Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, bugün Mersin Hilton Otelde düzenlediği Basın Toplantısında Mersin 2011-2012 eğitim-öğretim yılı okul öncesi eğitim 5 yaş gurubunda Türkiye Şampiyonu olduğunu söyledi.
Okul öncesi eğitim gurubunda illerin başarı seviyesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklandı. Açıklanan sonuçlar ile ilgili olarak Mersin Hilton SA Oteli’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Vali, Mersin’in okul öncesi eğitim alanında Türkiye genelinde 2009-2010 eğitim-öğretim sonu itibariyle 49’ncu sırada yer aldığını, 2011-2012 eğitim öğretim yılında ise ilimizin 12’nci sıraya yükseldiği bilgisini verdi. 2 Mart 2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan verilere göre Mersin’in okul öncesi eğitim 5 yaş gurubunda Türkiye Şampiyonu olduğunu aktaran Vali, “Gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte Mersin, 2011-2012 eğitim-öğretim yılının okul öncesi eğitim 5 yaş grubunda Türkiye Şampiyonu olmuştur.
Yine 3 yaş gurubunda Türkiye 2’ncisi, 3-5 ve 4-5 yaş gurubunda Türkiye 3’ncülüğünü elde eden Mersin, Türkiye genelindeki 81 il arasında tüm kategorilerde ilk 3 sırada yer alan tek kenttir. Ayrıca; konusu insan olan ve insana dayalı bütün gelişmelerin odağındaki eğitim bulunmaktadır. Büyük önder Atatürk’ün dediği gibi ‘Eğitim milleti hür kılan bir kavramdır.’ İnsanın en önemli ayırt edici özelliği olan aklını kullanmasını sağlayan ve aklına dayalı gelişmeleri hazırlayan eğitimin en önemli alanı, 3-5 yaş gurubu eğitimidir. Çünkü çocuklarımız hayata bakışı ve hayatı yorumlamayı 3-5 yaş gurubunda öğrenmektedir” dedi.
Mersin’in birçok alanda Türkiye’de en başarılı iller arasında yer aldığının altını çizen Vali Güzeloğlu, ilimizin eğitim alanında da Türkiye genelindeki Büyükşehirleri geride bıraktığına dikkat çekti. “Mersin bütün elde edebilecek bir derinliğin” adıdır diyen Vali Güzeloğlu, “Elde edilen başarı uzun bir emeğin ürünüdür. Mersin her alanda olduğu gibi eğitim alanında da birincilikleri ile anılacaktır. Mersin’de yaşayan insanlar, öğrenciler ve veliler bu büyük başarının haklı gururunu yaşamaktadır. Elde edilen bu başarı önemli değişim ve dönüşümün habercisidir. Her yönü ile gelişmiş ve kalkınmış Türkiye’nin en temel önceliği ve konu olan eğitimde Mersin olarak çalışmalarımızın aynı heyecan ve karırlılıkla her boyutta sürecektir” diye konuştu. Basın toplantısına İl Milli eğitim Müdürü Hasan Gül,Yenişehir, Akdeniz, Toroslar, ve Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürleri de katıldı.
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, bugün Mersin Hilton Otelde düzenlediği Basın Toplantısında Mersin 2011-2012 eğitim-öğretim yılı okul öncesi eğitim 5 yaş gurubunda Türkiye Şampiyonu olduğunu söyledi.
Okul öncesi eğitim gurubunda illerin başarı seviyesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklandı. Açıklanan sonuçlar ile ilgili olarak Mersin Hilton SA Oteli’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Vali, Mersin’in okul öncesi eğitim alanında Türkiye genelinde 2009-2010 eğitim-öğretim sonu itibariyle 49’ncu sırada yer aldığını, 2011-2012 eğitim öğretim yılında ise ilimizin 12’nci sıraya yükseldiği bilgisini verdi. 2 Mart 2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan verilere göre Mersin’in okul öncesi eğitim 5 yaş gurubunda Türkiye Şampiyonu olduğunu aktaran Vali, “Gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte Mersin, 2011-2012 eğitim-öğretim yılının okul öncesi eğitim 5 yaş grubunda Türkiye Şampiyonu olmuştur.
Yine 3 yaş gurubunda Türkiye 2’ncisi, 3-5 ve 4-5 yaş gurubunda Türkiye 3’ncülüğünü elde eden Mersin, Türkiye genelindeki 81 il arasında tüm kategorilerde ilk 3 sırada yer alan tek kenttir. Ayrıca; konusu insan olan ve insana dayalı bütün gelişmelerin odağındaki eğitim bulunmaktadır. Büyük önder Atatürk’ün dediği gibi ‘Eğitim milleti hür kılan bir kavramdır.’ İnsanın en önemli ayırt edici özelliği olan aklını kullanmasını sağlayan ve aklına dayalı gelişmeleri hazırlayan eğitimin en önemli alanı, 3-5 yaş gurubu eğitimidir. Çünkü çocuklarımız hayata bakışı ve hayatı yorumlamayı 3-5 yaş gurubunda öğrenmektedir” dedi.
Mersin’in birçok alanda Türkiye’de en başarılı iller arasında yer aldığının altını çizen Vali Güzeloğlu, ilimizin eğitim alanında da Türkiye genelindeki Büyükşehirleri geride bıraktığına dikkat çekti. “Mersin bütün elde edebilecek bir derinliğin” adıdır diyen Vali Güzeloğlu, “Elde edilen başarı uzun bir emeğin ürünüdür. Mersin her alanda olduğu gibi eğitim alanında da birincilikleri ile anılacaktır. Mersin’de yaşayan insanlar, öğrenciler ve veliler bu büyük başarının haklı gururunu yaşamaktadır. Elde edilen bu başarı önemli değişim ve dönüşümün habercisidir. Her yönü ile gelişmiş ve kalkınmış Türkiye’nin en temel önceliği ve konu olan eğitimde Mersin olarak çalışmalarımızın aynı heyecan ve karırlılıkla her boyutta sürecektir” diye konuştu. Basın toplantısına İl Milli eğitim Müdürü Hasan Gül,Yenişehir, Akdeniz, Toroslar, ve Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürleri de katıldı.
(haber7)
Son Güncelleme: Cumartesi, 03 Mart 2012 22:18
Gösterim: 2583
Akdeniz Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu'ndaki erkek hemşireler 4 yıllık eğitimleri sonrasında mezuniyete hazırlanıyor. Bu bölümü bitiren tüm öğrencilerin KPSS sınavları sonrasında işe yerleştirilmeleri oldukça hızlı bir şekilde oluyor.
Akdeniz Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu'nda 4 yıllık eğitimlerinin sonuna yaklaşan erkek hemşireler mezuniyete hazırlanıyor. 7 Temmuz'da yapılacak olan KPSS sınavlarına hazırlanacak olan erkek hemşireler hastanelerde hastalar tarafından büyük ilgi görmeye başladı. Hastanelerde beyaz önlükleri ile kendilerini görenlerin 'sünnetçi', 'laborant', 'sağlık memuru', 'ambulans şoförü' ve hatta 'doktor' sandıklarını anlatan hemşire gençlerden Şahin Gür, "Hemşirelik bölümünü Antalya'da bulunduğum ve özellikle Akdeniz Üniversitesi'nin bir marka üniversite olması nedeniyle tercih ettim.
Seçtiğim bölüme ailem de destek verdi. Bazen nasıl ben bu işe giriştim diye kendi cesaretime de hayran kalıyorum. İş geleceği garanti olan bir meslek. Erkek hemşire olmak isteyen ve üniversite sınavlarında tercih edip etmemekte tereddüt edenlere hiç düşünmeden bu bölümü işaretlemelerini isterim" dedi. Hemşirelik bölümünü tercih etmesinde babasının ısrar ettiğini söyleyen Gür, "Babam hastanede görev yaptı yıllarca. Ben İnşaat Mühendisi olmak istiyordum ancak Babamın ısrarına dayanamadım ve bu bölümü işaretledim. Ayrımcılık asla yapılmıyor. İyi ki tercih etmişim. İş garantisi bir sektör içinde bulunacağım" diye konuştu.
‘Hastalar bizi doktor sanıyor’
Kayseri'li İbrahim Başkaya ise Akdeniz Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü'nü ilk tercihi olarak seçtiğini söyledi. Başkaya, "Zaman zaman doktor diye çağırıyorlar. Hatta bir hastanın bana anjiyo olacaktım doktor bey diye seslendiğine tanıklık ettim. Yani bizi bazen doktor sanıyorlar. Ben çok sevdim. Kardeşimin de bu bölümü yazmasını çok ısrar ettim ama onu kandıramadım" diye konuştu.
'Kız arkadaşımın yapamadığını ben yaptım'
Mehmet Sarıgül de "2 yıl Elektrik Teknisyenliği bölümünü okudum. Tercih yapılacak son gündeydim. Kız arkadaşımla konuşurken onun bir türlü hemşire olamadığı ve buna çok üzüldüğü konusunda sohbet beni etkiledi. Onun yapamadığını ben yaptım. Ben aslında Polis olmak istiyordum. Ancak kız arkadaşımla yaptığım o konuşma benim bu tercihi yapmama neden oldu" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Akdeniz Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu'ndaki erkek hemşireler 4 yıllık eğitimleri sonrasında mezuniyete hazırlanıyor. Bu bölümü bitiren tüm öğrencilerin KPSS sınavları sonrasında işe yerleştirilmeleri oldukça hızlı bir şekilde oluyor.
Akdeniz Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu'nda 4 yıllık eğitimlerinin sonuna yaklaşan erkek hemşireler mezuniyete hazırlanıyor. 7 Temmuz'da yapılacak olan KPSS sınavlarına hazırlanacak olan erkek hemşireler hastanelerde hastalar tarafından büyük ilgi görmeye başladı. Hastanelerde beyaz önlükleri ile kendilerini görenlerin 'sünnetçi', 'laborant', 'sağlık memuru', 'ambulans şoförü' ve hatta 'doktor' sandıklarını anlatan hemşire gençlerden Şahin Gür, "Hemşirelik bölümünü Antalya'da bulunduğum ve özellikle Akdeniz Üniversitesi'nin bir marka üniversite olması nedeniyle tercih ettim.
Seçtiğim bölüme ailem de destek verdi. Bazen nasıl ben bu işe giriştim diye kendi cesaretime de hayran kalıyorum. İş geleceği garanti olan bir meslek. Erkek hemşire olmak isteyen ve üniversite sınavlarında tercih edip etmemekte tereddüt edenlere hiç düşünmeden bu bölümü işaretlemelerini isterim" dedi. Hemşirelik bölümünü tercih etmesinde babasının ısrar ettiğini söyleyen Gür, "Babam hastanede görev yaptı yıllarca. Ben İnşaat Mühendisi olmak istiyordum ancak Babamın ısrarına dayanamadım ve bu bölümü işaretledim. Ayrımcılık asla yapılmıyor. İyi ki tercih etmişim. İş garantisi bir sektör içinde bulunacağım" diye konuştu.
‘Hastalar bizi doktor sanıyor’
Kayseri'li İbrahim Başkaya ise Akdeniz Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü'nü ilk tercihi olarak seçtiğini söyledi. Başkaya, "Zaman zaman doktor diye çağırıyorlar. Hatta bir hastanın bana anjiyo olacaktım doktor bey diye seslendiğine tanıklık ettim. Yani bizi bazen doktor sanıyorlar. Ben çok sevdim. Kardeşimin de bu bölümü yazmasını çok ısrar ettim ama onu kandıramadım" diye konuştu.
'Kız arkadaşımın yapamadığını ben yaptım'
Mehmet Sarıgül de "2 yıl Elektrik Teknisyenliği bölümünü okudum. Tercih yapılacak son gündeydim. Kız arkadaşımla konuşurken onun bir türlü hemşire olamadığı ve buna çok üzüldüğü konusunda sohbet beni etkiledi. Onun yapamadığını ben yaptım. Ben aslında Polis olmak istiyordum. Ancak kız arkadaşımla yaptığım o konuşma benim bu tercihi yapmama neden oldu" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 03 Mart 2012 21:54
Gösterim: 3960
Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği (AB) ülkelerine vizesiz seyahat etmesinin önünü açacak görüşmeler 15-16 Mart’ta Ankara ve İstanbul’da yapılacak.
Ankara ile Brüksel arasında sessizce yürütülen görüşmeler sonucu, Türkiye ile AB arasında uzun süredir tamamen duran ve hedefi vize muafiyeti olan görüşmelerin başlatılması kararlaştırıldı. Bu kritik görüşme için AB’nin içişlerinden sorumlu Genel Müdürü Stefano Manservisi, 15 Mart’ta Ankara’ya gelecek. Manservisi, 15 Mart’ta AB Bakanlığı Müsteşarı Haluk Ilıcak’la görüşecek. Manservisi, 16 Mart’ta da İstanbul’a geçecek.
Bakanlarla görüşme
Bu tarihte Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’den oluşan Reform İzleme Grubu da (RİG) İstanbul’da toplanacak. RİG toplantısına Türkiye’nin Brüksel’deki AB Daimi Temsilcisi Selim Yenel de katılacak. Türk ve AB’li diplomatlar, vize muafiyeti konusunda başlatacakları çalışmalar hakkında RİG’i oluşturan bakanlara bilgi verecekler. Türk diplomatik kaynakları, vize muafiyetine ilişkin görüşmelerin başlatılmasının çok önemli olduğunu belirterek, şunları söylediler:
Güvensizlik oluşmuştu
Vize konusunda çok uzun süredir hiçbir şey yapılmadı. AB, Türkiye üzerinden Avrupa’ya kaçak giriş yapmış olanların geri alınmasını içeren ‘Geri Kabul Anlaşması’nın yasalaşmasını isterken, buna karşılık vizede bazı kolaylıklar sağlayabileceğini söylüyordu. Biz de ‘Önce vize muafiyetini getirin, biz de geri kabul anlaşmasını hayata geçiririz’ diyorduk. Bu tür söylemler karşılıklı bir güvensizlik ortamı oluşturdu ve hiçbir şey yapılamadı.
Bunun üzerine bir süre önce sessiz diplomasi yürütülmesi kararı alındı. Sonunda asıl hedefi Türk vatandaşlarına vize muafiyeti olan görüşmelere başlanılması kararı çıktı. Toplantıda biz anlaşmayla ilgili yapmış olduğumuz hazırlıkları, sınırlarımızda aldığımız ve alacağımız önlemleri anlatacağız.
(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği (AB) ülkelerine vizesiz seyahat etmesinin önünü açacak görüşmeler 15-16 Mart’ta Ankara ve İstanbul’da yapılacak.
Ankara ile Brüksel arasında sessizce yürütülen görüşmeler sonucu, Türkiye ile AB arasında uzun süredir tamamen duran ve hedefi vize muafiyeti olan görüşmelerin başlatılması kararlaştırıldı. Bu kritik görüşme için AB’nin içişlerinden sorumlu Genel Müdürü Stefano Manservisi, 15 Mart’ta Ankara’ya gelecek. Manservisi, 15 Mart’ta AB Bakanlığı Müsteşarı Haluk Ilıcak’la görüşecek. Manservisi, 16 Mart’ta da İstanbul’a geçecek.
Bakanlarla görüşme
Bu tarihte Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’den oluşan Reform İzleme Grubu da (RİG) İstanbul’da toplanacak. RİG toplantısına Türkiye’nin Brüksel’deki AB Daimi Temsilcisi Selim Yenel de katılacak. Türk ve AB’li diplomatlar, vize muafiyeti konusunda başlatacakları çalışmalar hakkında RİG’i oluşturan bakanlara bilgi verecekler. Türk diplomatik kaynakları, vize muafiyetine ilişkin görüşmelerin başlatılmasının çok önemli olduğunu belirterek, şunları söylediler:
Güvensizlik oluşmuştu
Vize konusunda çok uzun süredir hiçbir şey yapılmadı. AB, Türkiye üzerinden Avrupa’ya kaçak giriş yapmış olanların geri alınmasını içeren ‘Geri Kabul Anlaşması’nın yasalaşmasını isterken, buna karşılık vizede bazı kolaylıklar sağlayabileceğini söylüyordu. Biz de ‘Önce vize muafiyetini getirin, biz de geri kabul anlaşmasını hayata geçiririz’ diyorduk. Bu tür söylemler karşılıklı bir güvensizlik ortamı oluşturdu ve hiçbir şey yapılamadı.
Bunun üzerine bir süre önce sessiz diplomasi yürütülmesi kararı alındı. Sonunda asıl hedefi Türk vatandaşlarına vize muafiyeti olan görüşmelere başlanılması kararı çıktı. Toplantıda biz anlaşmayla ilgili yapmış olduğumuz hazırlıkları, sınırlarımızda aldığımız ve alacağımız önlemleri anlatacağız.
(hürriyet)
Son Güncelleme: Cumartesi, 03 Mart 2012 09:56
Gösterim: 2579
Milli Eğitim Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir belediyesi arasında "Okullar Hayat Olsun Projesinin" protokolü imzalandı.
Törende bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Okullarımızı sadece derslikten ibaret görmemiz, öğrenmenin yetersizleşmesi ve niteliğinin düşmesi kadar toplumsal maliyetleri arttıran sonuçlarda doğurmaya başladı" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye'nin birçok noktasında hayata geçirilen ve okulları halka açan "Okullar Hayat Olsun Projesi" artık İstanbul'da da hayata geçirilecek. Bu kapsamda Bakanlık ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında İlçe Belediye Başkanları'nın da katılımı ile protokol imzalandı. İmza törenine Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Kaymakamlar ve İlçe Belediye Başkanları katıldı.
‘Okullar sadece derslikten ibaret olmamalı’
Törende bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okullarımızı sadece derslikten ibaret görmemiz öğrenmenin yetersizleşmesi ve niteliğinin düşmesi kadar toplumsal maliyetleri arttıran sonuçlarda doğurmaya başladı. Okullar hayat olsun projesi öğrenme seviyemizi arttırırken, toplumun hemen hemen her kesimine hayatın her safhasında öğrenme imkanı verirken, diğer tarafıyla eğitim maliyetlerimizi düşürecek sonuçlar doğuracak" dedi.
Programın temel öğelerinden birinin bilgisayar laboratuarları ve kütüphanelerin daha etkin kullanılması olacağını vurgulayan Bakan Dinçer, "Aslında her okulumuzda küçük veya büyük kütüphaneler vardır. Genellikle en üst katlarda bir yerlerde konuşlandırılmıştır. Çoğu kere 'öğrenciler kitapları alır da geri getirmezler' endişesi ile kapısı da kapalı olur. Mutlaka kayıtla kitabı veririz. Zaten çocuklar da bir iki kere kitap aldıktan sonra bir daha kitap almaya da gelmezler. Yine bütün okullarımızda laboratuarlar vardır. Bilişim Teknoloji Sınıfları Türkiye'de 8 dersliğin dışındaki bütün okullarımızda var arkadaşlar. 2003 yılında parmakla gösterilecek kadar bilgisayar laboratuarına sahipken, bu zamana kadar 29 bin 500 civarında okulumuza biz Bilişim Teknolojileri laboratuarı kurduk ve 9 binden fazla bilgisayar gönderdik. O bilgisayarların hepsi bilgisayar laboratuarlarında ders varken kullanılıyor, yokken atıl duruyor. Biz bu ikisinin de bu şekilde verimsiz kullanılmasından yakınarak bunu daha etkin kullanmaya yönelik çare düşünüyoruz. Bilgisayar laboratuarları ve kütüphaneleri birleştiriyor okullarda daha çok birinci kat ya da zemin katta, öğrencilerimizin ve velilerimizin kolay şekilde ulaşabileceği bir mekanda kapısı her zaman açık hale getiriyoruz" dedi.
Veliler de okul ve kütüphanelerden yararlanabilecek
Okullarda yeni kurulacak bu mekanlarda kütüphane ve bilgisayar laboratuarlarının bir arada bulunacağını ifade eden Dinçer, "Çocuklarımız ödevlerini ders dışı zamanlarda hazırlayabilecek, kitapları istediği gibi alıp okuyabilecekler. Velilerimiz de hafta sonu ya da ders saati dışında istedikleri takdirde buralardan yararlanacaklar. Başka bir ifade ile kütüphaneleri ve bilgisayarları halkın hemen en yakın yerine getiriyor, adeta halk kütüphanelerini yeniden kurguluyoruz. Bir diğer yararı da çocuklarımız internet kafelerden kurtulmuş olacak" diye konuştu.
Okul bahçeleri yeniden düzenlenecek
Bakan Dinçer, proje kapsamında okul bahçelerinin de yeniden düzenleneceğine dikkat çekerek, "Okul bahçeleri daha çok asfaltla betonla sert zeminler olarak tanzim ediliyor. Kaldı ki İstanbul yeşil alan açısından büyük sıkıntı taşıyan bölgelerden birisi. Okul bahçelerinde yüksek duvarlar ve tel örgüler yerine mümkün olduğu kadar duvarları kısaltalım. Orayı yeşillendirerek ağaçlar ekerek mahalleye yeşil alan kazandıralım" şeklinde konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir belediyesi arasında "Okullar Hayat Olsun Projesinin" protokolü imzalandı.
Törende bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Okullarımızı sadece derslikten ibaret görmemiz, öğrenmenin yetersizleşmesi ve niteliğinin düşmesi kadar toplumsal maliyetleri arttıran sonuçlarda doğurmaya başladı" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye'nin birçok noktasında hayata geçirilen ve okulları halka açan "Okullar Hayat Olsun Projesi" artık İstanbul'da da hayata geçirilecek. Bu kapsamda Bakanlık ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında İlçe Belediye Başkanları'nın da katılımı ile protokol imzalandı. İmza törenine Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Kaymakamlar ve İlçe Belediye Başkanları katıldı.
‘Okullar sadece derslikten ibaret olmamalı’
Törende bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okullarımızı sadece derslikten ibaret görmemiz öğrenmenin yetersizleşmesi ve niteliğinin düşmesi kadar toplumsal maliyetleri arttıran sonuçlarda doğurmaya başladı. Okullar hayat olsun projesi öğrenme seviyemizi arttırırken, toplumun hemen hemen her kesimine hayatın her safhasında öğrenme imkanı verirken, diğer tarafıyla eğitim maliyetlerimizi düşürecek sonuçlar doğuracak" dedi.
Programın temel öğelerinden birinin bilgisayar laboratuarları ve kütüphanelerin daha etkin kullanılması olacağını vurgulayan Bakan Dinçer, "Aslında her okulumuzda küçük veya büyük kütüphaneler vardır. Genellikle en üst katlarda bir yerlerde konuşlandırılmıştır. Çoğu kere 'öğrenciler kitapları alır da geri getirmezler' endişesi ile kapısı da kapalı olur. Mutlaka kayıtla kitabı veririz. Zaten çocuklar da bir iki kere kitap aldıktan sonra bir daha kitap almaya da gelmezler. Yine bütün okullarımızda laboratuarlar vardır. Bilişim Teknoloji Sınıfları Türkiye'de 8 dersliğin dışındaki bütün okullarımızda var arkadaşlar. 2003 yılında parmakla gösterilecek kadar bilgisayar laboratuarına sahipken, bu zamana kadar 29 bin 500 civarında okulumuza biz Bilişim Teknolojileri laboratuarı kurduk ve 9 binden fazla bilgisayar gönderdik. O bilgisayarların hepsi bilgisayar laboratuarlarında ders varken kullanılıyor, yokken atıl duruyor. Biz bu ikisinin de bu şekilde verimsiz kullanılmasından yakınarak bunu daha etkin kullanmaya yönelik çare düşünüyoruz. Bilgisayar laboratuarları ve kütüphaneleri birleştiriyor okullarda daha çok birinci kat ya da zemin katta, öğrencilerimizin ve velilerimizin kolay şekilde ulaşabileceği bir mekanda kapısı her zaman açık hale getiriyoruz" dedi.
Veliler de okul ve kütüphanelerden yararlanabilecek
Okullarda yeni kurulacak bu mekanlarda kütüphane ve bilgisayar laboratuarlarının bir arada bulunacağını ifade eden Dinçer, "Çocuklarımız ödevlerini ders dışı zamanlarda hazırlayabilecek, kitapları istediği gibi alıp okuyabilecekler. Velilerimiz de hafta sonu ya da ders saati dışında istedikleri takdirde buralardan yararlanacaklar. Başka bir ifade ile kütüphaneleri ve bilgisayarları halkın hemen en yakın yerine getiriyor, adeta halk kütüphanelerini yeniden kurguluyoruz. Bir diğer yararı da çocuklarımız internet kafelerden kurtulmuş olacak" diye konuştu.
Okul bahçeleri yeniden düzenlenecek
Bakan Dinçer, proje kapsamında okul bahçelerinin de yeniden düzenleneceğine dikkat çekerek, "Okul bahçeleri daha çok asfaltla betonla sert zeminler olarak tanzim ediliyor. Kaldı ki İstanbul yeşil alan açısından büyük sıkıntı taşıyan bölgelerden birisi. Okul bahçelerinde yüksek duvarlar ve tel örgüler yerine mümkün olduğu kadar duvarları kısaltalım. Orayı yeşillendirerek ağaçlar ekerek mahalleye yeşil alan kazandıralım" şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 03 Mart 2012 21:39
Gösterim: 1811
Yoğun iş temposu ya da başka nedenlerle çocuklarının evdeki ödevlerine yardımcı olamayan, sürekli "dersini çalıştın mı?", "ödevini yaptın mı?" diyerek zaman zaman çocuklarıyla çatışma içine giren ailelerin imdadına artık "ödev ablası" ve "ödev abisi" yetişiyor.
Türkiye'de yeni bir sektör haline gelen "ev okul" sisteminin öncülerinden merkezi İstanbul'da bulunan Evokul kurucusu Bekir Tamer, yaptığı açıklamada, bu uygulamayla ailelerin işlerini kolaylaştırmanın yanında öğrencilere iyi bir eğitim, Üniversite gençlerine de istihdam kapısı açtıklarını bilirdi. Üniversitede okuyan başarılı gençler arasından seçtikleri ödev timlerinin, öğrencilere evlerinde birebir ders verip, günlük ödevlerini yaptırdıklarını anlatan Bekir Tamer, İstanbul, Adana ve Gaziantep'te hayata geçirdikleri uygulamadan öğrencinin de velinin de mutlu olduğunu, bu konudaki çözüm ortaklarının ise Adana ve İstanbul'da faaliyet gösteren Yaprak Psikiyatri olduğunu söyledi.
‘Herkes memnun’
Tamer, velilerin zaman probleminin yanı sıra değişen eğitim teknikleri nedeniyle öğrenciye isteseler de yeterince yardımcı olamadıklarını vurgulayarak, "Koçluk, özel ders gibi ciddi eğitim yardımlarını ev dışında almak da zaman, ulaşım, yüksek kaygı düzeyi ve veli meşguliyeti ve verimlilik açısından veliye daha maliyetli oluyor. Oysa, bizim uyguladığımız sistemde uygulayan da uygulatan da bu uygulamadan faydalanan da memnun kalıyor" dedi.
Öğrenciye özel program: BİGEP
Tamer, öğrencinin eğitimleri evde yapması birçok olumsuz faktörü tamamen ortadan kaldırıp zaman, güven, verimlilik, kontrol ve velinin kendine zaman ayırması konularında aileye büyük kolaylıklar sağladığını belirterek, "Biz, her öğrenci için özel tasarlanan BİGEP (Bireyselleştirilmiş Genel Eğitim Programı) dahilinde hizmet ediyoruz. Velinin arzu ettiği zamanda öğrenciye eğitim hizmetini evinde, kendi çalışma odasında veriyoruz" dedi.
Ödev abisi, ödev ablası
Bekir Tamer, veliye, çocuğuna ders verecek başarılı Üniversite öğrencisini seçmede alternatifler de sunduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Seçilen ödev ablası ya da ödev abisinin mutlaka alternatifi bulunuyor. Velimize daha anlaşmanın başında diğer alternatif öğrencileri de tanıştırıyoruz. Böylece, herhangi bir eğitimcimizin bir mazeretinin oluşması halinde yedeği devreye giriyor böylece öğrenci için hazırladığımız programda aksama olmuyor." Tamer, klasik özel dersi sadece öğrenci ile öğretmen arasındaki akademik yardım olmaktan çıkararak optimum başarıyı garanti eden evde eğitim hizmetini veren öğrencileri eğitim seminerlerine de tabi tuttuklarını anlatarak, "Seçtiğimiz öğrencilerde başarı ve ahlaki kriterleri aramanın yanı sıra onlara çocuk psikoloji konusunda da eğitim veriyoruz. Böylece öğrenci ile iyi bir iletişim kurmalarını sağlıyoruz" dedi.
‘Velilerimiz için çözüm ortağı oluyoruz'
İlköğretim ve lise düzeyindeki tüm öğrencilerin bu sistemden faydalandığını ve uygulamanın olumlu sonuçlarının öğrenci başarısıyla kısa sürede görüldüğünü ifade eden Tamer, "Öğrenci başarısında velilerimiz için çözüm ortağı oluyoruz. Öğrenciye ders vermekle kalmayıp, okuldaki başarısını da yakından takip ediyor bu konuda aileyi yönlendiriyoruz" diye konuştu. Tamer, bu uygulamayla velilerin yükünü hafifletmenin, öğreniciye başarı yolunu açmanın yanı sıra üniversitede okuyan öğrencilere de istihdam imkanı sağlamanın mutluluğunu yaşadıklarını sözlerine ekledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yoğun iş temposu ya da başka nedenlerle çocuklarının evdeki ödevlerine yardımcı olamayan, sürekli "dersini çalıştın mı?", "ödevini yaptın mı?" diyerek zaman zaman çocuklarıyla çatışma içine giren ailelerin imdadına artık "ödev ablası" ve "ödev abisi" yetişiyor.
Türkiye'de yeni bir sektör haline gelen "ev okul" sisteminin öncülerinden merkezi İstanbul'da bulunan Evokul kurucusu Bekir Tamer, yaptığı açıklamada, bu uygulamayla ailelerin işlerini kolaylaştırmanın yanında öğrencilere iyi bir eğitim, Üniversite gençlerine de istihdam kapısı açtıklarını bilirdi. Üniversitede okuyan başarılı gençler arasından seçtikleri ödev timlerinin, öğrencilere evlerinde birebir ders verip, günlük ödevlerini yaptırdıklarını anlatan Bekir Tamer, İstanbul, Adana ve Gaziantep'te hayata geçirdikleri uygulamadan öğrencinin de velinin de mutlu olduğunu, bu konudaki çözüm ortaklarının ise Adana ve İstanbul'da faaliyet gösteren Yaprak Psikiyatri olduğunu söyledi.
‘Herkes memnun’
Tamer, velilerin zaman probleminin yanı sıra değişen eğitim teknikleri nedeniyle öğrenciye isteseler de yeterince yardımcı olamadıklarını vurgulayarak, "Koçluk, özel ders gibi ciddi eğitim yardımlarını ev dışında almak da zaman, ulaşım, yüksek kaygı düzeyi ve veli meşguliyeti ve verimlilik açısından veliye daha maliyetli oluyor. Oysa, bizim uyguladığımız sistemde uygulayan da uygulatan da bu uygulamadan faydalanan da memnun kalıyor" dedi.
Öğrenciye özel program: BİGEP
Tamer, öğrencinin eğitimleri evde yapması birçok olumsuz faktörü tamamen ortadan kaldırıp zaman, güven, verimlilik, kontrol ve velinin kendine zaman ayırması konularında aileye büyük kolaylıklar sağladığını belirterek, "Biz, her öğrenci için özel tasarlanan BİGEP (Bireyselleştirilmiş Genel Eğitim Programı) dahilinde hizmet ediyoruz. Velinin arzu ettiği zamanda öğrenciye eğitim hizmetini evinde, kendi çalışma odasında veriyoruz" dedi.
Ödev abisi, ödev ablası
Bekir Tamer, veliye, çocuğuna ders verecek başarılı Üniversite öğrencisini seçmede alternatifler de sunduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Seçilen ödev ablası ya da ödev abisinin mutlaka alternatifi bulunuyor. Velimize daha anlaşmanın başında diğer alternatif öğrencileri de tanıştırıyoruz. Böylece, herhangi bir eğitimcimizin bir mazeretinin oluşması halinde yedeği devreye giriyor böylece öğrenci için hazırladığımız programda aksama olmuyor." Tamer, klasik özel dersi sadece öğrenci ile öğretmen arasındaki akademik yardım olmaktan çıkararak optimum başarıyı garanti eden evde eğitim hizmetini veren öğrencileri eğitim seminerlerine de tabi tuttuklarını anlatarak, "Seçtiğimiz öğrencilerde başarı ve ahlaki kriterleri aramanın yanı sıra onlara çocuk psikoloji konusunda da eğitim veriyoruz. Böylece öğrenci ile iyi bir iletişim kurmalarını sağlıyoruz" dedi.
‘Velilerimiz için çözüm ortağı oluyoruz'
İlköğretim ve lise düzeyindeki tüm öğrencilerin bu sistemden faydalandığını ve uygulamanın olumlu sonuçlarının öğrenci başarısıyla kısa sürede görüldüğünü ifade eden Tamer, "Öğrenci başarısında velilerimiz için çözüm ortağı oluyoruz. Öğrenciye ders vermekle kalmayıp, okuldaki başarısını da yakından takip ediyor bu konuda aileyi yönlendiriyoruz" diye konuştu. Tamer, bu uygulamayla velilerin yükünü hafifletmenin, öğreniciye başarı yolunu açmanın yanı sıra üniversitede okuyan öğrencilere de istihdam imkanı sağlamanın mutluluğunu yaşadıklarını sözlerine ekledi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 03 Mart 2012 09:15
Gösterim: 3457

