Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın dershanelerin kapatılacağı yönündeki açıklamalarının ardından dershanelerde çalışan binlerce personel ve öğretmenin ne olacağı merak ediliyor. 100 binden fazla çalışanı ve Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan dershanelerin kapatılması sektörü nasıl etkileyecek? Dershaneler nasıl kapatılacak? Tüm bu sorular belirsizliğini korurken dünyada özel ders ve dershanecilik nasıl işliyor? İşte yanıtı...
Eğitimtercihi- Türkiye’de özel dershaneler sistem dışında bırakıldığında;
-4000 kurum yatırımı, ortakları ile yaklaşık 20.000 yatırımcının yatırımı hiçe sayılacak,
-4.000 dershane binası, 60.000 derslik, 800.000 öğrenci sırası ve diğer dershane donanımları (bilgisayar, masa, dolap vb.) yani yatırımcıları teşvik için her türlü alternatiften yararlanmaya çalıştığımız dönemde toplam 1 milyar liralık yatırım atıl olacak,
-100.000 kişi işsiz kalacak, aileleriyle birlikte 300.000 kişinin gelir kaynağı elinden alınacak,
-Devlet, 4000 dershaneden elde ettiği önemli bir vergi gelirinden vazgeçmiş olacaktır.
- Orta ve alt gelir grubundaki ailelerin çocukları özel ders alma, üst öğrenim kurumlarına geçişte fırsat yakalama olanağından yoksun kalacağı için eğitim öğretimdeki fırsat eşitsizliği daha da artacaktır.
Dünyada Özel Ders ve Dershanecilik
Özel dershaneler, sadece ülkemize özgü değildir. Dünyanın birçok ülkesinde, taşıdıkları işlevleri bakımından ülkemizdeki özel dershanelere benzer yapılanmalar vardır.
Dershanelerde yürütülen eğitim-öğretim faaliyetleri bazı ülkelerde de bizdeki gibi kurumsal yapılanmalar içinde olmasa da bire bir veya grup halinde özel ders alma biçimiyle yapılmaktadır.
Özel ders ve dershaneciliğin çok yaygın olduğu ülkelerin en belirgin ortak özelliği, eğitimin kademeleri arasındaki geçişlerde rekabete dayalı sınav sistemlerinin olmasıdır.
Güney Kore, Hong Kong, Yunanistan, Japonya ve Tayvan gibi ülkeler, üniversiteye girişin merkezi sınavlarla yapıldığı ve özel ders veren kurumların en yaygın olduğu ülkelerdir. Bu ülkelerde özel derslere katılım oranları özel ders ve dershaneler açısından anlamlı oranlar ifade eder.
Güney Kore’de Ulusal İstatistik Kurumu-2011verilerine göre farklı yollardan özel derslere katılım oranı ilkokul düzeyinde %85, ortaokul düzeyinde %71, lise düzeyinde ise %58 civarlarındadır. İlk ve ortaöğretimde yaklaşık 7 milyon öğrencinin bulunduğu bu ülkede toplam 37.000 dershanede yaklaşık 5 milyon öğrenci öğrenim görmektedir. 2011’de dershanecilik sistemi içinde harcanan para 20,1 milyar dolardır. Kore’nin PISA sınavlarındaki başarılı sonuçları, Kore’deki bu destek eğitimlerin varlığıyla ilişkilendirilmektedir.
Hong Kong’da ilköğretim birinci kademede (1-6. sınıflar) özel ders alma oranı %36, ortaöğretim üst kademede (12 ve 13. sınıflar) ise %48’dir. Japonya’da, üniversiteler başvuranların tamamını alacak kapasitede olmasına karşın, 10 milyon öğrenci ‘Juku’ adı verilen dershanelere devam etmektedir. Bu ülkede ilkokul düzeyinde özel ders alma oranı 1985 yılında %16,5 iken 2011 yılında bu oran %39’a ortaokul düzeyinde %75’e lise düzeyinde %60’a yükselmiştir. Japonya’da toplam ilk ve ortaöğretim okulu sayısı 39.000 iken dershane sayısı 49.000’i geçmiştir. Öğretmenlerin %30’u dershanelerde çalışmaktadır.
Yunanistan’da ortaöğretime hizmet veren, sayıları 3 bini aşkın özel dershane bulunmakta bu dershanelere genel olarak Lise 2 ve Lise son sınıf öğrencileri devam etmektedir. Lise son sınıftaki öğrencilerin %85’i üniversiteye girebildiği için özel dershanelere devam eden lise mezunu öğrencilerin sayısı azdır. Ancak Lise son sınıfta okuyan öğrencilerin %90’ı, Lise 2. sınıfta okuyan öğrencilerin de %60’ı özel dershanelere devam etmektedir. Bu ülkedeki ortaöğretim dershanelerinin yanı sıra daha yaygın ve 8 bini aşkın Yabancı Dil Dershanesi vardır.
ABD’de de destek eğitim veren kurumların üst okul sınavlarına hazırlama ve başarıyı artırmadaki etkisi, bu kurumlara ilgiyi de artırmıştır. ABD’nin bazı bölgelerinde eğitim organizasyonun destek eğitim kurumlarına verildiği; “Kaplan” adlı bir destek eğitim kurumunun üst öğrenim sınavlarına hazırlık, matematik ve dil alanında 2000 şubeye ulaştığı biliniyor. ABD’de eyaletler arasında farklılıklar olmakla birlikte öğrenciler 3.sınıftan 12. sınıfa kadar eyalet sınavına katılmak zorundalar. Üniversitelere başvurularda ACT (American College Test) veya SAT (Scholastic Assessment Test) gibi başarı veya yeteneği ölçen sınavların sonuç belgeleri isteniyor. Ülkemizdeki dershaneler gibi ABD’de de bu sınavlara hazırlık amacıyla yüz yüze ya da online eğitim hizmeti veren kurumlar “Learning Center”lar -Sylvian Learning, Kumon Test Prep, Mathnasium, Test Master gibi büyük firmalar- var. Çok sayıda local “Learning Center” da her alana yayılıyor.
Almanya ve Portekiz gibi ülkelerde dershanelerle ilgili mevzuat düzenlemesi olmamasına karşın evde, büroda, okulda ve benzeri ortamlarda destek eğitimleri verilmektedir. Almanya’da 10 milyon öğrenciden 250 bini sınıf tekrarı yaparken 80 bin ergen de diplomaya ulaşamadan okuldan ayrılmaktadır. Okul dışında yılda 66 milyon ek ders alınmaktadır. Bu ülkede ek ders vermede dershanelerin payı %25’lik bir oranla ifade edilirken dershaneler dışında bazı dernekler, ajanslar ek ders organizasyonu yapmakta; öğretmen ve öğrenciler de bireysel olarak ek ders vermektedir. Almanya’da ülke genelinde üç büyük franchise zincirine bağlı 2500 dershane yanında, orta ve küçük franchise zincirine bağlı 1000 civarında; bireysel girişimciler elinde de 2000-2500 dershane bulunmaktadır.
İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde de ders saati dışındaki zamanlarda özellikle hafta sonlarında destek eğitimleri yapılmaktadır. İngiltere’de;
- İlkokul 2 - 6. sınıfta durum tespiti için “SAT”,
- İlkokul 5. sınıfta “Grammers Schools”a (fen lisesi benzeri okullar) giriş için “11 Plus”,
-10, 11. sınıfta üniversite öncesi hangi 2 yıllık kolejde okunacağını belirlemek için “GCSE”,
-2 yıllık kolejde okurken iyi bir üniversiteye girmek için “A-level” sınavlarına hazırlık amaçlı yaygın kurslar bulunmaktadır ve aileler A-level sınavlarına hazırlık için 8-45 bin dolar ödemektedir.
Okula destek ve üst öğretim okullarına geçiş için öğrencilerin yararlandıkları ve bizde özel dershane adıyla anılan merkezler; Almanya ve Yunanistan’ın yanı sıra farklı adlarla da olsa İngiltere, İtalya, Fransa, İrlanda, Portekiz, Güney Kıbrıs… gibi AB ülkelerinde de bulunmaktadır.
Özel ders ve dershaneciliğin, geçiş sınavlarına hazırlanmanın yanında özel ders alma boyutuyla da Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri de dâhil birçok ülkede yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın dershanelerin kapatılacağı yönündeki açıklamalarının ardından dershanelerde çalışan binlerce personel ve öğretmenin ne olacağı merak ediliyor. 100 binden fazla çalışanı ve Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan dershanelerin kapatılması sektörü nasıl etkileyecek? Dershaneler nasıl kapatılacak? Tüm bu sorular belirsizliğini korurken dünyada özel ders ve dershanecilik nasıl işliyor? İşte yanıtı...
Eğitimtercihi- Türkiye’de özel dershaneler sistem dışında bırakıldığında;
-4000 kurum yatırımı, ortakları ile yaklaşık 20.000 yatırımcının yatırımı hiçe sayılacak,
-4.000 dershane binası, 60.000 derslik, 800.000 öğrenci sırası ve diğer dershane donanımları (bilgisayar, masa, dolap vb.) yani yatırımcıları teşvik için her türlü alternatiften yararlanmaya çalıştığımız dönemde toplam 1 milyar liralık yatırım atıl olacak,
-100.000 kişi işsiz kalacak, aileleriyle birlikte 300.000 kişinin gelir kaynağı elinden alınacak,
-Devlet, 4000 dershaneden elde ettiği önemli bir vergi gelirinden vazgeçmiş olacaktır.
- Orta ve alt gelir grubundaki ailelerin çocukları özel ders alma, üst öğrenim kurumlarına geçişte fırsat yakalama olanağından yoksun kalacağı için eğitim öğretimdeki fırsat eşitsizliği daha da artacaktır.
Dünyada Özel Ders ve Dershanecilik
Özel dershaneler, sadece ülkemize özgü değildir. Dünyanın birçok ülkesinde, taşıdıkları işlevleri bakımından ülkemizdeki özel dershanelere benzer yapılanmalar vardır.
Dershanelerde yürütülen eğitim-öğretim faaliyetleri bazı ülkelerde de bizdeki gibi kurumsal yapılanmalar içinde olmasa da bire bir veya grup halinde özel ders alma biçimiyle yapılmaktadır.
Özel ders ve dershaneciliğin çok yaygın olduğu ülkelerin en belirgin ortak özelliği, eğitimin kademeleri arasındaki geçişlerde rekabete dayalı sınav sistemlerinin olmasıdır.
Güney Kore, Hong Kong, Yunanistan, Japonya ve Tayvan gibi ülkeler, üniversiteye girişin merkezi sınavlarla yapıldığı ve özel ders veren kurumların en yaygın olduğu ülkelerdir. Bu ülkelerde özel derslere katılım oranları özel ders ve dershaneler açısından anlamlı oranlar ifade eder.
Güney Kore’de Ulusal İstatistik Kurumu-2011verilerine göre farklı yollardan özel derslere katılım oranı ilkokul düzeyinde %85, ortaokul düzeyinde %71, lise düzeyinde ise %58 civarlarındadır. İlk ve ortaöğretimde yaklaşık 7 milyon öğrencinin bulunduğu bu ülkede toplam 37.000 dershanede yaklaşık 5 milyon öğrenci öğrenim görmektedir. 2011’de dershanecilik sistemi içinde harcanan para 20,1 milyar dolardır. Kore’nin PISA sınavlarındaki başarılı sonuçları, Kore’deki bu destek eğitimlerin varlığıyla ilişkilendirilmektedir.
Hong Kong’da ilköğretim birinci kademede (1-6. sınıflar) özel ders alma oranı %36, ortaöğretim üst kademede (12 ve 13. sınıflar) ise %48’dir. Japonya’da, üniversiteler başvuranların tamamını alacak kapasitede olmasına karşın, 10 milyon öğrenci ‘Juku’ adı verilen dershanelere devam etmektedir. Bu ülkede ilkokul düzeyinde özel ders alma oranı 1985 yılında %16,5 iken 2011 yılında bu oran %39’a ortaokul düzeyinde %75’e lise düzeyinde %60’a yükselmiştir. Japonya’da toplam ilk ve ortaöğretim okulu sayısı 39.000 iken dershane sayısı 49.000’i geçmiştir. Öğretmenlerin %30’u dershanelerde çalışmaktadır.
Yunanistan’da ortaöğretime hizmet veren, sayıları 3 bini aşkın özel dershane bulunmakta bu dershanelere genel olarak Lise 2 ve Lise son sınıf öğrencileri devam etmektedir. Lise son sınıftaki öğrencilerin %85’i üniversiteye girebildiği için özel dershanelere devam eden lise mezunu öğrencilerin sayısı azdır. Ancak Lise son sınıfta okuyan öğrencilerin %90’ı, Lise 2. sınıfta okuyan öğrencilerin de %60’ı özel dershanelere devam etmektedir. Bu ülkedeki ortaöğretim dershanelerinin yanı sıra daha yaygın ve 8 bini aşkın Yabancı Dil Dershanesi vardır.
ABD’de de destek eğitim veren kurumların üst okul sınavlarına hazırlama ve başarıyı artırmadaki etkisi, bu kurumlara ilgiyi de artırmıştır. ABD’nin bazı bölgelerinde eğitim organizasyonun destek eğitim kurumlarına verildiği; “Kaplan” adlı bir destek eğitim kurumunun üst öğrenim sınavlarına hazırlık, matematik ve dil alanında 2000 şubeye ulaştığı biliniyor. ABD’de eyaletler arasında farklılıklar olmakla birlikte öğrenciler 3.sınıftan 12. sınıfa kadar eyalet sınavına katılmak zorundalar. Üniversitelere başvurularda ACT (American College Test) veya SAT (Scholastic Assessment Test) gibi başarı veya yeteneği ölçen sınavların sonuç belgeleri isteniyor. Ülkemizdeki dershaneler gibi ABD’de de bu sınavlara hazırlık amacıyla yüz yüze ya da online eğitim hizmeti veren kurumlar “Learning Center”lar -Sylvian Learning, Kumon Test Prep, Mathnasium, Test Master gibi büyük firmalar- var. Çok sayıda local “Learning Center” da her alana yayılıyor.
Almanya ve Portekiz gibi ülkelerde dershanelerle ilgili mevzuat düzenlemesi olmamasına karşın evde, büroda, okulda ve benzeri ortamlarda destek eğitimleri verilmektedir. Almanya’da 10 milyon öğrenciden 250 bini sınıf tekrarı yaparken 80 bin ergen de diplomaya ulaşamadan okuldan ayrılmaktadır. Okul dışında yılda 66 milyon ek ders alınmaktadır. Bu ülkede ek ders vermede dershanelerin payı %25’lik bir oranla ifade edilirken dershaneler dışında bazı dernekler, ajanslar ek ders organizasyonu yapmakta; öğretmen ve öğrenciler de bireysel olarak ek ders vermektedir. Almanya’da ülke genelinde üç büyük franchise zincirine bağlı 2500 dershane yanında, orta ve küçük franchise zincirine bağlı 1000 civarında; bireysel girişimciler elinde de 2000-2500 dershane bulunmaktadır.
İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde de ders saati dışındaki zamanlarda özellikle hafta sonlarında destek eğitimleri yapılmaktadır. İngiltere’de;
- İlkokul 2 - 6. sınıfta durum tespiti için “SAT”,
- İlkokul 5. sınıfta “Grammers Schools”a (fen lisesi benzeri okullar) giriş için “11 Plus”,
-10, 11. sınıfta üniversite öncesi hangi 2 yıllık kolejde okunacağını belirlemek için “GCSE”,
-2 yıllık kolejde okurken iyi bir üniversiteye girmek için “A-level” sınavlarına hazırlık amaçlı yaygın kurslar bulunmaktadır ve aileler A-level sınavlarına hazırlık için 8-45 bin dolar ödemektedir.
Okula destek ve üst öğretim okullarına geçiş için öğrencilerin yararlandıkları ve bizde özel dershane adıyla anılan merkezler; Almanya ve Yunanistan’ın yanı sıra farklı adlarla da olsa İngiltere, İtalya, Fransa, İrlanda, Portekiz, Güney Kıbrıs… gibi AB ülkelerinde de bulunmaktadır.
Özel ders ve dershaneciliğin, geçiş sınavlarına hazırlanmanın yanında özel ders alma boyutuyla da Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri de dâhil birçok ülkede yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir.
Son Güncelleme: Salı, 13 Ağustos 2013 16:03
Gösterim: 3214
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı düzenlediği basın toplantısında dershanelerin kapatılma tarihi ve SBS ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bu yıl Meclis kapanmadan hazırlanan torba yasa kapsamında 28 Şubat mağdurlarına yeniden işe dönüş hakkı verileceği müjdesini duyuran Avcı gündeme damgasını vuran düz lise olayına da değindi. Bakan, 'Kamoyundaki Anadolu lisesini kazanmayan Meslek ya da İmam Hatip'e gidecek algısı yanlış' diye konuştu.
28 Şubat mağdurları
28 Şubat döneminde mağdur edilmiş olan öğretmenlerimiz ve çalışanlarımız tekrar göreve başlayabilecek. Sayıları henüz net değil. Çünkü bazıları öğretmenlikten ayrılmış ama farklı bir kurumda çalışıyor.
Bu çerçevede dönen 1800 öğretmen ve çalışanımız vardı zaten, bir o kadar daha çıkabilir.
Neden gündeme geldi, Meclis kapanmadan ortaya çıkan son torba yasada alt yapı oluşturdu.
'HERKESİN BİRİNCİ ÖNCELİĞİ ANADOLU LİSESİ DEĞİL'
Düz liselerin Anadolu veya Meslek lisesine dönüştürülmesi 3 yıldır uygulanıyor. 2010 yılından beri süren çalışmalar. Tercihleri Anadolu dışındaki öğrencilerimiz için kontenjanlarımız var. Herkesin birinci önceliği Anadolu lisesi zannediliyor. Kamoyundaki Anadolu lisesini kazanmayan Meslek ya da İmam Hatip'e gidecek algısı yanlış.
Yeterli puanı alamadığı için değil, zaten tercihleri anadolu liseleri dışında olan çocuklarımız için pek çok kontenjean var. Kamuyoundaki 'anadolu lisesini kazanamayan meslek lisesine gider' algısı yanlış bir algı.
'İMAM HATİPLER BİRİNCİ ÖNCELİK'
Pek çok aile için meslek liseleri, imam hatip liseleri birinci önceliktir. Halktan ciddi anlamda imam hatip lisesi talebi var. Özellikle kız imam hatip liseleri konusunda ciddi bir talep var. Bazı aileler ancak böyle bir uygulama olursa kızlarını okula göndermeye razı oluyor. Anadolu liselerinde bir kontenjan sorunumuz yok.
Meslek liselerini zorunlu kalınca gidilecek okullar olarak göstermek doğru değil.
'SBS YERİNE YENİ SINAV YOK'
Öğrencilerin yıl içinde girdikleri sınavları daha denetimli yaparak notların daha güvenli olmasını yapmaya çalışıyoruz. SBS yerine yeni sınavlar icat etmiyoruz. Okullarda zaten yapılmakta olan sınavların MEB’nin denetiminde yapmayı planlıyoruz.
'BAŞBAKAN 3 YILDIR SÖYLÜYOR'
Dersanelerle ilgili tartışmalar bugünün meselesi değil. “MEB Bakanı değişti, ve bakan dersanelerin kapatılmasına karar verdi” böyle bir şey yok. Sayın Başbakan da üç yıldır bunu defalarca tekrarladı. Bu bir kapatmadan ziyade bir dönüştürme diyebiliriz. Dersaneleri tek bir sınava yönelik kurumlar yerine eğitim kurumlarına dönüştürme çalışmaları var. Ocak ayında dersaneler kayıtlara başlıyorlar. Acele etmeyin açıklaması yaptığım tarihte dersaneler kayıt yapmaya başlamıştı.
'DERSANEYE KAYIT OLANLAR...'
Kayıt olan öğrenciler 2014 Haziran'ına kadar devam edecekler. Dolayısıyla dersanelere kayıt olmuş öğrenciler 2014 haziranına kadar ücretlerini ödediler ve kurslarına başladılar. Dersaneler konusunda dönüştürme programının gerçekleşmesi, için yasal düzenleme gerekiyor. O ancak meclis açıldıktan sonra yapılabilir. Bakanlık olarak tek başımıza yapabileceğimiz bir düzenleme değil.
Ancak o zaman dersaneler özel okla dönüşebilir. O zaman ancak 2014-2015 der yılından itibaren geçerli olur. Bize gelen talep “süre verin” şeklindeydi. Sayın Başbakan’ın ilk açıklama yaptığı günden bu yana 3 yıl geçti. Baktığınızda 4 yıllık bir süre geçmiş olacak.
Köklü kurumlar dönüşümü gerçekleştirmeye başladılar. Daha küçük kurumlar birleşerek benzer bir dönüşümü gerçekleştirebilir.
Başka teşvikler de düşünüyoruz. Arsa, kredi kolaylıkları gibi. Dersanelerde çalışmakta olan öğretmenlerin milli eğitim sistemine entegre edilebilmeleri için de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ne öğrencileri ne velileri ne de işletmecileri mağdur etmeyecek bir sistem içinde meseleyi çözmeye çalışıyoruz
Bakan Avcı'nın açıklaması;
Ailelerin dershaneler konusunda acele etmemesi yönündeki uyarılarının hatırlatılarak, süreçteki son durumun sorulması üzerine Avcı, konunun uzun süredir kamuoyunun gündeminde olduğuna işaret etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da 3 yıldır bunu bazı toplantılarda açıkladığını anımsatan Avcı, dershanelerin kapatılmasından çok dönüştürülmesinden söz edilebileceğini kaydetti.
Dershanelerin tek bir sınava yönelik, test becerileri kazandıran kurumlar olmaktan çıkarılıp, özel okul olması için öteden beri Milli Eğitim Bakanlığınca çalışmalar yürütüldüğünün altını çizen Avcı, şöyle konuştu:
"Benim acele etmeyin deyişimin de sebebi şu, zaten biliyorsunuz ocak ayında dershaneler kayıtlara başlıyorlar. Gerekli izin işlemleri ocak ayında başlıyor. Dolayısıyla benim o açıklamayı yaptığım tarihte dershaneler öğrenci alımlarına başlamışlardı ve ruhsatları da yenilenmişti. O tarihte bugünkü mevzuat çerçevesinde şöyle yapın böyle yapın diyemem demiştim. Çünkü ocak ayından itibaren dershaneler zaten Milli Eğitim Bakanlığından alınan izinler çerçevesinde öğrenci kayıtlarını yapmışlardı. Bu kayıt olan öğrenciler, önümüzdeki 2014 Haziranı'na kadar herhalde kurslarına devam edecekler. Dershanelere kaydolmuş öğrenciler, büyük bir bölümü en azından 2014 Haziranı'na kadar muhtemelen ücretlerini ödediler ve kurslarına başladılar."
Dershaneleri dönüştürme programının gerçekleşebilmesi için yasal düzenleme gerektiğine işaret eden Avcı, bunun ancak Meclis açıldıktan sonra söz konusu olabileceğini, Milli Eğitim Bakanlığının tek başına bir şey yapamayacağını kaydetti.
Konunun Meclis'in tasarrufunda olduğunu vurgulayan Avcı, "Meclis açıldıktan sonra yapılacak bir düzenlemeyle dershaneler özel okula dönüşebilecek. O zaman demek ki bu ne zamana denk gelir, önümüzdeki yasama döneminde yapılacak böyle bir düzenleme ancak 2014-2015 ders yılından itibaren geçerli olur. Meclis açıldıktan sonra yapılacak bir yasal düzenlemenin uygulaması 2014-2015 ders yılına uzanır" ifadesini kullandı.
Sektör temsilcilerinin, özel okula dönüşmek için süre ve imkan istediğini aktaran Avcı, Başbakan Erdoğan'ın açıklamasının üzerinden 3 yıl geçtiğini anımsatarak, "Bir yıl da buradan 2014-2015’e sarkacağına göre demek ki 4 yıllık bir geçiş süreci fiilen tanımmış oldu" şeklinde konuştu.
Bazı köklü kuruluşların özel okula dönüşmeye başladığını anlatan Avcı, daha küçük kuruluşların kendi aralarında birleşerek benzer bir dönüşüm programı uygulayabileceklerini söyledi.
Dershanelere bu süreçte arsa, kredi kolaylıkları gibi teşvikler de öngürüldüğünü vurgulayan Avcı, buralarda görevli öğretmenlerin, öğreticilerin ve çalışanların, milli eğitim sistemine, gerek özel okullar üzerinden gerek başka yöntemlerle entegre edilmeleri için hazırlıkların yapıldığını belirtti. Avcı, öğrencileri, aileleri ve sektör çalışanlarını mağdur etmeyecek şekilde meseleyi çözmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Avcı, Ruhban Okulu'nun açılmasına ilişkin soru üzerine de konunun sadece MEB'i ilgilendirmediğini, MEB'in siyasi iradenin gösterdiği istikamette gerekli düzenlemeleri yapacağını ifade etti.
YÖK'ün 29 yaşındaki erkeklerin üniversitelere kayıt olabileceği ancak askerliklerinin tecil edilmeyeceği yönündeki kararının hatırlatılması üzerine Avcı, konuyla ilgili YÖK'ün aydınlatıcı bir açıklama yapacağını söyledi.
Okuma yaşının erkene çekilmesiyle derslik konusunda sıkıntı yaşanacağı iddialarına ilişkin soruyu da Avcı, "Geçen sene yeten derslik bu sene hayli hayli yeter. Bu sene işimiz daha kolay merak etmeyin sorun yok" diye yanıtladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı düzenlediği basın toplantısında dershanelerin kapatılma tarihi ve SBS ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bu yıl Meclis kapanmadan hazırlanan torba yasa kapsamında 28 Şubat mağdurlarına yeniden işe dönüş hakkı verileceği müjdesini duyuran Avcı gündeme damgasını vuran düz lise olayına da değindi. Bakan, 'Kamoyundaki Anadolu lisesini kazanmayan Meslek ya da İmam Hatip'e gidecek algısı yanlış' diye konuştu.
28 Şubat mağdurları
28 Şubat döneminde mağdur edilmiş olan öğretmenlerimiz ve çalışanlarımız tekrar göreve başlayabilecek. Sayıları henüz net değil. Çünkü bazıları öğretmenlikten ayrılmış ama farklı bir kurumda çalışıyor.
Bu çerçevede dönen 1800 öğretmen ve çalışanımız vardı zaten, bir o kadar daha çıkabilir.
Neden gündeme geldi, Meclis kapanmadan ortaya çıkan son torba yasada alt yapı oluşturdu.
'HERKESİN BİRİNCİ ÖNCELİĞİ ANADOLU LİSESİ DEĞİL'
Düz liselerin Anadolu veya Meslek lisesine dönüştürülmesi 3 yıldır uygulanıyor. 2010 yılından beri süren çalışmalar. Tercihleri Anadolu dışındaki öğrencilerimiz için kontenjanlarımız var. Herkesin birinci önceliği Anadolu lisesi zannediliyor. Kamoyundaki Anadolu lisesini kazanmayan Meslek ya da İmam Hatip'e gidecek algısı yanlış.
Yeterli puanı alamadığı için değil, zaten tercihleri anadolu liseleri dışında olan çocuklarımız için pek çok kontenjean var. Kamuyoundaki 'anadolu lisesini kazanamayan meslek lisesine gider' algısı yanlış bir algı.
'İMAM HATİPLER BİRİNCİ ÖNCELİK'
Pek çok aile için meslek liseleri, imam hatip liseleri birinci önceliktir. Halktan ciddi anlamda imam hatip lisesi talebi var. Özellikle kız imam hatip liseleri konusunda ciddi bir talep var. Bazı aileler ancak böyle bir uygulama olursa kızlarını okula göndermeye razı oluyor. Anadolu liselerinde bir kontenjan sorunumuz yok.
Meslek liselerini zorunlu kalınca gidilecek okullar olarak göstermek doğru değil.
'SBS YERİNE YENİ SINAV YOK'
Öğrencilerin yıl içinde girdikleri sınavları daha denetimli yaparak notların daha güvenli olmasını yapmaya çalışıyoruz. SBS yerine yeni sınavlar icat etmiyoruz. Okullarda zaten yapılmakta olan sınavların MEB’nin denetiminde yapmayı planlıyoruz.
'BAŞBAKAN 3 YILDIR SÖYLÜYOR'
Dersanelerle ilgili tartışmalar bugünün meselesi değil. “MEB Bakanı değişti, ve bakan dersanelerin kapatılmasına karar verdi” böyle bir şey yok. Sayın Başbakan da üç yıldır bunu defalarca tekrarladı. Bu bir kapatmadan ziyade bir dönüştürme diyebiliriz. Dersaneleri tek bir sınava yönelik kurumlar yerine eğitim kurumlarına dönüştürme çalışmaları var. Ocak ayında dersaneler kayıtlara başlıyorlar. Acele etmeyin açıklaması yaptığım tarihte dersaneler kayıt yapmaya başlamıştı.
'DERSANEYE KAYIT OLANLAR...'
Kayıt olan öğrenciler 2014 Haziran'ına kadar devam edecekler. Dolayısıyla dersanelere kayıt olmuş öğrenciler 2014 haziranına kadar ücretlerini ödediler ve kurslarına başladılar. Dersaneler konusunda dönüştürme programının gerçekleşmesi, için yasal düzenleme gerekiyor. O ancak meclis açıldıktan sonra yapılabilir. Bakanlık olarak tek başımıza yapabileceğimiz bir düzenleme değil.
Ancak o zaman dersaneler özel okla dönüşebilir. O zaman ancak 2014-2015 der yılından itibaren geçerli olur. Bize gelen talep “süre verin” şeklindeydi. Sayın Başbakan’ın ilk açıklama yaptığı günden bu yana 3 yıl geçti. Baktığınızda 4 yıllık bir süre geçmiş olacak.
Köklü kurumlar dönüşümü gerçekleştirmeye başladılar. Daha küçük kurumlar birleşerek benzer bir dönüşümü gerçekleştirebilir.
Başka teşvikler de düşünüyoruz. Arsa, kredi kolaylıkları gibi. Dersanelerde çalışmakta olan öğretmenlerin milli eğitim sistemine entegre edilebilmeleri için de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ne öğrencileri ne velileri ne de işletmecileri mağdur etmeyecek bir sistem içinde meseleyi çözmeye çalışıyoruz
Bakan Avcı'nın açıklaması;
Ailelerin dershaneler konusunda acele etmemesi yönündeki uyarılarının hatırlatılarak, süreçteki son durumun sorulması üzerine Avcı, konunun uzun süredir kamuoyunun gündeminde olduğuna işaret etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da 3 yıldır bunu bazı toplantılarda açıkladığını anımsatan Avcı, dershanelerin kapatılmasından çok dönüştürülmesinden söz edilebileceğini kaydetti.
Dershanelerin tek bir sınava yönelik, test becerileri kazandıran kurumlar olmaktan çıkarılıp, özel okul olması için öteden beri Milli Eğitim Bakanlığınca çalışmalar yürütüldüğünün altını çizen Avcı, şöyle konuştu:
"Benim acele etmeyin deyişimin de sebebi şu, zaten biliyorsunuz ocak ayında dershaneler kayıtlara başlıyorlar. Gerekli izin işlemleri ocak ayında başlıyor. Dolayısıyla benim o açıklamayı yaptığım tarihte dershaneler öğrenci alımlarına başlamışlardı ve ruhsatları da yenilenmişti. O tarihte bugünkü mevzuat çerçevesinde şöyle yapın böyle yapın diyemem demiştim. Çünkü ocak ayından itibaren dershaneler zaten Milli Eğitim Bakanlığından alınan izinler çerçevesinde öğrenci kayıtlarını yapmışlardı. Bu kayıt olan öğrenciler, önümüzdeki 2014 Haziranı'na kadar herhalde kurslarına devam edecekler. Dershanelere kaydolmuş öğrenciler, büyük bir bölümü en azından 2014 Haziranı'na kadar muhtemelen ücretlerini ödediler ve kurslarına başladılar."
Dershaneleri dönüştürme programının gerçekleşebilmesi için yasal düzenleme gerektiğine işaret eden Avcı, bunun ancak Meclis açıldıktan sonra söz konusu olabileceğini, Milli Eğitim Bakanlığının tek başına bir şey yapamayacağını kaydetti.
Konunun Meclis'in tasarrufunda olduğunu vurgulayan Avcı, "Meclis açıldıktan sonra yapılacak bir düzenlemeyle dershaneler özel okula dönüşebilecek. O zaman demek ki bu ne zamana denk gelir, önümüzdeki yasama döneminde yapılacak böyle bir düzenleme ancak 2014-2015 ders yılından itibaren geçerli olur. Meclis açıldıktan sonra yapılacak bir yasal düzenlemenin uygulaması 2014-2015 ders yılına uzanır" ifadesini kullandı.
Sektör temsilcilerinin, özel okula dönüşmek için süre ve imkan istediğini aktaran Avcı, Başbakan Erdoğan'ın açıklamasının üzerinden 3 yıl geçtiğini anımsatarak, "Bir yıl da buradan 2014-2015’e sarkacağına göre demek ki 4 yıllık bir geçiş süreci fiilen tanımmış oldu" şeklinde konuştu.
Bazı köklü kuruluşların özel okula dönüşmeye başladığını anlatan Avcı, daha küçük kuruluşların kendi aralarında birleşerek benzer bir dönüşüm programı uygulayabileceklerini söyledi.
Dershanelere bu süreçte arsa, kredi kolaylıkları gibi teşvikler de öngürüldüğünü vurgulayan Avcı, buralarda görevli öğretmenlerin, öğreticilerin ve çalışanların, milli eğitim sistemine, gerek özel okullar üzerinden gerek başka yöntemlerle entegre edilmeleri için hazırlıkların yapıldığını belirtti. Avcı, öğrencileri, aileleri ve sektör çalışanlarını mağdur etmeyecek şekilde meseleyi çözmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Avcı, Ruhban Okulu'nun açılmasına ilişkin soru üzerine de konunun sadece MEB'i ilgilendirmediğini, MEB'in siyasi iradenin gösterdiği istikamette gerekli düzenlemeleri yapacağını ifade etti.
YÖK'ün 29 yaşındaki erkeklerin üniversitelere kayıt olabileceği ancak askerliklerinin tecil edilmeyeceği yönündeki kararının hatırlatılması üzerine Avcı, konuyla ilgili YÖK'ün aydınlatıcı bir açıklama yapacağını söyledi.
Okuma yaşının erkene çekilmesiyle derslik konusunda sıkıntı yaşanacağı iddialarına ilişkin soruyu da Avcı, "Geçen sene yeten derslik bu sene hayli hayli yeter. Bu sene işimiz daha kolay merak etmeyin sorun yok" diye yanıtladı.
Son Güncelleme: Salı, 13 Ağustos 2013 16:55
Gösterim: 3298
Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, öğretmenlerin öğrenim özrü başvuruları ile ilgili açıklama yaptı
Eğitimtercihi- MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, öğretmenlerin öğrenim özrü başvuruları ile ilgili yaptığı açıklamada öğrenim özrüne bağlı olarak yer değişikliği talep eden öğretmenlerin eşinin de öğretmen olması durumunda önce öğrenim özrü olan öğretmenin yer değişikliği başvurusu yapacağını, sonra bu öğretmenin onaylı başvuru belgesi ile eşinin de yer değişikliği başvurusunda bulunabileceği belirtildi. Yapılan açıklamada, öğrenim özrüne bağlı olarak yer değişikliği isteyen öğretmenin ataması gerçekleşmezse eşinin de ataması yapılmayacağı ifade edildi.
Yapılan açıklama şöyle;
“Öğrenim özrüne bağlı olarak yer değişikliği isteyen öğretmenlerin eşi de öğretmen ise önce öğrenim özrü olan öğretmen yer değişikliği müracaatı yapacak sonra bu öğretmenin onaylı başvuru belgesi ile eşi de yer değişikliği müracaatında bulunabilecektir. Öğrenim özrüne bağlı olarak yer değişikliği isteyen öğretmenin ataması gerçekleşmezse eşinin de ataması yapılmayacaktır.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, öğretmenlerin öğrenim özrü başvuruları ile ilgili açıklama yaptı
Eğitimtercihi- MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, öğretmenlerin öğrenim özrü başvuruları ile ilgili yaptığı açıklamada öğrenim özrüne bağlı olarak yer değişikliği talep eden öğretmenlerin eşinin de öğretmen olması durumunda önce öğrenim özrü olan öğretmenin yer değişikliği başvurusu yapacağını, sonra bu öğretmenin onaylı başvuru belgesi ile eşinin de yer değişikliği başvurusunda bulunabileceği belirtildi. Yapılan açıklamada, öğrenim özrüne bağlı olarak yer değişikliği isteyen öğretmenin ataması gerçekleşmezse eşinin de ataması yapılmayacağı ifade edildi.
Yapılan açıklama şöyle;
“Öğrenim özrüne bağlı olarak yer değişikliği isteyen öğretmenlerin eşi de öğretmen ise önce öğrenim özrü olan öğretmen yer değişikliği müracaatı yapacak sonra bu öğretmenin onaylı başvuru belgesi ile eşi de yer değişikliği müracaatında bulunabilecektir. Öğrenim özrüne bağlı olarak yer değişikliği isteyen öğretmenin ataması gerçekleşmezse eşinin de ataması yapılmayacaktır.”
Son Güncelleme: Salı, 13 Ağustos 2013 13:13
Gösterim: 2406
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, SBS’yi kazanamayan veya sınava giremeyen öğrencilerin imam hatip veya meslek lisesi dışında açık liseyi de tercih edebileceği önerisinde bulundu
Vatan Gazetesi’nin haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, SBS’yi kazanamayan veya girmeyen öğrencilerin mecburen meslek lisesi veya imam hatip liselerine gideceğini ifade ederek, yeni bir alternatif daha sundu. Türk, sınavı kazanamayıp Anadolu liselerine yerleşemeyen öğrencilerin açık liseye de gidebileceğini söyledi. Türk, Anadolu, Fen, Sosyal bilimler, Öğretmen liselerine yerleşemeyen öğrencilerin durumuna ilişkin CNN Türk’te soruları yanıtladı.
Genel liseler olmadığı için sınavı da kazanamayan öğrencilerin meslek liseleri ve imam hatip liselerine zorunlu yönlendirileceği yönündeki haberleri yalanlamayan Türk, “Bu iki lise dışında Çok Programlı liseler (ÇPL), özel okullar ile açık liseler de alternatif” dedi. Ancak ÇPL’ler birçok ilde bulunmuyor. Özel liseye maddi imkanı yetmeyen ailelerin de meslek ve imam hatip liseleri dışında tek alternatifi kalıyor. Türk’ün verdiği bilgiye göre bu öğrenciler örgün eğitim dışına çıkacak ve evde eğitim alacak, yani açık liseye gidecekler. Ercan Türk, “Genel liselerin Anadolu lisesine dönüştürülmesi veya mesleki eğitime devredilmesi çalışması 2010 yılında başladı. 2013’te sonlandırılması öngörüldü ve planlandığı şekilde tamamlandı. Genel lise artık yok. Geçtiğimiz yıl akademik programlara genel liseler de dahil 460 bin öğrenci kaydoldu. 180 bini genel liselere kaydoldu. Geçen yıl da genel lise olmayan il ve ilçe merkezleri vardı. Bir problem yaşanmadı. Çok programlı lise, özel lise programları gibi seçenekler var. Kanun açık liseyi de örgün eğitim ile eş tutarak böyle bir seçeneği de bize sunuyor. Bunu belirtmek bence önümüzdeki seçeneklerin sınırlı olmadığını ortaya koymaktadır.”
Eylülde sınav
Ercan Türk, her yıl Eylül ayında yapılan sorumluluk sınavının bu yıl da yapılacağını ifade ederek, “Bu sene aynı sorumluluk sınavı yapılacak. Ara sınıflarda dahil bir kez daha bu hakkı vereceğiz” dedi.
‘Devletin yükünü azaltmak istiyorlar’
- Eğitim Yazarı Sadık Gültekin “Buradaki amaç öğrencileri açık liseye yönlendirmek. Yani devletin üstündeki yükü azaltmak. Bunun için okula gerek yok. Öğretmene gerek yok. Gidere gerek yok. Maliyeti ucuza gelecek. Bunun dışında imam hatip liselerine veya meslek liselerine gitmeleri sağlanacak. Amaç Anadolu liselerindeki kontenjanı azaltmak. Öğrencilere alternatif olarak tıpkı zorunlu seçmeli ders açıp bu dersleri seçtirmek gibi bir tablo söz konusu. Açıkta kalan öğrencilere aslında kendi istediklerini seçtiriyorlar. Maliyetten kurtarmak için açık liseye, kendi düşüncesini empoze etmek için imam hatip lisesine veya öğrenci mezun olduğunda üniversiteyi kazanamadığında meslek liselerine gönderiyorlar.”
‘Kazanamadılar diye zorlamamalıyız’
- Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan: “Genel liselerin ismini Anadolu lisesi yaparken, aslında Anadolu liselerini genel lise yaptılar. Dolayısıyla genel lise eğitimi almak isteyenlerin ihtiyaçlarına cevap verecek kadar lise olmadığı için ve yeteri kadar hazırlık olmadan 12 yıllık zorunlu eğitime geçildiği için bu durum yaşanıyor. 574 bin kişi arasında genel liseye gitmek isteyenler için yeniden düzenleme yapılabilir. Kazanamadılar diye farklı okullara gitmelerini zorlamamalıyız.”
Kaynak Vatan
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, SBS’yi kazanamayan veya sınava giremeyen öğrencilerin imam hatip veya meslek lisesi dışında açık liseyi de tercih edebileceği önerisinde bulundu
Vatan Gazetesi’nin haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, SBS’yi kazanamayan veya girmeyen öğrencilerin mecburen meslek lisesi veya imam hatip liselerine gideceğini ifade ederek, yeni bir alternatif daha sundu. Türk, sınavı kazanamayıp Anadolu liselerine yerleşemeyen öğrencilerin açık liseye de gidebileceğini söyledi. Türk, Anadolu, Fen, Sosyal bilimler, Öğretmen liselerine yerleşemeyen öğrencilerin durumuna ilişkin CNN Türk’te soruları yanıtladı.
Genel liseler olmadığı için sınavı da kazanamayan öğrencilerin meslek liseleri ve imam hatip liselerine zorunlu yönlendirileceği yönündeki haberleri yalanlamayan Türk, “Bu iki lise dışında Çok Programlı liseler (ÇPL), özel okullar ile açık liseler de alternatif” dedi. Ancak ÇPL’ler birçok ilde bulunmuyor. Özel liseye maddi imkanı yetmeyen ailelerin de meslek ve imam hatip liseleri dışında tek alternatifi kalıyor. Türk’ün verdiği bilgiye göre bu öğrenciler örgün eğitim dışına çıkacak ve evde eğitim alacak, yani açık liseye gidecekler. Ercan Türk, “Genel liselerin Anadolu lisesine dönüştürülmesi veya mesleki eğitime devredilmesi çalışması 2010 yılında başladı. 2013’te sonlandırılması öngörüldü ve planlandığı şekilde tamamlandı. Genel lise artık yok. Geçtiğimiz yıl akademik programlara genel liseler de dahil 460 bin öğrenci kaydoldu. 180 bini genel liselere kaydoldu. Geçen yıl da genel lise olmayan il ve ilçe merkezleri vardı. Bir problem yaşanmadı. Çok programlı lise, özel lise programları gibi seçenekler var. Kanun açık liseyi de örgün eğitim ile eş tutarak böyle bir seçeneği de bize sunuyor. Bunu belirtmek bence önümüzdeki seçeneklerin sınırlı olmadığını ortaya koymaktadır.”
Eylülde sınav
Ercan Türk, her yıl Eylül ayında yapılan sorumluluk sınavının bu yıl da yapılacağını ifade ederek, “Bu sene aynı sorumluluk sınavı yapılacak. Ara sınıflarda dahil bir kez daha bu hakkı vereceğiz” dedi.
‘Devletin yükünü azaltmak istiyorlar’
- Eğitim Yazarı Sadık Gültekin “Buradaki amaç öğrencileri açık liseye yönlendirmek. Yani devletin üstündeki yükü azaltmak. Bunun için okula gerek yok. Öğretmene gerek yok. Gidere gerek yok. Maliyeti ucuza gelecek. Bunun dışında imam hatip liselerine veya meslek liselerine gitmeleri sağlanacak. Amaç Anadolu liselerindeki kontenjanı azaltmak. Öğrencilere alternatif olarak tıpkı zorunlu seçmeli ders açıp bu dersleri seçtirmek gibi bir tablo söz konusu. Açıkta kalan öğrencilere aslında kendi istediklerini seçtiriyorlar. Maliyetten kurtarmak için açık liseye, kendi düşüncesini empoze etmek için imam hatip lisesine veya öğrenci mezun olduğunda üniversiteyi kazanamadığında meslek liselerine gönderiyorlar.”
‘Kazanamadılar diye zorlamamalıyız’
- Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan: “Genel liselerin ismini Anadolu lisesi yaparken, aslında Anadolu liselerini genel lise yaptılar. Dolayısıyla genel lise eğitimi almak isteyenlerin ihtiyaçlarına cevap verecek kadar lise olmadığı için ve yeteri kadar hazırlık olmadan 12 yıllık zorunlu eğitime geçildiği için bu durum yaşanıyor. 574 bin kişi arasında genel liseye gitmek isteyenler için yeniden düzenleme yapılabilir. Kazanamadılar diye farklı okullara gitmelerini zorlamamalıyız.”
Kaynak Vatan
Son Güncelleme: Salı, 13 Ağustos 2013 09:02
Gösterim: 1605
Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretim kurumlarında bu yıla mahsus ikinci kez ortalama yükseltme sınavı yapılacağını bildirdi. 4 derse kadar tanınan sınav hakkı için öğrenciler 12-23 Ağustos tarihleri arasında okul müdürlüklerine başvuru yapabilecek.
"Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği" genelgesinde, 2012-2013 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere, Bakanlığa bağlı tüm orta öğretim kurumlarında, öğrencilerin, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerin yanı sıra, ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibarıyla sınıf geçip geçmediklerine bakılmaksızın bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacakları belirtildi. Sınavlar, ilgili yönetmelik gereği eylül ayının ilk haftasında yapılacak
Ortaöğretim kurumlarında bu yıla mahsus ikinci kez ortalama yükseltme sınavı yapılacağı bildirildi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan "Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği" genelgesinde, orta öğretim kurumlarında ders kesimini takiben ilgili yönetmeliğin 41'inci maddesi gereğince yapılan Ortalama Yükseltme ve Sorumluluk Sınavları'nın tamamlandığı, yapılan değerlendirmede bazı öğrencilerin sınavlarda istenilen başarıyı elde edemedikleri ve sınıf tekrarına kaldıklarına dikkati çekildi.
Genelgede, "Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alınması nedeniyle, eylül ayında yapılacak sorumluluk sınavıyla birlikte pek çok öğrencinin bir üst sınıfa geçebilmesine ya da mezun olabilmesine imkan sağlamak üzere bir kez daha ortalama yükseltme sınavı yapılması gerekli görülmüştür" ifadesine yer verildi.
Genelgeye göre, 2012-2013 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere, Bakanlığa bağlı tüm orta öğretim kurumlarında, öğrenciler, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerin yanı sıra ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibarıyla sınıf geçip geçmediklerine bakılmaksızın bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacak.
12-23 Ağustos tarihleri arasında dilekçeyle başvuru yapılacak
Sınava girilecek dersler, 12-23 Ağustos 2013 tarihlerinde öğrencilerin velileri tarafından dilekçeyle okul müdürlüğüne bildirilecek ve sınav programı da sınav döneminin başlangıcından önce ilan edilecek. Sınavlar, ilgili yönetmelik gereği eylül ayının ilk haftasında yapılacak.
İhtiyaç duyulması halinde, cumartesi ve pazar günleri ile çalışma saatleri dışında yapılabilecek sınavlar için sürenin yetersiz olması durumunda da eylül ayının ilk haftasını takip eden hafta da kullanılabilecek. Bir öğrencinin aynı günde gireceği sınav sayısı ise 3'ü geçmeyecek.
Genelgede ayrıca, ikinci defa sınıf tekrarı durumuna düşmesi nedeniyle, 2012-2013 eğitim öğretim yılı ders kesimi veya ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavı sonu itibarıyla okulla ilişiği kesilen öğrencilerden, bu sınavdan yararlanmak isteyenlerin bulunması halinde, başvuru tarihlerinde, tekrar eski okullarına kayıtlarının yapılarak sınava girecekleri derslere ait müracaatlarının alınacağı ifade edildi.
Sınav takvimi hazırlanırken, 2013-ÖSYS'de herhangi bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ve bu genelge kapsamında sınava girecek öğrencilerin durumlarının öncelikle dikkate alınacağı bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretim kurumlarında bu yıla mahsus ikinci kez ortalama yükseltme sınavı yapılacağını bildirdi. 4 derse kadar tanınan sınav hakkı için öğrenciler 12-23 Ağustos tarihleri arasında okul müdürlüklerine başvuru yapabilecek.
"Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği" genelgesinde, 2012-2013 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere, Bakanlığa bağlı tüm orta öğretim kurumlarında, öğrencilerin, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerin yanı sıra, ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibarıyla sınıf geçip geçmediklerine bakılmaksızın bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacakları belirtildi. Sınavlar, ilgili yönetmelik gereği eylül ayının ilk haftasında yapılacak
Ortaöğretim kurumlarında bu yıla mahsus ikinci kez ortalama yükseltme sınavı yapılacağı bildirildi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan "Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği" genelgesinde, orta öğretim kurumlarında ders kesimini takiben ilgili yönetmeliğin 41'inci maddesi gereğince yapılan Ortalama Yükseltme ve Sorumluluk Sınavları'nın tamamlandığı, yapılan değerlendirmede bazı öğrencilerin sınavlarda istenilen başarıyı elde edemedikleri ve sınıf tekrarına kaldıklarına dikkati çekildi.
Genelgede, "Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alınması nedeniyle, eylül ayında yapılacak sorumluluk sınavıyla birlikte pek çok öğrencinin bir üst sınıfa geçebilmesine ya da mezun olabilmesine imkan sağlamak üzere bir kez daha ortalama yükseltme sınavı yapılması gerekli görülmüştür" ifadesine yer verildi.
Genelgeye göre, 2012-2013 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere, Bakanlığa bağlı tüm orta öğretim kurumlarında, öğrenciler, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerin yanı sıra ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibarıyla sınıf geçip geçmediklerine bakılmaksızın bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacak.
12-23 Ağustos tarihleri arasında dilekçeyle başvuru yapılacak
Sınava girilecek dersler, 12-23 Ağustos 2013 tarihlerinde öğrencilerin velileri tarafından dilekçeyle okul müdürlüğüne bildirilecek ve sınav programı da sınav döneminin başlangıcından önce ilan edilecek. Sınavlar, ilgili yönetmelik gereği eylül ayının ilk haftasında yapılacak.
İhtiyaç duyulması halinde, cumartesi ve pazar günleri ile çalışma saatleri dışında yapılabilecek sınavlar için sürenin yetersiz olması durumunda da eylül ayının ilk haftasını takip eden hafta da kullanılabilecek. Bir öğrencinin aynı günde gireceği sınav sayısı ise 3'ü geçmeyecek.
Genelgede ayrıca, ikinci defa sınıf tekrarı durumuna düşmesi nedeniyle, 2012-2013 eğitim öğretim yılı ders kesimi veya ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavı sonu itibarıyla okulla ilişiği kesilen öğrencilerden, bu sınavdan yararlanmak isteyenlerin bulunması halinde, başvuru tarihlerinde, tekrar eski okullarına kayıtlarının yapılarak sınava girecekleri derslere ait müracaatlarının alınacağı ifade edildi.
Sınav takvimi hazırlanırken, 2013-ÖSYS'de herhangi bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ve bu genelge kapsamında sınava girecek öğrencilerin durumlarının öncelikle dikkate alınacağı bildirildi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Ağustos 2013 16:20
Gösterim: 2069