Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

RedHack tarafından YÖK’ün internet sitesine saldırı nasıl yapıldı. Adli Bilişim Uzmanları saldırının nasıl gerçekleştiğini açıkladı.

Adli Bilişim Uzmanı Çığır İlbaş, Redhack veya Anonymous gruplarının yaptığı gibi toplu internet saldırılarından korunmak için kamu kurum ve kuruluşlarına vekil sunucuların IP adreslerini düzenli olarak tespit edip sistemlerine erişimi engelleyecek bilgi işlem personeli çalıştırmalarını önerdi.

İlbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son olarak Redhack grubu tarafından YÖK'ün internet sitesine yapılan saldırıyı değerlendirdi.

Bilgi ve ağ güvenliği konusunda, güvenlik yönetiminin statik değil, dinamik bir şekilde, hızla ilerleyen bir süreç olduğunun dikkate alınması gerektiğini kaydeden İlbaş, ''İnternette güvenli sistem yoktur, güvenli kalabilen sistem vardır'' dedi.

En zayıf halka insan

İşletim sistemleri, antivirüs ve güvenlik duvarı yazılımlarının sürekli güncellenmesi, saldırganların kullandıkları forum ve paylaşım ortamlarının dikkatle takip edilerek yeni keşfedilen saldırı yöntemleri için önlemlerin en kısa zamanda alınması gerektiğini dile getiren İlbaş, şöyle devam etti:

''Saldırıların engellenmesinde sistemin en zayıf halkası olan insan faktörünün gözönünde bulundurulması gerekiyor. Dünyanın en güvenli sistemi bile şifre seçimi, ağ güvenliği ya da sosyal mühendislik (aldatıcı senaryolar) konularında bilgi veya eğitimi olmayan kişiler tarafından yönetildiğinde, yetkisi olmayan kişiler tarafından kolayca erişilebilecek hale gelir.

Saldırı vekil sunucuyla yapıldı

Toplu İnternet saldırılarında kullanıcılar vekil (proxy) sunucu kullanarak iz bırakmadan saldırılarını gerçekleştirebiliyorlar. İnternet üzerinde çok sayıda vekil sunucu hizmeti var. Kamu kurum ve kuruluşlarında bu vekil sunucuların IP adreslerini düzenli olarak tespit edip sistemlerine erişimi engelleyecek bilgi işlem personellerinin bulunması gerekiyor.

Günümüzde gelişmiş teknolojiye sahip ülkelerde ortak kullanıma açık kablosuz İnternet erişim noktaları (otel, restoran, kafeterya vb) kimlik doğrulaması sistemi ile hizmet veriyor. Hotspot adı verilen bu erişim yöntemi için hizmeti kullanacak kişilerin kimlik ya da pasaport numarası kayıt altına alınıyor. Ülkemizde de en kısa zamanda ortak kullanıma açık internet erişim hizmetlerinin hotspot sistemine geçmesi gerekiyor. Bu yöntemle internette iz bırakmadan yapılan saldırıların büyük ölçüde önüne geçmek mümkün.

''3-5 kişiyi adalet karşısına çıkartarak ders alınmaz''

Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Türker Gülüm de sosyolojik değerlendirmesini bir yana bırakıp yalnız teknik açıdan bakıldığında bilişim sistemlerinin karmaşıklaştıkça ve bu sistemler üzerindeki kullanıcıların yetkinlikleri azaldıkça güvenlik açıklarının oluştuğunu belirtti.

Gülüm, oluşan güvenlik açıkları ve zafiyetlerden yararlanarak sistemlere sızmanın mümkün olduğu ve birçok bilgi-belgenin izinsiz ele geçirildiğinin yapılan eylemlerden görüldüğünü hatırlattı.

Gülüm, şu bilgileri verdi:

''Saldırganlar, sistemleri çökertme, hizmeti durdurabilme veya sistemlere sızıp bilgi çalma eylemlerinin hepsinde bilişim sistemlerindeki zafiyetlerden yararlanmaktadır. Değişik saldırıların yapıları birlikte incelendiğinde hangi yolların kullanıldığı belirlenebilir.

Konunun çözümünün için yalnız 'en iyi' olduğu düşünülen donanım ve yazılımların satın alınmasından geçmediği, sistemleri yöneten ve kullananların da bilgi birikiminin yeterli düzeye getirilmesinin de önemli olduğu unutulmamalıdır. Her bilgisayar sistemi onu kullanan veya yöneten kadar akıllı olduğu gözardı edilmemelidir.''

Hacker gruplarının temel taktiklerinden birinin hedeflerindeki kurum veya şirketin sistemlerinin belirli bir zaman içinde inceleyerek zaaf noktalarını belirlemek ve sonrasında da eylemlerini gerçekleştirmek olduğuna dikkati çeken Gülüm, ''Eylemlerin sonucunda eylemi yapma nedenlerinin kamuoyu tarafından anlaşılmasının sağlanması eylemlerin hedefine ulaştığının bir göstergesi sayılabilir'' dedi.

Teknolojiyi sizden daha iyi kullananlar her zaman bir adım öndedir

''Biz kamuoyu olarak sadece Redhack veya benzeri gruplar açıklama yaptıklarında bilgi sahibi oluyoruz. Fakat bilişim alanındaki savaş yalnız bu hacktivist grupların yaptığı eylemlerden ibaret değil. Eğer teknoloji üretmiyorsanız ve sadece bir kullanıcıysanız size verilen ürünü izin verildiği ölçüde iyi kullanabilirsiniz.

Sizden daha iyi kullanan ve teknolojiyi üreten her zaman için bu savaşta bir adım önde olacaktır. Bu tip saldırılardan alınması gereken dersleri yalnız 3-5 kişiyi adalet karşısına çıkartıp alamayız. Alınması gereken ders ülke genelinde bilişim güvenliği konusunda bilinçlenilmesi ve teknoloji tüketen değil üreten bir bilişim toplumuna dönüşümün sağlanmasıdır.''

Dün başlayan 2. Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı'nın ardından kamu kurum ve kuruluşlarının olası güvenlik zafiyetlerinin belirlenmesi amaçlanıyor.

> RedHack YÖK’e saldırıyı nasıl gerçekleştirdi?

RedHack tarafından YÖK’ün internet sitesine saldırı nasıl yapıldı. Adli Bilişim Uzmanları saldırının nasıl gerçekleştiğini açıkladı.

Adli Bilişim Uzmanı Çığır İlbaş, Redhack veya Anonymous gruplarının yaptığı gibi toplu internet saldırılarından korunmak için kamu kurum ve kuruluşlarına vekil sunucuların IP adreslerini düzenli olarak tespit edip sistemlerine erişimi engelleyecek bilgi işlem personeli çalıştırmalarını önerdi.

İlbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son olarak Redhack grubu tarafından YÖK'ün internet sitesine yapılan saldırıyı değerlendirdi.

Bilgi ve ağ güvenliği konusunda, güvenlik yönetiminin statik değil, dinamik bir şekilde, hızla ilerleyen bir süreç olduğunun dikkate alınması gerektiğini kaydeden İlbaş, ''İnternette güvenli sistem yoktur, güvenli kalabilen sistem vardır'' dedi.

En zayıf halka insan

İşletim sistemleri, antivirüs ve güvenlik duvarı yazılımlarının sürekli güncellenmesi, saldırganların kullandıkları forum ve paylaşım ortamlarının dikkatle takip edilerek yeni keşfedilen saldırı yöntemleri için önlemlerin en kısa zamanda alınması gerektiğini dile getiren İlbaş, şöyle devam etti:

''Saldırıların engellenmesinde sistemin en zayıf halkası olan insan faktörünün gözönünde bulundurulması gerekiyor. Dünyanın en güvenli sistemi bile şifre seçimi, ağ güvenliği ya da sosyal mühendislik (aldatıcı senaryolar) konularında bilgi veya eğitimi olmayan kişiler tarafından yönetildiğinde, yetkisi olmayan kişiler tarafından kolayca erişilebilecek hale gelir.

Saldırı vekil sunucuyla yapıldı

Toplu İnternet saldırılarında kullanıcılar vekil (proxy) sunucu kullanarak iz bırakmadan saldırılarını gerçekleştirebiliyorlar. İnternet üzerinde çok sayıda vekil sunucu hizmeti var. Kamu kurum ve kuruluşlarında bu vekil sunucuların IP adreslerini düzenli olarak tespit edip sistemlerine erişimi engelleyecek bilgi işlem personellerinin bulunması gerekiyor.

Günümüzde gelişmiş teknolojiye sahip ülkelerde ortak kullanıma açık kablosuz İnternet erişim noktaları (otel, restoran, kafeterya vb) kimlik doğrulaması sistemi ile hizmet veriyor. Hotspot adı verilen bu erişim yöntemi için hizmeti kullanacak kişilerin kimlik ya da pasaport numarası kayıt altına alınıyor. Ülkemizde de en kısa zamanda ortak kullanıma açık internet erişim hizmetlerinin hotspot sistemine geçmesi gerekiyor. Bu yöntemle internette iz bırakmadan yapılan saldırıların büyük ölçüde önüne geçmek mümkün.

''3-5 kişiyi adalet karşısına çıkartarak ders alınmaz''

Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Türker Gülüm de sosyolojik değerlendirmesini bir yana bırakıp yalnız teknik açıdan bakıldığında bilişim sistemlerinin karmaşıklaştıkça ve bu sistemler üzerindeki kullanıcıların yetkinlikleri azaldıkça güvenlik açıklarının oluştuğunu belirtti.

Gülüm, oluşan güvenlik açıkları ve zafiyetlerden yararlanarak sistemlere sızmanın mümkün olduğu ve birçok bilgi-belgenin izinsiz ele geçirildiğinin yapılan eylemlerden görüldüğünü hatırlattı.

Gülüm, şu bilgileri verdi:

''Saldırganlar, sistemleri çökertme, hizmeti durdurabilme veya sistemlere sızıp bilgi çalma eylemlerinin hepsinde bilişim sistemlerindeki zafiyetlerden yararlanmaktadır. Değişik saldırıların yapıları birlikte incelendiğinde hangi yolların kullanıldığı belirlenebilir.

Konunun çözümünün için yalnız 'en iyi' olduğu düşünülen donanım ve yazılımların satın alınmasından geçmediği, sistemleri yöneten ve kullananların da bilgi birikiminin yeterli düzeye getirilmesinin de önemli olduğu unutulmamalıdır. Her bilgisayar sistemi onu kullanan veya yöneten kadar akıllı olduğu gözardı edilmemelidir.''

Hacker gruplarının temel taktiklerinden birinin hedeflerindeki kurum veya şirketin sistemlerinin belirli bir zaman içinde inceleyerek zaaf noktalarını belirlemek ve sonrasında da eylemlerini gerçekleştirmek olduğuna dikkati çeken Gülüm, ''Eylemlerin sonucunda eylemi yapma nedenlerinin kamuoyu tarafından anlaşılmasının sağlanması eylemlerin hedefine ulaştığının bir göstergesi sayılabilir'' dedi.

Teknolojiyi sizden daha iyi kullananlar her zaman bir adım öndedir

''Biz kamuoyu olarak sadece Redhack veya benzeri gruplar açıklama yaptıklarında bilgi sahibi oluyoruz. Fakat bilişim alanındaki savaş yalnız bu hacktivist grupların yaptığı eylemlerden ibaret değil. Eğer teknoloji üretmiyorsanız ve sadece bir kullanıcıysanız size verilen ürünü izin verildiği ölçüde iyi kullanabilirsiniz.

Sizden daha iyi kullanan ve teknolojiyi üreten her zaman için bu savaşta bir adım önde olacaktır. Bu tip saldırılardan alınması gereken dersleri yalnız 3-5 kişiyi adalet karşısına çıkartıp alamayız. Alınması gereken ders ülke genelinde bilişim güvenliği konusunda bilinçlenilmesi ve teknoloji tüketen değil üreten bir bilişim toplumuna dönüşümün sağlanmasıdır.''

Dün başlayan 2. Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı'nın ardından kamu kurum ve kuruluşlarının olası güvenlik zafiyetlerinin belirlenmesi amaçlanıyor.

Son Güncelleme: Cuma, 11 Ocak 2013 12:52

Gösterim: 2518

İstanbul Üniversitesi rektörü Prof. Dr.Yunus Söylet’in sabıkalı olduğu ortaya çıktı

RedHack'in YÖK'ün sitesini hacklemesi sonrasında elde ettiği 60 binden fazla belge sosyal medyada paylaşılmaya devam ediliyor.

ODTÜ'de yaşanan olaylar sonrasında öğrencilere destek vermek amacıyla gerçekleştirilen sanal saldırı, birçok üniversite rektörüne ait yolsuzlukları da gün ışığına çıkardı.

Cumhurbaşkanı tarafından İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne tekrar atanan İstanbul Üniversitesi rektörü Prof. Dr.Yunus Söylet, ODTÜ'deki olayları ilk kınayan rektörler arasındaydı.

RedHack'in İstanbul Üniversitesi'ne ilişkin yayınladığı belgeler arasından Yunus Söylet'e ait ilginç bir evrak çıktı.

ODTÜ'deki olayları kınayan Yunus Söylet'in sabıkalı olduğu ortaya çıktı. Söylet'in Redhack tarafından yayımlanan belgede, "Adli sicil kaydı bulunmaktadır" ifadesi yer alırken neden kaydı olduğuna dair bilgi yer almıyor. 

> İÜ Rektörü Yunus Söylet’in sabıka kaydı ortaya çıktı

İstanbul Üniversitesi rektörü Prof. Dr.Yunus Söylet’in sabıkalı olduğu ortaya çıktı

RedHack'in YÖK'ün sitesini hacklemesi sonrasında elde ettiği 60 binden fazla belge sosyal medyada paylaşılmaya devam ediliyor.

ODTÜ'de yaşanan olaylar sonrasında öğrencilere destek vermek amacıyla gerçekleştirilen sanal saldırı, birçok üniversite rektörüne ait yolsuzlukları da gün ışığına çıkardı.

Cumhurbaşkanı tarafından İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne tekrar atanan İstanbul Üniversitesi rektörü Prof. Dr.Yunus Söylet, ODTÜ'deki olayları ilk kınayan rektörler arasındaydı.

RedHack'in İstanbul Üniversitesi'ne ilişkin yayınladığı belgeler arasından Yunus Söylet'e ait ilginç bir evrak çıktı.

ODTÜ'deki olayları kınayan Yunus Söylet'in sabıkalı olduğu ortaya çıktı. Söylet'in Redhack tarafından yayımlanan belgede, "Adli sicil kaydı bulunmaktadır" ifadesi yer alırken neden kaydı olduğuna dair bilgi yer almıyor. 

Son Güncelleme: Cuma, 11 Ocak 2013 12:18

Gösterim: 2197

Redhack’in belgelerini haber yapan gazetecilere işlem yolda

YÖK’teki ‘Redhack skandalı’ büyüyor. YÖK ilk açıklamasında belgelerin nasıl kaptırıldığına değinmedi, ancak “gizli belgeleri haber yapan gazetecilerle ilgili işlem yapılması için başvuruda bulunulacağını” belirtti. Belgeleri haber yapmanın hapis cezası gerektirdiği de duyuruldu.

Red Hack’ın YÖK’ü hackleyip, binlerce belgeyi el koymasının ardından YÖK’ten yapılan ilk açıklamada gizli belgelerin sızma süreci değerlendirilmedi. Belgelerle ilgili “haber yapılmaması” mesajı verilen açıklamada şöyle denildi:

HAK İHLALİ YAPILDI: YÖK’ün iş süreçlerini hızlandırmak amacıyla geçtiğimiz ay hayata geçirdiği elektronik belge yönetim sistemi, 8 Ocak 2013 tarihinde siber saldırıya uğramış, veri tabanında yer alan ve gizlilik taşıyan bazı bilgi ve belgelere hukuk dışı yollarla ulaşılarak paylaşılmıştır. YÖK soruşturma başlatılması talebiyle iletildiğinden “gizli” ibaresi bulunan söz konusu belgelerle kamuoyunda yanlış ve yanlı bir algı oluşturulmaya çalışılmış, bazı basın yayın organlarında YÖK’ün sırlarının ifşa edildiğine dair ifadelere yer verilmiştir. Henüz soruşturmaların tamamlanmamış olması göz önüne alındığında kişi ve kurum isimleri de verilerek hak ihlali yapıldığı açıktır.

İŞİMİZ DENETLEME: YÖK’ün en önemli görevlerinden biri “denetleme”dir ve yükseköğretim kurumlarına ilişkin soruşturmaları “Yükseköğretim Denetleme Kurulu” yürütür. Bu kapsamda yükseköğretim kurumlarından soruşturulması amacıyla YÖK’e bilgi ve belgelerin ‘Gizli’ ibaresi ile gönderilmesi Kurul’un ‘denetleme’ görevini yerine getirebilmesi için bir gerekliliktir. Belgelerdeki gizlilik uygulamasının amacı, kesin olarak sonuçlandırılmamış soruşturmalarda ilgililerin ve üçüncü şahısların haksız yere suçlanmasını önlemektir. Soruşturmalar neticelendiğinde sorumlular hakkında ceza ve disiplin işlemleri ‘Yüksek Disiplin Kurulu’ tarafından yapılmaktadır.

CEZANIZ ARTAR: YÖK’ün internet sitesine yapılan saldırı sonucu kamuoyuna açıklanan ve tamamlanmamış soruşturma kapsamında yer alan bu belgeler, TCK 285. maddesinde yer alan “gizliliğin ihlali” suçunu oluşturmaktadır. Basın yoluyla yapılacak yayınlarda artırılmış cezalar uygulanacağı TCK’nın 285. madde hükmü gereğidir. Ayrıca TCK’nın 243. maddesi uyarınca “bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir” hükmü; 244. maddesinin 2. fıkrasında ise “bir bilişim sistemindeki Ö var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü yer almaktadır. İçeriğin yayınlanması nedeniyle kişisel hakları ihlal edilenlerin, bu ihlallere karşı cezai takibat başlatma hakları olduğundan bu tür yayınlar neticesinde doğabilecek cezai sorumlulukların da dikkate alınması gerekmektedir. YÖK, ilgili makamlara suç duyurusunda bulunarak hukuki süreci başlatmıştır.

Hacettepe’de yine yolsuzluk!

Öte yandan RedHack, üniversitelere ilişkin yolsuzluk belgelerini açıklamaya dün de devam etti. Hacettepe Üniversitesi ile ilgili açıklanan belgede, eski Genel Sekreter Prof. Dr. Turhan Menteş’in üniversite gelirlerini Hacettepe Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneği hesabına aktararak yolsuzluk yaptığı iddiası yer aldı. Belgede, Menteş’in dernek adına Coca-Cola ile üniversitedeki tüm satış noktalarını kapsayan 250 bin TL’lik satış sözleşmesi imzaladığı, üniversitede bulunan taksi duraklarını derneğe yapılan bağış karşılığında bedelsiz kiraya verdiği iddiaları yer aldı. Belgede ayrıca Tıp Fakültesi’nin Hemodiyaliz Servisi’ndeki diyaliz bidonlarının satılarak, derneğe bağış adı altında para alındığı ifade edildi. Menteş, hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucunda “Aylıktan kesme” cezası ile cezalandırıldı.

Raporda üniversitenin büyük ve küçük Acil Servis Taksi Durakları’ndan da derneğe birçok kere bağış yapıldığı, bağış karşılığında da taksilerin hastane taşınmazı olan durakları kira ödemeden kullandığı belirtiliyor. Belgede, üniversitenin Hemodiyaliz Servisi’nde yıllık 60 bin adet kullanımı olan 6 litrelik polietilen diyaliz bidonlarının 2011 ve daha önceki yıllarda satılarak, derneğe bağış adı altında para alındığı ifade ediliyor.

Öğrenciden habersiz hesap

Red Hack, dün İstanbul Üniversitesi ile ilgili yeni bir belge de yayımladı. Belge, “Kampüs Kartları” konu alınırken, Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisinin kendisinden habersiz şekilde Halk Bankası Beyazıt Şubesi’nde adına hesap açıldığını ve dilekçe vermesine rağmen hesabın kapatılmadığını belirterek, Rektör Prof. Yunus Söylet hakkında görevi kötüye kullanma, kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya yayma suçları nedeniyle verdiği dilekçe yer alıyor. Belgelere göre, “Kampüs Kart” uygulamalarıyla üniversitelerin öğrencilerden habersiz olarak kişisel bilgilerini anlaşma yapılan bankalara verdiği ve öğrencilerin adlarına hazırlanan kartları almaya zorlandıkları ifade ediliyor.

(vatan)

> YÖK’ten gazetecilere tehdit!

Redhack’in belgelerini haber yapan gazetecilere işlem yolda

YÖK’teki ‘Redhack skandalı’ büyüyor. YÖK ilk açıklamasında belgelerin nasıl kaptırıldığına değinmedi, ancak “gizli belgeleri haber yapan gazetecilerle ilgili işlem yapılması için başvuruda bulunulacağını” belirtti. Belgeleri haber yapmanın hapis cezası gerektirdiği de duyuruldu.

Red Hack’ın YÖK’ü hackleyip, binlerce belgeyi el koymasının ardından YÖK’ten yapılan ilk açıklamada gizli belgelerin sızma süreci değerlendirilmedi. Belgelerle ilgili “haber yapılmaması” mesajı verilen açıklamada şöyle denildi:

HAK İHLALİ YAPILDI: YÖK’ün iş süreçlerini hızlandırmak amacıyla geçtiğimiz ay hayata geçirdiği elektronik belge yönetim sistemi, 8 Ocak 2013 tarihinde siber saldırıya uğramış, veri tabanında yer alan ve gizlilik taşıyan bazı bilgi ve belgelere hukuk dışı yollarla ulaşılarak paylaşılmıştır. YÖK soruşturma başlatılması talebiyle iletildiğinden “gizli” ibaresi bulunan söz konusu belgelerle kamuoyunda yanlış ve yanlı bir algı oluşturulmaya çalışılmış, bazı basın yayın organlarında YÖK’ün sırlarının ifşa edildiğine dair ifadelere yer verilmiştir. Henüz soruşturmaların tamamlanmamış olması göz önüne alındığında kişi ve kurum isimleri de verilerek hak ihlali yapıldığı açıktır.

İŞİMİZ DENETLEME: YÖK’ün en önemli görevlerinden biri “denetleme”dir ve yükseköğretim kurumlarına ilişkin soruşturmaları “Yükseköğretim Denetleme Kurulu” yürütür. Bu kapsamda yükseköğretim kurumlarından soruşturulması amacıyla YÖK’e bilgi ve belgelerin ‘Gizli’ ibaresi ile gönderilmesi Kurul’un ‘denetleme’ görevini yerine getirebilmesi için bir gerekliliktir. Belgelerdeki gizlilik uygulamasının amacı, kesin olarak sonuçlandırılmamış soruşturmalarda ilgililerin ve üçüncü şahısların haksız yere suçlanmasını önlemektir. Soruşturmalar neticelendiğinde sorumlular hakkında ceza ve disiplin işlemleri ‘Yüksek Disiplin Kurulu’ tarafından yapılmaktadır.

CEZANIZ ARTAR: YÖK’ün internet sitesine yapılan saldırı sonucu kamuoyuna açıklanan ve tamamlanmamış soruşturma kapsamında yer alan bu belgeler, TCK 285. maddesinde yer alan “gizliliğin ihlali” suçunu oluşturmaktadır. Basın yoluyla yapılacak yayınlarda artırılmış cezalar uygulanacağı TCK’nın 285. madde hükmü gereğidir. Ayrıca TCK’nın 243. maddesi uyarınca “bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir” hükmü; 244. maddesinin 2. fıkrasında ise “bir bilişim sistemindeki Ö var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü yer almaktadır. İçeriğin yayınlanması nedeniyle kişisel hakları ihlal edilenlerin, bu ihlallere karşı cezai takibat başlatma hakları olduğundan bu tür yayınlar neticesinde doğabilecek cezai sorumlulukların da dikkate alınması gerekmektedir. YÖK, ilgili makamlara suç duyurusunda bulunarak hukuki süreci başlatmıştır.

Hacettepe’de yine yolsuzluk!

Öte yandan RedHack, üniversitelere ilişkin yolsuzluk belgelerini açıklamaya dün de devam etti. Hacettepe Üniversitesi ile ilgili açıklanan belgede, eski Genel Sekreter Prof. Dr. Turhan Menteş’in üniversite gelirlerini Hacettepe Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneği hesabına aktararak yolsuzluk yaptığı iddiası yer aldı. Belgede, Menteş’in dernek adına Coca-Cola ile üniversitedeki tüm satış noktalarını kapsayan 250 bin TL’lik satış sözleşmesi imzaladığı, üniversitede bulunan taksi duraklarını derneğe yapılan bağış karşılığında bedelsiz kiraya verdiği iddiaları yer aldı. Belgede ayrıca Tıp Fakültesi’nin Hemodiyaliz Servisi’ndeki diyaliz bidonlarının satılarak, derneğe bağış adı altında para alındığı ifade edildi. Menteş, hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucunda “Aylıktan kesme” cezası ile cezalandırıldı.

Raporda üniversitenin büyük ve küçük Acil Servis Taksi Durakları’ndan da derneğe birçok kere bağış yapıldığı, bağış karşılığında da taksilerin hastane taşınmazı olan durakları kira ödemeden kullandığı belirtiliyor. Belgede, üniversitenin Hemodiyaliz Servisi’nde yıllık 60 bin adet kullanımı olan 6 litrelik polietilen diyaliz bidonlarının 2011 ve daha önceki yıllarda satılarak, derneğe bağış adı altında para alındığı ifade ediliyor.

Öğrenciden habersiz hesap

Red Hack, dün İstanbul Üniversitesi ile ilgili yeni bir belge de yayımladı. Belge, “Kampüs Kartları” konu alınırken, Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisinin kendisinden habersiz şekilde Halk Bankası Beyazıt Şubesi’nde adına hesap açıldığını ve dilekçe vermesine rağmen hesabın kapatılmadığını belirterek, Rektör Prof. Yunus Söylet hakkında görevi kötüye kullanma, kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya yayma suçları nedeniyle verdiği dilekçe yer alıyor. Belgelere göre, “Kampüs Kart” uygulamalarıyla üniversitelerin öğrencilerden habersiz olarak kişisel bilgilerini anlaşma yapılan bankalara verdiği ve öğrencilerin adlarına hazırlanan kartları almaya zorlandıkları ifade ediliyor.

(vatan)

Son Güncelleme: Cuma, 11 Ocak 2013 09:36

Gösterim: 1286

Başbakan Erdoğan, gazetecilerin,  kabine revizyonunda değişecek bakanlara ilişkin isimlerin gündeme gelmeye devam ettiğini hatırlatması üzerine “Arkadaşlar her an her şey olabilir'' karşılığını verdi.

Başbakan Erdoğan, Gabon, Nİjer ve Senegal'i kapsayan Afrika ziyaretinin ardından dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, gazetecilerin, ''Kabine revizyonu'' iddialarını anımsatarak, ''Başbakan Erdoğan, Afrika'dan dönünce Kabine değişikliği yapacak' deniyor. Revizyonun tarihi bile konuşuluyor'' sözleri üzerine, esprili bir şekilde, ''İsimleri de bana verin. Bana yardımcı olun'' dedi.

Erdoğan, gazetecilerin kabine revizyonunda değişecek bakanlara ilişkin isimlerin de gündeme gelmeye devam ettiğini hatırlatması üzerine ise ''Allah Allah... Arkadaşlar her an her şey olabilir'' karşılığını verdi.

Çalışan gazeteciler gününü kutladı

Başbakan Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını cevapladıktan sonra muhabirlerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü pasta ikram ederek kutladı. Erdoğan, daha kendi elleriyle kestiği pastayı gazetecilere ikram etti.

Bazı iş kollarıyla birlikte basın çalışanlarının ''yıpranma hakkı''na yeniden kavuşmasını sağlayan yasa değişikliğinin 10 Ocak'ta TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildiğini de söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Gazeteciler gününüz kutlu olsun. Yasa değişikliği de tüm gazetecilere hayırlı olsun'' dedi.

> Başbakan’dan kabine değişikliği sinyali

Başbakan Erdoğan, gazetecilerin,  kabine revizyonunda değişecek bakanlara ilişkin isimlerin gündeme gelmeye devam ettiğini hatırlatması üzerine “Arkadaşlar her an her şey olabilir'' karşılığını verdi.

Başbakan Erdoğan, Gabon, Nİjer ve Senegal'i kapsayan Afrika ziyaretinin ardından dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, gazetecilerin, ''Kabine revizyonu'' iddialarını anımsatarak, ''Başbakan Erdoğan, Afrika'dan dönünce Kabine değişikliği yapacak' deniyor. Revizyonun tarihi bile konuşuluyor'' sözleri üzerine, esprili bir şekilde, ''İsimleri de bana verin. Bana yardımcı olun'' dedi.

Erdoğan, gazetecilerin kabine revizyonunda değişecek bakanlara ilişkin isimlerin de gündeme gelmeye devam ettiğini hatırlatması üzerine ise ''Allah Allah... Arkadaşlar her an her şey olabilir'' karşılığını verdi.

Çalışan gazeteciler gününü kutladı

Başbakan Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını cevapladıktan sonra muhabirlerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü pasta ikram ederek kutladı. Erdoğan, daha kendi elleriyle kestiği pastayı gazetecilere ikram etti.

Bazı iş kollarıyla birlikte basın çalışanlarının ''yıpranma hakkı''na yeniden kavuşmasını sağlayan yasa değişikliğinin 10 Ocak'ta TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildiğini de söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Gazeteciler gününüz kutlu olsun. Yasa değişikliği de tüm gazetecilere hayırlı olsun'' dedi.

Son Güncelleme: Cuma, 11 Ocak 2013 10:51

Gösterim: 1416

Marmara Üniversitesi Rektörlüğü, bir hacker grubunun paylaştığı belgelerdeki iddialarla ilgili yalanlamada bulundu.

YÖK'ün Elektronik Paylaşım Sistemi ebys.yok.gov.tr'i hackleyen korsan grubun aralarında gizli ibaresi bulunan üniversitelere ait 60 bin belgeyi ele geçirdiği iddia edilmişti. Ele geçirilen belgeler arasında Marmara Üniversitesi ile ilgili iddialar da bazı yayın organlarında kullanılmıştı. Marmara Üniversitesi bugün konuyla ilgili bir açıklama yaptı.

İşte Rektörlük tarafından yapılan açıklama:

"Son günlerde bazı basın organlarındayer alan haberlerde 2002-2005 yıllarındaMarmara Üniversitesi Vakfı’na ait AcademicHospital ve Tıp Merkezinde görevlendirilen Öğretim Üyelerimize yapılan ödemelerde usulsüzlük olduğu iddia edilmektedir.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin 2002-2005 yılları arasında Vakıfta görevlendirilmeleri 2547 sayılı YÖK kanununun 38. maddesine göre Üniversite Yönetim Kurulu kararı ile yapılmıştır.

Söz konusu döneme ait görevlendirmeler yürürlükteki mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmiş olup, bahse konu işlemlerde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

İlgili web sitesi ve bazı medya organlarında bir takım belgeleri kaynak göstererek Marmara Üniversitesi’nin zarara uğratıldığı şeklindeki iddiaları ve Rektörlüğümüze atfedilen haksız ve yanıltıcı ithamları tekzip ediyoruz.

Kamuoyunun bilgisine sunarız.

Marmara Üniversitesi Rektörlüğü"

> Marmara Üniversitesi’nden 'yolsuzluk' yalanlaması

Marmara Üniversitesi Rektörlüğü, bir hacker grubunun paylaştığı belgelerdeki iddialarla ilgili yalanlamada bulundu.

YÖK'ün Elektronik Paylaşım Sistemi ebys.yok.gov.tr'i hackleyen korsan grubun aralarında gizli ibaresi bulunan üniversitelere ait 60 bin belgeyi ele geçirdiği iddia edilmişti. Ele geçirilen belgeler arasında Marmara Üniversitesi ile ilgili iddialar da bazı yayın organlarında kullanılmıştı. Marmara Üniversitesi bugün konuyla ilgili bir açıklama yaptı.

İşte Rektörlük tarafından yapılan açıklama:

"Son günlerde bazı basın organlarındayer alan haberlerde 2002-2005 yıllarındaMarmara Üniversitesi Vakfı’na ait AcademicHospital ve Tıp Merkezinde görevlendirilen Öğretim Üyelerimize yapılan ödemelerde usulsüzlük olduğu iddia edilmektedir.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin 2002-2005 yılları arasında Vakıfta görevlendirilmeleri 2547 sayılı YÖK kanununun 38. maddesine göre Üniversite Yönetim Kurulu kararı ile yapılmıştır.

Söz konusu döneme ait görevlendirmeler yürürlükteki mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmiş olup, bahse konu işlemlerde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

İlgili web sitesi ve bazı medya organlarında bir takım belgeleri kaynak göstererek Marmara Üniversitesi’nin zarara uğratıldığı şeklindeki iddiaları ve Rektörlüğümüze atfedilen haksız ve yanıltıcı ithamları tekzip ediyoruz.

Kamuoyunun bilgisine sunarız.

Marmara Üniversitesi Rektörlüğü"

Son Güncelleme: Cuma, 11 Ocak 2013 09:18

Gösterim: 1696


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.