Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

ÖSYM, 15 Haziran’nda yapılacak olan Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) ile ilgili son dakika açıklaması yaptı. Adayları LYS-4 sınavındaki din ve felsefe soruları ile ilgili uyaran ÖSYM, bu soruların nasıl cevaplanacağı konusunda da detaylı bilgi verdi.

15 Haziran’da 5 oturumda gerçekleştirilecek olan Lisans Yerleştirme Sınavı’nda, din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından muaf olan adaylara, LYS-4'de felsefe grubu altındaki psikoloji alanından 3, sosyoloji alanından 3, mantık alanından 2 soru sorulacak. 2013-YGS sosyal bilimler testinde; din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplayanlar, 2013-LYS-4'de 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. soruları cevaplayacak.

Lisans Yerleştirme Sınavlarında (2013-LYS) din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından muaf tutulan adaylara, LYS-4'de sosyal bilimler sınavında yer alan felsefe grubu altındaki psikoloji alanından 3, sosyoloji alanından 3, mantık alanından 2 soru sorulacak.

ÖSYM'den yapılan açıklamada, Yükseköğretim Genel Kurulunun 1 Şubat'ta yaptığı toplantıda, ortaöğretim kurumlarında din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alan öğrencilere mahsus olmak üzere; 2013-YGS sosyal bilimler testinde yer alan din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından bu öğrencilerin muaf tutulmasına ve bu sorular yerine YGS'de sosyal bilimler testinde yer alan felsefe alanından 5 soru sorulmasına karar verildiği hatırlatıldı.

Açıklamada aynı toplantıda, 2013-LYS sosyal bilimler sınavında da din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından bu öğrencilerin muaf tutulmasına ve söz konusu öğrencilere din kültürü ve ahlak bilgisi soruları yerine LYS-4'de sosyal bilimler sınavında yer alan felsefe grubu altındaki psikoloji alanından 3, sosyoloji alanından 3, mantık alanından 2 soru sorulmasına karar verildiği belirtildi.

YGS'de bu düzenlemenin uygulamaya konulduğu ve adayların muafiyet durumlarına göre işaretlemede bulundukları anımsatıldı.

Açıklamaya göre, 2013-YGS'de işaretledikleri test grubu 2013-LYS-4'de de geçerli kabul edilmek üzere, Yükseköğretim Genel Kurulunun kararı doğrultusunda adaylara 2013-LYS-4 sosyal bilimler sınavı felsefe grubu ve din kültürü ve ahlak bilgisi testinde 40 soru sorulacak.

Cevap kağıdında da bu test ile ilgili 40 cevap alanı bulunacak.

Adaylar ilk 24 sorudan sorumlu olacak

Testi alan tüm adaylar ilk 24 sorunun tamamından sorumlu olacak ve cevap kağıdının bu testle ilgili alanında ilk 24 cevap alanını işaretleyecek.

2013-YGS sosyal bilimler testinde; din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplayan adaylar (imam hatip okulları dahil ortaöğretim kurumlarında yasal olarak din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almak zorunda olan öğrenciler), 2013-LYS-4 sosyal bilimler sınavı felsefe grubu ile din kültürü ve ahlak bilgisi testinde yer alan 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplandırmakla yükümlü olacak.

Bu adaylar 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39. ve 40. felsefe grubu sorularını cevaplamayacak.

2013-YGS sosyal bilimler testinde din kültürü ve ahlak bilgisi soruları yerine ilave felsefe sorularını cevaplayan adaylar (ortaöğretim kurumlarında din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alan öğrenciler) 2013-LYS-4 sosyal bilimler sınavı felsefe grubu ile din kültürü ve ahlak bilgisi testinde yer alan 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39. ve 40. felsefe grubu sorularını cevaplayacak.

Bu durumdaki adaylar, soru kitapçığındaki 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplamayacak.

Adayların 2013-YGS'de bu alanlara ilişkin işaretledikleri test grubu geçerliliğini koruyacağından, 2013-YGS'de din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplayanların 2013-LYS-4'de yine bu alandan soruları, 2013-YGS'de din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olup da bunun yerine oluşturulan felsefe sorularını cevaplayanların 2013-LYS-4'de yine felsefe grubu sorularını cevaplamaları gerekiyor.

2013-YGS'de sosyal bilimler testinin 36., 37., 38., 39., 40., 41., 42., 43., 44. ve 45. cevap alanlarında hiçbir işaretleme yapmayan ancak 2013-LYS-4'e başvuru yapan adaylar da Yükseköğretim Genel Kurulunun aldığı karar uyarınca muafiyet durumuna göre din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını veya felsefe grubu sorularını cevaplayacak.

Bu adaylardan 2013-LYS-4'te cevap kağıdının sosyal bilimler testine ait alanında; 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. cevap alanlarında herhangi bir işareti olanların bu cevapları dikkate alınacak değerlendirme bu cevaplar üzerinden yapılacak. Cevap kağıdının 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. cevap alanlarında herhangi bir işareti bulunanlardan aynı zamanda cevap kâğıdının 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39. ve 40. cevap alanlarında da herhangi bir işareti bulunanların 33-40 arası cevapları dikkate alınmayacak.

Sınav sonrası düzeltme yapılmayacak

Sınavda kullanılacak soru kitapçıklarının ilgili bölümünde de adaylara yönelik bu uyarılar bulunacak.

Sınav sonrası yapılacak düzeltme istekleri kesinlikle kabul edilmeyecek.

> LYS’de din ve felsefe soruları nasıl cevaplandırılacak?

ÖSYM, 15 Haziran’nda yapılacak olan Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) ile ilgili son dakika açıklaması yaptı. Adayları LYS-4 sınavındaki din ve felsefe soruları ile ilgili uyaran ÖSYM, bu soruların nasıl cevaplanacağı konusunda da detaylı bilgi verdi.

15 Haziran’da 5 oturumda gerçekleştirilecek olan Lisans Yerleştirme Sınavı’nda, din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından muaf olan adaylara, LYS-4'de felsefe grubu altındaki psikoloji alanından 3, sosyoloji alanından 3, mantık alanından 2 soru sorulacak. 2013-YGS sosyal bilimler testinde; din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplayanlar, 2013-LYS-4'de 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. soruları cevaplayacak.

Lisans Yerleştirme Sınavlarında (2013-LYS) din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından muaf tutulan adaylara, LYS-4'de sosyal bilimler sınavında yer alan felsefe grubu altındaki psikoloji alanından 3, sosyoloji alanından 3, mantık alanından 2 soru sorulacak.

ÖSYM'den yapılan açıklamada, Yükseköğretim Genel Kurulunun 1 Şubat'ta yaptığı toplantıda, ortaöğretim kurumlarında din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alan öğrencilere mahsus olmak üzere; 2013-YGS sosyal bilimler testinde yer alan din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından bu öğrencilerin muaf tutulmasına ve bu sorular yerine YGS'de sosyal bilimler testinde yer alan felsefe alanından 5 soru sorulmasına karar verildiği hatırlatıldı.

Açıklamada aynı toplantıda, 2013-LYS sosyal bilimler sınavında da din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından bu öğrencilerin muaf tutulmasına ve söz konusu öğrencilere din kültürü ve ahlak bilgisi soruları yerine LYS-4'de sosyal bilimler sınavında yer alan felsefe grubu altındaki psikoloji alanından 3, sosyoloji alanından 3, mantık alanından 2 soru sorulmasına karar verildiği belirtildi.

YGS'de bu düzenlemenin uygulamaya konulduğu ve adayların muafiyet durumlarına göre işaretlemede bulundukları anımsatıldı.

Açıklamaya göre, 2013-YGS'de işaretledikleri test grubu 2013-LYS-4'de de geçerli kabul edilmek üzere, Yükseköğretim Genel Kurulunun kararı doğrultusunda adaylara 2013-LYS-4 sosyal bilimler sınavı felsefe grubu ve din kültürü ve ahlak bilgisi testinde 40 soru sorulacak.

Cevap kağıdında da bu test ile ilgili 40 cevap alanı bulunacak.

Adaylar ilk 24 sorudan sorumlu olacak

Testi alan tüm adaylar ilk 24 sorunun tamamından sorumlu olacak ve cevap kağıdının bu testle ilgili alanında ilk 24 cevap alanını işaretleyecek.

2013-YGS sosyal bilimler testinde; din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplayan adaylar (imam hatip okulları dahil ortaöğretim kurumlarında yasal olarak din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almak zorunda olan öğrenciler), 2013-LYS-4 sosyal bilimler sınavı felsefe grubu ile din kültürü ve ahlak bilgisi testinde yer alan 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplandırmakla yükümlü olacak.

Bu adaylar 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39. ve 40. felsefe grubu sorularını cevaplamayacak.

2013-YGS sosyal bilimler testinde din kültürü ve ahlak bilgisi soruları yerine ilave felsefe sorularını cevaplayan adaylar (ortaöğretim kurumlarında din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alan öğrenciler) 2013-LYS-4 sosyal bilimler sınavı felsefe grubu ile din kültürü ve ahlak bilgisi testinde yer alan 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39. ve 40. felsefe grubu sorularını cevaplayacak.

Bu durumdaki adaylar, soru kitapçığındaki 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplamayacak.

Adayların 2013-YGS'de bu alanlara ilişkin işaretledikleri test grubu geçerliliğini koruyacağından, 2013-YGS'de din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını cevaplayanların 2013-LYS-4'de yine bu alandan soruları, 2013-YGS'de din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olup da bunun yerine oluşturulan felsefe sorularını cevaplayanların 2013-LYS-4'de yine felsefe grubu sorularını cevaplamaları gerekiyor.

2013-YGS'de sosyal bilimler testinin 36., 37., 38., 39., 40., 41., 42., 43., 44. ve 45. cevap alanlarında hiçbir işaretleme yapmayan ancak 2013-LYS-4'e başvuru yapan adaylar da Yükseköğretim Genel Kurulunun aldığı karar uyarınca muafiyet durumuna göre din kültürü ve ahlak bilgisi sorularını veya felsefe grubu sorularını cevaplayacak.

Bu adaylardan 2013-LYS-4'te cevap kağıdının sosyal bilimler testine ait alanında; 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. cevap alanlarında herhangi bir işareti olanların bu cevapları dikkate alınacak değerlendirme bu cevaplar üzerinden yapılacak. Cevap kağıdının 25., 26., 27., 28., 29., 30., 31. ve 32. cevap alanlarında herhangi bir işareti bulunanlardan aynı zamanda cevap kâğıdının 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39. ve 40. cevap alanlarında da herhangi bir işareti bulunanların 33-40 arası cevapları dikkate alınmayacak.

Sınav sonrası düzeltme yapılmayacak

Sınavda kullanılacak soru kitapçıklarının ilgili bölümünde de adaylara yönelik bu uyarılar bulunacak.

Sınav sonrası yapılacak düzeltme istekleri kesinlikle kabul edilmeyecek.

Son Güncelleme: Pazartesi, 06 May 2013 17:28

Gösterim: 2625

ÖSYM, 29 Nisan'da sona eren LYS başvuru sayısını açıkladı

ÖSYM, Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) başvuran aday sayısını açıkladı. 2013 LYS’ye toplam 851 bin 131 aday başvuru yaptı. LYS'ye girme hakkı olmasına rağmen başvurmayan aday sayısı 381 bin 550 oldu. Bu adaylardan, 4 bin 717'si para yatırdığı halde başvurusunu tamamlamadı.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi'nin (ÖSYS) ikinci basamak sınavı olan Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) için başvurular 29 Nisan'da sona erdi.

LYS sınav yeri değişikliği için son gün 4 Mayıs

LYS'ye başvuru yapan adaylar sınav merkezi değişikliği başvurularını 4 Mayıs'a kadar yapabilecek.

Sınav merkezi değişiklikleri 22 Nisan-4 Mayıs 2013 tarihleri arasında ÖSYM’nin http://ais.osym.gov.tr internet adresinden T.C.Kimlik / Y.U. numaranız ve şifreleri ile 2013-LYS’yi seçtikten sonra gelen ekranda sol taraftaki seçeneklerden Sınav Merkezi Değiştir alanından yapılacak.

ÖSYM yetkililerinden alınan bilgiye göre, bu yıl Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) 180 ve üzeri puan alarak LYS'ye girme hakkı kazanan 1 milyon 232 bin 681 adaydan 851 bin 131'i LYS'ye başvurdu. Başvuran adayların 472 bin 683'ü işlemlerini, internet üzerinden bireysel olarak, 378 bin 448'i başvuru merkezleri aracılığıyla yaptırdı.

LYS-1'e (Matematik) 646 bin 186, LYS-2'ye (Fen Bilimleri) 332 bin 285, LYS-3'e (edebiyat-çoğrafya) 649 bin 700, LYS-4'e (sosyal bilimler) 349 bin 714, LYS-5'e (yabancı dil) ise 53 bin 308 aday başvuruda bulundu.

4 bin 717 aday sınav ücretini yatırdığı halde başvurusunu tamamlamadı

LYS'ye girme hakkı olmasına rağmen başvurmayan aday sayısı 381 bin 550 oldu. Bu adaylardan, 4 bin 717'si para yatırdığı halde başvurusunu tamamlamadı.

ÖSYM, LYS'ye başvurmayanlar arasından rastgele örneklem yoluyla seçeceği bazı adaylara çağrı merkezi yoluyla tele anket yapacak.

ÖSYM, bu yıl ilk kez uygulayacağı anketle, adayların neden başvuru yapmadıklarını soracak ve gerekçelerini tespit edecek.

SMS'le uyarı

ÖSYM, Lisans Yerleştirme Sınavları'na (LYS) girme hakkı kazandığı halde başvuru yapmayan adaylara tele anket yöntemiyle neden başvuru yapmadıklarını soracak.

Başvuru süresinde adayları kitle iletişim araçlarıyla uyaran ÖSYM, bu yıl bir ilki gerçekleştirerek sınava girme hakkı olmasına ve ücret ödemesine rağmen başvurusunu tamamlamayan adayların cep telefonlarına uyarı mesajı gönderdi.

LYS'ye girme hakkı olmayan adaylar da para yatırdı

YGS'ye giren ancak LYS'ye girme hakkı elde edemeyen 119 aday ile YGS'ye girmemesine rağmen LYS'ye girmek isteyen 276 aday da sınavlar için para yatırdı.

> 2013 LYS’ye başvuru sayısı açıklandı

ÖSYM, 29 Nisan'da sona eren LYS başvuru sayısını açıkladı

ÖSYM, Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) başvuran aday sayısını açıkladı. 2013 LYS’ye toplam 851 bin 131 aday başvuru yaptı. LYS'ye girme hakkı olmasına rağmen başvurmayan aday sayısı 381 bin 550 oldu. Bu adaylardan, 4 bin 717'si para yatırdığı halde başvurusunu tamamlamadı.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi'nin (ÖSYS) ikinci basamak sınavı olan Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) için başvurular 29 Nisan'da sona erdi.

LYS sınav yeri değişikliği için son gün 4 Mayıs

LYS'ye başvuru yapan adaylar sınav merkezi değişikliği başvurularını 4 Mayıs'a kadar yapabilecek.

Sınav merkezi değişiklikleri 22 Nisan-4 Mayıs 2013 tarihleri arasında ÖSYM’nin http://ais.osym.gov.tr internet adresinden T.C.Kimlik / Y.U. numaranız ve şifreleri ile 2013-LYS’yi seçtikten sonra gelen ekranda sol taraftaki seçeneklerden Sınav Merkezi Değiştir alanından yapılacak.

ÖSYM yetkililerinden alınan bilgiye göre, bu yıl Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) 180 ve üzeri puan alarak LYS'ye girme hakkı kazanan 1 milyon 232 bin 681 adaydan 851 bin 131'i LYS'ye başvurdu. Başvuran adayların 472 bin 683'ü işlemlerini, internet üzerinden bireysel olarak, 378 bin 448'i başvuru merkezleri aracılığıyla yaptırdı.

LYS-1'e (Matematik) 646 bin 186, LYS-2'ye (Fen Bilimleri) 332 bin 285, LYS-3'e (edebiyat-çoğrafya) 649 bin 700, LYS-4'e (sosyal bilimler) 349 bin 714, LYS-5'e (yabancı dil) ise 53 bin 308 aday başvuruda bulundu.

4 bin 717 aday sınav ücretini yatırdığı halde başvurusunu tamamlamadı

LYS'ye girme hakkı olmasına rağmen başvurmayan aday sayısı 381 bin 550 oldu. Bu adaylardan, 4 bin 717'si para yatırdığı halde başvurusunu tamamlamadı.

ÖSYM, LYS'ye başvurmayanlar arasından rastgele örneklem yoluyla seçeceği bazı adaylara çağrı merkezi yoluyla tele anket yapacak.

ÖSYM, bu yıl ilk kez uygulayacağı anketle, adayların neden başvuru yapmadıklarını soracak ve gerekçelerini tespit edecek.

SMS'le uyarı

ÖSYM, Lisans Yerleştirme Sınavları'na (LYS) girme hakkı kazandığı halde başvuru yapmayan adaylara tele anket yöntemiyle neden başvuru yapmadıklarını soracak.

Başvuru süresinde adayları kitle iletişim araçlarıyla uyaran ÖSYM, bu yıl bir ilki gerçekleştirerek sınava girme hakkı olmasına ve ücret ödemesine rağmen başvurusunu tamamlamayan adayların cep telefonlarına uyarı mesajı gönderdi.

LYS'ye girme hakkı olmayan adaylar da para yatırdı

YGS'ye giren ancak LYS'ye girme hakkı elde edemeyen 119 aday ile YGS'ye girmemesine rağmen LYS'ye girmek isteyen 276 aday da sınavlar için para yatırdı.

Son Güncelleme: Cuma, 03 May 2013 13:04

Gösterim: 7466

2013 Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulu Seçme Sınavı (ALS) soru kitapçığı ile cevap anahtarı ÖSYM’nin internet sitesinde yayınlandı. Soru ve cevap anahtarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

2013 ALS soru ve cevap anahtarı için Tıklayın

21 Nisan 2013 tarihinde yapılan Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı  (2013 ALS) soru ve cevapları yayınlandı.

Türkçe, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimleri olmak üzere 4 Testten oluşan Askeri Lise Sınavı (ALS) 120 dakika sürmüştü. ALS soru ve cevaplarını akşam saatlerinde yayınlayan ÖSYM'nin ALS sonuçlarını da en geç önümüzdeki hafta açıklaması bekleniyor.

ÖSYM, yaptığı açıklamada, 21 Nisan 2013tarihinde yapılan 2013 Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı’nın (2013-ALS)temel soru kitapçığı ile cevap anahtarına aşağıdaki bağlantıdan erişilebileceğini duyurdu.

Kara Harp Okulu Başvuruları

Kara Harp Okulu ve Astsubay Meslek Yüksekokulu başvuruları 25 Mart 2013 tarihinde başladı. 16 Mayıs 2013 tarihine kadar alınacak başvurularda YGS’ye girme şartı aranmaktadır. Başvuru kılavuzunda yer alan açıklamaya göre, “Kara Harp Okuluna başvurabilmek için 2013 yılında yapılacak YGS’ye (Müteakiben nihai değerlendirmede kullanılmak üzere LYS’ye) girmek zorunludur.” ifadesi yer alıyor.

Kara Harp Okulu internet sitesinden yapılan duyuruda, “ÖSYS Kılavuzunda "Askeri Okullara Girme İsteği" kutucuğunu işaretlememiş olsanız bile başvurunuz değerlendirilmeye alınacaktır” ifadesi yer alıyor

Yapılan duyuruda, Aday ile telefon, posta, e-mail ile iletişime geçilmesi nedeniyle; adayın kişisel bilgilerinin güncel olması uyarısı yapılırken, Cep telefon numarasını sisteme kaydederken başında "0" (sıfır) olmadan girilmesi gerektiği belirtildi.

Detaylı bilgi için tıklayın

> 2013 Askeri Lise Sınavı (ALS) soru ve cevapları yayınlandı

2013 Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulu Seçme Sınavı (ALS) soru kitapçığı ile cevap anahtarı ÖSYM’nin internet sitesinde yayınlandı. Soru ve cevap anahtarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

2013 ALS soru ve cevap anahtarı için Tıklayın

21 Nisan 2013 tarihinde yapılan Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı  (2013 ALS) soru ve cevapları yayınlandı.

Türkçe, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimleri olmak üzere 4 Testten oluşan Askeri Lise Sınavı (ALS) 120 dakika sürmüştü. ALS soru ve cevaplarını akşam saatlerinde yayınlayan ÖSYM'nin ALS sonuçlarını da en geç önümüzdeki hafta açıklaması bekleniyor.

ÖSYM, yaptığı açıklamada, 21 Nisan 2013tarihinde yapılan 2013 Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı’nın (2013-ALS)temel soru kitapçığı ile cevap anahtarına aşağıdaki bağlantıdan erişilebileceğini duyurdu.

Kara Harp Okulu Başvuruları

Kara Harp Okulu ve Astsubay Meslek Yüksekokulu başvuruları 25 Mart 2013 tarihinde başladı. 16 Mayıs 2013 tarihine kadar alınacak başvurularda YGS’ye girme şartı aranmaktadır. Başvuru kılavuzunda yer alan açıklamaya göre, “Kara Harp Okuluna başvurabilmek için 2013 yılında yapılacak YGS’ye (Müteakiben nihai değerlendirmede kullanılmak üzere LYS’ye) girmek zorunludur.” ifadesi yer alıyor.

Kara Harp Okulu internet sitesinden yapılan duyuruda, “ÖSYS Kılavuzunda "Askeri Okullara Girme İsteği" kutucuğunu işaretlememiş olsanız bile başvurunuz değerlendirilmeye alınacaktır” ifadesi yer alıyor

Yapılan duyuruda, Aday ile telefon, posta, e-mail ile iletişime geçilmesi nedeniyle; adayın kişisel bilgilerinin güncel olması uyarısı yapılırken, Cep telefon numarasını sisteme kaydederken başında "0" (sıfır) olmadan girilmesi gerektiği belirtildi.

Detaylı bilgi için tıklayın

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Nisan 2013 22:02

Gösterim: 6768

Türk Eğitim Derneği’nin düzenlediği "Eğitim Siyaseti Nedir" başlıklı forumda Seviye Belirleme Sınavı’nın kaldırılması ile ilgili soruları yanıtlayan Bakan Avcı, böyle kapsamlı bir değişikliği bir yıla sığdırmanın mümkün olmadığını söyledi.

Türk Eğitim Derneğinin (TED) Uluslararası Eğitim Forumu'nun üçüncüsü, "Eğitim Siyaseti Nedir" başlığı altında TED Ankara Koleji'nde yapıldı. 

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Seviye Belirleme Sınavı'nda (SBS) yapılması planlanan değişikliğe ilişkin, "Çocukları test cenderesinden, çoktan seçmeli sistemden kurtaracak yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Açık uçlu sorularla yürüyen bir seçme daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz" dedi.

Forumda yaptığı konuşmada çocukların 4 yılda ders içi ve ders dışı birçok faaliyet yaptığı bilgisini veren Avcı, bu performanslarını, başarılarını ders dışı etkinliklere dahil etmeye yönelik bir sistem planladıklarını kaydetti.

Şu anda geriye dönük performans değerlendirmesi yapılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Bakan Avcı, "Çocukları test cenderesinden, çoktan seçmeli sistemden kurtaracak yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Açık uçlu sorularla yürüyen bir seçme daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz. Ancak çalışmalarımız devam ediyor" dedi.

Helsinki'de, eğitim siyasetini konuştuklarını belirten Avcı, sürdürülebilir bir toplumsal ve ekonomik kalkınma için eğitimin tüm taraflarının katılımıyla yönetimin ve eğitimin kalitesinin nasıl geliştirilebileceğini, hiçbir bireyi dışlamadan her bir bireyin kaliteli bir eğitime erişiminin sağlanması için stratejilerin neler olabileceğini tartıştıklarını anlattı.

Eğitim siyasetiyle, temelde eğitim için kaynakların nasıl ve nereden sağlanacağının, sistemin yapısının ve işleyişinin nasıl düzenleneceğinin belirlediğine dikkati çeken Avcı, bununla, eğitim hizmetlerinden kimin ne kadar ve nasıl yararlanacağını da tespit edildiğini söyledi.

Avcı, eğitim siyasetinin, bir yasayla, bir yönetmelikle, bazen bütçe düzenlemeleri ya da çeşitli yönetsel kararlarla ifade edilebildiğini kaydetti.

"Yeni şeyleri, her şeyden önce, eğitim alanında söylemek lazım"

Milli Eğitim Bakanı Avcı, 1980'lerin sonlarında, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, "bir milyon bilgisayar" sloganını ortaya attığını, o dönemde aslında, bilgisayarın eğitim alanında kullanımının uzunca süredir tartışıldığını ve Avrupa ülkelerinin birçoğunda pilot uygulamaların yürütüldüğü anımsattı.

Türkiye'nin bir anlamada o dönemde de "gelişmiş dünyayı az geriden izlediğini" aktaran Avcı, "Bir başka açıdan bakarsak, ilk defa 'bir adım öne geçme'ye teşebbüs ettiğimiz söylenebilir. Eğer Özal'ın ciddi ciddi bir milyon bilgisayarı okullara yerleştirmeye niyeti olduğunu varsayarsak, Avrupa'da pilot uygulamalardan sonra geçileceği düşünülen faza bizim hemen geçmemiz hedeflenmişti denebilir" değerlendirmesinde bulundu.

Avcı, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin eğitim politikası, Özal'ın -sadece eğitim camiasını değil- neredeyse bütün Türkiye'yi ürküten 'bir milyon bilgisayar' sloganı dışında, hep Batıdaki eğitim politikası değişimlerini yakından izleyip, maliyetlerine katlanabildiği ölçüde tatbik etmeye çalışmaktan ibaret oldu. Yani sadece eğitim siyasetini değil, eğitim siyaseti çerçevesinde yürütülen tartışmaları da ithal ettik, Batıda imal edilen taraflardan, artık meşrebimize hangisi uygunsa onu seçip, biz de içeride tartıştık. Hepimiz, bir biçimde, bizden önce yürünmüş olan yollarda yürümekten rahatsızlık duysak da duymasak da yürüdük durduk. Mesele şu ki o yollar bitti. Artık yeni şeyler söylemek lazım ve o yeni şeyleri, her şeyden önce, eğitim alanında söylemek lazım. Eğer siyasetimiz, sadece Türkiye için değil, bölge için, insanlık için yeni şeylerin söylenmesi şeklinde değişiklik göstermişse yukarıdaki soruların cevaplarını yeniden düşünmemiz lazım. Hatta yeni sorular sormalıyız."

"Eğitimde tercihler yapmak zorundayız"

Avcı, eğitim siyasetini oluştururken, hep aynı şeyleri düşünmenin ülkeyi daha iyi bir geleceğe götürmeyeceğini vurgulayarak, "Siyasetçiler farklı görüşlere sahip olduğu kadar, eğitim alanında bilimsel çalışmalar yapanlar da bu konularda farklı veriler, farklı bilimsel bulgular sunabilirler. Eğitim siyasetine ilişkin konularda bilimsel çalışmaların bulgularında farklılıklar olması bir çelişki değil, bilimin doğası gereğidir" dedi.

Eğitim siyasetine ilişkin konularda siyasetçiler arasındaki görüş farklılıklarını, zıtlıkları demokratik siyasetin doğası olarak niteleyen Bakan Avcı, şunları kaydetti:

"Karar vermek ve tercih yapmak zorunda olmadığınız yerde siyaset olmaz. Karar vermek ve tercih yapmak istediğimiz, eğitimle ilgili alternatiflerimizin, tercihlerimizin olduğu yerde eğitim siyaseti vardır, yani siyaset vardır. Eğitim siyaseti de toplumsal ve ekonomik alanlardaki siyasetten bağımsız olarak ele alınamaz. Türkiye'de bugün bizler, eğitim siyasetinde önemli kararlar vermek, tercihler yapmak zorundayız. Biz sürdürülebilir bir toplumsal ve ekonomik kalkınma için eğitimde tercihler yapmak zorundayız."

Kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolara, ihracatı 500 milyar dolara ve dış ticaret hacmini bir trilyon dolara çıkarmanın, işsizlik oranını yüzde 5'lere indirmenin, nüfusun eğitimiyle, eğitimin niteliğiyle ilgili olduğunu belirten Avcı, "Bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi, Türkiye'nin orta gelir tuzağından çıkması, yeni tercihler yapmamızı gerektirmektedir. Türkiye'nin 10, 20 yıl sonra sosyal ve ekonomik kalkınma açısından nerede olacağı, bugünkü eğitim siyasetinin ne olacağına bağlıdır" diye konuştu.

Veriye dayalı eğitim siyasetinin, bakanlık olarak içlerine kapanıp yapacakları bir siyaset olmadığına işaret eden Milli Eğitim Bakanı Avcı, bu siyasette, bilim insanlarıyla, eğitim öğretim kurumlarıyla ve sivil tolum örgütleriyle danışma, paylaşma ve birlikte çalışmayla soruların cevaplarını aradıklarını dile getirdi.

> SBS bu yıl da kalkmıyor

Türk Eğitim Derneği’nin düzenlediği "Eğitim Siyaseti Nedir" başlıklı forumda Seviye Belirleme Sınavı’nın kaldırılması ile ilgili soruları yanıtlayan Bakan Avcı, böyle kapsamlı bir değişikliği bir yıla sığdırmanın mümkün olmadığını söyledi.

Türk Eğitim Derneğinin (TED) Uluslararası Eğitim Forumu'nun üçüncüsü, "Eğitim Siyaseti Nedir" başlığı altında TED Ankara Koleji'nde yapıldı. 

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Seviye Belirleme Sınavı'nda (SBS) yapılması planlanan değişikliğe ilişkin, "Çocukları test cenderesinden, çoktan seçmeli sistemden kurtaracak yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Açık uçlu sorularla yürüyen bir seçme daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz" dedi.

Forumda yaptığı konuşmada çocukların 4 yılda ders içi ve ders dışı birçok faaliyet yaptığı bilgisini veren Avcı, bu performanslarını, başarılarını ders dışı etkinliklere dahil etmeye yönelik bir sistem planladıklarını kaydetti.

Şu anda geriye dönük performans değerlendirmesi yapılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Bakan Avcı, "Çocukları test cenderesinden, çoktan seçmeli sistemden kurtaracak yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Açık uçlu sorularla yürüyen bir seçme daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz. Ancak çalışmalarımız devam ediyor" dedi.

Helsinki'de, eğitim siyasetini konuştuklarını belirten Avcı, sürdürülebilir bir toplumsal ve ekonomik kalkınma için eğitimin tüm taraflarının katılımıyla yönetimin ve eğitimin kalitesinin nasıl geliştirilebileceğini, hiçbir bireyi dışlamadan her bir bireyin kaliteli bir eğitime erişiminin sağlanması için stratejilerin neler olabileceğini tartıştıklarını anlattı.

Eğitim siyasetiyle, temelde eğitim için kaynakların nasıl ve nereden sağlanacağının, sistemin yapısının ve işleyişinin nasıl düzenleneceğinin belirlediğine dikkati çeken Avcı, bununla, eğitim hizmetlerinden kimin ne kadar ve nasıl yararlanacağını da tespit edildiğini söyledi.

Avcı, eğitim siyasetinin, bir yasayla, bir yönetmelikle, bazen bütçe düzenlemeleri ya da çeşitli yönetsel kararlarla ifade edilebildiğini kaydetti.

"Yeni şeyleri, her şeyden önce, eğitim alanında söylemek lazım"

Milli Eğitim Bakanı Avcı, 1980'lerin sonlarında, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, "bir milyon bilgisayar" sloganını ortaya attığını, o dönemde aslında, bilgisayarın eğitim alanında kullanımının uzunca süredir tartışıldığını ve Avrupa ülkelerinin birçoğunda pilot uygulamaların yürütüldüğü anımsattı.

Türkiye'nin bir anlamada o dönemde de "gelişmiş dünyayı az geriden izlediğini" aktaran Avcı, "Bir başka açıdan bakarsak, ilk defa 'bir adım öne geçme'ye teşebbüs ettiğimiz söylenebilir. Eğer Özal'ın ciddi ciddi bir milyon bilgisayarı okullara yerleştirmeye niyeti olduğunu varsayarsak, Avrupa'da pilot uygulamalardan sonra geçileceği düşünülen faza bizim hemen geçmemiz hedeflenmişti denebilir" değerlendirmesinde bulundu.

Avcı, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin eğitim politikası, Özal'ın -sadece eğitim camiasını değil- neredeyse bütün Türkiye'yi ürküten 'bir milyon bilgisayar' sloganı dışında, hep Batıdaki eğitim politikası değişimlerini yakından izleyip, maliyetlerine katlanabildiği ölçüde tatbik etmeye çalışmaktan ibaret oldu. Yani sadece eğitim siyasetini değil, eğitim siyaseti çerçevesinde yürütülen tartışmaları da ithal ettik, Batıda imal edilen taraflardan, artık meşrebimize hangisi uygunsa onu seçip, biz de içeride tartıştık. Hepimiz, bir biçimde, bizden önce yürünmüş olan yollarda yürümekten rahatsızlık duysak da duymasak da yürüdük durduk. Mesele şu ki o yollar bitti. Artık yeni şeyler söylemek lazım ve o yeni şeyleri, her şeyden önce, eğitim alanında söylemek lazım. Eğer siyasetimiz, sadece Türkiye için değil, bölge için, insanlık için yeni şeylerin söylenmesi şeklinde değişiklik göstermişse yukarıdaki soruların cevaplarını yeniden düşünmemiz lazım. Hatta yeni sorular sormalıyız."

"Eğitimde tercihler yapmak zorundayız"

Avcı, eğitim siyasetini oluştururken, hep aynı şeyleri düşünmenin ülkeyi daha iyi bir geleceğe götürmeyeceğini vurgulayarak, "Siyasetçiler farklı görüşlere sahip olduğu kadar, eğitim alanında bilimsel çalışmalar yapanlar da bu konularda farklı veriler, farklı bilimsel bulgular sunabilirler. Eğitim siyasetine ilişkin konularda bilimsel çalışmaların bulgularında farklılıklar olması bir çelişki değil, bilimin doğası gereğidir" dedi.

Eğitim siyasetine ilişkin konularda siyasetçiler arasındaki görüş farklılıklarını, zıtlıkları demokratik siyasetin doğası olarak niteleyen Bakan Avcı, şunları kaydetti:

"Karar vermek ve tercih yapmak zorunda olmadığınız yerde siyaset olmaz. Karar vermek ve tercih yapmak istediğimiz, eğitimle ilgili alternatiflerimizin, tercihlerimizin olduğu yerde eğitim siyaseti vardır, yani siyaset vardır. Eğitim siyaseti de toplumsal ve ekonomik alanlardaki siyasetten bağımsız olarak ele alınamaz. Türkiye'de bugün bizler, eğitim siyasetinde önemli kararlar vermek, tercihler yapmak zorundayız. Biz sürdürülebilir bir toplumsal ve ekonomik kalkınma için eğitimde tercihler yapmak zorundayız."

Kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolara, ihracatı 500 milyar dolara ve dış ticaret hacmini bir trilyon dolara çıkarmanın, işsizlik oranını yüzde 5'lere indirmenin, nüfusun eğitimiyle, eğitimin niteliğiyle ilgili olduğunu belirten Avcı, "Bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi, Türkiye'nin orta gelir tuzağından çıkması, yeni tercihler yapmamızı gerektirmektedir. Türkiye'nin 10, 20 yıl sonra sosyal ve ekonomik kalkınma açısından nerede olacağı, bugünkü eğitim siyasetinin ne olacağına bağlıdır" diye konuştu.

Veriye dayalı eğitim siyasetinin, bakanlık olarak içlerine kapanıp yapacakları bir siyaset olmadığına işaret eden Milli Eğitim Bakanı Avcı, bu siyasette, bilim insanlarıyla, eğitim öğretim kurumlarıyla ve sivil tolum örgütleriyle danışma, paylaşma ve birlikte çalışmayla soruların cevaplarını aradıklarını dile getirdi.

Son Güncelleme: Pazar, 28 Nisan 2013 16:37

Gösterim: 1861

Burak Kılanç, Akşam Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinde, Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) başvuru yapacak adaylara önemli uyarılarda bulundu. Kılanç, sayısalcı LYS adaylarına, “Eğer 25 TL’niz varsa mutlaka LYS-3'e girin” uyarısında bulundu.

Akşam Gazetesi Yazarı Bulak Kıvanç, LYS sınavlarına başvuru yapacak adaylara yaptığı uyarıda ÖSYM’nin yıllardır uyguladığı sistem gereği MF puan türü ile sayısal bölümleri hedefleyen "sayısalcı" bir adayın alacağı MF puanına LYS-1 (Matematik-Geometri) ve LYS-2'de (Fen Bilimleri) yaptığı netlerin etki edeceğini belirtti. Bu sisteme göre,  aynı sayısalcı adayın LYS-3'e (Edebiyat-Sosyal Bilimler) hiç girmemiş dahi olsa TM puanlarının da hesaplanacağını çünkü LYS-1'e girmesinin bunun için yeterli olduğunu ifade ederek benzer kombinasyonların "eşit ağırlıkçı" ve "sözelci" adaylar içinde de geçerli olduğu uyarısında bulundu.

2012 Temmuz ayında, LYS sonuçları açıklandığında, ülke genelindeki puan dağılımlarında geçmiş yıllara kıyasla ciddi bir farklılık olduğunun görüldüğünü belirten Kılanç, o dönemde puan hesaplamalarıyla ilgili tartışmaların yaşandığını ifade ederek bu yıl LYS’ye girecek adaylara şu tavsiyelerde bulundu;

1 NET İLE FARK ATIN

Sevgili "sayısalcı" adaylar. Eğer LYS-3'e girmek için ayıracak 25 TL'niz varsa, mutlaka LYS-3'e girin. Laf olsun diye girip sadece 1 net yapsanız bile, TM puanlarınız 60-70 puan civarında yükselebilir.  Siz sevgili "eşit-ağırlıkçılar". Sizin yerinizde olsam LYS-4'e girerdim. Zira LYS-4'e girip, bir net bile çıkarsam TS puanlarım 60-70 puan yükselebilir. Bu durumda girdiğiniz alanda istediğiniz puanı tutturamazsanız, TM ya da TS puanınızla üniversite şansını zorlayabilirsiniz.

Yazının devamı için Tıklayın

 

 

 

 

> LYS’de 1 soru yap 70 puanı kap

Burak Kılanç, Akşam Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinde, Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) başvuru yapacak adaylara önemli uyarılarda bulundu. Kılanç, sayısalcı LYS adaylarına, “Eğer 25 TL’niz varsa mutlaka LYS-3'e girin” uyarısında bulundu.

Akşam Gazetesi Yazarı Bulak Kıvanç, LYS sınavlarına başvuru yapacak adaylara yaptığı uyarıda ÖSYM’nin yıllardır uyguladığı sistem gereği MF puan türü ile sayısal bölümleri hedefleyen "sayısalcı" bir adayın alacağı MF puanına LYS-1 (Matematik-Geometri) ve LYS-2'de (Fen Bilimleri) yaptığı netlerin etki edeceğini belirtti. Bu sisteme göre,  aynı sayısalcı adayın LYS-3'e (Edebiyat-Sosyal Bilimler) hiç girmemiş dahi olsa TM puanlarının da hesaplanacağını çünkü LYS-1'e girmesinin bunun için yeterli olduğunu ifade ederek benzer kombinasyonların "eşit ağırlıkçı" ve "sözelci" adaylar içinde de geçerli olduğu uyarısında bulundu.

2012 Temmuz ayında, LYS sonuçları açıklandığında, ülke genelindeki puan dağılımlarında geçmiş yıllara kıyasla ciddi bir farklılık olduğunun görüldüğünü belirten Kılanç, o dönemde puan hesaplamalarıyla ilgili tartışmaların yaşandığını ifade ederek bu yıl LYS’ye girecek adaylara şu tavsiyelerde bulundu;

1 NET İLE FARK ATIN

Sevgili "sayısalcı" adaylar. Eğer LYS-3'e girmek için ayıracak 25 TL'niz varsa, mutlaka LYS-3'e girin. Laf olsun diye girip sadece 1 net yapsanız bile, TM puanlarınız 60-70 puan civarında yükselebilir.  Siz sevgili "eşit-ağırlıkçılar". Sizin yerinizde olsam LYS-4'e girerdim. Zira LYS-4'e girip, bir net bile çıkarsam TS puanlarım 60-70 puan yükselebilir. Bu durumda girdiğiniz alanda istediğiniz puanı tutturamazsanız, TM ya da TS puanınızla üniversite şansını zorlayabilirsiniz.

Yazının devamı için Tıklayın

 

 

 

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 22 Nisan 2013 10:20

Gösterim: 3019

Diğer Makaleler...

  1. 2013 YDS sonuçları açıklandı
  2. Sağlık Bakanlığı’na sözleşmeli memur alımları başlıyor
  3. 2013 LYS başvuruları Pazartesi başlıyor
  4. PYBS başvuruları uzatıldı