Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Ege Üniversitesi'nden Prof. Rennan Pekünlü, başörtülü öğrencilerin fotoğraflarını çekerken görüntülendi. Pekünlü hakkında, başörtüsü dolayısıyla onlarca suç duyurusunda bulunulduğu biliniyor.

prof başörtülü öğrencileri fişliyor iddiasıEge Üniversitesi Uzay Bilimleri hocası Prof. Rennan Pekünlü, başörtülü öğrencileri 'fişlemekle' suçlanıyor.

Star, Bugün ve Zaman gazetelerinde yer alan haberlerde, başörtülü öğrencileri derse almadığı için hakkında defalarca suç duyurusunda bulunulan Pekünlü'nün, bu kez öğrencilerin fotoğraflarını çektiği kaydedildi.

Haberlerde, Matematik ile Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğrencilerinin giriş yaptığı kapıda elinde fotoğraf makinasıyla nöbet tuttuğu iddia edilen Pekünlü için, "okul giriş kapısında elinde fotoğraf makinasıyla başörtülü öğrencileri fişlerken görüntülendi" dendi.

Haberlere göre, Prof. Pekünlü görüntülendiğini fark ettiğinde yüzünü kağıtla kapattı ve asistanına gazetecilerin fotoğrafını çektirtti.

Gazetecilere demokratik hakkını kullandığını ifade eden Pekünlü'nün bu davranışına dekan ve bölüm başkanının müdahale etmediğinin kaydedildiği haberlerde, öğrencilerin yetkililerden yardım istediği belirtildi.

(ntvmsnbc)

> Üniversitede başörtüsü krizi

Ege Üniversitesi'nden Prof. Rennan Pekünlü, başörtülü öğrencilerin fotoğraflarını çekerken görüntülendi. Pekünlü hakkında, başörtüsü dolayısıyla onlarca suç duyurusunda bulunulduğu biliniyor.

prof başörtülü öğrencileri fişliyor iddiasıEge Üniversitesi Uzay Bilimleri hocası Prof. Rennan Pekünlü, başörtülü öğrencileri 'fişlemekle' suçlanıyor.

Star, Bugün ve Zaman gazetelerinde yer alan haberlerde, başörtülü öğrencileri derse almadığı için hakkında defalarca suç duyurusunda bulunulan Pekünlü'nün, bu kez öğrencilerin fotoğraflarını çektiği kaydedildi.

Haberlerde, Matematik ile Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğrencilerinin giriş yaptığı kapıda elinde fotoğraf makinasıyla nöbet tuttuğu iddia edilen Pekünlü için, "okul giriş kapısında elinde fotoğraf makinasıyla başörtülü öğrencileri fişlerken görüntülendi" dendi.

Haberlere göre, Prof. Pekünlü görüntülendiğini fark ettiğinde yüzünü kağıtla kapattı ve asistanına gazetecilerin fotoğrafını çektirtti.

Gazetecilere demokratik hakkını kullandığını ifade eden Pekünlü'nün bu davranışına dekan ve bölüm başkanının müdahale etmediğinin kaydedildiği haberlerde, öğrencilerin yetkililerden yardım istediği belirtildi.

(ntvmsnbc)

Son Güncelleme: Perşembe, 17 May 2012 15:52

Gösterim: 1685

Gaziosmanpaşa Belediyesi bünyesinde yer alan Aile Danışma Merkezi tarafından düzenlenen Uzman Psikiloglarlarla “Çarşamba Seminerleri”nin bu haftaki bölümünde Psikolojik Danışman Mine Çelik tarafından “Gençlerde Meslek Seçimi” işlendi.

mezuniyet Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen seminerde Psikolojik Danışman Mine Çelik, gençlere meslek seçimi konusunda bilgiler verdi. Çelik “Karar aşamalarında bazılarımız umutsuzluğa kapılır, bazılarımız vazgeçer, bazılarımız ise yola devam eder. Bizim için önemli olan yola devam edenlerin bu kararı nasıl verdiklerinde yatmaktadır” dedi.

Gaziosmanpaşa Belediyesi bünyesinde yer alan Aile Danışma Merkezi tarafından düzenlenen Uzman Psikiloglarlarla “Çarşamba Seminerleri”nin bu haftaki bölümünde Psikolojik Danışman Mine Çelik tarafından “Gençlerde Meslek Seçimi” işlendi.

Öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği seminerde konuşan Çelik, meslek seçiminin insan yaşamındaki önemli dönüm noktalarından biri olduğunu belirterek “Mutlu bir birey olabilmek için meslek seçimine gereken önemi vermek ve doğru bir kariyer planlaması yapabilmek gerekiyor’’dedi.

Dünyanın her ülkesinde gençlerin seçim dönemlerinde aynı kaygıları hissettiklerine dikkat çeken Mine Çelik, “Bu aşamadan sonra bazılarımız umutsuzluğa kapılır, bazılarımız vazgeçer, bazılarımız ise yola devam eder. Bizim için önemli olan yola devam edenlerin bu kararı nasıl verdiklerinde yatmaktadır” diye konuştu.

Çelik, “İnsanların kişilikleri, yetenekleri, bilgileri yönünden birbirinden farklı oldukları gibi her mesleğinde getirdiği ilgi, yetenek ve kişilik özellikleri de farklılık gösterir. Ben neler yapabilirim? Bireyin yeteneklerinin belirlenmesi, Karakterim nasıl? Kişilik özelliklerinin belirlenmesi, Ben neleri yapmaktan hoşlanırım? İlgi alanlarının belirlenmesi, Ben ne istiyorum? İş yerlerinin belirlenmesi ve ilgi duyulan mesleklerin incelenmesi gerekir” diye konuştu.

Çelik, yeteneklerinin yanı sıra öğrencilerin kendilerini özgürleştirmelerini ve geleceklerıni sağlayacak meslekleri seçmeleri gerektiğini hatırlatarak özetle şunları söyledi,

“Meslek seçimini etkileyen faktörler arasında ekonomik şartlar, toplum içinde var olma, sosyal beklentiler, değer yargıları, yaşamla ilgili uzun ve kısa vadeli hedefler vardır. Ama herşeyden önemlisi 5 adımda yatmaktadır. Bunlar kendinini tanımak, ne istediğine karar vermek, hedef koymak, plan yapmak ve eyleme geçmektir. Bu beş adımı layıkıyla yerine getirenler meslek şeçtiklerinde başarıya ulaşma yolunda en önemli kararları da almışlardır.”

Enteraktif bir seminer veren Psikolojik Danışman Mine Çelik, konuşma aralarında öğrencileri gelecekte yapmayı planladıkları hedefleri konusunda düşünmeye davet edip, onlardan hayallerini anlatmalarını istedi. Öğrenciler, büyük bir dikkatle izledikleri seminer sonrası toplantıdan çok şey öğrendiklerini belirtti.

> Öğrencilere meslek seçiminde önemli 5 adım

Gaziosmanpaşa Belediyesi bünyesinde yer alan Aile Danışma Merkezi tarafından düzenlenen Uzman Psikiloglarlarla “Çarşamba Seminerleri”nin bu haftaki bölümünde Psikolojik Danışman Mine Çelik tarafından “Gençlerde Meslek Seçimi” işlendi.

mezuniyet Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen seminerde Psikolojik Danışman Mine Çelik, gençlere meslek seçimi konusunda bilgiler verdi. Çelik “Karar aşamalarında bazılarımız umutsuzluğa kapılır, bazılarımız vazgeçer, bazılarımız ise yola devam eder. Bizim için önemli olan yola devam edenlerin bu kararı nasıl verdiklerinde yatmaktadır” dedi.

Gaziosmanpaşa Belediyesi bünyesinde yer alan Aile Danışma Merkezi tarafından düzenlenen Uzman Psikiloglarlarla “Çarşamba Seminerleri”nin bu haftaki bölümünde Psikolojik Danışman Mine Çelik tarafından “Gençlerde Meslek Seçimi” işlendi.

Öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği seminerde konuşan Çelik, meslek seçiminin insan yaşamındaki önemli dönüm noktalarından biri olduğunu belirterek “Mutlu bir birey olabilmek için meslek seçimine gereken önemi vermek ve doğru bir kariyer planlaması yapabilmek gerekiyor’’dedi.

Dünyanın her ülkesinde gençlerin seçim dönemlerinde aynı kaygıları hissettiklerine dikkat çeken Mine Çelik, “Bu aşamadan sonra bazılarımız umutsuzluğa kapılır, bazılarımız vazgeçer, bazılarımız ise yola devam eder. Bizim için önemli olan yola devam edenlerin bu kararı nasıl verdiklerinde yatmaktadır” diye konuştu.

Çelik, “İnsanların kişilikleri, yetenekleri, bilgileri yönünden birbirinden farklı oldukları gibi her mesleğinde getirdiği ilgi, yetenek ve kişilik özellikleri de farklılık gösterir. Ben neler yapabilirim? Bireyin yeteneklerinin belirlenmesi, Karakterim nasıl? Kişilik özelliklerinin belirlenmesi, Ben neleri yapmaktan hoşlanırım? İlgi alanlarının belirlenmesi, Ben ne istiyorum? İş yerlerinin belirlenmesi ve ilgi duyulan mesleklerin incelenmesi gerekir” diye konuştu.

Çelik, yeteneklerinin yanı sıra öğrencilerin kendilerini özgürleştirmelerini ve geleceklerıni sağlayacak meslekleri seçmeleri gerektiğini hatırlatarak özetle şunları söyledi,

“Meslek seçimini etkileyen faktörler arasında ekonomik şartlar, toplum içinde var olma, sosyal beklentiler, değer yargıları, yaşamla ilgili uzun ve kısa vadeli hedefler vardır. Ama herşeyden önemlisi 5 adımda yatmaktadır. Bunlar kendinini tanımak, ne istediğine karar vermek, hedef koymak, plan yapmak ve eyleme geçmektir. Bu beş adımı layıkıyla yerine getirenler meslek şeçtiklerinde başarıya ulaşma yolunda en önemli kararları da almışlardır.”

Enteraktif bir seminer veren Psikolojik Danışman Mine Çelik, konuşma aralarında öğrencileri gelecekte yapmayı planladıkları hedefleri konusunda düşünmeye davet edip, onlardan hayallerini anlatmalarını istedi. Öğrenciler, büyük bir dikkatle izledikleri seminer sonrası toplantıdan çok şey öğrendiklerini belirtti.

Son Güncelleme: Perşembe, 17 May 2012 15:30

Gösterim: 1790

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Ali Karaca, Türkiye'de şu anda 32 bin 574 okulda, 7 milyon 185 bin 21 öğrenciye okul sütü dağıtıldığını belirterek, ''Bu projenin tek amacı çocuklarımızın sağlıklı beslenmesini sağlamak ve ülkemizdeki süt tüketimi alışkanlığını artırmaktır'' dedi.

sütüme dokunma hayat sütle başlarAnkara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu'nda, ''Sütüme Dokunma! Hayat Sütle Başlar'' konulu panel düzenlendi.

Panelin açılışına katılan ve sözlerine ''Maalesef sütümüze dokunuyorlar'' diye başlayan Ali Karaca, bilen bilmeyen veya meşhur olmak isteyenlerin, çıkıp sütle ilgili birtakım iddialarda bulunduğunu aktararak, bütün hayatı ve eğitimi boyunca kendisine öğretilenlerin tam tersi şeyler duyduğunu dile getirdi.

Sütü sevdiğini ve Okul Sütü Projesi kapsamında dağıtılan sütleri, dağıtılmalarından önce kendisinin içtiğini kaydeden Karaca, ''Gerçekten şimdiye kadar, iddia ediyorum, siz de hepiniz için ve bakın tadına, marketlerdeki dağıtılan sütten daha kaliteli. Çünkü ben, Okul Sütü Programı'na başlarken, gıda kodeksinde en kaliteli süt olan tam yağlı sütün şartlarını teknik şartnameye koydum'' diye konuştu.

Tam yağlı sütün mutlaka ineğin memesinden çıkan sütten yapıldığını ve süt tozundan yapılma şansının olmadığını ifade eden Karaca, bu nedenle bu şartı koştuklarını anlattı.

Okul Sütü Projesi'nin, Türkiye'de ilk defa uygulanan bir proje olduğunu ve şimdiye kadar 1 milyon 200 bin öğrenciyi geçen bir uygulama yapılmadığını belirten Karaca, ilk defa tüm Türkiye'de 780 bin kilometre alan içerisinde bulunan tüm okullarda, ana sınıfından beşinci sınıfa kadar bu uygulamayı başlattıklarını söyledi.

Karaca, ''Ülkemizde şu anda 32 bin 574 okulda, 7 milyon 185 bin 21 öğrenciye okul sütü dağıtılıyor. Sütlerimiz 200 mililitrelik UHT kutu içerisinde, tam yağlı UHT süttür'' dedi.

Türkiye şartlarında, çocukların sağlığı açısından en uygun sütün UHT süt olması nedeniyle bunu tercih ettiklerini belirten Karaca, bu tip bir sistemde peynir altı suyu tozunun kullanılmasının da mümkün olmadığını, okul sütlerinin çiğ sütten yapılma koşulunu şartnamelere koyduklarını söyledi.

İhale şartnamesinin aksini yapanlara gerekli cezaların verileceğini kaydeden Karaca, üretim yapan her firmadan numune aldıklarını, bunun yanında okullarda dağıtılan her seriden de numuneler alındığını hatırlattı.

''Bayat sütten yapılıyor ve devlet arz fazlası sütü çocuklara içeriyor'' şeklindeki iddialarında dile getirildiğini aktaran Karaca, ''Arkadaşlar çok masumane olarak biz bu işe başladık. Hiçbir zaman süt arzını regüle etme gibi bir düşüncemiz olmadı. Bu projenin tek amacı çocuklarımızın sağlıklı beslenmesini sağlamak ve ülkemizdeki süt tüketimi alışkanlığını artırmaktır'' ifadesini kullandı. Karaca, Okul Sütü Projesi kapsamında, 15 firmadan süt temin edildiği bilgisini verdi.

Sütün hayvancılığın gelişmesi açısından önemine işaret eden Karaca, bu konuda verilen destekler ile hayvancılıkla ilgili çalışmaları anlattı.

Sağlıklı süt üretimine daha fazla destek vereceklerini belirten Karaca, tarımsal destekler içerisinde hayvancılığa ayrılan pay ile hayvancılığa verilen destek miktarlarını artırdıklarını söyledi.

Daha önce hayvancılığın toplam tarımsal destek içeresindeki payının yüzde 4 olduğunu ifade eden Karaca, şu anda bu oranın yüzde 32'ye çıktığını belirtti.

Okul Sütü Projesi'ne olumlu bakıyoruz

Ankara Zootekni Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürsel Dellal ise sütün günümüzde dünyada ve Türkiye'de en önemli tarımsal ürün olduğunu belirterek, 2010 yılı FAO rakamlarına göre, sütün Türkiye'deki toplam değerinin yaklaşık 4 milyar lira olduğunu söyledi.

Sütün insan sağlığı ve beslenmesinin yanında ülke ekonomisine de son derece büyük katkı sağlayan bir ürün olduğunu dile getiren Dellal, son dönemlerde, sütün insan sağlığına etkileri konusunda bir bilgi kirliliği oluştuğunu anımsattı.

Bu konudaki argümanlardan birinin de ''süt kanser yapar'' argümanı olduğunu aktaran Dellal, ''Bugün ABD'de, belki çocuklardan daha çok erginler süt tüketiyor. Eğer böyle bir sav doğru olmuş olsaydı, ABD'nin büyük bir kısmının, süte bağlı kansere yakalanmış olması gerekecekti. Böyle bir şey yok'' dedi.

Öğretim görevlisi ve dernekleri olarak Okul Sütü Projesi'nin olumlu baktıkları bir proje olduğunu anlatan Dellal, AB ülkelerinde ve dünyanın çoğu ülkesinde bunun uygulandığını kaydetti. AB'de, okul sütünün yanı sıra, yakında meyve ve sebzelerin de okullarda dağıtılmasının gündeme geleceğini ifade eden Dellal, Türkiye'de de başlayan bu tür çalışmaların sekteye uğratılmadan desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Cemalettin Özden de Avrupa'da kişi başı yıllık 245 litrenin üzerinde süt tüketildiğini, Türkiye'de ise tüketilen sütün içecekler arasındaki payının ise yüzde 9 olduğunu dile getirdi.

Okul Sütü Projesi'nin genç nesillerin sağlıklı gelişmesine katkı sağlamak açısından önemli olduğunu vurgulayan Özden, özellikle okullarda gazlı içeceklerin yasaklanmasının ardından süte karşı yürütülen olumsuz kampanyaların son dönemde yoğunlaştığının gözlendiğini savundu.

Türkiye'de geçmişte yaklaşık 2 bin 750 litre olan bir inek başına yıllık süt üretiminin, son 15 yıldaki ıslah çalışmaları sonucu bugün 6 bin litreyi geçtiğini belirten Özden, yıllık toplam süt üretim miktarının, TÜİK'nin 2010 yılında açıklamış olduğu 13,6 milyon tonluk seviyenin çok üzerinde gerçekleştiğini söyledi.

Okul Sütü Projesi çok doğru bir projedir

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak ise süt, et ve yumurta ile ilgili olumsuz görüşlerin dile getirildiğini anımsatarak, ''Türk insanının, Türk çocuğunun, tüketeceği hayvansal üretim üzerine çok ciddi polemikler, çok ciddi spekülasyonlar yapılmaktadır'' diye konuştu.

Türkiye'de süt fazlalığı değil, açığının bulunduğunu vurgulayan Çolak, ''Çünkü Türk insanı süt içmiyor. Türk çocuğunun süt içmesi lazım. Türkiye'de yaşayan herkesin her yaş grubunda insanın süt içmesi lazım'' ifadesini kullandı.

Okul Sütü Projesi uygulamasını son derece olumlu bulduklarını kaydeden Çolak, bunun bir sosyal proje ve sosyal devlet anlayışının göstergesi olduğunu kaydetti.

''Okul Sütü Projesi çok doğru bir projedir'' diye konuşan Çolak, Ankara Üniversitesi olarak bu projenin tümüyle yanında ve devamından yana olduklarını, kusursuz sürdürülmesi konusunda da üzerlerine ne düşerse yerine getirmeye hazır olduklarını dile getirdi.

Panel sırasında, katılımcılara okul sütü ile Atatürk Orman Çiftliği üretimi sütler dağıtıldı ve sütlü tatlılar ikram edildi.

> Sütüme Dokunma! Hayat Sütle Başlar

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Ali Karaca, Türkiye'de şu anda 32 bin 574 okulda, 7 milyon 185 bin 21 öğrenciye okul sütü dağıtıldığını belirterek, ''Bu projenin tek amacı çocuklarımızın sağlıklı beslenmesini sağlamak ve ülkemizdeki süt tüketimi alışkanlığını artırmaktır'' dedi.

sütüme dokunma hayat sütle başlarAnkara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu'nda, ''Sütüme Dokunma! Hayat Sütle Başlar'' konulu panel düzenlendi.

Panelin açılışına katılan ve sözlerine ''Maalesef sütümüze dokunuyorlar'' diye başlayan Ali Karaca, bilen bilmeyen veya meşhur olmak isteyenlerin, çıkıp sütle ilgili birtakım iddialarda bulunduğunu aktararak, bütün hayatı ve eğitimi boyunca kendisine öğretilenlerin tam tersi şeyler duyduğunu dile getirdi.

Sütü sevdiğini ve Okul Sütü Projesi kapsamında dağıtılan sütleri, dağıtılmalarından önce kendisinin içtiğini kaydeden Karaca, ''Gerçekten şimdiye kadar, iddia ediyorum, siz de hepiniz için ve bakın tadına, marketlerdeki dağıtılan sütten daha kaliteli. Çünkü ben, Okul Sütü Programı'na başlarken, gıda kodeksinde en kaliteli süt olan tam yağlı sütün şartlarını teknik şartnameye koydum'' diye konuştu.

Tam yağlı sütün mutlaka ineğin memesinden çıkan sütten yapıldığını ve süt tozundan yapılma şansının olmadığını ifade eden Karaca, bu nedenle bu şartı koştuklarını anlattı.

Okul Sütü Projesi'nin, Türkiye'de ilk defa uygulanan bir proje olduğunu ve şimdiye kadar 1 milyon 200 bin öğrenciyi geçen bir uygulama yapılmadığını belirten Karaca, ilk defa tüm Türkiye'de 780 bin kilometre alan içerisinde bulunan tüm okullarda, ana sınıfından beşinci sınıfa kadar bu uygulamayı başlattıklarını söyledi.

Karaca, ''Ülkemizde şu anda 32 bin 574 okulda, 7 milyon 185 bin 21 öğrenciye okul sütü dağıtılıyor. Sütlerimiz 200 mililitrelik UHT kutu içerisinde, tam yağlı UHT süttür'' dedi.

Türkiye şartlarında, çocukların sağlığı açısından en uygun sütün UHT süt olması nedeniyle bunu tercih ettiklerini belirten Karaca, bu tip bir sistemde peynir altı suyu tozunun kullanılmasının da mümkün olmadığını, okul sütlerinin çiğ sütten yapılma koşulunu şartnamelere koyduklarını söyledi.

İhale şartnamesinin aksini yapanlara gerekli cezaların verileceğini kaydeden Karaca, üretim yapan her firmadan numune aldıklarını, bunun yanında okullarda dağıtılan her seriden de numuneler alındığını hatırlattı.

''Bayat sütten yapılıyor ve devlet arz fazlası sütü çocuklara içeriyor'' şeklindeki iddialarında dile getirildiğini aktaran Karaca, ''Arkadaşlar çok masumane olarak biz bu işe başladık. Hiçbir zaman süt arzını regüle etme gibi bir düşüncemiz olmadı. Bu projenin tek amacı çocuklarımızın sağlıklı beslenmesini sağlamak ve ülkemizdeki süt tüketimi alışkanlığını artırmaktır'' ifadesini kullandı. Karaca, Okul Sütü Projesi kapsamında, 15 firmadan süt temin edildiği bilgisini verdi.

Sütün hayvancılığın gelişmesi açısından önemine işaret eden Karaca, bu konuda verilen destekler ile hayvancılıkla ilgili çalışmaları anlattı.

Sağlıklı süt üretimine daha fazla destek vereceklerini belirten Karaca, tarımsal destekler içerisinde hayvancılığa ayrılan pay ile hayvancılığa verilen destek miktarlarını artırdıklarını söyledi.

Daha önce hayvancılığın toplam tarımsal destek içeresindeki payının yüzde 4 olduğunu ifade eden Karaca, şu anda bu oranın yüzde 32'ye çıktığını belirtti.

Okul Sütü Projesi'ne olumlu bakıyoruz

Ankara Zootekni Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürsel Dellal ise sütün günümüzde dünyada ve Türkiye'de en önemli tarımsal ürün olduğunu belirterek, 2010 yılı FAO rakamlarına göre, sütün Türkiye'deki toplam değerinin yaklaşık 4 milyar lira olduğunu söyledi.

Sütün insan sağlığı ve beslenmesinin yanında ülke ekonomisine de son derece büyük katkı sağlayan bir ürün olduğunu dile getiren Dellal, son dönemlerde, sütün insan sağlığına etkileri konusunda bir bilgi kirliliği oluştuğunu anımsattı.

Bu konudaki argümanlardan birinin de ''süt kanser yapar'' argümanı olduğunu aktaran Dellal, ''Bugün ABD'de, belki çocuklardan daha çok erginler süt tüketiyor. Eğer böyle bir sav doğru olmuş olsaydı, ABD'nin büyük bir kısmının, süte bağlı kansere yakalanmış olması gerekecekti. Böyle bir şey yok'' dedi.

Öğretim görevlisi ve dernekleri olarak Okul Sütü Projesi'nin olumlu baktıkları bir proje olduğunu anlatan Dellal, AB ülkelerinde ve dünyanın çoğu ülkesinde bunun uygulandığını kaydetti. AB'de, okul sütünün yanı sıra, yakında meyve ve sebzelerin de okullarda dağıtılmasının gündeme geleceğini ifade eden Dellal, Türkiye'de de başlayan bu tür çalışmaların sekteye uğratılmadan desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Cemalettin Özden de Avrupa'da kişi başı yıllık 245 litrenin üzerinde süt tüketildiğini, Türkiye'de ise tüketilen sütün içecekler arasındaki payının ise yüzde 9 olduğunu dile getirdi.

Okul Sütü Projesi'nin genç nesillerin sağlıklı gelişmesine katkı sağlamak açısından önemli olduğunu vurgulayan Özden, özellikle okullarda gazlı içeceklerin yasaklanmasının ardından süte karşı yürütülen olumsuz kampanyaların son dönemde yoğunlaştığının gözlendiğini savundu.

Türkiye'de geçmişte yaklaşık 2 bin 750 litre olan bir inek başına yıllık süt üretiminin, son 15 yıldaki ıslah çalışmaları sonucu bugün 6 bin litreyi geçtiğini belirten Özden, yıllık toplam süt üretim miktarının, TÜİK'nin 2010 yılında açıklamış olduğu 13,6 milyon tonluk seviyenin çok üzerinde gerçekleştiğini söyledi.

Okul Sütü Projesi çok doğru bir projedir

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak ise süt, et ve yumurta ile ilgili olumsuz görüşlerin dile getirildiğini anımsatarak, ''Türk insanının, Türk çocuğunun, tüketeceği hayvansal üretim üzerine çok ciddi polemikler, çok ciddi spekülasyonlar yapılmaktadır'' diye konuştu.

Türkiye'de süt fazlalığı değil, açığının bulunduğunu vurgulayan Çolak, ''Çünkü Türk insanı süt içmiyor. Türk çocuğunun süt içmesi lazım. Türkiye'de yaşayan herkesin her yaş grubunda insanın süt içmesi lazım'' ifadesini kullandı.

Okul Sütü Projesi uygulamasını son derece olumlu bulduklarını kaydeden Çolak, bunun bir sosyal proje ve sosyal devlet anlayışının göstergesi olduğunu kaydetti.

''Okul Sütü Projesi çok doğru bir projedir'' diye konuşan Çolak, Ankara Üniversitesi olarak bu projenin tümüyle yanında ve devamından yana olduklarını, kusursuz sürdürülmesi konusunda da üzerlerine ne düşerse yerine getirmeye hazır olduklarını dile getirdi.

Panel sırasında, katılımcılara okul sütü ile Atatürk Orman Çiftliği üretimi sütler dağıtıldı ve sütlü tatlılar ikram edildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 17 May 2012 13:50

Gösterim: 2095

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek 57. Eurovision Şarkı Yarışması'nın siteleri hackerler tarafından çökertildi.

hackerlar eurovisionAzerbaycan basını, "Eurovision 2012" resmi siteleri olarak bilinen "eurovision.az", "ann.az" ve "eurovisionaz.com" sitelerinin, "Özgürlük Fedaileri" adlı korsan grup tarafından çökertildiğini duyurdu.

Sitelerin onarılmaya çalışıldığı bildirildi.

> Hackerlar da 2012 Eurovision’da

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek 57. Eurovision Şarkı Yarışması'nın siteleri hackerler tarafından çökertildi.

hackerlar eurovisionAzerbaycan basını, "Eurovision 2012" resmi siteleri olarak bilinen "eurovision.az", "ann.az" ve "eurovisionaz.com" sitelerinin, "Özgürlük Fedaileri" adlı korsan grup tarafından çökertildiğini duyurdu.

Sitelerin onarılmaya çalışıldığı bildirildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 17 May 2012 13:57

Gösterim: 1416

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, UNESCO'nun Çin'in Şanghay şehrinde düzenlediği ''3. Uluslararası Teknik ve Mesleki Eğitim Kongresi''nde ''Türkiye Teknik ve Mesleki Eğitim Sistemi'' konusunda konuşma yaptı.

ömer dinçerÖmer Dinçer, "Günümüzde mesleki eğitim; değişen teknoloji ve çalışma hayatı karşısında yetiştireceğimiz insanların bilgi ve yeteneklerini değiştirmeye mecbur bırakıyor. Mesleki eğitim alanında dünya genelinde eksiklik söz konusu ve hızlı bir değişime ihtiyaç var" dedi.

Bakan Dinçer, ''Mesleki eğitimin, ekonomik kalkınmaya ve sosyal içeriğin artırılmasına katkı sağlayacağını'' belirterek, ''Ulusal düzeyde gelir dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesi ve kalkınmanın sağlanması için odak, mesleki eğitimdir'' diye konuştu.

> Dinçer: Kalkınma için odak mesleki eğitim olmalı

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, UNESCO'nun Çin'in Şanghay şehrinde düzenlediği ''3. Uluslararası Teknik ve Mesleki Eğitim Kongresi''nde ''Türkiye Teknik ve Mesleki Eğitim Sistemi'' konusunda konuşma yaptı.

ömer dinçerÖmer Dinçer, "Günümüzde mesleki eğitim; değişen teknoloji ve çalışma hayatı karşısında yetiştireceğimiz insanların bilgi ve yeteneklerini değiştirmeye mecbur bırakıyor. Mesleki eğitim alanında dünya genelinde eksiklik söz konusu ve hızlı bir değişime ihtiyaç var" dedi.

Bakan Dinçer, ''Mesleki eğitimin, ekonomik kalkınmaya ve sosyal içeriğin artırılmasına katkı sağlayacağını'' belirterek, ''Ulusal düzeyde gelir dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesi ve kalkınmanın sağlanması için odak, mesleki eğitimdir'' diye konuştu.

Son Güncelleme: Perşembe, 17 May 2012 12:17

Gösterim: 1631


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.