pedagojik Formasyon Sertifika Programları için toplam kontenjan sayısı 20 bin olarak belirlenmiş olup başvurular ALES 2013 Sonbahar Dönemi sonuçları açıklandıktan sonra alınacaktır. Konuyla ilgili çalışmalar devam etmekte olup programa internet üzerinden online başvuru ve yerleştirme sistemi ile ilgili ayrıntılı bilgiler, programın uygulanmasıyla ilgili usul ve esaslar, önümüzdeki günlerde YÖK ve ÖSYM web sayfalarından ilan edilecektir.
Son Güncelleme: Perşembe, 12 Eylül 2013 17:10
Gösterim: 2941
Belediyenin yaptığı yüzde 4'lük zam açıklamasına karşı yüzde 10 zam kararı aldıklarını belirten İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, UKOME'ye mahkeme yolunu gösterdi.
İstanbul’da okul servisi ücretlerinde Belediye ile İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği antlaşma sağlayamadı.
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) okul servis taşımacılığında 2013-2014 yılı için yüzde 10 zam yaptıklarını açıkladı. İSTESOB başkanı Faik Yılmaz, “Servis araçlarımızın zam tekliflerini Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) 'ne gönderdik. Orada servis araçlarımıza yüzde 4 zam teklifi çıktı. İtirazımıza rağmen yüzde 4 zammı kabul ettiler.
Biz kanunun bize vermiş olduğu yetkiyi bugüne kadar kullanmadık. Bu basın toplantımız tekrar edeyim Kadir Topbaş başkana karşı değil. Çünkü UKOME'de diğer kurumların temsilcileri de var. Yüzde 4 zamma karşı bizde kanunun bize vermiş olduğu yetkiyi kullanarak yüzde 10 zammını uygulama kararını aldık. Dün yapılan toplantımızda odamızın teklifi üzerine bu zammı kabul ettik" diye konuştu. Belediyenin mahkemeye gitme hakkı olduğunu ifade eden Yılmaz yeni ücret tarifesini uygulayacaklarını belirtti.
İSTESOB’un aldığı yüzde 10’luk zam karına göre yeni fiyat listesi şöyle oluştu:
0-1 km: 154 lira
0-3km: 159,5 lira
3-5 km: 170,5 lira
5-7 km: 181,5 lira
7-9 km: 192,5 lira
9-11 km: 225 lira
11-13 km: 255 lira
13-15 km: 175 lira
15-17 km: 295 lira
17-19 km: 315 lira
19-21 km: 335 lira
21-23 km: 350 lira
23-25 km: 365 lira
25 km’yi aşan her km için 3,5 lira ek
Hostes ücreti: 55 lira
UKOME’nin dün açıkladığı ücret tarifesi ise şöyleydi:
0-1 km arası 140,00
1-3 km arası 155,00
3-5 km arası 165,00
5-7 km arası 170,00
7-9 km arası 180,00
9-11 km arası 220,00
11-13 km arası 250,00
13-15 km arası 270,00
15-17 km arası 280,00
17-19 km arası 300,00
19-21 km arası 320,00
21-23 km arası 340,00
23-25 km arası 345,00
25 sonrası her km başına 3,00 lira
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Belediyenin yaptığı yüzde 4'lük zam açıklamasına karşı yüzde 10 zam kararı aldıklarını belirten İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, UKOME'ye mahkeme yolunu gösterdi.
İstanbul’da okul servisi ücretlerinde Belediye ile İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği antlaşma sağlayamadı.
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) okul servis taşımacılığında 2013-2014 yılı için yüzde 10 zam yaptıklarını açıkladı. İSTESOB başkanı Faik Yılmaz, “Servis araçlarımızın zam tekliflerini Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) 'ne gönderdik. Orada servis araçlarımıza yüzde 4 zam teklifi çıktı. İtirazımıza rağmen yüzde 4 zammı kabul ettiler.
Biz kanunun bize vermiş olduğu yetkiyi bugüne kadar kullanmadık. Bu basın toplantımız tekrar edeyim Kadir Topbaş başkana karşı değil. Çünkü UKOME'de diğer kurumların temsilcileri de var. Yüzde 4 zamma karşı bizde kanunun bize vermiş olduğu yetkiyi kullanarak yüzde 10 zammını uygulama kararını aldık. Dün yapılan toplantımızda odamızın teklifi üzerine bu zammı kabul ettik" diye konuştu. Belediyenin mahkemeye gitme hakkı olduğunu ifade eden Yılmaz yeni ücret tarifesini uygulayacaklarını belirtti.
İSTESOB’un aldığı yüzde 10’luk zam karına göre yeni fiyat listesi şöyle oluştu:
0-1 km: 154 lira
0-3km: 159,5 lira
3-5 km: 170,5 lira
5-7 km: 181,5 lira
7-9 km: 192,5 lira
9-11 km: 225 lira
11-13 km: 255 lira
13-15 km: 175 lira
15-17 km: 295 lira
17-19 km: 315 lira
19-21 km: 335 lira
21-23 km: 350 lira
23-25 km: 365 lira
25 km’yi aşan her km için 3,5 lira ek
Hostes ücreti: 55 lira
UKOME’nin dün açıkladığı ücret tarifesi ise şöyleydi:
0-1 km arası 140,00
1-3 km arası 155,00
3-5 km arası 165,00
5-7 km arası 170,00
7-9 km arası 180,00
9-11 km arası 220,00
11-13 km arası 250,00
13-15 km arası 270,00
15-17 km arası 280,00
17-19 km arası 300,00
19-21 km arası 320,00
21-23 km arası 340,00
23-25 km arası 345,00
25 sonrası her km başına 3,00 lira
Son Güncelleme: Perşembe, 12 Eylül 2013 14:36
Gösterim: 1982
ÖSYM’nin 2013 ALES Sonbahar Kılavuzu’nda yer alan “Öğretmenlik sertifika programları” için "ALES’e girme şartı"na sosyal medyadan tepki yağdı.
Eğitimtercihi- Fen-edebiyat fakültelerinden mezun olanlar için yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) şartı getirilmesine öğrenciler ve mezunlar sosyal medyada isyan etti.
Formasyon başvurularına az bir zaman kala açıklanan karar eğitim camiasında şok etkisi yarattı. Formasyon için bekleyen yüzlerce öğrenci ve mezun sosyal medyadan seslerini duyurmak için #2013FormasyonİçinAleseHayır hashtagıyla ALES kararına tepki gösterdi.
ÖSYM’nin 2013 ALES Sonbahar Dönemi Başvuru açıklamasında yer alan açıklama şöyle;
Yükseköğretim Kurulu tarafından izin verilen yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde de Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçları kullanılacaktır. Öğretmenlik sertifika programlarına başvuruda bulunmak isteyenlerin bu sınava girmeleri zorunludur.
Bu yıl ilke defa uygulanacak olan yeni düzenlemeyle ilgili YÖK’ten henüz bir açıklama yapılmadı.
Twitter’dan gelen tepkiler şöyle;
berivan odabaşı @odabasiberivan 42 dk
bu ne saçmalıktır formasyon için ales zorunluluğu!! sürekli sistem değişikliği !! 1yılımız kaybolmasın !! #2013FormasyonİçinAleseHayır
Adnan ÇELİK @502Adnan 1 sa
Planlarımız yaptık son hafta da ales gelirse mağdur olacağız bundan dolayı #2013FormasyonİçinAleseHayır
MeBeMee. @Mervelibetul 1 sa
Neden herşeyi zorlaştırıyorsunuz? İlla bi yerlere gelmek için sürünmek mi gerekiyor? #2013FormasyonİçinAleseHayır
semra @semraakutukk 2 sa
Osym yine tutarsız kararlarıyla insanları mağdur etmeyi, strese sokmayı başardı. #2013FormasyonİçinAleseHayır. Bu yıl uygulanmamalı!!!
Tuğba Küpçüoğlu @tugbakupcuoglu 2 sa
#2013FormasyonİçinAleseHayır Bu yıl uygulanması haksızlıktır, konu hakkında açıklama bekliyoruz @cetinsayag
Brunette @ozgecvk_mabell 2 sa
#2013FormasyonİçinAleseHayır formasyon başvurularına bir hafta kala bu bizlere yapılmamalı!! ben alese girdim beni bağlamaz deme!! DESTEKKKK
Merak Edilenler @MerakEdilenler2 3 sa
Alesin bu sene gelmesi haksızlık. Alese girmemiş olanlar mağdur mu olsun,düşük alanlar mağdur mu olsun. #2013FormasyonİçinAleseHayır
M.a @madeinmaydin 3 sa
Ogretmenlerin saglikli nesiller yetistirmemesi icin ellerinden geleni yapan bir zihniyet.Peki kim dur diyecek ? #2013FormasyonİçinAleseHayır
canan kılıç @cannankilic 3 sa
bizim korkumuz Ales'e girmek değil,bunun yeni açıklanmış olması! #2013FormasyonİçinAleseHayır
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM’nin 2013 ALES Sonbahar Kılavuzu’nda yer alan “Öğretmenlik sertifika programları” için "ALES’e girme şartı"na sosyal medyadan tepki yağdı.
Eğitimtercihi- Fen-edebiyat fakültelerinden mezun olanlar için yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) şartı getirilmesine öğrenciler ve mezunlar sosyal medyada isyan etti.
Formasyon başvurularına az bir zaman kala açıklanan karar eğitim camiasında şok etkisi yarattı. Formasyon için bekleyen yüzlerce öğrenci ve mezun sosyal medyadan seslerini duyurmak için #2013FormasyonİçinAleseHayır hashtagıyla ALES kararına tepki gösterdi.
ÖSYM’nin 2013 ALES Sonbahar Dönemi Başvuru açıklamasında yer alan açıklama şöyle;
Yükseköğretim Kurulu tarafından izin verilen yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde de Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçları kullanılacaktır. Öğretmenlik sertifika programlarına başvuruda bulunmak isteyenlerin bu sınava girmeleri zorunludur.
Bu yıl ilke defa uygulanacak olan yeni düzenlemeyle ilgili YÖK’ten henüz bir açıklama yapılmadı.
Twitter’dan gelen tepkiler şöyle;
berivan odabaşı @odabasiberivan 42 dk
bu ne saçmalıktır formasyon için ales zorunluluğu!! sürekli sistem değişikliği !! 1yılımız kaybolmasın !! #2013FormasyonİçinAleseHayır
Adnan ÇELİK @502Adnan 1 sa
Planlarımız yaptık son hafta da ales gelirse mağdur olacağız bundan dolayı #2013FormasyonİçinAleseHayır
MeBeMee. @Mervelibetul 1 sa
Neden herşeyi zorlaştırıyorsunuz? İlla bi yerlere gelmek için sürünmek mi gerekiyor? #2013FormasyonİçinAleseHayır
semra @semraakutukk 2 sa
Osym yine tutarsız kararlarıyla insanları mağdur etmeyi, strese sokmayı başardı. #2013FormasyonİçinAleseHayır. Bu yıl uygulanmamalı!!!
Tuğba Küpçüoğlu @tugbakupcuoglu 2 sa
#2013FormasyonİçinAleseHayır Bu yıl uygulanması haksızlıktır, konu hakkında açıklama bekliyoruz @cetinsayag
Brunette @ozgecvk_mabell 2 sa
#2013FormasyonİçinAleseHayır formasyon başvurularına bir hafta kala bu bizlere yapılmamalı!! ben alese girdim beni bağlamaz deme!! DESTEKKKK
Merak Edilenler @MerakEdilenler2 3 sa
Alesin bu sene gelmesi haksızlık. Alese girmemiş olanlar mağdur mu olsun,düşük alanlar mağdur mu olsun. #2013FormasyonİçinAleseHayır
M.a @madeinmaydin 3 sa
Ogretmenlerin saglikli nesiller yetistirmemesi icin ellerinden geleni yapan bir zihniyet.Peki kim dur diyecek ? #2013FormasyonİçinAleseHayır
canan kılıç @cannankilic 3 sa
bizim korkumuz Ales'e girmek değil,bunun yeni açıklanmış olması! #2013FormasyonİçinAleseHayır
Son Güncelleme: Perşembe, 12 Eylül 2013 15:24
Gösterim: 2707
Fen-edebiyat fakültelerinden mezun olanların öğretmen olabilmesine imkan tanıyan pedagojik formasyon başvurularında ALES’e girme zorunluluğu getirildi.
Eğitimtercihi- Fen-edebiyat fakültelerinden mezun olanlar için yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) şartı getirildi.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin(ÖSYM) yayınladığı 2013 ALES Sonbahar Dönemi Başvuru Kılavuzu’nda şu açıklama yer aldı;
Yükseköğretim Kurulu tarafından izin verilen yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde de Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçları kullanılacaktır. Öğretmenlik sertifika programlarına başvuruda bulunmak isteyenlerin bu sınava girmeleri zorunludur.
ALES başvuru kılavuzu için Tıklayın
Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) yılda iki kez yapılıyor
Başvuru yapacak adaylar 50 TL sınav ücretini başvuru merkezlerine ya da ÖSYM’nin internet sitesi aracılığıyla yatırabilecek.
Başvuru süresi: 11 - 20 Eylül 2013
Sınav tarihi, saati ve süresi: 17 Kasım 2013, 09.30, 180 dakika
Başvuru hizmeti ücreti: 3,00 TL
Sınav ücreti: 50,00 TL
Yeni şifre edinme ücreti: 2,00 TL
Başvuru merkezlerinden fotoğraf yenileme işlemi ücreti: 5,00 TL
ALES yılda iki kez yapılıyor
ÖSYM tarafından ALES yılda iki kez, ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde yapılıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Fen-edebiyat fakültelerinden mezun olanların öğretmen olabilmesine imkan tanıyan pedagojik formasyon başvurularında ALES’e girme zorunluluğu getirildi.
Eğitimtercihi- Fen-edebiyat fakültelerinden mezun olanlar için yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) şartı getirildi.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin(ÖSYM) yayınladığı 2013 ALES Sonbahar Dönemi Başvuru Kılavuzu’nda şu açıklama yer aldı;
Yükseköğretim Kurulu tarafından izin verilen yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde de Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçları kullanılacaktır. Öğretmenlik sertifika programlarına başvuruda bulunmak isteyenlerin bu sınava girmeleri zorunludur.
ALES başvuru kılavuzu için Tıklayın
Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) yılda iki kez yapılıyor
Başvuru yapacak adaylar 50 TL sınav ücretini başvuru merkezlerine ya da ÖSYM’nin internet sitesi aracılığıyla yatırabilecek.
Başvuru süresi: 11 - 20 Eylül 2013
Sınav tarihi, saati ve süresi: 17 Kasım 2013, 09.30, 180 dakika
Başvuru hizmeti ücreti: 3,00 TL
Sınav ücreti: 50,00 TL
Yeni şifre edinme ücreti: 2,00 TL
Başvuru merkezlerinden fotoğraf yenileme işlemi ücreti: 5,00 TL
ALES yılda iki kez yapılıyor
ÖSYM tarafından ALES yılda iki kez, ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde yapılıyor.
Son Güncelleme: Perşembe, 12 Eylül 2013 16:00
Gösterim: 3739