Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Geçtiğimiz yıl 30 Nisan'da Iğdır'a giden Başbakan Erdoğan ile görüşen ve 'SBS'de Türkiye birincisi olacağım' diyen İlköğretim Okulu 8'incisi sınıf öğrencisi 500 tam puan alarak verdiği sözü tuttu.
Geçtiğimiz yıl 30 Nisan'da Iğdır'a giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen ve 'SBS'de Türkiye birincisi olacağım' diyen Hüsnü Mustafa Özyeğin İlköğretim Okulu 8'incisi sınıf öğrencisi Fatma Nur Güneş, 500 tam puan alarak verdiği sözü tuttu
Dursun-Hayal Güneş çiftinin 4 çocuğundan biri olan 14 yaşındaki Fatma Nur Güneş , havalimanın açılışı için Iğdır'a gelecek olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı büyük bir heyecanla beklediğini söyledi. Başbakana verdiği sözü tuttuğunu gururla anlatan Fatma Nur Güneş, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışını yaptığı Fen Lisesini ablam Tuğçe birincilikle kazanmıştı. Başbakanla burada tesadüfen tanışma fırsatı bulduk. Ayaküstü sohbet ettik. Derslerimi sordu bende çok iyi olduğunu söyledim. Sonra kızı Sümeyya'yı çağırdı, tanıştırdı. Ben başbakanımıza SBS sınavlarında 500 tam puan alarak Türkiye birincisi olacağımı söyledim. Sınav sonuçları açıklandı ve 500 tam puan aldığımı öğrenince sevinçten havalara uçtum. Çünkü başbakana verdiğim sözü tutmuştum" dedi.
Kızı Fatma'nın 6'ncı sınıfta 498.615, 7'nci sınıfta ise 491.581 puan aldığını hatırlatan ve Ziraat Mühendisi olarak görev yapan Dursun Güneş, "Son sınıfta aldığı 500 tam puan bizi çok sevindirdi. Çünkü başbakana verdiği sözü yerine getirdi. Havalimanı açılışı için cuma günü Iğdır'a gelecek olan Başbakanla görüşüp bu haberi vermek istiyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bugün çeşitli temaslarda bulunmak için Iğdır'da bulunacak. Erdoğan'ın Fatma Nur Güneş ile de görüşmesi bekleniyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Geçtiğimiz yıl 30 Nisan'da Iğdır'a giden Başbakan Erdoğan ile görüşen ve 'SBS'de Türkiye birincisi olacağım' diyen İlköğretim Okulu 8'incisi sınıf öğrencisi 500 tam puan alarak verdiği sözü tuttu.
Geçtiğimiz yıl 30 Nisan'da Iğdır'a giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen ve 'SBS'de Türkiye birincisi olacağım' diyen Hüsnü Mustafa Özyeğin İlköğretim Okulu 8'incisi sınıf öğrencisi Fatma Nur Güneş, 500 tam puan alarak verdiği sözü tuttu
Dursun-Hayal Güneş çiftinin 4 çocuğundan biri olan 14 yaşındaki Fatma Nur Güneş , havalimanın açılışı için Iğdır'a gelecek olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı büyük bir heyecanla beklediğini söyledi. Başbakana verdiği sözü tuttuğunu gururla anlatan Fatma Nur Güneş, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışını yaptığı Fen Lisesini ablam Tuğçe birincilikle kazanmıştı. Başbakanla burada tesadüfen tanışma fırsatı bulduk. Ayaküstü sohbet ettik. Derslerimi sordu bende çok iyi olduğunu söyledim. Sonra kızı Sümeyya'yı çağırdı, tanıştırdı. Ben başbakanımıza SBS sınavlarında 500 tam puan alarak Türkiye birincisi olacağımı söyledim. Sınav sonuçları açıklandı ve 500 tam puan aldığımı öğrenince sevinçten havalara uçtum. Çünkü başbakana verdiğim sözü tutmuştum" dedi.
Kızı Fatma'nın 6'ncı sınıfta 498.615, 7'nci sınıfta ise 491.581 puan aldığını hatırlatan ve Ziraat Mühendisi olarak görev yapan Dursun Güneş, "Son sınıfta aldığı 500 tam puan bizi çok sevindirdi. Çünkü başbakana verdiği sözü yerine getirdi. Havalimanı açılışı için cuma günü Iğdır'a gelecek olan Başbakanla görüşüp bu haberi vermek istiyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bugün çeşitli temaslarda bulunmak için Iğdır'da bulunacak. Erdoğan'ın Fatma Nur Güneş ile de görüşmesi bekleniyor.
Son Güncelleme: Cuma, 13 Temmuz 2012 13:45
Gösterim: 1973
Demokrat Eğitimciler Sendikası’ndan(DES), göreve geldiğinden bu yana eğitim sisteminde tartışılan değişimlere imza atan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e destek geldi.
Demokrat Eğitimciler Sendikası’ndan(DES), göreve geldiğinden bu yana eğitim sisteminde tartışılan değişimlere imza atan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e destek geldi. Sendikanın Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitime çeki düzen verme, çağdaş, demokratik ve bilimsel bir temele oturtma konusunda sonuna kadar haklı. Eğitimde, daha çok yapılması gerekenler ve alınması gereken kararlar var. Sistemin bir an önce toparlanması gerekiyor. Aydınlık ve güçlü bir gelecek için eğitim reformları şarttır” dedi. Avcı, öğretmenlere uygulanacak performansın iki katına kadar maaşlara yansıması önerisinde bulundu.
Demokratik Eğitimciler Sendikası Araştırma Merkezi(DESAM) tarafından Ankara’da düzenlediği “Eğitim ve Paradigmalar” panelinde konuşan Avcı, eğitimde yapılan reformlara karşı çıkanların pek çoğunun “statükoculuk” oynadığını ileri sürdü. Avcı, tartışılan düzenlemelere imza atan Milli eğitim bakanı Ömer Dinçer' e destek çıkarak, “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitime çeki düzen verme, çağdaş, demokratik ve bilimsel bir temele oturtma konusunda sonuna kadar haklı. Çünkü deniz bitmiş artık gidecek yer yok. Bu anlamda kararlı ve cesur adımlar atılıyor ki eğitimde daha çok yapılması gereken ve alınması gereken kararlar var. Çünkü çok zaman kaybedilmiş ve sistemin bir an önce toparlanması gerekiyor. Aydınlık ve güçlü bir gelecek için eğitim reformları şarttır” diye konuştu.
"Eğitime etik ruh katılmalı"
Eğitim sisteminin bilimdışı dayatma ve dogmalardan kurtulmasıyla Türkiye'nin önünün açılacağını vurgulayan Avcı, “Eğitim sistemine dönük eleştirilerin, ideolojik değil pedagojik gerekçelerle yapılması gerekir. Bugün ülkemizde uygulanan eğitim sistemi sanayi devrimi dönemine takılıp kalmıştır ve obsesiftir. Eğitim sisteminin anaokulundan üniversiteye kadar baştan sona kadar yeniden formatlanması ve demokratikleştirilmesi gerekir” dedi. Konuşmasında, eğitim sisteminin bir hayat şekli de kazandırmayı amaçladığını hatırlatan Avcı, “Türk eğitim sisteminin en büyük zaaflarından birisi de öğrenciye özgüven ve yaratıcılık kazandıramamasıdır. Özentisiz, girişimci ruhun arkasında özgün bir eğitim sistemi yatar. Lise ve üniversiteden mezun gençlerimizin kendi işini kurma yerine, devletten iş beklemesi, eğitim sistemimizin bunu sağlayamadığının ispatıdır. Bugün halkımızın büyük ihtiyacı olduğuna inandığım birbirlerine tolerans gösteren, empati kuran, kendisiyle ve insanlarla barışık, ahlaklı ve topluma faydalı diplomalı insanlar yetiştirmek için eğitim sistemimize, öğrencilerin akademik gelişiminden daha çok etik gelişimini önemseyen bir ruh kazandırmalıyız” ifadelerini kullandı. Avcı, Türkiye’nin yılda ortalama 700 milyon dolardan fazla parayı yurtdışında okuyan öğrenciler için dışarıya gönderdiğini söyleyen Avcı, rekabetin artırılarak bu durumun engellenmesi için Türkiye’de vakıf üniversitelerinin önünün açılmasının ve özel okulculuğun devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
İyi öğretmene iki kat maaş önerisi
Konuşmasında, öğretmenlere ve akademisyenlere performans kriterlerinin maddi olarak uygulanması gerektiğini savunan Avcı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in düşük performanslı öğretmenlere düşük maaş, yüksek performanslı öğretmenlere de diğerlerinin 2 katına kadar yüksek maaş öngören bir düzenleme getirmesi gerektiğini, bu durumda eğitim sisteminde verim ve kalitenin artacağını, dershane mecburiyetinin büyük oranda azalacağını söyledi.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Demokrat Eğitimciler Sendikası’ndan(DES), göreve geldiğinden bu yana eğitim sisteminde tartışılan değişimlere imza atan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e destek geldi.
Demokrat Eğitimciler Sendikası’ndan(DES), göreve geldiğinden bu yana eğitim sisteminde tartışılan değişimlere imza atan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e destek geldi. Sendikanın Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitime çeki düzen verme, çağdaş, demokratik ve bilimsel bir temele oturtma konusunda sonuna kadar haklı. Eğitimde, daha çok yapılması gerekenler ve alınması gereken kararlar var. Sistemin bir an önce toparlanması gerekiyor. Aydınlık ve güçlü bir gelecek için eğitim reformları şarttır” dedi. Avcı, öğretmenlere uygulanacak performansın iki katına kadar maaşlara yansıması önerisinde bulundu.
Demokratik Eğitimciler Sendikası Araştırma Merkezi(DESAM) tarafından Ankara’da düzenlediği “Eğitim ve Paradigmalar” panelinde konuşan Avcı, eğitimde yapılan reformlara karşı çıkanların pek çoğunun “statükoculuk” oynadığını ileri sürdü. Avcı, tartışılan düzenlemelere imza atan Milli eğitim bakanı Ömer Dinçer' e destek çıkarak, “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitime çeki düzen verme, çağdaş, demokratik ve bilimsel bir temele oturtma konusunda sonuna kadar haklı. Çünkü deniz bitmiş artık gidecek yer yok. Bu anlamda kararlı ve cesur adımlar atılıyor ki eğitimde daha çok yapılması gereken ve alınması gereken kararlar var. Çünkü çok zaman kaybedilmiş ve sistemin bir an önce toparlanması gerekiyor. Aydınlık ve güçlü bir gelecek için eğitim reformları şarttır” diye konuştu.
"Eğitime etik ruh katılmalı"
Eğitim sisteminin bilimdışı dayatma ve dogmalardan kurtulmasıyla Türkiye'nin önünün açılacağını vurgulayan Avcı, “Eğitim sistemine dönük eleştirilerin, ideolojik değil pedagojik gerekçelerle yapılması gerekir. Bugün ülkemizde uygulanan eğitim sistemi sanayi devrimi dönemine takılıp kalmıştır ve obsesiftir. Eğitim sisteminin anaokulundan üniversiteye kadar baştan sona kadar yeniden formatlanması ve demokratikleştirilmesi gerekir” dedi. Konuşmasında, eğitim sisteminin bir hayat şekli de kazandırmayı amaçladığını hatırlatan Avcı, “Türk eğitim sisteminin en büyük zaaflarından birisi de öğrenciye özgüven ve yaratıcılık kazandıramamasıdır. Özentisiz, girişimci ruhun arkasında özgün bir eğitim sistemi yatar. Lise ve üniversiteden mezun gençlerimizin kendi işini kurma yerine, devletten iş beklemesi, eğitim sistemimizin bunu sağlayamadığının ispatıdır. Bugün halkımızın büyük ihtiyacı olduğuna inandığım birbirlerine tolerans gösteren, empati kuran, kendisiyle ve insanlarla barışık, ahlaklı ve topluma faydalı diplomalı insanlar yetiştirmek için eğitim sistemimize, öğrencilerin akademik gelişiminden daha çok etik gelişimini önemseyen bir ruh kazandırmalıyız” ifadelerini kullandı. Avcı, Türkiye’nin yılda ortalama 700 milyon dolardan fazla parayı yurtdışında okuyan öğrenciler için dışarıya gönderdiğini söyleyen Avcı, rekabetin artırılarak bu durumun engellenmesi için Türkiye’de vakıf üniversitelerinin önünün açılmasının ve özel okulculuğun devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
İyi öğretmene iki kat maaş önerisi
Konuşmasında, öğretmenlere ve akademisyenlere performans kriterlerinin maddi olarak uygulanması gerektiğini savunan Avcı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in düşük performanslı öğretmenlere düşük maaş, yüksek performanslı öğretmenlere de diğerlerinin 2 katına kadar yüksek maaş öngören bir düzenleme getirmesi gerektiğini, bu durumda eğitim sisteminde verim ve kalitenin artacağını, dershane mecburiyetinin büyük oranda azalacağını söyledi.
(milliyet)
Son Güncelleme: Cuma, 13 Temmuz 2012 12:16
Gösterim: 3000
Yükseköğretim Genel Kurulu 2012 yılının 15. toplantısında; eğitim, kadro, mevzuat ve Vakıf Üniversiteleri Koordinasyon komisyonları raporlarının yanı sıra bazı gündem maddelerini görüşerek karara bağlandı. Genel Kurul kararlarına göre, 2012-ÖSYS’de yerleştirme puanlarının hesaplanmasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınacak.
YÖK’ün internet sitesinden yapılan açıklamada, 6353 sayılı kanunla 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na eklenen geçici madde 62’de “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki ilk yükseköğretime giriş ve yerleştirme işlemlerine münhasır olmak üzere, bu Kanunun 45’inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (d) ve (f) bentleri uyarınca adayların merkezi sınavlardan almış olduğu puanlara ilave edilecek ortaöğretim başarı puanları Yükseköğretim Kurulunca belirlenmiş usul ve esaslara göre hesaplanır' hükmünün bulunduğu hatırlatıldı.
YÖK’ten yapılan açıklama şöyle:
“Yükseköğretim Kurulunca 2547 sayılı Kanunun 45’inci maddesi uyarınca bu konuya ilişkin usul ve esaslar en son 17 Mayıs 2012 tarihli ve 2012.11.623 sayılı karar ile aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve ÖSYM 2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu’nda yer almıştır. Buna göre; 2012-ÖSYS’de yerleştirme puanlarının hesaplanmasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınacaktır. Türkiye geneli değerlendirmeye esas alınarak, ortaöğretim bitirme notları (100 üzerinden diploma notu) 5 ile çarpılarak Ortaöğretim Başarı Puanına (OBP) dönüştürülecektir. Böylece, 50 olan en düşük diploma notu için OBP 250 olacak, en yüksek 100 olan diploma notu için de OBP 500 olacaktır… Bu şekilde hesaplanan Ortaöğretim Başarı Puanının yüzde onikisi (0,12) merkezi sınavdan alınan puana eklenerek adayın yerleştirme puanı hesaplanacaktır.”
Açıklamada, bir sonraki genel kurul toplantısının 16-17-18 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılacağı bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yükseköğretim Genel Kurulu 2012 yılının 15. toplantısında; eğitim, kadro, mevzuat ve Vakıf Üniversiteleri Koordinasyon komisyonları raporlarının yanı sıra bazı gündem maddelerini görüşerek karara bağlandı. Genel Kurul kararlarına göre, 2012-ÖSYS’de yerleştirme puanlarının hesaplanmasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınacak.
YÖK’ün internet sitesinden yapılan açıklamada, 6353 sayılı kanunla 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na eklenen geçici madde 62’de “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki ilk yükseköğretime giriş ve yerleştirme işlemlerine münhasır olmak üzere, bu Kanunun 45’inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (d) ve (f) bentleri uyarınca adayların merkezi sınavlardan almış olduğu puanlara ilave edilecek ortaöğretim başarı puanları Yükseköğretim Kurulunca belirlenmiş usul ve esaslara göre hesaplanır' hükmünün bulunduğu hatırlatıldı.
YÖK’ten yapılan açıklama şöyle:
“Yükseköğretim Kurulunca 2547 sayılı Kanunun 45’inci maddesi uyarınca bu konuya ilişkin usul ve esaslar en son 17 Mayıs 2012 tarihli ve 2012.11.623 sayılı karar ile aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve ÖSYM 2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu’nda yer almıştır. Buna göre; 2012-ÖSYS’de yerleştirme puanlarının hesaplanmasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınacaktır. Türkiye geneli değerlendirmeye esas alınarak, ortaöğretim bitirme notları (100 üzerinden diploma notu) 5 ile çarpılarak Ortaöğretim Başarı Puanına (OBP) dönüştürülecektir. Böylece, 50 olan en düşük diploma notu için OBP 250 olacak, en yüksek 100 olan diploma notu için de OBP 500 olacaktır… Bu şekilde hesaplanan Ortaöğretim Başarı Puanının yüzde onikisi (0,12) merkezi sınavdan alınan puana eklenerek adayın yerleştirme puanı hesaplanacaktır.”
Açıklamada, bir sonraki genel kurul toplantısının 16-17-18 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılacağı bildirildi.
Son Güncelleme: Cuma, 13 Temmuz 2012 10:44
Gösterim: 1809
Üç SBS’de de 500 tam puan alan adaylar birinci olamazken, satranç şampiyonluğu bir adaya birincilik getirdi. Diğer taraftan şampiyonluk bekleyen bir başka adayın ise sınav cevap kağıdı kaybolduğu için sınavı iptal oldu.
2010 ve 2011 SBS’lerde 500 tam puan alarak dereceye giren Melike Şevval Çelik, yine 500 tam puanla alarak dereceye girmeyi beklerken, sınavının iptal olduğunu öğrenerek, şok geçirdi. Özel Çamlıca Bilfen Koleji öğrencisi olan Çelik, yaşadığı şoku üzerinden atamazken, ailesi durumun düzeltilmesi için hemen Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Yetkili mercilerden yapılan açıklamada aileye sınav cevap kâğıdının Bakanlığa ulaşmadığı, kayıp olduğu söylendi ve sorumlu kişilerle ilgili idari dava açarak haklarını arayabilecekleri belirtildi. Ancak yapılan araştırmalarda öğrencinin sınava katıldığına dair tutanakların yetkili makamlarda olduğu ortaya çıktı.
Başarı mı derece mi?
Türkiye onu SBS şampiyonu olarak tanıdı. Ancak diğer şampiyonlardan farklı olarak 500 tam puan değil, 507.424 puan alarak birincilik koltuğuna oturdu. Satrançta Avrupa 2’ncisi olması nedeniyle ek puan alan Nezihe Ezgi Menzi bir ilke imza atarken, yeni bir tartışmanın da kapılarını araladı. Akademik bilginin ölçüldüğü bir sınavda farklı alanlardaki başarılar etkili olmalı mı? Bir yanda 7 ve 8’nci sınıflarda tam puan 6’ncı sınıfta ise 491.697 puan aldığı halde satranç şampiyonluğunun getirdiği ek puanlarla birinci olan Menzi, diğer yanda tam puan aldıkları halde ikinciliği paylaşan 18 öğrenci.
- Bilfen Okulları Genel Koordinatörü Nurşen Kayatürk: “SBS ve OYP sonuçlarının açıklandığında hepimizi şaşkına çeviren bir sonuçla karşılaştık. 3 yıl boyunca 6, 7 ve 8’nci sınıflarda girdikleri tüm sınavlarda tüm soruları doğru yapıp okullarındaki en yüksek başarıyı yakalayarak 500 tam puan alan 18 öğrencinin ikinciliği paylaştığını gördük. Bu büyük başarıyı yakalayan 18 öğrenci ikinciliği paylaşırken sadece 7 ve 8’nci sınıfta tam puan alan öğrencinin birinci olması çok şaşırtıcıydı. Bu büyük başarıyı yakaladıkları halde, 7 ve 8’nci sınıfta aldığı ek puanlarla bir öğrencinin birinci olması ne kadar doğru. Seviye belirleme sınavı kapsamında ölçülen akademik başarının, yarışmada elde edilen dereceye yenik düşürülmesinin doğru bir yaklaşım olmadığı açıkca görülüyor.”
- Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevat Celep: “Sınavın dışında başka bir alanda başarılı olan öğrenciye ek puan verilecekse bu ek puan aldığı alanda eğitim alacaksa olmalı. Eğer bu ek puan genel başarısına katılacaksa diğer öğrencilere haksızlık olur.
- Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Güneş: “Satranç becerisi çok yönlü düşünmeyi getirir. Düşünme, anlama, sorgulama gibi çok farklı alanlarda zihin becerisini geliştirir. Zihin becerisi de diğer derslere aktarıldığında öğrenci başarısını artırır. Başarı sadece satranç oynamakla olmaz ama öğrenci bu beceriyi diğer dallara aktarır. Bu da bizim desteklediğimiz bir şey. Ancak bunun için öğrenciye ek puan verilmez. Diğer öğrencilere haksızlık yapılmış olur.”
- Uğur Dershaneleri Genel Müdürü Alparslan Alemdar: “Ülkemizde böyle başarılar gösteren kişilerin sayısı çok fazla değil. Bu gibi etkinlikleri teşvik etmek için ek puan verilmeli. Okul demek sınav demek değildir. Öğrencinin bir üst okula giderken sadece sınav başarısını ölçmek doğru değil. Türkiye genelinde yapılan yarışmalarda elde edilen, uluslararası yarışmada alınan bir sonuç var ortada. Burada bir kayırma yok. Çocuklarımızın çok yönlü olmasını sağlayan bir teşviktir bu.”
- Bahçeşehir Lisesi Müdürü Serpil Eren: “Ek puan uygulamasına karşı değilim. Çocukların farklı alanlarda başarıları da değerlendirilmeli. Onere edici, yüreklendirici, cesaret veren bir olay. Aynı şey üniversite sınavında da yapılıyor. İlköğretim öğrencilerine neden yapılmasın?”
Cumhurbaşkanlığı’na yazdılar
Melike Şevval Çelik’in ailesi ve okulu hatanın düzeltilmesi için yetkili makamlara müracaatlarını sürdürüyorlar. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı’na da bir mail gönderdiler. Mailde, yaşadıkları hayal kırıklığını şöyle dile getirdiler: “Melike Şevval Çelik 2010 ve 2011 SBS’lerde tam puan alarak dereceye girmiştir. Bugün açıklanan SBS’de de tam puanla derece beklerken ekranda sınav sonucunun iptal olduğu yazıyor. MEB’i aradığımızda sınav cevap kâğıdının Bakanlığa ulaşmadığını, kayıp olduğunu söyleyerek, sorumlu kişilerle ilgili idari dava açarak hakkınızı arayın dediler.
Sadece Bakanlığa itiraz dilekçesine 10 günde cevap gelirken, idari davalarla sonucu bekleyene kadar iş işten geçmiş olacak. Geceli gündüzlü tam puan almak için çalışan öğrencinin hakkının karşılığı, sınav cevap kağıdının yetkili ve sorumlu kişilerce kaybedilmesi yüzünden yenmiş oluyor.”
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üç SBS’de de 500 tam puan alan adaylar birinci olamazken, satranç şampiyonluğu bir adaya birincilik getirdi. Diğer taraftan şampiyonluk bekleyen bir başka adayın ise sınav cevap kağıdı kaybolduğu için sınavı iptal oldu.
2010 ve 2011 SBS’lerde 500 tam puan alarak dereceye giren Melike Şevval Çelik, yine 500 tam puanla alarak dereceye girmeyi beklerken, sınavının iptal olduğunu öğrenerek, şok geçirdi. Özel Çamlıca Bilfen Koleji öğrencisi olan Çelik, yaşadığı şoku üzerinden atamazken, ailesi durumun düzeltilmesi için hemen Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Yetkili mercilerden yapılan açıklamada aileye sınav cevap kâğıdının Bakanlığa ulaşmadığı, kayıp olduğu söylendi ve sorumlu kişilerle ilgili idari dava açarak haklarını arayabilecekleri belirtildi. Ancak yapılan araştırmalarda öğrencinin sınava katıldığına dair tutanakların yetkili makamlarda olduğu ortaya çıktı.
Başarı mı derece mi?
Türkiye onu SBS şampiyonu olarak tanıdı. Ancak diğer şampiyonlardan farklı olarak 500 tam puan değil, 507.424 puan alarak birincilik koltuğuna oturdu. Satrançta Avrupa 2’ncisi olması nedeniyle ek puan alan Nezihe Ezgi Menzi bir ilke imza atarken, yeni bir tartışmanın da kapılarını araladı. Akademik bilginin ölçüldüğü bir sınavda farklı alanlardaki başarılar etkili olmalı mı? Bir yanda 7 ve 8’nci sınıflarda tam puan 6’ncı sınıfta ise 491.697 puan aldığı halde satranç şampiyonluğunun getirdiği ek puanlarla birinci olan Menzi, diğer yanda tam puan aldıkları halde ikinciliği paylaşan 18 öğrenci.
- Bilfen Okulları Genel Koordinatörü Nurşen Kayatürk: “SBS ve OYP sonuçlarının açıklandığında hepimizi şaşkına çeviren bir sonuçla karşılaştık. 3 yıl boyunca 6, 7 ve 8’nci sınıflarda girdikleri tüm sınavlarda tüm soruları doğru yapıp okullarındaki en yüksek başarıyı yakalayarak 500 tam puan alan 18 öğrencinin ikinciliği paylaştığını gördük. Bu büyük başarıyı yakalayan 18 öğrenci ikinciliği paylaşırken sadece 7 ve 8’nci sınıfta tam puan alan öğrencinin birinci olması çok şaşırtıcıydı. Bu büyük başarıyı yakaladıkları halde, 7 ve 8’nci sınıfta aldığı ek puanlarla bir öğrencinin birinci olması ne kadar doğru. Seviye belirleme sınavı kapsamında ölçülen akademik başarının, yarışmada elde edilen dereceye yenik düşürülmesinin doğru bir yaklaşım olmadığı açıkca görülüyor.”
- Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevat Celep: “Sınavın dışında başka bir alanda başarılı olan öğrenciye ek puan verilecekse bu ek puan aldığı alanda eğitim alacaksa olmalı. Eğer bu ek puan genel başarısına katılacaksa diğer öğrencilere haksızlık olur.
- Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Güneş: “Satranç becerisi çok yönlü düşünmeyi getirir. Düşünme, anlama, sorgulama gibi çok farklı alanlarda zihin becerisini geliştirir. Zihin becerisi de diğer derslere aktarıldığında öğrenci başarısını artırır. Başarı sadece satranç oynamakla olmaz ama öğrenci bu beceriyi diğer dallara aktarır. Bu da bizim desteklediğimiz bir şey. Ancak bunun için öğrenciye ek puan verilmez. Diğer öğrencilere haksızlık yapılmış olur.”
- Uğur Dershaneleri Genel Müdürü Alparslan Alemdar: “Ülkemizde böyle başarılar gösteren kişilerin sayısı çok fazla değil. Bu gibi etkinlikleri teşvik etmek için ek puan verilmeli. Okul demek sınav demek değildir. Öğrencinin bir üst okula giderken sadece sınav başarısını ölçmek doğru değil. Türkiye genelinde yapılan yarışmalarda elde edilen, uluslararası yarışmada alınan bir sonuç var ortada. Burada bir kayırma yok. Çocuklarımızın çok yönlü olmasını sağlayan bir teşviktir bu.”
- Bahçeşehir Lisesi Müdürü Serpil Eren: “Ek puan uygulamasına karşı değilim. Çocukların farklı alanlarda başarıları da değerlendirilmeli. Onere edici, yüreklendirici, cesaret veren bir olay. Aynı şey üniversite sınavında da yapılıyor. İlköğretim öğrencilerine neden yapılmasın?”
Cumhurbaşkanlığı’na yazdılar
Melike Şevval Çelik’in ailesi ve okulu hatanın düzeltilmesi için yetkili makamlara müracaatlarını sürdürüyorlar. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı’na da bir mail gönderdiler. Mailde, yaşadıkları hayal kırıklığını şöyle dile getirdiler: “Melike Şevval Çelik 2010 ve 2011 SBS’lerde tam puan alarak dereceye girmiştir. Bugün açıklanan SBS’de de tam puanla derece beklerken ekranda sınav sonucunun iptal olduğu yazıyor. MEB’i aradığımızda sınav cevap kâğıdının Bakanlığa ulaşmadığını, kayıp olduğunu söyleyerek, sorumlu kişilerle ilgili idari dava açarak hakkınızı arayın dediler.
Sadece Bakanlığa itiraz dilekçesine 10 günde cevap gelirken, idari davalarla sonucu bekleyene kadar iş işten geçmiş olacak. Geceli gündüzlü tam puan almak için çalışan öğrencinin hakkının karşılığı, sınav cevap kağıdının yetkili ve sorumlu kişilerce kaybedilmesi yüzünden yenmiş oluyor.”
(milliyet)
Son Güncelleme: Cuma, 13 Temmuz 2012 11:05
Gösterim: 2189
Meclis’in tatile girmeden önce yoğun bir tempoyla çıkardığı 12 kanun, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayının ardından dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
ÖSYM’nin yapacağı mal ve hizmet alımları Kamu İhale Kanunu dışına çıkarıldı. ÖSYM, faaliyetleriyle ilgili şirket kurabilecek. Soruların hazırlandığı, basıldığı, muhafaza edildiği ve sınavların yapıldığı binalarda sınav öncesi ve esnasında sinyal karıştırıcı cihazla güvenlik sağlanacak
Çoğunluğu uluslararası sözleşme olan 12 kanunla birlikte birçok alanda değişiklik getiren torba düzenlemeler de yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemeler özetle şöyle:
Sigara yasakları
Tütün ürünü ihtiva eden veya etmeyen nargile de 18 yaşını doldurmamış kişilere satılamayacak, tüketimlerine sunulamayacak. Sigara veya nargilenin resim, amblem ve logolarını, sigara firmaları dışındaki sektörler kullanamayacak. Hiçbir ürünün üzerinde tütün ürünlerini çağrıştıran işaret ve renk bulunamayacak. Kapısının önüne nargile resmi koyan cafelere yüksek para cezaları kesilecek..
Terör mağdurlarına maaş
Erbaş ve erlerin tedavileri, sosyal güvenlik kurumunca karşılanacak. Ancak genel sağlık sigortası kapsamında olmayanların giderleri, bağlı oldukları askeri kurumdan tahsil edilecek. Terör eylemleri sebebiyle malul olan sivil vatandaşların kendileri ile hayatını kaybedenlerin yakınlarına, SGK tarafından aylık bağlanacak.
Sezaryene sınırlama
Gebe veya bebek için sadece tıbbi zorunluluk halinde doğum, sezaryen ile yaptırılacak. Tedbir alınmasına rağmen anne veya bebekte meydana gelecek istenmeyen sonuçlardan dolayı hekim sorumlu tutulamayacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Meclis’in tatile girmeden önce yoğun bir tempoyla çıkardığı 12 kanun, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayının ardından dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
ÖSYM’nin yapacağı mal ve hizmet alımları Kamu İhale Kanunu dışına çıkarıldı. ÖSYM, faaliyetleriyle ilgili şirket kurabilecek. Soruların hazırlandığı, basıldığı, muhafaza edildiği ve sınavların yapıldığı binalarda sınav öncesi ve esnasında sinyal karıştırıcı cihazla güvenlik sağlanacak
Çoğunluğu uluslararası sözleşme olan 12 kanunla birlikte birçok alanda değişiklik getiren torba düzenlemeler de yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemeler özetle şöyle:
Sigara yasakları
Tütün ürünü ihtiva eden veya etmeyen nargile de 18 yaşını doldurmamış kişilere satılamayacak, tüketimlerine sunulamayacak. Sigara veya nargilenin resim, amblem ve logolarını, sigara firmaları dışındaki sektörler kullanamayacak. Hiçbir ürünün üzerinde tütün ürünlerini çağrıştıran işaret ve renk bulunamayacak. Kapısının önüne nargile resmi koyan cafelere yüksek para cezaları kesilecek..
Terör mağdurlarına maaş
Erbaş ve erlerin tedavileri, sosyal güvenlik kurumunca karşılanacak. Ancak genel sağlık sigortası kapsamında olmayanların giderleri, bağlı oldukları askeri kurumdan tahsil edilecek. Terör eylemleri sebebiyle malul olan sivil vatandaşların kendileri ile hayatını kaybedenlerin yakınlarına, SGK tarafından aylık bağlanacak.
Sezaryene sınırlama
Gebe veya bebek için sadece tıbbi zorunluluk halinde doğum, sezaryen ile yaptırılacak. Tedbir alınmasına rağmen anne veya bebekte meydana gelecek istenmeyen sonuçlardan dolayı hekim sorumlu tutulamayacak.
Son Güncelleme: Cuma, 13 Temmuz 2012 10:34
Gösterim: 2077