Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Bugünün değil yarının eğitimini kurguladıklarını ifade eden Doğa Okulları CEO’su Bünyamin Çelikten, eğitim anlayışlarıyla ülkemizde eğitim sektöründe daha önce yapılmamış olan projelere imza attıklarını ifade ediyor.

dogaÇelikten, “Değişen dünyada değişen eğitim metotlarını ilk biz uyguluyoruz. Bu yüzden Yeni Nesil Eğitim misyonuyla öğrencilerimizi yetiştiriyoruz. 21. yüzyılın nasıl mezunlar beklediğini çok iyi analiz edip kendimizi bu şeklide geliştirip, eğitim sistemimize yenilikleri entegre ediyoruz” diye konuşuyor.

Akademik anlamda rekor kıran başarılara imza atan Doğa Okulları, MEB müfredatına ekledikleri seçmeli derslerle öğrencilerin kişisel gelişimine katkı sağlayacak, dünya vizyonu kazandıracak dersler veriyor. Daha ilkokul 1. sınıftan itibaren ezberci değil, öğrencinin akademik becerilerinin, analitik düşünme yeteneklerinin geliştirilmesine odaklı bir eğitim sistemi uygulayan Doğa Okulları’nın eğitim yöntemlerinin başarısı, her yıl TEOG ve YGS/LYS sınavlarında öğrencilerinin kazandığı üstün başarılarla da belgeleniyor. Doğa Okulları TEOG’da başarıyı, öğrencilerini sınava MEB’in belirlediği müfredatla yüzde 100 uyumlu sorularla hazırlayarak yakalıyor. Bu sistemle hazırlanan Doğa Okulları öğrencileri, TEOG sınavlarında her yıl 6 branşta da en yüksek doğru cevap sayısına ulaşıyor.

“FARKLI METOTLARDA ÖĞRENİM İMKÂNI SUNUYORUZ”
Doğa Okulları diğer özel okullardan hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Bu kapsamda okullarınızda uyguladığınız eğitim modelleri ve programları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Ülkemizde uygulanan eğitim metotlarıyla, sizin uygulamalarınız arasında farklılıklar var mı?

Öncelikli olarak biz bugünün değil yarının eğitimini kurguluyoruz. Eğitim anlayışımızla ülkemizde eğitim sektöründe daha önce yapılmamış olan projelere imza atıyoruz. Değişen dünyada değişen eğitim metotlarını ilk biz uyguluyoruz. Bu yüzden Yeni Nesil Eğitim misyonuyla öğrencilerimizi yetiştiriyoruz. 21. yüzyılın nasıl mezunlar beklediğini çok iyi analiz edip kendimizi bu şeklide geliştirip, eğitim sistemimize yenilikleri entegre ediyoruz. Yeni Nesil Eğitim anlayışımızın temelinde; mutlu çocuk öğrenir, başarıyı yakalar, bilgiyi sadece öğrenmek yetmez, bunu materyaller ve duygularla hayatına entegre eder anlayışı yatıyor. Akademik anlamda rekor kıran başarılara imza atıyoruz. Oradaki çalışmalarımız devam ederken bir yandan da MEB müfredatına eklediğimiz seçmeli derslerle çocuklarımızın kişisel gelişimine katkı sağlayacak, dünya vizyonu kazandıracak dersler veriyoruz. Örneğin; Ekoloji, Sağlık & Fiziksel Gelişim, Görsel Sanatlar, Görsel Drama, İş Ahlakı, Türkçe konuşma ve anlama gibi derslerimiz var. Biz normalde ebeveynler tarafından tatbik edilmesi gereken uygulamaları da çocuklarımıza sunuyoruz. Kampüslerimizde sunduğumuz fiziksel şartlar ile çocuklarımız; bilim, teknoloji ve ekolojik sistemle iç içe zaman geçiriyor. Burada öğrendiği bilgileri evinde de anlatıyor, deneyler yaparak uyguluyor. Bu bizim için çok önemli. Çünkü tüm bu uygulamalar çocuklarımıza özgüven kazandırıyor. Özgüven kazanan çocuk başarıyı da yakalamış oluyor.

Öğrenme yaşam boyu 24 saat devam eden bir süreçtir. Doğa Okulları’nın yaptığı devrim budur. Biz öğrencilerimizin öğrenme eylemini ders saatleriyle kısıtlamıyoruz. Onlara ev ortamında, sosyal yaşam alanlarında da öğrenmelerini devam ettirmelerini sağlıyoruz. Dijital ortamlar, özel çalışmalar, mesleki gözlem çalışmaları, sosyal sorumluluk projeleri ile akademik sistemin yanına ek öğrenimler sunuyoruz.

Doğa Okulları olarak her yaş grubunun ihtiyaçlarını çok iyi analiz ediyor ve bu ihtiyaçları doğru bir şeklide karşılıyoruz. Mesela; küçük yaşta çocuklarda temel felsefemiz, onların zekâ alanlarını geliştirme, okula severek gelmelerini sağlamak. Aynı zamanda okulda yaptıkları çalışmaların devamında, evde bizim önerdiğimiz çalışmaları yaparak öğrenme sürecini devam ettirmek. Bunun için her yaş grubuna özel mantık setlerimiz var. Yapılan yeni araştırmalar gösteriyor ki çocukların zekâ yaşı 12 yaşına kadar gelişebiliyor. Bu nedenle iki şey çok önemli; birincisi duyguyla öğrenme, ikincisi zekâ gelişimi.

Küçük yaş grubu duyu ile öğrenir. Beş duyuyu ne kadar çok kullanırsanız hem kas gelişimini sağlarsınız, hem de öğrenmelerini daha kolay hale getirisiniz. Çocuğa alfabeyi duygu ile nasıl öğreteceksiniz diye sorarsanız; farklı materyaller kullanarak harflere dokunmasını, kurabiye yaparak tadarak öğrenmesini, doğal bir ortamda harfleri şekillerle ilişkilendirerek görsel hafızasının gelişmesini, harflerin sesleriyle ilgili şarkı söyleterek duyu duygusunu yaşatarak sağlarız. Önemli olan şey çocuğa ne öğretildiği değil, 40 dakikada yapılan çalışmanın nasıl yapılandırıldığıdır.

Ders materyali olarak, MEB yayınları dışında kendi yayınlarımız da var. Doğa Okulları olarak eğitim-öğretim, yaklaşımlara ve kullandığımız metotlara göre, eğitim ekibimizle birlikte kendi yayınlarımızı oluşturuyoruz. Böylece Türkiye’nin en başarılı eğitim kadrosu olarak, gücümüzü de ortaya koymuş oluyoruz. Bu anlamda akademik olarak en güçlü ve yaratıcı ekiplerinden birine sahibiz.

Eğitim sisteminde teknoloji kullanımının önemi gün geçtikçe artıyor. Bu kapsamda son yıllarda Akıllı Okul Konsepti öne çıkıyor. Bu konsept hakkında ne düşünüyorsunuz? Okullarınızda bu konsepte uygun eğitimler veriyor musunuz?

Doğa Okulları olarak eğitim teknolojilerini yıllar önce kullanmaya başladık. Bu konuda öncülüğümüz sürmektedir. Dünyanın en iyi markalarıyla iş ortaklıklarımız var. Microsoft, IBM, Intel, Turkcell, Lego Education, Karspersky, Britanica gibi dünyanın en iyi markaları ile iş ortaklıklarımız sayesinde Türkiye’nin eğitim anlayışını çok farklı bir konuma taşıyoruz. Doğa Okulları Ataşehir Bilim Kampüsü, Turkcell teknolojisiyle “Akıllı Okul”a dönüştürüldü. Türkiye’de bir ilk olan proje kapsamında okulda öğrencilere IOT, sanal gerçeklik, maker eğitim metotları ile kodlama derslerinin yer aldığı öğrenme ortamları sağlıyoruz.
Türkiye’de, eğitimde teknolojiyi en iyi kullanan okul seçilmemizle başlayan bu süreçte Ataşehir 1 Kampüsümüzün Türkiye’nin ilk Apple Lighthouse okulu olma unvanıyla devam etti. Ardından Tuzla’daki Intel teknoloji kampüsü ile de öğrencilerimize teknolojiyi deneyimleme imkânı sunan bir üst kurduk.
Ayrıca Doğa Okulları olarak Microsoft ile yürüttüğümüz işbirliği sonucunda Tuzla kampüsümüz ‘Showcase’ okul seçilmiştir. Microsoft’un Türkiye vitrini Doğa Okulları’dır.
Ayrıca, IBM ile kodlama ve Veri Madenciliğini, Karspersky ile siber güvenlik konuları üzerinde eğitimler vererek öğrencilerimizi yeni Dünya teknolojilerine hazır hale getiriyoruz.

TEOG’DA BAŞARININ ANAHTARI KİŞİYE ÖZEL EĞİTİMDE
Öğrencilerinizi TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?

Daha ilkokul 1. sınıftan itibaren ezberci değil, öğrencinin akademik becerilerinin, analitik düşünme yeteneklerinin geliştirilmesine odaklı bir eğitim sistemi uyguluyoruz. Doğa Okulları’nın eğitim yöntemlerinin başarısı, her yıl TEOG ve YGS/LYS sınavlarında öğrencilerinin kazandığı üstün başarılarla da belgeleniyor.

Doğa Okulları TEOG’da başarıyı, öğrencilerini sınava MEB’in belirlediği müfredatla yüzde 100 uyumlu sorularla hazırlayarak yakalıyor. Bu sistemle hazırlanan Doğa Okulları öğrencileri, TEOG sınavlarında her yıl 6 branşta da en yüksek doğru cevap sayısına ulaşıyor.

Doğa öğrencilerini başarıya götüren bir diğer faktör de ortaokulda uygulanan eğitim modeli Student Oriented Education System ya da kısa adıyla SOES. Akademik gelişimin yanı sıra kişisel gelişimi de destekleyen SOES ile eğitim gören öğrenciler sınav kaygısı yaşamıyor ve TEOG sınavına kendine güven duyarak giriyor. Kişiye özel eğitim, TEOG’la yüzde 100 uyumlu bir hazırlık sistemi oluşturmak ve rehberlik biriminin sürekli desteği ile sentezlenen çalışmalar başarıyı kaçınılmaz kılıyor. TEOG’a öğrencilerimizi hazırlamak için kullandığımız yaprak testler, TEOG Deneme Sınavları, Konu Tarama Testleri (KTT), Ödev ve Ders Kitapları, Soru Bankaları sınava hazırlıkta farkımızı oluşturuyor.

Bütün sınava hazırlık içerikleri, Doğa Okulları öğretmenleri tarafından tamamen TEOG’da çıkan sorular analiz edilerek hazırlanıyor. Böylece öğrencilerimiz TEOG’a girdiklerinde Doğa Okulları tarafından hazırlanan soruların aynısı ya da bir benzeri ile karşılaşıyorlar.

Doğa Okulları’nın TEOG başarısının temelini ise şunlar oluşturuyor:
Doğa Okulları'nda her öğrencinin bir ‘asistanı’ bulunuyor. Asistan, öğrencinin konu ve kazanım eksiğini belirliyor ve buna göre başarılı olması için özel yol haritası çıkarıyor.

Öğrenci sınavdan çıktığı zaman, kaç doğru, kaç yanlış yaptığını ve hangi sorulara yanlış cevap verdiğini öğrenmek istiyor. Biz, on-line ortamda sınav sorularının çözümlerine ulaşmalarını sağlıyoruz. Öğretmenler, her bir soruda nelere dikkat etmeleri gerektiğini açıklayarak soruları çözerken, öğrenciler neden yanlış yaptıklarını, soruyu neden yanlış anladıklarını sıcağı sıcağına öğrenmiş oluyorlar.

TEOG Konu Anlatım Kitapları, Ödev Kitapları, Soru Bankaları, Konu Testleri, Deneme Sınavları, Konu Tarama Testlerinden oluşan zengin içeriğe sahip yayınlarla sınava hazırlanmak başarıyı getiriyor. Binlerce sorunun yer aldığı yayınlar, öğrenciyi gerçek sınavda çıkabilecek her türlü soruya karşı hazırlıyor. TEOG sınavlarına uzman öğretmen kadrosu ve yayınlarla sorunsuzca hazırlayan Doğa Okulları, deneyimli öğretmen kadrosuyla çıkabilecek soruların hızlı ve pratik çözüm yollarını öğretiyor. Uzman eğitimci kadrosu tarafından hazırlanan TEOG’a yüzde 100 uyumlu sınava hazırlık yayınlarıyla da öğrencilere sınavda çıkacak soruların benzerlerini sunuyor.

> Doğa Okulları’nda Yeni Nesil Eğitim uygulanıyor

Bugünün değil yarının eğitimini kurguladıklarını ifade eden Doğa Okulları CEO’su Bünyamin Çelikten, eğitim anlayışlarıyla ülkemizde eğitim sektöründe daha önce yapılmamış olan projelere imza attıklarını ifade ediyor.

dogaÇelikten, “Değişen dünyada değişen eğitim metotlarını ilk biz uyguluyoruz. Bu yüzden Yeni Nesil Eğitim misyonuyla öğrencilerimizi yetiştiriyoruz. 21. yüzyılın nasıl mezunlar beklediğini çok iyi analiz edip kendimizi bu şeklide geliştirip, eğitim sistemimize yenilikleri entegre ediyoruz” diye konuşuyor.

Akademik anlamda rekor kıran başarılara imza atan Doğa Okulları, MEB müfredatına ekledikleri seçmeli derslerle öğrencilerin kişisel gelişimine katkı sağlayacak, dünya vizyonu kazandıracak dersler veriyor. Daha ilkokul 1. sınıftan itibaren ezberci değil, öğrencinin akademik becerilerinin, analitik düşünme yeteneklerinin geliştirilmesine odaklı bir eğitim sistemi uygulayan Doğa Okulları’nın eğitim yöntemlerinin başarısı, her yıl TEOG ve YGS/LYS sınavlarında öğrencilerinin kazandığı üstün başarılarla da belgeleniyor. Doğa Okulları TEOG’da başarıyı, öğrencilerini sınava MEB’in belirlediği müfredatla yüzde 100 uyumlu sorularla hazırlayarak yakalıyor. Bu sistemle hazırlanan Doğa Okulları öğrencileri, TEOG sınavlarında her yıl 6 branşta da en yüksek doğru cevap sayısına ulaşıyor.

“FARKLI METOTLARDA ÖĞRENİM İMKÂNI SUNUYORUZ”
Doğa Okulları diğer özel okullardan hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Bu kapsamda okullarınızda uyguladığınız eğitim modelleri ve programları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Ülkemizde uygulanan eğitim metotlarıyla, sizin uygulamalarınız arasında farklılıklar var mı?

Öncelikli olarak biz bugünün değil yarının eğitimini kurguluyoruz. Eğitim anlayışımızla ülkemizde eğitim sektöründe daha önce yapılmamış olan projelere imza atıyoruz. Değişen dünyada değişen eğitim metotlarını ilk biz uyguluyoruz. Bu yüzden Yeni Nesil Eğitim misyonuyla öğrencilerimizi yetiştiriyoruz. 21. yüzyılın nasıl mezunlar beklediğini çok iyi analiz edip kendimizi bu şeklide geliştirip, eğitim sistemimize yenilikleri entegre ediyoruz. Yeni Nesil Eğitim anlayışımızın temelinde; mutlu çocuk öğrenir, başarıyı yakalar, bilgiyi sadece öğrenmek yetmez, bunu materyaller ve duygularla hayatına entegre eder anlayışı yatıyor. Akademik anlamda rekor kıran başarılara imza atıyoruz. Oradaki çalışmalarımız devam ederken bir yandan da MEB müfredatına eklediğimiz seçmeli derslerle çocuklarımızın kişisel gelişimine katkı sağlayacak, dünya vizyonu kazandıracak dersler veriyoruz. Örneğin; Ekoloji, Sağlık & Fiziksel Gelişim, Görsel Sanatlar, Görsel Drama, İş Ahlakı, Türkçe konuşma ve anlama gibi derslerimiz var. Biz normalde ebeveynler tarafından tatbik edilmesi gereken uygulamaları da çocuklarımıza sunuyoruz. Kampüslerimizde sunduğumuz fiziksel şartlar ile çocuklarımız; bilim, teknoloji ve ekolojik sistemle iç içe zaman geçiriyor. Burada öğrendiği bilgileri evinde de anlatıyor, deneyler yaparak uyguluyor. Bu bizim için çok önemli. Çünkü tüm bu uygulamalar çocuklarımıza özgüven kazandırıyor. Özgüven kazanan çocuk başarıyı da yakalamış oluyor.

Öğrenme yaşam boyu 24 saat devam eden bir süreçtir. Doğa Okulları’nın yaptığı devrim budur. Biz öğrencilerimizin öğrenme eylemini ders saatleriyle kısıtlamıyoruz. Onlara ev ortamında, sosyal yaşam alanlarında da öğrenmelerini devam ettirmelerini sağlıyoruz. Dijital ortamlar, özel çalışmalar, mesleki gözlem çalışmaları, sosyal sorumluluk projeleri ile akademik sistemin yanına ek öğrenimler sunuyoruz.

Doğa Okulları olarak her yaş grubunun ihtiyaçlarını çok iyi analiz ediyor ve bu ihtiyaçları doğru bir şeklide karşılıyoruz. Mesela; küçük yaşta çocuklarda temel felsefemiz, onların zekâ alanlarını geliştirme, okula severek gelmelerini sağlamak. Aynı zamanda okulda yaptıkları çalışmaların devamında, evde bizim önerdiğimiz çalışmaları yaparak öğrenme sürecini devam ettirmek. Bunun için her yaş grubuna özel mantık setlerimiz var. Yapılan yeni araştırmalar gösteriyor ki çocukların zekâ yaşı 12 yaşına kadar gelişebiliyor. Bu nedenle iki şey çok önemli; birincisi duyguyla öğrenme, ikincisi zekâ gelişimi.

Küçük yaş grubu duyu ile öğrenir. Beş duyuyu ne kadar çok kullanırsanız hem kas gelişimini sağlarsınız, hem de öğrenmelerini daha kolay hale getirisiniz. Çocuğa alfabeyi duygu ile nasıl öğreteceksiniz diye sorarsanız; farklı materyaller kullanarak harflere dokunmasını, kurabiye yaparak tadarak öğrenmesini, doğal bir ortamda harfleri şekillerle ilişkilendirerek görsel hafızasının gelişmesini, harflerin sesleriyle ilgili şarkı söyleterek duyu duygusunu yaşatarak sağlarız. Önemli olan şey çocuğa ne öğretildiği değil, 40 dakikada yapılan çalışmanın nasıl yapılandırıldığıdır.

Ders materyali olarak, MEB yayınları dışında kendi yayınlarımız da var. Doğa Okulları olarak eğitim-öğretim, yaklaşımlara ve kullandığımız metotlara göre, eğitim ekibimizle birlikte kendi yayınlarımızı oluşturuyoruz. Böylece Türkiye’nin en başarılı eğitim kadrosu olarak, gücümüzü de ortaya koymuş oluyoruz. Bu anlamda akademik olarak en güçlü ve yaratıcı ekiplerinden birine sahibiz.

Eğitim sisteminde teknoloji kullanımının önemi gün geçtikçe artıyor. Bu kapsamda son yıllarda Akıllı Okul Konsepti öne çıkıyor. Bu konsept hakkında ne düşünüyorsunuz? Okullarınızda bu konsepte uygun eğitimler veriyor musunuz?

Doğa Okulları olarak eğitim teknolojilerini yıllar önce kullanmaya başladık. Bu konuda öncülüğümüz sürmektedir. Dünyanın en iyi markalarıyla iş ortaklıklarımız var. Microsoft, IBM, Intel, Turkcell, Lego Education, Karspersky, Britanica gibi dünyanın en iyi markaları ile iş ortaklıklarımız sayesinde Türkiye’nin eğitim anlayışını çok farklı bir konuma taşıyoruz. Doğa Okulları Ataşehir Bilim Kampüsü, Turkcell teknolojisiyle “Akıllı Okul”a dönüştürüldü. Türkiye’de bir ilk olan proje kapsamında okulda öğrencilere IOT, sanal gerçeklik, maker eğitim metotları ile kodlama derslerinin yer aldığı öğrenme ortamları sağlıyoruz.
Türkiye’de, eğitimde teknolojiyi en iyi kullanan okul seçilmemizle başlayan bu süreçte Ataşehir 1 Kampüsümüzün Türkiye’nin ilk Apple Lighthouse okulu olma unvanıyla devam etti. Ardından Tuzla’daki Intel teknoloji kampüsü ile de öğrencilerimize teknolojiyi deneyimleme imkânı sunan bir üst kurduk.
Ayrıca Doğa Okulları olarak Microsoft ile yürüttüğümüz işbirliği sonucunda Tuzla kampüsümüz ‘Showcase’ okul seçilmiştir. Microsoft’un Türkiye vitrini Doğa Okulları’dır.
Ayrıca, IBM ile kodlama ve Veri Madenciliğini, Karspersky ile siber güvenlik konuları üzerinde eğitimler vererek öğrencilerimizi yeni Dünya teknolojilerine hazır hale getiriyoruz.

TEOG’DA BAŞARININ ANAHTARI KİŞİYE ÖZEL EĞİTİMDE
Öğrencilerinizi TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?

Daha ilkokul 1. sınıftan itibaren ezberci değil, öğrencinin akademik becerilerinin, analitik düşünme yeteneklerinin geliştirilmesine odaklı bir eğitim sistemi uyguluyoruz. Doğa Okulları’nın eğitim yöntemlerinin başarısı, her yıl TEOG ve YGS/LYS sınavlarında öğrencilerinin kazandığı üstün başarılarla da belgeleniyor.

Doğa Okulları TEOG’da başarıyı, öğrencilerini sınava MEB’in belirlediği müfredatla yüzde 100 uyumlu sorularla hazırlayarak yakalıyor. Bu sistemle hazırlanan Doğa Okulları öğrencileri, TEOG sınavlarında her yıl 6 branşta da en yüksek doğru cevap sayısına ulaşıyor.

Doğa öğrencilerini başarıya götüren bir diğer faktör de ortaokulda uygulanan eğitim modeli Student Oriented Education System ya da kısa adıyla SOES. Akademik gelişimin yanı sıra kişisel gelişimi de destekleyen SOES ile eğitim gören öğrenciler sınav kaygısı yaşamıyor ve TEOG sınavına kendine güven duyarak giriyor. Kişiye özel eğitim, TEOG’la yüzde 100 uyumlu bir hazırlık sistemi oluşturmak ve rehberlik biriminin sürekli desteği ile sentezlenen çalışmalar başarıyı kaçınılmaz kılıyor. TEOG’a öğrencilerimizi hazırlamak için kullandığımız yaprak testler, TEOG Deneme Sınavları, Konu Tarama Testleri (KTT), Ödev ve Ders Kitapları, Soru Bankaları sınava hazırlıkta farkımızı oluşturuyor.

Bütün sınava hazırlık içerikleri, Doğa Okulları öğretmenleri tarafından tamamen TEOG’da çıkan sorular analiz edilerek hazırlanıyor. Böylece öğrencilerimiz TEOG’a girdiklerinde Doğa Okulları tarafından hazırlanan soruların aynısı ya da bir benzeri ile karşılaşıyorlar.

Doğa Okulları’nın TEOG başarısının temelini ise şunlar oluşturuyor:
Doğa Okulları'nda her öğrencinin bir ‘asistanı’ bulunuyor. Asistan, öğrencinin konu ve kazanım eksiğini belirliyor ve buna göre başarılı olması için özel yol haritası çıkarıyor.

Öğrenci sınavdan çıktığı zaman, kaç doğru, kaç yanlış yaptığını ve hangi sorulara yanlış cevap verdiğini öğrenmek istiyor. Biz, on-line ortamda sınav sorularının çözümlerine ulaşmalarını sağlıyoruz. Öğretmenler, her bir soruda nelere dikkat etmeleri gerektiğini açıklayarak soruları çözerken, öğrenciler neden yanlış yaptıklarını, soruyu neden yanlış anladıklarını sıcağı sıcağına öğrenmiş oluyorlar.

TEOG Konu Anlatım Kitapları, Ödev Kitapları, Soru Bankaları, Konu Testleri, Deneme Sınavları, Konu Tarama Testlerinden oluşan zengin içeriğe sahip yayınlarla sınava hazırlanmak başarıyı getiriyor. Binlerce sorunun yer aldığı yayınlar, öğrenciyi gerçek sınavda çıkabilecek her türlü soruya karşı hazırlıyor. TEOG sınavlarına uzman öğretmen kadrosu ve yayınlarla sorunsuzca hazırlayan Doğa Okulları, deneyimli öğretmen kadrosuyla çıkabilecek soruların hızlı ve pratik çözüm yollarını öğretiyor. Uzman eğitimci kadrosu tarafından hazırlanan TEOG’a yüzde 100 uyumlu sınava hazırlık yayınlarıyla da öğrencilere sınavda çıkacak soruların benzerlerini sunuyor.

Son Güncelleme: Salı, 03 May 2016 09:00

Gösterim: 2307

ERAKolejleri, alanında yarım asra ulaşan bir deneyim ile dünyada var olan en ileri eğitim tekniklerini birleştirerek, 5G Eğitim Modeli’ni oluşturdu.

eraERA Kadrosunun, alanında yarım asra ulaşan bir deneyim ile dünyada var olan en ileri eğitim tekniklerini birleştirerek, 5G Eğitim Modeli’ni yarattığını belirten ERA Kolejleri Kurumsal İletişim ve Marka Direktörü Gülçin Aşkın Çetin, “Bu yöntemin özü, birbirinden farklı beden, zihin ve kişilik yapılarına sahip öğrencilerin, kendi güçlü ve zayıf yönlerinin testlerle belirlenmesi, ERA Bilimsel Gelişim Merkezi’nde gerekli yönlerin ek derslerle güçlendirilmesi ve sonuçların adım adım takip edilerek aileler ile işbirliği içerisinde olumlu hedeflere ulaşılmasıdır” diye konuşuyor.

ERA Kolejleri, İstanbul’da 10 kampüsü ve Bursa’da yeni açılan Nilüfer Kampüsü ile 6000’den fazla öğrencinin en iyi şekilde eğitilebilmesi için hizmet sunuyor. Eğitimde yeni bir çağı temsil eden ERA, özgün 5G Eğitim Modeli, Bilimsel Gelişim Merkezi ve 600 kişilik dinamik eğitim kadrosu ile yeni çağın beklentilerini karşılayan farklı ve öncü bir eğitim anlayışını temsil ediyor. Kampüslerinin mimarisinden teknolojik altyapısına, başarıyı desteklemek için hazırladıkları yayınlardan anne babalarla kurdukları düzenli iletişime uzanan pek çok farklılıkları olan ERA Kolejleri’ni diğer okullardan ayıran en önemli özellik ise, çok boyutlu özgün ve bilimsel yöntemlerle eğitime bütünsel yaklaşması…

ERA Kolejleri’nde hangi eğitim modelleri ve programları uygulanıyor? Ülkemizde uygulanan eğitim
metotlarıyla, sizin uygulamalarınız arasında farklılıklar var mı?
ERA Kolejleri, anaokulundan liseye, binlerce öğrenciye eğitim sunuyor. Kullandığımız eğitim sistemi, ülkemizdeki eğitim müfredatına tamamıyla uygun olmakla birlikte özgün ve başarılı sonuçları ölçümlenebilen heyecan veren bir bakış açısını içermektedir. ERA kadrosu, alanında yarım asra ulaşan bir deneyim ile dünyada var olan en ileri eğitim tekniklerini birleştirerek, 5G Eğitim Modeli’ni yarattı. Bu yöntemin özü, birbirinden farklı beden, zihin ve kişilik yapılarına sahip öğrencilerin, kendi güçlü ve zayıf yönlerinin testlerle belirlenmesi, ERA Bilimsel Gelişim Merkezi’nde gerekli yönlerin ek derslerle güçlendirilmesi ve sonuçların adım adım takip edilerek aileler ile işbirliği içerisinde olumlu hedeflere ulaşılmasıdır. ERA Bilimsel Gelişim Merkezleri’nde uygulanan testler ve öğrenciye sunulan programlar, 10 hafta gibi kısa sürede olumlu sonuçlar yaratarak, hızlı ve objektif şekilde ölçülebilir bir başarıya ulaşmamızı sağlıyor. Öğrencilerin beslenmelerinden motor becerilerine varana dek her türlü özelliklerindeki değişim, adım adım aile raporlanırken anne babaların öğrenci hakkındaki gözlemleri ve çocuklarının gelişimi için evde yapılabilecek egzersizler konusunda oldukça faydalı bir işbirliği yaratılır. ERA’daki 5G Eğitim Modeli’nin en önemli yanı ise, bilimsel olarak raporlama sunmasıdır.

era_kolejleri_bSon yıllarda Akıllı Okul Konsepti öne çıkıyor. Bu konsept hakkında ne düşünüyorsunuz? Okulunuzda
bu konsepte uygun eğitimler veriyor musunuz?
ERA Kolejleri çağın eğitim anlamında bize sunduğu tüm olanakları kullanarak eğitim sistemini ve iletişim araçlarını kendi özel akıllı tahta uygulamaları ve sadece ERA öğrencilerinin ve velilerinin faydalanabildiği “Eraİntranet” sistemleriyle zenginleştirdi. ERA Kolejleri’nin kendi özel yazılımları olan ve gelişimlerinde kendi öğrenci ve öğretmenlerinin fikir ve çalışmalarıyla zenginleşen teknoloji altyapısı; akıllı telefon, tablet, bilgisayar gibi her platformda çalışmakta ve kullanıcılarına zengin bir deneyimle birlikte birçok yönden hız ve fayda sağlamaktadır.

YABANCI DİL EĞİTİMİNDE SON DERECE İDDİALIYIZ

Öğrencilerinizin iyi bir yabancı dil eğitimi alması için yaptığınız çalışmalardan söz edebilir misiniz?
ERA Kolejleri’nde anaokulundan lise son sınıfa kadar, iletişimsel metod kullanarak, öğrencilerimizin yabancı dili, etkileşim içinde öğrenmelerini sağlamaktayız. Bu alanda uzman bir kurum olan Cambridge’in yayınlarını kullanıyoruz. Dil öğreniminde dört temel beceriyi (reading, speaking, writting, listening) en iyi şekilde geliştirecek dokümanlar, sınıf içinde kullandığımız farklı materyaller ve LMS sistemleriyle, yabancı dil eğitiminde son derece iddialıyız. Tüm özel günlerde yaptığımız aktiviteler, yarışma ve etkinlikler, sinema günleri ve uluslararası sınavlar da eğitimimize katkı sağlayan yönlerimizdir. Yaz dönemlerinde farklı ülkelerde düzenlediğimiz yaz okulları, hem çok sevilmekte hem de dili konuşmak açısından son derece faydalı olmaktadır. Kendi anadilinde eğitim sunan (native speaker) öğretmenlerimiz ile öğrencilerimizin kendilerini rahat bir şekilde ifade edebilecekleri ortamı hazırlayarak hem onların dili en etkin biçimde kullanmalarını sağlamakta hem de yabancı dilin sadece bir ders değil, bir yaşam biçimi ve kültür olduğunu öğrencilerimize aşılamaktayız.

Okulunuzda çalışacak öğretmenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz?
Günümüzde öğretmen, kitapta yazanı ezberleten kişi değil, öğrencilerine duruşuyla heyecanı ve sevgisiyle liderlik eden kişi… Biz, öğrenme ateşini yakacak bir kadro ile ilerliyoruz. Yeni öğretmen seçerken de aramıza katılacak arkadaşlarda bu niteliklere öncelik veriyoruz.

SINAV HAZIRLIĞINDA UZMAN BİR KADROYA SAHİBİZ
Öğrencilerinizin TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?
ERA Kolejleri’nde öğrencilerimiz, TEOG Sınavları’na ve YGS – LYS sınavlarına uzun ve ciddi bir maratonla hazırlanırlar. Zira bu sınavların hazırlık süreçleri öğrencinin bağlı olduğu kademelerin tüm seviyelerini kapsadığı için, hazırlığa sadece bir yıl ayırmak yerine geniş zamana yayarak başarıyı kesinleştirmeye çalışırız. Sınav hazırlığı 360 derecelik bir yaklaşımla aileleri de işin içine katarak gerçekleştirilir. Öğrencilerimizin eğitim hayatı boyunca alması gereken ders kazanımları “Çözüyorum- Kazanıyorum” branş sınavları ile birlikte 3. sınıftan başlar. Bu değerlendirmelerle öğrencilerimizin kazanım eksiklikleri tespit edilerek hafta içi ve hafta sonu gerçekleştirilen çalışmalarla giderilir. Böylece öğrenci hangi sınıfta olursa olsun bir sonraki yıla eksiksiz bir şekilde geçmesi sağlanır. Bu aşamalar özenle tamamlandıktan sonra öğrencilerimiz sınav yıllarına geldiği zaman onları ciddi bir çalışma ortamı beklemektedir. Sınav hazırlığında onlarca yıllık deneyimi olan uzman bir kadroya sahibiz. Bu kadronun hazırladığı yayınlarla öğrencilerimiz Türkiye ve İstanbul genelinde yapılan deneme sınavları ile kendi seviyelerini görürler. Son aşamada eksikler eğitim koçları ile birlikte tamamlanır. ERA Kolejleri’nde temel branşların yanında öğrencilerin stratejik düşünme becerilerini, analiz ve sonucu önceden görme yetilerini geliştiren çeşitli ders ve etkin çalışmalar yapılır. Böylece sadece bilgi anlamında değil, beceri anlamında da donanımlı olmaları sağlanmaktadır.

Öğrencilerinize ne gibi imkânlar sunuyorsunuz? Bahsedebilir misiniz?
Fiziksel, sosyal, psikolojik ve zihinsel gelişimi destekleyen eğitim uygulamaları eğitim sistemimizin vazgeçilmezleridir. Sanat ve spor, fiziksel gelişim kadar psikolojik nitelikleri de güçlendirir ve sosyal becerileri yükseltir. Bu nedenle farklı ilgi alanlarına hitap eden pek çok kulübe sahibiz.
Ayrıca her yıl, değişen oranlarda burslar veriyor ve bunu hem okul içinde hem de dışında duyuruyoruz.

TÜRKİYE’NİN İLK OLİMPİK PARKI’NA SAHİP KAMPÜSÜNÜ AÇIYORUZ
2016-2017 eğitim-öğretim yılında hangi yenilikleri gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz? Hedefleriniz ve yatırım planlarınızdan söz edebilir misiniz?
Çağımızın eğitiminde gerekli kıldığı “Kodlama Eğitimleri”ni, ERA Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersleri içinde sistemli bir şekilde geliştirerek sürdürmeyi planlıyoruz. ERA Rekreasyon atölyelerimizde uyguladığımız ve içinde "Maker" programlarını da barındıran sistemimiz 3D yazıcılar ile desteklenerek öğrencilerimizin kendi tasarımlarını bir ürüne dönüştürmesine imkan sağlayacaktır. Yine eğitim programı içine alacağımız "Arttırılmış Gerçeklik” ve “3D Uygulamaları” ile derslerin işlenişleri daha kapsamlı hale gelecektir.
ERA Kolejleri bu yıl da öğrenci sayısı anlamında büyüme ivmesini sürdürüyor. Bursa’da eğitime yeni bir soluk getiriyoruz ve Türkiye’nin ilk Olimpik Parkı’na sahip kampüsünü açıyoruz. Sporu desteklemek ve Dünya’ya pek çok alanda sporcu yetiştirmek için muazzam bir kampüs hazırlanıyor. Bununla beraber 2017 yılına hazırlanan İstanbul içi ve dışı onlarca kampüsümüz daha olacak. Bu projelerle ERA Kolejleri ailesi giderek genişleyecek ve Türkiye geneline yayılan ERA Kolejleri’nin bir sonraki hedefi de bir dünya okulu olmak üzere gerçekleşecek.

Velilerin sizden ne gibi beklentileri oluyor? Bu beklentileri karşılamaya yönelik ne gibi çözümler üretiyorsunuz?
Temelde her ailenin beklentisi çocuğunun mutlu ve başarılı olmasıdır. Biz ERA’da anne babalar ile sıkı bir iletişim halindeyiz. Öğrencilerin yedikleri yemekten, girdikleri derslere, eğitimlerinde her türlü iniş çıkışa dair ailelerle görüşüyoruz.

Size başvuran ve kayıt yaptırmak isteyen öğrencileri seçerken hangi kriterleri göz
önünde bulunduruyorsunuz?
Öğrenciler ERA Bilimsel Gelişim Merkezi’nin bireysel tanıma sürecinden geçiyor. Bu sayede, yetenek ve donanım anlamında öğrencinin hazır bulunuşluğu kayıt altına alınarak ön kayıtlar oluşturuluyor. Zihin Check Up olarak adlandırdığımız test sürecinde işitsel, görsel algısı, kaba motor ve ince motor beceri gelişimi, dikkat ve hafıza becerileri raporlanıyor.

> ERA Kolejleri’nin farkı 5 G Eğitim Modeli

ERAKolejleri, alanında yarım asra ulaşan bir deneyim ile dünyada var olan en ileri eğitim tekniklerini birleştirerek, 5G Eğitim Modeli’ni oluşturdu.

eraERA Kadrosunun, alanında yarım asra ulaşan bir deneyim ile dünyada var olan en ileri eğitim tekniklerini birleştirerek, 5G Eğitim Modeli’ni yarattığını belirten ERA Kolejleri Kurumsal İletişim ve Marka Direktörü Gülçin Aşkın Çetin, “Bu yöntemin özü, birbirinden farklı beden, zihin ve kişilik yapılarına sahip öğrencilerin, kendi güçlü ve zayıf yönlerinin testlerle belirlenmesi, ERA Bilimsel Gelişim Merkezi’nde gerekli yönlerin ek derslerle güçlendirilmesi ve sonuçların adım adım takip edilerek aileler ile işbirliği içerisinde olumlu hedeflere ulaşılmasıdır” diye konuşuyor.

ERA Kolejleri, İstanbul’da 10 kampüsü ve Bursa’da yeni açılan Nilüfer Kampüsü ile 6000’den fazla öğrencinin en iyi şekilde eğitilebilmesi için hizmet sunuyor. Eğitimde yeni bir çağı temsil eden ERA, özgün 5G Eğitim Modeli, Bilimsel Gelişim Merkezi ve 600 kişilik dinamik eğitim kadrosu ile yeni çağın beklentilerini karşılayan farklı ve öncü bir eğitim anlayışını temsil ediyor. Kampüslerinin mimarisinden teknolojik altyapısına, başarıyı desteklemek için hazırladıkları yayınlardan anne babalarla kurdukları düzenli iletişime uzanan pek çok farklılıkları olan ERA Kolejleri’ni diğer okullardan ayıran en önemli özellik ise, çok boyutlu özgün ve bilimsel yöntemlerle eğitime bütünsel yaklaşması…

ERA Kolejleri’nde hangi eğitim modelleri ve programları uygulanıyor? Ülkemizde uygulanan eğitim
metotlarıyla, sizin uygulamalarınız arasında farklılıklar var mı?
ERA Kolejleri, anaokulundan liseye, binlerce öğrenciye eğitim sunuyor. Kullandığımız eğitim sistemi, ülkemizdeki eğitim müfredatına tamamıyla uygun olmakla birlikte özgün ve başarılı sonuçları ölçümlenebilen heyecan veren bir bakış açısını içermektedir. ERA kadrosu, alanında yarım asra ulaşan bir deneyim ile dünyada var olan en ileri eğitim tekniklerini birleştirerek, 5G Eğitim Modeli’ni yarattı. Bu yöntemin özü, birbirinden farklı beden, zihin ve kişilik yapılarına sahip öğrencilerin, kendi güçlü ve zayıf yönlerinin testlerle belirlenmesi, ERA Bilimsel Gelişim Merkezi’nde gerekli yönlerin ek derslerle güçlendirilmesi ve sonuçların adım adım takip edilerek aileler ile işbirliği içerisinde olumlu hedeflere ulaşılmasıdır. ERA Bilimsel Gelişim Merkezleri’nde uygulanan testler ve öğrenciye sunulan programlar, 10 hafta gibi kısa sürede olumlu sonuçlar yaratarak, hızlı ve objektif şekilde ölçülebilir bir başarıya ulaşmamızı sağlıyor. Öğrencilerin beslenmelerinden motor becerilerine varana dek her türlü özelliklerindeki değişim, adım adım aile raporlanırken anne babaların öğrenci hakkındaki gözlemleri ve çocuklarının gelişimi için evde yapılabilecek egzersizler konusunda oldukça faydalı bir işbirliği yaratılır. ERA’daki 5G Eğitim Modeli’nin en önemli yanı ise, bilimsel olarak raporlama sunmasıdır.

era_kolejleri_bSon yıllarda Akıllı Okul Konsepti öne çıkıyor. Bu konsept hakkında ne düşünüyorsunuz? Okulunuzda
bu konsepte uygun eğitimler veriyor musunuz?
ERA Kolejleri çağın eğitim anlamında bize sunduğu tüm olanakları kullanarak eğitim sistemini ve iletişim araçlarını kendi özel akıllı tahta uygulamaları ve sadece ERA öğrencilerinin ve velilerinin faydalanabildiği “Eraİntranet” sistemleriyle zenginleştirdi. ERA Kolejleri’nin kendi özel yazılımları olan ve gelişimlerinde kendi öğrenci ve öğretmenlerinin fikir ve çalışmalarıyla zenginleşen teknoloji altyapısı; akıllı telefon, tablet, bilgisayar gibi her platformda çalışmakta ve kullanıcılarına zengin bir deneyimle birlikte birçok yönden hız ve fayda sağlamaktadır.

YABANCI DİL EĞİTİMİNDE SON DERECE İDDİALIYIZ

Öğrencilerinizin iyi bir yabancı dil eğitimi alması için yaptığınız çalışmalardan söz edebilir misiniz?
ERA Kolejleri’nde anaokulundan lise son sınıfa kadar, iletişimsel metod kullanarak, öğrencilerimizin yabancı dili, etkileşim içinde öğrenmelerini sağlamaktayız. Bu alanda uzman bir kurum olan Cambridge’in yayınlarını kullanıyoruz. Dil öğreniminde dört temel beceriyi (reading, speaking, writting, listening) en iyi şekilde geliştirecek dokümanlar, sınıf içinde kullandığımız farklı materyaller ve LMS sistemleriyle, yabancı dil eğitiminde son derece iddialıyız. Tüm özel günlerde yaptığımız aktiviteler, yarışma ve etkinlikler, sinema günleri ve uluslararası sınavlar da eğitimimize katkı sağlayan yönlerimizdir. Yaz dönemlerinde farklı ülkelerde düzenlediğimiz yaz okulları, hem çok sevilmekte hem de dili konuşmak açısından son derece faydalı olmaktadır. Kendi anadilinde eğitim sunan (native speaker) öğretmenlerimiz ile öğrencilerimizin kendilerini rahat bir şekilde ifade edebilecekleri ortamı hazırlayarak hem onların dili en etkin biçimde kullanmalarını sağlamakta hem de yabancı dilin sadece bir ders değil, bir yaşam biçimi ve kültür olduğunu öğrencilerimize aşılamaktayız.

Okulunuzda çalışacak öğretmenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz?
Günümüzde öğretmen, kitapta yazanı ezberleten kişi değil, öğrencilerine duruşuyla heyecanı ve sevgisiyle liderlik eden kişi… Biz, öğrenme ateşini yakacak bir kadro ile ilerliyoruz. Yeni öğretmen seçerken de aramıza katılacak arkadaşlarda bu niteliklere öncelik veriyoruz.

SINAV HAZIRLIĞINDA UZMAN BİR KADROYA SAHİBİZ
Öğrencilerinizin TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?
ERA Kolejleri’nde öğrencilerimiz, TEOG Sınavları’na ve YGS – LYS sınavlarına uzun ve ciddi bir maratonla hazırlanırlar. Zira bu sınavların hazırlık süreçleri öğrencinin bağlı olduğu kademelerin tüm seviyelerini kapsadığı için, hazırlığa sadece bir yıl ayırmak yerine geniş zamana yayarak başarıyı kesinleştirmeye çalışırız. Sınav hazırlığı 360 derecelik bir yaklaşımla aileleri de işin içine katarak gerçekleştirilir. Öğrencilerimizin eğitim hayatı boyunca alması gereken ders kazanımları “Çözüyorum- Kazanıyorum” branş sınavları ile birlikte 3. sınıftan başlar. Bu değerlendirmelerle öğrencilerimizin kazanım eksiklikleri tespit edilerek hafta içi ve hafta sonu gerçekleştirilen çalışmalarla giderilir. Böylece öğrenci hangi sınıfta olursa olsun bir sonraki yıla eksiksiz bir şekilde geçmesi sağlanır. Bu aşamalar özenle tamamlandıktan sonra öğrencilerimiz sınav yıllarına geldiği zaman onları ciddi bir çalışma ortamı beklemektedir. Sınav hazırlığında onlarca yıllık deneyimi olan uzman bir kadroya sahibiz. Bu kadronun hazırladığı yayınlarla öğrencilerimiz Türkiye ve İstanbul genelinde yapılan deneme sınavları ile kendi seviyelerini görürler. Son aşamada eksikler eğitim koçları ile birlikte tamamlanır. ERA Kolejleri’nde temel branşların yanında öğrencilerin stratejik düşünme becerilerini, analiz ve sonucu önceden görme yetilerini geliştiren çeşitli ders ve etkin çalışmalar yapılır. Böylece sadece bilgi anlamında değil, beceri anlamında da donanımlı olmaları sağlanmaktadır.

Öğrencilerinize ne gibi imkânlar sunuyorsunuz? Bahsedebilir misiniz?
Fiziksel, sosyal, psikolojik ve zihinsel gelişimi destekleyen eğitim uygulamaları eğitim sistemimizin vazgeçilmezleridir. Sanat ve spor, fiziksel gelişim kadar psikolojik nitelikleri de güçlendirir ve sosyal becerileri yükseltir. Bu nedenle farklı ilgi alanlarına hitap eden pek çok kulübe sahibiz.
Ayrıca her yıl, değişen oranlarda burslar veriyor ve bunu hem okul içinde hem de dışında duyuruyoruz.

TÜRKİYE’NİN İLK OLİMPİK PARKI’NA SAHİP KAMPÜSÜNÜ AÇIYORUZ
2016-2017 eğitim-öğretim yılında hangi yenilikleri gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz? Hedefleriniz ve yatırım planlarınızdan söz edebilir misiniz?
Çağımızın eğitiminde gerekli kıldığı “Kodlama Eğitimleri”ni, ERA Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersleri içinde sistemli bir şekilde geliştirerek sürdürmeyi planlıyoruz. ERA Rekreasyon atölyelerimizde uyguladığımız ve içinde "Maker" programlarını da barındıran sistemimiz 3D yazıcılar ile desteklenerek öğrencilerimizin kendi tasarımlarını bir ürüne dönüştürmesine imkan sağlayacaktır. Yine eğitim programı içine alacağımız "Arttırılmış Gerçeklik” ve “3D Uygulamaları” ile derslerin işlenişleri daha kapsamlı hale gelecektir.
ERA Kolejleri bu yıl da öğrenci sayısı anlamında büyüme ivmesini sürdürüyor. Bursa’da eğitime yeni bir soluk getiriyoruz ve Türkiye’nin ilk Olimpik Parkı’na sahip kampüsünü açıyoruz. Sporu desteklemek ve Dünya’ya pek çok alanda sporcu yetiştirmek için muazzam bir kampüs hazırlanıyor. Bununla beraber 2017 yılına hazırlanan İstanbul içi ve dışı onlarca kampüsümüz daha olacak. Bu projelerle ERA Kolejleri ailesi giderek genişleyecek ve Türkiye geneline yayılan ERA Kolejleri’nin bir sonraki hedefi de bir dünya okulu olmak üzere gerçekleşecek.

Velilerin sizden ne gibi beklentileri oluyor? Bu beklentileri karşılamaya yönelik ne gibi çözümler üretiyorsunuz?
Temelde her ailenin beklentisi çocuğunun mutlu ve başarılı olmasıdır. Biz ERA’da anne babalar ile sıkı bir iletişim halindeyiz. Öğrencilerin yedikleri yemekten, girdikleri derslere, eğitimlerinde her türlü iniş çıkışa dair ailelerle görüşüyoruz.

Size başvuran ve kayıt yaptırmak isteyen öğrencileri seçerken hangi kriterleri göz
önünde bulunduruyorsunuz?
Öğrenciler ERA Bilimsel Gelişim Merkezi’nin bireysel tanıma sürecinden geçiyor. Bu sayede, yetenek ve donanım anlamında öğrencinin hazır bulunuşluğu kayıt altına alınarak ön kayıtlar oluşturuluyor. Zihin Check Up olarak adlandırdığımız test sürecinde işitsel, görsel algısı, kaba motor ve ince motor beceri gelişimi, dikkat ve hafıza becerileri raporlanıyor.

Son Güncelleme: Salı, 03 May 2016 08:47

Gösterim: 3625

Mektebim Okulları’nda yürütülen öğrenci koçluğu sisteminin eğitim sistemlerini omurgasını oluşturduğunu ifade eden Mektebim Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko, her öğrenciyi bireysel olarak takip eden bir öğretmen koçu bulunduğunu ve bu koçların öğrencileri yıl boyunca belirlenen hedefe doğru her adımını değerlendirdiğini söylüyor. 

kalko2011 yılında 150’ye yakın öğrencisi ile Büyükçekmece’de açtığı ilk kampüsünde eğitim öğretim faaliyetlerine başlayan Mektebim, çağdaş ve modern eğitim ortamlarında en son teknolojileri kullanarak eğitimde kalite anlayışını ülkenin her noktasına ulaştırarak öğrencilerine dünya standartlarında eğitim imkânı sunuyor. Anaokulu, İlkokul, Ortaokul, Anadolu Lisesi, Anadolu Fen Lisesi ve Anadolu Sağlık Meslek Liseleriyle eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren Mektebim’in, İstanbul’da Silivri, Büyükçekmece, Bahçeşehir, Fatih, Bahçelievler, Beylikdüzü, Beykent, Bakırköy, Ümraniye, Kartal gibi lokasyonlarda ayrıca Çorlu, Tekirdağ ve Edremit, Yalova, Adana, Yozgat, İzmir Çiğli, Ankara Etimesgut, İncek ve Batıkent’te kampüsleri bulunuyor. 35 kampüs ve 103 okuluyla faaliyete devam eden Mektebim Okulları’nın gelecek yıllarda yeni okul yatırımlarının yurt içi ve yurt dışında devam edeceğini söyleyen Mektebim Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko, 2016-2017 eğitim öğretim yılında İstanbul’da Avcılar, Atakent, Ataşehir ve Ankara’da Oran kampüslerinin faaliyete gireceğini belirtti. İki yıl içinde Trabzon, Samsun, Antalya, Bursa ve Eskişehir'de yeni kampüsler açacaklarını ve 4 yılda 100 kampüse çıkmayı hedeflediklerini dile getiren Kalko, “Yurtdışı açılımımıza Dubai ve Londra’da açacağımız okullarla start vereceğiz. Kalite anlayışımızdan ödün vermeden yurt dışında en iyi Türk eğitim markası olmak istiyoruz. Avrupa, Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetlerinde ilerleyen yıllarda eğitim yatırımlarımız olacak. 4 yıl içerisinde 100 kampüs ve 70 bin öğrenciyi hedefliyoruz” diyerek hedeflerini anlattı.

Mektebim diğer özel okullardan hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Bu kapsamda okullarınızda uyguladığınız eğitim modelleri ve programları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mektebim Okulları, öncelikle eğitim teknolojileri yönünden öne çıkıyor. Mektebim olarak doğru lokasyonlarda, son derece inovatif ve çağdaş eğitim sistemleriyle beslenen, yabancı dile önem veren, öğrenci koçluğuyla çocuklarımızın eğitim-öğretim süreçlerine yön veren ve onların hayatlarını etkileyecek tüm süreçleri gözetim altında tutan bir yapı oluşturduk. İngilizce başta olmak üzere Almanca, Fransızca ve İspanyolca dillerinde eğitim veriyoruz. Okullarımızda sınav hazırlık süreçlerine destek vermek amacıyla ciddi çalışmalar yaptık. TEOG’tan YGS’ye birçok farklı sınav için yeni içerikler Mektebim eğitim sistemine dâhil oldu. Dersler bittikten sonra yapılan etütler ve hafta sonu yapılan ilave dersler, çocuklarımızın sınavlara hazırlanmasına ciddi bir katkılar sağlıyor. Mektebim, ders içeriklerini ve eğitim modellerini çocukların; bedensel, zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimlerini ön planda tutacak şekilde oluşturarak, yabancı dil eğitimiyle öğrencilerine dünya vatandaşı olma imkânı sağlıyor. Mektebim’de eğitim modellerimizi kurgularken anne, baba ve okul işbirliği ile öğrencilerimizin bilgiyi ezbere dayalı şekilde değil, araştırarak, keşfederek, sorgulayarak ve yaşayarak edinmesini sağlamayı amaçladık. Kariyer okur-yazarlığı, Bilim okur-yazarlığı, Sanat okuryazarlığı, Medya okur- yazarlığı, Teknoloji okur-yazarlığının arttırılmasına yönelik özgün modeller benimsedik. Öğrencilerimizi temel yetkinlikler kazandırarak, inisiyatif alabilen, problem çözebilen, liderlik yönü güçlü, teknolojiyi yakından takip ederek uygulayabilen bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz.

TEKNOLOJİYİ EĞİTİMLERİMİZE ENTEGRE EDİYORUZ
Eğitim sisteminde teknoloji kullanımının önemi gün geçtikçe artıyor. Bu kapsamda son yıllarda Akıllı Okul Konsepti öne çıkıyor. Bu konsept hakkında ne düşünüyorsunuz? Okullarınızda bu konsepte uygun eğitimler veriyor musunuz?
Akıllı Eğitim Uygulamaları, Akıllı Tahtalar ve tabletlerle teknolojiyi eğitimlerimize entegre ediyoruz. Öğrencilerimiz dijital materyaller kullanarak yabancı dil bilgisini güçlendirmektedir. Mektebim’de anaokulundan liseye kadar her kademe de Akıllı Eğitim Teknolojileri ve Akıllı Sınıf konseptleri kullanılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Müfredatına uygun şekilde hazırlanan Dijital Materyalleri teknoloji konusunda eğitimli ve tecrübeli TPAB Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisine sahip uzman kadromuz en iyi şekilde kullanmaktadır. Okul derslerini destekleyici "online etüt" sistemiyle öğrencilerimiz okul saati dışında da her an eğitimlerine devam edebilmektedir.

Okulunuzda çalışacak öğretmenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz?
Öğretmenlerimizi eğitim sistemimizdeki yerlerini almadan önce farklı kriterler doğrultusunda değerlendirerek mesleki bilgi ve becerilerini ölçüyoruz. Öğretmenlerde, meslekte geçirdikleri süre, eğitim belgeleri, çalışma süreleri, anadal ve yan dallarıyla ilgili aldıkları eğitim ve sertifika programları, akademik başarılar, lisansüstü eğitim belgeleri, yabancı dil bilgisi ve yeterliliği, ulusal ve uluslararası alanda yapılan çalışmalar, teknoloji kullanım bilgisi gibi kriterlere önem veriyoruz.

KENDİNİ EN FAZLA GEÇEN ÖĞRENCİYİ ÖDÜLLENDİRİYORUZ
Öğrencilerinizi TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?
Okullarımızda yürüttüğümüz öğrenci koçluğu sistemi bizim aslında eğitim sistemimizin omurgasını oluşturuyor. Her öğrencimizi bireysel olarak takip eden bir öğretmen koçu bulunuyor ve bu koçlar öğrencilerimizin yıl boyunca belirlenen hedefe doğru her adımını değerlendiriyor. Koç öğretmenlerimiz öğrencilerimizin okuldaki velisi ve velilerimizle de öğrenci arasındaki iletişim köprüsüdür. 8 ve 12. sınıflarımız için yürüttüğümüz TEOG/ YGS- LYS Coaching sistemimiz koçluk sisteminin bir parçasıdır. Bu sistem içerisinde öğrenci ders ders konu konu takip edilir. Her hafta öğrencinin hangi dersten hangi konuya hangi kaynaktan nasıl kaç soru çözerek kaç deneme sınavı yaparak hazırlanması gerektiği koç öğretmen ve branş öğretmenleri işbirliği ile öğrenciye verilir. Haftalık olarak takibi yapılır. Kendimi Aşıyorum ve Başarı Duvarımızı Örüyoruz projeleriyle birleştirilen bu sistemde öğrenicilerimiz önce kendini sonra da arkadaşlarını başarı anlamında aşmak için sınav hazırlıkları yaparlar. Rekabet ne yazık ki sınav sisteminin bir gerçeği. Her deneme sınavı sonrası kendini en fazla geçen öğrenciyi ödüllendiriyoruz. Koç öğretmeni öğrenciye haftalık olarak hangi konuda ne kadar soru çözmesi gerektiğinin bilgisini verir.

Öğrencilerinize okullarınızda sunduğunuz imkanlardan da bahseder misiniz?
Her yıl düzenlediğimiz NASA’ ya ve İsviçre CERN’e gezileriyle dünyanın kapılarını öğrencilerimize açıyoruz. Şehir içi ve şehir dışı sosyal, kültürel, tarihi yerleri gezmelerini ve görerek öğrenmelerini sağlıyoruz. Anaokulu ve ilkokullarında bulunan branş dersleri ile öğrencilerimiz oldukça aktif zaman geçirmektedirler. Ayrıca öğrencilerimiz öğrendikleri konuları kalıcı hale geçirmeleri için bu derslerimizin okul içi ve okul dışı aktivitelerine katılıyorlar. Her kampüsümüzde öğrenci konseyleri tüm okul içi organizasyonlarda aktif rol alıp sosyal sorumluluk projeler üretip, öğrenci kulüpleri ile sosyalleşme imkânları buluyor. Aynı alanda sanat ve spor, bilim, müze ve sergiler ile çeşitli aktiviteler gerçekleştiriyorlar. Öğrencilerimiz tüm kampüslerimizde Mektebim Okulları’nın sağlamış olduğu sosyal ve kültürel ortamlardan, etkinliklerden faydalanabilmektedir. Bu tip etkinliklerimiz sadece öğrenciler için değil, ana-baba hatta tüm aileyi kapsamaktadır. Öğrencilerimize Sporda Başarı ve Eğitimde Başarı bursları vererek geleceklerine yön veriyor, katkı sağlıyoruz.

MEB'E AYRILAN BÜTÇE YETERSİZ
Özel okul sektörünün ülkemizdeki durumunu değerlendirir misiniz? Yaşanan sorunlar ve sorunlara yönelik çözüm önerileriniz nelerdir?
Öğrenci nüfusunun artmasıyla birlikte OECD ülkelerinin standartlarını yakalayabilmek için, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, ikili eğitim, okullar arasındaki eşitsizlikler ve öğretmen açıkları sorunlarını kısa sürede çözmemiz gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçenin yetersiz kalmasını eğitim sektörünün hızını kesen önemli bir etken olarak görüyorum. Ülkemizde eğitime tahsis edilen kaynaklar %8 civarındadır.
Milli eğitim düzeyinde 4+4+4 sisteminden sonra son yıllarda yapılan en önemli değişiklik özel okula giden öğrencilere teşvik verilmesi oldu. Devletin kendi okullarına yaptığı yatırımlarla birlikte özel okullar içinde yaptığı düzenlemelerle bugün %4 olan özel okullaşma oranının 2023 vizyonuyla doğru orantılı olarak %25’lere çıkacağını umuyoruz. OECD ülkelerinde bu oran şu an %25’ler dedir. Bizim ülkemiz içinde yüzüncü yılımızda böyle bir hedef var. Özel eğitim sektörünün önümüzdeki yıllarda %5 büyüyeceğini tahmin ediyoruz. OECD ülkelerinde %25’ler de olan bu rakam bizi çok daha hızlı yol alabilmek için teşvik ediyor. Bu büyümeye yabancı sermaye önemli katkılar gösterebilir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın özel okullara kayıt yaptıran öğrencilere sağladığı teşvikler sektöre önemli katkılar sağladı. Yatırımcılar içinde destekler gün geçtikçe artıyor. Biz de eğitimden kazandığını eğitime yatırmak için yola çıkıyoruz. Teşvik ücreti ve teşvik verilecek öğrenci kontenjanının arttırılması özel okula olan ilgiyi daha da arttıracaktır. Özel kurumlara devletin verdiği destekler mevcutta var. Bunlara ilaveten devlet okullarında olduğu gibi özel okular içinde doğalgaz, elektrik, su faturalarının daha makul oranlara indirilmesi ve KDV oranının %8’den %1’e indirilmesi sektörün gelişmesine katkı sunacaktır. Eğitimde yeme-içme kadar zaruri bir giderdir. Ekmek almak nasıl zorunlu bir ihtiyaç ise ve %1 KDV’si varsa eğitimde en az ekmek kadar zorunlu bir ihtiyaçtır ve ülkemizi muhasır medeniyetler seviyesine taşıyacak en önemli olgudur.

> Mektebim’in omurgasını öğrenci koçluğu oluşturuyor

Mektebim Okulları’nda yürütülen öğrenci koçluğu sisteminin eğitim sistemlerini omurgasını oluşturduğunu ifade eden Mektebim Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko, her öğrenciyi bireysel olarak takip eden bir öğretmen koçu bulunduğunu ve bu koçların öğrencileri yıl boyunca belirlenen hedefe doğru her adımını değerlendirdiğini söylüyor. 

kalko2011 yılında 150’ye yakın öğrencisi ile Büyükçekmece’de açtığı ilk kampüsünde eğitim öğretim faaliyetlerine başlayan Mektebim, çağdaş ve modern eğitim ortamlarında en son teknolojileri kullanarak eğitimde kalite anlayışını ülkenin her noktasına ulaştırarak öğrencilerine dünya standartlarında eğitim imkânı sunuyor. Anaokulu, İlkokul, Ortaokul, Anadolu Lisesi, Anadolu Fen Lisesi ve Anadolu Sağlık Meslek Liseleriyle eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren Mektebim’in, İstanbul’da Silivri, Büyükçekmece, Bahçeşehir, Fatih, Bahçelievler, Beylikdüzü, Beykent, Bakırköy, Ümraniye, Kartal gibi lokasyonlarda ayrıca Çorlu, Tekirdağ ve Edremit, Yalova, Adana, Yozgat, İzmir Çiğli, Ankara Etimesgut, İncek ve Batıkent’te kampüsleri bulunuyor. 35 kampüs ve 103 okuluyla faaliyete devam eden Mektebim Okulları’nın gelecek yıllarda yeni okul yatırımlarının yurt içi ve yurt dışında devam edeceğini söyleyen Mektebim Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko, 2016-2017 eğitim öğretim yılında İstanbul’da Avcılar, Atakent, Ataşehir ve Ankara’da Oran kampüslerinin faaliyete gireceğini belirtti. İki yıl içinde Trabzon, Samsun, Antalya, Bursa ve Eskişehir'de yeni kampüsler açacaklarını ve 4 yılda 100 kampüse çıkmayı hedeflediklerini dile getiren Kalko, “Yurtdışı açılımımıza Dubai ve Londra’da açacağımız okullarla start vereceğiz. Kalite anlayışımızdan ödün vermeden yurt dışında en iyi Türk eğitim markası olmak istiyoruz. Avrupa, Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetlerinde ilerleyen yıllarda eğitim yatırımlarımız olacak. 4 yıl içerisinde 100 kampüs ve 70 bin öğrenciyi hedefliyoruz” diyerek hedeflerini anlattı.

Mektebim diğer özel okullardan hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Bu kapsamda okullarınızda uyguladığınız eğitim modelleri ve programları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mektebim Okulları, öncelikle eğitim teknolojileri yönünden öne çıkıyor. Mektebim olarak doğru lokasyonlarda, son derece inovatif ve çağdaş eğitim sistemleriyle beslenen, yabancı dile önem veren, öğrenci koçluğuyla çocuklarımızın eğitim-öğretim süreçlerine yön veren ve onların hayatlarını etkileyecek tüm süreçleri gözetim altında tutan bir yapı oluşturduk. İngilizce başta olmak üzere Almanca, Fransızca ve İspanyolca dillerinde eğitim veriyoruz. Okullarımızda sınav hazırlık süreçlerine destek vermek amacıyla ciddi çalışmalar yaptık. TEOG’tan YGS’ye birçok farklı sınav için yeni içerikler Mektebim eğitim sistemine dâhil oldu. Dersler bittikten sonra yapılan etütler ve hafta sonu yapılan ilave dersler, çocuklarımızın sınavlara hazırlanmasına ciddi bir katkılar sağlıyor. Mektebim, ders içeriklerini ve eğitim modellerini çocukların; bedensel, zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimlerini ön planda tutacak şekilde oluşturarak, yabancı dil eğitimiyle öğrencilerine dünya vatandaşı olma imkânı sağlıyor. Mektebim’de eğitim modellerimizi kurgularken anne, baba ve okul işbirliği ile öğrencilerimizin bilgiyi ezbere dayalı şekilde değil, araştırarak, keşfederek, sorgulayarak ve yaşayarak edinmesini sağlamayı amaçladık. Kariyer okur-yazarlığı, Bilim okur-yazarlığı, Sanat okuryazarlığı, Medya okur- yazarlığı, Teknoloji okur-yazarlığının arttırılmasına yönelik özgün modeller benimsedik. Öğrencilerimizi temel yetkinlikler kazandırarak, inisiyatif alabilen, problem çözebilen, liderlik yönü güçlü, teknolojiyi yakından takip ederek uygulayabilen bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz.

TEKNOLOJİYİ EĞİTİMLERİMİZE ENTEGRE EDİYORUZ
Eğitim sisteminde teknoloji kullanımının önemi gün geçtikçe artıyor. Bu kapsamda son yıllarda Akıllı Okul Konsepti öne çıkıyor. Bu konsept hakkında ne düşünüyorsunuz? Okullarınızda bu konsepte uygun eğitimler veriyor musunuz?
Akıllı Eğitim Uygulamaları, Akıllı Tahtalar ve tabletlerle teknolojiyi eğitimlerimize entegre ediyoruz. Öğrencilerimiz dijital materyaller kullanarak yabancı dil bilgisini güçlendirmektedir. Mektebim’de anaokulundan liseye kadar her kademe de Akıllı Eğitim Teknolojileri ve Akıllı Sınıf konseptleri kullanılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Müfredatına uygun şekilde hazırlanan Dijital Materyalleri teknoloji konusunda eğitimli ve tecrübeli TPAB Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisine sahip uzman kadromuz en iyi şekilde kullanmaktadır. Okul derslerini destekleyici "online etüt" sistemiyle öğrencilerimiz okul saati dışında da her an eğitimlerine devam edebilmektedir.

Okulunuzda çalışacak öğretmenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz?
Öğretmenlerimizi eğitim sistemimizdeki yerlerini almadan önce farklı kriterler doğrultusunda değerlendirerek mesleki bilgi ve becerilerini ölçüyoruz. Öğretmenlerde, meslekte geçirdikleri süre, eğitim belgeleri, çalışma süreleri, anadal ve yan dallarıyla ilgili aldıkları eğitim ve sertifika programları, akademik başarılar, lisansüstü eğitim belgeleri, yabancı dil bilgisi ve yeterliliği, ulusal ve uluslararası alanda yapılan çalışmalar, teknoloji kullanım bilgisi gibi kriterlere önem veriyoruz.

KENDİNİ EN FAZLA GEÇEN ÖĞRENCİYİ ÖDÜLLENDİRİYORUZ
Öğrencilerinizi TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?
Okullarımızda yürüttüğümüz öğrenci koçluğu sistemi bizim aslında eğitim sistemimizin omurgasını oluşturuyor. Her öğrencimizi bireysel olarak takip eden bir öğretmen koçu bulunuyor ve bu koçlar öğrencilerimizin yıl boyunca belirlenen hedefe doğru her adımını değerlendiriyor. Koç öğretmenlerimiz öğrencilerimizin okuldaki velisi ve velilerimizle de öğrenci arasındaki iletişim köprüsüdür. 8 ve 12. sınıflarımız için yürüttüğümüz TEOG/ YGS- LYS Coaching sistemimiz koçluk sisteminin bir parçasıdır. Bu sistem içerisinde öğrenci ders ders konu konu takip edilir. Her hafta öğrencinin hangi dersten hangi konuya hangi kaynaktan nasıl kaç soru çözerek kaç deneme sınavı yaparak hazırlanması gerektiği koç öğretmen ve branş öğretmenleri işbirliği ile öğrenciye verilir. Haftalık olarak takibi yapılır. Kendimi Aşıyorum ve Başarı Duvarımızı Örüyoruz projeleriyle birleştirilen bu sistemde öğrenicilerimiz önce kendini sonra da arkadaşlarını başarı anlamında aşmak için sınav hazırlıkları yaparlar. Rekabet ne yazık ki sınav sisteminin bir gerçeği. Her deneme sınavı sonrası kendini en fazla geçen öğrenciyi ödüllendiriyoruz. Koç öğretmeni öğrenciye haftalık olarak hangi konuda ne kadar soru çözmesi gerektiğinin bilgisini verir.

Öğrencilerinize okullarınızda sunduğunuz imkanlardan da bahseder misiniz?
Her yıl düzenlediğimiz NASA’ ya ve İsviçre CERN’e gezileriyle dünyanın kapılarını öğrencilerimize açıyoruz. Şehir içi ve şehir dışı sosyal, kültürel, tarihi yerleri gezmelerini ve görerek öğrenmelerini sağlıyoruz. Anaokulu ve ilkokullarında bulunan branş dersleri ile öğrencilerimiz oldukça aktif zaman geçirmektedirler. Ayrıca öğrencilerimiz öğrendikleri konuları kalıcı hale geçirmeleri için bu derslerimizin okul içi ve okul dışı aktivitelerine katılıyorlar. Her kampüsümüzde öğrenci konseyleri tüm okul içi organizasyonlarda aktif rol alıp sosyal sorumluluk projeler üretip, öğrenci kulüpleri ile sosyalleşme imkânları buluyor. Aynı alanda sanat ve spor, bilim, müze ve sergiler ile çeşitli aktiviteler gerçekleştiriyorlar. Öğrencilerimiz tüm kampüslerimizde Mektebim Okulları’nın sağlamış olduğu sosyal ve kültürel ortamlardan, etkinliklerden faydalanabilmektedir. Bu tip etkinliklerimiz sadece öğrenciler için değil, ana-baba hatta tüm aileyi kapsamaktadır. Öğrencilerimize Sporda Başarı ve Eğitimde Başarı bursları vererek geleceklerine yön veriyor, katkı sağlıyoruz.

MEB'E AYRILAN BÜTÇE YETERSİZ
Özel okul sektörünün ülkemizdeki durumunu değerlendirir misiniz? Yaşanan sorunlar ve sorunlara yönelik çözüm önerileriniz nelerdir?
Öğrenci nüfusunun artmasıyla birlikte OECD ülkelerinin standartlarını yakalayabilmek için, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, ikili eğitim, okullar arasındaki eşitsizlikler ve öğretmen açıkları sorunlarını kısa sürede çözmemiz gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçenin yetersiz kalmasını eğitim sektörünün hızını kesen önemli bir etken olarak görüyorum. Ülkemizde eğitime tahsis edilen kaynaklar %8 civarındadır.
Milli eğitim düzeyinde 4+4+4 sisteminden sonra son yıllarda yapılan en önemli değişiklik özel okula giden öğrencilere teşvik verilmesi oldu. Devletin kendi okullarına yaptığı yatırımlarla birlikte özel okullar içinde yaptığı düzenlemelerle bugün %4 olan özel okullaşma oranının 2023 vizyonuyla doğru orantılı olarak %25’lere çıkacağını umuyoruz. OECD ülkelerinde bu oran şu an %25’ler dedir. Bizim ülkemiz içinde yüzüncü yılımızda böyle bir hedef var. Özel eğitim sektörünün önümüzdeki yıllarda %5 büyüyeceğini tahmin ediyoruz. OECD ülkelerinde %25’ler de olan bu rakam bizi çok daha hızlı yol alabilmek için teşvik ediyor. Bu büyümeye yabancı sermaye önemli katkılar gösterebilir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın özel okullara kayıt yaptıran öğrencilere sağladığı teşvikler sektöre önemli katkılar sağladı. Yatırımcılar içinde destekler gün geçtikçe artıyor. Biz de eğitimden kazandığını eğitime yatırmak için yola çıkıyoruz. Teşvik ücreti ve teşvik verilecek öğrenci kontenjanının arttırılması özel okula olan ilgiyi daha da arttıracaktır. Özel kurumlara devletin verdiği destekler mevcutta var. Bunlara ilaveten devlet okullarında olduğu gibi özel okular içinde doğalgaz, elektrik, su faturalarının daha makul oranlara indirilmesi ve KDV oranının %8’den %1’e indirilmesi sektörün gelişmesine katkı sunacaktır. Eğitimde yeme-içme kadar zaruri bir giderdir. Ekmek almak nasıl zorunlu bir ihtiyaç ise ve %1 KDV’si varsa eğitimde en az ekmek kadar zorunlu bir ihtiyaçtır ve ülkemizi muhasır medeniyetler seviyesine taşıyacak en önemli olgudur.

Son Güncelleme: Çarşamba, 20 Nisan 2016 10:58

Gösterim: 2278

Türk eğitim sektöründe 20. yılına giren İhlas Kolejinde görev değişimi gerçekleşti. İhlas Kolejinde 10 yıldır genel müdür olarak görev yapan Hami Koç, görevini Bedri Yeltekin’e devretti.
bedri_yeltekin_ihlasİhlas Kolejinin Bahçelievler Kampüsü’nde düzenlenen devir töreninde Hami Koç, görevde bulunduğu 10 yıl boyunca İhlas Kolejini daha iyi noktalara getirmek için çalıştıklarını söyledi. Bu süreç içinde birbirinden değerli akademik, sportif ve sosyal başarılar elde ettiklerini ifade eden Koç, “Görevde bulunduğum süre içinde çok kıymetli insanlarla çalışma imkânı buldum. Hepsinin bilgi ve tecrübelerinden faydalanma şansına sahip oldum. Kendilerine çok teşekkür ediyorum” dedi. Koç, görevi devrettiği Bedri Yeltekin'in çok değerli bir eğitimci olduğunu ifade ederek Yeltekin’e yeni görevinde başarılar diledi.
İhlas Kolejinin yeni Genel Müdürü Bedri Yeltekin de, İhlas Koleji gibi önemli bir eğitim kurumunda görev aldığı için mutlu olduğunu söyledi. Görevi teslim aldığı Hami Koç’un İhlas Koleji için önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Yeltekin, “Hami Koç’a bir kez daha İhlas Eğitim Kurumlarına verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. İhlas Eğim Kurumlarının kurucusu merhum Enver Ören Bey’in vasiyeti olan ‘81 ilde okul’ sözlerini gerçekleştirmek için çalışacağız. Bu amaçla ilk hedefimiz, İhlas Eğitim Kurumları olarak İstanbul’un Anadolu yakasında bir okul açmaktır” ifadelerini kullandı.
İhlas Kolejinin mevcut başarılarına yenilerini eklemek için bütün birimlerle yoğun bir çalışma dönemine gireceğini söyleyen Yeltekin, “Bir eğitim kurumunun başarısının devam ederek artması, o kurumdaki eğitimci kadrosunun sürekli olarak gelişimi ile doğru orantılıdır. Biz de İhlas Kolejinde görev yapan bütün öğretmenlerimizin eğitimci kimliklerini geliştirmek ve onları yeni başarılarımızın mimarı yapmak için öğretmen eğitim programlarımızı artıracağız” dedi. Öğretmen gelişimi kadar öğrencilerin de en iyi akademik başarıyı yakalamaları için çalışacaklarını vurgulayan Yeltekin, bu amaçla İhlas Eğitim Kurumlarında öğrenci odaklı projeler üretmeye devam edeceklerini söyledi.

Bedri Yeltekin Kimdir?
Bedri Yeltekin 1951 yılında Diyarbakır’da doğdu. Uludağ Üniversitesi Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü bitiren Yeltekin, 1982 yılında öğretmen olarak göreve başladı. Okullarda öğretmenlik, müdür yardımcılığı, müdürlük ve ilçe milli eğitim şube müdürlüğü görevlerinde bulunan Yeltekin, 2010 yılında Çanakkale Bozcaada İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atandı. Burada üç yıl görev yapan Yeltekin, 2013-2014 yıllarında İzmir Karaburun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 2014-2016 yılları arasında da İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.


Eğitim alanında birçok çalışmaya imza atan Yeltekin’in çeşitli gazete ve dergilerde yer alan makale ve yazılarının yanı sıra proje koordinatörlüğünü üstlendiği okul öncesi eğitimi konu alan “Bozcaada’nın Gelecek Nesilleri Güvenle Yetişecek” isimli Avrupa Birliği projesi, Türkiye birincisi olmuştur.

> İhlas Koleji'ne yeni genel müdür

Türk eğitim sektöründe 20. yılına giren İhlas Kolejinde görev değişimi gerçekleşti. İhlas Kolejinde 10 yıldır genel müdür olarak görev yapan Hami Koç, görevini Bedri Yeltekin’e devretti.
bedri_yeltekin_ihlasİhlas Kolejinin Bahçelievler Kampüsü’nde düzenlenen devir töreninde Hami Koç, görevde bulunduğu 10 yıl boyunca İhlas Kolejini daha iyi noktalara getirmek için çalıştıklarını söyledi. Bu süreç içinde birbirinden değerli akademik, sportif ve sosyal başarılar elde ettiklerini ifade eden Koç, “Görevde bulunduğum süre içinde çok kıymetli insanlarla çalışma imkânı buldum. Hepsinin bilgi ve tecrübelerinden faydalanma şansına sahip oldum. Kendilerine çok teşekkür ediyorum” dedi. Koç, görevi devrettiği Bedri Yeltekin'in çok değerli bir eğitimci olduğunu ifade ederek Yeltekin’e yeni görevinde başarılar diledi.
İhlas Kolejinin yeni Genel Müdürü Bedri Yeltekin de, İhlas Koleji gibi önemli bir eğitim kurumunda görev aldığı için mutlu olduğunu söyledi. Görevi teslim aldığı Hami Koç’un İhlas Koleji için önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Yeltekin, “Hami Koç’a bir kez daha İhlas Eğitim Kurumlarına verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. İhlas Eğim Kurumlarının kurucusu merhum Enver Ören Bey’in vasiyeti olan ‘81 ilde okul’ sözlerini gerçekleştirmek için çalışacağız. Bu amaçla ilk hedefimiz, İhlas Eğitim Kurumları olarak İstanbul’un Anadolu yakasında bir okul açmaktır” ifadelerini kullandı.
İhlas Kolejinin mevcut başarılarına yenilerini eklemek için bütün birimlerle yoğun bir çalışma dönemine gireceğini söyleyen Yeltekin, “Bir eğitim kurumunun başarısının devam ederek artması, o kurumdaki eğitimci kadrosunun sürekli olarak gelişimi ile doğru orantılıdır. Biz de İhlas Kolejinde görev yapan bütün öğretmenlerimizin eğitimci kimliklerini geliştirmek ve onları yeni başarılarımızın mimarı yapmak için öğretmen eğitim programlarımızı artıracağız” dedi. Öğretmen gelişimi kadar öğrencilerin de en iyi akademik başarıyı yakalamaları için çalışacaklarını vurgulayan Yeltekin, bu amaçla İhlas Eğitim Kurumlarında öğrenci odaklı projeler üretmeye devam edeceklerini söyledi.

Bedri Yeltekin Kimdir?
Bedri Yeltekin 1951 yılında Diyarbakır’da doğdu. Uludağ Üniversitesi Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü bitiren Yeltekin, 1982 yılında öğretmen olarak göreve başladı. Okullarda öğretmenlik, müdür yardımcılığı, müdürlük ve ilçe milli eğitim şube müdürlüğü görevlerinde bulunan Yeltekin, 2010 yılında Çanakkale Bozcaada İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atandı. Burada üç yıl görev yapan Yeltekin, 2013-2014 yıllarında İzmir Karaburun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 2014-2016 yılları arasında da İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.


Eğitim alanında birçok çalışmaya imza atan Yeltekin’in çeşitli gazete ve dergilerde yer alan makale ve yazılarının yanı sıra proje koordinatörlüğünü üstlendiği okul öncesi eğitimi konu alan “Bozcaada’nın Gelecek Nesilleri Güvenle Yetişecek” isimli Avrupa Birliği projesi, Türkiye birincisi olmuştur.

Son Güncelleme: Perşembe, 28 Nisan 2016 12:27

Gösterim: 2518

Kurumların açılış ve işleyişleri, her alandaki idari ve mali konuları, öğrenci kayıtları, çalıştırılan personel işlemleri, okulda yapılacak her türlü etkinlik gibi bütün süreçlerin sıkı bir mevzuat dairesi içinde yürütüldüğünü belirten Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu, özel okulların daha esnek bir hizmet ortamına ihtiyaç durduğunu söylüyor.

yusuf_tavukcuoglu_ozel_okullarTavukçuoğlu, özel okulculuğun yaygınlaşması için ise bütün mali, idari ve yasal sorumlulukları üstlenmiş olan özel okulların doğrudan sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.

MEB tarafından yayınlanan Mart 2016 verilerine göre; Motorlu taşıt sürücü kursu, özel kurslar ( özel öğretim kursları dahil ), öğrenci etüt eğitim merkezi, rehabilitasyon merkezi ve özel okul olmak üzere 17.800 civarında özel öğretim kurumu bulunduğunu dile getiren Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu, bu kurumlardan 8195‘ i özel okul olarak faaliyet gösterdiğini söylüyor. Özel okullarda görevli 86.273 öğretmenin, 1.089.664 öğrenciye eğitim öğretim verdiğini belirten Yusuf Tavukçuoğlu ile özel okul sektörünün ülkemizdeki durumunu konuştuk.

Özel okulların sorunları nelerdir? Bu kapsamda Türkiye’de özel okulculuğun oranının artması, özel okullarda kalitenin yükselmesi ve özel okulların sorunlarına çare üretilmesi konularında yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Özel okulların sorun yaşamadığını söylemek gerçekçi olmaz. Kurumların açılış ve işleyişleri, her alandaki idari ve mali konuları, öğrenci kayıtları, çalıştırılan personel işlemleri, okulda yapılacak her türlü etkinlik gibi bütün süreçler sıkı bir mevzuat dairesi içinde yürütülmektedir. Dolayısıyla genel çerçevesi belirlenmiş ancak kurumlara tanınacak daha esnek bir hizmet ortamına ihtiyaç duyulmaktadır.
Özellikle değişik alanlardaki mevzuatın düzenlemesi aşamalarında kurumlarımızın görüşünü almak yeterli olmamaktadır. Özel okulculuğun yaygınlaşması için bütün mali, idari ve yasal sorumlulukları üstlenmiş olan özel okulların doğrudan sürece dahil edilmesi gerekir. Ancak o zaman şu anda genel eğitim sistemimiz içinde öğrenci bazındaki oranı % 7.41 olan özel okulculuğun oranı %15 – 20 seviyesine çıkabilecektir.
Bu konuda çok yoğun çabalar göstermiş olmamıza rağmen maalesef arzulanan sonuca henüz ulaşabilmiş değiliz.

ÖĞRETMENLERDEN SÜREKLİ ÜST DÜZEY PERFORMANS BEKLENTİSİ VAR
Öğretmenlerin büyük bir kısmı özel okullarda çalışmak yerine devlet okullarında çalışmayı tercih ediyor. Özel okulları cazip hale getirmek için yapılması gerekenler nelerdir?
“Cazip hale getirmek” ifadesinin doğru kullanıldığından emin olmalıyız. Çünkü özel okullar pek çok alanda gerçekten cazip kurumlardır. Ancak özel okullardaki çalışmaların öğrenci, veli, kurucu ve ilgili mevzuatın yoğun denetimi altında olduğunu dikkatten kaçırmamak gerekir. Dolayısıyla kurumlarımızda çalışacak öğretmenlerimizin de beklentiyi karşılayacak enerjilerini esirgememeleri gerekir.

Özel okulların TEOG ve üniversite sınavlarındaki başarısını değerlendirir misiniz? Bu kapsamda nasıl bir tablo söz konusu?
TEOG ve Üniversite sınav sonuçları öğrencinin bilgisini ölçen sistemlerdir. Maalesef bu uygulamaların eğitim derecesini ölçebildiğini söyleyemeyiz. Ancak bunların öğrenci, veli ve toplum nezdinde önemli olduğu ve sıkı bir şekilde takip edildiğini de kabul etmek gerekir.
Özel okulların, bu iki sınav uygulamasında, gayet iyi bir noktada olduğu kamuoyu tarafından görülmektedir. Ancak öğrencilerin bir üst okula yerleştirilmelerinde sadece sınavdaki puanlar esas alınmamaktadır. Okul başarıları da hesaplamaya etki ettiğinden sınav sonuçları hakkındaki yorumlar yıllardır süregelmektedir.

ÖZEL OKULLAR KALİTELİ HİZMET SUNMAK ZORUNDA
Özel okulların eğitim sistemimize yaptığı katkılardan bahsedebilir misiniz? Özel okulların ülkemiz açısından yarattığı en büyük değer nedir?
Özel okullar, eğitim alanındaki her türlü gelişim ve değişimi yakından takip etmek ve ülkemiz eğitim sisteminde uygulanabilecek olanları hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirebilmek gücüne sahiptirler. Bu bağlamda son 30 yıllık süre içinde, ilk dönemlerde heyecan uyandıran, “Bilgisayar Destekli Eğitim” uygulamalarından “ Akıllı Tahta”, ”Akıllı Sınıf”. “Akıllı Okul” gibi evrelerden geçerek teknolojideki son gelişmeleri eğitimin hizmetine sunmak aşamalarında, özel okullar önemli ölçüde öncülük yapmışlardır.
Ülkemize kazandırılacak en büyük değer, çağdaş, milli ve manevi değerleri yüksek, sorumluluk duygusu gelişmiş, girişimci, yapıcı ve yaratıcı kabiliyetlere ulaşmış bir gençlik yetiştirmektir. Bu konuda özel okulların üzerine düşen görevi yaptığına inanmaktayım.

Özel okullar ücretli hizmet veren kuruluşlar olduğundan velilerine ve öğrencilerine kaliteli hizmet sunmak zorundadır. Bu nedenle öğretmenlerinden sürekli üst düzey performans beklentisi vardır. Bu gerekçe bazı öğretmenlere zor geldiğinden resmi okulları tercih ediyor olabilirler.

Temel liseler, özel okullardan hangi noktalarda ayrılıyor? Mesela temel liselerin müfredatı nasıl? Özel okullardan farklı bir müfredat mı uyguluyorlar?
Temel liselerin, haftalık 35 saatlik dersin, 10 saatinin uzaktan eğitim şeklinde yapabilmelerine izin verilmiştir. Dolayısıyla bu kurumların temel dersleri ile seçmeli derslerinin müfredatlarında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Diğer taraftan haftalık ders saat sayıları, çalışma saatleri, ikili öğretim yapabilmeleri ve biraz dershaneciliği andıran eğitim uygulamaları bakımından da farklılıklar göstermektedirler.

TEMEL LİSELER ARZULADIKLARI İLGİYE ULAŞAMADI
Temel liselere olan ilgiliyi nasıl buluyorsunuz? 2015 - 2016 eğitim öğretim yılında temel liseye ne kadar sayıda öğrenci kayıt yaptırdı?
Temel liselerin arzuladığı oranda öğrenci kaydettiklerini sanmıyorum. Çünkü geçiş sürecinde yaşanan belirsizliklerden dolayı veliler kayıtlarda tereddütte kaldılar. Eldeki sayısal verilere göre temel liseye dönüşen kurumların, toplam 170 bin civarında öğrencisi var. Bu sayı bu okullara ait kapasitenin % 27’sini oluşturmaktadır. Devletin velilere yaptığı eğitim desteğine rağmen öğrenci sayısının düşük oranda olması temel liselerimizin arzuladıkları ilgiye ulaşamadıklarını göstermektedir. Ancak 2016 – 2017 öğretim yılında velilerimizin bu kurumlarımıza duydukları ilgiyi daha açık şekilde ortaya çıkacaktır.

> Özel okullar esnek hizmet ortamına ihtiyaç duyuyor

Kurumların açılış ve işleyişleri, her alandaki idari ve mali konuları, öğrenci kayıtları, çalıştırılan personel işlemleri, okulda yapılacak her türlü etkinlik gibi bütün süreçlerin sıkı bir mevzuat dairesi içinde yürütüldüğünü belirten Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu, özel okulların daha esnek bir hizmet ortamına ihtiyaç durduğunu söylüyor.

yusuf_tavukcuoglu_ozel_okullarTavukçuoğlu, özel okulculuğun yaygınlaşması için ise bütün mali, idari ve yasal sorumlulukları üstlenmiş olan özel okulların doğrudan sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.

MEB tarafından yayınlanan Mart 2016 verilerine göre; Motorlu taşıt sürücü kursu, özel kurslar ( özel öğretim kursları dahil ), öğrenci etüt eğitim merkezi, rehabilitasyon merkezi ve özel okul olmak üzere 17.800 civarında özel öğretim kurumu bulunduğunu dile getiren Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu, bu kurumlardan 8195‘ i özel okul olarak faaliyet gösterdiğini söylüyor. Özel okullarda görevli 86.273 öğretmenin, 1.089.664 öğrenciye eğitim öğretim verdiğini belirten Yusuf Tavukçuoğlu ile özel okul sektörünün ülkemizdeki durumunu konuştuk.

Özel okulların sorunları nelerdir? Bu kapsamda Türkiye’de özel okulculuğun oranının artması, özel okullarda kalitenin yükselmesi ve özel okulların sorunlarına çare üretilmesi konularında yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Özel okulların sorun yaşamadığını söylemek gerçekçi olmaz. Kurumların açılış ve işleyişleri, her alandaki idari ve mali konuları, öğrenci kayıtları, çalıştırılan personel işlemleri, okulda yapılacak her türlü etkinlik gibi bütün süreçler sıkı bir mevzuat dairesi içinde yürütülmektedir. Dolayısıyla genel çerçevesi belirlenmiş ancak kurumlara tanınacak daha esnek bir hizmet ortamına ihtiyaç duyulmaktadır.
Özellikle değişik alanlardaki mevzuatın düzenlemesi aşamalarında kurumlarımızın görüşünü almak yeterli olmamaktadır. Özel okulculuğun yaygınlaşması için bütün mali, idari ve yasal sorumlulukları üstlenmiş olan özel okulların doğrudan sürece dahil edilmesi gerekir. Ancak o zaman şu anda genel eğitim sistemimiz içinde öğrenci bazındaki oranı % 7.41 olan özel okulculuğun oranı %15 – 20 seviyesine çıkabilecektir.
Bu konuda çok yoğun çabalar göstermiş olmamıza rağmen maalesef arzulanan sonuca henüz ulaşabilmiş değiliz.

ÖĞRETMENLERDEN SÜREKLİ ÜST DÜZEY PERFORMANS BEKLENTİSİ VAR
Öğretmenlerin büyük bir kısmı özel okullarda çalışmak yerine devlet okullarında çalışmayı tercih ediyor. Özel okulları cazip hale getirmek için yapılması gerekenler nelerdir?
“Cazip hale getirmek” ifadesinin doğru kullanıldığından emin olmalıyız. Çünkü özel okullar pek çok alanda gerçekten cazip kurumlardır. Ancak özel okullardaki çalışmaların öğrenci, veli, kurucu ve ilgili mevzuatın yoğun denetimi altında olduğunu dikkatten kaçırmamak gerekir. Dolayısıyla kurumlarımızda çalışacak öğretmenlerimizin de beklentiyi karşılayacak enerjilerini esirgememeleri gerekir.

Özel okulların TEOG ve üniversite sınavlarındaki başarısını değerlendirir misiniz? Bu kapsamda nasıl bir tablo söz konusu?
TEOG ve Üniversite sınav sonuçları öğrencinin bilgisini ölçen sistemlerdir. Maalesef bu uygulamaların eğitim derecesini ölçebildiğini söyleyemeyiz. Ancak bunların öğrenci, veli ve toplum nezdinde önemli olduğu ve sıkı bir şekilde takip edildiğini de kabul etmek gerekir.
Özel okulların, bu iki sınav uygulamasında, gayet iyi bir noktada olduğu kamuoyu tarafından görülmektedir. Ancak öğrencilerin bir üst okula yerleştirilmelerinde sadece sınavdaki puanlar esas alınmamaktadır. Okul başarıları da hesaplamaya etki ettiğinden sınav sonuçları hakkındaki yorumlar yıllardır süregelmektedir.

ÖZEL OKULLAR KALİTELİ HİZMET SUNMAK ZORUNDA
Özel okulların eğitim sistemimize yaptığı katkılardan bahsedebilir misiniz? Özel okulların ülkemiz açısından yarattığı en büyük değer nedir?
Özel okullar, eğitim alanındaki her türlü gelişim ve değişimi yakından takip etmek ve ülkemiz eğitim sisteminde uygulanabilecek olanları hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirebilmek gücüne sahiptirler. Bu bağlamda son 30 yıllık süre içinde, ilk dönemlerde heyecan uyandıran, “Bilgisayar Destekli Eğitim” uygulamalarından “ Akıllı Tahta”, ”Akıllı Sınıf”. “Akıllı Okul” gibi evrelerden geçerek teknolojideki son gelişmeleri eğitimin hizmetine sunmak aşamalarında, özel okullar önemli ölçüde öncülük yapmışlardır.
Ülkemize kazandırılacak en büyük değer, çağdaş, milli ve manevi değerleri yüksek, sorumluluk duygusu gelişmiş, girişimci, yapıcı ve yaratıcı kabiliyetlere ulaşmış bir gençlik yetiştirmektir. Bu konuda özel okulların üzerine düşen görevi yaptığına inanmaktayım.

Özel okullar ücretli hizmet veren kuruluşlar olduğundan velilerine ve öğrencilerine kaliteli hizmet sunmak zorundadır. Bu nedenle öğretmenlerinden sürekli üst düzey performans beklentisi vardır. Bu gerekçe bazı öğretmenlere zor geldiğinden resmi okulları tercih ediyor olabilirler.

Temel liseler, özel okullardan hangi noktalarda ayrılıyor? Mesela temel liselerin müfredatı nasıl? Özel okullardan farklı bir müfredat mı uyguluyorlar?
Temel liselerin, haftalık 35 saatlik dersin, 10 saatinin uzaktan eğitim şeklinde yapabilmelerine izin verilmiştir. Dolayısıyla bu kurumların temel dersleri ile seçmeli derslerinin müfredatlarında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Diğer taraftan haftalık ders saat sayıları, çalışma saatleri, ikili öğretim yapabilmeleri ve biraz dershaneciliği andıran eğitim uygulamaları bakımından da farklılıklar göstermektedirler.

TEMEL LİSELER ARZULADIKLARI İLGİYE ULAŞAMADI
Temel liselere olan ilgiliyi nasıl buluyorsunuz? 2015 - 2016 eğitim öğretim yılında temel liseye ne kadar sayıda öğrenci kayıt yaptırdı?
Temel liselerin arzuladığı oranda öğrenci kaydettiklerini sanmıyorum. Çünkü geçiş sürecinde yaşanan belirsizliklerden dolayı veliler kayıtlarda tereddütte kaldılar. Eldeki sayısal verilere göre temel liseye dönüşen kurumların, toplam 170 bin civarında öğrencisi var. Bu sayı bu okullara ait kapasitenin % 27’sini oluşturmaktadır. Devletin velilere yaptığı eğitim desteğine rağmen öğrenci sayısının düşük oranda olması temel liselerimizin arzuladıkları ilgiye ulaşamadıklarını göstermektedir. Ancak 2016 – 2017 öğretim yılında velilerimizin bu kurumlarımıza duydukları ilgiyi daha açık şekilde ortaya çıkacaktır.

Son Güncelleme: Çarşamba, 20 Nisan 2016 10:45

Gösterim: 1670

Diğer Makaleler...

  1. Bil Okulları, dünya inovasyon okulunu açmayı hedefliyor
  2. 4 liseliden dünya şampiyonluğu getiren proje
  3. Geleceğin profesörlerine uygulamalı eğitim
  4. Doğa Okulları'ndan Türkiye'nin ilk Akıllı Okul projesi