Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanıyla gerçekleştirilen “Rekabetçi Sektörler Programı” kapsamında, GAP4MSME projesiyle 20 milyon TL’lik destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında 3 yıl içinde yapılacak çalışmalarla 450 firmanın ulusal ve uluslararası rekabet edebilirliğinin arttırılması hedefleniyor.
İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (ŞEHİR TTO); Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan “Rekabetçi Sektörler Programı” kapsamında değerlendirme sürecini başarıyla tamamlayarak, GAP4MSME (Growth and Acceleration Program for Micro, Small and Medium Enterprises) projesiyle 20 milyon TL’lik destek almaya hak kazandı.
Proje hakkında bilgi veren İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Direktörü Önder Yılmaz, “GAP4MSME projesi İstanbul Şehir Üniversitesi yürütücülüğünde, Dokuz Eylül Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Sanayi Odası ortaklığında yürütülecek. Proje kapsamında İstanbul, İzmir ve Bursa’da inovasyon kapasite analizi ile farklı seviyelerde belirlenen yararlanıcılara kurulacak 3 makerlab ile birlikte farklı eğitim ve hizmetler verilecek rekabet arttırıcı aksiyon planları oluşturulup, teknoloji ticarileştirme ve inovatif kapasite artırımı hizmetleri sunulacak” dedi.
Üç yıl içinde 450 firmaya ulaşılması planlanıyor
Projenin üç yıl süreceğini anlatan Önder Yılmaz şunları söyledi: “Üç yıllık program kapsamında yaklaşık 450 firmaya pazar araştırması, teknoloji değerlendirme raporu, fuar katılımları, patent yazımı, ulusal ve uluslararası proje yazımı, sertifikasyon, inovasyon eğitimleri, prototipleme, yurtdışı demoday vb. özelleştirilmiş servisler dış uzmanlar ile ücretsiz olarak sunulacak. Ayrıca üç şehirde kurulacak olan nesnelerin interneti–akıllı şehir, otomotiv ve sağlık odaklı prototipleme ve fabrikasyon laboratuvar altyapıları ile teknoloji odaklı ürün geliştirme süreçleri desteklenerek hızlandırılacak. Bu doğrultuda proje süresince yararlanıcı firmaların ulusal ve uluslararası rekabet edebilirliğinin arttırılması ve oluşturulan değerlerin uluslararası görünürlüğünün arttırılması amaçlanıyor.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanıyla gerçekleştirilen “Rekabetçi Sektörler Programı” kapsamında, GAP4MSME projesiyle 20 milyon TL’lik destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında 3 yıl içinde yapılacak çalışmalarla 450 firmanın ulusal ve uluslararası rekabet edebilirliğinin arttırılması hedefleniyor.
İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (ŞEHİR TTO); Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan “Rekabetçi Sektörler Programı” kapsamında değerlendirme sürecini başarıyla tamamlayarak, GAP4MSME (Growth and Acceleration Program for Micro, Small and Medium Enterprises) projesiyle 20 milyon TL’lik destek almaya hak kazandı.
Proje hakkında bilgi veren İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Direktörü Önder Yılmaz, “GAP4MSME projesi İstanbul Şehir Üniversitesi yürütücülüğünde, Dokuz Eylül Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Sanayi Odası ortaklığında yürütülecek. Proje kapsamında İstanbul, İzmir ve Bursa’da inovasyon kapasite analizi ile farklı seviyelerde belirlenen yararlanıcılara kurulacak 3 makerlab ile birlikte farklı eğitim ve hizmetler verilecek rekabet arttırıcı aksiyon planları oluşturulup, teknoloji ticarileştirme ve inovatif kapasite artırımı hizmetleri sunulacak” dedi.
Üç yıl içinde 450 firmaya ulaşılması planlanıyor
Projenin üç yıl süreceğini anlatan Önder Yılmaz şunları söyledi: “Üç yıllık program kapsamında yaklaşık 450 firmaya pazar araştırması, teknoloji değerlendirme raporu, fuar katılımları, patent yazımı, ulusal ve uluslararası proje yazımı, sertifikasyon, inovasyon eğitimleri, prototipleme, yurtdışı demoday vb. özelleştirilmiş servisler dış uzmanlar ile ücretsiz olarak sunulacak. Ayrıca üç şehirde kurulacak olan nesnelerin interneti–akıllı şehir, otomotiv ve sağlık odaklı prototipleme ve fabrikasyon laboratuvar altyapıları ile teknoloji odaklı ürün geliştirme süreçleri desteklenerek hızlandırılacak. Bu doğrultuda proje süresince yararlanıcı firmaların ulusal ve uluslararası rekabet edebilirliğinin arttırılması ve oluşturulan değerlerin uluslararası görünürlüğünün arttırılması amaçlanıyor.”
Son Güncelleme: Çarşamba, 07 Şubat 2018 15:00
Gösterim: 2750
2018 ile birlikte 20. Yılını geride bırakan İstanbul Kültür Üniversitesi, 8 fakültede 35 bölüm, 3 meslek yüksekokulunda 25 program, 2 enstitüde 11 doktora ve 55 yüksek lisans programında 15 bine yakın öğrenciye eğitim imkanı sunuyor. Eğitimin etik kodlarını tüm kademelerinde içselleştirmiş bir akademik ve idari kadroya sahip olduklarını belirten İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, İKÜ’nün dünden bugüne gelişimini ve sunduğu olanakları konuştuk.
İstanbul Kültür Üniversitesi’nin dünden bugüne gelişimi ve geldiği noktayı değerlendirebilir misiniz?
İstanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye’nin yenilikçi ve ilerici eğitim kurumu Kültür Koleji’nin 58 yıllık deneyimi ve birikimiyle yükseköğretim alanında da kaliteli eğitim sunmak hedefiyle, İnşaat Yüksek Mühendisi Fahamettin Akıngüç’ün kurucu mütevelli heyeti başkanlığında 1997 yılında açılmıştır. Eğitim-öğretim faaliyetlerine 3 fakülte ve 1 meslek yüksekokulunda 157 öğrenci ve 32 kişilik akademik kadrosuyla başlayan Üniversitemiz, ilk mezunlarını da 1999-2000 Akademik Yılında vermiştir. Fakülte ve meslek yüksekokullarının yanında enstitüleri, akademik merkez ve birimleri, sektörel ve uluslararası bağlantılarıyla Üniversitemiz, 21 yıl içerisinde sürekli büyümüş ve gelişmiştir. Bugün 8 fakültede 35 bölüm, 3 meslek yüksekokulunda 25 program, 2 enstitüde 11 doktora ve 55 yüksek lisans programında 15 bine yakın öğrencimize 700 akademisyenimizle öğrenim imkânı sunuyoruz.
YENİBİRİS.COM İLE İŞE HAZIRIM PROGRAMI
Üniversitenizin diğer vakıf üniversitelerine göre öne çıkan özellikleri nelerdir? Önümüzdeki döneme ilişkin plan ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?
İKÜ’yü diğer vakıf üniversitelerinden ayıran en önemli özelliği Kültür Koleji’nin 58 yıllık geçmişinden aldığı yenilikçi ve vizyoner eğitim anlayışıdır. Eğitim deneyimini yükseköğretime 20 yıl içinde başarıyla uyarlayan Üniversitemiz akademik ve idari kadrosu, öğrencileri ve mezunlarıyla eğitimin etik kodlarını tüm kademelerinde içselleştirmiş duruşuyla ön plana çıkıyor. Bir diğer güçlü yönümüz ise eğitim, araştırma ve toplumsal sorumluluk alanında yürüttüğümüz veya öncüsü olduğumuz projelerimizdir. Örneğin bu yıl istihdam ve öğrenci gelişimine yeni bir boyut kazandıran İşe Hazırım çalışmasını hayata geçirdik. yenibiriş.com ile birlikte yürüttüğümüz İşe Hazırım Sertifika Programı öğrencilerimize, mezunlarımıza ve iş yaşamında fark yaratmayı hedefleyenlere farklı yetenek setlerini kazandırmaya odaklanan bir çalışma. Ek olarak 2016-2017 akademik yılında açmış olduğumuz Teknoloji ve Proje Destek Birimi, Kadın ve Sosyal Araştırmalar Birimi ile uçtan uca bilim, araştırma, inovasyon ve sosyal sorumluluğun üssü olmayı hedefleyen proje anlayışıyla çalışmalarımızı yapılandırıyoruz.
Kampüslerinizde sosyal, kültürel ve sportif imkânları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ayrıca öğrencilerinize sunduğunuz yurt ve burs olanaklarından bahsedebilir misiniz? Öğrencilere sağladığınız barınma imkânı var mı?
Üniversitemiz Ataköy, Şirinevler ve İncirli olmak üzere 3 yerleşkede eğitim faaliyetlerine devam etmektedir. Şu anda tüm izinlerini aldığımız ve yakın zamanda çalışmalarına başlayacağımız Ataköy-2 Yerleşkesi Projemiz bulunuyor. Ayrıca, önümüzdeki seneden itibaren Basın Ekspres Yerleşkemizde de eğitim faaliyetlerimize başlayacağız. Üniversitemiz, Kültür Anayasamızda da belirtildiği üzere, bilimsel üretkenliğinin yanında sanatsal görüye de sahip bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu hedef doğrultusunda kampüslerimizde Güzel Sanatlar Uygulama ve Araştırma Merkezimizin bünyesinde bulunan Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi ile İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi gibi platformların düzenlediği sahne sanatları ve sergilerle bilimin ve sanatın bir arada solunabildiği bir kampüs iklimi yaşanmaktadır. Öte yandan öğrencilerimizin sporla ilgilenmeleri ve aktif şekilde spor yapmaları önemsediğimiz konu başlıklarından birisidir. Basketbol, futbol, rugby, voleybol, tenis, yüzme, satranç takımlarımızda çok sayıda öğrencimiz Üniversitemizi temsil etmektedir. Öğrencilerimiz katıldıkları turnuvalarda hepimizi gururlandırıyorlar. Spor faaliyetlerini profesyonel olarak yapanların yanında hobi olarak gerçekleştiren öğrencilerimiz bulunuyor. Biz hiçbir ayrım yapmadan daha fazla öğrencimizin sporla ilgilenmesini teşvik etmek amacıyla geniş burs ve indirim olanakları da sunuyoruz. Kültür’de her öncenin bir yurt dışı deneyimiyle mezun olması bizim için çok önemli. Bu konuda Avrupa ve Uluslararası İlişkiler Birimimiz de, ERASMUS ve İkili anlaşmalar çerçevesindeki çalışmaların çıtasını çok yükseltti. Öyle ki Kültür, farklı ülkelerden öğrencilerin tercih ettiği bir üniversite konumunda.
KARAR SÜREÇLERİMİZ SOSYAL MEDYA İLE YENİDEN ŞEKİLLENİYOR
Yeni ve farklı bir genç kuşakla karşı karşıyayız. Bu genç kuşak üniversite yönetimi olarak kararlarınızı nasıl etkiliyor?
Eğitim, öğretim her zaman çağıyla, çağın şekillendirdiği insan profilinin beklenti ve ihtiyaçlarıyla uyum içinde olmalı. Biz de yükseköğretim hizmetini bu bilinçle yapılandırıyoruz. Bilgi ve iletişim teknolojileri elbette eğitim öğretim faaliyetlerini şekillendiriyor ancak esas dönüşümün ve karar mekanizmalarımızdaki sürecin sosyal medya gerçeğiyle yeniden şekillendiğini söylemeliyiz. Şeffaflık ve hesap verebilirlik yükseköğretimde her zaman kültür politikasının en önemli başlıkları arasında yer aldı. Soruna, problemlere, risklere yaklaşımımız sosyal medya ile farklı bir boyuta taşındı. Öğrencilerimizin görüşlerine, eleştirilerine, beklentilerine çok daha hızlı cevap verebilmek için organizasyon şemamızda, bürokrasinin ağırlığını hafifletecek uygulamalara gittik. Öğrencilerimizi yalnızca mesleki ve akademik bilgiyi alan birer figür değil, üniversitenin gelişmesi gereken yönleri gözlemleyen bir ayna, yönetim mekanizmalarının özeleştiri yapmasını sağlayacak bir lokomotif öğe olarak görüyoruz. doğal birer üyesi
İŞ DÜNYASI ÜNİVERSİTELERİ PAYDAŞ OLARAK GÖRMELİ
Üniversiteler aslında uzun vadeli yatırımlardır. Ülkemizde 20 yıllık, 30 yıllık vakıf üniversitelerinden bahsediyoruz ama Batılı ülkelere baktığımızda 500 yıllık üniversiteler var. Bu bağlamda ülkemizin dünyadaki konumu nedir, aradaki farkın kapanması için sizce nelerin yapılması gerekiyor?
Türkiye’ye baktığımızda asırlardır varlığını sürdüren köklü üniversiteler var. Dünya ile kıyasladığımızda aradaki fark nedir derseniz… Eğitim ve araştırma her zaman üniversitenin misyonuydu. Ancak topluma hizmet ve iş dünyasıyla entegrasyon yeni yeni oturmaya başladı. Üniversiteleri artık yalnızca mesleki formasyon kazandıran eğitim kurumları olarak gören bakış açısı değişiyor. Bu noktada aradaki farkın kapanması için iş dünyasının ve STK’ların üniversiteleri birer paydaş olarak kabullenmesi ve birlikte çalışma kültürü edinmeleri çok önemli. Üniversitelerin yalnızca işgücü yaratmadığı, toplumsal refah için de bir referans noktası olduğu benimsenmeli. Özetle, iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının eşgüdümlü çalışmalara imza atması, bilgi ve deneyimin karşılıklı transfer edileceği projelerin artırılması çok kısa sürede var olan açıkların kapatılmasını sağlayacaktır.
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ FIRSAT EŞİTLİĞ SAĞLIYOR
Türkiye’de vakıf üniversitelerinin gelişimi hakkında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Vakıf üniversiteleriyle birlikte yükseköğretim hizmetinde bir rekabet ortamı oluştu. Bu rekabetin bilim, teknoloji, toplumsal sorumluluk projeleri bağlamında geliştirici olduğuna inanıyoruz. Yabancı dil eğitiminde, uluslararasılaşmada çok önemli ayrıcalıklar sağladı. Bununla birlikte, eskiden üniversiteler özellikle İstanbul ve Ankara merkezinde birer büyük şehir lüksü gibiydi ve bir ölçüde olanaklar sınırlıydı. Oysa şimdi her öğrenci için bir alternatif söz konusu. Vakıf üniversiteleri burs olanaklarıyla da eğitimde fırsat eşitliğine önemli bir katkı sağladı. Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerini ise yalnızca özel sektörün tekelinde çalışmalar olmaktan çıkardı. Geliştirme ve üretim bilimin ve bilginin üretildiği ortamlarda yapılabiliyor ki, bu bizce büyük bir artıdır.
YENİ ÇAĞDA DİSİPLİNLERARASI BİRİKİM ÖNEM KAZANACAK
Geleceğin yükselen meslekleri hangileri? Öğrencilerin hangi mesleklere yönelmelerini tavsiye edersiniz?
Geleceğin yükselen meslekleri hakkında direkt olarak bir alandan bahsetmek güç, çünkü büyük bir değişim ve dönüşümün yaşandığı ve yaşanacağı bir döneme giriyoruz. Bu yeni çağda sektör, alanına hakim ve ek olarak da disiplinlerarası birikime sahip, analitik düşünebilen, çok yönlü uzmanlara ihtiyaç duyacaktır. Dolayısıyla öğrencilere tavsiyem, hangi mesleğe yöneleceklerse yönelsinler, bahsettiğim yetkinliklere sahip olmaya gayret etmeleridir. Bu sayede daha rekabet edebilir bir konumda yer alarak, değişen yapıda ve dinamiklerde hem bireysel hem de toplumsal fayda üretebilirler.
KÜNYE
• Kuruluş Tarihi: 1997
• Mütevelli Heyeti Başkanı: Dr. Bahar Akıngüç Günver
• Fakülteler: Eğitim Fakültesi: Fen-Edebiyat Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mimarlık Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi
• Yüksekokullar: Adalet Meslek Yüksekokulu, İşletmecilik Meslek Yüksekokulu, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu
Enstitüler: Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü
• Öğrenci Sayısı: 15 000
• Akademik Personel Sayısı: 700
• İletişim Bilgileri: www.iku.edu.tr / 0212 498 41 41
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
2018 ile birlikte 20. Yılını geride bırakan İstanbul Kültür Üniversitesi, 8 fakültede 35 bölüm, 3 meslek yüksekokulunda 25 program, 2 enstitüde 11 doktora ve 55 yüksek lisans programında 15 bine yakın öğrenciye eğitim imkanı sunuyor. Eğitimin etik kodlarını tüm kademelerinde içselleştirmiş bir akademik ve idari kadroya sahip olduklarını belirten İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, İKÜ’nün dünden bugüne gelişimini ve sunduğu olanakları konuştuk.
İstanbul Kültür Üniversitesi’nin dünden bugüne gelişimi ve geldiği noktayı değerlendirebilir misiniz?
İstanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye’nin yenilikçi ve ilerici eğitim kurumu Kültür Koleji’nin 58 yıllık deneyimi ve birikimiyle yükseköğretim alanında da kaliteli eğitim sunmak hedefiyle, İnşaat Yüksek Mühendisi Fahamettin Akıngüç’ün kurucu mütevelli heyeti başkanlığında 1997 yılında açılmıştır. Eğitim-öğretim faaliyetlerine 3 fakülte ve 1 meslek yüksekokulunda 157 öğrenci ve 32 kişilik akademik kadrosuyla başlayan Üniversitemiz, ilk mezunlarını da 1999-2000 Akademik Yılında vermiştir. Fakülte ve meslek yüksekokullarının yanında enstitüleri, akademik merkez ve birimleri, sektörel ve uluslararası bağlantılarıyla Üniversitemiz, 21 yıl içerisinde sürekli büyümüş ve gelişmiştir. Bugün 8 fakültede 35 bölüm, 3 meslek yüksekokulunda 25 program, 2 enstitüde 11 doktora ve 55 yüksek lisans programında 15 bine yakın öğrencimize 700 akademisyenimizle öğrenim imkânı sunuyoruz.
YENİBİRİS.COM İLE İŞE HAZIRIM PROGRAMI
Üniversitenizin diğer vakıf üniversitelerine göre öne çıkan özellikleri nelerdir? Önümüzdeki döneme ilişkin plan ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?
İKÜ’yü diğer vakıf üniversitelerinden ayıran en önemli özelliği Kültür Koleji’nin 58 yıllık geçmişinden aldığı yenilikçi ve vizyoner eğitim anlayışıdır. Eğitim deneyimini yükseköğretime 20 yıl içinde başarıyla uyarlayan Üniversitemiz akademik ve idari kadrosu, öğrencileri ve mezunlarıyla eğitimin etik kodlarını tüm kademelerinde içselleştirmiş duruşuyla ön plana çıkıyor. Bir diğer güçlü yönümüz ise eğitim, araştırma ve toplumsal sorumluluk alanında yürüttüğümüz veya öncüsü olduğumuz projelerimizdir. Örneğin bu yıl istihdam ve öğrenci gelişimine yeni bir boyut kazandıran İşe Hazırım çalışmasını hayata geçirdik. yenibiriş.com ile birlikte yürüttüğümüz İşe Hazırım Sertifika Programı öğrencilerimize, mezunlarımıza ve iş yaşamında fark yaratmayı hedefleyenlere farklı yetenek setlerini kazandırmaya odaklanan bir çalışma. Ek olarak 2016-2017 akademik yılında açmış olduğumuz Teknoloji ve Proje Destek Birimi, Kadın ve Sosyal Araştırmalar Birimi ile uçtan uca bilim, araştırma, inovasyon ve sosyal sorumluluğun üssü olmayı hedefleyen proje anlayışıyla çalışmalarımızı yapılandırıyoruz.
Kampüslerinizde sosyal, kültürel ve sportif imkânları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ayrıca öğrencilerinize sunduğunuz yurt ve burs olanaklarından bahsedebilir misiniz? Öğrencilere sağladığınız barınma imkânı var mı?
Üniversitemiz Ataköy, Şirinevler ve İncirli olmak üzere 3 yerleşkede eğitim faaliyetlerine devam etmektedir. Şu anda tüm izinlerini aldığımız ve yakın zamanda çalışmalarına başlayacağımız Ataköy-2 Yerleşkesi Projemiz bulunuyor. Ayrıca, önümüzdeki seneden itibaren Basın Ekspres Yerleşkemizde de eğitim faaliyetlerimize başlayacağız. Üniversitemiz, Kültür Anayasamızda da belirtildiği üzere, bilimsel üretkenliğinin yanında sanatsal görüye de sahip bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu hedef doğrultusunda kampüslerimizde Güzel Sanatlar Uygulama ve Araştırma Merkezimizin bünyesinde bulunan Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi ile İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi gibi platformların düzenlediği sahne sanatları ve sergilerle bilimin ve sanatın bir arada solunabildiği bir kampüs iklimi yaşanmaktadır. Öte yandan öğrencilerimizin sporla ilgilenmeleri ve aktif şekilde spor yapmaları önemsediğimiz konu başlıklarından birisidir. Basketbol, futbol, rugby, voleybol, tenis, yüzme, satranç takımlarımızda çok sayıda öğrencimiz Üniversitemizi temsil etmektedir. Öğrencilerimiz katıldıkları turnuvalarda hepimizi gururlandırıyorlar. Spor faaliyetlerini profesyonel olarak yapanların yanında hobi olarak gerçekleştiren öğrencilerimiz bulunuyor. Biz hiçbir ayrım yapmadan daha fazla öğrencimizin sporla ilgilenmesini teşvik etmek amacıyla geniş burs ve indirim olanakları da sunuyoruz. Kültür’de her öncenin bir yurt dışı deneyimiyle mezun olması bizim için çok önemli. Bu konuda Avrupa ve Uluslararası İlişkiler Birimimiz de, ERASMUS ve İkili anlaşmalar çerçevesindeki çalışmaların çıtasını çok yükseltti. Öyle ki Kültür, farklı ülkelerden öğrencilerin tercih ettiği bir üniversite konumunda.
KARAR SÜREÇLERİMİZ SOSYAL MEDYA İLE YENİDEN ŞEKİLLENİYOR
Yeni ve farklı bir genç kuşakla karşı karşıyayız. Bu genç kuşak üniversite yönetimi olarak kararlarınızı nasıl etkiliyor?
Eğitim, öğretim her zaman çağıyla, çağın şekillendirdiği insan profilinin beklenti ve ihtiyaçlarıyla uyum içinde olmalı. Biz de yükseköğretim hizmetini bu bilinçle yapılandırıyoruz. Bilgi ve iletişim teknolojileri elbette eğitim öğretim faaliyetlerini şekillendiriyor ancak esas dönüşümün ve karar mekanizmalarımızdaki sürecin sosyal medya gerçeğiyle yeniden şekillendiğini söylemeliyiz. Şeffaflık ve hesap verebilirlik yükseköğretimde her zaman kültür politikasının en önemli başlıkları arasında yer aldı. Soruna, problemlere, risklere yaklaşımımız sosyal medya ile farklı bir boyuta taşındı. Öğrencilerimizin görüşlerine, eleştirilerine, beklentilerine çok daha hızlı cevap verebilmek için organizasyon şemamızda, bürokrasinin ağırlığını hafifletecek uygulamalara gittik. Öğrencilerimizi yalnızca mesleki ve akademik bilgiyi alan birer figür değil, üniversitenin gelişmesi gereken yönleri gözlemleyen bir ayna, yönetim mekanizmalarının özeleştiri yapmasını sağlayacak bir lokomotif öğe olarak görüyoruz. doğal birer üyesi
İŞ DÜNYASI ÜNİVERSİTELERİ PAYDAŞ OLARAK GÖRMELİ
Üniversiteler aslında uzun vadeli yatırımlardır. Ülkemizde 20 yıllık, 30 yıllık vakıf üniversitelerinden bahsediyoruz ama Batılı ülkelere baktığımızda 500 yıllık üniversiteler var. Bu bağlamda ülkemizin dünyadaki konumu nedir, aradaki farkın kapanması için sizce nelerin yapılması gerekiyor?
Türkiye’ye baktığımızda asırlardır varlığını sürdüren köklü üniversiteler var. Dünya ile kıyasladığımızda aradaki fark nedir derseniz… Eğitim ve araştırma her zaman üniversitenin misyonuydu. Ancak topluma hizmet ve iş dünyasıyla entegrasyon yeni yeni oturmaya başladı. Üniversiteleri artık yalnızca mesleki formasyon kazandıran eğitim kurumları olarak gören bakış açısı değişiyor. Bu noktada aradaki farkın kapanması için iş dünyasının ve STK’ların üniversiteleri birer paydaş olarak kabullenmesi ve birlikte çalışma kültürü edinmeleri çok önemli. Üniversitelerin yalnızca işgücü yaratmadığı, toplumsal refah için de bir referans noktası olduğu benimsenmeli. Özetle, iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının eşgüdümlü çalışmalara imza atması, bilgi ve deneyimin karşılıklı transfer edileceği projelerin artırılması çok kısa sürede var olan açıkların kapatılmasını sağlayacaktır.
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ FIRSAT EŞİTLİĞ SAĞLIYOR
Türkiye’de vakıf üniversitelerinin gelişimi hakkında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Vakıf üniversiteleriyle birlikte yükseköğretim hizmetinde bir rekabet ortamı oluştu. Bu rekabetin bilim, teknoloji, toplumsal sorumluluk projeleri bağlamında geliştirici olduğuna inanıyoruz. Yabancı dil eğitiminde, uluslararasılaşmada çok önemli ayrıcalıklar sağladı. Bununla birlikte, eskiden üniversiteler özellikle İstanbul ve Ankara merkezinde birer büyük şehir lüksü gibiydi ve bir ölçüde olanaklar sınırlıydı. Oysa şimdi her öğrenci için bir alternatif söz konusu. Vakıf üniversiteleri burs olanaklarıyla da eğitimde fırsat eşitliğine önemli bir katkı sağladı. Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerini ise yalnızca özel sektörün tekelinde çalışmalar olmaktan çıkardı. Geliştirme ve üretim bilimin ve bilginin üretildiği ortamlarda yapılabiliyor ki, bu bizce büyük bir artıdır.
YENİ ÇAĞDA DİSİPLİNLERARASI BİRİKİM ÖNEM KAZANACAK
Geleceğin yükselen meslekleri hangileri? Öğrencilerin hangi mesleklere yönelmelerini tavsiye edersiniz?
Geleceğin yükselen meslekleri hakkında direkt olarak bir alandan bahsetmek güç, çünkü büyük bir değişim ve dönüşümün yaşandığı ve yaşanacağı bir döneme giriyoruz. Bu yeni çağda sektör, alanına hakim ve ek olarak da disiplinlerarası birikime sahip, analitik düşünebilen, çok yönlü uzmanlara ihtiyaç duyacaktır. Dolayısıyla öğrencilere tavsiyem, hangi mesleğe yöneleceklerse yönelsinler, bahsettiğim yetkinliklere sahip olmaya gayret etmeleridir. Bu sayede daha rekabet edebilir bir konumda yer alarak, değişen yapıda ve dinamiklerde hem bireysel hem de toplumsal fayda üretebilirler.
KÜNYE
• Kuruluş Tarihi: 1997
• Mütevelli Heyeti Başkanı: Dr. Bahar Akıngüç Günver
• Fakülteler: Eğitim Fakültesi: Fen-Edebiyat Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mimarlık Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi
• Yüksekokullar: Adalet Meslek Yüksekokulu, İşletmecilik Meslek Yüksekokulu, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu
Enstitüler: Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü
• Öğrenci Sayısı: 15 000
• Akademik Personel Sayısı: 700
• İletişim Bilgileri: www.iku.edu.tr / 0212 498 41 41
Son Güncelleme: Pazartesi, 29 Ocak 2018 13:34
Gösterim: 1899
Avrupa Meslek Yüksekokulunun mesleki eğitim alanında teknik olduğu kadar insani ve kültürel bir eğitim konsepti oluşturarak meslek yüksekokulları içinde kendine özgü bir çekim merkezi oluşturduğunu dile getiren Avrupa Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ghassan İssa, sağlık alanında verdikleri eğitimlerle sektöre nitelikli elemanlar kazandırdıklarını söyledi.
Avrupa Meslek Yüksekokulu hakkında bilgi alabilir miyiz? Öğrenciler neden tercih etmeli?
Avrupa Meslek Yüksekokulu kurulduğu 2009 yılından günümüze Avrupa Eğitim Grubunun da destek ve kurumsal tecrübesi ile ülkemizin nitelikli meslek yüksekokullarından biri olarak devam etmektedir. Okulumuz, iletişimi, sosyal bağları kuvvetli, değerleri ve farkındalıkları olan, mesleki donanım kazanmış nitelikli bireyler yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Meslek Yüksekokulumuzda bulunan programlarda sağlık sektöründe ihtiyaç duyulan nitelikli elemanları yetiştirilmektedir. Bu programlar ülkemizde ihtiyaç duyulan mesleklere hitap eden programlardır. Ayrıca sağlık sektörünün önemli kurumları ile oluşturulan çok yönlü iş birlikleri ile öğrencilerimiz sahada uygulama yapabilmektedir. Öğrenci kulüpleri ve ilgili birimlerimiz akademik yıl içinde nitelik ve nicelik açısından sosyal, kültürel, akademik ve sportif faaliyetler gerçekleştirmektedir. Yerleşkemiz lokasyon itibari ile şehrin tüm ulaşım araçlarının kesişme noktasında yer almaktadır.
11 PROGRAMDA EĞİTİM VERİLİYOR
Yüksekokulunuz bünyesinde hangi programlar bulunuyor?
Yüksekokulumuzda on bir program faaliyettedir. Çocuk Gelişimi, Fizyoterapi, Ağız ve Diş Sağlığı, Anestezi, Tıbbi Görüntüleme Teknikleri, Ameliyathane Hizmetleri, Tıbbi Laboratuvar Teknikleri ve İlk ve Acil Yardım, Diyaliz, Odyometri, Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik programlarında Yüksek Öğretim faaliyetleri sürdürmektedir. Sağlık sektöründe tekniker yetiştiriyoruz ve mevcut olan tüm programlarımızda en üst düzeyde eğitim vermekte olup, iddiamızı sağlık sektörüne yetiştirdiğimiz sağlık personeli ve onların başarılarından almaktayız.
Avrupa Meslek Yüksekokulunun eğitimdeki temel amacı nedir?
Meslek Yüksekokulumuz mesleki eğitim alanında teknik olduğu kadar insani ve kültürel bir eğitim konsepti oluşturarak meslek yüksekokulları içinde kendine özgü bir çekim merkezi oluşturmuştur. İşbirliği içinde büyümeyi kendisine vizyon edinmiş kurumumuz, güçlü çözüm ortaklarıyla deneyim ve birikimini arttırmıştır. İstanbul, dünyanın en büyük sağlık üslerinden biri olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu sektörde eğitim kurumlarıyla sağlık kurumları arasında iş birliğinin bu hedefin gerçekleşmesinde önemli imkânlar sağlayacağını düşünmekteyiz.
MEZUNLAR KENDİ İŞLERİNİ KURUYOR
Avrupa Meslek Yüksekokulunda öğrencilere ne gibi eğitim imkânları sunuluyor?
Avrupa Meslek Yüksekokulunun temel amacı ülkemizdeki hizmet sektörünün ihtiyacı olan donanımlı, alanlarında iyi yetişmiş “mesleki ve teknik” alanda yeterli bilgi ve beceriye sahip, teknolojik gelişmeleri takip eden, teorik ve pratik bilgilerini bir arada kullanabilen öğrenciler yetiştirmektir. Kendi akademik kadromuzun yanında, alanlarında deneyimli, sektörden gelen öğretim elemanlarından da yararlanmaktayız. Yerinde Uygulama ve Staj Birimi koordinatörlüğünde öğrencilerimiz sektör ile buluşmakta ve stajlarını tamamlamaktadır. Böylece sahip olmak istedikleri mesleğin, temel kavram ve ilkelerini özümsemiş, değişen şartlara göre uygulamaları kendi başına öğrenebilen, çözüm yaratan, takım çalışmasına açık, girişimci, kültürlü, sosyal ve etik değerlere saygılı gençlerimiz meslekleri ile ilgili iş bulmakta veya kendi işlerini kurmaktadırlar.
Avrupa Meslek Yüksekokulunda öğrencilere sunulan sosyal kültürel imkânlar nelerdir?
Avrupa Meslek Yüksekokulunda öğrencilerin ilgi alanlarına ve becerilerine dayalı danışmanlığını akademisyenlerin yürüttüğü ve öğrenci merkezli 11 öğrenci kulübü mevcuttur. Sanat, kültür, sosyal sorumluluk ve sportif amaçlı kurulan öğrenci kulüpleri, okulumuzun iklimini verimli ve üretken kılmaktadır. Öğrenci kulüpleri Sağlık, Kültür ve Spor Birimine bağlı ile akademisyenler destekli çeşitli, panel, konferans, seminer, söyleşi, dinleti, gösterileri, sergi, fuar vb gerçekleştirmekte ve bunun yanında diğer üniversite ve MYO kulüpleri, sivil toplum kuruluşları, belediyeler ile iş birliği halinde faaliyetler yürütmektedir. Kulüplerimiz Yüksekokulumuzun vazgeçilmez unsurlarıdır.
Öğrencilerinize sunduğunuz burs olanakları nelerdir?
Tam Burslu programlara yerleştirilen öğrencilere verilecek burs, öğretim ücretinin tamamını, %50 Burslu programlara yerleştirilen öğrencilere verilecek burs, öğretim ücretinin yarısını %25 Burslu programlara yerleştirilen öğrencilere verilecek burs, öğretim ücretinin dörtte birini kapsamaktadır. Burslar, öğrencinin yerleştirildiği programdaki öğrenimleri süresince akademik başarıya bakılmaksızın devam etmektedir.
Eğitime Destek Bursları kapsamında İlk üç tercihte yüksekokulumuzu tercih eden öğrencilere çeşitli oranlarda burs imkânı sağlanmaktadır.
%10 öğretmen ve öğretim elemanı çocuğu bursu,%10 kardeş bursu,%10 Avrupa Meslek Yüksekokulunun faaliyet gösterdiği Zeytinburnu ilçesindeki orta öğretim kurumlarından mezun öğrenci bursu,%20 Avrupa Eğitim Vakfı Okullarından mezun öğrencilere sağlanan burs,%25 şehit ve gazilerin eşlerine çocuklarına burs imkânı,%30 Avrupa Meslek Yüksekokulu çalışanları eşleri, çocukları bursu ve akademik başarıya bağlı burs olanakları imkânları sağlanmaktadır. Ayrıca Avrupa Eğitim Vakfı ekonomik desteğe ihtiyaç duyan öğrencilerimize çeşitli oranlarda burs sağlamaktadır.
SAĞLIK SEKTÖRÜİSTİHDAM POTANSİYELİ YÜKSEK BİR ALAN
Avrupa Meslek Yüksekokulundan mezun olmanın avantajları nelerdir?
Yerinde Uygulama Birimimiz, Avrupa Meslek Yüksekokulu öğrencilerine uygulama alanları oluşturmak için faaliyet göstermekte olup mezunlarına çalışabilecekleri kurum ya da kuruluşlarda iş olanakları sağlamak, kariyer planlarına yön vermek için destek olmaktadır. Birimimiz, öğrencilerimizin özgeçmişlerini bir bilgi bankasında toplamakta, sektörle bunları paylaşmakta ve öğrencilerimizin yetkinliklerini göz önüne alarak mezuniyete hazır hale getirmektedir. Öğrencilerimiz ön lisans eğitimi sonunda geleceklerini şekillendiriyor bu birikim üzerinden mesleki süreçlerini sürdürüyorlar. Fakat günümüzde birçok alanda olduğu gibi mesleki gelişim ve değişimlerde teknolojiye bağlı olarak hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. Bu sürece adapte olan, hazır olan başarı ve kalıcılıkta yerini sağlamlaştırmaktadır. Bir de mesleki tercihte ilk etapta “çok para kazandıran, hemen iş bulunan” gibi tanımlamamalarla yaklaşıldığında ciddi problemler yaşanabiliyor. Bunlar şüphesiz önemli başlıklar olsa da esas kriter olmamalı. Sağlık sektörü, eğitim sektörü kariyer planı oluşturulabilen, istihdam potansiyeli uzun süre daha yüksek olan alanlardandır. Bu alanlarda özellikle yabancı dil noktasında kendilerini geliştirmeli ve farklı kurumlarda staj ve uygulama için çaba sarf etmelidirler. Ait oldukları meslek, mutlu oldukları ve üretken oldukları meslektir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Avrupa Meslek Yüksekokulunun mesleki eğitim alanında teknik olduğu kadar insani ve kültürel bir eğitim konsepti oluşturarak meslek yüksekokulları içinde kendine özgü bir çekim merkezi oluşturduğunu dile getiren Avrupa Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ghassan İssa, sağlık alanında verdikleri eğitimlerle sektöre nitelikli elemanlar kazandırdıklarını söyledi.
Avrupa Meslek Yüksekokulu hakkında bilgi alabilir miyiz? Öğrenciler neden tercih etmeli?
Avrupa Meslek Yüksekokulu kurulduğu 2009 yılından günümüze Avrupa Eğitim Grubunun da destek ve kurumsal tecrübesi ile ülkemizin nitelikli meslek yüksekokullarından biri olarak devam etmektedir. Okulumuz, iletişimi, sosyal bağları kuvvetli, değerleri ve farkındalıkları olan, mesleki donanım kazanmış nitelikli bireyler yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Meslek Yüksekokulumuzda bulunan programlarda sağlık sektöründe ihtiyaç duyulan nitelikli elemanları yetiştirilmektedir. Bu programlar ülkemizde ihtiyaç duyulan mesleklere hitap eden programlardır. Ayrıca sağlık sektörünün önemli kurumları ile oluşturulan çok yönlü iş birlikleri ile öğrencilerimiz sahada uygulama yapabilmektedir. Öğrenci kulüpleri ve ilgili birimlerimiz akademik yıl içinde nitelik ve nicelik açısından sosyal, kültürel, akademik ve sportif faaliyetler gerçekleştirmektedir. Yerleşkemiz lokasyon itibari ile şehrin tüm ulaşım araçlarının kesişme noktasında yer almaktadır.
11 PROGRAMDA EĞİTİM VERİLİYOR
Yüksekokulunuz bünyesinde hangi programlar bulunuyor?
Yüksekokulumuzda on bir program faaliyettedir. Çocuk Gelişimi, Fizyoterapi, Ağız ve Diş Sağlığı, Anestezi, Tıbbi Görüntüleme Teknikleri, Ameliyathane Hizmetleri, Tıbbi Laboratuvar Teknikleri ve İlk ve Acil Yardım, Diyaliz, Odyometri, Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik programlarında Yüksek Öğretim faaliyetleri sürdürmektedir. Sağlık sektöründe tekniker yetiştiriyoruz ve mevcut olan tüm programlarımızda en üst düzeyde eğitim vermekte olup, iddiamızı sağlık sektörüne yetiştirdiğimiz sağlık personeli ve onların başarılarından almaktayız.
Avrupa Meslek Yüksekokulunun eğitimdeki temel amacı nedir?
Meslek Yüksekokulumuz mesleki eğitim alanında teknik olduğu kadar insani ve kültürel bir eğitim konsepti oluşturarak meslek yüksekokulları içinde kendine özgü bir çekim merkezi oluşturmuştur. İşbirliği içinde büyümeyi kendisine vizyon edinmiş kurumumuz, güçlü çözüm ortaklarıyla deneyim ve birikimini arttırmıştır. İstanbul, dünyanın en büyük sağlık üslerinden biri olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu sektörde eğitim kurumlarıyla sağlık kurumları arasında iş birliğinin bu hedefin gerçekleşmesinde önemli imkânlar sağlayacağını düşünmekteyiz.
MEZUNLAR KENDİ İŞLERİNİ KURUYOR
Avrupa Meslek Yüksekokulunda öğrencilere ne gibi eğitim imkânları sunuluyor?
Avrupa Meslek Yüksekokulunun temel amacı ülkemizdeki hizmet sektörünün ihtiyacı olan donanımlı, alanlarında iyi yetişmiş “mesleki ve teknik” alanda yeterli bilgi ve beceriye sahip, teknolojik gelişmeleri takip eden, teorik ve pratik bilgilerini bir arada kullanabilen öğrenciler yetiştirmektir. Kendi akademik kadromuzun yanında, alanlarında deneyimli, sektörden gelen öğretim elemanlarından da yararlanmaktayız. Yerinde Uygulama ve Staj Birimi koordinatörlüğünde öğrencilerimiz sektör ile buluşmakta ve stajlarını tamamlamaktadır. Böylece sahip olmak istedikleri mesleğin, temel kavram ve ilkelerini özümsemiş, değişen şartlara göre uygulamaları kendi başına öğrenebilen, çözüm yaratan, takım çalışmasına açık, girişimci, kültürlü, sosyal ve etik değerlere saygılı gençlerimiz meslekleri ile ilgili iş bulmakta veya kendi işlerini kurmaktadırlar.
Avrupa Meslek Yüksekokulunda öğrencilere sunulan sosyal kültürel imkânlar nelerdir?
Avrupa Meslek Yüksekokulunda öğrencilerin ilgi alanlarına ve becerilerine dayalı danışmanlığını akademisyenlerin yürüttüğü ve öğrenci merkezli 11 öğrenci kulübü mevcuttur. Sanat, kültür, sosyal sorumluluk ve sportif amaçlı kurulan öğrenci kulüpleri, okulumuzun iklimini verimli ve üretken kılmaktadır. Öğrenci kulüpleri Sağlık, Kültür ve Spor Birimine bağlı ile akademisyenler destekli çeşitli, panel, konferans, seminer, söyleşi, dinleti, gösterileri, sergi, fuar vb gerçekleştirmekte ve bunun yanında diğer üniversite ve MYO kulüpleri, sivil toplum kuruluşları, belediyeler ile iş birliği halinde faaliyetler yürütmektedir. Kulüplerimiz Yüksekokulumuzun vazgeçilmez unsurlarıdır.
Öğrencilerinize sunduğunuz burs olanakları nelerdir?
Tam Burslu programlara yerleştirilen öğrencilere verilecek burs, öğretim ücretinin tamamını, %50 Burslu programlara yerleştirilen öğrencilere verilecek burs, öğretim ücretinin yarısını %25 Burslu programlara yerleştirilen öğrencilere verilecek burs, öğretim ücretinin dörtte birini kapsamaktadır. Burslar, öğrencinin yerleştirildiği programdaki öğrenimleri süresince akademik başarıya bakılmaksızın devam etmektedir.
Eğitime Destek Bursları kapsamında İlk üç tercihte yüksekokulumuzu tercih eden öğrencilere çeşitli oranlarda burs imkânı sağlanmaktadır.
%10 öğretmen ve öğretim elemanı çocuğu bursu,%10 kardeş bursu,%10 Avrupa Meslek Yüksekokulunun faaliyet gösterdiği Zeytinburnu ilçesindeki orta öğretim kurumlarından mezun öğrenci bursu,%20 Avrupa Eğitim Vakfı Okullarından mezun öğrencilere sağlanan burs,%25 şehit ve gazilerin eşlerine çocuklarına burs imkânı,%30 Avrupa Meslek Yüksekokulu çalışanları eşleri, çocukları bursu ve akademik başarıya bağlı burs olanakları imkânları sağlanmaktadır. Ayrıca Avrupa Eğitim Vakfı ekonomik desteğe ihtiyaç duyan öğrencilerimize çeşitli oranlarda burs sağlamaktadır.
SAĞLIK SEKTÖRÜİSTİHDAM POTANSİYELİ YÜKSEK BİR ALAN
Avrupa Meslek Yüksekokulundan mezun olmanın avantajları nelerdir?
Yerinde Uygulama Birimimiz, Avrupa Meslek Yüksekokulu öğrencilerine uygulama alanları oluşturmak için faaliyet göstermekte olup mezunlarına çalışabilecekleri kurum ya da kuruluşlarda iş olanakları sağlamak, kariyer planlarına yön vermek için destek olmaktadır. Birimimiz, öğrencilerimizin özgeçmişlerini bir bilgi bankasında toplamakta, sektörle bunları paylaşmakta ve öğrencilerimizin yetkinliklerini göz önüne alarak mezuniyete hazır hale getirmektedir. Öğrencilerimiz ön lisans eğitimi sonunda geleceklerini şekillendiriyor bu birikim üzerinden mesleki süreçlerini sürdürüyorlar. Fakat günümüzde birçok alanda olduğu gibi mesleki gelişim ve değişimlerde teknolojiye bağlı olarak hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. Bu sürece adapte olan, hazır olan başarı ve kalıcılıkta yerini sağlamlaştırmaktadır. Bir de mesleki tercihte ilk etapta “çok para kazandıran, hemen iş bulunan” gibi tanımlamamalarla yaklaşıldığında ciddi problemler yaşanabiliyor. Bunlar şüphesiz önemli başlıklar olsa da esas kriter olmamalı. Sağlık sektörü, eğitim sektörü kariyer planı oluşturulabilen, istihdam potansiyeli uzun süre daha yüksek olan alanlardandır. Bu alanlarda özellikle yabancı dil noktasında kendilerini geliştirmeli ve farklı kurumlarda staj ve uygulama için çaba sarf etmelidirler. Ait oldukları meslek, mutlu oldukları ve üretken oldukları meslektir.
Son Güncelleme: Pazartesi, 29 Ocak 2018 13:23
Gösterim: 2683
Sürekli yükselen grafiği ile dikkat çeken İstanbul Ayvansaray Üniversitesi, bilim, sanat ve tasarım üçlüsünü inovasyon temelinde yeniden yorumlayarak, diğer vakıf üniversitelerinden farklılaşan bir eğitim veriyor. Üniversitenin sunduğu olanakları ve gelecek planlarını İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Doç. Dr. Tolga Yazıcı ile konuştuk.
İstanbul Ayvansaray Üniversitesi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ana kampüsü Ayvansaray’da bulunan üniversitemiz; Merter, Yenibosna ve Altunizade olmak üzere 4 farklı merkezi lokasyonda konumlanmaktadır.
2016 yılında kurulan İstanbul Ayvansaray Üniversitesi, bilim, sanat ve tasarım üçlüsünü bir arada yeniden yorumlayarak inovasyon ve sürekli gelişimi hedefleyen, dönüşüm ve ilerlemeyi hızlandıracak öncü teknolojileri hayata geçirmeye odaklanmış bir şehir içi üniversitesidir.
Akademik alandaki çalışmalarımıza üniversitemizin kuruluşundan önce 2009 senesinde Plato Meslek Yüksekokulu ile başladık. 4 ön lisans programı ile başlayan okulumuz; bugün geldiği noktada 42 ön lisans programıyla Türkiye’nin en büyük meslek yüksekokullarından biri haline gelmiştir.
MESLEK TERCİHLERİ PROJESİ İLE GENÇLERE KARİYER REHBERLİĞİ
Önümüzdeki döneme yönelik plan ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Bu dönemin planlarının içerisinde her yıl olduğu gibi üniversitemizi geliştirmek ve ilerletmek mevcut. Açmayı planladığımız lisans bölümleri, öğrencilerle buluşacağımız birçok fuar, üniversitemizin ev sahipliği yapacağı bilimsel kongreler olacak. Her yıl da olduğu gibi bu yıl da bilim, sanat ve tasarımı bir araya getirebileceğimiz projeleri gerçekleştirecek olmanın heyecanı içerisindeyiz.
Geçen dönem başladığımız ve bu dönem içerisinde gelişimine destek olduğumuz bir diğer projemiz ise; Meslek Tercihleri. Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttüğümüz projemizin temellerini geçen dönem attık. Yıllardır öğrencilerin doğru tercih yapmaları konusunu hep tartıştık ve buna sağlıklı çözüm üretmeye gayret ettik.
“Meslek Tercihleri” projesi ile üniversite tercihi yapacak öğrencilerin kariyer yolculuklarına daha bilinçli bir şekilde başlamalarını sağladık. Tüm öğrenciler proje kapsamında sektör deneyimi olarak profesyonelleri dinleme şansı bulup, bölüm öğrencilerinin de tavsiyeleri ile meslekler hakkında detaylı bilgilere kolayca ulaşabiliyorlar. Şu an portal içerisinde 200’e yakın meslek bulunmakta, her geçen gün ise yeni mesleklerin videolarını ekleyerek öğrencilerimize bu anlamda daha faydalı olmaya çalışıyoruz.
TÜM ÖĞRENCİLERE BURS İMKANI
Kampüslerinizde sosyal, kültürel ve sportif imkânları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ayrıca öğrencilerinize sunduğunuz burs olanaklarından bahsedebilir misiniz?
Kulüp aktivitelerinde önceliğimiz öğrencilerimizin eğilim ve istekleri. Öğrencilerimizin talepleri doğrultusunda aktiviteler düzenleniyor, ilgi alanlarına göre de kulüpler kuruluyor. Bizde kendilerini geliştirmeleri için elimizden gelen desteği elbette sağlıyoruz. Kulüpler sayesinde öğrenciler takım çalışmasını öğreniyor, grup olarak karar alma mekanizmalarını geliştiriyor, kişisel gelişimlerinde bulunacak organizasyonlar yapıyorlar.
Üniversitemiz makul bir ücretle, kaliteli eğitim sunmakta ve başarıyı burslarla ödüllendirmektedir. Bu nedenle gerçek anlamda başarılı olup, bursu hak eden tüm öğrencilerimize desteğimiz sonsuz. Üniversitemizde öğrencilerimizin tamamı burslu okuyor. Bu sene de aynı burs imkanlarını öğrencilerimize sağlayacağız ve tamamı burslu kontenjanlar sunacağız.
Öğrencilerimizin eğitim hayatına her durumda devam edebilmeleri için verdiğimiz bursu başarısız oldukları durumlarda kesinlikle ellerinden almıyoruz. Şehit, gazi eş ve çocukları da bizler için ayrı yere sahip. Onlara da sunduğumuz ilave geniş burs imkanları ve ödeme kolaylıkları mevcut.
ULUSLARARASILAŞMADA ÖNEMLİ ADIMLAR ATIYORUZ
Uluslararası anlaşmalara ve değişim programlarına yönelik çalışmalarınızı aktarabilir misiniz?
İstanbul Ayvansaray Üniversitesi eğitimde uluslararasılaşmanın önemine inanan bir üniversitedir. Öğrencilerimizin hayata hazırlandığı bu dönem içerisinde kendilerini geliştirme adına yurtdışı eğitimine sevk ediyoruz.
Uluslararası eğitimi destekliyoruz ve her yıl uluslararası ofis bünyesinde çalışmalarımızı artırıyoruz. Bu kapsamda yurtdışı eğitim etkinlikleri ve fuarlarına katılıyor, yabancı üniversitelerle eğitim işbirliği alanında protokoller gerçekleştiriyoruz.
Üniversitemiz bünyesinde öğrencilerimizi Erasmus+ öğrenme ve staj hareketliliği ile bir ya da iki dönem Avrupa’da eğitim ve staj imkânlarından faydalanmaları için teşvik ediyoruz.
Öğrencilere ne tür önerileriniz olur?
Eğitim başarıya giden yolun, sevilen işi yaparak üretime katkıda bulunmanın ve mutlu vatandaş olmanın anahtarıdır. Bunun için hayal dünyalarını geniş tutmalarını ve hedeflerine ulaşmak için mutlaka çok çalışmalarını ve asla yılmamalarını öneririm.
Ne mutlu bizlere ki, eğitim sayesinde, gençlerimizi; ayakları yere sağlam basan, daha iyiyi ve daha fazlasını öğrenmek için yılmadan çalışan kişilere dönüştürmekte büyük bir payımız var.
Yıllar sonra geriye baktığımızda, mezun öğrencilerimizi, dünyanın dört bir yanında, sevdikleri işi iyi yapıyor olduklarını görmek bizim için en büyük mutluluk kaynağı olacaktır.
KÜNYE
• Kuruluş Tarihi: 2009
• Kurucusu: Doç. Dr. Tolga Yazıcı
• Fakülteler: Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi,
• Yüksekokullar: Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Plato Meslek Yüksekokulu
• Enstitüler: Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü
• Aktif Öğrenci Sayısı: 5061
• Akademik Personel Sayısı: 160
• İletişim Bilgileri: Ayvansaray Cad. Ayvansaray Mah. No:45, 34087, Balat – İstanbul 444 76 96
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Sürekli yükselen grafiği ile dikkat çeken İstanbul Ayvansaray Üniversitesi, bilim, sanat ve tasarım üçlüsünü inovasyon temelinde yeniden yorumlayarak, diğer vakıf üniversitelerinden farklılaşan bir eğitim veriyor. Üniversitenin sunduğu olanakları ve gelecek planlarını İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Doç. Dr. Tolga Yazıcı ile konuştuk.
İstanbul Ayvansaray Üniversitesi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ana kampüsü Ayvansaray’da bulunan üniversitemiz; Merter, Yenibosna ve Altunizade olmak üzere 4 farklı merkezi lokasyonda konumlanmaktadır.
2016 yılında kurulan İstanbul Ayvansaray Üniversitesi, bilim, sanat ve tasarım üçlüsünü bir arada yeniden yorumlayarak inovasyon ve sürekli gelişimi hedefleyen, dönüşüm ve ilerlemeyi hızlandıracak öncü teknolojileri hayata geçirmeye odaklanmış bir şehir içi üniversitesidir.
Akademik alandaki çalışmalarımıza üniversitemizin kuruluşundan önce 2009 senesinde Plato Meslek Yüksekokulu ile başladık. 4 ön lisans programı ile başlayan okulumuz; bugün geldiği noktada 42 ön lisans programıyla Türkiye’nin en büyük meslek yüksekokullarından biri haline gelmiştir.
MESLEK TERCİHLERİ PROJESİ İLE GENÇLERE KARİYER REHBERLİĞİ
Önümüzdeki döneme yönelik plan ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Bu dönemin planlarının içerisinde her yıl olduğu gibi üniversitemizi geliştirmek ve ilerletmek mevcut. Açmayı planladığımız lisans bölümleri, öğrencilerle buluşacağımız birçok fuar, üniversitemizin ev sahipliği yapacağı bilimsel kongreler olacak. Her yıl da olduğu gibi bu yıl da bilim, sanat ve tasarımı bir araya getirebileceğimiz projeleri gerçekleştirecek olmanın heyecanı içerisindeyiz.
Geçen dönem başladığımız ve bu dönem içerisinde gelişimine destek olduğumuz bir diğer projemiz ise; Meslek Tercihleri. Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttüğümüz projemizin temellerini geçen dönem attık. Yıllardır öğrencilerin doğru tercih yapmaları konusunu hep tartıştık ve buna sağlıklı çözüm üretmeye gayret ettik.
“Meslek Tercihleri” projesi ile üniversite tercihi yapacak öğrencilerin kariyer yolculuklarına daha bilinçli bir şekilde başlamalarını sağladık. Tüm öğrenciler proje kapsamında sektör deneyimi olarak profesyonelleri dinleme şansı bulup, bölüm öğrencilerinin de tavsiyeleri ile meslekler hakkında detaylı bilgilere kolayca ulaşabiliyorlar. Şu an portal içerisinde 200’e yakın meslek bulunmakta, her geçen gün ise yeni mesleklerin videolarını ekleyerek öğrencilerimize bu anlamda daha faydalı olmaya çalışıyoruz.
TÜM ÖĞRENCİLERE BURS İMKANI
Kampüslerinizde sosyal, kültürel ve sportif imkânları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ayrıca öğrencilerinize sunduğunuz burs olanaklarından bahsedebilir misiniz?
Kulüp aktivitelerinde önceliğimiz öğrencilerimizin eğilim ve istekleri. Öğrencilerimizin talepleri doğrultusunda aktiviteler düzenleniyor, ilgi alanlarına göre de kulüpler kuruluyor. Bizde kendilerini geliştirmeleri için elimizden gelen desteği elbette sağlıyoruz. Kulüpler sayesinde öğrenciler takım çalışmasını öğreniyor, grup olarak karar alma mekanizmalarını geliştiriyor, kişisel gelişimlerinde bulunacak organizasyonlar yapıyorlar.
Üniversitemiz makul bir ücretle, kaliteli eğitim sunmakta ve başarıyı burslarla ödüllendirmektedir. Bu nedenle gerçek anlamda başarılı olup, bursu hak eden tüm öğrencilerimize desteğimiz sonsuz. Üniversitemizde öğrencilerimizin tamamı burslu okuyor. Bu sene de aynı burs imkanlarını öğrencilerimize sağlayacağız ve tamamı burslu kontenjanlar sunacağız.
Öğrencilerimizin eğitim hayatına her durumda devam edebilmeleri için verdiğimiz bursu başarısız oldukları durumlarda kesinlikle ellerinden almıyoruz. Şehit, gazi eş ve çocukları da bizler için ayrı yere sahip. Onlara da sunduğumuz ilave geniş burs imkanları ve ödeme kolaylıkları mevcut.
ULUSLARARASILAŞMADA ÖNEMLİ ADIMLAR ATIYORUZ
Uluslararası anlaşmalara ve değişim programlarına yönelik çalışmalarınızı aktarabilir misiniz?
İstanbul Ayvansaray Üniversitesi eğitimde uluslararasılaşmanın önemine inanan bir üniversitedir. Öğrencilerimizin hayata hazırlandığı bu dönem içerisinde kendilerini geliştirme adına yurtdışı eğitimine sevk ediyoruz.
Uluslararası eğitimi destekliyoruz ve her yıl uluslararası ofis bünyesinde çalışmalarımızı artırıyoruz. Bu kapsamda yurtdışı eğitim etkinlikleri ve fuarlarına katılıyor, yabancı üniversitelerle eğitim işbirliği alanında protokoller gerçekleştiriyoruz.
Üniversitemiz bünyesinde öğrencilerimizi Erasmus+ öğrenme ve staj hareketliliği ile bir ya da iki dönem Avrupa’da eğitim ve staj imkânlarından faydalanmaları için teşvik ediyoruz.
Öğrencilere ne tür önerileriniz olur?
Eğitim başarıya giden yolun, sevilen işi yaparak üretime katkıda bulunmanın ve mutlu vatandaş olmanın anahtarıdır. Bunun için hayal dünyalarını geniş tutmalarını ve hedeflerine ulaşmak için mutlaka çok çalışmalarını ve asla yılmamalarını öneririm.
Ne mutlu bizlere ki, eğitim sayesinde, gençlerimizi; ayakları yere sağlam basan, daha iyiyi ve daha fazlasını öğrenmek için yılmadan çalışan kişilere dönüştürmekte büyük bir payımız var.
Yıllar sonra geriye baktığımızda, mezun öğrencilerimizi, dünyanın dört bir yanında, sevdikleri işi iyi yapıyor olduklarını görmek bizim için en büyük mutluluk kaynağı olacaktır.
KÜNYE
• Kuruluş Tarihi: 2009
• Kurucusu: Doç. Dr. Tolga Yazıcı
• Fakülteler: Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi,
• Yüksekokullar: Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Plato Meslek Yüksekokulu
• Enstitüler: Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü
• Aktif Öğrenci Sayısı: 5061
• Akademik Personel Sayısı: 160
• İletişim Bilgileri: Ayvansaray Cad. Ayvansaray Mah. No:45, 34087, Balat – İstanbul 444 76 96
Son Güncelleme: Pazartesi, 29 Ocak 2018 13:28
Gösterim: 3489
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu Danışma Kurulu’nun 12 Ocak’ta gerçekleştirilen son toplantısında “Üniversite-Sanayi İşbirliği” araştırma sonuçlarını paylaşıldı ve “Kestirimci Bakım” konusu masaya yatırıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu Danışma Kurulu bir araya geldi. Toplantıda detaylarıyla “Kestirimci Bakım” konusuna yer verilirken “Üniversite-Sanayi İşbirliği” araştırma sonuçlarını paylaşıldı.
Danışma Kurulu’nun toplantısında Yrd. Doç. Dr. Gönenç Yücel, Prof. Dr. Ümit Bilge, Doç. Dr. Taylan Cemgil, Doç. Dr. Mustafa Gökçe Baydoğan, Prof. Dr. Necati Aras ve Doç. Dr. Burak Acar Endüstri 4.0 çerçevesinde Kestirimci Bakım konusunu çeşitli yönleri ile ele alarak yaptıkları çalışmaları ve projeleri paylaştılar. Sanayi şirketlerinde kestirimci bakım uygulamalarının başlatılması için gerekli yol haritası odağa konuldu. Projelerin doğru tanımlanması, amacın tespit edilerek buna uygun kullanım senaryosunun kurgulanması, performans ölçütlerinin ve beklenen faydanın belirlenmesi, bu aşamalarda simülasyona dayalı analizlerin yeri irdelendi. Özellikle kestirimci bakımda hazır çözümlerle yola çıkılsa bile her hastaya aynı ilaç ve dozun etki etmemesi gibi duruma özel uygulama yaklaşımı ile projelerin sürdürülmesi gerektiği vurgulandı. Projelerin başlatılmasında karşılaşılabilecek sorunlar tartışıldı. Bosch, Netaş, BSHG, Arçelik, Festo, Tüpraş, Petkim, Turasgas gibi sanayi şirketleri ile Accenture, IBM, Microsoft, Intel, Fourone gibi teknoloji şirketlerinden oluşan Platform Danışma Kurulu’nun pilot projelerin belirlenmesi için çalıştay takvimi oluşturulmasına karar verildi.
Başarı hikayeleri ortaya çıkarılacak
Platform Başkan Yardımcısı Sertaç Yerlikaya, Üniversite-Sanayi İşbirliği için yöntem ve öncelikli alanların belirlenmesine yönelik yaptıkları araştırma sonuçlarını paylaştı. Platformun akademisyen ve iş dünyasından üyelerinin katıldığı bu araştırmaya göre karşılıklı beklentiler strateji ve yol haritasının oluşturulması, değişimde yer alacak yetkin ekiplerin oluşturulması, çalıştay ve eğitimlerle Endüstri 4.0 teknolojilerinin ve dönüşüm modellerinin anlatılması gibi bir çok başlıkta benzerlik gösteriyor. Sertaç Yerlikaya konuşmasında Platform üyelerin ortak pilot çalışmaları yapılmasını istediğini vurguladı. Üniversite-sanayi işbirliği ile yapılacak pilot çalışmaların Türkiye’den çıkacak başarı hikayeleri için kaynak oluşturacağı vurgulandı. Danışma Kurulu üyelerinden Taysad, Farplas, Ford Otosan, Renault, Pimsa, Eczacıbaşı, Borusan, TEB , Arzum, TTGV, DHL, Ogilvy ve Egon Zehnder ile yapılan çalışmalarda başarı hikayeleri çıkarmaya odaklanılmasına karar verildi.
Teknoloji deneyimleme merkezleri
Araştırma sonuçlarına göre ikinci önemli alan ise teknoloji deneyimleme merkezlerinin kurulması olarak belirlendi Platform Başkanı Prof.Dr. Lale Akarun, teknoloji deneyimleme merkezleri için en önemli kaynağın para değil merkezleri kullanacak öğrenciler ve genç araştırmacılar olduğunun, üniversitenin bu bakımdan avantajlı olduğunun altını çizdi. AR-GE ve ÜR-GE kültürünün yaygınlaştırılması için yatırım stratejilerine öncelik verilmesi gerektiğini belirtti.
Önümüzdeki dönem çalışılması planlanan üçüncü alan ise Endüstri 4.0'ın Türkiye üzerindeki muhtemel etkilerinin ekonomik, kültürel, imalat gibi farklı alanlarda analiz edilmesi olarak ifade edildi. Prof. Dr. Lale Akarun, Üniversite’nin farklı disiplinlerinden akademisyenlerle Kobi’lere yönelik bir Endüstri 4.0’a hazırlık endeksi çalışmasına başladıklarını belirtti. Endeksleme çalışmasının projelendirilmesi için reel sektörle ve etkin sivil toplum kuruluşları ile farklı iş birliktelikleri için görüşmelerin devam ettiğini belirtti.
Toplantıda, Endüstri 4.0 teknolojileri ve bu teknolojilerin neden olduğu dijital dönüşümü anlamak, dönüşümde yer almak ve aynı zamanda kritik düşünme becerisini de geliştirerek kendi alanında yönlendirici olmak isteyenler için Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi tarafından hazırlanan ‘Endüstri 4.0 ve Değişim Yönetimi Sertifika Programı’ hakkında bilgi verildi. Dört modülden oluşan programda küresel yaklaşımlar, programlama ve veri analitiği, otonom sistemler, makine öğrenmesi, siber güvenlik, “blockchain” gibi teknoloji konularının yanında değişim ve teknoloji yönetimi ve yönetişim konuları da yer almakta. İsteyen herkese açık olan sertifika programının mart ayında derslerine başlayacağı belirtildi. İsteyen şirketlere, ihtiyaçlarına göre farklı kurgular da sunulmakta.
Endüstri 4.0 teknoloji ve dönüşüm yönetim modellerinin ders olarak anlatıldığı çalışanlara yönelik ikinci öğretim master programlarında yapılan yeniliklerle ilgili bilgi verildi. Boğaziçi Üniversitesi’nde Yazılım Mühendisliği, Otomotiv Mühendisliği, Executive MBA, Ekonomi Finansı, Finans Mühendisliği, Tıbbi Sistemler ve Bilişim gibi farklı alanlarda ikinci öğretim programları bulunmakta. Kapanış konuşmasında Platform Başkanı Prof. Dr. Lale Akarun, Nisan ayında yapılacak Danışma Kurulu toplantısında ‘Lojistik Optimizasyonu’ konusunu ele alacaklarını belirtti.
‘’Kestirimci Bakım’’ Yaklaşımı Hakkında:
Kaynak maliyetleri ve kapasite kısıtlarının büyük önem taşıdığı rekabetçi üretim ortamlarında, üretim araçlarının bakım/onarımlarının arıza oluşmasından sonra yapılması (tepkisel bakım) nasıl verimsiz bir yaklaşım ise, bakımın düzenli aralıklarla fakat üretim araçlarının gerçek durumları göz önüne alınmadan yapılması (önleyici bakım) da yetersiz kalan bir yaklaşımdır.
“Kestirimci bakım” üretim araçlarının “sağlık” durumlarının sürekli biçimde gözlemlenerek, arıza zamanının önceden tahmin edilmesi ve bakımın gereksinim oluştuğunda yapılmasıdır. Bunun için, titreşim, yüksek-frekanslı ses, ısı gibi çeşitli kritik süreç ve makina parametreleri sensörler vasıtası ile sürekli biçimde algılanır ve sonuçta oluşan devasa boyuttaki veri gerçek-zamanlı olarak anlamlandırılır. Bu yaklaşım, Endüstri 4.0 diye adlandırdığımız dijital dönüşümün üstüne oturduğu akıllı sensörler, kablosuz ağ, bulut, büyük veri analizi, yapay zekâ ve simulasyon gibi teknolojiler sayesinde, artık sadece söylemesi hoş bir düşünceden ibaret değil, gerçekleştirilebilir bir kavramdır.
Kestirimci bakım, üretim sistemlerinde verimliliğinin arttırılarak maliyetlerin düşürülmesindeki rolü nedeni ile, tüm dünyada Endüstri 4.0 içinde akla ilk gelen kullanım örneklerinden biri haline gelmiştir. Ancak, TÜSİAD’ın Aralık 2017 tarihinde yayımladığı “Türkiye’nin Sanayide Dijital Dönüşüm Yetkinliği” raporunda da görüldüğü gibi, özellikle küçük ölçektekiler olmak üzere, sanayi şirketlerimizin çoğunda bu alandaki uygulamalar pilot proje aşamasında ve henüz gelişime açıktır. Kestirimci bakım, bu nedenlerle, Endüstri 4.0 Platformu’nun ele alacağı öncelikli konulardan biri olarak belirlendi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu Danışma Kurulu’nun 12 Ocak’ta gerçekleştirilen son toplantısında “Üniversite-Sanayi İşbirliği” araştırma sonuçlarını paylaşıldı ve “Kestirimci Bakım” konusu masaya yatırıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu Danışma Kurulu bir araya geldi. Toplantıda detaylarıyla “Kestirimci Bakım” konusuna yer verilirken “Üniversite-Sanayi İşbirliği” araştırma sonuçlarını paylaşıldı.
Danışma Kurulu’nun toplantısında Yrd. Doç. Dr. Gönenç Yücel, Prof. Dr. Ümit Bilge, Doç. Dr. Taylan Cemgil, Doç. Dr. Mustafa Gökçe Baydoğan, Prof. Dr. Necati Aras ve Doç. Dr. Burak Acar Endüstri 4.0 çerçevesinde Kestirimci Bakım konusunu çeşitli yönleri ile ele alarak yaptıkları çalışmaları ve projeleri paylaştılar. Sanayi şirketlerinde kestirimci bakım uygulamalarının başlatılması için gerekli yol haritası odağa konuldu. Projelerin doğru tanımlanması, amacın tespit edilerek buna uygun kullanım senaryosunun kurgulanması, performans ölçütlerinin ve beklenen faydanın belirlenmesi, bu aşamalarda simülasyona dayalı analizlerin yeri irdelendi. Özellikle kestirimci bakımda hazır çözümlerle yola çıkılsa bile her hastaya aynı ilaç ve dozun etki etmemesi gibi duruma özel uygulama yaklaşımı ile projelerin sürdürülmesi gerektiği vurgulandı. Projelerin başlatılmasında karşılaşılabilecek sorunlar tartışıldı. Bosch, Netaş, BSHG, Arçelik, Festo, Tüpraş, Petkim, Turasgas gibi sanayi şirketleri ile Accenture, IBM, Microsoft, Intel, Fourone gibi teknoloji şirketlerinden oluşan Platform Danışma Kurulu’nun pilot projelerin belirlenmesi için çalıştay takvimi oluşturulmasına karar verildi.
Başarı hikayeleri ortaya çıkarılacak
Platform Başkan Yardımcısı Sertaç Yerlikaya, Üniversite-Sanayi İşbirliği için yöntem ve öncelikli alanların belirlenmesine yönelik yaptıkları araştırma sonuçlarını paylaştı. Platformun akademisyen ve iş dünyasından üyelerinin katıldığı bu araştırmaya göre karşılıklı beklentiler strateji ve yol haritasının oluşturulması, değişimde yer alacak yetkin ekiplerin oluşturulması, çalıştay ve eğitimlerle Endüstri 4.0 teknolojilerinin ve dönüşüm modellerinin anlatılması gibi bir çok başlıkta benzerlik gösteriyor. Sertaç Yerlikaya konuşmasında Platform üyelerin ortak pilot çalışmaları yapılmasını istediğini vurguladı. Üniversite-sanayi işbirliği ile yapılacak pilot çalışmaların Türkiye’den çıkacak başarı hikayeleri için kaynak oluşturacağı vurgulandı. Danışma Kurulu üyelerinden Taysad, Farplas, Ford Otosan, Renault, Pimsa, Eczacıbaşı, Borusan, TEB , Arzum, TTGV, DHL, Ogilvy ve Egon Zehnder ile yapılan çalışmalarda başarı hikayeleri çıkarmaya odaklanılmasına karar verildi.
Teknoloji deneyimleme merkezleri
Araştırma sonuçlarına göre ikinci önemli alan ise teknoloji deneyimleme merkezlerinin kurulması olarak belirlendi Platform Başkanı Prof.Dr. Lale Akarun, teknoloji deneyimleme merkezleri için en önemli kaynağın para değil merkezleri kullanacak öğrenciler ve genç araştırmacılar olduğunun, üniversitenin bu bakımdan avantajlı olduğunun altını çizdi. AR-GE ve ÜR-GE kültürünün yaygınlaştırılması için yatırım stratejilerine öncelik verilmesi gerektiğini belirtti.
Önümüzdeki dönem çalışılması planlanan üçüncü alan ise Endüstri 4.0'ın Türkiye üzerindeki muhtemel etkilerinin ekonomik, kültürel, imalat gibi farklı alanlarda analiz edilmesi olarak ifade edildi. Prof. Dr. Lale Akarun, Üniversite’nin farklı disiplinlerinden akademisyenlerle Kobi’lere yönelik bir Endüstri 4.0’a hazırlık endeksi çalışmasına başladıklarını belirtti. Endeksleme çalışmasının projelendirilmesi için reel sektörle ve etkin sivil toplum kuruluşları ile farklı iş birliktelikleri için görüşmelerin devam ettiğini belirtti.
Toplantıda, Endüstri 4.0 teknolojileri ve bu teknolojilerin neden olduğu dijital dönüşümü anlamak, dönüşümde yer almak ve aynı zamanda kritik düşünme becerisini de geliştirerek kendi alanında yönlendirici olmak isteyenler için Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi tarafından hazırlanan ‘Endüstri 4.0 ve Değişim Yönetimi Sertifika Programı’ hakkında bilgi verildi. Dört modülden oluşan programda küresel yaklaşımlar, programlama ve veri analitiği, otonom sistemler, makine öğrenmesi, siber güvenlik, “blockchain” gibi teknoloji konularının yanında değişim ve teknoloji yönetimi ve yönetişim konuları da yer almakta. İsteyen herkese açık olan sertifika programının mart ayında derslerine başlayacağı belirtildi. İsteyen şirketlere, ihtiyaçlarına göre farklı kurgular da sunulmakta.
Endüstri 4.0 teknoloji ve dönüşüm yönetim modellerinin ders olarak anlatıldığı çalışanlara yönelik ikinci öğretim master programlarında yapılan yeniliklerle ilgili bilgi verildi. Boğaziçi Üniversitesi’nde Yazılım Mühendisliği, Otomotiv Mühendisliği, Executive MBA, Ekonomi Finansı, Finans Mühendisliği, Tıbbi Sistemler ve Bilişim gibi farklı alanlarda ikinci öğretim programları bulunmakta. Kapanış konuşmasında Platform Başkanı Prof. Dr. Lale Akarun, Nisan ayında yapılacak Danışma Kurulu toplantısında ‘Lojistik Optimizasyonu’ konusunu ele alacaklarını belirtti.
‘’Kestirimci Bakım’’ Yaklaşımı Hakkında:
Kaynak maliyetleri ve kapasite kısıtlarının büyük önem taşıdığı rekabetçi üretim ortamlarında, üretim araçlarının bakım/onarımlarının arıza oluşmasından sonra yapılması (tepkisel bakım) nasıl verimsiz bir yaklaşım ise, bakımın düzenli aralıklarla fakat üretim araçlarının gerçek durumları göz önüne alınmadan yapılması (önleyici bakım) da yetersiz kalan bir yaklaşımdır.
“Kestirimci bakım” üretim araçlarının “sağlık” durumlarının sürekli biçimde gözlemlenerek, arıza zamanının önceden tahmin edilmesi ve bakımın gereksinim oluştuğunda yapılmasıdır. Bunun için, titreşim, yüksek-frekanslı ses, ısı gibi çeşitli kritik süreç ve makina parametreleri sensörler vasıtası ile sürekli biçimde algılanır ve sonuçta oluşan devasa boyuttaki veri gerçek-zamanlı olarak anlamlandırılır. Bu yaklaşım, Endüstri 4.0 diye adlandırdığımız dijital dönüşümün üstüne oturduğu akıllı sensörler, kablosuz ağ, bulut, büyük veri analizi, yapay zekâ ve simulasyon gibi teknolojiler sayesinde, artık sadece söylemesi hoş bir düşünceden ibaret değil, gerçekleştirilebilir bir kavramdır.
Kestirimci bakım, üretim sistemlerinde verimliliğinin arttırılarak maliyetlerin düşürülmesindeki rolü nedeni ile, tüm dünyada Endüstri 4.0 içinde akla ilk gelen kullanım örneklerinden biri haline gelmiştir. Ancak, TÜSİAD’ın Aralık 2017 tarihinde yayımladığı “Türkiye’nin Sanayide Dijital Dönüşüm Yetkinliği” raporunda da görüldüğü gibi, özellikle küçük ölçektekiler olmak üzere, sanayi şirketlerimizin çoğunda bu alandaki uygulamalar pilot proje aşamasında ve henüz gelişime açıktır. Kestirimci bakım, bu nedenlerle, Endüstri 4.0 Platformu’nun ele alacağı öncelikli konulardan biri olarak belirlendi.
Son Güncelleme: Salı, 16 Ocak 2018 12:05
Gösterim: 1708