Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Zihin egzersizleriyle çocukların beyin performansını artırma hedefiyle yola çıkan VODERS’in kısa sürede yüzlerce çocuğun başarılı olmasında büyük rol oynadığını dile getiren Voders Kurucu ortağı Mehmet Engin Uysal, bu başarının sırrının öğretmeni rehber konumuna getirip, öğrencinin keşfetmesini sağlamak olduğunu söylüyor.
Bir beyin gelişim merkezi olan VODERS, bünyesinde 4-18 yaş arası çocuklara eğitim veriliyor. BFS Eğitim Danışmanlık ve Yayıncılık şirketine ait bir marka olan VODERS, bünyesinde barındırdığı Mental Aritmetik, Singapur Matematiği, Sharp Brain World, Brain Fit Studio, Hafıza Teknikleri, Vo-English, Anlayarak Hızlı Okuma, Dikkati Güçlendirme, El Yazısı Geliştirme, Play Attention, Berard gibi programlarla çocukların zihinsel, duyuşsal ve psiko-motor becerilerini geliştirmeyi hedefliyor. 2013 yılında kurulan VODERS, yıllardır eğitim sektöründe hizmet veren uzman eğitimciler tarafından oluşturulmuş ve eğitim kadrosunda en az üniversite mezunu eğitim alanında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamış eğitmenler bulunuyor. Voders bünyesinde tamamen bireysel eğitim verilen sistemde her çocuk kendi öğrenme hızında ilerliyor. Pek çok alanda eğitim veren VODERS, özellikle Türkiye’nin eğitim alanında önemli sorunları arasında yer alan Matematik ve İngilizce alanlarında yaptığı çalışmalarla gözle görünür fark yaratıyor.
Voders Kurucu ortağı Mehmet Engin Uysal, Voders’in Türk eğitim sistemindeki sorunları gidermek amacıyla doğduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Global anlamda eğitimde ülke olarak çok büyük sıkıntılarımız var, diğer ülkelere göre çok gerilerdeyiz. Voders de bu ihtiyaçtan ortaya çıktı. Finlandiya, Norveç, Japonya, Çin, Tayvan, Güney Kore eğitimde başarılarıyla öne çıkıyor. Bu ülkeler ne yapıyorlar da başarılı oluyorlar? İskandinav ülkelerinde not kaygısı, sınavlar kesinlikle yok. Hayat için öğrenme var. Çocuklar müzelere gidiyorlar, tarlalara gidiyorlar, mutfakta yemek yapıyorlar. Uzakdoğu ülkelerinde de aynı bizim ülkemizde olduğu gibi sınavlar var. Ülkemizden tek farkı öğretmenler ders anlatmıyor Uzakdoğu ülkelerinde… Tamamen rehber konumdalar. Biz de eğitimlerimizle ülkemizde Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi, öğretmeni rehber konumuna getirip, öğrencinin keşfetmesini sağlamak istiyoruz.”
Eğitimde başarılı olan yerlere giderek, o ülkelerin modellerini Türkiye’ye getirdiklerini kaydeden Uysal, Voders ve Brain Fit Studio’nun eğitimleri konusunda bilgiler verdi.
Mehmet Engin Uysal, Mental Aritmetik’in genel olarak çocuğun hesap makinesi veya kalem, kağıt kullanmadan zihinden dört işlem yapabilmesi üzerine kurulu bir program olduğunu dile getirerek, bu eğitim yöntemi hakkında şu bilgileri verdi: “Abaküs temelli bir zihin geliştirme programı olan Mental Aritmetik’in temelinde, sayıları ve dört işlemi abaküs üzerinde kullanarak bireyin sağ ve sol beynini aynı anda etkin bir şekilde çalıştırmak yatıyor. Uzakdoğu’da oldukça popüler... Özellikle Japonya ve Çin gibi ülkelerde Mental Aritmetik devlet okullarında okutulan bir disiplin. Oranın bir kültürü haline gelmiş. Voders Mental Aritmetik eğitimi bizzat Japonya’da uygulanan eğitim sisteminin aynısıdır. Master danışmanlarımız tarafından Japonya’da alınan eğitimle programımız hazırlanmıştır.”
ÇOCUKLARIN PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ ORTAYA ÇIKARILIYOR
Bu sene ayrıca Singapur Matematiğine de odaklandıklarını da ifade eden Uysal, neden bu matematik türüne yöneldiklerini ise şöyle açıklıyor: “Türkiye’nin matematik alanında yaşadığı sorunlar düşünülerek bu konuda dünyada söz sahibi ülkelerin başında yer alan Singapur, uzmanlarımız tarafından mercek altına alınmıştır. Singapur Matematiği eğitim programı Singapur’da bizzat incelenerek eğitimi alınmış ve bilim uzmanlarımız tarafından Türkiye eğitim sistemine uygun hale getirilmiştir. Singapur Matematiği uzun ve yorucu bir sürecin sonunda Türkiye’de ilk defa kurumumuz aracılığıyla görücüye çıkmıştır.”
Singapur matematiğinin özünün çocuklarda problem çözme becerisini ortaya çıkarmak olduğunu dile getiren Mehmet Engin Uysal, sistemin az konu çok tekrara dayalı olduğunu vurguladı. Çocukların birtakım materyallerle matematiği öğrendiğine dikkat çeken Uysal, daha sonra belli kurallara göre resmettiklerini, böylece çocukların matematiği keşfetmelerinin sağlandığını kaydetti.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürüne de bu programı götürüp, anlattıklarını söyleyen Uysal, “İstanbul’da bazı ilçelerdeki öğretmenlerimize bu yöntemleri anlatmak istediğimizi ilettik. Kendisi de bu teklifimize sıcak baktı. Bu projemizi önümüzdeki sene hayata geçireceğimizi umuyorum” dedi.
ANLAMAK DEĞİL UZMANLAŞMAK ÖNEMLİ
Matematik korkusu kavramının batıda olduğunu, Uzakdoğu da olmadığını dile getiren Mehmet Engin Uysal, bunun nedeni ise şöyle açıklıyor: “Çünkü Uzakdoğu da yaparak ve yaşayarak öğrenme var. Batıda ise öyle değil. Uzakdoğu’nun öğretmeni “Uzmanlaştın mı?” diye sorar. Türkiye’deki öğretmen ise “Anladınız mı?” diye sorar. Uzakdoğuda anlamak önemli değildir, uzmanlaşmak önemlidir. O yüzden çok tekrar yaptırılır. Çok egzersiz önemlidir, konular en kolaydan zora doğru ilerler, her konu Somut-Görsel-Soyut ilkesine dayalı olarak aktarılır. Böylece tam öğrenme gerçekleşir, öğrenci bir konuda uzmanlaşmadan diğer konuya geçmez. Öğretmen yönlendiren, ipucu veren; öğrenci ise keşfedendir.”
Singapur Matematiği programında 6 temel seviye olduğunu belirten Uysal, “Her biri A-B olmak üzere iki seviyeye ayrılmıştır. Her seviye için ödev kitaplarıyla beraber toplam 24 kitap vardır. Ayrıca yeni başlayan öğrenciler için seviye kitaplarına geçmeden önce öğrencilerin yeni bir sisteme oryantasyon dönemini hızlandırmak amacıyla 5 seviyeden oluşan “Singapur Matematiği Öğreniyorum” kitapları hazırlanmıştır “ diye konuştu.
ÇOCUKLARIN EL VE GÖZ KOORDİNASYONU GELİŞİYOR
Ülkemizde okul çağında bulunan çocukların birçoğunda hızlı yazma, anlaşılır yazma ve yazı güzelliği ile ilgili sorunların bulunduğunu dile getiren Uysal, El Yazı Geliştirme programının daha önce Türkiye’de uygulanmayan farklı yöntemlerle yazıyı geliştirmeyi amaçladığını söyledi. Yazı yazmanın ince motor kasların kullanımıyla ilgili bir beceri olduğunu ifade eden Uysal, “Kurum olarak amacımız kullandığımız farklı yöntem ve araç-gereçlerle çocuklarımızın görsel ve kas becerilerini aynı anda geliştirmektir. Program esnasında çocuğa yazı yazdırılmamaktadır. Yazı sadece eğitimin başında, ara değerlendirmelerde ve sonunda ölçüm yapmak için yazdırılacaktır. El Yazısı Geliştirme programını almış bir çocuğun el ve göz koordinasyonu gelişmiş olacak. Dolayısıyla hızlı, düzenli ve temiz bir yazıyla akademik kariyerinde fark yaratan bir birey olacak” dedi.
BRAİN FİT STUDİO’NUN BAŞARISI KANITLANDI
“Brain Fit Studio, bir zihin geliştirme programıdır” diyen Mehmet Engin Uysal, programın tamamen bilimsel envanterlerle yürütüldüğünü dile getirdi. Uysal, Brain Fit Studio programında daha önce dünyada 6 ülkede, binlerce çocuğun hızlı sürede öğrenmesini sağlayarak, başarı duygusuyla tanışmalarına tanıklık ettiğini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Amerika'da, Singapur'da ve Avustralya'da bizim programlarımızı ya da ortak ürünlerimizi kullanan binlerce çocukta, gözle görülür ve test sonuçlarına göre kanıtlanmış gelişmeler kaydedildi. Programlarımız, bilim adamlarının buldukları, genel ve duygusal zekâ ağından sorumlu olan bazı beyin bölgelerinin güçlendirilmesi ile zekânın yapılandırılmasına dayanıyor. Dikkat ve işlem hafızası, dil becerisi, görsel ve vücut algısı, bu kritik, anahtar beyin bölgeleridir. Eğitim programımız sinir bilimcilerin uyguladığı gibi maksimum etkide ve fayda da devam eder. Sinir bilimciler daha çok becerilerin geliştirilmesi için çaba gösterirler ama zihin egzersizleri sadece geliştirilmesi ile yetinmez bunu optimum seviyeye getirmek için uğraşır.”
Brain Fit Studio’da öğrencilerin zihin egzersizleri seviyelerini uluslararası geçerliliği kanıtlanmış standart testlerle belirlediklerini belirten Uysal, “Standard testler tüm dünyada aynı ve tutarlı bir şekilde uygulanır, puanlanır ve sağlıklı istatistiksel sonuçlara ulaşılır” diye konuştu.
Türkiye, Singapur, Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland yaklaşık 2 ay sonrada Irak’ta bir merkez açacaklarını söyleyen Uysal, yavaş yavaş çevre ülkelerde de bu programı büyüteceklerini dile getirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Zihin egzersizleriyle çocukların beyin performansını artırma hedefiyle yola çıkan VODERS’in kısa sürede yüzlerce çocuğun başarılı olmasında büyük rol oynadığını dile getiren Voders Kurucu ortağı Mehmet Engin Uysal, bu başarının sırrının öğretmeni rehber konumuna getirip, öğrencinin keşfetmesini sağlamak olduğunu söylüyor.
Bir beyin gelişim merkezi olan VODERS, bünyesinde 4-18 yaş arası çocuklara eğitim veriliyor. BFS Eğitim Danışmanlık ve Yayıncılık şirketine ait bir marka olan VODERS, bünyesinde barındırdığı Mental Aritmetik, Singapur Matematiği, Sharp Brain World, Brain Fit Studio, Hafıza Teknikleri, Vo-English, Anlayarak Hızlı Okuma, Dikkati Güçlendirme, El Yazısı Geliştirme, Play Attention, Berard gibi programlarla çocukların zihinsel, duyuşsal ve psiko-motor becerilerini geliştirmeyi hedefliyor. 2013 yılında kurulan VODERS, yıllardır eğitim sektöründe hizmet veren uzman eğitimciler tarafından oluşturulmuş ve eğitim kadrosunda en az üniversite mezunu eğitim alanında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamış eğitmenler bulunuyor. Voders bünyesinde tamamen bireysel eğitim verilen sistemde her çocuk kendi öğrenme hızında ilerliyor. Pek çok alanda eğitim veren VODERS, özellikle Türkiye’nin eğitim alanında önemli sorunları arasında yer alan Matematik ve İngilizce alanlarında yaptığı çalışmalarla gözle görünür fark yaratıyor.
Voders Kurucu ortağı Mehmet Engin Uysal, Voders’in Türk eğitim sistemindeki sorunları gidermek amacıyla doğduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Global anlamda eğitimde ülke olarak çok büyük sıkıntılarımız var, diğer ülkelere göre çok gerilerdeyiz. Voders de bu ihtiyaçtan ortaya çıktı. Finlandiya, Norveç, Japonya, Çin, Tayvan, Güney Kore eğitimde başarılarıyla öne çıkıyor. Bu ülkeler ne yapıyorlar da başarılı oluyorlar? İskandinav ülkelerinde not kaygısı, sınavlar kesinlikle yok. Hayat için öğrenme var. Çocuklar müzelere gidiyorlar, tarlalara gidiyorlar, mutfakta yemek yapıyorlar. Uzakdoğu ülkelerinde de aynı bizim ülkemizde olduğu gibi sınavlar var. Ülkemizden tek farkı öğretmenler ders anlatmıyor Uzakdoğu ülkelerinde… Tamamen rehber konumdalar. Biz de eğitimlerimizle ülkemizde Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi, öğretmeni rehber konumuna getirip, öğrencinin keşfetmesini sağlamak istiyoruz.”
Eğitimde başarılı olan yerlere giderek, o ülkelerin modellerini Türkiye’ye getirdiklerini kaydeden Uysal, Voders ve Brain Fit Studio’nun eğitimleri konusunda bilgiler verdi.
Mehmet Engin Uysal, Mental Aritmetik’in genel olarak çocuğun hesap makinesi veya kalem, kağıt kullanmadan zihinden dört işlem yapabilmesi üzerine kurulu bir program olduğunu dile getirerek, bu eğitim yöntemi hakkında şu bilgileri verdi: “Abaküs temelli bir zihin geliştirme programı olan Mental Aritmetik’in temelinde, sayıları ve dört işlemi abaküs üzerinde kullanarak bireyin sağ ve sol beynini aynı anda etkin bir şekilde çalıştırmak yatıyor. Uzakdoğu’da oldukça popüler... Özellikle Japonya ve Çin gibi ülkelerde Mental Aritmetik devlet okullarında okutulan bir disiplin. Oranın bir kültürü haline gelmiş. Voders Mental Aritmetik eğitimi bizzat Japonya’da uygulanan eğitim sisteminin aynısıdır. Master danışmanlarımız tarafından Japonya’da alınan eğitimle programımız hazırlanmıştır.”
ÇOCUKLARIN PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ ORTAYA ÇIKARILIYOR
Bu sene ayrıca Singapur Matematiğine de odaklandıklarını da ifade eden Uysal, neden bu matematik türüne yöneldiklerini ise şöyle açıklıyor: “Türkiye’nin matematik alanında yaşadığı sorunlar düşünülerek bu konuda dünyada söz sahibi ülkelerin başında yer alan Singapur, uzmanlarımız tarafından mercek altına alınmıştır. Singapur Matematiği eğitim programı Singapur’da bizzat incelenerek eğitimi alınmış ve bilim uzmanlarımız tarafından Türkiye eğitim sistemine uygun hale getirilmiştir. Singapur Matematiği uzun ve yorucu bir sürecin sonunda Türkiye’de ilk defa kurumumuz aracılığıyla görücüye çıkmıştır.”
Singapur matematiğinin özünün çocuklarda problem çözme becerisini ortaya çıkarmak olduğunu dile getiren Mehmet Engin Uysal, sistemin az konu çok tekrara dayalı olduğunu vurguladı. Çocukların birtakım materyallerle matematiği öğrendiğine dikkat çeken Uysal, daha sonra belli kurallara göre resmettiklerini, böylece çocukların matematiği keşfetmelerinin sağlandığını kaydetti.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürüne de bu programı götürüp, anlattıklarını söyleyen Uysal, “İstanbul’da bazı ilçelerdeki öğretmenlerimize bu yöntemleri anlatmak istediğimizi ilettik. Kendisi de bu teklifimize sıcak baktı. Bu projemizi önümüzdeki sene hayata geçireceğimizi umuyorum” dedi.
ANLAMAK DEĞİL UZMANLAŞMAK ÖNEMLİ
Matematik korkusu kavramının batıda olduğunu, Uzakdoğu da olmadığını dile getiren Mehmet Engin Uysal, bunun nedeni ise şöyle açıklıyor: “Çünkü Uzakdoğu da yaparak ve yaşayarak öğrenme var. Batıda ise öyle değil. Uzakdoğu’nun öğretmeni “Uzmanlaştın mı?” diye sorar. Türkiye’deki öğretmen ise “Anladınız mı?” diye sorar. Uzakdoğuda anlamak önemli değildir, uzmanlaşmak önemlidir. O yüzden çok tekrar yaptırılır. Çok egzersiz önemlidir, konular en kolaydan zora doğru ilerler, her konu Somut-Görsel-Soyut ilkesine dayalı olarak aktarılır. Böylece tam öğrenme gerçekleşir, öğrenci bir konuda uzmanlaşmadan diğer konuya geçmez. Öğretmen yönlendiren, ipucu veren; öğrenci ise keşfedendir.”
Singapur Matematiği programında 6 temel seviye olduğunu belirten Uysal, “Her biri A-B olmak üzere iki seviyeye ayrılmıştır. Her seviye için ödev kitaplarıyla beraber toplam 24 kitap vardır. Ayrıca yeni başlayan öğrenciler için seviye kitaplarına geçmeden önce öğrencilerin yeni bir sisteme oryantasyon dönemini hızlandırmak amacıyla 5 seviyeden oluşan “Singapur Matematiği Öğreniyorum” kitapları hazırlanmıştır “ diye konuştu.
ÇOCUKLARIN EL VE GÖZ KOORDİNASYONU GELİŞİYOR
Ülkemizde okul çağında bulunan çocukların birçoğunda hızlı yazma, anlaşılır yazma ve yazı güzelliği ile ilgili sorunların bulunduğunu dile getiren Uysal, El Yazı Geliştirme programının daha önce Türkiye’de uygulanmayan farklı yöntemlerle yazıyı geliştirmeyi amaçladığını söyledi. Yazı yazmanın ince motor kasların kullanımıyla ilgili bir beceri olduğunu ifade eden Uysal, “Kurum olarak amacımız kullandığımız farklı yöntem ve araç-gereçlerle çocuklarımızın görsel ve kas becerilerini aynı anda geliştirmektir. Program esnasında çocuğa yazı yazdırılmamaktadır. Yazı sadece eğitimin başında, ara değerlendirmelerde ve sonunda ölçüm yapmak için yazdırılacaktır. El Yazısı Geliştirme programını almış bir çocuğun el ve göz koordinasyonu gelişmiş olacak. Dolayısıyla hızlı, düzenli ve temiz bir yazıyla akademik kariyerinde fark yaratan bir birey olacak” dedi.
BRAİN FİT STUDİO’NUN BAŞARISI KANITLANDI
“Brain Fit Studio, bir zihin geliştirme programıdır” diyen Mehmet Engin Uysal, programın tamamen bilimsel envanterlerle yürütüldüğünü dile getirdi. Uysal, Brain Fit Studio programında daha önce dünyada 6 ülkede, binlerce çocuğun hızlı sürede öğrenmesini sağlayarak, başarı duygusuyla tanışmalarına tanıklık ettiğini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Amerika'da, Singapur'da ve Avustralya'da bizim programlarımızı ya da ortak ürünlerimizi kullanan binlerce çocukta, gözle görülür ve test sonuçlarına göre kanıtlanmış gelişmeler kaydedildi. Programlarımız, bilim adamlarının buldukları, genel ve duygusal zekâ ağından sorumlu olan bazı beyin bölgelerinin güçlendirilmesi ile zekânın yapılandırılmasına dayanıyor. Dikkat ve işlem hafızası, dil becerisi, görsel ve vücut algısı, bu kritik, anahtar beyin bölgeleridir. Eğitim programımız sinir bilimcilerin uyguladığı gibi maksimum etkide ve fayda da devam eder. Sinir bilimciler daha çok becerilerin geliştirilmesi için çaba gösterirler ama zihin egzersizleri sadece geliştirilmesi ile yetinmez bunu optimum seviyeye getirmek için uğraşır.”
Brain Fit Studio’da öğrencilerin zihin egzersizleri seviyelerini uluslararası geçerliliği kanıtlanmış standart testlerle belirlediklerini belirten Uysal, “Standard testler tüm dünyada aynı ve tutarlı bir şekilde uygulanır, puanlanır ve sağlıklı istatistiksel sonuçlara ulaşılır” diye konuştu.
Türkiye, Singapur, Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland yaklaşık 2 ay sonrada Irak’ta bir merkez açacaklarını söyleyen Uysal, yavaş yavaş çevre ülkelerde de bu programı büyüteceklerini dile getirdi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 12 Mart 2014 10:25
Gösterim: 2969
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nca hazırlanan "Temel Eğitimin Kademelendirilmesi Sürecinin İzlenmesi"ne ilişkin raporda yer alan görüş ve öneriler, kamuoyuyla paylaşıldı.
Kamuoyunda "4+4+4" olarak bilinen yeni eğitim sistemini izlemek ve değerlendirmek için yapılan "Temel Eğitimin Kademelendirilmesi Sürecinin İzlenmesi" başlıklı araştırmanın değerlendirildiği ve önerilerin yer aldığı rapor, Karaköy'deki Sabancı Üniversitesi İletişim Merkezi'nde düzenlenen toplantıyla açıklandı.
Kesintisiz 8 yıllık eğitim sistemi içerisinde okuyan 5. sınıf öğrencileri ile yeni sistemde okuyan 5. sınıf öğrencilerinin eğitim çıktıları ve okul ortamlarının karşılaştırıldığı, 5. sınıfların ders çizelgelerine eklenen seçmeli derslerin seçim sürecinin incelendiği, 33 ilde toplam bin 894 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada, ayrıca ülkenin farklı bölgelerinden 9 ilde toplam 63 öğrenciyle görüşüldü.
Görüşmeler sırasında, öğrencilere genel olarak 4. sınıftan 5. sınıfa geçişte nelerin değiştiği, bu değişikliklerin onları nasıl etkilediği ve seçmeli dersler konusundaki deneyimleri ve algıları soruldu.
Toplantıda, ERG'nin araştırma bulgularından hareketle sunulan 4 ana politika önerisi şu şekilde:
"Öğrencilerin 4. sınıfta ve 5. sınıfta gerçekleştirilecek uyum programlarıyla kendilerini bekleyen değişikliğe (okul değişikliği, branş öğretmenleri ile tanışma ve seçmeli dersler) hazırlanmaları, geçiş döneminde ortaya çıkan sorunların azaltılmasına yardımcı olacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2014-15 eğitim öğretim yılında 5. sınıflar için böyle bir uyum programının pilot çalışmasını gerçekleştirmeyi planlaması, çok olumlu bir adım. Diğer taraftan benzer bir desteğin branş öğretmenleri için de tasarlanması ve uygulamaya konulması, aciliyetini korumaktadır. MEB yatırım bütçesi, tüm okulların tam gün öğretime geçmesini sağlayacak ve bu durumda ortaya çıkan derslik gereksinimini karşılayacak biçimde artırılmalıdır. Mevcut üst politika belgelerinde MEB yatırım bütçesi içinde ayrılan kaynakların, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin ayrı eğitim-öğretim ortamlarında eğitim almalarını sağlamaktan uzak görünmektedir. Devlet okullarında okul yemeği programı eğitim politikası gündemine alınmalıdır. Kademelendirme sonrasında ortaokullarda haftalık ders saatlerinin artması ve ikili öğretimin yaygınlaşması; daha az öğrencinin sabah kahvaltısı yapabilmesi ve öğle yemeği yiyebilmesi sonucunu doğurmuştur. Ortaokullarda istihdam edilmek üzere en az 26 bin ek kadro tahsis edilmelidir. Ortaokullar için ders saatlerinin yüzde 23 arttığı 2012-13 eğitim-öğretim yılında, ilköğretimde kadrolu öğretmen sayısı sadece yüzde 6 artmıştır. 2013-14 eğitim-öğretim yılı için ders saatlerinin 37'den 35’e indirildiği dikkate alındığında bile, mevcut kadrolu öğretmen sayısı ders saatlerindeki artışı karşılamaktan uzaktır."
"Politika yapım süreçlerinde reforma gidilmesi gerekiyor"
Toplantıda rapora ilişkin konuşan ERG Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder, eğitimi ilgilendiren politika yapım süreçlerinde reforma gidilmesi gerektiğini, siyasi iradenin tercihlerinin bürokrasi tarafından katılımcı süreçlerle, veri temelli bulgularla harmanlanmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Hükümetin 8 yıllık temel eğitimi kademelendirme hedefinin yeterince tartışılmaması ve araştırma bulgularından sınırlı ölçüde yararlanılmasının, öngörülebilir ve engellenebilir sorunların uygulamaya yansımasına neden olduğunu dile getiren Ergüder, politika notuna dayanak oluşturan ilgili raporun çok önemli bir sorunu gündemlerine getirdiğini anlattı.
Ergüder, "Rapor, 2012-13 eğitim-öğretim yılında ortaya çıkan aksaklıklardan dezavantajlı sosyoekonomik durumda bulunan öğrencilerin daha yoğun biçimde etkilendiğine işaret ediyor. MEB'in iyileştirme çabalarını cinsiyet, sosyoekonomik durum, özel gereksinimli öğrenciler ve diğer risk gruplarını dikkate alarak planlaması büyük önem taşıyor" dedi.
"Çocukların okula erişimi alanında ciddi mesafe kaydedildi"
TEGV Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Özinci de Türkiye'nin son 10 yılda eğitime çok ciddi yatırım yaptığını, özellikle çocukların okula erişimi gibi alanlarda önemli mesafe kaydedildiğini ancak aynı hızlı gelişimin eğitim kalitesi ve öğrenme çıktıları konusunda gösterilemediğini ifade etti.
Eğitim sisteminin dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına girme hedefiyle eşzamanlı olarak gelişemediğini savunan Özinci, şunları kaydetti:
"Bir başka sorunumuz da eşitlik konusu. Kaliteli eğitim hakkını ve fırsatlarını sosyal kesimler, bölgeler ve okullar arasında eşit bir şekilde dağıtamıyoruz. Ülke olarak çocuklarımızın; 21. yüzyılda rekabet edebilecek, yaşam boyu öğrenen ve mutlu bireyler olması için gereken bilgi, beceri ve değerleri kazandıracak bir eğitim sistemini daha fazla zaman kaybetmeden inşa etmemiz gerekiyor. TEGV’in misyonu, Türkiye'de temel eğitime katkıda bulunmak, çocukların eşit ve kaliteli eğitim fırsatlarından yararlanmalarına destek vermektir. Bu misyonumuzu; Hakkari'den Edirne'ye, Türkiye'nin dört bir yanındaki eğitim noktalarımızda sağladığımız eğitim hizmetleri ile yapıyoruz. Temel eğitime katkı sunma misyonumuzu, zaman zaman böylesi projelerle de destekliyoruz tabii ki. Sonuç olarak bu tür araştırmaların Türkiye'de eğitim sisteminin gelişimine önemli katkı sunduğuna inanıyoruz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nca hazırlanan "Temel Eğitimin Kademelendirilmesi Sürecinin İzlenmesi"ne ilişkin raporda yer alan görüş ve öneriler, kamuoyuyla paylaşıldı.
Kamuoyunda "4+4+4" olarak bilinen yeni eğitim sistemini izlemek ve değerlendirmek için yapılan "Temel Eğitimin Kademelendirilmesi Sürecinin İzlenmesi" başlıklı araştırmanın değerlendirildiği ve önerilerin yer aldığı rapor, Karaköy'deki Sabancı Üniversitesi İletişim Merkezi'nde düzenlenen toplantıyla açıklandı.
Kesintisiz 8 yıllık eğitim sistemi içerisinde okuyan 5. sınıf öğrencileri ile yeni sistemde okuyan 5. sınıf öğrencilerinin eğitim çıktıları ve okul ortamlarının karşılaştırıldığı, 5. sınıfların ders çizelgelerine eklenen seçmeli derslerin seçim sürecinin incelendiği, 33 ilde toplam bin 894 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada, ayrıca ülkenin farklı bölgelerinden 9 ilde toplam 63 öğrenciyle görüşüldü.
Görüşmeler sırasında, öğrencilere genel olarak 4. sınıftan 5. sınıfa geçişte nelerin değiştiği, bu değişikliklerin onları nasıl etkilediği ve seçmeli dersler konusundaki deneyimleri ve algıları soruldu.
Toplantıda, ERG'nin araştırma bulgularından hareketle sunulan 4 ana politika önerisi şu şekilde:
"Öğrencilerin 4. sınıfta ve 5. sınıfta gerçekleştirilecek uyum programlarıyla kendilerini bekleyen değişikliğe (okul değişikliği, branş öğretmenleri ile tanışma ve seçmeli dersler) hazırlanmaları, geçiş döneminde ortaya çıkan sorunların azaltılmasına yardımcı olacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2014-15 eğitim öğretim yılında 5. sınıflar için böyle bir uyum programının pilot çalışmasını gerçekleştirmeyi planlaması, çok olumlu bir adım. Diğer taraftan benzer bir desteğin branş öğretmenleri için de tasarlanması ve uygulamaya konulması, aciliyetini korumaktadır. MEB yatırım bütçesi, tüm okulların tam gün öğretime geçmesini sağlayacak ve bu durumda ortaya çıkan derslik gereksinimini karşılayacak biçimde artırılmalıdır. Mevcut üst politika belgelerinde MEB yatırım bütçesi içinde ayrılan kaynakların, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin ayrı eğitim-öğretim ortamlarında eğitim almalarını sağlamaktan uzak görünmektedir. Devlet okullarında okul yemeği programı eğitim politikası gündemine alınmalıdır. Kademelendirme sonrasında ortaokullarda haftalık ders saatlerinin artması ve ikili öğretimin yaygınlaşması; daha az öğrencinin sabah kahvaltısı yapabilmesi ve öğle yemeği yiyebilmesi sonucunu doğurmuştur. Ortaokullarda istihdam edilmek üzere en az 26 bin ek kadro tahsis edilmelidir. Ortaokullar için ders saatlerinin yüzde 23 arttığı 2012-13 eğitim-öğretim yılında, ilköğretimde kadrolu öğretmen sayısı sadece yüzde 6 artmıştır. 2013-14 eğitim-öğretim yılı için ders saatlerinin 37'den 35’e indirildiği dikkate alındığında bile, mevcut kadrolu öğretmen sayısı ders saatlerindeki artışı karşılamaktan uzaktır."
"Politika yapım süreçlerinde reforma gidilmesi gerekiyor"
Toplantıda rapora ilişkin konuşan ERG Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder, eğitimi ilgilendiren politika yapım süreçlerinde reforma gidilmesi gerektiğini, siyasi iradenin tercihlerinin bürokrasi tarafından katılımcı süreçlerle, veri temelli bulgularla harmanlanmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Hükümetin 8 yıllık temel eğitimi kademelendirme hedefinin yeterince tartışılmaması ve araştırma bulgularından sınırlı ölçüde yararlanılmasının, öngörülebilir ve engellenebilir sorunların uygulamaya yansımasına neden olduğunu dile getiren Ergüder, politika notuna dayanak oluşturan ilgili raporun çok önemli bir sorunu gündemlerine getirdiğini anlattı.
Ergüder, "Rapor, 2012-13 eğitim-öğretim yılında ortaya çıkan aksaklıklardan dezavantajlı sosyoekonomik durumda bulunan öğrencilerin daha yoğun biçimde etkilendiğine işaret ediyor. MEB'in iyileştirme çabalarını cinsiyet, sosyoekonomik durum, özel gereksinimli öğrenciler ve diğer risk gruplarını dikkate alarak planlaması büyük önem taşıyor" dedi.
"Çocukların okula erişimi alanında ciddi mesafe kaydedildi"
TEGV Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Özinci de Türkiye'nin son 10 yılda eğitime çok ciddi yatırım yaptığını, özellikle çocukların okula erişimi gibi alanlarda önemli mesafe kaydedildiğini ancak aynı hızlı gelişimin eğitim kalitesi ve öğrenme çıktıları konusunda gösterilemediğini ifade etti.
Eğitim sisteminin dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına girme hedefiyle eşzamanlı olarak gelişemediğini savunan Özinci, şunları kaydetti:
"Bir başka sorunumuz da eşitlik konusu. Kaliteli eğitim hakkını ve fırsatlarını sosyal kesimler, bölgeler ve okullar arasında eşit bir şekilde dağıtamıyoruz. Ülke olarak çocuklarımızın; 21. yüzyılda rekabet edebilecek, yaşam boyu öğrenen ve mutlu bireyler olması için gereken bilgi, beceri ve değerleri kazandıracak bir eğitim sistemini daha fazla zaman kaybetmeden inşa etmemiz gerekiyor. TEGV’in misyonu, Türkiye'de temel eğitime katkıda bulunmak, çocukların eşit ve kaliteli eğitim fırsatlarından yararlanmalarına destek vermektir. Bu misyonumuzu; Hakkari'den Edirne'ye, Türkiye'nin dört bir yanındaki eğitim noktalarımızda sağladığımız eğitim hizmetleri ile yapıyoruz. Temel eğitime katkı sunma misyonumuzu, zaman zaman böylesi projelerle de destekliyoruz tabii ki. Sonuç olarak bu tür araştırmaların Türkiye'de eğitim sisteminin gelişimine önemli katkı sunduğuna inanıyoruz."
Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Mart 2014 19:32
Gösterim: 3172
Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED), aşçı olmak isteyen ya da mutfağa ilgi duyanları yetiştirmek için Aşçılık Akademisi açtı. Beş ve üzeri yıldıza sahip otellerin ödüllü şef aşçılarının verdiği derslerde öğrencilere, Türk ve dünya mutfağının sırları öğretilirken, iş garantisi de veriliyor.
TAFED Başkanı Zeki Açıköz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda mutfağa ilginin daha bir artığını belirterek, yemek yapmanın ve sunmanın adeta sanatsal faaliyete dönüştüğünü dile getirdi.
Yemek yapmaya ilgi duyanlardan kurs vermeleri konusunda çok sayıda talep aldıklarını belirten Açıköz, bireysel bu taleplere toplu olarak yanıt vermek için Aşçılık Akademisi'ni açtıklarını söyledi.
Beş ve üzeri yıldıza sahip otellerin ödüllü şef aşçıların eğitmenliğinde, Türk ve dünya mutfağının sırlarının akademi öğrencileriyle paylaşıldığını kaydeden Açıköz, akademinin ardından TAFED ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika verilen mezunlara iş garantisi de sunduklarını dile getirdi.
Akademinin eğitmenlerinden Şef Aşçı Koray Türk, eğitimlerin, 4 ayı pratik ve teorik eğitim, 4 ayı ise 5 yıldızlı otel ve restoranlarda staj olmak üzere toplamda 8 ay sürdüğünü bildirdi.
Eğitimde, etlerin işlenmesi, soslanması ve pişirilmesinden, salatalar, çorbalar ve tatlılara kadar mutfakla ilgili tüm temel bilgileri öğrettiklerini belirten Türk, aşçılıktan ayrı düzenlenen hobi kurslarında ise pastacılık eğitimi verildiklerini söyledi.
Öğrenciler arasında doktor da var işletmeci de
Akademi öğrencilerinde Sadık Bektaş ise yaklaşık 26 yıldan beri restoran işletmeciliği yaptığını belirterek, işletmesinin menüsünü geliştirmek ve yaptıkları yemekleri daha lezzetli hale getirmek için akademiye kaydolduğunu dile getirdi.
Akademide öğrendiklerinin ardından işletmesindeki birçok eksiğinin fark vardığını ve bunları giderdiğini kaydeden Bektaş, "Sadece lezzet değil sunum konusunda da önemli bilgiler öğrendim ve bunu işletmemde uyguladım" dedi.
Bir diğer akademi öğrencisi Can Koşal da doktor olduğunu ancak yemek yapmayı sevdiği için akademiye kaydolduğunu söyledi.
Hekimliğin verdiği titizliğe akademide öğrendiklerini katarak lezzetli yemekler yapmaya başladığını dile getiren Koşan, şunları kaydetti:
"Akademide yemek yapmanın püf noktalarıyla ilgili yeni bilgiler öğrendim öğrenmeye de devam ediyorum. Öğrendiklerimi evde yaptığı yemeklerde uygulamaya başladım. Yaptığım yemekler çok lezzetli oluyor, bunu çevremdekiler de fark ediyor."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED), aşçı olmak isteyen ya da mutfağa ilgi duyanları yetiştirmek için Aşçılık Akademisi açtı. Beş ve üzeri yıldıza sahip otellerin ödüllü şef aşçılarının verdiği derslerde öğrencilere, Türk ve dünya mutfağının sırları öğretilirken, iş garantisi de veriliyor.
TAFED Başkanı Zeki Açıköz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda mutfağa ilginin daha bir artığını belirterek, yemek yapmanın ve sunmanın adeta sanatsal faaliyete dönüştüğünü dile getirdi.
Yemek yapmaya ilgi duyanlardan kurs vermeleri konusunda çok sayıda talep aldıklarını belirten Açıköz, bireysel bu taleplere toplu olarak yanıt vermek için Aşçılık Akademisi'ni açtıklarını söyledi.
Beş ve üzeri yıldıza sahip otellerin ödüllü şef aşçıların eğitmenliğinde, Türk ve dünya mutfağının sırlarının akademi öğrencileriyle paylaşıldığını kaydeden Açıköz, akademinin ardından TAFED ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika verilen mezunlara iş garantisi de sunduklarını dile getirdi.
Akademinin eğitmenlerinden Şef Aşçı Koray Türk, eğitimlerin, 4 ayı pratik ve teorik eğitim, 4 ayı ise 5 yıldızlı otel ve restoranlarda staj olmak üzere toplamda 8 ay sürdüğünü bildirdi.
Eğitimde, etlerin işlenmesi, soslanması ve pişirilmesinden, salatalar, çorbalar ve tatlılara kadar mutfakla ilgili tüm temel bilgileri öğrettiklerini belirten Türk, aşçılıktan ayrı düzenlenen hobi kurslarında ise pastacılık eğitimi verildiklerini söyledi.
Öğrenciler arasında doktor da var işletmeci de
Akademi öğrencilerinde Sadık Bektaş ise yaklaşık 26 yıldan beri restoran işletmeciliği yaptığını belirterek, işletmesinin menüsünü geliştirmek ve yaptıkları yemekleri daha lezzetli hale getirmek için akademiye kaydolduğunu dile getirdi.
Akademide öğrendiklerinin ardından işletmesindeki birçok eksiğinin fark vardığını ve bunları giderdiğini kaydeden Bektaş, "Sadece lezzet değil sunum konusunda da önemli bilgiler öğrendim ve bunu işletmemde uyguladım" dedi.
Bir diğer akademi öğrencisi Can Koşal da doktor olduğunu ancak yemek yapmayı sevdiği için akademiye kaydolduğunu söyledi.
Hekimliğin verdiği titizliğe akademide öğrendiklerini katarak lezzetli yemekler yapmaya başladığını dile getiren Koşan, şunları kaydetti:
"Akademide yemek yapmanın püf noktalarıyla ilgili yeni bilgiler öğrendim öğrenmeye de devam ediyorum. Öğrendiklerimi evde yaptığı yemeklerde uygulamaya başladım. Yaptığım yemekler çok lezzetli oluyor, bunu çevremdekiler de fark ediyor."
Son Güncelleme: Cumartesi, 08 Mart 2014 11:53
Gösterim: 1887
23 Mart'ta yapılacak üniversite sınavının ilk ayağı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) için olağanüstü güvenlik önlemleri alınıyor. ÖSYM'nin talebi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü, sınav sorularının çoğaltıldığı basımevi ve soruları taşıyan araçlarda ek önlemler alacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Yükseköğretime Geçiş Sınavı nedeniyle alarmda.
Nedeni, 23 Mart'ta yapılacak ve iki milyondan fazla adayın ter dökeceği sınavın güvenliği ile ilgili iddialar.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Ali Demir, iddialar üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bir yazı gönderdi.
Yazıyla, sınav sorularının çoğaltıldığı basımevi ve soruları taşıyacak araçlar için koruma önlemlerinin artılması talep edildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü de, YGS için tedbirlerini artırdı.
Emniyet, sınav sorularının çalınması veya kopyalanmasını önlemek için evrakların taşınacağı araçlara koruma uygulayacak. Soru kitapçıklarını taşıyan araçlar güzergah dışına çıkamayacak.
Organize kopya çekme olaylarına karşı sınav öncesinde, esnasında ve sonrasında gerekli önleyici tedbirler alınacak.
Sınav sorularının basımının yapıldığı basımevi girişinde emniyet tarafından görevlendirilecek iki kişilik ekip 24 saat nöbet tutulacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
23 Mart'ta yapılacak üniversite sınavının ilk ayağı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) için olağanüstü güvenlik önlemleri alınıyor. ÖSYM'nin talebi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü, sınav sorularının çoğaltıldığı basımevi ve soruları taşıyan araçlarda ek önlemler alacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Yükseköğretime Geçiş Sınavı nedeniyle alarmda.
Nedeni, 23 Mart'ta yapılacak ve iki milyondan fazla adayın ter dökeceği sınavın güvenliği ile ilgili iddialar.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Ali Demir, iddialar üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bir yazı gönderdi.
Yazıyla, sınav sorularının çoğaltıldığı basımevi ve soruları taşıyacak araçlar için koruma önlemlerinin artılması talep edildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü de, YGS için tedbirlerini artırdı.
Emniyet, sınav sorularının çalınması veya kopyalanmasını önlemek için evrakların taşınacağı araçlara koruma uygulayacak. Soru kitapçıklarını taşıyan araçlar güzergah dışına çıkamayacak.
Organize kopya çekme olaylarına karşı sınav öncesinde, esnasında ve sonrasında gerekli önleyici tedbirler alınacak.
Sınav sorularının basımının yapıldığı basımevi girişinde emniyet tarafından görevlendirilecek iki kişilik ekip 24 saat nöbet tutulacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Mart 2014 11:27
Gösterim: 1414
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Eskişehir'deki bir lisede tablet dağıtım töreninde açıklamalar yaptı.
Avcı, Eskişehir ETİ Sosyal Bilimler Lisesi'ndeki tablet dağıtım töreninde yaptığı konuşmada, tablet dağıtım törenlerinin ve okula bir Bakanın gelmesinin ne manaya geldiğini öğrencilerin gözlerindeki ışıltılardan hissedebildiğini belirterek, sabahı öğrencilerle birlikte kaynattıklarını ancak öğleden sonra derslerin olduğunu kaydetti.
Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinliklerinin pek çok tarihi esirin restorasyonuna ve aynı zamanda eğitimde de ciddi bir hamleye vesile olduğunu anlatan Avcı, şöyle konuştu:
"Türk cumhuriyetlerine, Balkanlar'a giden öğrencilerimizden bildiğim kadarıyla ETİ Sosyal Bilimler Lisesi'nden 100'e yakın öğrenci bu gezilere katıldı. İnşallah, bundan sonra sadece Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde değil, Milli Eğitim Bakanlığının diğer programları çerçevesinde de yine birlikte olacağız. Bu tabletlere ilgili çok fazla şey söyleyemeye gerek yok. Bunların sadece bir araç olduğunu, asıl olanın kalem ve kağıt olduğunu, bunların bazı işlerimizi hızlandırdığını, kolaylaştırdığını ama her şeyin çözümü olmadığını aslında her şeyin insandan başlayıp insanda bittiğini hepimiz biliyoruz. Yine de yararlı bir alet fetişleştirmemek koşuluyla bunlardan yararlanmamız gerekiyor. Bazı gazetelerde yer alan haberlere göre 'öğrenciler aslında tablet almak istemiyormuş, biz onlara zorla veriyormuşuz tabletleri', öyle dedikodu var. Gördüğüm kadarıyla siz tabletleri almak için sabırsızlanıyorsunuz."
Bakan Avcı, öğrencilere Hikmet Brand'ın kitabını önerdi
Avcı, öğrencilere, Hikmet Brand'ın "Alıç Ağacıyla Sohbetler" adlı kitabı okumalarını, Eskişehir'deki Botanik Parkı'nı ve İstanbul'da Gülhane Parkı içerisindeki İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'ni gezmeleri tavsiyelerinde bulundu.
Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna da tablet dağıtım törenini hayırlı olmasını diledi.
Konuşmanın ardından Avcı, beraberindeki Tuna ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca ile tabletleri dağıttı.
Törenin ardından Avcı ve beraberindekiler, öğrenci değişimi programıyla okulda öğrenim gören öğrencilerin açtığı stantları gezdi. Daha sonra Avcı, öğretmenlere şair Enis Batur'un "Öteki Prova - Otuz Kuş Birden Olmak" kitabını hediye etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Eskişehir'deki bir lisede tablet dağıtım töreninde açıklamalar yaptı.
Avcı, Eskişehir ETİ Sosyal Bilimler Lisesi'ndeki tablet dağıtım töreninde yaptığı konuşmada, tablet dağıtım törenlerinin ve okula bir Bakanın gelmesinin ne manaya geldiğini öğrencilerin gözlerindeki ışıltılardan hissedebildiğini belirterek, sabahı öğrencilerle birlikte kaynattıklarını ancak öğleden sonra derslerin olduğunu kaydetti.
Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinliklerinin pek çok tarihi esirin restorasyonuna ve aynı zamanda eğitimde de ciddi bir hamleye vesile olduğunu anlatan Avcı, şöyle konuştu:
"Türk cumhuriyetlerine, Balkanlar'a giden öğrencilerimizden bildiğim kadarıyla ETİ Sosyal Bilimler Lisesi'nden 100'e yakın öğrenci bu gezilere katıldı. İnşallah, bundan sonra sadece Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde değil, Milli Eğitim Bakanlığının diğer programları çerçevesinde de yine birlikte olacağız. Bu tabletlere ilgili çok fazla şey söyleyemeye gerek yok. Bunların sadece bir araç olduğunu, asıl olanın kalem ve kağıt olduğunu, bunların bazı işlerimizi hızlandırdığını, kolaylaştırdığını ama her şeyin çözümü olmadığını aslında her şeyin insandan başlayıp insanda bittiğini hepimiz biliyoruz. Yine de yararlı bir alet fetişleştirmemek koşuluyla bunlardan yararlanmamız gerekiyor. Bazı gazetelerde yer alan haberlere göre 'öğrenciler aslında tablet almak istemiyormuş, biz onlara zorla veriyormuşuz tabletleri', öyle dedikodu var. Gördüğüm kadarıyla siz tabletleri almak için sabırsızlanıyorsunuz."
Bakan Avcı, öğrencilere Hikmet Brand'ın kitabını önerdi
Avcı, öğrencilere, Hikmet Brand'ın "Alıç Ağacıyla Sohbetler" adlı kitabı okumalarını, Eskişehir'deki Botanik Parkı'nı ve İstanbul'da Gülhane Parkı içerisindeki İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'ni gezmeleri tavsiyelerinde bulundu.
Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna da tablet dağıtım törenini hayırlı olmasını diledi.
Konuşmanın ardından Avcı, beraberindeki Tuna ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca ile tabletleri dağıttı.
Törenin ardından Avcı ve beraberindekiler, öğrenci değişimi programıyla okulda öğrenim gören öğrencilerin açtığı stantları gezdi. Daha sonra Avcı, öğretmenlere şair Enis Batur'un "Öteki Prova - Otuz Kuş Birden Olmak" kitabını hediye etti.
Son Güncelleme: Cuma, 07 Mart 2014 15:20
Gösterim: 2142