Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Taksim metro çıkışında "İşsiz öğretmen, ücretli öğretmen" yazılı pankart açarak oturma eylemi yapan 3 öğretmen adayı polis tarafından gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü.

3 öğretmenin oturma eylemi gözaltıyla bittiTaksim metro çıkışına gelen 3 öğretmen adayı saat 18.30 sıralarında oturma eylemi yapmak istedi. Atanamayan öğretmen Özgür Karahan, Engin Yılmaz ve Murat Özbek İşsiz öğretmen Ücretli öğretmen yazılı pankart açarak oturma eylemi yapmak istedi. Öğretmen adayları polis tarafından eyleme son vermeleri konusunda uyarıldı. Oturma eylemine devam eden 3 öğretmen adayı polis tarafından gözaltına alınarak Taksim Polis Merkezi’ne götürüldü.

 

> 3 öğretmenin oturma eylemi gözaltıyla bitti

Taksim metro çıkışında "İşsiz öğretmen, ücretli öğretmen" yazılı pankart açarak oturma eylemi yapan 3 öğretmen adayı polis tarafından gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü.

3 öğretmenin oturma eylemi gözaltıyla bittiTaksim metro çıkışına gelen 3 öğretmen adayı saat 18.30 sıralarında oturma eylemi yapmak istedi. Atanamayan öğretmen Özgür Karahan, Engin Yılmaz ve Murat Özbek İşsiz öğretmen Ücretli öğretmen yazılı pankart açarak oturma eylemi yapmak istedi. Öğretmen adayları polis tarafından eyleme son vermeleri konusunda uyarıldı. Oturma eylemine devam eden 3 öğretmen adayı polis tarafından gözaltına alınarak Taksim Polis Merkezi’ne götürüldü.

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 18 Eylül 2013 06:50

Gösterim: 1961

ÖSYM Başkanı Demir, "Sınavlarda sorulmuş soruların hemen sınavdan sonra açıklanması gibi bir uygulama sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansız hale getirmektedir. O nedenledir ki dünyada sınav yapan kuruluşlar kesinlikle soruları açıklamıyor" dedi.

ali demir ösymÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, elektronik sınavlardaki soruların açıklanmasının, sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansızlaştıracağını söyledi.

Demir, ÖSYM'nin yaptığı sınavların ardından soruların tamamının yayınlanmaması ve 6495 sayılı Kanun ile de ÖSYM’nin sınavlarda sorduğu soruların Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışına çıkarılmasına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu. 

Yılda 40’a yakın merkezi sınav yapan ÖSYM'nin, her sınavda sorduğu yaklaşık 100 soruyla yılda 4 bin soru kullandığını belirten Demir, geçen yıl sınav sayısının artmasına paralel soru sayısının, 11 bin 200'e ulaştığını vurguladı. 

ÖSYM'nin 39 yıllık geçmişi de göz önüne alındığında hazırlanan ve sorulan soru adedinin çok ciddi rakamlara eriştiğini dile getiren Demir, ancak bugüne kadar ÖSYM’nin yaygın bir uygulama olarak bir sınavda sorduğu soruyu başka bir sınavda kullanmadığını ifade etti.

Demir, kamuoyunun takdirini toplayan bu uygulamanın diğer yandan soru hazırlamada her gün daha uç alanlara daha ince detaylara gitme riskini oluşturduğunu ve bazı önemli sınavlarda çok ciddi kısıtlamalar getirebildiğine işaret etti.  

Soruların gerçek kolaylık, zorluk, ölçme kalitesi derecelerinin, bilimsel anlamda sadece adayların sınav anında verdikleri cevaplarla belirlendiğine dikkati çeken Demir, bunun da soruların, fiilen gerçekleştirilen bir sınavda denenmesiyle mümkün olduğunu kaydetti. Demir, ölçme kalitesi yüksek soruların tekrar sorulabilmesi imkanından vazgeçilmesinin düşünülülemeyeceğini söyledi.

"Mesnetsiz, yalan ve adayları rahatsız edici yorumlar"  

Demir, elektronik sınav uygulamaları konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki kısa ve orta zaman diliminde elektronik sınavları gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz. Randevu ile belirli bilişim ağı güvenliği sağlanmış sınav merkezlerinde yapılacak bu sınavlar haftanın her günü yapılabileceği gibi günde birkaç kez de yapılabilir duruma getirildi. Bu sınavlarda sorulan soruların hemen sınavdan sonra açıklanması gibi bir uygulama sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansız hale getirecektir. O nedenledir ki dünyada sınav yapan kuruluşlar kesinlikle soruları açıklamıyor. Biz de açıklamama kararı aldık." 

ÖSYM'nin tüm işlemlerinde şeffaflığı prensip edindiğini ve bunu misyonunda da net biçimde belirttiğin ifade eden Demir, ÖSYM'nin sınava hazırlanan adayların bilgi edinmeleri ve sınavlarını cevap kağıtlarıyla fiili olarak değerlendirebilmeleri için 29 Ağustos'tan itibaren sınavlarda sorulan soruların yüzde 10’unu sınav sonuçları açıklandığında kamuoyuna duyurma kararı aldığını da hatırlattı.

Demir, ÖSYM'nin geleneksel olarak, tüm sorularını akademisyen bilim heyetlerine denetlettirdiğini, sınavdan sonra da hiçbir zaman sorularının bilimsel denetiminden kaçınmayacağını dile getiren Demir, şunları kaydetti:

"ÖSYM, gerek bilimsel denetim gerekse sınav sonrası adayların sorulara verdikleri cevapların analizi olan madde analizi sonucunda iptal edilmesi gereken soruları iptal edecektir. Bu konuda hiçbir çekincemiz yok. Özellikle son günlerde internet medyası ve sosyal medyayı ticari emellerine alet ederek, yayınlanan soruları yasal olmayan yollarla kullanmak suretiyle şimdiye kadar haksız ticari rant elde eden bir kısım çevrelerin, ÖSYM’nin 'sınavda sorulan soruların sınavdan sonra kamuoyuna açıklanmaması' kararını, soruları yargı denetimi dışına çıkarmak gayesi güttüğü şeklinde acımasız ve ithama varan biçimdeki yorumlarının mesnetsiz, yalan ve adayları rahatsız edicidir.

Esasen dünya çapında yapılan ve uluslararası geçerliliğe sahip merkezi sınavların tamamına yakınında, sınav sorularının açıklanmadığı gizli tutulduğu da ortadadır. Temel misyonu hak ve adaleti tesis etmek amacıyla bilimsel yöntemler ışığında sınav yapmak olan ÖSYM bu misyonundan asla vazgeçmeyecektir."

> Uluslararası sınavlarda da sorular açıklanmıyor

ÖSYM Başkanı Demir, "Sınavlarda sorulmuş soruların hemen sınavdan sonra açıklanması gibi bir uygulama sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansız hale getirmektedir. O nedenledir ki dünyada sınav yapan kuruluşlar kesinlikle soruları açıklamıyor" dedi.

ali demir ösymÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, elektronik sınavlardaki soruların açıklanmasının, sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansızlaştıracağını söyledi.

Demir, ÖSYM'nin yaptığı sınavların ardından soruların tamamının yayınlanmaması ve 6495 sayılı Kanun ile de ÖSYM’nin sınavlarda sorduğu soruların Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışına çıkarılmasına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu. 

Yılda 40’a yakın merkezi sınav yapan ÖSYM'nin, her sınavda sorduğu yaklaşık 100 soruyla yılda 4 bin soru kullandığını belirten Demir, geçen yıl sınav sayısının artmasına paralel soru sayısının, 11 bin 200'e ulaştığını vurguladı. 

ÖSYM'nin 39 yıllık geçmişi de göz önüne alındığında hazırlanan ve sorulan soru adedinin çok ciddi rakamlara eriştiğini dile getiren Demir, ancak bugüne kadar ÖSYM’nin yaygın bir uygulama olarak bir sınavda sorduğu soruyu başka bir sınavda kullanmadığını ifade etti.

Demir, kamuoyunun takdirini toplayan bu uygulamanın diğer yandan soru hazırlamada her gün daha uç alanlara daha ince detaylara gitme riskini oluşturduğunu ve bazı önemli sınavlarda çok ciddi kısıtlamalar getirebildiğine işaret etti.  

Soruların gerçek kolaylık, zorluk, ölçme kalitesi derecelerinin, bilimsel anlamda sadece adayların sınav anında verdikleri cevaplarla belirlendiğine dikkati çeken Demir, bunun da soruların, fiilen gerçekleştirilen bir sınavda denenmesiyle mümkün olduğunu kaydetti. Demir, ölçme kalitesi yüksek soruların tekrar sorulabilmesi imkanından vazgeçilmesinin düşünülülemeyeceğini söyledi.

"Mesnetsiz, yalan ve adayları rahatsız edici yorumlar"  

Demir, elektronik sınav uygulamaları konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki kısa ve orta zaman diliminde elektronik sınavları gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz. Randevu ile belirli bilişim ağı güvenliği sağlanmış sınav merkezlerinde yapılacak bu sınavlar haftanın her günü yapılabileceği gibi günde birkaç kez de yapılabilir duruma getirildi. Bu sınavlarda sorulan soruların hemen sınavdan sonra açıklanması gibi bir uygulama sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansız hale getirecektir. O nedenledir ki dünyada sınav yapan kuruluşlar kesinlikle soruları açıklamıyor. Biz de açıklamama kararı aldık." 

ÖSYM'nin tüm işlemlerinde şeffaflığı prensip edindiğini ve bunu misyonunda da net biçimde belirttiğin ifade eden Demir, ÖSYM'nin sınava hazırlanan adayların bilgi edinmeleri ve sınavlarını cevap kağıtlarıyla fiili olarak değerlendirebilmeleri için 29 Ağustos'tan itibaren sınavlarda sorulan soruların yüzde 10’unu sınav sonuçları açıklandığında kamuoyuna duyurma kararı aldığını da hatırlattı.

Demir, ÖSYM'nin geleneksel olarak, tüm sorularını akademisyen bilim heyetlerine denetlettirdiğini, sınavdan sonra da hiçbir zaman sorularının bilimsel denetiminden kaçınmayacağını dile getiren Demir, şunları kaydetti:

"ÖSYM, gerek bilimsel denetim gerekse sınav sonrası adayların sorulara verdikleri cevapların analizi olan madde analizi sonucunda iptal edilmesi gereken soruları iptal edecektir. Bu konuda hiçbir çekincemiz yok. Özellikle son günlerde internet medyası ve sosyal medyayı ticari emellerine alet ederek, yayınlanan soruları yasal olmayan yollarla kullanmak suretiyle şimdiye kadar haksız ticari rant elde eden bir kısım çevrelerin, ÖSYM’nin 'sınavda sorulan soruların sınavdan sonra kamuoyuna açıklanmaması' kararını, soruları yargı denetimi dışına çıkarmak gayesi güttüğü şeklinde acımasız ve ithama varan biçimdeki yorumlarının mesnetsiz, yalan ve adayları rahatsız edicidir.

Esasen dünya çapında yapılan ve uluslararası geçerliliğe sahip merkezi sınavların tamamına yakınında, sınav sorularının açıklanmadığı gizli tutulduğu da ortadadır. Temel misyonu hak ve adaleti tesis etmek amacıyla bilimsel yöntemler ışığında sınav yapmak olan ÖSYM bu misyonundan asla vazgeçmeyecektir."

Son Güncelleme: Salı, 17 Eylül 2013 15:27

Gösterim: 1429

ODTÜ’den Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın dünkü yol güzergahı açıklamasına yanıt geldi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın kampüs arazisindeki yol güzergahıyla ilgili açıklamaları üzerine, "Sayın Bakanla konuşulan yol, Anadolu Bulvarı’nın devamı olan ve ODTÜ’nün sınır bölgesinden kuzey-güney doğrultusunda geçen yol değil, Eskişehir Yoluna paralel olarak doğu-batı yönünde ODTÜ’nün içinden geçmesi istenen bir başka yoldur" açıklamasında bulundu.

ODTÜ basın merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Bakan Bayraktar’ın basın mensuplarına yaptığı açıklamaya dayanarak, "ODTÜ içinde bir yol açacağız, ODTÜ rektörünü davet ettim, ‘Sen talepte bulun’ dedim. Kendisi talep ettiği halde ODTÜ yine eylem yapıyor" şeklinde bir ifadeye haberlerde yer verildiği anımsatıldı.

Basında yer aldığı şekliyle, ODTÜ Yerleşkesinden geçirilmesi planlanan iki yolun karıştırıldığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"ODTÜ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında, Sayın Bakan’ın daveti üzerine 2011 yılı yaz aylarında yapılan görüşmede konuşulan yol, Anadolu Bulvarı’nın devamı olan ve ODTÜ’nün sınır bölgesinden kuzey-güney doğrultusunda geçen yol değil, Eskişehir Yoluna paralel olarak doğu-batı yönünde ODTÜ’nün içinden geçmesi istenen bir başka yoldur. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 2007'de plana koyduğu ve doğu-batı yönünde hemzemin olarak (yüzeyden) geçtiği için kampüsü ikiye bölecek olan Eskişehir Yolu’na paralel bu yol, Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Bu durum aynı toplantıda Sayın Bakan’a aktarılmıştır. Eskişehir Yoluna paralel olan yolun, ODTÜ’nün Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmalarında da savunduğu gibi, hemzemin olarak (yüzeyden) değil bir tünel olarak yapılması Sayın Bakan tarafından da uygun görülmüştür. Bu ikinci yol Bakanlık onayına sunulan planda tünel olarak yer almıştır."

Bayraktar ile yapılan görüşmeden sonra, Anadolu Bulvarı’nın devamı olan yol ile ilgili bir plan değişikliğinin yapılmadığı vurgulanarak, basında yer alan ifadelerin, diğer yolla ilgili olduğunun düşünüldüğü kaydedildi.

Açıklamada, "Anadolu Bulvarı’nın devamı olan yolun, doğal çevre ile 100. Yıl-Çiğdem mahallelerinin sosyal dokusu ve fiziksel çevresi üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin yetkililer tarafından değerlendirilmesinin, bölge sakinleri ile görüşülmesinin ve mümkün olan proje iyileştirmelerinin sorunun çözümüne katkı sağlayacağını düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulunuldu.

> ODTÜ’den Bakan Bayraktar’a yanıt

ODTÜ’den Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın dünkü yol güzergahı açıklamasına yanıt geldi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın kampüs arazisindeki yol güzergahıyla ilgili açıklamaları üzerine, "Sayın Bakanla konuşulan yol, Anadolu Bulvarı’nın devamı olan ve ODTÜ’nün sınır bölgesinden kuzey-güney doğrultusunda geçen yol değil, Eskişehir Yoluna paralel olarak doğu-batı yönünde ODTÜ’nün içinden geçmesi istenen bir başka yoldur" açıklamasında bulundu.

ODTÜ basın merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Bakan Bayraktar’ın basın mensuplarına yaptığı açıklamaya dayanarak, "ODTÜ içinde bir yol açacağız, ODTÜ rektörünü davet ettim, ‘Sen talepte bulun’ dedim. Kendisi talep ettiği halde ODTÜ yine eylem yapıyor" şeklinde bir ifadeye haberlerde yer verildiği anımsatıldı.

Basında yer aldığı şekliyle, ODTÜ Yerleşkesinden geçirilmesi planlanan iki yolun karıştırıldığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"ODTÜ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında, Sayın Bakan’ın daveti üzerine 2011 yılı yaz aylarında yapılan görüşmede konuşulan yol, Anadolu Bulvarı’nın devamı olan ve ODTÜ’nün sınır bölgesinden kuzey-güney doğrultusunda geçen yol değil, Eskişehir Yoluna paralel olarak doğu-batı yönünde ODTÜ’nün içinden geçmesi istenen bir başka yoldur. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 2007'de plana koyduğu ve doğu-batı yönünde hemzemin olarak (yüzeyden) geçtiği için kampüsü ikiye bölecek olan Eskişehir Yolu’na paralel bu yol, Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Bu durum aynı toplantıda Sayın Bakan’a aktarılmıştır. Eskişehir Yoluna paralel olan yolun, ODTÜ’nün Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmalarında da savunduğu gibi, hemzemin olarak (yüzeyden) değil bir tünel olarak yapılması Sayın Bakan tarafından da uygun görülmüştür. Bu ikinci yol Bakanlık onayına sunulan planda tünel olarak yer almıştır."

Bayraktar ile yapılan görüşmeden sonra, Anadolu Bulvarı’nın devamı olan yol ile ilgili bir plan değişikliğinin yapılmadığı vurgulanarak, basında yer alan ifadelerin, diğer yolla ilgili olduğunun düşünüldüğü kaydedildi.

Açıklamada, "Anadolu Bulvarı’nın devamı olan yolun, doğal çevre ile 100. Yıl-Çiğdem mahallelerinin sosyal dokusu ve fiziksel çevresi üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin yetkililer tarafından değerlendirilmesinin, bölge sakinleri ile görüşülmesinin ve mümkün olan proje iyileştirmelerinin sorunun çözümüne katkı sağlayacağını düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulunuldu.

Son Güncelleme: Salı, 17 Eylül 2013 08:24

Gösterim: 1306

MEB'in okullarda serbest kıyafet veya okul forması giyilmesi kararını velilere bırakmasının ardından, okullar anket çalışmalarına devam ediyor. Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak.

Okul kıyafeti için 4 yılda bir anket yapılacakMilli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), okullarda serbest kıyafet veya okul forması giyilmesi kararını velilere bırakmasının ardından, okullar anket çalışmalarını sürdürüyor.

Bakanlık, öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelikte temmuz ayında değişikliğe giderek, tüm okullarda, okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, yönetmelikteki sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde 50'sinden fazlasının muvafakatı alınarak okul kıyafeti veya kıyafetlerinin belirlenebilmesine karar vermişti.

Bu karar doğrultusunda okullar velilerin cevaplaması için anket hazırladı. Velilerden ''serbest kıyafet'' veya ''okul forması'' tercihlerinden birisini yapmaları isteniyor.

Okullara yeni kayıt olan öğrenci velileri, bu anketi kayıt işlemleri esnasında yanıtladı. Alınan karar doğrultusunda belirlenen kıyafet uygulaması ise bu yeni eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlandı.

En geç 15 gün içinde sonuçlanması planlanıyor

Yeni kayıt olan öğrencilerin dışındaki öğrenci velileri ise kıyafet tercihlerini, yine anket yoluyla yeni eğitim öğretim yılının başladığı bu ilk hafta boyunca bildirecek.

Okullar velilerin yanıtlaması için hazırladıkları anketi farklı yollarla uyguluyor. Bazı okullar kendi web sitelerinde hazırladıkları anketi velilerin cevaplamasını isterken, bazıları da velilerin bizzat okullara gelerek tercihini yapmasını istiyor.

Velilere bu çalışma sırasında, bakanlığın, öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde yaptığı düzenleme hakkında bilgi veriliyor. Veliler ayrıca, okul forması ile serbest kıyafet olması durumunda uyulması gereken kurallar hakkında da bilgilendiriliyor.

Bakanlık, anket çalışmalarının dün itibariyle en geç 15 gün içinde sonuçlandırılmasını öngörüyor.

Her bir okulda aynı tip kıyafet olacak

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan kılık kıyafet genelgesine göre, okullarda kılık ve kıyafet uygulamasında velilerce yapılacak anket neticesinde çoğunluk kararına göre uygun görülecek kılık ve kıyafetlere tüm öğrencilerin uyması sağlanacak.

Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak.

Velilerin çoğunluk kararına göre okul forması tercih edilirse 2012-2013 eğitim öğretim yılındaki formalar kullanılacak.

Alınan karar, serbest rekabet ortamında, fırsat eşitliği sağlamak amacıyla okulların ilan panolarıyla web sayfalarında duyurulacak.

Her bir okulda aynı tip kıyafet olması kaydıyla okullar arasında farklılıkların olmasına fırsat verilecek.

Öğrenci kılık ve kıyafetleri, kız ve erkekler için ayrı ayrı renklerde seçilebilecek. Kıyafetlerde sade ve düz renk tercih edilecek. 

Velilere ağır ekonomik külfet getiren kılık ve kıyafet giyme zorunluluğundan kaçınılacak.

> Okul kıyafeti için 4 yılda bir anket yapılacak

MEB'in okullarda serbest kıyafet veya okul forması giyilmesi kararını velilere bırakmasının ardından, okullar anket çalışmalarına devam ediyor. Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak.

Okul kıyafeti için 4 yılda bir anket yapılacakMilli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), okullarda serbest kıyafet veya okul forması giyilmesi kararını velilere bırakmasının ardından, okullar anket çalışmalarını sürdürüyor.

Bakanlık, öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelikte temmuz ayında değişikliğe giderek, tüm okullarda, okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, yönetmelikteki sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde 50'sinden fazlasının muvafakatı alınarak okul kıyafeti veya kıyafetlerinin belirlenebilmesine karar vermişti.

Bu karar doğrultusunda okullar velilerin cevaplaması için anket hazırladı. Velilerden ''serbest kıyafet'' veya ''okul forması'' tercihlerinden birisini yapmaları isteniyor.

Okullara yeni kayıt olan öğrenci velileri, bu anketi kayıt işlemleri esnasında yanıtladı. Alınan karar doğrultusunda belirlenen kıyafet uygulaması ise bu yeni eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlandı.

En geç 15 gün içinde sonuçlanması planlanıyor

Yeni kayıt olan öğrencilerin dışındaki öğrenci velileri ise kıyafet tercihlerini, yine anket yoluyla yeni eğitim öğretim yılının başladığı bu ilk hafta boyunca bildirecek.

Okullar velilerin yanıtlaması için hazırladıkları anketi farklı yollarla uyguluyor. Bazı okullar kendi web sitelerinde hazırladıkları anketi velilerin cevaplamasını isterken, bazıları da velilerin bizzat okullara gelerek tercihini yapmasını istiyor.

Velilere bu çalışma sırasında, bakanlığın, öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde yaptığı düzenleme hakkında bilgi veriliyor. Veliler ayrıca, okul forması ile serbest kıyafet olması durumunda uyulması gereken kurallar hakkında da bilgilendiriliyor.

Bakanlık, anket çalışmalarının dün itibariyle en geç 15 gün içinde sonuçlandırılmasını öngörüyor.

Her bir okulda aynı tip kıyafet olacak

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan kılık kıyafet genelgesine göre, okullarda kılık ve kıyafet uygulamasında velilerce yapılacak anket neticesinde çoğunluk kararına göre uygun görülecek kılık ve kıyafetlere tüm öğrencilerin uyması sağlanacak.

Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak.

Velilerin çoğunluk kararına göre okul forması tercih edilirse 2012-2013 eğitim öğretim yılındaki formalar kullanılacak.

Alınan karar, serbest rekabet ortamında, fırsat eşitliği sağlamak amacıyla okulların ilan panolarıyla web sayfalarında duyurulacak.

Her bir okulda aynı tip kıyafet olması kaydıyla okullar arasında farklılıkların olmasına fırsat verilecek.

Öğrenci kılık ve kıyafetleri, kız ve erkekler için ayrı ayrı renklerde seçilebilecek. Kıyafetlerde sade ve düz renk tercih edilecek. 

Velilere ağır ekonomik külfet getiren kılık ve kıyafet giyme zorunluluğundan kaçınılacak.

Son Güncelleme: Salı, 17 Eylül 2013 11:39

Gösterim: 2865

Milli Eğitim Bakanlığı, tek dersten başarısızlığı nedeniyle mezun olamayan lise son sınıf öğrencilerine tek ders sınavına girme hakkı getirdi.

lise tek ders sınavıMilli Eğitim Bakanlığı (MEB), tek dersten başarısızlığı nedeniyle mezun olamayan lise son sınıf öğrencilerine tek ders sınavına girme hakkı getirdi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan ''tek ders sınavı'' konulu genelgede, ortaöğretim kurumlarının 2012-2013 eğitim öğretim yılı sürecinde gerçekleştirilen ölçme ve değerlendirme uygulamaları sonucunda az sayıda da olsa son sınıf öğrencisinin tek dersten başarısızlıkları nedeniyle mezun olamadıklarının tespit edildiği belirtildi.

Tek dersten başarısızlığı nedeniyle ortaöğretim kurumlarından mezun olamayan son sınıf öğrencilerinin, başarısız olduğu dersin hangi sınıfa ait olduğuna bakılmaksızın valiliklerce belirlenecek tarihlerde, tek ders sınavına alınmaları kararlaştırıldı.

 



> Lise son sınıflara tek ders sınavı hakkı

Milli Eğitim Bakanlığı, tek dersten başarısızlığı nedeniyle mezun olamayan lise son sınıf öğrencilerine tek ders sınavına girme hakkı getirdi.

lise tek ders sınavıMilli Eğitim Bakanlığı (MEB), tek dersten başarısızlığı nedeniyle mezun olamayan lise son sınıf öğrencilerine tek ders sınavına girme hakkı getirdi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan ''tek ders sınavı'' konulu genelgede, ortaöğretim kurumlarının 2012-2013 eğitim öğretim yılı sürecinde gerçekleştirilen ölçme ve değerlendirme uygulamaları sonucunda az sayıda da olsa son sınıf öğrencisinin tek dersten başarısızlıkları nedeniyle mezun olamadıklarının tespit edildiği belirtildi.

Tek dersten başarısızlığı nedeniyle ortaöğretim kurumlarından mezun olamayan son sınıf öğrencilerinin, başarısız olduğu dersin hangi sınıfa ait olduğuna bakılmaksızın valiliklerce belirlenecek tarihlerde, tek ders sınavına alınmaları kararlaştırıldı.

 



Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Eylül 2013 15:00

Gösterim: 1541


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.