Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

6. sınıflarda okutulan 'Fen ve Teknoloji' dersi kitabında geçen yıl 'Canlılar, üreme ve büyüme' ünitesi içinde yer alan 'İnsanlarda üreme, büyüme ve gelişme' başlığı ve başlığın içinde anlatılan konu kaldırıldı.

6. sınıf öğrencilerine geçen yıl okutulan Fen ve Teknoloji dersi kitabında insanların üremesi bilimsel olarak ve çocukların kavrayacağı şekilde anlatılıyordu. Bu yıl hazırlanarak öğrencilere dağıtılan ders kitabında ise “Bitki ve hayvanlar nasıl ürer, büyür ve gelişir” başlığı altında bitkilerin ve hayvanların üremesi anlatılıyor. İnsanlarla ilgili ‘üreme’ ve ‘döllenme’ konuları da detayları olmadan anlatılıyor. Kitapta üreme sadece kucağında bir bebek olan anne fotoğrafı ile temsil ediliyor.

Birgün gazetesinden Gülsen Candemir'in haberine göre, başlığın ve konunun kitapta anlatılmaması tepkiye yol açtı. Yeni kitapta insanların nasıl çoğaldığına sadece birkaç cümlede değinildiğini gören öğretmenler, bunun çocukların gelişimini ve doğru bilgiye erişimini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.

Fen öğretmenleri değişikliğin çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Çocuk, üreme sistemindeki organları ve işlevlerini öğrenmediği zaman, bu bilgileri kulaktan dolma bilgilerle öğrenmeye çalışır. Bilimsel bilgiyi bu çocuklara öğretmezsek, tabular, günahlar, ayıplar ortaya çıkar. Altıncı sınıflar hata yapmaya müsait bir yaş olduğu için de kendini koruyamaz. Üreme sistemini anlatırken biz çocuklara, aynı zamanda ergenlik sürecini de anlatırız.

Ruhsal ve bedensel yaşadığı değişimleri öğrenmesi, bu değişimleri yaşadığında normal karşılamasını ve kendini bilerek kabullenmesini sağlar.

Üreme sistemi organlarını sakınıp, resimlerle gösterilmediği zaman merak duygusu ile tacizci bir bakış oluşturabilir. Ayrıca bu konular 8. sınıfta anlatılacak olan genetik konusu için temel bilgisi olduğu için eksik bilgi verilmiş olacaktır.”

"Bilim ayıp, günah oldu"

Eğitim Sen 1 No’lu eski Şube Başkanı Psikolojik Danışman Abdullah Tunalı, kitapta yapılan değişikliğin nedenini, bilimsel bilginin ayıp sayılması olarak gösterdi. Tunalı,”Bilimsel bilgi ayıp, günah ve tabu kavramları ile gölgelenerek, üzeri örtülmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.

> O konu ders kitaplarından kaldırıldı

6. sınıflarda okutulan 'Fen ve Teknoloji' dersi kitabında geçen yıl 'Canlılar, üreme ve büyüme' ünitesi içinde yer alan 'İnsanlarda üreme, büyüme ve gelişme' başlığı ve başlığın içinde anlatılan konu kaldırıldı.

6. sınıf öğrencilerine geçen yıl okutulan Fen ve Teknoloji dersi kitabında insanların üremesi bilimsel olarak ve çocukların kavrayacağı şekilde anlatılıyordu. Bu yıl hazırlanarak öğrencilere dağıtılan ders kitabında ise “Bitki ve hayvanlar nasıl ürer, büyür ve gelişir” başlığı altında bitkilerin ve hayvanların üremesi anlatılıyor. İnsanlarla ilgili ‘üreme’ ve ‘döllenme’ konuları da detayları olmadan anlatılıyor. Kitapta üreme sadece kucağında bir bebek olan anne fotoğrafı ile temsil ediliyor.

Birgün gazetesinden Gülsen Candemir'in haberine göre, başlığın ve konunun kitapta anlatılmaması tepkiye yol açtı. Yeni kitapta insanların nasıl çoğaldığına sadece birkaç cümlede değinildiğini gören öğretmenler, bunun çocukların gelişimini ve doğru bilgiye erişimini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.

Fen öğretmenleri değişikliğin çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Çocuk, üreme sistemindeki organları ve işlevlerini öğrenmediği zaman, bu bilgileri kulaktan dolma bilgilerle öğrenmeye çalışır. Bilimsel bilgiyi bu çocuklara öğretmezsek, tabular, günahlar, ayıplar ortaya çıkar. Altıncı sınıflar hata yapmaya müsait bir yaş olduğu için de kendini koruyamaz. Üreme sistemini anlatırken biz çocuklara, aynı zamanda ergenlik sürecini de anlatırız.

Ruhsal ve bedensel yaşadığı değişimleri öğrenmesi, bu değişimleri yaşadığında normal karşılamasını ve kendini bilerek kabullenmesini sağlar.

Üreme sistemi organlarını sakınıp, resimlerle gösterilmediği zaman merak duygusu ile tacizci bir bakış oluşturabilir. Ayrıca bu konular 8. sınıfta anlatılacak olan genetik konusu için temel bilgisi olduğu için eksik bilgi verilmiş olacaktır.”

"Bilim ayıp, günah oldu"

Eğitim Sen 1 No’lu eski Şube Başkanı Psikolojik Danışman Abdullah Tunalı, kitapta yapılan değişikliğin nedenini, bilimsel bilginin ayıp sayılması olarak gösterdi. Tunalı,”Bilimsel bilgi ayıp, günah ve tabu kavramları ile gölgelenerek, üzeri örtülmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Kasım 2014 10:27

Gösterim: 1469

MEB, bu yıl ilk kez tüm öğrenciler için bir dersten aldıkları notu, sınıf ortalaması ile karşılaştırabilecekleri istatistiki bilgileri e-okul sistemine ekledi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB),  bu yıl ilk kez tüm öğrenciler için bir dersten aldıkları notu, sınıf ortalaması ile karşılaştırabilecekleri istatistiki bilgileri e-okul sistemine ekledi

Öğrenciler, notlarının sınıf ortalamasının üstünde ya da altında olduğunu, e-okul veli bilgilendirme sisteminin "not" bölümünden görebilecek.

AA muhabirinin MEB yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Bakanlık öğretmen ve öğrencilerin her türü okul bilgilerini öğrendiği e-okul.meb.gov.tr web sitesi ara yüzünü yenileme çalışmalarını tamamladı.

Bakanlığın e-okul sisteminde öğrencilerin derslerdeki yazılı notlarını öğrenebildikleri sisteme yeni bir bilgi daha eklendi. Buna göre, ders notu, devamsızlık ve nakil durumları gibi işlemleri takip edebilirken, yeni eklenen bir özellikle bir dersten alınan notun, sınıf ortalaması ile mukayesesi de mümkün hale geldi.

e-okul tüm tarayıcılarda görüntülenebilecek

Diğer yandan daha önce internet explorer dışındaki tarayıcılarda görüntü bozukluğu ve işlem hataları veren e-okul sitesi, bu hatalardan arındırıldı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın talimatıyla yaklaşık 3 ay önce başlatılan çalışmalar neticesinde e-okul sistemi bütün tarayıcılarda kullanılabilir hale geldi.

Bakanlığın web sitelerinin ziyaretçi sayısı ise 150 milyonu geçti.

> Öğrenci notları sınıf ortalamasıyla karşılaştırılacak

MEB, bu yıl ilk kez tüm öğrenciler için bir dersten aldıkları notu, sınıf ortalaması ile karşılaştırabilecekleri istatistiki bilgileri e-okul sistemine ekledi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB),  bu yıl ilk kez tüm öğrenciler için bir dersten aldıkları notu, sınıf ortalaması ile karşılaştırabilecekleri istatistiki bilgileri e-okul sistemine ekledi

Öğrenciler, notlarının sınıf ortalamasının üstünde ya da altında olduğunu, e-okul veli bilgilendirme sisteminin "not" bölümünden görebilecek.

AA muhabirinin MEB yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Bakanlık öğretmen ve öğrencilerin her türü okul bilgilerini öğrendiği e-okul.meb.gov.tr web sitesi ara yüzünü yenileme çalışmalarını tamamladı.

Bakanlığın e-okul sisteminde öğrencilerin derslerdeki yazılı notlarını öğrenebildikleri sisteme yeni bir bilgi daha eklendi. Buna göre, ders notu, devamsızlık ve nakil durumları gibi işlemleri takip edebilirken, yeni eklenen bir özellikle bir dersten alınan notun, sınıf ortalaması ile mukayesesi de mümkün hale geldi.

e-okul tüm tarayıcılarda görüntülenebilecek

Diğer yandan daha önce internet explorer dışındaki tarayıcılarda görüntü bozukluğu ve işlem hataları veren e-okul sitesi, bu hatalardan arındırıldı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın talimatıyla yaklaşık 3 ay önce başlatılan çalışmalar neticesinde e-okul sistemi bütün tarayıcılarda kullanılabilir hale geldi.

Bakanlığın web sitelerinin ziyaretçi sayısı ise 150 milyonu geçti.

Son Güncelleme: Pazar, 09 Kasım 2014 12:29

Gösterim: 1561

Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın neden görevden alındığını yazdı

Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın neden YÖK Başkanlığı görevinden alındığını köşesinde şu ifadelerle açıkladı; YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya görevden alındı. ‘Neden acaba’ diye düşünürken... Aniden hatırladım. YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya'nın şu sözü, birkaç hafta önce manşetlere çekilmişti: ‘Susturulmuş bir akademik camia var.’

İşte Ahmet Hakan’ın yazısından o bölüm;

YÖK Başkanı'nın suçunu hatırladım

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya görevden alındı.

*

"Neden acaba" diye düşünürken...

Aniden hatırladım.

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya'nın şu sözü, birkaç hafta önce manşetlere çekilmişti:

"Susturulmuş bir akademik camia var."

*

Olay çözülmüştür:

"Susturulmuş bir akademik camia var" diyen, akademik camianın reisi de susturulmuş

oldu.

*

Geçmiş olsun.

> YÖK Başkanı neden görevden alındı?

Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın neden görevden alındığını yazdı

Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın neden YÖK Başkanlığı görevinden alındığını köşesinde şu ifadelerle açıkladı; YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya görevden alındı. ‘Neden acaba’ diye düşünürken... Aniden hatırladım. YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya'nın şu sözü, birkaç hafta önce manşetlere çekilmişti: ‘Susturulmuş bir akademik camia var.’

İşte Ahmet Hakan’ın yazısından o bölüm;

YÖK Başkanı'nın suçunu hatırladım

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya görevden alındı.

*

"Neden acaba" diye düşünürken...

Aniden hatırladım.

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya'nın şu sözü, birkaç hafta önce manşetlere çekilmişti:

"Susturulmuş bir akademik camia var."

*

Olay çözülmüştür:

"Susturulmuş bir akademik camia var" diyen, akademik camianın reisi de susturulmuş

oldu.

*

Geçmiş olsun.

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Kasım 2014 09:15

Gösterim: 1368

Davutoğlu, Din Kültürü ve Ahlak Dersleri ile ilgili “Eğer herhangi bir mezhep, din bu derslerde tahkir ediliyorsa, gerçekten bu dersleri kaldıralım.” açıklamasında bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi'nde düzenlenen "4. Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü" etkinliğinin açılış törenine katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, "Din Kültürü ve Ahlak Dersleri" ile ilgili önemli açıklamada bulundu.

Davutoğlu, şu açıklamaları yaptı:

"Tanıtmak lazım ki başkaları Alevilik Bektaşilik geleneği üzerinden bir takım yanlış kanaatlere, Ali'siz, Hüseyin'siz, Ehli Beyt'siz, Hoca Ahmet Yesevi'siz bazı çizgilere kaymasınlar. Hacı Bektaş-ı Veli'yi herkese okutmak lazım, Alevi Sünni ayrımı yapmadan ki Hacı Bektaş-ı Veli ne Alevi'dir ne Sünni'dir, Hacı Bektaş-ı Veli her şeyden önce bir Ehl-i Beyt yolcusudur ve bir insandır. Gerçek anlamda insanı kamil yolunda bir insandır. O mertebede bir insandır. Hepimizin söyleyeceği değerler var. İşte burada Din Kültürü ve Ahlak derslerine kısaca girmek istiyorum. Eğer herhangi bir mezhep, din bu derslerde tahkir ediliyorsa, gerçekten bu dersleri kaldıralım. Aşağılanıyorsa, kötüleniyorsa, ötekileniyorsa; 'şu mezhepten olan dinin dışındadır, dine mensuplar şöyledir' işte o anda nefret kültürü doğar. Ama ben isterim ki her Sünni Hacı Bektaş-ı Veli'yi okusun, her Alevi'de Emir Sultan'ı Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi okusun. Bunda bir yanlışlık olduğu kanaatini taşımam. Bunu da açık yüreklilikle tartışalım, ama tabuları yıkalım zihnimizde. 'Bir şey dini bir öz barındırıyorsa, bu çağdaşlığa ve Aleviliğe aykırıdır' dediğiniz anda o anda dergahtan koparsınız, ikrardan koparsınız."

> Başbakan’dan din kültürü dersi açıklaması

Davutoğlu, Din Kültürü ve Ahlak Dersleri ile ilgili “Eğer herhangi bir mezhep, din bu derslerde tahkir ediliyorsa, gerçekten bu dersleri kaldıralım.” açıklamasında bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi'nde düzenlenen "4. Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü" etkinliğinin açılış törenine katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, "Din Kültürü ve Ahlak Dersleri" ile ilgili önemli açıklamada bulundu.

Davutoğlu, şu açıklamaları yaptı:

"Tanıtmak lazım ki başkaları Alevilik Bektaşilik geleneği üzerinden bir takım yanlış kanaatlere, Ali'siz, Hüseyin'siz, Ehli Beyt'siz, Hoca Ahmet Yesevi'siz bazı çizgilere kaymasınlar. Hacı Bektaş-ı Veli'yi herkese okutmak lazım, Alevi Sünni ayrımı yapmadan ki Hacı Bektaş-ı Veli ne Alevi'dir ne Sünni'dir, Hacı Bektaş-ı Veli her şeyden önce bir Ehl-i Beyt yolcusudur ve bir insandır. Gerçek anlamda insanı kamil yolunda bir insandır. O mertebede bir insandır. Hepimizin söyleyeceği değerler var. İşte burada Din Kültürü ve Ahlak derslerine kısaca girmek istiyorum. Eğer herhangi bir mezhep, din bu derslerde tahkir ediliyorsa, gerçekten bu dersleri kaldıralım. Aşağılanıyorsa, kötüleniyorsa, ötekileniyorsa; 'şu mezhepten olan dinin dışındadır, dine mensuplar şöyledir' işte o anda nefret kültürü doğar. Ama ben isterim ki her Sünni Hacı Bektaş-ı Veli'yi okusun, her Alevi'de Emir Sultan'ı Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi okusun. Bunda bir yanlışlık olduğu kanaatini taşımam. Bunu da açık yüreklilikle tartışalım, ama tabuları yıkalım zihnimizde. 'Bir şey dini bir öz barındırıyorsa, bu çağdaşlığa ve Aleviliğe aykırıdır' dediğiniz anda o anda dergahtan koparsınız, ikrardan koparsınız."

Son Güncelleme: Cumartesi, 08 Kasım 2014 17:05

Gösterim: 1087

Adana’da ortaokulda müdür yardımcısı olarak görev yapan İbrahim Sezer, 19 Ekim’de yapılan okul müdürlüğü sözlü sınavında, protesto amacıyla kasıtlı olarak tüm sorulara yanlış cevap vermesine rağmen 65 puan aldığını öne sürüp, sonuca itiraz etti. Sezer, 6 yıl önce Danıştay’ın sözlü sınavlarla ilgili kararının uygulanmadığını ortaya koymak için böyle bir eylem yaptığını söyledi.

DHA- İbrahim Sezer, sözlü sınavlarla ilgili Danıştay İdare Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2008’deki kararını hatırlattı. Sezer, bu karara göre söz konusu sınavın sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınması, soru ve cevapların tutanağa geçirilmesi, takdir edilen notun gerekçelerinin ortaya konulması gerektiğini, ancak bunların yapılmadığını iddia etti.

İbrahim Sezer şunları söyledi:

"İki aşamalı sınavın ilk bölümü bilgiyi ölçmeye yönelik değerlendirme testi, ikinci bölüm ise sicil amirleri tarafından verilen puanlamaydı. İlk bölümde soruların tamamına kasıtlı olarak yanlış cevap verdim. 50 puanlık testten sıfır almayı garantiledim. İkinci bölümde ise konuşma, davranış değerlendirmesi için komisyonun karşısına çıktım. Sonuç olarak sınavdan 65 puan aldım. Müdür olmak için 75 puan gerektiği için atamam yapılmadı."

‘Daha iyi not alması gerekenlere, benden düşük verildi’

Bu sınava Adana’dan bin 700 meslektaşının girdiğini, değerlendirme kriterlerine göre daha iyi puan alması gereken meslektaşlarına, kendisinin aldığından daha düşük puan verildiğini öne süren İbrahim Sezer, şöyle konuştu:

"Ben de bu yanlışlığa dikkat çekmek istedim. Kendimi ihbar ediyorum. Kasıtlı olarak tüm sorulara yanlış cevaplar verdiğim okul müdürlüğü mülakat sınavında 65 puan aldım. Hak etmediğin puanın hangi kriterler göz önünde bulundurularak verildiği, benden daha iyi durumda olan arkadaşlarımın düşük puan almasının nedenlerini sormak için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de dilekçe verdim."

‘Değerlendirme kriterleri neler?’

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce yapılan değerlendirme kriterlerinde bilimsel ve akademik yayın, yayınlanmış eserinin olması, basılmış kitabının bulunması, yabancı dil, öğrenci velisinin puanlaması, öğretmenlerin puanlaması gibi maddelerin de yer aldığını belirten İbrahim Sezer şunları söyledi:

"Bunlardan bazıları bende yok. Ama benim gibi bilimsel çalışma, yayınlanmış kitap gibi kriterlere uymayıp, 100 tam puan verilen meslektaşlarım olduğu gibi, basılmış kitapları bulunan meslektaşlarımdan bazıları puanlamada benden daha gerilerde. Bu değerlendirme kriterlerinin neler olduğu, neye göre yapıldığı belli değil."

Sınavın iptali için davalar açıldı

Sınavın iptali için Türkiye genelinde idare mahkemelerine davalar açıldığını belirten İbrahim Sezer sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kayseri ve Nevşehir’deki meslektaşlarımızın idare mahkemelerine yaptığı itiraz kabul edildi. Yani bu sınavın iptali için karar çıktı. Adana’da da itiraz edildi. Kısa sürede iptal kararının çıkmasını bekliyoruz. Liyakati olmayan, müdürlük yapmaya yeterli olmayanların göreve getirilmesi nasıl yanlış ise, gerçekten bilgi ve birikimleri parmakla gösterilecek, yılların deneyimine sahip müdürlerimiz var. Onların da haklarının yenilmemesi gerekiyor." Adana Milli Eğitim Müdürü Turan Akpınar ise, İbrahim Sezer’in dilekçesinde öne sürdüğü iddialar hakkında açıklama yapmak istemedi.

> Müdürlük sınavını ‘yanlış yanıtlarla’ test etti

Adana’da ortaokulda müdür yardımcısı olarak görev yapan İbrahim Sezer, 19 Ekim’de yapılan okul müdürlüğü sözlü sınavında, protesto amacıyla kasıtlı olarak tüm sorulara yanlış cevap vermesine rağmen 65 puan aldığını öne sürüp, sonuca itiraz etti. Sezer, 6 yıl önce Danıştay’ın sözlü sınavlarla ilgili kararının uygulanmadığını ortaya koymak için böyle bir eylem yaptığını söyledi.

DHA- İbrahim Sezer, sözlü sınavlarla ilgili Danıştay İdare Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2008’deki kararını hatırlattı. Sezer, bu karara göre söz konusu sınavın sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınması, soru ve cevapların tutanağa geçirilmesi, takdir edilen notun gerekçelerinin ortaya konulması gerektiğini, ancak bunların yapılmadığını iddia etti.

İbrahim Sezer şunları söyledi:

"İki aşamalı sınavın ilk bölümü bilgiyi ölçmeye yönelik değerlendirme testi, ikinci bölüm ise sicil amirleri tarafından verilen puanlamaydı. İlk bölümde soruların tamamına kasıtlı olarak yanlış cevap verdim. 50 puanlık testten sıfır almayı garantiledim. İkinci bölümde ise konuşma, davranış değerlendirmesi için komisyonun karşısına çıktım. Sonuç olarak sınavdan 65 puan aldım. Müdür olmak için 75 puan gerektiği için atamam yapılmadı."

‘Daha iyi not alması gerekenlere, benden düşük verildi’

Bu sınava Adana’dan bin 700 meslektaşının girdiğini, değerlendirme kriterlerine göre daha iyi puan alması gereken meslektaşlarına, kendisinin aldığından daha düşük puan verildiğini öne süren İbrahim Sezer, şöyle konuştu:

"Ben de bu yanlışlığa dikkat çekmek istedim. Kendimi ihbar ediyorum. Kasıtlı olarak tüm sorulara yanlış cevaplar verdiğim okul müdürlüğü mülakat sınavında 65 puan aldım. Hak etmediğin puanın hangi kriterler göz önünde bulundurularak verildiği, benden daha iyi durumda olan arkadaşlarımın düşük puan almasının nedenlerini sormak için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de dilekçe verdim."

‘Değerlendirme kriterleri neler?’

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce yapılan değerlendirme kriterlerinde bilimsel ve akademik yayın, yayınlanmış eserinin olması, basılmış kitabının bulunması, yabancı dil, öğrenci velisinin puanlaması, öğretmenlerin puanlaması gibi maddelerin de yer aldığını belirten İbrahim Sezer şunları söyledi:

"Bunlardan bazıları bende yok. Ama benim gibi bilimsel çalışma, yayınlanmış kitap gibi kriterlere uymayıp, 100 tam puan verilen meslektaşlarım olduğu gibi, basılmış kitapları bulunan meslektaşlarımdan bazıları puanlamada benden daha gerilerde. Bu değerlendirme kriterlerinin neler olduğu, neye göre yapıldığı belli değil."

Sınavın iptali için davalar açıldı

Sınavın iptali için Türkiye genelinde idare mahkemelerine davalar açıldığını belirten İbrahim Sezer sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kayseri ve Nevşehir’deki meslektaşlarımızın idare mahkemelerine yaptığı itiraz kabul edildi. Yani bu sınavın iptali için karar çıktı. Adana’da da itiraz edildi. Kısa sürede iptal kararının çıkmasını bekliyoruz. Liyakati olmayan, müdürlük yapmaya yeterli olmayanların göreve getirilmesi nasıl yanlış ise, gerçekten bilgi ve birikimleri parmakla gösterilecek, yılların deneyimine sahip müdürlerimiz var. Onların da haklarının yenilmemesi gerekiyor." Adana Milli Eğitim Müdürü Turan Akpınar ise, İbrahim Sezer’in dilekçesinde öne sürdüğü iddialar hakkında açıklama yapmak istemedi.

Son Güncelleme: Cuma, 07 Kasım 2014 16:39

Gösterim: 1228


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.