Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Bilkent Kültür Girişimi'nin (BKG), ‘İstanbul havası’ adı altında kutu içinde sattığı ürün beklentilerin üstünde taleple karşılaştı.
Türkiye genelinde 55 müze ve ören yerinin ticari alanlarının işletmesini üstlenen Bilkent Kültür Girişimi'nin (BKG), satışına başladığı "İstanbul havası" beklentilerinin üzerinde bir taleple karşılaştı. Fiyatı 16 lira olan "İstanbul Havası", ayda ortalama 100 adet satılıyor.
Üzerinde İstanbul’a ilişkin görüntüleri ve ”Air of Istanbul” yazısını taşıyan bir konserve kutusundan oluşan ürün, görenleri tebessüm ettiriyor. AA muhabirinin BKG’den edindiği bilgiye göre, girişimin üreticilerinden birinin buluşu olan ürün, ilk olarak 2010 yılının ağustos ayında raflardaki yerini aldı. Aynı yılın eylül ayında ise magnetten tepsiye, önlükten bardak altlığına, defterden kitap ayraçlarına ve kartpostallara kadar geniş bir yelpazede İstanbul temalı ürünleri içeren ”İstanbul Koleksiyonu” müze mağazalarında satılmaya başlandı. Fiyatı 16 lira olan ”İstanbul Havası”, ayda ortalama 100 adet satılıyor.
Genel olarak iyi bir satış grafiğine sahip ”İstanbul Koleksiyonu”nun en çok talep edilen ürünleri ise mousepad, yelpaze, çay takımları ve kahve fincanlarından oluşuyor. Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki BKG mağazasının müdürü Yıldıray Durmaz, ”İstanbul Havası” kutusunu gören herkesin yüzünde bir gülümseme belirdiğini belirterek, yurt dışındaki tanıdığına hediye etmek isteyenden İstanbul deneyiminin bir parçasını yanında götürmek istediğini söyleyene kadar çok farklı geri bildirimler aldıklarını anlattı. Durmaz, oğlu yurt dışına yaşayan ve uzun süredir Türkiye’ye gelemeyen bir kadın müşterilerinin bu ürünü duygulanarak oğluna hediye olarak göndermesinin mağaza çalışanları için en hüzünlü anılardan biri olduğunu kaydetti. Yıldıray Durmaz, yurt dışında yaşayan ve İstanbul’a ziyaret için gelen bir kişinin Türkiye’ye gelen bütün arkadaşları için çok sayıda ”İstanbul Havası” almasının ise en zevkli hatıra olarak hafızalarına kazındığını sözlerine ekledi.
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bilkent Kültür Girişimi'nin (BKG), ‘İstanbul havası’ adı altında kutu içinde sattığı ürün beklentilerin üstünde taleple karşılaştı.
Türkiye genelinde 55 müze ve ören yerinin ticari alanlarının işletmesini üstlenen Bilkent Kültür Girişimi'nin (BKG), satışına başladığı "İstanbul havası" beklentilerinin üzerinde bir taleple karşılaştı. Fiyatı 16 lira olan "İstanbul Havası", ayda ortalama 100 adet satılıyor.
Üzerinde İstanbul’a ilişkin görüntüleri ve ”Air of Istanbul” yazısını taşıyan bir konserve kutusundan oluşan ürün, görenleri tebessüm ettiriyor. AA muhabirinin BKG’den edindiği bilgiye göre, girişimin üreticilerinden birinin buluşu olan ürün, ilk olarak 2010 yılının ağustos ayında raflardaki yerini aldı. Aynı yılın eylül ayında ise magnetten tepsiye, önlükten bardak altlığına, defterden kitap ayraçlarına ve kartpostallara kadar geniş bir yelpazede İstanbul temalı ürünleri içeren ”İstanbul Koleksiyonu” müze mağazalarında satılmaya başlandı. Fiyatı 16 lira olan ”İstanbul Havası”, ayda ortalama 100 adet satılıyor.
Genel olarak iyi bir satış grafiğine sahip ”İstanbul Koleksiyonu”nun en çok talep edilen ürünleri ise mousepad, yelpaze, çay takımları ve kahve fincanlarından oluşuyor. Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki BKG mağazasının müdürü Yıldıray Durmaz, ”İstanbul Havası” kutusunu gören herkesin yüzünde bir gülümseme belirdiğini belirterek, yurt dışındaki tanıdığına hediye etmek isteyenden İstanbul deneyiminin bir parçasını yanında götürmek istediğini söyleyene kadar çok farklı geri bildirimler aldıklarını anlattı. Durmaz, oğlu yurt dışına yaşayan ve uzun süredir Türkiye’ye gelemeyen bir kadın müşterilerinin bu ürünü duygulanarak oğluna hediye olarak göndermesinin mağaza çalışanları için en hüzünlü anılardan biri olduğunu kaydetti. Yıldıray Durmaz, yurt dışında yaşayan ve İstanbul’a ziyaret için gelen bir kişinin Türkiye’ye gelen bütün arkadaşları için çok sayıda ”İstanbul Havası” almasının ise en zevkli hatıra olarak hafızalarına kazındığını sözlerine ekledi.
(radikal)
Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Mart 2012 17:49
Gösterim: 2181
İzmir'de 4+4+4 olarak bilinen yasa tasarısını protesto etmek isteyen gruba polis müdahale etti.
İzmir'de 4+4+4 olarak bilinen yasa tasarısını protesto etmek isteyen gruba polis müdahale etti. İzmir Konak Meydanı'nda toplanan KESK İzmir Şubeler platformu üyeleri, Ankara'da düzenleyecekleri eyleme katılımlarını engelleyen polisi protesto etti. Konak Meydanı'nda toplanan grup sloganlar atarak İzmir Valiliği'ne yürümek istedi. Polis barikatı ile karşılaşan grup üyeleri zaman zaman polisle tartıştı. Bazı grup üyeri gözaltına alınırken, barikatı yıkan gruba polis biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İzmir'de 4+4+4 olarak bilinen yasa tasarısını protesto etmek isteyen gruba polis müdahale etti.
İzmir'de 4+4+4 olarak bilinen yasa tasarısını protesto etmek isteyen gruba polis müdahale etti. İzmir Konak Meydanı'nda toplanan KESK İzmir Şubeler platformu üyeleri, Ankara'da düzenleyecekleri eyleme katılımlarını engelleyen polisi protesto etti. Konak Meydanı'nda toplanan grup sloganlar atarak İzmir Valiliği'ne yürümek istedi. Polis barikatı ile karşılaşan grup üyeleri zaman zaman polisle tartıştı. Bazı grup üyeri gözaltına alınırken, barikatı yıkan gruba polis biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti.
Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Mart 2012 16:56
Gösterim: 2061
TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Ömer Dinçer 12 yıllık zorunlu eğitim yasa tasarısında sorulara cevap verdi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, zorunlu eğitimin 12 çıkarılmasının dünya ile Türkiye arasında meydana gelen stratejik açıklığı kapatmak için gerekli olduğunu bildirdi.
Dinçer, teklifin tümü üzerinde yaptığı konuşmada, zorunlu eğitimin 12 çıkarılmasına ciddi anlamda ihtiyaç olduğunu söyledi. Dinçer, zorunlu eğitimin 12 çıkarılmasının; dünya ile Türkiye arasında meydana gelen stratejik açıklığı kapatmak için gerekli olduğunu ifade etti.
Pek çok ülkede eğitimin farklı şekillerde de olsa kesintili hale getirildiğini belirten Dinçer, dünyanın pek çok ülkesinde kademeli sistemin 6+3+3, 5+4+3, 5+3+4 veya 4+4+4 şeklinde uygulandığını anlattı. Dinçer, ''Aslında eğitim sisteminin önemli olan boyutu sürenin belirlenmesidir. Kademeli hale getirilmesi zaruridir'' dedi.
Okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesine temel olarak bakıldığında hiç bir mahsur olmadığını vurgulayan Bakan Dinçer, dünyanın hiç bir ülkesinde okul öncesi eğitimin kanunla zorunlu hale getirilmediğini kaydetti. Dinçer, Türkiye'de yaklaşık 36 bin civarında köy, 44 bin civarında mezra bulunduğunu, okul öncesinin zorunlu hale getirilmesinin buralarda tedbir almayı gerektireceğini ifade etti.
36 ay ile 60 ay arasındaki çocukların okullaşma oranını yüzde yüze çıkarmak için her türlü tedbiri alacaklarını ve çaba sarf edeceklerini belirten Dinçer, okula başlamada üst sınırın 72 ay, alt sınırın 60 ay olacağını bildirdi.
Dinçer, 1997-1998 eğitim öğretim yılında mesleki eğitim oranının yüzde 45 olduğunu, ancak 2000-2001 eğitim öğretim yılında yüzde 38'e kadar düştüğünü, 2010-2011 yılı sonu itibariyle yüzde 48 olduğunu kaydetti.
AK Parti'li Milli Eğitim bakanlarının ne kadar başarılı olduğunun 2003 yılından sonra yapılan çalışmalara bakılarak kolayca anlaşılabileceğini belirten Dinçer, okullaşma oranlarındaki artışın bunun en önemli göstergesi olduğunu bildirdi.
Yeni sistemde bazı uygulamaların Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılmasının sıkça eleştirildiğini anımsatan Dinçer, ''Bununla ilgili hukuki mevzuatın nasıl yapılacağı düzenlendi. İhaleler şeffaf bir şekilde yapılacak, bunu da tüm kamuoyu görecektir'' diye konuştu.
Yeni sistemin uygulanmasıyla birlikte açığa çıkacak bir öğretmen olmayacağını belirten Dinçer, AK Parti Hükümeti'nin öğretmen kadrosu oluşturma yönündeki yoğun çabalarını herkes tarafından çok iyi bilindiğini söyledi.
Eğitim sisteminin, daha esnek ve daha demokratik bir hale getirilmesine çalıştıklarını anlatan Dinçer, ''Eğitim sistemi demokratikleştikçe ve esnekleştikçe bu ülkede yaşayan herkes hangi etnik ya da dini yapıda olursa hepsi bu demokratikleşmeden faydalanacaktır. İmam hatip okulları da bundan azami derecede yararlanacak'' şeklinde konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Ömer Dinçer 12 yıllık zorunlu eğitim yasa tasarısında sorulara cevap verdi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, zorunlu eğitimin 12 çıkarılmasının dünya ile Türkiye arasında meydana gelen stratejik açıklığı kapatmak için gerekli olduğunu bildirdi.
Dinçer, teklifin tümü üzerinde yaptığı konuşmada, zorunlu eğitimin 12 çıkarılmasına ciddi anlamda ihtiyaç olduğunu söyledi. Dinçer, zorunlu eğitimin 12 çıkarılmasının; dünya ile Türkiye arasında meydana gelen stratejik açıklığı kapatmak için gerekli olduğunu ifade etti.
Pek çok ülkede eğitimin farklı şekillerde de olsa kesintili hale getirildiğini belirten Dinçer, dünyanın pek çok ülkesinde kademeli sistemin 6+3+3, 5+4+3, 5+3+4 veya 4+4+4 şeklinde uygulandığını anlattı. Dinçer, ''Aslında eğitim sisteminin önemli olan boyutu sürenin belirlenmesidir. Kademeli hale getirilmesi zaruridir'' dedi.
Okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesine temel olarak bakıldığında hiç bir mahsur olmadığını vurgulayan Bakan Dinçer, dünyanın hiç bir ülkesinde okul öncesi eğitimin kanunla zorunlu hale getirilmediğini kaydetti. Dinçer, Türkiye'de yaklaşık 36 bin civarında köy, 44 bin civarında mezra bulunduğunu, okul öncesinin zorunlu hale getirilmesinin buralarda tedbir almayı gerektireceğini ifade etti.
36 ay ile 60 ay arasındaki çocukların okullaşma oranını yüzde yüze çıkarmak için her türlü tedbiri alacaklarını ve çaba sarf edeceklerini belirten Dinçer, okula başlamada üst sınırın 72 ay, alt sınırın 60 ay olacağını bildirdi.
Dinçer, 1997-1998 eğitim öğretim yılında mesleki eğitim oranının yüzde 45 olduğunu, ancak 2000-2001 eğitim öğretim yılında yüzde 38'e kadar düştüğünü, 2010-2011 yılı sonu itibariyle yüzde 48 olduğunu kaydetti.
AK Parti'li Milli Eğitim bakanlarının ne kadar başarılı olduğunun 2003 yılından sonra yapılan çalışmalara bakılarak kolayca anlaşılabileceğini belirten Dinçer, okullaşma oranlarındaki artışın bunun en önemli göstergesi olduğunu bildirdi.
Yeni sistemde bazı uygulamaların Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılmasının sıkça eleştirildiğini anımsatan Dinçer, ''Bununla ilgili hukuki mevzuatın nasıl yapılacağı düzenlendi. İhaleler şeffaf bir şekilde yapılacak, bunu da tüm kamuoyu görecektir'' diye konuştu.
Yeni sistemin uygulanmasıyla birlikte açığa çıkacak bir öğretmen olmayacağını belirten Dinçer, AK Parti Hükümeti'nin öğretmen kadrosu oluşturma yönündeki yoğun çabalarını herkes tarafından çok iyi bilindiğini söyledi.
Eğitim sisteminin, daha esnek ve daha demokratik bir hale getirilmesine çalıştıklarını anlatan Dinçer, ''Eğitim sistemi demokratikleştikçe ve esnekleştikçe bu ülkede yaşayan herkes hangi etnik ya da dini yapıda olursa hepsi bu demokratikleşmeden faydalanacaktır. İmam hatip okulları da bundan azami derecede yararlanacak'' şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Mart 2012 16:44
Gösterim: 2413
Ataması Yapılmayan Öğretmenler, Ankara'da dün de seslerini duyurmaya çalıştı. "Atamalar deneme tahtasına döndü" diyen öğretmenler, hükümetten, "kendilere verilen sözlerin yerine getirilmesini" istedi.
Atanamayan öğretmenler dün Ankara'da yine eylemdeydi. Kızılay Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen öğretmenler, seslerini bir kez daha duyurmaya çalıştı.
Milli Eğitim Bakanlığını protesto eden eylemciler kendilerine verilen sözlerin tutulmasını ve atamalarının yapılmasını istedi. Eylemde Milli Eğitim Bakanlığını temsil ettiği belirtilen 'heykel adam' da renkli görüntüler oluşturdu. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu adına yapılan basın açıkmasında, öğretmen atamalarının deneme tahtasına dönüştürüldüğü savunuldu. Ataması yapılmayanlar adına konuşan öğretmen adayı, “önceki Milli Eğitim Bakanı’nın popülizm yapmıyoruz 55 bin öğretmen alacağız sözü ve seçimden sonra Ömer Dinçer’in özür dileyerek olayı geçiştirmesi bunun en açık örneğidir” dedi.
(kanalb)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ataması Yapılmayan Öğretmenler, Ankara'da dün de seslerini duyurmaya çalıştı. "Atamalar deneme tahtasına döndü" diyen öğretmenler, hükümetten, "kendilere verilen sözlerin yerine getirilmesini" istedi.
Atanamayan öğretmenler dün Ankara'da yine eylemdeydi. Kızılay Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen öğretmenler, seslerini bir kez daha duyurmaya çalıştı.
Milli Eğitim Bakanlığını protesto eden eylemciler kendilerine verilen sözlerin tutulmasını ve atamalarının yapılmasını istedi. Eylemde Milli Eğitim Bakanlığını temsil ettiği belirtilen 'heykel adam' da renkli görüntüler oluşturdu. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu adına yapılan basın açıkmasında, öğretmen atamalarının deneme tahtasına dönüştürüldüğü savunuldu. Ataması yapılmayanlar adına konuşan öğretmen adayı, “önceki Milli Eğitim Bakanı’nın popülizm yapmıyoruz 55 bin öğretmen alacağız sözü ve seçimden sonra Ömer Dinçer’in özür dileyerek olayı geçiştirmesi bunun en açık örneğidir” dedi.
(kanalb)
Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Mart 2012 16:35
Gösterim: 2822
Türkiye Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi'nin 2011 raporu, madde kullanımıyla ilgili acı gerçeği gözler önüne serdi. Tedavi gören bağımlıların profilini çıkaran rapora göre en küçük hastanın yaşı 12, en büyüğü ise 66. 2010'da yatarak tedavi gören her 3 hastadan 2'si eroin kullanıcısı.
Türkiye Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM), toplumun geleceğini tehdit eden madde bağımlılığıyla ilgili çarpıcı bir rapor hazırladı. 'Türkiye Uyuşturucu Raporu
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi'nin 2011 raporu, madde kullanımıyla ilgili acı gerçeği gözler önüne serdi. Tedavi gören bağımlıların profilini çıkaran rapora göre en küçük hastanın yaşı 12, en büyüğü ise 66. 2010'da yatarak tedavi gören her 3 hastadan 2'si eroin kullanıcısı.
Türkiye Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM), toplumun geleceğini tehdit eden madde bağımlılığıyla ilgili çarpıcı bir rapor hazırladı. 'Türkiye Uyuşturucu Raporu
Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Mart 2012 16:03
Gösterim: 4185

