Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Siber Güvenlik Uzmanı Öztürkci, "Darbe girişimi sonrası Türkiye'de siber saldırılar arttı, ikinci aşamaya geçilmiş durumda. Bu girişimin ikinci ayağı siber saldırılar olabilir." dedi.
Teknolojinin her geçen gün gelişmesiyle, günümüzde artık başta devlet kurumları ve büyük ölçekli şirketlerinki olmak üzere, kişisel ve kurumsal datalar sanal ortamda saklanıyor. Depolamanın yanı sıra pek çok işin dijitalden halledilmeye başlanması, önemli verilere internet ortamından ulaşılmasının kolaylaşması ile siber saldırıların yapılma ve artış hızı da bu gelişmelere paralel, artmaya başladı.
Binlerce bilgisayarı aynı anda etki altına alarak, neredeyse bir ülkenin bütün elektronik işleyişini durdurabilecek büyük saldırıların yapılabildiği dünyada, ülkeler de kendi içlerinde siber saldırılardan korunabilmek adına milyon dolarlık yatırımlar yapıyor.
Türkiye'deki devlet kurumları ve şirketler ise özellikle son yıllarda siber saldırıların hedefinde. Siber saldırıların kurumlara ve şirketlere verdiği zararlar hakkında bilgi veren Siber Güvenlik Uzmanı Halil Öztürkci, uzun zamandır mücadele edilen bu konuda Türkiye'nin bundan sonra daha da dikkatli olması gerektiğini söyledi.
"Çok ciddi şekilde algı yönetimi var"
Öztürkci, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin başarısız olması sonrası Türkiye'deki devlet kurumu ve şirketlere yapılan siber saldırıların arttığı bilgisini vererek bu saldırılara karşı kurum ve şirketlerin dikkatli olması uyarısını yaptı.
Son günlerde büyük şirketlere ve devletin önemli kurumlarına siber saldırılar yapıldığını tespit ettiklerini belirten Öztürkci şunları anlattı: "15 Temmuz sürecini takip ettiğimizde karşımıza çıkan şey şu; başarısız bir girişim var ve ikinci aşamaya geçilmiş durumda. Çok ciddi şekilde algı yönetimi var. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından Türkiye'ye bakışı etkilemek adına bir algı operasyonu söz konusu. Bu algıda, özellikle sosyal medya üzerinden yayımlanacak içeriklerin büyük etkisi var. Bu, bize bundan sonraki süreçte algı yönetimine geçildiğini ve burada da sistemler üzerinden, kritik kullanıcıların hesapları üzerinden elde edilecek bilgilerle algı operasyonuna devam edileceğini gösteriyor. Dolayısıyla bu bilgileri elde edecek saldırıların artacağını net şekilde söyleyebiliriz. Devlet kurumlarından elde edilecek bilgileri manipüle edip, çok daha farklı algı operasyonları gerçekleştirilebilir. Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından, bu saldırının ikinci ayağı siber saldırılar olabilir. Bizim ekip olarak yaptığımız işlerden biri siber saldırı anında kurum ve şirketlere ileterek destek vermek. 15 Temmuz öncesi aylık ortalama 10 şirkete bu kapsamda destek verirken, 15 Temmuz'dan bu yana ortalama 100'e yakın şirket bize başvurdu. Her gün bu sayı artıyor. Bunların 60'ı ise siber saldırıya uğradığı için bize başvuran kurumlar."
"Devlet kurumlarının tamamı ciddi risk altında"
Halil Öztürkci, yapılan saldırılar sonrası siber korsanların en önemli hedefinin devleti itibarsızlaştırmak olduğunun altını çizerek, bununla alakalı bir cephe oluşturmak istendiğini, kurumların ve şirketlerin bu kapsamda çok dikkatli olması, gerekli çalışmaların hızlı şekilde yapılması gerektiğini söyledi.
Devlet kurumlarının tamamının çok ciddi risk altında olduğunu belirten Öztürkci, "15 Temmuz'dan sonra şirketlere yapılan siber saldırılar aslında beklenen seviyedeydi, burada kamudaki kadar yüksek bir artış olmadı. Ama öte yandan kamuya mal olmuş bazı büyük şirketler ciddi boyutlarda siber saldırıya maruz kaldı. Göz önündeki bazı büyük şirketler için siber saldırıların 15 Temmuz sonrası ciddi şekilde artış gösterdiğini söyleyebiliriz." dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Siber Güvenlik Uzmanı Öztürkci, "Darbe girişimi sonrası Türkiye'de siber saldırılar arttı, ikinci aşamaya geçilmiş durumda. Bu girişimin ikinci ayağı siber saldırılar olabilir." dedi.
Teknolojinin her geçen gün gelişmesiyle, günümüzde artık başta devlet kurumları ve büyük ölçekli şirketlerinki olmak üzere, kişisel ve kurumsal datalar sanal ortamda saklanıyor. Depolamanın yanı sıra pek çok işin dijitalden halledilmeye başlanması, önemli verilere internet ortamından ulaşılmasının kolaylaşması ile siber saldırıların yapılma ve artış hızı da bu gelişmelere paralel, artmaya başladı.
Binlerce bilgisayarı aynı anda etki altına alarak, neredeyse bir ülkenin bütün elektronik işleyişini durdurabilecek büyük saldırıların yapılabildiği dünyada, ülkeler de kendi içlerinde siber saldırılardan korunabilmek adına milyon dolarlık yatırımlar yapıyor.
Türkiye'deki devlet kurumları ve şirketler ise özellikle son yıllarda siber saldırıların hedefinde. Siber saldırıların kurumlara ve şirketlere verdiği zararlar hakkında bilgi veren Siber Güvenlik Uzmanı Halil Öztürkci, uzun zamandır mücadele edilen bu konuda Türkiye'nin bundan sonra daha da dikkatli olması gerektiğini söyledi.
"Çok ciddi şekilde algı yönetimi var"
Öztürkci, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin başarısız olması sonrası Türkiye'deki devlet kurumu ve şirketlere yapılan siber saldırıların arttığı bilgisini vererek bu saldırılara karşı kurum ve şirketlerin dikkatli olması uyarısını yaptı.
Son günlerde büyük şirketlere ve devletin önemli kurumlarına siber saldırılar yapıldığını tespit ettiklerini belirten Öztürkci şunları anlattı: "15 Temmuz sürecini takip ettiğimizde karşımıza çıkan şey şu; başarısız bir girişim var ve ikinci aşamaya geçilmiş durumda. Çok ciddi şekilde algı yönetimi var. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından Türkiye'ye bakışı etkilemek adına bir algı operasyonu söz konusu. Bu algıda, özellikle sosyal medya üzerinden yayımlanacak içeriklerin büyük etkisi var. Bu, bize bundan sonraki süreçte algı yönetimine geçildiğini ve burada da sistemler üzerinden, kritik kullanıcıların hesapları üzerinden elde edilecek bilgilerle algı operasyonuna devam edileceğini gösteriyor. Dolayısıyla bu bilgileri elde edecek saldırıların artacağını net şekilde söyleyebiliriz. Devlet kurumlarından elde edilecek bilgileri manipüle edip, çok daha farklı algı operasyonları gerçekleştirilebilir. Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından, bu saldırının ikinci ayağı siber saldırılar olabilir. Bizim ekip olarak yaptığımız işlerden biri siber saldırı anında kurum ve şirketlere ileterek destek vermek. 15 Temmuz öncesi aylık ortalama 10 şirkete bu kapsamda destek verirken, 15 Temmuz'dan bu yana ortalama 100'e yakın şirket bize başvurdu. Her gün bu sayı artıyor. Bunların 60'ı ise siber saldırıya uğradığı için bize başvuran kurumlar."
"Devlet kurumlarının tamamı ciddi risk altında"
Halil Öztürkci, yapılan saldırılar sonrası siber korsanların en önemli hedefinin devleti itibarsızlaştırmak olduğunun altını çizerek, bununla alakalı bir cephe oluşturmak istendiğini, kurumların ve şirketlerin bu kapsamda çok dikkatli olması, gerekli çalışmaların hızlı şekilde yapılması gerektiğini söyledi.
Devlet kurumlarının tamamının çok ciddi risk altında olduğunu belirten Öztürkci, "15 Temmuz'dan sonra şirketlere yapılan siber saldırılar aslında beklenen seviyedeydi, burada kamudaki kadar yüksek bir artış olmadı. Ama öte yandan kamuya mal olmuş bazı büyük şirketler ciddi boyutlarda siber saldırıya maruz kaldı. Göz önündeki bazı büyük şirketler için siber saldırıların 15 Temmuz sonrası ciddi şekilde artış gösterdiğini söyleyebiliriz." dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 16:12
Gösterim: 1010
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu'nun diploması ailesine verildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz akşamı gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında, askeri helikopterden açılan kurşunla Genelkurmay Başkanlığı önünde şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu'nun diplomasını ailesi aldı.
Ağaroğlu için Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde anma ve diploma töreni düzenlendi. Törene, şehidin babası Osman, annesi Zehra ve kardeşi Saliha Nur Ağaroğlu ile ablası Betül Kardıçlı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen, öğretim üyeleri ve arkadaşları katıldı.
Törende konuşan şehidin babası Ağaroğlu, oğlunun çok isteyerek girdiği Ankara Hukuk Fakültesinden gururla bahsettiğini söyledi. Oğlunun ve 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında şehit düşen bütün vatandaşların "vatan şehidi" olarak anılmasını isteyen Ağaroğlu, "Vatanımız için milletimiz için milletimizin birlik ve beraberliği için gönderden al bayrağımızın inmemesi için canlarını veren nice şehitlerimize selam olsun, hepsi bizim çocuklarımızdı." diye konuştu. "Bu, ne cumhurbaşkanımıza ne hükümete karşı yapılan bir darbe. Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak için yapılan bir darbe." ifadelerini kullanan Ağaroğlu, şehit oğlunun cenazesine yaklaşık 50 bin kişinin katıldığını hatırlattı. Ağaroğlu, "Cenaze bizim omaktan çıktı, milletin oldu artık. Bütün milletimize şükranlarımı arz ediyorum. Bir Yasin Naci gider, binlercesi gelir diyoruz." dedi.
"Öğrencimizle gurur duyuyoruz"
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbiş de, değerli bir öğrenci ve vatan evladını kaybetmekten duyduğu üzüntüyü dile getirerek, bir yandan da şehidin kahramanlığı, aydınlık geleceğin garantisi gençlerden biri olarak, bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin koruyuculuğunu üstlenmesiyle gurur duyduğunu söyledi. İbiş, şehit Ağaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla milli duygularla kahramanca sokağa çıktığını vurgulayarak, "FETÖ'nün, örgütlediği bu girişime 'hayır' dediği için bugün biz buradayız. Yasin Naci ve onun gibilerin dirayeti, direnişi, kararlılığı sayesinde bugün biz burada bu demokrasinin şemsiyesi altında konuşmamızı, törenimizi yapıyor, yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen de öğrencileriyle gurur duyduklarını bildirdi. Şehit üniversite öğrencisinin, gençliğinin baharında diğer vatandaşlar ile sokağa çıkarak, tanklara meydan okuduğunu, vatanı savunduğunu belirten Özen, "Sevgili öğrencimizin şehadeti, bu milletin demokrasiye, hukuk devletine, milli iradeye sahip çıkmasının ifadesi olarak ortaya çıkmıştır." dedi. Özen, şunları kaydetti: "Sevgili şehidimiz Yasin Naci Ağaroğlu'nun diplomasını, arkadaşlarıyla birlikte vermeyi çok isterdim ancak nasip olmadı. Diplomasını ailesine teslim edeceğiz. Ben inanıyorum ki yaşayanlardan daha anlamlıdır bir hukukçu olarak. Tarihin her aşamasında bu dönemde şanlı direniş içinde yer alan şehitler arasında adını hep zikredeceğiz."
Diploması ailesine teslim edildi
Ağaroğlu'nun arkadaşı Enes Orhan da şehidin vatan, millet, insan sevgisini, kişisel özelliklerini ve anılarını anlattı. "Bu dünyadan gidişi gibi gelişi de onun deyimiyle 'muazzam'dı" diyen Orhan, şöyle konuştu: "Annesi henüz Yasin'e hamileyken bir rüya gördü ve bu rüyada birisi ona, 'doğacak çocuğunun onların kurtuluşuna vesile olacağını' söylemişti. 2012'nin eylül ayıydı, işte tam da o gün başladı onunla hikayemiz. Akşam yurda geldiğimde, 102 numaralı odada hayatıma onur, erdem, güzellik, iyilik katacağından habersiz onunla tanıştım. O gün şehidimizin şehadetinden sorumlu olacaklarını bilmeden malum terör örgütünü konuştuk." Konuşmaların ardından, şehit Ağaroğlu için diploma töreni gerçekleştirildi. Rektör İbiş, şehidin diplomasını anne ve babasına teslim etti. Ardından, şehidin ailesi, yakınları, arkadaşları ve diğer katılımcılar, Ağaroğlu'nun adı verilen dersliği ziyaret etti. Şehidin adının yazılı olduğu tabela, ailesi ile hocaları tarafından dersliğin girişine asıldı. Daha sonra şehidin öğrenim gördüğü son derslik olan "Yasin Naci Ağaroğlu 15 Temmuz 2016" sınıfında dua edildi, anne ve babası oğullarının ders gördüğü sıralarda oturdu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu'nun diploması ailesine verildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz akşamı gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında, askeri helikopterden açılan kurşunla Genelkurmay Başkanlığı önünde şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu'nun diplomasını ailesi aldı.
Ağaroğlu için Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde anma ve diploma töreni düzenlendi. Törene, şehidin babası Osman, annesi Zehra ve kardeşi Saliha Nur Ağaroğlu ile ablası Betül Kardıçlı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen, öğretim üyeleri ve arkadaşları katıldı.
Törende konuşan şehidin babası Ağaroğlu, oğlunun çok isteyerek girdiği Ankara Hukuk Fakültesinden gururla bahsettiğini söyledi. Oğlunun ve 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında şehit düşen bütün vatandaşların "vatan şehidi" olarak anılmasını isteyen Ağaroğlu, "Vatanımız için milletimiz için milletimizin birlik ve beraberliği için gönderden al bayrağımızın inmemesi için canlarını veren nice şehitlerimize selam olsun, hepsi bizim çocuklarımızdı." diye konuştu. "Bu, ne cumhurbaşkanımıza ne hükümete karşı yapılan bir darbe. Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak için yapılan bir darbe." ifadelerini kullanan Ağaroğlu, şehit oğlunun cenazesine yaklaşık 50 bin kişinin katıldığını hatırlattı. Ağaroğlu, "Cenaze bizim omaktan çıktı, milletin oldu artık. Bütün milletimize şükranlarımı arz ediyorum. Bir Yasin Naci gider, binlercesi gelir diyoruz." dedi.
"Öğrencimizle gurur duyuyoruz"
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbiş de, değerli bir öğrenci ve vatan evladını kaybetmekten duyduğu üzüntüyü dile getirerek, bir yandan da şehidin kahramanlığı, aydınlık geleceğin garantisi gençlerden biri olarak, bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin koruyuculuğunu üstlenmesiyle gurur duyduğunu söyledi. İbiş, şehit Ağaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla milli duygularla kahramanca sokağa çıktığını vurgulayarak, "FETÖ'nün, örgütlediği bu girişime 'hayır' dediği için bugün biz buradayız. Yasin Naci ve onun gibilerin dirayeti, direnişi, kararlılığı sayesinde bugün biz burada bu demokrasinin şemsiyesi altında konuşmamızı, törenimizi yapıyor, yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen de öğrencileriyle gurur duyduklarını bildirdi. Şehit üniversite öğrencisinin, gençliğinin baharında diğer vatandaşlar ile sokağa çıkarak, tanklara meydan okuduğunu, vatanı savunduğunu belirten Özen, "Sevgili öğrencimizin şehadeti, bu milletin demokrasiye, hukuk devletine, milli iradeye sahip çıkmasının ifadesi olarak ortaya çıkmıştır." dedi. Özen, şunları kaydetti: "Sevgili şehidimiz Yasin Naci Ağaroğlu'nun diplomasını, arkadaşlarıyla birlikte vermeyi çok isterdim ancak nasip olmadı. Diplomasını ailesine teslim edeceğiz. Ben inanıyorum ki yaşayanlardan daha anlamlıdır bir hukukçu olarak. Tarihin her aşamasında bu dönemde şanlı direniş içinde yer alan şehitler arasında adını hep zikredeceğiz."
Diploması ailesine teslim edildi
Ağaroğlu'nun arkadaşı Enes Orhan da şehidin vatan, millet, insan sevgisini, kişisel özelliklerini ve anılarını anlattı. "Bu dünyadan gidişi gibi gelişi de onun deyimiyle 'muazzam'dı" diyen Orhan, şöyle konuştu: "Annesi henüz Yasin'e hamileyken bir rüya gördü ve bu rüyada birisi ona, 'doğacak çocuğunun onların kurtuluşuna vesile olacağını' söylemişti. 2012'nin eylül ayıydı, işte tam da o gün başladı onunla hikayemiz. Akşam yurda geldiğimde, 102 numaralı odada hayatıma onur, erdem, güzellik, iyilik katacağından habersiz onunla tanıştım. O gün şehidimizin şehadetinden sorumlu olacaklarını bilmeden malum terör örgütünü konuştuk." Konuşmaların ardından, şehit Ağaroğlu için diploma töreni gerçekleştirildi. Rektör İbiş, şehidin diplomasını anne ve babasına teslim etti. Ardından, şehidin ailesi, yakınları, arkadaşları ve diğer katılımcılar, Ağaroğlu'nun adı verilen dersliği ziyaret etti. Şehidin adının yazılı olduğu tabela, ailesi ile hocaları tarafından dersliğin girişine asıldı. Daha sonra şehidin öğrenim gördüğü son derslik olan "Yasin Naci Ağaroğlu 15 Temmuz 2016" sınıfında dua edildi, anne ve babası oğullarının ders gördüğü sıralarda oturdu.
Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 15:56
Gösterim: 1222
Öğrenim kredisini ödemeyen 580 bin öğrenciye yeni düzenleme geldi.
Yüksek öğretim öğrencilerini ilgilendiren önemli düzenleme yaptıklarını da anlatan Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Yurt-Kur üzerinden öğrenim kredisi alıp da bu öğrenim kredisini ödemeyip, vergi dairelerinin takip ettiği 580 bin öğrencimiz var. Bu 580 bin öğrencimizin yaklaşık 1,4 milyar lira öğrenim kredisi borcu bulunuyor. Dolayısıyla bu öğrencilerimize de seslenmek istiyorum. Bu borçlarını da çok daha düşük tutarlarda ödeme imkanı geliyor." ifadelerini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Öğrenim kredisini ödemeyen 580 bin öğrenciye yeni düzenleme geldi.
Yüksek öğretim öğrencilerini ilgilendiren önemli düzenleme yaptıklarını da anlatan Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Yurt-Kur üzerinden öğrenim kredisi alıp da bu öğrenim kredisini ödemeyip, vergi dairelerinin takip ettiği 580 bin öğrencimiz var. Bu 580 bin öğrencimizin yaklaşık 1,4 milyar lira öğrenim kredisi borcu bulunuyor. Dolayısıyla bu öğrencilerimize de seslenmek istiyorum. Bu borçlarını da çok daha düşük tutarlarda ödeme imkanı geliyor." ifadelerini kullandı.
Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 14:05
Gösterim: 1056
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin TÜBİTAK'tan dün itibarıyla 139 kişinin çıkarıldığını, 28 kişinin de istifa ettiğini bildirdi.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odasında (BTSO) Organize Sanayi Bölgesi (OSB) temsilcileriyle bir araya gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, çıkışta gazetecilerin soruları üzerine TÜBİTAK'ta geçen dönemde, FETÖ'nün çok ciddi yapılanması olduğunu söyledi.
Özlü, 2011-2013 yılları arasında TÜBİTAK'a bin 707 kişinin alındığını belirterek, şöyle konuştu: "TÜBİTAK'ın toplam personel sayısının 4 bin 500 olduğunu düşünürseniz aşağı yukarı yarısı 2 yılda alınmış. Şimdi ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Dün itibarıyla TÜBİTAK'tan 139 kişiyi çıkardık. Bu arada 28 istifa oldu. Çıkarılıp takibe uğrayacaklarını düşünen kişiler istifa ettiler. Toplam 167 ayrılma oldu TÜBİTAK'tan dün itibarıyla. Önceki dönemlerde çıkarılanlar var. Bir de bakanlık olarak olaylar başladıktan hemen sonra 560 çalışanı açığa almıştık. Bunlardan da bizim bakanlığımızdan 63 kişiyi devletten tamamen çıkarttılar. Yine bize bağlı, bizim kuruluşumuz KOSGEB'ten de 47 kişiyi uzaklaştırdılar, devletten tamamen çıkarttılar."
Bir gazetecinin, "Hepsi FETÖ'cü mü?" sorusuna Özlü, "Üzerinde çalışıyoruz. Hepsi değil belki ama birçoğunun öyle olduğunu tahmin ediyoruz. Üzerinde çalışıyoruz." yanıtını verdi. Özlü, "TÜBİTAK haricinde bakanlıkta başka çalışma var mı?" sorusunu ise "Bakanlık içinde ve bakanlığa bağlı bütün birimlerde bu çalışmayı yapıyoruz. KOSGEB'te, TÜBİTAK'ta, Patent Enstitüsünde, hepsinde yapıyoruz." diye yanıtladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin TÜBİTAK'tan dün itibarıyla 139 kişinin çıkarıldığını, 28 kişinin de istifa ettiğini bildirdi.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odasında (BTSO) Organize Sanayi Bölgesi (OSB) temsilcileriyle bir araya gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, çıkışta gazetecilerin soruları üzerine TÜBİTAK'ta geçen dönemde, FETÖ'nün çok ciddi yapılanması olduğunu söyledi.
Özlü, 2011-2013 yılları arasında TÜBİTAK'a bin 707 kişinin alındığını belirterek, şöyle konuştu: "TÜBİTAK'ın toplam personel sayısının 4 bin 500 olduğunu düşünürseniz aşağı yukarı yarısı 2 yılda alınmış. Şimdi ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Dün itibarıyla TÜBİTAK'tan 139 kişiyi çıkardık. Bu arada 28 istifa oldu. Çıkarılıp takibe uğrayacaklarını düşünen kişiler istifa ettiler. Toplam 167 ayrılma oldu TÜBİTAK'tan dün itibarıyla. Önceki dönemlerde çıkarılanlar var. Bir de bakanlık olarak olaylar başladıktan hemen sonra 560 çalışanı açığa almıştık. Bunlardan da bizim bakanlığımızdan 63 kişiyi devletten tamamen çıkarttılar. Yine bize bağlı, bizim kuruluşumuz KOSGEB'ten de 47 kişiyi uzaklaştırdılar, devletten tamamen çıkarttılar."
Bir gazetecinin, "Hepsi FETÖ'cü mü?" sorusuna Özlü, "Üzerinde çalışıyoruz. Hepsi değil belki ama birçoğunun öyle olduğunu tahmin ediyoruz. Üzerinde çalışıyoruz." yanıtını verdi. Özlü, "TÜBİTAK haricinde bakanlıkta başka çalışma var mı?" sorusunu ise "Bakanlık içinde ve bakanlığa bağlı bütün birimlerde bu çalışmayı yapıyoruz. KOSGEB'te, TÜBİTAK'ta, Patent Enstitüsünde, hepsinde yapıyoruz." diye yanıtladı.
Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 14:09
Gösterim: 3201
Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan takvime göre, ÖABT gerektirmeyen alanlar için ön başvurular 8-11 Ağustos'ta, ÖABT gerektiren alanlar için ön başvurular 5-8 Eylül arasında alınacak.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, 27 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanan 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 3 Ağustos 2016'da Resmi Gazete'de yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik doğrultusunda, boş öğretmen norm kadrosu bulunan örgün ve yaygın eğitim kuramlarına 15 bin pozisyona sözleşmeli öğretmen istihdam edilmesine ilişkin duyuruya yer verildi.
Buna göre, ilan edilen kadrolar için 2016 KPSS10 ve KPSS121 puan türlerinden 50 ve üzeri taban puana sahip adaylar, sözlü sınav için "http://ikgm.meb.gov.tr" adresinden başvuru yapabilecek. En yüksek puanlı adaydan başlamak üzere ilan edilen kadronun 3 katı kadar aday sözlü sınava alınacak. Sözlü sınavlar, Türkiye genelinde oluşturulan 18 sınav merkezinde gerçekleştirilecek. Adaylar sınav merkezi tercihlerine göre sözlü sınava girecek ve ardından başarılı olanlar arasından puan üstünlüğüne göre tercihler alınıp atamalar gerçekleştirilecek.
Sözleşmeli öğretmen alımı ile ilgili sözlü sınava alınacak adaylara ilişkin süreç takvimi, yapılacak iş ve işlemler, bakanlığın "www.meb.gov.tr" internet sitesinden duyurulacak.
Öte yandan, sözlü sınavda adaylar, bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü, iletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyeti, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı, topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik nitelikleri yönüyle değerlendirilecek. Sözlü sınav sonucunda 60 ve üzerinde puan alanlar, başarılı sayılarak sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere tercih yapma hakkını elde edecek.
Sözlü sınava alınacak adaylar "http://mebbis.meb.gov.tr" ve "http://ikgm.meb.gov.tr" adreslerinden duyurulacak. Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alan adaylar, en fazla 20 eğitim kurumunu elektronik ortamda tercih edebilecek.
Başvurular için 2 ayrı takvim
ÖABT KPSSP10 gerektirmeyen alanlar bakımından adaylardan ön başvurular 8-11 Ağustos'ta alınacak. Adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri, 12 Ağustos'ta ilan edilecek. Sözlü sınavlar, 15-26 Ağustos tarihleri arasında yapılacak ve 28 Eylül'de sonuçlar açıklanacak. Alınan itirazlar, 3 Ekim'de sonuçlandırılacak. Adayların atama tercihleri, 4-7 Ekim arasında alınacak ve 10 Ekim'de sonuçları açıklanacak.
ÖABT 20 Ağustos 2016'da gerçekleştirileceğinden KPSS121 puan türüne göre atanacak adayların sınav takvimi farklı olacak. Buna göre, ÖABT gerektiren alanlar bakımından ön başvurular 5-8 Eylül arasında alınacak. Adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri, 9 Eylül'de ilan edilecek. Sözlü sınavlar 19-27 Eylül arasında yapılacak. Sözlü sınav sonuçları, 28 Eylül'de açıklanacak. Bu tarihten sonraki süreçlere ilişkin takvim ise ÖABT gerektirmeyen adaylarla aynı olacak.
Sözleşmeli öğretmenlik için 15 bin kadro arasında en çok atama yapılacak alanlar ise sırasıyla 4 bin 334 kontenjanla sınıf öğretmenliği, bin 555 kontenjanla İngilizce ve bin 479 kontenjanla din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği oldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan takvime göre, ÖABT gerektirmeyen alanlar için ön başvurular 8-11 Ağustos'ta, ÖABT gerektiren alanlar için ön başvurular 5-8 Eylül arasında alınacak.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, 27 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanan 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 3 Ağustos 2016'da Resmi Gazete'de yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik doğrultusunda, boş öğretmen norm kadrosu bulunan örgün ve yaygın eğitim kuramlarına 15 bin pozisyona sözleşmeli öğretmen istihdam edilmesine ilişkin duyuruya yer verildi.
Buna göre, ilan edilen kadrolar için 2016 KPSS10 ve KPSS121 puan türlerinden 50 ve üzeri taban puana sahip adaylar, sözlü sınav için "http://ikgm.meb.gov.tr" adresinden başvuru yapabilecek. En yüksek puanlı adaydan başlamak üzere ilan edilen kadronun 3 katı kadar aday sözlü sınava alınacak. Sözlü sınavlar, Türkiye genelinde oluşturulan 18 sınav merkezinde gerçekleştirilecek. Adaylar sınav merkezi tercihlerine göre sözlü sınava girecek ve ardından başarılı olanlar arasından puan üstünlüğüne göre tercihler alınıp atamalar gerçekleştirilecek.
Sözleşmeli öğretmen alımı ile ilgili sözlü sınava alınacak adaylara ilişkin süreç takvimi, yapılacak iş ve işlemler, bakanlığın "www.meb.gov.tr" internet sitesinden duyurulacak.
Öte yandan, sözlü sınavda adaylar, bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü, iletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyeti, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı, topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik nitelikleri yönüyle değerlendirilecek. Sözlü sınav sonucunda 60 ve üzerinde puan alanlar, başarılı sayılarak sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere tercih yapma hakkını elde edecek.
Sözlü sınava alınacak adaylar "http://mebbis.meb.gov.tr" ve "http://ikgm.meb.gov.tr" adreslerinden duyurulacak. Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alan adaylar, en fazla 20 eğitim kurumunu elektronik ortamda tercih edebilecek.
Başvurular için 2 ayrı takvim
ÖABT KPSSP10 gerektirmeyen alanlar bakımından adaylardan ön başvurular 8-11 Ağustos'ta alınacak. Adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri, 12 Ağustos'ta ilan edilecek. Sözlü sınavlar, 15-26 Ağustos tarihleri arasında yapılacak ve 28 Eylül'de sonuçlar açıklanacak. Alınan itirazlar, 3 Ekim'de sonuçlandırılacak. Adayların atama tercihleri, 4-7 Ekim arasında alınacak ve 10 Ekim'de sonuçları açıklanacak.
ÖABT 20 Ağustos 2016'da gerçekleştirileceğinden KPSS121 puan türüne göre atanacak adayların sınav takvimi farklı olacak. Buna göre, ÖABT gerektiren alanlar bakımından ön başvurular 5-8 Eylül arasında alınacak. Adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri, 9 Eylül'de ilan edilecek. Sözlü sınavlar 19-27 Eylül arasında yapılacak. Sözlü sınav sonuçları, 28 Eylül'de açıklanacak. Bu tarihten sonraki süreçlere ilişkin takvim ise ÖABT gerektirmeyen adaylarla aynı olacak.
Sözleşmeli öğretmenlik için 15 bin kadro arasında en çok atama yapılacak alanlar ise sırasıyla 4 bin 334 kontenjanla sınıf öğretmenliği, bin 555 kontenjanla İngilizce ve bin 479 kontenjanla din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği oldu.
Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 14:00
Gösterim: 1708