Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Kenan Işık'ın sunduğu "Kim Milyoner Olmak İster" yarışmasında ODTÜ’lü öğrenci izleyenleri şaşırttı
Kenan Işık'ın sunduğu "Kim Milyoner Olmak İster" yarışmasında yine çok konuşulacak bir yarışmacı vardı. ODTÜ'lü Anılcan Yılmaz, birinci soruya doğru cevap verdi, ikinci soruda ise 'seyirci jokeri' hakkını kullanarak doğru yanıtı verebildi. Yarışmada 3. soru olan "Birinin yol açtığı zararın yaptığı iyilikten büyük olduğunu ifade ederken, attığı taşın hangisine değmediği söylenir?" sorusuna "Ürküttüğü serçeye" cevabını verince ise elendi. Bu soruda elenmesine kendisi de şaşıran Anılcan, "sorular hiç bilmediğim yerlerden geldi" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Kenan Işık'ın sunduğu "Kim Milyoner Olmak İster" yarışmasında ODTÜ’lü öğrenci izleyenleri şaşırttı
Kenan Işık'ın sunduğu "Kim Milyoner Olmak İster" yarışmasında yine çok konuşulacak bir yarışmacı vardı. ODTÜ'lü Anılcan Yılmaz, birinci soruya doğru cevap verdi, ikinci soruda ise 'seyirci jokeri' hakkını kullanarak doğru yanıtı verebildi. Yarışmada 3. soru olan "Birinin yol açtığı zararın yaptığı iyilikten büyük olduğunu ifade ederken, attığı taşın hangisine değmediği söylenir?" sorusuna "Ürküttüğü serçeye" cevabını verince ise elendi. Bu soruda elenmesine kendisi de şaşıran Anılcan, "sorular hiç bilmediğim yerlerden geldi" dedi.
Son Güncelleme: Salı, 29 Ocak 2013 12:01
Gösterim: 1515
TBMM Başkanlığı'na 24. yasama döneminde 15 bin yazılı soru önergesi sunuldu. Soruların 2 bin 798'inin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yöneltildiği belirtildi. Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e ise bin 544 soru önergesi verildi.
TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, yazılı soru önergesini yanıtladı.
Sağlam, 24. Yasama Dönemi'nde, 4 Ocak 2013 tarihi itibariyle TBMM Başkanlığı'na 15 bin 273 yazılı soru önergesi sunulduğunu bildirdi. Sağlam, söz konusu önergelerden 8 bin 828'inin süresi içinde yanıtlanmadığından gelen kağıtlar listesinde yayımlanmadığını, önergelerden 5 bin 614'ünün ise sonradan cevaplandırıldığını belirtti.
Sağlam, soruların 2 bin 798'inin Başbakan Erdoğan'a, bin 906'sının eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e, bin 544'ünün eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e yöneltildiğini ifade etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TBMM Başkanlığı'na 24. yasama döneminde 15 bin yazılı soru önergesi sunuldu. Soruların 2 bin 798'inin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yöneltildiği belirtildi. Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e ise bin 544 soru önergesi verildi.
TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, yazılı soru önergesini yanıtladı.
Sağlam, 24. Yasama Dönemi'nde, 4 Ocak 2013 tarihi itibariyle TBMM Başkanlığı'na 15 bin 273 yazılı soru önergesi sunulduğunu bildirdi. Sağlam, söz konusu önergelerden 8 bin 828'inin süresi içinde yanıtlanmadığından gelen kağıtlar listesinde yayımlanmadığını, önergelerden 5 bin 614'ünün ise sonradan cevaplandırıldığını belirtti.
Sağlam, soruların 2 bin 798'inin Başbakan Erdoğan'a, bin 906'sının eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e, bin 544'ünün eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e yöneltildiğini ifade etti.
Son Güncelleme: Salı, 29 Ocak 2013 11:17
Gösterim: 1467
Galatasaray Üniversitesi'nin restorasyonunu yapan müteahhit yangında binanın neden yıkılmadığını anlattı.
İstanbul'da alevlere teslim olan Galatasaray Üniversitesi'nin restorasyon işini yapan 73 yaşındaki müteahhit Muhittin Erdoğan, "Bina benim bulduğum teknik sayesinde ayakta" dedi. İstanbul'da şimdiye kadar 30'un üzerinde okul inşa eden Erdoğan şöyle konuştu: "O zaman binanın ahşap olan katları arasına tarihi dokuyu bozmadan beton döktük. Önce zemin üzerindeki tahtaları kaldırdık. Yaklaşık 60 santimetre boşluk vardı. Alttaki tahtalara baskı olmasın diye belli bir sistemle demir döşedik. Daha sonra beton döktük. Bu sayede iki kat şu an duruyor. Sadece beton yapmadığımız çatı katı çöktü. Aynı şekilde yanan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasında ise sadece dört duvar kaldı. Başta Dolmabahçe Sarayı olmak üzere diğer tarihi binalar tehlikede. Bu yöntem o binalara da uygulanmalı."(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Galatasaray Üniversitesi'nin restorasyonunu yapan müteahhit yangında binanın neden yıkılmadığını anlattı.
İstanbul'da alevlere teslim olan Galatasaray Üniversitesi'nin restorasyon işini yapan 73 yaşındaki müteahhit Muhittin Erdoğan, "Bina benim bulduğum teknik sayesinde ayakta" dedi. İstanbul'da şimdiye kadar 30'un üzerinde okul inşa eden Erdoğan şöyle konuştu: "O zaman binanın ahşap olan katları arasına tarihi dokuyu bozmadan beton döktük. Önce zemin üzerindeki tahtaları kaldırdık. Yaklaşık 60 santimetre boşluk vardı. Alttaki tahtalara baskı olmasın diye belli bir sistemle demir döşedik. Daha sonra beton döktük. Bu sayede iki kat şu an duruyor. Sadece beton yapmadığımız çatı katı çöktü. Aynı şekilde yanan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasında ise sadece dört duvar kaldı. Başta Dolmabahçe Sarayı olmak üzere diğer tarihi binalar tehlikede. Bu yöntem o binalara da uygulanmalı."(sabah)
Son Güncelleme: Salı, 29 Ocak 2013 09:14
Gösterim: 1900
Geçtiğimiz cumartesi intihar eden Prof. Dr. Gökhan Budak olaydan birkaç gün önce yakınlarına, aldığı bitkisel haplardan bahsetmiş ve kendisinde stres, ateş basması, terleme, iştahsızlık ve sıkıntı yarattığını söylemiş...
Prof. Dr. Gökhan Budak (45), Bayburt Üniversitesi Rektörü ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim üyesiydi.
Kendisi de, eşi Sibel Budak (40) da, Erzurum'un Olur ilçesinde doğdular. 13 ve 18 yaşında iki oğulları var. Budak'ın memleketi Olur'a gittik. Ağabeyi Köksal Budak, kayınbiraderi Hüseyin Öcal ve yakın akrabaları, baba evinde ilk kez Hürriyet'e konuştu.
Anadolu müslümanı
Hüseyin Öcal (Bayburt TEDAŞ Şube Müdürü): "Atatürk Üniversitesi Fizik Bölümü'nde de öğretim üyesi olduğu için Erzurum'daki lojmanını boşaltmadı. Hafta sonları ailece gidiyorlardı. 5 vakit namazında, alçakgönüllü biriydi. Hac için başvurmuştu. Cemaat ya da tarikatla ilişkisi yoktu. Kendi halinde bir Anadolu Müslümanı'ydı. Kendisiyle barışıktı. Hayatı sever, kin gütmezdi, geleceğe dair planları vardı.
Tiroidine baktıracaktı
Bana, kullandığı bitkisel hap 'Ginkgo Biloba'dan söz etti. 'Bende stres, ateş basması, terleme, iştahsızlık ve sıkıntı yarattı. 3-4 gündür içmiyorum, terlemelerim azaldı. Pazartesi tiroidime baktıracağım. 3-4 yıl önce de böyle olmuştum, troit değerlerim yüksek çıkmıştı' dedi. 20 yıldır antidepresan kullanıyordu. İçmediğinde ensede uyuşma, boyun kaslarında gerilme hissettiğini söylüyordu. Cuma namazından sonra eşi ve küçük oğlu ile makam şoförünün kullandığı araçla Erzurum'daki lojmana geliyor. Sıkıntı basınca eşi 'Akraba ziyaretine gidelim, açılırsın' diyor. O gece TV izlerken kanapede uyuyakalmış. Ablam uyandırmış, yatağına götürmüş.
'Hiç tereddüt etmemiş'
Sabah namazına kalkıyor. Annemle karşılaşıyor. 'Uykun kaçtıysa ayran yapayım' diyor. 'Yok, uykum var' deyip yatıyor. Sabah 09.00'da uyanıyor. Banyoya giriyor. Aradan bir süre geçiyor, ablam kapıyı çalıyor. 'Tamam, çıkıyorum' diyor. Saat 10.00'da ablam, eniştemi pijamasından sular akarak mutfağın balkonuna yöneldiğini görüyor. 'Gökhan, Gökhan, ne yapıyorsun?' diyor. Eniştem hızlanıyor, balkonunun kapısını açıyor, demirlerden sol bacağını aşırarak kendini boşluğa bırakıyor. Tereddüt, duraksama yok!
İntihar saatine randevu
Doçent arkadaşı Yüksel Hoca ile 'Titreşim ve Dalgalar' adlı bir kitap yazıyordu. Yüksel Hoca'ya kitapla ilgili görüşme için cumartesi 10.30'a randevu vermişti. Bir başka arkadaşı ile de aynı gün 15.30'a sözleşmişti."
Kullandığı ilaçlara bağlıyoruz
ABİ Köksal Budak da şunları anlattı: "İki yıl önce, yakın arkadaşı ve meslektaşı Erzincan Üniversitesi Rektörü Erdoğan Büyükkasap intihar ettiğinde taziyeye gitti. Yolda çok tepki gösterdi. 'İnsan bunu nasıl yapar? Erdoğan gibi biri hem de. Aklım almıyor' dedi. Kardeşimin intiharını da bizim aklımız almıyor. İntiharlara çok tepki duyardı.Kardeşimin intiharını kullandığı ilaçlara bağlıyoruz."
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Geçtiğimiz cumartesi intihar eden Prof. Dr. Gökhan Budak olaydan birkaç gün önce yakınlarına, aldığı bitkisel haplardan bahsetmiş ve kendisinde stres, ateş basması, terleme, iştahsızlık ve sıkıntı yarattığını söylemiş...
Prof. Dr. Gökhan Budak (45), Bayburt Üniversitesi Rektörü ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim üyesiydi.
Kendisi de, eşi Sibel Budak (40) da, Erzurum'un Olur ilçesinde doğdular. 13 ve 18 yaşında iki oğulları var. Budak'ın memleketi Olur'a gittik. Ağabeyi Köksal Budak, kayınbiraderi Hüseyin Öcal ve yakın akrabaları, baba evinde ilk kez Hürriyet'e konuştu.
Anadolu müslümanı
Hüseyin Öcal (Bayburt TEDAŞ Şube Müdürü): "Atatürk Üniversitesi Fizik Bölümü'nde de öğretim üyesi olduğu için Erzurum'daki lojmanını boşaltmadı. Hafta sonları ailece gidiyorlardı. 5 vakit namazında, alçakgönüllü biriydi. Hac için başvurmuştu. Cemaat ya da tarikatla ilişkisi yoktu. Kendi halinde bir Anadolu Müslümanı'ydı. Kendisiyle barışıktı. Hayatı sever, kin gütmezdi, geleceğe dair planları vardı.
Tiroidine baktıracaktı
Bana, kullandığı bitkisel hap 'Ginkgo Biloba'dan söz etti. 'Bende stres, ateş basması, terleme, iştahsızlık ve sıkıntı yarattı. 3-4 gündür içmiyorum, terlemelerim azaldı. Pazartesi tiroidime baktıracağım. 3-4 yıl önce de böyle olmuştum, troit değerlerim yüksek çıkmıştı' dedi. 20 yıldır antidepresan kullanıyordu. İçmediğinde ensede uyuşma, boyun kaslarında gerilme hissettiğini söylüyordu. Cuma namazından sonra eşi ve küçük oğlu ile makam şoförünün kullandığı araçla Erzurum'daki lojmana geliyor. Sıkıntı basınca eşi 'Akraba ziyaretine gidelim, açılırsın' diyor. O gece TV izlerken kanapede uyuyakalmış. Ablam uyandırmış, yatağına götürmüş.
'Hiç tereddüt etmemiş'
Sabah namazına kalkıyor. Annemle karşılaşıyor. 'Uykun kaçtıysa ayran yapayım' diyor. 'Yok, uykum var' deyip yatıyor. Sabah 09.00'da uyanıyor. Banyoya giriyor. Aradan bir süre geçiyor, ablam kapıyı çalıyor. 'Tamam, çıkıyorum' diyor. Saat 10.00'da ablam, eniştemi pijamasından sular akarak mutfağın balkonuna yöneldiğini görüyor. 'Gökhan, Gökhan, ne yapıyorsun?' diyor. Eniştem hızlanıyor, balkonunun kapısını açıyor, demirlerden sol bacağını aşırarak kendini boşluğa bırakıyor. Tereddüt, duraksama yok!
İntihar saatine randevu
Doçent arkadaşı Yüksel Hoca ile 'Titreşim ve Dalgalar' adlı bir kitap yazıyordu. Yüksel Hoca'ya kitapla ilgili görüşme için cumartesi 10.30'a randevu vermişti. Bir başka arkadaşı ile de aynı gün 15.30'a sözleşmişti."
Kullandığı ilaçlara bağlıyoruz
ABİ Köksal Budak da şunları anlattı: "İki yıl önce, yakın arkadaşı ve meslektaşı Erzincan Üniversitesi Rektörü Erdoğan Büyükkasap intihar ettiğinde taziyeye gitti. Yolda çok tepki gösterdi. 'İnsan bunu nasıl yapar? Erdoğan gibi biri hem de. Aklım almıyor' dedi. Kardeşimin intiharını da bizim aklımız almıyor. İntiharlara çok tepki duyardı.Kardeşimin intiharını kullandığı ilaçlara bağlıyoruz."
(haber7)
Son Güncelleme: Salı, 29 Ocak 2013 09:21
Gösterim: 1334
Bilişim Öğretmenleri, yaşadıkları sıkıntıları ve çözüm önerilerini Yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya basın yoluyla duyurmaya çalışıyor. İşte bilişim öğretmenlerinin basın bildirisi;
Bilişim çağında bilişim öğretmenlerinin sesi ne zaman duyulacak! Oysaki Bilişimde Gelecek Var! Yeni Milli Eğitim Bakanımız Sayın Avcı'dan biran önce BT Öğretmenlerinin sorunlarına çözüm bekliyoruz. Malumunuz eski Bakanımız herkes bilgisayar biliyor o yüzden seçmeli yaptık diyordu eğer bu mantıkla düşünürsek herkes konuşmayı biliyor Türkçe dersi için, herkes koşuyor beden eğitimi dersi için, herkes saymayı biliyor matematik dersi için de seçmeli olsun diyen yok. Kaldi ki geçen günlerde TBMM bilişim ve internet araştırma komisyonu başkanı Prof. Dr. Necdet Ünivar Avrupa'daki 25 ülkede bilişim okuryazarlığı konusunda yapılan araştırmada Türkiye'nin son sırada yer aldığını buna karşın Türkiye'deki dijital oyuncu sayısının 20 milyona ulaştığını, 10 milyon kişinin de internette düzenli okey oynadığının tespit edildiğini söylemesine rağmen biz bilişim öğretmenleri görmezden gelindi.Dünya bilişim derslerine önem vermeye başlarken( en son Estonya 1.sınıfta yazılım dersi müfredatına ekledi) bizde ders seçmeli, içi boşaltıldı, bilgisayarlar atıl durumda,17 aydır normlar yapılamadığı için BT Öğretmenlerinin %90'ı norm fazlası.
Yeni Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı'ya çözüm önerilerimiz:
1-80 sayılı karar Medya Okuryazarlığı Dersinin Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerince okutulmasına imkân verecek şekilde güncellenmelidir.
2-Medya okuryazarlığı öğretim programı medya/internet ve bilgi okuryazarlığını kapsayacak şekilde genişletilmelidir
3-Grafik, animasyon, programcılık, web tasarımı vb ilave seçimlik dersler konmalıdır.
4-BT alanına ilişkin en az bir ders (Medya/internet/bilgi okuryazarlığı, Bilişim Teknolojileri ve Yazılım vb) 5. 6. sınıflarda zorunlu olarak okutulmalıdır. BT alanına ilişkin dersler geliştirilecek dersler tüm sınıflarda okutulabilmelidir.
5-80 sayılı karar bilgisayarla ilgili bölüm mezunlarını değil BT öğretmenlerinden öğretmen yapacak şekilde güncellenmelidir
6-Dersin notla değerlendirmesi geri getirilmeli ya da notla değerlendirme bütün derslerde kaldırılmalıdır
7-BTR ya da formatör adı altında geçici görevlendirmelere son verilmeli gerçek çözümler geliştirilmelidir.
8-Merkezi sınavlarda BT alanına ilişkin sorulara yer verilmelidir.
9-1-5 arası Bilgi Teknolojisi (BT) sınıfı olan okula 1, 5-10 arası 2,
10-15 arası 3 Bilişim teknolojileri öğretmeni norm kadrosu verilmelidir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bilişim Öğretmenleri, yaşadıkları sıkıntıları ve çözüm önerilerini Yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya basın yoluyla duyurmaya çalışıyor. İşte bilişim öğretmenlerinin basın bildirisi;
Bilişim çağında bilişim öğretmenlerinin sesi ne zaman duyulacak! Oysaki Bilişimde Gelecek Var! Yeni Milli Eğitim Bakanımız Sayın Avcı'dan biran önce BT Öğretmenlerinin sorunlarına çözüm bekliyoruz. Malumunuz eski Bakanımız herkes bilgisayar biliyor o yüzden seçmeli yaptık diyordu eğer bu mantıkla düşünürsek herkes konuşmayı biliyor Türkçe dersi için, herkes koşuyor beden eğitimi dersi için, herkes saymayı biliyor matematik dersi için de seçmeli olsun diyen yok. Kaldi ki geçen günlerde TBMM bilişim ve internet araştırma komisyonu başkanı Prof. Dr. Necdet Ünivar Avrupa'daki 25 ülkede bilişim okuryazarlığı konusunda yapılan araştırmada Türkiye'nin son sırada yer aldığını buna karşın Türkiye'deki dijital oyuncu sayısının 20 milyona ulaştığını, 10 milyon kişinin de internette düzenli okey oynadığının tespit edildiğini söylemesine rağmen biz bilişim öğretmenleri görmezden gelindi.Dünya bilişim derslerine önem vermeye başlarken( en son Estonya 1.sınıfta yazılım dersi müfredatına ekledi) bizde ders seçmeli, içi boşaltıldı, bilgisayarlar atıl durumda,17 aydır normlar yapılamadığı için BT Öğretmenlerinin %90'ı norm fazlası.
Yeni Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı'ya çözüm önerilerimiz:
1-80 sayılı karar Medya Okuryazarlığı Dersinin Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerince okutulmasına imkân verecek şekilde güncellenmelidir.
2-Medya okuryazarlığı öğretim programı medya/internet ve bilgi okuryazarlığını kapsayacak şekilde genişletilmelidir
3-Grafik, animasyon, programcılık, web tasarımı vb ilave seçimlik dersler konmalıdır.
4-BT alanına ilişkin en az bir ders (Medya/internet/bilgi okuryazarlığı, Bilişim Teknolojileri ve Yazılım vb) 5. 6. sınıflarda zorunlu olarak okutulmalıdır. BT alanına ilişkin dersler geliştirilecek dersler tüm sınıflarda okutulabilmelidir.
5-80 sayılı karar bilgisayarla ilgili bölüm mezunlarını değil BT öğretmenlerinden öğretmen yapacak şekilde güncellenmelidir
6-Dersin notla değerlendirmesi geri getirilmeli ya da notla değerlendirme bütün derslerde kaldırılmalıdır
7-BTR ya da formatör adı altında geçici görevlendirmelere son verilmeli gerçek çözümler geliştirilmelidir.
8-Merkezi sınavlarda BT alanına ilişkin sorulara yer verilmelidir.
9-1-5 arası Bilgi Teknolojisi (BT) sınıfı olan okula 1, 5-10 arası 2,
10-15 arası 3 Bilişim teknolojileri öğretmeni norm kadrosu verilmelidir.
Son Güncelleme: Salı, 29 Ocak 2013 09:00
Gösterim: 2136