Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Üniversite öğrencisi 7 mühendis adayı, hidrojen yakıt pili sistemiyle çalışan otomobil yaptı.
Yaklaşık 100 bin liraya mal olan ve Hitit krallarından Pithana'nın adı verilen hidromobil enerjili araç, atık olarak egzoz gazı yerine yalnızca su buharı çıkararak çevreci yönüyle dikkati çekiyor. Öğrencilerin yaptığı araç, yüksek basınçlı yakıt tüpünde saklanan hidrojeni havadaki oksijenle birleştirerek elektrik enerjisi oluşturan sistemle çalışıyor ve atık olarak yalnızca su buharı çıkarıyor.
Aracın iç dış tasarımını, bağlantı parçalarını, flaşörlerini, jantlarını, direksiyonunu ve pedallarını kendileri yapan öğrenciler, motor, akü ve yakıt pilini Çorumlu sponsorların katkısıyla temin etti. Önde 2, arkada 1 olmak üzere 3 tekerlekle hareket eden araç, saatte
Çevreci ''Hitit kralı Pithana'' yollarda
Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İrfan Kurtbaş, ''Pithana''nın, temiz enerji teknolojisine katkı yapmak isteyen mühendis adaylarının oluşturduğu grubun çabalarıyla yapıldığını söyledi. Öğrencilerin bu girişiminin başlangıçta kendilerini maliyet yönünden korkuttuğunu ifade eden Kurtbaş, ''Ancak öğrencilerimizin gayretiyle sanayimizden ve özel girişimcilerimizden destek bulduk. Bu da cesaretimizi artırdı. Projenin hayata geçirilmesinde öğrencilerimizin çok büyük katkıları oldu. Araç bittikten sonra güzel tepkiler aldık. Şevkimiz ve hevesimiz bir kat daha arttı. Öğrencilerim gerçekten çok özverili çalışmalar yaptı'' dedi.
Projenin toplam maliyetinin 100 bin lira olduğunu belirten Kurtbaş, maliyetin 40 bin liradan fazlasınını üniversite tarafından karşılandığını, geri kalan kısmının da Çorum Belediyesi ve sponsorların desteğiyle sağlandığını belirtti.
''Pithana'' ile İzmir'de düzenlenen ve 20 üniversitenin yer aldığı TÜBİTAK destekli hidromobil yarışlarına katıldıklarını ve burada üçüncü olduklarını bildiren Kurtbaş, daha iyi dereceler almayı hedeflediklerini söyledi.
Aracı yapan öğrencilerin takım lideri Makine Mühendisliği son sınıf öğrencisi Ayhan Hacıoğlu ise yeni kurulmuş üniversitelerinde bir hayali gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını söyledi.
Proje aşamasında sıkıntı çektiklerini ancak aldıkları destekle projelerini sonlandırdıklarını ifade eden Hacıoğlu, ''Ev arkadaşımla böyle bir projeyi gerçekleştirmeye karar verdik. Toplam 7 arkadaş olarak yolumuza devam ettik. Kimya, elektrik ve makine mühendisliğinde okuyan arkadaşlarımızla bir grup oluşturduk. Başlangıçta yarışa katılan üniversitelerin tecrübelerinden faydalandık. 'Projenin maliyetini toplayabilir miyiz' diye endişelendik. Tasarımın ardından Çorum'daki firmalarla görüştük. Aldığımız destekle projemizi tamamladık'' diye konuştu.
Projeye ''tamamen sıfırdan başladıklarını'' vurgulayan Makine Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Merve Altay da projeyi tamamlamanın mutluluğunu yaşadıklarını, yapılacak yarışmalarda birinciliği hedeflediklerini söyledi.
Makine Mühendisliği yüksek lisans öğrencisi Mehmet Şener ise ''projeyle tarih ve geleceği Pithana isminde birleştirdiklerini'' kaydetti.
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversite öğrencisi 7 mühendis adayı, hidrojen yakıt pili sistemiyle çalışan otomobil yaptı.
Yaklaşık 100 bin liraya mal olan ve Hitit krallarından Pithana'nın adı verilen hidromobil enerjili araç, atık olarak egzoz gazı yerine yalnızca su buharı çıkararak çevreci yönüyle dikkati çekiyor. Öğrencilerin yaptığı araç, yüksek basınçlı yakıt tüpünde saklanan hidrojeni havadaki oksijenle birleştirerek elektrik enerjisi oluşturan sistemle çalışıyor ve atık olarak yalnızca su buharı çıkarıyor.
Aracın iç dış tasarımını, bağlantı parçalarını, flaşörlerini, jantlarını, direksiyonunu ve pedallarını kendileri yapan öğrenciler, motor, akü ve yakıt pilini Çorumlu sponsorların katkısıyla temin etti. Önde 2, arkada 1 olmak üzere 3 tekerlekle hareket eden araç, saatte
Çevreci ''Hitit kralı Pithana'' yollarda
Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İrfan Kurtbaş, ''Pithana''nın, temiz enerji teknolojisine katkı yapmak isteyen mühendis adaylarının oluşturduğu grubun çabalarıyla yapıldığını söyledi. Öğrencilerin bu girişiminin başlangıçta kendilerini maliyet yönünden korkuttuğunu ifade eden Kurtbaş, ''Ancak öğrencilerimizin gayretiyle sanayimizden ve özel girişimcilerimizden destek bulduk. Bu da cesaretimizi artırdı. Projenin hayata geçirilmesinde öğrencilerimizin çok büyük katkıları oldu. Araç bittikten sonra güzel tepkiler aldık. Şevkimiz ve hevesimiz bir kat daha arttı. Öğrencilerim gerçekten çok özverili çalışmalar yaptı'' dedi.
Projenin toplam maliyetinin 100 bin lira olduğunu belirten Kurtbaş, maliyetin 40 bin liradan fazlasınını üniversite tarafından karşılandığını, geri kalan kısmının da Çorum Belediyesi ve sponsorların desteğiyle sağlandığını belirtti.
''Pithana'' ile İzmir'de düzenlenen ve 20 üniversitenin yer aldığı TÜBİTAK destekli hidromobil yarışlarına katıldıklarını ve burada üçüncü olduklarını bildiren Kurtbaş, daha iyi dereceler almayı hedeflediklerini söyledi.
Aracı yapan öğrencilerin takım lideri Makine Mühendisliği son sınıf öğrencisi Ayhan Hacıoğlu ise yeni kurulmuş üniversitelerinde bir hayali gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını söyledi.
Proje aşamasında sıkıntı çektiklerini ancak aldıkları destekle projelerini sonlandırdıklarını ifade eden Hacıoğlu, ''Ev arkadaşımla böyle bir projeyi gerçekleştirmeye karar verdik. Toplam 7 arkadaş olarak yolumuza devam ettik. Kimya, elektrik ve makine mühendisliğinde okuyan arkadaşlarımızla bir grup oluşturduk. Başlangıçta yarışa katılan üniversitelerin tecrübelerinden faydalandık. 'Projenin maliyetini toplayabilir miyiz' diye endişelendik. Tasarımın ardından Çorum'daki firmalarla görüştük. Aldığımız destekle projemizi tamamladık'' diye konuştu.
Projeye ''tamamen sıfırdan başladıklarını'' vurgulayan Makine Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Merve Altay da projeyi tamamlamanın mutluluğunu yaşadıklarını, yapılacak yarışmalarda birinciliği hedeflediklerini söyledi.
Makine Mühendisliği yüksek lisans öğrencisi Mehmet Şener ise ''projeyle tarih ve geleceği Pithana isminde birleştirdiklerini'' kaydetti.
(haber7)
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Mart 2012 10:52
Gösterim: 2090
İtalya’da bir İsviçre Okulu'nda Türk kadınını aşağılayan ırkçı ifadelerin yer almasını Sabah Gazetesi gündeme getirmişti. Bunun üzerine başlatılan soruşturma çerçevesinde İtalyan hükümetine bağlı ırkçılıkla savaş kuruluşları da okula uyarı verdi ve ifadeler kaldırıldı.
İtalya'nın başkenti Roma'daki İsviçre okulunda, Türk kadınının eğitim düzeyini ve entelektüel kapasitesini aşağılayan ırkçı metinle ilgili, Sabah'ın öncülük ettiği kampanya sonuç verdi. Türk öğrenci Selin Ansaldo'nun okuduğu sınıfta Almanca dersinde dikte ettirilen ve Türk kadınını aşağılayan ırkçı metin için İtalyan hükümeti harekete geçti. Başbakanlığa bağlı Irkçı Ayrımcılıkla Mücadele Ulusal Ünitesi (UNAR), etnik kimlikler karşısında önyargılı materyallerin müfredattan kaldırılması ve öğretmenlerin daha sıkı denetlenmesi konusunda İsviçre okulunu uyardı.
RESMİ MAKAMLAR UYARDI
İsviçre ve İtalya'daki resmi kuruluşlar, Sabah muhabiri Yasemin Taşkın'ın kızı da olan Selin Ansaldo'nun okuduğu okulun 3'üncü sınıfında, Almanca öğretmeni Roger Schumacher tarafından dikte ettirilen metnin, yabancı düşmanlığını teşvik ettiğini kabul etti. UNAR, okul yönetiminden ayrımcı bir karaktere sahip bulduğu bu ırkçı metni müfredattan çıkarmasını istedi. İsviçre Okulu'nda Türk kadınlarını aşağılayan metinle ilgili İtalyan hükümeti de tavrını koydu. Almanca öğretmeni Schumacher'i savunan Okul Müdürü Edwin Züger ve Yönetim Kurulu Üyeleri, UNAR tarafından uyarıldı. UNAR'ın uyarısında, bu olayın hiçbir etnik, din ve milliyet farkı göstermeksizin hoşgörü ve barış içinde ortak yaşam değerlerini temel alması gereken bir eğitim kurumunda gerçekleşmesinin vahameti de vurgulandı. Okulun ayrıca bu seneden başlayarak İtalya Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği şiddet, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ile mücadele haftasına aktif bir şekilde katılması istendi.
HUKUKİ DESTEK...
UNAR, olay hakkında başlattığı soruşturma sonucunda okulu sert bir şekilde kınadı ve yabancı düşmanlığını körükleyen bu metni Almanca dersinde dikte etmek zorunda kalan Selin ve ailesine her türlü hukuki girişimde destek olma garantisi verdi. UNAR, İtalyan ve AB yasaları ile uluslararası konvansiyonlar çerçevesinde bu muameleye maruz kalan Taşkın- Ansaldo ailesinin hukuki haklarının saklı olduğunu da hatırlattı. Türk Dışişleri Bakanlığı Bern Büyükelçiliği'nin girişimleri ile hâlihazırda beş kantonda okutulan kitap, Kamu Eğitimi Kanton Müdürleri'nin federasyon toplantısında da gündeme geldi. İsviçre söz konusu kitabın müfredattan kaldırılmasını değerlendiriyor.
(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İtalya’da bir İsviçre Okulu'nda Türk kadınını aşağılayan ırkçı ifadelerin yer almasını Sabah Gazetesi gündeme getirmişti. Bunun üzerine başlatılan soruşturma çerçevesinde İtalyan hükümetine bağlı ırkçılıkla savaş kuruluşları da okula uyarı verdi ve ifadeler kaldırıldı.
İtalya'nın başkenti Roma'daki İsviçre okulunda, Türk kadınının eğitim düzeyini ve entelektüel kapasitesini aşağılayan ırkçı metinle ilgili, Sabah'ın öncülük ettiği kampanya sonuç verdi. Türk öğrenci Selin Ansaldo'nun okuduğu sınıfta Almanca dersinde dikte ettirilen ve Türk kadınını aşağılayan ırkçı metin için İtalyan hükümeti harekete geçti. Başbakanlığa bağlı Irkçı Ayrımcılıkla Mücadele Ulusal Ünitesi (UNAR), etnik kimlikler karşısında önyargılı materyallerin müfredattan kaldırılması ve öğretmenlerin daha sıkı denetlenmesi konusunda İsviçre okulunu uyardı.
RESMİ MAKAMLAR UYARDI
İsviçre ve İtalya'daki resmi kuruluşlar, Sabah muhabiri Yasemin Taşkın'ın kızı da olan Selin Ansaldo'nun okuduğu okulun 3'üncü sınıfında, Almanca öğretmeni Roger Schumacher tarafından dikte ettirilen metnin, yabancı düşmanlığını teşvik ettiğini kabul etti. UNAR, okul yönetiminden ayrımcı bir karaktere sahip bulduğu bu ırkçı metni müfredattan çıkarmasını istedi. İsviçre Okulu'nda Türk kadınlarını aşağılayan metinle ilgili İtalyan hükümeti de tavrını koydu. Almanca öğretmeni Schumacher'i savunan Okul Müdürü Edwin Züger ve Yönetim Kurulu Üyeleri, UNAR tarafından uyarıldı. UNAR'ın uyarısında, bu olayın hiçbir etnik, din ve milliyet farkı göstermeksizin hoşgörü ve barış içinde ortak yaşam değerlerini temel alması gereken bir eğitim kurumunda gerçekleşmesinin vahameti de vurgulandı. Okulun ayrıca bu seneden başlayarak İtalya Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği şiddet, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ile mücadele haftasına aktif bir şekilde katılması istendi.
HUKUKİ DESTEK...
UNAR, olay hakkında başlattığı soruşturma sonucunda okulu sert bir şekilde kınadı ve yabancı düşmanlığını körükleyen bu metni Almanca dersinde dikte etmek zorunda kalan Selin ve ailesine her türlü hukuki girişimde destek olma garantisi verdi. UNAR, İtalyan ve AB yasaları ile uluslararası konvansiyonlar çerçevesinde bu muameleye maruz kalan Taşkın- Ansaldo ailesinin hukuki haklarının saklı olduğunu da hatırlattı. Türk Dışişleri Bakanlığı Bern Büyükelçiliği'nin girişimleri ile hâlihazırda beş kantonda okutulan kitap, Kamu Eğitimi Kanton Müdürleri'nin federasyon toplantısında da gündeme geldi. İsviçre söz konusu kitabın müfredattan kaldırılmasını değerlendiriyor.
(sabah)
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Mart 2012 10:24
Gösterim: 1897
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Kemer İlçe teşkilatını ziyaretinde yaptığı konuşmada iktidarın Cumhurbaşkanlığı görev süresini 7 yıla çıkarma gayretleri ve eğitim sistemindeki 4+4+4 teklifini eleştirdi.
Deniz Baykal, iktidarın Cumhurbaşkanlığı görev süresini kanunla uzatmaya çalışmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu, 4+4+4 teklifiyle de 8 yıl zorunlu eğitimin 12 yıla çıkmadığını, aslında 8 yıllık zorunlu eğitimin parçalanmak istendiğini ileri sürdü.
Baykal, bir partilinin eğitimde 4+4+4 konusundaki sorusu üzerine, Türkiye'nin 8 yıllık temel eğitimle çok önemli bir eğitim reformu gerçekleştirdiğini belirtti. Deniz Baykal, bütün dünyada hemen hemen her ülkenin temel eğitimi 8 yıl hatta 10 yıla çıkardığını, temel eğitim süresi kararının belli siyasi, ideolojik zorlamalarla, demokratik olmayan yöntemlerle, zorla topluma dayatıldığı iddiasının geçerli olmadığını anlattı.
Baykal, konuşmasında şunları söyledi: "Bir defa herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki, 8 yıllık temel eğitim Türkiye'de 10 yıldan daha uzun bir sürede hazırlanmış oluşturulmuş, altyapısı ile ilgili adımları atılmış bir büyük Milli Proje'ydi, Milli Eğitim Projesi'ydi. Yani '8 yıla çıkarılması yanlış oldu, şimdi biz düzeltiyoruz' falan diyorlar yok böyle birşey."
Geçmişte, her parti döneminde Eğitim Şuraları yapıldığını anlatan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her parti bu kararı almış. Kim alıyor bu kararı, eğitimciler alıyor, bilim adamları alıyor. Türkiye'de '8 yıllık eğitime geçilsin' feryadı yükseliyordu kabul edilmeden önce. Ama siyasilar bir türlü bu büyük ihtiyacın gereğini yerine getirmedi. Buna rağmen altyapısı hazırlandı, Dünya Bankası'ndan bu projenin finansmanı için kaynak alındı, pilot proje uygulamaya geçildi. Bunun değerlendirmesi yapıldı,
sonuçları alındı ve gerekliliği anlaşıldı. 8 yıllık zorunlu eğitim projesi, CHP'nin çok büyük ısrarı ve kararlılığıyla 28 Şubat hükümetine dayatılmış, talep edilmiş bir projedir. Askerlerin talebi olarak gelmiş değildir, bu tamamen siyasi sürecin içinde CHP'nin talebi olmuştur. O hükümete girmedik, 8 yıllık eğitimden başka talebimiz olmadı. 8 yıllık zorunlu eğitim, tamamen demokratik bir süreç içinde kabul edildi. Şimdi bu getirilen proje, 8'i 12'ye çıkaran bir proje değil. Efendim 8'i iyi yaptınız,
aferim kutlarız, biz bunu 12 yapıyoruz' gibi sunmaya çalışıyorlar. 8, 12'ye çıkmıyor, 8 parçalanıyor. Bu 8'i parçalama projesidir. 8'i 12'ye çıkarıyor gibi gösterip kamufle edip 8'i bölmeye çalışıyorlar."
Okula başlama yaşının 7 olduğunu söyleyen Deniz Baykal, 6 yaşındaki çocuğun okul öncesi eğitime gitmesi gerektiğini belirterek bu sürecin çok önemli olduğunu, çocuğun kişilik, sosyal ilişkileri öğreneceğini ifade etti ancak yeni projeyle bunun mümkün olmayacağını söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Kemer İlçe teşkilatını ziyaretinde yaptığı konuşmada iktidarın Cumhurbaşkanlığı görev süresini 7 yıla çıkarma gayretleri ve eğitim sistemindeki 4+4+4 teklifini eleştirdi.
Deniz Baykal, iktidarın Cumhurbaşkanlığı görev süresini kanunla uzatmaya çalışmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu, 4+4+4 teklifiyle de 8 yıl zorunlu eğitimin 12 yıla çıkmadığını, aslında 8 yıllık zorunlu eğitimin parçalanmak istendiğini ileri sürdü.
Baykal, bir partilinin eğitimde 4+4+4 konusundaki sorusu üzerine, Türkiye'nin 8 yıllık temel eğitimle çok önemli bir eğitim reformu gerçekleştirdiğini belirtti. Deniz Baykal, bütün dünyada hemen hemen her ülkenin temel eğitimi 8 yıl hatta 10 yıla çıkardığını, temel eğitim süresi kararının belli siyasi, ideolojik zorlamalarla, demokratik olmayan yöntemlerle, zorla topluma dayatıldığı iddiasının geçerli olmadığını anlattı.
Baykal, konuşmasında şunları söyledi: "Bir defa herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki, 8 yıllık temel eğitim Türkiye'de 10 yıldan daha uzun bir sürede hazırlanmış oluşturulmuş, altyapısı ile ilgili adımları atılmış bir büyük Milli Proje'ydi, Milli Eğitim Projesi'ydi. Yani '8 yıla çıkarılması yanlış oldu, şimdi biz düzeltiyoruz' falan diyorlar yok böyle birşey."
Geçmişte, her parti döneminde Eğitim Şuraları yapıldığını anlatan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her parti bu kararı almış. Kim alıyor bu kararı, eğitimciler alıyor, bilim adamları alıyor. Türkiye'de '8 yıllık eğitime geçilsin' feryadı yükseliyordu kabul edilmeden önce. Ama siyasilar bir türlü bu büyük ihtiyacın gereğini yerine getirmedi. Buna rağmen altyapısı hazırlandı, Dünya Bankası'ndan bu projenin finansmanı için kaynak alındı, pilot proje uygulamaya geçildi. Bunun değerlendirmesi yapıldı,
sonuçları alındı ve gerekliliği anlaşıldı. 8 yıllık zorunlu eğitim projesi, CHP'nin çok büyük ısrarı ve kararlılığıyla 28 Şubat hükümetine dayatılmış, talep edilmiş bir projedir. Askerlerin talebi olarak gelmiş değildir, bu tamamen siyasi sürecin içinde CHP'nin talebi olmuştur. O hükümete girmedik, 8 yıllık eğitimden başka talebimiz olmadı. 8 yıllık zorunlu eğitim, tamamen demokratik bir süreç içinde kabul edildi. Şimdi bu getirilen proje, 8'i 12'ye çıkaran bir proje değil. Efendim 8'i iyi yaptınız,
aferim kutlarız, biz bunu 12 yapıyoruz' gibi sunmaya çalışıyorlar. 8, 12'ye çıkmıyor, 8 parçalanıyor. Bu 8'i parçalama projesidir. 8'i 12'ye çıkarıyor gibi gösterip kamufle edip 8'i bölmeye çalışıyorlar."
Okula başlama yaşının 7 olduğunu söyleyen Deniz Baykal, 6 yaşındaki çocuğun okul öncesi eğitime gitmesi gerektiğini belirterek bu sürecin çok önemli olduğunu, çocuğun kişilik, sosyal ilişkileri öğreneceğini ifade etti ancak yeni projeyle bunun mümkün olmayacağını söyledi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Mart 2012 11:06
Gösterim: 1693
4+4+4 eğitim sistemine karşı çıkan CHP yarın Tandoğan'da büyük bir miting düzenliyor. Yapılacak mitingin, Cumhuriyet Mitingi gibi olması bekleniyor.
Kamuoyunda "4+4+4 kesintili zorunlu eğitim kanunu" olarak bilinen yasanın Meclis Genel Kurulu'na geleceği gün CHP grup toplantısını Tandoğan Meydanı'nda yapacak. Grup toplantısına katılım profili ve teklifle ilgili sivil toplum örgütlerinden gelen tepkiler, 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini protesto etmek amacıyla düzenlenen “Cumhuriyet Mitinglerini" akıllara getirdi. Ergenekon Davası'na konu olan mitinglere katılan derneklerin önemli bölümü, zorunlu eğitimi kesintili olarak 12 yıla çıkaran yasa teklifine karşı açıklama yaparken, bazıları CHP’nin Tandoğan’daki grup toplantısına katılım kararı da aldı.
ADD’DEN KATILIN ÇAĞRISI
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), il, ilçe ve belde şube başkanlıklarına yaptığı duyuruda, Türk bayrakları ile Tandoğan’a katılım çağrısı yaptı. ADD duyurusunda, “Geleceğimizi karartan, bağımsızlığımız ile cumhuriyetimizi ve onun ilkelerini tehlikeye atan birçok sorunun yaşandığı yetmezmiş gibi, şimdi bir de iktidar tarafından ortaya atılan 4+4+4=12 yıllık eğitim olarak belirtilen, özünde kesintili ortaçağ eğitimi olarak adlandırabileceğimiz dayatma, toplumu sürekli gerilim içinde yaşamaya zorlamaktadır. Bu bağlamda; 27 Mart 2012 Salı günü, öğle saatlerinde demokratik kitle örgütlerinin de katılımı ile bu kez etkinliğimiz Ankara Tandoğan Meydanında gerçekleştirilecektir" denildi.
EYLEMLER SÜRECEK
ADD, teklif geri çekilene kadar etkinliklerin süreceğini belirtirken; Genel Merkez ve tüm şubelerden Türk bayraklarıyla Salı günkü Tandoğan eylemine geniş katılım yapılması istendi. Cumhuriyet mitinglerinde yer alan Türkiye Gençlik Birliği de, web sayfasından, Eğitim-İş’in ortak eylem çağrısını duyurdu schweizer-apotheke.de. Çağrıda, çalışanlar “teklifin Genel Kurul’a geldiği gün iş bırakma eylemi"ne davet edildi. Cumhuriyet Kadınları Derneği, teklifin kanunlaşmaması için Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e faks çekerek çağrıda bulundu.
ÇYDD’DEN VEKİLLERE: YASAYA ENGEL OLUN
Cumhuriyet mitingleri ile simgeleşen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) de, milletvekillerine teklifin yasalaşmasına “engel olma" çağrısında bulundu. ÇYDD ve yurt genelindeki tüm şubelerinden milletvekillerine “yasa teklifini kabul ederseniz tarih sizi bağışlamaz" çağrısı yapıldı.
Cumhuriyet mitinglerine destek veren İstanbul Barosu’nun, 4+4+4 ile ilgili duyurusunda, 19 Mayıs törenleri ve Gençliğe Hitabe ile ilgili tartışmalara göndermede bulundu.
CHP’DEN STK’LARA ÇAĞRI
CHP yönetiminden vatandaşların yanı sıra tüm sivil toplum örgütlerine katılım çağrısı yapıldı. CHP Genel Başkan Yardımcıları Nihat Matkap ve Erdoğan Toprak, tüm vatandaşlara çağrı yaparken, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, bütün sivil toplum örgütlerini Tandoğan’a çağırdı.
(haner7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
4+4+4 eğitim sistemine karşı çıkan CHP yarın Tandoğan'da büyük bir miting düzenliyor. Yapılacak mitingin, Cumhuriyet Mitingi gibi olması bekleniyor.
Kamuoyunda "4+4+4 kesintili zorunlu eğitim kanunu" olarak bilinen yasanın Meclis Genel Kurulu'na geleceği gün CHP grup toplantısını Tandoğan Meydanı'nda yapacak. Grup toplantısına katılım profili ve teklifle ilgili sivil toplum örgütlerinden gelen tepkiler, 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini protesto etmek amacıyla düzenlenen “Cumhuriyet Mitinglerini" akıllara getirdi. Ergenekon Davası'na konu olan mitinglere katılan derneklerin önemli bölümü, zorunlu eğitimi kesintili olarak 12 yıla çıkaran yasa teklifine karşı açıklama yaparken, bazıları CHP’nin Tandoğan’daki grup toplantısına katılım kararı da aldı.
ADD’DEN KATILIN ÇAĞRISI
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), il, ilçe ve belde şube başkanlıklarına yaptığı duyuruda, Türk bayrakları ile Tandoğan’a katılım çağrısı yaptı. ADD duyurusunda, “Geleceğimizi karartan, bağımsızlığımız ile cumhuriyetimizi ve onun ilkelerini tehlikeye atan birçok sorunun yaşandığı yetmezmiş gibi, şimdi bir de iktidar tarafından ortaya atılan 4+4+4=12 yıllık eğitim olarak belirtilen, özünde kesintili ortaçağ eğitimi olarak adlandırabileceğimiz dayatma, toplumu sürekli gerilim içinde yaşamaya zorlamaktadır. Bu bağlamda; 27 Mart 2012 Salı günü, öğle saatlerinde demokratik kitle örgütlerinin de katılımı ile bu kez etkinliğimiz Ankara Tandoğan Meydanında gerçekleştirilecektir" denildi.
EYLEMLER SÜRECEK
ADD, teklif geri çekilene kadar etkinliklerin süreceğini belirtirken; Genel Merkez ve tüm şubelerden Türk bayraklarıyla Salı günkü Tandoğan eylemine geniş katılım yapılması istendi. Cumhuriyet mitinglerinde yer alan Türkiye Gençlik Birliği de, web sayfasından, Eğitim-İş’in ortak eylem çağrısını duyurdu schweizer-apotheke.de. Çağrıda, çalışanlar “teklifin Genel Kurul’a geldiği gün iş bırakma eylemi"ne davet edildi. Cumhuriyet Kadınları Derneği, teklifin kanunlaşmaması için Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e faks çekerek çağrıda bulundu.
ÇYDD’DEN VEKİLLERE: YASAYA ENGEL OLUN
Cumhuriyet mitingleri ile simgeleşen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) de, milletvekillerine teklifin yasalaşmasına “engel olma" çağrısında bulundu. ÇYDD ve yurt genelindeki tüm şubelerinden milletvekillerine “yasa teklifini kabul ederseniz tarih sizi bağışlamaz" çağrısı yapıldı.
Cumhuriyet mitinglerine destek veren İstanbul Barosu’nun, 4+4+4 ile ilgili duyurusunda, 19 Mayıs törenleri ve Gençliğe Hitabe ile ilgili tartışmalara göndermede bulundu.
CHP’DEN STK’LARA ÇAĞRI
CHP yönetiminden vatandaşların yanı sıra tüm sivil toplum örgütlerine katılım çağrısı yapıldı. CHP Genel Başkan Yardımcıları Nihat Matkap ve Erdoğan Toprak, tüm vatandaşlara çağrı yaparken, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, bütün sivil toplum örgütlerini Tandoğan’a çağırdı.
(haner7)
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Mart 2012 09:56
Gösterim: 3046
Ataması yapılmayan öğretmenler Ankara’da Yüksel caddesinde basın açıklaması yaptı. Atanamadığı için intihar eden arkadaşları adına bu eylemi yaptıklarını söylediler.
Ataması yapılmayan öğretmenler, ''atanamaması nedeniyle intihar ettiğini öne sürdükleri'' öğretmen için eylem yaptı.
Yüksel Caddesi'nde ataması yapılmayan öğretmenler adına konuşan Hasan Çakır, Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 30 yaşındaki Esen Çelik'in 15 Mart günü apartmanın 5. katından atlayarak intihar ettiğini, Çelik'in ''ataması yapılmadığı için girdiği bunalım sonucu intihar eden 28. öğretmen olduğunu'' söyledi.
Bugüne kadar konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurduklarını ancak somut bir gelişme yaşanmadığını savunan Çakır, ''öğretmen atamalarının deneme tahtasına döndüğünü, seçim öncesinde verilen sözlerin yerine getirilmediğini'' öne sürdü.
Çakır, ''eşit işe eşit ücret uygulamasına karşın, sözleşmeli öğretmenlerin aynı işi yaptıkları kadrolu öğretmenlerden az ücretle çalıştıklarını, sigortalarının ayda 12 gün yatırıldığını'' anlattı.
Mücadelelerini tüzel bir kişiliğe büründürdüklerini belirten Çakır, ataması yapılmayan öğretmenleri, ''Ataması Yapılmayan Öğretmenler Derneği'' altında mücadeleye çağırdı.
Çakır, ''Tek derdimiz insanca bir yaşam için emeğimizin karşılığı olan öğretmenlik mesleğine kavuşmak, yarınımızı planlayabilmek, geleceğimize umutla bakabilmektir. Hükümetle siyasi bir hesaplaşmanın içerisinde değiliz'' dedi.
Açıklamanın ardından, ataması yapılmayan öğretmenler, intihar eden arkadaşları için saygı duruşunda bulundu.
Bu arada, ASSA Tiyatro grubundan oyuncular, canlandırdıkları ''heykel adamlarla'', ''Milli Eğitim Bakanlığı'nın konuya duyarsızlığını'' temsil etti.
(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ataması yapılmayan öğretmenler Ankara’da Yüksel caddesinde basın açıklaması yaptı. Atanamadığı için intihar eden arkadaşları adına bu eylemi yaptıklarını söylediler.
Ataması yapılmayan öğretmenler, ''atanamaması nedeniyle intihar ettiğini öne sürdükleri'' öğretmen için eylem yaptı.
Yüksel Caddesi'nde ataması yapılmayan öğretmenler adına konuşan Hasan Çakır, Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 30 yaşındaki Esen Çelik'in 15 Mart günü apartmanın 5. katından atlayarak intihar ettiğini, Çelik'in ''ataması yapılmadığı için girdiği bunalım sonucu intihar eden 28. öğretmen olduğunu'' söyledi.
Bugüne kadar konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurduklarını ancak somut bir gelişme yaşanmadığını savunan Çakır, ''öğretmen atamalarının deneme tahtasına döndüğünü, seçim öncesinde verilen sözlerin yerine getirilmediğini'' öne sürdü.
Çakır, ''eşit işe eşit ücret uygulamasına karşın, sözleşmeli öğretmenlerin aynı işi yaptıkları kadrolu öğretmenlerden az ücretle çalıştıklarını, sigortalarının ayda 12 gün yatırıldığını'' anlattı.
Mücadelelerini tüzel bir kişiliğe büründürdüklerini belirten Çakır, ataması yapılmayan öğretmenleri, ''Ataması Yapılmayan Öğretmenler Derneği'' altında mücadeleye çağırdı.
Çakır, ''Tek derdimiz insanca bir yaşam için emeğimizin karşılığı olan öğretmenlik mesleğine kavuşmak, yarınımızı planlayabilmek, geleceğimize umutla bakabilmektir. Hükümetle siyasi bir hesaplaşmanın içerisinde değiliz'' dedi.
Açıklamanın ardından, ataması yapılmayan öğretmenler, intihar eden arkadaşları için saygı duruşunda bulundu.
Bu arada, ASSA Tiyatro grubundan oyuncular, canlandırdıkları ''heykel adamlarla'', ''Milli Eğitim Bakanlığı'nın konuya duyarsızlığını'' temsil etti.
(sabah)
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Mart 2012 09:44
Gösterim: 2700