Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

“Ders tasarımlarımızda ve eğitim felsefemizin her alanında uygulanan oyunlaştırma, öğrencinin motivasyonunu artırmaya ve problem çözmeyi özendirmeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Sevinç Eğitim Kurumları olarak her platformda, öğrencilerimizin teoride öğrendikleri bilgilerin somut yaşam becerilerine dönüştürmeleri desteklenerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanır.”

sevinc_koleji_nisan_023Okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz? Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Okul öncesi dönem; çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan, bedensel, sosyal, duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliğin şekillendiği süreçtir. Bu nedenle çocuğun küçük yaşlarda sağlıklı bir ortamda gelişimini sürdürmesi önem kazanır. Sevinç Eğitim Kurumlarında bu özel dönemde öğrencilerimizin sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar kazanabilmesi için onlara ihtiyaç duydukları, özel bir eğitim programı uygulanır. Bu programla öğrencilerin zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla sağlıklı büyümeleri, tüm gelişimsel alanlarda eşdeğer oranda gelişimlerinin en üst düzeye ulaştırılması, öz bakım becerilerinin kazandırılması ve ilköğretime hazır hâle gelmeleri amaçlanır. Bu amaçla öğrencilerimize hem oyun hem de akademik içerikli birçok etkinlik ortamı sunulur. Öğrencilerimiz, yaş seviyelerine ve öğrenme biçimlerine uygun olarak tasarlanmış sınıflarda; ilgili eğitim programı ve materyaller eşliğinde öğrenirler. Satranç, drama, beden eğitimi, resim, müzik, kodlama gibi uygulamalı dersler, branş öğretmenleri tarafından verilir. 3 yaştan itibaren İngilizce, 5 yaştan itibaren de İngilizceye ek olarak Almanca, alanında yetkin öğretmenler tarafından verilir.

Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Eğitim programımız aşağıdaki noktalar göz önünde bulundurularak yapılandırılmıştır:
Çocuk merkezlidir: Çocukların öğrenme tarzlarına, ilgi alanlarına, ihtiyaçlarına ve gelişim seviyelerine uygun olarak hazırlanmıştır.
Oyun temellidir: Oyun; çocukların öğrenmeyi sevme, deney yapma, keşfetme ve yaratıcılık geliştirme yoludur. Oyun okul öncesi dönemde çocukların öğrenme sürecini destekleyen bir araç olarak kullanılmıştır.
Bireysel gelişimi destekler: Her çocuğun bireysel gelişimi desteklenir ve onların ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sunulur.
İşbirlikçi öğrenmeyi kullanır: Okul öncesi eğitim, işbirlikçi öğrenme yöntemlerine önem verir. Çocuklar birbirleriyle işbirliği yaparak öğrenirler ve sosyal becerilerini geliştirirler.
Esnektir: Çocukların öğrenme hızı ve tarzı birbirinden farklı olduğundan eğitim modeli ve programı, öğretmenler ile çocukların ihtiyaçlarına göre esneklik gösterir.
Dengelidir: Sosyal, duygusal, zihinsel ve bedensel gelişimlerin tümü eşit derecede desteklenir.
Sarmaldır: Okul öncesi eğitim, sarmal bir yaklaşım kullanılarak önceki öğrenmelerin yeniden anımsatılması ve öğrenmenin ilerlemesi için gerekli olan temel kavramların pekiştirilmesini sağlar.
Etkileşimlidir: Çocukların öğrenme sürecine aktif katılımını sağlar ve onların düşünme becerilerini geliştirir.
Yaratıcılık odaklıdır: Okul öncesi eğitimde yaratıcılık geliştirme ön plandadır. Sanatsal ve yaratıcı aktiviteler, çocukların hayal gücünü geliştirir ve kendilerini ifade etmelerini sağlar.

ÖĞRENME YOLCULUĞU OKUL ÖNCESİ EĞİTİMLE BAŞLAR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Çocuk için oyun, hayatın en önemli provalarından biridir. Anaokulundan liseye kadar öğrenciler, deneyimler yoluyla öğrenir. Oyun temelli öğrenme ile kalıcı ve doğal bir öğrenme gerçekleşir. Öğrenmenin kalıcılığını artırmak için oyunun eğitim sürecinde etkin olması gerekir. Çocuklar oyun ile yeni bilgiler edinir, sahip olduğu bilgileri kullanır ve bunları yeniden düzenleyerek yapılandırır. Yeni bilgilerin öğrenilmesi ve eski bilgiler ile ilişkilendirilerek sentezlenmesi sürecinde oyun, beyindeki ilgili birimlerin aktif hâle gelmesinde önemli bir güdüleyicidir. Öğrenilen bir konuya yönelik oyunlar oynatılması, çocukların eğlenerek öğrenmelerine fırsat sağlar ve öğrendiklerini daha kolay pekiştirmelerine zemin hazırlar. Öğrencinin öğrenme yolculuğu, okul öncesi eğitimle başlamaktadır. Öğrenciler, bir gruba dâhil olma, sosyal etkileşim, işbirliği, kendini değerli hissetme, başarma, güçlenme, yardımlaşma, üretme gibi kazanımları edinir. Ders tasarımlarımızda ve eğitim felsefemizin her alanında uygulanan oyunlaştırma, öğrencinin motivasyonunu artırmaya ve problem çözmeyi özendirmeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Sevinç Eğitim Kurumları olarak her platformda, öğrencilerimizin teoride öğrendikleri bilgilerin somut yaşam becerilerine dönüştürmeleri desteklenerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanır.

Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve nasıl verilmelidir? Bu çerçevede kurumunuzdaki uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dil öğrenimi çocuklarda doğal olarak gerçekleşir ve dil eğitimi okulda en erken yaşta başlamalıdır. Dil öğrenimi, gerçek hayatla bağlantılı doğal etkileşim yoluyla gerçekleşmelidir. Anaokulu öğrencileri, eğitimlerinde bu düzeyde yabancı dillerin yanı sıra anadillerinde de yeni sözcükleri aktif olarak edinirler. Hikâyeler, şarkılar, dijital kaynaklar kalıcı öğrenmeye ulaşmada özellikle etkilidir. Dil öğreniminin temeli olan gramer ve kelime bilgisi okul programlarının her ne kadar olmazsa olmazı niteliğini taşısa da Sevinç’te öğrencilerin dili somutlaştırarak aktif kullanımının ötesine geçilir. Performans etkinlikleri, yaratıcı drama ve portfolyo sunumları, yabancı dilde konuşmayı desteklemek ve teşvik etmek için gerçekleştirilen temel etkinliklerdir.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İLE İŞBİRLİĞİ
Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı?
İyi bir okul öncesi öğretmeninin en temel niteliklerinden birisi okul öncesi ve alt alanlarına olan hâkimiyetidir. Okul öncesinde öğretmenlik yapmak isteyen kişilerin sahip olması gereken diğer nitelikler arasında çocuklara karşı sevgi dolu ve sabırlı; kişilik yönünden de yaratıcı, iletişim becerileri yüksek ve empatik olmasıdır.
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte öğrenme ihtiyaçları ve öğretme yaklaşımları da hızla değişim göstermektedir. Okul öncesi eğitim alanında görev yapacak öğretmenlerin eğitimlerinin daha da güçlendirilmesi ve yenilenmesi gerekmektedir. Ayrıca, okul öncesi eğitim alanında çalışan öğretmenlerin düzenli olarak yenilikleri takip etmeleri ve kendilerini geliştirmeleri de önemlidir. Sevinç Eğitim Kurumları olarak bu bağlamda Boğaziçi Üniversitesi ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde hizmet içi eğitimlerimiz yıl boyu sürmekte ve öğretmenlerimizin formasyonlarının güncel kalması sağlanmaktadır.

Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Okul öncesi eğitimde aile oldukça büyük bir rol oynamaktadır. Çünkü çocuğun ilk eğitim yeri ailedir. Çocuk, gelişimi için eğitim alırken aslında aileler de çocuk ile büyür. Çocukların verdikleri yeni tepkileri, öğrendikleri yeni bilgileri ya da geliştirdikleri yeni becerileri test edebilecekleri en müsait ortam evleridir. Evde aile ile yeni kazanılan duygu ve bilgileri test eden çocuk, paylaşıma açık bir hâle gelir. Aile, okuldaki eğitimi evde de devam ettirerek çocuğun fiziksel ve kişisel gelişimine fayda sağlamalıdır. Birlikte iken farklı oyunlar oynayabilir, aileye özel oyunlar üretilebilir. Aile olarak oynanacak oyunun kuralları çocukla birlikte sorgulanabilir, en sevilen oyunlar listesi aile ile birlikte oluşturulabilir. Bunun yanı sıra çocuğun oynayacağı oyunların, oyuncakların, hikâyelerin ve etkinliklerin doğru bir şekilde seçilmesi gerekir. Kaliteli bir eğitim verildiği takdirde çocuk o eğitimin ödülünü; kritik dönemlerini sağlıklı bir şekilde atlatarak ve eğitim kariyerini geliştirerek verecektir.

Sevinç Eğitim Kurumlarının okul öncesi ile ilgili projeleri nelerdir?
Okul öncesi eğitimin gelişimi; bu eğitimin yaygınlaştırılması, nitelikli içeriklerle kalitenin arttırılması ve erişilebilirliğin sağlanması ile mümkündür. Bu bağlamda biz Sevinç Eğitim Kurumları olarak oluşturduğumuz özgün okul öncesi programını, “Sevinç Anaokulu” markası ile İstanbul’un tüm ilçelerinden başlamak üzere Türkiye genelinde eğitim yatırımcıları ile işbirliği içerisinde yaygınlaştırmak istiyoruz.

EBEVEYNLER OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINI SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Ebeveynler okul öncesi eğitim kurumları seçerken şunlara dikkat etmelidirler:
Eğitim Programı: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarının eğitim programını incelemeli ve programın çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimlerini desteklediğinden emin olmalıdır.
Öğretmenler: Okul öncesi öğretmenlerin niteliği, deneyimi, eğitimi ve tutumu oldukça önemlidir. Ebeveynler, okul öncesi öğretmenlerin bu özelliklerine dikkat etmelidir.
Oyun ve Aktiviteler: Çocuklar için oyun ve aktivitelerin önemi büyüktür. Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumunun çocuklara yaratıcı, ilginç ve eğlenceli etkinlikler sunup sunmadığını incelemelidir.
Güvenlik: Okul öncesi eğitim kurumunun çocukların güvenliği konusunda yeterli önlemler aldığından emin olunmalıdır. Okul binası, bahçe, oyun alanları, yemekhane gibi alanların güvenliği sağlanmalıdır.
Fiziksel Ortam: Okul öncesi eğitim kurumunun çocuklara uygun bir fiziksel ortam sunması önemlidir. Okul binası, oyun alanları, bahçe, sınıflar, oyun materyalleri vb. çocukların ihtiyaçlarına uygun olmalıdır.
İletişim: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumunun öğretmenleri ve yönetimiyle iyi iletişim kurabildiğinden emin olmalıdır. Okulun iletişim politikaları hakkında bilgi sahibi olmalı ve istedikleri zaman okul yönetimiyle iletişim kurabilmelidirler.
Referanslar: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarının referanslarını incelemeli ve geçmiş senelerde eğitim almış öğrencilerin velilerinin deneyimlerine bakmalıdırlar. Bu, okulun kalitesi hakkında fikir edinmelerine yardımcı olabilir.

> Sevinç, özel eğitim programı ile okul öncesinde fark yaratıyor

“Ders tasarımlarımızda ve eğitim felsefemizin her alanında uygulanan oyunlaştırma, öğrencinin motivasyonunu artırmaya ve problem çözmeyi özendirmeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Sevinç Eğitim Kurumları olarak her platformda, öğrencilerimizin teoride öğrendikleri bilgilerin somut yaşam becerilerine dönüştürmeleri desteklenerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanır.”

sevinc_koleji_nisan_023Okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz? Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Okul öncesi dönem; çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan, bedensel, sosyal, duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliğin şekillendiği süreçtir. Bu nedenle çocuğun küçük yaşlarda sağlıklı bir ortamda gelişimini sürdürmesi önem kazanır. Sevinç Eğitim Kurumlarında bu özel dönemde öğrencilerimizin sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar kazanabilmesi için onlara ihtiyaç duydukları, özel bir eğitim programı uygulanır. Bu programla öğrencilerin zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla sağlıklı büyümeleri, tüm gelişimsel alanlarda eşdeğer oranda gelişimlerinin en üst düzeye ulaştırılması, öz bakım becerilerinin kazandırılması ve ilköğretime hazır hâle gelmeleri amaçlanır. Bu amaçla öğrencilerimize hem oyun hem de akademik içerikli birçok etkinlik ortamı sunulur. Öğrencilerimiz, yaş seviyelerine ve öğrenme biçimlerine uygun olarak tasarlanmış sınıflarda; ilgili eğitim programı ve materyaller eşliğinde öğrenirler. Satranç, drama, beden eğitimi, resim, müzik, kodlama gibi uygulamalı dersler, branş öğretmenleri tarafından verilir. 3 yaştan itibaren İngilizce, 5 yaştan itibaren de İngilizceye ek olarak Almanca, alanında yetkin öğretmenler tarafından verilir.

Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Eğitim programımız aşağıdaki noktalar göz önünde bulundurularak yapılandırılmıştır:
Çocuk merkezlidir: Çocukların öğrenme tarzlarına, ilgi alanlarına, ihtiyaçlarına ve gelişim seviyelerine uygun olarak hazırlanmıştır.
Oyun temellidir: Oyun; çocukların öğrenmeyi sevme, deney yapma, keşfetme ve yaratıcılık geliştirme yoludur. Oyun okul öncesi dönemde çocukların öğrenme sürecini destekleyen bir araç olarak kullanılmıştır.
Bireysel gelişimi destekler: Her çocuğun bireysel gelişimi desteklenir ve onların ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sunulur.
İşbirlikçi öğrenmeyi kullanır: Okul öncesi eğitim, işbirlikçi öğrenme yöntemlerine önem verir. Çocuklar birbirleriyle işbirliği yaparak öğrenirler ve sosyal becerilerini geliştirirler.
Esnektir: Çocukların öğrenme hızı ve tarzı birbirinden farklı olduğundan eğitim modeli ve programı, öğretmenler ile çocukların ihtiyaçlarına göre esneklik gösterir.
Dengelidir: Sosyal, duygusal, zihinsel ve bedensel gelişimlerin tümü eşit derecede desteklenir.
Sarmaldır: Okul öncesi eğitim, sarmal bir yaklaşım kullanılarak önceki öğrenmelerin yeniden anımsatılması ve öğrenmenin ilerlemesi için gerekli olan temel kavramların pekiştirilmesini sağlar.
Etkileşimlidir: Çocukların öğrenme sürecine aktif katılımını sağlar ve onların düşünme becerilerini geliştirir.
Yaratıcılık odaklıdır: Okul öncesi eğitimde yaratıcılık geliştirme ön plandadır. Sanatsal ve yaratıcı aktiviteler, çocukların hayal gücünü geliştirir ve kendilerini ifade etmelerini sağlar.

ÖĞRENME YOLCULUĞU OKUL ÖNCESİ EĞİTİMLE BAŞLAR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Çocuk için oyun, hayatın en önemli provalarından biridir. Anaokulundan liseye kadar öğrenciler, deneyimler yoluyla öğrenir. Oyun temelli öğrenme ile kalıcı ve doğal bir öğrenme gerçekleşir. Öğrenmenin kalıcılığını artırmak için oyunun eğitim sürecinde etkin olması gerekir. Çocuklar oyun ile yeni bilgiler edinir, sahip olduğu bilgileri kullanır ve bunları yeniden düzenleyerek yapılandırır. Yeni bilgilerin öğrenilmesi ve eski bilgiler ile ilişkilendirilerek sentezlenmesi sürecinde oyun, beyindeki ilgili birimlerin aktif hâle gelmesinde önemli bir güdüleyicidir. Öğrenilen bir konuya yönelik oyunlar oynatılması, çocukların eğlenerek öğrenmelerine fırsat sağlar ve öğrendiklerini daha kolay pekiştirmelerine zemin hazırlar. Öğrencinin öğrenme yolculuğu, okul öncesi eğitimle başlamaktadır. Öğrenciler, bir gruba dâhil olma, sosyal etkileşim, işbirliği, kendini değerli hissetme, başarma, güçlenme, yardımlaşma, üretme gibi kazanımları edinir. Ders tasarımlarımızda ve eğitim felsefemizin her alanında uygulanan oyunlaştırma, öğrencinin motivasyonunu artırmaya ve problem çözmeyi özendirmeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Sevinç Eğitim Kurumları olarak her platformda, öğrencilerimizin teoride öğrendikleri bilgilerin somut yaşam becerilerine dönüştürmeleri desteklenerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanır.

Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve nasıl verilmelidir? Bu çerçevede kurumunuzdaki uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dil öğrenimi çocuklarda doğal olarak gerçekleşir ve dil eğitimi okulda en erken yaşta başlamalıdır. Dil öğrenimi, gerçek hayatla bağlantılı doğal etkileşim yoluyla gerçekleşmelidir. Anaokulu öğrencileri, eğitimlerinde bu düzeyde yabancı dillerin yanı sıra anadillerinde de yeni sözcükleri aktif olarak edinirler. Hikâyeler, şarkılar, dijital kaynaklar kalıcı öğrenmeye ulaşmada özellikle etkilidir. Dil öğreniminin temeli olan gramer ve kelime bilgisi okul programlarının her ne kadar olmazsa olmazı niteliğini taşısa da Sevinç’te öğrencilerin dili somutlaştırarak aktif kullanımının ötesine geçilir. Performans etkinlikleri, yaratıcı drama ve portfolyo sunumları, yabancı dilde konuşmayı desteklemek ve teşvik etmek için gerçekleştirilen temel etkinliklerdir.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İLE İŞBİRLİĞİ
Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı?
İyi bir okul öncesi öğretmeninin en temel niteliklerinden birisi okul öncesi ve alt alanlarına olan hâkimiyetidir. Okul öncesinde öğretmenlik yapmak isteyen kişilerin sahip olması gereken diğer nitelikler arasında çocuklara karşı sevgi dolu ve sabırlı; kişilik yönünden de yaratıcı, iletişim becerileri yüksek ve empatik olmasıdır.
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte öğrenme ihtiyaçları ve öğretme yaklaşımları da hızla değişim göstermektedir. Okul öncesi eğitim alanında görev yapacak öğretmenlerin eğitimlerinin daha da güçlendirilmesi ve yenilenmesi gerekmektedir. Ayrıca, okul öncesi eğitim alanında çalışan öğretmenlerin düzenli olarak yenilikleri takip etmeleri ve kendilerini geliştirmeleri de önemlidir. Sevinç Eğitim Kurumları olarak bu bağlamda Boğaziçi Üniversitesi ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde hizmet içi eğitimlerimiz yıl boyu sürmekte ve öğretmenlerimizin formasyonlarının güncel kalması sağlanmaktadır.

Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Okul öncesi eğitimde aile oldukça büyük bir rol oynamaktadır. Çünkü çocuğun ilk eğitim yeri ailedir. Çocuk, gelişimi için eğitim alırken aslında aileler de çocuk ile büyür. Çocukların verdikleri yeni tepkileri, öğrendikleri yeni bilgileri ya da geliştirdikleri yeni becerileri test edebilecekleri en müsait ortam evleridir. Evde aile ile yeni kazanılan duygu ve bilgileri test eden çocuk, paylaşıma açık bir hâle gelir. Aile, okuldaki eğitimi evde de devam ettirerek çocuğun fiziksel ve kişisel gelişimine fayda sağlamalıdır. Birlikte iken farklı oyunlar oynayabilir, aileye özel oyunlar üretilebilir. Aile olarak oynanacak oyunun kuralları çocukla birlikte sorgulanabilir, en sevilen oyunlar listesi aile ile birlikte oluşturulabilir. Bunun yanı sıra çocuğun oynayacağı oyunların, oyuncakların, hikâyelerin ve etkinliklerin doğru bir şekilde seçilmesi gerekir. Kaliteli bir eğitim verildiği takdirde çocuk o eğitimin ödülünü; kritik dönemlerini sağlıklı bir şekilde atlatarak ve eğitim kariyerini geliştirerek verecektir.

Sevinç Eğitim Kurumlarının okul öncesi ile ilgili projeleri nelerdir?
Okul öncesi eğitimin gelişimi; bu eğitimin yaygınlaştırılması, nitelikli içeriklerle kalitenin arttırılması ve erişilebilirliğin sağlanması ile mümkündür. Bu bağlamda biz Sevinç Eğitim Kurumları olarak oluşturduğumuz özgün okul öncesi programını, “Sevinç Anaokulu” markası ile İstanbul’un tüm ilçelerinden başlamak üzere Türkiye genelinde eğitim yatırımcıları ile işbirliği içerisinde yaygınlaştırmak istiyoruz.

EBEVEYNLER OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINI SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Ebeveynler okul öncesi eğitim kurumları seçerken şunlara dikkat etmelidirler:
Eğitim Programı: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarının eğitim programını incelemeli ve programın çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimlerini desteklediğinden emin olmalıdır.
Öğretmenler: Okul öncesi öğretmenlerin niteliği, deneyimi, eğitimi ve tutumu oldukça önemlidir. Ebeveynler, okul öncesi öğretmenlerin bu özelliklerine dikkat etmelidir.
Oyun ve Aktiviteler: Çocuklar için oyun ve aktivitelerin önemi büyüktür. Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumunun çocuklara yaratıcı, ilginç ve eğlenceli etkinlikler sunup sunmadığını incelemelidir.
Güvenlik: Okul öncesi eğitim kurumunun çocukların güvenliği konusunda yeterli önlemler aldığından emin olunmalıdır. Okul binası, bahçe, oyun alanları, yemekhane gibi alanların güvenliği sağlanmalıdır.
Fiziksel Ortam: Okul öncesi eğitim kurumunun çocuklara uygun bir fiziksel ortam sunması önemlidir. Okul binası, oyun alanları, bahçe, sınıflar, oyun materyalleri vb. çocukların ihtiyaçlarına uygun olmalıdır.
İletişim: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumunun öğretmenleri ve yönetimiyle iyi iletişim kurabildiğinden emin olmalıdır. Okulun iletişim politikaları hakkında bilgi sahibi olmalı ve istedikleri zaman okul yönetimiyle iletişim kurabilmelidirler.
Referanslar: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarının referanslarını incelemeli ve geçmiş senelerde eğitim almış öğrencilerin velilerinin deneyimlerine bakmalıdırlar. Bu, okulun kalitesi hakkında fikir edinmelerine yardımcı olabilir.

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 May 2023 11:53

Gösterim: 1042

Rukiye Şahin - Tarhan Kolejleri Okullar Koordinatörü

rukiye_sahin_nisan_2023“Tarhan Koleji olarak okul öncesi eğitim ve öğretim programımızı; yanımıza öncelikle ‘güven, sevgi, saygı, sağlık ve aidiyet’ kavramlarını alarak oluşturur, çocuklarımızı onların gelişimsel, bilişsel, sosyal, motor, duygusal ve dilsel beceri alanlarını geliştiren, oyunla ve keşif yolu ile öğrendikleri, bilgiyi dönüştürerek kendileri, toplulukları ve dünya için değer üretecekleri yaklaşım ve içerikler ile buluştururuz.”

Özel okullarda okul öncesinde kullanılacak eğitim modelleri nasıl kurgulanmalıdır?
Okul öncesi dönem çocuğun hayatında ilk kez ailesinin dışında bir ortamda eğitim göreceği kritik bir dönemdir. Okul öncesi dönem beyin gelişiminin ve sinaptik bağlantıların kurulma oranının en yoğun ve hızlı yaşandığı dönemdir. Beyin gelişimi çocuğun bilişsel, dil, motor, sosyal ve duygusal gelişimi için güçlü bir zemin oluşturur. Yaşamının ilk altı yılında bilişsel ve fiziksel anlamda çok hızlı bir gelişim kaydeden çocuğun, ne kadar keşfedebileceği, neler öğrenebileceği ve hangi hızla öğrenebileceği çocuğun çevresinin çocuğun gelişimine sağladığı katkıyla, ne kadar destekleyici olduğuyla ve çocuğa ne gibi olanaklar sunulduğuyla yakından ilişkilidir. Bu tespit ailenin ve eğitimcilerin en önemli sorumluluğu, ilhamı, motivasyonu ve çıkış noktası olmalıdır.
Okul öncesi dönem için eğitim modeli olarak tek bir yaklaşımdan bahsedilmesi ya da tek bir yaklaşımın benimsenmesi mümkün olmamaktadır. Bunun yerine eklektik ve bütünsel bir anlayışla, çağın gereklilikleri, öğrencilerin ilgileri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak çocukların bilişsel, duygusal, fiziksel ve sosyal gelişim alanlarının doğru içerikler ile beslendiği, ham bilginin ya da bilginin yaratıcılıkla beceriye dönüştüğü ve bununla birlikte çocukların kendi öz benlikleri için, doğa için, içinde bulundukları topluluklar için ve dünya için değer üreteceği yerde buluştukları eğitim modelleri uygulanmalıdır.
Günümüzde geliştirilen eğitim modellerine baktığımızda her bir modelin güçlü veya geliştirilmesi gereken yönleri bulunmaktadır. Ancak burada zamansız ve değişmeyecek tek bir tanım vardır ki; hangi müfredat, içerik veya teknik ile kurugulanırsa kurgulansın, okul öncesi eğitim modeli öncelikli olarak çocukların doğal eğilimleri, ilgi ve ihtiyaçları üzerine yapılandıran; oyun temelli bir yaklaşımla öğrenmeyi eğlenceli bir deneyime dönüştüren, öğrencinin öğrenme sürecine aktif katılımını teşvik eden ve çocukların doğal merakını besleyen bir model olmalıdır.

Tarhan Kolejinde okul öncesi eğitim modeli nasıldır?
Tarhan Koleji olarak okul öncesi eğitim ve öğretim programımızı; yanımıza öncelikle “güven, sevgi, saygı, sağlık ve aidiyet” kavramlarını alarak oluşturur, çocuklarımızı onların gelişimsel, bilişsel, sosyal, motor, duygusal ve dilsel beceri alanlarını geliştiren, oyunla ve keşif yolu ile öğrendikleri, bilgiyi dönüştürerek kendileri, toplulukları ve dünya için değer üretecekleri yaklaşım ve içerikler ile buluştururuz. Tarhan Koleji okul öncesi eğitiminde, öğrenilen bilgi; kavramların, tutumların ve becerilerin geliştirilmesiyle sağlamlaştırılır. Bu nedenle bilgi tek başına dayanak değil, yeni keşiflerin, yeni yolculukların ve yeni deneyimlerin sadece basamağıdır.
Bu noktada okul öncesi eğitimde öğrencilerimize; anadil, yabancı dil, bilim ve sanat dili becerilerini en üst noktada geliştiren,  öğrenciyi merkez alan, keşfederek öğrenme öncelikli, akran öğrenmesini destekleyen, sorgulamayı, araştırmayı ve yaşam boyu öğrenmeyi odağına alan ve onların ilkokula geçişlerinde gerekli alt yapıyı sağlayan bir eğitim öğretim programı sunarız.
Öğrencilerimizin gelişimsel özelliklerini dikkate alarak planladığımız, kendi ilgi ve yeteneklerini keşfettikleri, soru sordukları, öz-güven, öz-kontrol, öz-bakım ve öz-denetim becerilerini geliştirdikleri, deneyimlerini derinleştirdikleri ve dünyayı anlamlandırdıkları noktada onları her açıdan kavrayan ve destekleyen eğitim modelimizde dikkate aldığımız bir diğer unsur “rahatlık” kavramıdır. Bu anlamda öğrencilerimizin fiziksel olduğu kadar duygusal noktadaki rahatlıkları ve konforlarını sağlamak, okul ortamının onlarda oluşturacağı olumlu ve güzel duygular bu yaş grubunda etkili öğrenmenin en önemli koşullarından biridir. 

ÇOCUKLAR YAŞADIKLARINI ve DENEDİKLERİNİ ÖĞRENİRLER
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Oyun gerçek hayatın bir provasıdır. Çocuklar gördüklerini duyduklarını değil, yaşadıklarını ve denediklerini öğrenirler. Oyun ile insan ilişkileri, yardımlaşma, konuşma, bilgi edinme, deneyim kazanma, psikomotor gelişim, sosyal ve duygusal gelişim, zihin ve dil gelişimi desteklenir.
Oyun temelli öğrenme yaklaşımı ile öğrencilerin eğitim etkinliklerine aktif katılmalarını ve keyif alarak öğrenmelerini amaçlarız. Bu yaklaşımda oyun amaç değil öğrenmenin bir aracı olmaktadır. Bu yaklaşımla, oyun içinde eğitim değil “eğitim içinde oyun” üzerinde dururuz ve süreçlerimizi buna göre planlarız.
Diğer bir noktada oyunlar; çocukların davranış telafileri ve olumlu tutum geliştirmeleri için etkili bir araçtır. Örneğin, çocuklar bir oyunu hata yapmamak için oynamaya gayret ederler. Bu da çocukların dikkatlerini uzun süreli olarak toplamalarına yardımcı olur. Bunun yanı sıra oyunlar, öğrencilerin edindiği soyut bilgileri somut bir şekilde anlamaları ve zihinsel kodlama yapmalarına destek olmaktadır.
Oyun temelli öğrenme okul öncesi yaş gruplarında en verim aldığımız ve en etkili yöntemlerden biridir. Çünkü çocuk, oyun içerisinde bütün duyularını aktif bir şekilde kullanır; bu sayede merak ve eğlenceden beslenen iç motivasyonla gerçekleşen bu “gerçek” öğrenme sürecinde çocuklarımızın edindiği bilgiler anlamlı ve kalıcı olur.

Okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmelidir?
Çocuğun ilgi ve ihtiyaçları, ailenin değer yargıları, anne babanın çocuktan ve okuldan beklentileri okul seçimi yaparken öncelenen en önemli faktörlerdir. Okul öncesinde okul seçimi yaparken öncelikle kurumun güven veren bir kurum olması ve bu noktada doğru referanslara sahip olması önemlidir. Okul görüşmelerine başlarken birincil kriter kurumların sadece web sitesi ya da broşürlerini incelemekten ziyade, okuldan randevu alarak ve okula giderek yüz yüze görüşmeler yapmaktır. Görüşmede, okulun eğitim ve öğretime yaklaşımı, çocuğa yaklaşımı, sınıf öğretmenliği sistemi, her sınıftaki öğrenci sayısı, akademik hedefleri, ailelerden beklentileri, kullanılan öğretim yöntemleri, okulun yemek, sağlık, servis, güvenlik hizmetlerinin niteliği gibi konular karşılıklı değerlendirilebilir. Okulun rehberlik servisinin olup olmadığı, varsa çalışma sisteminin nasıl olduğu, aile ve çocukla ne şekilde iletişim kurulacağıyla ilgili bilgi edinilebilir.
Okul öncesi dönem öncelikli olmak üzere tüm eğitim hayatı boyunca iyi bir öğretmenin ya da öğretmenlerin rol model olacağı öğrenci; öğretmeni ile olumlu ilişkiler geliştirdiği, öğretmenine karşı sevgi ve güven duyduğu, gelişim alanlarını beslediği bir okul deneyiminde bunun hayatı boyunca pozitif etkisini görecek, ilham aldığı ve sevdiği bir öğretmeni ile çıktığı kişisel yolculuğunda kendini hep özel hissedecektir. Dolayısıyla okulun öğretmenleri hakkında bilgi ve referans almak aileler için en önemli kriterlerden biridir.

Okul öncesi eğitiminde teknoloji farkındalığı nasıl oluşturulur?
Öncelikle aileler, teknolojik araçları, dijital veya çevrimiçi içerikleri çocukların hareketliliğini önlemek, sessiz durmalarını sağlamak veya bir şekilde çocuğa meşguliyet oluşturmak amacı ile kullanmamalı, çocuklar üzerinde teknoloji kullanımına dair bu tip bir algı oluşturmamalıdır.
Diğer yandan aileler teknolojik denetim noktasında bilinçli tercihler ve takipler yapmalı, çocukları tamamı ile teknolojik içeriklerden uzak tutmak yerine doğru ve güvenli kullanımı teşvik etmelidir.

‘YABANCI’ DEĞİL ‘YENİ’ BİR DİL
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve hangi yöntemler uygulanmalıdır?
Yabancı Dil Eğitim sürecinde Tarhan Koleji olarak birincil amacımız, tüm öğrencilerimizin hedef dili ya da dilleri etkin biçimde kullanmalarını, çeşitli ortamlarda yaş grubu standart kazanımları dikkate alınarak yazılı veya sözlü bir şekilde kendilerini akıcı ve doğru biçimde ifade etmelerini sağlayacak, okuma ve dinleme alanındaki bilgi ve edinimlerini beceriye dönüştürecek bir yabancı dil edinim programı uygulamaktır. “Dil eğitiminin birincil amacı iletişim kurabilmektir” ilkesini benimseyen bir anlayışla, öğrencilerimizin kendilerini hedef dilde rahat ve özgüvenli bir şekilde ifade edebilmelerini sağlayacak bir yaklaşım sergilemek öncelikli hedeflerimizdendir.
Tarhan Koleji öğrencileri için okul öncesi çağında tanıştıkları yabancı dil “yabancı” değil “yeni” bir dildir. Öğrencilerimiz yeni bir yolculuğa çıkma heyecanı ile dili keşfeder, merak eder, süreçten keyif alır ve dili bir amaç olarak değil kendilerini özgürce ifade edebilmenin bir aracı olarak kullanırlar.
Okul öncesi kurgumuzda, yarım gün İngilizce programımız ve okul öncesinden başlayan ikinci yabancı dil derslerimiz ile öğrencilerimiz İngilizce dili dışında Almanca ya da İspanyolca dilini öğrenmeye başlar, bu diller aracılığı ile kültürel farkındalıklarını geliştirerek bir dünya vatandaşı olma yolunda ilk adımlarını atarlar.



 

> Tarhan Koleji okul öncesi öğrencilerini keşfetme yolculuğuna çıkarıyor

Rukiye Şahin - Tarhan Kolejleri Okullar Koordinatörü

rukiye_sahin_nisan_2023“Tarhan Koleji olarak okul öncesi eğitim ve öğretim programımızı; yanımıza öncelikle ‘güven, sevgi, saygı, sağlık ve aidiyet’ kavramlarını alarak oluşturur, çocuklarımızı onların gelişimsel, bilişsel, sosyal, motor, duygusal ve dilsel beceri alanlarını geliştiren, oyunla ve keşif yolu ile öğrendikleri, bilgiyi dönüştürerek kendileri, toplulukları ve dünya için değer üretecekleri yaklaşım ve içerikler ile buluştururuz.”

Özel okullarda okul öncesinde kullanılacak eğitim modelleri nasıl kurgulanmalıdır?
Okul öncesi dönem çocuğun hayatında ilk kez ailesinin dışında bir ortamda eğitim göreceği kritik bir dönemdir. Okul öncesi dönem beyin gelişiminin ve sinaptik bağlantıların kurulma oranının en yoğun ve hızlı yaşandığı dönemdir. Beyin gelişimi çocuğun bilişsel, dil, motor, sosyal ve duygusal gelişimi için güçlü bir zemin oluşturur. Yaşamının ilk altı yılında bilişsel ve fiziksel anlamda çok hızlı bir gelişim kaydeden çocuğun, ne kadar keşfedebileceği, neler öğrenebileceği ve hangi hızla öğrenebileceği çocuğun çevresinin çocuğun gelişimine sağladığı katkıyla, ne kadar destekleyici olduğuyla ve çocuğa ne gibi olanaklar sunulduğuyla yakından ilişkilidir. Bu tespit ailenin ve eğitimcilerin en önemli sorumluluğu, ilhamı, motivasyonu ve çıkış noktası olmalıdır.
Okul öncesi dönem için eğitim modeli olarak tek bir yaklaşımdan bahsedilmesi ya da tek bir yaklaşımın benimsenmesi mümkün olmamaktadır. Bunun yerine eklektik ve bütünsel bir anlayışla, çağın gereklilikleri, öğrencilerin ilgileri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak çocukların bilişsel, duygusal, fiziksel ve sosyal gelişim alanlarının doğru içerikler ile beslendiği, ham bilginin ya da bilginin yaratıcılıkla beceriye dönüştüğü ve bununla birlikte çocukların kendi öz benlikleri için, doğa için, içinde bulundukları topluluklar için ve dünya için değer üreteceği yerde buluştukları eğitim modelleri uygulanmalıdır.
Günümüzde geliştirilen eğitim modellerine baktığımızda her bir modelin güçlü veya geliştirilmesi gereken yönleri bulunmaktadır. Ancak burada zamansız ve değişmeyecek tek bir tanım vardır ki; hangi müfredat, içerik veya teknik ile kurugulanırsa kurgulansın, okul öncesi eğitim modeli öncelikli olarak çocukların doğal eğilimleri, ilgi ve ihtiyaçları üzerine yapılandıran; oyun temelli bir yaklaşımla öğrenmeyi eğlenceli bir deneyime dönüştüren, öğrencinin öğrenme sürecine aktif katılımını teşvik eden ve çocukların doğal merakını besleyen bir model olmalıdır.

Tarhan Kolejinde okul öncesi eğitim modeli nasıldır?
Tarhan Koleji olarak okul öncesi eğitim ve öğretim programımızı; yanımıza öncelikle “güven, sevgi, saygı, sağlık ve aidiyet” kavramlarını alarak oluşturur, çocuklarımızı onların gelişimsel, bilişsel, sosyal, motor, duygusal ve dilsel beceri alanlarını geliştiren, oyunla ve keşif yolu ile öğrendikleri, bilgiyi dönüştürerek kendileri, toplulukları ve dünya için değer üretecekleri yaklaşım ve içerikler ile buluştururuz. Tarhan Koleji okul öncesi eğitiminde, öğrenilen bilgi; kavramların, tutumların ve becerilerin geliştirilmesiyle sağlamlaştırılır. Bu nedenle bilgi tek başına dayanak değil, yeni keşiflerin, yeni yolculukların ve yeni deneyimlerin sadece basamağıdır.
Bu noktada okul öncesi eğitimde öğrencilerimize; anadil, yabancı dil, bilim ve sanat dili becerilerini en üst noktada geliştiren,  öğrenciyi merkez alan, keşfederek öğrenme öncelikli, akran öğrenmesini destekleyen, sorgulamayı, araştırmayı ve yaşam boyu öğrenmeyi odağına alan ve onların ilkokula geçişlerinde gerekli alt yapıyı sağlayan bir eğitim öğretim programı sunarız.
Öğrencilerimizin gelişimsel özelliklerini dikkate alarak planladığımız, kendi ilgi ve yeteneklerini keşfettikleri, soru sordukları, öz-güven, öz-kontrol, öz-bakım ve öz-denetim becerilerini geliştirdikleri, deneyimlerini derinleştirdikleri ve dünyayı anlamlandırdıkları noktada onları her açıdan kavrayan ve destekleyen eğitim modelimizde dikkate aldığımız bir diğer unsur “rahatlık” kavramıdır. Bu anlamda öğrencilerimizin fiziksel olduğu kadar duygusal noktadaki rahatlıkları ve konforlarını sağlamak, okul ortamının onlarda oluşturacağı olumlu ve güzel duygular bu yaş grubunda etkili öğrenmenin en önemli koşullarından biridir. 

ÇOCUKLAR YAŞADIKLARINI ve DENEDİKLERİNİ ÖĞRENİRLER
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Oyun gerçek hayatın bir provasıdır. Çocuklar gördüklerini duyduklarını değil, yaşadıklarını ve denediklerini öğrenirler. Oyun ile insan ilişkileri, yardımlaşma, konuşma, bilgi edinme, deneyim kazanma, psikomotor gelişim, sosyal ve duygusal gelişim, zihin ve dil gelişimi desteklenir.
Oyun temelli öğrenme yaklaşımı ile öğrencilerin eğitim etkinliklerine aktif katılmalarını ve keyif alarak öğrenmelerini amaçlarız. Bu yaklaşımda oyun amaç değil öğrenmenin bir aracı olmaktadır. Bu yaklaşımla, oyun içinde eğitim değil “eğitim içinde oyun” üzerinde dururuz ve süreçlerimizi buna göre planlarız.
Diğer bir noktada oyunlar; çocukların davranış telafileri ve olumlu tutum geliştirmeleri için etkili bir araçtır. Örneğin, çocuklar bir oyunu hata yapmamak için oynamaya gayret ederler. Bu da çocukların dikkatlerini uzun süreli olarak toplamalarına yardımcı olur. Bunun yanı sıra oyunlar, öğrencilerin edindiği soyut bilgileri somut bir şekilde anlamaları ve zihinsel kodlama yapmalarına destek olmaktadır.
Oyun temelli öğrenme okul öncesi yaş gruplarında en verim aldığımız ve en etkili yöntemlerden biridir. Çünkü çocuk, oyun içerisinde bütün duyularını aktif bir şekilde kullanır; bu sayede merak ve eğlenceden beslenen iç motivasyonla gerçekleşen bu “gerçek” öğrenme sürecinde çocuklarımızın edindiği bilgiler anlamlı ve kalıcı olur.

Okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmelidir?
Çocuğun ilgi ve ihtiyaçları, ailenin değer yargıları, anne babanın çocuktan ve okuldan beklentileri okul seçimi yaparken öncelenen en önemli faktörlerdir. Okul öncesinde okul seçimi yaparken öncelikle kurumun güven veren bir kurum olması ve bu noktada doğru referanslara sahip olması önemlidir. Okul görüşmelerine başlarken birincil kriter kurumların sadece web sitesi ya da broşürlerini incelemekten ziyade, okuldan randevu alarak ve okula giderek yüz yüze görüşmeler yapmaktır. Görüşmede, okulun eğitim ve öğretime yaklaşımı, çocuğa yaklaşımı, sınıf öğretmenliği sistemi, her sınıftaki öğrenci sayısı, akademik hedefleri, ailelerden beklentileri, kullanılan öğretim yöntemleri, okulun yemek, sağlık, servis, güvenlik hizmetlerinin niteliği gibi konular karşılıklı değerlendirilebilir. Okulun rehberlik servisinin olup olmadığı, varsa çalışma sisteminin nasıl olduğu, aile ve çocukla ne şekilde iletişim kurulacağıyla ilgili bilgi edinilebilir.
Okul öncesi dönem öncelikli olmak üzere tüm eğitim hayatı boyunca iyi bir öğretmenin ya da öğretmenlerin rol model olacağı öğrenci; öğretmeni ile olumlu ilişkiler geliştirdiği, öğretmenine karşı sevgi ve güven duyduğu, gelişim alanlarını beslediği bir okul deneyiminde bunun hayatı boyunca pozitif etkisini görecek, ilham aldığı ve sevdiği bir öğretmeni ile çıktığı kişisel yolculuğunda kendini hep özel hissedecektir. Dolayısıyla okulun öğretmenleri hakkında bilgi ve referans almak aileler için en önemli kriterlerden biridir.

Okul öncesi eğitiminde teknoloji farkındalığı nasıl oluşturulur?
Öncelikle aileler, teknolojik araçları, dijital veya çevrimiçi içerikleri çocukların hareketliliğini önlemek, sessiz durmalarını sağlamak veya bir şekilde çocuğa meşguliyet oluşturmak amacı ile kullanmamalı, çocuklar üzerinde teknoloji kullanımına dair bu tip bir algı oluşturmamalıdır.
Diğer yandan aileler teknolojik denetim noktasında bilinçli tercihler ve takipler yapmalı, çocukları tamamı ile teknolojik içeriklerden uzak tutmak yerine doğru ve güvenli kullanımı teşvik etmelidir.

‘YABANCI’ DEĞİL ‘YENİ’ BİR DİL
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve hangi yöntemler uygulanmalıdır?
Yabancı Dil Eğitim sürecinde Tarhan Koleji olarak birincil amacımız, tüm öğrencilerimizin hedef dili ya da dilleri etkin biçimde kullanmalarını, çeşitli ortamlarda yaş grubu standart kazanımları dikkate alınarak yazılı veya sözlü bir şekilde kendilerini akıcı ve doğru biçimde ifade etmelerini sağlayacak, okuma ve dinleme alanındaki bilgi ve edinimlerini beceriye dönüştürecek bir yabancı dil edinim programı uygulamaktır. “Dil eğitiminin birincil amacı iletişim kurabilmektir” ilkesini benimseyen bir anlayışla, öğrencilerimizin kendilerini hedef dilde rahat ve özgüvenli bir şekilde ifade edebilmelerini sağlayacak bir yaklaşım sergilemek öncelikli hedeflerimizdendir.
Tarhan Koleji öğrencileri için okul öncesi çağında tanıştıkları yabancı dil “yabancı” değil “yeni” bir dildir. Öğrencilerimiz yeni bir yolculuğa çıkma heyecanı ile dili keşfeder, merak eder, süreçten keyif alır ve dili bir amaç olarak değil kendilerini özgürce ifade edebilmenin bir aracı olarak kullanırlar.
Okul öncesi kurgumuzda, yarım gün İngilizce programımız ve okul öncesinden başlayan ikinci yabancı dil derslerimiz ile öğrencilerimiz İngilizce dili dışında Almanca ya da İspanyolca dilini öğrenmeye başlar, bu diller aracılığı ile kültürel farkındalıklarını geliştirerek bir dünya vatandaşı olma yolunda ilk adımlarını atarlar.



 

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 May 2023 11:34

Gösterim: 659

SınavMUN lise öğrencilerinin güncel Dünya meselelerine çözüm aramak, öğrencilerin bakış açılarını geliştirmek ve İngilizce dilini pratiğe dökmek amacıyla temel olarak Birleşmiş Milletler’ in farklı komitelerinin, simülasyon olarak canlandırıldığı konferans şeklinde gerçekleşen bir etkinlik.

sinav_mun_mart_2023Bu yıl Sınav Okulları tarafından 20-23 Mart 2023 tarihleri arasında Antalya Kemer Mirada Del Mar Hotel'de Türkiye’deki Sınav Okulları Kampüslerinden gelen 638 delegenin yanı sıra, 40 kişilik akademik ekip ve 76 danışman ile fiziksel olarak  gerçekleştirilen SınavMUN 2023 Konferansında öğrenciler, panel, çalıştay ve forumlar ile yürütülen toplantılara katılarak Birleşmiş Milletler Konferansı simülasyonunu yaptılar.

Sınav Okulları Lise Yabancı Diller Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen ve bir model Birleşmiş Milletler (MUN) simülasyonu olan SınavMUN 2023 lise öğrencilerinin katılımı ve görkemli bir açılış seremonisi ile başladı. Öğrencilerin 4 gün boyunca sadece İngilizce konuştuğu SınavMUN 2023’de Sınav Okulları Lise Öğrencileri Birleşmiş Milletlerin delegeleri rolünde Dünyada meydana gelen ekonomik, sosyal, politik ve çevresel meseleleri tartışarak çözümler geliştirdiler. Öğrenciler diğer ülkelerin temsilcileriyle etkileşime geçerek farklı düşünceleri ve perspektifleri anlamaya çalıştılar. 

Türkiye çapında gerçekleşen SınavMUN 2023 Konferansına katılan tüm delegelere “MUN Katılım Sertifikası” verildi. Ayrıca Oxford UniversityPress, 7 komiteden çıkan en iyi delegeye ‘En İyi Delege Sertifikası” ile hediye çeki verdi.

SınavMUN Konferansları Sınav Okulları lise öğrencilerinin diplomasiyi öğrenmelerini, donanımlı, entelektüel, bilgili, sadece kendi sorunlarına değil, dünyanın sorunlarına da çözüm arayabilen bireyler olarak yetişmesini sağlıyor. Öğrencilerin kültürlerarası anlayış, eleştirel düşünme ve araştırma, ikna, liderlik, iletişim, kamuoyu oluşturma gibi 21. yüzyıl becerilerini İngilizce olarak ifade etmelerine ve geleceklerindeki kariyerlerini şimdiden hazırlamalarına da yardımcı oluyor.

 

> SınavMUN ile öğrenciler dünya vatandaşı olarak yetişiyor!

SınavMUN lise öğrencilerinin güncel Dünya meselelerine çözüm aramak, öğrencilerin bakış açılarını geliştirmek ve İngilizce dilini pratiğe dökmek amacıyla temel olarak Birleşmiş Milletler’ in farklı komitelerinin, simülasyon olarak canlandırıldığı konferans şeklinde gerçekleşen bir etkinlik.

sinav_mun_mart_2023Bu yıl Sınav Okulları tarafından 20-23 Mart 2023 tarihleri arasında Antalya Kemer Mirada Del Mar Hotel'de Türkiye’deki Sınav Okulları Kampüslerinden gelen 638 delegenin yanı sıra, 40 kişilik akademik ekip ve 76 danışman ile fiziksel olarak  gerçekleştirilen SınavMUN 2023 Konferansında öğrenciler, panel, çalıştay ve forumlar ile yürütülen toplantılara katılarak Birleşmiş Milletler Konferansı simülasyonunu yaptılar.

Sınav Okulları Lise Yabancı Diller Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen ve bir model Birleşmiş Milletler (MUN) simülasyonu olan SınavMUN 2023 lise öğrencilerinin katılımı ve görkemli bir açılış seremonisi ile başladı. Öğrencilerin 4 gün boyunca sadece İngilizce konuştuğu SınavMUN 2023’de Sınav Okulları Lise Öğrencileri Birleşmiş Milletlerin delegeleri rolünde Dünyada meydana gelen ekonomik, sosyal, politik ve çevresel meseleleri tartışarak çözümler geliştirdiler. Öğrenciler diğer ülkelerin temsilcileriyle etkileşime geçerek farklı düşünceleri ve perspektifleri anlamaya çalıştılar. 

Türkiye çapında gerçekleşen SınavMUN 2023 Konferansına katılan tüm delegelere “MUN Katılım Sertifikası” verildi. Ayrıca Oxford UniversityPress, 7 komiteden çıkan en iyi delegeye ‘En İyi Delege Sertifikası” ile hediye çeki verdi.

SınavMUN Konferansları Sınav Okulları lise öğrencilerinin diplomasiyi öğrenmelerini, donanımlı, entelektüel, bilgili, sadece kendi sorunlarına değil, dünyanın sorunlarına da çözüm arayabilen bireyler olarak yetişmesini sağlıyor. Öğrencilerin kültürlerarası anlayış, eleştirel düşünme ve araştırma, ikna, liderlik, iletişim, kamuoyu oluşturma gibi 21. yüzyıl becerilerini İngilizce olarak ifade etmelerine ve geleceklerindeki kariyerlerini şimdiden hazırlamalarına da yardımcı oluyor.

 

Son Güncelleme: Salı, 28 Mart 2023 15:42

Gösterim: 840

Yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen ve milyonlarca insanın hayatını etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından harekete geçen Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV), deprem bölgesindeki çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri için 100’e yakın öğretmenin katılımıyla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. YETEV Okulları, İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonuyla deprem bölgesinde açtığı Eğitim Çadırı ile öğrencilerin geleceğine umut oluyor.

yetev_deprem_cadir_1Depremin ilk gününden bu yana, deprem bölgesine ulaştırdıkları nakdi ve ayni yardımların yanı sıra, YETEV çatısı altında faaliyetlerini sürdürün Palet, Yenidoğu ve İrfan Okullarında depremzede 44 öğrenciye tam burslu eğitim imkânı sağlayan YETEV, şimdi de Kahramanmaraş bölgesinde açtığı Eğitim Çadırı ile öğrencilerin eğitimine destek oluyor. ‘YETEV Eğitim Gönüllüleri’ projesi kapsamında, “Eğitimle İyileşiyoruz” sloganıyla kurulan çadırda, PDR, drama, sanat ve beden eğitimi alanındaki gönüllü öğretmenler; öğrencilere hem psikolojik destek sağlıyor hem de eğitim, etkinlik ve oyun faaliyetleri yürütüyor.

LGS’ye hazırlanan öğrencilere özel destek

Deprem bölgesinde yapılan eğitim faaliyetleri hakkında bilgi veren YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay, Eğitim Çadırı’nda anaokulundan ortaokul düzeyine kadar eğitim verdiklerini belirtti. Oktay, “YETEV’e bağlı eğitim kurumlarımızda çalışan 100’e yakın öğretmenimizle birlikte, Kahramanmaraş bölgesindeki öğrencilerin eğitim alanında geride kalmamaları için Eğitim Çadırı’nı kurduk. Bu çadırda anaokulundan ortaokul düzeyine kadar çeşitli branşlarda eğitim vermeye ve onlara destek olmaya çalışıyoruz. Öğrencilerin psikolojisi ve eğitimi bizim için her şeyden önemli; psikososyal destek anlamında rehber öğretmenlerimizle birlikte hareket ediyor, 5., 6., 7. sınıflara ve özellikle LGS’ye hazırlanacak 8. sınıföğrencilerimize yönelik olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonunda çalışıyoruz.” diye konuştu.

yetev_deprem_cadir_1Hem hibrit hem yüz yüze eğitimdesteği

Hem hibrit hem de yüz yüze derslerle eğitim faaliyetleri sürdüklerini söyleyen Oktay, “Çocuklarımızın hem akademik yönden ilerleyişini hem de psikolojik olarak iyi oluşlarını sağlamak amacıyla gönüllü öğretmenlerimiz büyük bir özveriyle çalışıyor. Hem hibrit hem de yüz yüze eğitimle deprem bölgesinde belki de bir ilki başarıyoruz” dedi.

YETEV Yetkilileri; eğitim, etkinlikler, oyunlar, film gösterimleri ile Kahramanmaraş’ta faaliyetlerine devam eden Eğitim Çadırı’nın belirli periyotlarla depremden etkilenen diğer illerde de faaliyetlerine başlayacağını ifade ettiler.

 

 

> YETEV, depremzede öğrencilerin geleceğine umut oluyor

Yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen ve milyonlarca insanın hayatını etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından harekete geçen Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV), deprem bölgesindeki çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri için 100’e yakın öğretmenin katılımıyla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. YETEV Okulları, İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonuyla deprem bölgesinde açtığı Eğitim Çadırı ile öğrencilerin geleceğine umut oluyor.

yetev_deprem_cadir_1Depremin ilk gününden bu yana, deprem bölgesine ulaştırdıkları nakdi ve ayni yardımların yanı sıra, YETEV çatısı altında faaliyetlerini sürdürün Palet, Yenidoğu ve İrfan Okullarında depremzede 44 öğrenciye tam burslu eğitim imkânı sağlayan YETEV, şimdi de Kahramanmaraş bölgesinde açtığı Eğitim Çadırı ile öğrencilerin eğitimine destek oluyor. ‘YETEV Eğitim Gönüllüleri’ projesi kapsamında, “Eğitimle İyileşiyoruz” sloganıyla kurulan çadırda, PDR, drama, sanat ve beden eğitimi alanındaki gönüllü öğretmenler; öğrencilere hem psikolojik destek sağlıyor hem de eğitim, etkinlik ve oyun faaliyetleri yürütüyor.

LGS’ye hazırlanan öğrencilere özel destek

Deprem bölgesinde yapılan eğitim faaliyetleri hakkında bilgi veren YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay, Eğitim Çadırı’nda anaokulundan ortaokul düzeyine kadar eğitim verdiklerini belirtti. Oktay, “YETEV’e bağlı eğitim kurumlarımızda çalışan 100’e yakın öğretmenimizle birlikte, Kahramanmaraş bölgesindeki öğrencilerin eğitim alanında geride kalmamaları için Eğitim Çadırı’nı kurduk. Bu çadırda anaokulundan ortaokul düzeyine kadar çeşitli branşlarda eğitim vermeye ve onlara destek olmaya çalışıyoruz. Öğrencilerin psikolojisi ve eğitimi bizim için her şeyden önemli; psikososyal destek anlamında rehber öğretmenlerimizle birlikte hareket ediyor, 5., 6., 7. sınıflara ve özellikle LGS’ye hazırlanacak 8. sınıföğrencilerimize yönelik olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonunda çalışıyoruz.” diye konuştu.

yetev_deprem_cadir_1Hem hibrit hem yüz yüze eğitimdesteği

Hem hibrit hem de yüz yüze derslerle eğitim faaliyetleri sürdüklerini söyleyen Oktay, “Çocuklarımızın hem akademik yönden ilerleyişini hem de psikolojik olarak iyi oluşlarını sağlamak amacıyla gönüllü öğretmenlerimiz büyük bir özveriyle çalışıyor. Hem hibrit hem de yüz yüze eğitimle deprem bölgesinde belki de bir ilki başarıyoruz” dedi.

YETEV Yetkilileri; eğitim, etkinlikler, oyunlar, film gösterimleri ile Kahramanmaraş’ta faaliyetlerine devam eden Eğitim Çadırı’nın belirli periyotlarla depremden etkilenen diğer illerde de faaliyetlerine başlayacağını ifade ettiler.

 

 

Son Güncelleme: Salı, 28 Mart 2023 16:37

Gösterim: 785

Deprem bölgesinden gelen öğrenciler için eğitimden, rehberlik hizmetlerine, barınma ve beslenme ihtiyaçlarına kadar bir çok destek sağladıklarını belirten Ortadoğulular Çankaya Anadolu Lisesi Okul Müdürü Zeynep Bayar, “Deprem bölgesinden Ankara’ya gelen depremzede öğrencilerimiz kurumlarımızda ücretsiz eğitim almaya başladılar ve ayrıca kurum psikologlarımız bu öğrencilerimizle bireysel görüşme seansları oluşturarak depremin açtığı psikolojik yaraları sarmak adına çalışıyorlar.” diye konuştu.

ortadogulular_mart_2023Türkiye depremde acı bir tablo ile karşılaştı. Deprem konusunda eğitimin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Kurumunuzda deprem özelinde, afet eğitimi konusunda yapılan çalışmaları anlatabilir misiniz?
Ülkemizde Kahramanmaraş merkezli başlayan ve adeta bir deprem fırtınası şeklinde devam eden, özelinde on bir ilimizi ve genelde ise ülkemizin tamamını derinden yaralayan bir felaket yaşadık. Bu deprem, aslında 1999 Marmara depreminden sonra göz ardı ettiğimiz tedbirlerin ne kadar da hayati bir öneme sahip olduğunu bize tekrar acı bir şekilde hatırlatmış oldu. Her konuda olduğu gibi eğitimin önemini burada da fark ediyoruz. Ortadoğulular Eğitim Kurumları olarak deprem öncesinde de olduğu gibi afet tatbikatlarına ve afet eğitimlerine oldukça önem veren bir kurumuz. Öncelikli olarak deprem bölgesinden gelen öğrencilerimizin sosyal adaptasyonunun sağlanması sürmektedir. Bu noktada okul tatbikatlarımız eğitimin içerisine dâhil edilmiştir. Kurum olarak tatbikatlar ve afet eğitimi konusunda kurumlarla iş birliği çalışmaları yaparak eğitim ve tatbikatlarımızı sıklaştırma üzerine profesyonel destek almaktayız.

Afet eğitimleri ile işbirliği yaptığınız kurumlar var mı? Nasıl destekler alıyorsunuz?
Kurumumuz tüm şubelerinde MEB ve AFAD tarafından destek alarak düzenli olarak afet tatbikatları yapmaktadır. MEB tarafından belirlenmiş olan deprem haftasında, kurumlarımızda deprem tatbikatı yapılmış, olası bir deprem sırasında yapılması gerekenlerin öğrenci ve personelimize AFAD görevlileri tarafından anlatıldığı seminerler düzenlenmiş ve ilerleyen süreçler için benzer programlar planlanmıştır.

TÜM BİNALARIMIZ BELGELENDİRİLDİ
Kurum binalarınızın deprem dayanıklılığı konusunda bilgi verebilir misiniz? Bu konuda belgelendirmeleriniz tamamlandı mı? Kayıt döneminde velilere bu konuda uyarı ve önerileriniz neler olur?
Millî Eğitim Bakanlığı’nın kurum açılışı için Standartlar Yönergesinde belirlediği ölçüde tüm kontrollerimiz yönetmeliklere uygun olarak yapılmış olup yetkili merciiler tarafından belgelendirilmiştir. Öncelikle kurum olarak ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu ve bu konuda hem bireysel hem toplumsal olarak önlemler hakkında veli ve öğrencilerimizi birebir bilgilendirmeye çalışıyoruz. Bu noktada velilerimize çocuklarını kaydettirdikleri kurumların depreme dayanıklılığı ile ilgili raporlarının olup olmadığını sormalarını ve kurum personelinin afetler konusunda yeterliliklerini sorgulamalarını tavsiye edebilirim.

DEPREMZEDE ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ EĞİTİM
Yaşadığımız depremle ilgili sosyal sorumluluk çerçevesinde gerçekleştirdiğiniz faaliyetlerden bahsedebilir misiniz?
Ülkemizde ve kurumlarda yapıldığı gibi biz de kurum olarak ilgili birimlerle iletişim kurarak velilerimizin ve öğrencilerimizin desteği ile bölgeye yardımlarımızı ulaştırdık ve ulaştırmaya devam ediyoruz. Bu anlamda okulumuzda öğretmen-öğrenci-veli işbirliği ile hızlıca gerekli iletişimler sağlanmış olup yardımların iki gün içerisinde toplanması ve gerekli yerlere ulaştırılması sağlanmıştır. Okulumuzda deprem bölgesinde yakınları olan veli ve öğrencilerimiz ile iletişime geçilip rehberlik servisi olarak psikolojik anlamda desteklerimizi sağladık. Kurum bünyemizde olan öğrencilerimizden deprem bölgesinde aile yakınlarının yanında bulunan bu acı olayı yaşayan ve bizimle iletişime geçen enkaz altında öğrencilerimiz de oldu. Bu kapsamda sosyal medya üzerinden ilgili yerlerle iletişime geçerek öğrencilerimiz için yardım çağrısında bulunup başarılı sonuçlar elde ettik. Deprem bölgesinden Ankara’ya gelen depremzede öğrencilerimiz kurumlarımızda ücretsiz eğitim almaya başladılar ve ayrıca kurum psikologlarımız bu öğrencilerimizle bireysel görüşme seansları oluşturarak depremin açtığı psikolojik yaraları sarmak adına çalışıyorlar.

Deprem bölgesinden öğrencilere ev sahipliği yapıyor musunuz? Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Evet deprem bölgesinden gelen öğrencilerimiz eğitim hayatına başladılar. Depremzede öğrencilerimiz okula gelmeden önce okulda eğitimine devam eden öğrencilerimizin bilinçlenmesi açısından deprem bölgesinden kurumumuza öğrencilerin geleceği ve onlara karşı olması gereken davranışlar hususunda öneri ve tavsiyeler de bulunuldu. Okul açıldıktan sonra ise uzman psikolog ve PDR ekibi ile sürekli görüşme sağlanarak aynı zamanda öğretmenlerimizin de desteği ile deprem bölgesinden gelen öğrencilerin sosyal adaptasyonları konusunda destek sağlanmaktadır. Sosyal adaptasyon ve psikolojik desteğin yanı sıra öğrencilerimizin akademik başarısı ile ilgili de ek çalışmalar ve takviyeler verilmektedir. Öğrencilerin geçmiş konulardan olan eksikleri ile ilgili bireysel etüt planlaması ve takibi yapılmaktadır. Bütün bunların yanı sıra deprem bölgesinden gelen öğrencilerin konaklama bilgilerini alarak, şayet konaklama imkânları yoksa bu konuda ilgili kuruluşlara ulaşmaları konusunda yardım ve destekte bulunmaktayız.

Afetlerin yarattığı psikolojik ve sosyal sorunlara karşı nasıl mücadele edilmeli? Öğrencilere yönelik deprem ve afetlerle ilgili rehberlik çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öncelikle hem yaşanılan durumun zorluğu hem de öğrencilerimizin farklı bir şehre adapte olmasının güçlüğü dolayısıyla onlara psikolojik ve adaptasyon desteği haricinde bireysel olarak ben de öğrencilerle sohbet ederek ve onları sıklıkla dinleyerek kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlamaya çalışıyorum. Kurumumuz bünyesinde olan Rehberlik Direktörlüğü tarafından yapılan aylık takvimler güncellenerek yaşanan afet ile ilgili gerekli sunum ve çalışmalar rehberlik ve psikolojik danışmanlara iletilmiş olup süreç ile ilgili bilgilendirmeler yapılmıştır. Bununla birlikte okulumuzda her hafta düzenlenen akademik rehberlik organizasyonunda depremle ilgili öğrencileri bilgilendirme ve kaynaşmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

Eklemek istedikleriniz…
Son olarak hayatını eğitime adamış bir okul müdürü olarak her konuda olduğu gibi afet konusunda da eğitimin önemini vurgulamak isterim. Artı Eğitim dergisi çalışanları olarak afet eğitimine ilişkin yönlendirdiğiniz sorular için ve böyle önemli bir konuya yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Umarım ülkemiz tekrar böyle bir afet yaşamaz.

“Ortadoğulular Eğitim Kurumları olarak deprem öncesinde de olduğu gibi afet tatbikatlarına ve afet eğitimlerine oldukça önem veren bir kurumuz. Öncelikli olarak deprem bölgesinden gelen öğrencilerimizin sosyal adaptasyonunun sağlanması sürmektedir. Bu noktada okul tatbikatlarımız eğitimin içerisine dâhil edilmiştir. Kurum olarak tatbikatlar ve afet eğitimi konusunda kurumlarla iş birliği çalışmaları yaparak eğitim ve tatbikatlarımızı sıklaştırma üzerine profesyonel destek almaktayız.”

 

> Ortadoğulular depremin yarasını sarmak için seferber oldu

Deprem bölgesinden gelen öğrenciler için eğitimden, rehberlik hizmetlerine, barınma ve beslenme ihtiyaçlarına kadar bir çok destek sağladıklarını belirten Ortadoğulular Çankaya Anadolu Lisesi Okul Müdürü Zeynep Bayar, “Deprem bölgesinden Ankara’ya gelen depremzede öğrencilerimiz kurumlarımızda ücretsiz eğitim almaya başladılar ve ayrıca kurum psikologlarımız bu öğrencilerimizle bireysel görüşme seansları oluşturarak depremin açtığı psikolojik yaraları sarmak adına çalışıyorlar.” diye konuştu.

ortadogulular_mart_2023Türkiye depremde acı bir tablo ile karşılaştı. Deprem konusunda eğitimin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Kurumunuzda deprem özelinde, afet eğitimi konusunda yapılan çalışmaları anlatabilir misiniz?
Ülkemizde Kahramanmaraş merkezli başlayan ve adeta bir deprem fırtınası şeklinde devam eden, özelinde on bir ilimizi ve genelde ise ülkemizin tamamını derinden yaralayan bir felaket yaşadık. Bu deprem, aslında 1999 Marmara depreminden sonra göz ardı ettiğimiz tedbirlerin ne kadar da hayati bir öneme sahip olduğunu bize tekrar acı bir şekilde hatırlatmış oldu. Her konuda olduğu gibi eğitimin önemini burada da fark ediyoruz. Ortadoğulular Eğitim Kurumları olarak deprem öncesinde de olduğu gibi afet tatbikatlarına ve afet eğitimlerine oldukça önem veren bir kurumuz. Öncelikli olarak deprem bölgesinden gelen öğrencilerimizin sosyal adaptasyonunun sağlanması sürmektedir. Bu noktada okul tatbikatlarımız eğitimin içerisine dâhil edilmiştir. Kurum olarak tatbikatlar ve afet eğitimi konusunda kurumlarla iş birliği çalışmaları yaparak eğitim ve tatbikatlarımızı sıklaştırma üzerine profesyonel destek almaktayız.

Afet eğitimleri ile işbirliği yaptığınız kurumlar var mı? Nasıl destekler alıyorsunuz?
Kurumumuz tüm şubelerinde MEB ve AFAD tarafından destek alarak düzenli olarak afet tatbikatları yapmaktadır. MEB tarafından belirlenmiş olan deprem haftasında, kurumlarımızda deprem tatbikatı yapılmış, olası bir deprem sırasında yapılması gerekenlerin öğrenci ve personelimize AFAD görevlileri tarafından anlatıldığı seminerler düzenlenmiş ve ilerleyen süreçler için benzer programlar planlanmıştır.

TÜM BİNALARIMIZ BELGELENDİRİLDİ
Kurum binalarınızın deprem dayanıklılığı konusunda bilgi verebilir misiniz? Bu konuda belgelendirmeleriniz tamamlandı mı? Kayıt döneminde velilere bu konuda uyarı ve önerileriniz neler olur?
Millî Eğitim Bakanlığı’nın kurum açılışı için Standartlar Yönergesinde belirlediği ölçüde tüm kontrollerimiz yönetmeliklere uygun olarak yapılmış olup yetkili merciiler tarafından belgelendirilmiştir. Öncelikle kurum olarak ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu ve bu konuda hem bireysel hem toplumsal olarak önlemler hakkında veli ve öğrencilerimizi birebir bilgilendirmeye çalışıyoruz. Bu noktada velilerimize çocuklarını kaydettirdikleri kurumların depreme dayanıklılığı ile ilgili raporlarının olup olmadığını sormalarını ve kurum personelinin afetler konusunda yeterliliklerini sorgulamalarını tavsiye edebilirim.

DEPREMZEDE ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ EĞİTİM
Yaşadığımız depremle ilgili sosyal sorumluluk çerçevesinde gerçekleştirdiğiniz faaliyetlerden bahsedebilir misiniz?
Ülkemizde ve kurumlarda yapıldığı gibi biz de kurum olarak ilgili birimlerle iletişim kurarak velilerimizin ve öğrencilerimizin desteği ile bölgeye yardımlarımızı ulaştırdık ve ulaştırmaya devam ediyoruz. Bu anlamda okulumuzda öğretmen-öğrenci-veli işbirliği ile hızlıca gerekli iletişimler sağlanmış olup yardımların iki gün içerisinde toplanması ve gerekli yerlere ulaştırılması sağlanmıştır. Okulumuzda deprem bölgesinde yakınları olan veli ve öğrencilerimiz ile iletişime geçilip rehberlik servisi olarak psikolojik anlamda desteklerimizi sağladık. Kurum bünyemizde olan öğrencilerimizden deprem bölgesinde aile yakınlarının yanında bulunan bu acı olayı yaşayan ve bizimle iletişime geçen enkaz altında öğrencilerimiz de oldu. Bu kapsamda sosyal medya üzerinden ilgili yerlerle iletişime geçerek öğrencilerimiz için yardım çağrısında bulunup başarılı sonuçlar elde ettik. Deprem bölgesinden Ankara’ya gelen depremzede öğrencilerimiz kurumlarımızda ücretsiz eğitim almaya başladılar ve ayrıca kurum psikologlarımız bu öğrencilerimizle bireysel görüşme seansları oluşturarak depremin açtığı psikolojik yaraları sarmak adına çalışıyorlar.

Deprem bölgesinden öğrencilere ev sahipliği yapıyor musunuz? Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Evet deprem bölgesinden gelen öğrencilerimiz eğitim hayatına başladılar. Depremzede öğrencilerimiz okula gelmeden önce okulda eğitimine devam eden öğrencilerimizin bilinçlenmesi açısından deprem bölgesinden kurumumuza öğrencilerin geleceği ve onlara karşı olması gereken davranışlar hususunda öneri ve tavsiyeler de bulunuldu. Okul açıldıktan sonra ise uzman psikolog ve PDR ekibi ile sürekli görüşme sağlanarak aynı zamanda öğretmenlerimizin de desteği ile deprem bölgesinden gelen öğrencilerin sosyal adaptasyonları konusunda destek sağlanmaktadır. Sosyal adaptasyon ve psikolojik desteğin yanı sıra öğrencilerimizin akademik başarısı ile ilgili de ek çalışmalar ve takviyeler verilmektedir. Öğrencilerin geçmiş konulardan olan eksikleri ile ilgili bireysel etüt planlaması ve takibi yapılmaktadır. Bütün bunların yanı sıra deprem bölgesinden gelen öğrencilerin konaklama bilgilerini alarak, şayet konaklama imkânları yoksa bu konuda ilgili kuruluşlara ulaşmaları konusunda yardım ve destekte bulunmaktayız.

Afetlerin yarattığı psikolojik ve sosyal sorunlara karşı nasıl mücadele edilmeli? Öğrencilere yönelik deprem ve afetlerle ilgili rehberlik çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öncelikle hem yaşanılan durumun zorluğu hem de öğrencilerimizin farklı bir şehre adapte olmasının güçlüğü dolayısıyla onlara psikolojik ve adaptasyon desteği haricinde bireysel olarak ben de öğrencilerle sohbet ederek ve onları sıklıkla dinleyerek kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlamaya çalışıyorum. Kurumumuz bünyesinde olan Rehberlik Direktörlüğü tarafından yapılan aylık takvimler güncellenerek yaşanan afet ile ilgili gerekli sunum ve çalışmalar rehberlik ve psikolojik danışmanlara iletilmiş olup süreç ile ilgili bilgilendirmeler yapılmıştır. Bununla birlikte okulumuzda her hafta düzenlenen akademik rehberlik organizasyonunda depremle ilgili öğrencileri bilgilendirme ve kaynaşmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

Eklemek istedikleriniz…
Son olarak hayatını eğitime adamış bir okul müdürü olarak her konuda olduğu gibi afet konusunda da eğitimin önemini vurgulamak isterim. Artı Eğitim dergisi çalışanları olarak afet eğitimine ilişkin yönlendirdiğiniz sorular için ve böyle önemli bir konuya yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Umarım ülkemiz tekrar böyle bir afet yaşamaz.

“Ortadoğulular Eğitim Kurumları olarak deprem öncesinde de olduğu gibi afet tatbikatlarına ve afet eğitimlerine oldukça önem veren bir kurumuz. Öncelikli olarak deprem bölgesinden gelen öğrencilerimizin sosyal adaptasyonunun sağlanması sürmektedir. Bu noktada okul tatbikatlarımız eğitimin içerisine dâhil edilmiştir. Kurum olarak tatbikatlar ve afet eğitimi konusunda kurumlarla iş birliği çalışmaları yaparak eğitim ve tatbikatlarımızı sıklaştırma üzerine profesyonel destek almaktayız.”

 

Son Güncelleme: Salı, 28 Mart 2023 15:23

Gösterim: 766


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.