Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), özel yetenekli öğrencilerin tespiti amacıyla, 22 Mart Pazar günü Türkiye genelinde ilk kez merkezi sınav yapılacak. Ülke genelinde, aynı anda yapılacak merkezi sınava, 228 bin öğrenci katılacak.
MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MEB'in özel yetenekli öğrencilere yönelik 1960'lı yıllarda fen liseleriyle başlattığı çalışmaların, 1996'da Bilim ve Sanat Merkezlerinin (BİLSEM) kurulmasıyla sürdüğünü söyledi.
BİLSEM'lerde özel yetenekli öğrencilerin, okul dışı saatlerde yetenekleri doğrultusunda etkinlik ve proje tabanlı eğitim aldığını anlatan Güngör, öğrencilerin, güzel sanatlar, havacılık, akıl ve zeka oyunları, düşünce eğitimi, arkeoloji, şehir kültürü, yaratıcı yazarlık, drama, yazılım, yabancı dil, liderlik, mekatronik, astronomi ve uzay bilimleri gibi bilim dallarında, özel ilgi ve yetenekleriyle buluştuğunu belirtti.
Genel zihinsel, resim ve müzik yetenekleri tespit edilecek
Celil Güngör, "BİLSEM'lere öğrenci alımının daha sağlıklı yapılabilmesi ve bu merkezlerde eğitim kalitesinin artırılması amacıyla, merkezi bir sınavın gerçekleştirilecek. İlk defa, 22 Mart Pazar günü, saat 10.00'da yapılacak merkezi sınava 228 bin öğrenci katılacak" diye konuştu.
Sınavın, geçerlilik ve eşitlik ilkesi açısından tüm Türkiye'de aynı anda yapılacağını bildiren Güngör, sınava katılacak öğrencilerin, sınıf öğretmenlerince aday gösterilme yoluyla belirlendiğini bildirdi.
Güngör, bu öğrencilerin e-okul sistemi üzerinden 16-23 Şubat'ta Bakanlığa iletildiğini aktardı.
Geçmiş yıllarda BİLSEM'lerde özel yetenek tespitinin sadece 4'üncü sınıf öğrencilerine yönelik yapıldığını dile getiren Güngör, "Bu yıl ilk kez, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında, ilkokul 2, 3 ve 4'üncü sınıf öğrencileri genel zihinsel, resim ve müzik yeteneği alanlarında tanılama sürecine dahil edildi" dedi.
Güngör, merkezi sınavda, 228 bin öğrencinin önce yazılı bir teste alınacağını, daha sonra da Weschler Nonverbal (WNV) Yetenek Testi'ne tabi tutulacağını kaydetti.
BİLSEM'lere 7 bin kayıt bekleniyor
Türkiye genelinde 64 ilde 72 BİLSEM'de 14 bin 390 öğrencinin kayıtlı olduğunu aktaran Güngör, "2013-2014 eğitim-öğretim yılı itibarıyla, tanıyla özel yetenekli olduğu tespit edilen 50 bin 800 öğrenciden 2 bin 284'ü bu merkezlere kayıt oldu. Bakanlık olarak, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında, 7 bin dolayında öğrencinin bilim ve sanat merkezlerine kayıt olmasını bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
BİLSEM'lerde 608 kadrolu öğretmen olduğunu, bu sayının bin 671 ulaşmasının hedeflendiğini ifade eden Güngör, merkezler için 2008'den beri öğretmen seçimi yapılmadığını belirtti.
Güngör, BİLSEM'ler için eylül ayına kadar yeni öğretmen seçiminin gerçekleştirilmesinin planlandığını vurguladı.
BİLSEM'lerdeki eğitimlerin uygulama, etkinlik ve proje hazırlama gibi aktif hedefler ve amaçlar doğrultusunda yenilenmesi konusunda da çalışma yaptıklarını aktaran Celil Güngör, şunları kaydetti:
"BİLSEM'lerde, üniversiteler, bilim merkezleri, müzeler, TÜBİTAK gibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği artırılacak. Böylece öğrencilerin yeteneklerinin en üst düzeyde geliştirilmesinin önü açılmaya çalışılacak. Bu merkezlerde, öğrencinin ufkunu açacak ve kendilerini ifade etme olanaklarını artıracak daha serbest ortamlar sağlanacak."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), özel yetenekli öğrencilerin tespiti amacıyla, 22 Mart Pazar günü Türkiye genelinde ilk kez merkezi sınav yapılacak. Ülke genelinde, aynı anda yapılacak merkezi sınava, 228 bin öğrenci katılacak.
MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MEB'in özel yetenekli öğrencilere yönelik 1960'lı yıllarda fen liseleriyle başlattığı çalışmaların, 1996'da Bilim ve Sanat Merkezlerinin (BİLSEM) kurulmasıyla sürdüğünü söyledi.
BİLSEM'lerde özel yetenekli öğrencilerin, okul dışı saatlerde yetenekleri doğrultusunda etkinlik ve proje tabanlı eğitim aldığını anlatan Güngör, öğrencilerin, güzel sanatlar, havacılık, akıl ve zeka oyunları, düşünce eğitimi, arkeoloji, şehir kültürü, yaratıcı yazarlık, drama, yazılım, yabancı dil, liderlik, mekatronik, astronomi ve uzay bilimleri gibi bilim dallarında, özel ilgi ve yetenekleriyle buluştuğunu belirtti.
Genel zihinsel, resim ve müzik yetenekleri tespit edilecek
Celil Güngör, "BİLSEM'lere öğrenci alımının daha sağlıklı yapılabilmesi ve bu merkezlerde eğitim kalitesinin artırılması amacıyla, merkezi bir sınavın gerçekleştirilecek. İlk defa, 22 Mart Pazar günü, saat 10.00'da yapılacak merkezi sınava 228 bin öğrenci katılacak" diye konuştu.
Sınavın, geçerlilik ve eşitlik ilkesi açısından tüm Türkiye'de aynı anda yapılacağını bildiren Güngör, sınava katılacak öğrencilerin, sınıf öğretmenlerince aday gösterilme yoluyla belirlendiğini bildirdi.
Güngör, bu öğrencilerin e-okul sistemi üzerinden 16-23 Şubat'ta Bakanlığa iletildiğini aktardı.
Geçmiş yıllarda BİLSEM'lerde özel yetenek tespitinin sadece 4'üncü sınıf öğrencilerine yönelik yapıldığını dile getiren Güngör, "Bu yıl ilk kez, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında, ilkokul 2, 3 ve 4'üncü sınıf öğrencileri genel zihinsel, resim ve müzik yeteneği alanlarında tanılama sürecine dahil edildi" dedi.
Güngör, merkezi sınavda, 228 bin öğrencinin önce yazılı bir teste alınacağını, daha sonra da Weschler Nonverbal (WNV) Yetenek Testi'ne tabi tutulacağını kaydetti.
BİLSEM'lere 7 bin kayıt bekleniyor
Türkiye genelinde 64 ilde 72 BİLSEM'de 14 bin 390 öğrencinin kayıtlı olduğunu aktaran Güngör, "2013-2014 eğitim-öğretim yılı itibarıyla, tanıyla özel yetenekli olduğu tespit edilen 50 bin 800 öğrenciden 2 bin 284'ü bu merkezlere kayıt oldu. Bakanlık olarak, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında, 7 bin dolayında öğrencinin bilim ve sanat merkezlerine kayıt olmasını bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
BİLSEM'lerde 608 kadrolu öğretmen olduğunu, bu sayının bin 671 ulaşmasının hedeflendiğini ifade eden Güngör, merkezler için 2008'den beri öğretmen seçimi yapılmadığını belirtti.
Güngör, BİLSEM'ler için eylül ayına kadar yeni öğretmen seçiminin gerçekleştirilmesinin planlandığını vurguladı.
BİLSEM'lerdeki eğitimlerin uygulama, etkinlik ve proje hazırlama gibi aktif hedefler ve amaçlar doğrultusunda yenilenmesi konusunda da çalışma yaptıklarını aktaran Celil Güngör, şunları kaydetti:
"BİLSEM'lerde, üniversiteler, bilim merkezleri, müzeler, TÜBİTAK gibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği artırılacak. Böylece öğrencilerin yeteneklerinin en üst düzeyde geliştirilmesinin önü açılmaya çalışılacak. Bu merkezlerde, öğrencinin ufkunu açacak ve kendilerini ifade etme olanaklarını artıracak daha serbest ortamlar sağlanacak."
Son Güncelleme: Perşembe, 26 Şubat 2015 12:59
Gösterim: 1909
Okullarda kuru üzüm ne zaman verilmeye başlanacak? İşte kuru üzümün dağıtılacağı tarih;
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi ve AK Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş, "Okul Sütü Projesi''ne benzer şekilde öğrencilere kuru üzüm dağıtımına ilişkin projenin, ülke genelinde nisan ayından itibaren uygulanmaya başlanabileceğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle başlatılan "Okullarda Kuru Üzüm Dağıtımı Programı"nda hazırlıklar son aşamaya geldi. Kuru üzüm dağıtımıyla ilgili ilköğretim okulu öğrencilerinin velilerine izin formu dağıtılmaya başlandı. Formda öğrencilere sağlıklı ara öğün tüketme alışkanlığını kazandırmak amacıyla başlatılan program kapsamında öğrencilere haftada 2 gün 50 gramlık paketlerde kuru üzüm dağıtılacağı ifade edildi.
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Yurttaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okullarda kuru üzüm dağıtımı konusunda 3 yıl önce hazırladıkları projenin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da desteğiyle bu yıl hayata geçirildiğini ifade etti.
Projenin daha sağlıklı bir neslin yetişmesine önemli katkılar sağlayacağını dile getiren Yurttaş, şunları kaydetti:
"Kuru üzümlerin dağıtılacağı ambalajlarla ilgili çalışma devam ediyor. Yılda 60 bin tonluk bir kuru üzümün dağıtılması planlanıyor. Bozulma ihtimali olmaması ve kolay dağıtılabilir olması nedeniyle bu tip dağıtımlara çok uygun bir ürün. Dağıtım tüm Türkiye'de aynı anda başlayacak. Dağıtımı nisan ayında başlayabilir. Öncelikli hedefimiz çocuklarımızın zararlı şeker içerikli ürünler yerine doğal kuru üzümleri tüketmelerini sağlamak. Kuru üzümde kişi başı tüketimimiz 250-300 gram. İhracat yaptığımız ülkelerde ise bu rakam 1,5 kilogram seviyesinde. Hedefimiz bu seviyeleri yakalamak."
"İngiliz çocuklar yıllardır Türk üzümü yiyordu"
Kuru Meyve Tanıtım Grubu Başkanı Osman Öz ise Türkiye'nin kuru meyve üretiminde dünya çapında iddiasının bulunduğunu ancak iç tüketim rakamlarına bakıldığında istenen seviyelerde olmadığını belirtti.
Kuru meyvede tüketim alışkanlığının geliştirilmesi için özellikle çocukluk çağlarında bu ürünlerin tüketimine alışkanlık kazandırılmasının önemli olduğuna işaret eden Öz, şöyle konuştu:
"İhracat yaptığımız İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde tüketim bizim kat ve kat üzerimizde. Bu ürünleri Türkiye üretiyor ancak bu ülkeler bizden daha fazla tüketiyor. Kuru üzümün sağlığa olan faydaları nedeniyle İngiltere ve ABD'de yıllardır okullarda ücretsiz dağıtımı yapılıyor. Hiç kuru üzüm üretimi olmayan İngiltere'de dahi her yıl 100 bin ton kuru üzüm tüketiliyor. Bunun önemli bölümü okullarda dağıtılıyor. İngiltere'deki okullarda yıllardır Türk kuru üzümü dağıtılıyordu. Biz de 'neden bizim çocuklarımız yemiyor' diye üzülüyorduk. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun son açıklamasıyla yıllardır istediğimiz bir uygulama hayata geçiyor. Bu uygulama sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından çok güzel sonuçlar verecek."
Öz, proje uygulamasına ilişkin olarak da kuru üzüm dağıtımının Okul Sütü Projesi'ne benzer şekilde yapılacağını, 50 gramlık paketlerde dağıtılacak kuru üzümlere maliyeti uygun olması halinde gelecek yıllarda kayısı ve incir gibi ürünlerin de dahil edilebileceğini kaydetti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Okullarda kuru üzüm ne zaman verilmeye başlanacak? İşte kuru üzümün dağıtılacağı tarih;
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi ve AK Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş, "Okul Sütü Projesi''ne benzer şekilde öğrencilere kuru üzüm dağıtımına ilişkin projenin, ülke genelinde nisan ayından itibaren uygulanmaya başlanabileceğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle başlatılan "Okullarda Kuru Üzüm Dağıtımı Programı"nda hazırlıklar son aşamaya geldi. Kuru üzüm dağıtımıyla ilgili ilköğretim okulu öğrencilerinin velilerine izin formu dağıtılmaya başlandı. Formda öğrencilere sağlıklı ara öğün tüketme alışkanlığını kazandırmak amacıyla başlatılan program kapsamında öğrencilere haftada 2 gün 50 gramlık paketlerde kuru üzüm dağıtılacağı ifade edildi.
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Yurttaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okullarda kuru üzüm dağıtımı konusunda 3 yıl önce hazırladıkları projenin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da desteğiyle bu yıl hayata geçirildiğini ifade etti.
Projenin daha sağlıklı bir neslin yetişmesine önemli katkılar sağlayacağını dile getiren Yurttaş, şunları kaydetti:
"Kuru üzümlerin dağıtılacağı ambalajlarla ilgili çalışma devam ediyor. Yılda 60 bin tonluk bir kuru üzümün dağıtılması planlanıyor. Bozulma ihtimali olmaması ve kolay dağıtılabilir olması nedeniyle bu tip dağıtımlara çok uygun bir ürün. Dağıtım tüm Türkiye'de aynı anda başlayacak. Dağıtımı nisan ayında başlayabilir. Öncelikli hedefimiz çocuklarımızın zararlı şeker içerikli ürünler yerine doğal kuru üzümleri tüketmelerini sağlamak. Kuru üzümde kişi başı tüketimimiz 250-300 gram. İhracat yaptığımız ülkelerde ise bu rakam 1,5 kilogram seviyesinde. Hedefimiz bu seviyeleri yakalamak."
"İngiliz çocuklar yıllardır Türk üzümü yiyordu"
Kuru Meyve Tanıtım Grubu Başkanı Osman Öz ise Türkiye'nin kuru meyve üretiminde dünya çapında iddiasının bulunduğunu ancak iç tüketim rakamlarına bakıldığında istenen seviyelerde olmadığını belirtti.
Kuru meyvede tüketim alışkanlığının geliştirilmesi için özellikle çocukluk çağlarında bu ürünlerin tüketimine alışkanlık kazandırılmasının önemli olduğuna işaret eden Öz, şöyle konuştu:
"İhracat yaptığımız İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde tüketim bizim kat ve kat üzerimizde. Bu ürünleri Türkiye üretiyor ancak bu ülkeler bizden daha fazla tüketiyor. Kuru üzümün sağlığa olan faydaları nedeniyle İngiltere ve ABD'de yıllardır okullarda ücretsiz dağıtımı yapılıyor. Hiç kuru üzüm üretimi olmayan İngiltere'de dahi her yıl 100 bin ton kuru üzüm tüketiliyor. Bunun önemli bölümü okullarda dağıtılıyor. İngiltere'deki okullarda yıllardır Türk kuru üzümü dağıtılıyordu. Biz de 'neden bizim çocuklarımız yemiyor' diye üzülüyorduk. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun son açıklamasıyla yıllardır istediğimiz bir uygulama hayata geçiyor. Bu uygulama sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından çok güzel sonuçlar verecek."
Öz, proje uygulamasına ilişkin olarak da kuru üzüm dağıtımının Okul Sütü Projesi'ne benzer şekilde yapılacağını, 50 gramlık paketlerde dağıtılacak kuru üzümlere maliyeti uygun olması halinde gelecek yıllarda kayısı ve incir gibi ürünlerin de dahil edilebileceğini kaydetti.
Son Güncelleme: Perşembe, 26 Şubat 2015 11:41
Gösterim: 3004
Türkiye’nin zorunlu din dersi itirazına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden ret
Hürriyet’ten Güven Özalp’in haberine göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) temyiz organı olarak görev yapan Büyük Daire, Türkiye’nin zorunlu din dersiyle ilgili bir karara ilişkin itirazını reddetti.
AİHM, 2011’de açılan “Mansur Yalçın ve diğerleri” davasında 16 Eylül 2014’te oybirliğiyle aldığı kararda, Türk hükümetinden zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini talep etmişti. Ankara, bu kararı kendisine tanınan sürenin son gününde temyize götürdü. İtirazı değerlendiren Büyük Daire’de görevli 5 yargıçtan oluşan panel davayı gündeme almayı gerekli görmedi. AİHM’den Büyük Daire tarafından alınan kararla ilgili herhangi bir yorum yapılmadı. Bunun nedeni ise panelin başvuruyu gerekçe göstermeksizin kabul etme ya da reddetme hakkına sahip olması. Türkiye’nin itirazının ve temyiz talebinin geri çevrilmesi kararın nihai nitelik kazanması sonucunu doğurdu. Temyiz süreci kapanan dava nihai hal aldığından Ankara, kararın gereklerini yerine getirme ve dikkat çekilen mağduriyetleri giderme konusunda adım atmak zorunda.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye’nin zorunlu din dersi itirazına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden ret
Hürriyet’ten Güven Özalp’in haberine göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) temyiz organı olarak görev yapan Büyük Daire, Türkiye’nin zorunlu din dersiyle ilgili bir karara ilişkin itirazını reddetti.
AİHM, 2011’de açılan “Mansur Yalçın ve diğerleri” davasında 16 Eylül 2014’te oybirliğiyle aldığı kararda, Türk hükümetinden zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini talep etmişti. Ankara, bu kararı kendisine tanınan sürenin son gününde temyize götürdü. İtirazı değerlendiren Büyük Daire’de görevli 5 yargıçtan oluşan panel davayı gündeme almayı gerekli görmedi. AİHM’den Büyük Daire tarafından alınan kararla ilgili herhangi bir yorum yapılmadı. Bunun nedeni ise panelin başvuruyu gerekçe göstermeksizin kabul etme ya da reddetme hakkına sahip olması. Türkiye’nin itirazının ve temyiz talebinin geri çevrilmesi kararın nihai nitelik kazanması sonucunu doğurdu. Temyiz süreci kapanan dava nihai hal aldığından Ankara, kararın gereklerini yerine getirme ve dikkat çekilen mağduriyetleri giderme konusunda adım atmak zorunda.
Son Güncelleme: Cuma, 20 Şubat 2015 13:02
Gösterim: 1613
Ege Üniversitesi’nde (EÜ) yaşanan ve bir öğrencinin yaşamını yitirdiği olaylar sonrası YÖK Başkanı Yekta Saraç’tan sağduyu çağrısı geldi.
YÖK Başkanı Yekta Saraç, Ege Üniversitesi’nde (EÜ) yaşanan ve bir öğrencinin yaşamını yitirdiği olaylar sonrası sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı. Saraç, “Üniversitelerimizin aykırı fikirlerin barınabildiği emin bir liman haline geldiğini görmek arzusunda olarak, her ne sebepten olursa olsun üniversitelerimizde bu tarz hadiselerin yaşanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Öğrencilerimiz birbirlerine tahammül etmeli ve saygılı olmalıdırlar. Bütün öğrencilerimizi bu vesile ile sağduyuya davet ediyor, bir daha böyle üzücü hadiselerin yaşanmamasını temenni ediyoruz…” ifadelerini kullandı.
Saraç şu açıklamayı yaptı;
Ege üniversitesinde yaşanan üzücü olaylar neticesinde bir öğrencimizin hayatını kaybetmesi ve bazı öğrencilerimizin de yaralanması bizleri derinden üzmüştür.
Öncelikle öğrencimize Rabbimizden rahmet niyaz eder, kederli ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileriz.
Üniversitelerimizin aykırı fikirlerin barınabildiği emin bir liman haline geldiğini görmek arzusunda olarak, her ne sebepten olursa olsun üniversitelerimizde bu tarz hadiselerin yaşanmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Öğrencilerimiz birbirlerine tahammül etmeli ve saygılı olmalıdırlar.
Bütün öğrencilerimizi bu vesile ile sağduyuya davet ediyor, bir daha böyle üzücü hadiselerin yaşanmamasını temenni ediyoruz…
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ege Üniversitesi’nde (EÜ) yaşanan ve bir öğrencinin yaşamını yitirdiği olaylar sonrası YÖK Başkanı Yekta Saraç’tan sağduyu çağrısı geldi.
YÖK Başkanı Yekta Saraç, Ege Üniversitesi’nde (EÜ) yaşanan ve bir öğrencinin yaşamını yitirdiği olaylar sonrası sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı. Saraç, “Üniversitelerimizin aykırı fikirlerin barınabildiği emin bir liman haline geldiğini görmek arzusunda olarak, her ne sebepten olursa olsun üniversitelerimizde bu tarz hadiselerin yaşanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Öğrencilerimiz birbirlerine tahammül etmeli ve saygılı olmalıdırlar. Bütün öğrencilerimizi bu vesile ile sağduyuya davet ediyor, bir daha böyle üzücü hadiselerin yaşanmamasını temenni ediyoruz…” ifadelerini kullandı.
Saraç şu açıklamayı yaptı;
Ege üniversitesinde yaşanan üzücü olaylar neticesinde bir öğrencimizin hayatını kaybetmesi ve bazı öğrencilerimizin de yaralanması bizleri derinden üzmüştür.
Öncelikle öğrencimize Rabbimizden rahmet niyaz eder, kederli ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileriz.
Üniversitelerimizin aykırı fikirlerin barınabildiği emin bir liman haline geldiğini görmek arzusunda olarak, her ne sebepten olursa olsun üniversitelerimizde bu tarz hadiselerin yaşanmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Öğrencilerimiz birbirlerine tahammül etmeli ve saygılı olmalıdırlar.
Bütün öğrencilerimizi bu vesile ile sağduyuya davet ediyor, bir daha böyle üzücü hadiselerin yaşanmamasını temenni ediyoruz…
Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Şubat 2015 17:11
Gösterim: 982
Tokat’ta Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul müdürleri için getirdiği yeni sistemin ardından 100 üzerinden 75’in altında puan aldıkları gerekçesiyle görevlerine son verilen 23 okul müdürü için Tokat İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vererek yeniden değerlendirme yapılmasını istedi.
DHA- Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul müdürleri için getirdiği yeni sistemin ardından 100 üzerinden 75’in altında puan aldıkları gerekçesiyle görevlerine son verilen Türk Eğitim-Sen üyesi 23 okul müdürü, Tokat İdaresi Mahkemesi’ne kişisel olarak dava açtı. Görevden alınan okul müdürleri savunmalarında haksız bir şekilde görevden alındıklarını belirtti. Mahkeme, okul müdürleri için ara kararından yürütmeyi durdurma kararı vererek yeniden değerlendirme yapılmasını istedi.
"Bu sefer adaletli değerlendirme olacak"
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Hakan Akkaya, Tokat’ta hiç bir gerekçe, soruşturma açılmadan okul müdürlerinin sırf sendikalı üyeliklerinden dolayı görevlerinden alındıklarını söyledi. Yapılan değerlendirme sonrası 23 okul müdürünün 75 puan altında kaldıkları gerekçesiyle görevlerine son verildiğini söyleyen Akkaya, "Mevcut bir sendika hariç diğer sendika üyelerinin görevden aldıklarına şahit olduk. Bunun üzerine biz Türk Eğitim Sen olarak Tokat’ta suç duyurusunda bulunduk. Savcılıklara idari soruşturma açılması içinde valiliklere ve kaymakamlıklara müracaatta bulunduk. Fakat illerde valilikler, ilçelerde ise kaymakamlıklar soruşturmalara izin vermedi. Bu süreç devam ederken görevden alınan okul müdürlerimize kişisel davalar açtırdık. Bu davalarda ise öncelikle yürütmeyi durdurma talebinde bulunduk. Geçtiğimiz hafta sonuçlar gelmeye başladı. Bunun neticesinde şuan için elimize ulaşan 23 tane yürütmeyi durdurma kararı çıktı" dedi.
Tokat İdare Mahkemesi’nin, yapılan puanlama ile ilgili sıkıntı olduğunu, puanlamanın ya hep ya hiç olmayacağını belirlediğini kaydeden Akkaya, "Mahkeme, belgesiz puanlama yapılamayacağını ve puanlamanın da rakamlar ile ifade edilmesi gerektiğine dair yürütmeyi durdurma kararı verdi. Tekrar bir değerlendirme istendi. Biz inanıyoruz ki bu seferki değerlendirmeler adaletli olacaktır " diye konuştu.
Tokat İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı ise, 30 gün içerisinde yeniden sayısal puanlama ile değerlendirme yapılacağını söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Tokat’ta Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul müdürleri için getirdiği yeni sistemin ardından 100 üzerinden 75’in altında puan aldıkları gerekçesiyle görevlerine son verilen 23 okul müdürü için Tokat İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vererek yeniden değerlendirme yapılmasını istedi.
DHA- Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul müdürleri için getirdiği yeni sistemin ardından 100 üzerinden 75’in altında puan aldıkları gerekçesiyle görevlerine son verilen Türk Eğitim-Sen üyesi 23 okul müdürü, Tokat İdaresi Mahkemesi’ne kişisel olarak dava açtı. Görevden alınan okul müdürleri savunmalarında haksız bir şekilde görevden alındıklarını belirtti. Mahkeme, okul müdürleri için ara kararından yürütmeyi durdurma kararı vererek yeniden değerlendirme yapılmasını istedi.
"Bu sefer adaletli değerlendirme olacak"
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Hakan Akkaya, Tokat’ta hiç bir gerekçe, soruşturma açılmadan okul müdürlerinin sırf sendikalı üyeliklerinden dolayı görevlerinden alındıklarını söyledi. Yapılan değerlendirme sonrası 23 okul müdürünün 75 puan altında kaldıkları gerekçesiyle görevlerine son verildiğini söyleyen Akkaya, "Mevcut bir sendika hariç diğer sendika üyelerinin görevden aldıklarına şahit olduk. Bunun üzerine biz Türk Eğitim Sen olarak Tokat’ta suç duyurusunda bulunduk. Savcılıklara idari soruşturma açılması içinde valiliklere ve kaymakamlıklara müracaatta bulunduk. Fakat illerde valilikler, ilçelerde ise kaymakamlıklar soruşturmalara izin vermedi. Bu süreç devam ederken görevden alınan okul müdürlerimize kişisel davalar açtırdık. Bu davalarda ise öncelikle yürütmeyi durdurma talebinde bulunduk. Geçtiğimiz hafta sonuçlar gelmeye başladı. Bunun neticesinde şuan için elimize ulaşan 23 tane yürütmeyi durdurma kararı çıktı" dedi.
Tokat İdare Mahkemesi’nin, yapılan puanlama ile ilgili sıkıntı olduğunu, puanlamanın ya hep ya hiç olmayacağını belirlediğini kaydeden Akkaya, "Mahkeme, belgesiz puanlama yapılamayacağını ve puanlamanın da rakamlar ile ifade edilmesi gerektiğine dair yürütmeyi durdurma kararı verdi. Tekrar bir değerlendirme istendi. Biz inanıyoruz ki bu seferki değerlendirmeler adaletli olacaktır " diye konuştu.
Tokat İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı ise, 30 gün içerisinde yeniden sayısal puanlama ile değerlendirme yapılacağını söyledi.
Son Güncelleme: Perşembe, 12 Şubat 2015 11:02
Gösterim: 1865

