Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Güney Kore’den İran’a geçerken gündemi değerlendiren Başbakan Erdoğan, dershanelerin kapatılması hususunda ters düştüğü Arınç'a cevap niteliğinde konuştu.
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran tasarının Nimet Çubukcu’nun bakanlığı döneminde başladığını söyleyen Başbakan Erdoğan, dünyadaki uygulamaları da incelediklerini söyledi. Erdoğan “Hizmet alımı ile eğitim ve öğretim başlattığımızda, anında herkese özel okul şansı doğacak” dedi.
'LİDERLER İSTİKAMET VERİR ALTTAKİLER UYGULAR'
Bugün gazetesinde yer alan bilgiye göre Erdoğan dershanelerin kapanması konusuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sözlerine de yanıt verdi.
Başbakan Erdoğan, "Bülent Arınç 'Dershaneleri kapatmak gibi bir çalışmamız yok' diyor... " şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi: "Bu bizim arkadaşlarla kendi aramızda yürüttüğümüz bir çalışma. Liderler istikameti verir, alttakiler de gereken çalışmaları yapar."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Güney Kore’den İran’a geçerken gündemi değerlendiren Başbakan Erdoğan, dershanelerin kapatılması hususunda ters düştüğü Arınç'a cevap niteliğinde konuştu.
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran tasarının Nimet Çubukcu’nun bakanlığı döneminde başladığını söyleyen Başbakan Erdoğan, dünyadaki uygulamaları da incelediklerini söyledi. Erdoğan “Hizmet alımı ile eğitim ve öğretim başlattığımızda, anında herkese özel okul şansı doğacak” dedi.
'LİDERLER İSTİKAMET VERİR ALTTAKİLER UYGULAR'
Bugün gazetesinde yer alan bilgiye göre Erdoğan dershanelerin kapanması konusuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sözlerine de yanıt verdi.
Başbakan Erdoğan, "Bülent Arınç 'Dershaneleri kapatmak gibi bir çalışmamız yok' diyor... " şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi: "Bu bizim arkadaşlarla kendi aramızda yürüttüğümüz bir çalışma. Liderler istikameti verir, alttakiler de gereken çalışmaları yapar."
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 15:13
Gösterim: 2564
Adana'da 3 ay önce lösemi hastalığına yakalanan lise öğrencisi Gizem Çınar'ı kurtarmak için öğrenciler 81 ildeki bütün okullarda "Kanında hayat var" kampanyası başlatarak kan toplamak için seferber oldu.
Lise 2. sınıf öğrencisi Gizem Çınar (16) bundan 3 ay önce ayaklarındaki ve bacaklarındaki ağrılar nedeniyle gittiği hastanede lösemi hastası olduğunu öğrendi. Öğrenimini yarıda bırakarak Ankara'ya tedaviye gitmek zorunda kalan Çınar'ı arkadaşları hiç yalnız bırakmadı. Çınar için öğrenciler 81 ilde "Kanında hayat var" kampanyası başlattı. Bütün okullara broşür asılarak öğrenciler Gizem ve Gizem gibi lösemi hastaları için kan vermeye teşvik edildi. Arkadaşları Gizem'in sınıfında boş kalan sırasını da unutmayarak, Gizem'in fotoğraflarını bıraktı. Gizem'in fotoğraflarını çoğaltarak maske yapan arkadaşları hep birlikte onun en çok sevdiği şarkı olan "Yaşın 19"u her ders sonunda söylüyor. Gizem'e sürekli mektup yazan ve onun yanına Ankara'ya giden arkadaşları onun bu hastalığı yeneceğine inanıyor.
Sınıf arkadaşı Didem Gereklioğlu, arkadaşının lösemi olmasından dolayı çok üzüldüğünü ancak daha sonra onun için mücadele etmeleri gerektiğini düşünerek hareket ettiklerini söyledi. Arkadaşı Dila Mert ise arkadaşının mutlaka kanseri yeneceğini inandığını ifade ederek, "Kanser olduğu için çok üzüldük ama hep birlikte Gizem kanseri yenecek. Çünkü o çok neşeli cıvıl cıvıl bir insandı. O gittiği gibi geri aramıza dönecek" dedi.
Arkadaşı Gupse İnal ise arkadaşı için kan bağışı kampanyası başlattıklarını, onun için herkesi kan bağışına çağırdıklarını belirterek, "Biz arkadaşımızı hiç yalnız bırakmıyoruz sürekli arıyoruz, ona mektup yazıyoruz. Onun için okulda bir köşe oluşturduk. 81 ilde kampanya başlattık. Onun en çok sevdiği şarkıyı onun maskesini takarak sürekli söyleyip internet üzerinden ona göndererek moral veriyoruz" diye konuştu.
SSK emeklisi baba Mustafa Çınar yaklaşık 3 ay önce kızı Gizem Çınar'ın sürekli ayaklarında ve bacaklarında ağrı olduğu yönünde şikayetlerde bulunduğunu bunun üzerine hastaneye götürdüklerini belirterek, "Hastanede kan testi yapıldı ancak bir şey çıkmadı. Ancak kızımın şikayetleri bir türlü geçmedi. Bunun üzerine tekrar hastaneye gidip kan testi yaptırdığımızda lösemi olduğu ortaya çıktı. Doktorlar tedavisi için Ankara'ya gitmesinin daha uygun olacağını söylediği için okulu falan bırakıp biz tedavisi için Ankara'ya gittik. Kızım şu anda Başkent Hastanesi'nde lösemi tedavisi görüyor" dedi. Çınar kızının kurtulması için uygun iliğin bulunması gerektiğini bunun için kızının okul arkadaşlarının ve öğretmenlerinin seferber olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Yapılan çalışmalar sonucunda Ankara Üniversitesi bünyesinde bulunan 6 bin kan donörünün 3 bini Adana'da Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'ne verildi. Şimdi kan vermek isteyenler Ankara'ya gitmeden burada kan verebiliyor. Bu işlem bu salıdan itibaren başladı. Her salı ve çarşamba günleri isteyen saat 13.30'dan sonra hastaneye gelip kan verebiliyor. İki günde 300 kişi kızım için kan verdi. Bu beni çok mutlu ediyor. Kızıma uygun ilik bulunmazsa annesinin iliği yüzde 60 uyar diyorlar ya o yönteme gideceğiz ya da yurt dışına götüreceğim. Çünkü Türkiye'de donör sayısı 190 bin Almanya'da 19 milyon bunun için lütfen herkes kan bağışlasın. Sadece benim kızım için değil benim kızım gibi binlerce insan var."
Kızının hastalandıktan sonra onu hayatta tutan şeyin arkadaşları olduğunu anlatan Çınar, onlar sayesinde kızının yaşam ümidinin devam ettiğini söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Adana'da 3 ay önce lösemi hastalığına yakalanan lise öğrencisi Gizem Çınar'ı kurtarmak için öğrenciler 81 ildeki bütün okullarda "Kanında hayat var" kampanyası başlatarak kan toplamak için seferber oldu.
Lise 2. sınıf öğrencisi Gizem Çınar (16) bundan 3 ay önce ayaklarındaki ve bacaklarındaki ağrılar nedeniyle gittiği hastanede lösemi hastası olduğunu öğrendi. Öğrenimini yarıda bırakarak Ankara'ya tedaviye gitmek zorunda kalan Çınar'ı arkadaşları hiç yalnız bırakmadı. Çınar için öğrenciler 81 ilde "Kanında hayat var" kampanyası başlattı. Bütün okullara broşür asılarak öğrenciler Gizem ve Gizem gibi lösemi hastaları için kan vermeye teşvik edildi. Arkadaşları Gizem'in sınıfında boş kalan sırasını da unutmayarak, Gizem'in fotoğraflarını bıraktı. Gizem'in fotoğraflarını çoğaltarak maske yapan arkadaşları hep birlikte onun en çok sevdiği şarkı olan "Yaşın 19"u her ders sonunda söylüyor. Gizem'e sürekli mektup yazan ve onun yanına Ankara'ya giden arkadaşları onun bu hastalığı yeneceğine inanıyor.
Sınıf arkadaşı Didem Gereklioğlu, arkadaşının lösemi olmasından dolayı çok üzüldüğünü ancak daha sonra onun için mücadele etmeleri gerektiğini düşünerek hareket ettiklerini söyledi. Arkadaşı Dila Mert ise arkadaşının mutlaka kanseri yeneceğini inandığını ifade ederek, "Kanser olduğu için çok üzüldük ama hep birlikte Gizem kanseri yenecek. Çünkü o çok neşeli cıvıl cıvıl bir insandı. O gittiği gibi geri aramıza dönecek" dedi.
Arkadaşı Gupse İnal ise arkadaşı için kan bağışı kampanyası başlattıklarını, onun için herkesi kan bağışına çağırdıklarını belirterek, "Biz arkadaşımızı hiç yalnız bırakmıyoruz sürekli arıyoruz, ona mektup yazıyoruz. Onun için okulda bir köşe oluşturduk. 81 ilde kampanya başlattık. Onun en çok sevdiği şarkıyı onun maskesini takarak sürekli söyleyip internet üzerinden ona göndererek moral veriyoruz" diye konuştu.
SSK emeklisi baba Mustafa Çınar yaklaşık 3 ay önce kızı Gizem Çınar'ın sürekli ayaklarında ve bacaklarında ağrı olduğu yönünde şikayetlerde bulunduğunu bunun üzerine hastaneye götürdüklerini belirterek, "Hastanede kan testi yapıldı ancak bir şey çıkmadı. Ancak kızımın şikayetleri bir türlü geçmedi. Bunun üzerine tekrar hastaneye gidip kan testi yaptırdığımızda lösemi olduğu ortaya çıktı. Doktorlar tedavisi için Ankara'ya gitmesinin daha uygun olacağını söylediği için okulu falan bırakıp biz tedavisi için Ankara'ya gittik. Kızım şu anda Başkent Hastanesi'nde lösemi tedavisi görüyor" dedi. Çınar kızının kurtulması için uygun iliğin bulunması gerektiğini bunun için kızının okul arkadaşlarının ve öğretmenlerinin seferber olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Yapılan çalışmalar sonucunda Ankara Üniversitesi bünyesinde bulunan 6 bin kan donörünün 3 bini Adana'da Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'ne verildi. Şimdi kan vermek isteyenler Ankara'ya gitmeden burada kan verebiliyor. Bu işlem bu salıdan itibaren başladı. Her salı ve çarşamba günleri isteyen saat 13.30'dan sonra hastaneye gelip kan verebiliyor. İki günde 300 kişi kızım için kan verdi. Bu beni çok mutlu ediyor. Kızıma uygun ilik bulunmazsa annesinin iliği yüzde 60 uyar diyorlar ya o yönteme gideceğiz ya da yurt dışına götüreceğim. Çünkü Türkiye'de donör sayısı 190 bin Almanya'da 19 milyon bunun için lütfen herkes kan bağışlasın. Sadece benim kızım için değil benim kızım gibi binlerce insan var."
Kızının hastalandıktan sonra onu hayatta tutan şeyin arkadaşları olduğunu anlatan Çınar, onlar sayesinde kızının yaşam ümidinin devam ettiğini söyledi.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 14:40
Gösterim: 2799
Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi üyeleri, yeni anayasa için önerilerini TBMM Başkanlığı'na iletti.
Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi üyeleri 17. Dönem çalışmaları kapsamında TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi Başkanı ve Ak Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ü ziyaret etti.
Çocuklar ziyarette, yeni anayasa için 101 önerinin bulunduğu dosyayı Erdöl'e verdiler. Çocukların önerilerinden bazıları şunlar:
-Hiçbir çocuk anne babası tarafından 18 yaşına kadar terk edilemez.
-Hiçbir çocuk hiçbir şekilde, evde şiddete maruz bırakılamaz.
-Hiçbir çocuk ailesi tarafından dışlanıp sokağa atılamaz, çalıştırılamaz, dilendirilemez, kötü işler için kullanılamaz.
-Çocuk hakları ilkeleri her ailede korunmalı ve uygulanmalıdır.
-Her çocuk diğer çocuklarla aynı ve eşit eğitim görme hakkına sahiptir.
-Her okula birer tane dilek kutusu konmalıdır.
-Her çocuğun okullarda en az bir spor dalıyla ilgilenmesi için imkan sağlanmalıdır.
-Her okulda bir revir ve yeterli sağlık imkanları olmalıdır.
-Engelli çocuklara ait kaldırımlar ve yürüyüş merdivenleri yapılmalıdır.
-Engelli çocuklar için daha çok okul açılmalıdır.
-Çocukları çalıştıran aileler tespit edilip, kanunca ceza verilmelidir.
-Okula gitmeyen tüm çocukların masrafını devlet karşılamalıdır.
-Çocukların da söz sahibi olabileceği, çok daha fazla çocuk meclisi açılmalı, yönetimlere aktif katılımları teşvik edilmelidir.
-Çocukların sağlıklı ve engelsiz bir biçimde büyümesi için gerekli olan temel ihtiyaçlar sağlanmalıdır.
-Çocuklar, istemedikleri kişilere üvey evlat olarak verilmemelidir.
-Bütün çocukların zorunlu eğitim görmesi sağlanmalıdır.
-Çocuklar ailelerinin yanında ve onların gözetimi altında eğitimlerine devam etmelidir.
-Çocuklara şiddet uygulandığında, çocukların hemen arayabileceği ve korkmadan şikayet edebilecekleri bir kuruluş olmalı.
-Çocuklarına şiddet uygulayan ailelerden çocuklar alınıp daha güvenli yurtlara verilmelidir.
-Çocuklara okul, ev gibi yerlerde uygulanan şiddeti önleyici kanunlar çıkarılmalı ve uygulanmalıdır.
-Çocuklar 20 yaşından önce evlendirilmemelidir.
-Çocuklar ağır işlerde çalıştırılmamalıdır.
-Her çocuğa eşit gıda ve beslenme hakkı tanınmalı.
-Bütün okullara revir yaptırılmalı ve her çocuk bu revirlerden faydalanabilmelidir.
-Sokaklarda yatan çocuklar için yuvalar yaptırılmalı.
-Ailesinde geçim sıkıntısı olup da evi olmayan çocuklara ve ailelerine maddi yardım yapılmalıdır.
-Maddi imkanı olmayan çocuklara eğitim için gerekli malzemelerin tamamı, devlet tarafından sağlanmalıdır.
-Devlet okullarında derslerden 10 dakika alınıp teneffüslere verilmelidir. Yani dersler 30 dakika, teneffüsler 20 dakika olmalıdır.
-Devlet, maddi durumu iyi olmayan aileleri tespit ederek, bu ailenin çocukları varsa tüm eğitimlerini karşılamalıdır.
-Liseye giriş sınavları, üniversiteye giriş sınavı gibi olmalıdır. Anadolu Lisesi sınavını kazanamayan çocuk, seneye bir daha sınava girebilmelidir.
-Çocuklara cinsel tacizde bulunan kişilerin en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi üyeleri, yeni anayasa için önerilerini TBMM Başkanlığı'na iletti.
Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi üyeleri 17. Dönem çalışmaları kapsamında TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi Başkanı ve Ak Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ü ziyaret etti.
Çocuklar ziyarette, yeni anayasa için 101 önerinin bulunduğu dosyayı Erdöl'e verdiler. Çocukların önerilerinden bazıları şunlar:
-Hiçbir çocuk anne babası tarafından 18 yaşına kadar terk edilemez.
-Hiçbir çocuk hiçbir şekilde, evde şiddete maruz bırakılamaz.
-Hiçbir çocuk ailesi tarafından dışlanıp sokağa atılamaz, çalıştırılamaz, dilendirilemez, kötü işler için kullanılamaz.
-Çocuk hakları ilkeleri her ailede korunmalı ve uygulanmalıdır.
-Her çocuk diğer çocuklarla aynı ve eşit eğitim görme hakkına sahiptir.
-Her okula birer tane dilek kutusu konmalıdır.
-Her çocuğun okullarda en az bir spor dalıyla ilgilenmesi için imkan sağlanmalıdır.
-Her okulda bir revir ve yeterli sağlık imkanları olmalıdır.
-Engelli çocuklara ait kaldırımlar ve yürüyüş merdivenleri yapılmalıdır.
-Engelli çocuklar için daha çok okul açılmalıdır.
-Çocukları çalıştıran aileler tespit edilip, kanunca ceza verilmelidir.
-Okula gitmeyen tüm çocukların masrafını devlet karşılamalıdır.
-Çocukların da söz sahibi olabileceği, çok daha fazla çocuk meclisi açılmalı, yönetimlere aktif katılımları teşvik edilmelidir.
-Çocukların sağlıklı ve engelsiz bir biçimde büyümesi için gerekli olan temel ihtiyaçlar sağlanmalıdır.
-Çocuklar, istemedikleri kişilere üvey evlat olarak verilmemelidir.
-Bütün çocukların zorunlu eğitim görmesi sağlanmalıdır.
-Çocuklar ailelerinin yanında ve onların gözetimi altında eğitimlerine devam etmelidir.
-Çocuklara şiddet uygulandığında, çocukların hemen arayabileceği ve korkmadan şikayet edebilecekleri bir kuruluş olmalı.
-Çocuklarına şiddet uygulayan ailelerden çocuklar alınıp daha güvenli yurtlara verilmelidir.
-Çocuklara okul, ev gibi yerlerde uygulanan şiddeti önleyici kanunlar çıkarılmalı ve uygulanmalıdır.
-Çocuklar 20 yaşından önce evlendirilmemelidir.
-Çocuklar ağır işlerde çalıştırılmamalıdır.
-Her çocuğa eşit gıda ve beslenme hakkı tanınmalı.
-Bütün okullara revir yaptırılmalı ve her çocuk bu revirlerden faydalanabilmelidir.
-Sokaklarda yatan çocuklar için yuvalar yaptırılmalı.
-Ailesinde geçim sıkıntısı olup da evi olmayan çocuklara ve ailelerine maddi yardım yapılmalıdır.
-Maddi imkanı olmayan çocuklara eğitim için gerekli malzemelerin tamamı, devlet tarafından sağlanmalıdır.
-Devlet okullarında derslerden 10 dakika alınıp teneffüslere verilmelidir. Yani dersler 30 dakika, teneffüsler 20 dakika olmalıdır.
-Devlet, maddi durumu iyi olmayan aileleri tespit ederek, bu ailenin çocukları varsa tüm eğitimlerini karşılamalıdır.
-Liseye giriş sınavları, üniversiteye giriş sınavı gibi olmalıdır. Anadolu Lisesi sınavını kazanamayan çocuk, seneye bir daha sınava girebilmelidir.
-Çocuklara cinsel tacizde bulunan kişilerin en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 12:29
Gösterim: 1823
657 Sayılı Kanun'u değiştirecek olan çalışmada, ücretler için 18 ayrı meslek grubu oluşturulması da yer alıyor. Maaşlar riske ve öneme göre ayrılacak.
Memurların maaştan özlük haklarına, emekliliklerinden tayinlerine kadar hemen her konuda yenilik getirecek reform için sona yaklaşıldı. Hızla sürdürülen çalışmalar tamamlandığında 657 Sayılı Kanun tarihe karışacak. Maliye Bakanlığı'ndaki yeni çalışmada en önemli konulardan birisini de, ücret sistemindeki değişiklikler oluşturuyor. Yeni düzenleme sonrasında memurlar ek göstergeye göre değil, meslek ve ücret gruplarına göre temel maaşlarını alacak.
Bunun için 18 adet görev grubu oluşturulması planlanıyor. Bu gruplarda unvanlar da belirlenecek. Farklı kurumlarda aynı unvanla görev yapan memurlar, aynı ücret grubunun içinde yer alacak. Memurların 18 ayrı temel maaşı olacak. Aynı görev grubundaki memurların kurumuna bakılmaksızın temel maaşları eşit olacak. Memurlar arasındaki ücret farkı ise yaptıkları işin niteliği ile ortaya çıkacak. Memurların ücretleri belirlenirken, bulundukları grubun dışında, yaptıkları görevin önemi, görevin riski ve özelliği dikkate alınacak. Bu parametrelere göre temel ücretin üzerine eklemeler yapılacak. Memurların büyük merakla bekledikleri çalışmanın, TBMM yaz tatiline girmeden bitirilmesi hedefleniyor.
ENGELLİLERLE KADINLARA MÜJDE!
Yeni sistem, dezavantajlı gruplara da pozitif ayrımcılık yapıyor. Buna göre; kadın ve engellilerin istihdamı daha da kolaylaşacak. Şu anda yüzde 3 olarak uygulanan engelli istihdam oranı artırılacak. Burada yüzde 5 rakamı öne çıkıyor. Fakat bu rakam çalışmalar sonunda kesinlik kazanacak.
EK BORDRO İMKANI VAR
Yılbaşından bu yana zam bekleyen memurların gözü TBMM'de. Toplu sözleşme yasası çalışmaları sürerken, zammın 15 Mayıs'a yetiştirilmesi planlanıyor. Yetişmediği takdirde 15 Haziran'a kalması gereken zamlar için yeni formül bulundu. Buna göre; görüşmeler tamamlanıp zam oranı belli olduğu tarihte 'ek bordro' devreye girecek. Memurlar o tarihte zamlarını alacak.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
657 Sayılı Kanun'u değiştirecek olan çalışmada, ücretler için 18 ayrı meslek grubu oluşturulması da yer alıyor. Maaşlar riske ve öneme göre ayrılacak.
Memurların maaştan özlük haklarına, emekliliklerinden tayinlerine kadar hemen her konuda yenilik getirecek reform için sona yaklaşıldı. Hızla sürdürülen çalışmalar tamamlandığında 657 Sayılı Kanun tarihe karışacak. Maliye Bakanlığı'ndaki yeni çalışmada en önemli konulardan birisini de, ücret sistemindeki değişiklikler oluşturuyor. Yeni düzenleme sonrasında memurlar ek göstergeye göre değil, meslek ve ücret gruplarına göre temel maaşlarını alacak.
Bunun için 18 adet görev grubu oluşturulması planlanıyor. Bu gruplarda unvanlar da belirlenecek. Farklı kurumlarda aynı unvanla görev yapan memurlar, aynı ücret grubunun içinde yer alacak. Memurların 18 ayrı temel maaşı olacak. Aynı görev grubundaki memurların kurumuna bakılmaksızın temel maaşları eşit olacak. Memurlar arasındaki ücret farkı ise yaptıkları işin niteliği ile ortaya çıkacak. Memurların ücretleri belirlenirken, bulundukları grubun dışında, yaptıkları görevin önemi, görevin riski ve özelliği dikkate alınacak. Bu parametrelere göre temel ücretin üzerine eklemeler yapılacak. Memurların büyük merakla bekledikleri çalışmanın, TBMM yaz tatiline girmeden bitirilmesi hedefleniyor.
ENGELLİLERLE KADINLARA MÜJDE!
Yeni sistem, dezavantajlı gruplara da pozitif ayrımcılık yapıyor. Buna göre; kadın ve engellilerin istihdamı daha da kolaylaşacak. Şu anda yüzde 3 olarak uygulanan engelli istihdam oranı artırılacak. Burada yüzde 5 rakamı öne çıkıyor. Fakat bu rakam çalışmalar sonunda kesinlik kazanacak.
EK BORDRO İMKANI VAR
Yılbaşından bu yana zam bekleyen memurların gözü TBMM'de. Toplu sözleşme yasası çalışmaları sürerken, zammın 15 Mayıs'a yetiştirilmesi planlanıyor. Yetişmediği takdirde 15 Haziran'a kalması gereken zamlar için yeni formül bulundu. Buna göre; görüşmeler tamamlanıp zam oranı belli olduğu tarihte 'ek bordro' devreye girecek. Memurlar o tarihte zamlarını alacak.
(milliyet)
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 13:56
Gösterim: 2358
Milletvekillerinin twitter mesajları, Meclis'te yeni bir tartışma konusu oluşturdu.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması yasa teklifinin görüşmelerinde attığı tweet, ''milletvekillerinin attığı mesajların Meclis'i bağlayıp bağlamadığı'' konusunu gündeme getirdi.
Meclis bürokratları, ''Milletvekillerin attığı tweet'lerin Meclis'i bağlaması düşünülemez. Çünkü, Meclis'in sunduğu bir hizmet değil. Meclis, kurum olarak kendi adına gönderdiği tweet'lerden sorumludur'' görüşünü savunuyor.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, yaptığı açıklamada, milletvekillerinin attığı tweet'lerin kurum olarak Meclis'i bağlamadığını belirterek, ''Yapılanın doğru olup olmadığı tartışılabilir, o ayrı bir konu. Atılan tweet'lerin karşılığının verileceği yer Meclis ya da TBMM Genel Kurulu değilir. Buna basın toplantısı, miting, yazılı veya sözlü açıklama ya da siyasi partide veya yine twitter'de yanıt verilir'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milletvekillerinin twitter mesajları, Meclis'te yeni bir tartışma konusu oluşturdu.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması yasa teklifinin görüşmelerinde attığı tweet, ''milletvekillerinin attığı mesajların Meclis'i bağlayıp bağlamadığı'' konusunu gündeme getirdi.
Meclis bürokratları, ''Milletvekillerin attığı tweet'lerin Meclis'i bağlaması düşünülemez. Çünkü, Meclis'in sunduğu bir hizmet değil. Meclis, kurum olarak kendi adına gönderdiği tweet'lerden sorumludur'' görüşünü savunuyor.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, yaptığı açıklamada, milletvekillerinin attığı tweet'lerin kurum olarak Meclis'i bağlamadığını belirterek, ''Yapılanın doğru olup olmadığı tartışılabilir, o ayrı bir konu. Atılan tweet'lerin karşılığının verileceği yer Meclis ya da TBMM Genel Kurulu değilir. Buna basın toplantısı, miting, yazılı veya sözlü açıklama ya da siyasi partide veya yine twitter'de yanıt verilir'' dedi.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 12:19
Gösterim: 2955