Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Diyanet İşleri Başkanlığınca yürütülen proje kapsamında din görevlileri, hutbe ve vaazları işitme engellilere işaret diliyle aktarabilmek için eğitim alıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığınca yürütülen proje kapsamında din görevlileri, hutbe ve vaazları işitme engellilere işaret diliyle aktarabilmek için eğitim alıyor.
Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen "İşittik ve İtaat Ettik Projesi" çerçevesinde 81 ilden 113 din görevlisi Kastamonu'da eğitim görüyor.
Kastamonu Diyanet Eğitim Merkezi Müdürlüğündeki eğitimler, Türk İşaret Dili Dini Kavramlar Sözlüğünü hazırlayan ekip ve özel ilahiyat eğitimcisi 6 kişilik kadro tarafından veriliyor.
Eğitimde, din görevlilerine, işaret dilinin ve işitme engelli bireylerin yapısı, işitme engellilerle iletişim kurma teknikleri, Türk işaret dilindeki kavramlar ve karşılıkları, itikat, ibadet ve ilmihal kavramlarının işaret dilindeki karşılıklarıyla hutbe ve vaazların işaret diline çevrilmesi konularında bilgiler aktarılıyor.
Kurs bitiminde tüm illerde en az bir camide hutbe ve vaazlar işaret diliyle tercüme edilecek.
Proje koordinatörü Mustafa Başkonak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye'deki tüm engelli bireylerin dini eğitim ve öğretim faaliyetine yönelik cumhuriyet tarihinin en geniş ve donanımlı çalışmalarını gerçekleştirdiğini söyledi.
Kurumun proje kapsamında öncelikle materyal geliştirerek Türk İşaret Dili Dini Kavramlar Sözlüğünü oluşturduğunu ifade eden Başkonak, şöyle konuştu:
"Bunun içinde 798 dini kavram var. Bunların işaret dilindeki karşılıklarının nasıl yapılacağı bulunmakta. Eğitim faaliyetine Kastamonu'da başladık. Eğitimimizde ülke genelinden 113 din görevlisi bulunuyor. Eğitimimiz 2 hafta sürecek ve yaklaşık 70 saate tekabül ediyor. Arkadaşlar, ilk başta işaret dilinin yapısı, işitme engellilerin yapıları ve diğer engel grubundaki bireylerin durumu, onlara yönelik eğitim, teknik ve yöntemlerin neler olduğu gibi konularda formasyon eğitim alacak. Daha sonra Türk işaret dilindeki kavramlar ve karşılıklarını öğrenecekler. Birinci ve ikinci kur halinde gerçekleştireceğimiz çalışmaların ölçme ve değerlendirmeleri de yapılacak. İkinci kura geçen arkadaşlarımıza günlük yaşantıda kullanılan itikat, ibadet ve muamelatla alakalı kavramlar öğretilecek."
Sosyalleştirmeyi gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz
Başkonak, Türkiye'de sadece işitme engelliler değil, tüm engel gruplarındaki vatandaşlara yönelik farkındalık eksikliği olduğuna işaret etti.
Öncelikli amaçlarının bu farkındalığı oluşturmak olduğuna vurgulayan Başkonak, "Bu farkındalığın neticesinde işitme engelli kardeşlerimizde de dini sosyalleştirmeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Dini yaşayamayan bireyler dinden uzak kaldıkları için sosyalleşmeleri de gecikiyor, bu sosyalleştirmeyi gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz" değerledirmesinde bulundu.
Başkonak, din görevlilerinin, kurstan sonra toplumun tüm kesimine hitap edebilme olanağına kavuşacağını anlattı.
Görevliler, eğitimleri engelli bireylerin ailelerine de verecekler
Kursun bitiminde katılım belgesi almaya hak kazananların hem camilerde hem de görev yaptıkları kurslarda işitme engelli vatandaşlar için dini eğitim ve öğretim faaliyetine başlayabileceklerini belirten Başkonak, şunları kaydetti:
"Kursumuzdaki görevliler, bu eğitimleri engelli bireylerin ailelerine de verecekler. Kurs bittikten sonra, Türkiye'nin her şehrindeki en az bir camide cuma ve bayram namazlarının hutbe ve vaazları, işaret diliyle tercüme edilecek. Kursumuzun tüm ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum."
Başkonak, kursiyerlerin illerine döndükten sonra kendilerini bu konuda daha da geliştirmeleri için Diyanet İşleri Başkanlığının, Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışmalarını sürdüreceğini sözlerine ekledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: vakıf ve Dernekler
Diyanet İşleri Başkanlığınca yürütülen proje kapsamında din görevlileri, hutbe ve vaazları işitme engellilere işaret diliyle aktarabilmek için eğitim alıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığınca yürütülen proje kapsamında din görevlileri, hutbe ve vaazları işitme engellilere işaret diliyle aktarabilmek için eğitim alıyor.
Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen "İşittik ve İtaat Ettik Projesi" çerçevesinde 81 ilden 113 din görevlisi Kastamonu'da eğitim görüyor.
Kastamonu Diyanet Eğitim Merkezi Müdürlüğündeki eğitimler, Türk İşaret Dili Dini Kavramlar Sözlüğünü hazırlayan ekip ve özel ilahiyat eğitimcisi 6 kişilik kadro tarafından veriliyor.
Eğitimde, din görevlilerine, işaret dilinin ve işitme engelli bireylerin yapısı, işitme engellilerle iletişim kurma teknikleri, Türk işaret dilindeki kavramlar ve karşılıkları, itikat, ibadet ve ilmihal kavramlarının işaret dilindeki karşılıklarıyla hutbe ve vaazların işaret diline çevrilmesi konularında bilgiler aktarılıyor.
Kurs bitiminde tüm illerde en az bir camide hutbe ve vaazlar işaret diliyle tercüme edilecek.
Proje koordinatörü Mustafa Başkonak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye'deki tüm engelli bireylerin dini eğitim ve öğretim faaliyetine yönelik cumhuriyet tarihinin en geniş ve donanımlı çalışmalarını gerçekleştirdiğini söyledi.
Kurumun proje kapsamında öncelikle materyal geliştirerek Türk İşaret Dili Dini Kavramlar Sözlüğünü oluşturduğunu ifade eden Başkonak, şöyle konuştu:
"Bunun içinde 798 dini kavram var. Bunların işaret dilindeki karşılıklarının nasıl yapılacağı bulunmakta. Eğitim faaliyetine Kastamonu'da başladık. Eğitimimizde ülke genelinden 113 din görevlisi bulunuyor. Eğitimimiz 2 hafta sürecek ve yaklaşık 70 saate tekabül ediyor. Arkadaşlar, ilk başta işaret dilinin yapısı, işitme engellilerin yapıları ve diğer engel grubundaki bireylerin durumu, onlara yönelik eğitim, teknik ve yöntemlerin neler olduğu gibi konularda formasyon eğitim alacak. Daha sonra Türk işaret dilindeki kavramlar ve karşılıklarını öğrenecekler. Birinci ve ikinci kur halinde gerçekleştireceğimiz çalışmaların ölçme ve değerlendirmeleri de yapılacak. İkinci kura geçen arkadaşlarımıza günlük yaşantıda kullanılan itikat, ibadet ve muamelatla alakalı kavramlar öğretilecek."
Sosyalleştirmeyi gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz
Başkonak, Türkiye'de sadece işitme engelliler değil, tüm engel gruplarındaki vatandaşlara yönelik farkındalık eksikliği olduğuna işaret etti.
Öncelikli amaçlarının bu farkındalığı oluşturmak olduğuna vurgulayan Başkonak, "Bu farkındalığın neticesinde işitme engelli kardeşlerimizde de dini sosyalleştirmeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Dini yaşayamayan bireyler dinden uzak kaldıkları için sosyalleşmeleri de gecikiyor, bu sosyalleştirmeyi gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz" değerledirmesinde bulundu.
Başkonak, din görevlilerinin, kurstan sonra toplumun tüm kesimine hitap edebilme olanağına kavuşacağını anlattı.
Görevliler, eğitimleri engelli bireylerin ailelerine de verecekler
Kursun bitiminde katılım belgesi almaya hak kazananların hem camilerde hem de görev yaptıkları kurslarda işitme engelli vatandaşlar için dini eğitim ve öğretim faaliyetine başlayabileceklerini belirten Başkonak, şunları kaydetti:
"Kursumuzdaki görevliler, bu eğitimleri engelli bireylerin ailelerine de verecekler. Kurs bittikten sonra, Türkiye'nin her şehrindeki en az bir camide cuma ve bayram namazlarının hutbe ve vaazları, işaret diliyle tercüme edilecek. Kursumuzun tüm ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum."
Başkonak, kursiyerlerin illerine döndükten sonra kendilerini bu konuda daha da geliştirmeleri için Diyanet İşleri Başkanlığının, Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışmalarını sürdüreceğini sözlerine ekledi.
Son Güncelleme: Cuma, 28 Ağustos 2015 10:40
Gösterim: 522
TDV Genel Müdürü Palakoğlu, Uluslararası İlahiyat Programı kapsamında 14 ülkede 477 öğrenci ile yapılan mülakatlar sonrası 205 gurbetçi gencin Türkiye'de dini yükseköğrenim imkanı kazandığını söyledi.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, Uluslararası İlahiyat Programı kapsamında 14 ülkede 477 öğrenci arasında yapılan mülakatlar sonrası 205 gurbetçi gencin Türkiye'de dini yükseköğrenim imkanı kazandığını söyledi.
Palakoğlu, yurt dışında yaşayan gençlere Türkiye'de yükseköğrenim imkanı sağlamak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 2006 yılında başlatılan eğitim ve burs programı hakkında AA muhabirine bilgi verdi.
Palakoğlu, Uluslararası İlahiyat Programı'nda hedeflerinin başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ABD ve Avustralya gibi ülkelerde lise öğrenimi tamamlamış öğrencilerin Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinde lisans düzeyinde dini eğitim almaları olduğunu dile getirdi.
205 kişi eğitim imkanı kazandı
İsmail Palakoğlu, "Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV koordinesinde yürütülen Uluslararası İlahiyat Programı’nda üniversiteler, yurt dışı birlik ve vakıflarımız ile din hizmetleri müşavirlik ve ataşeliklerimiz paydaş kurumlar olarak organizasyonda yer almaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV, programa devam eden öğrencilere ayrıca rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunarak öğrencilerin uyum süreçlerini problemsiz olarak atlatmalarına ve eğitim süresince karşılaşabilecekleri yeni durumlarda birinci elden yardım alabilmelerine olanak sağlamaktadır. Bu yıl 14 ülkeden 477 öğrenci programa müracaat etti. Yaptığımız mülakatların ardından 205 kişi Türkiye'de eğitim imkanı kazandı."
Uluslararası İlahiyat Programı'nın Türkiye'de altı farklı ilahiyat fakültesinde devam ettiğini ve 744 öğrencinin Türkiye'de öğrenim gördüğünü vurgulayan Palakoğlu, en çok gurbetçi öğrencinin Almanya'dan geldiğini belirtti. Palakoğlu, 374 öğrencinin geldiği Almanya'yı 175 öğrenci ile Fransa, 62 öğrenci ile Belçika, 17 öğrenci ile ABD'nin takip ettiğini bildirdi.
TDV Genel Müdürü Palakoğlu, program dahilinde 2015'de 85 öğrencinin mezun olduğunu, toplamda mezun sayısının ise 273'ü bulduğunu kaydetti.
Türkiye Diyanet Vakfı tarafından beslenme ve barınma imkanı sunulan öğrencilerin burslu statüde öğrenimlerini sürdürdüğünü vurgulayan Palakoğlu, "Gerek sosyal imkanlar ve gerekse fakülte derslerinin takviye edilmesi amacıyla öğrencilerimizin bulunduğu şehirlerde koordinasyon merkezleri oluşturularak da öğrenim hayatlarını en iyi biçimde sürdürebilmeleri için uygun ortamlar oluşturduk" diye konuştu.
Din hizmetleri alanında istihdam edilecekler
Palakoğlu, Uluslararası İlahiyat Programı öğrencilerinin ilahiyat fakültelerinin mevcut sistemi içinde öğrenim gördüğünü, programı başarıyla tamamlayan öğrencilerin lisans diploması alacağını ifade etti.
Palakoğlu, diplomalarını alan öğrencilerin öncelikle geldikleri ülkelerde istihdam edilmesinin planlandığı bilgisini verdi ve görev almak isteyen mezunların Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan sınavlarla yurt dışında sözleşmeli din görevlileri olarak çalışma hayatına atılabileceğini sözlerine ekledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: vakıf ve Dernekler
TDV Genel Müdürü Palakoğlu, Uluslararası İlahiyat Programı kapsamında 14 ülkede 477 öğrenci ile yapılan mülakatlar sonrası 205 gurbetçi gencin Türkiye'de dini yükseköğrenim imkanı kazandığını söyledi.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, Uluslararası İlahiyat Programı kapsamında 14 ülkede 477 öğrenci arasında yapılan mülakatlar sonrası 205 gurbetçi gencin Türkiye'de dini yükseköğrenim imkanı kazandığını söyledi.
Palakoğlu, yurt dışında yaşayan gençlere Türkiye'de yükseköğrenim imkanı sağlamak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 2006 yılında başlatılan eğitim ve burs programı hakkında AA muhabirine bilgi verdi.
Palakoğlu, Uluslararası İlahiyat Programı'nda hedeflerinin başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ABD ve Avustralya gibi ülkelerde lise öğrenimi tamamlamış öğrencilerin Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinde lisans düzeyinde dini eğitim almaları olduğunu dile getirdi.
205 kişi eğitim imkanı kazandı
İsmail Palakoğlu, "Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV koordinesinde yürütülen Uluslararası İlahiyat Programı’nda üniversiteler, yurt dışı birlik ve vakıflarımız ile din hizmetleri müşavirlik ve ataşeliklerimiz paydaş kurumlar olarak organizasyonda yer almaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV, programa devam eden öğrencilere ayrıca rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunarak öğrencilerin uyum süreçlerini problemsiz olarak atlatmalarına ve eğitim süresince karşılaşabilecekleri yeni durumlarda birinci elden yardım alabilmelerine olanak sağlamaktadır. Bu yıl 14 ülkeden 477 öğrenci programa müracaat etti. Yaptığımız mülakatların ardından 205 kişi Türkiye'de eğitim imkanı kazandı."
Uluslararası İlahiyat Programı'nın Türkiye'de altı farklı ilahiyat fakültesinde devam ettiğini ve 744 öğrencinin Türkiye'de öğrenim gördüğünü vurgulayan Palakoğlu, en çok gurbetçi öğrencinin Almanya'dan geldiğini belirtti. Palakoğlu, 374 öğrencinin geldiği Almanya'yı 175 öğrenci ile Fransa, 62 öğrenci ile Belçika, 17 öğrenci ile ABD'nin takip ettiğini bildirdi.
TDV Genel Müdürü Palakoğlu, program dahilinde 2015'de 85 öğrencinin mezun olduğunu, toplamda mezun sayısının ise 273'ü bulduğunu kaydetti.
Türkiye Diyanet Vakfı tarafından beslenme ve barınma imkanı sunulan öğrencilerin burslu statüde öğrenimlerini sürdürdüğünü vurgulayan Palakoğlu, "Gerek sosyal imkanlar ve gerekse fakülte derslerinin takviye edilmesi amacıyla öğrencilerimizin bulunduğu şehirlerde koordinasyon merkezleri oluşturularak da öğrenim hayatlarını en iyi biçimde sürdürebilmeleri için uygun ortamlar oluşturduk" diye konuştu.
Din hizmetleri alanında istihdam edilecekler
Palakoğlu, Uluslararası İlahiyat Programı öğrencilerinin ilahiyat fakültelerinin mevcut sistemi içinde öğrenim gördüğünü, programı başarıyla tamamlayan öğrencilerin lisans diploması alacağını ifade etti.
Palakoğlu, diplomalarını alan öğrencilerin öncelikle geldikleri ülkelerde istihdam edilmesinin planlandığı bilgisini verdi ve görev almak isteyen mezunların Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan sınavlarla yurt dışında sözleşmeli din görevlileri olarak çalışma hayatına atılabileceğini sözlerine ekledi.
Son Güncelleme: Cuma, 28 Ağustos 2015 10:35
Gösterim: 675
Sezen Aksu, Türk Eğitim Derneği'nin organizasyonuyla 7 Mart Çarşamba günü Ankara ATO Congressium’da şarkılarını Acoustic Band Fahir Atakoğlu eşliğinde burslu çocuklar için söyleyecek.
Şarkılarıyla gönüllerde taht kuran Sezen Aksu, bu kez burslu çocuklar yararına konser veriyor. Türk Eğitim Derneği’nin 10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye Kampanyası çerçevesinde düzenlenen konserin tüm geliri burslu çocuklara aktarılacak.
7 Mart Çarşamba günü Ankara ATO Congressium’da gerçekleşecek konserde Sezen Aksu’ya Acoustic Band Fahir Atakoğlu eşlik edecek. Konserin tüm geliri, Türk Eğitim Derneği’nin, iyi eğitim görmüş nesiller yetiştirme hedefini sürdürmek ve başarılı ama maddi imkânları yetersiz öğrencilere üniversite eğitimlerinin sonuna kadar burs sağlamak amacıyla başlattığı ‘10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye’ Kampanyası’na aktarılacak.
Biletinizi 0312 418 06 14 numaralı telefonu arayarak Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi’nden ya da www.biletix.com adresinden alabilirsiniz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: vakıf ve Dernekler
Sezen Aksu, Türk Eğitim Derneği'nin organizasyonuyla 7 Mart Çarşamba günü Ankara ATO Congressium’da şarkılarını Acoustic Band Fahir Atakoğlu eşliğinde burslu çocuklar için söyleyecek.
Şarkılarıyla gönüllerde taht kuran Sezen Aksu, bu kez burslu çocuklar yararına konser veriyor. Türk Eğitim Derneği’nin 10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye Kampanyası çerçevesinde düzenlenen konserin tüm geliri burslu çocuklara aktarılacak.
7 Mart Çarşamba günü Ankara ATO Congressium’da gerçekleşecek konserde Sezen Aksu’ya Acoustic Band Fahir Atakoğlu eşlik edecek. Konserin tüm geliri, Türk Eğitim Derneği’nin, iyi eğitim görmüş nesiller yetiştirme hedefini sürdürmek ve başarılı ama maddi imkânları yetersiz öğrencilere üniversite eğitimlerinin sonuna kadar burs sağlamak amacıyla başlattığı ‘10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye’ Kampanyası’na aktarılacak.
Biletinizi 0312 418 06 14 numaralı telefonu arayarak Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi’nden ya da www.biletix.com adresinden alabilirsiniz.
Son Güncelleme: Çarşamba, 15 Şubat 2012 14:10
Gösterim: 2554
Türkiye Diyanet Vakfının Anadolu imam hatip lisesi ve hafızlık öğrencilerine yönelik Türkiye'deki 15 farklı merkezde düzenlenen mesleki eğitim programlarına bu yıl yaklaşık bin kursiyer katıldı.
Türkiye Diyanet Vakfının (TDV) Anadolu imam hatip lisesi ve hafızlık öğrencilerine yönelik mesleki eğitim programlarına bu yıl yaklaşık bin kursiyer katıldı.
TDV ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürlüğü arasında daha önce imzalanan eğitimde işbirliği protokolü çerçevesinde, Anadolu imam hatip lisesi ve hafızlık öğrencileri ile bakanlık personeline yönelik mesleki hazırlık kursu düzenledi.
Bu yıl yaklaşık bin kursiyerin katıldığı yaz eğitim programları, Van, Antalya, Bursa, Denizli, Kayseri, Manisa, Samsun, Ordu, İstanbul (iki merkez), Gaziantep, Kocaeli, Afyon, Rize, Erzurum olmak üzere toplam 15 merkezde düzenlendi. Programlar, 21 Ağustos'a kadar devam edecek.
Vakfın eğitim faaliyetleri ve yaz eğitim etkinliklerine ilişkin AA muhabirine bilgi veren TDV Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tutkun, eğitim faaliyetlerinin, Diyanet İşleri Başkanlığı, MEB, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, ilahiyat fakülteleri ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile işbirliği içinde sürdürüldüğünü belirtti.
Liderlik becerisine sahip bireyler yetiştirilmesi amaçlanıyor
Tutkun, MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile TDV arasında yapılan eğitimde işbirliği protokolünü anımsatarak, bu yaz Anadolu imam hatip liseleri ve hafızlık öğrencilerine yönelik eğitim düzenlediklerini anlattı.
Düzenlenen yaz eğitim etkinlikleriyle Anadolu imam hatip lisesi öğrencilerinin ilgi ve kabiliyetlerine göre, kendilerini geliştirecekleri akademik, mesleki, sanatsal, sportif, sosyal ve kültürel çalışmalar yapmalarının hedeflendiğini anlatan Tutkun, hafız öğrencilerin hafızlıklarının pekiştirilmesine katkı sağlanmasının, tarihi ve kültürel gezilerle öğrencilerde tarih ve medeniyet bilinci oluşturulmasının, liderlik becerisine ve evrensel değerlere sahip bireyler yetiştirilmesinin amaçlandığını da kaydetti.
Eğitim programlarına yaklaşık bin kursiyerin katıldığını bildiren Tutkun, kursiyerlerin yol masrafları, iaşe bedelleri, öğrencilere kitap yardımı, öğretim elemanı desteği ve ücretleri gibi konuların vakıf tarafından sağlandığını belirtti.
Misafir öğrencilere de eğitim desteği
Türkiye Diyanet Vakfının yurt dışında 10 ülkede, lise ve üniversite düzeyinde eğitim verdiğini de belirten Mustafa Tutkun, yurt dışında 9'u lise, 7'si ilahiyat fakültesi seviyesinde olmak üzere tüm ihtiyaçları vakıf tarafından karşılanan 16 eğitim kurumunun bulunduğunu ifade etti.
Tutkun, bu kapsamda Bulgaristan'da faaliyet gösteren dini eğitim kurumlarından Şumnu, Rusçuk ve Mestanlı ilahiyat liselerinde öğrenim gören 50 öğrencinin, Kadıköy ve Başakşehir imam hatip liselerine geldiğini söyledi. Tutkun, 15 gün sürecek bu eğitim kapsamında tüm masrafları karşıladıklarını söyledi.
Mustafa Tutkun, Bosna-Hersek İslam Birliği ile ilişkileri geliştirmek, karşılıklı tecrübeleri paylaşmak ve Türkiye'yi tanıtmak amacıyla, Bosna-Hersek İslam Birliği (Riyaset) Eğitim-Öğretim ve Bilim Dairesi Başkanlığı yöneticileri, medrese yöneticileri ile öğretmenlerden oluşan 40 kişilik grubun da 10-20 Ağustos günleri arasında İstanbul'u ziyaret edeceğini bildirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: vakıf ve Dernekler
Türkiye Diyanet Vakfının Anadolu imam hatip lisesi ve hafızlık öğrencilerine yönelik Türkiye'deki 15 farklı merkezde düzenlenen mesleki eğitim programlarına bu yıl yaklaşık bin kursiyer katıldı.
Türkiye Diyanet Vakfının (TDV) Anadolu imam hatip lisesi ve hafızlık öğrencilerine yönelik mesleki eğitim programlarına bu yıl yaklaşık bin kursiyer katıldı.
TDV ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürlüğü arasında daha önce imzalanan eğitimde işbirliği protokolü çerçevesinde, Anadolu imam hatip lisesi ve hafızlık öğrencileri ile bakanlık personeline yönelik mesleki hazırlık kursu düzenledi.
Bu yıl yaklaşık bin kursiyerin katıldığı yaz eğitim programları, Van, Antalya, Bursa, Denizli, Kayseri, Manisa, Samsun, Ordu, İstanbul (iki merkez), Gaziantep, Kocaeli, Afyon, Rize, Erzurum olmak üzere toplam 15 merkezde düzenlendi. Programlar, 21 Ağustos'a kadar devam edecek.
Vakfın eğitim faaliyetleri ve yaz eğitim etkinliklerine ilişkin AA muhabirine bilgi veren TDV Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tutkun, eğitim faaliyetlerinin, Diyanet İşleri Başkanlığı, MEB, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, ilahiyat fakülteleri ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile işbirliği içinde sürdürüldüğünü belirtti.
Liderlik becerisine sahip bireyler yetiştirilmesi amaçlanıyor
Tutkun, MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile TDV arasında yapılan eğitimde işbirliği protokolünü anımsatarak, bu yaz Anadolu imam hatip liseleri ve hafızlık öğrencilerine yönelik eğitim düzenlediklerini anlattı.
Düzenlenen yaz eğitim etkinlikleriyle Anadolu imam hatip lisesi öğrencilerinin ilgi ve kabiliyetlerine göre, kendilerini geliştirecekleri akademik, mesleki, sanatsal, sportif, sosyal ve kültürel çalışmalar yapmalarının hedeflendiğini anlatan Tutkun, hafız öğrencilerin hafızlıklarının pekiştirilmesine katkı sağlanmasının, tarihi ve kültürel gezilerle öğrencilerde tarih ve medeniyet bilinci oluşturulmasının, liderlik becerisine ve evrensel değerlere sahip bireyler yetiştirilmesinin amaçlandığını da kaydetti.
Eğitim programlarına yaklaşık bin kursiyerin katıldığını bildiren Tutkun, kursiyerlerin yol masrafları, iaşe bedelleri, öğrencilere kitap yardımı, öğretim elemanı desteği ve ücretleri gibi konuların vakıf tarafından sağlandığını belirtti.
Misafir öğrencilere de eğitim desteği
Türkiye Diyanet Vakfının yurt dışında 10 ülkede, lise ve üniversite düzeyinde eğitim verdiğini de belirten Mustafa Tutkun, yurt dışında 9'u lise, 7'si ilahiyat fakültesi seviyesinde olmak üzere tüm ihtiyaçları vakıf tarafından karşılanan 16 eğitim kurumunun bulunduğunu ifade etti.
Tutkun, bu kapsamda Bulgaristan'da faaliyet gösteren dini eğitim kurumlarından Şumnu, Rusçuk ve Mestanlı ilahiyat liselerinde öğrenim gören 50 öğrencinin, Kadıköy ve Başakşehir imam hatip liselerine geldiğini söyledi. Tutkun, 15 gün sürecek bu eğitim kapsamında tüm masrafları karşıladıklarını söyledi.
Mustafa Tutkun, Bosna-Hersek İslam Birliği ile ilişkileri geliştirmek, karşılıklı tecrübeleri paylaşmak ve Türkiye'yi tanıtmak amacıyla, Bosna-Hersek İslam Birliği (Riyaset) Eğitim-Öğretim ve Bilim Dairesi Başkanlığı yöneticileri, medrese yöneticileri ile öğretmenlerden oluşan 40 kişilik grubun da 10-20 Ağustos günleri arasında İstanbul'u ziyaret edeceğini bildirdi.
Son Güncelleme: Salı, 04 Ağustos 2015 14:34
Gösterim: 577
Yasemin Çiçekçisoy, PhD
Eğitim sistemimiz maalesef ilköğretimden başlayarak sistemsel sıkıntıları mevcut. Her eğitim döneminde sistem ve müfredat değiştiriyoruz. Öğrenciler temel bilgi ve becerileri öğrenmeden bir bakıyorsunuz üniversiteden mezun olmuş, iş hayatında mücadele etmeye çalışıyor. Bu da toplumda güvensizlik ve huzursuzluk ortamının oluşmasına neden oluyor. Her geçen gün ekonomik ve sosyal şartlar zorlaşıyor. Para kazanmak eskisinden çok daha zor. Üniversite mezuniyeti yetmiyor, farklı beceri ve birikime sahip olmanız gerekiyor.
Tabiki herkes üniversite okumalı diye bir durum yok, ülkemizin ara eleman sıkıntısı malum. Mesleki eğitimlere verilen önem maalesef yok denilecek kadar az. Üniversite tercihlerinde Meslek Yüksek Okulları kontenjanlarının boş kaldığını görüyoruz. Oysa ki iki yıllık meslek eğitimleri iyi verildiği taktirde ülkedeki hizmet sektöründeki kalifiye eleman boşluğu kapatılabilir.
Vakıf Üniversitelerinde denetim artıyor…
Eğitim farklı kademelerden oluşur ve her kademede farklı kişisel ve sosyal getirileri vardır. Yükseköğretimdeki büyüme, yani öğrenci sayısının artışı, aynı zamanda kamu harcamalarında arttırmıştır. Bu sonucunda, üniversitelere müdahalesinin/denetiminin artmış, finansman kaynaklarının çeşitlenmesi ve özelleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Dünyada yükseköğretim hizmetinin yarı kamusal mal olma özelliğinden dolayı, karma finansman yani hem devlet hem de özel kaynaklar tarafından karşılanmaktadır. Ekteki OECD raporunda ülkelerin yükseköğretim hizmet bedellerinin ortalamasını gösteriyor. Türkiye bu listeye alınmamış ama İngiltere ortalamasıyla aynı oranda olduğumuzu tahmin ediyorum. Şahsi fikrim, yükseköğretim hizmeti finansman yönteminin karma olmasıdır. Yükseköğretim pahalı bir hizmet ve bu hizmeti alan kişinin bedelini eğitim döneminde ya da mezun olduktan sonra uygun ödeme planı oluşturularak ödemelidir. Yükseköğretim hizmetini almış bir kişi sosyal statüsünü ve gelir artışının sürekliliğini sağlamaktadır. Dolayısıyla bu hizmetin finansmanına katkı sağlamalıdır. Bana göre eğitimin kalitesini arttırmanın da yolu, bu hizmetin karma finansman yapısına dönmesinden geçiyor. Sadece devlet finansmanıyla, verimli bir yükseköğretim sistemine ulaşamayız. Üniversite sanayi işbirlikleri güçlendirilmeli, öğrenci finansmanı ve devlet, bu hizmetin finansmanını ortak karşılamalıdır. Teknoloji üretmeliyiz…
Gelelim Vakıf Üniversitelerinin kapatılma süreçlerine. Türkiye’de 76 Vakıf Üniversitesi mevcut. 15 Temmuz’da yaşanılan darbe girişiminden sonra malum FETÖ örgütü ile bağı olan 15 üniversite Olağanüstü Hal kanunu ile kapatıldı. Bunların dışında bazı mali açıdan sıkıntı yaşayan, yolsuzluk yapılan üniversiteler ise garantör üniversitelere devredildi. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) önümüzdeki yıllarda özellikle mali denetimlerinin yoğunlaştırılacağı ve sıkıntı yaşanan kurumları bekletmeden kapatılacağı konuşuluyor. Öğrencileri ve üniversite çalışanlarını mağdur etmemek adına yapılan yönetim değişikliklerinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki akademik yıl yükseköğretim kurumları için zor bir yıl olacak. Yeni dönem hepimize hayırlı olsun.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Yasemin Çiçekçisoy - Ulus. Eğ. Uz.
Yasemin Çiçekçisoy, PhD
Eğitim sistemimiz maalesef ilköğretimden başlayarak sistemsel sıkıntıları mevcut. Her eğitim döneminde sistem ve müfredat değiştiriyoruz. Öğrenciler temel bilgi ve becerileri öğrenmeden bir bakıyorsunuz üniversiteden mezun olmuş, iş hayatında mücadele etmeye çalışıyor. Bu da toplumda güvensizlik ve huzursuzluk ortamının oluşmasına neden oluyor. Her geçen gün ekonomik ve sosyal şartlar zorlaşıyor. Para kazanmak eskisinden çok daha zor. Üniversite mezuniyeti yetmiyor, farklı beceri ve birikime sahip olmanız gerekiyor.
Tabiki herkes üniversite okumalı diye bir durum yok, ülkemizin ara eleman sıkıntısı malum. Mesleki eğitimlere verilen önem maalesef yok denilecek kadar az. Üniversite tercihlerinde Meslek Yüksek Okulları kontenjanlarının boş kaldığını görüyoruz. Oysa ki iki yıllık meslek eğitimleri iyi verildiği taktirde ülkedeki hizmet sektöründeki kalifiye eleman boşluğu kapatılabilir.
Vakıf Üniversitelerinde denetim artıyor…
Eğitim farklı kademelerden oluşur ve her kademede farklı kişisel ve sosyal getirileri vardır. Yükseköğretimdeki büyüme, yani öğrenci sayısının artışı, aynı zamanda kamu harcamalarında arttırmıştır. Bu sonucunda, üniversitelere müdahalesinin/denetiminin artmış, finansman kaynaklarının çeşitlenmesi ve özelleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Dünyada yükseköğretim hizmetinin yarı kamusal mal olma özelliğinden dolayı, karma finansman yani hem devlet hem de özel kaynaklar tarafından karşılanmaktadır. Ekteki OECD raporunda ülkelerin yükseköğretim hizmet bedellerinin ortalamasını gösteriyor. Türkiye bu listeye alınmamış ama İngiltere ortalamasıyla aynı oranda olduğumuzu tahmin ediyorum. Şahsi fikrim, yükseköğretim hizmeti finansman yönteminin karma olmasıdır. Yükseköğretim pahalı bir hizmet ve bu hizmeti alan kişinin bedelini eğitim döneminde ya da mezun olduktan sonra uygun ödeme planı oluşturularak ödemelidir. Yükseköğretim hizmetini almış bir kişi sosyal statüsünü ve gelir artışının sürekliliğini sağlamaktadır. Dolayısıyla bu hizmetin finansmanına katkı sağlamalıdır. Bana göre eğitimin kalitesini arttırmanın da yolu, bu hizmetin karma finansman yapısına dönmesinden geçiyor. Sadece devlet finansmanıyla, verimli bir yükseköğretim sistemine ulaşamayız. Üniversite sanayi işbirlikleri güçlendirilmeli, öğrenci finansmanı ve devlet, bu hizmetin finansmanını ortak karşılamalıdır. Teknoloji üretmeliyiz…
Gelelim Vakıf Üniversitelerinin kapatılma süreçlerine. Türkiye’de 76 Vakıf Üniversitesi mevcut. 15 Temmuz’da yaşanılan darbe girişiminden sonra malum FETÖ örgütü ile bağı olan 15 üniversite Olağanüstü Hal kanunu ile kapatıldı. Bunların dışında bazı mali açıdan sıkıntı yaşayan, yolsuzluk yapılan üniversiteler ise garantör üniversitelere devredildi. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) önümüzdeki yıllarda özellikle mali denetimlerinin yoğunlaştırılacağı ve sıkıntı yaşanan kurumları bekletmeden kapatılacağı konuşuluyor. Öğrencileri ve üniversite çalışanlarını mağdur etmemek adına yapılan yönetim değişikliklerinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki akademik yıl yükseköğretim kurumları için zor bir yıl olacak. Yeni dönem hepimize hayırlı olsun.
Son Güncelleme: Cuma, 23 Eylül 2016 11:22
Gösterim: 15632