Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Millî Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü 18.10.2012 tarih ve 127202 sayılı yazıları ile Norm fazlası öğretmenlerin yer değiştirme işlemlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “İhtiyaç fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri” başlıklı 41. maddesine göre yapılmasını istedi.

meb yönetmelikNorm fazlası öğretmenlerle ilgili işlemler, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “İhtiyaç fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri” başlıklı 41. maddesine göre yapılmaktadır.

Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 41. maddesi bir bütün olarak değerlendirilip Norm Kadro Fazlası/İstihdam Fazlası Öğretmenler; Özür durumları ve tercihleri de dikkate alınmak suretiyle öncelikle görevli oldukları yerleşim yerindeki ya da ilçedeki eğitim kurumlarına tercihleri alınarak hizmet puanı üstünlüğüne göre atanacaklar tercihte bulunmayanlar ise 5. fıkraya göre resen atanacaklardır.

“Norm kadro fazlası öğretmenler hakkında yapılacak işlemler" başlıklı haberde bu düzenlemenin detaylarına ve dikkat edilmesi gereken hususlara yer vermiştik.

Norm Kadro Fazlası/İstihdam Fazlası Öğretmenlerin Yer Değiştirme Başvurusu hakkında Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü Norm ve istihdam fazlası konumundaki öğretmenlerin ihtiyaç bulunan kadrolara ataması için kılavuz hazırlamış ve Norm Kadro Fazlası Öğretmenlerin Yer Değiştirme Formu oluşturmuştur.

yonetmelik

> MEB: Norm fazlası öğretmenleri atayın

Millî Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü 18.10.2012 tarih ve 127202 sayılı yazıları ile Norm fazlası öğretmenlerin yer değiştirme işlemlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “İhtiyaç fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri” başlıklı 41. maddesine göre yapılmasını istedi.

meb yönetmelikNorm fazlası öğretmenlerle ilgili işlemler, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “İhtiyaç fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri” başlıklı 41. maddesine göre yapılmaktadır.

Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 41. maddesi bir bütün olarak değerlendirilip Norm Kadro Fazlası/İstihdam Fazlası Öğretmenler; Özür durumları ve tercihleri de dikkate alınmak suretiyle öncelikle görevli oldukları yerleşim yerindeki ya da ilçedeki eğitim kurumlarına tercihleri alınarak hizmet puanı üstünlüğüne göre atanacaklar tercihte bulunmayanlar ise 5. fıkraya göre resen atanacaklardır.

“Norm kadro fazlası öğretmenler hakkında yapılacak işlemler" başlıklı haberde bu düzenlemenin detaylarına ve dikkat edilmesi gereken hususlara yer vermiştik.

Norm Kadro Fazlası/İstihdam Fazlası Öğretmenlerin Yer Değiştirme Başvurusu hakkında Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü Norm ve istihdam fazlası konumundaki öğretmenlerin ihtiyaç bulunan kadrolara ataması için kılavuz hazırlamış ve Norm Kadro Fazlası Öğretmenlerin Yer Değiştirme Formu oluşturmuştur.

yonetmelik

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Ekim 2012 11:08

Gösterim: 2620

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, çalışan kadınlara, kreş yardımı yapılmasına ilişkin projeyi genişletiyor. Kreş desteğinden yardıma muhtaç ailelerin çocukları da yararlanacak.

kresHükümet, gelir düzeyi düşük ailelere yaptığı yardımlara bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor. Bu çerçevede, gıda, yakacak ve nakdi yardımların yanı sıra yardıma muhtaç ailelerin, 0-5 yaş çocuklarına ‘kreş desteği’ de verilecek. Çalışan kadınlara, kreş yardımı yapılmasına ilişkin proje hazırlayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kreş yardımının kapsamını genişletme kararı aldı. Hazırlanan proje çerçevesinde, çalışan kadınların yanı sıra, gelir düzeyi düşük ailelere de kreş yardımı ve gündüz bakım evi hizmeti yardımı yapılması öngörüldü. 2013 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanan projede, gelir düzeyi düşük ailelere yapılacak kreş yardımı için model oluşturuluyor.

Devlet çalışan annenin yanında

Projeye göre, gelir durumu düşük ve devletten yardım alan kadınların, bir işte çalışmaları halinde kreş yardımı yapılması hedefleniyor. Proje, gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarına da fırsat eşitliği sağlanması ve aynı ailelerin istihdam edilmesini sağlayacak. Yapılacak kreş yardım tutarının sabit tutulması öngörülüyor. Kreşlerle de görüşmeler yapılarak, gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarına daha düşük ücretten hizmet vermeleri sağlanacak. Öte yandan, ulusal istihdam stratejisinde, gelir düzeyi düşük ailelerin dışında çalışan kadınlara da yardım yapılması planlanıyor. Buna göre, kreş yardımı özel sektörü de kapsayacak. Tutar, vergiden mahsup edilecek. Belirli büyüklükteki işyerlerinde ise kreş açılması zorunlu hale gelecek. Söz konusu düzenlemenin de önümüzdeki yıl hayata geçirilmesi öngörülüyor.

> Yardıma muhtaç aileye kreş desteği geliyor

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, çalışan kadınlara, kreş yardımı yapılmasına ilişkin projeyi genişletiyor. Kreş desteğinden yardıma muhtaç ailelerin çocukları da yararlanacak.

kresHükümet, gelir düzeyi düşük ailelere yaptığı yardımlara bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor. Bu çerçevede, gıda, yakacak ve nakdi yardımların yanı sıra yardıma muhtaç ailelerin, 0-5 yaş çocuklarına ‘kreş desteği’ de verilecek. Çalışan kadınlara, kreş yardımı yapılmasına ilişkin proje hazırlayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kreş yardımının kapsamını genişletme kararı aldı. Hazırlanan proje çerçevesinde, çalışan kadınların yanı sıra, gelir düzeyi düşük ailelere de kreş yardımı ve gündüz bakım evi hizmeti yardımı yapılması öngörüldü. 2013 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanan projede, gelir düzeyi düşük ailelere yapılacak kreş yardımı için model oluşturuluyor.

Devlet çalışan annenin yanında

Projeye göre, gelir durumu düşük ve devletten yardım alan kadınların, bir işte çalışmaları halinde kreş yardımı yapılması hedefleniyor. Proje, gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarına da fırsat eşitliği sağlanması ve aynı ailelerin istihdam edilmesini sağlayacak. Yapılacak kreş yardım tutarının sabit tutulması öngörülüyor. Kreşlerle de görüşmeler yapılarak, gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarına daha düşük ücretten hizmet vermeleri sağlanacak. Öte yandan, ulusal istihdam stratejisinde, gelir düzeyi düşük ailelerin dışında çalışan kadınlara da yardım yapılması planlanıyor. Buna göre, kreş yardımı özel sektörü de kapsayacak. Tutar, vergiden mahsup edilecek. Belirli büyüklükteki işyerlerinde ise kreş açılması zorunlu hale gelecek. Söz konusu düzenlemenin de önümüzdeki yıl hayata geçirilmesi öngörülüyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Ekim 2012 10:43

Gösterim: 2154

Sanayinin ara eleman ihtiyacını karşılamak için özel meslekî eğitim teşvik ediliyor. Meslek ve teknik lise kurarak öğrenci yetiştiren işadamlarına, öğrencinin devlete maliyetinin 1,5 katına kadar ödeme yapılacak. Bu rakam, öğrenci başına yaklaşık 5 bin liraya denk geliyor. Öğrencilere, pratik eğitim almaları için işletmelerde staj imkânı sağlanacak.

meslek liseleriDevlet, kendi elemanını yetiştiren girişimciye öğrenci başına destek verecek. Böylece patronlar, kendi okullarını kurarak sanayiye eleman yetiştirecek. Uygulama, bu yılı da kapsayacak şekilde yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre organize sanayi bölgelerindeki meslek ve teknik liselere öğrenci başına, öğrencinin devlete maliyetinin 1,5 katına kadar ödeme yapılacak. Uygulama OSB’lerdeki okull arla sınırlı değil. Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği organize sanayi bölgesi dışındaki özel meslek liseleri ile teknik okullara da öğrenci başına destek verilecek. Böylece devletin geniş bir yelpazede özel okullara destek vermesinin yolu açıldı.

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, meslek liselerindeki bir öğrencinin devlete maliyetinin yaklaşık 3 bin 300 lira olduğunu belirtiyorlar. Buna göre devlet, öğrenci başına 5 bin liraya kadar destek verebilecek. 100 öğrencisi olan bir okul 500 bin lira, 300 öğrencisi olan bir okul ise 1,5 milyon lira ödenek alacak. Bu para özel okullara üç taksit halinde ödenecek. Eğitim desteğinin yüzde 50’si kasım, yüzde 25’i şubat ve yüzde 25’i de haziran aylarında okula ödenecek. Özel okullara devlet desteği sağlanırken öğrencinin bir önceki yıl devlete maliyeti dikkate alınacak. Net rakamı her yıl ağustos ayında Maliye Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı birlikte belirleyecek. Eğitim ve öğretim desteği verilecek okul türü, iş gücü piyasasının ihtiyaçları da dikkate alınarak belirlenecek. Buna göre piyasanın ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştiren özel meslek ve teknik okullar destek kapsamına alınabilecek. Sanayinin ara eleman ihtiyacına cevap vermek için öğrenci yetiştirecek bu okulların bütün sorumluğu OSB yönetiminde olacak.

OSB başta olmak üzere destek kapsamındaki okullarda eğitim gören öğrenciler, bir yandan da işletmelerde staj yaparak pratik eğitim de alacaklar. Bu öğrencilere iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı çırak sigortası yapılacak. Öğrencilerin sigorta paraları da okulları tarafından ödenecek. Bu yıl hangi okulların destek alacağı ve destek miktarına ilişkin tebliğ de Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanarak yıl içinde yayımlanacak. Bu yıl için ödenecek destek tutarının yüzde 75’i şubatta, yüzde 25’i ise haziran ayında verilecek. Ayrıca devletin destek verdiği okullarda öğrenim gören öğrencilerden okul yönetimi herhangi bir ücret talep edemeyecek. Kalifiye işçi sıkıntısı çeken ve kendi elemanlarını yetiştirmek isteyen iş dünyasının talebi, Meclis tatile girmeden önce yasalaşmıştı. Torba yasa olarak bilinen ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 11 Temmuz’da onaylanan kanunla Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek özel meslek ve teknik liselere öğrenci başına para verilmesi yasalaşmıştı. Bu kanuna ilişkin yönetmelik de belirlendi.

İhtiyaçları OSB’ler karşılayacak

Organize sanayi bölgelerinde kurulacak okullar, reel sektörün ihtiyacı olan ara elemanları yetiştirecek. Türkiye’de halen yaklaşık 2,5 milyon işsize karşın işadamları ara eleman bulamamaktan şikâyetçi. OSB’lerdeki meslekî ve teknik okullar, özel okul statüsünde olacak. Bu okulların öğretmen dahil her türlü ihtiyacı, OSB ve belirlediği okul yönetimi tarafından karşılanacak. Devlet ise öğrenci sayısına göre, her bir öğrenci için ödeme yapacak. Özel okul mantığıyla çalışacak olan bu eğitim kurumları, doğrudan sanayi sektörüne istihdam garantili ara eleman yetiştirecek. Özel sanayi meslek liseleri olarak konumlanacak bu okullar, tam gün eğitim verecek. Kâr amacı güdülmeyen okullarda sanayinin ihtiyaçları dikkate alınarak eğitim yapılacak. Öğrenciler işyerlerinde uzun süreli uygulamalı eğitim fırsatı yakalayacak. İstihdam garantisi sebebiyle bu okullara büyük talep olması bekleniyor.

> Özel meslek liselerine, öğrenci başına 5 bin TL verilecek

Sanayinin ara eleman ihtiyacını karşılamak için özel meslekî eğitim teşvik ediliyor. Meslek ve teknik lise kurarak öğrenci yetiştiren işadamlarına, öğrencinin devlete maliyetinin 1,5 katına kadar ödeme yapılacak. Bu rakam, öğrenci başına yaklaşık 5 bin liraya denk geliyor. Öğrencilere, pratik eğitim almaları için işletmelerde staj imkânı sağlanacak.

meslek liseleriDevlet, kendi elemanını yetiştiren girişimciye öğrenci başına destek verecek. Böylece patronlar, kendi okullarını kurarak sanayiye eleman yetiştirecek. Uygulama, bu yılı da kapsayacak şekilde yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre organize sanayi bölgelerindeki meslek ve teknik liselere öğrenci başına, öğrencinin devlete maliyetinin 1,5 katına kadar ödeme yapılacak. Uygulama OSB’lerdeki okull arla sınırlı değil. Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği organize sanayi bölgesi dışındaki özel meslek liseleri ile teknik okullara da öğrenci başına destek verilecek. Böylece devletin geniş bir yelpazede özel okullara destek vermesinin yolu açıldı.

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, meslek liselerindeki bir öğrencinin devlete maliyetinin yaklaşık 3 bin 300 lira olduğunu belirtiyorlar. Buna göre devlet, öğrenci başına 5 bin liraya kadar destek verebilecek. 100 öğrencisi olan bir okul 500 bin lira, 300 öğrencisi olan bir okul ise 1,5 milyon lira ödenek alacak. Bu para özel okullara üç taksit halinde ödenecek. Eğitim desteğinin yüzde 50’si kasım, yüzde 25’i şubat ve yüzde 25’i de haziran aylarında okula ödenecek. Özel okullara devlet desteği sağlanırken öğrencinin bir önceki yıl devlete maliyeti dikkate alınacak. Net rakamı her yıl ağustos ayında Maliye Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı birlikte belirleyecek. Eğitim ve öğretim desteği verilecek okul türü, iş gücü piyasasının ihtiyaçları da dikkate alınarak belirlenecek. Buna göre piyasanın ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştiren özel meslek ve teknik okullar destek kapsamına alınabilecek. Sanayinin ara eleman ihtiyacına cevap vermek için öğrenci yetiştirecek bu okulların bütün sorumluğu OSB yönetiminde olacak.

OSB başta olmak üzere destek kapsamındaki okullarda eğitim gören öğrenciler, bir yandan da işletmelerde staj yaparak pratik eğitim de alacaklar. Bu öğrencilere iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı çırak sigortası yapılacak. Öğrencilerin sigorta paraları da okulları tarafından ödenecek. Bu yıl hangi okulların destek alacağı ve destek miktarına ilişkin tebliğ de Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanarak yıl içinde yayımlanacak. Bu yıl için ödenecek destek tutarının yüzde 75’i şubatta, yüzde 25’i ise haziran ayında verilecek. Ayrıca devletin destek verdiği okullarda öğrenim gören öğrencilerden okul yönetimi herhangi bir ücret talep edemeyecek. Kalifiye işçi sıkıntısı çeken ve kendi elemanlarını yetiştirmek isteyen iş dünyasının talebi, Meclis tatile girmeden önce yasalaşmıştı. Torba yasa olarak bilinen ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 11 Temmuz’da onaylanan kanunla Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek özel meslek ve teknik liselere öğrenci başına para verilmesi yasalaşmıştı. Bu kanuna ilişkin yönetmelik de belirlendi.

İhtiyaçları OSB’ler karşılayacak

Organize sanayi bölgelerinde kurulacak okullar, reel sektörün ihtiyacı olan ara elemanları yetiştirecek. Türkiye’de halen yaklaşık 2,5 milyon işsize karşın işadamları ara eleman bulamamaktan şikâyetçi. OSB’lerdeki meslekî ve teknik okullar, özel okul statüsünde olacak. Bu okulların öğretmen dahil her türlü ihtiyacı, OSB ve belirlediği okul yönetimi tarafından karşılanacak. Devlet ise öğrenci sayısına göre, her bir öğrenci için ödeme yapacak. Özel okul mantığıyla çalışacak olan bu eğitim kurumları, doğrudan sanayi sektörüne istihdam garantili ara eleman yetiştirecek. Özel sanayi meslek liseleri olarak konumlanacak bu okullar, tam gün eğitim verecek. Kâr amacı güdülmeyen okullarda sanayinin ihtiyaçları dikkate alınarak eğitim yapılacak. Öğrenciler işyerlerinde uzun süreli uygulamalı eğitim fırsatı yakalayacak. İstihdam garantisi sebebiyle bu okullara büyük talep olması bekleniyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Ekim 2012 10:30

Gösterim: 2387

Milyonlarca yabancı turist ağırlayan Antalya, aynı zamanda Ruslar ve Almanlar başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından yabancı öğrenciye ev sahipliği yapıyor.

yabanci ogrenciŞehirde 955’i devlet okulunda, bin 223 yabancı uyruklu öğrencinin bulunuyor. Brezilya’dan ABD’ye, Afganistan’dan İran’a birçok ülkeden talebeye rastlanmak mümkün. Öğrenciler arasında Suriyeli, Ermeni, Japon, Polonyalı, Filipinli bile var. Kiminin annesi kiminin babası yabancı. Kimi aşk, kimi ise geçim konulu bir hayat hikayesinin kahramanı. Onları buluşturan ortak payda ise yabancı olarak yaşadıkları Türkiye’de eğitimlerini devlet okulunda sürdürmeleri. Zar zor ya da bir çırpıda öğrendikleri Türkçeleriyle konuşurken, aslında bu ülkeye sadece isimlerinin yabancı olduğu anlaşılıyor.

Şakaları bile yerlileşen yabancı öğrencilerin güçlük çektikleri konu tahminlerin biraz ötesinde. Onları zorlayan şey yabancısı oldukları Türk ve inkılap tarihi dersleri. Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü verilerine göre şehirde 608’i erkek, 615’i kız bin 223 yabancı öğrenci var. Sırasıyla Kazakistan, Rusya Federasyonu, Almanya, Azerbaycan, Kırgızistan’dan en çok öğrencinin eğitim gördüğü şehirde bir öğrenci ise vatansız.

Eğitimini Antalya’da devam eden çocuklardan biri 14 yaşındaki Moldovalı Ana Cruglıco. Dokuzuncu sınıf öğrencisi Ana, beş yaşından beri Türkiye’de yaşıyor. Okul öncesi eğitimini ülkesinde tamamlayan Ana, “Birinci sınıfa başladığımda çok zor geldi. Hemen hiç Türkçe bilmiyordum. Sonra insan alışıyor. Buradaki insanlar iyi davranıyor.” diyor. Yabancı öğrencilerden biri de Ermenistan vatandaşı olan Narek Meliksetyan. 16 yaşındaki bu Ermeni genci bir yıl önce Antalya’ya gelmiş. Ailesi kuyumculuk yapan Narek, “Sıfırdan Türkçe öğrenmek çok zor oldu. Arkadaşlarım çok yardım ettiler ve Türkçe öğrettiler. En zor dersler; edebiyat, Türkçe ve tarih.” ifadelerini kullanıyor. Kimliğinde Pembegül Öztürk yazan Sara Takeno, anne tarafından Japon. 18 yaşında genç bir kızın geçmişe ait hatırladığı tek ise ‘Çekik göz’ diye dalga geçilmesi. 12. sınıfa devam eden Kırgız öğrenci Adeliya Mratapona ise iç mimar olmak istiyor. Öğrencilerin aileleri de eğitimden memnun. Kırgız Adeliya’nın annesi Güliya Garipova, “Adela’yı burada Rus okuluna gönderebilirdik. Ancak burada yaşayacaksan Rus okulu yerine Türk okuluna gönderme kararı aldık.” diyor. Aileler çocuklarının olduğu kadar birbirlerinin de en büyük yardımcısı. Zaman zaman yaşanılan zor durumlarda birbirlerine destek oluyorlar. Anzhelika Meliksetyan, diğer velilerle görüşüp birbirlerine yardımcı olduklarını dile getirirken durumu en güzel Julia Yıldırım’ın sözleri özetliyor: “Çocuklar 14-15 yaşında. En zor zamanları. Velilerle sohbet ediyoruz, çay içiyoruz. Allah’a şükür çok memnunuz.”

> Antalya yabancı öğrencilere ev sahipliği yapıyor

Milyonlarca yabancı turist ağırlayan Antalya, aynı zamanda Ruslar ve Almanlar başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından yabancı öğrenciye ev sahipliği yapıyor.

yabanci ogrenciŞehirde 955’i devlet okulunda, bin 223 yabancı uyruklu öğrencinin bulunuyor. Brezilya’dan ABD’ye, Afganistan’dan İran’a birçok ülkeden talebeye rastlanmak mümkün. Öğrenciler arasında Suriyeli, Ermeni, Japon, Polonyalı, Filipinli bile var. Kiminin annesi kiminin babası yabancı. Kimi aşk, kimi ise geçim konulu bir hayat hikayesinin kahramanı. Onları buluşturan ortak payda ise yabancı olarak yaşadıkları Türkiye’de eğitimlerini devlet okulunda sürdürmeleri. Zar zor ya da bir çırpıda öğrendikleri Türkçeleriyle konuşurken, aslında bu ülkeye sadece isimlerinin yabancı olduğu anlaşılıyor.

Şakaları bile yerlileşen yabancı öğrencilerin güçlük çektikleri konu tahminlerin biraz ötesinde. Onları zorlayan şey yabancısı oldukları Türk ve inkılap tarihi dersleri. Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü verilerine göre şehirde 608’i erkek, 615’i kız bin 223 yabancı öğrenci var. Sırasıyla Kazakistan, Rusya Federasyonu, Almanya, Azerbaycan, Kırgızistan’dan en çok öğrencinin eğitim gördüğü şehirde bir öğrenci ise vatansız.

Eğitimini Antalya’da devam eden çocuklardan biri 14 yaşındaki Moldovalı Ana Cruglıco. Dokuzuncu sınıf öğrencisi Ana, beş yaşından beri Türkiye’de yaşıyor. Okul öncesi eğitimini ülkesinde tamamlayan Ana, “Birinci sınıfa başladığımda çok zor geldi. Hemen hiç Türkçe bilmiyordum. Sonra insan alışıyor. Buradaki insanlar iyi davranıyor.” diyor. Yabancı öğrencilerden biri de Ermenistan vatandaşı olan Narek Meliksetyan. 16 yaşındaki bu Ermeni genci bir yıl önce Antalya’ya gelmiş. Ailesi kuyumculuk yapan Narek, “Sıfırdan Türkçe öğrenmek çok zor oldu. Arkadaşlarım çok yardım ettiler ve Türkçe öğrettiler. En zor dersler; edebiyat, Türkçe ve tarih.” ifadelerini kullanıyor. Kimliğinde Pembegül Öztürk yazan Sara Takeno, anne tarafından Japon. 18 yaşında genç bir kızın geçmişe ait hatırladığı tek ise ‘Çekik göz’ diye dalga geçilmesi. 12. sınıfa devam eden Kırgız öğrenci Adeliya Mratapona ise iç mimar olmak istiyor. Öğrencilerin aileleri de eğitimden memnun. Kırgız Adeliya’nın annesi Güliya Garipova, “Adela’yı burada Rus okuluna gönderebilirdik. Ancak burada yaşayacaksan Rus okulu yerine Türk okuluna gönderme kararı aldık.” diyor. Aileler çocuklarının olduğu kadar birbirlerinin de en büyük yardımcısı. Zaman zaman yaşanılan zor durumlarda birbirlerine destek oluyorlar. Anzhelika Meliksetyan, diğer velilerle görüşüp birbirlerine yardımcı olduklarını dile getirirken durumu en güzel Julia Yıldırım’ın sözleri özetliyor: “Çocuklar 14-15 yaşında. En zor zamanları. Velilerle sohbet ediyoruz, çay içiyoruz. Allah’a şükür çok memnunuz.”

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Ekim 2012 10:35

Gösterim: 2339

Eğitimde şimdi de 'sınıf öğretmeni' sıkıntısı yaşanıyor. 4 + 4+ 4 sistemiyle 66 aylıkların okula başlamasıyla iş yükünün artması sınıf öğretmenlerini başka alanlara yönlendirdi.

ogretmen prim “12 yıllık sınıf öğretmeniyim. Bugüne kadar dört kere birinci sınıf okuttum. Bu sene yeniden birinci sınıf aldım. 4 + 4 + 4’ten sonra öğrenci profili çok değişti. Yaş iyice küçüldü. Türkçe öğretmenliğine geçtim, ortaokulda ders veriyorum. Sınıfıma ücretli öğretmen verildi, o da ayrılmış. Birlikte başladığımız çocukları yarı yolda bırakmanın vicdan rahatsızlığı var ama öğretmenler de etten kemikten. Eğitimini almadığımız alanlara geçmeyi de doğru bulmuyorum ama..”

Bu sözler ‘alan’ değiştiren 42 bin öğretmenden birine ait. Her yıl ‘alanı dışında’ atanan yani örneğin kimya öğretmeniyken sınıf öğretmenliği yapan ya da fen bilgisi öğretmeni iken biyoloji öğretmenliği yapan öğretmenlere alan değiştirme hakkı tanınıyordu. Bu yıl, 4 + 4 + 4 eğitim sistemine geçilince 33 bin sınıf öğretmeni norm fazlası duruma düştü. Özür ve eş durumu atamalarında da il emrinin kaldırılmasıyla eşinden ayrı kalan binlerce öğretmene de alan değiştirme hakkı tanındı. 42 bin öğretmen alan değiştirdi.

Alan değiştiren öğretmenlerden 22 bin 500’ü sınıf öğretmeni. Bu öğretmenlerin bir kısmı da branşı farklı olduğu halde sınıf öğretmenliği yapanlar. Yani sınıf öğretmenliğini bırakarak uzmanı oldukları alanlarına geri döndüler. Ancak bu yıl uzmanlığı sınıf öğretmenliği olan pek çok öğretmen de Türkçe, matematik, beden eğitimi, tarih, İngilizce gibi bölümlere geçti. Bakanlığın öğretmenlere çözüm olarak sunduğu, pek çok öğretmenin eşinden ayrı kalmamak, norm fazlası durumuna düşmemek için tercih ettiği bu durum, öğretmenlerin uzman olmadıkları bir alanda ne kadar etkin olabileceği tartışmalarını da beraberinde getirdi. Alanı olmadığı halde çeşitli branşlarda ders veren öğretmenlere nedenlerini sorduk. Öğretmenlerin ‘özeleştiri’ de yaparak verdikleri yanıtlar şöyle:

Etten kemikteniz...

12 yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra Türkçe öğretmenliğine geçen ve adını vermeyen öğretmen: “Okuttuğum birinci sınıfta 33 öğrenci vardı. 66 aylıkların yanı sıra 66 - 60 ay altı 4 öğrenci vardı. Bir iki tekrarla yaptığımız işleri bile daha uzun zamanlarda yapmaya başlamıştık. Beslenme saatinde annesi gelip, kaşıkla yemek yediren bile vardı. Bir ay birinci sınıf okuttuktan sonra başka okulda Türkçe öğretmenliğine başladım. Öğrencilerimin adlarını ezberlemiş, yıl içindeki planları yapmıştım. Alan değiştirince hayal kırıklığı yaşadılar. Benim yerime gelen öğretmen de gitti. Üçüncüsü gelecek. Çocukları yarı yolda bırakmanın vicdan rahatsızlığı var ama öğretmenler de etten kemikten yaratılmış. Evde bir ailem var. Alan değişikliğini doğru bulmuyorum. Kendi doğrularımla çakışıyorum ama bu ülkede sınıf öğretenliği okumayan branş öğretmenleri de yıllardır sınıf öğretmenliği yapıyor.

Norm fazlası sorunu

9 yıllık sınıf öğretmeni Eyüp Akpınar’ın anlattıkları şöyle: “Bir okulda özel alt sınıftaki zihinsel engelli öğrencilerle çalışıyorum. Gelecek yıl 4. sınıf okutup mezun ettikten sonra norm fazlası konuma düşecektim. Kendime yer arayacaktım. ‘Öğretmenlerin az çalışıp çok para kazandıkları’ ile ilgili söylemler velinin gözünde değerimizi iyice düşürüyor. Velilerin hakaretlerine maruz kalıyoruz. Bezdim. Velilerle uğraşacağıma, zihinsel engelli öğrencilere faydalı olmak istedim. Öğrencilerimi çok seviyorum. Bu alan özel, eğitim almak gerekli. Bir sınıf öğretmeni de iyi yapar diye düşünüyorum. İnternetten araştırma yapıyorum, bu alanda çalışan öğretmenlerden bilgi alıyorum.”

Sınıf öğretmenlerinin alan değiştirmesi 4+4+4 ’ün garabeti

Sınıf öğretmenliğinden Türkçe öğretmenliğine geçen Eğitim Sen 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan: Sınıf öğretmenlerinin alan değiştirmesi 4+4+4’ün bir garabeti. Özel bir sebeple ve 4 + 4 + 4’ten sonra 1. sınıf okutmakta zorlanacağım için yan alanım olan Türkçe öğretmenliğine geçtim. Birinci sınıfa başlama yaşı düşünce zorlandım, bunun için özel bir formasyonum yoktu. Birinci sınıfı bir ay okuttum. Ben alan değiştirince başka sınıflara dağıttılar öğrencileri. Öğretmenleri ve ortamları değişti. Çocuklar açısından kayıp oluyor tabii, ben de üzülüyorum.

> Sınıf öğretmenleri sınıf'ı bıraktı

Eğitimde şimdi de 'sınıf öğretmeni' sıkıntısı yaşanıyor. 4 + 4+ 4 sistemiyle 66 aylıkların okula başlamasıyla iş yükünün artması sınıf öğretmenlerini başka alanlara yönlendirdi.

ogretmen prim “12 yıllık sınıf öğretmeniyim. Bugüne kadar dört kere birinci sınıf okuttum. Bu sene yeniden birinci sınıf aldım. 4 + 4 + 4’ten sonra öğrenci profili çok değişti. Yaş iyice küçüldü. Türkçe öğretmenliğine geçtim, ortaokulda ders veriyorum. Sınıfıma ücretli öğretmen verildi, o da ayrılmış. Birlikte başladığımız çocukları yarı yolda bırakmanın vicdan rahatsızlığı var ama öğretmenler de etten kemikten. Eğitimini almadığımız alanlara geçmeyi de doğru bulmuyorum ama..”

Bu sözler ‘alan’ değiştiren 42 bin öğretmenden birine ait. Her yıl ‘alanı dışında’ atanan yani örneğin kimya öğretmeniyken sınıf öğretmenliği yapan ya da fen bilgisi öğretmeni iken biyoloji öğretmenliği yapan öğretmenlere alan değiştirme hakkı tanınıyordu. Bu yıl, 4 + 4 + 4 eğitim sistemine geçilince 33 bin sınıf öğretmeni norm fazlası duruma düştü. Özür ve eş durumu atamalarında da il emrinin kaldırılmasıyla eşinden ayrı kalan binlerce öğretmene de alan değiştirme hakkı tanındı. 42 bin öğretmen alan değiştirdi.

Alan değiştiren öğretmenlerden 22 bin 500’ü sınıf öğretmeni. Bu öğretmenlerin bir kısmı da branşı farklı olduğu halde sınıf öğretmenliği yapanlar. Yani sınıf öğretmenliğini bırakarak uzmanı oldukları alanlarına geri döndüler. Ancak bu yıl uzmanlığı sınıf öğretmenliği olan pek çok öğretmen de Türkçe, matematik, beden eğitimi, tarih, İngilizce gibi bölümlere geçti. Bakanlığın öğretmenlere çözüm olarak sunduğu, pek çok öğretmenin eşinden ayrı kalmamak, norm fazlası durumuna düşmemek için tercih ettiği bu durum, öğretmenlerin uzman olmadıkları bir alanda ne kadar etkin olabileceği tartışmalarını da beraberinde getirdi. Alanı olmadığı halde çeşitli branşlarda ders veren öğretmenlere nedenlerini sorduk. Öğretmenlerin ‘özeleştiri’ de yaparak verdikleri yanıtlar şöyle:

Etten kemikteniz...

12 yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra Türkçe öğretmenliğine geçen ve adını vermeyen öğretmen: “Okuttuğum birinci sınıfta 33 öğrenci vardı. 66 aylıkların yanı sıra 66 - 60 ay altı 4 öğrenci vardı. Bir iki tekrarla yaptığımız işleri bile daha uzun zamanlarda yapmaya başlamıştık. Beslenme saatinde annesi gelip, kaşıkla yemek yediren bile vardı. Bir ay birinci sınıf okuttuktan sonra başka okulda Türkçe öğretmenliğine başladım. Öğrencilerimin adlarını ezberlemiş, yıl içindeki planları yapmıştım. Alan değiştirince hayal kırıklığı yaşadılar. Benim yerime gelen öğretmen de gitti. Üçüncüsü gelecek. Çocukları yarı yolda bırakmanın vicdan rahatsızlığı var ama öğretmenler de etten kemikten yaratılmış. Evde bir ailem var. Alan değişikliğini doğru bulmuyorum. Kendi doğrularımla çakışıyorum ama bu ülkede sınıf öğretenliği okumayan branş öğretmenleri de yıllardır sınıf öğretmenliği yapıyor.

Norm fazlası sorunu

9 yıllık sınıf öğretmeni Eyüp Akpınar’ın anlattıkları şöyle: “Bir okulda özel alt sınıftaki zihinsel engelli öğrencilerle çalışıyorum. Gelecek yıl 4. sınıf okutup mezun ettikten sonra norm fazlası konuma düşecektim. Kendime yer arayacaktım. ‘Öğretmenlerin az çalışıp çok para kazandıkları’ ile ilgili söylemler velinin gözünde değerimizi iyice düşürüyor. Velilerin hakaretlerine maruz kalıyoruz. Bezdim. Velilerle uğraşacağıma, zihinsel engelli öğrencilere faydalı olmak istedim. Öğrencilerimi çok seviyorum. Bu alan özel, eğitim almak gerekli. Bir sınıf öğretmeni de iyi yapar diye düşünüyorum. İnternetten araştırma yapıyorum, bu alanda çalışan öğretmenlerden bilgi alıyorum.”

Sınıf öğretmenlerinin alan değiştirmesi 4+4+4 ’ün garabeti

Sınıf öğretmenliğinden Türkçe öğretmenliğine geçen Eğitim Sen 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan: Sınıf öğretmenlerinin alan değiştirmesi 4+4+4’ün bir garabeti. Özel bir sebeple ve 4 + 4 + 4’ten sonra 1. sınıf okutmakta zorlanacağım için yan alanım olan Türkçe öğretmenliğine geçtim. Birinci sınıfa başlama yaşı düşünce zorlandım, bunun için özel bir formasyonum yoktu. Birinci sınıfı bir ay okuttum. Ben alan değiştirince başka sınıflara dağıttılar öğrencileri. Öğretmenleri ve ortamları değişti. Çocuklar açısından kayıp oluyor tabii, ben de üzülüyorum.

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Ekim 2012 10:17

Gösterim: 3688


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.