Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Üniversiteye giriş sistemi değişiyor mu? Üniversiteye giriş sınavları YGS ve LYS kalkacak mı? Yeni üniversiteye giriş sistemi nasıl olacak? ÖSYM Başkanı Ali Demir binlerce öğrencinin merak ettiği soruları cevapladı;

Öğrencilerin, ailelerin merak ettiği “Üniversiteye giriş sınavlarında bir değişiklik olacak mı, açık uçlu sorular ne zaman sınavlarda sorulacak?” gibi sorulara cevap veren ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, “Gelişmiş ülkeler artık öğrencilerini çoktan seçmeli sorulardan oluşan sınavlarla almıyor. Açık uçlu sınav dediğimiz yazılı sınavla alıyor. Biz de buna kendimizi hazırlamalıyız, ama bugünden yarına olacak bir şey değil” dedi.

İstanbul Şehir Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Öğrenci Seçme ve Yerleştirme (ÖSYS) Özelinde ÖSYM’nin Sınav Sistemi’ konulu seminere katılan Demir, önce kurumun misyon ve vizyonunu anlattı. 4 yıllık başkanlık döneminde yaptıkları çalışmalardan örnekler veren Demir, sınav güvenliğini arttırdıklarını bunun için de eleştiri aldıklarını söyledi.  Konuşmasına, “2010 yılında kendimize çok özel bir misyon belirledik. Dört yılda bunun çoğunu tamamladık. 2015’te ise kendimize yeni bir misyon belirledik, yurtiçi ve yurtdışında hak ve adalet ölçüsünde sınav yapmayı kendimize hedef koyduk. Çünkü sosyal barış için hak ve adalet çok önemli. Türkiye bugün bir Irak, Mısır ya da Suriye değilse bunda ÖSYM’nin ciddi katkısı var” değerlendirmesini yapan Başkan Demir, daha sonra seminer katılımcılarının ve basın mensuplarının sorularını cevapladı. Demir’in açıklamaları özetle şöyle:

YGS’ye, nevruz ayarı

• Aslında YGS’yi 22 Mart’ta yapacaktık ama Nevruz o tarihe denk geldiği için ne olacağı belli olmaz. O nedenle 15 Mart’ta yapmaya karar verdik. 

• Genel seçimler 14 Haziran’da olacaktı, biz de o tarihlerde LYS’leri yapıyoruz. Yüksek Seçim Kurulu ile konuştuk, “Sınavları biz 13-14 Haziran’da yapalım, siz seçimleri 7 Haziran’da yapın” dedik. Buna göre düzenleme yapıldı. Yani tüm Türkiye’yi etkileyen bir sistem var.

• YGS’nin 2016’da yılda birkaç kez uygulanması konusu söz konusu değil. Biz adaylarda stresi azaltmak için YGS’yi yılda birkaç kez yapmayı planlıyoruz ama bu bugünden yarına olacak bir şey değil. Bunların ötesinde özellikle ÖSYS, 2547 sayılı kanunla YÖK’e verilmiş bir yetki. Biz sadece seçenekleri sunuyoruz, karar YÖK’e aittir. Ben uygulamacı olarak böyle seçenekler var diyorum, YÖK ne zaman neyi takdir ederse...

Adayları robotlaştıran test sisteminden çıkmalıyız

• Bizden daha gelişmiş ülkeler yazılı ve açık uçlu sorularla sınavlar yapıyorlar. Bunun nasıl gerçekleştirildiğini öğrendik, pilot çalışmalar yaptık. Bunun uygulanabilir olduğunu gördük. Açık uçlu sorular derken, “Demokrasi nedir?” sorusunu cevaplamasından bahsetmiyoruz. Size bir soru soracağım, “Türkiye’de ilk en büyük devalüasyon hangi yılda yapılmıştır?” Cevap: 1946. Cevabı düşünürken zihniniz zorlandı değil mi? Hedefimiz bu. Cevabı kısa, tanımlı, herkesin cevap verebileceği sorular sormak.

Kaymakamlara martta açık uçlu sınav

• 28 Mart’ta yapacağımız kaymakamlık sınavını 50 açık uçlu soruyla gerçekleştireceğiz. Saatte 18 bin kâğıdın okunduğu optik okuyucuda değerlendirilmeyecek. Adayın adı, soyadı kitapçık üstünde olacak. İçindeki kitabı alacağız, elektronik ortama taşıyacağız, konunun uzmanı arkadaşımız bunu değerlendirecek. Arka arkaya 10 bin aynı soruyu değerlendirecek. Bunu ikinci bir uzman daha değerlendirecek, ikisi aynı puanı vermeli. Farklı olursa üçüncü bir uzman daha değerlendirecek. Ama tabii ki bu üniversiteye giriş sisteminde, sabahtan akşama uygulanacak bir sistem değil. Fakat buna hazırlıklı olmak durumundayız, artık beynimizi geliştirmek, adaylarımızı çoktan seçmelinin robotlaştıran, sadece seçeneklerle hayata bakan insan tipinden çıkmak durumundayız.

Sorular neden açıklanmıyor?

• Biz bilgi edinme hakkına kesinlikle saygı duyuyoruz. Kabul ettiğimiz bir hak olarak gördüğümüz bir konu. Bu nedenle isteyen aday ÖSYM’ye gelir ve kendi kitapçığını görür. Dolayısıyla bilgi edinme konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Yaptığımız şey şu, soruları dershanelere ve kamuoyuna açmıyoruz. Çünkü dershaneler gerçek eğitim kurumları değil. Gazetelere ve televizyonlara da vermiyoruz çünkü bu bir telif hakkı gerektiriyor. Bunu da yaptık 2 yıl soruları yüksek ücretlerle sattık. Ama artık bunu yapmak istemiyoruz. Bir soru havuzu oluşturuyoruz, üniversitelerden akademisyenlere soru hazırlatıyoruz. Bugün ÖSYM’nin 40 bin soruluk bir soru havuzu var.

O uzmanlar dershane artistidir

• “Soruları görmezsek, uzmanlar hatalı olup olmadığını nasıl inceleyecek” diye eliştiriliyoruz. Madde analizi yöntemiyle sorularda hata olup olmadığını anlayabiliyoruz. Tüm adayların sorulara verdiği istatistiksel cevaplara ve ÖSYM’nin verdiği cevaplara bakıyoruz. Fark varsa uzmana götürüp, değerlendiriyoruz ve ÖSYM yanlış yapmış diyoruz. Madde analizi ile bunları görüyoruz. Sizin “Uzmanlar inceleyip hatalı soruyu buluyor” dediğiniz uzman arkadaş, muhtemelen dershanenin artistidir.

• Üniversiteye giriş sınavlarında TEOG benzeri bir sistem de konuşuluyor. TEOG bu yıl ikinci kez uygulanıyor. Biraz daha zaman geçmesi gerekiyor. Uygulanabilir olduğu görülürse tartışılır. Bütün bunların kamuoyunda tartışılması gerekiyor. Ama öğrenci liseye başlamış, 11’inci sınıfta ve kalkıp sen yeni bir sistemle üniversite sınavına gireceksin demek doğru değil.

Sınav sonuçları neden gece yarısı açıklanıyor?

• Sınav sonuçlarının açıklanmasının çok ilginç bir boyutu var. Kâğıtlar okunuyor, yönetim kurulu toplanıyor, karar alıyor ve daire başkanı diyor ki “Artık açıklayabiliriz”. O nedenle hiç beklemeden açıklamak durumundayız. Ama bu konuda da bir çalışmamız var. Önceden saat verip, o saatte açıklamayı planlıyoruz.

Tercih dönemi neden takvimde yok?

• Özellikle yerleştirme sonuçlarını çok daha önce açıklayabiliriz. 2013-1014’te açıklayabilecek duruma geldik. Ama bir şeyi görmedik, Kredi Yurtlar Kurumu kayıtların olduğu hafta yurtları velilere açıyormuş. Kredi Yurtlar Kurumu kapısını açıp, velilere gösterecek durumda olmadığı için siyaset devreye girdi, sonuçları açıklamayın dedi. Tercih döneminin açıklanması da üniversitelerle ilgili. Üniversiteler kontenjanlarını vermekte biraz gecikiyorlar, o yüzden de şu anda takvim vermiyoruz. Ama her şey belli, bizim takvimimizde bir aksama yok.

Bütün sınavları inceleyecek bir metot arıyoruz

2010 yılında KPSS’de yaşanan olaylardan sonra güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkardık. 2010-KPSS’den sonra bütün sınavları inceleyecek bir metot arıyoruz. 1974 ve sonrası zamanlarda düzenlenen sınavlar bu analize tabi. Şu anda ben çok ciddi bir ekip çalıştırıyorum. Geçmişte girdiği sınavlarla adayın sonra girdiği sınavlar arasında bir uyumsuzluk var mı? diye bir metot arayışımız var. İhbarlar geliyor onları nasıl değerlendireceğimize, buna nasıl bir yol bulabileceğimize bakıyoruz. Hedefimiz sadece hak edene, hak ettiğini vermek. Şu anda bir inceleme söz konusu değil.

Kaynak Hürriyet

> Üniversiteye giriş sistemi değişiyor mu?

Üniversiteye giriş sistemi değişiyor mu? Üniversiteye giriş sınavları YGS ve LYS kalkacak mı? Yeni üniversiteye giriş sistemi nasıl olacak? ÖSYM Başkanı Ali Demir binlerce öğrencinin merak ettiği soruları cevapladı;

Öğrencilerin, ailelerin merak ettiği “Üniversiteye giriş sınavlarında bir değişiklik olacak mı, açık uçlu sorular ne zaman sınavlarda sorulacak?” gibi sorulara cevap veren ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, “Gelişmiş ülkeler artık öğrencilerini çoktan seçmeli sorulardan oluşan sınavlarla almıyor. Açık uçlu sınav dediğimiz yazılı sınavla alıyor. Biz de buna kendimizi hazırlamalıyız, ama bugünden yarına olacak bir şey değil” dedi.

İstanbul Şehir Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Öğrenci Seçme ve Yerleştirme (ÖSYS) Özelinde ÖSYM’nin Sınav Sistemi’ konulu seminere katılan Demir, önce kurumun misyon ve vizyonunu anlattı. 4 yıllık başkanlık döneminde yaptıkları çalışmalardan örnekler veren Demir, sınav güvenliğini arttırdıklarını bunun için de eleştiri aldıklarını söyledi.  Konuşmasına, “2010 yılında kendimize çok özel bir misyon belirledik. Dört yılda bunun çoğunu tamamladık. 2015’te ise kendimize yeni bir misyon belirledik, yurtiçi ve yurtdışında hak ve adalet ölçüsünde sınav yapmayı kendimize hedef koyduk. Çünkü sosyal barış için hak ve adalet çok önemli. Türkiye bugün bir Irak, Mısır ya da Suriye değilse bunda ÖSYM’nin ciddi katkısı var” değerlendirmesini yapan Başkan Demir, daha sonra seminer katılımcılarının ve basın mensuplarının sorularını cevapladı. Demir’in açıklamaları özetle şöyle:

YGS’ye, nevruz ayarı

• Aslında YGS’yi 22 Mart’ta yapacaktık ama Nevruz o tarihe denk geldiği için ne olacağı belli olmaz. O nedenle 15 Mart’ta yapmaya karar verdik. 

• Genel seçimler 14 Haziran’da olacaktı, biz de o tarihlerde LYS’leri yapıyoruz. Yüksek Seçim Kurulu ile konuştuk, “Sınavları biz 13-14 Haziran’da yapalım, siz seçimleri 7 Haziran’da yapın” dedik. Buna göre düzenleme yapıldı. Yani tüm Türkiye’yi etkileyen bir sistem var.

• YGS’nin 2016’da yılda birkaç kez uygulanması konusu söz konusu değil. Biz adaylarda stresi azaltmak için YGS’yi yılda birkaç kez yapmayı planlıyoruz ama bu bugünden yarına olacak bir şey değil. Bunların ötesinde özellikle ÖSYS, 2547 sayılı kanunla YÖK’e verilmiş bir yetki. Biz sadece seçenekleri sunuyoruz, karar YÖK’e aittir. Ben uygulamacı olarak böyle seçenekler var diyorum, YÖK ne zaman neyi takdir ederse...

Adayları robotlaştıran test sisteminden çıkmalıyız

• Bizden daha gelişmiş ülkeler yazılı ve açık uçlu sorularla sınavlar yapıyorlar. Bunun nasıl gerçekleştirildiğini öğrendik, pilot çalışmalar yaptık. Bunun uygulanabilir olduğunu gördük. Açık uçlu sorular derken, “Demokrasi nedir?” sorusunu cevaplamasından bahsetmiyoruz. Size bir soru soracağım, “Türkiye’de ilk en büyük devalüasyon hangi yılda yapılmıştır?” Cevap: 1946. Cevabı düşünürken zihniniz zorlandı değil mi? Hedefimiz bu. Cevabı kısa, tanımlı, herkesin cevap verebileceği sorular sormak.

Kaymakamlara martta açık uçlu sınav

• 28 Mart’ta yapacağımız kaymakamlık sınavını 50 açık uçlu soruyla gerçekleştireceğiz. Saatte 18 bin kâğıdın okunduğu optik okuyucuda değerlendirilmeyecek. Adayın adı, soyadı kitapçık üstünde olacak. İçindeki kitabı alacağız, elektronik ortama taşıyacağız, konunun uzmanı arkadaşımız bunu değerlendirecek. Arka arkaya 10 bin aynı soruyu değerlendirecek. Bunu ikinci bir uzman daha değerlendirecek, ikisi aynı puanı vermeli. Farklı olursa üçüncü bir uzman daha değerlendirecek. Ama tabii ki bu üniversiteye giriş sisteminde, sabahtan akşama uygulanacak bir sistem değil. Fakat buna hazırlıklı olmak durumundayız, artık beynimizi geliştirmek, adaylarımızı çoktan seçmelinin robotlaştıran, sadece seçeneklerle hayata bakan insan tipinden çıkmak durumundayız.

Sorular neden açıklanmıyor?

• Biz bilgi edinme hakkına kesinlikle saygı duyuyoruz. Kabul ettiğimiz bir hak olarak gördüğümüz bir konu. Bu nedenle isteyen aday ÖSYM’ye gelir ve kendi kitapçığını görür. Dolayısıyla bilgi edinme konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Yaptığımız şey şu, soruları dershanelere ve kamuoyuna açmıyoruz. Çünkü dershaneler gerçek eğitim kurumları değil. Gazetelere ve televizyonlara da vermiyoruz çünkü bu bir telif hakkı gerektiriyor. Bunu da yaptık 2 yıl soruları yüksek ücretlerle sattık. Ama artık bunu yapmak istemiyoruz. Bir soru havuzu oluşturuyoruz, üniversitelerden akademisyenlere soru hazırlatıyoruz. Bugün ÖSYM’nin 40 bin soruluk bir soru havuzu var.

O uzmanlar dershane artistidir

• “Soruları görmezsek, uzmanlar hatalı olup olmadığını nasıl inceleyecek” diye eliştiriliyoruz. Madde analizi yöntemiyle sorularda hata olup olmadığını anlayabiliyoruz. Tüm adayların sorulara verdiği istatistiksel cevaplara ve ÖSYM’nin verdiği cevaplara bakıyoruz. Fark varsa uzmana götürüp, değerlendiriyoruz ve ÖSYM yanlış yapmış diyoruz. Madde analizi ile bunları görüyoruz. Sizin “Uzmanlar inceleyip hatalı soruyu buluyor” dediğiniz uzman arkadaş, muhtemelen dershanenin artistidir.

• Üniversiteye giriş sınavlarında TEOG benzeri bir sistem de konuşuluyor. TEOG bu yıl ikinci kez uygulanıyor. Biraz daha zaman geçmesi gerekiyor. Uygulanabilir olduğu görülürse tartışılır. Bütün bunların kamuoyunda tartışılması gerekiyor. Ama öğrenci liseye başlamış, 11’inci sınıfta ve kalkıp sen yeni bir sistemle üniversite sınavına gireceksin demek doğru değil.

Sınav sonuçları neden gece yarısı açıklanıyor?

• Sınav sonuçlarının açıklanmasının çok ilginç bir boyutu var. Kâğıtlar okunuyor, yönetim kurulu toplanıyor, karar alıyor ve daire başkanı diyor ki “Artık açıklayabiliriz”. O nedenle hiç beklemeden açıklamak durumundayız. Ama bu konuda da bir çalışmamız var. Önceden saat verip, o saatte açıklamayı planlıyoruz.

Tercih dönemi neden takvimde yok?

• Özellikle yerleştirme sonuçlarını çok daha önce açıklayabiliriz. 2013-1014’te açıklayabilecek duruma geldik. Ama bir şeyi görmedik, Kredi Yurtlar Kurumu kayıtların olduğu hafta yurtları velilere açıyormuş. Kredi Yurtlar Kurumu kapısını açıp, velilere gösterecek durumda olmadığı için siyaset devreye girdi, sonuçları açıklamayın dedi. Tercih döneminin açıklanması da üniversitelerle ilgili. Üniversiteler kontenjanlarını vermekte biraz gecikiyorlar, o yüzden de şu anda takvim vermiyoruz. Ama her şey belli, bizim takvimimizde bir aksama yok.

Bütün sınavları inceleyecek bir metot arıyoruz

2010 yılında KPSS’de yaşanan olaylardan sonra güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkardık. 2010-KPSS’den sonra bütün sınavları inceleyecek bir metot arıyoruz. 1974 ve sonrası zamanlarda düzenlenen sınavlar bu analize tabi. Şu anda ben çok ciddi bir ekip çalıştırıyorum. Geçmişte girdiği sınavlarla adayın sonra girdiği sınavlar arasında bir uyumsuzluk var mı? diye bir metot arayışımız var. İhbarlar geliyor onları nasıl değerlendireceğimize, buna nasıl bir yol bulabileceğimize bakıyoruz. Hedefimiz sadece hak edene, hak ettiğini vermek. Şu anda bir inceleme söz konusu değil.

Kaynak Hürriyet

Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Şubat 2015 14:21

Gösterim: 5234

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, tüm öğrenciler tablet sahibi olduğunda, ders sınavlarının tablet aracığıyla güvenli şekilde yapılacağını bildirdi. 

Kurt, Başkent Öğretmenevi'nde, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen "e-sınav"lara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Bakanlık olarak, teknolojik değişimi yakalamak için etkili ve kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini, Motorlu Taşıt  Sürücü Kursiyerler Sınavı'nı (MTSK) Haziran 2011'den beri Ankara'da tek merkezde, e-sınav olarak yaptıklarını anlatan Kurt, artık başkentte 3 e-sınav merkezi bulunduğunu söyledi.

Haftada 840, ayda 3 bin 360 kursiyerinin elektronik ortamda sınava alındığını aktaran Kurt, "Gelişen teknolojiyi, Milli Eğitim Bakanlığı halkımıza açmıştır. Özellikle, sınavlarda da e-sınav sistemine geçerek bir ilke imza atmıştır. Bu sınav, her şeyden önce çok hızlı. Ayrıca, sınav evrakı basmamıza gerek kalmıyor. Böylece, evraklarının sevkıyat sürecini ortadan kaldırmış ve maliyeti de düşürmüş oluyoruz. Aynı zamanda çok çevreci bir sınav olarak nitelendirebiliriz" diye konuştu.

Sınav salonlarında, kursiyerlerin oturacağı masadaki tabletlere, kimlik bilgilerinin yansıtıldığını ifade eden Kurt, ekranındaki fotoğraf ve bilgilerinin, sınav görevlisi tarafından kontrol edilerek kimlik tespitinin yapıldığını belirtti.

Kurt, öğrencilerin, sınav sonrası, sonuç alma ekranından, sonucunu da anında öğrenebildiğini anlattı. 

e-Sınavı, Türkiye'de yaygınlaştırmak için harekete geçtiklerinin altını çizen Kurt, yıl sonuna kadar aralarında Eskişehir, Bursa ve İstanbul'un da bulunduğu 30 ilde, 110 merkez açmayı ve MTSK'yı elektronik ortamda yapmayı planladıklarını ifade etti. 

Kurt, öğrencilerin, internetten e-sınav modülünden, aldıkları randevularla, saatinde gelerek sınava gireceklerini anlattı.

Ortaöğretim okullarında geçen yıllarda yaklaşık 742 bin tablet dağıttıklarını, bu yıl da 700 bin tableti öğrencilere ulaştıracaklarını anımsatan Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İleriye dönük olarak, tabletlerde öğrencilerimize sınav yapma imkanına da sahibiz. Bütün öğrencilerimiz tablet sahibi olduklarında, okullardaki ders sınavlarımızı bile tablet aracığıyla güvenli bir şekilde yapmamız mümkün olacak. Dolayısıyla ileride, bir sınav tarihi, bir sınav takvimi, bir sınav saati olmayacak. Her öğretmen istediği zaman, kendi sınıfında ders sınavlarını da elektronik ortamda, güvenli bir şekilde yapabilecek."

Biyometrik fotoğraflarla kimlik tespiti yapılacak

MTSK'larda, uygulanan e-sınavın, çok güvenli olduğunun ve kimlik bilgilerinin ekranlarda yer aldığının altını çizen Kurt, ilerleyen süreçte tabletlerdeki ön kameralarla, sınava giren kişilerin biyometrik fotoğraflarının çekilerek kişinin aday olup olmadığının sistem üzerinden tespit edeceğini kaydetti.

e-Sınavlar sonrası, Türkiye'nin gelecek politikalarına yön verecek ciddi istatistiki verilere ulaşacaklarını dile getiren Kurt, 2015-2016 eğitim öğretim yılında, okullarda tabletlerin çok etkin şekilde kullanılacağını ve yıl sonuna kadar bütün ortaokul ve liselere, etkileşimli tahtaların dağıtılmış olacağını belirtti.

Açık lise sınavları da e-sınav olarak yapılacak

Her ilde elektronik altyapısı tamamlanmış uzaktan eğitim merkezlerinin (UZEM) bulunduğunu anımsatan Kurt, ilerleyen dönemde, bu merkezlerde öncelikle MTSK'ları, daha sonra da açık lise sınavlarını e-sınav olarak yapmayı planladıklarını aktardı.

Bütün öğrencilerin tabletleri tamamlandığında okullarda da çok rahat şekilde e-sınavların gerçekleştirileceğini ifade eden Kurt, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla, tableti olan bütün okullarda, bu sınavı yapma imkanımız var. 110 UZEM dışında, istediğimiz okulu açarak, öğrencileri sınıfa alarak, önlerine birer tablet koyarak Motorlu Taşıt  Sürücü Kursiyerler Sınavı'nı, açık lise sınavlarını çok rahat yapabiliriz. Bununla ilgili, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz, ciddi bir çalışma yapıyor. Son çalışmaları da şu: Açık uçlu sorular üzerinde çalışıyorlar. Bunun testlerini yapıyorlar. Önümüzdeki ayda, bununla ilgili birkaç sınav uygulayacaklar."

700 bin tablette kalem şartı

Kurt, elektronik ortama ve tablete geçmelerinin "kalem-kağıdı bir kenara ittikleri" anlamı taşımadığını ve bu yıl alacakları 700 bin tablete özellikle kalem şartı koyduklarını ifade etti.

İleride, öğretmenler açık uçlu sınav yapmak veya ödev vermek isterlerse bunların da tabletler üzerinden yapılabileceğini söyleyen Kurt, ihalenin tamamlanmasının ardından mayıstan itibaren okullara tabletlerini dağıtılacağını kaydetti.

"Okullar için biraz zamana ihtiyacımız var"

"e-Sınavın okullarda ne zaman hayata geçirileceği" sorusuna Kurt, şu yanıtı verdi:

"Okullarda yapılabilmesi için biraz zamana ihtiyacımız var. Çünkü okullarımızdaki tabletlerimiz tamamlanmış değil. Biliyorsunuz 10 milyon 600 bin tablet dağıtacağız. Her sene 9 . sınıflara ve 5. sınıflara olmak üzere tablet vermeyi planlıyoruz. Bu 700 bin tablet ihalesi bittikten sonra YEĞİTEK Genel Müdürlüğümüz tablet ihalesi için çalışmalara başlayacak. İnşallah, 2016'dan itibaren bu 10 milyon 600 tablet dağıtımı, planlanmakta. Dolayısıyla herhalde birkaç sene içerisinde de böyle bir sisteme geçme imkanı olur diye düşünüyorum."

Kapalı devre sistemden, sorular ekrana yansıtılıyor

Kurt ve beraberindekiler daha sonra Başkent Öğretmenevi'ndeki e-sınav merkezini basın mensuplarına gezdirdi. Sınav salonlarında, her öğrencinin önünde, sadece Bakanlığın soru bankasına, kapalı devre Güvenli İnternet (VPN) ağı üzerinden bağlanabilen birer tablet yer alıyor.

Öğrencinin sınava başladığı anda, şifre ile soru bankasından rastgele seçilen 50 soru öğrencinin yanıtlaması için ekrana geliyor. Her öğrenci için ayrı sınav sorusu ekrana yansıtılıyor. Sınav salonlarında iki ayrı kamerayla kayıt yapılıyor. Öğrenci sınavını bitirdikten sonra sınav salonunun dışında yer alan, KİOSK sonuç alma ekranından, T.C. kimlik numarasını girerek, sınav sonucunu öğrenebiliyor ve çıktısını alabiliyor. Sonra kursa giderek direksiyon sınavına giriyor.

> e-sınav okullarda ne zaman uygulanacak? MEB açıkladı

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, tüm öğrenciler tablet sahibi olduğunda, ders sınavlarının tablet aracığıyla güvenli şekilde yapılacağını bildirdi. 

Kurt, Başkent Öğretmenevi'nde, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen "e-sınav"lara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Bakanlık olarak, teknolojik değişimi yakalamak için etkili ve kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini, Motorlu Taşıt  Sürücü Kursiyerler Sınavı'nı (MTSK) Haziran 2011'den beri Ankara'da tek merkezde, e-sınav olarak yaptıklarını anlatan Kurt, artık başkentte 3 e-sınav merkezi bulunduğunu söyledi.

Haftada 840, ayda 3 bin 360 kursiyerinin elektronik ortamda sınava alındığını aktaran Kurt, "Gelişen teknolojiyi, Milli Eğitim Bakanlığı halkımıza açmıştır. Özellikle, sınavlarda da e-sınav sistemine geçerek bir ilke imza atmıştır. Bu sınav, her şeyden önce çok hızlı. Ayrıca, sınav evrakı basmamıza gerek kalmıyor. Böylece, evraklarının sevkıyat sürecini ortadan kaldırmış ve maliyeti de düşürmüş oluyoruz. Aynı zamanda çok çevreci bir sınav olarak nitelendirebiliriz" diye konuştu.

Sınav salonlarında, kursiyerlerin oturacağı masadaki tabletlere, kimlik bilgilerinin yansıtıldığını ifade eden Kurt, ekranındaki fotoğraf ve bilgilerinin, sınav görevlisi tarafından kontrol edilerek kimlik tespitinin yapıldığını belirtti.

Kurt, öğrencilerin, sınav sonrası, sonuç alma ekranından, sonucunu da anında öğrenebildiğini anlattı. 

e-Sınavı, Türkiye'de yaygınlaştırmak için harekete geçtiklerinin altını çizen Kurt, yıl sonuna kadar aralarında Eskişehir, Bursa ve İstanbul'un da bulunduğu 30 ilde, 110 merkez açmayı ve MTSK'yı elektronik ortamda yapmayı planladıklarını ifade etti. 

Kurt, öğrencilerin, internetten e-sınav modülünden, aldıkları randevularla, saatinde gelerek sınava gireceklerini anlattı.

Ortaöğretim okullarında geçen yıllarda yaklaşık 742 bin tablet dağıttıklarını, bu yıl da 700 bin tableti öğrencilere ulaştıracaklarını anımsatan Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İleriye dönük olarak, tabletlerde öğrencilerimize sınav yapma imkanına da sahibiz. Bütün öğrencilerimiz tablet sahibi olduklarında, okullardaki ders sınavlarımızı bile tablet aracığıyla güvenli bir şekilde yapmamız mümkün olacak. Dolayısıyla ileride, bir sınav tarihi, bir sınav takvimi, bir sınav saati olmayacak. Her öğretmen istediği zaman, kendi sınıfında ders sınavlarını da elektronik ortamda, güvenli bir şekilde yapabilecek."

Biyometrik fotoğraflarla kimlik tespiti yapılacak

MTSK'larda, uygulanan e-sınavın, çok güvenli olduğunun ve kimlik bilgilerinin ekranlarda yer aldığının altını çizen Kurt, ilerleyen süreçte tabletlerdeki ön kameralarla, sınava giren kişilerin biyometrik fotoğraflarının çekilerek kişinin aday olup olmadığının sistem üzerinden tespit edeceğini kaydetti.

e-Sınavlar sonrası, Türkiye'nin gelecek politikalarına yön verecek ciddi istatistiki verilere ulaşacaklarını dile getiren Kurt, 2015-2016 eğitim öğretim yılında, okullarda tabletlerin çok etkin şekilde kullanılacağını ve yıl sonuna kadar bütün ortaokul ve liselere, etkileşimli tahtaların dağıtılmış olacağını belirtti.

Açık lise sınavları da e-sınav olarak yapılacak

Her ilde elektronik altyapısı tamamlanmış uzaktan eğitim merkezlerinin (UZEM) bulunduğunu anımsatan Kurt, ilerleyen dönemde, bu merkezlerde öncelikle MTSK'ları, daha sonra da açık lise sınavlarını e-sınav olarak yapmayı planladıklarını aktardı.

Bütün öğrencilerin tabletleri tamamlandığında okullarda da çok rahat şekilde e-sınavların gerçekleştirileceğini ifade eden Kurt, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla, tableti olan bütün okullarda, bu sınavı yapma imkanımız var. 110 UZEM dışında, istediğimiz okulu açarak, öğrencileri sınıfa alarak, önlerine birer tablet koyarak Motorlu Taşıt  Sürücü Kursiyerler Sınavı'nı, açık lise sınavlarını çok rahat yapabiliriz. Bununla ilgili, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz, ciddi bir çalışma yapıyor. Son çalışmaları da şu: Açık uçlu sorular üzerinde çalışıyorlar. Bunun testlerini yapıyorlar. Önümüzdeki ayda, bununla ilgili birkaç sınav uygulayacaklar."

700 bin tablette kalem şartı

Kurt, elektronik ortama ve tablete geçmelerinin "kalem-kağıdı bir kenara ittikleri" anlamı taşımadığını ve bu yıl alacakları 700 bin tablete özellikle kalem şartı koyduklarını ifade etti.

İleride, öğretmenler açık uçlu sınav yapmak veya ödev vermek isterlerse bunların da tabletler üzerinden yapılabileceğini söyleyen Kurt, ihalenin tamamlanmasının ardından mayıstan itibaren okullara tabletlerini dağıtılacağını kaydetti.

"Okullar için biraz zamana ihtiyacımız var"

"e-Sınavın okullarda ne zaman hayata geçirileceği" sorusuna Kurt, şu yanıtı verdi:

"Okullarda yapılabilmesi için biraz zamana ihtiyacımız var. Çünkü okullarımızdaki tabletlerimiz tamamlanmış değil. Biliyorsunuz 10 milyon 600 bin tablet dağıtacağız. Her sene 9 . sınıflara ve 5. sınıflara olmak üzere tablet vermeyi planlıyoruz. Bu 700 bin tablet ihalesi bittikten sonra YEĞİTEK Genel Müdürlüğümüz tablet ihalesi için çalışmalara başlayacak. İnşallah, 2016'dan itibaren bu 10 milyon 600 tablet dağıtımı, planlanmakta. Dolayısıyla herhalde birkaç sene içerisinde de böyle bir sisteme geçme imkanı olur diye düşünüyorum."

Kapalı devre sistemden, sorular ekrana yansıtılıyor

Kurt ve beraberindekiler daha sonra Başkent Öğretmenevi'ndeki e-sınav merkezini basın mensuplarına gezdirdi. Sınav salonlarında, her öğrencinin önünde, sadece Bakanlığın soru bankasına, kapalı devre Güvenli İnternet (VPN) ağı üzerinden bağlanabilen birer tablet yer alıyor.

Öğrencinin sınava başladığı anda, şifre ile soru bankasından rastgele seçilen 50 soru öğrencinin yanıtlaması için ekrana geliyor. Her öğrenci için ayrı sınav sorusu ekrana yansıtılıyor. Sınav salonlarında iki ayrı kamerayla kayıt yapılıyor. Öğrenci sınavını bitirdikten sonra sınav salonunun dışında yer alan, KİOSK sonuç alma ekranından, T.C. kimlik numarasını girerek, sınav sonucunu öğrenebiliyor ve çıktısını alabiliyor. Sonra kursa giderek direksiyon sınavına giriyor.

Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Şubat 2015 14:12

Gösterim: 1313

Milli Eğitim Bakanlığı, öğrenci ve velilerin mağdur olmamaları için dershanelerin özel okula dönüşümü programı kapsamında, ruhsat alan "özel temel liseler"in isimlerini internet üzerinden yayımladı.

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yer alan duyuruda,  dönüşüm programına alınan bazı özel dershanelerin, kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı değişikliği yapmadan özel temel lise olarak faaliyette bulunduklarına dair reklam ve ilan verdiklerinin, ayrıca öğrenci kaydı yaptıklarının anlaşıldığı belirtildi.

Öğrenci ve velilerin mağdur olmamaları için kayıt yaptırılacak özel temel liselerin Bakanlıktan izin alıp almadığını araştırarak kayıt yaptırmaları gerektiği vurgulanan duyuruda, bu doğrultuda Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün, "http://ookgm.meb.gov.tr/" internet sitesinde yayınlanan özel temel liselerin listesinin takip edilmesi istendi.

Özel temel liselerin tam listesini indirmek için Tıklayın

> MEB "özel temel liseler"in listesini yayınladı

Milli Eğitim Bakanlığı, öğrenci ve velilerin mağdur olmamaları için dershanelerin özel okula dönüşümü programı kapsamında, ruhsat alan "özel temel liseler"in isimlerini internet üzerinden yayımladı.

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yer alan duyuruda,  dönüşüm programına alınan bazı özel dershanelerin, kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı değişikliği yapmadan özel temel lise olarak faaliyette bulunduklarına dair reklam ve ilan verdiklerinin, ayrıca öğrenci kaydı yaptıklarının anlaşıldığı belirtildi.

Öğrenci ve velilerin mağdur olmamaları için kayıt yaptırılacak özel temel liselerin Bakanlıktan izin alıp almadığını araştırarak kayıt yaptırmaları gerektiği vurgulanan duyuruda, bu doğrultuda Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün, "http://ookgm.meb.gov.tr/" internet sitesinde yayınlanan özel temel liselerin listesinin takip edilmesi istendi.

Özel temel liselerin tam listesini indirmek için Tıklayın

Son Güncelleme: Cuma, 27 Şubat 2015 20:53

Gösterim: 2723

ÖSYM, 15 Martta gerçekleştirilecek Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı öncesinde, üniversite adaylarını uyarmak için kamu spotu hazırladı.

Hazırlanan kamu spotunda, üniversite adaylarına seslenilerek, güzel bir geleceğin hayallerini kurdukları, şimdi hayallerini gerçekleştirme zamanının geldiği ifade edildi.

Adayların, sınava uykularını almış, dinç ve kahvaltılarını yapmış olarak girmesinin başarı oranlarını artıracağına dikkat çekilen kamu spotunda, "ÖSYS başvuru kılavuzunda belirtilen ve sınav binasına getirilmesi yasak olan eşyaları getirmeyin. Sınava giriş belgesi ile nüfus cüzdanınızın yanınızda olduğundan emin olun. Sınavdan en az 1 saat önce sınava gireceğiniz bina önünde bulunun. Emeğiniz emanetimizdir" ifadeleri kullanılıyor.

> ÖSYM, YGS adayları için kamu spotu hazırladı

ÖSYM, 15 Martta gerçekleştirilecek Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı öncesinde, üniversite adaylarını uyarmak için kamu spotu hazırladı.

Hazırlanan kamu spotunda, üniversite adaylarına seslenilerek, güzel bir geleceğin hayallerini kurdukları, şimdi hayallerini gerçekleştirme zamanının geldiği ifade edildi.

Adayların, sınava uykularını almış, dinç ve kahvaltılarını yapmış olarak girmesinin başarı oranlarını artıracağına dikkat çekilen kamu spotunda, "ÖSYS başvuru kılavuzunda belirtilen ve sınav binasına getirilmesi yasak olan eşyaları getirmeyin. Sınava giriş belgesi ile nüfus cüzdanınızın yanınızda olduğundan emin olun. Sınavdan en az 1 saat önce sınava gireceğiniz bina önünde bulunun. Emeğiniz emanetimizdir" ifadeleri kullanılıyor.

Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Şubat 2015 09:48

Gösterim: 1292

Ağrı İl Milli Eğitim Müdürü Hatem Dursun, bazı basın yayın organlarında "Tezekli eğitim" başlığıyla çıkan haberlerin tamamen asılsız olduğunu belirterek, "Okula bu yıl için 8 ton kömür, 250 kilogram odun verildi ve okulda eğitim öğretime başlanmadan boya ve küçük tamiratlar yapıldı" dedi.

Dursun, yaptığı açıklamada, Doğubayazıt ilçesi Atabakan Köyü İlkokulu ile ilgili bazı basın yayın organlarında "Tezekli eğitim" başlığı altında "okulda kömürü yakmak için tutuşturucu olmadığından çocukların evden tezek getirdikleri, lavabo ve tuvaletlerinin olmadığı, bidonlarla su taşındığı, her tarafın döküldüğü ve hizmetlisinin olmadığı" şeklindeki haberin asılsız olduğunu söyledi.

Atabakan Köyü İlkokulu'nda 4 sınıf ile bir anasınıfın olduğunu ve 5 öğretmen ile bir hizmetlinin görev yaptığını vurgulayan Dursun, şunları kaydetti:

"Okula bu yıl için 8 ton kömür, tutuşturucu olarak kullanılmak üzere 250 kilogram odun verildi ve okulda eğitim öğretime başlanmadan boya ve küçük tamiratlar yapıldı fakat an itibarıyla okula su taşıyan yeraltı borusunda arıza olduğundan okulun su ihtiyacı idarece temin ediliyor. Havaların düzelmesi halinde arıza en kısa sürede düzelecektir. Yapılan haberin gerçekle ilgisi olmadığı, asılsız olduğu tespit edilmiştir."

> İl Milli Eğitimden tezekli eğitim açıklaması

Ağrı İl Milli Eğitim Müdürü Hatem Dursun, bazı basın yayın organlarında "Tezekli eğitim" başlığıyla çıkan haberlerin tamamen asılsız olduğunu belirterek, "Okula bu yıl için 8 ton kömür, 250 kilogram odun verildi ve okulda eğitim öğretime başlanmadan boya ve küçük tamiratlar yapıldı" dedi.

Dursun, yaptığı açıklamada, Doğubayazıt ilçesi Atabakan Köyü İlkokulu ile ilgili bazı basın yayın organlarında "Tezekli eğitim" başlığı altında "okulda kömürü yakmak için tutuşturucu olmadığından çocukların evden tezek getirdikleri, lavabo ve tuvaletlerinin olmadığı, bidonlarla su taşındığı, her tarafın döküldüğü ve hizmetlisinin olmadığı" şeklindeki haberin asılsız olduğunu söyledi.

Atabakan Köyü İlkokulu'nda 4 sınıf ile bir anasınıfın olduğunu ve 5 öğretmen ile bir hizmetlinin görev yaptığını vurgulayan Dursun, şunları kaydetti:

"Okula bu yıl için 8 ton kömür, tutuşturucu olarak kullanılmak üzere 250 kilogram odun verildi ve okulda eğitim öğretime başlanmadan boya ve küçük tamiratlar yapıldı fakat an itibarıyla okula su taşıyan yeraltı borusunda arıza olduğundan okulun su ihtiyacı idarece temin ediliyor. Havaların düzelmesi halinde arıza en kısa sürede düzelecektir. Yapılan haberin gerçekle ilgisi olmadığı, asılsız olduğu tespit edilmiştir."

Son Güncelleme: Cuma, 27 Şubat 2015 15:04

Gösterim: 1122


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.