Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Geçen 12 yıl içinde dünyadaki krizlere rağmen ortalama yüzde 5.5 büyüyebilen bir ülkeyiz. Şimdi önümüzdeki yüzde 3-4 seviyelerindeki bir büyümeyle Türkiye'nin hedeflerini yakalaması çok zor olacaktır. Onun için hepimizin çok daha dikkatli olması gerekmektedir" dedi.

agü açılışı Gül, Abdullah Gül Üniversitesinin (AGÜ) Sümer Yerleşkesi'ndeki 2014-2015 Akademik Yıl açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en büyük meselesinin eğitim olduğunu belirtti.

Görev süresi boyunca en çok konuştuğu, en çok ilgilendiği alanlardan birinin eğitim olduğunu vurgulayan Gül, "Bu noktada üniversitelerimizi yakından takip ettim. Neredeyse bütün üniversitelerimizi ziyaret ettim. Çünkü, önümüze koyduğumuz hedefler, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl dönümünde Türkiye'nin görmek istediğimiz noktaya gelebilmesinin en büyük motivasyonu, ona en büyük katkı verecek şey, eğitimden geçmektedir. Her seviyede eğitimden geçmektedir ama üniversitelerin buradaki yeri ayrıdır" diye konuştu. 

Gül, Türkiye'nin, Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yıl dönümündeki hedeflerine ulaşması için ekonomik büyümeye devam etmesi gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Geçen 12 yıl içinde dünyadaki krizlere rağmen ortalama yüzde 5,5 büyüyebilen bir ülkeyiz. Şimdi önümüzdeki yüzde 3-4 seviyelerindeki bir büyümeyle Türkiye'nin hedeflerini yakalaması çok zor olacaktır. Onun için hepimizin çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Önümüzde, Türkiye'nin elinde olmayan sebeplerden dolayı birçok problemler ve riskler vardır. Kuzeyde Rusya ve Ukrayna meselesi çok ciddi bir sorundur. Dünya neredeyse yeni bir soğuk savaş dönemine girmiştir ve bunun yansımaları sadece güvenlik açısından değil, ekonomik olarak da ortaya çıkmaya başlamıştır. Güneyimizde ise çok daha büyük başka problemlerle karşı karşıyayız. Elimizde olmayan sebeplerden dolayı Irak ve Suriye meseleleri tabi ki bizi yakından etkilemektedir. Geçmişte Afganistan'daki gelişmelerin, istikrarsızlığın Pakistan'ı ne kadar etkilediğini düşünürsek, kaçınılmaz olarak bizim de çok dikkatli olmamız gerekmektedir."

"Milli meselelerde bütünleşerek hareket etmemiz zorunlu" 

Dünya ekonomisinin, Avrupa'nın durgunluk içerisine girmek üzere olduğunun işaretlerinin de ortaya çıkmaya başladığını dile getiren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Dolayısıyla bütün bunların ortasında olan bir Türkiye olarak bizim çok daha dikkatli bir şekilde, dayanışma içerisinde, çekişmelerden uzak, milli meselelerde hep bütünleşerek hareket etmemizin çok zorunlu olduğuna inanıyorum. Onun için şüphesiz ki Türkiye'nin güçlü bir demokrasi, güçlü bir hukuk devleti ve dayanışması içerisinde, milli meseleler söz konusu olduğunda büyük bir dayanışmayı, iktidarı ve muhalefetiyle hep beraber gösterebilme becerisi, Türkiye'nin önündeki riskleri tabi ki minimize edecektir. Bu açıdan hep beraber, yetkililere, başta tabi ki Türkiye'nin yönetiminden sorumlu olan hükümetimiz olmak üzere, herkese destek ve el birliği içerisinde Türkiye'nin önüne koyduğu hedeflere ulaşmasını sağlamak da ayrı bir sorumluluktur."

Gül, AGÜ'nün kuruluşuna destek olan herkese teşekkür ederek, "Bugün AGÜ’nün geldiği noktayı görmek bize heyecan veriyor. Çünkü üniversiteyi kurarken ortaya konan vizyonu gerçekleştiriyoruz" dedi.

Öte yandan, Abdullah Gül, AGÜ Rektörlük binasının açılışını yaptı, cumhurbaşkanlığı görevi süresince gerçekleştirdiği yurt içi ve yurt dışı temasları sırasında çekilen fotoğrafların yer aldığı sergiyi gezdi, AGÜ Destekleme Vakfı Mütevelli Heyeti toplantısına katıldı ve hayırsever iş adamı İzzet Bayraktar tarafından Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi binasında yaptırılan tadilat sonrası düzenlenen açılış törenine katıldı.

> Gül: Türkiye'nin en büyük meselesi eğitim

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Geçen 12 yıl içinde dünyadaki krizlere rağmen ortalama yüzde 5.5 büyüyebilen bir ülkeyiz. Şimdi önümüzdeki yüzde 3-4 seviyelerindeki bir büyümeyle Türkiye'nin hedeflerini yakalaması çok zor olacaktır. Onun için hepimizin çok daha dikkatli olması gerekmektedir" dedi.

agü açılışı Gül, Abdullah Gül Üniversitesinin (AGÜ) Sümer Yerleşkesi'ndeki 2014-2015 Akademik Yıl açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en büyük meselesinin eğitim olduğunu belirtti.

Görev süresi boyunca en çok konuştuğu, en çok ilgilendiği alanlardan birinin eğitim olduğunu vurgulayan Gül, "Bu noktada üniversitelerimizi yakından takip ettim. Neredeyse bütün üniversitelerimizi ziyaret ettim. Çünkü, önümüze koyduğumuz hedefler, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl dönümünde Türkiye'nin görmek istediğimiz noktaya gelebilmesinin en büyük motivasyonu, ona en büyük katkı verecek şey, eğitimden geçmektedir. Her seviyede eğitimden geçmektedir ama üniversitelerin buradaki yeri ayrıdır" diye konuştu. 

Gül, Türkiye'nin, Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yıl dönümündeki hedeflerine ulaşması için ekonomik büyümeye devam etmesi gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Geçen 12 yıl içinde dünyadaki krizlere rağmen ortalama yüzde 5,5 büyüyebilen bir ülkeyiz. Şimdi önümüzdeki yüzde 3-4 seviyelerindeki bir büyümeyle Türkiye'nin hedeflerini yakalaması çok zor olacaktır. Onun için hepimizin çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Önümüzde, Türkiye'nin elinde olmayan sebeplerden dolayı birçok problemler ve riskler vardır. Kuzeyde Rusya ve Ukrayna meselesi çok ciddi bir sorundur. Dünya neredeyse yeni bir soğuk savaş dönemine girmiştir ve bunun yansımaları sadece güvenlik açısından değil, ekonomik olarak da ortaya çıkmaya başlamıştır. Güneyimizde ise çok daha büyük başka problemlerle karşı karşıyayız. Elimizde olmayan sebeplerden dolayı Irak ve Suriye meseleleri tabi ki bizi yakından etkilemektedir. Geçmişte Afganistan'daki gelişmelerin, istikrarsızlığın Pakistan'ı ne kadar etkilediğini düşünürsek, kaçınılmaz olarak bizim de çok dikkatli olmamız gerekmektedir."

"Milli meselelerde bütünleşerek hareket etmemiz zorunlu" 

Dünya ekonomisinin, Avrupa'nın durgunluk içerisine girmek üzere olduğunun işaretlerinin de ortaya çıkmaya başladığını dile getiren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Dolayısıyla bütün bunların ortasında olan bir Türkiye olarak bizim çok daha dikkatli bir şekilde, dayanışma içerisinde, çekişmelerden uzak, milli meselelerde hep bütünleşerek hareket etmemizin çok zorunlu olduğuna inanıyorum. Onun için şüphesiz ki Türkiye'nin güçlü bir demokrasi, güçlü bir hukuk devleti ve dayanışması içerisinde, milli meseleler söz konusu olduğunda büyük bir dayanışmayı, iktidarı ve muhalefetiyle hep beraber gösterebilme becerisi, Türkiye'nin önündeki riskleri tabi ki minimize edecektir. Bu açıdan hep beraber, yetkililere, başta tabi ki Türkiye'nin yönetiminden sorumlu olan hükümetimiz olmak üzere, herkese destek ve el birliği içerisinde Türkiye'nin önüne koyduğu hedeflere ulaşmasını sağlamak da ayrı bir sorumluluktur."

Gül, AGÜ'nün kuruluşuna destek olan herkese teşekkür ederek, "Bugün AGÜ’nün geldiği noktayı görmek bize heyecan veriyor. Çünkü üniversiteyi kurarken ortaya konan vizyonu gerçekleştiriyoruz" dedi.

Öte yandan, Abdullah Gül, AGÜ Rektörlük binasının açılışını yaptı, cumhurbaşkanlığı görevi süresince gerçekleştirdiği yurt içi ve yurt dışı temasları sırasında çekilen fotoğrafların yer aldığı sergiyi gezdi, AGÜ Destekleme Vakfı Mütevelli Heyeti toplantısına katıldı ve hayırsever iş adamı İzzet Bayraktar tarafından Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi binasında yaptırılan tadilat sonrası düzenlenen açılış törenine katıldı.

Son Güncelleme: Cumartesi, 18 Ekim 2014 09:21

Gösterim: 1046

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Bu son atamalarla birlikte ilçelerimizde öğretmen açığını büyük ölçüde kapatmış olduk. Sivrihisar'da 60, Çifteler'de 40 yeni göreve başlayan öğretmenlerimiz var" dedi.

Bakan Avcı, Çifteler ilçesindeki ziyaretlerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Günyüzü, Sivrihisar ve Çifteler ilçesini ziyaret ettiklerini belirterek, ilçelerde başlamış olan yatırımların yanı sıra başlayacak olan yatırımları da yerinde inceleme olanağı bulduklarını söyledi.

Belediye başkanlarının yanı sıra ilçe yöneticileri ve halkla görüşme yaptığını ve bu temaslarının verimli geçtiğini ifade eden Bakan Avcı, söz konusu ilçelerde özellikle Milli Eğitimin, okulların ve öğretmenlerin durumları, okulların kontenjanlarını daha yakından bakma imkanlarının olduğunu bildirdi.

Bakan Avcı, Eskişehir'in eğitim konusunda son iki yılda büyük mesafe aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu son atamalarla birlikte ilçelerimizde öğretmen açığını büyük ölçüde kapatmış olduk. Sivrihisar'da 60, Çifteler'de 40 yeni göreve başlayan öğretmenlerimiz var. Böylece Eskişehir ve ilçelerimizde öğretmen açığımızı kapatmış olduk. Belediye başkanlarımız her 3 ilçemiz de eksiklikleri hızlı bir biçimde gidermeye çalışıyorlar. Merkezi yönetimle uyum içerisinde. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı, gerekse diğer bakanlıkları ilgilendiren konularda iş birliği içerisinde inşallah sorunlarımızı birer birer çözüyoruz." 

Bakan Nabi Avcı, açıklamasının ardından partisinin Çifteler İlçe Başkanlığı binasını ziyaret etti, vatandaşlarla sohbet etti. 

Daha sonra Bakan Avcı, ilçede yapımı süren ve 300 kişi kapasiteli yurt inşaatında incelemelerde bulundu.

> Eskişehir’de öğretmen açığını kapattık

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Bu son atamalarla birlikte ilçelerimizde öğretmen açığını büyük ölçüde kapatmış olduk. Sivrihisar'da 60, Çifteler'de 40 yeni göreve başlayan öğretmenlerimiz var" dedi.

Bakan Avcı, Çifteler ilçesindeki ziyaretlerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Günyüzü, Sivrihisar ve Çifteler ilçesini ziyaret ettiklerini belirterek, ilçelerde başlamış olan yatırımların yanı sıra başlayacak olan yatırımları da yerinde inceleme olanağı bulduklarını söyledi.

Belediye başkanlarının yanı sıra ilçe yöneticileri ve halkla görüşme yaptığını ve bu temaslarının verimli geçtiğini ifade eden Bakan Avcı, söz konusu ilçelerde özellikle Milli Eğitimin, okulların ve öğretmenlerin durumları, okulların kontenjanlarını daha yakından bakma imkanlarının olduğunu bildirdi.

Bakan Avcı, Eskişehir'in eğitim konusunda son iki yılda büyük mesafe aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu son atamalarla birlikte ilçelerimizde öğretmen açığını büyük ölçüde kapatmış olduk. Sivrihisar'da 60, Çifteler'de 40 yeni göreve başlayan öğretmenlerimiz var. Böylece Eskişehir ve ilçelerimizde öğretmen açığımızı kapatmış olduk. Belediye başkanlarımız her 3 ilçemiz de eksiklikleri hızlı bir biçimde gidermeye çalışıyorlar. Merkezi yönetimle uyum içerisinde. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı, gerekse diğer bakanlıkları ilgilendiren konularda iş birliği içerisinde inşallah sorunlarımızı birer birer çözüyoruz." 

Bakan Nabi Avcı, açıklamasının ardından partisinin Çifteler İlçe Başkanlığı binasını ziyaret etti, vatandaşlarla sohbet etti. 

Daha sonra Bakan Avcı, ilçede yapımı süren ve 300 kişi kapasiteli yurt inşaatında incelemelerde bulundu.

Son Güncelleme: Cuma, 17 Ekim 2014 10:52

Gösterim: 1091

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Bayrağı tahrip etmek hangi niyetle yapılırsa yapılsın, öncelikle bayrağa saygısızlıktır, yasaya aykırıdır. Bunu öncelikle eğitim kurumlarımıza hatırlatmak ihtiyacı duyduk. Çünkü en çok bayrak dalgalandıran kurum biziz" dedi.

Bakan Avcı, Eskişehir'in Günyüzü ilçe Belediye Başkanlığı'nı ziyareti sırasında bir gazetecinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan "Bayrak Genelgesi" hakkında sorusu üzerine, genelgenin Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan olaylardan önce hazırlandığını belirterek, denk geldiğini ve anlamlı olduğunu kaydetti.

Bayrağın etnik kökeni ne olursa olsun bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sembolü olduğunu ifade eden Bakan Avcı, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla ona sahip çıkmak hepimizin görevi. Bizim bir bayrak kanununu var. Bu kanun da bayrağın nasıl olacağını, milimetrik ölçüleri, nerede, nasıl kullanılacağını, nasıl özen gösterileceğini, hangi günlerde nerelerde dalgalandırılacağını çok ayrıntılı bir biçimde tanımlıyor. Bu olaylardan önce deyişimin sebebi bu. Ülkemizde bazı yerlerde bayrağımızın çok özensiz kullanıldığına şahit oluyorduk. Yırtık, ütüsüz. Türk bayrağının üzerinde herhangi bir resim, amblem, yazı olmaz. Dernek işareti olmaz. Bayrak, kanunda tarif edilen ölçülerde kullanılır. Çok milimetrik olarak tarif edilmiştir. Bayrağı tahrip etmek, hangi niyetle yapılırsa yapılsın, öncelikle bayrağa saygısızlıktır, yasaya aykırıdır. Bunu öncelikle eğitim kurumlarımıza hatırlatmak ihtiyacı duyduk. Çünkü en çok bayrak dalgalandıran kurum biziz elhamdülillah."

Öğretmenler ve yöneticilerin bu bilinci hem çevrelerine hem de öğrencilere bir daha hatırlatmaları, kazandırmaları için böyle bir genelgeye ihtiyaç duyulduğunu anlatan Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu vesile ile bir kez daha hatırlatmak gerekirse, konuşma yapılan kürsülerin önüne konmaz, bayrak toplantı yapılan masaların üzerine serilmez ve konuşma yapılan yerlerden sarkıtılmaz gibi kanunda çok açık belirtilmiş kurallar var. Son olaylarda maalesef bazı yörelerimizde eğitim kurumlarımız çok ciddi zarar gördü ve bu arada da bayrağımıza da saygısızlık yapıldı, biliyoruz, görüyoruz. Böyle bir genelgeye zaten ihtiyaç vardı ama denk gelmiş oldu. İnşallah bu Türkiye kamuoyunda, doğusuyla, batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle ortak şerefimiz, namusumuzun simgesi olan bayrağımıza herkes aynı bilinçle sahip çıkar. Genelgemiz de inşallah katkıda bulunur."

Daha sonra Bakan Avcı ve beraberindekilerle, ilçedeki kamu kurumlarını ziyaret etti, inşaatları süren yatırımları yerinde inceledi.

> Milli Eğitim Bakanı’ndan bayrak genelgesi açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Bayrağı tahrip etmek hangi niyetle yapılırsa yapılsın, öncelikle bayrağa saygısızlıktır, yasaya aykırıdır. Bunu öncelikle eğitim kurumlarımıza hatırlatmak ihtiyacı duyduk. Çünkü en çok bayrak dalgalandıran kurum biziz" dedi.

Bakan Avcı, Eskişehir'in Günyüzü ilçe Belediye Başkanlığı'nı ziyareti sırasında bir gazetecinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan "Bayrak Genelgesi" hakkında sorusu üzerine, genelgenin Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan olaylardan önce hazırlandığını belirterek, denk geldiğini ve anlamlı olduğunu kaydetti.

Bayrağın etnik kökeni ne olursa olsun bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sembolü olduğunu ifade eden Bakan Avcı, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla ona sahip çıkmak hepimizin görevi. Bizim bir bayrak kanununu var. Bu kanun da bayrağın nasıl olacağını, milimetrik ölçüleri, nerede, nasıl kullanılacağını, nasıl özen gösterileceğini, hangi günlerde nerelerde dalgalandırılacağını çok ayrıntılı bir biçimde tanımlıyor. Bu olaylardan önce deyişimin sebebi bu. Ülkemizde bazı yerlerde bayrağımızın çok özensiz kullanıldığına şahit oluyorduk. Yırtık, ütüsüz. Türk bayrağının üzerinde herhangi bir resim, amblem, yazı olmaz. Dernek işareti olmaz. Bayrak, kanunda tarif edilen ölçülerde kullanılır. Çok milimetrik olarak tarif edilmiştir. Bayrağı tahrip etmek, hangi niyetle yapılırsa yapılsın, öncelikle bayrağa saygısızlıktır, yasaya aykırıdır. Bunu öncelikle eğitim kurumlarımıza hatırlatmak ihtiyacı duyduk. Çünkü en çok bayrak dalgalandıran kurum biziz elhamdülillah."

Öğretmenler ve yöneticilerin bu bilinci hem çevrelerine hem de öğrencilere bir daha hatırlatmaları, kazandırmaları için böyle bir genelgeye ihtiyaç duyulduğunu anlatan Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu vesile ile bir kez daha hatırlatmak gerekirse, konuşma yapılan kürsülerin önüne konmaz, bayrak toplantı yapılan masaların üzerine serilmez ve konuşma yapılan yerlerden sarkıtılmaz gibi kanunda çok açık belirtilmiş kurallar var. Son olaylarda maalesef bazı yörelerimizde eğitim kurumlarımız çok ciddi zarar gördü ve bu arada da bayrağımıza da saygısızlık yapıldı, biliyoruz, görüyoruz. Böyle bir genelgeye zaten ihtiyaç vardı ama denk gelmiş oldu. İnşallah bu Türkiye kamuoyunda, doğusuyla, batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle ortak şerefimiz, namusumuzun simgesi olan bayrağımıza herkes aynı bilinçle sahip çıkar. Genelgemiz de inşallah katkıda bulunur."

Daha sonra Bakan Avcı ve beraberindekilerle, ilçedeki kamu kurumlarını ziyaret etti, inşaatları süren yatırımları yerinde inceledi.

Son Güncelleme: Perşembe, 16 Ekim 2014 15:04

Gösterim: 1130

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "150 bin civarında Suriyeli öğrenci şu anda Türkiye'de eğitim görüyor. Bizim hesaplarımıza göre bunun dışında 200 bine yakın gündüz eğitime alınamamış çocuklar olduğunu tahmin ediyoruz" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "150 bin civarında Suriyeli öğrenci şu anda Türkiye'de eğitim görüyor. Bizim hesaplarımıza göre bunun dışında 200 bine yakın gündüz eğitime alınamamış çocuklar olduğunu tahmin ediyoruz" dedi.

Avcı, Sivrihisar Kaymakamlığı'nı ziyaretinin ardından, bir gazetecinin Suriyeli mültecilerin çocuklarının eğitimleri konusunda Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı çalışmalar ile ilgili sorusu üzerine, Suriye'den gelen mültecilerden 8 bininin geçici kimlik numarası ve oturma izni aldığını belirterek, söz konusu mültecilerin çocuklarının Türkiye'deki okullarda düzenli eğitimlerine devam ettiklerini söyledi.

Mültecilerin 70 bininin, 11 ilde kurulan kamplardaki okullarda eğitimini sürdürdüklerini ifade eden Bakan Avcı, şöyle konuştu:

"Söz konusu çocuklardan 71 bin 500'ünün ise değişik kentlerde belediye, valilik, sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilen okullarda eğitimlerini sürdürüyorlar. Demek ki 150 bin civarında Suriye'li öğrenci şu anda Türkiye'de eğitim görüyor. Bizim hesaplarımıza göre bunun dışında 200 bine yakın gündüz eğitime alınamamış çocuklar olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak yapacak epey bir işimiz var. Bu eğitim gören çocuklara, kamplarda eğitim gören çocuklara, Suriye'den gelen öğretmenler, Suriye müfredatına göre eğitim veriyorlar. Bunlar 12'inci sınıfı bitirip, olgunluk sınavını başardıktan sonra lise mezunu sayılıyorlar ve kontenjan dahilinde üniversitelerimize kabul ediliyorlar. Onun dışında 1'inci sınıftan itibaren de bu okulların hepsinde hafta da 5 saat bu çocuklara zorunlu Türkçe dersi veriliyoruz. Dolayısıyla demek ki 150 bin civarında belki Suriye'den gelen misafirlerimizin çocuklarına aynı zamanda Türkçe de öğretmiş oluyoruz. Yeterli mi? Yeterli değil ama Türkiye kendi şartlarında yapılabileceklerin en iyisini yapıyor."

"150 bin yeni öğrenciyi kendi standartlarına uyarak eğitiyoruz"

Uluslararası camianın da bu konuda elini taşın altına koyması gerektiğini anlatan Bakan Avcı, şunları söyledi:

"Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) sınırlı katkılarının dışında uluslararası camianın doğrusu bu konuda çok ciddi katkısı olmadı. Zaten gelen misafir sayısından bu belli. Türkiye'nin biliyorsunuz son bir ay içerisinde hatta 3 günde aldığı Suriyeli misafir sayısı bütün Avrupa ülkelerinin bu olayların başlangıcından bugüne kadar aldıkları mültecilerden daha fazla. Türkiye bütün Avrupa ülkelerinin aldığı, 139 bin civarında zannediyorum, mültecinin çok üstünde misafiri 300 bine yakınını 3 günde aldı. Türkiye bu konuda kendisine düşeni fazlasıyla yapıyor. Eğitim konusunda da yapıyor. 150 bin yeni öğrenciyi kendi standartlarına uyarak onların ulusal müfredatlarına da dikkat ederek, eğitiyoruz."

Bakan Avcı, bir gazetecinin ise Suriye sınırı yakınlarında ki Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki eğitim gören öğrencilerin durumu ile ilgili sorusuna da, söz konusu ilçede yerel yönetimlerin, valiliklerin özellikle okulları güvence altına alacak tedbirleri aldıklarını ifade ederek, risk altında olan okulları güvenli yerlere taşıdıklarını, endişeye gerek olmadığını bildirdi.

Eskişehir'in Sivrihisar ilçesindeki yatırımların sürdüğünü anlatan Milli Eğitim Bakanı Avcı, bu kapsamda Ulu Cami'nin restorasyonunun devam ettiğini, Zaim Ağa Konağı'nın ise tamamlanarak hizmete açıldığını söyledi.

> 150 bin Suriyeli öğrenci Türkiye'de eğitim görüyor

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "150 bin civarında Suriyeli öğrenci şu anda Türkiye'de eğitim görüyor. Bizim hesaplarımıza göre bunun dışında 200 bine yakın gündüz eğitime alınamamış çocuklar olduğunu tahmin ediyoruz" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "150 bin civarında Suriyeli öğrenci şu anda Türkiye'de eğitim görüyor. Bizim hesaplarımıza göre bunun dışında 200 bine yakın gündüz eğitime alınamamış çocuklar olduğunu tahmin ediyoruz" dedi.

Avcı, Sivrihisar Kaymakamlığı'nı ziyaretinin ardından, bir gazetecinin Suriyeli mültecilerin çocuklarının eğitimleri konusunda Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı çalışmalar ile ilgili sorusu üzerine, Suriye'den gelen mültecilerden 8 bininin geçici kimlik numarası ve oturma izni aldığını belirterek, söz konusu mültecilerin çocuklarının Türkiye'deki okullarda düzenli eğitimlerine devam ettiklerini söyledi.

Mültecilerin 70 bininin, 11 ilde kurulan kamplardaki okullarda eğitimini sürdürdüklerini ifade eden Bakan Avcı, şöyle konuştu:

"Söz konusu çocuklardan 71 bin 500'ünün ise değişik kentlerde belediye, valilik, sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilen okullarda eğitimlerini sürdürüyorlar. Demek ki 150 bin civarında Suriye'li öğrenci şu anda Türkiye'de eğitim görüyor. Bizim hesaplarımıza göre bunun dışında 200 bine yakın gündüz eğitime alınamamış çocuklar olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak yapacak epey bir işimiz var. Bu eğitim gören çocuklara, kamplarda eğitim gören çocuklara, Suriye'den gelen öğretmenler, Suriye müfredatına göre eğitim veriyorlar. Bunlar 12'inci sınıfı bitirip, olgunluk sınavını başardıktan sonra lise mezunu sayılıyorlar ve kontenjan dahilinde üniversitelerimize kabul ediliyorlar. Onun dışında 1'inci sınıftan itibaren de bu okulların hepsinde hafta da 5 saat bu çocuklara zorunlu Türkçe dersi veriliyoruz. Dolayısıyla demek ki 150 bin civarında belki Suriye'den gelen misafirlerimizin çocuklarına aynı zamanda Türkçe de öğretmiş oluyoruz. Yeterli mi? Yeterli değil ama Türkiye kendi şartlarında yapılabileceklerin en iyisini yapıyor."

"150 bin yeni öğrenciyi kendi standartlarına uyarak eğitiyoruz"

Uluslararası camianın da bu konuda elini taşın altına koyması gerektiğini anlatan Bakan Avcı, şunları söyledi:

"Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) sınırlı katkılarının dışında uluslararası camianın doğrusu bu konuda çok ciddi katkısı olmadı. Zaten gelen misafir sayısından bu belli. Türkiye'nin biliyorsunuz son bir ay içerisinde hatta 3 günde aldığı Suriyeli misafir sayısı bütün Avrupa ülkelerinin bu olayların başlangıcından bugüne kadar aldıkları mültecilerden daha fazla. Türkiye bütün Avrupa ülkelerinin aldığı, 139 bin civarında zannediyorum, mültecinin çok üstünde misafiri 300 bine yakınını 3 günde aldı. Türkiye bu konuda kendisine düşeni fazlasıyla yapıyor. Eğitim konusunda da yapıyor. 150 bin yeni öğrenciyi kendi standartlarına uyarak onların ulusal müfredatlarına da dikkat ederek, eğitiyoruz."

Bakan Avcı, bir gazetecinin ise Suriye sınırı yakınlarında ki Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki eğitim gören öğrencilerin durumu ile ilgili sorusuna da, söz konusu ilçede yerel yönetimlerin, valiliklerin özellikle okulları güvence altına alacak tedbirleri aldıklarını ifade ederek, risk altında olan okulları güvenli yerlere taşıdıklarını, endişeye gerek olmadığını bildirdi.

Eskişehir'in Sivrihisar ilçesindeki yatırımların sürdüğünü anlatan Milli Eğitim Bakanı Avcı, bu kapsamda Ulu Cami'nin restorasyonunun devam ettiğini, Zaim Ağa Konağı'nın ise tamamlanarak hizmete açıldığını söyledi.

Son Güncelleme: Perşembe, 16 Ekim 2014 18:26

Gösterim: 2212

Ek yerleştirmelerden üniversiteye kayıt hakkı kazanan ancak çeşitli sebeplerle kayıt yaptıramayan öğrenciler için verilen süre, 24 Ekim'e kadar uzatıldı

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sonucunda, yükseköğretim kurumlarına kayıt hakkı kazanan ancak çeşitli sebeplerle kayıt yaptıramayan öğrenciler için 10 Ekim'e kadar verilen süre, 24 Ekim'e kadar uzatıldı. 

YÖK'ün internet sitesinde yer alan duyuruda, ÖSYS sonucunda yükseköğretim kurumlarına kayıt hakkı kazanan ancak çeşitli sebeplerle kayıt yaptıramayan öğrencilere 10 Ekim Cuma günü mesai bitimine kadar verilen süre, 24 Ekim Cuma gününe kadar uzatıldı.

Duyuruda, "Yurdumuzda yaşanan sokağa çıkma gibi olaylar nedeniyle 24 Ekim Cuma günü mesai bitimine kadar kayıt hakkı verilmesine karar verilmiştir" denildi.

> Ek yerleştirme üniversite kayıt süresi uzatıldı

Ek yerleştirmelerden üniversiteye kayıt hakkı kazanan ancak çeşitli sebeplerle kayıt yaptıramayan öğrenciler için verilen süre, 24 Ekim'e kadar uzatıldı

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sonucunda, yükseköğretim kurumlarına kayıt hakkı kazanan ancak çeşitli sebeplerle kayıt yaptıramayan öğrenciler için 10 Ekim'e kadar verilen süre, 24 Ekim'e kadar uzatıldı. 

YÖK'ün internet sitesinde yer alan duyuruda, ÖSYS sonucunda yükseköğretim kurumlarına kayıt hakkı kazanan ancak çeşitli sebeplerle kayıt yaptıramayan öğrencilere 10 Ekim Cuma günü mesai bitimine kadar verilen süre, 24 Ekim Cuma gününe kadar uzatıldı.

Duyuruda, "Yurdumuzda yaşanan sokağa çıkma gibi olaylar nedeniyle 24 Ekim Cuma günü mesai bitimine kadar kayıt hakkı verilmesine karar verilmiştir" denildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 16 Ekim 2014 10:29

Gösterim: 1696


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.