Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milliyet yazarlarından Mehmet Tezkan 'Zorunlu Eğitim Yasa Tasarısı' hakkında sadece vatandaşın değil aynı zamanda yasayı çıkaranların da eğitim sisteminin neler getirdiğinden gelecekte nasıl olacağından haberi olmadığını belirtriyor.
Aslında NE OLDU?
CHP, anket yaptırmış.. Halkın yüzde 91’i, 4+4+4 denen yeni eğitim sistemini bilmiyormuş..
Üzülmesinler sadece onlar değil..
Milletvekilleri de bilmiyor..
Yasa teklifini veren AKP Grup Başkan vekilleri de..
İddia ediyorum, Milli Eğitim Bakanı da bilmiyor...
Mesela okul yaşı.. Hâlâ muamma..
Okul öncesi eğitime ağırlık verilecek deniliyordu, bir önerge verildi..
Kabul edenler, etmeyenler..
Okul öncesi eğitim çöpe atıldı okula gitme yaşı beşe indirildi.. Uzmanlar iki gündür çene patlatıyor; yapmayın, etmeyin, kıymayın..
Bi önerge dön başa olabilir..
Mesela ikinci dört yılda ne olacağını bilen yok..
Bazı AKP’lilere göre imam hatiplerin orta kısmı açılacak.. Bakan’a göre açılmayacak..
Kimilerine göre ikinci dört yılda yönlendirme yapılacak.. Bakan’a göre yapılmayacak..
Kargaşa büyük.. Yasa teklifi yaz boz tahtasına döndü..
Akıntıya kapılmış gidiyor haldeyiz.. Herkes sonunda ne çıkacak diye merakla bekliyor!
Neden böyle oldu derseniz.. AKP Grup Başkanvekilleri 15. yılında 28 Şubat’a gol atmak için teklif verdi..
8 yıllık kesintisiz eğitimi 4 yıla indirmeyi hedefledi..
İyi de boyacı küpü değil ki sok çıkar değişsin.. Hazırlık lazım.. Hazırlık yok, anladık ki bakanlığın haberi bile yok.. Düzeltmek için orasını çekiyorlar olmuyor.. Burasını çekiyorlar oturmuyor..
Sinirler gerildikçe gerildi.. Sonunda kavga çıktı.. Yumruk yumruğa..
Dün 4+4+4’ten vur vur sesleri yükseliyordu..
Mehmet Tezkan(milliyet gazetesi)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milliyet yazarlarından Mehmet Tezkan 'Zorunlu Eğitim Yasa Tasarısı' hakkında sadece vatandaşın değil aynı zamanda yasayı çıkaranların da eğitim sisteminin neler getirdiğinden gelecekte nasıl olacağından haberi olmadığını belirtriyor.
Aslında NE OLDU?
CHP, anket yaptırmış.. Halkın yüzde 91’i, 4+4+4 denen yeni eğitim sistemini bilmiyormuş..
Üzülmesinler sadece onlar değil..
Milletvekilleri de bilmiyor..
Yasa teklifini veren AKP Grup Başkan vekilleri de..
İddia ediyorum, Milli Eğitim Bakanı da bilmiyor...
Mesela okul yaşı.. Hâlâ muamma..
Okul öncesi eğitime ağırlık verilecek deniliyordu, bir önerge verildi..
Kabul edenler, etmeyenler..
Okul öncesi eğitim çöpe atıldı okula gitme yaşı beşe indirildi.. Uzmanlar iki gündür çene patlatıyor; yapmayın, etmeyin, kıymayın..
Bi önerge dön başa olabilir..
Mesela ikinci dört yılda ne olacağını bilen yok..
Bazı AKP’lilere göre imam hatiplerin orta kısmı açılacak.. Bakan’a göre açılmayacak..
Kimilerine göre ikinci dört yılda yönlendirme yapılacak.. Bakan’a göre yapılmayacak..
Kargaşa büyük.. Yasa teklifi yaz boz tahtasına döndü..
Akıntıya kapılmış gidiyor haldeyiz.. Herkes sonunda ne çıkacak diye merakla bekliyor!
Neden böyle oldu derseniz.. AKP Grup Başkanvekilleri 15. yılında 28 Şubat’a gol atmak için teklif verdi..
8 yıllık kesintisiz eğitimi 4 yıla indirmeyi hedefledi..
İyi de boyacı küpü değil ki sok çıkar değişsin.. Hazırlık lazım.. Hazırlık yok, anladık ki bakanlığın haberi bile yok.. Düzeltmek için orasını çekiyorlar olmuyor.. Burasını çekiyorlar oturmuyor..
Sinirler gerildikçe gerildi.. Sonunda kavga çıktı.. Yumruk yumruğa..
Dün 4+4+4’ten vur vur sesleri yükseliyordu..
Mehmet Tezkan(milliyet gazetesi)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 10:16
Gösterim: 1993
Kesintili eğitim düzenlemesindeki "okul kurma" tanımı, müfredat bütünlüğü olarak da yorumlanıyor, Farklı türde eğitim veren okullar aynı çatı altında eğitim yapabilecek.
Kesintili eğitim düzenlemesiyle birlikte farklı türde eğitim veren iki okulun tek çatı altında olabilmesinin önü açılıyor. Dün komisyondan geçen 3. maddedeki "okul kurma" ifadesine yönelik Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yaptığı açıklamalar farklı yorumlara neden oldu. Önerinin söz konusu maddesi, "imkân ve şartlara göre ortaokulların ilkokullarla ya da liselerle birlikte de kurulması"nı düzenliyor. Dinçer, "okul kurma" ifadesinin yalnızca fiziki bina kurma anlamına gelmediğini, aynı zamanda müfredat bütünlüğü anlamı taşıdığını belirtti. Önerinin yasalaşması durumunda bir lise binasında iki farklı okul türünün müfredatı uygulanabilecek. Düz liselere imam hatip liseleri, orta okullara da imam hatiplerin orta kısımları açılabilecek.
(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Kesintili eğitim düzenlemesindeki "okul kurma" tanımı, müfredat bütünlüğü olarak da yorumlanıyor, Farklı türde eğitim veren okullar aynı çatı altında eğitim yapabilecek.
Kesintili eğitim düzenlemesiyle birlikte farklı türde eğitim veren iki okulun tek çatı altında olabilmesinin önü açılıyor. Dün komisyondan geçen 3. maddedeki "okul kurma" ifadesine yönelik Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yaptığı açıklamalar farklı yorumlara neden oldu. Önerinin söz konusu maddesi, "imkân ve şartlara göre ortaokulların ilkokullarla ya da liselerle birlikte de kurulması"nı düzenliyor. Dinçer, "okul kurma" ifadesinin yalnızca fiziki bina kurma anlamına gelmediğini, aynı zamanda müfredat bütünlüğü anlamı taşıdığını belirtti. Önerinin yasalaşması durumunda bir lise binasında iki farklı okul türünün müfredatı uygulanabilecek. Düz liselere imam hatip liseleri, orta okullara da imam hatiplerin orta kısımları açılabilecek.
(sabah)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 10:01
Gösterim: 2641
Nazlı Ilıcak yeni 12 yıllık zorunlu temel eğitim yasasında başörtüsü sorununu gündeme getiriyor.
4+4+4 teklifinin ilk halinde, 4'üncü sınıftan sonra öğrenciler açık öğretime gidebilecekti; okula devam mecburiyeti kalkıyordu. Bunun, kızlara başörtüsü sorununu aşma için verilen bir fırsat olduğu ileri sürüldü. Demek ki, Türkiye'de, kızların okuması önündeki engellerden biri başörtüsü. O zaman niye bunu halletmeye çalışmıyoruz? Laikliğin en katı olduğu Fransa'da dahi özel okullarda dini sembol yasağı yok. Yasak kamu okullarıyla sınırlı. Bizde de, ilk günden itibaren, isteyen kız, başörtüsüyle okula gidebilsin; ama özel okula.
Bir başka mâni de, karma okul. Bazı aileler kızlarının erkeklerle karışık okumasını istemiyor. O zaman, kız liselerinin de hayatiyetini sürdürmesine fırsat verilmeli. Oysa, bizim Notre Dame de Sion bile, erkeklere açıldı. Tabular yüzünden, hep dolambaçlı bir yol tercih ediliyor. İmam Hatiplerin orta kısmı açılsın. Ama bunu bir eğitim reformu paketi içinde sunmaya gerek yok. Reformu ayrıca tartışalım. Bunun yanı sıra, düz liselerdeki seçmeli dersler arasına Arapça ve Kur'an okuma gibi İmam Hatiplerin orta kısımlarında tedris edilen dersler konulsun; din eğitimi almak isteyen çocukların tek çaresi İmam Hatip olmasın. Alevi gruplara da, isterlerse din eğitimi verilsin. Fakat mecburi din dersi anayasadan çıkarılsın.
Nazlı ILICAK (Sabah Gazetesi)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Nazlı Ilıcak yeni 12 yıllık zorunlu temel eğitim yasasında başörtüsü sorununu gündeme getiriyor.
4+4+4 teklifinin ilk halinde, 4'üncü sınıftan sonra öğrenciler açık öğretime gidebilecekti; okula devam mecburiyeti kalkıyordu. Bunun, kızlara başörtüsü sorununu aşma için verilen bir fırsat olduğu ileri sürüldü. Demek ki, Türkiye'de, kızların okuması önündeki engellerden biri başörtüsü. O zaman niye bunu halletmeye çalışmıyoruz? Laikliğin en katı olduğu Fransa'da dahi özel okullarda dini sembol yasağı yok. Yasak kamu okullarıyla sınırlı. Bizde de, ilk günden itibaren, isteyen kız, başörtüsüyle okula gidebilsin; ama özel okula.
Bir başka mâni de, karma okul. Bazı aileler kızlarının erkeklerle karışık okumasını istemiyor. O zaman, kız liselerinin de hayatiyetini sürdürmesine fırsat verilmeli. Oysa, bizim Notre Dame de Sion bile, erkeklere açıldı. Tabular yüzünden, hep dolambaçlı bir yol tercih ediliyor. İmam Hatiplerin orta kısmı açılsın. Ama bunu bir eğitim reformu paketi içinde sunmaya gerek yok. Reformu ayrıca tartışalım. Bunun yanı sıra, düz liselerdeki seçmeli dersler arasına Arapça ve Kur'an okuma gibi İmam Hatiplerin orta kısımlarında tedris edilen dersler konulsun; din eğitimi almak isteyen çocukların tek çaresi İmam Hatip olmasın. Alevi gruplara da, isterlerse din eğitimi verilsin. Fakat mecburi din dersi anayasadan çıkarılsın.
Nazlı ILICAK (Sabah Gazetesi)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 09:57
Gösterim: 2170
Star gazetesinde Pazar günleri eğitim yazıları yazma olanağım var ama, malumunuz, bu günlerde Türkiye en çok eğitim meselesini, 4+4+4 formülünü konuştuğu için eğitim konusunu hafta içi yazıma da taşımak zorunda kalıyorum.
Bugünkü yazımda, ülkemiz Türkiye’de, önce üniversite öncesi problemi sonra da çözüm önerimi sunmak istiyorum.
Mesele zor bir mesele zira hem eğitim hem demokrasi için olmaz ise olmaz gibi gözüken konular mevcut yapı içinde birbirleriyle çelişir gibi duruyorlar.
Önce problemi, sonra da çözüm önerilerimi madde madde sıralamaya başlıyorum;
PROBLEM 1- Eğitim süreçlerinin etkinliği yani daha nitelikli bir eğitim, toplumsal verimliliği zaman içinde yükseltecek eğitim politikası 21. Yüzyılda kaçınılmaz olarak erken yönlendirme ilkesinden vazgeçmeyi gerektiriyor; temel yönlendirme süreçleri için bırakın on ya da on dört gibi yaşları, yirmi yaş bile çok uygun değil. Bu konuyu herkesle, her ortamda tartışmaya hazırım; meselenin bir yanında eğitimde etkinlik yani tercihleri geciktirme mecburiyeti var ve bu çok önemli.
2- Ancak, meselenin öbür yanında da eğitimin demokrasi boyutu yani bireylerin, küçükler için aile tercihlerinin yaşamsal önemi var; aileler çocuklarına klasik okul süreçlerine paralel ya da beraber dini eğitim de vermek istiyorlarsa, bu yoğun toplumsal talebin ciddiye alınması şart.
3- Din eğitiminde hukuksal devlet tekeli, imam hatip okullarının devlete ait meslek okulu statüleri sürdükleri sürece Problem bölümünde sunduğum birinci ve ikinci olmaz ise olmazların çelişmesi yani eğitimde etkinlik ile eğitimde demokrasi, aile tercihlerinin belirleyiciliği ilkelerinin çatışması mevcut yapı içinde kaçınılmaz gibi duruyor.
SORU: TBMM sürecindeki 4+4+4 yasasının önündeki en büyük mesele de bu; iki vazgeçilmez yani eğitimde etkinlik (geç yönlendirme) ve eğitimde demokrasi-aile tercihinin önemi (diyelim dini eğitim) ilkelerinin çelişmesi nasıl engellenebilir?
ÇÖZÜM 1- İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (1950) Ek 1 Sayılı Protokolünün (1952) ikinci maddesi aynen şöyle: Kimse öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğrenim alanında üstleneceği görevlerin yapılmasında ana babaların bu eğitim ve öğretimi kendi dinsel ve felsefi inanç ve düşüncelerine göre sağlamak hakkına saygı gösterecektir.
Türkiye, Sözleşmenin bu maddesine tevhid-i tedrisat ilkesi doğrultusunda çekince koymuş bulunuyor; çok açık konuşmamız lazım, tevhid-i tedrisat kavramı eğitim sistemimizin temeli olduğu sürece bu tartışmaları sağlıklı yürütmek mümkün değil.
2- İmam hatip liseleri meslek okulu olmaktan çıkarılmalı, isteyen aileler çocuklarını sürecin her aşamasında, klasik eğitimin yanında din eğitimi de veren bu yeni okullarda da okutma özgürlüğünü kullanabilmelidirler.
3- İmam hatip liseleri meslek okulu olmaktan çıkarıldıktan sonra, diğer meslek okullarına giriş yaş olarak ertelenmelidir; bu konuyu da herkesle, her ortamda tartışmaya hazırım, meslek eğitimi 21. Yüzyılda okul konsepti dışına, firmalara kaymaktadır, daha da kayacaktır. 21. Yüzyıl teknolojisini hantal “okul” yapılanmasının zamanında izlemesi ve bu teknolojiyi eskimeden öğrenciye aktarması olanaksızdır.
4- Okul içinde, klasik okul eğitimine paralel ya da beraber dini öğretim serbestleştiği ölçüde çağın esnek üretim tarzına daha uygun eğitim yöntemi olarak zorunlu ve kesintisiz eğitimin (genel eğitim) sene olarak uzatılması mümkün olacaktır.
5- Klasik eğitime paralel dini eğitim de veren okulların özel okul süreçlerine tekabül etmesi din-devlet ilişkilerinde kuramsal olarak daha doğru bir yöntem olabilir.
SONUÇ: Yönlendirmeyi geciktirmek ve eğitimde aile tercihlerine uymak iki temel etkinlik ve demokrasi mecburiyetidirler; bunların birlikteliğini sistem mutlaka bulmak zorundadır.
Eser KARAKAŞ( star gazetesi)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Star gazetesinde Pazar günleri eğitim yazıları yazma olanağım var ama, malumunuz, bu günlerde Türkiye en çok eğitim meselesini, 4+4+4 formülünü konuştuğu için eğitim konusunu hafta içi yazıma da taşımak zorunda kalıyorum.
Bugünkü yazımda, ülkemiz Türkiye’de, önce üniversite öncesi problemi sonra da çözüm önerimi sunmak istiyorum.
Mesele zor bir mesele zira hem eğitim hem demokrasi için olmaz ise olmaz gibi gözüken konular mevcut yapı içinde birbirleriyle çelişir gibi duruyorlar.
Önce problemi, sonra da çözüm önerilerimi madde madde sıralamaya başlıyorum;
PROBLEM 1- Eğitim süreçlerinin etkinliği yani daha nitelikli bir eğitim, toplumsal verimliliği zaman içinde yükseltecek eğitim politikası 21. Yüzyılda kaçınılmaz olarak erken yönlendirme ilkesinden vazgeçmeyi gerektiriyor; temel yönlendirme süreçleri için bırakın on ya da on dört gibi yaşları, yirmi yaş bile çok uygun değil. Bu konuyu herkesle, her ortamda tartışmaya hazırım; meselenin bir yanında eğitimde etkinlik yani tercihleri geciktirme mecburiyeti var ve bu çok önemli.
2- Ancak, meselenin öbür yanında da eğitimin demokrasi boyutu yani bireylerin, küçükler için aile tercihlerinin yaşamsal önemi var; aileler çocuklarına klasik okul süreçlerine paralel ya da beraber dini eğitim de vermek istiyorlarsa, bu yoğun toplumsal talebin ciddiye alınması şart.
3- Din eğitiminde hukuksal devlet tekeli, imam hatip okullarının devlete ait meslek okulu statüleri sürdükleri sürece Problem bölümünde sunduğum birinci ve ikinci olmaz ise olmazların çelişmesi yani eğitimde etkinlik ile eğitimde demokrasi, aile tercihlerinin belirleyiciliği ilkelerinin çatışması mevcut yapı içinde kaçınılmaz gibi duruyor.
SORU: TBMM sürecindeki 4+4+4 yasasının önündeki en büyük mesele de bu; iki vazgeçilmez yani eğitimde etkinlik (geç yönlendirme) ve eğitimde demokrasi-aile tercihinin önemi (diyelim dini eğitim) ilkelerinin çelişmesi nasıl engellenebilir?
ÇÖZÜM 1- İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (1950) Ek 1 Sayılı Protokolünün (1952) ikinci maddesi aynen şöyle: Kimse öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğrenim alanında üstleneceği görevlerin yapılmasında ana babaların bu eğitim ve öğretimi kendi dinsel ve felsefi inanç ve düşüncelerine göre sağlamak hakkına saygı gösterecektir.
Türkiye, Sözleşmenin bu maddesine tevhid-i tedrisat ilkesi doğrultusunda çekince koymuş bulunuyor; çok açık konuşmamız lazım, tevhid-i tedrisat kavramı eğitim sistemimizin temeli olduğu sürece bu tartışmaları sağlıklı yürütmek mümkün değil.
2- İmam hatip liseleri meslek okulu olmaktan çıkarılmalı, isteyen aileler çocuklarını sürecin her aşamasında, klasik eğitimin yanında din eğitimi de veren bu yeni okullarda da okutma özgürlüğünü kullanabilmelidirler.
3- İmam hatip liseleri meslek okulu olmaktan çıkarıldıktan sonra, diğer meslek okullarına giriş yaş olarak ertelenmelidir; bu konuyu da herkesle, her ortamda tartışmaya hazırım, meslek eğitimi 21. Yüzyılda okul konsepti dışına, firmalara kaymaktadır, daha da kayacaktır. 21. Yüzyıl teknolojisini hantal “okul” yapılanmasının zamanında izlemesi ve bu teknolojiyi eskimeden öğrenciye aktarması olanaksızdır.
4- Okul içinde, klasik okul eğitimine paralel ya da beraber dini öğretim serbestleştiği ölçüde çağın esnek üretim tarzına daha uygun eğitim yöntemi olarak zorunlu ve kesintisiz eğitimin (genel eğitim) sene olarak uzatılması mümkün olacaktır.
5- Klasik eğitime paralel dini eğitim de veren okulların özel okul süreçlerine tekabül etmesi din-devlet ilişkilerinde kuramsal olarak daha doğru bir yöntem olabilir.
SONUÇ: Yönlendirmeyi geciktirmek ve eğitimde aile tercihlerine uymak iki temel etkinlik ve demokrasi mecburiyetidirler; bunların birlikteliğini sistem mutlaka bulmak zorundadır.
Eser KARAKAŞ( star gazetesi)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 09:48
Gösterim: 2256
Ispartada öğrencisini hamile bırakan okul müdürü tutuklandı. Evli ve 3 çocuk babası olan okul müdürünün kız öğrencinin rızasıyla birlikte olduğu, olayın ortaya çıkmasıyla cumhuriyet savcılığına bildirildiği açıklandı.
ISPARTA’nın Şarkikaraağaç İlçesi’ndeki Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü evli ve 3 çocuk babası H.A.A.’dan hamile kalan 10’uncu sınıf öğrencisi 16 yaşındaki E.Y., Isparta’da gizlice kürtaj yaptırarak bebeğini aldırdı. Olayın ortaya çıkması üzerine okul müdürü tutuklandı.
Isparta Valisi Memduh Oğuz, Şarkikaraağaç Anadolu Öğretmen Lisesi’nde öğrenim gören 10’uncu sınıf öğrencisi E.Y.’nin bir kaç gün üst üste okula gitmeyince, müdür yardımcılarından birinin neden okula gelmediğini sormak amacıyla aradığında, öğrencinin hamile kaldığı için kürtaj yaptırdığını öğrendiğini söyledi.
Bunun üzerine yapılan araştırmada kız öğrencinin okul müdürü tarafından hamile bırakıldığının anlaşıldığını anlatan Vali Oğuz, yapılan ilk incelemede okul müdürünün kız öğrencinin rızasıyla birlikte olduğunun anlaşıldığını, olayın öğrenilmesi üzerine konunun Cumhuriyet Savcılığı’na bildirildiğini açıkladı.
Evli ve 3 çocuk babası okul müdürünün hemen açığa alındığını ve gözaltına alınan müdür H.A.A’nın ifadesi alındıktan sonra çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandığını belirten Vali Oğuz, "Konuyu araştırması için iki milli eğitim müfettişi Şarkikaraağaç’a gönderildi. Müfettişler konuyu ayrıntısıyla inceleyip, rapor hazırlayacak. Konunun üzerinde ciddiyetle duruyoruz" dedi.
’HAFIZA GELİŞİM UZMANI’ DİYE TANITTI
Isparta’nın Şarkikaraağaç İlçesi’ndeki Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü evli ve 3 çocuk babası H.A.A.’nın hamile bıraktığı iddia edilen 16 yaşındaki 10’uncu sınıf öğrencisi E.Y.’ye odasının anahtarını verdiği ve internetten gerçek kimliğini saklayıp kendisini öğrencisine ’Hafıza Gelişim Uzmanı’ olarak tanıtarak chat yaptığı ve ’okul müdürüne yakın durması’ yönünde telkinde bulunduğu iddia edildi.
OLAY NASIL ORTAYA ÇIKTI
Okulun yurdunda kalan E.Y. adlı kız öğrenci 1- 3 Mart tarihleri arasında yurtta yapılan yoklamalarda bulunmayınca okulun müdür yardımcıları tarafından okula döndüğünde görüşmeye alındı. Önce çelişkili ifadeler veren E.Y. daha sonra olayı müdür yardımcılarına anlattı. E.Y’nin rehber öğretmen ve okul müdür yardımcılarına, Okul Müdürü H.A.A.’nın bir gün kendisine gelerek, "Bir hafıza gelişim uzmanı ile tanıştım. Senin de onunla tanışmanı istiyorum. Sana faydası olur’ dediği ve MSN adresini verdiğini, ’Hocam internete nasıl gireceğim’ dediğinde, ’Ben müdür odasının anahtarını sana veririm içeri girer, kapıyı arkasından kapatır oradan yazışırsın’ dediğini belirtti. E.Y., müdür okuldan çıktıktan sonra, anahtarla açtığı müdür odasındaki bilgisayardan, kendisini ’Hafıza gelişim uzmanı’ olarak tanıtan kişiyle yazıştığını anlattı.
’MÜDÜRE YAKIN DAVRAN’
Müdürün odasında başlayan internet yazışmalarında hafıza gelişim uzmanı olarak tanıdığı şahsın kendisine sürekli ’Müdür Bey’e yakın davran, elini tut. Sana yakın davranırsa sakın karşı koyma, bunlar senin gelişimine fayda eder’ dediğini, bunun üzerine Okul Müdürü H.A.A. ile yakınlaşmaya başladıklarını iddia eden E.Y. bir gün makam odasında seviştiğini ancak cinsel ilişkiye girmediğini, müdürün sürtünme yoluyla kendisine tacizde bulunduğunu söyledi.
MÜDÜR KÜRTAJ YAPTIRDI
Regl döneminde adet görmediği için ilçe devlet hastanesine gittiğini ve 80 günlük hamile olduğunu öğrenindiğini belirten E.Y., bunun üzerine müdür H.A.A.’nın kendisini Isparta’daki bir özel hastaneye götürdüğünü, ancak özel hastanenin kürtaj yapmayı kabul etmemesi üzerine özel muayenehanesi olan T.Ç. adlı kadın doğum uzmanı bir hekimin muayenehanesine gittiklerini anlattı. Doktor T.Ç. tarafından kendisine kürtaj yapıldığını belirten E.Y., kürtajın ardından 3 gün okula gelmemesi üzerine olayın ortaya çıktığını kaydetti.
MÜDÜR: BEN YAPMADIM, YARDIMCI OLDUM
İddialar üzerine gözaltına alınan Müdür H.A.A.’nın ilk ifadesinde "Ben bir şey yapmadım. Öğrencim durumu anlatınca bir baba gibi yardımcı olmak istedim. Bu bana müdür yardımcılarının hazırladığı bir komplodur" dediği öğrenildi. Savcılık tarafından tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen H.A.A. bu sabaha karşı saat 01.30 sıralarında tutuklanarak Yalvaç Cezaevi’ne gönderildi. İnternette öğrencinin chat yaptığı ve cinsel tacizin gerçekleştiği öne sürülen müdür odası savcılık tarafından mühürlendi. Olay yeri inceleme ekiplerinin bilgisayarda yapılan yazışmaların yanı sıra odada meni kalıntısı olup olmadığı yönünde araştırma yapacakları belirtildi.
DOKTOR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
İddialar üzerine Şarkikaraağaç Cumhuriyet Savcılığı tarafından lise öğrencisine kürtaj yaptığı iddia edilen Kadın Doğum Uzmanı Dr. T.Ç hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Olayın ortaya çıkması üzerine lise öğrencisi E.Y’nin Antalya’da oturan anne ve babası da Şarkikaraağaç’a geldi.
(Milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ispartada öğrencisini hamile bırakan okul müdürü tutuklandı. Evli ve 3 çocuk babası olan okul müdürünün kız öğrencinin rızasıyla birlikte olduğu, olayın ortaya çıkmasıyla cumhuriyet savcılığına bildirildiği açıklandı.
ISPARTA’nın Şarkikaraağaç İlçesi’ndeki Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü evli ve 3 çocuk babası H.A.A.’dan hamile kalan 10’uncu sınıf öğrencisi 16 yaşındaki E.Y., Isparta’da gizlice kürtaj yaptırarak bebeğini aldırdı. Olayın ortaya çıkması üzerine okul müdürü tutuklandı.
Isparta Valisi Memduh Oğuz, Şarkikaraağaç Anadolu Öğretmen Lisesi’nde öğrenim gören 10’uncu sınıf öğrencisi E.Y.’nin bir kaç gün üst üste okula gitmeyince, müdür yardımcılarından birinin neden okula gelmediğini sormak amacıyla aradığında, öğrencinin hamile kaldığı için kürtaj yaptırdığını öğrendiğini söyledi.
Bunun üzerine yapılan araştırmada kız öğrencinin okul müdürü tarafından hamile bırakıldığının anlaşıldığını anlatan Vali Oğuz, yapılan ilk incelemede okul müdürünün kız öğrencinin rızasıyla birlikte olduğunun anlaşıldığını, olayın öğrenilmesi üzerine konunun Cumhuriyet Savcılığı’na bildirildiğini açıkladı.
Evli ve 3 çocuk babası okul müdürünün hemen açığa alındığını ve gözaltına alınan müdür H.A.A’nın ifadesi alındıktan sonra çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandığını belirten Vali Oğuz, "Konuyu araştırması için iki milli eğitim müfettişi Şarkikaraağaç’a gönderildi. Müfettişler konuyu ayrıntısıyla inceleyip, rapor hazırlayacak. Konunun üzerinde ciddiyetle duruyoruz" dedi.
’HAFIZA GELİŞİM UZMANI’ DİYE TANITTI
Isparta’nın Şarkikaraağaç İlçesi’ndeki Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü evli ve 3 çocuk babası H.A.A.’nın hamile bıraktığı iddia edilen 16 yaşındaki 10’uncu sınıf öğrencisi E.Y.’ye odasının anahtarını verdiği ve internetten gerçek kimliğini saklayıp kendisini öğrencisine ’Hafıza Gelişim Uzmanı’ olarak tanıtarak chat yaptığı ve ’okul müdürüne yakın durması’ yönünde telkinde bulunduğu iddia edildi.
OLAY NASIL ORTAYA ÇIKTI
Okulun yurdunda kalan E.Y. adlı kız öğrenci 1- 3 Mart tarihleri arasında yurtta yapılan yoklamalarda bulunmayınca okulun müdür yardımcıları tarafından okula döndüğünde görüşmeye alındı. Önce çelişkili ifadeler veren E.Y. daha sonra olayı müdür yardımcılarına anlattı. E.Y’nin rehber öğretmen ve okul müdür yardımcılarına, Okul Müdürü H.A.A.’nın bir gün kendisine gelerek, "Bir hafıza gelişim uzmanı ile tanıştım. Senin de onunla tanışmanı istiyorum. Sana faydası olur’ dediği ve MSN adresini verdiğini, ’Hocam internete nasıl gireceğim’ dediğinde, ’Ben müdür odasının anahtarını sana veririm içeri girer, kapıyı arkasından kapatır oradan yazışırsın’ dediğini belirtti. E.Y., müdür okuldan çıktıktan sonra, anahtarla açtığı müdür odasındaki bilgisayardan, kendisini ’Hafıza gelişim uzmanı’ olarak tanıtan kişiyle yazıştığını anlattı.
’MÜDÜRE YAKIN DAVRAN’
Müdürün odasında başlayan internet yazışmalarında hafıza gelişim uzmanı olarak tanıdığı şahsın kendisine sürekli ’Müdür Bey’e yakın davran, elini tut. Sana yakın davranırsa sakın karşı koyma, bunlar senin gelişimine fayda eder’ dediğini, bunun üzerine Okul Müdürü H.A.A. ile yakınlaşmaya başladıklarını iddia eden E.Y. bir gün makam odasında seviştiğini ancak cinsel ilişkiye girmediğini, müdürün sürtünme yoluyla kendisine tacizde bulunduğunu söyledi.
MÜDÜR KÜRTAJ YAPTIRDI
Regl döneminde adet görmediği için ilçe devlet hastanesine gittiğini ve 80 günlük hamile olduğunu öğrenindiğini belirten E.Y., bunun üzerine müdür H.A.A.’nın kendisini Isparta’daki bir özel hastaneye götürdüğünü, ancak özel hastanenin kürtaj yapmayı kabul etmemesi üzerine özel muayenehanesi olan T.Ç. adlı kadın doğum uzmanı bir hekimin muayenehanesine gittiklerini anlattı. Doktor T.Ç. tarafından kendisine kürtaj yapıldığını belirten E.Y., kürtajın ardından 3 gün okula gelmemesi üzerine olayın ortaya çıktığını kaydetti.
MÜDÜR: BEN YAPMADIM, YARDIMCI OLDUM
İddialar üzerine gözaltına alınan Müdür H.A.A.’nın ilk ifadesinde "Ben bir şey yapmadım. Öğrencim durumu anlatınca bir baba gibi yardımcı olmak istedim. Bu bana müdür yardımcılarının hazırladığı bir komplodur" dediği öğrenildi. Savcılık tarafından tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen H.A.A. bu sabaha karşı saat 01.30 sıralarında tutuklanarak Yalvaç Cezaevi’ne gönderildi. İnternette öğrencinin chat yaptığı ve cinsel tacizin gerçekleştiği öne sürülen müdür odası savcılık tarafından mühürlendi. Olay yeri inceleme ekiplerinin bilgisayarda yapılan yazışmaların yanı sıra odada meni kalıntısı olup olmadığı yönünde araştırma yapacakları belirtildi.
DOKTOR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
İddialar üzerine Şarkikaraağaç Cumhuriyet Savcılığı tarafından lise öğrencisine kürtaj yaptığı iddia edilen Kadın Doğum Uzmanı Dr. T.Ç hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Olayın ortaya çıkması üzerine lise öğrencisi E.Y’nin Antalya’da oturan anne ve babası da Şarkikaraağaç’a geldi.
(Milliyet)
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Mart 2012 20:10
Gösterim: 3394

