Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Bugün İstanbul’un en işlek yeri olan İstiklal Caddesi’nde görenleri hayrete ve şaşkınlığa düşüren bir olay yaşandı. Kimliği belli olmayan bir kadının jimnastik hareketlerine benzer hareketler yaparak cadde boyunca ilerlediği gözlendi. Etrafa toplanan insanlar ne olduğunu anlayamadı.

Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bugün İstanbul’un en işlek yeri olan İstiklal Caddesi’nde görenleri hayrete ve şaşkınlığa düşüren bir olay yaşandı. Kimliği belli olmayan bir kadının jimnastik hareketlerine benzer hareketler yaparak cadde boyunca ilerlediği gözlendi. Etrafa toplanan insanlar ne olduğunu anlayamadı.

Son Güncelleme: Cuma, 10 Ağustos 2012 13:38
Gösterim: 1477
Söğütlü ilçesinde 14 yaşındaki kız öğrencisini kaçırdığı iddiasıyla 115 gündür aranan ilköğretim öğretmeni, Karasu ilçesinde gözaltına alındı.
Öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 5 ay önce Sakarya Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında yakalama kararı verilen, 17 Nisan'da tedavi amacıyla ailesiyle Toyotasa Acil Yardım Hastanesi'ne gelen öğrencisini kaçırdığı iddiasıyla aranan ilköğretim öğretmeni M.T'nin (34) Karasu ilçesindeki Kestanepınarı köyüne yerleştiğini belirleyen ekipler, söz konusu eve baskın düzenledi.
Jandarma ekiplerince gözaltına alınan M.T. adliyeye sevk edildi, kaçırdığı kız çocuğunun da ifadesi alındı.
Olay
Açığa alınan ilköğretim öğretmeni M.T. hakkında 14 yaşındaki kız öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 24 Mart'ta yakalama kararı çıkarılmış, güvenlik güçlerince aranan şüpheli 17 Nisan'da önce ailesiyle tedavi için Toyotasa Acil Yardım Hastanesi'ne gelen kız öğrencisini kaçırmış, ihbar üzerine güvenlik kameralarını inceleyen jandarma, M.T'nin öğrencisiyle hastanede buluştuğunu belirlemişti.
M.T'nin ağabeyi A.T, yengesi G.A. ile arkadaşları İ.İ. ve S.T, ''cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma'' suçlarını işlemesinde şüpheliye yardımcı oldukları iddiasıyla tutuklanmıştı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Söğütlü ilçesinde 14 yaşındaki kız öğrencisini kaçırdığı iddiasıyla 115 gündür aranan ilköğretim öğretmeni, Karasu ilçesinde gözaltına alındı.
Öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 5 ay önce Sakarya Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında yakalama kararı verilen, 17 Nisan'da tedavi amacıyla ailesiyle Toyotasa Acil Yardım Hastanesi'ne gelen öğrencisini kaçırdığı iddiasıyla aranan ilköğretim öğretmeni M.T'nin (34) Karasu ilçesindeki Kestanepınarı köyüne yerleştiğini belirleyen ekipler, söz konusu eve baskın düzenledi.
Jandarma ekiplerince gözaltına alınan M.T. adliyeye sevk edildi, kaçırdığı kız çocuğunun da ifadesi alındı.
Olay
Açığa alınan ilköğretim öğretmeni M.T. hakkında 14 yaşındaki kız öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 24 Mart'ta yakalama kararı çıkarılmış, güvenlik güçlerince aranan şüpheli 17 Nisan'da önce ailesiyle tedavi için Toyotasa Acil Yardım Hastanesi'ne gelen kız öğrencisini kaçırmış, ihbar üzerine güvenlik kameralarını inceleyen jandarma, M.T'nin öğrencisiyle hastanede buluştuğunu belirlemişti.
M.T'nin ağabeyi A.T, yengesi G.A. ile arkadaşları İ.İ. ve S.T, ''cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma'' suçlarını işlemesinde şüpheliye yardımcı oldukları iddiasıyla tutuklanmıştı.
Son Güncelleme: Cuma, 10 Ağustos 2012 12:57
Gösterim: 2079
Kitap fotokopisine 5 yıl hapis
Bugün Gazetesi'inde çıkan habere göre, yeni Telif Yasası’na göre fotokopiyle çoğaltılan her kitap korsan sayılacak.
Bundan böyle bir eserin yüzde 20’sinden fazlasının fotokopisini çekmek yasak. Bu kurala uymayanlar bir yıldan 5 yıla kadar hapis ceza alacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni Telif Yasası’na göre bundan böyle fotokopicilerde çoğaltılan kitaplar korsan kapsamına giriyor. Mevcut sistemde herhangi bir kitabın tamamıyla fotokopisini çekip kullanmak mümkün. Ancak yeni yasa buna izin vermiyor.
TEK NÜSHAYA İZİN VAR
Bundan böyle eser sahibinin meşru menfaatine zarar verecek şekilde hiçbir eser çoğaltılamayacak. Eserin yüzde 20’sinden fazlasının fotokopiyle çoğaltılması yasak. Bu yasaya uymayanlar 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Yetkililer yasaya uymayana önce para cezası verileceğini ikinci kez olayı tekrarlarsa hapis cezasının uygulanacağını belirtti. Piyasada tek nüshası olan kitaplar uygulamanın dışına bırakıldı. Düzenlemeyi değerlendiren Telif Hakları Uzmanı Avukat Cahit Suluk, “Bugün fotokopi cihazlarının hafızasında binlerce kitap yer alıyor. Fotokopici tek düğmeye basarak o kitabı çıkarabiliyor. Bu durumyayın sektörünü öldürüyor. Pahalı diye bir eser çoğaltılamaz. Bu ahlaksızlıktır” dedi. Eserlerden fotokopi çekilmesine ancak fotokopicinin bunun için bedel ödemesiyle mümkün olacağını belirten Avukat Suluk sözlerine şöyle devam etti:
FOTOKOPİYE ZAM GELİYOR
“Eserleri çoğaltmaya yarayan materyallerden ve cihazlardan yüzde 3 oranın kesinti yapılacak. Bu bedel, üreticilerden ya da ithalatçılardan yapılacak. Yani bin dolarlık bir cihaz için devlet 30 dolar alacak. Bu da ister istemez fotokopi fiyatlarının zamlanmasına neden olacak. ”
Böyle giderse hiç kitap çıkmaz
Yayıncılığın da aynı müzikte olduğu gibi şekil değiştirmeye başladığını ifade eden Telif Hakları Uzmanı Avukat Cahit Suluk şunları söyledi: “Dijital korsanlarla mücadele edilmezse bir daha kitap çıkmaz. Dolayısıyla bizim bilgiyi koruyucu hukuka yani fikri mülkiyet hukukuna ihtiyacımız var. Bilgiye bu değeri ve önemi vermezsek toplum için büyük bir tehlike ortaya çıkmış olur. Kaliteli hiçbir şey çıkmaz.”
(bugün)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Kitap fotokopisine 5 yıl hapis
Bugün Gazetesi'inde çıkan habere göre, yeni Telif Yasası’na göre fotokopiyle çoğaltılan her kitap korsan sayılacak.
Bundan böyle bir eserin yüzde 20’sinden fazlasının fotokopisini çekmek yasak. Bu kurala uymayanlar bir yıldan 5 yıla kadar hapis ceza alacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni Telif Yasası’na göre bundan böyle fotokopicilerde çoğaltılan kitaplar korsan kapsamına giriyor. Mevcut sistemde herhangi bir kitabın tamamıyla fotokopisini çekip kullanmak mümkün. Ancak yeni yasa buna izin vermiyor.
TEK NÜSHAYA İZİN VAR
Bundan böyle eser sahibinin meşru menfaatine zarar verecek şekilde hiçbir eser çoğaltılamayacak. Eserin yüzde 20’sinden fazlasının fotokopiyle çoğaltılması yasak. Bu yasaya uymayanlar 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Yetkililer yasaya uymayana önce para cezası verileceğini ikinci kez olayı tekrarlarsa hapis cezasının uygulanacağını belirtti. Piyasada tek nüshası olan kitaplar uygulamanın dışına bırakıldı. Düzenlemeyi değerlendiren Telif Hakları Uzmanı Avukat Cahit Suluk, “Bugün fotokopi cihazlarının hafızasında binlerce kitap yer alıyor. Fotokopici tek düğmeye basarak o kitabı çıkarabiliyor. Bu durumyayın sektörünü öldürüyor. Pahalı diye bir eser çoğaltılamaz. Bu ahlaksızlıktır” dedi. Eserlerden fotokopi çekilmesine ancak fotokopicinin bunun için bedel ödemesiyle mümkün olacağını belirten Avukat Suluk sözlerine şöyle devam etti:
FOTOKOPİYE ZAM GELİYOR
“Eserleri çoğaltmaya yarayan materyallerden ve cihazlardan yüzde 3 oranın kesinti yapılacak. Bu bedel, üreticilerden ya da ithalatçılardan yapılacak. Yani bin dolarlık bir cihaz için devlet 30 dolar alacak. Bu da ister istemez fotokopi fiyatlarının zamlanmasına neden olacak. ”
Böyle giderse hiç kitap çıkmaz
Yayıncılığın da aynı müzikte olduğu gibi şekil değiştirmeye başladığını ifade eden Telif Hakları Uzmanı Avukat Cahit Suluk şunları söyledi: “Dijital korsanlarla mücadele edilmezse bir daha kitap çıkmaz. Dolayısıyla bizim bilgiyi koruyucu hukuka yani fikri mülkiyet hukukuna ihtiyacımız var. Bilgiye bu değeri ve önemi vermezsek toplum için büyük bir tehlike ortaya çıkmış olur. Kaliteli hiçbir şey çıkmaz.”
(bugün)
Son Güncelleme: Cuma, 10 Ağustos 2012 09:22
Gösterim: 1561
Önlerine gelene sarıldılar
ABD’de yaşayan Andrew ve Jaclyn Hayes kardeşler geliştirdikleri “Hugging People” (insanları Kucaklamak) projesiyle internette bir fenomen oldu.
Şehirlerin işlek yerlerinde gelen geçenleri kucaklamaya çalışan kardeşler bu çabalarını ve insanların kendilerine verdiği tepkileri videoya kaydederek internete yüklüyor. Hayes’lerin kucaklamaya çalıştığı kişilerin çoğunluğu ya kaçıyor, ya da “Seni tanıyor muyum?” tepkisi veriyor. Nadiren de olsa, “Buna ihtiyacım vardı. Keşke her yerde birbirini kucaklayanlar olsa” diyen olumlu insanlara rastlanıyor. eğitimtercihi
eğitimtercihi
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Önlerine gelene sarıldılar
ABD’de yaşayan Andrew ve Jaclyn Hayes kardeşler geliştirdikleri “Hugging People” (insanları Kucaklamak) projesiyle internette bir fenomen oldu.
Şehirlerin işlek yerlerinde gelen geçenleri kucaklamaya çalışan kardeşler bu çabalarını ve insanların kendilerine verdiği tepkileri videoya kaydederek internete yüklüyor. Hayes’lerin kucaklamaya çalıştığı kişilerin çoğunluğu ya kaçıyor, ya da “Seni tanıyor muyum?” tepkisi veriyor. Nadiren de olsa, “Buna ihtiyacım vardı. Keşke her yerde birbirini kucaklayanlar olsa” diyen olumlu insanlara rastlanıyor. eğitimtercihi
eğitimtercihi
Son Güncelleme: Cuma, 10 Ağustos 2012 11:59
Gösterim: 2368
Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Bayer’in bugünkü yazısından
4+4+4 eğitim sistemini başlatan MEB’in, endişeleri nedeniyle çocuklarını erken yaşta okula göndermek istemeyen ailelere çocukları için doktor raporu alma yolunu göstermesiyle ilgili olarak Türk Tabipleri Birliği (Dr. Bayazıt İlhan), Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği (Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu) ve Eğitim Sen’in (Ünsal Yıldız) ortak bir açıklaması var.
Açıklamada, bilimsel açıdan 72 ayını doldurmamış olan çocukların okula başlamasının doğru bulunmadığı bir kez daha hatırlatılırken, bu konuda kaygısı olan ailelerin rapor almaya yönlendirilmesinin dayatma ve bilim dışı olduğu vurgulanıyor. Bu konunun hekimlik meselesi değil, eğitim meselesi olduğunun kaydedildiği toplantıda “Milli Eğitim Bakanlığı topu he-kimlere atmaktan vazgeçmelidir” deniliyor.
Bu açıklamanın tümünü Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve tüm eğitimciler dikkatle okumalıdır.
Özet olarak söylenen dikkat çekici yanı şöyle: “Sonuç olarak: Şimdiye dek, eğitim fakültelerinin, meslek örgütlerinin ve eğitimcilerin hiçbir önerisini dikkate almayan MEB’i ve çocuklarımızı yeni dönemin başlamasıyla okullarda bir kaos ortamı beklemektedir. Endişemiz bu kaostan öğrencilerimizin onarılamayacak zararlar görmesidir.
- Çocukların 72 aydan önce ilkokul 1. sınıfa başlamaları başta kaygı bozuklukları, okul başarısızlığı, kendine güvensiz olarak büyümeleri ve davranış sorunlarının gelişmesi açısından sakıncalıdır. Bu yaştaki çocukların okulöncesi eğitim almaları daha doğrudur.
- Saydığımız bilimsel gerekçeler ışığında ilkokula başlama yaşı 72 ay ve üstü olarak ivedilikle düzeltilmelidir. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılı için söz konusu yasal düzenleme yetiştirilemeyecek ise bakanlık taraf-larla bir araya gelerek çocuklarımızın zarar görmeyeceği bir çözümü ortaya koymalı, aileleri hekimlere yönlendirmekten vazgeçmeli, ülkenin eğitim sorunlarına çözüm için hekimlerden çare bekler duruma düşülmemelidir.”
MEB ise 66 ayı dolduran çocukların kaydının yapılmasını istiyor.
(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Bayer’in bugünkü yazısından
4+4+4 eğitim sistemini başlatan MEB’in, endişeleri nedeniyle çocuklarını erken yaşta okula göndermek istemeyen ailelere çocukları için doktor raporu alma yolunu göstermesiyle ilgili olarak Türk Tabipleri Birliği (Dr. Bayazıt İlhan), Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği (Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu) ve Eğitim Sen’in (Ünsal Yıldız) ortak bir açıklaması var.
Açıklamada, bilimsel açıdan 72 ayını doldurmamış olan çocukların okula başlamasının doğru bulunmadığı bir kez daha hatırlatılırken, bu konuda kaygısı olan ailelerin rapor almaya yönlendirilmesinin dayatma ve bilim dışı olduğu vurgulanıyor. Bu konunun hekimlik meselesi değil, eğitim meselesi olduğunun kaydedildiği toplantıda “Milli Eğitim Bakanlığı topu he-kimlere atmaktan vazgeçmelidir” deniliyor.
Bu açıklamanın tümünü Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve tüm eğitimciler dikkatle okumalıdır.
Özet olarak söylenen dikkat çekici yanı şöyle: “Sonuç olarak: Şimdiye dek, eğitim fakültelerinin, meslek örgütlerinin ve eğitimcilerin hiçbir önerisini dikkate almayan MEB’i ve çocuklarımızı yeni dönemin başlamasıyla okullarda bir kaos ortamı beklemektedir. Endişemiz bu kaostan öğrencilerimizin onarılamayacak zararlar görmesidir.
- Çocukların 72 aydan önce ilkokul 1. sınıfa başlamaları başta kaygı bozuklukları, okul başarısızlığı, kendine güvensiz olarak büyümeleri ve davranış sorunlarının gelişmesi açısından sakıncalıdır. Bu yaştaki çocukların okulöncesi eğitim almaları daha doğrudur.
- Saydığımız bilimsel gerekçeler ışığında ilkokula başlama yaşı 72 ay ve üstü olarak ivedilikle düzeltilmelidir. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılı için söz konusu yasal düzenleme yetiştirilemeyecek ise bakanlık taraf-larla bir araya gelerek çocuklarımızın zarar görmeyeceği bir çözümü ortaya koymalı, aileleri hekimlere yönlendirmekten vazgeçmeli, ülkenin eğitim sorunlarına çözüm için hekimlerden çare bekler duruma düşülmemelidir.”
MEB ise 66 ayı dolduran çocukların kaydının yapılmasını istiyor.
(hürriyet)
Son Güncelleme: Cuma, 10 Ağustos 2012 09:06
Gösterim: 1378

