Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Elazığ’da 1 haftadır kayıp olan, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli kadın doğum uzmanı Doç. Dr. Bilgin Gürateş’i öldürenler suçunu itiraf etti.

Doç. Dr. Bilgin GürateşElazığ’da 1 haftadır kayıp olan, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli kadın doğum uzmanı Doç. Dr. Bilgin Gürateş’in (47) önceki gece Gümüşkavak mahallesinde cesedi bulundu.

Doç. Dr. Gürateş, iddiaya göre profesörlük beklentisi gerçekleşmeyince üniversite yönetimine kızarak, 16 Ocak’tan itibaren 26 Ağustos’a kadar ücretsiz izne ayrıldı. İzindeyken kentteki özel bir hastanede ve muayenehanesinde çalışmalarını sürdürmeye devam etti. Ancak 28 Mart’tan sonra kendisinden haber alınamadı.

Kameradaki şüpheli bulundu

Gürateş’in bulunması için polis, özel bir ekip kurarak çalışma başlattı. Bekar olan ve yalnız yaşayan Gürateş’ın evi, hastanedeki odası ve muayenehanesi arandı, evinin çevresindeki bir işyerine ait güvenlik kamerasının kayıtları incelendi. İncelemede, Gürateş’ın otomobilinin, 28 Mart’ta 10.30 sıralarında beyaz montlu bir kişi tarafından evinin önüne bırakıldığı görüldü. Bu kişinin kimliğini belirleyip şüpheliyi gözaltına alan ekipler, Gürateş’in kaybolmadan önce cep telefonuyla sık sık görüştüğü R.Y.’yi de sorguladı. R.Y.’nin Gürateş’in dizüstü bilgisayarını “Burada kalsın, daha sonra alacağım” diyerek bir kişiye verdiği ortaya çıktı.

Cinayeti itiraf ettiler

Polis bilgisayarı bu kişiden aldı. Sorgulama sırasında gözaltındaki şüpheliler, Güretaş’i öldürdüklerini itiraf etti ve gömdükleri yeri de söyledi. İtiraf üzerine polis, önceki gece Gürateş’in cesedini gömülü buldu. Elleri ve ayakları bağlı ve boynunda ip bulunan Gürateş’in kasığından bir kurşunla vurulduğu tespit edildi. Gürateş’in gömüldüğü yere 1 kilometre uzaklıkta bulunan Şorşor Deresi’nde de delil arandı.

Tefecilerin eline mi düştü

İddiaya göre, Bilgin Gürateş Antalya’da bir bara ortak olarak yüklü miktarda borçlanmıştı. Borçlarını ödemek için tefecilerin eline düştüğü belirtilen Gürateş’in bu yüzden öldürüldüğü üzerinde duruluyor. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde otopsisi yapılan Doç. Dr. Gürateş’in yakınları, morg önüne üniversite yönetiminden kimsenin gelmemesine tepki gösterdi.

(hürriyet)

> Öğretim görevlisini öldürenler suçunu itiraf etti

Elazığ’da 1 haftadır kayıp olan, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli kadın doğum uzmanı Doç. Dr. Bilgin Gürateş’i öldürenler suçunu itiraf etti.

Doç. Dr. Bilgin GürateşElazığ’da 1 haftadır kayıp olan, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli kadın doğum uzmanı Doç. Dr. Bilgin Gürateş’in (47) önceki gece Gümüşkavak mahallesinde cesedi bulundu.

Doç. Dr. Gürateş, iddiaya göre profesörlük beklentisi gerçekleşmeyince üniversite yönetimine kızarak, 16 Ocak’tan itibaren 26 Ağustos’a kadar ücretsiz izne ayrıldı. İzindeyken kentteki özel bir hastanede ve muayenehanesinde çalışmalarını sürdürmeye devam etti. Ancak 28 Mart’tan sonra kendisinden haber alınamadı.

Kameradaki şüpheli bulundu

Gürateş’in bulunması için polis, özel bir ekip kurarak çalışma başlattı. Bekar olan ve yalnız yaşayan Gürateş’ın evi, hastanedeki odası ve muayenehanesi arandı, evinin çevresindeki bir işyerine ait güvenlik kamerasının kayıtları incelendi. İncelemede, Gürateş’ın otomobilinin, 28 Mart’ta 10.30 sıralarında beyaz montlu bir kişi tarafından evinin önüne bırakıldığı görüldü. Bu kişinin kimliğini belirleyip şüpheliyi gözaltına alan ekipler, Gürateş’in kaybolmadan önce cep telefonuyla sık sık görüştüğü R.Y.’yi de sorguladı. R.Y.’nin Gürateş’in dizüstü bilgisayarını “Burada kalsın, daha sonra alacağım” diyerek bir kişiye verdiği ortaya çıktı.

Cinayeti itiraf ettiler

Polis bilgisayarı bu kişiden aldı. Sorgulama sırasında gözaltındaki şüpheliler, Güretaş’i öldürdüklerini itiraf etti ve gömdükleri yeri de söyledi. İtiraf üzerine polis, önceki gece Gürateş’in cesedini gömülü buldu. Elleri ve ayakları bağlı ve boynunda ip bulunan Gürateş’in kasığından bir kurşunla vurulduğu tespit edildi. Gürateş’in gömüldüğü yere 1 kilometre uzaklıkta bulunan Şorşor Deresi’nde de delil arandı.

Tefecilerin eline mi düştü

İddiaya göre, Bilgin Gürateş Antalya’da bir bara ortak olarak yüklü miktarda borçlanmıştı. Borçlarını ödemek için tefecilerin eline düştüğü belirtilen Gürateş’in bu yüzden öldürüldüğü üzerinde duruluyor. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde otopsisi yapılan Doç. Dr. Gürateş’in yakınları, morg önüne üniversite yönetiminden kimsenin gelmemesine tepki gösterdi.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 11:03

Gösterim: 2616

Bir süredir gündemde olan Steve Jobs'un hayatını konu alan biyografi tarzındaki filmde Jobs'u canlandıracak olan ismin Ashton Kutcher olacağı açıklandı.

Ölümüyle hayranlarını yasa boğan Steve Jobs'un ölümünün hemen ardından hayatını konu alan kitaplar piyasaya sürülmüştü. Bir süredir konuşulan Jobs'un hayatını konu alan filmin başrol oyuncusu ise nihayet belli oldu.

Jobs adını taşıyan filmde efsanevi CEO'yu canlandıracak olan isim Ashton Kutcher. Two and a Half Men dizisindeki rolünden ayrılacak olan genç oyuncunun yer alacağı filmin çekimlerinin mayıs ayı içerisinde başlaması planlanıyor.

Senaryosunu Matt Whiteley'in yazdığı filmin yönetmenliğini ise Joshua Michael Stern üstleniyor. Filmin isminin ise Jobs olacağı açıklandı.

Filmin çekimlerinin ne zaman tamamlanacağı ya da ne zaman vizyona gireceği konusunda henüz kesin bilgiler verilmese de yapım ekibinin elinden gelen en hızlı şekilde filmi tamamlamak isteyeceği kesin.

> Apple'ın yeni CEO'su Ashton Kutcher

Bir süredir gündemde olan Steve Jobs'un hayatını konu alan biyografi tarzındaki filmde Jobs'u canlandıracak olan ismin Ashton Kutcher olacağı açıklandı.

Ölümüyle hayranlarını yasa boğan Steve Jobs'un ölümünün hemen ardından hayatını konu alan kitaplar piyasaya sürülmüştü. Bir süredir konuşulan Jobs'un hayatını konu alan filmin başrol oyuncusu ise nihayet belli oldu.

Jobs adını taşıyan filmde efsanevi CEO'yu canlandıracak olan isim Ashton Kutcher. Two and a Half Men dizisindeki rolünden ayrılacak olan genç oyuncunun yer alacağı filmin çekimlerinin mayıs ayı içerisinde başlaması planlanıyor.

Senaryosunu Matt Whiteley'in yazdığı filmin yönetmenliğini ise Joshua Michael Stern üstleniyor. Filmin isminin ise Jobs olacağı açıklandı.

Filmin çekimlerinin ne zaman tamamlanacağı ya da ne zaman vizyona gireceği konusunda henüz kesin bilgiler verilmese de yapım ekibinin elinden gelen en hızlı şekilde filmi tamamlamak isteyeceği kesin.

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 10:52

Gösterim: 2583

Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında sürmekte olan ‘vize zorunu’ konusunda son aşamaya gelindi.

abTürkiye önceki gün AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış tarafından AB ülkelerine 'resmi' olarak vizelerin kaldırılması çağrısı yaparken, AB Komisyonu'nda da üye ülkelere yönelik 'Bir an evvel Türkiye ile vize diyaloğunu başlatmalıyız' çağrısı geldi. AB İçişleri Bakanları'nın 26 Nisan'da yapacakları toplantıda konunun gündeme gelmesi bekleniyor.

Engel oluyor

AB Bakanı Egemen Bağış, AB Adalet Divanı ve üye ülkelerin ulusal mahkemelerinde Türklere vize uygulanamayacağına yönelik aldığı kararları hatırlatarak önceki gün 'vizeleri kaldırın' mesajı yollamıştı. Hürriyet'in haberine göre Bağış mesajında, AB'nin hâlihazırda uyguladığı vize rejiminin son on yılda Türkiye'de yaşanan kayda değer ekonomik büyüme ile anlamsız hale geldiğini belirterek, "Mevcut uygulamalar sivil toplum kuruluşlarının ve gençlerin AB fonlarından ve projelerinden faydalanabilmeleri açısından engel oluştururken, Türk işadamlarının da Gümrük Birliği çerçevesinde yararlanmaları gereken adil rekabet ortamına zarar vermektedir" demişti.

Vize diyaloğu başlamalı

AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström dün üye ülkelere "Türkiye ile vize diyaloğunu çok kısa sürede başlatalım" çağrısında bulundu. Malmström, Türkiye ile AB arasında müzakereleri 2 yıl önce tamamlanan geri kabul anlaşmasında Ankara'nın vize diyaloğu beklentisi nedeniyle ilerleme sağlanamadığını belirtti.

Malmström, "Türk tarafından geri kabul anlaşmasını imzalamaları ve yürürlüğe koymalarını bekliyoruz, Türkler de vize diyaloğunu başlatmamızı bekliyor. Bunlar bağlantılı ve Türkiye ile vize diyaloğunu çok kısa sürede başlatmalıyız" dedi.

Türkiye, 26 Nisan'da toplanacak AB içişleri bakanlarının vize serbestisi müzakerelerinin yürütülmesi konusunda yetki vermeleri halinde geri kabul anlaşmasını paraflamaya hazır olduğunu bildirmişti. Ankara, anlaşmanın imzalanması için AB'nin de vize serbestisini imzalamasını ve iki anlaşmanın eş zamanlı yürürlüğe girmesini talep ediyor.

(sabah)

> Avrupa ülkelerine VİZESİZ giriş için sona gelindi!

Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında sürmekte olan ‘vize zorunu’ konusunda son aşamaya gelindi.

abTürkiye önceki gün AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış tarafından AB ülkelerine 'resmi' olarak vizelerin kaldırılması çağrısı yaparken, AB Komisyonu'nda da üye ülkelere yönelik 'Bir an evvel Türkiye ile vize diyaloğunu başlatmalıyız' çağrısı geldi. AB İçişleri Bakanları'nın 26 Nisan'da yapacakları toplantıda konunun gündeme gelmesi bekleniyor.

Engel oluyor

AB Bakanı Egemen Bağış, AB Adalet Divanı ve üye ülkelerin ulusal mahkemelerinde Türklere vize uygulanamayacağına yönelik aldığı kararları hatırlatarak önceki gün 'vizeleri kaldırın' mesajı yollamıştı. Hürriyet'in haberine göre Bağış mesajında, AB'nin hâlihazırda uyguladığı vize rejiminin son on yılda Türkiye'de yaşanan kayda değer ekonomik büyüme ile anlamsız hale geldiğini belirterek, "Mevcut uygulamalar sivil toplum kuruluşlarının ve gençlerin AB fonlarından ve projelerinden faydalanabilmeleri açısından engel oluştururken, Türk işadamlarının da Gümrük Birliği çerçevesinde yararlanmaları gereken adil rekabet ortamına zarar vermektedir" demişti.

Vize diyaloğu başlamalı

AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström dün üye ülkelere "Türkiye ile vize diyaloğunu çok kısa sürede başlatalım" çağrısında bulundu. Malmström, Türkiye ile AB arasında müzakereleri 2 yıl önce tamamlanan geri kabul anlaşmasında Ankara'nın vize diyaloğu beklentisi nedeniyle ilerleme sağlanamadığını belirtti.

Malmström, "Türk tarafından geri kabul anlaşmasını imzalamaları ve yürürlüğe koymalarını bekliyoruz, Türkler de vize diyaloğunu başlatmamızı bekliyor. Bunlar bağlantılı ve Türkiye ile vize diyaloğunu çok kısa sürede başlatmalıyız" dedi.

Türkiye, 26 Nisan'da toplanacak AB içişleri bakanlarının vize serbestisi müzakerelerinin yürütülmesi konusunda yetki vermeleri halinde geri kabul anlaşmasını paraflamaya hazır olduğunu bildirmişti. Ankara, anlaşmanın imzalanması için AB'nin de vize serbestisini imzalamasını ve iki anlaşmanın eş zamanlı yürürlüğe girmesini talep ediyor.

(sabah)

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 10:07

Gösterim: 1665

Maliye Bakanlığı'nın alacaklarının tahsili için uyguladığı elektronik haciz sistemi öğrenim kredilerini ödemeyenleri buluyor ve tahsil ediyor.

Motorlu taşıtlar vergisi, trafik cezası, emlak vergisi borçlarını bankalardan otomatik tahsil eden Gelir İdaresi Başkanlığı, şimdi de binlerce öğrenim kredisi borçlusunun peşine düştü. Bankalara e-haciz emri gönderen Gelir İdaresi, bu yolla binlerce borçludan alacaklarını tahsil ediyor.

PARASI BLOKE EDİLDİ

Maliye'nin Türkiye'deki bütün bankaların bulunduğu ortak havuza gönderdiği elektronik hacizle tahsil yöntemine maruz kalanlardan biri de Selçuk Üniversitesi mezunu Ü.L oldu. 2005 yılında üniversiteden mezun olan Ü.L öğrenim süresince 3 bin lira burs aldı. Okul bittikten 1 yıl sonra ödemesi başlayan kredi borcunu yatırmayan Ü.L, 2010 yılındaki yapılandırma imkanını da kaçırdı. 2012 Ocak ayında Bankasya'daki hesabından 618 liranın bloke olduğunu gördü. Bankayı arayıp görüşen Ü.L, vergi borcu olabileceği cevabıyla karşılaştı. Kayıtlı bulunduğu Erzurum Aziziye Vergi Dairesini arayan Ü.L, ödenmemiş ve faiziyle birlikte 6 bin 500 TL öğrenim kredisi bulunduğu için Bankalararası Kurul aracılığıyla bankadaki parasına e- haciz konduğunu öğrendi.

EFT MASRAFINI DA İSTİYORLAR

Elektronik hacizde Ü.L isimli kişinin 618 liralık kesintisi 580 lira olarak borçtan düşüyor. Çünkü 35 liralık EFT ücreti de borçludan alınıyor. Borçlu borcunun yanında diğer bütün masrafları da ödemek zorunda kalıyor. Elektronik olarak banka hesabından kesildiği için borçlu hiçbir müdahalede bulunamıyor. Sadece bankadaki parasının eksildiğini görebiliyor.

ÖNCE UYARI YAPILACAK

Gelir İdaresi Başkanlığı, elektronik haczi borçların tahsilinde etkili bir yöntem olarak kullanıyor. Devlete ve kurumlara borcu olan herkese öncelikle uyarı mektubu gönderiliyor. Mektubun ardından verilen süre içinde yapılandırma ya da taksitlendirme yapmayan vatandaşların banka hesabı olup olmadığı Bankalararası Kurul'a soruluyor. Devlet veya özel bir bankada maaş, mevduat hesabı bulunanlar için online olarak elektronik tahsilat tebliği yapılıyor. Tebliğin ardından borçlu vatandaşın hesabının bulunduğu banka parayı bloke edip, alacaklı olan vergi dairesine EFT yapıyor.

Öğrenim kredisi borcu bulunanlarda ise süreç şu şekilde ilerliyor; Kredi Yurtlar Kurumu'ndan çıkan borç alacak işlemi için daha önce getirilen affa müracaat etmeyenlere uyarı yapıldığı dikkate alınarak Maliye Bakanlığı aracılığıyla vergi daireleri takip yaptı. Ardından binlerce borçlunun banka hesaplarından elektronik yöntemle paralar tahsil ediliyor. Vatandaşlar elektronik haczi banka hesaplarındaki azalmadan fark ediyor.

(milliyet)

> Öğrenim kredisi ödemeyenlere e-haciz şoku!

Maliye Bakanlığı'nın alacaklarının tahsili için uyguladığı elektronik haciz sistemi öğrenim kredilerini ödemeyenleri buluyor ve tahsil ediyor.

Motorlu taşıtlar vergisi, trafik cezası, emlak vergisi borçlarını bankalardan otomatik tahsil eden Gelir İdaresi Başkanlığı, şimdi de binlerce öğrenim kredisi borçlusunun peşine düştü. Bankalara e-haciz emri gönderen Gelir İdaresi, bu yolla binlerce borçludan alacaklarını tahsil ediyor.

PARASI BLOKE EDİLDİ

Maliye'nin Türkiye'deki bütün bankaların bulunduğu ortak havuza gönderdiği elektronik hacizle tahsil yöntemine maruz kalanlardan biri de Selçuk Üniversitesi mezunu Ü.L oldu. 2005 yılında üniversiteden mezun olan Ü.L öğrenim süresince 3 bin lira burs aldı. Okul bittikten 1 yıl sonra ödemesi başlayan kredi borcunu yatırmayan Ü.L, 2010 yılındaki yapılandırma imkanını da kaçırdı. 2012 Ocak ayında Bankasya'daki hesabından 618 liranın bloke olduğunu gördü. Bankayı arayıp görüşen Ü.L, vergi borcu olabileceği cevabıyla karşılaştı. Kayıtlı bulunduğu Erzurum Aziziye Vergi Dairesini arayan Ü.L, ödenmemiş ve faiziyle birlikte 6 bin 500 TL öğrenim kredisi bulunduğu için Bankalararası Kurul aracılığıyla bankadaki parasına e- haciz konduğunu öğrendi.

EFT MASRAFINI DA İSTİYORLAR

Elektronik hacizde Ü.L isimli kişinin 618 liralık kesintisi 580 lira olarak borçtan düşüyor. Çünkü 35 liralık EFT ücreti de borçludan alınıyor. Borçlu borcunun yanında diğer bütün masrafları da ödemek zorunda kalıyor. Elektronik olarak banka hesabından kesildiği için borçlu hiçbir müdahalede bulunamıyor. Sadece bankadaki parasının eksildiğini görebiliyor.

ÖNCE UYARI YAPILACAK

Gelir İdaresi Başkanlığı, elektronik haczi borçların tahsilinde etkili bir yöntem olarak kullanıyor. Devlete ve kurumlara borcu olan herkese öncelikle uyarı mektubu gönderiliyor. Mektubun ardından verilen süre içinde yapılandırma ya da taksitlendirme yapmayan vatandaşların banka hesabı olup olmadığı Bankalararası Kurul'a soruluyor. Devlet veya özel bir bankada maaş, mevduat hesabı bulunanlar için online olarak elektronik tahsilat tebliği yapılıyor. Tebliğin ardından borçlu vatandaşın hesabının bulunduğu banka parayı bloke edip, alacaklı olan vergi dairesine EFT yapıyor.

Öğrenim kredisi borcu bulunanlarda ise süreç şu şekilde ilerliyor; Kredi Yurtlar Kurumu'ndan çıkan borç alacak işlemi için daha önce getirilen affa müracaat etmeyenlere uyarı yapıldığı dikkate alınarak Maliye Bakanlığı aracılığıyla vergi daireleri takip yaptı. Ardından binlerce borçlunun banka hesaplarından elektronik yöntemle paralar tahsil ediliyor. Vatandaşlar elektronik haczi banka hesaplarındaki azalmadan fark ediyor.

(milliyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 10:41

Gösterim: 2896

TBMM Genel Kurulu'nda, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü kabil edildi.

tbmmGenel Kurul'da ''Temel Kanun'' olarak görüşülen tasarının kabul edilen maddelerine göre, ''Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu''nun adı, ''Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'' olarak değiştiriliyor.

Sendika ve konfederasyonlar, zorunlu organlar dışında organlar kurabilecek, tüzüklerinde gösterilen amaçlarını gerçekleştirmek üzere uluslararası kuruluş kurabilecek, amaçlarına uyan uluslararası kuruluşlara üye olabilecek ve üyelikten çekilebilecek.

Devle Personel Başkanlığı'nın bağlı olduğu Bakanın başkanlığında, en çok üyeye sahip 3 konfederasyon genel başkanı ve Devlet Personel Başkanı'ndan oluşan ''Kamu Personeli Danışma Kurulu'' oluşturulacak.

İş yerlerinde yapılan tespite göre, kamu görevlilerinden en çok üye kaydetmiş sendika, iş yeri sendika temsilcisi seçmeye yetkili olacak. İş yerindeki kamu görevlisi sayısı 200'e kadarsa 1, 201-600 arasında ise en çok 2, 601-1000 arasında ise en çok 3, 1001-2000 arasında ise en çok 4, 2000'den fazla ise en çok 5 iş yeri sendika temsilcisi seçilebilecek.

Sendika şubesi bulunmayan il ve ilçelerde il ve ilçe temsilciliği kurulabilecek.

Sendika yöneticilerine tanınan bazı güvencelerden sendika temsilcileri de yararlanabilecek. Sendika yönetim kurullarına seçilenlerin aylıksız izin hakkından yararlanabilmeleri için öngörülen 30 gün içinde başvurma şartı kaldırılıyor.

Toplu sözleşme kapsamı ve tarafları

Toplu sözleşme; kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevzuat hükümleri dikkate alınarak, kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları, diğer mali ve sosyal hakları kapsayacak.

Toplu sözleşme hükümleri, sözleşmenin yapıldığı tarihi takip eden iki mali yıl için geçerli olacak.

> Memur tasarısının 1. bölümü kabul edildi

TBMM Genel Kurulu'nda, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü kabil edildi.

tbmmGenel Kurul'da ''Temel Kanun'' olarak görüşülen tasarının kabul edilen maddelerine göre, ''Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu''nun adı, ''Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'' olarak değiştiriliyor.

Sendika ve konfederasyonlar, zorunlu organlar dışında organlar kurabilecek, tüzüklerinde gösterilen amaçlarını gerçekleştirmek üzere uluslararası kuruluş kurabilecek, amaçlarına uyan uluslararası kuruluşlara üye olabilecek ve üyelikten çekilebilecek.

Devle Personel Başkanlığı'nın bağlı olduğu Bakanın başkanlığında, en çok üyeye sahip 3 konfederasyon genel başkanı ve Devlet Personel Başkanı'ndan oluşan ''Kamu Personeli Danışma Kurulu'' oluşturulacak.

İş yerlerinde yapılan tespite göre, kamu görevlilerinden en çok üye kaydetmiş sendika, iş yeri sendika temsilcisi seçmeye yetkili olacak. İş yerindeki kamu görevlisi sayısı 200'e kadarsa 1, 201-600 arasında ise en çok 2, 601-1000 arasında ise en çok 3, 1001-2000 arasında ise en çok 4, 2000'den fazla ise en çok 5 iş yeri sendika temsilcisi seçilebilecek.

Sendika şubesi bulunmayan il ve ilçelerde il ve ilçe temsilciliği kurulabilecek.

Sendika yöneticilerine tanınan bazı güvencelerden sendika temsilcileri de yararlanabilecek. Sendika yönetim kurullarına seçilenlerin aylıksız izin hakkından yararlanabilmeleri için öngörülen 30 gün içinde başvurma şartı kaldırılıyor.

Toplu sözleşme kapsamı ve tarafları

Toplu sözleşme; kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevzuat hükümleri dikkate alınarak, kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları, diğer mali ve sosyal hakları kapsayacak.

Toplu sözleşme hükümleri, sözleşmenin yapıldığı tarihi takip eden iki mali yıl için geçerli olacak.

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 09:59

Gösterim: 1462


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.