Pearson eğitimde fark yaratmaya devam ediyor




Dünya ölçeğinde eğitim çözümleri geliştiren Pearson, Türkiye’de çalışmalarına hız vererek devam ediyor. Always Learning sloganı altında İngilizce’den mesleki eğitime, okul öncesinden üniversiteye eğitimin hemen hemen tamamına yönelik çözümler sunuyor.

Birbirine bağlı 6 alanda entegre eğitim Pearson Türkiye Genel Müdürü Özhan Toktaşçözümleri üreten dünyanın en büyük eğitim şirketi olan Pearson, anaokulundan üniversiteye mesleki eğitimden İngilizce’ye tüm deneyimlerini Türkiye’de hayata geçiriyor. Türkiye’de yılda yüzde 35 oranında büyüdüklerini belirten Pearson Türkiye Genel Müdürü Özhan Toktaş, Türk eğitim sisteminin yeniden yapılandırılmasında her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını vurguluyor.

Dünya ölçeğinde eğitim çözümleri geliştiren Pearson, Türkiye’de çalışmalarına hız vererek devam ediyor. Always Learning sloganı altında İngilizce’den mesleki eğitime, okul öncesinden üniversiteye eğitimin hemen hemen tamamına yönelik çözümler üreten Pearson, öğrenmenin yaşı, zamanı ve yerinin olmadığını düşünerek, gerek çalışan, gerek öğrenci, gerek çocuk, gerek ebeveyn herkese dokunarak hayatlarını daha da kaliteli hale getirmeyi hedefliyor.

Pearson’ın teknolojiye yaptığı yatırımlarla, organik ve inorganik büyüyerek dünya ölçeğinde başarısını sürekli artırdığına dikkat çeken Pearson Türkiye Genel Müdürü Özhan Toktaş, Türkiye’deki büyümelerinin de yıllık olarak yüzde 35’i bulduğunu ifade ediyor.

Sürekli eğitimin ülkelerden coğrafyalardan bağımsız olarak öneminin arttığını belirten Toktaş, “Türkiye de bu gelişmeden doğal olarak etkileniyor. Aslında yaşamın içinde sürekli öğreniyoruz;  okurken, gezerken, televizyon seyrederken öğreniyoruz, dolayısıyla öğrenmek süreklilik arz eden bir hayat yolculuğu… Pearson olarak biz de bu öğrenme yolculuğunda kişilerin hayat kalitelerini daha da iyileştirmeleri ve kendi gelişimleri için,  ürün ve servislerimizle katkıda bulunuyoruz. Okul öncesi eğitim içeriklerinden tutun online olarak ölçme değerlendirmeye kadar Pearson, gerek dijital platformlar gerekse öğrenme materyalleriyle eğitim çözümleri sunan global ölçekte de örneği olmayan bir şirket. Beşikten mezara, her kesimdeki insan için eğitimi amaçlıyoruz. Gelirimizin büyük çoğunluğu da eğitimden geliyor. Dijital bir dünyada yaşıyoruz. Herkes öğrenmeyi alışılagelmiş yolların haricinde web, tabletler üzerinden, hatta akıllı telefonlar üzerinden yapmayı arzu ediyor. Esnekliğimiz ile yeni teknolojilere ilk alışan kurumlardan biriyiz.” diye konuşuyor.

PEARSON 6 ALANDA BÜTÜNLEŞİK ÇÖZÜMLER SUNUYOR

Pearson’ın İngilizce öğreten ve dijital/basılı materyal üreten bir şirketten, eğitimin her alanında çözüm sağlayan entegre bir şirkete dönüştüğüne vurgu yapan Toktaş, şirketin birbirine bağlı olarak 6 alanda faaliyette bulunduğunu söylüyor.

“Buna bir öğrenme yolculuğu diye bakarsak öncelikle ‘Neredeyiz, nereye gitmek istiyoruz?’ sorusuna anlamlı bir yanıt vermek durumundayız.” diyen Toktaş, 6 faaliyet alanı hakkında şu bilgileri veriyor: “Biz, Pearson olarak Program ve Yetkinlik Geliştirme,  Öğrenme ve Öğrenmeyi Geliştirme Kaynakları, İngilizce Dil Eğitimi, E-Öğrenme ve Eğitim Teknolojileri, Ulusal ve Kurumsal Ölçme-değerlendirme, Öğretmen ve Liderlik Gelişimi olmak üzere toplam 6 alanda faaliyet gösteriyoruz.

Pearson’ın merkezi İngiltere’de. ABD ve İngiltere’nin müfredatına uygun içeriklerle, birçok eyalette yüzbinlerce okulda, milyonlarca öğrenciye ulaşıyoruz. Blended dediğimiz karma öğrenim tekniklerinin öğrencinin başarısına çok ciddi olarak etki ettiğini deneyleyebiliyoruz, ölçebiliyoruz ve gösterebiliyoruz. Türkiye ile birikimlerimizi paylaşmak istiyoruz. Öğrenmeyi sınıfın dışına taşıyoruz. Öğrenmenin her yerde, her ortamda devam etmesini istiyoruz. Eğitimin sadece sınıfla sınırlı kalmaması gerektiğine inanıyoruz.”

KURUMLARA ÖZGÜ MÜFREDAT

Müfredat konusuna çok önem verdiklerinin altını çizen Toktaş, her kuruma özgü müfredat oluşturma kabiliyetinde olduklarını belirterek, “Bugün Türkiye’deki öğrenci sistemi ne kadar etkili, ne kadar değil? Önce oturalım birlikte bunu değerlendirelim diyoruz. Pearson olarak bunu sorgulayan, Türkiye’yi de içeren “Learning Curve” yani “Öğrenme Eğrisi” başlığıyla bir rapor da yayınladık. Burada eğitim sistemlerinin fotoğrafını çektik ve bunu tartışmaya açtık. Bugüne kadar yapılmış en kapsamlı en büyük eğitim araştırması ve inanılmaz bir data içeriyor.” diye konuşuyor. Müfredat ile sadece hangi dersin ne kadar işlendiğinin anlaşılmaması gerektiğine vurgu yapan Toktaş, daha kapsamlı bir bakışa ihtiyaç olduğunun altını çiziyor. Hazır müfredatları da akredite edebildiklerini belirten Özhan Toktaş, buna Doğa Koleji’nde uygulanan t-MBA modelini örnek gösteriyor. “Doğa Koleji’nin t-MBA programını biz akredite ettik.” diyen Toktaş, programın uluslararası geçerliliği olan  bir program haline geldiğini söylüyor.

Özhan Bey ile yaptığımız söyleşiye katılan Pearson Türkiye Pazarlama Direktörü Işıl Berkan ise müfredatla birlikte oluşturulacak içerik konusuna da vurgu yaparak, “Programı oluşturduktan sonra ona uygun bir içeriğin olması lazım. Bu içeriğin nasıl olması gerekiyor? Digital olabilir veya dijital ve basılı olabilir… Günümüzde daha da fazla dijitale doğru gidiliyor tabii. Ancak dijital derken interaktif, anlaşılabilir, ulaşılabilir, ölçülebilir, daha doğrusu online olarak ölçülebilir, öğrenme çıktıları ortaya konarak eğitmenlere raporlanabilir olması gerekiyor.” diye konuşuyor.

MESLEKİ EĞİTİME BAKIŞ DEĞİŞECEK

Pearson bünyesindeki Edexcel markamız ile gerek akademik, gerekse mesleki eğitim konusunda programlar düzenleme ve yeterlilkleri belgelendirme yetkisine sahibiz.. İngiliz hükümetinin Edexcel’e verdiği yetki ile 2. sınıftan üniversite eğitimine kadar farklı uluslararası geçerliliği olan programları belgelendirme yetkisi de yine Pearson’a ait.

Buna ilave olarak yine Edexcel bünyesindeki BTEC ptogramları ile de mesleki eğitim konusunda da uluslaarası geçerliliği olan sertifikasyon yetkinliğine sahibiz.

Bunu neredeyse her meslek alanını kapsayacak şekilde hazırlanmış standart programlarımızla yapabildiğimiz gibi, lokal ihtiyaca göre modifiye edilmiş veya ihtiyaca yönelik olarak özel geliştirilmiş çözümlerimizle de sağlayabiliyoruz.

Mesleki eğitime yönelik geliştirdikleri çözümlerin Türkiye’deki uygulamaları ile ilgili de bilgi veren Pearson Türkiye Genel Müdürü Özhan Toktaş, İngiltere’de uyguladıkları sistemin Türkiye’de de uygulanması halinde mesleki eğitimde farklı bir döneme girilebileceğini dile getiriyor.  “Bu programlar kişilerin yeterliliklerinin Avrupa Birliği Standartları doğrultusunda derecelendirilmesini sağlamaktadır.” diye Toktaş, “Bu konuda Türkiye’de çok ciddi faaliyet gösteriyoruz, önde gelen meslek kuruluşlarıyla yakın çalışıyoruz. Edexcel ile bu konuda getirdiğimiz çok önemli bir katkı var. Edexcel Merkezi olan Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin 2 yıllık Meslek Yüksek Okulu öğrenimi üzerine sadece 1 sene daha eğitimlerini sürdürerek lisans programı mezunu olmaları mümkün. Ayrıca, meslek yüksek okulu ve üniversite diplomalarının yanısıra uluslararası tanınırlığı olan Edexcel diplomasına da sahip olabiliyorlar. Öğrenci burada hayatının 3 senesini kazanbiliyor.”

OKULLAR ve ÜNİVERSİTELERE SANAL ÖĞRENME PLATFORMLARI

Pearson e-öğrenme konusunda da çalışmalar yürütüyor. Bu noktada tekrar söz alan Işıl Berkan, okullar ve üniversiteler için sanal öğrenme (Learning Management System) platformları oluşturduklarını söylüyor. Pearson’ın eğitim teknolojileri ve e-öğrenme konusunda da çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Berkan, öğrenme sürecine öğrencinin, öğretmenin, velinin de katkısı olması gerektiğini vurgulayarak,”Sanal Öğrenme Platformu’na kurumun içeriklerinin yanısıra, kendi içeriklerimizi de koyabiliyoruz ve öğrenmenin takip edilmesini sağlıyoruz. Bu platformlar çok fonksiyonel, kullanımı çok kolay. Açtığımız sanal sınıflarda ‘uzaktan öğrenme’yi de sağlayabiliyoruz. Üniversite öncesi için ve üniversite için ayrı ayrı oluşturulan platformlarımızın yanı sıra artan içeriklerin gereksinimi olarak içerik yönetim sistemleri de sağlayabiliyoruz.” diyor.

AÇIK UÇLU SORULAR UZMANLIK GEREKTİRİYOR

Türkiye’de de tartışılmaya başlanan sınavlarda açık uçlu sorular konusuna da değinen Toktaş, bu soruların ne şekilde hazırlanacağının çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. Açık uçlu soruların neyi ölçmek istediğinize ilişkin olarak hazırlanması gerektiğine vurgulayan Toktaş, bu alanda Pearson’ın deneyimlerini Türkiye’ye aktarmaya hazır olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Meselâ biz soru hazırlayan kişilere nasıl soru hazırlayacakları konusunda eğitim veriyoruz.  Ardından soru bankası hazırlanıyor. Sonra bunların tamamen bağımsız bir şekilde ve çok yetkin kişiler tarafından değerlendirilmesi lâzım. Bizim yaptığımız sistemde, tüm cevapları tek tek tarayarak dijital ortama aktarıyoruz. Her sorunun değerlendiricileri ayrı. Değerlendiren kişi sadece cevabı görüyor, kimin kağıdını değerlendirdiğini, hangi okula ait olduğunu bilmiyor. Sadece cevabı görüyor ve onu değerlendiriyor . Bunu güvenli bir şekilde İngiltere’de, ABD’de, Avustralya’da yıllardır yapıyoruz. Onun için Türkiye’de de kuşkusuz yapabiliriz. Açık uçlu soru çocuğun muhakeme yeteneğini, yaratıcılığını zorlayan ve derleyen, 21. yüzyıl becerilerini geliştiren bir sistem. 21. yüzyıl becerileri temelli eğitim dediğimizde genel hatlarıyla daha yaratıcı, muhakeme yeteneği gelişmiş, daha fazla özgüveni olan ve kendini ifade edebilme yeteneği olan çocukları yetiştirmeyi kastediyoruz. Bu bağlamda zaten 2015 OECD PISA sınavlarına da büyük ölçüde katkımız var ki bu sınavlar da 21. yüzyıl becerileri esas alınarak hazırlanıyor.”

“ÖĞRETMENLERİMİZ ÖNEMLİ”

Uzmanlık alanlarımızın bir diğeri de öğretmen ve liderlik gelişimine ait. Öğretmenlerin içerik aktarımı, öğretme becerileri konusunda eğitilmesi ve liderlik gelişimi son derece önemli. Bu konuda da danışmanlık hizmeti veriyoruz.

TÜRKİYE PEARSON’IN 10 ÜLKESİ ARASINA GİRDİ

Toktaş, Pearson’ın dünyada 10 ülkeye odaklanmaya karar verdiğini söyledi. “Bu diğer bölgelerde faaliyet göstermeyeceğimiz anlamına gelmiyor tabii ki “ diyen Toktaş, neden Türkiye’nin bu 10 ülke arasında yer aldığını şöyle açıkladı: “Türkiye’nin aralarında bulunduğu 10 ülke asıl odaklanacağımız ülkeler olacak. Türkiye’deki gelişen ekonomi,  eğitime ayrılan kaynakların artması ve genç nüfusun oranı Türkiye’nin seçilmesinde etken olan konular oldu.  Bir diğeri de tabii Pearson Türkiye’nin son 2 senedir % 35 in üzerinde büyümesi.”

ÇOCUKLAR GELECEKTE NASIL ÖĞRENECEKLER?

Next Generation Learning Pearson’ın ortaya attığı bir konsept. Next Generation Learning konseptinin bundan sonraki nesillerin öğrenme stillerini belirleyeceğini belirten Pearson Türkiye Pazarlama Direktörü Işıl Berkan, bu konseptin detayları hakkında şu bilgileri verdi: “Günümüz çocukları farklılar. Neyi öğrenirler, nasıl öğrenmek isterler, nasıl daha kolay öğrenirler gibi konulara cevap verirken, yaptığımız araştırmalarda  teknoloji ile beraber fiziksel ortamın önemi de ortaya çıkıyor. Bununla birlikte öğretmenin liderlik yaklaşımı da önemli, bunların hepsi öğrenme çıktılarının sağlıklı olabilmesi için önemli birer etken.” 

EĞİTİMDE İNGİLTERE ÖRNEĞİ

Tony Blair’in başdanışmanı olan Sir Michael Barber’ın şu anda Pearson’la birlikte çalıştığını belirten Toktaş, İngiltere’de yapılan çalışma hakkında da bilgi vererek, Türkiye için iyi bir örnek olduğunu belirtti. Toktaş, Sir Michael Barber’ın yaptığı çalışma hakkında şunları aktardı: “İngiltere’de öğrenme çıktıları açısından en problemli olan belediyeyi ele alan bir çalışma yapılmış. Bu belediyenin eğitim ortalamasının diğer bölgelerin altında olduğu tespit edildikten sonra burada “Deliverology” metodolojisi uygulanarak bir sistem reformu gerçekleştirilmiş ve neler iyileştirilebilir, nelerin iyileştirilmesi gerekir şeklinde bir analiz ortaya koyulmuştur. Sorunlar tespit edilip iyileştirmeler yapılmış ve belli bir süre sonra diğer bölgelerle aradaki farkın kapandığı gözlenmiştir. Benzer bir çalışma ihtiyaç duyulur ve gerekli görülürse Türkiye’de de kuşkusuz yapılabilir. Pearson olarak bu konuda her türlü katkıyı yapmaya hazırız.”

 “Pearson olarak öğrenmeye inanıyoruz, her türlü öğrenmeye her tür insan  için öğrenmeye inanıyoruz. Öğrenmenin gerçekten insanların hayatlarını değiştireceğine ve onlara yepyeni kapılar açacağına ve fırsatlar sunabileceğine inanıyoruz, onun için eğitim çok önemli. Bizim için en önemlisi öğrenme çıktılarını gösterebildiğimiz, değer katabildiğimiz öğrenme sistemleri sunabilmek.”

 “Program geliştirilmesi konusunda danışmanlık veriyoruz. Sonra bu programla uyumlu içerik sağlıyoruz , geliştiriyoruz ve ya geliştirilmesi için danışmanlık hizmeti veriyoruz. Sonraki adım ise tabii ki öğrenmenin etkin bir şekilde gelişebilmesi için öğretmenlerimizin profesyonel anlamdaki yetkinliklerinin artırılması ve liderlik vasıflarının kazandırılması oluyor. Bu kapsamda da danışmanlık hizmetleri veriyoruz.”

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.