Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, 12 yıllık zorunlu eğitime yönelik uygulamalara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı için 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 66 ayını tamamlayan tüm çocukların okul kayıt işlemlerinin e-okul sistemi üzerinden merkezden yapılacağını belirtti.
Kocabıyık, ilköğretime başlama yaşının 66 ay olduğunu belirterek, velilerin 60-66 aylık çocuklarını ilkokula başlatmak istemeleri durumunda Haziran ayındaki kayıt döneminde okullara dilekçe verebileceklerini bildirdi.
Kayıtların, öğretmenlerden oluşan heyetin onayıyla gerçekleştirileceğini ifade eden Kocabıyık, ''60-66 ay dönemindeki çocukların dilekçeyle ilkokula başlamalarının ardından uyum sağlayamamaları durumunda veli istediği zaman çocuğunu çekip okul öncesi eğitime kaydettirebilecek'' dedi.
Kocabıyık, ''İlkokul birinci sınıf akademik başarı odaklı bir dönem olmaktan çıkıp daha çok çocuğun oyunla öğrendiği, okula uyumunun geliştirildiği, sosyalleştiği, müzikle, resimle, oyun oynayarak öğrendiği bir dönem haline getirilecek'' diye konuştu.
Kapıtılan okullar değerlendirilecek
Kocabıyık, zorunlu eğitimi kademeli olarak arttıran sistemin uygulanmaya başlamasıyla okul binası ihtiyacı doğacağını belirterek, ''Kapattığımız okulların tespiti ve değerlendirmelerini illerden istedik. Yeniden açılacak durumdaysa imkanlar ölçüsünde yeniden o okulları elden geçirip açacağız'' dedi.
Daha önce 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin, yatılı ilköğretim bölge okulunda (YİBO) eğitim gördüğünü, 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıfların ise gündüzlü eğitim aldığını hatırlatan Kocabıyık, ''Yeni düzenlemeyle 5, 6, 7 ve 8. sınıfları yatılı okullara alabileceğiz. İsterlerse yatılı kalarak öğretime devam edebilecekler. 1, 2, 3 ve 4. sınıflar ise gündüzlü eğitim görecek'' dedi.
İmam hatip ortaokullarına kayıtlar
İmam hatip ortaokulları kayıtlarına ilişkin de bilgi veren Kocabıyık, ilk dört yılı bitiren öğrencinin, e-okul sisteminden ikinci dörtteki döneme kayıt olacağını söyledi.Kocabıyık, ''Hem çocuk hem ailesi imam hatip ortaokulunu tercih ederse istediği imam hatip ortaokuluna başvurduğunda kayıt taşıyacak, kaydını oraya alacak'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, 12 yıllık zorunlu eğitime yönelik uygulamalara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı için 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 66 ayını tamamlayan tüm çocukların okul kayıt işlemlerinin e-okul sistemi üzerinden merkezden yapılacağını belirtti.
Kocabıyık, ilköğretime başlama yaşının 66 ay olduğunu belirterek, velilerin 60-66 aylık çocuklarını ilkokula başlatmak istemeleri durumunda Haziran ayındaki kayıt döneminde okullara dilekçe verebileceklerini bildirdi.
Kayıtların, öğretmenlerden oluşan heyetin onayıyla gerçekleştirileceğini ifade eden Kocabıyık, ''60-66 ay dönemindeki çocukların dilekçeyle ilkokula başlamalarının ardından uyum sağlayamamaları durumunda veli istediği zaman çocuğunu çekip okul öncesi eğitime kaydettirebilecek'' dedi.
Kocabıyık, ''İlkokul birinci sınıf akademik başarı odaklı bir dönem olmaktan çıkıp daha çok çocuğun oyunla öğrendiği, okula uyumunun geliştirildiği, sosyalleştiği, müzikle, resimle, oyun oynayarak öğrendiği bir dönem haline getirilecek'' diye konuştu.
Kapıtılan okullar değerlendirilecek
Kocabıyık, zorunlu eğitimi kademeli olarak arttıran sistemin uygulanmaya başlamasıyla okul binası ihtiyacı doğacağını belirterek, ''Kapattığımız okulların tespiti ve değerlendirmelerini illerden istedik. Yeniden açılacak durumdaysa imkanlar ölçüsünde yeniden o okulları elden geçirip açacağız'' dedi.
Daha önce 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin, yatılı ilköğretim bölge okulunda (YİBO) eğitim gördüğünü, 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıfların ise gündüzlü eğitim aldığını hatırlatan Kocabıyık, ''Yeni düzenlemeyle 5, 6, 7 ve 8. sınıfları yatılı okullara alabileceğiz. İsterlerse yatılı kalarak öğretime devam edebilecekler. 1, 2, 3 ve 4. sınıflar ise gündüzlü eğitim görecek'' dedi.
İmam hatip ortaokullarına kayıtlar
İmam hatip ortaokulları kayıtlarına ilişkin de bilgi veren Kocabıyık, ilk dört yılı bitiren öğrencinin, e-okul sisteminden ikinci dörtteki döneme kayıt olacağını söyledi.Kocabıyık, ''Hem çocuk hem ailesi imam hatip ortaokulunu tercih ederse istediği imam hatip ortaokuluna başvurduğunda kayıt taşıyacak, kaydını oraya alacak'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 May 2012 12:05
Gösterim: 3000
İl ve ilçelerde örgütlü bir Aile ve Çocuk Bakanlığı kurulması planlanıyor. Çocuğa yönelik suçların cezalarında ağırlaştırıcı düzenlemeler yapılacak. Evinden kaçan çocuklar için özel koruma merkezleri oluşturulacak.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, çocuğa karşı işlenen suçlara getirilecek cezalardan, ülke çapında “çocuk koruma” sisteminin geliştirilmesine kadar çok sayıda yeni düzenleme yapılmasına olanak sağlayacak “Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi”, Çocuk Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu’nun imzasına açıldı. Belgeye göre, önümüzdeki 4 yıllık süreçte çocuk hakları ile ilgili mevzuatta köklü değişiklikler yapılacak. Aile ve çocuk hizmetlerinin Türkiye genelinde koordinasyonunun sürdürülebilmesi amacıyla il ve ilçelerde örgütlü ve icracı yapıda Aile ve Çocuk Bakanlığı kurulacak.
Belgeye göre çocuk hakları alanında 2016’ya kadar hayata geçirilecek faaliyetler özetle şöyle:
- Anayasa ve yasalarda çocuğa ilişkin hükümler ayrı birer madde halinde düzenlenecek. Mevzuattan çocuk haklarının uygulanmasına engel teşkil edecek hükümler çıkarılacak. Her türlü çocuk istismarının tespiti ve caydırıcı önlemlerin geliştirilmesi için yasal düzenlemeler yapılacak. Çocuğa yönelik suçların cezalarını ağırlaştırıcı düzenlemeler yapılacak.
- Suça sürüklenen çocuklara ceza hukuku yaklaşımı dışında bakabilen yeni bir özgün çocuk hukuku yaklaşımı geliştirilecek.
- Üniversitelerde Çocuk Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezleri açılacak ve enstitüler kurulacak.
- Eğitim kurumlarında engelli çocukların eğitim imkânlarından yararlanmalarını kolaylaştırmak için tüm okullarda “çocuk dostu” mimari düzenlemeler yapılacak. Eğitimde fiziki, sözel ve duygusal her türlü şiddetin önlenmesi için yeni bir model oluşturulacak.
- “Çocuk sağlığı standartları” belirlenecek. Bütün çocuklara, bu standartlara uygun şekilde, öncelikle aileleri, ailelerin yetersizliği halinde ise, ilgili kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenli ve sürekli hizmet sunulacak.
- Evlerinden kaçan çocuklar için “özel koruma merkezleri” açılacak. Aileye dönüşü sağlanan çocuklar ise izlenecek ve desteklenecek.
- Ülke ölçekli etkin bir “Çocuk Koruma Sistemi” yapılandırılacak.
- Aile ve çocuk hizmetlerinin Türkiye genelinde koordinasyonun sürdürülebilmesi amacıyla il ve ilçelerde örgütlü ve icracı yapıda Aile ve Çocuk Bakanlığı kurulacak. Strateji Belgesi’nin uygulanma ve koordinasyon görevi de kurulması öngörülen bu bakanlığa ait olacak.
- Çocuk haklarının uluslararası alanda savunulması ve çocuk acil yardımlarını gerçekleştirmek amacıyla “Türkiye Çocuk Fonu” oluşturulacak. Hükümet, fon için kaynak ayıracak.
Medyaya ‘çocuk ayarı’
- Medya ile ilgili yasal düzenlemeler ve uygulamalar çocuk hakları temelinde yeniden düzenlenecek. İhlallere yönelik etkin ve ağırlaştırılmış yaptırımlar uygulanacak.
‘Alo Çocuk Hakları’
- Çocuk hakları uygulamaları ve ihlalleri ile ilgili izleme ve değerlendirme yapacak bir “Türkiye Çocuk Konseyi”, Kamu Denetçiliği Kurumu içinde Çocuk Ombudsmanlığı kurulacak.
- Eğitim ve araştırma odaklı “Alo Türkiye Çocuk Hakları” modeli hazırlanacak.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İl ve ilçelerde örgütlü bir Aile ve Çocuk Bakanlığı kurulması planlanıyor. Çocuğa yönelik suçların cezalarında ağırlaştırıcı düzenlemeler yapılacak. Evinden kaçan çocuklar için özel koruma merkezleri oluşturulacak.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, çocuğa karşı işlenen suçlara getirilecek cezalardan, ülke çapında “çocuk koruma” sisteminin geliştirilmesine kadar çok sayıda yeni düzenleme yapılmasına olanak sağlayacak “Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi”, Çocuk Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu’nun imzasına açıldı. Belgeye göre, önümüzdeki 4 yıllık süreçte çocuk hakları ile ilgili mevzuatta köklü değişiklikler yapılacak. Aile ve çocuk hizmetlerinin Türkiye genelinde koordinasyonunun sürdürülebilmesi amacıyla il ve ilçelerde örgütlü ve icracı yapıda Aile ve Çocuk Bakanlığı kurulacak.
Belgeye göre çocuk hakları alanında 2016’ya kadar hayata geçirilecek faaliyetler özetle şöyle:
- Anayasa ve yasalarda çocuğa ilişkin hükümler ayrı birer madde halinde düzenlenecek. Mevzuattan çocuk haklarının uygulanmasına engel teşkil edecek hükümler çıkarılacak. Her türlü çocuk istismarının tespiti ve caydırıcı önlemlerin geliştirilmesi için yasal düzenlemeler yapılacak. Çocuğa yönelik suçların cezalarını ağırlaştırıcı düzenlemeler yapılacak.
- Suça sürüklenen çocuklara ceza hukuku yaklaşımı dışında bakabilen yeni bir özgün çocuk hukuku yaklaşımı geliştirilecek.
- Üniversitelerde Çocuk Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezleri açılacak ve enstitüler kurulacak.
- Eğitim kurumlarında engelli çocukların eğitim imkânlarından yararlanmalarını kolaylaştırmak için tüm okullarda “çocuk dostu” mimari düzenlemeler yapılacak. Eğitimde fiziki, sözel ve duygusal her türlü şiddetin önlenmesi için yeni bir model oluşturulacak.
- “Çocuk sağlığı standartları” belirlenecek. Bütün çocuklara, bu standartlara uygun şekilde, öncelikle aileleri, ailelerin yetersizliği halinde ise, ilgili kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenli ve sürekli hizmet sunulacak.
- Evlerinden kaçan çocuklar için “özel koruma merkezleri” açılacak. Aileye dönüşü sağlanan çocuklar ise izlenecek ve desteklenecek.
- Ülke ölçekli etkin bir “Çocuk Koruma Sistemi” yapılandırılacak.
- Aile ve çocuk hizmetlerinin Türkiye genelinde koordinasyonun sürdürülebilmesi amacıyla il ve ilçelerde örgütlü ve icracı yapıda Aile ve Çocuk Bakanlığı kurulacak. Strateji Belgesi’nin uygulanma ve koordinasyon görevi de kurulması öngörülen bu bakanlığa ait olacak.
- Çocuk haklarının uluslararası alanda savunulması ve çocuk acil yardımlarını gerçekleştirmek amacıyla “Türkiye Çocuk Fonu” oluşturulacak. Hükümet, fon için kaynak ayıracak.
Medyaya ‘çocuk ayarı’
- Medya ile ilgili yasal düzenlemeler ve uygulamalar çocuk hakları temelinde yeniden düzenlenecek. İhlallere yönelik etkin ve ağırlaştırılmış yaptırımlar uygulanacak.
‘Alo Çocuk Hakları’
- Çocuk hakları uygulamaları ve ihlalleri ile ilgili izleme ve değerlendirme yapacak bir “Türkiye Çocuk Konseyi”, Kamu Denetçiliği Kurumu içinde Çocuk Ombudsmanlığı kurulacak.
- Eğitim ve araştırma odaklı “Alo Türkiye Çocuk Hakları” modeli hazırlanacak.
(milliyet)
Son Güncelleme: Perşembe, 10 May 2012 11:29
Gösterim: 1853
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 19 Mayıs’ta 19 Mayıs kutlamaları için Samsun’da miting düzenleyeceklerini belirtti.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantı sonrasında herhangi bir açıklama yapılmazken, MYK'da Türkiye gündemindeki konular ve başta Suriye olmak üzere dünyadaki gelişmelerin değerlendirildiği öğrenildi. MYK toplantısında il kongreleri ile örgütsel çalışmalar da ele alındı.
Bu arada, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun 19 Mayıs Cumartesi günü Samsun'a giderek 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla düzenlenecek törenlere katılacağı bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 19 Mayıs’ta 19 Mayıs kutlamaları için Samsun’da miting düzenleyeceklerini belirtti.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantı sonrasında herhangi bir açıklama yapılmazken, MYK'da Türkiye gündemindeki konular ve başta Suriye olmak üzere dünyadaki gelişmelerin değerlendirildiği öğrenildi. MYK toplantısında il kongreleri ile örgütsel çalışmalar da ele alındı.
Bu arada, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun 19 Mayıs Cumartesi günü Samsun'a giderek 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla düzenlenecek törenlere katılacağı bildirildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 May 2012 10:59
Gösterim: 2506
TRT Anadolu, Diyanet'e tahsis edildi. 7 gün yayın yapacak kanalda çizgi filmlerle dini bilgiler verilecek. Çocukların severek izlediği Pepe de bunlar arasında.
Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozok'un haberine göre, TRT 3 üzerinden yayımlanan Meclis TV yayınlarını haftada 3 gün 5’er saatle sınırlayan TRT , TRT Anadolu ’yu Diyanet’e tahsis etti. 17 Temmuz’da yayına başlayacak Diyanet TV, günde 12, haftada 84 saat tamamen dini yayın yapacak. Geri kalan 12 saatte ise Yerel Televizyonlar Birliği’nin belirleyeceği, ancak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınlarına aykırı olmayan programlara yer verilecek. Diyanet TV ’de naklen cuma namazı, gurbette dini yaşam, dini soruları yanıtlama gibi programların yanı sıra çizgi filmlere de yer verilecek. Bu kapsamda oluşturulacak çizgi film karakteri çocuklara aptes almayı, namaz kılmayı öğretecek.
TRT ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında önceki gün imzalanan protokolle çalışmaları başlatılan Diyanet TV 17 Temmuz’dan itibaren yayına başlayacak. Yayın dönemi öncesinde kanalın logosu ve program içeriği bir toplantıyla kamuoyuna açıklanacak. İlk etapta 12 saat yayın yapacak kanal başarılı olursa yayın süresi 24 saate çıkacak.
Protokolün imza töreninde kanalın yayın politikasına ilişkin bilgiler veren TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT ’nin ünlü çocuk çizgi filmi Pepe benzeri bir karakterin de Diyanet TV için oluşturulacağını belirterek şunları söyledi: “Belki Yusuf veya Yusufçuk gibi bir karakter öne çıkacak bizim TRT Çocuk’taki Pepe, Keloğlan karakteri gibi. Bu markalarla belki yavruların, çocukların dini, milli duygularını geliştirici çalışmalar üreteceğiz. Adı başka bir şey olabilir ama Yusuf, apset alacak, namaz kılmayı öğrenecek, umreye gidecek, Kuran öğrenecek.”
Kanalda belgesel programlarına da yer vereceklerini anlatan Şahin, bu çerçevede ezan belgeseli, ihtida öyküleri, mihrap, minber, minare, mevlit, hac, camilerin yapılışı belgeselleri yayınlanacağını söyledi.
Şahin’in verdiği bu bilgilerin ardından gözler kanala ilişkin protokole çevrildi, ancak protokol “özel maddeler” içerdiği gerekçesiyle gizli tutuluyor.
(Cumhuriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TRT Anadolu, Diyanet'e tahsis edildi. 7 gün yayın yapacak kanalda çizgi filmlerle dini bilgiler verilecek. Çocukların severek izlediği Pepe de bunlar arasında.
Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozok'un haberine göre, TRT 3 üzerinden yayımlanan Meclis TV yayınlarını haftada 3 gün 5’er saatle sınırlayan TRT , TRT Anadolu ’yu Diyanet’e tahsis etti. 17 Temmuz’da yayına başlayacak Diyanet TV, günde 12, haftada 84 saat tamamen dini yayın yapacak. Geri kalan 12 saatte ise Yerel Televizyonlar Birliği’nin belirleyeceği, ancak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınlarına aykırı olmayan programlara yer verilecek. Diyanet TV ’de naklen cuma namazı, gurbette dini yaşam, dini soruları yanıtlama gibi programların yanı sıra çizgi filmlere de yer verilecek. Bu kapsamda oluşturulacak çizgi film karakteri çocuklara aptes almayı, namaz kılmayı öğretecek.
TRT ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında önceki gün imzalanan protokolle çalışmaları başlatılan Diyanet TV 17 Temmuz’dan itibaren yayına başlayacak. Yayın dönemi öncesinde kanalın logosu ve program içeriği bir toplantıyla kamuoyuna açıklanacak. İlk etapta 12 saat yayın yapacak kanal başarılı olursa yayın süresi 24 saate çıkacak.
Protokolün imza töreninde kanalın yayın politikasına ilişkin bilgiler veren TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT ’nin ünlü çocuk çizgi filmi Pepe benzeri bir karakterin de Diyanet TV için oluşturulacağını belirterek şunları söyledi: “Belki Yusuf veya Yusufçuk gibi bir karakter öne çıkacak bizim TRT Çocuk’taki Pepe, Keloğlan karakteri gibi. Bu markalarla belki yavruların, çocukların dini, milli duygularını geliştirici çalışmalar üreteceğiz. Adı başka bir şey olabilir ama Yusuf, apset alacak, namaz kılmayı öğrenecek, umreye gidecek, Kuran öğrenecek.”
Kanalda belgesel programlarına da yer vereceklerini anlatan Şahin, bu çerçevede ezan belgeseli, ihtida öyküleri, mihrap, minber, minare, mevlit, hac, camilerin yapılışı belgeselleri yayınlanacağını söyledi.
Şahin’in verdiği bu bilgilerin ardından gözler kanala ilişkin protokole çevrildi, ancak protokol “özel maddeler” içerdiği gerekçesiyle gizli tutuluyor.
(Cumhuriyet)
Son Güncelleme: Perşembe, 10 May 2012 11:21
Gösterim: 6380
Çin'de kırsal kesimde eğitim gören öğrenciler de şehirde eğitim görenler kadar başarılı oluyor.
Uluslararası eğitim değerlendirme programı Pisa'ya göre Çin, uluslararası sınavlarda 'büyük başarı' gösteriyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'ne (OECD) bağlı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Pisa) sorumlusu Andreas Schleicher, hiç yayımlanmayan test sonuçlarında Çin'in 'dikkat çekici' başarısıyla öne çıktığını söylüyor.
OECD, her üç senede bir öğrencilerin okuma, matematik ve bilim konusundaki yeteneklerini ölçmek için Pisa testleri yapıyor.
Uluslararası saygınlığı olan Pisa testlerinin 2009 yılı sonuçları, Çin'in birçok Batı ülkesinden daha iyi bir eğitim sistemine sahip olduğunu gösteriyor.
'Olağanüstü bir direnç var'
Şangay, uluslararası eğitim sisteminin ilk sıralarında yer alsa da sonuçların Çin'in kırsal kesimlerini ne kadar yansıttığı konusunda soru işaretleri var.
Pisa yetkilisi Schleicher, Çin'in diğer bölgelerinde eğitim gören öğrencilerin de çok iyi bir performans sergilediğini belirtip ekliyor: "Kırsal kesimler ve yoksul bölgelerde bile çok dikkat çekici bir performans görüyorsunuz".
Schleicher, öğrencilerin zorlu geçmişlerine rağmen başarmak için büyük bir 'direnç' gösterdiğini ve zengin ile yoksul arasında 'yüksek seviyede eşitlik' olduğunu vurguluyor.
Schleicher, test sonuçlarını şu sözlerle yorumluyor: "Şangay'ın istisnai bir durumu var. Sonuçlar tahminime yakın çıktı. Beni asıl şaşırtan fakir bölgelerdeki sonuçların çok başarılı çıkması. Direnç seviyeleri olağanüstü. Eğitimin değişim ve başarının anahtarı olduğu fikri Çin'de iyice yer edinmiş".
'Geleceğe yatırım yapılıyor'
Testler, fakir, orta sınıf ve zenginlerin yaşadığı dokuz farklı bölgede yapıldı.
Çin hükümeti, sonuçların yayımlanması için OECD'ye henüz onay vermedi.
Schleicher'e göre sonuçlar Çin toplumunun bireysel ve toplu olarak eğitime ne kadar çok yatırım yaptığını gösteriyor.
Çin'in fakir bölgesini yakın zamanda ziyaret eden Schleicher, en etkileyici binaların okul binaları olduğunu ifade ederken, Batı'da okul binalarının daha çok alışveriş merkezlerini anımsattığını dile getiriyor.
Schleicher, "Mevcut tüketim yerine daha çok geleceğe yatırım yapan bir toplum görüyorsunuz" yorumunu yapıyor.
Pisa testleri Çin'in farklı gelir seviyelerine sahip nüfusu olan dokuz farklı bölgesinde yapıldı.
Okulda başarının sırrının ne olduğu sorulduğunda tüm dünyadaki öğrenciler arasında belirgin kültür farklılıkları olması dikkat çekiyor.
Schleicher gözlemlediği bu kültür farkını şu sözlerle ifade ediyor:
"Kuzey Amerikalılar bunun yalnızca şans olduğunu söylüyor. 'Matematik konusunda yetenekli doğdum' veya bu konuya çok yeteneğim yok başka bir şey okuyacağım' gibi... "Avrupa'da daha çok toplumsal miras olarak değerlendiriliyor. 'Babam musluk tamircisydi o zaman ben de musluk tamircisi olacağım' gibi... Çin'de ise her 10 çocuktan 9'u size şu cevabı veriyor: 'Bu benim yaptığım yatırıma çabaya bağlı. Çok çalışırsam başarırım."
Schleicher Çinli öğrencilerin sorumlulukların bilincinde olduğunu vurgulayıp ekliyor: "Sorumluluklarını üstleniyorlar. Engelleri aşabiliyorlar ve sistemi suçlamak yerine 'Başarımın sahibi benim' diyorlar".
'Türkiye ilerleme kaydediyor'
Uluslararası eğitim alanında 'Dünya Kupası' gibi değerlendirilen Pisa testleri bu sene de 70 ülkede yapılacak.
OECD'nin Paris merkezinde çalışan ve eğitimle ilgili yorumları uluslararası alanda dikkatle takip edilen Alman Schleincher, Brezilya, Türkiye ve Polonya'nın 'hızla ilerleme kaydeden' ülkeler olduğunu vurguluyor.
Test sonuçlarının en çok hüsrana uğrattığı ülke ise eğitim seviyesinin 'ortalama'da kaldığı Almanya.
Schleicher, test sonuçlarını en çok dikkate alan ülkenin de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olduğunu ve diğer ülkelerin sistemlerinden faydalandığıını söylüyor.
Testin amacının 'bahaneleri ortadan kaldırmak' olduğunu belirten Schleicher, "Halk eğitim sisteminin 25 senede ilerletilebileceğini savunuyor ancak Polonya ve Singaput çok kısa bir sürede fark edilir bir değişim yakaladı" diyor.
Schleicher, 'yoksulluğun da kader' olmadığını vurgulayıp bunun Güney Kore ve Singapur'daki ekonomi seviyesine bakarak anlaşılabileceğini' ifade ediyor.
Schleicher, gelişmekte olan ülkelerin zengin İskandinav ülkeleri ile kıyaslanmasının adil olmadığına yönelik eleştirilerilere de "Adil olmayabilir ama yararlı" cevabını veriyor.
(bbctürkçe)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Çin'de kırsal kesimde eğitim gören öğrenciler de şehirde eğitim görenler kadar başarılı oluyor.
Uluslararası eğitim değerlendirme programı Pisa'ya göre Çin, uluslararası sınavlarda 'büyük başarı' gösteriyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'ne (OECD) bağlı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Pisa) sorumlusu Andreas Schleicher, hiç yayımlanmayan test sonuçlarında Çin'in 'dikkat çekici' başarısıyla öne çıktığını söylüyor.
OECD, her üç senede bir öğrencilerin okuma, matematik ve bilim konusundaki yeteneklerini ölçmek için Pisa testleri yapıyor.
Uluslararası saygınlığı olan Pisa testlerinin 2009 yılı sonuçları, Çin'in birçok Batı ülkesinden daha iyi bir eğitim sistemine sahip olduğunu gösteriyor.
'Olağanüstü bir direnç var'
Şangay, uluslararası eğitim sisteminin ilk sıralarında yer alsa da sonuçların Çin'in kırsal kesimlerini ne kadar yansıttığı konusunda soru işaretleri var.
Pisa yetkilisi Schleicher, Çin'in diğer bölgelerinde eğitim gören öğrencilerin de çok iyi bir performans sergilediğini belirtip ekliyor: "Kırsal kesimler ve yoksul bölgelerde bile çok dikkat çekici bir performans görüyorsunuz".
Schleicher, öğrencilerin zorlu geçmişlerine rağmen başarmak için büyük bir 'direnç' gösterdiğini ve zengin ile yoksul arasında 'yüksek seviyede eşitlik' olduğunu vurguluyor.
Schleicher, test sonuçlarını şu sözlerle yorumluyor: "Şangay'ın istisnai bir durumu var. Sonuçlar tahminime yakın çıktı. Beni asıl şaşırtan fakir bölgelerdeki sonuçların çok başarılı çıkması. Direnç seviyeleri olağanüstü. Eğitimin değişim ve başarının anahtarı olduğu fikri Çin'de iyice yer edinmiş".
'Geleceğe yatırım yapılıyor'
Testler, fakir, orta sınıf ve zenginlerin yaşadığı dokuz farklı bölgede yapıldı.
Çin hükümeti, sonuçların yayımlanması için OECD'ye henüz onay vermedi.
Schleicher'e göre sonuçlar Çin toplumunun bireysel ve toplu olarak eğitime ne kadar çok yatırım yaptığını gösteriyor.
Çin'in fakir bölgesini yakın zamanda ziyaret eden Schleicher, en etkileyici binaların okul binaları olduğunu ifade ederken, Batı'da okul binalarının daha çok alışveriş merkezlerini anımsattığını dile getiriyor.
Schleicher, "Mevcut tüketim yerine daha çok geleceğe yatırım yapan bir toplum görüyorsunuz" yorumunu yapıyor.
Pisa testleri Çin'in farklı gelir seviyelerine sahip nüfusu olan dokuz farklı bölgesinde yapıldı.
Okulda başarının sırrının ne olduğu sorulduğunda tüm dünyadaki öğrenciler arasında belirgin kültür farklılıkları olması dikkat çekiyor.
Schleicher gözlemlediği bu kültür farkını şu sözlerle ifade ediyor:
"Kuzey Amerikalılar bunun yalnızca şans olduğunu söylüyor. 'Matematik konusunda yetenekli doğdum' veya bu konuya çok yeteneğim yok başka bir şey okuyacağım' gibi... "Avrupa'da daha çok toplumsal miras olarak değerlendiriliyor. 'Babam musluk tamircisydi o zaman ben de musluk tamircisi olacağım' gibi... Çin'de ise her 10 çocuktan 9'u size şu cevabı veriyor: 'Bu benim yaptığım yatırıma çabaya bağlı. Çok çalışırsam başarırım."
Schleicher Çinli öğrencilerin sorumlulukların bilincinde olduğunu vurgulayıp ekliyor: "Sorumluluklarını üstleniyorlar. Engelleri aşabiliyorlar ve sistemi suçlamak yerine 'Başarımın sahibi benim' diyorlar".
'Türkiye ilerleme kaydediyor'
Uluslararası eğitim alanında 'Dünya Kupası' gibi değerlendirilen Pisa testleri bu sene de 70 ülkede yapılacak.
OECD'nin Paris merkezinde çalışan ve eğitimle ilgili yorumları uluslararası alanda dikkatle takip edilen Alman Schleincher, Brezilya, Türkiye ve Polonya'nın 'hızla ilerleme kaydeden' ülkeler olduğunu vurguluyor.
Test sonuçlarının en çok hüsrana uğrattığı ülke ise eğitim seviyesinin 'ortalama'da kaldığı Almanya.
Schleicher, test sonuçlarını en çok dikkate alan ülkenin de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olduğunu ve diğer ülkelerin sistemlerinden faydalandığıını söylüyor.
Testin amacının 'bahaneleri ortadan kaldırmak' olduğunu belirten Schleicher, "Halk eğitim sisteminin 25 senede ilerletilebileceğini savunuyor ancak Polonya ve Singaput çok kısa bir sürede fark edilir bir değişim yakaladı" diyor.
Schleicher, 'yoksulluğun da kader' olmadığını vurgulayıp bunun Güney Kore ve Singapur'daki ekonomi seviyesine bakarak anlaşılabileceğini' ifade ediyor.
Schleicher, gelişmekte olan ülkelerin zengin İskandinav ülkeleri ile kıyaslanmasının adil olmadığına yönelik eleştirilerilere de "Adil olmayabilir ama yararlı" cevabını veriyor.
(bbctürkçe)
Son Güncelleme: Perşembe, 10 May 2012 10:56
Gösterim: 2629

