Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

ÖZ-DE-BİR 'Zorunlu Temel Eğitim'yasa tasarısı ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.

ZORUNLU EĞİTİMİ YENİDEN DÜZENLEYEN YASA TEKLİFİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİMİZ (2)

İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne İlişkin Görüşlerimizi genel bir bakış açısıyla kamuoyuyla paylaşmış ve  “Bu teklifin gerekçelerine ve getirmek istediği değişikliklere, siyaset dışı bir yaklaşımla özellikle de eğitim bilimleri gözlüğüyle bakanların söylediklerinin bizi daha doğru değerlendirmelere götüreceğini”  belirtmiştik.

27 yıldır eğitime hizmet veren bir Kurum olarak Zorunlu Eğitimi yeniden düzenleyen Yasa Teklifi Hakkındaki Önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak isteriz.

•          Zorunlu Eğitim okul öncesi eğitimi de kapsayacak biçimde 13 yıl olmalıdır.

•          Örgün eğitimde 8 yıldan daha az süre eğitime yol açacak uygulamalar toplumun eğitim düzeyini de gerileteceğinden 8 yıllık zorunlu ve kesintisizlik ilkesi korunmalıdır.

•          Zorunlu eğitimin 8. Sınıftan sonraki süreci açık öğretim kurumlarında tamamlanabilmeli; ancak zorunlu eğitimin tamamının örgün eğitimle sağlanması hedeflenmelidir.

•          8 Yıllık kesintisiz eğitim döneminde 5.ya da 6.sınıftan sonra toplumun beklentileri, eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda seçmeli dersler konulabilir.

•          Okul ortamlarının birlikte olmasının sakıncaları varsa bu sakıncaların yapılacak planlamalarla düzeltilmesi mümkündür (Farklı binalar ya da aynı binada farklı zaman düzenlemeleri v.b).

•          Mesleki eğitime ve çıraklığa yönlendirme yaşı dünyada gelişen eğilimlere de koşut olarak 14 yaşından aşağı olmamalıdır.

•          Yasa teklifine eklenen sınav sistemleriyle ilgili olarak öğrenci okul başarısının ağırlığını artıran düzenlemelerin de tartışılmaya ihtiyacı vardır. 

•          Zorunlu eğitimde yapılacak düzenlemelerin dershanelerin işine yarayacağına ilişkin değerlendirmeler için: Geçmişte 8 yıllık kesintisiz eğitimi,  dershanelerin aleyhine olmasına karşın desteklediğimizi hatırlatır; bu biçimiyle topluma sunulan kesintili eğitimin dershanelerin yararına olacağının görülmesine karşın ülkemizin yararına olacak kararların önceliğimiz olduğunu belirtmek isteriz.

Eğitimdeki değişiklikler ulusal, evrensel, bilimsel temelleriyle tartışılmalı, siyasal hedef ve beklentiler bu tartışmaların gerisinde tutulmalıdır.

Konunun kamuoyunda yeteri kadar tartışılacağına, toplumsal bir uzlaşma sağlanarak sonuçlandırılacağına olan inancımızı belirtiriz.

Faruk KÖPRÜLÜ

ÖZ-DE-BİR Yönetim Kurulu Başkanı

> ÖZ-DE-BİR eğitim tasarısını değerlendiriyor

ÖZ-DE-BİR 'Zorunlu Temel Eğitim'yasa tasarısı ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.

ZORUNLU EĞİTİMİ YENİDEN DÜZENLEYEN YASA TEKLİFİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİMİZ (2)

İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne İlişkin Görüşlerimizi genel bir bakış açısıyla kamuoyuyla paylaşmış ve  “Bu teklifin gerekçelerine ve getirmek istediği değişikliklere, siyaset dışı bir yaklaşımla özellikle de eğitim bilimleri gözlüğüyle bakanların söylediklerinin bizi daha doğru değerlendirmelere götüreceğini”  belirtmiştik.

27 yıldır eğitime hizmet veren bir Kurum olarak Zorunlu Eğitimi yeniden düzenleyen Yasa Teklifi Hakkındaki Önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak isteriz.

•          Zorunlu Eğitim okul öncesi eğitimi de kapsayacak biçimde 13 yıl olmalıdır.

•          Örgün eğitimde 8 yıldan daha az süre eğitime yol açacak uygulamalar toplumun eğitim düzeyini de gerileteceğinden 8 yıllık zorunlu ve kesintisizlik ilkesi korunmalıdır.

•          Zorunlu eğitimin 8. Sınıftan sonraki süreci açık öğretim kurumlarında tamamlanabilmeli; ancak zorunlu eğitimin tamamının örgün eğitimle sağlanması hedeflenmelidir.

•          8 Yıllık kesintisiz eğitim döneminde 5.ya da 6.sınıftan sonra toplumun beklentileri, eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda seçmeli dersler konulabilir.

•          Okul ortamlarının birlikte olmasının sakıncaları varsa bu sakıncaların yapılacak planlamalarla düzeltilmesi mümkündür (Farklı binalar ya da aynı binada farklı zaman düzenlemeleri v.b).

•          Mesleki eğitime ve çıraklığa yönlendirme yaşı dünyada gelişen eğilimlere de koşut olarak 14 yaşından aşağı olmamalıdır.

•          Yasa teklifine eklenen sınav sistemleriyle ilgili olarak öğrenci okul başarısının ağırlığını artıran düzenlemelerin de tartışılmaya ihtiyacı vardır. 

•          Zorunlu eğitimde yapılacak düzenlemelerin dershanelerin işine yarayacağına ilişkin değerlendirmeler için: Geçmişte 8 yıllık kesintisiz eğitimi,  dershanelerin aleyhine olmasına karşın desteklediğimizi hatırlatır; bu biçimiyle topluma sunulan kesintili eğitimin dershanelerin yararına olacağının görülmesine karşın ülkemizin yararına olacak kararların önceliğimiz olduğunu belirtmek isteriz.

Eğitimdeki değişiklikler ulusal, evrensel, bilimsel temelleriyle tartışılmalı, siyasal hedef ve beklentiler bu tartışmaların gerisinde tutulmalıdır.

Konunun kamuoyunda yeteri kadar tartışılacağına, toplumsal bir uzlaşma sağlanarak sonuçlandırılacağına olan inancımızı belirtiriz.

Faruk KÖPRÜLÜ

ÖZ-DE-BİR Yönetim Kurulu Başkanı

Son Güncelleme: Cuma, 02 Mart 2012 16:13

Gösterim: 2395

Çocuk Vakfı, TBMM Başkanlığı’na sunulan ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşülmekte olan ‘ Zorunlu Temel Eğitim’le ilgili kanun teklifi hakkında görüşünü açıkladı. Zorunlu Temel Eğitim’in 12 yıla çıkarılmasına yönelik kanun teklifi TBBM Başkanlığı’na sunulmadan önce eğitim bilimcilerin ve eğitimin bütün bileşenlerinin görüşünün alınması yanında toplumun bilgilendirilmesi gerekirdi.

Çocuk Vakfı’nın Zorunlu Temel Eğitim Kanun Teklifi Konusundaki Görüşü:

•          Zorunlu Temel Eğitim’in 12 yıla çıkarılması için 18 inci

Milli Eğitim Şûra’sında alınan karar ile verilen kanun teklifinin

hiçbir aşamasında çocuk görüşü alınmamış olması çocuğa saygı ve değer bakımından kaygı verici

•          Meslek lisesi öğrencilerinin yüksek öğrenimdeki ilgili

programlara yerleşebilmelerinin kolaylaştırıcı olması olumlu,

liselerde elde edilen puanların üniversitelerdeki geçişlerde

kullanılması yönü ise kanun teklifinin en zayıf yönü

•          Teklifle üniversite önceki eğitimin ilk defa yapısal açıdan

kökten düzenlenmesi olumlu

•          Kanun teklifinin, müfredat değişikliğine gidilmeden de olsa

eğitimi yapısal açıdan dönüştürecek, ( kademelerin adlandırılması kaydıyla ) esneklik, dinamiklik, çeşitlilik ve pedagojik zenginlik sağlayıcı

bir içerikte olması önemli

•          Türkiye’nin eğitim göstergeleri, son 10 yıldaki

gelişmeler ve fırsat eşitliğinin yakalanması da dikkate

alınarak okul öncesi eğitim zorunlu eğitime dahil edilmeli

•          Kız çocukları ve yoksul çocukların eğitim süreçlerinden

uzak kalmasını ve çocuk işgücü olarak istismar edilmelerini

önleyici tedbirler yasaya yansıtılmalı

•          Yönlendirmenin engellilerin kaynaştırma uygulamasını

olumsuz yönde etkilememesi için ayrışmayı önleyici düzenleme

yapılmalı

•          Kanun teklifi, eğitimin niteliğini artırıcı yaklaşımı içermiyor;

yapılandırıcı ve öğrenci merkezli vurguya rağmen teklifin

gerekçesi okul yaşlarına odaklı bir modele dayanıyor

•          Okul sistemi yerine her kademede programın uygulanacağı,

“öğrenenin merkezde” olacağı esnek  program odaklı

sistem vurgusu güçlendirilmeli

•          Sınıf kalıbı yerine ders geçme ve kredi derleme ile yönlenme

“yönlendirme” modeline dayalı uygulamaya vurgu yapılmalı

•          Zorunlu temel eğitim uygulama süreçleri sınav sayısını artıracak

yaklaşımdan uzak olmalı

•          Teklif, mevcut üniversite giriş sisteminde değişiklik yapılmasını

değil mevcut uygulamanın pekiştirilmesini sağlıyor

•          Zorunlu temel eğitim 1 yıl okul öncesi olmak üzere, büyüme ve

gelişme evrelerine uygun şekilde 13 yıl olarak düzenlenmeli ( 1+4+4+4 )

•          Yönlendirme  ikinci kademeden sonra yapılacak şekilde düzenlenmeli

•          Zorunlu temel eğitim ikinci kademeden itibaren açık öğretimle

ilişkilendirilmeli, bütün aşamalarında alternatif eğitim modellerine de

imkan sağlamalı

•          Yüksek öğretime giriş ve yerleştirmede öğretim kurumlarını

birincilikle bitiren adaylar için ayrı kontenjanlar belirlenmesi,

belli sanat ve spor dallarındaki üstün yetenekli öğrenciler ile

TÜBİTAK tarafından tespit edilecek uluslar arası bilimsel

yarışmalarda ödül kazanan öğrencilere sınırlı kontenjan ayrılması,

yeteneklerini geliştirecek ortam bulamamış öğrenciler bakımından

eşitlik ve ayrımcılık yapmama ilkelerine aykırı

NİÇİN EĞİTİM SİSTEMİNİN BÜTÜN YÖNLERİYLE YENİDEN YAPILANDIRILMASI ZORUNLUDUR?:

•          1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu eğitimin niteliğini

artırıcı yönde kökten yapılandırılmadan, mevcut müfredat,

öğretmen, fiziki ortam, eğitim materyali ve kaynak eğitimde zihniyet değişikliği

gerçekleşemez

•          Sürdürülmekte olan mesleki eğitim yeniden düzenlenmedikçe,

mevcut müfredat ve uygulama ile kademelendirilme ve

çeşitlendirilme yapılsa da nitelikli insan kaynağı ihtiyacı

karşılanamaz

•          Zorunlu temel eğitimin bütün aşamalarında her tür yeteneğin

gelişiminin desteklendiği; yetenekli bireylere merak, araştırma

 ve yaratıcılığa zemin oluşturan, ileri düzey öğrenme ortamları’nın

 doğal olarak sunulduğu ve bütün yeteneklerin değerlendirildiği,

 çoklu ve esnek modellerle örgün ve hayat boyu öğrenmeye

imkan sağlayan bir eğitim sistemi ile zihniyet değişimi açılımına

ihtiyaç vardır*

•          Temel eğitimin bütün kademeleri anayasal bir hak olarak,

 çocuğun gelişme ve yeteneklerini geliştirme hakkı çerçevesinde,

Devlet’in gözetiminde toplumun yapabilirliği ve katılımı ile

okul dışı özgün öğrenme ortamlarında alternatif eğitim yöntemleri

ve çoklu modellerin geliştirilmesini, yüksek öğrenimle

ilişkilendirilmesini ve köklü atılımların gündeme getirilmesini

öneriyoruz**

> Çocuk Vakfı’nın ‘Zorunlu Temel Eğitim’e yönelik görüşü

Çocuk Vakfı, TBMM Başkanlığı’na sunulan ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşülmekte olan ‘ Zorunlu Temel Eğitim’le ilgili kanun teklifi hakkında görüşünü açıkladı. Zorunlu Temel Eğitim’in 12 yıla çıkarılmasına yönelik kanun teklifi TBBM Başkanlığı’na sunulmadan önce eğitim bilimcilerin ve eğitimin bütün bileşenlerinin görüşünün alınması yanında toplumun bilgilendirilmesi gerekirdi.

Çocuk Vakfı’nın Zorunlu Temel Eğitim Kanun Teklifi Konusundaki Görüşü:

•          Zorunlu Temel Eğitim’in 12 yıla çıkarılması için 18 inci

Milli Eğitim Şûra’sında alınan karar ile verilen kanun teklifinin

hiçbir aşamasında çocuk görüşü alınmamış olması çocuğa saygı ve değer bakımından kaygı verici

•          Meslek lisesi öğrencilerinin yüksek öğrenimdeki ilgili

programlara yerleşebilmelerinin kolaylaştırıcı olması olumlu,

liselerde elde edilen puanların üniversitelerdeki geçişlerde

kullanılması yönü ise kanun teklifinin en zayıf yönü

•          Teklifle üniversite önceki eğitimin ilk defa yapısal açıdan

kökten düzenlenmesi olumlu

•          Kanun teklifinin, müfredat değişikliğine gidilmeden de olsa

eğitimi yapısal açıdan dönüştürecek, ( kademelerin adlandırılması kaydıyla ) esneklik, dinamiklik, çeşitlilik ve pedagojik zenginlik sağlayıcı

bir içerikte olması önemli

•          Türkiye’nin eğitim göstergeleri, son 10 yıldaki

gelişmeler ve fırsat eşitliğinin yakalanması da dikkate

alınarak okul öncesi eğitim zorunlu eğitime dahil edilmeli

•          Kız çocukları ve yoksul çocukların eğitim süreçlerinden

uzak kalmasını ve çocuk işgücü olarak istismar edilmelerini

önleyici tedbirler yasaya yansıtılmalı

•          Yönlendirmenin engellilerin kaynaştırma uygulamasını

olumsuz yönde etkilememesi için ayrışmayı önleyici düzenleme

yapılmalı

•          Kanun teklifi, eğitimin niteliğini artırıcı yaklaşımı içermiyor;

yapılandırıcı ve öğrenci merkezli vurguya rağmen teklifin

gerekçesi okul yaşlarına odaklı bir modele dayanıyor

•          Okul sistemi yerine her kademede programın uygulanacağı,

“öğrenenin merkezde” olacağı esnek  program odaklı

sistem vurgusu güçlendirilmeli

•          Sınıf kalıbı yerine ders geçme ve kredi derleme ile yönlenme

“yönlendirme” modeline dayalı uygulamaya vurgu yapılmalı

•          Zorunlu temel eğitim uygulama süreçleri sınav sayısını artıracak

yaklaşımdan uzak olmalı

•          Teklif, mevcut üniversite giriş sisteminde değişiklik yapılmasını

değil mevcut uygulamanın pekiştirilmesini sağlıyor

•          Zorunlu temel eğitim 1 yıl okul öncesi olmak üzere, büyüme ve

gelişme evrelerine uygun şekilde 13 yıl olarak düzenlenmeli ( 1+4+4+4 )

•          Yönlendirme  ikinci kademeden sonra yapılacak şekilde düzenlenmeli

•          Zorunlu temel eğitim ikinci kademeden itibaren açık öğretimle

ilişkilendirilmeli, bütün aşamalarında alternatif eğitim modellerine de

imkan sağlamalı

•          Yüksek öğretime giriş ve yerleştirmede öğretim kurumlarını

birincilikle bitiren adaylar için ayrı kontenjanlar belirlenmesi,

belli sanat ve spor dallarındaki üstün yetenekli öğrenciler ile

TÜBİTAK tarafından tespit edilecek uluslar arası bilimsel

yarışmalarda ödül kazanan öğrencilere sınırlı kontenjan ayrılması,

yeteneklerini geliştirecek ortam bulamamış öğrenciler bakımından

eşitlik ve ayrımcılık yapmama ilkelerine aykırı

NİÇİN EĞİTİM SİSTEMİNİN BÜTÜN YÖNLERİYLE YENİDEN YAPILANDIRILMASI ZORUNLUDUR?:

•          1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu eğitimin niteliğini

artırıcı yönde kökten yapılandırılmadan, mevcut müfredat,

öğretmen, fiziki ortam, eğitim materyali ve kaynak eğitimde zihniyet değişikliği

gerçekleşemez

•          Sürdürülmekte olan mesleki eğitim yeniden düzenlenmedikçe,

mevcut müfredat ve uygulama ile kademelendirilme ve

çeşitlendirilme yapılsa da nitelikli insan kaynağı ihtiyacı

karşılanamaz

•          Zorunlu temel eğitimin bütün aşamalarında her tür yeteneğin

gelişiminin desteklendiği; yetenekli bireylere merak, araştırma

 ve yaratıcılığa zemin oluşturan, ileri düzey öğrenme ortamları’nın

 doğal olarak sunulduğu ve bütün yeteneklerin değerlendirildiği,

 çoklu ve esnek modellerle örgün ve hayat boyu öğrenmeye

imkan sağlayan bir eğitim sistemi ile zihniyet değişimi açılımına

ihtiyaç vardır*

•          Temel eğitimin bütün kademeleri anayasal bir hak olarak,

 çocuğun gelişme ve yeteneklerini geliştirme hakkı çerçevesinde,

Devlet’in gözetiminde toplumun yapabilirliği ve katılımı ile

okul dışı özgün öğrenme ortamlarında alternatif eğitim yöntemleri

ve çoklu modellerin geliştirilmesini, yüksek öğrenimle

ilişkilendirilmesini ve köklü atılımların gündeme getirilmesini

öneriyoruz**

Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Temmuz 2012 18:21

Gösterim: 2592

İlköğretimi 4+4+4 modeliyle kesintili hale getiren yasa teklifi Meclis Milli Eğitim Alt Komisyonu’nda önemli değişikliklere uğradı.

AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık başkanlığındaki komisyon çalışmalarını dün sürdürdü. Alt komisyonun raporu gelecek günlerde üst komisyonda ele alınacak. 

 

60 ayı dolduran

Alt komisyon, ilköğretimde okula başlama dönemiyle ilgili olarak “5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayında başlar” ifadesini ekledi. Değişiklik bu şekliyle çıkarsa, çocuklar, 60 ayı doldurdukları yılın eylül ayında birinci sınıfa başlayacak. Mevcut uygulamada yaş limiti 72 ay. 
 

8 yıl sonrası açık lise

Milli Eğitim Bakanlığı’nın halen 71 ilde uyguladığı okul öncesi eğitimi de zorunlu hale getirmeyen komisyon, benimsediği bu ara formülle zorunlu eğitime alma çağını bir yıl geriye çekmeyi hedefledi. 

Diğer değişikliğe göre öğrenciler ilk kademe yerine ilköğretim ikinci kademenin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği açıköğretim programlarına katılabilecek.  Teklifte çıraklık yaşını 11’e düşüren düzenlemeden de vazgeçildi. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) şartlarında en düşük çıraklık yaşı 14 olarak öngörüldüğünden, mevcut uygulamanın sürdürülmesine karar verildi.
 

LYS’ye de ayar

Komisyon üniversiteye girişte katsayı hesabına ilişkin hükümler de getirdi. 2013’teki üniversite giriş sınavında öğrencilerin puanlarına okul başarısı etki etmeyecek. Bu yılki üniversite giriş sınavındaki puanlama sisteminde ise değişiklik olmayacak. Alt komisyon, 2012-2013 eğitim döneminde yeni uygulamaya geçilmesini, bu sürenin Bakanlar Kurulu kararıyla bir yıl ileriye atılabilmesini öngördü. Teklif böyle kabul edilirse en geç Eylül 2013’te yeni sisteme geçilecek.

(hürriyeteğitim)

> 5 yaşı okula başlama yaşı

İlköğretimi 4+4+4 modeliyle kesintili hale getiren yasa teklifi Meclis Milli Eğitim Alt Komisyonu’nda önemli değişikliklere uğradı.

AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık başkanlığındaki komisyon çalışmalarını dün sürdürdü. Alt komisyonun raporu gelecek günlerde üst komisyonda ele alınacak. 

 

60 ayı dolduran

Alt komisyon, ilköğretimde okula başlama dönemiyle ilgili olarak “5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayında başlar” ifadesini ekledi. Değişiklik bu şekliyle çıkarsa, çocuklar, 60 ayı doldurdukları yılın eylül ayında birinci sınıfa başlayacak. Mevcut uygulamada yaş limiti 72 ay. 
 

8 yıl sonrası açık lise

Milli Eğitim Bakanlığı’nın halen 71 ilde uyguladığı okul öncesi eğitimi de zorunlu hale getirmeyen komisyon, benimsediği bu ara formülle zorunlu eğitime alma çağını bir yıl geriye çekmeyi hedefledi. 

Diğer değişikliğe göre öğrenciler ilk kademe yerine ilköğretim ikinci kademenin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği açıköğretim programlarına katılabilecek.  Teklifte çıraklık yaşını 11’e düşüren düzenlemeden de vazgeçildi. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) şartlarında en düşük çıraklık yaşı 14 olarak öngörüldüğünden, mevcut uygulamanın sürdürülmesine karar verildi.
 

LYS’ye de ayar

Komisyon üniversiteye girişte katsayı hesabına ilişkin hükümler de getirdi. 2013’teki üniversite giriş sınavında öğrencilerin puanlarına okul başarısı etki etmeyecek. Bu yılki üniversite giriş sınavındaki puanlama sisteminde ise değişiklik olmayacak. Alt komisyon, 2012-2013 eğitim döneminde yeni uygulamaya geçilmesini, bu sürenin Bakanlar Kurulu kararıyla bir yıl ileriye atılabilmesini öngördü. Teklif böyle kabul edilirse en geç Eylül 2013’te yeni sisteme geçilecek.

(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Cuma, 02 Mart 2012 10:56

Gösterim: 3979

Devlet üniversitelerine ait 14 fakülteye dekan ataması yapılırken 2 vakıf üniversitesinden dekan adayı olarak önerilen adaylar için olumlu görüş bildirildi. Yükseköğretim Yürütme Kurul Üyeliğine de Mehmet Şişman seçildi.

16 dekan atandıYükseköğretim Genel Kurulu’nun 2012 yılının 4. toplantısı yapıldı. Toplantıda eğitim, kadro, mevzuat ve vakıf üniversiteleri koordinasyon komisyonları raporlarının yanı sıra diğer gündem maddeleri görüşüldü. İki vakıf üniversitesinin mütevelli heyeti tarafından dekan adayı olarak Yükseköğretim Kurulu'na önerilen adaylarla ilgili olarak olumlu görüş bildirilmesine karar verildi. Toplantıda ayrıca Yükseköğretim Yürütme Kurul Üyeliğine Mehmet Şişman seçildi. Bir sonraki genel kurul toplantısı 15 Mart'ta yapılacak.
 

Devlet Üniversitelerine Ataması Yapılan Dekanlar

Anadolu Güzel Sanatlar Prof. Bilgihan Uzuner

Boğaziçi İİB Prof. Dr. Ayşe Gül Toker

Eskişehir OsmanGazi Tıp Prof. Dr. Bekir Yaşar

Hacettepe Tıp Prof. Dr. Bülent Sivri

Kırıkkale Sağlık Bilimleri Prof. Dr. Yurdagül Erdem

Niğde Eğitim Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat

Niğde Fen Edebiyat Prof. Dr. Murat Alp

S. Demirel İletişim Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı

Trakya Diş Hekimliği Prof. Dr. Bülent Bek

Yüzüncü Yıl Edebiyat Prof. Dr. Mehmet Ruhi Köse

Yüzüncü Yıl Eğitim Prof. Dr. İsmail Çelik

Yüzüncü Yıl Güzel Sanatlar Prof. Dr. Recai Karahan

Yüzüncü Yıl İlahiyat Prof. Dr. Abdülbaki Güneş

Yüzüncü Yıl Müh. Mimarlık Prof. Dr. İsmail Sait Doğan

Vakıf Üniversitelerinden önerilen ve olumlu görüş

alan adaylar

Üniversite Fakülte Dekan

İzmir Tıp Prof. Dr. Eyüp Hazan

Maltepe Hukuk Prof. Dr. Yusuf Aksar

(haber7)

> 14 fakülteye dekan atandı

Devlet üniversitelerine ait 14 fakülteye dekan ataması yapılırken 2 vakıf üniversitesinden dekan adayı olarak önerilen adaylar için olumlu görüş bildirildi. Yükseköğretim Yürütme Kurul Üyeliğine de Mehmet Şişman seçildi.

16 dekan atandıYükseköğretim Genel Kurulu’nun 2012 yılının 4. toplantısı yapıldı. Toplantıda eğitim, kadro, mevzuat ve vakıf üniversiteleri koordinasyon komisyonları raporlarının yanı sıra diğer gündem maddeleri görüşüldü. İki vakıf üniversitesinin mütevelli heyeti tarafından dekan adayı olarak Yükseköğretim Kurulu'na önerilen adaylarla ilgili olarak olumlu görüş bildirilmesine karar verildi. Toplantıda ayrıca Yükseköğretim Yürütme Kurul Üyeliğine Mehmet Şişman seçildi. Bir sonraki genel kurul toplantısı 15 Mart'ta yapılacak.
 

Devlet Üniversitelerine Ataması Yapılan Dekanlar

Anadolu Güzel Sanatlar Prof. Bilgihan Uzuner

Boğaziçi İİB Prof. Dr. Ayşe Gül Toker

Eskişehir OsmanGazi Tıp Prof. Dr. Bekir Yaşar

Hacettepe Tıp Prof. Dr. Bülent Sivri

Kırıkkale Sağlık Bilimleri Prof. Dr. Yurdagül Erdem

Niğde Eğitim Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat

Niğde Fen Edebiyat Prof. Dr. Murat Alp

S. Demirel İletişim Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı

Trakya Diş Hekimliği Prof. Dr. Bülent Bek

Yüzüncü Yıl Edebiyat Prof. Dr. Mehmet Ruhi Köse

Yüzüncü Yıl Eğitim Prof. Dr. İsmail Çelik

Yüzüncü Yıl Güzel Sanatlar Prof. Dr. Recai Karahan

Yüzüncü Yıl İlahiyat Prof. Dr. Abdülbaki Güneş

Yüzüncü Yıl Müh. Mimarlık Prof. Dr. İsmail Sait Doğan

Vakıf Üniversitelerinden önerilen ve olumlu görüş

alan adaylar

Üniversite Fakülte Dekan

İzmir Tıp Prof. Dr. Eyüp Hazan

Maltepe Hukuk Prof. Dr. Yusuf Aksar

(haber7)

Son Güncelleme: Cuma, 02 Mart 2012 11:15

Gösterim: 2318

Eğitim kanalı TRT Okul, ekrandan İngilizce dil eğitimi yapacak.

TRT Okul İngilizce öğretiyorTRT Okul, British Council ve BBC'nin ortak çalışması olan 'Word on the Street' isimli programda, iki kardeş sokakta birbirleriyle yaptıkları İngilizce konuşmalarla yabancı dili eğlenceli şekilde öğretecek.İngilizce öğrenmek isteyenleri ekrana davet eden TRT Okul, 4 Mart'ta yayına başlayacak Word on the Street programıyla meraklılarını bekliyor. Çırağan Sarayı'nda düzenlenen toplantıda programı tanıtan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, hedeflerinin İngilizce dil öğreniminin Türkiye'de yaygınlaşması olduğunu söyledi. Şahin, "Maalesef millet olarak dil konusunda biraz tembeliz. İnşallah TRT Okul dil konusunda insanımıza yeni şeyler öğretecek. Bu projeyi çok önemsiyoruz." şeklinde konuştu. Her bölümü farklı bir şehirde geçecek programda iki kardeşin İngilizce röportajları olacağını anlattı.

Programa Anadolu Üniversitesi'nin büyük destek verdiğini kaydeden Şahin, "Genelde televizyonculuk, özellikle kamu hizmeti yayıncılığı konuşulduğunda BBC örneği öne çıkarılır. Bizim de zaman zaman 'BBC ile yarışıyoruz, hatta onlardan daha iyi olduk, oluyoruz, olacağız' gibi laflarla belki BBC sürekli gündemimizdeydi." dedi. British Council Türkiye Direktörü Margaret Jack, İngilizce sohbetlerin yüzde 80'inin anadili İngilizce olmayan kişiler arasında geçtiğine dikkat çekerek, "İngilizcenin sadece İngilizce konuşanlara ait olduğu düşüncesi demode kaldı. Artık İngilizcenin diğer lisanları konuşan topluluklar tarafından da sahiplenilmesinin zamanı geldi. Türkiye de bu ülkelerden biri. Türkiye'deki gençler bunun farkında ve İngilizce öğrenmenin önemini anlamış durumdalar." diye konuştu. Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür ise bu proje ile Anadolu Üniversitesi ve TRT'nin dil eğitiminde 30 yıldır yürüttükleri işbirliğinde yeni bir sayfa açtıklarını ifade etti.

(haber7)

> TRT Okul'dan İngilizce öğrenin

Eğitim kanalı TRT Okul, ekrandan İngilizce dil eğitimi yapacak.

TRT Okul İngilizce öğretiyorTRT Okul, British Council ve BBC'nin ortak çalışması olan 'Word on the Street' isimli programda, iki kardeş sokakta birbirleriyle yaptıkları İngilizce konuşmalarla yabancı dili eğlenceli şekilde öğretecek.İngilizce öğrenmek isteyenleri ekrana davet eden TRT Okul, 4 Mart'ta yayına başlayacak Word on the Street programıyla meraklılarını bekliyor. Çırağan Sarayı'nda düzenlenen toplantıda programı tanıtan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, hedeflerinin İngilizce dil öğreniminin Türkiye'de yaygınlaşması olduğunu söyledi. Şahin, "Maalesef millet olarak dil konusunda biraz tembeliz. İnşallah TRT Okul dil konusunda insanımıza yeni şeyler öğretecek. Bu projeyi çok önemsiyoruz." şeklinde konuştu. Her bölümü farklı bir şehirde geçecek programda iki kardeşin İngilizce röportajları olacağını anlattı.

Programa Anadolu Üniversitesi'nin büyük destek verdiğini kaydeden Şahin, "Genelde televizyonculuk, özellikle kamu hizmeti yayıncılığı konuşulduğunda BBC örneği öne çıkarılır. Bizim de zaman zaman 'BBC ile yarışıyoruz, hatta onlardan daha iyi olduk, oluyoruz, olacağız' gibi laflarla belki BBC sürekli gündemimizdeydi." dedi. British Council Türkiye Direktörü Margaret Jack, İngilizce sohbetlerin yüzde 80'inin anadili İngilizce olmayan kişiler arasında geçtiğine dikkat çekerek, "İngilizcenin sadece İngilizce konuşanlara ait olduğu düşüncesi demode kaldı. Artık İngilizcenin diğer lisanları konuşan topluluklar tarafından da sahiplenilmesinin zamanı geldi. Türkiye de bu ülkelerden biri. Türkiye'deki gençler bunun farkında ve İngilizce öğrenmenin önemini anlamış durumdalar." diye konuştu. Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür ise bu proje ile Anadolu Üniversitesi ve TRT'nin dil eğitiminde 30 yıldır yürüttükleri işbirliğinde yeni bir sayfa açtıklarını ifade etti.

(haber7)

Son Güncelleme: Cuma, 02 Mart 2012 10:41

Gösterim: 4497


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.