Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İngilizce mülakatlar, adaylar için oldukça stresli olabilir, ancak doğru hazırlık ve pratikle bu süreç çok daha kolay ve verimli hale gelebilir. Preply, bu süreci kolaylaştıracak bir rehber hazırlayarak, adayların İngilizce mülakatlarda başarıyı yakalamalarına yardımcı oluyor. Peki, mülakatta başarılı olmak için neler yapılmalı? İşte Preply’nin sunduğu ipuçları ve öneriler.
İngilizce Mülakat Hazırlığı İçin Temel İpuçları
İngilizce mülakatı geçmenin sırrı doğru hazırlıktan geçiyor. Bu süreçte yapılması gereken en önemli şeylerden biri, görüşme yapacağınız şirketi derinlemesine araştırmaktır. Şirketin misyonu, değerleri, ürünleri ve hizmetleri hakkında bilgi sahibi olmak, sizi diğer adaylardan bir adım öne çıkaracaktır. Ayrıca, şirketin son başarıları, ödülleri ve sektördeki yeri hakkında bilgi sahibi olmak da mülakat için oldukça önemlidir.
Şirketi Detaylı Araştırın
Bir mülakata hazırlanırken, şirketin geçmişi, projeleri ve başarıları hakkında bilgi edinmek büyük fark yaratabilir. Şirketin web sitesi, sosyal medya hesapları ve basın bültenleri bu konuda size yardımcı olabilir. Özellikle şirketin son dönemlerdeki başarıları veya aldığı ödüller hakkında bilgi sahibi olmak, görüşülen kişiyle daha güçlü bir bağ kurmanızı sağlayabilir.
İstenen Adayı Gözünüzde Canlandırın
İş ilanlarını dikkatle incelemek, mülakatta karşınıza çıkabilecek soruları anlamanızı sağlar. İşverenlerin beklentilerini ve pozisyonla ilgili ihtiyaçlarını keşfetmek, mülakatta daha etkili ve özgüvenli olmanıza yardımcı olabilir. Özellikle iş ilanlarındaki anahtar kelimeler, mülakatta sıklıkla karşılaşılan sorulara dair ipuçları verir.
İngilizce Mülakat Soruları ve Örnek Cevaplar
İngilizce mülakatlarda en sık sorulan sorulara önceden hazırlıklı olmak, mülakatınızı daha rahat geçirmenizi sağlayacaktır. Preply’nin önerilerine göre, İngilizce mülakatlarda en çok karşılaşılan sorulardan bazıları şunlardır:
- Tell me about yourself
Bu soru, mülakatın ilk sorusu olarak sıkça karşınıza çıkacaktır. Cevabınızda profesyonel geçmişinizi vurgulamakla birlikte, kişisel bilgilerinizi de eklemeyi unutmayın. Örnek bir cevap şöyle olabilir:
“I grew up in a small town in Turkey, then earned my BA in Business Administration from Istanbul University. I really enjoyed the course, and after graduation, I started working at ABC Corp, where I gained valuable experience in project management.”
- Why are you interested in this role?
İşverenler bu soruyu, başvurduğunuz pozisyona olan ilginizi ölçmek için sorar. İş ilanını dikkatle inceledikten sonra, işin size uygun olan yönlerini vurgulayarak bu soruya şu şekilde cevap verebilirsiniz:
“I feel this job is just right for me because it aligns perfectly with my experience in marketing and my passion for working in a fast-paced environment.”
- Where do you see yourself in five years?
Gelecek hedeflerinizi sormak, işverenin sizinle uzun vadeli bir plan yapıp yapamayacağını anlamasına yardımcı olur. Bu soruya cevap verirken, kısa vadeli ve uzun vadeli hedeflerinizi birleştirerek cevap verebilirsiniz:
“In five years, I hope to be in a leadership position, managing a team and contributing to strategic decisions in the company.”
Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar, yalnızca dil becerilerinizi değil, aynı zamanda profesyonel yaklaşımınızı ve işinize olan tutkunuzu da gösterecektir.
İngilizce Mülakat Hazırlığı İçin Preply’nin Sağladığı Fırsatlar
Preply, İngilizce mülakat hazırlığı için sunduğu özel derslerle de adayların mülakatlara daha iyi hazırlanmasına yardımcı oluyor. İngilizce özel dersler ile mülakatlarda karşılaşabileceğiniz soruları önceden çalışabilir ve özgüveninizi artırabilirsiniz. Preply’nin 32.000’den fazla eğitmeni, çeşitli seviyelerde eğitimler sunarak, her bireyin ihtiyaçlarına uygun bir öğrenme deneyimi sağlıyor.
İngilizce özel ders almak, dil becerilerinizi geliştirmek ve mülakatlarda daha rahat bir şekilde İngilizce konuşmak için harika bir fırsattır. Preply, adaylara sadece dil bilgisi kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda mülakat simülasyonları yaparak, gerçek mülakat deneyimine daha yakın bir hazırlık süreci sunar.
Sonuç
İngilizce mülakatlarda başarılı olmanın yolu, doğru hazırlık ve pratik yapmaktan geçiyor. Preply, mülakat öncesi hazırlığınızı pekiştirmeniz için size eşsiz fırsatlar sunuyor. Şirket hakkında araştırma yaparak, İngilizce mülakat soru ve cevapları üzerine çalışarak ve dil pratiği yaparak bu süreci başarıyla atlatabilirsiniz. İngilizce özel ders ile kendinize güveninizi artırabilir ve mülakatlarda daha rahat bir performans sergileyebilirsiniz. Preply ile mülakatlarınızı geçmek artık çok daha kolay!
Üst Kategori: ROOT Kategori: Dershaneler
İngilizce mülakatlar, adaylar için oldukça stresli olabilir, ancak doğru hazırlık ve pratikle bu süreç çok daha kolay ve verimli hale gelebilir. Preply, bu süreci kolaylaştıracak bir rehber hazırlayarak, adayların İngilizce mülakatlarda başarıyı yakalamalarına yardımcı oluyor. Peki, mülakatta başarılı olmak için neler yapılmalı? İşte Preply’nin sunduğu ipuçları ve öneriler.
İngilizce Mülakat Hazırlığı İçin Temel İpuçları
İngilizce mülakatı geçmenin sırrı doğru hazırlıktan geçiyor. Bu süreçte yapılması gereken en önemli şeylerden biri, görüşme yapacağınız şirketi derinlemesine araştırmaktır. Şirketin misyonu, değerleri, ürünleri ve hizmetleri hakkında bilgi sahibi olmak, sizi diğer adaylardan bir adım öne çıkaracaktır. Ayrıca, şirketin son başarıları, ödülleri ve sektördeki yeri hakkında bilgi sahibi olmak da mülakat için oldukça önemlidir.
Şirketi Detaylı Araştırın
Bir mülakata hazırlanırken, şirketin geçmişi, projeleri ve başarıları hakkında bilgi edinmek büyük fark yaratabilir. Şirketin web sitesi, sosyal medya hesapları ve basın bültenleri bu konuda size yardımcı olabilir. Özellikle şirketin son dönemlerdeki başarıları veya aldığı ödüller hakkında bilgi sahibi olmak, görüşülen kişiyle daha güçlü bir bağ kurmanızı sağlayabilir.
İstenen Adayı Gözünüzde Canlandırın
İş ilanlarını dikkatle incelemek, mülakatta karşınıza çıkabilecek soruları anlamanızı sağlar. İşverenlerin beklentilerini ve pozisyonla ilgili ihtiyaçlarını keşfetmek, mülakatta daha etkili ve özgüvenli olmanıza yardımcı olabilir. Özellikle iş ilanlarındaki anahtar kelimeler, mülakatta sıklıkla karşılaşılan sorulara dair ipuçları verir.
İngilizce Mülakat Soruları ve Örnek Cevaplar
İngilizce mülakatlarda en sık sorulan sorulara önceden hazırlıklı olmak, mülakatınızı daha rahat geçirmenizi sağlayacaktır. Preply’nin önerilerine göre, İngilizce mülakatlarda en çok karşılaşılan sorulardan bazıları şunlardır:
- Tell me about yourself
Bu soru, mülakatın ilk sorusu olarak sıkça karşınıza çıkacaktır. Cevabınızda profesyonel geçmişinizi vurgulamakla birlikte, kişisel bilgilerinizi de eklemeyi unutmayın. Örnek bir cevap şöyle olabilir:
“I grew up in a small town in Turkey, then earned my BA in Business Administration from Istanbul University. I really enjoyed the course, and after graduation, I started working at ABC Corp, where I gained valuable experience in project management.”
- Why are you interested in this role?
İşverenler bu soruyu, başvurduğunuz pozisyona olan ilginizi ölçmek için sorar. İş ilanını dikkatle inceledikten sonra, işin size uygun olan yönlerini vurgulayarak bu soruya şu şekilde cevap verebilirsiniz:
“I feel this job is just right for me because it aligns perfectly with my experience in marketing and my passion for working in a fast-paced environment.”
- Where do you see yourself in five years?
Gelecek hedeflerinizi sormak, işverenin sizinle uzun vadeli bir plan yapıp yapamayacağını anlamasına yardımcı olur. Bu soruya cevap verirken, kısa vadeli ve uzun vadeli hedeflerinizi birleştirerek cevap verebilirsiniz:
“In five years, I hope to be in a leadership position, managing a team and contributing to strategic decisions in the company.”
Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar, yalnızca dil becerilerinizi değil, aynı zamanda profesyonel yaklaşımınızı ve işinize olan tutkunuzu da gösterecektir.
İngilizce Mülakat Hazırlığı İçin Preply’nin Sağladığı Fırsatlar
Preply, İngilizce mülakat hazırlığı için sunduğu özel derslerle de adayların mülakatlara daha iyi hazırlanmasına yardımcı oluyor. İngilizce özel dersler ile mülakatlarda karşılaşabileceğiniz soruları önceden çalışabilir ve özgüveninizi artırabilirsiniz. Preply’nin 32.000’den fazla eğitmeni, çeşitli seviyelerde eğitimler sunarak, her bireyin ihtiyaçlarına uygun bir öğrenme deneyimi sağlıyor.
İngilizce özel ders almak, dil becerilerinizi geliştirmek ve mülakatlarda daha rahat bir şekilde İngilizce konuşmak için harika bir fırsattır. Preply, adaylara sadece dil bilgisi kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda mülakat simülasyonları yaparak, gerçek mülakat deneyimine daha yakın bir hazırlık süreci sunar.
Sonuç
İngilizce mülakatlarda başarılı olmanın yolu, doğru hazırlık ve pratik yapmaktan geçiyor. Preply, mülakat öncesi hazırlığınızı pekiştirmeniz için size eşsiz fırsatlar sunuyor. Şirket hakkında araştırma yaparak, İngilizce mülakat soru ve cevapları üzerine çalışarak ve dil pratiği yaparak bu süreci başarıyla atlatabilirsiniz. İngilizce özel ders ile kendinize güveninizi artırabilir ve mülakatlarda daha rahat bir performans sergileyebilirsiniz. Preply ile mülakatlarınızı geçmek artık çok daha kolay!
Son Güncelleme: Pazartesi, 28 Nisan 2025 10:33
Gösterim: 179
Sefa Mutlu Özdemir - 5 Yıldız Eğitim Kurumları Genel Koordinatörü
Türkiye’nin yenilikçi ve prestijli yayınevlerinin bilgi, beceri ve tecrübesine sahip öğretmenleri ile kurulan 5 Yıldız Eğitim Kurumları, öğrencilerin tercih döneminde de yanında olmaya devam ediyor. 5 Yıldız Eğitim Kurumları öğrencisi olmayan öğrencilere de şubelerindeki uzman eğitmenlerden danışmanlık desteği alma imkânı sunuyor.
Öğrencilerinin farklı ve güçlü yönlerini keşfederek onlarda sorumluluk, başarı konusunda farkındalık oluşturmayı ve sahip oldukları potansiyeli başarıya dönüştürerek hedefledikleri üniversiteyi-liseyi kazanmalarını sağlamayı amaç edinen 5 Yıldız Eğitim Kurumları, öğrencilerine hem geleneksel hem de yenilikçi kaynaklarla en nitelikli eğitim olanaklarını sunmaya devam ediyor.
Geleneksel anlamda kurs merkezi işletmek ve temsilcilik vermekle sınırlı bir vizyonun ötesine geçmeyi amaçlayan 5 Yıldız Eğitim Kurumları, gerek dünyadaki ve ülkemizdeki akademik değişimleri izleyerek gerekse teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek bu vizyona uygun pozisyonu zamanında almayı hedefliyor. İkinci yılına girerken 17 farklı ilde, 28 şube ile yola devam eden kurum, 240 öğretmen ile 4.100 öğrenciye eğitim imkânı sunuyor. Kaliteli bir eğitimin ancak sağlıklı zihinlerle mümkün olabileceğine inan 5 Yıldız Eğitim Kurumları tüm şubelerinde, birbirinden değerli rehber öğretmenler ile öğrencilerin stres yönetiminde de tercih döneminde de yanında olmayı sürdürüyor.
“Amacımız; veli ve öğrencilerimize doğru bilgiler ile danışmanlık yapmak.”
LGS ve YKS öğrencilerinin, sınav sonrası dönemde de en az sınava hazırlık döneminde olduğu kadar desteğe ihtiyacı olduğunu belirten 5 Yıldız Eğitim Kurumları Genel Koordinatörü Sefa Mutlu Özdemir,“Her sene olduğu gibi bu sene de tercih kılavuzları yayınlanacak ve rehberlik koordinatörümüz tüm şubelerimize bilgilendirme sağlayarak süreci yönetecek. Bu süreçte bütün şubelerimizde bulunan rehberlik birimlerine ve tercih sürecinde aktif rol oynayacak uzmanlarımıza tercih danışmanlığı eğitimi vereceğiz.” dedi.
Eğitimin amacının; veli ve öğrencilere sorunsuz ve doğru bilgiler ile danışmanlık yapmak olduğunun altını çizen Özdemir, “Tercih sürecinde, eğitim kurumlarımızda kayıtlı öğrencimiz olmasa dahi sınava girmiş tüm öğrencilerin hizmetimizden yararlanabilmesini, danışmanlık desteği almasını sağlıyoruz.” dedi.
Tercih döneminde dikkat edilmesi gereken pek çok önemli nokta bulunuyor
YKS ve LGS tercih süreçlerinde herkesin dikkat etmesi gereken önemli noktalar bulunduğunu aktaran Özdemir, “YKS ve LGS tercih süreçlerinde ilgili kurumların yayımladığı kurallarla birlikte öğrencilerin dikkat etmesi gereken pek çok önemli husus bulunuyor. En önemli nokta hiç şüphesiz, öğrencinin öncelikleri ve beklentileri olmalı. Yeni fikirlere açık ve farklılıkların gücüne inanan bir eğitim kurumu olarak, eğitim verdiğimiz öğrencilerimizin farklılıkları ve yetenekleri bizim her zaman en önem verdiğimiz nokta. Bu nedenle de tercih döneminde danışmanlık desteği alan öğrencilerimizi dinlemeye, anlamaya ve onları en iyi tanımlayacak okulla ya da bölümle eşleştirmeye çalışıyoruz. Özel yeteneği olan ve bu alana eğilmek isteyen öğrencilerimizi doğru şekilde yönlendirmeyi ve bilgilendirmeyi amaçlıyoruz.” diyerek alınan başarının, yapılan doğru tercihlerle “yıldızlı” hale gelebileceğini sözlerine ekledi.
TERCİHLERDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
YKS tercih listesi hazırlanırken öğrencinin öncelikleri, beklentileri ve yetenekleri göz önünde bulundurulmalı. Öğrenciler; sınav sonucundaki sıralamaya uygun üniversiteleri tercih etmeli, üniversite sınav sıralamalarının çok üstünde üniversiteleri listeye yazmamalı ve tercih haklarını verimli kullanmalılar. Başarı sıralamasına göre, %20 pay aralığını gözeterek üniversiteleri listelemeliler. Okumak istenilen bölümün ve üniversitenin özellikleri iyice araştırılmalı, seçmek istenilen bölümün iş ve kariyer olanakları hakkında bilgi sahibi olunmalı, üniversitelerin akademik kadroları araştırılmalı. Bunların yanı sıra üniversitenin ya da tercih edilmek istenen fakültenin bulunduğu konum ve kampüs gibi fiziksel koşulları ile sunduğu burs, staj, Erasmus ve yurt dışı olanakları hakkında araştırma yapılmalı. Üniversitenin çift ana dal ve yan dal olanakları mutlaka öğrenilmeli ve tercih listesinde sıralamanın önemli olduğu bilinmeli, ilk sıralara daha çok istenilen üniversiteler ve bölümler seçilmeli.
LGS tercihlerinde ise; özel okula kayıt yaptıran öğrencilerin, resmi okullara tercih yapamadığı, resmi okullar için tercih yapan öğrencilerin de e-okul'dan öncelikle yerel tercih yapmak zorunda olduğu unutulmamalı. Burada 5 tercihte bulunanlar, ikinci aşama olan resmi okul tercihine geçebiliyor. Merkezi sınavla öğrenci alan fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, özel program ve proje uygulayan eğitim kurumları ile meslekî ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programlarına yerleşmek isteyen öğrenciler; puanlarını değil, yerleşmek istedikleri okulların geçen yılki yüzdelik dilimlerini dikkate almalı ve en çok istedikleri okuldan en az istedikleri okula göre tercih yapmaları gerektiğini bilmeli. Yerel yerleştirmede tercihlerinden ilk 3 okulu kayıt alanından seçmek kaydıyla öğrenciler, en fazla 5 okulu tercih edebileceğini ve merkezî sınavla öğrenci alan okullar için açılacak ekrandan en fazla 10 tercih hakkı olduğunu bilmeli. Tercihler yapılırken Milli Eğitim Bakanlığı tercih robotundan yararlanılmalı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Dershaneler
Sefa Mutlu Özdemir - 5 Yıldız Eğitim Kurumları Genel Koordinatörü
Türkiye’nin yenilikçi ve prestijli yayınevlerinin bilgi, beceri ve tecrübesine sahip öğretmenleri ile kurulan 5 Yıldız Eğitim Kurumları, öğrencilerin tercih döneminde de yanında olmaya devam ediyor. 5 Yıldız Eğitim Kurumları öğrencisi olmayan öğrencilere de şubelerindeki uzman eğitmenlerden danışmanlık desteği alma imkânı sunuyor.
Öğrencilerinin farklı ve güçlü yönlerini keşfederek onlarda sorumluluk, başarı konusunda farkındalık oluşturmayı ve sahip oldukları potansiyeli başarıya dönüştürerek hedefledikleri üniversiteyi-liseyi kazanmalarını sağlamayı amaç edinen 5 Yıldız Eğitim Kurumları, öğrencilerine hem geleneksel hem de yenilikçi kaynaklarla en nitelikli eğitim olanaklarını sunmaya devam ediyor.
Geleneksel anlamda kurs merkezi işletmek ve temsilcilik vermekle sınırlı bir vizyonun ötesine geçmeyi amaçlayan 5 Yıldız Eğitim Kurumları, gerek dünyadaki ve ülkemizdeki akademik değişimleri izleyerek gerekse teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek bu vizyona uygun pozisyonu zamanında almayı hedefliyor. İkinci yılına girerken 17 farklı ilde, 28 şube ile yola devam eden kurum, 240 öğretmen ile 4.100 öğrenciye eğitim imkânı sunuyor. Kaliteli bir eğitimin ancak sağlıklı zihinlerle mümkün olabileceğine inan 5 Yıldız Eğitim Kurumları tüm şubelerinde, birbirinden değerli rehber öğretmenler ile öğrencilerin stres yönetiminde de tercih döneminde de yanında olmayı sürdürüyor.
“Amacımız; veli ve öğrencilerimize doğru bilgiler ile danışmanlık yapmak.”
LGS ve YKS öğrencilerinin, sınav sonrası dönemde de en az sınava hazırlık döneminde olduğu kadar desteğe ihtiyacı olduğunu belirten 5 Yıldız Eğitim Kurumları Genel Koordinatörü Sefa Mutlu Özdemir,“Her sene olduğu gibi bu sene de tercih kılavuzları yayınlanacak ve rehberlik koordinatörümüz tüm şubelerimize bilgilendirme sağlayarak süreci yönetecek. Bu süreçte bütün şubelerimizde bulunan rehberlik birimlerine ve tercih sürecinde aktif rol oynayacak uzmanlarımıza tercih danışmanlığı eğitimi vereceğiz.” dedi.
Eğitimin amacının; veli ve öğrencilere sorunsuz ve doğru bilgiler ile danışmanlık yapmak olduğunun altını çizen Özdemir, “Tercih sürecinde, eğitim kurumlarımızda kayıtlı öğrencimiz olmasa dahi sınava girmiş tüm öğrencilerin hizmetimizden yararlanabilmesini, danışmanlık desteği almasını sağlıyoruz.” dedi.
Tercih döneminde dikkat edilmesi gereken pek çok önemli nokta bulunuyor
YKS ve LGS tercih süreçlerinde herkesin dikkat etmesi gereken önemli noktalar bulunduğunu aktaran Özdemir, “YKS ve LGS tercih süreçlerinde ilgili kurumların yayımladığı kurallarla birlikte öğrencilerin dikkat etmesi gereken pek çok önemli husus bulunuyor. En önemli nokta hiç şüphesiz, öğrencinin öncelikleri ve beklentileri olmalı. Yeni fikirlere açık ve farklılıkların gücüne inanan bir eğitim kurumu olarak, eğitim verdiğimiz öğrencilerimizin farklılıkları ve yetenekleri bizim her zaman en önem verdiğimiz nokta. Bu nedenle de tercih döneminde danışmanlık desteği alan öğrencilerimizi dinlemeye, anlamaya ve onları en iyi tanımlayacak okulla ya da bölümle eşleştirmeye çalışıyoruz. Özel yeteneği olan ve bu alana eğilmek isteyen öğrencilerimizi doğru şekilde yönlendirmeyi ve bilgilendirmeyi amaçlıyoruz.” diyerek alınan başarının, yapılan doğru tercihlerle “yıldızlı” hale gelebileceğini sözlerine ekledi.
TERCİHLERDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
YKS tercih listesi hazırlanırken öğrencinin öncelikleri, beklentileri ve yetenekleri göz önünde bulundurulmalı. Öğrenciler; sınav sonucundaki sıralamaya uygun üniversiteleri tercih etmeli, üniversite sınav sıralamalarının çok üstünde üniversiteleri listeye yazmamalı ve tercih haklarını verimli kullanmalılar. Başarı sıralamasına göre, %20 pay aralığını gözeterek üniversiteleri listelemeliler. Okumak istenilen bölümün ve üniversitenin özellikleri iyice araştırılmalı, seçmek istenilen bölümün iş ve kariyer olanakları hakkında bilgi sahibi olunmalı, üniversitelerin akademik kadroları araştırılmalı. Bunların yanı sıra üniversitenin ya da tercih edilmek istenen fakültenin bulunduğu konum ve kampüs gibi fiziksel koşulları ile sunduğu burs, staj, Erasmus ve yurt dışı olanakları hakkında araştırma yapılmalı. Üniversitenin çift ana dal ve yan dal olanakları mutlaka öğrenilmeli ve tercih listesinde sıralamanın önemli olduğu bilinmeli, ilk sıralara daha çok istenilen üniversiteler ve bölümler seçilmeli.
LGS tercihlerinde ise; özel okula kayıt yaptıran öğrencilerin, resmi okullara tercih yapamadığı, resmi okullar için tercih yapan öğrencilerin de e-okul'dan öncelikle yerel tercih yapmak zorunda olduğu unutulmamalı. Burada 5 tercihte bulunanlar, ikinci aşama olan resmi okul tercihine geçebiliyor. Merkezi sınavla öğrenci alan fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, özel program ve proje uygulayan eğitim kurumları ile meslekî ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programlarına yerleşmek isteyen öğrenciler; puanlarını değil, yerleşmek istedikleri okulların geçen yılki yüzdelik dilimlerini dikkate almalı ve en çok istedikleri okuldan en az istedikleri okula göre tercih yapmaları gerektiğini bilmeli. Yerel yerleştirmede tercihlerinden ilk 3 okulu kayıt alanından seçmek kaydıyla öğrenciler, en fazla 5 okulu tercih edebileceğini ve merkezî sınavla öğrenci alan okullar için açılacak ekrandan en fazla 10 tercih hakkı olduğunu bilmeli. Tercihler yapılırken Milli Eğitim Bakanlığı tercih robotundan yararlanılmalı.
Son Güncelleme: Çarşamba, 05 Temmuz 2023 09:33
Gösterim: 692
Pandemi sürecinin çocuklarda miyop gelişimini artırdığını söyleyen Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Arif Koytak “COVID-19 pandemisi nedeniyle 2020 yılında hem eğitimlerini sürdürmek hem de sosyal faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla bilgisayar, tablet ve telefon ekranlarına maruz kalan çocuklarda miyop oranı arttı. 2020 yılında miyopluk görülme sıklığının önceki yıllara göre 6 yaşındaki çocuklarda 3 kat, 7 yaşındaki çocuklarda 2 kat, 8 yaşındaki çocuklarda 1,4 kat arttığı tespit edildi” dedi.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Koytak, “2020 yılını neredeyse tüm dünya, özellikle çocuklar evde ve kapalı ortamlarda geçirdi. Miyopluk gelişimi açısından risk taşıyan bu yaş grubu, dışarıda, gün ışığında yapılan oyun ve spor gibi aktivitelerden uzak kaldı. Alınan tedbirlerle birlikte ders ve eğlence amaçlı aktiviteler için neredeyse tüm günlerini tablet, bilgisayar ve cep telefonu ekranı karşısında geçirirdiler. Bu zorunlu kısıtlamaların çocuklarda miyopluk gelişimi ve ilerleme hızı üzerinde olumsuz etkisi olacağını tahmin etmek hiç zor olmadı. Bu kaygıların haklı olduğunu çarpıcı olarak kanıtlayan ilk bilimsel araştırma Çin’den geldi” dedi ve araştırma sonuçlarına yönelik şu bilgileri verdi:
“Yaklaşık 125 bin çocuğun son 5 yıldaki göz kırma kusuru ölçümlerine dayanarak yapılan çalışma, Çin’de 2020 yılının ilk altı ayında uygulanan sıkı sokağa çıkma yasağı ve uzaktan öğretim gibi uygulamaların 6-8 yaşları arasındaki çocuklarda miyopluk gelişimini belirgin olarak artırdığını kanıtlamış oldu. Araştırmada 2020 yılında miyopluk görülme sıklığının önceki yıllara göre 6 yaşındaki çocuklarda tam 3 kat, 7 yaşındaki çocuklarda 2 kat, 8 yaşında 1,4 kat arttığı tespit edildi” diye konuştu.
Prof. Dr. Arif Koytak, “Hafif ve orta düzeydeki miyopluğun kişinin yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu söylenemez. Fakat tüm miyopluk olgularının %10’unu oluşturan yüksek miyopluk (6 ve üzeri numaralar) orta yaş sonrası gözlerde ilerleyici hasara ve kalıcı görme kayıplarına neden olabilmektedir. Çin’de 6 ay, yani diğer ülkelere kıyasla kısa süren karantinanın etkisi bu kadar çarpıcı sonuçlar vermişken batıda daha uzun süren ve daha da sürmesi beklenen sokağa çıkma yasağı, uzaktan eğitim gibi uygulamaların göz sağlığı üzerine bu olumsuz etkisinin de dikkate alınması gerekiyor” dedi.
DSÖ: 2050 yılında tüm dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlası miyoplaşacak!
Miyop gelişiminin nedenlerini açıklayan Prof. Dr. Arif Koytak, “Miyopluk özellikle uzak mesafede bulanık görüşe yol açan göz bozukluğudur. Önceleri miyopluğun büyük oranda genetikle ilgili olabileceği düşünülüyordu. Fakat artık tek faktörün genetik olmadığını biliyoruz. Toplumda miyopluk oranının hızlı artışı üzerine eğilen araştırmacılar, bu artışın çocuk ve gençlerin yakın mesafeye odaklanarak yaptıkları işlerin belirgin biçimde artmasından kaynaklanabileceğini ortaya koydu. Yine farklı ülkelerde çok sayıda çocuk üzerinde yapılan uzun süre takipli çalışmalarda oyun ve spor aktiviteleri için dışarıda az zaman geçirmenin miyopluk gelişimi açısından belirgin bir risk faktörü olduğu anlaşıldı; açık hava ve parlak gün ışığında yapılan aktivitelerin miyopluk gelişimi açısından koruyucu etkisi tespit edildi” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Son 25-30 yılda yaşadığımız teknolojik ve toplumsal dönüşüm sonucu çocuk ve gençlerin artık çok daha az gezdiğini, sokakta ve oyun alanlarında daha az zaman geçirdiğini ve daha az spor yaptığını; öte yandan çok daha fazla okuyup yazdığını, bilgisayar, tablet ve akıllı telefon ekranına baktıklarını biliyoruz. 2000 yılında toplumdaki miyop oranı Avrupa ve Amerika’da %25, Çin ve Singapur gibi Uzak Asya ülkelerinde %50 civarındaydı. 2020 yılında bu oran Batı ülkelerinde %33’e, Uzak Doğu ülkelerinde %80 üzerine çıkmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün beklentisi 2050 yılında tüm dünya nüfusunun %50’den fazlasının miyop olacağı şeklinde.”
10 yaş altındaki çocuklarda miyop oluşumu ve artışını önleme tedbirleri
Prof. Dr. Arif Koytak 10 yaş altındaki çocuklarda miyoplaşmanın önüne geçmek için yapılması gerekenleri sıraladı:
* Yakın zaman içinde göz muayenesi olmamış olan tüm çocuk ve gençlerin göz muayenesinden geçerek mevcut kırma kusurlarının düzeltilmesi.
* Sosyal mesafe ve karantina kurallarına uymak şartıyla, her fırsatta özelikle gün ışığında yapılacak oyun, yürüyüş, bisiklet, spor gibi açık hava aktivitelerine ağırlık verilmesi.
* Bilgisayar, tablet ve cep telefonu karşısında geçirilecek zamanın mümkün olduğunca kısıtlanması.
* Ekran karşısında aralıksız durulan zamanın olabildiğince kısaltılması. Her yarım saatlik yakın çalışmanın ardına 5-10 dakikalık göz dinlendirme molasının konulması.
* İçeriği uygun bazı derslerin görüntülü değil, sesli kayıttan sunulması.
* Ekrandan izlenmesi gereken şeylerin mümkünse TV ekranından ve mümkün olduğunca uzaktan izlenmesi.
* Loş ortamlarda çalışmaktan kaçınılması. Okumak, yazmak, resim çizmek gibi yakın mesafeden yapılan uygulamaların mümkün olduğunca aydınlık ortamlarda yapılması.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Dershaneler
Pandemi sürecinin çocuklarda miyop gelişimini artırdığını söyleyen Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Arif Koytak “COVID-19 pandemisi nedeniyle 2020 yılında hem eğitimlerini sürdürmek hem de sosyal faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla bilgisayar, tablet ve telefon ekranlarına maruz kalan çocuklarda miyop oranı arttı. 2020 yılında miyopluk görülme sıklığının önceki yıllara göre 6 yaşındaki çocuklarda 3 kat, 7 yaşındaki çocuklarda 2 kat, 8 yaşındaki çocuklarda 1,4 kat arttığı tespit edildi” dedi.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Koytak, “2020 yılını neredeyse tüm dünya, özellikle çocuklar evde ve kapalı ortamlarda geçirdi. Miyopluk gelişimi açısından risk taşıyan bu yaş grubu, dışarıda, gün ışığında yapılan oyun ve spor gibi aktivitelerden uzak kaldı. Alınan tedbirlerle birlikte ders ve eğlence amaçlı aktiviteler için neredeyse tüm günlerini tablet, bilgisayar ve cep telefonu ekranı karşısında geçirirdiler. Bu zorunlu kısıtlamaların çocuklarda miyopluk gelişimi ve ilerleme hızı üzerinde olumsuz etkisi olacağını tahmin etmek hiç zor olmadı. Bu kaygıların haklı olduğunu çarpıcı olarak kanıtlayan ilk bilimsel araştırma Çin’den geldi” dedi ve araştırma sonuçlarına yönelik şu bilgileri verdi:
“Yaklaşık 125 bin çocuğun son 5 yıldaki göz kırma kusuru ölçümlerine dayanarak yapılan çalışma, Çin’de 2020 yılının ilk altı ayında uygulanan sıkı sokağa çıkma yasağı ve uzaktan öğretim gibi uygulamaların 6-8 yaşları arasındaki çocuklarda miyopluk gelişimini belirgin olarak artırdığını kanıtlamış oldu. Araştırmada 2020 yılında miyopluk görülme sıklığının önceki yıllara göre 6 yaşındaki çocuklarda tam 3 kat, 7 yaşındaki çocuklarda 2 kat, 8 yaşında 1,4 kat arttığı tespit edildi” diye konuştu.
Prof. Dr. Arif Koytak, “Hafif ve orta düzeydeki miyopluğun kişinin yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu söylenemez. Fakat tüm miyopluk olgularının %10’unu oluşturan yüksek miyopluk (6 ve üzeri numaralar) orta yaş sonrası gözlerde ilerleyici hasara ve kalıcı görme kayıplarına neden olabilmektedir. Çin’de 6 ay, yani diğer ülkelere kıyasla kısa süren karantinanın etkisi bu kadar çarpıcı sonuçlar vermişken batıda daha uzun süren ve daha da sürmesi beklenen sokağa çıkma yasağı, uzaktan eğitim gibi uygulamaların göz sağlığı üzerine bu olumsuz etkisinin de dikkate alınması gerekiyor” dedi.
DSÖ: 2050 yılında tüm dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlası miyoplaşacak!
Miyop gelişiminin nedenlerini açıklayan Prof. Dr. Arif Koytak, “Miyopluk özellikle uzak mesafede bulanık görüşe yol açan göz bozukluğudur. Önceleri miyopluğun büyük oranda genetikle ilgili olabileceği düşünülüyordu. Fakat artık tek faktörün genetik olmadığını biliyoruz. Toplumda miyopluk oranının hızlı artışı üzerine eğilen araştırmacılar, bu artışın çocuk ve gençlerin yakın mesafeye odaklanarak yaptıkları işlerin belirgin biçimde artmasından kaynaklanabileceğini ortaya koydu. Yine farklı ülkelerde çok sayıda çocuk üzerinde yapılan uzun süre takipli çalışmalarda oyun ve spor aktiviteleri için dışarıda az zaman geçirmenin miyopluk gelişimi açısından belirgin bir risk faktörü olduğu anlaşıldı; açık hava ve parlak gün ışığında yapılan aktivitelerin miyopluk gelişimi açısından koruyucu etkisi tespit edildi” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Son 25-30 yılda yaşadığımız teknolojik ve toplumsal dönüşüm sonucu çocuk ve gençlerin artık çok daha az gezdiğini, sokakta ve oyun alanlarında daha az zaman geçirdiğini ve daha az spor yaptığını; öte yandan çok daha fazla okuyup yazdığını, bilgisayar, tablet ve akıllı telefon ekranına baktıklarını biliyoruz. 2000 yılında toplumdaki miyop oranı Avrupa ve Amerika’da %25, Çin ve Singapur gibi Uzak Asya ülkelerinde %50 civarındaydı. 2020 yılında bu oran Batı ülkelerinde %33’e, Uzak Doğu ülkelerinde %80 üzerine çıkmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün beklentisi 2050 yılında tüm dünya nüfusunun %50’den fazlasının miyop olacağı şeklinde.”
10 yaş altındaki çocuklarda miyop oluşumu ve artışını önleme tedbirleri
Prof. Dr. Arif Koytak 10 yaş altındaki çocuklarda miyoplaşmanın önüne geçmek için yapılması gerekenleri sıraladı:
* Yakın zaman içinde göz muayenesi olmamış olan tüm çocuk ve gençlerin göz muayenesinden geçerek mevcut kırma kusurlarının düzeltilmesi.
* Sosyal mesafe ve karantina kurallarına uymak şartıyla, her fırsatta özelikle gün ışığında yapılacak oyun, yürüyüş, bisiklet, spor gibi açık hava aktivitelerine ağırlık verilmesi.
* Bilgisayar, tablet ve cep telefonu karşısında geçirilecek zamanın mümkün olduğunca kısıtlanması.
* Ekran karşısında aralıksız durulan zamanın olabildiğince kısaltılması. Her yarım saatlik yakın çalışmanın ardına 5-10 dakikalık göz dinlendirme molasının konulması.
* İçeriği uygun bazı derslerin görüntülü değil, sesli kayıttan sunulması.
* Ekrandan izlenmesi gereken şeylerin mümkünse TV ekranından ve mümkün olduğunca uzaktan izlenmesi.
* Loş ortamlarda çalışmaktan kaçınılması. Okumak, yazmak, resim çizmek gibi yakın mesafeden yapılan uygulamaların mümkün olduğunca aydınlık ortamlarda yapılması.
Son Güncelleme: Salı, 26 Ocak 2021 11:20
Gösterim: 1388
Ömür Yılmaz - Sekiz Oniki Kurs Genel Müdürü: “Sekiz Oniki Kurs olarak ilk yılımızda açtığımız 35 şube ile sektöre güzel bir giriş yaptık. Sekiz Oniki olarak aldığımız “Yılın En İyi Çıkış Yapan Eğitim Markası” ödülünü almış olmak bize daha çok sorumluluk yükledi. Eğitimde çıkış yapmak kadar bu çıkışta içerikleri de geliştirmek gerekiyor. Burada sayısal bir büyüme kadar doğru kurucularla büyümek de dikkat ettiğimiz bir diğer konu. Bölgelerde markamızı temsil eden kurucularımızla, kurs sektörüne yön veren, daha güçlü bir marka olmayı hedefliyoruz.”
Sekiz Oniki Kurs açısından 2022 yılını değerlendirebilir misiniz?
Sekiz Oniki Kurs olarak ilk yılımızda başarılı çalışmalar ve içerikler ile eğitim sektörüne hızlı bir giriş yaptık. Kurumsal bir marka olarak ilk çıkış yılımız olmasına rağmen Türkiye genelinde 2022 yılında toplam 35 şubeyle “Yılın En İyi Çıkış Yapan Eğitim Markası” ödülünü aldık. Hibrit Eğitim Platformumuz ile tüm Türkiye’de ayrıcalıklı ve nitelikli bir şekilde eğitim faaliyetlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Sekiz Oniki markası olarak ilk yılımızda kurumlarımızda hem YKS hem LGS hazırlıkta Türkiye dereceleri çıkaran öğrencileri yetiştirmiş olmak bize eğitim planlarımızda doğru yolda ilerlediğimizi gösterdi. Yeni yılda, yeni projelerimizle eğitim içeriklerimizi zenginleştirirken daha çok sayıda şube ile daha çok öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz.
2023 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Öncelikle alışkanlıkların, beklentilerin, ihtiyaçların değiştiği bir dönemde bizde 2023 yılında bu taleplere karşılık vermek için gerekli çalışmaları ve yatırımları yapmaya devam edeceğiz. Öğrencilerimizin ve öğrenci velilerinin beklentilerini anlayıp, eğitimde kişiye özel çözümler sunan Sekiz Oniki markası ile şubelerimize dijital eğitim altyapısı, kaynak ve rehberlik gibi önemli konu başlıkları altında destek vermeye devam edeceğiz. Türkiye’ nin her yerinde kurs alanında önemli bir aktör olmak için yenilikçi ve proje geliştiren bir marka olmak adına çalışmalara hız kesmeden devam edeceğiz. Bir kurs markası olarak hedefimiz daha çok öğrenciye ulaşıp, daha çok sınav başarısı elde etmek.
ÇÖZÜM VE İLETİŞİM ODAKLI ÇALIŞIYORUZ
Franchise modelinizin temel unsurları nelerdir? Markanızın bu konuda politikası hakkında bilgi verebilir misiniz?
Franchise vermek sadece isim vermek değildir. Günümüz markalarında şubelerin en büyük problemi genel merkez desteği alamamak. Biz genel merkez ekibi olarak çözüm ve iletişim odaklı çalışıyoruz. Her an ulaşılabilir olmak markamız için önemli bir değer. Şubelerimize her zaman rehberlik eden, destek veren olmak bizim için önemli. Gelişime, değişime, dönüşüme önem veriyoruz ve bu nedenle karşılıklı iletişim bizi daha da güçlü kılıyor. Kendini yenileyen, AR-GE çalışmaları ile içeriklerini güncelleyen bir genel merkez politikası her zaman önceliğimiz olacaktır. Kurumlarımızı güçlendirmek için hizmet içi eğitimlerimizi her şubeye özel olarak planlıyoruz. Öğrenci koçluğu, hızlı okuma ve anlama, rehberlik eğitimleri de dahil olmak üzere birçok eğitimle şubelerimizi daha güçlü kılıyoruz.
Franchise yatırımcılarınıza sunduğunuz avantajlar ve uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sekiz Oniki Kurs, Türkiye’nin hibrit eğitim platformu olan ilk kurs markasıdır. Kurslarımızda İşletme Yönetimi, Marka Yönetimi ve Eğitim Yönetimi hizmetleri gibi bir kursta ihtiyaç duyulacak tüm başlıklarda verdiğimiz danışmanlık, rehberlik ve denetim destekleri sunmaktayız.
Sekiz Oniki Kursa ait Sekiz Oniki Dijital içerikler, soru çözüm videoları, detaylı sınav analizleri ve kurumlarımızı yakından dijital alt yapıyla takip edebiliyoruz. Takip sonucundada öğrenci ve kurum başarısını yükseltmek adına çalışmalar yapıyoruz. Hizmet içi eğitimlerimizde kurumlarımızda bulunan idari kadro ve öğretmenlerimizle buluşuyoruz. Hızlı okuma ve anlama, eğitim koçluğu, ölçme değerlendirme, rapor okuma gibi konularda eğitimler düzenliyor ve uygulama noktasında da takipçisi oluyoruz.
Yaptığımız kurumsal reklam ve tanıtım çalışmaları ile şubelerin bölgede iş yüklerini azaltıyoruz. Ajansımız haftalık olarak yaptığı çalışmalar ve içerikler ile şubelerin sosyal medya yönetim süreçlerine de destek oluyor. Yaptığımız tüm çalışmaların Türkiye genelinde uygulanabilir olmasını önemsiyoruz. Yerelde olan özellikleri de tabii ki yok sayamayız. Bu noktada da her zaman şubelerimize destek oluyoruz. Sekiz Oniki Kurs’ta öğrencilerimiz, Türkiye geneli değerlendirmeye alınan 40 denemeyle tüm sınavlarını gerçek sınav gibi uygulama imkanı buluyor.
Franchise sisteminiz içinde yer alan ve yer alacak yatırımcılardan beklentileriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Markamızın büyümesi ve gelişmesi için güçlü kurucular ve şubeler ile birliktelik sağlamak çok önemsediğimiz bir konu. Bir marka şubeleri ve kurucuları kadar güçlüdür. Kurucularımızın kendi bölgelerine hakim, kurs süreçlerini iyi bilen, yeniliğe açık ve iyi bir binaya sahip olmalarını istiyoruz.
DOĞRU MARKA, DOĞRU KURUCU ve DOĞRU LOKASYONUN BULUŞMASI ÇOK ÖNEMLİ
Size göre franchise uygulamalarının eğitimde markalaşmaya etkileri nelerdir?
Franchise bir kurum her zaman sürece birkaç adım önde başlar. Her kurumun yapması gereken; ders programı, yayın içerikleri, denemeler, reklam tanıtım çalışmaları gibi uygulamalar genel merkez tarafından hazır olarak geldiği için şubeler bu alanlarla ilgilenmek yerine kayda ve eğitime ağırlık verebiliyor. Eğitimde franchise uygulamaları bir markanın büyümesi için yardımcı olabildiği gibi, doğru bir tercih olmazsa çok ciddi zararlar da verebilir. Genel merkezin her zaman destekçi, rehberlik eden, vizyoner bir yönetime sahip olması gerekmektedir. Burada doğru marka, doğru kurucu ve doğru lokasyonun buluşması çok önemlidir. Ülkemizde franchise olarak en çok karşılaştığımız problem bu sanırım.
Bizler Sekiz Oniki markası olarak franchise vereceğimiz kurum ve kurucular ile karşılıklı mutabakata vardıktan sonra, en iyi kaynaklar ve dijital içerikler ile kurumlarımızı bir araya getiriyoruz. Bir sonraki adımda eğitmen eğitimleri, yenilikçi ölçme değerlendirme sistemleri, reklam çalışmaları gibi operasyonel faaliyetlerde ismimizi verdiğimiz şubelerimize destek olmaya devam ediyoruz. Bu sayede markalarımız da bütün konsantrasyonlarını ve enerjilerini uzmanı oldukları eğitim alanına yoğunlaştırabiliyor. Bu sayede her şubemizde aynı yüksek kalitede ve standartta eğitim ile öğrencilerimizi buluşturabiliyoruz.Bu kadar kısa sürede bu kadar yoğun bir şekilde tercih edilmemizin nedeni bu franchise kültürüne sahip olmamızdan kaynaklanıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Dershaneler
Ömür Yılmaz - Sekiz Oniki Kurs Genel Müdürü: “Sekiz Oniki Kurs olarak ilk yılımızda açtığımız 35 şube ile sektöre güzel bir giriş yaptık. Sekiz Oniki olarak aldığımız “Yılın En İyi Çıkış Yapan Eğitim Markası” ödülünü almış olmak bize daha çok sorumluluk yükledi. Eğitimde çıkış yapmak kadar bu çıkışta içerikleri de geliştirmek gerekiyor. Burada sayısal bir büyüme kadar doğru kurucularla büyümek de dikkat ettiğimiz bir diğer konu. Bölgelerde markamızı temsil eden kurucularımızla, kurs sektörüne yön veren, daha güçlü bir marka olmayı hedefliyoruz.”
Sekiz Oniki Kurs açısından 2022 yılını değerlendirebilir misiniz?
Sekiz Oniki Kurs olarak ilk yılımızda başarılı çalışmalar ve içerikler ile eğitim sektörüne hızlı bir giriş yaptık. Kurumsal bir marka olarak ilk çıkış yılımız olmasına rağmen Türkiye genelinde 2022 yılında toplam 35 şubeyle “Yılın En İyi Çıkış Yapan Eğitim Markası” ödülünü aldık. Hibrit Eğitim Platformumuz ile tüm Türkiye’de ayrıcalıklı ve nitelikli bir şekilde eğitim faaliyetlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Sekiz Oniki markası olarak ilk yılımızda kurumlarımızda hem YKS hem LGS hazırlıkta Türkiye dereceleri çıkaran öğrencileri yetiştirmiş olmak bize eğitim planlarımızda doğru yolda ilerlediğimizi gösterdi. Yeni yılda, yeni projelerimizle eğitim içeriklerimizi zenginleştirirken daha çok sayıda şube ile daha çok öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz.
2023 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Öncelikle alışkanlıkların, beklentilerin, ihtiyaçların değiştiği bir dönemde bizde 2023 yılında bu taleplere karşılık vermek için gerekli çalışmaları ve yatırımları yapmaya devam edeceğiz. Öğrencilerimizin ve öğrenci velilerinin beklentilerini anlayıp, eğitimde kişiye özel çözümler sunan Sekiz Oniki markası ile şubelerimize dijital eğitim altyapısı, kaynak ve rehberlik gibi önemli konu başlıkları altında destek vermeye devam edeceğiz. Türkiye’ nin her yerinde kurs alanında önemli bir aktör olmak için yenilikçi ve proje geliştiren bir marka olmak adına çalışmalara hız kesmeden devam edeceğiz. Bir kurs markası olarak hedefimiz daha çok öğrenciye ulaşıp, daha çok sınav başarısı elde etmek.
ÇÖZÜM VE İLETİŞİM ODAKLI ÇALIŞIYORUZ
Franchise modelinizin temel unsurları nelerdir? Markanızın bu konuda politikası hakkında bilgi verebilir misiniz?
Franchise vermek sadece isim vermek değildir. Günümüz markalarında şubelerin en büyük problemi genel merkez desteği alamamak. Biz genel merkez ekibi olarak çözüm ve iletişim odaklı çalışıyoruz. Her an ulaşılabilir olmak markamız için önemli bir değer. Şubelerimize her zaman rehberlik eden, destek veren olmak bizim için önemli. Gelişime, değişime, dönüşüme önem veriyoruz ve bu nedenle karşılıklı iletişim bizi daha da güçlü kılıyor. Kendini yenileyen, AR-GE çalışmaları ile içeriklerini güncelleyen bir genel merkez politikası her zaman önceliğimiz olacaktır. Kurumlarımızı güçlendirmek için hizmet içi eğitimlerimizi her şubeye özel olarak planlıyoruz. Öğrenci koçluğu, hızlı okuma ve anlama, rehberlik eğitimleri de dahil olmak üzere birçok eğitimle şubelerimizi daha güçlü kılıyoruz.
Franchise yatırımcılarınıza sunduğunuz avantajlar ve uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sekiz Oniki Kurs, Türkiye’nin hibrit eğitim platformu olan ilk kurs markasıdır. Kurslarımızda İşletme Yönetimi, Marka Yönetimi ve Eğitim Yönetimi hizmetleri gibi bir kursta ihtiyaç duyulacak tüm başlıklarda verdiğimiz danışmanlık, rehberlik ve denetim destekleri sunmaktayız.
Sekiz Oniki Kursa ait Sekiz Oniki Dijital içerikler, soru çözüm videoları, detaylı sınav analizleri ve kurumlarımızı yakından dijital alt yapıyla takip edebiliyoruz. Takip sonucundada öğrenci ve kurum başarısını yükseltmek adına çalışmalar yapıyoruz. Hizmet içi eğitimlerimizde kurumlarımızda bulunan idari kadro ve öğretmenlerimizle buluşuyoruz. Hızlı okuma ve anlama, eğitim koçluğu, ölçme değerlendirme, rapor okuma gibi konularda eğitimler düzenliyor ve uygulama noktasında da takipçisi oluyoruz.
Yaptığımız kurumsal reklam ve tanıtım çalışmaları ile şubelerin bölgede iş yüklerini azaltıyoruz. Ajansımız haftalık olarak yaptığı çalışmalar ve içerikler ile şubelerin sosyal medya yönetim süreçlerine de destek oluyor. Yaptığımız tüm çalışmaların Türkiye genelinde uygulanabilir olmasını önemsiyoruz. Yerelde olan özellikleri de tabii ki yok sayamayız. Bu noktada da her zaman şubelerimize destek oluyoruz. Sekiz Oniki Kurs’ta öğrencilerimiz, Türkiye geneli değerlendirmeye alınan 40 denemeyle tüm sınavlarını gerçek sınav gibi uygulama imkanı buluyor.
Franchise sisteminiz içinde yer alan ve yer alacak yatırımcılardan beklentileriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Markamızın büyümesi ve gelişmesi için güçlü kurucular ve şubeler ile birliktelik sağlamak çok önemsediğimiz bir konu. Bir marka şubeleri ve kurucuları kadar güçlüdür. Kurucularımızın kendi bölgelerine hakim, kurs süreçlerini iyi bilen, yeniliğe açık ve iyi bir binaya sahip olmalarını istiyoruz.
DOĞRU MARKA, DOĞRU KURUCU ve DOĞRU LOKASYONUN BULUŞMASI ÇOK ÖNEMLİ
Size göre franchise uygulamalarının eğitimde markalaşmaya etkileri nelerdir?
Franchise bir kurum her zaman sürece birkaç adım önde başlar. Her kurumun yapması gereken; ders programı, yayın içerikleri, denemeler, reklam tanıtım çalışmaları gibi uygulamalar genel merkez tarafından hazır olarak geldiği için şubeler bu alanlarla ilgilenmek yerine kayda ve eğitime ağırlık verebiliyor. Eğitimde franchise uygulamaları bir markanın büyümesi için yardımcı olabildiği gibi, doğru bir tercih olmazsa çok ciddi zararlar da verebilir. Genel merkezin her zaman destekçi, rehberlik eden, vizyoner bir yönetime sahip olması gerekmektedir. Burada doğru marka, doğru kurucu ve doğru lokasyonun buluşması çok önemlidir. Ülkemizde franchise olarak en çok karşılaştığımız problem bu sanırım.
Bizler Sekiz Oniki markası olarak franchise vereceğimiz kurum ve kurucular ile karşılıklı mutabakata vardıktan sonra, en iyi kaynaklar ve dijital içerikler ile kurumlarımızı bir araya getiriyoruz. Bir sonraki adımda eğitmen eğitimleri, yenilikçi ölçme değerlendirme sistemleri, reklam çalışmaları gibi operasyonel faaliyetlerde ismimizi verdiğimiz şubelerimize destek olmaya devam ediyoruz. Bu sayede markalarımız da bütün konsantrasyonlarını ve enerjilerini uzmanı oldukları eğitim alanına yoğunlaştırabiliyor. Bu sayede her şubemizde aynı yüksek kalitede ve standartta eğitim ile öğrencilerimizi buluşturabiliyoruz.Bu kadar kısa sürede bu kadar yoğun bir şekilde tercih edilmemizin nedeni bu franchise kültürüne sahip olmamızdan kaynaklanıyor.
Son Güncelleme: Salı, 31 Ocak 2023 11:48
Gösterim: 648
FMV Işık Okulları öğrencileri, başarılarına bir yenisini daha ekledi.
FMV Işık Ortaokulu’nu gururlandıran sonuç Rusya’nın yaptığı Uluslararası Matematik Olimpiyatları URFODU’dan geldi. Farklı ülkelerden 1.507 okul ve 65.006 öğrencinin katıldığı matematik olimpiyatında 5. sınıf öğrencisi Zeynep Aygün, 7. sınıf öğrencileri Duru Yılmaz ve Beren Tur dünya birincisi olarak altın madalya ile ödüllendirildi.
URFODU Uluslararası Bilim Temelleri Bilgi Yarışması 9.12.29019 ve 10.05.2020 tarihlerinde iki farklı oturumda Rusya Ekaterinburg merkezli olarak online ortamda gerçekleştirildi. 6 ülkeden gelen 1507 okul ve 65.006 öğrencinin katıldığı olimpiyatlarda ikincilik ödülüne Uras Sarıca, Çalış Çetin Can, Ceren Dide Kellekci, Eylül Tunç ve Dila Göksu Danyal, üçüncülük ödülüne ise Kerem Evcilerli, Can Akbal, Ceren Duyak, Metehan Yaman Şeremet, Zeynep Eşkinat, Mehveş Hatemi ve Barış Uluğ sahip oldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Dershaneler
FMV Işık Okulları öğrencileri, başarılarına bir yenisini daha ekledi.
FMV Işık Ortaokulu’nu gururlandıran sonuç Rusya’nın yaptığı Uluslararası Matematik Olimpiyatları URFODU’dan geldi. Farklı ülkelerden 1.507 okul ve 65.006 öğrencinin katıldığı matematik olimpiyatında 5. sınıf öğrencisi Zeynep Aygün, 7. sınıf öğrencileri Duru Yılmaz ve Beren Tur dünya birincisi olarak altın madalya ile ödüllendirildi.
URFODU Uluslararası Bilim Temelleri Bilgi Yarışması 9.12.29019 ve 10.05.2020 tarihlerinde iki farklı oturumda Rusya Ekaterinburg merkezli olarak online ortamda gerçekleştirildi. 6 ülkeden gelen 1507 okul ve 65.006 öğrencinin katıldığı olimpiyatlarda ikincilik ödülüne Uras Sarıca, Çalış Çetin Can, Ceren Dide Kellekci, Eylül Tunç ve Dila Göksu Danyal, üçüncülük ödülüne ise Kerem Evcilerli, Can Akbal, Ceren Duyak, Metehan Yaman Şeremet, Zeynep Eşkinat, Mehveş Hatemi ve Barış Uluğ sahip oldu.
Son Güncelleme: Perşembe, 03 Eylül 2020 11:41
Gösterim: 1977