Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.


CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, atanamayan öğretmenler sorununun, görünmeyen ve yakıcı bir boyutunu gündeme taşıdı: "Türkiye'de 300 bin civarında ataması yapılmayan öğretmen var ve 2007'den bu yana 30'u intihar etti!" Ağbaba, bu konuda Meclis Araştırması istedi.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba , atanamadıkları için intihar eden öğretmenlerle ilgili Meclis araştırması istedi. 2 Öğretmenin intiharının ardından araştırma önergesi veren Ağbaba "5 Haziran 2007 yılında Nurcan Uca adlı resim iş öğretmeninin hayatına son vermesiyle başlayan intiharlar zinciri, 5 Nisan 2012 tarihinde biri Trabzon'da, diğeri Diyarbakır'da olmak üzere ataması yapılmayan 2 öğretmenin intiharıyla devam etmiştir" ifadelerine yer verdi.
Siyaset kurumu tarafından görmezden gelinemez

Türkiye'de 300 bin civarında atanamayan öğretmen bulunduğunu belirten Ağbaba, "Ataması yapılmayan öğretmen meselesi gittikçe derinleşen bir sorun haline dönüşürken, beraberinde daha ciddi bir meseleyi gündemimize getirmiştir: ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmenler meselesi. İnsanların hayatlarının baharında yaşamlarına son vermesi, sorunlara çözüm bulması gereken siyaset kurumu tarafından görmezden gelinemez" dedi.

Ağbaba, ataması yapılmayan öğretmenlerin intihar nedenlerinin sosyal ve ekonomik boyutuyla araştırılmasını ve gerekli tedbirlerin araştırılmasını talep etti.

2007-2012: 30 intihar

Ağbaba, öğretmenlerin alanlarında çalışmak yerine ücretli öğretmen, hamal, temizlik, inşaat içşisi olarak çalışmasının ülke ekonomisi açısından da kayıplar anlamına geldiğine işaret etti. Ağbaba, dilekçesinde şunları anlattı:

"5 Haziran 2007 yılında Nurcan Uca adlı resim iş öğretmeninin hayatına son vermesiyle başlayan intiharlar zinciri, 5 Nisan 2012 tarihinde biri Trabzon'da, diğeri Diyarbakır'da olmak üzere 2 ataması yapılmayan öğretmenin intiharıyla devam etmiştir. Biyoloji Öğretmeni Hilal Uzunkaya,  Trabzon'da yaşadığı apartmanın 8'inci katından atladı ve olay yerinde hayatını kaybetti. Diyarbakır'da ise merkeze bağlı İncehıdır Köyünde Mustafa Kaya, kravatıyla kendini tavana asarak intihar etti. 5 Haziran 2007 tarihinden, günümüze kadar olan süreçte hayatında son veren öğretmen sayısı 30'a yaklaşmıştır."

Cenazemi hastaneden alın

Ağbaba, dilekçesinde intihar eden öğretmenlerden bazılarına ilişkin dramatik gerçekleri şöyle sıraladı:

17.07.2010 tarihinde Bursa'da intihar eden Fikret Ercan adlı öğretmenin ailesine bıraktığı kısa not şöyle: "Artık yoruldum. Çalışıyorum ama olmuyor. Sizleri sıkıntıya sokacak, onurunuzu zedeleyecek bir şey yapmadım. Yaşamış olsam bile KPSS'de yine başarılı olamayacaktım." 

Uzun süre iş arayıp bulamadıktan sonra, ücretli öğretmenlik başvurusuna da olumsuz yanıt alan İsmail Kızılok 14.10.2009 tarihinde İstanbul'da "cenazemi hastaneden alın" diye not bırakarak hayatına son verdi.

> Son 5 yılda 30 öğretmen intihar etti!


CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, atanamayan öğretmenler sorununun, görünmeyen ve yakıcı bir boyutunu gündeme taşıdı: "Türkiye'de 300 bin civarında ataması yapılmayan öğretmen var ve 2007'den bu yana 30'u intihar etti!" Ağbaba, bu konuda Meclis Araştırması istedi.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba , atanamadıkları için intihar eden öğretmenlerle ilgili Meclis araştırması istedi. 2 Öğretmenin intiharının ardından araştırma önergesi veren Ağbaba "5 Haziran 2007 yılında Nurcan Uca adlı resim iş öğretmeninin hayatına son vermesiyle başlayan intiharlar zinciri, 5 Nisan 2012 tarihinde biri Trabzon'da, diğeri Diyarbakır'da olmak üzere ataması yapılmayan 2 öğretmenin intiharıyla devam etmiştir" ifadelerine yer verdi.
Siyaset kurumu tarafından görmezden gelinemez

Türkiye'de 300 bin civarında atanamayan öğretmen bulunduğunu belirten Ağbaba, "Ataması yapılmayan öğretmen meselesi gittikçe derinleşen bir sorun haline dönüşürken, beraberinde daha ciddi bir meseleyi gündemimize getirmiştir: ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmenler meselesi. İnsanların hayatlarının baharında yaşamlarına son vermesi, sorunlara çözüm bulması gereken siyaset kurumu tarafından görmezden gelinemez" dedi.

Ağbaba, ataması yapılmayan öğretmenlerin intihar nedenlerinin sosyal ve ekonomik boyutuyla araştırılmasını ve gerekli tedbirlerin araştırılmasını talep etti.

2007-2012: 30 intihar

Ağbaba, öğretmenlerin alanlarında çalışmak yerine ücretli öğretmen, hamal, temizlik, inşaat içşisi olarak çalışmasının ülke ekonomisi açısından da kayıplar anlamına geldiğine işaret etti. Ağbaba, dilekçesinde şunları anlattı:

"5 Haziran 2007 yılında Nurcan Uca adlı resim iş öğretmeninin hayatına son vermesiyle başlayan intiharlar zinciri, 5 Nisan 2012 tarihinde biri Trabzon'da, diğeri Diyarbakır'da olmak üzere 2 ataması yapılmayan öğretmenin intiharıyla devam etmiştir. Biyoloji Öğretmeni Hilal Uzunkaya,  Trabzon'da yaşadığı apartmanın 8'inci katından atladı ve olay yerinde hayatını kaybetti. Diyarbakır'da ise merkeze bağlı İncehıdır Köyünde Mustafa Kaya, kravatıyla kendini tavana asarak intihar etti. 5 Haziran 2007 tarihinden, günümüze kadar olan süreçte hayatında son veren öğretmen sayısı 30'a yaklaşmıştır."

Cenazemi hastaneden alın

Ağbaba, dilekçesinde intihar eden öğretmenlerden bazılarına ilişkin dramatik gerçekleri şöyle sıraladı:

17.07.2010 tarihinde Bursa'da intihar eden Fikret Ercan adlı öğretmenin ailesine bıraktığı kısa not şöyle: "Artık yoruldum. Çalışıyorum ama olmuyor. Sizleri sıkıntıya sokacak, onurunuzu zedeleyecek bir şey yapmadım. Yaşamış olsam bile KPSS'de yine başarılı olamayacaktım." 

Uzun süre iş arayıp bulamadıktan sonra, ücretli öğretmenlik başvurusuna da olumsuz yanıt alan İsmail Kızılok 14.10.2009 tarihinde İstanbul'da "cenazemi hastaneden alın" diye not bırakarak hayatına son verdi.

Son Güncelleme: Cuma, 06 Nisan 2012 15:01

Gösterim: 2678

Diyarbakır'da atanamaması nedeniyle bunalıma giren genç öğretmen kendini kravatıyla asarak intihar etti.

Diyarbakır'da atanamaması nedeniyle bunalıma giren genç öğretmen kendini kravatıyla asarak intihar etti. Edinilen bilgiye göre, bir süre vekil öğretmelik de yapan 26 yaşındaki M.K., KPSS'ye hazırlanıyordu. Yakın zaman önce yapılan öğretmen atamalarında atanamadığı için bunalıma giren genç öğretmen, dün sabaha karşı evinde kendini tavana asmış olarak ölü bulundu.

M.K.'nn cenazesi otopsi yapılmak üzere Ergani Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

> Ataması yapılmayan öğretmenin acı sonu!

Diyarbakır'da atanamaması nedeniyle bunalıma giren genç öğretmen kendini kravatıyla asarak intihar etti.

Diyarbakır'da atanamaması nedeniyle bunalıma giren genç öğretmen kendini kravatıyla asarak intihar etti. Edinilen bilgiye göre, bir süre vekil öğretmelik de yapan 26 yaşındaki M.K., KPSS'ye hazırlanıyordu. Yakın zaman önce yapılan öğretmen atamalarında atanamadığı için bunalıma giren genç öğretmen, dün sabaha karşı evinde kendini tavana asmış olarak ölü bulundu.

M.K.'nn cenazesi otopsi yapılmak üzere Ergani Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

Son Güncelleme: Cuma, 06 Nisan 2012 10:47

Gösterim: 2058

Tatvan'da Sadullah Gencer Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde geliştirilen proje sayesinde, yoklama elektronik ortamda yapılacak.

ilkogretim öğrencileriTatvan Sadullah Gencer Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin geliştirdiği ''Ders Artık 40 Dakika'' projesiyle, öğretmenlerin kağıt üzerine aldığı yoklama sona eriyor.

Bu sistemle derse giren öğrencinin, sınıfa yerleştirilen kart okuma makinesine kimlik kartını okutmasıyla fotoğrafı, ismi, derse girip veya girmediği bilgisayar ekranına yansıyacak.

Proje Koordinatörü ve okulun elektrik ve elektronik öğretmeni Mehmet Mustafa İyitütüncü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜBİTAK'ın düzenlendiği Ortaöğretim Kurumları Proje Yarışması'na sundukları ''Ders Artık 40 Dakika'' projesinin, bilgisayar dalında bölge ikincisi olduğunu söyledi.

İyitütüncü, şu bilgileri verdi:

''Proje kapsamında her öğrenci için bir kimlik kartı hazırlanacak. Öğrenci derse girerken sınıfa bırakılan kart okuyucu sistemine kartını okutacak, yerine oturup öğretmenini bekleyecek. Kartını okutan öğrencinin ismi, fotoğraf ve bilgileri bilgisayar ekranına gelecek. Sistem iki farklı programla bilgisayara bağlanacak isverigeapotek.com. Birinci programda sistem, okul ders saatlerine uygun olarak çalışacak. İkinci program ise hangi öğrencinin devamsızlık yaptığını saptayacak. Örneğin ders 08.40'tan sonra başlayacaksa, program 08.35 ile 08.40 arası çalışacak. Derse 08.40'tan sonra gelen öğrenci geç kalmış olacak ya da öğrenci okula gelmediği zaman kartı okutamayacağından yok yazılacak. Öğrenci bilgileri bilgisayar ekranına geleceği için derse giren öğretmenler yoklamayla uğraşmayacak ve ders zamanı verimli şekilde kullanılacak.''

> Sınıfta 'yoklamaya' son!

Tatvan'da Sadullah Gencer Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde geliştirilen proje sayesinde, yoklama elektronik ortamda yapılacak.

ilkogretim öğrencileriTatvan Sadullah Gencer Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin geliştirdiği ''Ders Artık 40 Dakika'' projesiyle, öğretmenlerin kağıt üzerine aldığı yoklama sona eriyor.

Bu sistemle derse giren öğrencinin, sınıfa yerleştirilen kart okuma makinesine kimlik kartını okutmasıyla fotoğrafı, ismi, derse girip veya girmediği bilgisayar ekranına yansıyacak.

Proje Koordinatörü ve okulun elektrik ve elektronik öğretmeni Mehmet Mustafa İyitütüncü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜBİTAK'ın düzenlendiği Ortaöğretim Kurumları Proje Yarışması'na sundukları ''Ders Artık 40 Dakika'' projesinin, bilgisayar dalında bölge ikincisi olduğunu söyledi.

İyitütüncü, şu bilgileri verdi:

''Proje kapsamında her öğrenci için bir kimlik kartı hazırlanacak. Öğrenci derse girerken sınıfa bırakılan kart okuyucu sistemine kartını okutacak, yerine oturup öğretmenini bekleyecek. Kartını okutan öğrencinin ismi, fotoğraf ve bilgileri bilgisayar ekranına gelecek. Sistem iki farklı programla bilgisayara bağlanacak isverigeapotek.com. Birinci programda sistem, okul ders saatlerine uygun olarak çalışacak. İkinci program ise hangi öğrencinin devamsızlık yaptığını saptayacak. Örneğin ders 08.40'tan sonra başlayacaksa, program 08.35 ile 08.40 arası çalışacak. Derse 08.40'tan sonra gelen öğrenci geç kalmış olacak ya da öğrenci okula gelmediği zaman kartı okutamayacağından yok yazılacak. Öğrenci bilgileri bilgisayar ekranına geleceği için derse giren öğretmenler yoklamayla uğraşmayacak ve ders zamanı verimli şekilde kullanılacak.''

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 14:42

Gösterim: 2544

Ersin RAMOĞLU'nun bugünki eğitim yazısı 

Posta kutum yine öğretmenlerin dertleriyle doldu…

Arkadaşlar bizi biraz abarttı herhalde…

Çözüm makamı değiliz ki.

Biz köprüyüz sadece.

Yine de sağ olsunlar… Önceden yazmıştım…

"Bu köşeler bizim babamızın malı değil..."

Elbette sorunlarınızı ileteceksiniz, biz de yazacağız… Yani yönetenle yönetilen arasında aracı olacağız.

Görevimiz bu… Tamam, zaman zaman da ahkâm keseğiz ama,

Değerli okurlarımızın gözü, sesi ve kulağı olmayı da ihmal etmeyeceğiz…

Eğitimciler, "Sizi son kez rahatsız ettiğimizi söylemek istiyoruz" diye başlamış mektuplarına…

Dertleri ortak…

İstekleri de gayet insanca…

İsteyenin bir yüzü kara demişler.

Biz ise elçi olduk… Şimdi top,

Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'de…

İster gol yapar, ister taca atar. Onun bileceği iş...

Öğretmen ve yakınları, "Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer, öğretmenlerin eş durumu atamalarında il ve ilçe emrini 5.12.2011 tarihli genelge ile kaldırmıştır.

Buna göre bir öğretmen eşi ister polis, ister hakim, ister gazeteci, ister bankacı, ister öğretmen olsun hizmet puanı yetersiz olduğunda eşinin yanına gidemeyecek.

Bu durum insan haklarına ve aile bütünlüğüne aykırı bir durumdur.

Ayrıca bakan genelge tarihinden 1 ay sonra yaptığı atamalarda bu uygulamayı kaldırmamış aynen devam ettirmiş, ancak ağustos atamalarında kaldıracağını söylemiştir.

Bu büyük bir hak ihlalidir.

Hakkımız elimizden alınmıştır.

Biz öğretmenler olarak bu hakkımızın elimizden alınmasını kendimize yediremiyoruz.

İl ve ilçe emri uygulaması kaldırılmamalı aynen devam etmelidir. Aksi halde eşlerinden ayrı mutsuz bir şekilde çalışmak zorunda kalan öğretmenler topluluğu oluşacak ve bu durum eğitimi büyük sekteye uğratacaktır.

Zira morali bozuk bir öğretmenin öğrencilerine ne derece verimli olacağı tartışılır.

Bu uygulamanın kaldırılmaması için sesimizi duyurunuz" diyor.

Okurlarımızın isimlerini buraya tek tek sığdırmam elbette mümkün değil…

Hiç olmazsa bir kısmını yazayım…

Sayın Milli Eğitim Bakanı isterse e-postaları ona gönderebilirim… İnşallah bu yazımız öğretmenlerin derdine derman olur...

Funda Şahin, Mehmet Ersayın, Cahit Ercan, Cihan Güven, Neşe Uymaz, Emine Gürkok, Feride Şahin, Mert Aybars, Songül Dönmez, Egemen Biçen, İrem Yaylacı, Pelin Dinç, Nihan Aslan, Pınar Duman, Nurettin Öktem, A.A., Adile Cecen, Tuğba Yazgan, Defne Deniz, Nihan Aslan, Özlem Demirci, Saadet Yıldız, Sevinç Saygılı ve daha birçok isim…

Gördüğünüz gibi dertler ortak.

Yok mu bir çaresi!

> Öğretmenlerin 'son' isteği

Ersin RAMOĞLU'nun bugünki eğitim yazısı 

Posta kutum yine öğretmenlerin dertleriyle doldu…

Arkadaşlar bizi biraz abarttı herhalde…

Çözüm makamı değiliz ki.

Biz köprüyüz sadece.

Yine de sağ olsunlar… Önceden yazmıştım…

"Bu köşeler bizim babamızın malı değil..."

Elbette sorunlarınızı ileteceksiniz, biz de yazacağız… Yani yönetenle yönetilen arasında aracı olacağız.

Görevimiz bu… Tamam, zaman zaman da ahkâm keseğiz ama,

Değerli okurlarımızın gözü, sesi ve kulağı olmayı da ihmal etmeyeceğiz…

Eğitimciler, "Sizi son kez rahatsız ettiğimizi söylemek istiyoruz" diye başlamış mektuplarına…

Dertleri ortak…

İstekleri de gayet insanca…

İsteyenin bir yüzü kara demişler.

Biz ise elçi olduk… Şimdi top,

Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'de…

İster gol yapar, ister taca atar. Onun bileceği iş...

Öğretmen ve yakınları, "Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer, öğretmenlerin eş durumu atamalarında il ve ilçe emrini 5.12.2011 tarihli genelge ile kaldırmıştır.

Buna göre bir öğretmen eşi ister polis, ister hakim, ister gazeteci, ister bankacı, ister öğretmen olsun hizmet puanı yetersiz olduğunda eşinin yanına gidemeyecek.

Bu durum insan haklarına ve aile bütünlüğüne aykırı bir durumdur.

Ayrıca bakan genelge tarihinden 1 ay sonra yaptığı atamalarda bu uygulamayı kaldırmamış aynen devam ettirmiş, ancak ağustos atamalarında kaldıracağını söylemiştir.

Bu büyük bir hak ihlalidir.

Hakkımız elimizden alınmıştır.

Biz öğretmenler olarak bu hakkımızın elimizden alınmasını kendimize yediremiyoruz.

İl ve ilçe emri uygulaması kaldırılmamalı aynen devam etmelidir. Aksi halde eşlerinden ayrı mutsuz bir şekilde çalışmak zorunda kalan öğretmenler topluluğu oluşacak ve bu durum eğitimi büyük sekteye uğratacaktır.

Zira morali bozuk bir öğretmenin öğrencilerine ne derece verimli olacağı tartışılır.

Bu uygulamanın kaldırılmaması için sesimizi duyurunuz" diyor.

Okurlarımızın isimlerini buraya tek tek sığdırmam elbette mümkün değil…

Hiç olmazsa bir kısmını yazayım…

Sayın Milli Eğitim Bakanı isterse e-postaları ona gönderebilirim… İnşallah bu yazımız öğretmenlerin derdine derman olur...

Funda Şahin, Mehmet Ersayın, Cahit Ercan, Cihan Güven, Neşe Uymaz, Emine Gürkok, Feride Şahin, Mert Aybars, Songül Dönmez, Egemen Biçen, İrem Yaylacı, Pelin Dinç, Nihan Aslan, Pınar Duman, Nurettin Öktem, A.A., Adile Cecen, Tuğba Yazgan, Defne Deniz, Nihan Aslan, Özlem Demirci, Saadet Yıldız, Sevinç Saygılı ve daha birçok isim…

Gördüğünüz gibi dertler ortak.

Yok mu bir çaresi!

Son Güncelleme: Cuma, 06 Nisan 2012 09:52

Gösterim: 2336

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP), depremzedeler için Afyonkarahisarda 5 günde 8 koli kitap topladı.

Kitapları 2011in Ekim ve Kasım aylarında depremle sarsılan Vanın Özalp İlçesi Sağmalı Beldesine gönderdiklerini belirten AYÖP Basın Sözcüsü Canan Kılınç, "Bizler atamamız yapılmasa da öğretmeniz. Öğrencilerin kendilerini yetiştirebilmesini istiyoruz" dedi

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından herhangi bir okula yerleştirmeyen eğitimcilerin kurduğu Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, Ankara, İzmir ve Afyonkarahisarda kitap toplama kampanyası yürütüyor. AYÖP üyeleri, Afyonkarahisarda 5 günde 8 koli kitap topladı. Toplanan kitaplar, Vanın Özalp ilçesine bağlı Sağmalı Beldesindeki ilköğretim okulunun kütüphanesinde kullanılacak.

Kütüphane için kitap

Afyonkarahi-sardaki kampanyayı yürüten AYÖP Basın Sözcüsü Canan Kılınç, "Vanda meydana gelen depremden sonra Sağmalı Beldesine atanan Canan Set adlı arkadaşımızdan, kütüphanede kitap olmadığını öğrendik. Biz de bu nedenle kitap toplamaya karar verdik" dedi.

Ankara ve İzmirde de kampanya var

Öğrencilerin kitap okuyarak kendilerini geliştirebileceğini belirten Kılınç, "Ankara ve İzmirdeki arkadaşlarımız da başka yerlere kitap gönderecek. Bizim gönderdiklerimiz arasında ilköğretim çocuklarının yararlanabileceği roman, ders kitabı, alıştırma kitabı, sözlükler bulunuyor. 8 kolide 1000i aşkın kitabı, kargo aracılığıyla gönderiyoruz. Kampanyamız bitmiş değil. Kitap ihtiyacı olan arkadaşlarımız, kitap vermek isteyen arkadaşlarımız, Ataması Yapılmayan Öğretmenlen Platformunun internet sitesinden bize ulaşabilirler" diye konuştu.

Öğretmenlikten vazgeçmek yok

Eğitim fakültelerinde birer öğretmen olarak yetiştirildiklerini hatırlatan Kılınç, bu doğrultuda öğrencilerin faydanalanabileceği girişimlerde bulunduklarını vurguladı. Kılınç, şöyle devam etti:

"Atamamız yapılmamış olsa da biz öğretmen olarak yetiştirildik. Öğrencilerimize ve atanmış öğretmen arkadaşlarımıza yardım etmek istiyoruz dk-apotek.com. Sayın Bakanımız Başka iş bulsunlar, atama yapamıyoruz dese de biz atama yapabileceklerine inanıyoruz. Öğrencilerin daha iyi gelişmesi için yardım yapmayı da sürdüreceğiz. Atanmamış olabiliriz, ama öğretmeniz."

> Ataması yapılmayan öğretmenler’den örnek davranış!

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP), depremzedeler için Afyonkarahisarda 5 günde 8 koli kitap topladı.

Kitapları 2011in Ekim ve Kasım aylarında depremle sarsılan Vanın Özalp İlçesi Sağmalı Beldesine gönderdiklerini belirten AYÖP Basın Sözcüsü Canan Kılınç, "Bizler atamamız yapılmasa da öğretmeniz. Öğrencilerin kendilerini yetiştirebilmesini istiyoruz" dedi

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından herhangi bir okula yerleştirmeyen eğitimcilerin kurduğu Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, Ankara, İzmir ve Afyonkarahisarda kitap toplama kampanyası yürütüyor. AYÖP üyeleri, Afyonkarahisarda 5 günde 8 koli kitap topladı. Toplanan kitaplar, Vanın Özalp ilçesine bağlı Sağmalı Beldesindeki ilköğretim okulunun kütüphanesinde kullanılacak.

Kütüphane için kitap

Afyonkarahi-sardaki kampanyayı yürüten AYÖP Basın Sözcüsü Canan Kılınç, "Vanda meydana gelen depremden sonra Sağmalı Beldesine atanan Canan Set adlı arkadaşımızdan, kütüphanede kitap olmadığını öğrendik. Biz de bu nedenle kitap toplamaya karar verdik" dedi.

Ankara ve İzmirde de kampanya var

Öğrencilerin kitap okuyarak kendilerini geliştirebileceğini belirten Kılınç, "Ankara ve İzmirdeki arkadaşlarımız da başka yerlere kitap gönderecek. Bizim gönderdiklerimiz arasında ilköğretim çocuklarının yararlanabileceği roman, ders kitabı, alıştırma kitabı, sözlükler bulunuyor. 8 kolide 1000i aşkın kitabı, kargo aracılığıyla gönderiyoruz. Kampanyamız bitmiş değil. Kitap ihtiyacı olan arkadaşlarımız, kitap vermek isteyen arkadaşlarımız, Ataması Yapılmayan Öğretmenlen Platformunun internet sitesinden bize ulaşabilirler" diye konuştu.

Öğretmenlikten vazgeçmek yok

Eğitim fakültelerinde birer öğretmen olarak yetiştirildiklerini hatırlatan Kılınç, bu doğrultuda öğrencilerin faydanalanabileceği girişimlerde bulunduklarını vurguladı. Kılınç, şöyle devam etti:

"Atamamız yapılmamış olsa da biz öğretmen olarak yetiştirildik. Öğrencilerimize ve atanmış öğretmen arkadaşlarımıza yardım etmek istiyoruz dk-apotek.com. Sayın Bakanımız Başka iş bulsunlar, atama yapamıyoruz dese de biz atama yapabileceklerine inanıyoruz. Öğrencilerin daha iyi gelişmesi için yardım yapmayı da sürdüreceğiz. Atanmamış olabiliriz, ama öğretmeniz."

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 12:31

Gösterim: 1968


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.