Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Rize Üniversitesi isminin Recep Tayip Erdoğan olarak değiştirilmesi ile ilgili YÖK'ün TBMM'ye sunduğu talebin TBMM'de onaylanmasının ardından isim değişikliği ile ilgili hazırlıklara başlanıldı.
Rize'de 2006 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) çıkan yasa ile kurulan Rize Üniversitesi'nde 28 Kasım 2011 tarihinde yapılan 30. Senato Toplantısında. Rize Üniversitesinin isminin Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi olarak değiştirilmesi kararlaştırılmıştı. Yüksek Öğretim Kurulu'nun YÖK kararı onamasının ardından karar TBMM'ye gönderildi. Talep, TBMM Genel Kurulu'nda yeni eğitim düzenlemesi ile görüşüldü ve oy çoğunluğu ile kabul edildi. Yasa ile Rize Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Kayseri Üniversitesi Abdullah Gül Üniversitesi, Karaelmas Üniversitesi, Ecevit Üniversitesi, Konya Üniversitesi de Erbakan üniversitesi olarak değiştirildi.
İsim değişikliğinin TBMM'de onaylanmasının ardından Rize Üniversitesi isim değişikliği için hazırlıklara başladı. Konuyla ilgili açıklama yapan Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz, "Üniversitemizin isim değişikliği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi. Cumhurbaşkanımızın imzası ve Resmi Gazetede yayınlanmasının ardından resmiyet kazanmış olacak. Ondan sonra yeni ismi kullanabileceğiz. Biz bu yönde hazırlıklarımızı yapıyoruz. İsmini üniversitemize bağışlayan sayın Başbakanımıza tekrar teşekkür etmek istiyorum. "dedi.
SORUMLULUĞUMUZ ARTACAK
Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz, isim değişikliği ile birlikte sorumluluklarının da artacağını belirterek, "Eski logomuzda dahil olmak üzere yeni bir logo çalışması yapacağız. Oluşturulacak jüri hangi logoyu beğenirse onunla devam etmeyi düşünüyoruz. Eski logoda kalabilir. Eğitim, AR-GE ve hizmet amaçlı bir kuruluşuz. Bu amaçla, Başbakanımızın ismini aldıktan sonra bizim sorumluluklarımız daha da fazla artacak. Bu sorumluluk bilinci ile daha da fazla çalışmamız gerekiyor. Ufkumuzu biraz daha genişletmemiz gayretimizi arttırmamız gerekiyor. Sorumluluğumuz daha fazla olacak" dedi.
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Rize Üniversitesi isminin Recep Tayip Erdoğan olarak değiştirilmesi ile ilgili YÖK'ün TBMM'ye sunduğu talebin TBMM'de onaylanmasının ardından isim değişikliği ile ilgili hazırlıklara başlanıldı.
Rize'de 2006 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) çıkan yasa ile kurulan Rize Üniversitesi'nde 28 Kasım 2011 tarihinde yapılan 30. Senato Toplantısında. Rize Üniversitesinin isminin Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi olarak değiştirilmesi kararlaştırılmıştı. Yüksek Öğretim Kurulu'nun YÖK kararı onamasının ardından karar TBMM'ye gönderildi. Talep, TBMM Genel Kurulu'nda yeni eğitim düzenlemesi ile görüşüldü ve oy çoğunluğu ile kabul edildi. Yasa ile Rize Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Kayseri Üniversitesi Abdullah Gül Üniversitesi, Karaelmas Üniversitesi, Ecevit Üniversitesi, Konya Üniversitesi de Erbakan üniversitesi olarak değiştirildi.
İsim değişikliğinin TBMM'de onaylanmasının ardından Rize Üniversitesi isim değişikliği için hazırlıklara başladı. Konuyla ilgili açıklama yapan Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz, "Üniversitemizin isim değişikliği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi. Cumhurbaşkanımızın imzası ve Resmi Gazetede yayınlanmasının ardından resmiyet kazanmış olacak. Ondan sonra yeni ismi kullanabileceğiz. Biz bu yönde hazırlıklarımızı yapıyoruz. İsmini üniversitemize bağışlayan sayın Başbakanımıza tekrar teşekkür etmek istiyorum. "dedi.
SORUMLULUĞUMUZ ARTACAK
Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz, isim değişikliği ile birlikte sorumluluklarının da artacağını belirterek, "Eski logomuzda dahil olmak üzere yeni bir logo çalışması yapacağız. Oluşturulacak jüri hangi logoyu beğenirse onunla devam etmeyi düşünüyoruz. Eski logoda kalabilir. Eğitim, AR-GE ve hizmet amaçlı bir kuruluşuz. Bu amaçla, Başbakanımızın ismini aldıktan sonra bizim sorumluluklarımız daha da fazla artacak. Bu sorumluluk bilinci ile daha da fazla çalışmamız gerekiyor. Ufkumuzu biraz daha genişletmemiz gayretimizi arttırmamız gerekiyor. Sorumluluğumuz daha fazla olacak" dedi.
(haber7)
Son Güncelleme: Salı, 03 Nisan 2012 10:22
Gösterim: 2898
Büyük patlama deneyinin yapıldığı CERN'i tanıtan "Bilimi Hızlandırıyoruz" sergisi ODTÜ'de açıldı.
CERN tarafından hazırlanan sergi, Cenevre Üniversitesi'nin işbirliği ve Dudley Wright Vakfı'nın desteğiyle İsviçre, İtalya, Danimarka, ve Avusturya'nın ardından Ankara'da açıldı.
CERN Başkanı Prof. Dr. Rolf-Dieter Heuer, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen açılış töreninde, evrenin hala yüzde 95'inin sırlarının çözülemediğini ifade etti. Bu sırların ortaya çıkarılması için teknolojinin gerekliliğini vurgulayan Heuer,''Teknolojinin üretimi için genç beyinler gerekiyor. Sergiyi gezen gençlerin CERN'e de ziyaret konusunda heyecan yaşamalarını amaçlıyoruz'' dedi.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar da serginin ilk kez CERN'e üye olmayan bir ülkede açıldığını bildirdi. Acar, 12 yaş üstü bilim meraklılarına açık olan ve 8 Temmuz'a kadar ücretsiz gezilebilecek serginin, evrenin oluşumu hakkında merak aşılamayı amaçladığını kaydetti.
Sergi, "Büyük Patlama", "Parçacık Bahçesi", "Gizem Odası", "CERN Araştırmaları" ve "Temel Araştırmalar" olmak üzere 5 bölümden oluşuyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Büyük patlama deneyinin yapıldığı CERN'i tanıtan "Bilimi Hızlandırıyoruz" sergisi ODTÜ'de açıldı.
CERN tarafından hazırlanan sergi, Cenevre Üniversitesi'nin işbirliği ve Dudley Wright Vakfı'nın desteğiyle İsviçre, İtalya, Danimarka, ve Avusturya'nın ardından Ankara'da açıldı.
CERN Başkanı Prof. Dr. Rolf-Dieter Heuer, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen açılış töreninde, evrenin hala yüzde 95'inin sırlarının çözülemediğini ifade etti. Bu sırların ortaya çıkarılması için teknolojinin gerekliliğini vurgulayan Heuer,''Teknolojinin üretimi için genç beyinler gerekiyor. Sergiyi gezen gençlerin CERN'e de ziyaret konusunda heyecan yaşamalarını amaçlıyoruz'' dedi.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar da serginin ilk kez CERN'e üye olmayan bir ülkede açıldığını bildirdi. Acar, 12 yaş üstü bilim meraklılarına açık olan ve 8 Temmuz'a kadar ücretsiz gezilebilecek serginin, evrenin oluşumu hakkında merak aşılamayı amaçladığını kaydetti.
Sergi, "Büyük Patlama", "Parçacık Bahçesi", "Gizem Odası", "CERN Araştırmaları" ve "Temel Araştırmalar" olmak üzere 5 bölümden oluşuyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Nisan 2012 23:37
Gösterim: 2001
Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, Uluslararası Eğitimde Mükemmellik Ödülü verildi.
Ödülü New York’ta alan Enver yücel, ödül sevinicini twitter’da paylaştı.
Enver Yücel’in twitleri:
Bu Odul Bahçeşehir Kolejleri öğretmenlerine armağan olsun…
PDK İnternational büyük ödülü beni yetiştiren öğretmenlerime...
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, Uluslararası Eğitimde Mükemmellik Ödülü verildi.
Ödülü New York’ta alan Enver yücel, ödül sevinicini twitter’da paylaştı.
Enver Yücel’in twitleri:
Bu Odul Bahçeşehir Kolejleri öğretmenlerine armağan olsun…
PDK İnternational büyük ödülü beni yetiştiren öğretmenlerime...
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 17:32
Gösterim: 2058
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesine TOBB üniversitesi kurulması sözü verdi.
Edirne'de Trakya Hayvancılık Kongresine katılan Hisarcıklıoğlu, Lüleburgaz Ticaret ve Sanayi Odası ve Lüleburgaz Ticaret Borsası'nı ziyaret etti.
Belediye Başkanı Emin Halebak'ın ilçeye TOBB Üniversitesi talebi hakkında da görüşlerini açıklayan Hisarcıklıoğlu, ''Birlik ve beraberliğinizi çok beğendim. Belediye Başkanımız bunları söyledikten sonra ben ne diyeyim. Başkan yeri ayarlar, binaları verirse ben de TOBB üniversitesini Lüleburgaz'a getireceğim'' diye konuştu.
Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak ise Lüleburgaz'ın iyi yönetilen bir ilçe olduğunu ifade etti.
Gelişmişlik endeksinde Türkiye sıralamasında 35. olduklarını vurgulayan Halebak, şöyle devam etti: ''Okuma yazma oranı yüzde 97. Üniversiteye yerleştirmede Türkiye birincisi. Ailelerin geliri yüksek ve çocuk sayısı az. Bu nedenle çocuklar üniversiteye gidiyor. Üniversite konusunda da devlet sadece illere üniversite yapıyor. İlçemize ancak özel üniversite yapılabilir. Edirne Bayırı mevkindeki şimdiki radar arazisi üniversite için çok uygun. Yer ve binaları ben karşılayacağım. Siz yeter ki sözünü verin. Ben radar arazisi olmasa da gider başka bir yer satın alır, ne gerekiyorsa yaparım.''
Lüleburgaz Kaymakamı Cemalettin Yılmaz da ''Bugün siz üniversite konusunda söz verirseniz bugünkü 3. olumlu haberi alacağız. Milletvekilimiz Şenol Gürşan Bey ile de görüştüm. Yeni devlet hastanesi için pürüzler giderilmiş. Bir de Sağlık Meslek Lisesi yapılacakmış'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesine TOBB üniversitesi kurulması sözü verdi.
Edirne'de Trakya Hayvancılık Kongresine katılan Hisarcıklıoğlu, Lüleburgaz Ticaret ve Sanayi Odası ve Lüleburgaz Ticaret Borsası'nı ziyaret etti.
Belediye Başkanı Emin Halebak'ın ilçeye TOBB Üniversitesi talebi hakkında da görüşlerini açıklayan Hisarcıklıoğlu, ''Birlik ve beraberliğinizi çok beğendim. Belediye Başkanımız bunları söyledikten sonra ben ne diyeyim. Başkan yeri ayarlar, binaları verirse ben de TOBB üniversitesini Lüleburgaz'a getireceğim'' diye konuştu.
Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak ise Lüleburgaz'ın iyi yönetilen bir ilçe olduğunu ifade etti.
Gelişmişlik endeksinde Türkiye sıralamasında 35. olduklarını vurgulayan Halebak, şöyle devam etti: ''Okuma yazma oranı yüzde 97. Üniversiteye yerleştirmede Türkiye birincisi. Ailelerin geliri yüksek ve çocuk sayısı az. Bu nedenle çocuklar üniversiteye gidiyor. Üniversite konusunda da devlet sadece illere üniversite yapıyor. İlçemize ancak özel üniversite yapılabilir. Edirne Bayırı mevkindeki şimdiki radar arazisi üniversite için çok uygun. Yer ve binaları ben karşılayacağım. Siz yeter ki sözünü verin. Ben radar arazisi olmasa da gider başka bir yer satın alır, ne gerekiyorsa yaparım.''
Lüleburgaz Kaymakamı Cemalettin Yılmaz da ''Bugün siz üniversite konusunda söz verirseniz bugünkü 3. olumlu haberi alacağız. Milletvekilimiz Şenol Gürşan Bey ile de görüştüm. Yeni devlet hastanesi için pürüzler giderilmiş. Bir de Sağlık Meslek Lisesi yapılacakmış'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Pazar, 01 Nisan 2012 10:19
Gösterim: 3163
SETA'nın ''Uluslararası Öğrenciler'' raporuna göre, 2011 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 26 bin uluslararası öğrenci yükseköğretime devam ediyor.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan ''Türkiye'de Uluslararası Öğrenci'' raporu düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. Raporu hazırlayanlar arasında yer alan Murat Özoğlu, rapora ilişkin bilgi verdi. Uluslararasılaşmanın üniversite sıralamalarında kullanıldığını belirten Özoğlu, öğrenci hareketliliğinin önemli küresel eğilim olarak öne çıktığını ifade etti. Türkiye'nin uluslararası öğrenci durumunu ortaya koymak için bu raporu hazırladıklarını belirten Özoğlu, uluslararası öğrenci dolaşımı ile ilgili küresel eğilimleri de incelemeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye 5. sırada
Raporda yer alan verilere göre, uluslararası öğrenci kabul eden ülkelerin başında ABD, İngiltere, Avustralya, Almanya ve Fransa geliyor. Diğer ülkelere ise daha çok Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya ve Malezya öğrenci gönderiyor.
Dünyadaki uluslararası öğrenci sayısı 1980 yılında 1 milyon iken, 2000 yılında 2 milyona, 2009 yılında ise 3,7 milyona ulaştı.
Yurt dışında en fazla öğrencisi bulunan ülke, 510 bin 842 öğrenciyle Çin olarak belirlenirken, Türkiye ise 65 bin 459 yurt dışındaki öğrencisiyle ülkeler arasında beşinci sırada yer alıyor.
Türkiye'de ise 1990'lı yılların ortalarında 16 bin olan uluslararası öğrenci sayısı, 2000'li yılların ortalarına doğru 14 binlere geriledi. 2011 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 26 bin uluslararası öğrenci yükseköğretime devam ediyor.
Türkiye'deki uluslararası öğrencilerin büyük bir kısmı, komşu ülkelerden ya da Türkiye ile tarihsel veya kültürel bağları bulunan ülkelerden geliyor.
‘Çekici güç, eğitimin kalitesi’
Rapora göre, ülkelerin ya da yükseköğretim kurumlarının uluslararası öğrencileri kendi yükseköğretim sistemleri içerisinde bulundurmak isteme nedenleri ülkelerin ekonomik, kültürel veya siyasal öncelik ve gereksinimlerine bağlı olarak değişiklik gösteriyor.
Uluslararası öğrenciler, genç nüfusun az olduğu gelişmiş ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede, ekonomik kalkınmaya ve uluslararası rekabet gücüne büyük katkı sağlayan insan kaynağı olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası öğrenciler, insan kaynağı, ekonomik getiri, yükseköğretim kurumlarına doğrudan maddi katkı, dış politika ve kamu diplomasi aracı ve kültürel zenginlik açısından itici güç oluşturuyor.
Raporda, ABD'de, 2010-2011 akademik yılında, kendi ülkelerinden aldıkları burslarla veya kendi imkanlarıyla gelen uluslararası öğrencilerin ülke ekonomisine yaklaşık 20 milyar dolar katkı sağladığının tahmin edildiği belirtiliyor.
Yurt dışında eğitimlerini sürdürecek öğrenciler için çekici gücü ise eğitimin kalitesi, maliyeti, istihdam ve burs olanakları, geleneksel ve kültürel bağlar oluşturuyor.
Rapora göre, uluslararası öğrencilerin karşılaştıkları ve uyum sürecini etkileyen sorunlar arasında dil yetersizliği, maddi sorunlar, kültürel farklılıklar, ayrımcılık ve ırkçılık, psikolojik sorunlar yer alıyor. Uluslararası eğitimde lider ülkeler, kuruluşlarla işbirliği yaparak marka oluşturuyor, danışma ofisleri açarak eğitimlerini dünyaya tanıtıyor.
‘Ağırlıklı olarak işletme ve iktisat eğitimi alıyorlar’
Raporda, Türkiye'nin son yıllarda uluslararası öğrenci sayısında artış yaşandığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: ''Artışta, Türkiye'nin itibarının artması ve Türkiye'nin izlediği aktif dış politikanın, özelde ise YÖK'ün geçtiğimiz yıllarda uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin mevzuatta yaptığı değişiklikle, üniversitelere esneklik tanınmasının ve özel öğrenciler için Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) zorunluluğunu ve merkezi yerleştirmeyi kaldırmasının etkisi olmuş olabilir.''
Uluslararası öğrenci sayılarının Türkiye'deki hangi üniversitelerde daha yüksek olduğunun da araştırıldığı rapora göre, en çok uluslararası öğrenci 4 bin 40 öğrenciyle Anadolu Üniversitesi'nde eğitim görüyor. Bu üniversiteyi sırasıyla İstanbul, ODTÜ, Ankara ve Marmara üniversiteleri takip ediyor.
Türkiye'de en fazla öğrencisi bulunan ülkelerin başında da 3 bin 540 öğrenciyle Azerbaycan geliyor. KKTC'den 3 bin 503, Türkmenistan'dan 2 bin 929, İran'dan bin 305 ve Bulgaristan'dan bin 231 öğrenci Türkiye'de eğitimlerini sürdürüyor.
Türkiye'de yükseköğretim gören uluslararası öğrenciler ağırlıklı olarak işletme, iktisat, mühendislik alanlarında eğitim alıyor. Türkiye'de bulunan uluslararası öğrencilerin yaklaşık yüzde 24'ü devlet burslusu, yüzde 13'ü ise hükümet ya da bakanlık burslusu olarak öğrenim görüyor.
‘Uluslararasılaşma konusunda üniversitelere vizyon kazandırılmalı’
Raporun öneriler bölümünde, Türkiye'de yükseköğrenim görmek isteyen öğrencilere yönelik yapılan tanıtım ve danışmanlık hizmetlerinin artırılmasının gerekli olduğunu belirtildi. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'deki üniversitelerin de tanıtım süreçlerine daha fazla müdahil olması gerektiği üzerinde durularak, ''Uluslararasılaşma konusunda üniversitelere vizyon kazandırılmalı. Öğrenci seçimi için YÖS benzeri merkezi bir sınavın tekrar hayata geçirilmesi, ancak bu sınavın farklı ülkelerde ve farklı dillerde yapılması daha uygun olacaktır. üniversitelerde sadece ERASMUS öğrencilerine değil, tüm uluslararası öğrencilere hizmet sunacak bir ofis kurulmalıdır. Uluslararası öğrencilerin Türkiye'ye gelişlerini ve Türkiye'deki süreçlerini kolaylaştırmak için başvuru, vize ve ikamet gibi süreçler mümkün olduğu kadar sadeleştirilmeli ve kolaylaştırılmalıdır. Mezun takip sistemi kurulmalı, sivil toplum kuruluşları desteklenmeli, diploma denkliği ile ilgili sorun çıkaran ülkelerin tespit edilmesi gerekmektedir.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
SETA'nın ''Uluslararası Öğrenciler'' raporuna göre, 2011 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 26 bin uluslararası öğrenci yükseköğretime devam ediyor.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan ''Türkiye'de Uluslararası Öğrenci'' raporu düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. Raporu hazırlayanlar arasında yer alan Murat Özoğlu, rapora ilişkin bilgi verdi. Uluslararasılaşmanın üniversite sıralamalarında kullanıldığını belirten Özoğlu, öğrenci hareketliliğinin önemli küresel eğilim olarak öne çıktığını ifade etti. Türkiye'nin uluslararası öğrenci durumunu ortaya koymak için bu raporu hazırladıklarını belirten Özoğlu, uluslararası öğrenci dolaşımı ile ilgili küresel eğilimleri de incelemeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye 5. sırada
Raporda yer alan verilere göre, uluslararası öğrenci kabul eden ülkelerin başında ABD, İngiltere, Avustralya, Almanya ve Fransa geliyor. Diğer ülkelere ise daha çok Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya ve Malezya öğrenci gönderiyor.
Dünyadaki uluslararası öğrenci sayısı 1980 yılında 1 milyon iken, 2000 yılında 2 milyona, 2009 yılında ise 3,7 milyona ulaştı.
Yurt dışında en fazla öğrencisi bulunan ülke, 510 bin 842 öğrenciyle Çin olarak belirlenirken, Türkiye ise 65 bin 459 yurt dışındaki öğrencisiyle ülkeler arasında beşinci sırada yer alıyor.
Türkiye'de ise 1990'lı yılların ortalarında 16 bin olan uluslararası öğrenci sayısı, 2000'li yılların ortalarına doğru 14 binlere geriledi. 2011 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 26 bin uluslararası öğrenci yükseköğretime devam ediyor.
Türkiye'deki uluslararası öğrencilerin büyük bir kısmı, komşu ülkelerden ya da Türkiye ile tarihsel veya kültürel bağları bulunan ülkelerden geliyor.
‘Çekici güç, eğitimin kalitesi’
Rapora göre, ülkelerin ya da yükseköğretim kurumlarının uluslararası öğrencileri kendi yükseköğretim sistemleri içerisinde bulundurmak isteme nedenleri ülkelerin ekonomik, kültürel veya siyasal öncelik ve gereksinimlerine bağlı olarak değişiklik gösteriyor.
Uluslararası öğrenciler, genç nüfusun az olduğu gelişmiş ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede, ekonomik kalkınmaya ve uluslararası rekabet gücüne büyük katkı sağlayan insan kaynağı olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası öğrenciler, insan kaynağı, ekonomik getiri, yükseköğretim kurumlarına doğrudan maddi katkı, dış politika ve kamu diplomasi aracı ve kültürel zenginlik açısından itici güç oluşturuyor.
Raporda, ABD'de, 2010-2011 akademik yılında, kendi ülkelerinden aldıkları burslarla veya kendi imkanlarıyla gelen uluslararası öğrencilerin ülke ekonomisine yaklaşık 20 milyar dolar katkı sağladığının tahmin edildiği belirtiliyor.
Yurt dışında eğitimlerini sürdürecek öğrenciler için çekici gücü ise eğitimin kalitesi, maliyeti, istihdam ve burs olanakları, geleneksel ve kültürel bağlar oluşturuyor.
Rapora göre, uluslararası öğrencilerin karşılaştıkları ve uyum sürecini etkileyen sorunlar arasında dil yetersizliği, maddi sorunlar, kültürel farklılıklar, ayrımcılık ve ırkçılık, psikolojik sorunlar yer alıyor. Uluslararası eğitimde lider ülkeler, kuruluşlarla işbirliği yaparak marka oluşturuyor, danışma ofisleri açarak eğitimlerini dünyaya tanıtıyor.
‘Ağırlıklı olarak işletme ve iktisat eğitimi alıyorlar’
Raporda, Türkiye'nin son yıllarda uluslararası öğrenci sayısında artış yaşandığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: ''Artışta, Türkiye'nin itibarının artması ve Türkiye'nin izlediği aktif dış politikanın, özelde ise YÖK'ün geçtiğimiz yıllarda uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin mevzuatta yaptığı değişiklikle, üniversitelere esneklik tanınmasının ve özel öğrenciler için Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) zorunluluğunu ve merkezi yerleştirmeyi kaldırmasının etkisi olmuş olabilir.''
Uluslararası öğrenci sayılarının Türkiye'deki hangi üniversitelerde daha yüksek olduğunun da araştırıldığı rapora göre, en çok uluslararası öğrenci 4 bin 40 öğrenciyle Anadolu Üniversitesi'nde eğitim görüyor. Bu üniversiteyi sırasıyla İstanbul, ODTÜ, Ankara ve Marmara üniversiteleri takip ediyor.
Türkiye'de en fazla öğrencisi bulunan ülkelerin başında da 3 bin 540 öğrenciyle Azerbaycan geliyor. KKTC'den 3 bin 503, Türkmenistan'dan 2 bin 929, İran'dan bin 305 ve Bulgaristan'dan bin 231 öğrenci Türkiye'de eğitimlerini sürdürüyor.
Türkiye'de yükseköğretim gören uluslararası öğrenciler ağırlıklı olarak işletme, iktisat, mühendislik alanlarında eğitim alıyor. Türkiye'de bulunan uluslararası öğrencilerin yaklaşık yüzde 24'ü devlet burslusu, yüzde 13'ü ise hükümet ya da bakanlık burslusu olarak öğrenim görüyor.
‘Uluslararasılaşma konusunda üniversitelere vizyon kazandırılmalı’
Raporun öneriler bölümünde, Türkiye'de yükseköğrenim görmek isteyen öğrencilere yönelik yapılan tanıtım ve danışmanlık hizmetlerinin artırılmasının gerekli olduğunu belirtildi. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'deki üniversitelerin de tanıtım süreçlerine daha fazla müdahil olması gerektiği üzerinde durularak, ''Uluslararasılaşma konusunda üniversitelere vizyon kazandırılmalı. Öğrenci seçimi için YÖS benzeri merkezi bir sınavın tekrar hayata geçirilmesi, ancak bu sınavın farklı ülkelerde ve farklı dillerde yapılması daha uygun olacaktır. üniversitelerde sadece ERASMUS öğrencilerine değil, tüm uluslararası öğrencilere hizmet sunacak bir ofis kurulmalıdır. Uluslararası öğrencilerin Türkiye'ye gelişlerini ve Türkiye'deki süreçlerini kolaylaştırmak için başvuru, vize ve ikamet gibi süreçler mümkün olduğu kadar sadeleştirilmeli ve kolaylaştırılmalıdır. Mezun takip sistemi kurulmalı, sivil toplum kuruluşları desteklenmeli, diploma denkliği ile ilgili sorun çıkaran ülkelerin tespit edilmesi gerekmektedir.''
Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Mart 2012 16:20
Gösterim: 2373