Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen adaylarının merakla beklediği ek öğretmen atama tarihlerini belirledi. Başvurular 26 Kasım 2013 tarihine kadar yapılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, 96 alanda 750 öğretmen atamasını 27-28 Kasım tarihlerinde yapacak. Başvurular bugünden itibaren 26 Kasım 2013 tarihine kadar yapılabilecek. Öğretmen ataması için başvurular MEBBİS üzerinden alınacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen adaylarının merakla beklediği ek öğretmen atama tarihlerini belirledi. Başvurular 26 Kasım 2013 tarihine kadar yapılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, 96 alanda 750 öğretmen atamasını 27-28 Kasım tarihlerinde yapacak. Başvurular bugünden itibaren 26 Kasım 2013 tarihine kadar yapılabilecek. Öğretmen ataması için başvurular MEBBİS üzerinden alınacak.
Son Güncelleme: Çarşamba, 20 Kasım 2013 11:33
Gösterim: 1847
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burdur Öğrenci Yurt Müdürlüğü yemekhanesinin çatı kısmında yangın çıktı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Fevzi Çakmak Mahallesi Şair Nedim Caddesi'nde bulunan yurdun yemekhane bölümünün çatı kısmında henüz belirlenemeyen nedenle yangın başladı.
Yangına Burdur Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri müdahale ediyor. Yemekhanede bulunan personel dışarıya çıkarılırken, bölgeye çok sayıda polis ekibi de geldi.
Yurt binalarının kapılarında bekleyen öğrenciler, yangın söndürme çalışmalarını izliyor.
Yangın nedeniyle oluşan dumanlar kent merkezinden de görülüyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burdur Öğrenci Yurt Müdürlüğü yemekhanesinin çatı kısmında yangın çıktı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Fevzi Çakmak Mahallesi Şair Nedim Caddesi'nde bulunan yurdun yemekhane bölümünün çatı kısmında henüz belirlenemeyen nedenle yangın başladı.
Yangına Burdur Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri müdahale ediyor. Yemekhanede bulunan personel dışarıya çıkarılırken, bölgeye çok sayıda polis ekibi de geldi.
Yurt binalarının kapılarında bekleyen öğrenciler, yangın söndürme çalışmalarını izliyor.
Yangın nedeniyle oluşan dumanlar kent merkezinden de görülüyor.
Son Güncelleme: Salı, 19 Kasım 2013 22:12
Gösterim: 1570
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerle ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın gerekli açıklamayı yaptığını söyledi. Avcı, "O açıklamalar çerçevesinde biz çalışmamızı sürdürüyoruz." dedi.
Bakan Avcı, Çankaya Üniversitesi'ndeki 'Dünya Gençlik Forumu'na katıldı. Avcı, programdan çıkışta, basın mensuplarının dershanelerle ilgili sorularını cevapladı. Avcı'nın "Biliyorsunuz, dün hükümet sözcümüz Bülent Arınç Bey, gayet derli toplu, güzel bir açıklama yaptı." sözleri üzerine gazeteciler, 'internet dershaneciliği ile ilgili bir talimatınız var mı' diye sordu. Bunun üzerine de Avcı, "Şimdi o açıklamalar çerçevesinde bir çalışmamızı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Paydaşlarla görüşme konusunda bir takvimin söz konusu olup olmadığını yönündeki bir soruya da Avcı, "Dün Bakanlar Kurulu sırasında bakan yardımcımız dershane temsilcileri ile görüştü. Bakanlar Kurulu sonrasında müsteşarımız bir başka dershane grubu temsilcileri ile görüştü. Dolayısıyla bunlar önceden hazırlanmış görüşmeler." diye cevap verdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerle ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın gerekli açıklamayı yaptığını söyledi. Avcı, "O açıklamalar çerçevesinde biz çalışmamızı sürdürüyoruz." dedi.
Bakan Avcı, Çankaya Üniversitesi'ndeki 'Dünya Gençlik Forumu'na katıldı. Avcı, programdan çıkışta, basın mensuplarının dershanelerle ilgili sorularını cevapladı. Avcı'nın "Biliyorsunuz, dün hükümet sözcümüz Bülent Arınç Bey, gayet derli toplu, güzel bir açıklama yaptı." sözleri üzerine gazeteciler, 'internet dershaneciliği ile ilgili bir talimatınız var mı' diye sordu. Bunun üzerine de Avcı, "Şimdi o açıklamalar çerçevesinde bir çalışmamızı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Paydaşlarla görüşme konusunda bir takvimin söz konusu olup olmadığını yönündeki bir soruya da Avcı, "Dün Bakanlar Kurulu sırasında bakan yardımcımız dershane temsilcileri ile görüştü. Bakanlar Kurulu sonrasında müsteşarımız bir başka dershane grubu temsilcileri ile görüştü. Dolayısıyla bunlar önceden hazırlanmış görüşmeler." diye cevap verdi.
Son Güncelleme: Salı, 19 Kasım 2013 23:19
Gösterim: 1386
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugünkü grup konuşmasında Cervantes yerine yanlışlıkla Sokrates dedi. Cervantes, Sokrates'ten yaklaşık iki bin yıl sonra yaşamıştı.
Başbakan Erdoğan bugün Ak Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme dair önemli mesajlar verdi.
Erdoğan TİKA aracılığı ile yurt dışında yapılan yatırımlardan örnekler verirken Yunus Emre Enstitüsü aracılığı ile yurt dışında binlerce kişiye Türkçe öğretildiğinden bahsetti.
Erdoğan bu sırada Almanya ve İspanya’nın benzer enstitülerini örnek gösterirken yanlışlık yaptı.
Başbakan, “Almanların Goethe Enstitüsü, İspanyolların Sokrates Enstitüsü var. Biz bunların karşısında Yunus Emre Enstitüsünü kurduk” dedi.
Ancak İspanya’nın yurt dışında İspanyolca dilini öğretmek için kurduğu enstitünün adı Sokrates değil Cervantes Enstitüsü olması gerekiyordu.
Cervantes Kimdir
Gerçek adı Miguel de Cervantes Saavedra olan ünlü yazar 1547 – 1616 yılları arasında yaşadı.
En ünlü eseri olan Don Kişot dünyanın en bilinen romanları arasında yer aldı. Denemeleri ve tiyatro eserleriyle de bilinen Cervantes ayrıca İspanyol edebiyatında roman geleneğinin başlatıcısı olarak kabul edilir.
Sokrates Kimdir
Antik Yunan filozofu Sokrates MÖ 469-399 yılları arasında Atina’da yaşadı. Yunan felsefesinin kurucularından sayılan Sokrates’ın öğrencisi Platon dahil çok sayıda felsefeciyi etkilediği kabul edilir.
Kayıtlarda Sokrates tanrılara inanmadığı gerekçesiyle idama mahkum edildiği ve zehirlenerek öldürüldüğü belirtilir.
Kaynak Hürriyet
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugünkü grup konuşmasında Cervantes yerine yanlışlıkla Sokrates dedi. Cervantes, Sokrates'ten yaklaşık iki bin yıl sonra yaşamıştı.
Başbakan Erdoğan bugün Ak Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme dair önemli mesajlar verdi.
Erdoğan TİKA aracılığı ile yurt dışında yapılan yatırımlardan örnekler verirken Yunus Emre Enstitüsü aracılığı ile yurt dışında binlerce kişiye Türkçe öğretildiğinden bahsetti.
Erdoğan bu sırada Almanya ve İspanya’nın benzer enstitülerini örnek gösterirken yanlışlık yaptı.
Başbakan, “Almanların Goethe Enstitüsü, İspanyolların Sokrates Enstitüsü var. Biz bunların karşısında Yunus Emre Enstitüsünü kurduk” dedi.
Ancak İspanya’nın yurt dışında İspanyolca dilini öğretmek için kurduğu enstitünün adı Sokrates değil Cervantes Enstitüsü olması gerekiyordu.
Cervantes Kimdir
Gerçek adı Miguel de Cervantes Saavedra olan ünlü yazar 1547 – 1616 yılları arasında yaşadı.
En ünlü eseri olan Don Kişot dünyanın en bilinen romanları arasında yer aldı. Denemeleri ve tiyatro eserleriyle de bilinen Cervantes ayrıca İspanyol edebiyatında roman geleneğinin başlatıcısı olarak kabul edilir.
Sokrates Kimdir
Antik Yunan filozofu Sokrates MÖ 469-399 yılları arasında Atina’da yaşadı. Yunan felsefesinin kurucularından sayılan Sokrates’ın öğrencisi Platon dahil çok sayıda felsefeciyi etkilediği kabul edilir.
Kayıtlarda Sokrates tanrılara inanmadığı gerekçesiyle idama mahkum edildiği ve zehirlenerek öldürüldüğü belirtilir.
Kaynak Hürriyet
Son Güncelleme: Salı, 19 Kasım 2013 14:23
Gösterim: 1555
Memur-Sen, yasal düzenlemeyle dershanelerin kapatılması yerine, eğitim sisteminin sorunlarının çözümünü sağlayacak reformlar yapılarak talep düşüklüğü ve karlı olmadığı kanaatiyle dershanelerin kapanmasına aracılık edecek sürecin işletilmesi gerektiğini savundu.
Memur-Sen'den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin 21. yüzyılın küresel rekabet çemberine dahil olma mücadelesi verdiği, bu noktada önemli başarıların yanı sıra halen sayfası açılamayan konuların bulunduğu belirtildi.
Bu hedefte bütün konular için kapsayıcı alanın ise eğitim sistemi olduğuna işaret edilen açıklamada, "Eğitim sistemine dair yapılması ve yapılmaması gerekenler, kaldırılacak, dönüştürülecek yapılar, yeni kanallar, yeni kuram ve kurallar olduğu gün gibi ortadadır" ifadesi kullanıldı.
Dershane konusuna sadece eğitim penceresinden, eğitim sistemini merkeze alarak bakmanın yetmediği bildirilen açıklamada, konfederasyonun, dershane konusuna, onu var eden eğitim sistemi ile bu sistemin bileşenleri olan okullar, öğrenciler, veliler, devlet, sivil girişim, seçme sınavları gibi kavram ve olgular üzerinden baktığı vurgulandı.
Dershanelerin, üst öğrenime yönelik merkezi sınavlar üzerinden oluşan yarışmanın sonucu olarak ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Onları var eden yarışma zemini halen varlığını sürdürüyor. Buna rağmen bugün dershanelerin kapatılmasını, dönüştürülmesini, özel okula evrilmesini tartışma konusu yapıyoruz. Bu tartışmanın taraflarının açıklamaları da ne kendilerini ne de bu tartışmadan çıkacak sonuçtan etkilenecekleri tatmin etmiyor. Bilgi kirliliği var. Dershane tartışması sağlıklı şekilde ve zeminde yapılmamakta, bunun sonucunda Türkiye devleti ve milletiyle enerji kaybetmektedir. Enerji kaybına son vermek, bütün tarafların kabul edebileceği çözüme ulaşmak için tartışmaya taraf olması gereken tüm kesimler olaya sükunetle sağduyuyla ve pedagojik perspektifle yaklaşmak durumundadır."
"MEB sürecin şeffaflığını sağlamalı"
Açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığının her şeyden önce sürecin şeffaflığını sağlaması, bu kapsamda konuyla ilgili taslak çalışmasını kamuoyuyla paylaşarak toplumu bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği ifade edildi.
Konunun sosyal tarafı eğitim sendikaları, dershane sahipleri ve akademik dünyanın tartışmanın ortağı yapılarak, konunun bilimsel zemine oturmasına ve çözümler üretilmesine fırsat sağlanması gerektiğine işaret edilen açıklamada ayrıca dershanelere devam eden kitleyi oluşturan çocuklar, gençler ile ebeveynlerinin de fikir ortağı olmasına yönelik alan oluşturulmasının önemi vurgulandı.
Bu çalışmalar yürütülürken eğitim öğretim hakkı, teşebbüs hürriyeti, çalışma hakkı ve benzeri temel hak ile özgürlüklerin özü ve ruhuna zarar vermeyecek sonucun hedeflenmesi gerektiği bildirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Bu çalışmalarda dikkat edilmesi gereken diğer husus, okul dışı eğitim destek hizmeti sistemi kapsamındaki dershanelerin kapatılması veya dönüştürülmesinin, merdiven altı eğitim kurumlarının oluşmasına ve gençler için tehlikeli alan haline gelecek alternatif eğitim yapılarının ortaya çıkmasına neden olmayacak şekilde gerçekleştirilmesi. Bunun yanında Türkiye'nin makroekonomik hedefleri açısından büyük risk oluşturan kayıt dışılığı büyütecek bir yapılanmanın da oluşmaması gözetilmelidir. En önemlisi, dershaneler aracılığıyla ekmeğini kazanan eğitim çalışanlarında ekmek ve gelecek kaygısı oluşturulmamalıdır.
Öte yandan dershanelerin eğitim sisteminin olmazsa olmazı şeklinde lanse edilmesi de doğru yaklaşım değildir. Dershaneler olsa olsa eğitim sisteminin sorunlarından neşet etmiş bir sonuçtur. Bu tespitler ışığında önerimiz, yasal düzenleme yapılarak dershanelerin kapatılması yerine, eğitim sisteminin açıklarının kapatılmasını ve sorunlarının çözümünü sağlayacak eğitim reformları yapılarak talep düşüklüğüne ve karlı olmadığı kanaatiyle dershanelerin kapanmasına aracılık edecek bir sürecin işletilmesidir."
Bu süreçte öğretmen açığının giderilmesi, sınava hazırlayan eğitim sisteminin hayata hazırlayan eğitim sistemine dönüştürülmesi ve değerler eğitiminin öncelendiği eğitim alanının oluşturulması hedefinin esas alınması gerektiği belirtilen açıklamada, "Bu çerçevede, dershanelerin kapatılmasını değil, konunun bütün taraflarının gerekli hazırlıkları yaptığı 4-5 yıllık zaman diliminde dershanelerin kapanmasını öngören, asgari müşterek arayışına odaklanmış ortak akıl zemini üretmeliyiz" değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, toplumsal enerjiyi azaltacak, demokratikleşmenin hızını kesecek, toplumsal ayrışmayı tetikleyecek bilimsel, pedagojik temelde gerçekleştirilmeyen tartışmalardan kaçınılması gerektiği kaydedildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Memur-Sen, yasal düzenlemeyle dershanelerin kapatılması yerine, eğitim sisteminin sorunlarının çözümünü sağlayacak reformlar yapılarak talep düşüklüğü ve karlı olmadığı kanaatiyle dershanelerin kapanmasına aracılık edecek sürecin işletilmesi gerektiğini savundu.
Memur-Sen'den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin 21. yüzyılın küresel rekabet çemberine dahil olma mücadelesi verdiği, bu noktada önemli başarıların yanı sıra halen sayfası açılamayan konuların bulunduğu belirtildi.
Bu hedefte bütün konular için kapsayıcı alanın ise eğitim sistemi olduğuna işaret edilen açıklamada, "Eğitim sistemine dair yapılması ve yapılmaması gerekenler, kaldırılacak, dönüştürülecek yapılar, yeni kanallar, yeni kuram ve kurallar olduğu gün gibi ortadadır" ifadesi kullanıldı.
Dershane konusuna sadece eğitim penceresinden, eğitim sistemini merkeze alarak bakmanın yetmediği bildirilen açıklamada, konfederasyonun, dershane konusuna, onu var eden eğitim sistemi ile bu sistemin bileşenleri olan okullar, öğrenciler, veliler, devlet, sivil girişim, seçme sınavları gibi kavram ve olgular üzerinden baktığı vurgulandı.
Dershanelerin, üst öğrenime yönelik merkezi sınavlar üzerinden oluşan yarışmanın sonucu olarak ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Onları var eden yarışma zemini halen varlığını sürdürüyor. Buna rağmen bugün dershanelerin kapatılmasını, dönüştürülmesini, özel okula evrilmesini tartışma konusu yapıyoruz. Bu tartışmanın taraflarının açıklamaları da ne kendilerini ne de bu tartışmadan çıkacak sonuçtan etkilenecekleri tatmin etmiyor. Bilgi kirliliği var. Dershane tartışması sağlıklı şekilde ve zeminde yapılmamakta, bunun sonucunda Türkiye devleti ve milletiyle enerji kaybetmektedir. Enerji kaybına son vermek, bütün tarafların kabul edebileceği çözüme ulaşmak için tartışmaya taraf olması gereken tüm kesimler olaya sükunetle sağduyuyla ve pedagojik perspektifle yaklaşmak durumundadır."
"MEB sürecin şeffaflığını sağlamalı"
Açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığının her şeyden önce sürecin şeffaflığını sağlaması, bu kapsamda konuyla ilgili taslak çalışmasını kamuoyuyla paylaşarak toplumu bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği ifade edildi.
Konunun sosyal tarafı eğitim sendikaları, dershane sahipleri ve akademik dünyanın tartışmanın ortağı yapılarak, konunun bilimsel zemine oturmasına ve çözümler üretilmesine fırsat sağlanması gerektiğine işaret edilen açıklamada ayrıca dershanelere devam eden kitleyi oluşturan çocuklar, gençler ile ebeveynlerinin de fikir ortağı olmasına yönelik alan oluşturulmasının önemi vurgulandı.
Bu çalışmalar yürütülürken eğitim öğretim hakkı, teşebbüs hürriyeti, çalışma hakkı ve benzeri temel hak ile özgürlüklerin özü ve ruhuna zarar vermeyecek sonucun hedeflenmesi gerektiği bildirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Bu çalışmalarda dikkat edilmesi gereken diğer husus, okul dışı eğitim destek hizmeti sistemi kapsamındaki dershanelerin kapatılması veya dönüştürülmesinin, merdiven altı eğitim kurumlarının oluşmasına ve gençler için tehlikeli alan haline gelecek alternatif eğitim yapılarının ortaya çıkmasına neden olmayacak şekilde gerçekleştirilmesi. Bunun yanında Türkiye'nin makroekonomik hedefleri açısından büyük risk oluşturan kayıt dışılığı büyütecek bir yapılanmanın da oluşmaması gözetilmelidir. En önemlisi, dershaneler aracılığıyla ekmeğini kazanan eğitim çalışanlarında ekmek ve gelecek kaygısı oluşturulmamalıdır.
Öte yandan dershanelerin eğitim sisteminin olmazsa olmazı şeklinde lanse edilmesi de doğru yaklaşım değildir. Dershaneler olsa olsa eğitim sisteminin sorunlarından neşet etmiş bir sonuçtur. Bu tespitler ışığında önerimiz, yasal düzenleme yapılarak dershanelerin kapatılması yerine, eğitim sisteminin açıklarının kapatılmasını ve sorunlarının çözümünü sağlayacak eğitim reformları yapılarak talep düşüklüğüne ve karlı olmadığı kanaatiyle dershanelerin kapanmasına aracılık edecek bir sürecin işletilmesidir."
Bu süreçte öğretmen açığının giderilmesi, sınava hazırlayan eğitim sisteminin hayata hazırlayan eğitim sistemine dönüştürülmesi ve değerler eğitiminin öncelendiği eğitim alanının oluşturulması hedefinin esas alınması gerektiği belirtilen açıklamada, "Bu çerçevede, dershanelerin kapatılmasını değil, konunun bütün taraflarının gerekli hazırlıkları yaptığı 4-5 yıllık zaman diliminde dershanelerin kapanmasını öngören, asgari müşterek arayışına odaklanmış ortak akıl zemini üretmeliyiz" değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, toplumsal enerjiyi azaltacak, demokratikleşmenin hızını kesecek, toplumsal ayrışmayı tetikleyecek bilimsel, pedagojik temelde gerçekleştirilmeyen tartışmalardan kaçınılması gerektiği kaydedildi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 18 Kasım 2013 19:26
Gösterim: 1171

