Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

İzmir'de Çiğli Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin okul müdürlerini toplayıp Berkin Elvan eylemleri nedeniyle tehdit ettiği ileri sürüldü. Yetkililerin müdürlere "Okullarda öğrencileri eylemlere teşvik edenlerden hesap sorulacak, kafaları kopartılacak" dediği iddia edildi.

DHA- İzmir - Eğitim Sen 2 nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, "Berkin’in ölümünün ardından yapılan eylemlerde sanki sendikamız üyesi müdürler yönlendirmiş gibi zan altında bırakılıyorlar. Müdürler çok tedirgin" dedi. Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Nedim Köksal ise iddiaları reddederek, ’bilgilendirme’ toplantısı yapıldığını söyledi.

Siyasetçi gibi konuşuldu iddiası

Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından geçen Pazartesi günü 75’inci Yıl Endüstri Meslek Lisesi’nde tüm ilk ve orta dereceli okul müdürlerinin katıldığı bir toplantı yapıldı. 40’ün üzerinde okul müdürünün katıldığı toplantıda, yıllık izinde olan Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Hamdullah Işık’ın yerine vekalet eden Nedim Köksal konuştu.

İşte o iddialar

Müdür Vekili Köksal’ın, Berkin Elvan’ın adını anmadan, ancak ölümünün ardından gelişen protesto eylemleri ve hükümet aleyhine genel siyasi durumu ima ederek okul müdürlerini tehdit ettiğini öne süren Eğitim Sen 2 nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, şu iddialarda bulundu:

"Toplantıya katılan müdürler çok tedirgin. Vekil müdür toplantıda, ’Süper güç olma yolunda ilerleyen ülkemizin önünü kesmek için eylemler planlanmaktadır. Gezi olaylarından önce 1.86 TL olan Euro bugün 3 lira olmuştur. Bundan hepimiz zarar görmekteyiz. Buna destek olan meslektaşlarımız var. Siyaset yapmak isteyen öğretmenliği bıraksın, gitsin siyaset yapsın. Okullarda öğrencileri eylemlere teşvik edenlerden hesap sorulacak, kafaları kopartılacak. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce kurulmuş olan komisyon okullara gidip araştırma yapacak ve sorumlular bulunup cezalandırılacaktır. Okullarda eylem yapan, siyah giyen öğrencilere göz yumanlar cezalandırılacaktır’ diye konuşmuş. Konuşan kişi de bizler gibi 657’ye bağlı, ancak sanki bir siyasi partinin il ya da ilçe başkanı, hatta İçişleri Bakanı gibi konuşuyor. İthamda bulunuyor, ’hesabını soracağız, kafa koparacağız’ diyor. ’Komisyon kuracağız’, diyor. Berkin Elvan’ın ölümünün ardından gerçekleşen eylemlerde sanki müdür arkadaşlarımız yönlendirmiş gibi, zan altında bırakıyorlar. Oysa halkın doğal tepkisi, sendika üyesi müdürler zan altında bırakılıyorlar."

Eyleme katılan öğrenciler tesbit edilmek isteniyor

Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan da, Konak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de aynı konuda harekete geçtiğini, Berkin Elvan’ın ölümünü protesto eylemlerine katılan öğrencilerin ve onları bu eyleme teşvik ettiği öne sürülen öğretmenlerin sözlü ve gizli emirlerle cezalandırılmak istendiği öne sürdü. Akkan şubelerinde düzenlediği basın açıklamasında, "Sözlü ve gizli emirlerle, okullarda eyleme katılan çocukların tespit edilerek cezalandırılması, ’devlet büyükleri’ aleyhine öğretmenlerin faaliyet yürütüp yürütmediklerinin tespiti istenmektedir. Bu olayın takipçisi olduğumuzu Milli Eğitim yöneticileri bilmelidir. Hukuksuz ve gayrimeşru isteği hiçbir okul müdürümüz ciddiye almamalıdır. Kendilerini bu suç sarmalının içine atmamalıdır. Kendilerine, bizler gibi birer eğitimci olduklarını hatırlatıyor, vicdanlarının ve Eğitim Sen’in sesini dinlemeye çağırıyoruz" dedi.

Sadece bilgilendirme toplantısı yapıldı

Öte yandan DHA muhabirinin telefonla sorusu üzerine Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Nedim Köksal, geçen hafta İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı tarafından yapılan ve ilçe milli eğitim müdürlerinin katıldığı toplantıda alınan karar doğrultusunda bu toplantıyı düzenlediğini belirtti. Köksal, şunları söyledi:

"Bu karar gereği aynı şekilde okul müdürleriyle bir bilgilendirme toplantısı yaptık, kısa da sürdü. Size katı bir şekilde aksettirmişler. Böyle ithamda bulunmak bize yakışacak bir davranış değil. Sonuçta karşınızdaki insanlar birer kurum yöneticisi. Öyle asarım, keserim diye bir şey söz konusu olmadı, olmazda. Hepsi bir hayal unsuru. Uyarı filan söz konusu değil. Rutin, bilgilendirme toplantısı. Görevimiz okullarda bilgi aşılamak, gelecek nesilleri ülkesine, vatanına, milletine, değerlerine sahip çıkacak şekilde yetiştirmektir. Bunu yaparken de daha tutarlı ve dikkatli olunması gerektiği söylendi.

> MEB’den okul müdürlerine Berkin Elvan uyarısı

İzmir'de Çiğli Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin okul müdürlerini toplayıp Berkin Elvan eylemleri nedeniyle tehdit ettiği ileri sürüldü. Yetkililerin müdürlere "Okullarda öğrencileri eylemlere teşvik edenlerden hesap sorulacak, kafaları kopartılacak" dediği iddia edildi.

DHA- İzmir - Eğitim Sen 2 nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, "Berkin’in ölümünün ardından yapılan eylemlerde sanki sendikamız üyesi müdürler yönlendirmiş gibi zan altında bırakılıyorlar. Müdürler çok tedirgin" dedi. Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Nedim Köksal ise iddiaları reddederek, ’bilgilendirme’ toplantısı yapıldığını söyledi.

Siyasetçi gibi konuşuldu iddiası

Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından geçen Pazartesi günü 75’inci Yıl Endüstri Meslek Lisesi’nde tüm ilk ve orta dereceli okul müdürlerinin katıldığı bir toplantı yapıldı. 40’ün üzerinde okul müdürünün katıldığı toplantıda, yıllık izinde olan Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Hamdullah Işık’ın yerine vekalet eden Nedim Köksal konuştu.

İşte o iddialar

Müdür Vekili Köksal’ın, Berkin Elvan’ın adını anmadan, ancak ölümünün ardından gelişen protesto eylemleri ve hükümet aleyhine genel siyasi durumu ima ederek okul müdürlerini tehdit ettiğini öne süren Eğitim Sen 2 nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, şu iddialarda bulundu:

"Toplantıya katılan müdürler çok tedirgin. Vekil müdür toplantıda, ’Süper güç olma yolunda ilerleyen ülkemizin önünü kesmek için eylemler planlanmaktadır. Gezi olaylarından önce 1.86 TL olan Euro bugün 3 lira olmuştur. Bundan hepimiz zarar görmekteyiz. Buna destek olan meslektaşlarımız var. Siyaset yapmak isteyen öğretmenliği bıraksın, gitsin siyaset yapsın. Okullarda öğrencileri eylemlere teşvik edenlerden hesap sorulacak, kafaları kopartılacak. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce kurulmuş olan komisyon okullara gidip araştırma yapacak ve sorumlular bulunup cezalandırılacaktır. Okullarda eylem yapan, siyah giyen öğrencilere göz yumanlar cezalandırılacaktır’ diye konuşmuş. Konuşan kişi de bizler gibi 657’ye bağlı, ancak sanki bir siyasi partinin il ya da ilçe başkanı, hatta İçişleri Bakanı gibi konuşuyor. İthamda bulunuyor, ’hesabını soracağız, kafa koparacağız’ diyor. ’Komisyon kuracağız’, diyor. Berkin Elvan’ın ölümünün ardından gerçekleşen eylemlerde sanki müdür arkadaşlarımız yönlendirmiş gibi, zan altında bırakıyorlar. Oysa halkın doğal tepkisi, sendika üyesi müdürler zan altında bırakılıyorlar."

Eyleme katılan öğrenciler tesbit edilmek isteniyor

Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan da, Konak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de aynı konuda harekete geçtiğini, Berkin Elvan’ın ölümünü protesto eylemlerine katılan öğrencilerin ve onları bu eyleme teşvik ettiği öne sürülen öğretmenlerin sözlü ve gizli emirlerle cezalandırılmak istendiği öne sürdü. Akkan şubelerinde düzenlediği basın açıklamasında, "Sözlü ve gizli emirlerle, okullarda eyleme katılan çocukların tespit edilerek cezalandırılması, ’devlet büyükleri’ aleyhine öğretmenlerin faaliyet yürütüp yürütmediklerinin tespiti istenmektedir. Bu olayın takipçisi olduğumuzu Milli Eğitim yöneticileri bilmelidir. Hukuksuz ve gayrimeşru isteği hiçbir okul müdürümüz ciddiye almamalıdır. Kendilerini bu suç sarmalının içine atmamalıdır. Kendilerine, bizler gibi birer eğitimci olduklarını hatırlatıyor, vicdanlarının ve Eğitim Sen’in sesini dinlemeye çağırıyoruz" dedi.

Sadece bilgilendirme toplantısı yapıldı

Öte yandan DHA muhabirinin telefonla sorusu üzerine Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Nedim Köksal, geçen hafta İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı tarafından yapılan ve ilçe milli eğitim müdürlerinin katıldığı toplantıda alınan karar doğrultusunda bu toplantıyı düzenlediğini belirtti. Köksal, şunları söyledi:

"Bu karar gereği aynı şekilde okul müdürleriyle bir bilgilendirme toplantısı yaptık, kısa da sürdü. Size katı bir şekilde aksettirmişler. Böyle ithamda bulunmak bize yakışacak bir davranış değil. Sonuçta karşınızdaki insanlar birer kurum yöneticisi. Öyle asarım, keserim diye bir şey söz konusu olmadı, olmazda. Hepsi bir hayal unsuru. Uyarı filan söz konusu değil. Rutin, bilgilendirme toplantısı. Görevimiz okullarda bilgi aşılamak, gelecek nesilleri ülkesine, vatanına, milletine, değerlerine sahip çıkacak şekilde yetiştirmektir. Bunu yaparken de daha tutarlı ve dikkatli olunması gerektiği söylendi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 19 Mart 2014 13:41

Gösterim: 1502

Eskişehir Barosu Başkanı Rıza Öztekin, Hukuka aykırı olarak kişisel veri elde etme ve kaydetmenin fişleme unsurlarından sayıldığını belirtti

T24 haber sitesine açıklama yapan Eskişehir Barosu Başkanı Avukat Rıza Öztekin, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) müfettişlerince özel okul, yurt ve dershanelerde, veli ve öğrencilerin sorgu odalarında ifadelerinin alınmasının hem anayasal suç teşkil ettiğini hem de BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu söyledi.

Okullarda fişleme yapıldığını ve bunu kınadıklarını vurgulayan Öztekin, konusu suç teşkil eden emrin hiçbir surette yerine getirilemeyeceğini söyledi. Hukuka aykırı olarak kişisel veri elde etme ve kaydetmenin fişleme unsurlarından sayıldığını belirten Baro Başkanı, “Buna göre uygulama TCK’nın 135. maddesinin 1. fıkrasına göre suç teşkil etmektedir. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre de kişilerin siyasî, felsefî veya dini görüşlerine ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Burada yapılanların hepsi kanunsuzdur, suçtur. Buna göre de bunları yapan ve uygulayanlar hapis cezasıyla yargılanır.” dedi.

Öztekin düzenlediği basın toplantısında, hükümet tarafından şimdi de küçük çocukların fişlenerek, üzerlerinde korku imparatorluğu oluşturulmaya çalışıldığına işaret etti. Valiler, il millî eğitim müdürleri ve müfettişlerinin, ‘bakanın talimatını uyguluyoruz’ diyerek sorumluluktan kurtulamayacağının altını çizdi. Sorgulanan küçük çocukların ruh sağlıklarının olumsuz etkilendiğini de hatırlatan Öztekin, “Bu durum BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Sözleşmenin 16. maddesine göre, hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfî ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamaz. Onur ve itibarına saldırılamaz.” tespitinde bulundu.

Anayasamıza göre herkesin vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu dile getiren Baro Başkanı, kimsenin dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağını, bunlardan dolayı suçlanamayacağını kaydetti. Öztekin özel okul, dershane ve yurt sahipleri ile yöneticilerine de şöyle seslendi: “Baro bu işin takipçisi. Hukuksuzluğun bekçisidir. Bu uygulamaya maruz kalan her kim olursa olsun. Ama mutlaka bize başvursun. Biz onlara gereken her türlü hukukî desteği sağlayacağız.”

> 'Öğrencilere sorgu fişlemedir, cezası hapistir'

Eskişehir Barosu Başkanı Rıza Öztekin, Hukuka aykırı olarak kişisel veri elde etme ve kaydetmenin fişleme unsurlarından sayıldığını belirtti

T24 haber sitesine açıklama yapan Eskişehir Barosu Başkanı Avukat Rıza Öztekin, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) müfettişlerince özel okul, yurt ve dershanelerde, veli ve öğrencilerin sorgu odalarında ifadelerinin alınmasının hem anayasal suç teşkil ettiğini hem de BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu söyledi.

Okullarda fişleme yapıldığını ve bunu kınadıklarını vurgulayan Öztekin, konusu suç teşkil eden emrin hiçbir surette yerine getirilemeyeceğini söyledi. Hukuka aykırı olarak kişisel veri elde etme ve kaydetmenin fişleme unsurlarından sayıldığını belirten Baro Başkanı, “Buna göre uygulama TCK’nın 135. maddesinin 1. fıkrasına göre suç teşkil etmektedir. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre de kişilerin siyasî, felsefî veya dini görüşlerine ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Burada yapılanların hepsi kanunsuzdur, suçtur. Buna göre de bunları yapan ve uygulayanlar hapis cezasıyla yargılanır.” dedi.

Öztekin düzenlediği basın toplantısında, hükümet tarafından şimdi de küçük çocukların fişlenerek, üzerlerinde korku imparatorluğu oluşturulmaya çalışıldığına işaret etti. Valiler, il millî eğitim müdürleri ve müfettişlerinin, ‘bakanın talimatını uyguluyoruz’ diyerek sorumluluktan kurtulamayacağının altını çizdi. Sorgulanan küçük çocukların ruh sağlıklarının olumsuz etkilendiğini de hatırlatan Öztekin, “Bu durum BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Sözleşmenin 16. maddesine göre, hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfî ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamaz. Onur ve itibarına saldırılamaz.” tespitinde bulundu.

Anayasamıza göre herkesin vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu dile getiren Baro Başkanı, kimsenin dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağını, bunlardan dolayı suçlanamayacağını kaydetti. Öztekin özel okul, dershane ve yurt sahipleri ile yöneticilerine de şöyle seslendi: “Baro bu işin takipçisi. Hukuksuzluğun bekçisidir. Bu uygulamaya maruz kalan her kim olursa olsun. Ama mutlaka bize başvursun. Biz onlara gereken her türlü hukukî desteği sağlayacağız.”

Son Güncelleme: Çarşamba, 19 Mart 2014 08:08

Gösterim: 1168

Gıda maddeleri ve yemeğe kredi kartı taksiti yasağı koyan BDDK, okullardaki yemeği eğitimin parçası sayarak bu yasağı öğrenciler için gevşetti.

Genel alışverişi 9 taksitle sınırlayan benzin, gıda ve yemek harcamalarına da taksit yasağı getiren Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) öğrenciler için yasağı kaldırdı.

BDDK yasağı kaldırırken okullarda verilen yemeği eğitimin bir parçası saydı. Böylece öğrenciler ve veliler okullarda yılbaşında veya dönem başında ödedikleri yemek parasını kredi kartıyla 9 taksit yapabilecek. BDDK bu yasağı Özel Okullar Birliği Derneği'nin isteği üzerine kaldırdı.

"Bu ödeme aslında taksitlendirme değil"

Birlik BDDK'ya başvurarak her yılbaşında aldıkları yemek ücretine getirilen taksit yasağının kaldırılması istedi. Birlik, yemek hizmetinin eylül ayında başlayıp haziran ayında sona eren bir hizmet olduğunu bildirdi.

Hizmetin sunulduğu süre esas alınarak bu hizmete ilişkin yapılacak ödemenin taksitlendirme değil aslında öğrenim ve yemek hizmeti verildikçe hak edilen bedelin kredi kartından tahsil edilmesi olduğunu savundu. Dernek ayrıca taksit yapılmadığı durumlarda velilerin her ay okula gelmek zorunda kaldığını ifade ederek ve taksit yasağının kaldırılması istedi.

Taksit 5 haftada 5,4 milyar azaldı

Kredi kartına taksit sınırı getirilmesinin ardından taksitli harcamalardaki düşüş geçen hafta da sürdü ve 5 haftada taksitli kredi kartı harcama tutarı 5 milyar 433 milyon lira geriledi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası istatistiklerine göre, 11 haftalık dönemde ise taksitli kredi kartı harcama tutarı 1 milyar 146 milyon lira geriledi. 7 Mart ile biten haftada mevduat bankalarındaki kredi kartı harcama tutarı yüzde 0.98 oranında azalışla 88 milyar 486 milyon 102 bin liraya geriledi.

> BDDK, kredi kartındaki yasağı öğrenciler için kaldırdı

Gıda maddeleri ve yemeğe kredi kartı taksiti yasağı koyan BDDK, okullardaki yemeği eğitimin parçası sayarak bu yasağı öğrenciler için gevşetti.

Genel alışverişi 9 taksitle sınırlayan benzin, gıda ve yemek harcamalarına da taksit yasağı getiren Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) öğrenciler için yasağı kaldırdı.

BDDK yasağı kaldırırken okullarda verilen yemeği eğitimin bir parçası saydı. Böylece öğrenciler ve veliler okullarda yılbaşında veya dönem başında ödedikleri yemek parasını kredi kartıyla 9 taksit yapabilecek. BDDK bu yasağı Özel Okullar Birliği Derneği'nin isteği üzerine kaldırdı.

"Bu ödeme aslında taksitlendirme değil"

Birlik BDDK'ya başvurarak her yılbaşında aldıkları yemek ücretine getirilen taksit yasağının kaldırılması istedi. Birlik, yemek hizmetinin eylül ayında başlayıp haziran ayında sona eren bir hizmet olduğunu bildirdi.

Hizmetin sunulduğu süre esas alınarak bu hizmete ilişkin yapılacak ödemenin taksitlendirme değil aslında öğrenim ve yemek hizmeti verildikçe hak edilen bedelin kredi kartından tahsil edilmesi olduğunu savundu. Dernek ayrıca taksit yapılmadığı durumlarda velilerin her ay okula gelmek zorunda kaldığını ifade ederek ve taksit yasağının kaldırılması istedi.

Taksit 5 haftada 5,4 milyar azaldı

Kredi kartına taksit sınırı getirilmesinin ardından taksitli harcamalardaki düşüş geçen hafta da sürdü ve 5 haftada taksitli kredi kartı harcama tutarı 5 milyar 433 milyon lira geriledi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası istatistiklerine göre, 11 haftalık dönemde ise taksitli kredi kartı harcama tutarı 1 milyar 146 milyon lira geriledi. 7 Mart ile biten haftada mevduat bankalarındaki kredi kartı harcama tutarı yüzde 0.98 oranında azalışla 88 milyar 486 milyon 102 bin liraya geriledi.

Son Güncelleme: Salı, 18 Mart 2014 12:06

Gösterim: 907

MEB'in öğretmenlik alanlarına ilişkin yaptığı düzenlemeye göre, Arapça, Almanca, Çince, Fransızca, İngilizce, Rusça öğretmenliğinden, bunlara ilişkin dil ve edebiyat fakültelerinden veya mütercim tercümanlık alanlarından mezun olanlar, artık Türkçe derslerine giremeyecek

Arapça, Almanca, Çince, Fransızca, İngilizce, Rusça öğretmenliğinden, bunlara ilişkin dil ve edebiyat fakültelerinden veya mütercim tercümanlık alanlarından mezun olanlar, artık Türkçe derslerine giremeyecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, "Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esasları" yeniden belirledi. Buna göre, öğretmen adayları ve öğretmenlerin; yükseköğrenimlerinde alanlarına ek olarak aldıkları ve diplomalarında yer alan öğrenim programı veya farklı bir alanda yapılan yüksek lisans eğitimi de yan alan olarak kabul edilecek.

Yabancı dil, rehberlik, bilişim teknolojileri, görsel sanatlar, müzik, beden eğitimi ile din kültürü ve ahlak bilgisi alanları ilköğretim ve ortaöğretimde ortak alan olarak belirlendi. Daha önce ortak alanlar içerisinde bulunan resim dersleri, ortak alanlardan çıkarıldı.

 2009-2010 öğretim yılından önce resim-iş öğretmenliği bölümünden mezun olanlar ile bu öğretim yılında adı geçen bölüme kayıtlı olup mezun olanlar, teknoloji ve tasarım alanı öğretmenliğine herhangi bir öncelik tanınmadan alınacak.

Üç engel grubu için "özel eğitim" öğretmenliği alanı 

 Görme, işitme ve zihinsel engelliler öğretmenlikleri  özel eğtim öğretmenliği adı altında birleştirildi. Özel eğitim alanında öğretmen ihtiyacının görme, işitme ve zihinsel engelliler öğretmenliği mezunlarınca karşılanamaması durumunda, bu alana öğretmenlik alanları mezunu olup özel eğitim alanında tezli veya tezsiz yüksek lisans veya doktora mezunları atanabilecek.

Özel eğitim öğretmenliğine özel eğitim bölümü, özel eğitim öğretmenliği, zihinsel engelliler öğretmenliği, görme engelliler öğretmenliği ile işitme engelliler öğretmenliği mezunları atanabilecek. Bu öğretmenler, özel eğitim mesleki eğitim merkezleri, özel eğitim iş uygulama merkezleri, özel eğitim programı uygulayan özel eğitim sınıflarında, 9-12. sınıf dersleriyle mesleki ortaöğretim kurumlarında çocuk gelişimi ve eğitimi alanı özel eğitim dalı derslerine girebilecek.

Beden eğitimi ve spor yüksekokulu mezunlarından 12 Temmuz 2004’den önce mezun olanlar ile bu tarih itibariyle söz konusu okullara kayıtlı bulunup mezun olanlardan pedagojik formasyon eğitimini tamamlayanlar, beden eğitimi alanı öğretmenliğine atanabilecekler.

Sınıf öğretmeni olarak görev yaparken 540 saatlik "Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği Eğitimi Programı”nı başarıyla tamamlayanlar zihin engelliler sınıfı alanına, öğretmen olarak görev yapmakta iken 90 saatlik "Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliği Eğitim Programı"nı başarıyla tamamlayanlar, teknoloji ve tasarım alanına eğitim kurumlarının ihtiyacına göre alan değişikliği yapabilecek.

Düzenlemeye göre, Arapç, Almanca, Çince, Fransızca, İngilizce, Rusça öğretmenliğinden, bunlara ilişkin dil ve edebiyat fakültelerinden veya mütercim tercümanlık alanlarından mezun olanlar, artık Türkçe derslerine giremeyecek.

Bilişim teknolojileri dersine artık yazılım mühendisliği, bilişim sistemleri mühendisliği, bilgisayar ve kontrol teknolojisi öğretmenliği, elektronik ve bilgisayar bölümü, bilgisayar teknolojisi ve bilişim sistemleri bölümü, bilişim sistemleri ve teknolojileri, bilgisayar bilimleri  bölümü mezunlarından, ortaöğretim alan öğretmenliği tezsiz yüksek lisans ya da pedagojik formasyon programı veya pedagojik formasyon eğitimi sertifikası programını başarı ile tamamlayanlar alınabilecek.

Din Kültürü öğretmenliğine Dini İlimler mezunları atanabilecek

Din kültürü ve ahlak bilgisi ve imam hatip lisesi meslek dersi öğretmenliğine, artık ilahiyat bilimleri fakültesi, uluslararası islam ve din bilimleri fakültesi, dini ilimler fakültesi, islami ilimler fakültesi mezunu olup, Ortaöğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans ya da Pedagojik Formasyon Programı  ve Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifikası Programı'nı başarı ile tamamlayanlar atanabilecek.

Bu alanlardan mezun olup, din kültürü ve ahlak bilgisi  ve imam hatip lisesi meslek derslerine atanan öğretmenler, Osmanlı Türkçesi, Arapça  ve  Türk İslam Sanatları derslerini de okutabilecek. 

Türk Dili ve Edebiyatı, Türkçe ve Tarih öğretmenleri de Osmanlı Türkçesi dersini verebilecek. Görsel sanatlar öğretmenliğine geleneksel Türk sanatları mezunları da atanabilecek.

İmam hatip liseleri ders çizelgesine eklenen yeni seçmeli derslerden Türk İslam sanatları dersi, öncelikli olarak bu derslerle ilgili sertifikası olan veya lisans veya lisansüstü öğrenimleri sırasında bu dersleri aldığını belgelendiren ilahiyat, ilahiyat bilimleri fakültesi, uluslararası islam ve din bilimleri fakültesi, dini ilimler fakültesi, islami ilimler fakültesi mezunu öğretmenler tarafından okutulacak.

Matematik öğretmenliklerine, matematik öğretmenliği ve matematik mezunlarıyla, matematik-bilgisayar bölümü mezunu olup tezsiz yüksek lisansı ve formasyonu olanlarla kredilerinin en az yüzde 70’ini matematik alanında belgelendirenler atanabilecek.

Yaşayan diller ve lehçeler dersleri, öncelikle, üniversitelerin Türkçe öğretmenliği, Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği, sosyal bilgiler öğretmenliği bölümleri ile Türk dili ve edebiyatı programları mezunu olup yaşayan diller ve lehçelerin ilgili alanında tezsiz yüksek lisans programını başarı ile tamamlayan öğretmenler olmak üzere; lisans ve lisansüstü öğrenimleri sırasında bu alanda ders aldığını belgelendiren diğer öğretmenler tarafından okutulacak.

> MEB, öğretmenlerin ders alanlarını yeniden düzenledi

MEB'in öğretmenlik alanlarına ilişkin yaptığı düzenlemeye göre, Arapça, Almanca, Çince, Fransızca, İngilizce, Rusça öğretmenliğinden, bunlara ilişkin dil ve edebiyat fakültelerinden veya mütercim tercümanlık alanlarından mezun olanlar, artık Türkçe derslerine giremeyecek

Arapça, Almanca, Çince, Fransızca, İngilizce, Rusça öğretmenliğinden, bunlara ilişkin dil ve edebiyat fakültelerinden veya mütercim tercümanlık alanlarından mezun olanlar, artık Türkçe derslerine giremeyecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, "Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esasları" yeniden belirledi. Buna göre, öğretmen adayları ve öğretmenlerin; yükseköğrenimlerinde alanlarına ek olarak aldıkları ve diplomalarında yer alan öğrenim programı veya farklı bir alanda yapılan yüksek lisans eğitimi de yan alan olarak kabul edilecek.

Yabancı dil, rehberlik, bilişim teknolojileri, görsel sanatlar, müzik, beden eğitimi ile din kültürü ve ahlak bilgisi alanları ilköğretim ve ortaöğretimde ortak alan olarak belirlendi. Daha önce ortak alanlar içerisinde bulunan resim dersleri, ortak alanlardan çıkarıldı.

 2009-2010 öğretim yılından önce resim-iş öğretmenliği bölümünden mezun olanlar ile bu öğretim yılında adı geçen bölüme kayıtlı olup mezun olanlar, teknoloji ve tasarım alanı öğretmenliğine herhangi bir öncelik tanınmadan alınacak.

Üç engel grubu için "özel eğitim" öğretmenliği alanı 

 Görme, işitme ve zihinsel engelliler öğretmenlikleri  özel eğtim öğretmenliği adı altında birleştirildi. Özel eğitim alanında öğretmen ihtiyacının görme, işitme ve zihinsel engelliler öğretmenliği mezunlarınca karşılanamaması durumunda, bu alana öğretmenlik alanları mezunu olup özel eğitim alanında tezli veya tezsiz yüksek lisans veya doktora mezunları atanabilecek.

Özel eğitim öğretmenliğine özel eğitim bölümü, özel eğitim öğretmenliği, zihinsel engelliler öğretmenliği, görme engelliler öğretmenliği ile işitme engelliler öğretmenliği mezunları atanabilecek. Bu öğretmenler, özel eğitim mesleki eğitim merkezleri, özel eğitim iş uygulama merkezleri, özel eğitim programı uygulayan özel eğitim sınıflarında, 9-12. sınıf dersleriyle mesleki ortaöğretim kurumlarında çocuk gelişimi ve eğitimi alanı özel eğitim dalı derslerine girebilecek.

Beden eğitimi ve spor yüksekokulu mezunlarından 12 Temmuz 2004’den önce mezun olanlar ile bu tarih itibariyle söz konusu okullara kayıtlı bulunup mezun olanlardan pedagojik formasyon eğitimini tamamlayanlar, beden eğitimi alanı öğretmenliğine atanabilecekler.

Sınıf öğretmeni olarak görev yaparken 540 saatlik "Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği Eğitimi Programı”nı başarıyla tamamlayanlar zihin engelliler sınıfı alanına, öğretmen olarak görev yapmakta iken 90 saatlik "Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliği Eğitim Programı"nı başarıyla tamamlayanlar, teknoloji ve tasarım alanına eğitim kurumlarının ihtiyacına göre alan değişikliği yapabilecek.

Düzenlemeye göre, Arapç, Almanca, Çince, Fransızca, İngilizce, Rusça öğretmenliğinden, bunlara ilişkin dil ve edebiyat fakültelerinden veya mütercim tercümanlık alanlarından mezun olanlar, artık Türkçe derslerine giremeyecek.

Bilişim teknolojileri dersine artık yazılım mühendisliği, bilişim sistemleri mühendisliği, bilgisayar ve kontrol teknolojisi öğretmenliği, elektronik ve bilgisayar bölümü, bilgisayar teknolojisi ve bilişim sistemleri bölümü, bilişim sistemleri ve teknolojileri, bilgisayar bilimleri  bölümü mezunlarından, ortaöğretim alan öğretmenliği tezsiz yüksek lisans ya da pedagojik formasyon programı veya pedagojik formasyon eğitimi sertifikası programını başarı ile tamamlayanlar alınabilecek.

Din Kültürü öğretmenliğine Dini İlimler mezunları atanabilecek

Din kültürü ve ahlak bilgisi ve imam hatip lisesi meslek dersi öğretmenliğine, artık ilahiyat bilimleri fakültesi, uluslararası islam ve din bilimleri fakültesi, dini ilimler fakültesi, islami ilimler fakültesi mezunu olup, Ortaöğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans ya da Pedagojik Formasyon Programı  ve Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifikası Programı'nı başarı ile tamamlayanlar atanabilecek.

Bu alanlardan mezun olup, din kültürü ve ahlak bilgisi  ve imam hatip lisesi meslek derslerine atanan öğretmenler, Osmanlı Türkçesi, Arapça  ve  Türk İslam Sanatları derslerini de okutabilecek. 

Türk Dili ve Edebiyatı, Türkçe ve Tarih öğretmenleri de Osmanlı Türkçesi dersini verebilecek. Görsel sanatlar öğretmenliğine geleneksel Türk sanatları mezunları da atanabilecek.

İmam hatip liseleri ders çizelgesine eklenen yeni seçmeli derslerden Türk İslam sanatları dersi, öncelikli olarak bu derslerle ilgili sertifikası olan veya lisans veya lisansüstü öğrenimleri sırasında bu dersleri aldığını belgelendiren ilahiyat, ilahiyat bilimleri fakültesi, uluslararası islam ve din bilimleri fakültesi, dini ilimler fakültesi, islami ilimler fakültesi mezunu öğretmenler tarafından okutulacak.

Matematik öğretmenliklerine, matematik öğretmenliği ve matematik mezunlarıyla, matematik-bilgisayar bölümü mezunu olup tezsiz yüksek lisansı ve formasyonu olanlarla kredilerinin en az yüzde 70’ini matematik alanında belgelendirenler atanabilecek.

Yaşayan diller ve lehçeler dersleri, öncelikle, üniversitelerin Türkçe öğretmenliği, Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği, sosyal bilgiler öğretmenliği bölümleri ile Türk dili ve edebiyatı programları mezunu olup yaşayan diller ve lehçelerin ilgili alanında tezsiz yüksek lisans programını başarı ile tamamlayan öğretmenler olmak üzere; lisans ve lisansüstü öğrenimleri sırasında bu alanda ders aldığını belgelendiren diğer öğretmenler tarafından okutulacak.

Son Güncelleme: Salı, 18 Mart 2014 12:42

Gösterim: 2161

Uçan Süpürge Derneği, meslek seçiminde cinsiyetçi yönlendirmelerin önüne geçebilmek için ilköğretim öğrencilerine yönelik ''Benim Madam Curie'm Projesi'' başlattı.

Avrupa Birliği Merkezi Finans ve İhale Birimi ile Milli Eğitim Bakanlığı'nca desteklenen proje, Pursaklar'da belirlenen okullarda pilot olarak uygulanacak.

''Benim Madam Curie'm Projesi''yle kız çocuklarının meslek seçerken toplumsal cinsiyet rollerine uygun yönlendirmeler yerine, yetenekleri ve hayalleri doğrultusunda eğitime yönlendirilmeleri amaçlanıyor. Projeyle kadınların yalnızca öğretmen, hemşire, avukat değil, bilim ve teknoloji alanında da çalışabileceğinin önünün açılması planlanıyor.

Bilim kadınları kız çocuklarına model olacak

Proje kapsamında dört bilim kadınını anlatan animasyon filmler hazırlandı. Filmlerde astrofizikçi Dilhan Eryurt, patalog Kamile Şevki Mutlu, kimyacı Remziye Hisar ve siyaset bilimci Nermin Abadan Unat'ın bilim dünyasına katkıları ve kendi alanlarında var olabilmek için verdikleri mücadele anlatılıyor.

Proje Koordinatörü Sevna Somuncuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada filmlerin öğretmenlerce belirlenecek derslerde, öğrencilere izlettirileceğini, böylece eğitim materyali olarak kullanılabileceğini belirtti.

Kız çocuklarının ileride seçecekleri mesleklere eğilimlerini cinsiyet rollerinin belirlediğini savunan Somuncuoğlu, böylece bu çalışmayla bilim kadınlarının yaşamlarının, mesleklerinde ilerlemek için nasıl emek harcadıklarının anlatılacağına dikkati çekti.

Somuncuoğlu, ''Kadınların gerek fen bilimleri, gerekse sosyal bilimlerde nasıl öncü olabildiğinin en güzel örneklerinden dördü, bu projede çocukların karşısına çıkacak'' dedi.

Marie Curie sembol seçildi

Belirlenen kadınların yaşam öykülerindeki ortak noktanın, her şeye rağmen, inatla ve umutla kendilerini yetiştirmiş olmaları ve açtıkları kapıdan başka kadınların da geçmesini teşvik etmeleri olduğunu ifade eden Somuncuoğlu, şunları kaydetti:

''Bilim kadınlarının öncülerinden Polonyalı kimyager ve fizikçi Marie Curie 'Yaşam hiçbirimiz için kolay değil. Bir şeyleri başarmak için, yetenekli olduğumuza inanarak buna ulaşmak için usanmadan çabalamalıyız' diyor. Bu projeye adını veren Marie Curie'yi, bu öncü kadının açtığı yolda yürüyen nice bilim kadınını, bugünün kız çocuklarına örnek olması için sembol olarak seçtik. Okullarımızda okutulan ders kitaplarında öğrenciler sadece birkaç öncü kadını görüyor, oysa bizim de onlarca Madam Curie'miz var ama görünür değiller. O bilim kadınlarını tanımak, her birinin mücadeleleri ve başarılarını kız çocuklarına anlatmak için biz bir adım attık ve bizim Madam Curie'lerimizden dördüne bu projede yer verdik.''

''Meslek seçiminde tutumların değişmesi önemli''

Somuncuoğlu, Milli Eğitim Bakanlığınca yürütülen ''Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Projesi''ni hatırlatarak, kendi projelerinin de bu proje kapsamında sivil toplum örgütleriyle işbirliği çerçevesinde uygulanacağını belirtti.

Böylece demokratik yurttaşlık ve insan haklarının gelişmesinin önündeki en büyük engel olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini anlatan Somuncuoğlu, proje, kadınlara atfedilen kalıplaşmış meslekler konusunda yerleşik algının kırılmasına yardımcı olmak istiyor. Çocukların geleceğe hazırlanırken, özellikle meslek planlamalarında ufuklarının açılmasını sağlamak gerekiyor. Meslek konusunda kalıplaşmış örnekler değil, çocukların kendilerine rol modeli olacak başka mesleklerin de ayrımına varmalarıyla özellikle kız çocuklarının meslek seçimi konusunda tutumlarının değişmesi için önemli bir adım.''

> Bilim kadınları kız çocuklarına model olacak

Uçan Süpürge Derneği, meslek seçiminde cinsiyetçi yönlendirmelerin önüne geçebilmek için ilköğretim öğrencilerine yönelik ''Benim Madam Curie'm Projesi'' başlattı.

Avrupa Birliği Merkezi Finans ve İhale Birimi ile Milli Eğitim Bakanlığı'nca desteklenen proje, Pursaklar'da belirlenen okullarda pilot olarak uygulanacak.

''Benim Madam Curie'm Projesi''yle kız çocuklarının meslek seçerken toplumsal cinsiyet rollerine uygun yönlendirmeler yerine, yetenekleri ve hayalleri doğrultusunda eğitime yönlendirilmeleri amaçlanıyor. Projeyle kadınların yalnızca öğretmen, hemşire, avukat değil, bilim ve teknoloji alanında da çalışabileceğinin önünün açılması planlanıyor.

Bilim kadınları kız çocuklarına model olacak

Proje kapsamında dört bilim kadınını anlatan animasyon filmler hazırlandı. Filmlerde astrofizikçi Dilhan Eryurt, patalog Kamile Şevki Mutlu, kimyacı Remziye Hisar ve siyaset bilimci Nermin Abadan Unat'ın bilim dünyasına katkıları ve kendi alanlarında var olabilmek için verdikleri mücadele anlatılıyor.

Proje Koordinatörü Sevna Somuncuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada filmlerin öğretmenlerce belirlenecek derslerde, öğrencilere izlettirileceğini, böylece eğitim materyali olarak kullanılabileceğini belirtti.

Kız çocuklarının ileride seçecekleri mesleklere eğilimlerini cinsiyet rollerinin belirlediğini savunan Somuncuoğlu, böylece bu çalışmayla bilim kadınlarının yaşamlarının, mesleklerinde ilerlemek için nasıl emek harcadıklarının anlatılacağına dikkati çekti.

Somuncuoğlu, ''Kadınların gerek fen bilimleri, gerekse sosyal bilimlerde nasıl öncü olabildiğinin en güzel örneklerinden dördü, bu projede çocukların karşısına çıkacak'' dedi.

Marie Curie sembol seçildi

Belirlenen kadınların yaşam öykülerindeki ortak noktanın, her şeye rağmen, inatla ve umutla kendilerini yetiştirmiş olmaları ve açtıkları kapıdan başka kadınların da geçmesini teşvik etmeleri olduğunu ifade eden Somuncuoğlu, şunları kaydetti:

''Bilim kadınlarının öncülerinden Polonyalı kimyager ve fizikçi Marie Curie 'Yaşam hiçbirimiz için kolay değil. Bir şeyleri başarmak için, yetenekli olduğumuza inanarak buna ulaşmak için usanmadan çabalamalıyız' diyor. Bu projeye adını veren Marie Curie'yi, bu öncü kadının açtığı yolda yürüyen nice bilim kadınını, bugünün kız çocuklarına örnek olması için sembol olarak seçtik. Okullarımızda okutulan ders kitaplarında öğrenciler sadece birkaç öncü kadını görüyor, oysa bizim de onlarca Madam Curie'miz var ama görünür değiller. O bilim kadınlarını tanımak, her birinin mücadeleleri ve başarılarını kız çocuklarına anlatmak için biz bir adım attık ve bizim Madam Curie'lerimizden dördüne bu projede yer verdik.''

''Meslek seçiminde tutumların değişmesi önemli''

Somuncuoğlu, Milli Eğitim Bakanlığınca yürütülen ''Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Projesi''ni hatırlatarak, kendi projelerinin de bu proje kapsamında sivil toplum örgütleriyle işbirliği çerçevesinde uygulanacağını belirtti.

Böylece demokratik yurttaşlık ve insan haklarının gelişmesinin önündeki en büyük engel olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini anlatan Somuncuoğlu, proje, kadınlara atfedilen kalıplaşmış meslekler konusunda yerleşik algının kırılmasına yardımcı olmak istiyor. Çocukların geleceğe hazırlanırken, özellikle meslek planlamalarında ufuklarının açılmasını sağlamak gerekiyor. Meslek konusunda kalıplaşmış örnekler değil, çocukların kendilerine rol modeli olacak başka mesleklerin de ayrımına varmalarıyla özellikle kız çocuklarının meslek seçimi konusunda tutumlarının değişmesi için önemli bir adım.''

Son Güncelleme: Salı, 18 Mart 2014 11:45

Gösterim: 1083


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.