Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu, hazırlayacağı projeyle sokakta yaşayan madde bağımlısı gençlere berberliği öğretecek.

sokak çocukları berberlikTürkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu Başkanı Bayram Karakaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği hibe projeleri kapsamında berber, kuaför ve güzellik uzmanlarının eğitimi, meslekte daha üst noktalara yükselmeleri amacıyla projeler hazırladıklarını söyledi.

Hazırlanan projeler arasında yer alan sokak çocuklarının istihdamına yönelik projenin ise Türkiye'deki önemli bir soruna çare olacak nitelikte olduğunu ifade eden Karakaş, "Kesintisiz eğitimden kaynaklanan kalfa ve çırak sıkıntımız var. Bu sıkıntı bir yanda dururken, bir de sokakta kağıt toplayan, 'baliciler' diye adlandırdığımız madde bağımlısı sahipsiz kitle var. Gerek Avrupa Birliği projesi olarak gerekse İŞKUR'la gerçekleştireceğimiz çalıştayla 'meslek edindirme' adı altında sokaktaki sahipsizlere, hayatta merdiven altı olarak yaşayan, hayat bulmaya çalışan gariplere el uzatmak adına bir proje hazırlıyoruz" diye konuştu.

Karakaş, atacakları adımla büyük bir yaraya parmak basacaklarını anlatarak, "Ankara merkezli yaptığımızdan KOSGEB, İŞKUR, AB istihdama dayalı kaç kota koyarsa onun üst limitine de çıkarak istihdam yaratacağız. Ankara'dan başlayıp tüm Türkiye'de 122 odamızın bulunduğu her yerde bu projemize hayat bulduracağız" ifadelerini kullandı.

Çırak yetişmiyor

Edirne'de berberlik yapan Berkan Çakıcı da projenin olumlu sonuçlar yaratacağını ve berberlerin projeyi destekleyeceğini söyledi.

Çakıcı, geçmişteki gibi berber çırağı yetişmediğini belirterek, "Aileler, artık çocuklarını eskisi gibi berber yanına ya da başka bir yere yaz tatilinde çalışması için vermiyor. Verdikleri zaman da bizim okul zamanlarında çırak sıkıntımız ortaya çıkıyor" dedi.

Sokak çocuklarının hayata kazandırılması önemli olduğunu dile getiren Çakıcı, "Madde bağımlısı sokak çocukları, kötü alışkanlıklardan bir meslek edinerek kurtulabilir. Çırak olarak yetişecekler ve ileride kendi iş yerlerini dahi açabilecekler. Biz de çıraklıktan yetiştik bu meslekte. Şimdi ekmeğimizi elimize aldık Allah'a şükür çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

> Sokak çocukları berberliği öğrenecek

Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu, hazırlayacağı projeyle sokakta yaşayan madde bağımlısı gençlere berberliği öğretecek.

sokak çocukları berberlikTürkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu Başkanı Bayram Karakaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği hibe projeleri kapsamında berber, kuaför ve güzellik uzmanlarının eğitimi, meslekte daha üst noktalara yükselmeleri amacıyla projeler hazırladıklarını söyledi.

Hazırlanan projeler arasında yer alan sokak çocuklarının istihdamına yönelik projenin ise Türkiye'deki önemli bir soruna çare olacak nitelikte olduğunu ifade eden Karakaş, "Kesintisiz eğitimden kaynaklanan kalfa ve çırak sıkıntımız var. Bu sıkıntı bir yanda dururken, bir de sokakta kağıt toplayan, 'baliciler' diye adlandırdığımız madde bağımlısı sahipsiz kitle var. Gerek Avrupa Birliği projesi olarak gerekse İŞKUR'la gerçekleştireceğimiz çalıştayla 'meslek edindirme' adı altında sokaktaki sahipsizlere, hayatta merdiven altı olarak yaşayan, hayat bulmaya çalışan gariplere el uzatmak adına bir proje hazırlıyoruz" diye konuştu.

Karakaş, atacakları adımla büyük bir yaraya parmak basacaklarını anlatarak, "Ankara merkezli yaptığımızdan KOSGEB, İŞKUR, AB istihdama dayalı kaç kota koyarsa onun üst limitine de çıkarak istihdam yaratacağız. Ankara'dan başlayıp tüm Türkiye'de 122 odamızın bulunduğu her yerde bu projemize hayat bulduracağız" ifadelerini kullandı.

Çırak yetişmiyor

Edirne'de berberlik yapan Berkan Çakıcı da projenin olumlu sonuçlar yaratacağını ve berberlerin projeyi destekleyeceğini söyledi.

Çakıcı, geçmişteki gibi berber çırağı yetişmediğini belirterek, "Aileler, artık çocuklarını eskisi gibi berber yanına ya da başka bir yere yaz tatilinde çalışması için vermiyor. Verdikleri zaman da bizim okul zamanlarında çırak sıkıntımız ortaya çıkıyor" dedi.

Sokak çocuklarının hayata kazandırılması önemli olduğunu dile getiren Çakıcı, "Madde bağımlısı sokak çocukları, kötü alışkanlıklardan bir meslek edinerek kurtulabilir. Çırak olarak yetişecekler ve ileride kendi iş yerlerini dahi açabilecekler. Biz de çıraklıktan yetiştik bu meslekte. Şimdi ekmeğimizi elimize aldık Allah'a şükür çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

Son Güncelleme: Çarşamba, 12 Ağustos 2015 17:27

Gösterim: 877

Türkiye'de geçen yıl itibarıyla toplam 29 bin 629 kütüphane bulunuyor. Milli Kütüphane'den yararlananların sayısı yüzde 14,7 azaldı.

kütüphaneTürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ilk kez Kütüphane İstatistiklerini açıkladı.

Buna göre, Türkiye genelinde 2014 yılında 1 milli, bin 121 halk, 559 üniversite ve 27 bin 948 örgün ve yaygın eğitim kurumu olmak üzere toplam 29 bin 629 kütüphane faaliyet gösteriyor.

Milli Kütüphane'nin 28 bin 356, halk kütüphanelerinin 1 milyon 209 bin 766 ve üniversite kütüphanelerinin 3 milyon 870 bin 112 üyesi bulunuyor.

Kitap sayılarındaki değişime bakıldığında Milli Kütüphane'deki kitap sayısı, geçen yıl 2013'e göre yüzde 12,8 artarak 1 milyon 629 bin 496'ya ulaştı. Geçen yıl, Milli Kütüphane'deki diğer materyal sayısı ise aynı dönemde yüzde 4,8 artış gösterdi.

Halk kütüphanelerinin sayısı, 2014'te bir önceki yıla göre yüzde 0,3 artarak bin 121 oldu. Halk kütüphanelerindeki kitap sayısı bu dönemde yüzde 6,3 yükselerek 17 milyon 111 bin 825'i buldu. Bu kütüphanelerdeki kayıtlı üye sayısı aynı dönemde yüzde 17,9 artışla 1 milyon 209 bin 766'a ulaştı. Bu kütüphanelerden yararlananların sayısı bu dönemde yüzde 2,7 artarak 20 milyon 787 bin 765'a çıktı.

Üniversitelerdeki kitap sayısı arttı

Üniversite kütüphanelerinin sayısı geçen yıl 559'a ulaştı. Bu kütüphanelerin sayısındaki artış yüzde 4,9 oldu. Kitap sayısı bu dönemde 2014'te önceki yıla göre yüzde 7,1 artışla 14 milyon 365 bin 326'yı buldu. Kayıtlı üye sayısı ise bu dönemde yüzde 33,6 artarak 3 milyon 870 bin 112'ye yükseldi.

Resmi okul, özel okul ve özel kurs kütüphanelerini kapsayan örgün ve yaygın eğitim kütüphanelerinin sayısı ise 2014'te bir önceki yıla göre yüzde 9,4 azalarak 27 bin 948'e geriledi. Bu kütüphanelerdeki kitap sayısı aynı dönemde yüzde 10,9 azalışla 27 milyon 861 bin 210 oldu.

> Türkiye’de kütüphane sayısı arttı

Türkiye'de geçen yıl itibarıyla toplam 29 bin 629 kütüphane bulunuyor. Milli Kütüphane'den yararlananların sayısı yüzde 14,7 azaldı.

kütüphaneTürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ilk kez Kütüphane İstatistiklerini açıkladı.

Buna göre, Türkiye genelinde 2014 yılında 1 milli, bin 121 halk, 559 üniversite ve 27 bin 948 örgün ve yaygın eğitim kurumu olmak üzere toplam 29 bin 629 kütüphane faaliyet gösteriyor.

Milli Kütüphane'nin 28 bin 356, halk kütüphanelerinin 1 milyon 209 bin 766 ve üniversite kütüphanelerinin 3 milyon 870 bin 112 üyesi bulunuyor.

Kitap sayılarındaki değişime bakıldığında Milli Kütüphane'deki kitap sayısı, geçen yıl 2013'e göre yüzde 12,8 artarak 1 milyon 629 bin 496'ya ulaştı. Geçen yıl, Milli Kütüphane'deki diğer materyal sayısı ise aynı dönemde yüzde 4,8 artış gösterdi.

Halk kütüphanelerinin sayısı, 2014'te bir önceki yıla göre yüzde 0,3 artarak bin 121 oldu. Halk kütüphanelerindeki kitap sayısı bu dönemde yüzde 6,3 yükselerek 17 milyon 111 bin 825'i buldu. Bu kütüphanelerdeki kayıtlı üye sayısı aynı dönemde yüzde 17,9 artışla 1 milyon 209 bin 766'a ulaştı. Bu kütüphanelerden yararlananların sayısı bu dönemde yüzde 2,7 artarak 20 milyon 787 bin 765'a çıktı.

Üniversitelerdeki kitap sayısı arttı

Üniversite kütüphanelerinin sayısı geçen yıl 559'a ulaştı. Bu kütüphanelerin sayısındaki artış yüzde 4,9 oldu. Kitap sayısı bu dönemde 2014'te önceki yıla göre yüzde 7,1 artışla 14 milyon 365 bin 326'yı buldu. Kayıtlı üye sayısı ise bu dönemde yüzde 33,6 artarak 3 milyon 870 bin 112'ye yükseldi.

Resmi okul, özel okul ve özel kurs kütüphanelerini kapsayan örgün ve yaygın eğitim kütüphanelerinin sayısı ise 2014'te bir önceki yıla göre yüzde 9,4 azalarak 27 bin 948'e geriledi. Bu kütüphanelerdeki kitap sayısı aynı dönemde yüzde 10,9 azalışla 27 milyon 861 bin 210 oldu.

Son Güncelleme: Perşembe, 06 Ağustos 2015 11:18

Gösterim: 960

KOÜ Tıp Fakültesi Çocuk Endokrin ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, "Diyabetli çocukların uzun dönemli izleminde ve sağlıklı yaşam sürmelerinde diyabet eğitimi en önemli etkiye sahiptir" dedi.

ödevKocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Endokrin ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, diyabetli çocukların uzun dönemli takibinde ve sağlıklı yaşam sürmelerinde diyabet eğitiminin en önemli etkiye sahip olduğunu söyledi.

Hatun, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1997'den bu yana düzenledikleri Diyabetli Çocuklar Kampı'na bin 200 katılım olduğunu, çocukların kamp sayesinde diyabetle yaşamlarını sürdürme şansı bulduğunu anlattı.

Bu yıl İznik DSİ Eğitim Tesisleri'nde düzenlenen kampa Kocaeli, Sakarya, Bursa, İstanbul, Afyon, Ankara, Balıkesir, Konya, Eskişehir ve Çanakkale'den 10-18 yaş grubundaki 84 diyabetli çocuğun katıldığını ifade eden Hatun, 24 kişilik ekibin görev yaptığı kampta günde 2 saat uzmanlar eşliğinde eğitim verildiğini kaydetti.

Hatun, çocuklar ve ekip arasında coşku, iyilik, bilgi, emek, sevecenlik ve kardeşlik dolu, güçlü bir ortam oluştuğunu dile getirerek, şunları belirtti:

"Çocukların diyabet bakım becerilerini geliştirmelerinin yanı sıra esas yaşam güçlerinin arttığı ve bazı çocukların ilk kez kalçalarına ve karınlarına insülin yapmayı ve beslenme planlanmasında karbonhidrat sayımını kampta öğrendiği görülmektedir. Kampın adında yer alan 'Arkadaşım diyabet' tanımlaması, çocukların diyabetle arkadaş olmalarını sağlama felsefesine dayanmakta ve çocukların diyabetle barışık yaşam sürmelerine katkıda bulunmaktadır. Kampa katılan birçok çocuk, kendilerinin yalnız olmadığını, 30-35 yıldır Tip 1 diyabetle sağlıklı şekilde yaşayan büyüklerini görünce geleceğe daha umutlu bakıyor."

Diyabet, daha çok erişkinlerin hastalığı olarak biliniyor

Hatun, şöyle devam etti:

"Diyabet, daha çok erişkinlerin hastalığı olarak biliniyor ancak küçük yaşlardan itibaren çocuklarda da görülür. Çocuklarda görülen diyabet, kan şekerini düzenleyen insülin hormonunun kalıcı eksikliğine bağlıdır. Bu nedenle diyabetli çocuklar tanı aldıkları günden itibaren günde 4 kez kan şekerlerini ölçmek ve buna göre insülin enjeksiyonu yapmak zorundadır."

"Diyabetli çocukların uzun dönemli izleminde ve sağlıklı yaşam sürmelerinde diyabet eğitimi en önemli etkiye sahiptir" diyen Hatun, diyabetli çocukların doktor, hemşire, diyetisyenler ve deneyimli diyabetlilerle yaşamasına dayanan kampların çok etkili eğitim imkanı sağladığını sözlerine ekledi.

> Diyabetli çocuklarda eğitim önemli etkiye sahip

KOÜ Tıp Fakültesi Çocuk Endokrin ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, "Diyabetli çocukların uzun dönemli izleminde ve sağlıklı yaşam sürmelerinde diyabet eğitimi en önemli etkiye sahiptir" dedi.

ödevKocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Endokrin ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, diyabetli çocukların uzun dönemli takibinde ve sağlıklı yaşam sürmelerinde diyabet eğitiminin en önemli etkiye sahip olduğunu söyledi.

Hatun, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1997'den bu yana düzenledikleri Diyabetli Çocuklar Kampı'na bin 200 katılım olduğunu, çocukların kamp sayesinde diyabetle yaşamlarını sürdürme şansı bulduğunu anlattı.

Bu yıl İznik DSİ Eğitim Tesisleri'nde düzenlenen kampa Kocaeli, Sakarya, Bursa, İstanbul, Afyon, Ankara, Balıkesir, Konya, Eskişehir ve Çanakkale'den 10-18 yaş grubundaki 84 diyabetli çocuğun katıldığını ifade eden Hatun, 24 kişilik ekibin görev yaptığı kampta günde 2 saat uzmanlar eşliğinde eğitim verildiğini kaydetti.

Hatun, çocuklar ve ekip arasında coşku, iyilik, bilgi, emek, sevecenlik ve kardeşlik dolu, güçlü bir ortam oluştuğunu dile getirerek, şunları belirtti:

"Çocukların diyabet bakım becerilerini geliştirmelerinin yanı sıra esas yaşam güçlerinin arttığı ve bazı çocukların ilk kez kalçalarına ve karınlarına insülin yapmayı ve beslenme planlanmasında karbonhidrat sayımını kampta öğrendiği görülmektedir. Kampın adında yer alan 'Arkadaşım diyabet' tanımlaması, çocukların diyabetle arkadaş olmalarını sağlama felsefesine dayanmakta ve çocukların diyabetle barışık yaşam sürmelerine katkıda bulunmaktadır. Kampa katılan birçok çocuk, kendilerinin yalnız olmadığını, 30-35 yıldır Tip 1 diyabetle sağlıklı şekilde yaşayan büyüklerini görünce geleceğe daha umutlu bakıyor."

Diyabet, daha çok erişkinlerin hastalığı olarak biliniyor

Hatun, şöyle devam etti:

"Diyabet, daha çok erişkinlerin hastalığı olarak biliniyor ancak küçük yaşlardan itibaren çocuklarda da görülür. Çocuklarda görülen diyabet, kan şekerini düzenleyen insülin hormonunun kalıcı eksikliğine bağlıdır. Bu nedenle diyabetli çocuklar tanı aldıkları günden itibaren günde 4 kez kan şekerlerini ölçmek ve buna göre insülin enjeksiyonu yapmak zorundadır."

"Diyabetli çocukların uzun dönemli izleminde ve sağlıklı yaşam sürmelerinde diyabet eğitimi en önemli etkiye sahiptir" diyen Hatun, diyabetli çocukların doktor, hemşire, diyetisyenler ve deneyimli diyabetlilerle yaşamasına dayanan kampların çok etkili eğitim imkanı sağladığını sözlerine ekledi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 03 Ağustos 2015 16:11

Gösterim: 885

'Dershaneler tekrar açılacak mı?' sorusu nihayet yanıt buldu. Buna göre artık 'dershane' diye bir kavram olmayacak. Bunun yerine takviye kursları devri başlıyor.

dershanePosta Gazetesi’nde Yaşar Özay’ın haberine göre; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Anayasa Mahkemesi’nin dershane kararının ardından yeni yol haritasını belirledi. Kamuoyuyla paylaşılması beklenen yeni yönetmeliğe göre hiçbir kurum dershane adıyla faaliyet gösteremeyecek. Dershanelerin yerini en fazla 3 dersli takviye kursları alacak. Bu kurslar ders içeriklerinden sınıf düzenlemesine kadar Talim Terbiye Kurulu’nun denetiminde olacak.

POSTA’nın ulaştığı yeni yönetmeliğin detayları şöyle:

Yeni Kurs Tanımı: Mevzuattan çıkarılan dershane yeniden yönetmeliğe girmeyecek. Üniversite sınavlarına hazırlık için faaliyet gösteren kurumlara ‘takviye kurs’ tanımlaması yapıldı.

Talim Terbiye Denetimi: Özellikle ‘paralel yapı’ya ait kurumların eğitim dışı faaliyetlerini önlemek için kurslar Talim Terbiye Kurulu’nun belirleyeceği standartlara göre açılabilecek. Sınıf mevcutlarından dönem sınavlarının içeriğine kadar kurslarla ilgili bütün detaylar sıkı denetime tabi tutulacak.

3 Ders Sınırlaması: Her bir takviye kursunda en fazla 3 ders işlenebilecek. Takviye kursları her ders için MEB’den izin alacak. Kurslarda verilecek dersler sayısal ve sözel derslerden karışık olarak seçilebilecek. Temel liseler, dershanelerde olduğu gibi “paket” hazırlık kursları açmak istedi ancak “Diğerlerine haksızlık olur, siz de 3 dersten açın” denildi.

E-Yaygın’dan Öğrenci Takibi: Özellikle ‘paralel yapı’nın başarılı öğrencileri çeşitli vaatlerle kandırıp kendi kurumlarına çekmemesi için MEB’in e-yaygın modülünden tüm öğrencilerin kurslardaki faaliyetleri, deneme sınavlarından aldığı notlar, devam durumu takip edilecek.

Temel Liselere Destek: Özel okula dönüşen kurumlar ise temel lise faaliyetine devam edebilecek. Tüm sınıf kademeleri için yüzde 30 sınırlaması olan temel liselerde bu oran son sınıflar için yüzde 40’a çıkarıldı.

Mezunlara Hafta Sonu Kursları: Temel liseler, mezun öğrencilere de takviye kurslar verebilecek. Bu kurslar hafta sonları ve ücretli olacak. Temel liselerin kendi öğrencileri ise ücressiz akşam kurslarına katılacak.

Dershaneyi Unutun: Artık dershaneyi unutun. Dershane olmayacak. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla birlikte zaten dershane kavramı da yasadan çıkmış oldu. Bundan sonra dershaneler kapanacak.

Temel Lise Sürecek Ama: Temel liseler devam edecek, kayıt almayı sürdürün. Bu liselerin kalıcı olup olmayacağı belli değil. 4 yıl sonra kapatılacaklarına ilişkin de bir karar verilemedi.

Etüt Merkezinde Yaş Sınırı: Etüt merkezlerine 12 yaş üzeri öğrencilerin gidemeyeceğine ilişkin yasa da iptal edildi. Bu durumda ilk ve ortaokul öğrencileri de etüt merkezlerine gidebilecek. Ancak bu merkezlerde ‘sınava hazırlık’ diye bir program olmayacak. Merkezler ödevlere yardım edecek.

Kaynak: Posta Gazetesi

> Dershane yönetmeliği netleşti

'Dershaneler tekrar açılacak mı?' sorusu nihayet yanıt buldu. Buna göre artık 'dershane' diye bir kavram olmayacak. Bunun yerine takviye kursları devri başlıyor.

dershanePosta Gazetesi’nde Yaşar Özay’ın haberine göre; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Anayasa Mahkemesi’nin dershane kararının ardından yeni yol haritasını belirledi. Kamuoyuyla paylaşılması beklenen yeni yönetmeliğe göre hiçbir kurum dershane adıyla faaliyet gösteremeyecek. Dershanelerin yerini en fazla 3 dersli takviye kursları alacak. Bu kurslar ders içeriklerinden sınıf düzenlemesine kadar Talim Terbiye Kurulu’nun denetiminde olacak.

POSTA’nın ulaştığı yeni yönetmeliğin detayları şöyle:

Yeni Kurs Tanımı: Mevzuattan çıkarılan dershane yeniden yönetmeliğe girmeyecek. Üniversite sınavlarına hazırlık için faaliyet gösteren kurumlara ‘takviye kurs’ tanımlaması yapıldı.

Talim Terbiye Denetimi: Özellikle ‘paralel yapı’ya ait kurumların eğitim dışı faaliyetlerini önlemek için kurslar Talim Terbiye Kurulu’nun belirleyeceği standartlara göre açılabilecek. Sınıf mevcutlarından dönem sınavlarının içeriğine kadar kurslarla ilgili bütün detaylar sıkı denetime tabi tutulacak.

3 Ders Sınırlaması: Her bir takviye kursunda en fazla 3 ders işlenebilecek. Takviye kursları her ders için MEB’den izin alacak. Kurslarda verilecek dersler sayısal ve sözel derslerden karışık olarak seçilebilecek. Temel liseler, dershanelerde olduğu gibi “paket” hazırlık kursları açmak istedi ancak “Diğerlerine haksızlık olur, siz de 3 dersten açın” denildi.

E-Yaygın’dan Öğrenci Takibi: Özellikle ‘paralel yapı’nın başarılı öğrencileri çeşitli vaatlerle kandırıp kendi kurumlarına çekmemesi için MEB’in e-yaygın modülünden tüm öğrencilerin kurslardaki faaliyetleri, deneme sınavlarından aldığı notlar, devam durumu takip edilecek.

Temel Liselere Destek: Özel okula dönüşen kurumlar ise temel lise faaliyetine devam edebilecek. Tüm sınıf kademeleri için yüzde 30 sınırlaması olan temel liselerde bu oran son sınıflar için yüzde 40’a çıkarıldı.

Mezunlara Hafta Sonu Kursları: Temel liseler, mezun öğrencilere de takviye kurslar verebilecek. Bu kurslar hafta sonları ve ücretli olacak. Temel liselerin kendi öğrencileri ise ücressiz akşam kurslarına katılacak.

Dershaneyi Unutun: Artık dershaneyi unutun. Dershane olmayacak. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla birlikte zaten dershane kavramı da yasadan çıkmış oldu. Bundan sonra dershaneler kapanacak.

Temel Lise Sürecek Ama: Temel liseler devam edecek, kayıt almayı sürdürün. Bu liselerin kalıcı olup olmayacağı belli değil. 4 yıl sonra kapatılacaklarına ilişkin de bir karar verilemedi.

Etüt Merkezinde Yaş Sınırı: Etüt merkezlerine 12 yaş üzeri öğrencilerin gidemeyeceğine ilişkin yasa da iptal edildi. Bu durumda ilk ve ortaokul öğrencileri de etüt merkezlerine gidebilecek. Ancak bu merkezlerde ‘sınava hazırlık’ diye bir program olmayacak. Merkezler ödevlere yardım edecek.

Kaynak: Posta Gazetesi

Son Güncelleme: Perşembe, 06 Ağustos 2015 16:00

Gösterim: 2309

Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Sofu Altınbaş, 53 yaşında üniversiteden mezun oldu. Hayalindeki bölüm olan hukuku tamamlayan Altınbaş, kızı ile aynı gün diploma aldı.

altınbaş baba kız mezuniyetAltınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Sofu Altınbaş, 50 yaşından sonra üniversiteden mezun oldu. Kuzey Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Sofu Altınbaş, kızı Fatma Altınbaş ile aynı gün diploma aldı.

Gaziantep’te ilk ve orta öğretimini tamamlayan Sofu Altınbaş, liseden sonra eğitimine iş hayatındaki yoğunluk nedeniyle ara vermişti. 48 yaşında yeniden okula dönme kararı alan Altınbaş, kızı ile aynı üniversitenin hukuk bölümüne girmeyi başardı. Sınavlara kızıyla birlikte hazırlanan Sofu Altınbaş, mezuniyet sevincini de kızıyla aynı gün yaşadı. Sofu Altınbaş’ı eşi Zeynep Altınbaş ve oğlu Mehmet Altınbaş da törende yalnız bırakmadı.

Geç oldu demeden çalıştım

Mezuniyet töreninde konuşan Sofu Altınbaş şunları söyledi: “Başta rektörümüz Prof. Dr. Ümit Hassan olmak üzere tüm öğretim kademesine teşekkür ediyorum. Velilere de gençleri topluma faydalı bireyler olarak yetiştirdikleri için teşekkür ederim. Ben gençliğimde fiziki imkansızlıktan dolayı yarıda bıraktığım tahsilimi ‘Geç oldu’ demeden tamamlamaya çalıştım. Kendimi yetiştirmek ve tüm gençlere örnek olmak için yola çıktım. Kaç yaşında olursanız olun eğitime önem verin.”

Sofu Altınbaş, 5 farklı sektörde 21 şirket ile 7.8 milyar TL’lik ciroya sahip Altınbaş Holding’de Alpet Türkiye, Alpet Kuzey Kıbrıs, Atak Madeni Yağ, Akdeniz Akaryakıt, Transal Denizcilik ve Galata Denizcilik’in bulunduğu enerji ve lojistik grubunu yönetiyor.

> Baba-kız hukuk mezunu oldular

Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Sofu Altınbaş, 53 yaşında üniversiteden mezun oldu. Hayalindeki bölüm olan hukuku tamamlayan Altınbaş, kızı ile aynı gün diploma aldı.

altınbaş baba kız mezuniyetAltınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Sofu Altınbaş, 50 yaşından sonra üniversiteden mezun oldu. Kuzey Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Sofu Altınbaş, kızı Fatma Altınbaş ile aynı gün diploma aldı.

Gaziantep’te ilk ve orta öğretimini tamamlayan Sofu Altınbaş, liseden sonra eğitimine iş hayatındaki yoğunluk nedeniyle ara vermişti. 48 yaşında yeniden okula dönme kararı alan Altınbaş, kızı ile aynı üniversitenin hukuk bölümüne girmeyi başardı. Sınavlara kızıyla birlikte hazırlanan Sofu Altınbaş, mezuniyet sevincini de kızıyla aynı gün yaşadı. Sofu Altınbaş’ı eşi Zeynep Altınbaş ve oğlu Mehmet Altınbaş da törende yalnız bırakmadı.

Geç oldu demeden çalıştım

Mezuniyet töreninde konuşan Sofu Altınbaş şunları söyledi: “Başta rektörümüz Prof. Dr. Ümit Hassan olmak üzere tüm öğretim kademesine teşekkür ediyorum. Velilere de gençleri topluma faydalı bireyler olarak yetiştirdikleri için teşekkür ederim. Ben gençliğimde fiziki imkansızlıktan dolayı yarıda bıraktığım tahsilimi ‘Geç oldu’ demeden tamamlamaya çalıştım. Kendimi yetiştirmek ve tüm gençlere örnek olmak için yola çıktım. Kaç yaşında olursanız olun eğitime önem verin.”

Sofu Altınbaş, 5 farklı sektörde 21 şirket ile 7.8 milyar TL’lik ciroya sahip Altınbaş Holding’de Alpet Türkiye, Alpet Kuzey Kıbrıs, Atak Madeni Yağ, Akdeniz Akaryakıt, Transal Denizcilik ve Galata Denizcilik’in bulunduğu enerji ve lojistik grubunu yönetiyor.

Son Güncelleme: Cuma, 10 Temmuz 2015 15:54

Gösterim: 1492


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.