Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) üç aylık raporuna göre yüzde 13 oranında ‘Pis Yedili’ adlı gençlik dizisi en çok şikayet alan yapım oldu.
Radyo Televizyon Üst Kurulu(RTÜK) gelen şikâyetler çerçevesinde hazırladığı üç aylık raporda, ilginç istatistikler belirledi. Buna göre, yüzde 13 oranında ‘Pis Yedili’, yüzde 7 oranında ‘Bebek İşi’ ve yüzde 6 oranında ‘Şefkat Tepe’ adlı drama dizileri çocuk ve gençlerin olumsuz etkilenmesine yol açtığı gerekçesiyle şikâyet edildi. Rapora göre, en çok ‘Vivident’ sakız reklamı, ‘Protex’ duş jeli ve ‘Gergedan’ adlı cinsel gücü artıran ilaç reklamı da uygun bulunmadı. RTÜK’ün üç aylık şikâyet istatistikleri şöyle:
Cinsellik ön planda
Dramatik diziler en fazla çocuk ve gençlerin olumsuz etkilenmesine neden olacak yayın kriterinden şikâyet edildi. Yüzde 13 oranında ‘Pis Yedili’, yüzde 7 ‘Bebek İşi’, yüzde 6 ‘Şefkat Tepe’ dizisi şikâyet aldı. Reklam kuşaklarında yüzde 76 oranında ‘cinsellik’ ve ‘müstehcenlik’, yüzde 62 oranında ‘reklamın niceliği’ konusu şikâyet edildi. Cinsellikle ilgili şikâyetlerin yüzde 46’sı ‘Vivident’ isimli ürün reklamlarına yönelik oldu. Yüzde 24 oranında bildirim ‘Gergedan’ adlı isimli cinsel gücü artırıcı ilaca dönük gerçekleşti. Yüzde 8 oranında da reklam sürelerinin uzunluğu şikâyet konusu oldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) üç aylık raporuna göre yüzde 13 oranında ‘Pis Yedili’ adlı gençlik dizisi en çok şikayet alan yapım oldu.
Radyo Televizyon Üst Kurulu(RTÜK) gelen şikâyetler çerçevesinde hazırladığı üç aylık raporda, ilginç istatistikler belirledi. Buna göre, yüzde 13 oranında ‘Pis Yedili’, yüzde 7 oranında ‘Bebek İşi’ ve yüzde 6 oranında ‘Şefkat Tepe’ adlı drama dizileri çocuk ve gençlerin olumsuz etkilenmesine yol açtığı gerekçesiyle şikâyet edildi. Rapora göre, en çok ‘Vivident’ sakız reklamı, ‘Protex’ duş jeli ve ‘Gergedan’ adlı cinsel gücü artıran ilaç reklamı da uygun bulunmadı. RTÜK’ün üç aylık şikâyet istatistikleri şöyle:
Cinsellik ön planda
Dramatik diziler en fazla çocuk ve gençlerin olumsuz etkilenmesine neden olacak yayın kriterinden şikâyet edildi. Yüzde 13 oranında ‘Pis Yedili’, yüzde 7 ‘Bebek İşi’, yüzde 6 ‘Şefkat Tepe’ dizisi şikâyet aldı. Reklam kuşaklarında yüzde 76 oranında ‘cinsellik’ ve ‘müstehcenlik’, yüzde 62 oranında ‘reklamın niceliği’ konusu şikâyet edildi. Cinsellikle ilgili şikâyetlerin yüzde 46’sı ‘Vivident’ isimli ürün reklamlarına yönelik oldu. Yüzde 24 oranında bildirim ‘Gergedan’ adlı isimli cinsel gücü artırıcı ilaca dönük gerçekleşti. Yüzde 8 oranında da reklam sürelerinin uzunluğu şikâyet konusu oldu.
Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Ekim 2013 09:23
Gösterim: 4049
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Türkiye'de son 10 yılda yapılanların sessiz devrim olarak nitelendirildiğine işaret ederek, "Bu sessiz devrimin en temel bileşenlerinden biri de özel eğitime verilen önem konusudur. Bunu iftiharla söyleyebiliriz Türkiye, dünya ülkeleri arasında engellilere sahip çıkılması konusunda çok örnek bir program yürütmüştür ve devam etmektedir" dedi.
Bakan Avcı, Sakarya'nın Serdivan ilçesinde engelli öğrencilere yönelik yapılan Nilüfer Özel Eğitim İş Uygulama ve Sakarya Özel Eğitim Merkezi'nin açılışına katıldı.
Avcı, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de önemli gelişmelerin yaşandığını ve bunların genç nesile zaman zaman aktarılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin, genç bir ülke olduğunu belirten Avcı, "Nüfusumuzun büyük bölümü 25 yaşın altında. Dolayısıyla eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkları, gençlerimiz yaşamadıkları için bilmez. Doğrusu, yaşamalarını da istemeyiz. Eski Türkiye'nin birtakım zaaflarını onların yaşamasını istemeyiz ama bu yeni Türkiye'nin yeni yüzüne ve kazanımlarına kolay gelinmediğini anlatmamız lazım" diye konuştu.
Son 10 yılda özel eğitim alanında da önemli gelişmelerin yaşandığını dile getiren Avcı, şöyle devam etti:
"Bu kazanımlardan biri de özel eğitim alanında yapılan gelişmelerdir. Zaman zaman yabancılar Türkiye'de son 10 yılda yapılan çalışmalar için sessiz devrim tabirini kullanıyorlar. Bu sessiz devrimin en temel bileşenlerinden birisi de özel eğitime verilen önem konusudur. Bunu iftiharla söyleyebiliriz Türkiye, dünya ülkeleri arasında engellilere sahip çıkılması konusunda çok örnek bir program yürütmüştür ve devam etmektedir."
Avcı, geçmiş yıllarda görmezden gelinen ve eğitim dışında bırakılan pek çok çocuğun, bugün hükümetin sağladığı imkanlarla ve gerçekleştirilen zihniyet değişimi sonucunda bu tür eğitim kurumlarında eğitim aldığını ve bu kurumların sayısının giderek arttığını dile getirdi.
Sakarya'nın da bu konuda öncü bir şehir olduğunu kaydeden Avcı, Türkiye genelindeki 9 engelli anaokulundan 3'ünün bu kentte olduğuna işaret etti.
Bakan Avcı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sadece anaokulu düzeyinde değil normal eğitim çağı ötesinde 22 yaşından sonrası için öncesinde bu çocuklarımız devlet ilgisinin dışında kalıyordu. Artık 22 yaşından sonra da çalışma atölyelerinde çocuklarımız eğitimlere devam etme şansı buluyor. Bugün bin 480 eğitim kurumunda, 250 binin üzerinde çocuğumuz 11 bin 39 öğretmenimizin nezaretinde eğitimlerini sürdürüyor. İnşallah bu sayıyı artıracağız ve eğitim dışında bir çocuğumuz dahi kalmayacak."
Konuşmasının ardından merkezleri açan Avcı, sınıfları dolaştı, merkezde bulunan çocuklara çeşitli hediyeler dağıtarak öğretmen ve velilerle görüştü.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Türkiye'de son 10 yılda yapılanların sessiz devrim olarak nitelendirildiğine işaret ederek, "Bu sessiz devrimin en temel bileşenlerinden biri de özel eğitime verilen önem konusudur. Bunu iftiharla söyleyebiliriz Türkiye, dünya ülkeleri arasında engellilere sahip çıkılması konusunda çok örnek bir program yürütmüştür ve devam etmektedir" dedi.
Bakan Avcı, Sakarya'nın Serdivan ilçesinde engelli öğrencilere yönelik yapılan Nilüfer Özel Eğitim İş Uygulama ve Sakarya Özel Eğitim Merkezi'nin açılışına katıldı.
Avcı, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de önemli gelişmelerin yaşandığını ve bunların genç nesile zaman zaman aktarılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin, genç bir ülke olduğunu belirten Avcı, "Nüfusumuzun büyük bölümü 25 yaşın altında. Dolayısıyla eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkları, gençlerimiz yaşamadıkları için bilmez. Doğrusu, yaşamalarını da istemeyiz. Eski Türkiye'nin birtakım zaaflarını onların yaşamasını istemeyiz ama bu yeni Türkiye'nin yeni yüzüne ve kazanımlarına kolay gelinmediğini anlatmamız lazım" diye konuştu.
Son 10 yılda özel eğitim alanında da önemli gelişmelerin yaşandığını dile getiren Avcı, şöyle devam etti:
"Bu kazanımlardan biri de özel eğitim alanında yapılan gelişmelerdir. Zaman zaman yabancılar Türkiye'de son 10 yılda yapılan çalışmalar için sessiz devrim tabirini kullanıyorlar. Bu sessiz devrimin en temel bileşenlerinden birisi de özel eğitime verilen önem konusudur. Bunu iftiharla söyleyebiliriz Türkiye, dünya ülkeleri arasında engellilere sahip çıkılması konusunda çok örnek bir program yürütmüştür ve devam etmektedir."
Avcı, geçmiş yıllarda görmezden gelinen ve eğitim dışında bırakılan pek çok çocuğun, bugün hükümetin sağladığı imkanlarla ve gerçekleştirilen zihniyet değişimi sonucunda bu tür eğitim kurumlarında eğitim aldığını ve bu kurumların sayısının giderek arttığını dile getirdi.
Sakarya'nın da bu konuda öncü bir şehir olduğunu kaydeden Avcı, Türkiye genelindeki 9 engelli anaokulundan 3'ünün bu kentte olduğuna işaret etti.
Bakan Avcı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sadece anaokulu düzeyinde değil normal eğitim çağı ötesinde 22 yaşından sonrası için öncesinde bu çocuklarımız devlet ilgisinin dışında kalıyordu. Artık 22 yaşından sonra da çalışma atölyelerinde çocuklarımız eğitimlere devam etme şansı buluyor. Bugün bin 480 eğitim kurumunda, 250 binin üzerinde çocuğumuz 11 bin 39 öğretmenimizin nezaretinde eğitimlerini sürdürüyor. İnşallah bu sayıyı artıracağız ve eğitim dışında bir çocuğumuz dahi kalmayacak."
Konuşmasının ardından merkezleri açan Avcı, sınıfları dolaştı, merkezde bulunan çocuklara çeşitli hediyeler dağıtarak öğretmen ve velilerle görüştü.
Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Ekim 2013 08:31
Gösterim: 1672
Türkiye, Çin ve Kore'den sonra öğretmenlere en çok değer veren ülkeler arasında üçüncü sırada yer aldı
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İngiltere'de yapılan araştırmanın sonuçlarına göre öğretmenlere en çok değer veren ülkeler arasında Türkiye'nin, Çin ve Kore'den sonra üçüncü sırada yer aldığını belirterek, "Üçüncülük bizi kesmez" dedi.
Avcı, Eskişehir Öğretmenevi'nde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, öğretmenlerin Kurban Bayramı'nı kutladı.
İngiltere'de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına değinen Avcı, şunları kaydetti:
"Toplumca ve yönetimlerce öğretmenlere en çok değer veren ülkeler arasında Türkiye, üçüncü sırada. Üçüncülük bizi kesmez. İnşallah, hep birlikte sizlerin de gayretiyle bu sıralamada birinci sıraya yükseliriz. Son yıllarda eğitimde pek çok olumlu gelişme oldu. Daha yapacak çok işimiz var. 'İşler tamam, her şey oldu, bitti' diyecek durumda değiliz. Sizlerin de katkılarıyla inşallah, eğitimimizi okul öncesinden üniversite hatta doktora ve sonrasına kadar bütün eğitim kademelerinde dünya standartlarında bir kaliteyi tutturmak için el birliğiyle çalışıyoruz. Bu çabalarımızda sizlerin eleştirileri, önerileri, değerlendirmeleri çok önemli. Onun için işlerimizi olabildiğince istişareli, danışmalı götürmeye çalışıyoruz. Son dönemde özellikle yönetmelik düzenlemelerinde biliyorsunuz, Milli Eğitim sitesi üzerinden sizlerin değerlendirmelerini, eleştirilerini, önerilerini de alıyoruz. Oralara daha fazla katkıda bulunmasını önemle rica ediyorum."
Avcı, kültür gezilerinden dolayı Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna ve Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı'na teşekkür etti.
Gezilere katılan öğrencilerin Türk dünyasını görüp, tanıma fırsatı bulduğunu anımsatan Avcı, "Bunu zaman içerisinde genişletmeyi, bütün komşularımıza yaymayı düşünüyoruz. Öğretmen değiş tokuşunu da komşularımızla yapmak istiyoruz. Özellikle bunun için bir pilot uygulama çalışması hazırlığı içindeyiz" diye konuştu.
Avcı, müzik öğretmenleri aracılığıyla komşu ülkelere Türk müzikleri tanıtmak ve onların müziklerini tanımak istediklerini vurgulayarak, "Bizim deneyimimizden onların, onların deneyimlerinden de bizim yararlanmamız için böyle bir program üzerinde çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Bir öğretmenin okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi projesine ilişkin sorusunu cevaplandıran Avcı, okul öncesi eğitimde genel zorunluluk getirmemelerinin sebebini, pek çok yer de altyapının tamamlanmaması olduğunu dile getirdi. Avcı, buna rağmen ülke genelinde yüzde 70'lere yaklaştıklarını açıklayarak, "Bu son düzenlemede 60 aydan sonrası isteğe bağlı, 66 aydan sonrası dilekçeli olarak filan, o uygulamalar nedeniyle belki bazı yanlış anlamalarda olabilir, tanıtım sorunumuz olabilir. Bunları hep birlikte aşarız inşallah" değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada, bir başka öğretmen, açık lisede yüz yüze eğitim, açık meslek lisesi için tek bir okul tahsis edilmesi ve açık lise kayıtları için büro açılmasını önerdi.
Avcı, bunun üzerine şöyle konuştu:
"İlk iki öneri çok makul. Bunu biliyorsunuz Eskişehir'de bir ilk olarak açık öğretim uygulamaları sırasında Anadolu Üniversitesi olarak biz yapmıştık. Tamam uzaktan eğitim, açık öğretim ama belli derslerde yüz yüze eğitim için de Türkiye genelinde üniversitelerle iş birliği yapılarak, bazı üniversitelerde belli saatlerde öğrenciler uzaktan öğretimde aldıkları bazı konuları, ilgili hocayla yüz yüze de görüşme fırsatını buluyorlardı. O uygulama, çok verimli olmuştu. Dolayısıyla aynı şeyi açık lise ve açık meslek lisesi için de yapmamız gerekir. Onu inşallah değerlendirelim. Diğer büro meselesini de tam ayrıntılarını bilmiyorum, nerede, nasıl yapılır? Ona da bakalım inşallah."
Avcı, öte yandan, öğretmenlerin toplumsal saygınlığı bakımından kimliklerini belli edecek sembolik şeylerin önemli olduğuna işaret ederek, eskiden yaygın olan ceketin mendil cebinde kalem taşıma geleneğinin eğitimciler tarafından sürdürülmesini istedi. Bakan Avcı, tören sonunda öğretmenler ve basın mensuplarıyla fotoğraf çektirdi.
Etkinliğe Vali Vekili Bekir Şahin Tütüncü, Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, öğretmenler, okul müdürleri ve müdür yardımcıları da katıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye, Çin ve Kore'den sonra öğretmenlere en çok değer veren ülkeler arasında üçüncü sırada yer aldı
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İngiltere'de yapılan araştırmanın sonuçlarına göre öğretmenlere en çok değer veren ülkeler arasında Türkiye'nin, Çin ve Kore'den sonra üçüncü sırada yer aldığını belirterek, "Üçüncülük bizi kesmez" dedi.
Avcı, Eskişehir Öğretmenevi'nde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, öğretmenlerin Kurban Bayramı'nı kutladı.
İngiltere'de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına değinen Avcı, şunları kaydetti:
"Toplumca ve yönetimlerce öğretmenlere en çok değer veren ülkeler arasında Türkiye, üçüncü sırada. Üçüncülük bizi kesmez. İnşallah, hep birlikte sizlerin de gayretiyle bu sıralamada birinci sıraya yükseliriz. Son yıllarda eğitimde pek çok olumlu gelişme oldu. Daha yapacak çok işimiz var. 'İşler tamam, her şey oldu, bitti' diyecek durumda değiliz. Sizlerin de katkılarıyla inşallah, eğitimimizi okul öncesinden üniversite hatta doktora ve sonrasına kadar bütün eğitim kademelerinde dünya standartlarında bir kaliteyi tutturmak için el birliğiyle çalışıyoruz. Bu çabalarımızda sizlerin eleştirileri, önerileri, değerlendirmeleri çok önemli. Onun için işlerimizi olabildiğince istişareli, danışmalı götürmeye çalışıyoruz. Son dönemde özellikle yönetmelik düzenlemelerinde biliyorsunuz, Milli Eğitim sitesi üzerinden sizlerin değerlendirmelerini, eleştirilerini, önerilerini de alıyoruz. Oralara daha fazla katkıda bulunmasını önemle rica ediyorum."
Avcı, kültür gezilerinden dolayı Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna ve Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı'na teşekkür etti.
Gezilere katılan öğrencilerin Türk dünyasını görüp, tanıma fırsatı bulduğunu anımsatan Avcı, "Bunu zaman içerisinde genişletmeyi, bütün komşularımıza yaymayı düşünüyoruz. Öğretmen değiş tokuşunu da komşularımızla yapmak istiyoruz. Özellikle bunun için bir pilot uygulama çalışması hazırlığı içindeyiz" diye konuştu.
Avcı, müzik öğretmenleri aracılığıyla komşu ülkelere Türk müzikleri tanıtmak ve onların müziklerini tanımak istediklerini vurgulayarak, "Bizim deneyimimizden onların, onların deneyimlerinden de bizim yararlanmamız için böyle bir program üzerinde çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Bir öğretmenin okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi projesine ilişkin sorusunu cevaplandıran Avcı, okul öncesi eğitimde genel zorunluluk getirmemelerinin sebebini, pek çok yer de altyapının tamamlanmaması olduğunu dile getirdi. Avcı, buna rağmen ülke genelinde yüzde 70'lere yaklaştıklarını açıklayarak, "Bu son düzenlemede 60 aydan sonrası isteğe bağlı, 66 aydan sonrası dilekçeli olarak filan, o uygulamalar nedeniyle belki bazı yanlış anlamalarda olabilir, tanıtım sorunumuz olabilir. Bunları hep birlikte aşarız inşallah" değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada, bir başka öğretmen, açık lisede yüz yüze eğitim, açık meslek lisesi için tek bir okul tahsis edilmesi ve açık lise kayıtları için büro açılmasını önerdi.
Avcı, bunun üzerine şöyle konuştu:
"İlk iki öneri çok makul. Bunu biliyorsunuz Eskişehir'de bir ilk olarak açık öğretim uygulamaları sırasında Anadolu Üniversitesi olarak biz yapmıştık. Tamam uzaktan eğitim, açık öğretim ama belli derslerde yüz yüze eğitim için de Türkiye genelinde üniversitelerle iş birliği yapılarak, bazı üniversitelerde belli saatlerde öğrenciler uzaktan öğretimde aldıkları bazı konuları, ilgili hocayla yüz yüze de görüşme fırsatını buluyorlardı. O uygulama, çok verimli olmuştu. Dolayısıyla aynı şeyi açık lise ve açık meslek lisesi için de yapmamız gerekir. Onu inşallah değerlendirelim. Diğer büro meselesini de tam ayrıntılarını bilmiyorum, nerede, nasıl yapılır? Ona da bakalım inşallah."
Avcı, öte yandan, öğretmenlerin toplumsal saygınlığı bakımından kimliklerini belli edecek sembolik şeylerin önemli olduğuna işaret ederek, eskiden yaygın olan ceketin mendil cebinde kalem taşıma geleneğinin eğitimciler tarafından sürdürülmesini istedi. Bakan Avcı, tören sonunda öğretmenler ve basın mensuplarıyla fotoğraf çektirdi.
Etkinliğe Vali Vekili Bekir Şahin Tütüncü, Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, öğretmenler, okul müdürleri ve müdür yardımcıları da katıldı.
Son Güncelleme: Cumartesi, 19 Ekim 2013 08:02
Gösterim: 1815
Ordu Valisi kentte üniversite okuyan öğrencilere talep etmeleri halinde part-time iş imkanı sağlayacaklarını söyledi.
Ordu Valiliği, kentte bulunan Ordu Üniversitesi'nde (ODÜ) okuyan ve mezun olan gençlerin istihdama katılmasını sağlamak için harekete geçti. Ordu Valisi Kenan Çiftçi, gençlerin çalışabilecekleri alanları çıkardığını, çeşitli bölümlerden mezun olacak öğrencilerin işinin de hazır olduğunu söyledi. Vali Çiftçi, "Ordu'da farklı alanlarda da işyerlerinin bize müracaat ettiği, 'bana şu alanlarda işçi ver' dediği 5 bin 700 iş açığımız var. 4 yıl süresince mezun olabilecek tüm alanlarda da iş imkanları var" dedi.
Üniversitede her alanda gençlere yardımcı olacaklarını anlatan Vali Çiftçi şöyle konuştu:
"Türkiye'de ve dünyada tüm okullar bir yarış halinde. Gazetelere baktığımızda Türkiye'den 4 üniversitenin ilk 500 üniversite arasına girdiğini görüyoruz. Artık bilimde de yarış yapar hale geldik. Bunun üretimi ile ilgili belki alan dar, belki imkanlar kısıtlı ama bunların da tatbik edileceği Endüstri Bölgesi çalışmamız sonuçlanmak ve nihayetlenmek üzere. Belki, teknopark olmaz ama orada çalışmak isteyen, üretim geliştirmek isteyen hocalarımıza arzu ettikleri imkanları bizzat önümüzdeki günlerde sağlayacağız."
Öğrencilere seslendi
Üçüncü sınıfta hafta sonları ve akşamları çalışmak isteyenlere part-time iş imkanı sunmaya hazır olduklarını da aktaran Vali Çiftçi öğrencilere seslenerek, "Eğer bize müracaat ederseniz, 'Ben üçüncü sınıftayım. Part-time, hafta sonları çalışacağım. Akşamları 1-2 saatim var' derseniz biz, bu iş imkanlarınızı da çalışabilecek alanlarınızı da işyerleri ile özdeşleştirmeye hazırız" dedi.
Yaklaşık 15 bin öğrencisi olan ODÜ'de 25 profesör, 28 doçent, 169 yardımcı doçent, 115 öğretim görevlisi, 16 okutman, 151 araştırma görevlisi, 4 uzman görev yapıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ordu Valisi kentte üniversite okuyan öğrencilere talep etmeleri halinde part-time iş imkanı sağlayacaklarını söyledi.
Ordu Valiliği, kentte bulunan Ordu Üniversitesi'nde (ODÜ) okuyan ve mezun olan gençlerin istihdama katılmasını sağlamak için harekete geçti. Ordu Valisi Kenan Çiftçi, gençlerin çalışabilecekleri alanları çıkardığını, çeşitli bölümlerden mezun olacak öğrencilerin işinin de hazır olduğunu söyledi. Vali Çiftçi, "Ordu'da farklı alanlarda da işyerlerinin bize müracaat ettiği, 'bana şu alanlarda işçi ver' dediği 5 bin 700 iş açığımız var. 4 yıl süresince mezun olabilecek tüm alanlarda da iş imkanları var" dedi.
Üniversitede her alanda gençlere yardımcı olacaklarını anlatan Vali Çiftçi şöyle konuştu:
"Türkiye'de ve dünyada tüm okullar bir yarış halinde. Gazetelere baktığımızda Türkiye'den 4 üniversitenin ilk 500 üniversite arasına girdiğini görüyoruz. Artık bilimde de yarış yapar hale geldik. Bunun üretimi ile ilgili belki alan dar, belki imkanlar kısıtlı ama bunların da tatbik edileceği Endüstri Bölgesi çalışmamız sonuçlanmak ve nihayetlenmek üzere. Belki, teknopark olmaz ama orada çalışmak isteyen, üretim geliştirmek isteyen hocalarımıza arzu ettikleri imkanları bizzat önümüzdeki günlerde sağlayacağız."
Öğrencilere seslendi
Üçüncü sınıfta hafta sonları ve akşamları çalışmak isteyenlere part-time iş imkanı sunmaya hazır olduklarını da aktaran Vali Çiftçi öğrencilere seslenerek, "Eğer bize müracaat ederseniz, 'Ben üçüncü sınıftayım. Part-time, hafta sonları çalışacağım. Akşamları 1-2 saatim var' derseniz biz, bu iş imkanlarınızı da çalışabilecek alanlarınızı da işyerleri ile özdeşleştirmeye hazırız" dedi.
Yaklaşık 15 bin öğrencisi olan ODÜ'de 25 profesör, 28 doçent, 169 yardımcı doçent, 115 öğretim görevlisi, 16 okutman, 151 araştırma görevlisi, 4 uzman görev yapıyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Ekim 2013 08:06
Gösterim: 1718
Milli Eğitimi Bakanlığı, kantin işletmecisi, dövmeci, hamam görevlisi, barmen, pastacı, makyöz, garson gibi çeşitli hizmet alanlarında çalışanlara hijyen eğitimi verecek. Eğitimler, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı eğitim kurumlarında verilecek
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kantin işletmecisi, dövmeci, hamam görevlisi, barmen, pastacı, makyöz, garson gibi çeşitli hizmet alanlarında çalışanlara hijyen eğitimi verecek.
Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca temmuz ayında hazırlanan ''Hijyen Eğitimi Yönetmeliği'' gıda üretim ve perakende iş yerlerinde, insani tüketim amaçlı sularla doğal mineralli suları üreten iş yerlerinde ve insan bedenine temasın söz konusu olduğu temizlik hizmetlerinin verildiği iş yerlerinde çalışanlara yönelik hijyen eğitimi programların planlanmasını ve düzenlenmesini içeriyor.
Yönetmelikle belirlenen iş yerlerinde çalışanlara, Milli Eğitim Bakanlığınca hijyen eğitimi ve ardından belge verilecek. İş yerlerinde belge almayan kişiler çalıştırılamayacak.
Eğitim MEB'e bağlı kurumlarda verilecek
Eğitimler, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı eğitim kurumlarında verilecek. İş yeri sahipleri ve işletenleri, belirlenen esaslar çerçevesinde bu eğitimleri çalışanlarına kendi imkanlarıyla da verebilecek.
Bakanlık, hijyen eğitimine yönelik verilecek eğitim programlarını hazırladı.
Eğitim kapsamında, hijyen ilkelerine uyulmaması sebebiyle, halk sağlığı açısından risk oluşturduğu bilinen virüslerin, bakterilerin, parazitlerin, mantarların ve diğer enfeksiyon etkenlerinin genel özellikleri anlatılacak, bulaşma yolları üzerinde durulacak.
Hangi iş kolunda nasıl bulaşmalar olabileceği veya halk sağlığının nasıl tehdit göreceği, hastalık belirtileri ve korunma yolları da öğretilecek konular arasında bulunuyor.
Et ve süt ürünü işletmecilerine de eğitim
Eğitimler, çeşitli hizmet alanlarında çalışanlara verilecek. Bu alanlar arasında güzellik ve saç bakımı hizmetleri, pazarlama ve parakende, yiyecek ve içecek hizmetleri, toplum sağlığını koruyucu hizmetler, gıda teknolojisi yer alıyor.
Bakanlıkça hazırlan programla cilt bakımı, dövme, vücut bakımı, makyaj yapanlar ile kuaförlere, sauna, hamam görevlilerine, kantin işletenlere, meyve ve sebze satış elemanlığı yapanlara, bakkallara, aşçılara, barmenlere, otel yöneticilerine, garsonlara, pastacılara, çay üretimi, gıda kontrol, süt işletme, zeytin işletme elemanlarına, et ürünleri işletmecilerine hijyen eğitimi verilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitimi Bakanlığı, kantin işletmecisi, dövmeci, hamam görevlisi, barmen, pastacı, makyöz, garson gibi çeşitli hizmet alanlarında çalışanlara hijyen eğitimi verecek. Eğitimler, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı eğitim kurumlarında verilecek
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kantin işletmecisi, dövmeci, hamam görevlisi, barmen, pastacı, makyöz, garson gibi çeşitli hizmet alanlarında çalışanlara hijyen eğitimi verecek.
Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca temmuz ayında hazırlanan ''Hijyen Eğitimi Yönetmeliği'' gıda üretim ve perakende iş yerlerinde, insani tüketim amaçlı sularla doğal mineralli suları üreten iş yerlerinde ve insan bedenine temasın söz konusu olduğu temizlik hizmetlerinin verildiği iş yerlerinde çalışanlara yönelik hijyen eğitimi programların planlanmasını ve düzenlenmesini içeriyor.
Yönetmelikle belirlenen iş yerlerinde çalışanlara, Milli Eğitim Bakanlığınca hijyen eğitimi ve ardından belge verilecek. İş yerlerinde belge almayan kişiler çalıştırılamayacak.
Eğitim MEB'e bağlı kurumlarda verilecek
Eğitimler, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı eğitim kurumlarında verilecek. İş yeri sahipleri ve işletenleri, belirlenen esaslar çerçevesinde bu eğitimleri çalışanlarına kendi imkanlarıyla da verebilecek.
Bakanlık, hijyen eğitimine yönelik verilecek eğitim programlarını hazırladı.
Eğitim kapsamında, hijyen ilkelerine uyulmaması sebebiyle, halk sağlığı açısından risk oluşturduğu bilinen virüslerin, bakterilerin, parazitlerin, mantarların ve diğer enfeksiyon etkenlerinin genel özellikleri anlatılacak, bulaşma yolları üzerinde durulacak.
Hangi iş kolunda nasıl bulaşmalar olabileceği veya halk sağlığının nasıl tehdit göreceği, hastalık belirtileri ve korunma yolları da öğretilecek konular arasında bulunuyor.
Et ve süt ürünü işletmecilerine de eğitim
Eğitimler, çeşitli hizmet alanlarında çalışanlara verilecek. Bu alanlar arasında güzellik ve saç bakımı hizmetleri, pazarlama ve parakende, yiyecek ve içecek hizmetleri, toplum sağlığını koruyucu hizmetler, gıda teknolojisi yer alıyor.
Bakanlıkça hazırlan programla cilt bakımı, dövme, vücut bakımı, makyaj yapanlar ile kuaförlere, sauna, hamam görevlilerine, kantin işletenlere, meyve ve sebze satış elemanlığı yapanlara, bakkallara, aşçılara, barmenlere, otel yöneticilerine, garsonlara, pastacılara, çay üretimi, gıda kontrol, süt işletme, zeytin işletme elemanlarına, et ürünleri işletmecilerine hijyen eğitimi verilecek.
Son Güncelleme: Cuma, 18 Ekim 2013 12:02
Gösterim: 2895