Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
TÖDER dershane ve özel okul temsilcileri, 9-11 Mart tarihlerinde Antalya’da “Dershanelerin Dönüşüm Süreci ve Özel Okullar” başlıklı toplantıda bir araya gelerek dönüşüm sürecini ve bu sürecin eğitim sistemimize yansımalarını konuştu. Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) dershane ve özel okul temsilcileriyle 9-11 Mart tarihlerinde Antalya'da toplandı. "Dershanelerin dönüşüm süreci ve özel okullar" konulu toplantıya Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yetkililer de katıldı. Ağırlıklı olarak temel lise ve ortaokula dönüşen dershaneler yeni bir okul türü ortaya çıkarıyor. Dönüşüm sürecinin sağlıklı yürümesi, bu okulların kalitesine bağlı. Ayrıca süreç devlet liselerini ve özel okulları da etkileyecek. Toplantıda, dershane ve okul kurucularıyla, sürecin sağlıklı yürümesi için izlenecek yol tartışıldı.
Toplantıya ev sahipliği yapan Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, toplantının iki amacı olduğunu belirterek, birinci amacının dershanelerin kapatılmasıyla başlayan dönüşüm sürecinin sağlıklı biçimde yürümesine katkıda bulunmak olduğunu ifade etti. Dershanelerin kapatılmasıyla başlayan dönüşüm süreci sağlıklı yürütülmezse yozlaşmış bir okul tipi ortaya çıkacağını, ayrıca yarım asırdan fazla muhteşem birikime sahip dershanelerin bütün emeklerinin heba olacağını dile getirdi. Taşel, ikinci amacının ise özel okulların dershanelerin dönüşüm sürecinden olumsuz etkilenmemesini sağlamak olduğunu söyledi.
Devlet okullarında sınıfların kalabalık, özel sektörün payının ise yüzde 4’ler mertebesinde olduğunu vurgulayan Taşel, “ O zaman bizim temel amacımız belli, devletin eğitimdeki yükünü azaltmak. Çünkü özel sektörü, girdiği her yerde kaliteyi ve rekabeti artıran bir sektördür. Bu sürecin sonunda özel sektörün payını %15’lere kadar çıkarabilirsek, bu süreci sağlıklı yürüttüğümüzü söyleyebileceğiz” dedi
Açılacak temel liselerin çok kaliteli olması gerektiğini kaydeden Taşel, kalitesiz olan kurumların kesinlikle öğrenci almaması gerektiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: “Temel liseler, akşam liselerinin düştüğü itibarsız konuma düşmemek için özel okula dönüşüm sürecini dört dörtlük yapmalılar. Bizim gücümüz en zayıf halkanın gücü kadardır. Bir zinciri ne kadar sağlam yaparsanız yapın, bir halkası zayıfsa zincir kopar. Ben yarım asırlık birikime sahip dershanelerimizin bu işi dört dörtlük yapacağından eminim. Bakanlığımızdan tek istediğimiz bize karşı direnç gösterenlere karşı haklarımızı koruması. Biz de onların kurumuyuz, biz de o sistemin bir parçasıyız. Özel öğretim kurumları Türkiye’de, hem mili eğitime bağlı hem de milli eğitimin dışında bir kurum gibi algılandığı sürece bizim başarılı olma şansımız yok. Geçmişte bunun acı deneyimlerini yaşadık. Bundan sonraki süreçte de bunu yaşamak istemiyoruz.”
ANADOLU LİSELERİNDEN TEMEL LİSELERE CİDDİ BİR GEÇİŞ SÖZ KONUSU
MEB Özel Öğretim Dönüşüm ve Teşvik Dairesi Başkanı Fethullah Güner ise temel liselerle birlikte esnek müfredatın milli eğitimimize girdiğini ifade ederek, bu yıl 9. sınıflardan 26 saat yüz yüze, 9 saat sınav şeklinde müfredat uygulanacağını, dolayısıyla sektörün bilgi birikimini okulcuğa yansıtırsa eğitim sistemimize ciddi katkıları olabileceğini vurguladı.
Şu an dershanelerde 40 binin üzerinde eğitim personelinin çalıştığını ve dönüşüm programına başvuran dershane sayısının ise yaklaşık 2 bini bulduğunu söyleyen Güner, “Programa almış olduklarımız da 1700’ü geçti. Bu dershaneler dönüşümünü tamamladığı zaman eylül ayında sektöre en az 2000 tane dönüşüm okulu girmiş olacak. Özellikle Anadolu liselerinden temel liselere ciddi bir geçiş söz konusu. Bu da şunu gösteriyor dönüşen kurumlardaki personel ihtiyacı artarak devam edecek. Çünkü dershanelerdeki personel okuldakinden daha az. Dolayısıyla personel noktasında ciddi bir mağduriyetin yaşanacağını düşünmüyoruz. Ancak kanunda yer alan, yeterli şartlara sahip personelin atanmasıyla ilgili süreçle ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şu an üniversitelerde formasyon eğitimi açtık. Bu arkadaşlarımızın hepsi atanamayabilir ama yine de bu sektörümüze ciddi bir katkıdır. Çünkü formasyon sahibi oldukları zaman özel okullarımızda kadrolu olarak istihdam edilecekler” şeklinde konuştu.
Dönüşüm programına başvurunun başladığı tarihten bugüne kadar ne kadar başvuru olduğuna dair de bilgi veren Fethullah Güner, “2 Haziran-4 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen birinci dönemde 475 kurum başvuru yaptı, bunlardan 326 tanesi dönüşüm programına alındı. İkinci dönemde 298 kurum başvuru yaptı, bunlardan 240 tanesi dönüşüm programına alındı. Üçüncü dönemde 218 kurum başvuru yaptı, bunlardan 182 tanesi dönüşüm programına alındı. Dördüncü dönemde ise 1050 kurum başvuru yaptı, bunlardan da 894 tanesi dönüşüm programına alındı” dedi.
TAKVİYE İHTİYACINI GİDERMEK ZORUNDAYIZ
Toplantıda Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Eş Başkanı Cem Gülan, Özel Yüce Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Kalınyazgan, ÖZKUR-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç, Şişli Terakki Vakıf Okulları Genel Müdürü Mehmet Güneş, Final Eğitim Kurumları Genel Müdürü Şevket Ertem ve Taş Okulları Genel Müdürü Ali Akdoğan’ın katıldığı bir oturum gerçekleşti.
Özel okulculuğa olan talebin yükseldiğini belirten Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Eş Başkanı Cem Gülan, daha çok velinin çocuğunu özel okula göndermek istediğini dile getirdi. İstanbul’da okul öncesi okullar dahil 2 binin üzerinde özel okul olduğunu ifade eden Gülan, “Türkiye çapında 2 bin yeni özel okul katılacaksa bunun 600-700 tanesi İstanbul’da olacak” dedi.
Özel okulların takviyeyi öğrenmeye başladığı söyleyen Gülan, “Özel okulların da dershane yönüne doğru bir evrim geçireceği söyleniyor. Dershaneleştik mi, okullaştık mı? Sınav sistemi aynı olduğu sürece biz, öğrencilerimizin takviye ihtiyacını paralı veya parasız gidermek zorundayız. Bunun ikinci bir şıkkı daha yok” diye konuştu.
Türkiye’de özel okullarının işini çok iyi yaptığını kaydeden ÖZKUR-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç, “Türkiye’de özel okulculuğun geleceği açık ve parlaktır. Bir şartla %15’e çıkacak. Özel okullarda bir sıkıntı olursa dershanelerden dönüşen okulları etkiler. Aynı şekilde dönüşen okullarda bir sıkıntı olursa özel okulları etkiler” dedi.
HAFTA SONU KURSLARI MUTLAKA OLMALI
Taş Okulları Genel Müdürü Ali Akdoğan ise temel liselerin açık olarak hedeflerini ortaya koyması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Hafta sonu kursları mutlaka olmalı. Sınav gerçeği bunu zorunlu kılıyor. En azından psikolojik açıdan buna ihtiyaç var. Bunu yapmazsanız bir eksiklik hissi verirsiniz. Kurslar zorunlu mu olmalı? Evet, okullar artık 6 gün formuna kavuşmuştur. Bağımsız da yapılabilir ama mutlaka hafta içiyle bağlantılı olmalı. Ücretli olup olmaması da okulun vereceği karardır. Öğretmenlere ise ekstra bir ücret verilmelidir nitelikli bir eğitim için.”
“Çocuklarımız merkeze alınmadıkça sektörün başarılı olması mümkün görülmüyor” diyen Şişli Terakki Vakıf Okulları Genel Müdürü Mehmet Güneş, temel amacın çocukların becerilerine ileriye götürmek olduğunu söyledi. Eğitim kurumlarını kurum yapan, öğretmen kadrosunun, kurucunun ve yöneticinin yarattığı motivasyon olduğunu dile getiren Güneş, “Çünkü eğitim kaygı gerektirmeyen bir ortamdır. Kaygının olmadığı bir ortamda öğrenme gerçekleşmez” dedi.
TÖDER ‘DERSHANELERİN DÖNÜŞÜMÜ VE ÖZEL OKULLAR’ TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ
9 – 11 Mart tarihlerinde Antalya’da TÖDER’in ev sahipliği ile toplanan dershane ve özel okul kurucuları, dönüşüm sürecini ve bu sürecin eğitim sistemimize yansımalarını konuştu. Toplantının iki temel amacı vardı:
1. Dershanelerin kapatılmasıyla başlayan dönüşüm sürecinin sağlıklı biçimde yürümesine katkıda bulunmak,
2. Özel okulların dönüşüm sürecinden olumsuz etkilenmemesi için izlenecek yolu belirlemek.
Eğitimle ilgili kararlar sadece bugünü değil gelecek kuşakları da derinden etkilemektedir. Bu nedenle alınacak kararlar ve işlenecek yol oldukça önemlidir. Bilindiği gibi dershaneler 1 Eylül 2015 tarihi itibariyle kapanacak ya da özel okula dönüşecek.
Bu sürecin sonunda dönüşen kurumların artık bir özel okul olmanın bilinci ve sorumluluğu ile hareket etmesi esastır. Bu kurumların hedefi resmi okullardan öğrenci almak ve bakanlığımızın bu anlamdaki yükünü ve yoğunluğunu hafifletmek olmalıdır. Bu akış resmi okullardaki sınıf mevcutlarını makul seviyeye indirecek ve kaliteyi artıracaktır. Bu yönüyle bakıldığında ‘Dönüşüm’ eğitimde kalitenin artması ve özel okullaşma oranının yükselmesi bakımından olumlu bir adım olarak görülebilir. Ancak bu hedefin gerçekleşmesi izlenecek yol ve yöntemlerin doğru seçilmesine bağlıdır. Süreç özenle yürütülmezse sektörü olumsuz yönde etkileyecek sonuçlar da ortaya çıkabilir. Bu açıdan dershanelere ve özel okullara önemli sorumluluklar düşmektedir.
Dershanelerin mevcut alışkanlıklarını revize ederek, yarım asırlık bilgi ve birikimini okul standartlarını dikkate alarak kullanabilecekleri bir sistem oluşturmaları gerekmektedir. Özel okulların da mevcut standartlarını koruyup ek kurslar yaparak dershanelerin boşluğunu hissettirmeyecek bir sistem oluşturmaları doğru olacaktır. Sonuç olarak hem dönüşen okulların hem de mevcut özel okulların eğitim – öğretim programlarıyla ilgili yeni düzenlemeler yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Bu konuda belirsizliği ortadan kaldırmak için kurumların velilerini bilgilendirmeleri önemlidir. Bu konuda velilerin de en sağlıklı bilgiyi kendi kurumlarından alabileceklerine inanıyoruz.
Dershanelerin kapanması ya da dönüşümünü izleyen süreçte kayıt dışı ders bürolarının çeşitli adlarla faaliyet göstermek üzere hazırlık yaptığı gözlenmektedir. Bu Türk Milli Eğitim sistemi için önemli bir sıkıntı oluşturacaktır. Kayıt dışı kurumların bakanlığımız, sivil toplum kurumları, belediyeler ve ilgili diğer kurumlar tarafından titizlikle takip edileceğini ve bunlara geçerli yaptırımların uygulanacağına inanıyoruz. Ancak velilerin de bu kayıt dışı ve yetkisiz kişi ve kuruluşlara itibar etmemesi gerekmektedir. Bu tür yerlere devam eden öğrenciler, yapılacak müdahalelerle mağdur olacak ve en büyük zararı onlar görecektir.
Sürecin daha başarılı olabilmesi için özel öğretim kurumlarının Milli Eğitim Bakanlığı’ndan da bazı istekleri olduğu görülmüş ve bunların bakanlığımızla paylaşılmasına karar verilmiştir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TÖDER dershane ve özel okul temsilcileri, 9-11 Mart tarihlerinde Antalya’da “Dershanelerin Dönüşüm Süreci ve Özel Okullar” başlıklı toplantıda bir araya gelerek dönüşüm sürecini ve bu sürecin eğitim sistemimize yansımalarını konuştu. Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) dershane ve özel okul temsilcileriyle 9-11 Mart tarihlerinde Antalya'da toplandı. "Dershanelerin dönüşüm süreci ve özel okullar" konulu toplantıya Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yetkililer de katıldı. Ağırlıklı olarak temel lise ve ortaokula dönüşen dershaneler yeni bir okul türü ortaya çıkarıyor. Dönüşüm sürecinin sağlıklı yürümesi, bu okulların kalitesine bağlı. Ayrıca süreç devlet liselerini ve özel okulları da etkileyecek. Toplantıda, dershane ve okul kurucularıyla, sürecin sağlıklı yürümesi için izlenecek yol tartışıldı.
Toplantıya ev sahipliği yapan Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, toplantının iki amacı olduğunu belirterek, birinci amacının dershanelerin kapatılmasıyla başlayan dönüşüm sürecinin sağlıklı biçimde yürümesine katkıda bulunmak olduğunu ifade etti. Dershanelerin kapatılmasıyla başlayan dönüşüm süreci sağlıklı yürütülmezse yozlaşmış bir okul tipi ortaya çıkacağını, ayrıca yarım asırdan fazla muhteşem birikime sahip dershanelerin bütün emeklerinin heba olacağını dile getirdi. Taşel, ikinci amacının ise özel okulların dershanelerin dönüşüm sürecinden olumsuz etkilenmemesini sağlamak olduğunu söyledi.
Devlet okullarında sınıfların kalabalık, özel sektörün payının ise yüzde 4’ler mertebesinde olduğunu vurgulayan Taşel, “ O zaman bizim temel amacımız belli, devletin eğitimdeki yükünü azaltmak. Çünkü özel sektörü, girdiği her yerde kaliteyi ve rekabeti artıran bir sektördür. Bu sürecin sonunda özel sektörün payını %15’lere kadar çıkarabilirsek, bu süreci sağlıklı yürüttüğümüzü söyleyebileceğiz” dedi
Açılacak temel liselerin çok kaliteli olması gerektiğini kaydeden Taşel, kalitesiz olan kurumların kesinlikle öğrenci almaması gerektiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: “Temel liseler, akşam liselerinin düştüğü itibarsız konuma düşmemek için özel okula dönüşüm sürecini dört dörtlük yapmalılar. Bizim gücümüz en zayıf halkanın gücü kadardır. Bir zinciri ne kadar sağlam yaparsanız yapın, bir halkası zayıfsa zincir kopar. Ben yarım asırlık birikime sahip dershanelerimizin bu işi dört dörtlük yapacağından eminim. Bakanlığımızdan tek istediğimiz bize karşı direnç gösterenlere karşı haklarımızı koruması. Biz de onların kurumuyuz, biz de o sistemin bir parçasıyız. Özel öğretim kurumları Türkiye’de, hem mili eğitime bağlı hem de milli eğitimin dışında bir kurum gibi algılandığı sürece bizim başarılı olma şansımız yok. Geçmişte bunun acı deneyimlerini yaşadık. Bundan sonraki süreçte de bunu yaşamak istemiyoruz.”
ANADOLU LİSELERİNDEN TEMEL LİSELERE CİDDİ BİR GEÇİŞ SÖZ KONUSU
MEB Özel Öğretim Dönüşüm ve Teşvik Dairesi Başkanı Fethullah Güner ise temel liselerle birlikte esnek müfredatın milli eğitimimize girdiğini ifade ederek, bu yıl 9. sınıflardan 26 saat yüz yüze, 9 saat sınav şeklinde müfredat uygulanacağını, dolayısıyla sektörün bilgi birikimini okulcuğa yansıtırsa eğitim sistemimize ciddi katkıları olabileceğini vurguladı.
Şu an dershanelerde 40 binin üzerinde eğitim personelinin çalıştığını ve dönüşüm programına başvuran dershane sayısının ise yaklaşık 2 bini bulduğunu söyleyen Güner, “Programa almış olduklarımız da 1700’ü geçti. Bu dershaneler dönüşümünü tamamladığı zaman eylül ayında sektöre en az 2000 tane dönüşüm okulu girmiş olacak. Özellikle Anadolu liselerinden temel liselere ciddi bir geçiş söz konusu. Bu da şunu gösteriyor dönüşen kurumlardaki personel ihtiyacı artarak devam edecek. Çünkü dershanelerdeki personel okuldakinden daha az. Dolayısıyla personel noktasında ciddi bir mağduriyetin yaşanacağını düşünmüyoruz. Ancak kanunda yer alan, yeterli şartlara sahip personelin atanmasıyla ilgili süreçle ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şu an üniversitelerde formasyon eğitimi açtık. Bu arkadaşlarımızın hepsi atanamayabilir ama yine de bu sektörümüze ciddi bir katkıdır. Çünkü formasyon sahibi oldukları zaman özel okullarımızda kadrolu olarak istihdam edilecekler” şeklinde konuştu.
Dönüşüm programına başvurunun başladığı tarihten bugüne kadar ne kadar başvuru olduğuna dair de bilgi veren Fethullah Güner, “2 Haziran-4 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen birinci dönemde 475 kurum başvuru yaptı, bunlardan 326 tanesi dönüşüm programına alındı. İkinci dönemde 298 kurum başvuru yaptı, bunlardan 240 tanesi dönüşüm programına alındı. Üçüncü dönemde 218 kurum başvuru yaptı, bunlardan 182 tanesi dönüşüm programına alındı. Dördüncü dönemde ise 1050 kurum başvuru yaptı, bunlardan da 894 tanesi dönüşüm programına alındı” dedi.
TAKVİYE İHTİYACINI GİDERMEK ZORUNDAYIZ
Toplantıda Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Eş Başkanı Cem Gülan, Özel Yüce Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Kalınyazgan, ÖZKUR-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç, Şişli Terakki Vakıf Okulları Genel Müdürü Mehmet Güneş, Final Eğitim Kurumları Genel Müdürü Şevket Ertem ve Taş Okulları Genel Müdürü Ali Akdoğan’ın katıldığı bir oturum gerçekleşti.
Özel okulculuğa olan talebin yükseldiğini belirten Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Eş Başkanı Cem Gülan, daha çok velinin çocuğunu özel okula göndermek istediğini dile getirdi. İstanbul’da okul öncesi okullar dahil 2 binin üzerinde özel okul olduğunu ifade eden Gülan, “Türkiye çapında 2 bin yeni özel okul katılacaksa bunun 600-700 tanesi İstanbul’da olacak” dedi.
Özel okulların takviyeyi öğrenmeye başladığı söyleyen Gülan, “Özel okulların da dershane yönüne doğru bir evrim geçireceği söyleniyor. Dershaneleştik mi, okullaştık mı? Sınav sistemi aynı olduğu sürece biz, öğrencilerimizin takviye ihtiyacını paralı veya parasız gidermek zorundayız. Bunun ikinci bir şıkkı daha yok” diye konuştu.
Türkiye’de özel okullarının işini çok iyi yaptığını kaydeden ÖZKUR-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç, “Türkiye’de özel okulculuğun geleceği açık ve parlaktır. Bir şartla %15’e çıkacak. Özel okullarda bir sıkıntı olursa dershanelerden dönüşen okulları etkiler. Aynı şekilde dönüşen okullarda bir sıkıntı olursa özel okulları etkiler” dedi.
HAFTA SONU KURSLARI MUTLAKA OLMALI
Taş Okulları Genel Müdürü Ali Akdoğan ise temel liselerin açık olarak hedeflerini ortaya koyması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Hafta sonu kursları mutlaka olmalı. Sınav gerçeği bunu zorunlu kılıyor. En azından psikolojik açıdan buna ihtiyaç var. Bunu yapmazsanız bir eksiklik hissi verirsiniz. Kurslar zorunlu mu olmalı? Evet, okullar artık 6 gün formuna kavuşmuştur. Bağımsız da yapılabilir ama mutlaka hafta içiyle bağlantılı olmalı. Ücretli olup olmaması da okulun vereceği karardır. Öğretmenlere ise ekstra bir ücret verilmelidir nitelikli bir eğitim için.”
“Çocuklarımız merkeze alınmadıkça sektörün başarılı olması mümkün görülmüyor” diyen Şişli Terakki Vakıf Okulları Genel Müdürü Mehmet Güneş, temel amacın çocukların becerilerine ileriye götürmek olduğunu söyledi. Eğitim kurumlarını kurum yapan, öğretmen kadrosunun, kurucunun ve yöneticinin yarattığı motivasyon olduğunu dile getiren Güneş, “Çünkü eğitim kaygı gerektirmeyen bir ortamdır. Kaygının olmadığı bir ortamda öğrenme gerçekleşmez” dedi.
TÖDER ‘DERSHANELERİN DÖNÜŞÜMÜ VE ÖZEL OKULLAR’ TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ
9 – 11 Mart tarihlerinde Antalya’da TÖDER’in ev sahipliği ile toplanan dershane ve özel okul kurucuları, dönüşüm sürecini ve bu sürecin eğitim sistemimize yansımalarını konuştu. Toplantının iki temel amacı vardı:
1. Dershanelerin kapatılmasıyla başlayan dönüşüm sürecinin sağlıklı biçimde yürümesine katkıda bulunmak,
2. Özel okulların dönüşüm sürecinden olumsuz etkilenmemesi için izlenecek yolu belirlemek.
Eğitimle ilgili kararlar sadece bugünü değil gelecek kuşakları da derinden etkilemektedir. Bu nedenle alınacak kararlar ve işlenecek yol oldukça önemlidir. Bilindiği gibi dershaneler 1 Eylül 2015 tarihi itibariyle kapanacak ya da özel okula dönüşecek.
Bu sürecin sonunda dönüşen kurumların artık bir özel okul olmanın bilinci ve sorumluluğu ile hareket etmesi esastır. Bu kurumların hedefi resmi okullardan öğrenci almak ve bakanlığımızın bu anlamdaki yükünü ve yoğunluğunu hafifletmek olmalıdır. Bu akış resmi okullardaki sınıf mevcutlarını makul seviyeye indirecek ve kaliteyi artıracaktır. Bu yönüyle bakıldığında ‘Dönüşüm’ eğitimde kalitenin artması ve özel okullaşma oranının yükselmesi bakımından olumlu bir adım olarak görülebilir. Ancak bu hedefin gerçekleşmesi izlenecek yol ve yöntemlerin doğru seçilmesine bağlıdır. Süreç özenle yürütülmezse sektörü olumsuz yönde etkileyecek sonuçlar da ortaya çıkabilir. Bu açıdan dershanelere ve özel okullara önemli sorumluluklar düşmektedir.
Dershanelerin mevcut alışkanlıklarını revize ederek, yarım asırlık bilgi ve birikimini okul standartlarını dikkate alarak kullanabilecekleri bir sistem oluşturmaları gerekmektedir. Özel okulların da mevcut standartlarını koruyup ek kurslar yaparak dershanelerin boşluğunu hissettirmeyecek bir sistem oluşturmaları doğru olacaktır. Sonuç olarak hem dönüşen okulların hem de mevcut özel okulların eğitim – öğretim programlarıyla ilgili yeni düzenlemeler yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Bu konuda belirsizliği ortadan kaldırmak için kurumların velilerini bilgilendirmeleri önemlidir. Bu konuda velilerin de en sağlıklı bilgiyi kendi kurumlarından alabileceklerine inanıyoruz.
Dershanelerin kapanması ya da dönüşümünü izleyen süreçte kayıt dışı ders bürolarının çeşitli adlarla faaliyet göstermek üzere hazırlık yaptığı gözlenmektedir. Bu Türk Milli Eğitim sistemi için önemli bir sıkıntı oluşturacaktır. Kayıt dışı kurumların bakanlığımız, sivil toplum kurumları, belediyeler ve ilgili diğer kurumlar tarafından titizlikle takip edileceğini ve bunlara geçerli yaptırımların uygulanacağına inanıyoruz. Ancak velilerin de bu kayıt dışı ve yetkisiz kişi ve kuruluşlara itibar etmemesi gerekmektedir. Bu tür yerlere devam eden öğrenciler, yapılacak müdahalelerle mağdur olacak ve en büyük zararı onlar görecektir.
Sürecin daha başarılı olabilmesi için özel öğretim kurumlarının Milli Eğitim Bakanlığı’ndan da bazı istekleri olduğu görülmüş ve bunların bakanlığımızla paylaşılmasına karar verilmiştir.
Son Güncelleme: Perşembe, 02 Nisan 2015 16:02
Gösterim: 2635
2010'daki KPSS'de usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında, ÖSYM eski başkanları Yarımağan ve Demir, "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağrıldı.
Soruşturmayı yürüten Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Yücel Erkman'ın, Ünal Yarımağan ve Ali Demir'i UYAP Sistemi üzerinden SMS ile ifadeye davet ettiği öğrenildi.
KPSS'deki usulsüzlük iddiaları soruşturması kapsamında, "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağrılan eski ÖSYM başkanları Ünal Yarımağan'a "sınav güvenliğini sağlayamamak", Ali Demir'e ise "kanuna aykırı talimatı uygulayarak, sınav kitapçıklarını imha ettirmek" suçlamalarının sorulacağı öğrenildi.
2010'daki KPSS'de usulsüzlük iddialarını soruşturan Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Yücel Erkman, Yarımağan ve Demir'i UYAP Sistemi üzerinden SMS ile ifadeye davet etmişti.
Edinilen bilgiye göre, Yarımağan'ın, "sınav güvenliğini sağlamayarak görevi ihmal ettiği", Demir'in ise, soruşturmayı 4 yıl yürüten Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan'ın, "sınav kitapçıklarının imhası yönündeki talimatını, kanuna aykırı olmasına karşın uygulayarak, delilleri yok ettiği ve böylece görevini kötüye kullandığı" iddialarıyla ilgili ifadeleri alınacak.
Demir ve Yarımağan'ın gelecek hafta ifade vermelerinin beklendiği kaydedildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2010'daki KPSS'de usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında, ÖSYM eski başkanları Yarımağan ve Demir, "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağrıldı.
Soruşturmayı yürüten Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Yücel Erkman'ın, Ünal Yarımağan ve Ali Demir'i UYAP Sistemi üzerinden SMS ile ifadeye davet ettiği öğrenildi.
KPSS'deki usulsüzlük iddiaları soruşturması kapsamında, "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağrılan eski ÖSYM başkanları Ünal Yarımağan'a "sınav güvenliğini sağlayamamak", Ali Demir'e ise "kanuna aykırı talimatı uygulayarak, sınav kitapçıklarını imha ettirmek" suçlamalarının sorulacağı öğrenildi.
2010'daki KPSS'de usulsüzlük iddialarını soruşturan Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Yücel Erkman, Yarımağan ve Demir'i UYAP Sistemi üzerinden SMS ile ifadeye davet etmişti.
Edinilen bilgiye göre, Yarımağan'ın, "sınav güvenliğini sağlamayarak görevi ihmal ettiği", Demir'in ise, soruşturmayı 4 yıl yürüten Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan'ın, "sınav kitapçıklarının imhası yönündeki talimatını, kanuna aykırı olmasına karşın uygulayarak, delilleri yok ettiği ve böylece görevini kötüye kullandığı" iddialarıyla ilgili ifadeleri alınacak.
Demir ve Yarımağan'ın gelecek hafta ifade vermelerinin beklendiği kaydedildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 02 Nisan 2015 12:29
Gösterim: 1707
MEB Özel Öğretim Dönüşüm ve Teşvik Dairesi Başkanı Fethullah Güner, dershane ve özel okul temsilcilerinin dönüşüm sürecine ilişkin sorularına açıklık getirdi.
1- Dönüşüm için başvuran dershaneler, özel okula dönüşme sürecinde mali müfettişler tarafından istenen belgeler nedeniyle birtakım sorunlar yaşıyorlar. Bu sorunların çözüme kavuşması için neler yapılabilir?
81 ilin mali başkanları ile İstanbul’da toplantı yapacağız. Toplantının tek gündem maddesi okulların açılışındaki yaşanan sorunlar olacak. Dönüşüm sürecinde okul açmayla ilgili yaşanan bu sorunları o toplantıda çözeceğiz.
2- Burslu öğrenciler özel okula nakil yaptırdıkları zaman bursu kesiliyor. Temel liselerde de bu geçerli olacak mı?
Yönetmelikte bununla ilgili hüküm var. Bu hüküm temel liseler için de geçerli. Eğitim öğretim desteği ile ilgili belli şartlar var. Her sınıf düzeyinde boş kalan kontenjan gibi… Bu yönetmeliğe geçen yıl 12 olarak girdi. Sınıflar 24 kişilik olduğu için de bu %50’ye tekabül ediyor. Şu an eğitim öğretim desteğiyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Bakanımıza bu konuya ilişkin detaylar sunuldu. Belli konularda Bakan Bey’in onayı alındı. Önümüzdeki süre içerisinde bu %50 dahil, belli düzenlemeler kamuoyuyla paylaşılacak. Bu oranların artması mümkün olabilir. Eğitim öğretim desteğiyle ilgili takvim hazır. Vakti geldiği zaman kamuoyuyla paylaşılacak. Sadece beklenti açısından söyleyeyim. Geçen yıl temel liselerde 3 bin, okul öncesinde ise 3 bin 500 olan bu rakamın belli düzeyde artmasını biz de bekliyoruz. Neticeyi hep birlikte Temmuz ayında görmüş olacağız.
3- Öğrenci desteği kurumlara teşvik olarak yansıtılacak mı https://edmedicom.com? 4 yılın sonunda kurumun dönüşüme uğramaması durumunda kurumdan teşvik olarak geri alınacak mı?
5 yıl vergi muafiyeti ve diğer haklardan yararlanmışlarsa bunları %100 geri ödeyecekler. Şu an kurumlara doğrudan eğitim öğretim desteği altında bir ödeme yapılmıyor.
4- Öğrenim türü değiştiği zaman öğrencinin tekrar teşvik için müracaat etmesi gerekiyor mu?
Şu an ilkokul 1’e giden bir çocuk sınıf tekrarı yapmadığı ve teşvik kapsamında olmayan bir okula gitmediği müddet ilkokulu bitirene kadar bu destekten yararlanabilecek. Ama sınıf tekrarı yaparsa bu mümkün olmayacak. Ayrıca bakanlık destek almaya hak kazanan okullar listesini yayınlıyor. Bu liste dışındaki okula giderse teşviki yine kesilir. Ama teşvik lisesi olan bir okula kayıt olması durumunda hakkını almaya devam eder. Sadece kademe değiştiği zaman bunu yenilemesi gerekir. Yani ilkokulu bitiren çocuk beşinci sınıfa başladığı zaman tekrar desteğe müracaat edecek.
TEMEL LİSELERE NAKİL MÜMKÜN OLABİLECEK Mİ?
5- TEOG’da tercihlerinde öğrenci temel lise tercihi de yapabilecek mi?
Bu sene ilgili genel müdürlük özel okula gidecek öğrencilerin yerleştirme sistemi dışında bırakılmasıyla ilgili bir buton hazırlığı yapıyor. Dolayısıyla belki sisteme dahil edilmeyebilir. Sadece eğitim öğretim desteğinde geçen yıl ki gibi biz tercihe dayalı yerleştirme yapacağız. Dolayısıyla doğrudan temel liselere nakil olabilecek.
6- İkili eğitim yapacak şekilde kayıt almaya başlayan dönüşüm okulları, yeterli öğrenciyi dolduramazlarsa tekli eğitim yapabilirler mi?
İkili eğitim yaptınız, baktınız ki öğrenci dolmadı. Tekrar yazışmayla tekli öğretime geçebilirsiniz.
7- Temel liseye dönüşümde depreme dayanıklı teknik rapor şartı var mı?
Var, teknik rapor istiyoruz. Birebir dönüşenlerden itfaiye raporu istemiyoruz sadece.
8-Dönüşüm okullarına nakil yaptırmak isteyen ancak mevcut okulunda birtakım derslerden kalmış bir öğrencinin nakli mümkün olabilecek mi? Nakil gerçekleşmesi halinde bu kaldığı derslerle ilgili sınavlar dönüşüm okulu tarafından mı yapılacak?
Nakiller olduktan sonra ortaya telafi edemeyeceğiniz düzeyde farklı dersler çıkıyorsa bu nakil mümkün olmayacak. Meslek lisesinden bir öğrenci alıyorsanız ama o yıl mezun edemeyeceğiniz kadar fark ders çıkıyorsa bu öğrenciyi nakil almayacaksınız demektir.
DÖNÜŞÜM SÜRECİ ÖZEL OKULLARI NASIL ETKİLEYECEK?
9- Dönüşüm süreci kapsamında özel okulların konumu, durumu nasıl olacak?
Eğitim öğretim desteği temel liseler sayesinde özel okullara geldi. Geçen yıl ile bu yıl ki rakamlar arasında 111 öğrenci devletten özele geçiş yapmış. Bu destek devam ederse bu oranlarda %50 sınırının dışına taşınırsa birkaç yıl içerisinde sektörün %70’i eğitim öğretim desteği alabilecek hale gelecek. Dolayısıyla dönüşüm okullarıyla özel okullar birbirlerine sağlanan avantajlardan yararlanmış olacak. Bu teşvik sayesinde hiç özel okula gitmeyecek olan on binlerce insan da sektöre kaymış olacak.
10- Bir binanın üst katında lise, alt katında ortaokul açılabilir mi? Bununla ilgili bir izin var mı?
Dershanelerin farklı bir ortamda açılması durumunda genelgenin 5. ve 6. maddesi yerine getirildiği için standartlar ne istiyorsa onu yerine getirmeniz gerekiyor. Yönetmeliğin 11. maddesinde binaların şartları detaylı olarak yazılmış. Hangi şartlarda açılabilir diye. Yine 11. ve 13. maddede ortak kullanılabilecek alanlar var. Bunlarla ilgili tereddüt edilen durumlarda yatırım yapmadan önce okullar dairesine danışmak gerekiyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB Özel Öğretim Dönüşüm ve Teşvik Dairesi Başkanı Fethullah Güner, dershane ve özel okul temsilcilerinin dönüşüm sürecine ilişkin sorularına açıklık getirdi.
1- Dönüşüm için başvuran dershaneler, özel okula dönüşme sürecinde mali müfettişler tarafından istenen belgeler nedeniyle birtakım sorunlar yaşıyorlar. Bu sorunların çözüme kavuşması için neler yapılabilir?
81 ilin mali başkanları ile İstanbul’da toplantı yapacağız. Toplantının tek gündem maddesi okulların açılışındaki yaşanan sorunlar olacak. Dönüşüm sürecinde okul açmayla ilgili yaşanan bu sorunları o toplantıda çözeceğiz.
2- Burslu öğrenciler özel okula nakil yaptırdıkları zaman bursu kesiliyor. Temel liselerde de bu geçerli olacak mı?
Yönetmelikte bununla ilgili hüküm var. Bu hüküm temel liseler için de geçerli. Eğitim öğretim desteği ile ilgili belli şartlar var. Her sınıf düzeyinde boş kalan kontenjan gibi… Bu yönetmeliğe geçen yıl 12 olarak girdi. Sınıflar 24 kişilik olduğu için de bu %50’ye tekabül ediyor. Şu an eğitim öğretim desteğiyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Bakanımıza bu konuya ilişkin detaylar sunuldu. Belli konularda Bakan Bey’in onayı alındı. Önümüzdeki süre içerisinde bu %50 dahil, belli düzenlemeler kamuoyuyla paylaşılacak. Bu oranların artması mümkün olabilir. Eğitim öğretim desteğiyle ilgili takvim hazır. Vakti geldiği zaman kamuoyuyla paylaşılacak. Sadece beklenti açısından söyleyeyim. Geçen yıl temel liselerde 3 bin, okul öncesinde ise 3 bin 500 olan bu rakamın belli düzeyde artmasını biz de bekliyoruz. Neticeyi hep birlikte Temmuz ayında görmüş olacağız.
3- Öğrenci desteği kurumlara teşvik olarak yansıtılacak mı https://edmedicom.com? 4 yılın sonunda kurumun dönüşüme uğramaması durumunda kurumdan teşvik olarak geri alınacak mı?
5 yıl vergi muafiyeti ve diğer haklardan yararlanmışlarsa bunları %100 geri ödeyecekler. Şu an kurumlara doğrudan eğitim öğretim desteği altında bir ödeme yapılmıyor.
4- Öğrenim türü değiştiği zaman öğrencinin tekrar teşvik için müracaat etmesi gerekiyor mu?
Şu an ilkokul 1’e giden bir çocuk sınıf tekrarı yapmadığı ve teşvik kapsamında olmayan bir okula gitmediği müddet ilkokulu bitirene kadar bu destekten yararlanabilecek. Ama sınıf tekrarı yaparsa bu mümkün olmayacak. Ayrıca bakanlık destek almaya hak kazanan okullar listesini yayınlıyor. Bu liste dışındaki okula giderse teşviki yine kesilir. Ama teşvik lisesi olan bir okula kayıt olması durumunda hakkını almaya devam eder. Sadece kademe değiştiği zaman bunu yenilemesi gerekir. Yani ilkokulu bitiren çocuk beşinci sınıfa başladığı zaman tekrar desteğe müracaat edecek.
TEMEL LİSELERE NAKİL MÜMKÜN OLABİLECEK Mİ?
5- TEOG’da tercihlerinde öğrenci temel lise tercihi de yapabilecek mi?
Bu sene ilgili genel müdürlük özel okula gidecek öğrencilerin yerleştirme sistemi dışında bırakılmasıyla ilgili bir buton hazırlığı yapıyor. Dolayısıyla belki sisteme dahil edilmeyebilir. Sadece eğitim öğretim desteğinde geçen yıl ki gibi biz tercihe dayalı yerleştirme yapacağız. Dolayısıyla doğrudan temel liselere nakil olabilecek.
6- İkili eğitim yapacak şekilde kayıt almaya başlayan dönüşüm okulları, yeterli öğrenciyi dolduramazlarsa tekli eğitim yapabilirler mi?
İkili eğitim yaptınız, baktınız ki öğrenci dolmadı. Tekrar yazışmayla tekli öğretime geçebilirsiniz.
7- Temel liseye dönüşümde depreme dayanıklı teknik rapor şartı var mı?
Var, teknik rapor istiyoruz. Birebir dönüşenlerden itfaiye raporu istemiyoruz sadece.
8-Dönüşüm okullarına nakil yaptırmak isteyen ancak mevcut okulunda birtakım derslerden kalmış bir öğrencinin nakli mümkün olabilecek mi? Nakil gerçekleşmesi halinde bu kaldığı derslerle ilgili sınavlar dönüşüm okulu tarafından mı yapılacak?
Nakiller olduktan sonra ortaya telafi edemeyeceğiniz düzeyde farklı dersler çıkıyorsa bu nakil mümkün olmayacak. Meslek lisesinden bir öğrenci alıyorsanız ama o yıl mezun edemeyeceğiniz kadar fark ders çıkıyorsa bu öğrenciyi nakil almayacaksınız demektir.
DÖNÜŞÜM SÜRECİ ÖZEL OKULLARI NASIL ETKİLEYECEK?
9- Dönüşüm süreci kapsamında özel okulların konumu, durumu nasıl olacak?
Eğitim öğretim desteği temel liseler sayesinde özel okullara geldi. Geçen yıl ile bu yıl ki rakamlar arasında 111 öğrenci devletten özele geçiş yapmış. Bu destek devam ederse bu oranlarda %50 sınırının dışına taşınırsa birkaç yıl içerisinde sektörün %70’i eğitim öğretim desteği alabilecek hale gelecek. Dolayısıyla dönüşüm okullarıyla özel okullar birbirlerine sağlanan avantajlardan yararlanmış olacak. Bu teşvik sayesinde hiç özel okula gitmeyecek olan on binlerce insan da sektöre kaymış olacak.
10- Bir binanın üst katında lise, alt katında ortaokul açılabilir mi? Bununla ilgili bir izin var mı?
Dershanelerin farklı bir ortamda açılması durumunda genelgenin 5. ve 6. maddesi yerine getirildiği için standartlar ne istiyorsa onu yerine getirmeniz gerekiyor. Yönetmeliğin 11. maddesinde binaların şartları detaylı olarak yazılmış. Hangi şartlarda açılabilir diye. Yine 11. ve 13. maddede ortak kullanılabilecek alanlar var. Bunlarla ilgili tereddüt edilen durumlarda yatırım yapmadan önce okullar dairesine danışmak gerekiyor.
Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Nisan 2015 15:07
Gösterim: 6903
Mardin'de lise öğretmeni H.D, İstanbul Adliyesi'nde meydana gelen ve savcı Kiraz'ın şehit edilmesiyle sonuçlanan terör saldırısıyla ilgili sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle açığa alındı.
Milli Eğitim Bakanlığı Basın Müşaviri Abdülkadir Özkan, İstanbul Çağlayan Adliyesi'ndeki terörist eylemi gerçekleştirenlerle ilgili sosyal medyadaki ifadeleri nedeniyle Mardin'in Artuklu ilçesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görev yapan H.D. hakkında idari ve adli soruşturma süreci başlatıldığını belirtti.
Özkan, "Bakanlığımızın, öğretmenlik kurumunun şahsı manevisine zarar verecek tutum ve davranışlara müsamaha göstermesi mümkün değildir. Bakanlığımıza ulaşan bu ve benzeri şikayetleri incelemeye devam ediyoruz. Öğretmen H.D. bugün itibarıyla Bakan Avcı'nın talimatıyla açığa alındı" ifadelerini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Mardin'de lise öğretmeni H.D, İstanbul Adliyesi'nde meydana gelen ve savcı Kiraz'ın şehit edilmesiyle sonuçlanan terör saldırısıyla ilgili sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle açığa alındı.
Milli Eğitim Bakanlığı Basın Müşaviri Abdülkadir Özkan, İstanbul Çağlayan Adliyesi'ndeki terörist eylemi gerçekleştirenlerle ilgili sosyal medyadaki ifadeleri nedeniyle Mardin'in Artuklu ilçesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görev yapan H.D. hakkında idari ve adli soruşturma süreci başlatıldığını belirtti.
Özkan, "Bakanlığımızın, öğretmenlik kurumunun şahsı manevisine zarar verecek tutum ve davranışlara müsamaha göstermesi mümkün değildir. Bakanlığımıza ulaşan bu ve benzeri şikayetleri incelemeye devam ediyoruz. Öğretmen H.D. bugün itibarıyla Bakan Avcı'nın talimatıyla açığa alındı" ifadelerini kullandı.
Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Nisan 2015 17:50
Gösterim: 1411
Milli Eğitim Bakanı Avcı, Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı sayısının ideal koşullarda 115 bin 420 olduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi ve İskenderun Teknik Üniversitesi kurulmasını öngören Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Öğretmen atamalarına esas olan KPSS'nin Temmuz ayında yapılacağını belirten Avcı, "Nisan sonunda öğretmen ataması yapılmayacak. KPSS'ye girecek yüzbinlerce gencin, kendilerinin de değerlendirileceği tarihte atama yapılması için haklı talebi var. İnşallah ağustostan itibaren bu adımları planlayacağız" diye konuştu.
Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı sayısının emekli olacakların branş dağılımına göre değişebileceğine işaret eden Avcı, "İdeal koşullarda 115 bin 420 yeni öğretmen ihtiyacı var" dedi.
Konuşmaların ardından, teklifin maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı sayısının ideal koşullarda 115 bin 420 olduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi ve İskenderun Teknik Üniversitesi kurulmasını öngören Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Öğretmen atamalarına esas olan KPSS'nin Temmuz ayında yapılacağını belirten Avcı, "Nisan sonunda öğretmen ataması yapılmayacak. KPSS'ye girecek yüzbinlerce gencin, kendilerinin de değerlendirileceği tarihte atama yapılması için haklı talebi var. İnşallah ağustostan itibaren bu adımları planlayacağız" diye konuştu.
Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı sayısının emekli olacakların branş dağılımına göre değişebileceğine işaret eden Avcı, "İdeal koşullarda 115 bin 420 yeni öğretmen ihtiyacı var" dedi.
Konuşmaların ardından, teklifin maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Nisan 2015 08:52
Gösterim: 1448