Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
TÜBİTAK, 2013 yılında üniversitelerin Teknoloji Transfer Ofislerine verdiği desteği bu yıl da sürdürüyor. Başvurusu kabul edilen 10 üniversiteye 1 milyon TL’ye kadar destek verilecek.
TÜBİTAK’a başvuru yapan 36 üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisi içerisinden Anadolu, Bilkent, Dokuz Eylül, Erciyes, Gaziantep, İstanbul, İstanbul Şehir, İstanbul Teknik ve Uludağ üniversiteleri ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü destek almaya hak kazandı. 2013 yılında seçilen 10 üniversite ile birlikte toplamda 20 üniversiteye 20 milyon TL destek verilmiş olacak.
Toplam destek 10 milyon TL
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), üniversitelerin bünyesindeki Teknoloji Transfer Ofisleri’nin (TTO) geliştirilmesi ve yenilerinin kurulmasını teşvik etmek amacıyla geçen yıl başlattığı destek programını bu yıl da sürdürüyor. Toplam 10 milyon TL’lik destekten yararlanmak için başvuran üniversiteler arasından başvuru dosyası kabul edilen 10 üniversitenin TTO’su 1 milyon TL’ye kadar olan hibe desteğinden yararlanacak.
Başvuran 36 üniversite arasında yapılan değerlendirmenin ardından Anadolu, Bilkent, Dokuz Eylül, Erciyes, Gaziantep, İstanbul, İstanbul Şehir, İstanbul Teknik ve Uludağ Üniversiteleri ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 2014 yılında destek almaya hak kazandı.
Ekonomiye katkıda TTO’ların rolü büyük
Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir patent vekilliği hizmeti veren Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, TTO projesinin öncülüğünü ilk kez Destek Patent’in yapıp konuyu Türkiye’nin gündemine getirdiklerini belirterek, destek almaya hak kazanan üniversiteleri tebrik etti. TTO’ların üniversite ile sanayi arasında işbirliğini sağlamak amacıyla oluşturulduğunu söyleyen Yamankaradeniz, akademisyenlerin bilgi birikimlerini sanayinin hizmetine sunmasıyla bu birikimin ürün ve teknolojiye dönüşeceğini ve patentleneceğini belirtti.
Kemal Yamankaradeniz, TTO’lar sayesinde üniversitelerin geliştirecekleri ürünler ve fikirlerle Ar-Ge, inovasyon alanında Türkiye’nin önemli bir aşama kaydedeceğini ve Türkiye ekonomisinin çok önemli bir sürece girdiğini söyledi. Yamankaradeniz, “Üniversitelerin TTO bölümlerinden büyük beklentimiz var. Üniversitelerimizdeki taze beyinler patent konusunda dünya ile yarışacak, sanayi ile işbirliği yaparak üretimin hem değerinin hem hacminin artmasına yardımcı olacak ve ülkemizin ekonomisine katkı sağlayacak” dedi.
TTO Destekleme Programı Nedir?
TTO Destekleme Programı’na üniversiteler, üniversitelerin ortak olduğu şirketler, teknopark yönetici şirketleri ve teknopark yönetici şirketinin ortak olduğu şirketler başvurabiliyor. Program kapsamında TTO’lar 10 yıl süreyle hibe alabilecek. Destek oranları ilk 5 yıl için yüzde 80, ikinci 5 yıl için ise yüzde 60 olacak. Seçilen 10 üniversiteye verilecek destek kapsamında; personel giderleri, ulaşım, harcırah ve konaklama giderleri, alet, teçhizat, yazılım, yayın alım giderleri, yurtiçi ve yurtdışı danışmanlık ve eğitim hizmetleri de dahil olmak üzere hizmet alımı, toplantı, tanıtım ve organizasyon giderleri, yeminli mali müşavirlik ücretleri ve genel giderler karşılanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
TÜBİTAK, 2013 yılında üniversitelerin Teknoloji Transfer Ofislerine verdiği desteği bu yıl da sürdürüyor. Başvurusu kabul edilen 10 üniversiteye 1 milyon TL’ye kadar destek verilecek.
TÜBİTAK’a başvuru yapan 36 üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisi içerisinden Anadolu, Bilkent, Dokuz Eylül, Erciyes, Gaziantep, İstanbul, İstanbul Şehir, İstanbul Teknik ve Uludağ üniversiteleri ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü destek almaya hak kazandı. 2013 yılında seçilen 10 üniversite ile birlikte toplamda 20 üniversiteye 20 milyon TL destek verilmiş olacak.
Toplam destek 10 milyon TL
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), üniversitelerin bünyesindeki Teknoloji Transfer Ofisleri’nin (TTO) geliştirilmesi ve yenilerinin kurulmasını teşvik etmek amacıyla geçen yıl başlattığı destek programını bu yıl da sürdürüyor. Toplam 10 milyon TL’lik destekten yararlanmak için başvuran üniversiteler arasından başvuru dosyası kabul edilen 10 üniversitenin TTO’su 1 milyon TL’ye kadar olan hibe desteğinden yararlanacak.
Başvuran 36 üniversite arasında yapılan değerlendirmenin ardından Anadolu, Bilkent, Dokuz Eylül, Erciyes, Gaziantep, İstanbul, İstanbul Şehir, İstanbul Teknik ve Uludağ Üniversiteleri ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 2014 yılında destek almaya hak kazandı.
Ekonomiye katkıda TTO’ların rolü büyük
Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir patent vekilliği hizmeti veren Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, TTO projesinin öncülüğünü ilk kez Destek Patent’in yapıp konuyu Türkiye’nin gündemine getirdiklerini belirterek, destek almaya hak kazanan üniversiteleri tebrik etti. TTO’ların üniversite ile sanayi arasında işbirliğini sağlamak amacıyla oluşturulduğunu söyleyen Yamankaradeniz, akademisyenlerin bilgi birikimlerini sanayinin hizmetine sunmasıyla bu birikimin ürün ve teknolojiye dönüşeceğini ve patentleneceğini belirtti.
Kemal Yamankaradeniz, TTO’lar sayesinde üniversitelerin geliştirecekleri ürünler ve fikirlerle Ar-Ge, inovasyon alanında Türkiye’nin önemli bir aşama kaydedeceğini ve Türkiye ekonomisinin çok önemli bir sürece girdiğini söyledi. Yamankaradeniz, “Üniversitelerin TTO bölümlerinden büyük beklentimiz var. Üniversitelerimizdeki taze beyinler patent konusunda dünya ile yarışacak, sanayi ile işbirliği yaparak üretimin hem değerinin hem hacminin artmasına yardımcı olacak ve ülkemizin ekonomisine katkı sağlayacak” dedi.
TTO Destekleme Programı Nedir?
TTO Destekleme Programı’na üniversiteler, üniversitelerin ortak olduğu şirketler, teknopark yönetici şirketleri ve teknopark yönetici şirketinin ortak olduğu şirketler başvurabiliyor. Program kapsamında TTO’lar 10 yıl süreyle hibe alabilecek. Destek oranları ilk 5 yıl için yüzde 80, ikinci 5 yıl için ise yüzde 60 olacak. Seçilen 10 üniversiteye verilecek destek kapsamında; personel giderleri, ulaşım, harcırah ve konaklama giderleri, alet, teçhizat, yazılım, yayın alım giderleri, yurtiçi ve yurtdışı danışmanlık ve eğitim hizmetleri de dahil olmak üzere hizmet alımı, toplantı, tanıtım ve organizasyon giderleri, yeminli mali müşavirlik ücretleri ve genel giderler karşılanacak.
Son Güncelleme: Salı, 14 Ocak 2014 11:48
Gösterim: 2302
AİBÜ'de 7 adayın yer aldığı rektörlük seçimlerinde mevcut rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun en fazla oy alan aday oldu
Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde (AİBÜ) 7 adayın yer aldığı rektörlük seçimlerinde mevcut rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun en fazla oy alan aday oldu.
AİBÜ Kongre Merkezi'nde 599 öğretim üyesinin oy kullandığı seçimde, mevcut Rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun 289, Prof. Dr. Cabir Terzioğlu 139, Prof. Dr. Nimet Kabakuş 69, Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu 35, Prof.Dr. Emine Elif Yücetürk 26, Prof. Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa 10, Prof. Dr. Mehmet Kutalmış 8 oy aldı. 14 boş oy kullanıldı, 9 oy ise geçersiz sayıldı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenecek 3 aday, Cumhurbaşkanlığına gönderilecek. AİBÜ'nin yeni rektörü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
AİBÜ'de 7 adayın yer aldığı rektörlük seçimlerinde mevcut rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun en fazla oy alan aday oldu
Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde (AİBÜ) 7 adayın yer aldığı rektörlük seçimlerinde mevcut rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun en fazla oy alan aday oldu.
AİBÜ Kongre Merkezi'nde 599 öğretim üyesinin oy kullandığı seçimde, mevcut Rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun 289, Prof. Dr. Cabir Terzioğlu 139, Prof. Dr. Nimet Kabakuş 69, Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu 35, Prof.Dr. Emine Elif Yücetürk 26, Prof. Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa 10, Prof. Dr. Mehmet Kutalmış 8 oy aldı. 14 boş oy kullanıldı, 9 oy ise geçersiz sayıldı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenecek 3 aday, Cumhurbaşkanlığına gönderilecek. AİBÜ'nin yeni rektörü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanacak.
Son Güncelleme: Cuma, 10 Ocak 2014 08:50
Gösterim: 1519
DPÜ bünyesine 3 öğretim görevlisi, 3 araştırma görevlisi, 2 okutman ve 2 uzman alınacak
Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörlüğü, bünyesinde 3 öğretim görevlisi, 3 araştırma görevlisi, 2 okutman ve 2 uzman istihdam edecek.
Rektörlükten yapılan açıklamaya göre, üniversitenin Kütahya Sağlık Yüksekoklu Ebelik Bölümüne bir ve Gediz Meslek Yüksekokluna da 2 öğretim görevlisi alınacak.
Ayrıca, Kütahya Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı'na bir, Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Kurumlar Sosyolojisi Ana Bilim Dalı'na bir, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Ana Bilim Dalına bir araştırma görevlisi, Yabancı Diller Yüksekokulu Temel Yabancı Diller Bölümüne 2 okutman ile Rektörlük ve Fen-Edebiyat Fakültesi Biyokimya Bölümünde de birer uzman istihdam edileceği duyuruldu.
Adayların, istenilen belgelerle 10 Ocak Cuma günü mesai bitimine kadar şahsen veya postayla müracaat etmeleri gerektiği ve DPÜ Rektörlüğüne ''uzman''lık için başvuracak adayların ise son başvuru tarihinin 14 Ocak olduğu belirtildi.
Başvuruyla ilgili ayrıntılı bilgiler, üniversitenin www.dpu.edu.tr adresinde yer alıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
DPÜ bünyesine 3 öğretim görevlisi, 3 araştırma görevlisi, 2 okutman ve 2 uzman alınacak
Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörlüğü, bünyesinde 3 öğretim görevlisi, 3 araştırma görevlisi, 2 okutman ve 2 uzman istihdam edecek.
Rektörlükten yapılan açıklamaya göre, üniversitenin Kütahya Sağlık Yüksekoklu Ebelik Bölümüne bir ve Gediz Meslek Yüksekokluna da 2 öğretim görevlisi alınacak.
Ayrıca, Kütahya Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı'na bir, Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Kurumlar Sosyolojisi Ana Bilim Dalı'na bir, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Ana Bilim Dalına bir araştırma görevlisi, Yabancı Diller Yüksekokulu Temel Yabancı Diller Bölümüne 2 okutman ile Rektörlük ve Fen-Edebiyat Fakültesi Biyokimya Bölümünde de birer uzman istihdam edileceği duyuruldu.
Adayların, istenilen belgelerle 10 Ocak Cuma günü mesai bitimine kadar şahsen veya postayla müracaat etmeleri gerektiği ve DPÜ Rektörlüğüne ''uzman''lık için başvuracak adayların ise son başvuru tarihinin 14 Ocak olduğu belirtildi.
Başvuruyla ilgili ayrıntılı bilgiler, üniversitenin www.dpu.edu.tr adresinde yer alıyor.
Son Güncelleme: Cuma, 03 Ocak 2014 21:07
Gösterim: 1588
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, üniversite senatolarının yeni atama ve yükseltme ölçütleri arasında ilk sıraya patent sahibi olma, patent geliştirme ve ticarileştirilmiş yeni buluş şartları konulduğunu bildirdi.
Rektör Büyükberber, yaptığı açıklamada, Gazi Üniversitesinin 21 fakülte, 7 enstitü,1 konservatuvar, 5 yüksekokul ve 11 meslek yüksekokulu ile Türkiye'nin en çok fakülte ve yüksekokuluna sahip üniversitesi olduğunu ifade etti. Üniversitelerinin 75 bin 876 öğrenci ve 4 bin 900 akademik personelinin bulunduğunu dile getiren Büyükberber, geçtiğimiz yıl 11 bin 607 mezun veren üniversitenin dünyadaki en iyi üniversiteler sıralamasında ilk 500 arasında yer aldığını söyledi.
Gelişmiş ülkelerdeki üniversitelerde bilimsel yayın kadar üretilen patent sayılarının da önemli olduğuna işaret eden Büyükberber, Gazi Üniversitesinde klasik akademik yükseltme ölçütleri olan uluslararası dergilerde makale şartının, artık önceliğini başka ölçütlerle paylaştığını belirtti. Büyükberber, Gazi Üniversitesi Senatosu'nun yeni atama ve yükseltilme ölçütleri arasına ilk sıraya patent sahibi olma, patent geliştirme ve ticarileştirilmiş yeni buluş şartları konulduğunu açıkladı.
Büyükberber, alınan kararla Türkiye’de ilk defa akademik yükseltme ve atama ölçütlerinde patent ve üniversite-sanayi çerçevesinde yürütülen araştırma projelerinin, akademik yayınlara eş değer olarak değerlendirildiğini belirterek, "Akademik atama ve yükseltme ölçütleri arasına patent sahibi olma, sanayiye yönelik proje geliştirme ve sanayi ile işbirliği ölçütlerinin eklenmesi üniversitemizin öncelikli politikaları arasında. Akademik yükseltme ölçütlerine her kademede öncelikli tercih nedeni olarak patent, proje ve sanayi işbirliği şartı koyan ilk Türk üniversitesi Gazi Üniversitesi oldu” dedi.
Üniversitelerin girişimcilik alanında sertifika programı başlatmasını ve yürütmesini teşvik için başlatılan TÜBİTAK Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik Destek programından yararlanan 14 üniversiteden biri olduklarını ifade eden Büyükberber, desteğin üniversitelerde girişimcilik ve yenilikçilik algısının yerleşmesi ve başarılı iş fikirlerinin erken dönemlerde hayata geçirilmesi açısından önemli olduğunu vurguladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, üniversite senatolarının yeni atama ve yükseltme ölçütleri arasında ilk sıraya patent sahibi olma, patent geliştirme ve ticarileştirilmiş yeni buluş şartları konulduğunu bildirdi.
Rektör Büyükberber, yaptığı açıklamada, Gazi Üniversitesinin 21 fakülte, 7 enstitü,1 konservatuvar, 5 yüksekokul ve 11 meslek yüksekokulu ile Türkiye'nin en çok fakülte ve yüksekokuluna sahip üniversitesi olduğunu ifade etti. Üniversitelerinin 75 bin 876 öğrenci ve 4 bin 900 akademik personelinin bulunduğunu dile getiren Büyükberber, geçtiğimiz yıl 11 bin 607 mezun veren üniversitenin dünyadaki en iyi üniversiteler sıralamasında ilk 500 arasında yer aldığını söyledi.
Gelişmiş ülkelerdeki üniversitelerde bilimsel yayın kadar üretilen patent sayılarının da önemli olduğuna işaret eden Büyükberber, Gazi Üniversitesinde klasik akademik yükseltme ölçütleri olan uluslararası dergilerde makale şartının, artık önceliğini başka ölçütlerle paylaştığını belirtti. Büyükberber, Gazi Üniversitesi Senatosu'nun yeni atama ve yükseltilme ölçütleri arasına ilk sıraya patent sahibi olma, patent geliştirme ve ticarileştirilmiş yeni buluş şartları konulduğunu açıkladı.
Büyükberber, alınan kararla Türkiye’de ilk defa akademik yükseltme ve atama ölçütlerinde patent ve üniversite-sanayi çerçevesinde yürütülen araştırma projelerinin, akademik yayınlara eş değer olarak değerlendirildiğini belirterek, "Akademik atama ve yükseltme ölçütleri arasına patent sahibi olma, sanayiye yönelik proje geliştirme ve sanayi ile işbirliği ölçütlerinin eklenmesi üniversitemizin öncelikli politikaları arasında. Akademik yükseltme ölçütlerine her kademede öncelikli tercih nedeni olarak patent, proje ve sanayi işbirliği şartı koyan ilk Türk üniversitesi Gazi Üniversitesi oldu” dedi.
Üniversitelerin girişimcilik alanında sertifika programı başlatmasını ve yürütmesini teşvik için başlatılan TÜBİTAK Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik Destek programından yararlanan 14 üniversiteden biri olduklarını ifade eden Büyükberber, desteğin üniversitelerde girişimcilik ve yenilikçilik algısının yerleşmesi ve başarılı iş fikirlerinin erken dönemlerde hayata geçirilmesi açısından önemli olduğunu vurguladı.
Son Güncelleme: Pazar, 05 Ocak 2014 12:11
Gösterim: 967
Akademisyenler intihal nedeniyle üniversitelerden atılamayacak
Hürriyet Gazetesi’nden Gönül Koca’nın haberine göre, Danıştay İdari Dava Daireleri intihalin önünü açan bir karara imza attı. Akademisyenlerin, intihal nedeniyle üniversiteden atılmalarının kanunlarda yer almadığı gerekçesiyle bu cezayı haksız buldu.
Bu suçu işleyenlere maaş kesme, uyarı ve kınama cezaları uygulanacak, ancak meslekten atılamayacaklar. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Kamil Can Bulut, 2005 yılında intihal yaptığı gerekçesiyle ‘öğretim üyeliğinden çıkarma’, Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Adem Tatlı da aynı suç nedeniyle ‘görevinden çekilmiş sayma’ cezası aldı. Ardından Bulut ve ‘kararın iptali ve yoksun kaldığı maddi kayıpların iadesi’ talebiyle dava açtı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, “2547 sayılı YÖK Yasası ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda bu cezaya ilişkin bir düzenleme bulunmadığı” gerekçesiyle açılan davaları haklı buldu. Başkanvekili ve 15 kurul üyesinin oyuyla, 20 Eylül 2012’de alınan karara, kurul üyesi Halide Ayfer Özdemir karşı oy verdi. Ancak oy çokluğuyla alınan kararla, intihal yapan öğretim üyelerinin meslekten atılmasının önü kapatıldı.
YÖK yazı gönderdi
30 Eylül 2013’te ise YÖK sezsiz sedasız üniversitelere yazı göndererek, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, 5 Kasım 2013 tarihli ‘Yönetim görevinden ayırma’, 1 Ekim 2012 tarihli ‘Görevinden çekilmiş sayma’ ve 20 Eylül 2012’de ‘Üniversite öğretim üyeliği mesleğinden çıkarma’ cezası ile bu cezayı gerektiren eylemlerin iptal edildiğini duyurdu. Yürütülen soruşturmalarda iptal kararının dikkate alınmasını, soruşturmacılar tarafından ‘bu cezaların teklif edilmemesini, yönetmelikte yer alan en uygun diğer disiplin cezalarının teklif edilmesini ve verilmesini’ istedi.
Yurtdışında cezası ağır
Avrupa ve Amerika’da intihal makemeye taşınabilen bir suç olarak kabul edilebiliyor. Ağır bir suç olduğu için öncelikle bağımsız, özerk etik kurullar tarafından birçok açıdan inceleniyor. Akademisyenin intihal yaptığı sonucuna varıldığında ise yayın yasakları getirilebiliyor, çalıştığı üniversite sözleşmesini yenilemiyor. Yayınevlerine, bilim hırsızlığı yaptığı için kitaplarının basılmaması yönünde bildirimlerde bulunuluyor. Bilim hırsızlığı yapan taraf, kimin fikirlerini çaldıysa ona tazminat ödüyor. Saygın üniversitelerin intihal suçundan işine son verilen bir akademisyeni başka bir yükseköğretim kurumu da kadrosuna almıyor.
En uygun ceza deşifre
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu (YÖK Üyesi): Disiplin cezaları çerçevesinde yargının verdiği kararları esas almak zorundayız. Bir intihal var ise aylıktan kesme, uyarı cezası, kınama cezası verilebilir ki bence gerçekten intihal varsa verilebilecek en önemli ceza bunun deşifre edilmesidir. Ama böyle bir ceza disiplin suçu olarak kabul edilmiyor maalesef. Çünkü bunlar etik suçlara girer, disiplin suçundan çok. Yargı burada intihal yapılıp yapılmamasından çok suça uygun cezayı esas alıyor. Memuriyetten çıkarma cezası, memuriyet kanunu çerçevesinde ele alınır. İntihal bilim etiğine ilişkin bir durum, dolayısıyla başka bir düzlemde ele alınması gerekiyor.
Tahsin Yeşildere (Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı): Üniversitelerin en önemli görevlerinden biri bilimsel araştırma yapmak. Bilimsel araştırmaların niteliği oldukça önemli. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanması, birçok sitenin eserden yararlanması değerini arttırır, bu da Türkiye için önemli. Dolayısıyla bir üniversite, bünyesindeki akademisyenlerin nitelikli bilimsel araştırmalarıyla dünyada saygın üniversiteler arasında yerini alır. Bütün bunlara tek darbe üniversitelerdeki bilim hırsızlığıdır. Bu üniversitenin niteliğini tamamiyle düşürür. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun aldığı kararın YÖK tarafından da kabul edilerek üniversitelere gönderilmesi, intihal yapana bu cezaların verilmemesi yükseköğretim kurumlarının saygınlığını uluslararası arenada bitirecektir. Bilim hırsızlığı cezasının hafifletilmesi üniversitelerin yozlaşmasına neden olacak.
Kaynak Hürriyet
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Akademisyenler intihal nedeniyle üniversitelerden atılamayacak
Hürriyet Gazetesi’nden Gönül Koca’nın haberine göre, Danıştay İdari Dava Daireleri intihalin önünü açan bir karara imza attı. Akademisyenlerin, intihal nedeniyle üniversiteden atılmalarının kanunlarda yer almadığı gerekçesiyle bu cezayı haksız buldu.
Bu suçu işleyenlere maaş kesme, uyarı ve kınama cezaları uygulanacak, ancak meslekten atılamayacaklar. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Kamil Can Bulut, 2005 yılında intihal yaptığı gerekçesiyle ‘öğretim üyeliğinden çıkarma’, Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Adem Tatlı da aynı suç nedeniyle ‘görevinden çekilmiş sayma’ cezası aldı. Ardından Bulut ve ‘kararın iptali ve yoksun kaldığı maddi kayıpların iadesi’ talebiyle dava açtı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, “2547 sayılı YÖK Yasası ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda bu cezaya ilişkin bir düzenleme bulunmadığı” gerekçesiyle açılan davaları haklı buldu. Başkanvekili ve 15 kurul üyesinin oyuyla, 20 Eylül 2012’de alınan karara, kurul üyesi Halide Ayfer Özdemir karşı oy verdi. Ancak oy çokluğuyla alınan kararla, intihal yapan öğretim üyelerinin meslekten atılmasının önü kapatıldı.
YÖK yazı gönderdi
30 Eylül 2013’te ise YÖK sezsiz sedasız üniversitelere yazı göndererek, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, 5 Kasım 2013 tarihli ‘Yönetim görevinden ayırma’, 1 Ekim 2012 tarihli ‘Görevinden çekilmiş sayma’ ve 20 Eylül 2012’de ‘Üniversite öğretim üyeliği mesleğinden çıkarma’ cezası ile bu cezayı gerektiren eylemlerin iptal edildiğini duyurdu. Yürütülen soruşturmalarda iptal kararının dikkate alınmasını, soruşturmacılar tarafından ‘bu cezaların teklif edilmemesini, yönetmelikte yer alan en uygun diğer disiplin cezalarının teklif edilmesini ve verilmesini’ istedi.
Yurtdışında cezası ağır
Avrupa ve Amerika’da intihal makemeye taşınabilen bir suç olarak kabul edilebiliyor. Ağır bir suç olduğu için öncelikle bağımsız, özerk etik kurullar tarafından birçok açıdan inceleniyor. Akademisyenin intihal yaptığı sonucuna varıldığında ise yayın yasakları getirilebiliyor, çalıştığı üniversite sözleşmesini yenilemiyor. Yayınevlerine, bilim hırsızlığı yaptığı için kitaplarının basılmaması yönünde bildirimlerde bulunuluyor. Bilim hırsızlığı yapan taraf, kimin fikirlerini çaldıysa ona tazminat ödüyor. Saygın üniversitelerin intihal suçundan işine son verilen bir akademisyeni başka bir yükseköğretim kurumu da kadrosuna almıyor.
En uygun ceza deşifre
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu (YÖK Üyesi): Disiplin cezaları çerçevesinde yargının verdiği kararları esas almak zorundayız. Bir intihal var ise aylıktan kesme, uyarı cezası, kınama cezası verilebilir ki bence gerçekten intihal varsa verilebilecek en önemli ceza bunun deşifre edilmesidir. Ama böyle bir ceza disiplin suçu olarak kabul edilmiyor maalesef. Çünkü bunlar etik suçlara girer, disiplin suçundan çok. Yargı burada intihal yapılıp yapılmamasından çok suça uygun cezayı esas alıyor. Memuriyetten çıkarma cezası, memuriyet kanunu çerçevesinde ele alınır. İntihal bilim etiğine ilişkin bir durum, dolayısıyla başka bir düzlemde ele alınması gerekiyor.
Tahsin Yeşildere (Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı): Üniversitelerin en önemli görevlerinden biri bilimsel araştırma yapmak. Bilimsel araştırmaların niteliği oldukça önemli. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanması, birçok sitenin eserden yararlanması değerini arttırır, bu da Türkiye için önemli. Dolayısıyla bir üniversite, bünyesindeki akademisyenlerin nitelikli bilimsel araştırmalarıyla dünyada saygın üniversiteler arasında yerini alır. Bütün bunlara tek darbe üniversitelerdeki bilim hırsızlığıdır. Bu üniversitenin niteliğini tamamiyle düşürür. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun aldığı kararın YÖK tarafından da kabul edilerek üniversitelere gönderilmesi, intihal yapana bu cezaların verilmemesi yükseköğretim kurumlarının saygınlığını uluslararası arenada bitirecektir. Bilim hırsızlığı cezasının hafifletilmesi üniversitelerin yozlaşmasına neden olacak.
Kaynak Hürriyet
Son Güncelleme: Perşembe, 26 Aralık 2013 09:49
Gösterim: 1450

