Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Dilek Cambazoğlu - Girne Koleji CEO'su: “Bugün burada eğitim sektöründe kadın bir yönetici olarak bulunmamı sağlayan, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerimi sunuyorum. Gerek eğitime verdiği önem gerekse kız çocuklarının ve kadınların toplumsal yaşamdaki yeri için yaptığı çalışmalar hepimize yol gösterici olmuştur.”
Kariyer yolculuğunuzda eğitimin rolü ve yeri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
En başından beri eğitime dair bir işte yer almak benim kendime koyduğum bir hedefti. Çocuklarla ve öğrencilerle zaman geçirmek, okul ortamında çalışmak, her yaş grubunun merak duyduğu bir alanda ilerlemek hep istediğim bir şeydi. Bunu yapabilmek adına öğretmen olmayı seçtim ve eğitimimi bu yolda ilerlemek için belirledim. Bu yolda ilerlerken de kariyerime yönetici olarak devam etmeyi istedim. İstikrarlı ve bilinçli bir tercihin sonucu bugün bu mevkideyim. Aldığınız eğitime göre yolunuzda ilerlemek, işinizi doğru yapmak hem profesyonelleşmenizde hem de yükselmenizde büyük avantaj sağlamaktadır.
Eğitim sektöründe kadın girişimci sayısının az olmasını hangi nedenlere bağlıyorsunuz? Kadın girişimci sayısının artması için neler yapılabilir?
Eski dönemlerle kıyaslarsak son yıllarda medyanın da yardımıyla kadın girişimcilere olan ilgi artmıştır ancak yine de tam istenilen yerde değildir. Yapılan araştırmalara göre bunların birçok nedeni vardır. Örneğin; Minniti ve Arenius’un (2003) 37 ülkede yapmış oldukları kadın girişimciliği araştırmasında, kadınların girişimciliğini etkileyen faktörler sırasıyla; demografik çevre ve aile yapısı, geleneksel baskı, okur-yazarlık ve eğitim, sosyoekonomik çevre, işgücü ve istihdam, cinsiyet ve örgütsel biçimler, sektörel istihdam ve ekonomik gelişme olarak belirlenmiştir. Yine kadın girişimcilerin karşılaşabilecekleri engeller konusunda; kadınların finansal güvenliklerini sağlamakla birlikte, hem ev hem de iş dünyasındaki işlerini dengeleyemeyeceklerini düşünülmektedir. Ayrıca kadın girişimciler risk almada erkek girişimcilere oranla daha temkinli hareket etmekte ve daha az özgüvenli bulunmaktadırlar.
İş ve öğrenim hayatında bulunan kadınlara en önemli tavsiyem kendilerini tanımaları ve kendilerini tanıyarak yenilenme alanlarını güçlendirmeleri. Ayrıca dünya genelinde çalışan kadınları koruyucu ve destekleyici yasaların ve uygulamaların artması, demografik gelişmelerin fazlalaşması, kız çocukları ve kadınların eğitim olanaklarının artması, standart dışı çalışma şekillerinin farklılaştırılması, toplumların kadınların çalışmasına yönelik tutumlarına olumlu farkındalık çalışmalarının yapılması, çocuk bakımı ve diğer hizmetlerdeki iyileşmelere yönelik desteklemeler kadınların bu süreçte çalışma yaşamına daha aktif olarak katılımlarının artmasını sağlayacaktır.
KADINLAR POTANSİYELLERİNİN FARKINDA OLMALI
Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları neler? Kadınların kariyer yolculuğunda “cam tavan” kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadın yönetici olmanın sadece eğitim alanında değil tüm alanlarda zorlukları ve kolaylıkları vardır. Örneğin kadın olarak olaylara daha analitik yaklaşıyor olmanız yaptığınız işlerdeki iç disiplini ve süreç kontrolünü olumlu yönde etkiler. Aynı zamanda her detayın önceden düşünülüyor olması, olası problemleri önlemeye de yardımcı olur. Bunlar kadın yönetici olmanın hem kendinize hem de sahaya yansıyan olumlu ve kolay yanlarındandır.
Zor yanlarına gelecek olursak, erkek yöneticiler kadar istihdam alanımızın olmaması en başta söyleyeceklerim arasında. Bugün, 21.yy becerilerinde en başlarda yer alan yaratıcılık becerisi her ne kadar kadınlarda daha baskın olsa da, terfiler de birincil öncelik olarak belirlense de, birçok kurum tarafından göz ardı edilebiliyor. Ancak unutmamak gerekir ki iyi bir lider duygusal zekâsı olan ve bunu efektif kullanan bireydir. Söylemek istediğim, bu becerinin sadece kadınlarda olduğu değil kadınlarda da olduğunun farkında olunmasıdır.
Cam tavan kavramının işaret ettiği gizil engeller, her sektörde farklılık göstermektedir. Aşılması zor olsa da imkânsız değildir. Sektörün ihtiyaçlarını iyi analiz etmek ve kendi potansiyelinin farkında olmakla engelleri aşma noktasında hız kazanılacağı düşüncesindeyim.
Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? Yönetim anlayışınızı belirleyen ilkeler neler?
Yönetici olmanın altın kuralının doğru bir iletişim dili olduğuna inanıyorum. Kişisel gelişim, yeniliklere açık olmak, ekip ile şeffaf bir iletişim kurmak, disiplinli ve sorumluluk sahibi olmak bir yöneticide bulunması gereken özelliklerdir. Ben kendi yöneticilik kariyerimde bu saydığım hususlara çok önem veriyorum. Her birey ile iletişim kurarken dikkatle yönettiğim alan, kurduğum cümlenin karşımdaki kişiyi iyi hissettirmesi. Doğru bir yönetim bağ kurmak ile mümkün olabilir. Bu bağ samimiyet ve şeffaflık ile güçlendirilir. Benim yönetim modelimin anahtarı doğru iletişim, samimiyet ve şeffaflıktır. Yöneticilik anlayışım lider olan bir yol arkadaşı olmak. Sonuç değil süreç odaklı bir kişiliğim var ve bu özelliğimi de iş hayatıma yansıtıyorum. Bireysel başarıdan ziyade takım çalışmasına önem veriyorum.
İŞ YAŞAMINDA KENDİNİZİ SÜREKLİ YENİLEMENİZ GEREKİR
Eğitimde yönetici olmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
Burada önemli olan yönetici olmak değil, iyi bir yönetici olmaktır. İyi bir yönetici olmak için hedefleriniz olmalı, ekibinizi ve kurumunuzu iyi tanımalısınız. Kendi kariyer yolculuğumu göz önünde bulundurarak kadınlara verebileceğim tavsiyelerin en başında kariyer basamaklarına dair karşılaşacakları her şeyi fırsat olarak değerlendirmeleri gelir. Profesyonel yaşam gerçekten de kendinizi sürekli yenilemeniz gereken bir alan ve benliğinize saygı gösteren bir ortamda bulunmayı tercih ettiğinizde engeller hep önemli bir sıçrama fırsatına dönüşüyor. Benim şu an yönetici pozisyonunda olmamı, iş hayatında başarılı olmamı sağlayan en önemli unsur çalışmak istediğim sektörü ve hedeflerimi en baştan belirlemiş olmamdır. Eğitim sektöründe yer almak, çocuklar ve gençler ile çalışmak, yeni nesiller yetiştirme konusunda rol almak benim en büyük hayalim ve hedefimdi. Bu hedefe ulaşmış olmaktan, bu yolda yürüyor olmaktan dolayı çok mutlu ve gururluyum.
Kadınların eğitim dünyasında ve toplumdaki konumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Koşulların iyileştirilmesi için neler önerirsiniz?
Kadın ya da erkek fark etmeksizin bireylerin, toplumda etkin bir rol alması, toplumla uyum içinde yaşayabilmesi haklarını bilmesi ve kullanabilmesi önemlidir. Bu haklardan biri olan eğitim, diğer haklarını bilmesi ve kullanması açısından son derece önemlidir.
Ancak dünya genelinde, özellikle modern dönem sonrası, insan haklarının gelişmesi, bu alanda sivil toplum örgütlerinin katkısı, zaman içerisinde, kadın haklarının gelişimi ve ilerleyişi de gerçekleşmiş, son olarak kadın erkeğe eşit kabul edilen, özel alan dışında kendini ifade edebilen, sosyal, siyasal, ekonomik sahada varlığını ispat eden bir konum edinmiştir. Ancak Türkiye’de hala elbette bu konum arzulanan seviyede değildir. Sivil toplum örgütlerinin katkıları, üretilmeye çalışılan aile ve sosyal politikalar, kadını hak ettiği konuma yükseltmek için çaba sarf etse de geleneksel bakış açıları, eğitim, bilgi ve bilinç eksikliği gibi sorunlar yüzünden bu ivme durağandır. Kadının hem toplumsal hayatta hem aile hayatında aktif ve saygın bir yer elde edebilmesi için ise kısır çözümler ve birbirini tekrar eden öneriler yerine daha sağlam ve yapıcı fikir ve politikalara ihtiyaç vardır. Örneğin, kadınların her şeyden önce eğitim ve yaşam haklarına saygı duyulması, kadınların da toplumun ve sistemin bir bireyi olduklarının unutulmaması gerekmektedir. Nitekim kadınlar tarih boyunca her daim toplumun bir parçası olmuş, hikayelere, kahramanlıklara konu olacak mücadelelerde yer almışlardır. Sonuç olarak Türk tarihi boyunca kadınların her daim yaşamın içinde yer alan ana karakterler oldukları unutulmamalıdır.
GİRNE KOLEJİ’NDE HER ALANDA EŞİTLİK VAR
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında Türkiye’deki koşulları nasıl değerlendiriyorsunuz? Fırsat eşitliği için hangi adımlar atılmalı?
Kız çocuklarının eğitim hayatında desteklenmemesi sorunu yalnızca ülkemizi değil, tüm dünya ülkelerini kapsayan bir sorundur. Eğitim, dünyada yaşayan herkesin en temel hakkı ve insanların bu hakka kavuşması da hepimizin birincil sorumluluğudur. Bu sorumlulukla kızların okullaşma oranının artırılması için hükümet ve sivil toplum kuruluşları tarafından birçok proje yapılmaktadır. İstatiksel veriler incelendiğinde bu projelerin olumlu sonuç verdiğini söylemek mümkün. Aynı olumlu sonucu kadınların iş hayatındaki yeri için de söylemek mümkün. Cinsiyetçi bir bakış açısından uzaklaşarak profesyonel hayata bakmak; hem insani değerler için hem de kadınların sosyal haklar bakımından eşit olabilmesi için gereken temel unsurdur. Girne Koleji olarak bizler hem kampüslerimizde hem de Türkiye’deki eğitim sisteminin her alanında kız çocuklarını destekliyoruz. İş yaşamında ise çalışanlarımızın maaş standartlarında, özlük haklarında cinsiyetten bağımsız bir standardizasyonumuz bulunmaktadır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Dilek Cambazoğlu - Girne Koleji CEO'su: “Bugün burada eğitim sektöründe kadın bir yönetici olarak bulunmamı sağlayan, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerimi sunuyorum. Gerek eğitime verdiği önem gerekse kız çocuklarının ve kadınların toplumsal yaşamdaki yeri için yaptığı çalışmalar hepimize yol gösterici olmuştur.”
Kariyer yolculuğunuzda eğitimin rolü ve yeri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
En başından beri eğitime dair bir işte yer almak benim kendime koyduğum bir hedefti. Çocuklarla ve öğrencilerle zaman geçirmek, okul ortamında çalışmak, her yaş grubunun merak duyduğu bir alanda ilerlemek hep istediğim bir şeydi. Bunu yapabilmek adına öğretmen olmayı seçtim ve eğitimimi bu yolda ilerlemek için belirledim. Bu yolda ilerlerken de kariyerime yönetici olarak devam etmeyi istedim. İstikrarlı ve bilinçli bir tercihin sonucu bugün bu mevkideyim. Aldığınız eğitime göre yolunuzda ilerlemek, işinizi doğru yapmak hem profesyonelleşmenizde hem de yükselmenizde büyük avantaj sağlamaktadır.
Eğitim sektöründe kadın girişimci sayısının az olmasını hangi nedenlere bağlıyorsunuz? Kadın girişimci sayısının artması için neler yapılabilir?
Eski dönemlerle kıyaslarsak son yıllarda medyanın da yardımıyla kadın girişimcilere olan ilgi artmıştır ancak yine de tam istenilen yerde değildir. Yapılan araştırmalara göre bunların birçok nedeni vardır. Örneğin; Minniti ve Arenius’un (2003) 37 ülkede yapmış oldukları kadın girişimciliği araştırmasında, kadınların girişimciliğini etkileyen faktörler sırasıyla; demografik çevre ve aile yapısı, geleneksel baskı, okur-yazarlık ve eğitim, sosyoekonomik çevre, işgücü ve istihdam, cinsiyet ve örgütsel biçimler, sektörel istihdam ve ekonomik gelişme olarak belirlenmiştir. Yine kadın girişimcilerin karşılaşabilecekleri engeller konusunda; kadınların finansal güvenliklerini sağlamakla birlikte, hem ev hem de iş dünyasındaki işlerini dengeleyemeyeceklerini düşünülmektedir. Ayrıca kadın girişimciler risk almada erkek girişimcilere oranla daha temkinli hareket etmekte ve daha az özgüvenli bulunmaktadırlar.
İş ve öğrenim hayatında bulunan kadınlara en önemli tavsiyem kendilerini tanımaları ve kendilerini tanıyarak yenilenme alanlarını güçlendirmeleri. Ayrıca dünya genelinde çalışan kadınları koruyucu ve destekleyici yasaların ve uygulamaların artması, demografik gelişmelerin fazlalaşması, kız çocukları ve kadınların eğitim olanaklarının artması, standart dışı çalışma şekillerinin farklılaştırılması, toplumların kadınların çalışmasına yönelik tutumlarına olumlu farkındalık çalışmalarının yapılması, çocuk bakımı ve diğer hizmetlerdeki iyileşmelere yönelik desteklemeler kadınların bu süreçte çalışma yaşamına daha aktif olarak katılımlarının artmasını sağlayacaktır.
KADINLAR POTANSİYELLERİNİN FARKINDA OLMALI
Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları neler? Kadınların kariyer yolculuğunda “cam tavan” kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadın yönetici olmanın sadece eğitim alanında değil tüm alanlarda zorlukları ve kolaylıkları vardır. Örneğin kadın olarak olaylara daha analitik yaklaşıyor olmanız yaptığınız işlerdeki iç disiplini ve süreç kontrolünü olumlu yönde etkiler. Aynı zamanda her detayın önceden düşünülüyor olması, olası problemleri önlemeye de yardımcı olur. Bunlar kadın yönetici olmanın hem kendinize hem de sahaya yansıyan olumlu ve kolay yanlarındandır.
Zor yanlarına gelecek olursak, erkek yöneticiler kadar istihdam alanımızın olmaması en başta söyleyeceklerim arasında. Bugün, 21.yy becerilerinde en başlarda yer alan yaratıcılık becerisi her ne kadar kadınlarda daha baskın olsa da, terfiler de birincil öncelik olarak belirlense de, birçok kurum tarafından göz ardı edilebiliyor. Ancak unutmamak gerekir ki iyi bir lider duygusal zekâsı olan ve bunu efektif kullanan bireydir. Söylemek istediğim, bu becerinin sadece kadınlarda olduğu değil kadınlarda da olduğunun farkında olunmasıdır.
Cam tavan kavramının işaret ettiği gizil engeller, her sektörde farklılık göstermektedir. Aşılması zor olsa da imkânsız değildir. Sektörün ihtiyaçlarını iyi analiz etmek ve kendi potansiyelinin farkında olmakla engelleri aşma noktasında hız kazanılacağı düşüncesindeyim.
Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? Yönetim anlayışınızı belirleyen ilkeler neler?
Yönetici olmanın altın kuralının doğru bir iletişim dili olduğuna inanıyorum. Kişisel gelişim, yeniliklere açık olmak, ekip ile şeffaf bir iletişim kurmak, disiplinli ve sorumluluk sahibi olmak bir yöneticide bulunması gereken özelliklerdir. Ben kendi yöneticilik kariyerimde bu saydığım hususlara çok önem veriyorum. Her birey ile iletişim kurarken dikkatle yönettiğim alan, kurduğum cümlenin karşımdaki kişiyi iyi hissettirmesi. Doğru bir yönetim bağ kurmak ile mümkün olabilir. Bu bağ samimiyet ve şeffaflık ile güçlendirilir. Benim yönetim modelimin anahtarı doğru iletişim, samimiyet ve şeffaflıktır. Yöneticilik anlayışım lider olan bir yol arkadaşı olmak. Sonuç değil süreç odaklı bir kişiliğim var ve bu özelliğimi de iş hayatıma yansıtıyorum. Bireysel başarıdan ziyade takım çalışmasına önem veriyorum.
İŞ YAŞAMINDA KENDİNİZİ SÜREKLİ YENİLEMENİZ GEREKİR
Eğitimde yönetici olmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
Burada önemli olan yönetici olmak değil, iyi bir yönetici olmaktır. İyi bir yönetici olmak için hedefleriniz olmalı, ekibinizi ve kurumunuzu iyi tanımalısınız. Kendi kariyer yolculuğumu göz önünde bulundurarak kadınlara verebileceğim tavsiyelerin en başında kariyer basamaklarına dair karşılaşacakları her şeyi fırsat olarak değerlendirmeleri gelir. Profesyonel yaşam gerçekten de kendinizi sürekli yenilemeniz gereken bir alan ve benliğinize saygı gösteren bir ortamda bulunmayı tercih ettiğinizde engeller hep önemli bir sıçrama fırsatına dönüşüyor. Benim şu an yönetici pozisyonunda olmamı, iş hayatında başarılı olmamı sağlayan en önemli unsur çalışmak istediğim sektörü ve hedeflerimi en baştan belirlemiş olmamdır. Eğitim sektöründe yer almak, çocuklar ve gençler ile çalışmak, yeni nesiller yetiştirme konusunda rol almak benim en büyük hayalim ve hedefimdi. Bu hedefe ulaşmış olmaktan, bu yolda yürüyor olmaktan dolayı çok mutlu ve gururluyum.
Kadınların eğitim dünyasında ve toplumdaki konumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Koşulların iyileştirilmesi için neler önerirsiniz?
Kadın ya da erkek fark etmeksizin bireylerin, toplumda etkin bir rol alması, toplumla uyum içinde yaşayabilmesi haklarını bilmesi ve kullanabilmesi önemlidir. Bu haklardan biri olan eğitim, diğer haklarını bilmesi ve kullanması açısından son derece önemlidir.
Ancak dünya genelinde, özellikle modern dönem sonrası, insan haklarının gelişmesi, bu alanda sivil toplum örgütlerinin katkısı, zaman içerisinde, kadın haklarının gelişimi ve ilerleyişi de gerçekleşmiş, son olarak kadın erkeğe eşit kabul edilen, özel alan dışında kendini ifade edebilen, sosyal, siyasal, ekonomik sahada varlığını ispat eden bir konum edinmiştir. Ancak Türkiye’de hala elbette bu konum arzulanan seviyede değildir. Sivil toplum örgütlerinin katkıları, üretilmeye çalışılan aile ve sosyal politikalar, kadını hak ettiği konuma yükseltmek için çaba sarf etse de geleneksel bakış açıları, eğitim, bilgi ve bilinç eksikliği gibi sorunlar yüzünden bu ivme durağandır. Kadının hem toplumsal hayatta hem aile hayatında aktif ve saygın bir yer elde edebilmesi için ise kısır çözümler ve birbirini tekrar eden öneriler yerine daha sağlam ve yapıcı fikir ve politikalara ihtiyaç vardır. Örneğin, kadınların her şeyden önce eğitim ve yaşam haklarına saygı duyulması, kadınların da toplumun ve sistemin bir bireyi olduklarının unutulmaması gerekmektedir. Nitekim kadınlar tarih boyunca her daim toplumun bir parçası olmuş, hikayelere, kahramanlıklara konu olacak mücadelelerde yer almışlardır. Sonuç olarak Türk tarihi boyunca kadınların her daim yaşamın içinde yer alan ana karakterler oldukları unutulmamalıdır.
GİRNE KOLEJİ’NDE HER ALANDA EŞİTLİK VAR
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında Türkiye’deki koşulları nasıl değerlendiriyorsunuz? Fırsat eşitliği için hangi adımlar atılmalı?
Kız çocuklarının eğitim hayatında desteklenmemesi sorunu yalnızca ülkemizi değil, tüm dünya ülkelerini kapsayan bir sorundur. Eğitim, dünyada yaşayan herkesin en temel hakkı ve insanların bu hakka kavuşması da hepimizin birincil sorumluluğudur. Bu sorumlulukla kızların okullaşma oranının artırılması için hükümet ve sivil toplum kuruluşları tarafından birçok proje yapılmaktadır. İstatiksel veriler incelendiğinde bu projelerin olumlu sonuç verdiğini söylemek mümkün. Aynı olumlu sonucu kadınların iş hayatındaki yeri için de söylemek mümkün. Cinsiyetçi bir bakış açısından uzaklaşarak profesyonel hayata bakmak; hem insani değerler için hem de kadınların sosyal haklar bakımından eşit olabilmesi için gereken temel unsurdur. Girne Koleji olarak bizler hem kampüslerimizde hem de Türkiye’deki eğitim sisteminin her alanında kız çocuklarını destekliyoruz. İş yaşamında ise çalışanlarımızın maaş standartlarında, özlük haklarında cinsiyetten bağımsız bir standardizasyonumuz bulunmaktadır.
Son Güncelleme: Salı, 22 Mart 2022 13:40
Gösterim: 680
Akademik kadronun yüzde 60’ının kadınlardan, kurucuların ise yüzde 25’inin kadın girişimcilerden oluştuğunu belirten Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü Adem Durmuş, “Kavram'ın 48 yıllık geleneğinde kadın girişimciler her zaman özel ve özgün çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Bu nedenle kadın girişimcilerimizin kurum açmalarında, yeni istihdam alanları oluşturmalarında özel kolaylıklar sağlıyor ve destekliyoruz.” diye konuştu.
2022 - 2023 Eğitim – Öğretim dönemine yönelik büyüme stratejisi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Her öğrencinin iyi ve kaliteli eğitimi hak ettiğine inanarak ilk kurumumuzu Laleli’de 1974 yılında açtık. Bu sene 1.500 akademik kadromuzla, 15.000 öğrenci ve 30.000 velimize hizmet veriyoruz. Akademik kadromuzun % 60’ı kadınlardan, kurucularımızın ise % 25’i kadın girişimcilerden oluşuyor. Kavram'ın 48 yıllık geleneğinde kadın girişimciler her zaman özel ve özgün çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Bu nedenle kadın girişimcilerimizin kurum açmalarında, yeni istihdam alanları oluşturmalarında özel kolaylıklar sağlıyor ve destekliyoruz.
Son 3 yılda Kavram eğitim kalitesini artırmanın yanında kurum ve öğrenci sayısında olağanüstü büyüme başarısı gösteriyor. Önümüzdeki yıl da bu büyüme artarak devam edecek. Kavram daha çok öğrenciye ve veliye ulaşarak köklü geçmişine dayanarak her zaman olduğu gibi kaliteli eğitim verecektir.
Okul ve kurs merkezi sayımızı yatırım ortaklarımızla birlikte artıracağız. Yatırım ortaklarımıza yeni okul ve kurs merkezi olarak sunduğumuz kolaylıklar bunu fazlasıyla sağlıyor. Büyüme hedeflerimizi; öğretme, geliştirme, fırsat verme ve kaliteli eğitim verme tutkumuz ile gerçekleştiriyoruz.
Veli ve öğrencilerimizle kurduğumuz iletişimi güçlendirmek için KİM’i (Kavram İletişim Merkezi) hayata geçirdik. “Sağlıklı iletişim, verimli eğitim” anlayışı ile kurduğumuz KİM, kurumlarımızın gelişmesinde bize kısa sürede destek sağladı. Velilerimizden aldığımız geri dönüşler, ileriye dönük programlarımızı şekillendirmemizde bize yol gösterdi. Kurum kültürümüzü tabana yayarak ilerleyen bir sistem ile eğitim veriyoruz.
BAŞARMAK ORTAK DEĞERLERLE MÜMKÜNDÜR
Eğitimde kaliteyi artırmak için neler yapıyorsunuz?
En iyi eğitim kurumu, her öğrencisini potansiyeline uygun olarak başarıya götüren kurumdur. Bizim için başarı, herkesin ortak değerlerde buluşmasıyla mümkündür. Eğitimdeki hedeflerimiz bizi; güven, tutku, disiplin,inovasyon, bilimsellik ve erdem diye sıraladığımız başarı değerlerimize daha güçlü bağladı. Başarı değerlerimizi, günümüzün koşullarına göre öğrencilerimize daha nitelikli ve Kavram’ınköklü geçmişine yaraşır bir şekilde kazandırdık. İyi ve nitelikli insan yetiştirme hedeflerimizi,teknolojiyi eğitimde doğru bir şekilde kullanarak dün olduğu gibi bu günde gerçekleştiriyoruz ve gelecekte de gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz.
Günümüz çocukların gelişim özelliklerini ve gelecekte ihtiyaç duyacakları bilgi, beceri ve tutumları göz önünde bulundurarak eğitim sistemimizi kurguluyoruz. Anaokulunda “Çocuk Merkezli Tasarım”, ilkokulda “Etkileşim Temelli Öğrenme”, ortaokulda “Performans Hedefli Gelişim”, lisede “Yetkinlik Odaklı Deneyim” eğitim modellimizle lokal ve global becerilere sahip nesiller yetiştiriyoruz.
Kavram, eğitim anlayışını 21. yy becerileri ile harmanlayarak ders içeriklerimizle yenilikçi, sosyal ve duygusal becerilere odaklanan, teknoloji ile barışık, eleştirel düşünebilen ve araştıran bireyleri hayata hazırlar.
Kavram; çağın ihtiyacını karşılayan, geleceği doğru algılayan ve ders çıkış zili ile eğitimin bitmediğini kabul eden bir eğitim anlayışına sahiptir. Kavram öğrencisi “konu kaçırdım, sorumu öğretmene soramadım, bir kez daha izleyebilir miyim? Eksik konularımın neler olduğunu bilmiyorum. Bu konuyu öğrenmek için neler yapmalıyım?” gibi sorunları yaşamaz. “Dijital Okul” ve “Dijital Kurs” öğrencilere geniş yelpazede bir eğitim ve kendini geliştirme imkânı sunar. Öğrencinin bireysel ihtiyaçları doğrultusunda hem kendi kendine hem de akranlarıyla iletişim halinde gelişimini yapay zekâ uygulamalarıyla destekler.
ÖĞRENCİLERİMİZ BAŞARI HİKAYELERİNİ YAZIYOR
Akademik beceriyi geliştirmenin yanında hangi çalışmaları yapıyorsunuz?
Öğrencilerimize; okullarımız ve kurslarımız da sadece kademe geçişini sağlayan ulusal sınavlara (LGS, YKS) değil hayatın her alanında hazırlanmaları için fırsatlar sunuyoruz.Tarihteki kadın ve erkeğin doğrudan cinsiyete atfedilen mitlerinin yerine öğrencilerimizin kendi başarı hikâyelerini yazmasını sağlayacak donanımda eğitim almalarını sağlıyoruz.
Engelliler günü, downsendromu farkındalık günü, hayvan hakları günü, kendime güveniyorum öz güven çalışmaları gibi birçok farkındalık ve sosyal sorumluluk projelerimiz var. Öğrencilerimizin kendi potansiyellerinin bilincine varmalarını ve farklılıkları kabul ederek hayata hazırlanmalarını sağlayacak projelere imza atıyoruz.
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında hangi çalışmaları yapıyorsunuz?
Kadınlara yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılığa karşı mücadelenin eğitimle aşılacağına inanıyoruz. Bu nedenle anaokulundan başlayarak lise son sınıfa kadar öğrencilerimizin cinsiyet rollerini doğru tanımlamalarını sağlayacak etkinlikler yapıyor ve uygulamalara yer veriyoruz.
Ergenlik eğitim kitlerimizle kız ve erkek öğrencilerimize özel olarak fiziksel ve duygusal değişimleri konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Anaokulunda mahremiyet eğitimi ile öğrencilerimize bedenlerinin öneminin farkına varma, kendini koruma ve “Hayır” deme davranışını kazandırıyoruz. Böylece erkek öğrencilerimiz bir taraftan fiziksel güçlerini kontrol ederken diğer taraftan duygularını ifade etmeyi öğreniyor. Kız öğrencilerimizin ise duygularını kontrol ederken stratejik düşünme becerileri gelişiyor.
Kız çocuklarını güçlendirme programları kapsamında sosyal duygusal becerilerini artıracak Kavram’a özel içeriklerimizvar.Bunlarla birlikte öğrencilerimizin kendilerini cinsiyetlerinden bağımsız ifade edebilme becerisini geliştiriyoruz.Böylece öz farkındalıklarını artırıyor ve öz saygı çalışmalarımızla benliklerini güçlendiriyoruz.
Günümüzde aile dinamiklerinin değiştiğinin bilincindeyiz. Aile içindeki çatışmaları çözmek ve olası iletişim sorunlarını önlemek için psikolojik danışma ve rehberlik koordinatörlüğümüz bu konulara özel çalışmalar yapıyor. Çalışmalarımızı duygusal becerileri destekleme, çatışma çözme becerilerini artırma, kendini doğru ifade etme, öz saygı, benlik gelişimini desteklemeye yönelik yapıyoruz.
Eğitimde yönetici olmak isteyen kadınlara neler öneriyor, kadın girişimcilere ne gibi kolaylıklar sağlıyorsunuz?
Biz, liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yolumuzu aydınlattığı şu sözüyle yürüyoruz. "Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir."
Fikirde özgür bilimde çağdaş nesiller yetiştiren bir eğitim kurumu olarak “En iyi okul, her öğrencisini başarıya götüren okuldur.” bakış açısına sahibiz.Kadın yöneticilerimizin varlığından Türk eğitim camiası adına onur duyuyorum.
Kavram’da kadın çalışanların sayısı erkek çalışanlardan fazladır. Üst düzey görevlerde başta olmak üzere kadın çalışanlarımızla birlikteeğitimde özgün ve nitelikli çalışmalar yapıyoruz. Bir taraftan üst düzey yönetici pozisyonundaki kadın çalışanlarımızın sayısını artırırken diğer taraftan kadın girişimcilerimizin kurum açmasını olabildiğince kolaylaştırıyor ve yeni yatırımlar yapmalarını destekliyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Akademik kadronun yüzde 60’ının kadınlardan, kurucuların ise yüzde 25’inin kadın girişimcilerden oluştuğunu belirten Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü Adem Durmuş, “Kavram'ın 48 yıllık geleneğinde kadın girişimciler her zaman özel ve özgün çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Bu nedenle kadın girişimcilerimizin kurum açmalarında, yeni istihdam alanları oluşturmalarında özel kolaylıklar sağlıyor ve destekliyoruz.” diye konuştu.
2022 - 2023 Eğitim – Öğretim dönemine yönelik büyüme stratejisi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Her öğrencinin iyi ve kaliteli eğitimi hak ettiğine inanarak ilk kurumumuzu Laleli’de 1974 yılında açtık. Bu sene 1.500 akademik kadromuzla, 15.000 öğrenci ve 30.000 velimize hizmet veriyoruz. Akademik kadromuzun % 60’ı kadınlardan, kurucularımızın ise % 25’i kadın girişimcilerden oluşuyor. Kavram'ın 48 yıllık geleneğinde kadın girişimciler her zaman özel ve özgün çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Bu nedenle kadın girişimcilerimizin kurum açmalarında, yeni istihdam alanları oluşturmalarında özel kolaylıklar sağlıyor ve destekliyoruz.
Son 3 yılda Kavram eğitim kalitesini artırmanın yanında kurum ve öğrenci sayısında olağanüstü büyüme başarısı gösteriyor. Önümüzdeki yıl da bu büyüme artarak devam edecek. Kavram daha çok öğrenciye ve veliye ulaşarak köklü geçmişine dayanarak her zaman olduğu gibi kaliteli eğitim verecektir.
Okul ve kurs merkezi sayımızı yatırım ortaklarımızla birlikte artıracağız. Yatırım ortaklarımıza yeni okul ve kurs merkezi olarak sunduğumuz kolaylıklar bunu fazlasıyla sağlıyor. Büyüme hedeflerimizi; öğretme, geliştirme, fırsat verme ve kaliteli eğitim verme tutkumuz ile gerçekleştiriyoruz.
Veli ve öğrencilerimizle kurduğumuz iletişimi güçlendirmek için KİM’i (Kavram İletişim Merkezi) hayata geçirdik. “Sağlıklı iletişim, verimli eğitim” anlayışı ile kurduğumuz KİM, kurumlarımızın gelişmesinde bize kısa sürede destek sağladı. Velilerimizden aldığımız geri dönüşler, ileriye dönük programlarımızı şekillendirmemizde bize yol gösterdi. Kurum kültürümüzü tabana yayarak ilerleyen bir sistem ile eğitim veriyoruz.
BAŞARMAK ORTAK DEĞERLERLE MÜMKÜNDÜR
Eğitimde kaliteyi artırmak için neler yapıyorsunuz?
En iyi eğitim kurumu, her öğrencisini potansiyeline uygun olarak başarıya götüren kurumdur. Bizim için başarı, herkesin ortak değerlerde buluşmasıyla mümkündür. Eğitimdeki hedeflerimiz bizi; güven, tutku, disiplin,inovasyon, bilimsellik ve erdem diye sıraladığımız başarı değerlerimize daha güçlü bağladı. Başarı değerlerimizi, günümüzün koşullarına göre öğrencilerimize daha nitelikli ve Kavram’ınköklü geçmişine yaraşır bir şekilde kazandırdık. İyi ve nitelikli insan yetiştirme hedeflerimizi,teknolojiyi eğitimde doğru bir şekilde kullanarak dün olduğu gibi bu günde gerçekleştiriyoruz ve gelecekte de gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz.
Günümüz çocukların gelişim özelliklerini ve gelecekte ihtiyaç duyacakları bilgi, beceri ve tutumları göz önünde bulundurarak eğitim sistemimizi kurguluyoruz. Anaokulunda “Çocuk Merkezli Tasarım”, ilkokulda “Etkileşim Temelli Öğrenme”, ortaokulda “Performans Hedefli Gelişim”, lisede “Yetkinlik Odaklı Deneyim” eğitim modellimizle lokal ve global becerilere sahip nesiller yetiştiriyoruz.
Kavram, eğitim anlayışını 21. yy becerileri ile harmanlayarak ders içeriklerimizle yenilikçi, sosyal ve duygusal becerilere odaklanan, teknoloji ile barışık, eleştirel düşünebilen ve araştıran bireyleri hayata hazırlar.
Kavram; çağın ihtiyacını karşılayan, geleceği doğru algılayan ve ders çıkış zili ile eğitimin bitmediğini kabul eden bir eğitim anlayışına sahiptir. Kavram öğrencisi “konu kaçırdım, sorumu öğretmene soramadım, bir kez daha izleyebilir miyim? Eksik konularımın neler olduğunu bilmiyorum. Bu konuyu öğrenmek için neler yapmalıyım?” gibi sorunları yaşamaz. “Dijital Okul” ve “Dijital Kurs” öğrencilere geniş yelpazede bir eğitim ve kendini geliştirme imkânı sunar. Öğrencinin bireysel ihtiyaçları doğrultusunda hem kendi kendine hem de akranlarıyla iletişim halinde gelişimini yapay zekâ uygulamalarıyla destekler.
ÖĞRENCİLERİMİZ BAŞARI HİKAYELERİNİ YAZIYOR
Akademik beceriyi geliştirmenin yanında hangi çalışmaları yapıyorsunuz?
Öğrencilerimize; okullarımız ve kurslarımız da sadece kademe geçişini sağlayan ulusal sınavlara (LGS, YKS) değil hayatın her alanında hazırlanmaları için fırsatlar sunuyoruz.Tarihteki kadın ve erkeğin doğrudan cinsiyete atfedilen mitlerinin yerine öğrencilerimizin kendi başarı hikâyelerini yazmasını sağlayacak donanımda eğitim almalarını sağlıyoruz.
Engelliler günü, downsendromu farkındalık günü, hayvan hakları günü, kendime güveniyorum öz güven çalışmaları gibi birçok farkındalık ve sosyal sorumluluk projelerimiz var. Öğrencilerimizin kendi potansiyellerinin bilincine varmalarını ve farklılıkları kabul ederek hayata hazırlanmalarını sağlayacak projelere imza atıyoruz.
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında hangi çalışmaları yapıyorsunuz?
Kadınlara yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılığa karşı mücadelenin eğitimle aşılacağına inanıyoruz. Bu nedenle anaokulundan başlayarak lise son sınıfa kadar öğrencilerimizin cinsiyet rollerini doğru tanımlamalarını sağlayacak etkinlikler yapıyor ve uygulamalara yer veriyoruz.
Ergenlik eğitim kitlerimizle kız ve erkek öğrencilerimize özel olarak fiziksel ve duygusal değişimleri konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Anaokulunda mahremiyet eğitimi ile öğrencilerimize bedenlerinin öneminin farkına varma, kendini koruma ve “Hayır” deme davranışını kazandırıyoruz. Böylece erkek öğrencilerimiz bir taraftan fiziksel güçlerini kontrol ederken diğer taraftan duygularını ifade etmeyi öğreniyor. Kız öğrencilerimizin ise duygularını kontrol ederken stratejik düşünme becerileri gelişiyor.
Kız çocuklarını güçlendirme programları kapsamında sosyal duygusal becerilerini artıracak Kavram’a özel içeriklerimizvar.Bunlarla birlikte öğrencilerimizin kendilerini cinsiyetlerinden bağımsız ifade edebilme becerisini geliştiriyoruz.Böylece öz farkındalıklarını artırıyor ve öz saygı çalışmalarımızla benliklerini güçlendiriyoruz.
Günümüzde aile dinamiklerinin değiştiğinin bilincindeyiz. Aile içindeki çatışmaları çözmek ve olası iletişim sorunlarını önlemek için psikolojik danışma ve rehberlik koordinatörlüğümüz bu konulara özel çalışmalar yapıyor. Çalışmalarımızı duygusal becerileri destekleme, çatışma çözme becerilerini artırma, kendini doğru ifade etme, öz saygı, benlik gelişimini desteklemeye yönelik yapıyoruz.
Eğitimde yönetici olmak isteyen kadınlara neler öneriyor, kadın girişimcilere ne gibi kolaylıklar sağlıyorsunuz?
Biz, liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yolumuzu aydınlattığı şu sözüyle yürüyoruz. "Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir."
Fikirde özgür bilimde çağdaş nesiller yetiştiren bir eğitim kurumu olarak “En iyi okul, her öğrencisini başarıya götüren okuldur.” bakış açısına sahibiz.Kadın yöneticilerimizin varlığından Türk eğitim camiası adına onur duyuyorum.
Kavram’da kadın çalışanların sayısı erkek çalışanlardan fazladır. Üst düzey görevlerde başta olmak üzere kadın çalışanlarımızla birlikteeğitimde özgün ve nitelikli çalışmalar yapıyoruz. Bir taraftan üst düzey yönetici pozisyonundaki kadın çalışanlarımızın sayısını artırırken diğer taraftan kadın girişimcilerimizin kurum açmasını olabildiğince kolaylaştırıyor ve yeni yatırımlar yapmalarını destekliyoruz.
Son Güncelleme: Cuma, 18 Mart 2022 13:24
Gösterim: 749
“21. yy’ın hayatımıza kattığı yeni teknolojilerin de yardımıyla teknoloji destekli ve insan odaklı yeni nesil bir öğrenme kültürüyle başarıyı tanımlamaya devam edeceğiz” diye konuşan Girne Koleji CEO’su Dilek Cambazoğlu, yurt dışında büyüme hedeflerine yönelik de bilgi verdi. Metaverse’in eğitime etkilerini de değerlendiren Cambazoğlu, bu sanal dünyanın kapılarını da öğrencilerine açacaklarını söyledi.
2022-2023 Eğitim – Öğretim kayıt dönemi başladı. Bu dönemde kayıt ve büyüme stratejiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç ilde ve ilçede okullarınız bulunuyor? Yeni dönemde hangi lokasyonlar eklenecek?
Girne Koleji olarak henüz serüvenimizin 2. yılını yaşarken toplamda 9 Kampüs, 33 Okul sayısına ulaşmış olmanın gururunu taşımaktayız. İstanbul/Çekmeköy, İstanbul/Sancaktepe, Ankara/Yenimahalle, Afyonkarahisar, Muğla/Fethiye, Batman ve Şanlıurfa’da eğitim öğretim faaliyetlerine devam ederken, geçtiğimiz aylarda ailemize Diyarbakır ve Van illerimiz de katıldı. Önümüzdeki dönemde de farklı bölgelerden ailemize katılacak okullar ile büyümeye devam edeceğiz. Ayrıca Kıbrıs’ta Girne Amerikan Üniversitesi bünyesinde 2 uluslararası okulumuz daha bulunmakta. Bununla birlikte yakın zamanda duyuracağımız yurtdışında yürütmekte olduğumuz bir okul projemizin de olumlu yönde ilerlediğini ve böylelikle hedeflerimize emin adımlarla yürüdüğümüzü belirtmek isterim.
Kısa vade planlarımız arasında; yalnızca Girne Koleji Anaokulları (Bağımsız Anaokulları) ismine yatırım yaparak anaokulu özelinde çalışmalar yürütmek ve Girne Amerikan Dil Kurslarımıza yönelik çalışmalarla şu an 4 olan dil kurslarımızın sayısını Türkiye’de ilk 3’e taşımak da var. Bununla birlikte tüm okullarımızda yeni dönem erken kayıt çalışmaları başladı ve okullarımızdaki veli/öğrenci memnuniyet oranı kayıtlarımıza da yansımakta. Bu anlamda tüm velilerimize kurumlarımıza duydukları güven ve ilgi için teşekkürlerimi sunuyorum.
FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLAYAN BİR MODEL GELİŞTİRECEĞİZ
Niceliksel ve niteliksel büyüme arasındaki dengede neleri göz önünde tutuyorsunuz?
Girne Koleji ve Girne Amerikan Üniversitesinin ortak vizyonu, nitelikli ve iletişim odaklı bir eğitim anlayışıdır. Bu nedenle de eğitimin global sorumluluğuna dair tüm unsurların kalitesine önem veriyor, uygulama örneklerini büyük bir özenle ve deneyimli bir ekiple hayata geçiriyoruz. Böyle bir yatırımın olmasının da eğitim yatırımı yapmak isteyenler için büyük bir fırsat oluşturduğunu görüyoruz. Girne Koleji olarak eğitim faaliyetlerini yürütecek okullarda temel kriterimiz donanımlı ve çok amaçlı fiziksel ortamların varlığı. Bu nedenle eğitim binalarının konumu, iç alanları ve elbette yatırımcı profili bizim için çok önemli. Biz Girne Kolejini, kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede de tüm dünya ülkelerinde görmek istiyoruz. Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası Kampüsleri (ABD, Hong Kong, Sri Lanka ve Moldova, Türkiye), tüm Girne Amerikan Üniversitesi öğrencilerine beş farklı ülkede eğitim vermektedir. Girne Amerikan Üniversitesi gibi dünyanın farklı ülkelerinde kampüsleri olan bir üniversitenin büyüme modelini Girne Koleji olarak da aynı konseptte sürdürülebilir bir eğitim politikasıyla ilerleyeceğiz.
Niceliksel büyümenin önemini bilsek de önceliğimiz var olan kurumlarımızdaki niteliksel gelişmedir. Emin olduğumuz adımlar atarak, global vizyonumuzu çizerek, yeni dünya insanını en sağlıklı şekilde geliştirebilmek adına eğitimdeki gelişim dönemlerine hakim içerikler üreteceğiz. Yeni dünya düzeninde herkesin özgürce öğrenebileceği, fırsat eşitliği sağlayan bir model geliştireceğiz. 21. yy’ın hayatımıza kattığı yeni teknolojilerin de yardımıyla teknoloji destekli ve insan odaklı yeni nesil bir öğrenme kültürüyle başarıyı tanımlamaya devam edeceğiz.
Özel öğretimin genel eğitim içindeki payının artması için kurumlar nasıl hareket etmeli? Eğitimde büyümenin temel stratejileri ne olmalı?
Eğitimde büyümenin temel stratejisi çağı yakalamakla başlar. Eğitim, toplumsal değişimden etkilenen ve aynı zamanda bu toplumsal değişimi etkileyendir. Fakat bu neden-sonuç ilişkisinin derecesini tespit etmek oldukça zordur. Dijitalleşen dünya ile birlikte en çok dile getirilen konulardan bir tanesi bugün var olan mesleklerin birçoğunun gelecek yıllarda etkisini yitireceği ve olmayacağı yönündedir. Bu nedenle okullar, gelecek çağa ayak uyduracak nitelikte meslekleri düşünerek onlara yön verecek daha esnek eğitim müfredatlarını hayata geçirmelidirler. Böyle bir müfredatın hayata geçmesi için eğitimin bütün paydaşlarının (yönetici, öğretmen, veli, öğrenci) birlikte hareket ettiği ve aynı yöne baktığı eğitim ortamları planlanmalı, arz talep dengesi herkes için geleceği karşılayabilecek nitelikte oluşturulmalıdır. Çocuğun okula adım attığı andan itibaren tüm ortamlarda, tüm eğitim seviyelerinde herkes için yaşam boyu öğrenme, kurumsal stratejiler ve politikalar, yeterli kaynaklara sahip programlar eğitim sistemlerine yön vermelidir. Toplumsal yaşam insanın eğitimini zorunlu kılmaktadır ve öğretmenlerin kitaplarda yazılı bilgileri aktardığı öğrencilerin de öğretmenin ağzından çıkanları yakalamaya çalıştıkları bir okul anlayışı artık yoktur, olmamalıdır. Çağımızın okulları, öğretmenin ve öğrencinin öğrenmede aktif rol aldıkları bir eğitim sistemiyle var olmalıdır. Bu tarz okullara herkes, her anlamda ulaşabilmeli, eğitim sistemindeki adalet ve eşitlik sayesinde okulların varlığı korunmalıdır.Ayrıca eğitimde bireysel farklılıkların dikkate alınması,okullarda çalışan her personelin yetkinliğinin geliştirilmesi,kalitenin ve amaca hizmet eden etkinliklerin artırılması diğer göz önünde bulundurulması gereken stratejik olgulardır.
2022-2023 eğitim-öğretim kayıt döneminde nasıl bir planlama belirlediniz?
Girne Koleji olarak bizler, Türkiye’de özel okulculuk sektöründe artık yeni şeyler söylemek gerektiğine inanıyoruz. Bu inanış sadece eğitim için değil veli iletişim süreçleri için de bizim yol haritamızın temelini oluşturmaktadır. Tüm veli iletişim süreçlerimizde kurum misyon ve vizyonumuzu, marka gücümüzü detaylı bir şekilde aktarıyoruz. Girne Amerikan Üniversitesi’nin global vizyonunu kendimize yol haritası olarak belirledik. Öğrencilerimize 21.yy becerileri kazandırarak dünya vatandaşı olma yolunda onlara dünyanın kapılarını açıyoruz. Türkiye’de ilk defa tüm derslerde Oracy tekniğini kullanarak öğrencilerimizin etkili iletişim kurabilmelerini amaçlıyoruz. Tüm bunların ışığında kayıt dönemi planlamamızı, Türkiye’deki mevcut eğitim sektörünün bütün konjonktürlerini inceleyerek yaptık. Girne Koleji ailesine yeni katılan kampüslerimiz, kampüslerimizin kontenjan durumları, Girne Koleji Bursluluk Sınavı gibi unsurlar ile kayıt sürecimizi kategorilendirdik. Veli profilimizi belirlerken marka gücümüzü, sektörde olmak istediğimiz konumu, eğitim sistemimizi göz önüne aldık. Girne Koleji 2022-2023 kayıt dönemi Ocak ayı itibariyle başladı. Mart ayı sonuna kadar erken kayıt dönemi devam etmekte.Bu süreçte hem kayıt yenilemede hem de yeni kayıtta velilerimize erken kayıt avantajları sunuyoruz.
Bursluluk sınavlarını ne zaman uygulayacaksınız? Sınav sonuçlarına göre ne tür avantajlar sunuyorsunuz?
Girne Koleji Bursluluk Sınavımızı Türkiye’deki tüm kampüslerimizde 15-16 Ocak tarihlerinde gerçekleştirdik. Öncelikle bursluluk sınavımıza tüm kampüslerimizde yoğun bir katılım olması Girne Koleji olarak verdiğimiz eğitimin ve markamızın sektördeki gücünü bizlere göstermiştir. Bu konuda duyduğumuz gururu ve mutluluğu burada tekrar dile getirmek isterim. Bizler her çocuğun iyi bir eğitim almasını istiyoruz. Bu nedenle bursluluk sınavımız sonucunda başarılı olan öğrencilere belirli oranlarda burs vererek onları eğitim hayatında desteklemeyi amaçlıyoruz. Burs almaya hak kazanamayan ancak Girne Koleji ailesine sonradan katılan öğrencilerimizi de takviye programları ve öğrenciye özel etüt sistemlerimiz ile destekliyoruz.
METAVERSE’İN KAPILARINI ÖĞRENCİLERİMİZE AÇMAYI HEDEFLİYORUZ
Metaverse kavramının eğitim sektörüne etkileri hakkına ne düşünüyorsunuz? Bu çerçevede geleceğin eğitimini nasıl görüyorsunuz?
Metaverse (sanal evren), artırılmış gerçeklik cihazları aracılığıyla çevrimiçi ve 3 boyutlu sanal ortamları destekleyen, İnternet'in varsayımsal bir yinelemesidir. Metaverse ile ilgili açıklamalar ve gelişmeler gösteriyor ki sanal toplum dünya içindeki kurguda her şeyin merkezinde yer alacak. Metaverse uygulamalarının sadece eğitim sektöründe değil, tüm bilgi ve deneyim aktarım süreçlerinde önemli bir yeri olduğunu söylemek mümkün.
Ancak özellikle eğitim sektöründeki uygulamaya dayalı eğitimlerde, içeriğe ve senaryoya bağlı, kullanıcı etkileşimli öğrenmelerde büyük bir paya sahiptir. Gerçek bir senaryo içinde çalışmanın yarattığı motivasyon unsuru öğrenmeyi hem hızlandıracak hem de kalıcılığını arttıracaktır. Bunun yanında dijital olmasının getirdiği pek çok olası senaryo üzerine çalışabilme ve zamandan, mekandan, bütçeden tasarruf etme gibi birçok avantajı da bulunmaktadır. Özellikle Covid 19 sonrasında insanlar, var olan ihtiyaçlarını kaygılarından uzak bir şekilde gidermek istemektedir. Bu da dünyanın benzerinin oluşturulma ihtiyacını doğurmuştur. Bu nedenle Güney Kore devletinin 500 firmayı bu alanda çalışması için motive etmesi ve bunu ulusal bir strateji ile yürütmesi ülkemiz için de örnek olmalıdır.
Metaverse ifade edildiği gibi sadece bir sanal veya artırılmış gerçeklik ortamı değil, her şeyi içinde barındıracak kullanıcı etkileşimi olan, sanal bir dünyadır. Öğretmen faktörünün etkisini tam anlamıyla yitirmeden bu sanal dünyanın kapılarını da öğrencilerimize açmayı hedefliyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
“21. yy’ın hayatımıza kattığı yeni teknolojilerin de yardımıyla teknoloji destekli ve insan odaklı yeni nesil bir öğrenme kültürüyle başarıyı tanımlamaya devam edeceğiz” diye konuşan Girne Koleji CEO’su Dilek Cambazoğlu, yurt dışında büyüme hedeflerine yönelik de bilgi verdi. Metaverse’in eğitime etkilerini de değerlendiren Cambazoğlu, bu sanal dünyanın kapılarını da öğrencilerine açacaklarını söyledi.
2022-2023 Eğitim – Öğretim kayıt dönemi başladı. Bu dönemde kayıt ve büyüme stratejiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç ilde ve ilçede okullarınız bulunuyor? Yeni dönemde hangi lokasyonlar eklenecek?
Girne Koleji olarak henüz serüvenimizin 2. yılını yaşarken toplamda 9 Kampüs, 33 Okul sayısına ulaşmış olmanın gururunu taşımaktayız. İstanbul/Çekmeköy, İstanbul/Sancaktepe, Ankara/Yenimahalle, Afyonkarahisar, Muğla/Fethiye, Batman ve Şanlıurfa’da eğitim öğretim faaliyetlerine devam ederken, geçtiğimiz aylarda ailemize Diyarbakır ve Van illerimiz de katıldı. Önümüzdeki dönemde de farklı bölgelerden ailemize katılacak okullar ile büyümeye devam edeceğiz. Ayrıca Kıbrıs’ta Girne Amerikan Üniversitesi bünyesinde 2 uluslararası okulumuz daha bulunmakta. Bununla birlikte yakın zamanda duyuracağımız yurtdışında yürütmekte olduğumuz bir okul projemizin de olumlu yönde ilerlediğini ve böylelikle hedeflerimize emin adımlarla yürüdüğümüzü belirtmek isterim.
Kısa vade planlarımız arasında; yalnızca Girne Koleji Anaokulları (Bağımsız Anaokulları) ismine yatırım yaparak anaokulu özelinde çalışmalar yürütmek ve Girne Amerikan Dil Kurslarımıza yönelik çalışmalarla şu an 4 olan dil kurslarımızın sayısını Türkiye’de ilk 3’e taşımak da var. Bununla birlikte tüm okullarımızda yeni dönem erken kayıt çalışmaları başladı ve okullarımızdaki veli/öğrenci memnuniyet oranı kayıtlarımıza da yansımakta. Bu anlamda tüm velilerimize kurumlarımıza duydukları güven ve ilgi için teşekkürlerimi sunuyorum.
FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLAYAN BİR MODEL GELİŞTİRECEĞİZ
Niceliksel ve niteliksel büyüme arasındaki dengede neleri göz önünde tutuyorsunuz?
Girne Koleji ve Girne Amerikan Üniversitesinin ortak vizyonu, nitelikli ve iletişim odaklı bir eğitim anlayışıdır. Bu nedenle de eğitimin global sorumluluğuna dair tüm unsurların kalitesine önem veriyor, uygulama örneklerini büyük bir özenle ve deneyimli bir ekiple hayata geçiriyoruz. Böyle bir yatırımın olmasının da eğitim yatırımı yapmak isteyenler için büyük bir fırsat oluşturduğunu görüyoruz. Girne Koleji olarak eğitim faaliyetlerini yürütecek okullarda temel kriterimiz donanımlı ve çok amaçlı fiziksel ortamların varlığı. Bu nedenle eğitim binalarının konumu, iç alanları ve elbette yatırımcı profili bizim için çok önemli. Biz Girne Kolejini, kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede de tüm dünya ülkelerinde görmek istiyoruz. Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası Kampüsleri (ABD, Hong Kong, Sri Lanka ve Moldova, Türkiye), tüm Girne Amerikan Üniversitesi öğrencilerine beş farklı ülkede eğitim vermektedir. Girne Amerikan Üniversitesi gibi dünyanın farklı ülkelerinde kampüsleri olan bir üniversitenin büyüme modelini Girne Koleji olarak da aynı konseptte sürdürülebilir bir eğitim politikasıyla ilerleyeceğiz.
Niceliksel büyümenin önemini bilsek de önceliğimiz var olan kurumlarımızdaki niteliksel gelişmedir. Emin olduğumuz adımlar atarak, global vizyonumuzu çizerek, yeni dünya insanını en sağlıklı şekilde geliştirebilmek adına eğitimdeki gelişim dönemlerine hakim içerikler üreteceğiz. Yeni dünya düzeninde herkesin özgürce öğrenebileceği, fırsat eşitliği sağlayan bir model geliştireceğiz. 21. yy’ın hayatımıza kattığı yeni teknolojilerin de yardımıyla teknoloji destekli ve insan odaklı yeni nesil bir öğrenme kültürüyle başarıyı tanımlamaya devam edeceğiz.
Özel öğretimin genel eğitim içindeki payının artması için kurumlar nasıl hareket etmeli? Eğitimde büyümenin temel stratejileri ne olmalı?
Eğitimde büyümenin temel stratejisi çağı yakalamakla başlar. Eğitim, toplumsal değişimden etkilenen ve aynı zamanda bu toplumsal değişimi etkileyendir. Fakat bu neden-sonuç ilişkisinin derecesini tespit etmek oldukça zordur. Dijitalleşen dünya ile birlikte en çok dile getirilen konulardan bir tanesi bugün var olan mesleklerin birçoğunun gelecek yıllarda etkisini yitireceği ve olmayacağı yönündedir. Bu nedenle okullar, gelecek çağa ayak uyduracak nitelikte meslekleri düşünerek onlara yön verecek daha esnek eğitim müfredatlarını hayata geçirmelidirler. Böyle bir müfredatın hayata geçmesi için eğitimin bütün paydaşlarının (yönetici, öğretmen, veli, öğrenci) birlikte hareket ettiği ve aynı yöne baktığı eğitim ortamları planlanmalı, arz talep dengesi herkes için geleceği karşılayabilecek nitelikte oluşturulmalıdır. Çocuğun okula adım attığı andan itibaren tüm ortamlarda, tüm eğitim seviyelerinde herkes için yaşam boyu öğrenme, kurumsal stratejiler ve politikalar, yeterli kaynaklara sahip programlar eğitim sistemlerine yön vermelidir. Toplumsal yaşam insanın eğitimini zorunlu kılmaktadır ve öğretmenlerin kitaplarda yazılı bilgileri aktardığı öğrencilerin de öğretmenin ağzından çıkanları yakalamaya çalıştıkları bir okul anlayışı artık yoktur, olmamalıdır. Çağımızın okulları, öğretmenin ve öğrencinin öğrenmede aktif rol aldıkları bir eğitim sistemiyle var olmalıdır. Bu tarz okullara herkes, her anlamda ulaşabilmeli, eğitim sistemindeki adalet ve eşitlik sayesinde okulların varlığı korunmalıdır.Ayrıca eğitimde bireysel farklılıkların dikkate alınması,okullarda çalışan her personelin yetkinliğinin geliştirilmesi,kalitenin ve amaca hizmet eden etkinliklerin artırılması diğer göz önünde bulundurulması gereken stratejik olgulardır.
2022-2023 eğitim-öğretim kayıt döneminde nasıl bir planlama belirlediniz?
Girne Koleji olarak bizler, Türkiye’de özel okulculuk sektöründe artık yeni şeyler söylemek gerektiğine inanıyoruz. Bu inanış sadece eğitim için değil veli iletişim süreçleri için de bizim yol haritamızın temelini oluşturmaktadır. Tüm veli iletişim süreçlerimizde kurum misyon ve vizyonumuzu, marka gücümüzü detaylı bir şekilde aktarıyoruz. Girne Amerikan Üniversitesi’nin global vizyonunu kendimize yol haritası olarak belirledik. Öğrencilerimize 21.yy becerileri kazandırarak dünya vatandaşı olma yolunda onlara dünyanın kapılarını açıyoruz. Türkiye’de ilk defa tüm derslerde Oracy tekniğini kullanarak öğrencilerimizin etkili iletişim kurabilmelerini amaçlıyoruz. Tüm bunların ışığında kayıt dönemi planlamamızı, Türkiye’deki mevcut eğitim sektörünün bütün konjonktürlerini inceleyerek yaptık. Girne Koleji ailesine yeni katılan kampüslerimiz, kampüslerimizin kontenjan durumları, Girne Koleji Bursluluk Sınavı gibi unsurlar ile kayıt sürecimizi kategorilendirdik. Veli profilimizi belirlerken marka gücümüzü, sektörde olmak istediğimiz konumu, eğitim sistemimizi göz önüne aldık. Girne Koleji 2022-2023 kayıt dönemi Ocak ayı itibariyle başladı. Mart ayı sonuna kadar erken kayıt dönemi devam etmekte.Bu süreçte hem kayıt yenilemede hem de yeni kayıtta velilerimize erken kayıt avantajları sunuyoruz.
Bursluluk sınavlarını ne zaman uygulayacaksınız? Sınav sonuçlarına göre ne tür avantajlar sunuyorsunuz?
Girne Koleji Bursluluk Sınavımızı Türkiye’deki tüm kampüslerimizde 15-16 Ocak tarihlerinde gerçekleştirdik. Öncelikle bursluluk sınavımıza tüm kampüslerimizde yoğun bir katılım olması Girne Koleji olarak verdiğimiz eğitimin ve markamızın sektördeki gücünü bizlere göstermiştir. Bu konuda duyduğumuz gururu ve mutluluğu burada tekrar dile getirmek isterim. Bizler her çocuğun iyi bir eğitim almasını istiyoruz. Bu nedenle bursluluk sınavımız sonucunda başarılı olan öğrencilere belirli oranlarda burs vererek onları eğitim hayatında desteklemeyi amaçlıyoruz. Burs almaya hak kazanamayan ancak Girne Koleji ailesine sonradan katılan öğrencilerimizi de takviye programları ve öğrenciye özel etüt sistemlerimiz ile destekliyoruz.
METAVERSE’İN KAPILARINI ÖĞRENCİLERİMİZE AÇMAYI HEDEFLİYORUZ
Metaverse kavramının eğitim sektörüne etkileri hakkına ne düşünüyorsunuz? Bu çerçevede geleceğin eğitimini nasıl görüyorsunuz?
Metaverse (sanal evren), artırılmış gerçeklik cihazları aracılığıyla çevrimiçi ve 3 boyutlu sanal ortamları destekleyen, İnternet'in varsayımsal bir yinelemesidir. Metaverse ile ilgili açıklamalar ve gelişmeler gösteriyor ki sanal toplum dünya içindeki kurguda her şeyin merkezinde yer alacak. Metaverse uygulamalarının sadece eğitim sektöründe değil, tüm bilgi ve deneyim aktarım süreçlerinde önemli bir yeri olduğunu söylemek mümkün.
Ancak özellikle eğitim sektöründeki uygulamaya dayalı eğitimlerde, içeriğe ve senaryoya bağlı, kullanıcı etkileşimli öğrenmelerde büyük bir paya sahiptir. Gerçek bir senaryo içinde çalışmanın yarattığı motivasyon unsuru öğrenmeyi hem hızlandıracak hem de kalıcılığını arttıracaktır. Bunun yanında dijital olmasının getirdiği pek çok olası senaryo üzerine çalışabilme ve zamandan, mekandan, bütçeden tasarruf etme gibi birçok avantajı da bulunmaktadır. Özellikle Covid 19 sonrasında insanlar, var olan ihtiyaçlarını kaygılarından uzak bir şekilde gidermek istemektedir. Bu da dünyanın benzerinin oluşturulma ihtiyacını doğurmuştur. Bu nedenle Güney Kore devletinin 500 firmayı bu alanda çalışması için motive etmesi ve bunu ulusal bir strateji ile yürütmesi ülkemiz için de örnek olmalıdır.
Metaverse ifade edildiği gibi sadece bir sanal veya artırılmış gerçeklik ortamı değil, her şeyi içinde barındıracak kullanıcı etkileşimi olan, sanal bir dünyadır. Öğretmen faktörünün etkisini tam anlamıyla yitirmeden bu sanal dünyanın kapılarını da öğrencilerimize açmayı hedefliyoruz.
Son Güncelleme: Pazar, 20 Şubat 2022 13:17
Gösterim: 1006
Egebil Eğitim Grubu, Egebil Kolejleri ve Dönüşüm Kolejlerinin ardından Dönüşüm Kurs markasını da geçtiğimiz günlerde sektöre tanıttı. Egebil Eğitim Grubu Genel Müdürü Didem Tolunay ile Dönüşüm Kurs markası hakkında konuştuk.
DÖNÜŞÜM KURS markasının çıkış hikâyesi nedir?
Eğitim hakkı, insan için yaşama hakkı kadar kutsal ve bir o kadar da insanlığın geleceği ile doğrudan ilişkili bir kavramdır. Günümüz dünyasında ne yazık ki her çocuğun eşit şartlarda eğitim-öğretim hizmetlerinden yararlanamadığı, su götürmez bir gerçektir. Bir öğretmen kuruluşu olan EGEBİL Eğitim Grubu olarak biz, her öğrencinin olabildiğince eşit şartlarda eğitim-öğretim hizmetlerinden faydalanması gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla farklı, sade, yenilikçi, ihtiyaç odaklı ve inovatif bir yaklaşımla her öğrencinin hak ettiği eğitim-öğretim hizmetlerini alabileceği DÖNÜŞÜM KURS markasını tasarladık.
DÖNÜŞÜM KURS’un bilinen kurslardan farkı nedir?
DÖNÜŞÜM KURS, her öğrencinin eğitim alabileceği, bilimi ve kültürü ön plana çıkaran bir anlayış ve yoğun akademik sistemi ile çatısı altındaki her öğrenciyi eğitimin tüm alanlarında geleceğe taşımayı hedefleyen bir tasarımdır. Elbette, sıradan kurs yapılarındaki klasik, fabrikasyon anlayıştan farklı olarak bireye özgü gelişim evrelerini odağa alan ve öğrenciyi başlangıç seviyesi ne olursa olsun hedeflenen seviyeye taşıyan d2 (dekare) modeli, DÖNÜŞÜM KURS’un en önemli farkıdır. Her öğrenci kendi gelişim seviyesi ve hızına uygun olarak ihtiyacı olan tüm desteği alır.
DÖNÜŞÜMDE D2 MODELİ
D2 (dekare) Modeli Nedir?
Doğada her şeyin bir döngüsü olduğu gibi her bireyin de bir yaşam ve öğrenme döngüsü vardır ve her yeni bilgi ile yeni bir döngü başlar. Dönüşüm Kurs çatısı altında her öğrenci kendi gelişim döngüsüne uygun bir dönüşüm süreci yaşar. Akademik başarısı yüksek bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Dönüşüm Kurslarında eksiklerin giderilmesi ve her öğrencinin kendi gelişimi DÖNÜŞÜM KURS doğrultusunda potansiyelinin en üst seviyesine taşınması hedeflenmektedir.
D2 Modeli, bu süreç ekseninde “değerlendirme” ve “değiştirme evresi”ni içerir. Her yeni konuya başlarken sınıf seviyesine uygun olarak öğrencinin ne bildiğini tespit edileceği bir ön test uygulanır ve yol haritası belirlenir. Bu evre D2 modelimizin değerlendirme evresidir. Değiştirme evresi ise değerlendirme sonuçlarına göre öğrencilere ihtiyaçları olan kazanımların edindirildiği ve bilgi eksiklerinin tamamlandığı aşamadır. Böylece öğrenci eksik olduğu tüm konularda değerlendirme ve değiştirme evrelerinden geçerek kendi öğrenme döngüsünü tamamlamış olacak ve dönüşümü yakalayacaktır.
“DÖNÜŞÜM” markası, tam da eğitimde dönüşüm kavramının tartışıldığı dönemde sektöre giriş yaptı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz, eğitimde dönüşüm kavramını pandemiyle birlikte değil pandeminin çok öncesinde de telaffuz etmiş, eğitimde “yeni nesil” anlayışının kıvılcımı olmuş bir eğitim grubuyuz. DÖNÜŞÜM markası, 1.5 yıl önce tam da bu anlayışla, ülkemizin ve dünyanın hangi noktaya evrildiği doğrultusunda eğitimde dönüşümün kaçınılmaz olduğu vizyonuyla, değişen ve dönüşen dünyadaki öğrenci ve veli ihtiyaçlarının neler olacağına kafa yorularak, bu öngörüyle oluşmuş bir fikir idi. Ülkemizde ve dünyada eğitim sektörünün sayısal verileriyle, analizleriyle nereye gittiğini değerlendirdiğimizde gerçekten ihtiyaç odaklı, öğrenci ve velinin beklediği ve özlediği doğru eğitim tasarımıyla öğrencileri buluşturmak ve bu anlamda olabildiğince çok insana dokunmak amacıyla önce Dönüşüm Koleji ardından da Dönüşüm Kurs markasını yarattık. Kurslar, sektörde sınav hazırlığı anlamında ihtiyaç odaklı kurumlar; bunu yadsıyamayız ancak kurs yapılarının da değişen öğrenci ihtiyacına göre güncellenmesi gerekliydi. Az önce de bahsettiğim gibi eğitim-öğretim modeliyle, yayınıyla, dijitaliyle, bireysel öğrenme döngüsüne odaklanmasıyla bambaşka bir kurs kavramı yarattık ve bu anlamda da mutlu ve gururluyuz.
DÖNÜŞÜM KURSLARININ büyüme modeli nasıl olacak?
Türkiye’de özel öğretim tasarımında ister kolej ister ek eğitim-öğretim hizmetlerini sağlayan kurslar olsun ihtiyaç odaklı yepyeni tasarımlara ihtiyaç vardır. Bu yeniliği yakalayamazsanız kalıcı olamazsınız. Bir öğretmen kuruluşu olan Egebil Eğitim Grubu olarak biz değişimi, yeniliği, dönüşümü daima kovalıyoruz ve kovalamaya da devam edeceğiz. En önemli sorun şu ki dün bilginin güncellenme ve bilgiye ulaşma hızı daha düşükken bugünün dünyasında bu hız artık saliselerle ifade edilmekte. Dolayısıyla eğitim sektöründeki kurumlar bu hıza ayak uydurmak ve kendini sürekli güncellemek zorundadırlar. En başta da ifade ettiğim gibi, ihtiyaç odaklı eğitim-öğretim modeliyle kaliteli eğitimi olabildiğince çok öğrenci ve veliyle buluşturarak eğitimde fırsat eşitliği yaratmak, DÖNÜŞÜM markamızın temel amacı.
AKREDİTE FRANCHISE MODELİ UYGULUYORUZ
DÖNÜŞÜM KURSLARI, “DÖNÜŞÜM’Ü YAKALAYIN!” sloganıyla, eğitime bakış açısı değer yaratmak üzerine olan eğitimcilerle buluşarak özlenen ve beklenen eğitim-öğretim ihtiyaçları doğrultusunda, özel öğretim sektörüne bambaşka bir soluk getirmeyi ve kaliteli eğitim-öğretim hizmetlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki öğrencilerle buluşturmayı hedeflemektedir.
Egebil Eğitim Grubu çatısı altındaki tüm kurumlarımızda olduğu gibi Dönüşüm Kurslarımızda da bilinen klasik franchise sistemi yerine tüm şubelerimizi geliştirme, maliyetleri düşürme ve tercih sebebi olma oranlarını artırmak üzerine odaklanmış akredite sistemi uygulamaktayız.
Gittikçe büyüyen iş ailemiz, tüm Türkiye’de güçlenen yapımız ve paydaşlarımızla birlikte kurumlarımızı, dolayısıyla ülkemizi eğitim anlamında güvenle geleceğe taşımak, nihaî amacımızdır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Egebil Eğitim Grubu, Egebil Kolejleri ve Dönüşüm Kolejlerinin ardından Dönüşüm Kurs markasını da geçtiğimiz günlerde sektöre tanıttı. Egebil Eğitim Grubu Genel Müdürü Didem Tolunay ile Dönüşüm Kurs markası hakkında konuştuk.
DÖNÜŞÜM KURS markasının çıkış hikâyesi nedir?
Eğitim hakkı, insan için yaşama hakkı kadar kutsal ve bir o kadar da insanlığın geleceği ile doğrudan ilişkili bir kavramdır. Günümüz dünyasında ne yazık ki her çocuğun eşit şartlarda eğitim-öğretim hizmetlerinden yararlanamadığı, su götürmez bir gerçektir. Bir öğretmen kuruluşu olan EGEBİL Eğitim Grubu olarak biz, her öğrencinin olabildiğince eşit şartlarda eğitim-öğretim hizmetlerinden faydalanması gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla farklı, sade, yenilikçi, ihtiyaç odaklı ve inovatif bir yaklaşımla her öğrencinin hak ettiği eğitim-öğretim hizmetlerini alabileceği DÖNÜŞÜM KURS markasını tasarladık.
DÖNÜŞÜM KURS’un bilinen kurslardan farkı nedir?
DÖNÜŞÜM KURS, her öğrencinin eğitim alabileceği, bilimi ve kültürü ön plana çıkaran bir anlayış ve yoğun akademik sistemi ile çatısı altındaki her öğrenciyi eğitimin tüm alanlarında geleceğe taşımayı hedefleyen bir tasarımdır. Elbette, sıradan kurs yapılarındaki klasik, fabrikasyon anlayıştan farklı olarak bireye özgü gelişim evrelerini odağa alan ve öğrenciyi başlangıç seviyesi ne olursa olsun hedeflenen seviyeye taşıyan d2 (dekare) modeli, DÖNÜŞÜM KURS’un en önemli farkıdır. Her öğrenci kendi gelişim seviyesi ve hızına uygun olarak ihtiyacı olan tüm desteği alır.
DÖNÜŞÜMDE D2 MODELİ
D2 (dekare) Modeli Nedir?
Doğada her şeyin bir döngüsü olduğu gibi her bireyin de bir yaşam ve öğrenme döngüsü vardır ve her yeni bilgi ile yeni bir döngü başlar. Dönüşüm Kurs çatısı altında her öğrenci kendi gelişim döngüsüne uygun bir dönüşüm süreci yaşar. Akademik başarısı yüksek bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Dönüşüm Kurslarında eksiklerin giderilmesi ve her öğrencinin kendi gelişimi DÖNÜŞÜM KURS doğrultusunda potansiyelinin en üst seviyesine taşınması hedeflenmektedir.
D2 Modeli, bu süreç ekseninde “değerlendirme” ve “değiştirme evresi”ni içerir. Her yeni konuya başlarken sınıf seviyesine uygun olarak öğrencinin ne bildiğini tespit edileceği bir ön test uygulanır ve yol haritası belirlenir. Bu evre D2 modelimizin değerlendirme evresidir. Değiştirme evresi ise değerlendirme sonuçlarına göre öğrencilere ihtiyaçları olan kazanımların edindirildiği ve bilgi eksiklerinin tamamlandığı aşamadır. Böylece öğrenci eksik olduğu tüm konularda değerlendirme ve değiştirme evrelerinden geçerek kendi öğrenme döngüsünü tamamlamış olacak ve dönüşümü yakalayacaktır.
“DÖNÜŞÜM” markası, tam da eğitimde dönüşüm kavramının tartışıldığı dönemde sektöre giriş yaptı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz, eğitimde dönüşüm kavramını pandemiyle birlikte değil pandeminin çok öncesinde de telaffuz etmiş, eğitimde “yeni nesil” anlayışının kıvılcımı olmuş bir eğitim grubuyuz. DÖNÜŞÜM markası, 1.5 yıl önce tam da bu anlayışla, ülkemizin ve dünyanın hangi noktaya evrildiği doğrultusunda eğitimde dönüşümün kaçınılmaz olduğu vizyonuyla, değişen ve dönüşen dünyadaki öğrenci ve veli ihtiyaçlarının neler olacağına kafa yorularak, bu öngörüyle oluşmuş bir fikir idi. Ülkemizde ve dünyada eğitim sektörünün sayısal verileriyle, analizleriyle nereye gittiğini değerlendirdiğimizde gerçekten ihtiyaç odaklı, öğrenci ve velinin beklediği ve özlediği doğru eğitim tasarımıyla öğrencileri buluşturmak ve bu anlamda olabildiğince çok insana dokunmak amacıyla önce Dönüşüm Koleji ardından da Dönüşüm Kurs markasını yarattık. Kurslar, sektörde sınav hazırlığı anlamında ihtiyaç odaklı kurumlar; bunu yadsıyamayız ancak kurs yapılarının da değişen öğrenci ihtiyacına göre güncellenmesi gerekliydi. Az önce de bahsettiğim gibi eğitim-öğretim modeliyle, yayınıyla, dijitaliyle, bireysel öğrenme döngüsüne odaklanmasıyla bambaşka bir kurs kavramı yarattık ve bu anlamda da mutlu ve gururluyuz.
DÖNÜŞÜM KURSLARININ büyüme modeli nasıl olacak?
Türkiye’de özel öğretim tasarımında ister kolej ister ek eğitim-öğretim hizmetlerini sağlayan kurslar olsun ihtiyaç odaklı yepyeni tasarımlara ihtiyaç vardır. Bu yeniliği yakalayamazsanız kalıcı olamazsınız. Bir öğretmen kuruluşu olan Egebil Eğitim Grubu olarak biz değişimi, yeniliği, dönüşümü daima kovalıyoruz ve kovalamaya da devam edeceğiz. En önemli sorun şu ki dün bilginin güncellenme ve bilgiye ulaşma hızı daha düşükken bugünün dünyasında bu hız artık saliselerle ifade edilmekte. Dolayısıyla eğitim sektöründeki kurumlar bu hıza ayak uydurmak ve kendini sürekli güncellemek zorundadırlar. En başta da ifade ettiğim gibi, ihtiyaç odaklı eğitim-öğretim modeliyle kaliteli eğitimi olabildiğince çok öğrenci ve veliyle buluşturarak eğitimde fırsat eşitliği yaratmak, DÖNÜŞÜM markamızın temel amacı.
AKREDİTE FRANCHISE MODELİ UYGULUYORUZ
DÖNÜŞÜM KURSLARI, “DÖNÜŞÜM’Ü YAKALAYIN!” sloganıyla, eğitime bakış açısı değer yaratmak üzerine olan eğitimcilerle buluşarak özlenen ve beklenen eğitim-öğretim ihtiyaçları doğrultusunda, özel öğretim sektörüne bambaşka bir soluk getirmeyi ve kaliteli eğitim-öğretim hizmetlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki öğrencilerle buluşturmayı hedeflemektedir.
Egebil Eğitim Grubu çatısı altındaki tüm kurumlarımızda olduğu gibi Dönüşüm Kurslarımızda da bilinen klasik franchise sistemi yerine tüm şubelerimizi geliştirme, maliyetleri düşürme ve tercih sebebi olma oranlarını artırmak üzerine odaklanmış akredite sistemi uygulamaktayız.
Gittikçe büyüyen iş ailemiz, tüm Türkiye’de güçlenen yapımız ve paydaşlarımızla birlikte kurumlarımızı, dolayısıyla ülkemizi eğitim anlamında güvenle geleceğe taşımak, nihaî amacımızdır.
Son Güncelleme: Perşembe, 24 Şubat 2022 14:38
Gösterim: 799
Gelecek eğitim – öğretim dönemine hızla hazırlanan Mektebim Kolejleri, 10 yeni okul ile 15.000 öğrenciye ulaşmayı hedefliyor. Türkiye’nin dört bir yanında doğru iş birlikleriyle ve alanında uzman eğitimcilerden oluşmuş kadrolarla bir araya gelerek büyüdüklerini belirten Mektebim Koleji CEO’su Hamit Birben, eğitimin niteliğine yönelik çalışmalarını da artı eğitim’e anlattı.
2022-2023 Eğitim – Öğretim kayıt dönemi başladı. Bu dönemde kayıt ve büyüme stratejiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türkiye'de sayıları 1980'lerden sonra bir hayli artan özel okullar gerek teknolojik gelişmeleri çok yakından takip ederek ve bu gelişmelerden etkili bir şekilde yararlanarak, gerekse modern araç ve gereçlerle donattıkları öğrenme ortamlarında öğrencilerine her türlü araştırma ve inceleme yapma imkanı sunarak velilerin kaliteli eğitim ve öğretim beklentilerine cevap vermeye çalışmaktadırlar.
Okullarımızda Mektebim Kolejinin eğitim felsefesini yaşatacak tüm eğitim standartlarını taşıyan, vizyonist kurumlarla birlikte büyümeyi ilke edindik. Güçlü bir marka olan Mektebim Koleji olarak yeni dünyanın gerçeklerini ön gören, öğrencilerini geleceğe donanımlı olarak yetiştiren ve kendini sürekli güncelleyen bir eğitim markasıyız. Türkiye’nin dört bir yanında doğru iş birlikleriyle ve alanında uzman eğitimcilerden oluşmuş kadrolarla bir araya gelerek ailemizi büyütüyoruz.
GELECEK DÖNEME 15 BİN ÖĞRENCİ
Kaç ile ve ilçede okullarınız bulunuyor? Yeni dönemde hangi lokasyonlar eklenecek?
Türkiyede15 il, 25 farklı lokasyonda ve Kuzey Kıbrıs Gazi Mağusa’da okullarımız bulunmaktadır. Yeni dönemde İstanbul, Ankara, Aksaray, Çorum, Gazi Antep, Kars, Nevşehir, Sakarya ve Şanlı Urfa’da yeni Mektebim Kolejleri açılacak. 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılına Mektebim ailesi olarak 15.000 öğrencimiz ve yaklaşık 1.500 öğretmenimiz ile merhaba diyeceğiz.
Niceliksel ve niteliksel büyüme arasındaki dengede neleri göz önünde tutuyorsunuz?
Önceliğimiz kesinlikle nitelikli büyümedir. Eğitimde kaliteyi ve içeriği ön planda tutarsanız başarı kaçınılmaz bir şekilde gelecektir. Mektebim Koleji olarak yolumuzu birleştirdiğimiz okulların eğitim felsefemizi gerçekleştirebilecek güçte olmasına özen gösteriyoruz. Sunduğumuz eğitim içeriği ile de güçlerimizi birleştirdiğimiz okul sayısı verimli bir şekilde artıyor. Hedefimiz bu kaliteden ödün vermeyerek ülkemizin her ilinde çocuklarımıza bu eğitim imkanını ulaştırmaktır.
ÖZEL OKULLAR EĞİTİM İKLİMİNİ GELİŞTİRİYOR
Özel öğretimin genel eğitim içindeki payının artması için kurumlar nasıl hareket etmeli? Eğitimde büyümenin temel stratejileri ne olmalı?
Türkiye’de eğitimde özel okulların payı geçmişten bugüne arttı ve daha da artırılacağını düşünüyorum. Özel okullar, inovasyon konusunda devlet okullarını da harekete geçirme potansiyeline sahip. Eğitim teknolojileri, öğretmen eğitimleri ve eğitimde dönüşümü etkileyen tüm faktörlerde özel okulların yarattığı dinamizmin tüm eğitim iklimi açısından faydalı olduğunu düşünüyorum. Değişen dünya düzenindeki gelişmeleri yakından takip eden teknolojideki gelişmelere ayak uydurabilen ve geleceğin mesleklerine yönelik ihtiyaçlara cevap verebilen eğitim müfredatları olan okullar eğitim sektöründe kalmaya devam edecektir.
Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunların özel okul sektörü üzerindeki etkilerine yönelik düşünceleriniz ve çözümleriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda hem eğitim yatırımcıları hem de velilerimiz şartlarının sürdürülebilirliği konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Bu konuda devletimizin yapacağı teşvikler ile kurumlarımız desteklenebilir.
EĞİTİM – ÖĞRETİM DESTEĞİ DEVAM ETTİRİLMELİ
Devletin eğitimdeki yükünü hafifleten özel okul sektörünün yaşadığı sorunlara yönelik devlet hangi adımları atmalı?
Özel okulların, devletin üzerindeki kamu hizmeti verme yükünü önemli ölçüde hafiflettiğini biliyoruz. Nüfus artış hızımız ve ekonomik büyümemiz dikkate alındığında, özel sektörün eğitim alanına yatırım yapmasını ve bu yönde bir yatırıma niyet eden girişimcilerin desteklenmesi kaçınılmaz bir gereklilik olmalıdır. Eğitim ve öğretim desteği uygulaması bu konuda devletimizin özel okulculuk oranının artırılmasına yönelik en önemli çalışmalarından biri olup özellikle bu ekonomik tabloda devam ettirilmelidir. Verilen teşviklerin hem veli bazında hem de okul kurucularını destekleyecek şekilde planlanması gerekmektedir.
2022-2023 eğitim-öğretim kayıt döneminde nasıl bir planlama belirlediniz?
2022- 2023 Eğitim Öğretim dönemi için okullarımızda uygulanacak olan yeni eğitim modelleri ile ilgili reklam çalışmaları ile okullarımızın kendini velilerine anlatması için destek oluşturuyoruz. Eğitim sektöründe Endüstri 5.0 ı ilk defa uygulayan okul olarak da seçenekler arasında fark yaratıyoruz.
Kayıt dönemi takviminizi kategorilendirebilir misiniz?
Birinci basamağımız aslında eğitim içeriğimiz. Kayıt kelimesinin ardında velilerimizin aldıkları eğitimden memnuniyeti bulunmaktadır. Bu yüzden hedefe yönelik titizlikle yürütülmüş bir eğitim dönemi içerisinde aylara bölünmüş farklı erken kayıt avantajları ile velilerimizi okullarımıza davet ediyoruz. Ayrıca yapılan iç ve dış bursluluk sınavları ile de okullarımıza öğrencilerimizin başarılarını ödüllendirerek devam etmelerini destekliyoruz.
Bursluluk sınavlarını ne zaman uygulayacaksınız? Sınav sonuçlarına göre ne tür avantajlar sunuyorsunuz?
Okullarımızda bursluluk sınavını Ocak ayı içerisinde tamamladık. Bu sayede hem iç kayıtlarda hem de dış kayıtlarda öğrencilerimize eşit avantajlar sunarak kayıt dönemine başlanmasını sağladık. Okullarımızda sunulan bursluluk sınavı sonrası alınan puan dilimlerine göre %100’e varan burs imkanları ile öğrencilerimizin başarılarını ödüllendiriyoruz.
MEKTEBİM KOLEJLERİ METAVERSE’DE YERİNİ ALACAK
Metaverse kavramının eğitim sektörüne etkileri hakkına ne düşünüyorsunuz? Bu çerçevede geleceğin eğitimini nasıl görüyorsunuz?
Son dönemdeki metaverse açıklamaları ve gelişmelerine baktığımızda, sanal toplum ve sanal dünya içindeki kurguda sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin merkezde yer alacağı ortadadır. Metaverse içinde sanal dünya içindeki uygulamaların sadece eğitim sektöründe değil, tüm bilgi ve deneyim aktarım süreçlerinde önemli bir yeri olduğu ortadadır. Belli başlı avantajlar şu şekilde sıralanabilir: deneyime dayalı eğitim, içeriğe ve senaryoya bağlı öğrenme, kullanıcı etkileşimli öğrenme imkanı, elde edilen bilginin sahada uygulanması ve dene yanıl yöntemine imkan vermesi, gerçek bir senaryo içinde çalışmanın yarattığı motivasyon unsuru, dijital olmasının getirdiği pek çok olası senaryo üzerine oluşturulacak içerikle çalışabilme ve bunun oluşturduğu zaman, mekan ve bütçe avantajı, şeklinde ifade edilebilir. Metaverse’nin şemsiye bir terim olduğu ve pek çok farklı teknolojiyi birlikte barındırdığı ortadadır. Sadece bir artırılmış veya sanal gerçeklik teknolojisine sahip olmak metaverse içinde yetersiz kalacaktır. Yapay zeka teknolojisinden, kripto paralara, 5G veya 6G hızında internet ağına, blok zincir teknolojisine kadar pek çok farklı sistem içinde bir eğitim sistemi sanal olarak var olabilir. Ayrıca kurumsal eğitim performansının iyileştirilmesi ve etkinliğinin artırılması, hatta ölçme veya değerlendirmenin gerçekleştirilebilmesi için konu değerlendirildiğinde, mümkün olduğu kadar az maliyetli çözümler oluşturulabildiği görülmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında Mektebim Kolejleri olarak bizim de bu sürecin dışında kalmamız mümkün değil. Okullarımızda Endüstri 5.0 kavramını odak noktamıza alarak eğitim içeriğine yön veriyoruz. Geleceğin dünyasını uzaktan takip eden değil içinde içerik üreterek geleceğe yön veren bir nesil yetiştirmek için yeni eğitim programları entegre ediyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Gelecek eğitim – öğretim dönemine hızla hazırlanan Mektebim Kolejleri, 10 yeni okul ile 15.000 öğrenciye ulaşmayı hedefliyor. Türkiye’nin dört bir yanında doğru iş birlikleriyle ve alanında uzman eğitimcilerden oluşmuş kadrolarla bir araya gelerek büyüdüklerini belirten Mektebim Koleji CEO’su Hamit Birben, eğitimin niteliğine yönelik çalışmalarını da artı eğitim’e anlattı.
2022-2023 Eğitim – Öğretim kayıt dönemi başladı. Bu dönemde kayıt ve büyüme stratejiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türkiye'de sayıları 1980'lerden sonra bir hayli artan özel okullar gerek teknolojik gelişmeleri çok yakından takip ederek ve bu gelişmelerden etkili bir şekilde yararlanarak, gerekse modern araç ve gereçlerle donattıkları öğrenme ortamlarında öğrencilerine her türlü araştırma ve inceleme yapma imkanı sunarak velilerin kaliteli eğitim ve öğretim beklentilerine cevap vermeye çalışmaktadırlar.
Okullarımızda Mektebim Kolejinin eğitim felsefesini yaşatacak tüm eğitim standartlarını taşıyan, vizyonist kurumlarla birlikte büyümeyi ilke edindik. Güçlü bir marka olan Mektebim Koleji olarak yeni dünyanın gerçeklerini ön gören, öğrencilerini geleceğe donanımlı olarak yetiştiren ve kendini sürekli güncelleyen bir eğitim markasıyız. Türkiye’nin dört bir yanında doğru iş birlikleriyle ve alanında uzman eğitimcilerden oluşmuş kadrolarla bir araya gelerek ailemizi büyütüyoruz.
GELECEK DÖNEME 15 BİN ÖĞRENCİ
Kaç ile ve ilçede okullarınız bulunuyor? Yeni dönemde hangi lokasyonlar eklenecek?
Türkiyede15 il, 25 farklı lokasyonda ve Kuzey Kıbrıs Gazi Mağusa’da okullarımız bulunmaktadır. Yeni dönemde İstanbul, Ankara, Aksaray, Çorum, Gazi Antep, Kars, Nevşehir, Sakarya ve Şanlı Urfa’da yeni Mektebim Kolejleri açılacak. 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılına Mektebim ailesi olarak 15.000 öğrencimiz ve yaklaşık 1.500 öğretmenimiz ile merhaba diyeceğiz.
Niceliksel ve niteliksel büyüme arasındaki dengede neleri göz önünde tutuyorsunuz?
Önceliğimiz kesinlikle nitelikli büyümedir. Eğitimde kaliteyi ve içeriği ön planda tutarsanız başarı kaçınılmaz bir şekilde gelecektir. Mektebim Koleji olarak yolumuzu birleştirdiğimiz okulların eğitim felsefemizi gerçekleştirebilecek güçte olmasına özen gösteriyoruz. Sunduğumuz eğitim içeriği ile de güçlerimizi birleştirdiğimiz okul sayısı verimli bir şekilde artıyor. Hedefimiz bu kaliteden ödün vermeyerek ülkemizin her ilinde çocuklarımıza bu eğitim imkanını ulaştırmaktır.
ÖZEL OKULLAR EĞİTİM İKLİMİNİ GELİŞTİRİYOR
Özel öğretimin genel eğitim içindeki payının artması için kurumlar nasıl hareket etmeli? Eğitimde büyümenin temel stratejileri ne olmalı?
Türkiye’de eğitimde özel okulların payı geçmişten bugüne arttı ve daha da artırılacağını düşünüyorum. Özel okullar, inovasyon konusunda devlet okullarını da harekete geçirme potansiyeline sahip. Eğitim teknolojileri, öğretmen eğitimleri ve eğitimde dönüşümü etkileyen tüm faktörlerde özel okulların yarattığı dinamizmin tüm eğitim iklimi açısından faydalı olduğunu düşünüyorum. Değişen dünya düzenindeki gelişmeleri yakından takip eden teknolojideki gelişmelere ayak uydurabilen ve geleceğin mesleklerine yönelik ihtiyaçlara cevap verebilen eğitim müfredatları olan okullar eğitim sektöründe kalmaya devam edecektir.
Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunların özel okul sektörü üzerindeki etkilerine yönelik düşünceleriniz ve çözümleriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda hem eğitim yatırımcıları hem de velilerimiz şartlarının sürdürülebilirliği konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Bu konuda devletimizin yapacağı teşvikler ile kurumlarımız desteklenebilir.
EĞİTİM – ÖĞRETİM DESTEĞİ DEVAM ETTİRİLMELİ
Devletin eğitimdeki yükünü hafifleten özel okul sektörünün yaşadığı sorunlara yönelik devlet hangi adımları atmalı?
Özel okulların, devletin üzerindeki kamu hizmeti verme yükünü önemli ölçüde hafiflettiğini biliyoruz. Nüfus artış hızımız ve ekonomik büyümemiz dikkate alındığında, özel sektörün eğitim alanına yatırım yapmasını ve bu yönde bir yatırıma niyet eden girişimcilerin desteklenmesi kaçınılmaz bir gereklilik olmalıdır. Eğitim ve öğretim desteği uygulaması bu konuda devletimizin özel okulculuk oranının artırılmasına yönelik en önemli çalışmalarından biri olup özellikle bu ekonomik tabloda devam ettirilmelidir. Verilen teşviklerin hem veli bazında hem de okul kurucularını destekleyecek şekilde planlanması gerekmektedir.
2022-2023 eğitim-öğretim kayıt döneminde nasıl bir planlama belirlediniz?
2022- 2023 Eğitim Öğretim dönemi için okullarımızda uygulanacak olan yeni eğitim modelleri ile ilgili reklam çalışmaları ile okullarımızın kendini velilerine anlatması için destek oluşturuyoruz. Eğitim sektöründe Endüstri 5.0 ı ilk defa uygulayan okul olarak da seçenekler arasında fark yaratıyoruz.
Kayıt dönemi takviminizi kategorilendirebilir misiniz?
Birinci basamağımız aslında eğitim içeriğimiz. Kayıt kelimesinin ardında velilerimizin aldıkları eğitimden memnuniyeti bulunmaktadır. Bu yüzden hedefe yönelik titizlikle yürütülmüş bir eğitim dönemi içerisinde aylara bölünmüş farklı erken kayıt avantajları ile velilerimizi okullarımıza davet ediyoruz. Ayrıca yapılan iç ve dış bursluluk sınavları ile de okullarımıza öğrencilerimizin başarılarını ödüllendirerek devam etmelerini destekliyoruz.
Bursluluk sınavlarını ne zaman uygulayacaksınız? Sınav sonuçlarına göre ne tür avantajlar sunuyorsunuz?
Okullarımızda bursluluk sınavını Ocak ayı içerisinde tamamladık. Bu sayede hem iç kayıtlarda hem de dış kayıtlarda öğrencilerimize eşit avantajlar sunarak kayıt dönemine başlanmasını sağladık. Okullarımızda sunulan bursluluk sınavı sonrası alınan puan dilimlerine göre %100’e varan burs imkanları ile öğrencilerimizin başarılarını ödüllendiriyoruz.
MEKTEBİM KOLEJLERİ METAVERSE’DE YERİNİ ALACAK
Metaverse kavramının eğitim sektörüne etkileri hakkına ne düşünüyorsunuz? Bu çerçevede geleceğin eğitimini nasıl görüyorsunuz?
Son dönemdeki metaverse açıklamaları ve gelişmelerine baktığımızda, sanal toplum ve sanal dünya içindeki kurguda sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin merkezde yer alacağı ortadadır. Metaverse içinde sanal dünya içindeki uygulamaların sadece eğitim sektöründe değil, tüm bilgi ve deneyim aktarım süreçlerinde önemli bir yeri olduğu ortadadır. Belli başlı avantajlar şu şekilde sıralanabilir: deneyime dayalı eğitim, içeriğe ve senaryoya bağlı öğrenme, kullanıcı etkileşimli öğrenme imkanı, elde edilen bilginin sahada uygulanması ve dene yanıl yöntemine imkan vermesi, gerçek bir senaryo içinde çalışmanın yarattığı motivasyon unsuru, dijital olmasının getirdiği pek çok olası senaryo üzerine oluşturulacak içerikle çalışabilme ve bunun oluşturduğu zaman, mekan ve bütçe avantajı, şeklinde ifade edilebilir. Metaverse’nin şemsiye bir terim olduğu ve pek çok farklı teknolojiyi birlikte barındırdığı ortadadır. Sadece bir artırılmış veya sanal gerçeklik teknolojisine sahip olmak metaverse içinde yetersiz kalacaktır. Yapay zeka teknolojisinden, kripto paralara, 5G veya 6G hızında internet ağına, blok zincir teknolojisine kadar pek çok farklı sistem içinde bir eğitim sistemi sanal olarak var olabilir. Ayrıca kurumsal eğitim performansının iyileştirilmesi ve etkinliğinin artırılması, hatta ölçme veya değerlendirmenin gerçekleştirilebilmesi için konu değerlendirildiğinde, mümkün olduğu kadar az maliyetli çözümler oluşturulabildiği görülmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında Mektebim Kolejleri olarak bizim de bu sürecin dışında kalmamız mümkün değil. Okullarımızda Endüstri 5.0 kavramını odak noktamıza alarak eğitim içeriğine yön veriyoruz. Geleceğin dünyasını uzaktan takip eden değil içinde içerik üreterek geleceğe yön veren bir nesil yetiştirmek için yeni eğitim programları entegre ediyoruz.
Son Güncelleme: Cumartesi, 19 Şubat 2022 11:44
Gösterim: 1040

