Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Benim çocuğumu eğiten bir öğretmen polisten cop yememeli, dayak yememelidir çünkü o benim çocuğumu eğitiyor, ben çocuğumu ona emanet ediyorum" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde Cumhuriyet Meydanı'nda parti otobüsünden yaptığı konuşmada, hükümetin yasakçı anlayışla yola çıktığını, akşam yatıp sabah kalkıp bir karar alındığını, bunun kimseye danışmadan yapıldığını ileri sürdü.
Kim olursa olsun bu ülkede darbeye izin vermeyeceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Yarın ayın 24'ü, Öğretmenler Günü. Hepimizin çocuklarımızı güven içinde gönderdiğimiz öğretmenler, yani geleceğimiz olan, çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerin günü. Onların sorunları ne, biliyoruz. Onların sorunlarıyla yorulduk ama onların sorunlarına bu iktidar çözüm üretmedi. Bugün, öğretmenler yürümek ve sorunlarını anlatmak istemişlerdir ama baskıyla, copla karşılaşmıştır. Benim çocuğumu eğiten bir öğretmen polisten cop yememeli, dayak yememelidir çünkü o benim çocuğumu eğitiyor, ben çocuğumu ona emanet ediyorum. 300 bin öğretmen atama bekliyor. Anneler, babalar bu çocukları okula gönderdiler, üniversiteye gönderdiler, okusun, yazsın, benden daha iyi yaşam koşullarına sahip olsun diye. 300 bin öğretmen atama bekliyor. Neden? Çünkü izin vermiyorlar. Düziçi'nden 300 bin atanamayan öğretmen kardeşime sesleniyorum. CHP iktidarında atanamayan öğretmen kavramı kalmayacaktır. Öğretmenlerin dövüldüğü, yerde sürüklendiği bir ülkede demokrasi olmaz. Öğretmenlerin dövüldüğü bir ülkede özgürlükten söz edilemez. Öğretmen bütün dünyada, çağdaş demokrasilerde el üstünde tutulur çünkü onlara biz geleceğimizi, çocuklarımızı emanet ediyoruz. 'Al çocuklarımızı yetiştir' diyoruz. Öğretmen gelecek kaygısı yaşamamalı. Biz ona güveniyoruz o da bize güvenmeli."
Öğretmenlerin, sorununu anlatırken dayak yediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Ben bu öğretmene bugün dayak atarasam bu öğretmen benim çocuğumu yarın nasıl yetiştirecek? Öğretmenlerimize sahip çıkacağız, onlar bizim çocuklarımız" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Benim çocuğumu eğiten bir öğretmen polisten cop yememeli, dayak yememelidir çünkü o benim çocuğumu eğitiyor, ben çocuğumu ona emanet ediyorum" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde Cumhuriyet Meydanı'nda parti otobüsünden yaptığı konuşmada, hükümetin yasakçı anlayışla yola çıktığını, akşam yatıp sabah kalkıp bir karar alındığını, bunun kimseye danışmadan yapıldığını ileri sürdü.
Kim olursa olsun bu ülkede darbeye izin vermeyeceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Yarın ayın 24'ü, Öğretmenler Günü. Hepimizin çocuklarımızı güven içinde gönderdiğimiz öğretmenler, yani geleceğimiz olan, çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerin günü. Onların sorunları ne, biliyoruz. Onların sorunlarıyla yorulduk ama onların sorunlarına bu iktidar çözüm üretmedi. Bugün, öğretmenler yürümek ve sorunlarını anlatmak istemişlerdir ama baskıyla, copla karşılaşmıştır. Benim çocuğumu eğiten bir öğretmen polisten cop yememeli, dayak yememelidir çünkü o benim çocuğumu eğitiyor, ben çocuğumu ona emanet ediyorum. 300 bin öğretmen atama bekliyor. Anneler, babalar bu çocukları okula gönderdiler, üniversiteye gönderdiler, okusun, yazsın, benden daha iyi yaşam koşullarına sahip olsun diye. 300 bin öğretmen atama bekliyor. Neden? Çünkü izin vermiyorlar. Düziçi'nden 300 bin atanamayan öğretmen kardeşime sesleniyorum. CHP iktidarında atanamayan öğretmen kavramı kalmayacaktır. Öğretmenlerin dövüldüğü, yerde sürüklendiği bir ülkede demokrasi olmaz. Öğretmenlerin dövüldüğü bir ülkede özgürlükten söz edilemez. Öğretmen bütün dünyada, çağdaş demokrasilerde el üstünde tutulur çünkü onlara biz geleceğimizi, çocuklarımızı emanet ediyoruz. 'Al çocuklarımızı yetiştir' diyoruz. Öğretmen gelecek kaygısı yaşamamalı. Biz ona güveniyoruz o da bize güvenmeli."
Öğretmenlerin, sorununu anlatırken dayak yediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Ben bu öğretmene bugün dayak atarasam bu öğretmen benim çocuğumu yarın nasıl yetiştirecek? Öğretmenlerimize sahip çıkacağız, onlar bizim çocuklarımız" dedi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Kasım 2013 19:55
Gösterim: 1054
MEB dershane çalıştayları hangi tarihte hangi illerde yapılacak? İşte dershane çalıştay toplantılarının tam listesi
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özel dershaneler ve özel etüt eğitim merkezleri ile yapılması planlanan çalıştayların takvimini açıkladı. Dershanelerin kapatılıp özel okula dönüşümü ile ilgili çalıştaylar 25-28 Kasım tarihleri arasında farklı illerde yapılacak.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinin altyapısını hazırlama çalışmalarının MEB tarafından ilgili kuruluşların temsilcileri, öğretmenler, veliler, öğrenciler ve diğer paydaşlarla gerek yüz yüze, gerekse sanal ortamda çalıştaylar, görüşmeler, toplantılar düzenlenerek, anket ve kamuoyu araştırmaları gerçekleştirilerek sürdürüldüğü anımsatıldı.
Açıklamada, "Bu kapsamda, önümüzdeki hafta İstanbul (Anadolu ve Avrupa ayrı ayrı olmak üzere), Samsun, Erzurum, Şanlıurfa, Antalya, İzmir ve Ankara'da, Bakanlığımızın üst düzey yetkilileri ile 5580 Sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan özel dershaneler ve özel öğrenci etüt eğitim merkezlerinin, İl Millî Eğitim Müdürlükleri tarafından belirlenen, kurucu/kurucu temsilcisi veya yöneticilerinin katılacağı çalıştaylar gerçekleştirilecek" denildi.
Açıklamada toplantıların yapılacağı tarihler de yer aldı. Samsun'da 25 Kasım saat 13.00'de yapılacak toplantıya Amasya, Artvin, Bartın, Bayburt, Bolu, Çorum, Düzce, Giresun, Gümüşhane, Karabük, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Trabzon, Zonguldak illerinden katılım olacak. Antalya'da aynı gün saat 10.30'da yapılacak toplantıya, Adana, Antalya, Burdur, Isparta, Karaman, Mersin, Osmaniye, 26 Kasım'da saat 13.00'de Şanlıurfa'da düzenlenen toplantıya, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Kilis, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, aynı gün saat 10.00'da, İzmir'de gerçekleştirilecek toplantıya, Afyonkarahisar, Aydın, Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak, 27 Kasım saat 13.00'de Erzurum'da yapılacak toplantıya Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Muş, Tunceli, Van, aynı gün saat 14.00'de İstanbul'da yapılacak toplantıya, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova ve İstanbul'da saat 09.30'da yapılacak toplantıya, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İstanbul, 28 Kasım'da saat 14.00'de Ankara'da gerçekleştirilecek toplantıya, Aksaray, Ankara, Çankırı, Eskişehir, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde, Sivas, Yozgat illerinden temsilciler katılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB dershane çalıştayları hangi tarihte hangi illerde yapılacak? İşte dershane çalıştay toplantılarının tam listesi
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özel dershaneler ve özel etüt eğitim merkezleri ile yapılması planlanan çalıştayların takvimini açıkladı. Dershanelerin kapatılıp özel okula dönüşümü ile ilgili çalıştaylar 25-28 Kasım tarihleri arasında farklı illerde yapılacak.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinin altyapısını hazırlama çalışmalarının MEB tarafından ilgili kuruluşların temsilcileri, öğretmenler, veliler, öğrenciler ve diğer paydaşlarla gerek yüz yüze, gerekse sanal ortamda çalıştaylar, görüşmeler, toplantılar düzenlenerek, anket ve kamuoyu araştırmaları gerçekleştirilerek sürdürüldüğü anımsatıldı.
Açıklamada, "Bu kapsamda, önümüzdeki hafta İstanbul (Anadolu ve Avrupa ayrı ayrı olmak üzere), Samsun, Erzurum, Şanlıurfa, Antalya, İzmir ve Ankara'da, Bakanlığımızın üst düzey yetkilileri ile 5580 Sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan özel dershaneler ve özel öğrenci etüt eğitim merkezlerinin, İl Millî Eğitim Müdürlükleri tarafından belirlenen, kurucu/kurucu temsilcisi veya yöneticilerinin katılacağı çalıştaylar gerçekleştirilecek" denildi.
Açıklamada toplantıların yapılacağı tarihler de yer aldı. Samsun'da 25 Kasım saat 13.00'de yapılacak toplantıya Amasya, Artvin, Bartın, Bayburt, Bolu, Çorum, Düzce, Giresun, Gümüşhane, Karabük, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Trabzon, Zonguldak illerinden katılım olacak. Antalya'da aynı gün saat 10.30'da yapılacak toplantıya, Adana, Antalya, Burdur, Isparta, Karaman, Mersin, Osmaniye, 26 Kasım'da saat 13.00'de Şanlıurfa'da düzenlenen toplantıya, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Kilis, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, aynı gün saat 10.00'da, İzmir'de gerçekleştirilecek toplantıya, Afyonkarahisar, Aydın, Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak, 27 Kasım saat 13.00'de Erzurum'da yapılacak toplantıya Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Muş, Tunceli, Van, aynı gün saat 14.00'de İstanbul'da yapılacak toplantıya, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova ve İstanbul'da saat 09.30'da yapılacak toplantıya, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İstanbul, 28 Kasım'da saat 14.00'de Ankara'da gerçekleştirilecek toplantıya, Aksaray, Ankara, Çankırı, Eskişehir, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde, Sivas, Yozgat illerinden temsilciler katılacak.
Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Kasım 2013 19:48
Gösterim: 4661
Başbakan Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler günü ile ilgili konuşmasında, “Sadece 3 kişinin elinizi öpeceksiniz derim. 1- Annenizin 2- Babanızın 3-Öğretmeninizin, hocanızın. Başka kimsenin elini öpmeyin. Çünkü onlar eli öpülesidir.” dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon’da konuşuyor.
İşte Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Yarın 24 Kasım Öğretmenler günü. Fedakar cefakar öğretmenlerimize şükranlarımızı bir kere daha ifade edeceğiz. Bu tabii ki bir sembol. Çünkü öğretmenlerimiz senede bir kere hatırlanmaz. Elimi öptürmem. Sadece 3 kişinin elinizi öpeceksiniz derim. 1- Annenizin 2- Babanızın 3-Öğretmeninizin, hocanızın. Başka kimsenin elini öpmeyin. Çünkü onlar eli öpülesidir.
Anaokulundan başlayıp büyük bir titizlikle insan yetiştiren öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum, 600 bin derslikte 900 bine yakın öğretmenimiz görev yapıyor. Diyor ki Hz Ali bana bir satır öğretenin 40 yılı kölesi olurum. Evet. Adeta bir mücevheri işler gibi çocuğu bilgi ile dolduran öğretmenin kıymetini bilmek ona hakkını teslim etmek boynumuzun borcudur.
Öğretmen sadece üniversite sınavlarına hazırlayanlar değildir. Sadece test tekniği öğretenler değildir. 13 yıldır ilim öğreten, sabırla öğrencisine hayatı öğretenler bu işin asli unsurudur diye bunu takdim ediyorum. Her öğretmen değerlidir. 24 Kasım öğretmenler gününü tüm öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Başbakan'ın açıklamaları şöyle;
Erdoğan, Trabzon Meydan Park'ta düzenlenen toplu açılış töreninde halka hitap etti. Trabzon'u büyükşehir yapma sözünü verdiklerini anımsatan Erdoğan, "Bu sözümüzü tuttuk ve şimdi büyükşehir Trabzon'dayız" ifadesini kullandı.
Bir Trabzon türküsünde, "Trabzon büyük şehir, oy doyamadim tadina. Uzaktan sevme olmaz gel yakına yakına" dendiğini hatırlatan Erdoğan, "Biz bir birimize o kadar yakınız ki biz toprağımızla biriz, suyumuzla, bayrağımızla biriz. Bizim ezanımız, kıblemiz, her şeyden öte gönüllerimiz bir. Allah birliğimizi daim etsin. Allah kardeşliğimizi, muhabbetimizi muhafaza etsin" temennisinde bulundu.
Trabzon ile aralarında bir şifre bulunduğunu, bunun da "61" olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
" Trabzon ne zaman fethedildi? 1461'de. Trabzon'un plakası ne? 61. Bu kardeşiniz kaçıncı hükümetin Başbakanı? 61. Bu kardeşiniz inşallah 26 Şubat'ta 60'ı tamamlıyor 61'den gün almaya başlıyor. Bunların hepsi şu anda birbiriyle uyumlu. Şimdi sizden bir başka 61 bekliyoruz. 30 Mart'ta büyükşehir Trabzon'dan büyük bir 61 bekliyoruz. Trabzon 61 diyor mu? Maşallah. 41 kere, 61 kere maşallah."
Bugün Trabzon'da tarihi bir gün yaşadıklarının altını çizen Erdoğan, toplamda sadece merkezde 537 trilyon liralık, 10 kalem ayrı yatırımı ve eseri hizmete açtıklarını söyledi.
TOKİ'nin tamamladığı, 2 bin 162 konutu, 56 dersliği, 5 ticaret merkezini, 3 camiyi, 300 kişilik pansiyonu, 8 spor salonunu ve bir futbol salonu olmak üzere 242 trilyonluk TOKİ yatırımını bugün Trabzon'a teslim ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, ayrıca Aile ve Sosyal Politikilar Bakanlığının TOKİ ile yaptığı sevgi evlerini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2 arıtma tesisi, 4 altyapı projesi, 5 içme suyu, ek hizmet binalarının da bugün hizmete açılacağını bildirdi.
Gençlik ve Spor Bakanlığının Beşikdüzü'ndeki 200, Of'daki 300 kişilik öğrenci yurdunu da bugün açacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının tamamladığı 258 derslik, 3 spor salonu, 14 lojman ve 300 kişilik pansiyonu da hizmete sunacaklarını kaydetti.
24 Kasım Öğretmenler Günü
Yarın kutlanacak 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne de değinen Erdoğan, "Fedekar, cefakar öğretmenlerimize şükranlarımızı bir kez daha ifade edeceğiz. Bu tabii bir sembol, öğretmenlerimiz senede bir gün hatırlanacak varlıklarımız değildir" açıklamasını yaptı.
Çocukları ve torunları dışında el öptürmeyi sevmediğini dile getiren Erdoğan, "Sadece üç kişinin elini öpeceksiniz derim. Bir annenizin, iki babanızın, üç öğretmeninizin, hocanızın. Başka kimsenin elini öpmeyin. Çünkü onlar eli öpülesidir. Olaya böyle bakmamız lazım" dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Anaokulundan, ilkokuldan başlayıp, hayata atılıncaya kadar, sabırla, metanetle, büyük bir incelikle, titizlikle, insan yetiştiren öğretmenlerimize şükranlarımızı sunuyorum. Şu anda 600 bine yakın derslikte, 900 bine yakın öğretmenimiz görev yapıyor. Diyor ki Hz. Ali, 'Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.' Evet, anneye, babaya bir de öğretmene vefa, bizim boynumuzun borcudur. 12 yıl boyunca anaokuluyla birlikte 13 yıl boyunca adeta bir mücevheri işler gibi çocuğu, genci, insanı bilgiyle, beceriyle donatan öğretmenin kadrini, kıymetini bilmek, ona hakkı teslim etmek bizim boynumuzun borcudur. Şunu unutmayın, öğretmen, sadece üniversite sınavlarına hazırlayanlar değildir. Sadece test tekniğini öğretenler değildir, 13 yıl boyunca ilim öğreten, edep, adap öğreten, sabırla öğrencisine hayatı öğreten, takdim edenler bu işin asli unsurudur, diye bunu takdim ediyorum. Onların hakkını bir kenara koyamayız. Onun için her öğretmen değerlidir, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Tekrar hepsine şahsım, milletim adına şükranlarımızı ifade ediyorum."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler günü ile ilgili konuşmasında, “Sadece 3 kişinin elinizi öpeceksiniz derim. 1- Annenizin 2- Babanızın 3-Öğretmeninizin, hocanızın. Başka kimsenin elini öpmeyin. Çünkü onlar eli öpülesidir.” dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon’da konuşuyor.
İşte Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Yarın 24 Kasım Öğretmenler günü. Fedakar cefakar öğretmenlerimize şükranlarımızı bir kere daha ifade edeceğiz. Bu tabii ki bir sembol. Çünkü öğretmenlerimiz senede bir kere hatırlanmaz. Elimi öptürmem. Sadece 3 kişinin elinizi öpeceksiniz derim. 1- Annenizin 2- Babanızın 3-Öğretmeninizin, hocanızın. Başka kimsenin elini öpmeyin. Çünkü onlar eli öpülesidir.
Anaokulundan başlayıp büyük bir titizlikle insan yetiştiren öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum, 600 bin derslikte 900 bine yakın öğretmenimiz görev yapıyor. Diyor ki Hz Ali bana bir satır öğretenin 40 yılı kölesi olurum. Evet. Adeta bir mücevheri işler gibi çocuğu bilgi ile dolduran öğretmenin kıymetini bilmek ona hakkını teslim etmek boynumuzun borcudur.
Öğretmen sadece üniversite sınavlarına hazırlayanlar değildir. Sadece test tekniği öğretenler değildir. 13 yıldır ilim öğreten, sabırla öğrencisine hayatı öğretenler bu işin asli unsurudur diye bunu takdim ediyorum. Her öğretmen değerlidir. 24 Kasım öğretmenler gününü tüm öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Başbakan'ın açıklamaları şöyle;
Erdoğan, Trabzon Meydan Park'ta düzenlenen toplu açılış töreninde halka hitap etti. Trabzon'u büyükşehir yapma sözünü verdiklerini anımsatan Erdoğan, "Bu sözümüzü tuttuk ve şimdi büyükşehir Trabzon'dayız" ifadesini kullandı.
Bir Trabzon türküsünde, "Trabzon büyük şehir, oy doyamadim tadina. Uzaktan sevme olmaz gel yakına yakına" dendiğini hatırlatan Erdoğan, "Biz bir birimize o kadar yakınız ki biz toprağımızla biriz, suyumuzla, bayrağımızla biriz. Bizim ezanımız, kıblemiz, her şeyden öte gönüllerimiz bir. Allah birliğimizi daim etsin. Allah kardeşliğimizi, muhabbetimizi muhafaza etsin" temennisinde bulundu.
Trabzon ile aralarında bir şifre bulunduğunu, bunun da "61" olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
" Trabzon ne zaman fethedildi? 1461'de. Trabzon'un plakası ne? 61. Bu kardeşiniz kaçıncı hükümetin Başbakanı? 61. Bu kardeşiniz inşallah 26 Şubat'ta 60'ı tamamlıyor 61'den gün almaya başlıyor. Bunların hepsi şu anda birbiriyle uyumlu. Şimdi sizden bir başka 61 bekliyoruz. 30 Mart'ta büyükşehir Trabzon'dan büyük bir 61 bekliyoruz. Trabzon 61 diyor mu? Maşallah. 41 kere, 61 kere maşallah."
Bugün Trabzon'da tarihi bir gün yaşadıklarının altını çizen Erdoğan, toplamda sadece merkezde 537 trilyon liralık, 10 kalem ayrı yatırımı ve eseri hizmete açtıklarını söyledi.
TOKİ'nin tamamladığı, 2 bin 162 konutu, 56 dersliği, 5 ticaret merkezini, 3 camiyi, 300 kişilik pansiyonu, 8 spor salonunu ve bir futbol salonu olmak üzere 242 trilyonluk TOKİ yatırımını bugün Trabzon'a teslim ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, ayrıca Aile ve Sosyal Politikilar Bakanlığının TOKİ ile yaptığı sevgi evlerini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2 arıtma tesisi, 4 altyapı projesi, 5 içme suyu, ek hizmet binalarının da bugün hizmete açılacağını bildirdi.
Gençlik ve Spor Bakanlığının Beşikdüzü'ndeki 200, Of'daki 300 kişilik öğrenci yurdunu da bugün açacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının tamamladığı 258 derslik, 3 spor salonu, 14 lojman ve 300 kişilik pansiyonu da hizmete sunacaklarını kaydetti.
24 Kasım Öğretmenler Günü
Yarın kutlanacak 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne de değinen Erdoğan, "Fedekar, cefakar öğretmenlerimize şükranlarımızı bir kez daha ifade edeceğiz. Bu tabii bir sembol, öğretmenlerimiz senede bir gün hatırlanacak varlıklarımız değildir" açıklamasını yaptı.
Çocukları ve torunları dışında el öptürmeyi sevmediğini dile getiren Erdoğan, "Sadece üç kişinin elini öpeceksiniz derim. Bir annenizin, iki babanızın, üç öğretmeninizin, hocanızın. Başka kimsenin elini öpmeyin. Çünkü onlar eli öpülesidir. Olaya böyle bakmamız lazım" dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Anaokulundan, ilkokuldan başlayıp, hayata atılıncaya kadar, sabırla, metanetle, büyük bir incelikle, titizlikle, insan yetiştiren öğretmenlerimize şükranlarımızı sunuyorum. Şu anda 600 bine yakın derslikte, 900 bine yakın öğretmenimiz görev yapıyor. Diyor ki Hz. Ali, 'Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.' Evet, anneye, babaya bir de öğretmene vefa, bizim boynumuzun borcudur. 12 yıl boyunca anaokuluyla birlikte 13 yıl boyunca adeta bir mücevheri işler gibi çocuğu, genci, insanı bilgiyle, beceriyle donatan öğretmenin kadrini, kıymetini bilmek, ona hakkı teslim etmek bizim boynumuzun borcudur. Şunu unutmayın, öğretmen, sadece üniversite sınavlarına hazırlayanlar değildir. Sadece test tekniğini öğretenler değildir, 13 yıl boyunca ilim öğreten, edep, adap öğreten, sabırla öğrencisine hayatı öğreten, takdim edenler bu işin asli unsurudur, diye bunu takdim ediyorum. Onların hakkını bir kenara koyamayız. Onun için her öğretmen değerlidir, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Tekrar hepsine şahsım, milletim adına şükranlarımızı ifade ediyorum."
Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Kasım 2013 14:48
Gösterim: 2293
Başbakan Erdoğan, Trabzon'da öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlarken aynı dakikada Ankara Kızılay Meydanı savaş alanına döndü
Başbakan Erdoğan, Trabzon’da öğretmenlere seslenirken, Ankara Kızılay Meydanı’nda hükümetin eğitim politikalarını protesto eden eğitimcilere polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale de bulunuyor.
Eğitim Sen’e üye bir grup, hükümetin eğitim politikalarını protesto etmek için Tandoğan’dan Kızılay’a yürüdü.
Kızılay girişinde oluşturulan barikata yüklenen gruba polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Eylemciler, polise pet şişe ve bayrak sopaları ile karşılık verdi. Müdahale sırasında yaralananların olduğu görüldü. Gerginlik Kızılay girişi ve ara sokaklarda devam ediyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, Trabzon'da öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlarken aynı dakikada Ankara Kızılay Meydanı savaş alanına döndü
Başbakan Erdoğan, Trabzon’da öğretmenlere seslenirken, Ankara Kızılay Meydanı’nda hükümetin eğitim politikalarını protesto eden eğitimcilere polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale de bulunuyor.
Eğitim Sen’e üye bir grup, hükümetin eğitim politikalarını protesto etmek için Tandoğan’dan Kızılay’a yürüdü.
Kızılay girişinde oluşturulan barikata yüklenen gruba polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Eylemciler, polise pet şişe ve bayrak sopaları ile karşılık verdi. Müdahale sırasında yaralananların olduğu görüldü. Gerginlik Kızılay girişi ve ara sokaklarda devam ediyor.
Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Kasım 2013 22:36
Gösterim: 1727
SETA Eğitim Direktörü Dr. Bekir Gür, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi tartışmaları kapsamında bazı medya kuruluşlarının iki yıl önceki raporlarını haberleştirdiğini ancak rapordaki bazı verilerin eskidiğini belirterek, "Demokratik yollarla seçilen bir hükümete, 'Toplumun önemli bir kısmına ciddi bir ekonomik külfet yükleyen bir konuda adım atamazsın' mesajı vermek, demokratik kültür açısından sorunlu bir yaklaşım tarzıdır ve kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
Gür, yaptığı açıklamada, SETA'nın 2011 Mart'ında yayımladığı "Özel Dershaneler: Gölge Eğitim Sistemiyle Yüzleşmek" başlıklı raporun, son günlerde bazı yayın kuruluşlarında sürekli haberlere konu edildiğini hatırlattı.
SETA olarak işlerinin; politika analizi yapmak ve çözüm önerileri üretmek olduğunu vurgulayan Gür, eğitim sisteminin bütününü etkileyen bir konuya kayıtsız kalmalarının düşünülemeyeceğini savundu.
Dershanelere yönelik politika araçlarının geliştirilmesi için önce sorunu cesurca ve doğru bir şekilde tespit etmek gerektiğini vurgulayan Gür, "SETA’nın söz konusu raporunun yaptığı da budur. Bu rapor, sorunun ne kadar karmaşık ve büyük olduğunu göstererek, çözüm önerilerinin kapsamlı bir sürece yayılması gerektiğini vurgulamıştır.Rapor, dershaneye olan bağımlılığı azaltma ve böylece eğitim sisteminin iyileştirilmesi için öneriler geliştirmiştir" ifadelerini kullandı.
"SETA raporunda atıf yapılan bir çalışmadaki veriler 2002 yılına ait"
Raporun iki yıl önce yayımlandığını anımsatan Gür, ancak aradan geçen süre içerisinde rapordaki bazı verilerin eskidiğine dikkati çekti. Gür, konuyu etkileyen parametrelerde de değişiklikler olduğunu belirtti.
Gür, şöyle devam etti:
"Son iki yılda dershane sayısı daha da azaldı, yeni bir ortaöğretim geçiş sistemine geçildi. MEB, dershanelerin dönüştürülmesine ilişkin bazı hazırlıklar yaptı. Üniversite sayısı daha da arttı. Sistem çeşitlendi. Bugünlerde SETA raporu üzerinden yapılan haberlerde tuhaf olan şey, bütün bu bağlamın unutulması. Örneğin, SETA raporunda atıf yapılan bir çalışmadaki veriler 2002 yılına ait. Son bir haftadır raporu bu kadar haber yapanların, konuyla ilgili bizden hiçbir görüş istememesi de oldukça manidar."
SETA'nın karar alıcı değil, karar alıcılara önerilerde bulunan bir düşünce kurulu olduğunu vurgulayan Gür, politika analisti olarak işlerinin bu olduğunu iler isürdü.
Gür'ün değerlendirmeleri şöyle:
"Bir politika analisti işini yaparken, mevcut sorunların sürdürülmesi anlamına gelebilecek eylemsizlik ya da statüko önermez. Çünkü eylemsizlik, bir politika aracı değil, vesayet aracıdır. Oysa politika analizinin amacı, mevcut sistemi iyileştirmektir. Biz, hükümetin gündeme getirdiği dönüşüm formüllerini değerlendirip, avantaj ya da dezavantajlarını söyleyebiliriz. Bunda sorun yok. Ancak, demokratik yollarla seçilen bir hükümete, 'Toplumun önemli bir kısmına ciddi bir ekonomik külfet yükleyen bir konuda adım atamazsın' mesajı vermek, demokratik kültür açısından sorunlu bir yaklaşım tarzıdır ve kabul edilemez.
Soru şudur: Dershanelere yönelik bir düzenleme girişimi, ne zaman yapılırsa bir 'darbe' olmaz? Örneğin, üç yıllık bir geçiş dönemi sonrasında bir düzenleme yapılırsa olur mu? Şayet bu soruya makul bir cevap verilebilirse sorun yok. Mühim olan, geçmişin çarpık eğitim sisteminin doğurduğu sorunları azaltmak isteyen siyasal iradeye vesayet uygulamaya çalışmak değil, çözüm yönünde katkı sunmaktır. Bu, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak için daha yapıcı bir tavır olacaktır."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
SETA Eğitim Direktörü Dr. Bekir Gür, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi tartışmaları kapsamında bazı medya kuruluşlarının iki yıl önceki raporlarını haberleştirdiğini ancak rapordaki bazı verilerin eskidiğini belirterek, "Demokratik yollarla seçilen bir hükümete, 'Toplumun önemli bir kısmına ciddi bir ekonomik külfet yükleyen bir konuda adım atamazsın' mesajı vermek, demokratik kültür açısından sorunlu bir yaklaşım tarzıdır ve kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
Gür, yaptığı açıklamada, SETA'nın 2011 Mart'ında yayımladığı "Özel Dershaneler: Gölge Eğitim Sistemiyle Yüzleşmek" başlıklı raporun, son günlerde bazı yayın kuruluşlarında sürekli haberlere konu edildiğini hatırlattı.
SETA olarak işlerinin; politika analizi yapmak ve çözüm önerileri üretmek olduğunu vurgulayan Gür, eğitim sisteminin bütününü etkileyen bir konuya kayıtsız kalmalarının düşünülemeyeceğini savundu.
Dershanelere yönelik politika araçlarının geliştirilmesi için önce sorunu cesurca ve doğru bir şekilde tespit etmek gerektiğini vurgulayan Gür, "SETA’nın söz konusu raporunun yaptığı da budur. Bu rapor, sorunun ne kadar karmaşık ve büyük olduğunu göstererek, çözüm önerilerinin kapsamlı bir sürece yayılması gerektiğini vurgulamıştır.Rapor, dershaneye olan bağımlılığı azaltma ve böylece eğitim sisteminin iyileştirilmesi için öneriler geliştirmiştir" ifadelerini kullandı.
"SETA raporunda atıf yapılan bir çalışmadaki veriler 2002 yılına ait"
Raporun iki yıl önce yayımlandığını anımsatan Gür, ancak aradan geçen süre içerisinde rapordaki bazı verilerin eskidiğine dikkati çekti. Gür, konuyu etkileyen parametrelerde de değişiklikler olduğunu belirtti.
Gür, şöyle devam etti:
"Son iki yılda dershane sayısı daha da azaldı, yeni bir ortaöğretim geçiş sistemine geçildi. MEB, dershanelerin dönüştürülmesine ilişkin bazı hazırlıklar yaptı. Üniversite sayısı daha da arttı. Sistem çeşitlendi. Bugünlerde SETA raporu üzerinden yapılan haberlerde tuhaf olan şey, bütün bu bağlamın unutulması. Örneğin, SETA raporunda atıf yapılan bir çalışmadaki veriler 2002 yılına ait. Son bir haftadır raporu bu kadar haber yapanların, konuyla ilgili bizden hiçbir görüş istememesi de oldukça manidar."
SETA'nın karar alıcı değil, karar alıcılara önerilerde bulunan bir düşünce kurulu olduğunu vurgulayan Gür, politika analisti olarak işlerinin bu olduğunu iler isürdü.
Gür'ün değerlendirmeleri şöyle:
"Bir politika analisti işini yaparken, mevcut sorunların sürdürülmesi anlamına gelebilecek eylemsizlik ya da statüko önermez. Çünkü eylemsizlik, bir politika aracı değil, vesayet aracıdır. Oysa politika analizinin amacı, mevcut sistemi iyileştirmektir. Biz, hükümetin gündeme getirdiği dönüşüm formüllerini değerlendirip, avantaj ya da dezavantajlarını söyleyebiliriz. Bunda sorun yok. Ancak, demokratik yollarla seçilen bir hükümete, 'Toplumun önemli bir kısmına ciddi bir ekonomik külfet yükleyen bir konuda adım atamazsın' mesajı vermek, demokratik kültür açısından sorunlu bir yaklaşım tarzıdır ve kabul edilemez.
Soru şudur: Dershanelere yönelik bir düzenleme girişimi, ne zaman yapılırsa bir 'darbe' olmaz? Örneğin, üç yıllık bir geçiş dönemi sonrasında bir düzenleme yapılırsa olur mu? Şayet bu soruya makul bir cevap verilebilirse sorun yok. Mühim olan, geçmişin çarpık eğitim sisteminin doğurduğu sorunları azaltmak isteyen siyasal iradeye vesayet uygulamaya çalışmak değil, çözüm yönünde katkı sunmaktır. Bu, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak için daha yapıcı bir tavır olacaktır."
Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Kasım 2013 11:40
Gösterim: 1664