Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
ABD’ye en çok Çinli ve Hintli öğrenciler eğitim görmek için gelirken, Türkiye ABD’ye en fazla öğrenci gönderen 10. ülke konumunda. ABD’de eğitim gören Türk öğrencilerin büyük bir kısmı bu ülkeyi lisansüstü eğitim için tercih ediyor.
IIE tarafından hazırlanan “Open Doors 2013” raporuna göre ABD’deki yaklaşık 20 bin uluslararası öğrencinin 11 bin 278’ini Türkler oluşturuyor. Bu rakamla ABD’ye en fazla öğrenci gönderen 10. ülke olan Türkiye, Almanya, İngiltere, Fransa ve İspanya’yı da geride bırakarak Avrupa’dan ABD’ye en çok öğrenci yollayan ülke konumunda
ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Kültür İşleri Bürosu’nun desteğiyle Uluslararası Eğitim Enstitüsü (IIE) tarafından hazırlanan “Open Doors 2013” raporu, Ulusal Basın Kulübü’nde düzenlenen toplantıda açıklandı.
ABD’de her yıl hazırlanan rakamlara göre, 2012-2013 akademik yılında ABD’de bulunan 819 bin 644 öğrencinin 11 bin 278’ini Türkler oluşturuyor. Bu rakamla Türkiye, ABD’ye öğrenci gönderen ülkeler listesinde dünyada sırasıyla Çin, Hindistan, Güney Kore, Suudi Arabistan, Kanada, Tayvan, Japonya, Vietnam ve Meksika’dan sonra onuncu sırada bulunuyor. Öğrenci sayısıyla Almanya, İngiltere, Fransa ve İspanya’yı da geride bırakan Türkiye, Avrupa’da ABD’ye en fazla öğrenci gönderen ülkelerin başını çekiyor.
ABD en çok lisansüstü eğitim için tercih ediliyor
2012-2013 döneminin verilerine göre ABD’de eğitim gören Türk öğrencilerin büyük bir kısmı bu ülkeyi lisansüstü eğitim için tercih ediyor. ABD’deki Türk öğrencilerin yüzde 29,3’ü üniversite eğitimi, yüzde 52,8’i lisanüstü eğitim, yüzde 7,3 ise diğer düzeylerde eğitim alıyor. İsteğe bağlı staj için ABD’yi tercih eden Türk öğrencilerin sayısı ise yüzde 10,6 oranında.
Toplantı sonrası AA muhabirinin sorularını yanıtlayan IIE Başkanı Allan Goodman, Türk öğrencilerin ilgisinin bu akademik yıldaki yüzde 5,8’lik azalmaya rağmen artacağını ümit ettiğini söyledi. Goodman, “Türkiye, Amerikan yüksek eğitiminin büyüyen bir parçası. Türkiye, Avrupa’da büyük bir ülke olduğu gibi dünyada da büyük bir güç. Bu nedenle ABD’ye gelen Türk öğrencilerin sayısının azalacağından çok artacağını ümit ediyorum” diye konuştu. Goodman, Türk öğrencilerinin sayısındaki azalmada dünyada etkili olan finansal krizin etkili olduğunu düşündüğünü kaydetti.
IIE’nin raporuna göre Türkiye’yi Brezilya, Almanya, İngiltere, Nepal ve İran ülkeleri izliyor.
En çok talep Çinli öğrencilerden
Rapora göre, 2012-2013 öğretim döneminde ABD’ye yüzde 21 artışla en fazla Çinli öğrenciler talep gösterdi. Yaklaşık 235 bin Çinli öğrencinin okuduğu ABD’de, bu öğrencilerin oranı toplam yabancı öğrencilerin yüzde 29’unu oluşturdu.
ABD’ye en fazla öğrenci gönderen ülkelerden Hindistan’dan gelen öğrenci sayısı ise bu yıl geçen yıla göre yüzde 3,5 azaldı. Buna rağmen yabancı öğrenciler arasında Hintlilerin oranı yüzde 12 ile Çinlilerden sonra ikinci sırada yer alıyor. ABD’de yaklaşık 96 bin 754 Hintli öğrenci eğitim alıyor.
Çin ve Hindistan’ı takip eden ülke ise 70 bin 627 öğrenci ile Güney Kore. Bu ülkenin gönderdiği öğrenci sayısı 2012-2013 döneminde yüzde 2,3 azalsa da Çin, Hindistan ve Güney Kore’nin öğrenci sayısı ABD’deki toplam yabancı öğrenci sayısının yaklaşık yüzde 49’unu oluşturuyor.
Yabancı öğrenciler eyalet olarak en fazla California, New York ve Texas’ı tercih ediyor. Buna göre, California eyaletinde 111 bin, New York’ta 88 bin ve Texas’ta 62 bin yabancı öğrenci eğitim alıyor.
Yabancı öğrencilerin tercih ettiği üniversitelerin başında Güney California Üniversitesi geliyor. Yaklaşık 10 bin uluslararası öğrenciye sahip bu üniversiteyi 9 bin 800 öğrenci ile Illinois Üniversitesi ve 9 bin 509 öğrenci ile Purdue Üniversitesi izliyor.
ABD’ye gelen yabancı öğrenciler en fazla işletme ve yönetim ile mühendisliğe ilgi gösteriyor. Matematik ve bilgisayar mühendisliği ise diğer en çok ilgi gören alan.
Yabancı öğrenciler ABD ekonomisine 24 milyar dolarlık katkı sağlıyor
Raporun tanıtımında konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı Eğitim ve Kültür İşleri Bürosu’ndan sorumlu müsteşar Evan Ryan, ülkeye gelen uluslararası öğrencilerin sayısının artışından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Öğrencilerin kaliteli bir eğitime sahip olması için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Ryan, yabancı öğrencilerin ABD ekonomisine büyük katkı sağladığını kaydetti. Ryan, “ABD’ye gelen öğrencilerin sayısı geçtiğimiz yıla yüzde 7,2 artış gösterdi. Uluslararası öğrencilerin sayısı ülkedeki toplam 21 milyon öğrencinin yüzde 4’ünden azını oluşturuyor. Uluslararası öğrencilerin ABD ekonomisine katkısı ise 24 milyar dolar” diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ABD’ye en çok Çinli ve Hintli öğrenciler eğitim görmek için gelirken, Türkiye ABD’ye en fazla öğrenci gönderen 10. ülke konumunda. ABD’de eğitim gören Türk öğrencilerin büyük bir kısmı bu ülkeyi lisansüstü eğitim için tercih ediyor.
IIE tarafından hazırlanan “Open Doors 2013” raporuna göre ABD’deki yaklaşık 20 bin uluslararası öğrencinin 11 bin 278’ini Türkler oluşturuyor. Bu rakamla ABD’ye en fazla öğrenci gönderen 10. ülke olan Türkiye, Almanya, İngiltere, Fransa ve İspanya’yı da geride bırakarak Avrupa’dan ABD’ye en çok öğrenci yollayan ülke konumunda
ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Kültür İşleri Bürosu’nun desteğiyle Uluslararası Eğitim Enstitüsü (IIE) tarafından hazırlanan “Open Doors 2013” raporu, Ulusal Basın Kulübü’nde düzenlenen toplantıda açıklandı.
ABD’de her yıl hazırlanan rakamlara göre, 2012-2013 akademik yılında ABD’de bulunan 819 bin 644 öğrencinin 11 bin 278’ini Türkler oluşturuyor. Bu rakamla Türkiye, ABD’ye öğrenci gönderen ülkeler listesinde dünyada sırasıyla Çin, Hindistan, Güney Kore, Suudi Arabistan, Kanada, Tayvan, Japonya, Vietnam ve Meksika’dan sonra onuncu sırada bulunuyor. Öğrenci sayısıyla Almanya, İngiltere, Fransa ve İspanya’yı da geride bırakan Türkiye, Avrupa’da ABD’ye en fazla öğrenci gönderen ülkelerin başını çekiyor.
ABD en çok lisansüstü eğitim için tercih ediliyor
2012-2013 döneminin verilerine göre ABD’de eğitim gören Türk öğrencilerin büyük bir kısmı bu ülkeyi lisansüstü eğitim için tercih ediyor. ABD’deki Türk öğrencilerin yüzde 29,3’ü üniversite eğitimi, yüzde 52,8’i lisanüstü eğitim, yüzde 7,3 ise diğer düzeylerde eğitim alıyor. İsteğe bağlı staj için ABD’yi tercih eden Türk öğrencilerin sayısı ise yüzde 10,6 oranında.
Toplantı sonrası AA muhabirinin sorularını yanıtlayan IIE Başkanı Allan Goodman, Türk öğrencilerin ilgisinin bu akademik yıldaki yüzde 5,8’lik azalmaya rağmen artacağını ümit ettiğini söyledi. Goodman, “Türkiye, Amerikan yüksek eğitiminin büyüyen bir parçası. Türkiye, Avrupa’da büyük bir ülke olduğu gibi dünyada da büyük bir güç. Bu nedenle ABD’ye gelen Türk öğrencilerin sayısının azalacağından çok artacağını ümit ediyorum” diye konuştu. Goodman, Türk öğrencilerinin sayısındaki azalmada dünyada etkili olan finansal krizin etkili olduğunu düşündüğünü kaydetti.
IIE’nin raporuna göre Türkiye’yi Brezilya, Almanya, İngiltere, Nepal ve İran ülkeleri izliyor.
En çok talep Çinli öğrencilerden
Rapora göre, 2012-2013 öğretim döneminde ABD’ye yüzde 21 artışla en fazla Çinli öğrenciler talep gösterdi. Yaklaşık 235 bin Çinli öğrencinin okuduğu ABD’de, bu öğrencilerin oranı toplam yabancı öğrencilerin yüzde 29’unu oluşturdu.
ABD’ye en fazla öğrenci gönderen ülkelerden Hindistan’dan gelen öğrenci sayısı ise bu yıl geçen yıla göre yüzde 3,5 azaldı. Buna rağmen yabancı öğrenciler arasında Hintlilerin oranı yüzde 12 ile Çinlilerden sonra ikinci sırada yer alıyor. ABD’de yaklaşık 96 bin 754 Hintli öğrenci eğitim alıyor.
Çin ve Hindistan’ı takip eden ülke ise 70 bin 627 öğrenci ile Güney Kore. Bu ülkenin gönderdiği öğrenci sayısı 2012-2013 döneminde yüzde 2,3 azalsa da Çin, Hindistan ve Güney Kore’nin öğrenci sayısı ABD’deki toplam yabancı öğrenci sayısının yaklaşık yüzde 49’unu oluşturuyor.
Yabancı öğrenciler eyalet olarak en fazla California, New York ve Texas’ı tercih ediyor. Buna göre, California eyaletinde 111 bin, New York’ta 88 bin ve Texas’ta 62 bin yabancı öğrenci eğitim alıyor.
Yabancı öğrencilerin tercih ettiği üniversitelerin başında Güney California Üniversitesi geliyor. Yaklaşık 10 bin uluslararası öğrenciye sahip bu üniversiteyi 9 bin 800 öğrenci ile Illinois Üniversitesi ve 9 bin 509 öğrenci ile Purdue Üniversitesi izliyor.
ABD’ye gelen yabancı öğrenciler en fazla işletme ve yönetim ile mühendisliğe ilgi gösteriyor. Matematik ve bilgisayar mühendisliği ise diğer en çok ilgi gören alan.
Yabancı öğrenciler ABD ekonomisine 24 milyar dolarlık katkı sağlıyor
Raporun tanıtımında konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı Eğitim ve Kültür İşleri Bürosu’ndan sorumlu müsteşar Evan Ryan, ülkeye gelen uluslararası öğrencilerin sayısının artışından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Öğrencilerin kaliteli bir eğitime sahip olması için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Ryan, yabancı öğrencilerin ABD ekonomisine büyük katkı sağladığını kaydetti. Ryan, “ABD’ye gelen öğrencilerin sayısı geçtiğimiz yıla yüzde 7,2 artış gösterdi. Uluslararası öğrencilerin sayısı ülkedeki toplam 21 milyon öğrencinin yüzde 4’ünden azını oluşturuyor. Uluslararası öğrencilerin ABD ekonomisine katkısı ise 24 milyar dolar” diye konuştu.
Son Güncelleme: Çarşamba, 13 Kasım 2013 09:01
Gösterim: 2196
'Kızlı erkekli yaşıyoruz' diyerek kendini ihbar eden İzmirli üniversite öğrencileri Gamze Selçuk ve Ali Haydar Temel, aynı evi paylaştıklarını belirtip, Cumhuriyet Savcılığı'na dilekçeyle başvurdu

Bahri KARATAŞ, İZMİR, DHA- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın sözleriyle başlayan ’Kızlı erkekli öğrenci evi’ tartışması, İzmir’de adliyeye taşındı. Üniversite öğrencileri Gamze Selçuk ve Ali Haydar Temel, aynı evi paylaştıklarını belirtip, Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçeyle başvurup işlem yapılmasını istedi.
Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencisi Gamze Selçuk ile aynı üniversitede Tıp Fakültesi Uzmanlık öğrencisi Ali Haydar Temel, kamuoyundaki kızlı erkekli aynı evde kalma tartışmalarını adliyeye taşıdı. Üniversite öğrencisi iki genç, siyasi iktidar ve kamu görevlilerinin kızlı erkekli aynı evde kalmayı suç olarak nitelendiren açıklamaları karşısında, eğer ortada bir suç varsa, bu suçu halen işleyenler olarak kendilerini ihbar etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
'Kızlı erkekli yaşıyoruz' diyerek kendini ihbar eden İzmirli üniversite öğrencileri Gamze Selçuk ve Ali Haydar Temel, aynı evi paylaştıklarını belirtip, Cumhuriyet Savcılığı'na dilekçeyle başvurdu

Bahri KARATAŞ, İZMİR, DHA- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın sözleriyle başlayan ’Kızlı erkekli öğrenci evi’ tartışması, İzmir’de adliyeye taşındı. Üniversite öğrencileri Gamze Selçuk ve Ali Haydar Temel, aynı evi paylaştıklarını belirtip, Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçeyle başvurup işlem yapılmasını istedi.
Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencisi Gamze Selçuk ile aynı üniversitede Tıp Fakültesi Uzmanlık öğrencisi Ali Haydar Temel, kamuoyundaki kızlı erkekli aynı evde kalma tartışmalarını adliyeye taşıdı. Üniversite öğrencisi iki genç, siyasi iktidar ve kamu görevlilerinin kızlı erkekli aynı evde kalmayı suç olarak nitelendiren açıklamaları karşısında, eğer ortada bir suç varsa, bu suçu halen işleyenler olarak kendilerini ihbar etti.
Son Güncelleme: Salı, 12 Kasım 2013 17:44
Gösterim: 2450
Ege Üniversitesi'nde (EÜ) öğrenim gören bir grup kız öğrenci, Mediko'da yapılan gebelik testi sonuçlarının izinsiz olarak ailelere gönderildiğini öne sürerek, protesto etti.
EÜ Edebiyat Fakültesi bahçesinde buluşan öğrenciler, EÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Baskanlığı bünyesinde öğrencilere sağlık hizmeti veren Mediko'ya geçen hafta giden bir arkadaşlarına gebelik testi yapıldığını, test sonuçlarının da izni olmadan ailesine gönderildiğini savundu. Uygulamayı protesto eden öğrenciler, sloganlar atarak Mediko binası önüne kadar yürüdü.
Grup adına açıklama yapan Yeliz Çam, tecavüz ve taciz olaylarının gün geçtikçe arttığını öne sürerek, "Kadın bedeninin aşağılanması sadece bunlarla sınırlı kalmıyor. Kürtaj yasası, aile planlaması olarak 3 çocuk istenmesi ya da gidilen hastanelerde gebelik testinin uygulanması ve sonuçlarının ailelere gönderilmesi şeklinde kendisini göstermeye devam ediyor" dedi.
Çam, cinsiyetçiliği meşrulaştıran, kadını sosyal yaşamda yok sayan ve kadına karşı işlenen suçları normalleştiren anlayışa karşı mücadele edeceklerini söyledi.
Açıklamanın ardından grup üyeleri Mediko önündeki yola mor boya ile "Evde, okulda, karakolda, hastanede tacize son" yazdı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ege Üniversitesi'nde (EÜ) öğrenim gören bir grup kız öğrenci, Mediko'da yapılan gebelik testi sonuçlarının izinsiz olarak ailelere gönderildiğini öne sürerek, protesto etti.
EÜ Edebiyat Fakültesi bahçesinde buluşan öğrenciler, EÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Baskanlığı bünyesinde öğrencilere sağlık hizmeti veren Mediko'ya geçen hafta giden bir arkadaşlarına gebelik testi yapıldığını, test sonuçlarının da izni olmadan ailesine gönderildiğini savundu. Uygulamayı protesto eden öğrenciler, sloganlar atarak Mediko binası önüne kadar yürüdü.
Grup adına açıklama yapan Yeliz Çam, tecavüz ve taciz olaylarının gün geçtikçe arttığını öne sürerek, "Kadın bedeninin aşağılanması sadece bunlarla sınırlı kalmıyor. Kürtaj yasası, aile planlaması olarak 3 çocuk istenmesi ya da gidilen hastanelerde gebelik testinin uygulanması ve sonuçlarının ailelere gönderilmesi şeklinde kendisini göstermeye devam ediyor" dedi.
Çam, cinsiyetçiliği meşrulaştıran, kadını sosyal yaşamda yok sayan ve kadına karşı işlenen suçları normalleştiren anlayışa karşı mücadele edeceklerini söyledi.
Açıklamanın ardından grup üyeleri Mediko önündeki yola mor boya ile "Evde, okulda, karakolda, hastanede tacize son" yazdı.
Son Güncelleme: Salı, 12 Kasım 2013 15:52
Gösterim: 1236
Milli Eğitim Bakanı Avcı, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde yeni sınav sistemi ile ilgili yaptığı açıklamada “Orta vadede test sınavları yerine açık uçlu sınavların yapıldığı ve FATİH Projesi kapsamında dağıtılan tabletlerin daha etkin kullanıldığı bir yerleştirme sürecini aktif hale getirmek için planlamalarımızı yapıyoruz.'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlığının 2014 yılı bütçesi ile ilgili yaptığı sunumda, eğitimin, gerek bireyler ve toplumlar arası ilişkilerde gerekse uluslar ve ülkeler arası ilişkilerde fark yaratan olguların başında geldiğini vurguladı.
Bu nedenle, günümüzde daha iyi bir eğitime yönelik talep ve beklentilerin her geçen gün büyük bir hızla arttığını belirten Avcı, ''Yakın bir gelecekte, süresi kısa, çeşitliliği fazla ve sürekli değişim gösterebilen eğitim talepleriyle daha sık karşılaşacağız. Bu nedenle eğitim bilimcilerimize; bilgi üretmek, öğrenme ve öğretme süreçlerinde yeni yaklaşımlar geliştirmek ve donanımlı bireyler-nesiller yetiştirmek hususunda çok önemli vazifeler düşmektedir'' diye konuştu.
''Herkesin eğitim almasını hedefliyoruz''
Bu yıl Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi üzerinden 66 ayını dolduran ve kayıtları zorunlu olan çocukların, ikametgahlarına en uygun ilkokullara yerleştirilmelerinin yapıldığını kaydeden Avcı, ayrıca 60 ile 66 ay yaş grubundaki çocuğunu birinci sınıfa göndermek isteyen velilerin yazılı istekte bulunmaları üzerine de bu çocukların okullara kesin kayıtlarının yapıldığını ifade etti.
Bakan Avcı, ''Yeni eğitim sistemiyle tek tip insan yetiştirme anlayışından ve endoktrinasyon çabalarından vazgeçilmiş; insanın doğuştan getirdiği ya da iradi tercihleriyle oluşturduğu kişisel farklılıklara saygı duyan, onları güvence altına alan çoğulcu bir yaklaşım geliştirilmiştir'' dedi.
Bu yaklaşım uyarınca, eğitim öğretim hizmetlerinde hedefilerinin, kız-erkek ayırımı yapmaksızın herkesin sağlıklı bir eğitim almasını sağlamak olduğunu anlatan Avcı, ulusal ve küresel düzeyde ihtiyaç duyulan bilgi, değer ve becerileri öğrencilere kazandırarak onları hayata hazırlamayı da hedeflediklerini söyledi.
''Önemli adım attık''
Kamuoyunda Seviye Belirleme Sınavı (SBS) olarak bilinen elemeye dayalı ortaöğretime geçiş sınavını 2013 yılı itibarıyla kaldırdıklarını anımsatan Avcı, şunları kaydetti:
''Bugüne kadar uygulanan biçimleriyle bakıldığında, sınav odaklı olarak şekillenen ortaöğretime geçiş modelleri, arzu edilen öğrenci profilinin oluşmasını engelleyen etkenlerden biri olarak temayüz etmiştir. Oysa eğitimde başarı, yalnızca sınava dayalı bir performans olarak algılanmamalıdır. Getirilen yeni uygulamayla birlikte ortaöğretime geçiş, öğrenci ve okul odaklı bir hale dönüştürülmüştür. Gerçek başarı, temel derslerin yanı sıra, yabancı dil, spor ve sanat dallarında da kendisini geliştirmiş, uluslararası platformlarda kendi akranlarıyla rekabet edebilecek bir donanıma erişmiş ve evrensel değerlerle birlikte medeniyet değerlerimizi de özümseyebilmiş bir öğrenci profilinin oluşturulmasıyla yakalanabilir.''
Bu düşünceyle Bakanlığın, uzun vadede merkezi sınavların olmadığı ve çocukların bireysel yetenek ve eğilimlerine göre eğitim alabildiği bir yapıyı hayata geçirmek için önemli bir adım attığını, kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri olan bir yerleştirme sürecini başlattığını vurgulayan Avcı, şöyle devam etti:
''Sürecin uzun vadeli hedefi, her çocuğu kendi özgünlüğü ve özelliği içinde kabul etmek, kendi yetenek ve eğilimlerine göre orta ve yükseköğretime yönlendirebilmektir. Bu amaçla, orta vadede test sınavları yerine açık uçlu sınavların yapıldığı ve FATİH Projesi kapsamında dağıtılan tabletlerin daha etkin kullanıldığı bir yerleştirme sürecini aktif hale getirmek için planlamalarımızı yapıyoruz.''
''Sınav stresini azaltacak''
Öngördükleri en temel hususun, içinde bulunulan eğitim öğretim yılında çocukların ilave bir sınava girmemesi ve eğitim öğretim süreci içinde zaten yeter sayıda mevcut olan sınav sonuçlarının yerleştirmeye esas alınması olduğuna işaret eden Avcı, yeni sistemin işleyişinin oldukça basit olduğunu söyledi.
Sisteme ilişkin bilgileri anlatan Avcı, değerlendirmeye ilişkin hesaplamanın da oldukça basit olduğunu ifade etti. Çocuğun okul notlarının akademik ortalamasının hesap edileceğini, 6, 7 ve 8. sınıf yılsonu başarı puanlarının aritmetik ortalamasının yüzde 30’u ile 8. sınıf ağırlıklandırılmış ortak sınav puanının yüzde 70’inin toplamının yerleştirmeye esas puanı oluşturacağını bildirdi.
''Yeni dönemde değişen en önemli hususlardan biri de, anne baba olarak hepimizin yaşadığı 'ya bir şey olur da çocuğum sınava giremezse' endişesini ortadan kaldıracak telafi sınavının hayata geçirilmesidir'' diyen Avcı, normal zamanda sınava giremeyen ve mazereti olan bütün çocuklarımız makul bir süre içinde telafi sınavlarına gireceklerini belirtti.
Bunun sınav stresini azaltacağını ifade eden Avcı, sınav gerilimi açısından alınan bir diğer önlemin de ''dört yanlış bir doğruyu götürür'' uygulamasının kaldırılması olduğunu kaydetti.
Uzun vadede temel hedeflerinin, çocukları yeteneklerine göre ortaöğretim kurumlarına yerleştirme sürecini hayata geçirmek olduğunu anlatan Avcı, ''Bütün çocuklarımızın bir enstrüman çalabilmesini, bir sanat dalı ile ciddi biçimde ilgilenmesini, bir spor dalı ile ilgili altyapısını oluşturmasını ve sosyal bir birey olarak yetişmesini sağlamak istiyoruz. Bu niteliklerine göre de bir üst öğretim kurumuna yerleştirilmesini arzu ediyoruz. Temel mantığımız ise, kuşkusuz her çocuk özeldir'' diye konuştu.
Serbest kıyafet uygulaması
Geçen yıl itibarıyla serbest kıyafet uygulamasını başlattıklarını hatırlatan Avcı, serbest kıyafet uygulamasının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini, ancak serbest kıyafet seçenekleri arasında formanın da yer alacağını vurguladı.
Bakan Avcı, artık resmi ve özel, bütün okullarda öğrenci kıyafetinin velilerin yüzde 50’sinden fazlasının tercihiyle belirleneceğini belirtti.
''15 milyon 176 bin 425 çocuğumuzun annesine yardım''
Bakanlıkça yapılan derslik ve pansiyon çalışmalarına ilişkin de bilgi veren, 2003 yılından 23 Eylül 2013 tarihine kadar 39 bin 575’i hayırseverler tarafından olmak üzere toplam 205 bin 36 dersliğin yapımı tamamlanarak eğitim öğretimin hizmetine sunulduğunu açıkladı.
2002-2003 yılından bugüne kadar 956 ilköğretim ve ortaöğretim pansiyon binasının açıldığını, 110 bin 605 yeni yatak kapasitesi sağlandığına işaret eden Avcı, böylece koğuş sisteminden oda sistemine geçişin hızlandırıldığını kaydetti.
Bakan Avcı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile MEB koordinasyonunda Türkiye çapında Şartlı Eğitim Yardımı Programı uygulandığını hatırlatarak, ''2003 yılından 2013 yılı Şubat ayına kadar ilk ve ortaöğretimdeki 15 milyon 176 bin 425 çocuğumuzun annelerine 2 milyar 536 milyon TL ödeme yapılmıştır'' dedi.
Taşımalı eğitim
İlköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine verilen aylık yurt içi burs ücretinin 2002 yılında öğrenci başına 12,63 TL iken, 2013 yılında 135,6 TL’ye yükseltildiğini vurgulayan Avcı, böylece 2002 yılına göre yüzde 973,4’lük artış sağlandığını kaydetti.
Bakan Avcı, yatılı öğrenciler için öğrenci başına günlük ödenen yemek ve yatak bedellerinin 2002 yılında 1,42 TL iken, 2013 yılında 7,54 TL’ye çıkarıldığını, 2002 yılına göre yüzde 431’lik artış sağlandığını söyledi.
Taşımalı ilköğretim uygulamasına ilişkin de bilgi veren Avcı, ''Taşınan öğrenci sayısı 1997-1998 eğitim öğretim yılında 281 bin 833 iken, 2012-2013 eğitim öğretim yılında 812 bin 260’a yükselmiştir'' ifadesini kullandı.
Avcı, taşımalı ilköğretim faaliyetlerinin devamlılığının sağlanması amacıyla 2014 yılı bütçesinde 800 milyon TL ödenek öngörüldüğünü vurguladı.
Taşımalı ortaöğretim uygulaması için ise 2014 yılı bütçesine 680 milyon TL kaynak tahsisi yapıldığını söyleyen Avcı, taşımalı ilköğretim ve ortaöğretim uygulaması kapsamında öğrencilere öğle yemeği verildiğini kaydetti.
Kız çocukların okullaşması
Kız çocuk brüt okullaşma oranının erkek çocuk brüt okullaşma oranına olan göreceli büyüklüğünü gösteren cinsiyet oranlarının, ilköğretimde 1997-1998 eğitim öğretim yılında yüzde 85,63 iken, 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 91,10’a çıktığını, 2012-2013 eğitim öğretim yılında ise yüzde 101,76’ya ulaştığı bilgisini veren Avcı, kız çocukların okullaşma oranının erkek çocukların oranını geçtiğini ifade etti.
Bu sırada konuşan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bunu bakanlık kadrosunda göremediklerini söyledi. Bakan Avcı'da ''Buradan baktığımda da manzara çok farklı değil. Yok birbirimizden farkımız'' dedi.
Ortaöğretimde kız ve erkek çocuk arasındaki cinsiyet oranlarının 1997-1998 eğitim öğretim yılında yüzde 74 iken, 2002-2003’de yüzde 72,32’ye düştüğünü ve 2012-2013 döneminde ise yüzde 94,15’e ulaştığını söyleyen Avcı, ''Ortaöğretimde kız ve erkek çocukların brüt okullaşma oranları arasındaki fark 2002-2003’te 25,84 iken, 2012-2013eğitim öğretim yılında ise 5,83’e düşürülmüştür'' diye konuştu.
Bakan Avcı, yükseköğretimde kız ve erkek çocuk arasındaki cinsiyet oranlarının ise 1997- 1998 eğitim öğretim yılında yüzde 69,58 iken, 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 74,33’e çıktığını, 2012-2013 döneminde ise yüzde 88,05’e ulaştığını kaydetti.
İşte MEB bütçesi
Eğitimin ülkenin en öncelikli konusu olduğunu vurgulayan Avcı, ''Her yıl olduğu gibi Bakanlığımız bütçesi Merkezi Yönetim Bütçesinden yine en büyük payı alarak 55 milyar 704 milyon 817 bin 610 TL olarak öngörülmüştür'' dedi.
Bakanlığın 2002 yılında Konsolide Bütçeden aldığı payın yüzde 7,60 iken, 2013 yılı bütçesinde yüzde 11,76; 2014 yılı bütçesinde ise yüzde 12,81 olarak öngörüldüğünü belirten Avcı, ''Yine Gayri Safi Yurtiçi Hasıladan 2002 yılında aldığımız pay yüzde 2,13 iken, 2013 yılında yüzde 3,02 olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılında ise bu oranın yüzde 3,24 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir'' diye konuştu.
Bakan Avcı, şöyle konuştu:
''Tüm kamu yatırımı ödenekleri bir önceki yıla göre ortalama yüzde 11 artarken, bakanlığımız 2014 yılı yatırım ödeneğinde bir önceki yıla göre yüzde 31 oranında artış sağlanmıştır. Bu artışın sağlanmasına büyük destek veren Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kalkınma Bakanımız ve Maliye Bakanımız başta olmak üzere ve bütün hükümet üyelerine ve komisyon üyelerine çok teşekkür ediyorum.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde yeni sınav sistemi ile ilgili yaptığı açıklamada “Orta vadede test sınavları yerine açık uçlu sınavların yapıldığı ve FATİH Projesi kapsamında dağıtılan tabletlerin daha etkin kullanıldığı bir yerleştirme sürecini aktif hale getirmek için planlamalarımızı yapıyoruz.'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlığının 2014 yılı bütçesi ile ilgili yaptığı sunumda, eğitimin, gerek bireyler ve toplumlar arası ilişkilerde gerekse uluslar ve ülkeler arası ilişkilerde fark yaratan olguların başında geldiğini vurguladı.
Bu nedenle, günümüzde daha iyi bir eğitime yönelik talep ve beklentilerin her geçen gün büyük bir hızla arttığını belirten Avcı, ''Yakın bir gelecekte, süresi kısa, çeşitliliği fazla ve sürekli değişim gösterebilen eğitim talepleriyle daha sık karşılaşacağız. Bu nedenle eğitim bilimcilerimize; bilgi üretmek, öğrenme ve öğretme süreçlerinde yeni yaklaşımlar geliştirmek ve donanımlı bireyler-nesiller yetiştirmek hususunda çok önemli vazifeler düşmektedir'' diye konuştu.
''Herkesin eğitim almasını hedefliyoruz''
Bu yıl Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi üzerinden 66 ayını dolduran ve kayıtları zorunlu olan çocukların, ikametgahlarına en uygun ilkokullara yerleştirilmelerinin yapıldığını kaydeden Avcı, ayrıca 60 ile 66 ay yaş grubundaki çocuğunu birinci sınıfa göndermek isteyen velilerin yazılı istekte bulunmaları üzerine de bu çocukların okullara kesin kayıtlarının yapıldığını ifade etti.
Bakan Avcı, ''Yeni eğitim sistemiyle tek tip insan yetiştirme anlayışından ve endoktrinasyon çabalarından vazgeçilmiş; insanın doğuştan getirdiği ya da iradi tercihleriyle oluşturduğu kişisel farklılıklara saygı duyan, onları güvence altına alan çoğulcu bir yaklaşım geliştirilmiştir'' dedi.
Bu yaklaşım uyarınca, eğitim öğretim hizmetlerinde hedefilerinin, kız-erkek ayırımı yapmaksızın herkesin sağlıklı bir eğitim almasını sağlamak olduğunu anlatan Avcı, ulusal ve küresel düzeyde ihtiyaç duyulan bilgi, değer ve becerileri öğrencilere kazandırarak onları hayata hazırlamayı da hedeflediklerini söyledi.
''Önemli adım attık''
Kamuoyunda Seviye Belirleme Sınavı (SBS) olarak bilinen elemeye dayalı ortaöğretime geçiş sınavını 2013 yılı itibarıyla kaldırdıklarını anımsatan Avcı, şunları kaydetti:
''Bugüne kadar uygulanan biçimleriyle bakıldığında, sınav odaklı olarak şekillenen ortaöğretime geçiş modelleri, arzu edilen öğrenci profilinin oluşmasını engelleyen etkenlerden biri olarak temayüz etmiştir. Oysa eğitimde başarı, yalnızca sınava dayalı bir performans olarak algılanmamalıdır. Getirilen yeni uygulamayla birlikte ortaöğretime geçiş, öğrenci ve okul odaklı bir hale dönüştürülmüştür. Gerçek başarı, temel derslerin yanı sıra, yabancı dil, spor ve sanat dallarında da kendisini geliştirmiş, uluslararası platformlarda kendi akranlarıyla rekabet edebilecek bir donanıma erişmiş ve evrensel değerlerle birlikte medeniyet değerlerimizi de özümseyebilmiş bir öğrenci profilinin oluşturulmasıyla yakalanabilir.''
Bu düşünceyle Bakanlığın, uzun vadede merkezi sınavların olmadığı ve çocukların bireysel yetenek ve eğilimlerine göre eğitim alabildiği bir yapıyı hayata geçirmek için önemli bir adım attığını, kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri olan bir yerleştirme sürecini başlattığını vurgulayan Avcı, şöyle devam etti:
''Sürecin uzun vadeli hedefi, her çocuğu kendi özgünlüğü ve özelliği içinde kabul etmek, kendi yetenek ve eğilimlerine göre orta ve yükseköğretime yönlendirebilmektir. Bu amaçla, orta vadede test sınavları yerine açık uçlu sınavların yapıldığı ve FATİH Projesi kapsamında dağıtılan tabletlerin daha etkin kullanıldığı bir yerleştirme sürecini aktif hale getirmek için planlamalarımızı yapıyoruz.''
''Sınav stresini azaltacak''
Öngördükleri en temel hususun, içinde bulunulan eğitim öğretim yılında çocukların ilave bir sınava girmemesi ve eğitim öğretim süreci içinde zaten yeter sayıda mevcut olan sınav sonuçlarının yerleştirmeye esas alınması olduğuna işaret eden Avcı, yeni sistemin işleyişinin oldukça basit olduğunu söyledi.
Sisteme ilişkin bilgileri anlatan Avcı, değerlendirmeye ilişkin hesaplamanın da oldukça basit olduğunu ifade etti. Çocuğun okul notlarının akademik ortalamasının hesap edileceğini, 6, 7 ve 8. sınıf yılsonu başarı puanlarının aritmetik ortalamasının yüzde 30’u ile 8. sınıf ağırlıklandırılmış ortak sınav puanının yüzde 70’inin toplamının yerleştirmeye esas puanı oluşturacağını bildirdi.
''Yeni dönemde değişen en önemli hususlardan biri de, anne baba olarak hepimizin yaşadığı 'ya bir şey olur da çocuğum sınava giremezse' endişesini ortadan kaldıracak telafi sınavının hayata geçirilmesidir'' diyen Avcı, normal zamanda sınava giremeyen ve mazereti olan bütün çocuklarımız makul bir süre içinde telafi sınavlarına gireceklerini belirtti.
Bunun sınav stresini azaltacağını ifade eden Avcı, sınav gerilimi açısından alınan bir diğer önlemin de ''dört yanlış bir doğruyu götürür'' uygulamasının kaldırılması olduğunu kaydetti.
Uzun vadede temel hedeflerinin, çocukları yeteneklerine göre ortaöğretim kurumlarına yerleştirme sürecini hayata geçirmek olduğunu anlatan Avcı, ''Bütün çocuklarımızın bir enstrüman çalabilmesini, bir sanat dalı ile ciddi biçimde ilgilenmesini, bir spor dalı ile ilgili altyapısını oluşturmasını ve sosyal bir birey olarak yetişmesini sağlamak istiyoruz. Bu niteliklerine göre de bir üst öğretim kurumuna yerleştirilmesini arzu ediyoruz. Temel mantığımız ise, kuşkusuz her çocuk özeldir'' diye konuştu.
Serbest kıyafet uygulaması
Geçen yıl itibarıyla serbest kıyafet uygulamasını başlattıklarını hatırlatan Avcı, serbest kıyafet uygulamasının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini, ancak serbest kıyafet seçenekleri arasında formanın da yer alacağını vurguladı.
Bakan Avcı, artık resmi ve özel, bütün okullarda öğrenci kıyafetinin velilerin yüzde 50’sinden fazlasının tercihiyle belirleneceğini belirtti.
''15 milyon 176 bin 425 çocuğumuzun annesine yardım''
Bakanlıkça yapılan derslik ve pansiyon çalışmalarına ilişkin de bilgi veren, 2003 yılından 23 Eylül 2013 tarihine kadar 39 bin 575’i hayırseverler tarafından olmak üzere toplam 205 bin 36 dersliğin yapımı tamamlanarak eğitim öğretimin hizmetine sunulduğunu açıkladı.
2002-2003 yılından bugüne kadar 956 ilköğretim ve ortaöğretim pansiyon binasının açıldığını, 110 bin 605 yeni yatak kapasitesi sağlandığına işaret eden Avcı, böylece koğuş sisteminden oda sistemine geçişin hızlandırıldığını kaydetti.
Bakan Avcı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile MEB koordinasyonunda Türkiye çapında Şartlı Eğitim Yardımı Programı uygulandığını hatırlatarak, ''2003 yılından 2013 yılı Şubat ayına kadar ilk ve ortaöğretimdeki 15 milyon 176 bin 425 çocuğumuzun annelerine 2 milyar 536 milyon TL ödeme yapılmıştır'' dedi.
Taşımalı eğitim
İlköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine verilen aylık yurt içi burs ücretinin 2002 yılında öğrenci başına 12,63 TL iken, 2013 yılında 135,6 TL’ye yükseltildiğini vurgulayan Avcı, böylece 2002 yılına göre yüzde 973,4’lük artış sağlandığını kaydetti.
Bakan Avcı, yatılı öğrenciler için öğrenci başına günlük ödenen yemek ve yatak bedellerinin 2002 yılında 1,42 TL iken, 2013 yılında 7,54 TL’ye çıkarıldığını, 2002 yılına göre yüzde 431’lik artış sağlandığını söyledi.
Taşımalı ilköğretim uygulamasına ilişkin de bilgi veren Avcı, ''Taşınan öğrenci sayısı 1997-1998 eğitim öğretim yılında 281 bin 833 iken, 2012-2013 eğitim öğretim yılında 812 bin 260’a yükselmiştir'' ifadesini kullandı.
Avcı, taşımalı ilköğretim faaliyetlerinin devamlılığının sağlanması amacıyla 2014 yılı bütçesinde 800 milyon TL ödenek öngörüldüğünü vurguladı.
Taşımalı ortaöğretim uygulaması için ise 2014 yılı bütçesine 680 milyon TL kaynak tahsisi yapıldığını söyleyen Avcı, taşımalı ilköğretim ve ortaöğretim uygulaması kapsamında öğrencilere öğle yemeği verildiğini kaydetti.
Kız çocukların okullaşması
Kız çocuk brüt okullaşma oranının erkek çocuk brüt okullaşma oranına olan göreceli büyüklüğünü gösteren cinsiyet oranlarının, ilköğretimde 1997-1998 eğitim öğretim yılında yüzde 85,63 iken, 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 91,10’a çıktığını, 2012-2013 eğitim öğretim yılında ise yüzde 101,76’ya ulaştığı bilgisini veren Avcı, kız çocukların okullaşma oranının erkek çocukların oranını geçtiğini ifade etti.
Bu sırada konuşan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bunu bakanlık kadrosunda göremediklerini söyledi. Bakan Avcı'da ''Buradan baktığımda da manzara çok farklı değil. Yok birbirimizden farkımız'' dedi.
Ortaöğretimde kız ve erkek çocuk arasındaki cinsiyet oranlarının 1997-1998 eğitim öğretim yılında yüzde 74 iken, 2002-2003’de yüzde 72,32’ye düştüğünü ve 2012-2013 döneminde ise yüzde 94,15’e ulaştığını söyleyen Avcı, ''Ortaöğretimde kız ve erkek çocukların brüt okullaşma oranları arasındaki fark 2002-2003’te 25,84 iken, 2012-2013eğitim öğretim yılında ise 5,83’e düşürülmüştür'' diye konuştu.
Bakan Avcı, yükseköğretimde kız ve erkek çocuk arasındaki cinsiyet oranlarının ise 1997- 1998 eğitim öğretim yılında yüzde 69,58 iken, 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 74,33’e çıktığını, 2012-2013 döneminde ise yüzde 88,05’e ulaştığını kaydetti.
İşte MEB bütçesi
Eğitimin ülkenin en öncelikli konusu olduğunu vurgulayan Avcı, ''Her yıl olduğu gibi Bakanlığımız bütçesi Merkezi Yönetim Bütçesinden yine en büyük payı alarak 55 milyar 704 milyon 817 bin 610 TL olarak öngörülmüştür'' dedi.
Bakanlığın 2002 yılında Konsolide Bütçeden aldığı payın yüzde 7,60 iken, 2013 yılı bütçesinde yüzde 11,76; 2014 yılı bütçesinde ise yüzde 12,81 olarak öngörüldüğünü belirten Avcı, ''Yine Gayri Safi Yurtiçi Hasıladan 2002 yılında aldığımız pay yüzde 2,13 iken, 2013 yılında yüzde 3,02 olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılında ise bu oranın yüzde 3,24 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir'' diye konuştu.
Bakan Avcı, şöyle konuştu:
''Tüm kamu yatırımı ödenekleri bir önceki yıla göre ortalama yüzde 11 artarken, bakanlığımız 2014 yılı yatırım ödeneğinde bir önceki yıla göre yüzde 31 oranında artış sağlanmıştır. Bu artışın sağlanmasına büyük destek veren Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kalkınma Bakanımız ve Maliye Bakanımız başta olmak üzere ve bütün hükümet üyelerine ve komisyon üyelerine çok teşekkür ediyorum.''
Son Güncelleme: Salı, 12 Kasım 2013 16:36
Gösterim: 1951
2013'te KPSS memur alımı yapılacak mı? KPSS'de kadro sayısı ne kadar olacak? KPSS ortaokul ve önlisans mezunlarına kadro verilecek mi? sorularını merak edenler için iyi haber Devlet Personel Başkanlığı'ndan geldi.

Eğitimtercihi- 2013 yılının son Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) memur alımları için kadrolar açıklandı. KPSS ortaöğretim, KPSS önlisans, KPSS lisans olmak üzere toplamda 11 bin 414 kişi memur olabilecek.
Kasım ayında yapılan tercihlerde ortaöğretim mezunu 2 bin 379 kişi, 2 yıllık yüksek öğrenim mezunu 2 bin 383 kişi, lisans mezunu 6 bin 653 kişi olmak üzere toplamda 11 bin 414 kişi kadrolara yerleşecek.
Devlet Personel Başkanlığı resmi internet sitesinden konuya ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada "Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde bu Yönetmelikte (B) Grubu olarak adlandırılan kadro ve pozisyonların kamu kurum ve kuruluşlarınca Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesini müteakip, bu kadro ve pozisyonlar Nitelik Kod Kılavuzu ve mer-i mevzuat açısından incelenerek ilan edilmek üzere ÖSYM Başkanlığına gönderilmekte ve bu Başkanlıkça da KPSS Tercih kılavuzlarıyla kadro ve pozisyonlar ilan edilmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşlarınca merkezi yerleştirme yapılmak üzere Devlet Personel Başkanlığına gönderilen (Milli Eğitim Bakanlığına ait Öğretmen kadroları ve kariyer meslek memurları dışında kalan) toplam (11.415) kadro ve pozisyona 18-27 Kasım 2013 tarihleri arasında ÖSYM Başkanlığınca www.osym.gov.tr adresi üzerinden tercih işlemi yapılacaktır" ibaresi yer aldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2013'te KPSS memur alımı yapılacak mı? KPSS'de kadro sayısı ne kadar olacak? KPSS ortaokul ve önlisans mezunlarına kadro verilecek mi? sorularını merak edenler için iyi haber Devlet Personel Başkanlığı'ndan geldi.

Eğitimtercihi- 2013 yılının son Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) memur alımları için kadrolar açıklandı. KPSS ortaöğretim, KPSS önlisans, KPSS lisans olmak üzere toplamda 11 bin 414 kişi memur olabilecek.
Kasım ayında yapılan tercihlerde ortaöğretim mezunu 2 bin 379 kişi, 2 yıllık yüksek öğrenim mezunu 2 bin 383 kişi, lisans mezunu 6 bin 653 kişi olmak üzere toplamda 11 bin 414 kişi kadrolara yerleşecek.
Devlet Personel Başkanlığı resmi internet sitesinden konuya ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada "Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde bu Yönetmelikte (B) Grubu olarak adlandırılan kadro ve pozisyonların kamu kurum ve kuruluşlarınca Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesini müteakip, bu kadro ve pozisyonlar Nitelik Kod Kılavuzu ve mer-i mevzuat açısından incelenerek ilan edilmek üzere ÖSYM Başkanlığına gönderilmekte ve bu Başkanlıkça da KPSS Tercih kılavuzlarıyla kadro ve pozisyonlar ilan edilmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşlarınca merkezi yerleştirme yapılmak üzere Devlet Personel Başkanlığına gönderilen (Milli Eğitim Bakanlığına ait Öğretmen kadroları ve kariyer meslek memurları dışında kalan) toplam (11.415) kadro ve pozisyona 18-27 Kasım 2013 tarihleri arasında ÖSYM Başkanlığınca www.osym.gov.tr adresi üzerinden tercih işlemi yapılacaktır" ibaresi yer aldı.
Son Güncelleme: Salı, 12 Kasım 2013 12:04
Gösterim: 2839

