Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Kürtçe öğretecek öğretmenlerin yetiştirileceği Mardin ve Bingöl'deki üniversitelerdeki yüksek lisans programları için Kürtçe sınav yapıldı.

kürtçe öğretmenliği sınavıKürtçenin okullarda seçmeli ders olarak okutulması için ihtiyaç duyulan 500 aday öğretmen için daha önce Rektörlük binasındaki dersliklerde yapılması öngörülen sınav, başvuruların beklenenden daha fazla olmasından dolayı Mardin'deki 10 sınav merkezinde gerçekleştirildi. Eğitim programına Mardin’deki 500 kontenjan için 2 bin 528, Bingöl’den ise 140 kontenjan için 500 kişi olmak üzere toplam 3 bin 28 aday başvurdu.

Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Kadri Yıldırım, sınavın Türkiye tarihinde bir ilk olduğunu ve ÖSYM ayarında bir sınav yaptıklarını ifade etti. Mardin'deki 10 sınav merkezinde yapılacak sınavlar için 16 bin TL bütçe ayırdıklarını anlatan Yıldırım, “YÖK merkezi sınav sisteminin standartlarında bir sınav yaptık. Sınav kağıtları kapalı poşetler halinde sınav başkanlarına teslim edildi. Sınav sonuçlarını 3 günde açıklarız demiştik. Ancak yapılan yoğun başvurudan dolayı bu süre biraz daha sarkabilir.” dedi.

> Kürtçe öğretmenliği için sınav yapıldı

Kürtçe öğretecek öğretmenlerin yetiştirileceği Mardin ve Bingöl'deki üniversitelerdeki yüksek lisans programları için Kürtçe sınav yapıldı.

kürtçe öğretmenliği sınavıKürtçenin okullarda seçmeli ders olarak okutulması için ihtiyaç duyulan 500 aday öğretmen için daha önce Rektörlük binasındaki dersliklerde yapılması öngörülen sınav, başvuruların beklenenden daha fazla olmasından dolayı Mardin'deki 10 sınav merkezinde gerçekleştirildi. Eğitim programına Mardin’deki 500 kontenjan için 2 bin 528, Bingöl’den ise 140 kontenjan için 500 kişi olmak üzere toplam 3 bin 28 aday başvurdu.

Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Kadri Yıldırım, sınavın Türkiye tarihinde bir ilk olduğunu ve ÖSYM ayarında bir sınav yaptıklarını ifade etti. Mardin'deki 10 sınav merkezinde yapılacak sınavlar için 16 bin TL bütçe ayırdıklarını anlatan Yıldırım, “YÖK merkezi sınav sisteminin standartlarında bir sınav yaptık. Sınav kağıtları kapalı poşetler halinde sınav başkanlarına teslim edildi. Sınav sonuçlarını 3 günde açıklarız demiştik. Ancak yapılan yoğun başvurudan dolayı bu süre biraz daha sarkabilir.” dedi.

Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 11:42

Gösterim: 1830

Başbakan Erdoğan'ın telefon açıp 'içki uyarısı' yaptığı Bilgi Üniversitesi'nin rektörü Sanver "Üniversite ayrı, içki satan lokantalar ayrı" diyor.

oneloveBaşbakan Erdoğan ’ın Bilgi Üniversitesi’nin Santralistanbul kampüsünü örnek verip, “Öğrenci üniversitede alkol alıp kafa mı bulacak ilim mi öğrenecek” sözleri tartışma yaratırken Rektör Prof. Dr. Remzi Sanver’in yanıtı, “Kafayı çekip derse girmek diye bir şey yok” oldu.

Santralistanbul 2007 yılında Eyüp Silahtarağa’daki açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın yaptığı bir törenle hizmete girdi. O günden beri içindeki santral müzesi, restoranlar ve konser alanıyla ıstanbul’un gözde kültür alanlarından biri olan santral- istanbul Erdoğan’ın üniversitelerde içki satışını yasaklamak istediklerini açıklaması ile birlikte cazibe merkezi olmaktan uzaklaşacağa benziyor. Konuyu ve okulla ilgili birçok konuyu ıstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver’e sorduk.

Okul içindeki Otto, Tamirhane ve Krek gibi restoranların Tütün ve Alkol Piyasaları Denetleme Kurulu’ndan (TPDK) aldıkları ruhsatla içki sattıklarını söyleyen Sanver, “Okulun içki ruhsatı olması gibi bir şey söz konusu değil. Üniversite içki satmıyor. Bunu okul içindeki okuldan bağımsız lokantalar satıyor” dedi. Bilgi’nin santral arazisinde kiracı olduğunun da altını çizen rektör, içki satan restoranların da arazilerini Enerji Bakanlığı’ndan kiraladığını söyledi. Santralistanbul’un bir kültür mekanı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sanver okul olarak içki satmadıkları için mevcut düzenlemeler ile Çiçek Pasajı’ndaki Cumhuriyet Meyhanesi ile Santral’daki bir restoranda içki satılması arasında bir fark olmadığını söyledi.

Santral arazisi içindeki restoranlarda uzun süredir içki satıldığını söyleyen Sanver bu konuda eğitimde, derslerde yaşanan bir olumsuzluğa şahit olmadıklarını da vurguladı.

Olumsuzluk yaşanmadı

Rektör, derslerde alkollü öğrencilerin çıkardığı bir olay gibi bir durumla hiç karşılaşmadıklarını belirtirken “Öğrenciler kafayı çekip derse giriyor bu yüzden eğitim engelleniyor” gibi bir durumun söz konusu olmadığını da sözlerine ekledi.

Bilgi, daha önce de hükümetin hedefi olmuştu. 2005 yılında Ermeni Kongresi düzenleneceği zaman Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi baskılar yüzünden bu kongreleri düzenlemekten vazgeçmişti. Bunun üzerine Bilgi Üniversitesi konferansı düzenlemeye talip olmuş ve toplantıyı düzenlemişti. Dönemin İçişleri Bakanı Cemil Çiçek ise okul için “Bizi arkamızdan hançerliyorlar” açıklamasında bulunmuştu.

‘Okulu kaç parayla bitireceğini bilmelisin’

Bilgi Üniversitesi bu yıl başka konularla da gündeme geldi. 2012-2013 eğitim yılı için yapılan 4 bin TL’lik eğitim ücreti zammıyla son iki yılda okul ücretlerine yapılan zam 8 bin TL’yi buldu. Twitter ’da öğrenciler #28binTLyebilgideisimne isimli hastag ile tepkilerini duyururken Sanver okulun mütevelli heyetinin her yıl enflasyon oranında zam yaptığını söylüyor. Sanver, “Her sene enflasyon oranında yapılan zam bu sene bu oranı biraz aştı fakat kısa bir süre sonra bu oranda ufak bir ayarlama yapıldı” diyor. Öğrencilerin zamma tepkilerinin haksız olmadığını söyleyen Sanver, “ınsanların okula başlarken kaç para ile mezun olabileceklerini bilmeleri lazım” diye ekliyor.

Okul çevrelerinde konuşulan bir diğer önemli konu ise Bilgi’nin el değiştirdikten sonra ‘Amerikanlaşıp Amerikanlaşmadığı?’ Rektör, Laureate International vakfının okuldaki karar verme süreçlerine karışmadığı görüşünde. Sanver, “Vakıf bize onu yap bunu yapma demiyor. Bilgi rektörlük ve mütevelli heyeti ile yönetiliyor” diyor.

“Peki ya Laureate International okulun sahibi olduktan sonra Bilgi’de neler değişti?” sorumuza ise Sanver, “Öncelikle satın alınma döneminde mali anlamda Bilgi’de kayıplar vardı, bunlara bir disiplin getirildi” yanıtını veriyor.

> Başbakan Erdoğan’ın ‘içki uyarısı’ yaptığı rektör konuştu

Başbakan Erdoğan'ın telefon açıp 'içki uyarısı' yaptığı Bilgi Üniversitesi'nin rektörü Sanver "Üniversite ayrı, içki satan lokantalar ayrı" diyor.

oneloveBaşbakan Erdoğan ’ın Bilgi Üniversitesi’nin Santralistanbul kampüsünü örnek verip, “Öğrenci üniversitede alkol alıp kafa mı bulacak ilim mi öğrenecek” sözleri tartışma yaratırken Rektör Prof. Dr. Remzi Sanver’in yanıtı, “Kafayı çekip derse girmek diye bir şey yok” oldu.

Santralistanbul 2007 yılında Eyüp Silahtarağa’daki açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın yaptığı bir törenle hizmete girdi. O günden beri içindeki santral müzesi, restoranlar ve konser alanıyla ıstanbul’un gözde kültür alanlarından biri olan santral- istanbul Erdoğan’ın üniversitelerde içki satışını yasaklamak istediklerini açıklaması ile birlikte cazibe merkezi olmaktan uzaklaşacağa benziyor. Konuyu ve okulla ilgili birçok konuyu ıstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver’e sorduk.

Okul içindeki Otto, Tamirhane ve Krek gibi restoranların Tütün ve Alkol Piyasaları Denetleme Kurulu’ndan (TPDK) aldıkları ruhsatla içki sattıklarını söyleyen Sanver, “Okulun içki ruhsatı olması gibi bir şey söz konusu değil. Üniversite içki satmıyor. Bunu okul içindeki okuldan bağımsız lokantalar satıyor” dedi. Bilgi’nin santral arazisinde kiracı olduğunun da altını çizen rektör, içki satan restoranların da arazilerini Enerji Bakanlığı’ndan kiraladığını söyledi. Santralistanbul’un bir kültür mekanı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sanver okul olarak içki satmadıkları için mevcut düzenlemeler ile Çiçek Pasajı’ndaki Cumhuriyet Meyhanesi ile Santral’daki bir restoranda içki satılması arasında bir fark olmadığını söyledi.

Santral arazisi içindeki restoranlarda uzun süredir içki satıldığını söyleyen Sanver bu konuda eğitimde, derslerde yaşanan bir olumsuzluğa şahit olmadıklarını da vurguladı.

Olumsuzluk yaşanmadı

Rektör, derslerde alkollü öğrencilerin çıkardığı bir olay gibi bir durumla hiç karşılaşmadıklarını belirtirken “Öğrenciler kafayı çekip derse giriyor bu yüzden eğitim engelleniyor” gibi bir durumun söz konusu olmadığını da sözlerine ekledi.

Bilgi, daha önce de hükümetin hedefi olmuştu. 2005 yılında Ermeni Kongresi düzenleneceği zaman Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi baskılar yüzünden bu kongreleri düzenlemekten vazgeçmişti. Bunun üzerine Bilgi Üniversitesi konferansı düzenlemeye talip olmuş ve toplantıyı düzenlemişti. Dönemin İçişleri Bakanı Cemil Çiçek ise okul için “Bizi arkamızdan hançerliyorlar” açıklamasında bulunmuştu.

‘Okulu kaç parayla bitireceğini bilmelisin’

Bilgi Üniversitesi bu yıl başka konularla da gündeme geldi. 2012-2013 eğitim yılı için yapılan 4 bin TL’lik eğitim ücreti zammıyla son iki yılda okul ücretlerine yapılan zam 8 bin TL’yi buldu. Twitter ’da öğrenciler #28binTLyebilgideisimne isimli hastag ile tepkilerini duyururken Sanver okulun mütevelli heyetinin her yıl enflasyon oranında zam yaptığını söylüyor. Sanver, “Her sene enflasyon oranında yapılan zam bu sene bu oranı biraz aştı fakat kısa bir süre sonra bu oranda ufak bir ayarlama yapıldı” diyor. Öğrencilerin zamma tepkilerinin haksız olmadığını söyleyen Sanver, “ınsanların okula başlarken kaç para ile mezun olabileceklerini bilmeleri lazım” diye ekliyor.

Okul çevrelerinde konuşulan bir diğer önemli konu ise Bilgi’nin el değiştirdikten sonra ‘Amerikanlaşıp Amerikanlaşmadığı?’ Rektör, Laureate International vakfının okuldaki karar verme süreçlerine karışmadığı görüşünde. Sanver, “Vakıf bize onu yap bunu yapma demiyor. Bilgi rektörlük ve mütevelli heyeti ile yönetiliyor” diyor.

“Peki ya Laureate International okulun sahibi olduktan sonra Bilgi’de neler değişti?” sorumuza ise Sanver, “Öncelikle satın alınma döneminde mali anlamda Bilgi’de kayıplar vardı, bunlara bir disiplin getirildi” yanıtını veriyor.

Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 10:11

Gösterim: 2301

“Ağustos ayında yapılacak ilk atamalar ile birlikte açıktan kurum içi ve kurumlar arası atamalarda yapılacak. Bu atamalar için kontenjanlar, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğine göre belirlenecek”

ogretmen atamasi takvimAğustos ayı içerisinde 40 bin öğretmen alımı gerçekleştirilecek. KPSS sınav sonuçları açıklanmadığı için henüz takvim belli değil. İlk defa öğretmen atamalarının yanında açıktan kurum içi ve kurumlar arası öğretmen atamalarda yapılacak. Kurumlar 2012 yılı Bütçe Kanunda yayınlanan I sayılı cetvele göre  20 bin 805 kadroyu bu şekilde tamamlayacaklar. Devlet Personel Başkanlığından  açıklamada MEB’e 12 bin 230 personel için izin verildiği açıklanmıştı.

Devlet Personel Genel Müdürlüğü, Mart ayında kurumlar arası ve açıktan atama kontenjanlarını belirledi. MEB için daha önce yaptığı açıklamanın aksine 200 kadro tahsis etti.  En fazla kadroyu ise 4 bin 800 kadro ile Diyanet İşleri Başkanlığına verdi. Açıktan atama için  tahsis edilen kadrolar, yalnızca Genel İdare Hizmetler Sınıfı kadrolarına ait yer değişikliklerini içeriyor. Eğitim öğretim sınıfına açıktan atama kotenjanı ise yönetmelik ile belirlenmiştir. Daha önceki yıllarda Devlet Personel Genel Müdürlüğü MEB’e daha fazla açıktan atama için kadro ayırıyordu.

Milli Eğitim  Bakanlığı Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 18. Maddesine göre açıktan kurumlar arası ve kurum içi atama ile kurumlar arası yeniden atama kontenjanlarını belirlemektedir.

(3) Bakanlığa atama izni verilen öğretmen kadrolarından;

a) % 7’si bu Yönetmeliğin 14 üncü maddesi,

b) % 3’ü bu Yönetmeliğin 15 inci maddesi kapsamında yapılacak atamalar için ayrılır.

MEB öğretmen atama yönetmeliğine göre, Ağustos ayı içerisinde açıktan ve kurumlar arası yeniden atama için 2 bin 800, açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama için ise bin 200 olmak üzere toplam 4 bin öğretmen atayacak. Atamalarda geçmiş yıllarda hizmet yılı şartı aranmıştı.

(personelmeb)

> MEB açıktan atama için 4 bin kadro tahsis edecek

“Ağustos ayında yapılacak ilk atamalar ile birlikte açıktan kurum içi ve kurumlar arası atamalarda yapılacak. Bu atamalar için kontenjanlar, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğine göre belirlenecek”

ogretmen atamasi takvimAğustos ayı içerisinde 40 bin öğretmen alımı gerçekleştirilecek. KPSS sınav sonuçları açıklanmadığı için henüz takvim belli değil. İlk defa öğretmen atamalarının yanında açıktan kurum içi ve kurumlar arası öğretmen atamalarda yapılacak. Kurumlar 2012 yılı Bütçe Kanunda yayınlanan I sayılı cetvele göre  20 bin 805 kadroyu bu şekilde tamamlayacaklar. Devlet Personel Başkanlığından  açıklamada MEB’e 12 bin 230 personel için izin verildiği açıklanmıştı.

Devlet Personel Genel Müdürlüğü, Mart ayında kurumlar arası ve açıktan atama kontenjanlarını belirledi. MEB için daha önce yaptığı açıklamanın aksine 200 kadro tahsis etti.  En fazla kadroyu ise 4 bin 800 kadro ile Diyanet İşleri Başkanlığına verdi. Açıktan atama için  tahsis edilen kadrolar, yalnızca Genel İdare Hizmetler Sınıfı kadrolarına ait yer değişikliklerini içeriyor. Eğitim öğretim sınıfına açıktan atama kotenjanı ise yönetmelik ile belirlenmiştir. Daha önceki yıllarda Devlet Personel Genel Müdürlüğü MEB’e daha fazla açıktan atama için kadro ayırıyordu.

Milli Eğitim  Bakanlığı Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 18. Maddesine göre açıktan kurumlar arası ve kurum içi atama ile kurumlar arası yeniden atama kontenjanlarını belirlemektedir.

(3) Bakanlığa atama izni verilen öğretmen kadrolarından;

a) % 7’si bu Yönetmeliğin 14 üncü maddesi,

b) % 3’ü bu Yönetmeliğin 15 inci maddesi kapsamında yapılacak atamalar için ayrılır.

MEB öğretmen atama yönetmeliğine göre, Ağustos ayı içerisinde açıktan ve kurumlar arası yeniden atama için 2 bin 800, açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama için ise bin 200 olmak üzere toplam 4 bin öğretmen atayacak. Atamalarda geçmiş yıllarda hizmet yılı şartı aranmıştı.

(personelmeb)

Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 09:17

Gösterim: 2078

Gençlerin geleceklerini artık kendileri değil ÖSYM'nin hataları yönlendiriyor. Kimi KPSS'de atama beklerken kendisini fırında çalışırken bulmuş, kimi boşu boşuna sene kaybetmiş...

osym eylem2010’da KPSS ’de ve açıköğretim sınavlarında kopya, 2011’de Yükseköğretime Geçiş Sınavı ’nda ( YGS ) şifre, kayıp kitapçık, ALES ’te eksik kitapçık, Denklik Sınavı’nda bir önceki yılın soruları, 2012 KPSS ’de yine soruların sızdırıldığı, Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) puanların yanlış hesaplandığı iddiaları... Son iki yıldır Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin ( ÖSYM ) imza attığı skandallar listesi de mağdur listesi de giderek kabarıyor. ÖSYM için iddiaları her seferinde reddetmek kolay ancak bu sınav skandalları yüzünden beden eğitim öğretmeni olamadığı için 36 yaşında annesiyle yaşayan, babasının emekli maaşıyla geçinen Levent Susar ve şifreli YGS ’den istediği sonucu alamayınca dershaneye gidebilmek için de gece saat 03.00’e kadar bir işte çalışan Yiğit Güner için hayat hiç de kolay değil.

Öğretmen adayları, gençler, ne kadar çalışsalar da geleceklerini kendileri değil ÖSYM ’nin hataları yönlendiriyor. Üstelik her yıl aynı filmi izliyor gibiler. Radikal ÖSYM ‘hata’larının bedelini ödemek zorunda kalan mağdurların hikâyelerini dinledi.

 

2 yılda 7 sınav, 9 hata

ÖSYM skandalları 2010 yılında başladı. KPSS ’de 500’ün üzerinde aday Eğitim Bilimleri testinde 120 sorunun tümünü doğru yaptı.

KPSS ’de kopyanın yankıları bitmeden Açıköğretim Sınavı’nda bir astsubayın üzerinden sınavın soruları ve cevapları çıktı. Kopya iddiaları savcılık soruşturmasıyla doğrulandı. ÖSYM Başkanı istifa etti. Yerine Ali Demir geçti.

2011 Yükseköğretime Geçiş Sınavı ’nda ( YGS ) şifre olduğu ortaya çıktı. Ali Demir önce reddetti sonra “Şifre var, kopya yok” dedi.

Sınav sonuçları tüm bu tartışmaların gölgesinde açıklandı. Bazı öğrencilerin puanların yanlış hesaplandığı ortaya çıktı.

Aynı YGS ’de üçüncü skandal Diyarbakır ’da YGS ’ye giren öğrencinin cevap anahtarının kaybolması oldu.

2011 ALES ’te İzmir ’deki bir okulda kitapçıktaki sorular eksik çıktı. Manisa’dan yedek kitapçık getirtildi, sınav geç başladı.

2011 yurtdışı yükseköğretim diplomaları denkliği için seviye tespit sınavı, 100 sorudan 75’i önceki yılın soruları olduğu için iptal edildi.

2012 KPSS ’de 2. oturum devam ederken iki farklı kaynaktan sabah oturumunda sorulan sorular internete düştü. Savcılık soruşturuyor.

2012 LYS puanların yanlış hesaplandığı iddia edildi. ÖSYM bir kez daha reddetti.

Gündüz dershane, gece iş

Yiğit Güner, 24 yaşında. Geçen sene üniversite sınavına girdiğinde şifre skandalı patlak verdi. Tüm öğrenciler gibi aklındaki şüphelerle girdiği ikinci sınavdan istediği sonucu alamadı. Yeniden hazırlanmak için dershaneye yazıldı. 3500 TL dershane parasını çıkarabilmek için de bir kafede işe başladı. Sabahtan öğleye kadar dershaneye gidiyor, öğleden gece saat 03.00’e kadar da çalışıyordu. Bu sene de puanların yanlış hesaplandığı iddiasıyla moral bozukluğu yaşıyor. Bir yandan puanının doğru hesaplanıp hesaplanmadığını, bir yandan da son iki ayın dershane borcunu düşünüyor. Çünkü son iki ay sınava daha iyi hazırlanabilmek için işten ayrılmıştı. Gençler Meydana İnisiyatifi eyleminde ÖSYM Başkanı’nı istifaya çağırırken “Artık ne açıklama ne özür istiyoruz. Hesap versinler. Geçen yıl da ‘Şifre yok’ dediler sonra kabul ettiler. Başarısızlığın sebebi ÖSYM . Pişkinlik yapıyor” diyor.

 

‘İptal’in en mağdur ismi

Mehtap Özüdoğru 2010 KPSS ’sinin en mağduruydu. Sınav iptal edilince ikinci sınava girdi. Ancak sonuçlar açıklandığında atanabilmek için yaş haddini yedi gün aşmıştı. Yüksek puanına rağmen atanmadı. Yaşadıklarından dolayı büyük bir üzüntü yaşadı, sağlığı bozuldu. Milli Eğitim Bakanlığı ’na dava açtı ve kazandı. Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı ’nın yaptığı bu işlemin hukuka uyarlığının bulunmadığını belirterek, bakanlık işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Halen Zonguldak’ta öğretmenlik yapıyor. Ancak Mehtap öğretmenin bir buçuk senesi kayboldu. Bu sürede işssizdi ve geçinebilmek için annesinin yanına taşındı. Yaşadığı mağduriyeti şöyle anlatıyor:

“Özel okullar da aynı yönetmeliğe göre alım yaptığı için özel bir okulda da iş bulamadım. İşsiz kaldım. Bekâr bir anneyim, kızımın velayeti bana ait. Kızım o yıl ilkokula başlayacaktı. Hangi okula yazdırsam sorun yaşadım. Nerede olacağım belli değildi. Şu an 3. sınıfa geçti. Zonguldak’ta bir okulda ama bu süreç kesinleşinceye kadar üç okul değiştirmek zorunda kaldı. Haksızlığı uğramış olmam güvensizlik yarattı. Artık kimseye ‘Çalış, çabala emeğinin karşılığını alırsın’ diyemiyorum.”

‘Seneye ne olur belli değil, istemediğim yerleri de yazdım’

Taylan Kör yeni mağdurlardan. Liseyi bu yıl bitirip üniversite giriş sınavına girdi. Puanların yanlış hesaplandığı iddası yüzünden hiçbir şeyden emin olmadığını söylüyor. Ancak yine de tercihlerini yapacak ve hiç istemese bile puanının yettiği bir bölümde okuyacak. Mutsuz bir üniversite ve meslek hayatına mahkûm olmasının sebebini açıklayınca çok da haksız olmadığını düşünüyor insan:

“ YGS ’de şifre, KPSS ’de soru sızdırma... ÖSYM sınav sonuçlarını 50 defa daha okusa yine de güvenim yok. Hissettiğim şey isyan. 10 tane tercih yaptım. Maliye, ekonometri, işletme, arkeoloji yazdım. Hiçbiri okumak istediğim yerler değil. Yine de yazdım çünkü seneye ÖSYM ’nin hangi skandalı ya da hangi sistemiyle karşılaşacağımız belli değil. Bir ay sonra eğitim sistemi yerle bir olmuş olabilir. 1994 kuşağıyım. Lise için OKS’ye girmiştim. Sonraki dönemlerde üç aşamalı oldu, adı SBS olarak değiştirildi. Sonra yine tek aşamaya döndü... Birçok kez değişti. Liseye girdim. 1. sınıftayken bir tek ÖSS vardı. İkinci sınıfa geçtiğimde iki sınav haline geldi. Seneler içinde katsayı bir arttı, bir azaldı, en sonunda kalktı. Artık herhangi bir yere gireyim de okuyayım diyorum. Şifre ya da ülkenin herhangi bir skandalına şaşırmıyorum artık. ÖSYM Başkanı’nın utanması varsa istifa etsin.”

‘Bu yaşa geldik ne ailemiz var ne de sosyal güvencemiz’

Levent Susar 36 yaşında. Hatay’da yaşıyor. Beden eğitimi öğretmenliğinden 2002 yılında mezun oldu. Yıllarca KPSS ’ye girip, yeterli puanı almaya çalıştı. 2010 KPSS ’de atanması için gerekli olan 73 puanı aldı. Kendi deyişiyle havalara uçtu. Ancak o yıl KPSS ’de kopya çekildiği ortaya çıkınca sınav yeniden yapıldı. ‘Ya aynı puanı alamazsam’ kaygısıyla, morali bozuk hazırlandı ikinci sınava. Bu kez 68 aldı. Ataması yapılan son kişi 69 puandaydı. Atanamadı. Bunalıma girdi. İnsanlarla iletişim kurmak istemiyordu, 2011 KPSS için hazırlanmak istemiyordu. Ailesinin desteğiyle yeniden hayata döndü. Bu yıl dershaneye giderek KPSS ’ye yeniden hazırlandı ve aynı filmi tekrar izliyor. “Soruların sızdırıldığı iddiasına şaşırmadım” diyor. Fırında, inşaatlarda çalışan, sürekli bir işi olmayan Susar isyan ediyor:

“Bu yaşa geldim ne ailem ne sosyal güvencem var. Öyle bir hal aldı ki alıştık artık. Sorular servis ediliyor. Resmen bu sene yaşananları duyunca normal karşıladım. Böyle bir hissiyat yarattılar bizde. METEKSAN hakkında suç duyurusunda bulundum. Bugüne kadar KPSS ’ye hazırlanmak için dershanelere 6-7 milyar para harcadım. Yazları fırında çalışıyorum. Şu an boştayım. Fabrikalara müracaat ediyorum, nitelikli işçi arıyorlar. İnşaatlarda çalıştım, birkaç gün sonra işten çıkardılar. Bilmiyorum ki inşaatta çalışmayı, beden eğitimi öğretmeni olmak için okudum. Yaşadığım yerde özel okul az, müraacat ettim olmadı. Hâlâ annemle yaşıyorum, babamdan kalan emekli maaşıyla geçiniyoruz. Hasta oluyorum hastaneye gidemiyorum. Ben de evim olsun, aile kurayım isterim. Çok geç kaldık hayata. Mahalle baskısı var ‘Bu sene de mi kazanamadın, bırak bu işleri’ diyorlar. Yeter artık! ÖSYM Başkanı istifa etsin. ÖSYM ’ye kimsenin güveni kalmadı, yeniden yapılandırılsın.”

(RADİKAL)

> ÖSYM'nin kararttığı hayatlar

Gençlerin geleceklerini artık kendileri değil ÖSYM'nin hataları yönlendiriyor. Kimi KPSS'de atama beklerken kendisini fırında çalışırken bulmuş, kimi boşu boşuna sene kaybetmiş...

osym eylem2010’da KPSS ’de ve açıköğretim sınavlarında kopya, 2011’de Yükseköğretime Geçiş Sınavı ’nda ( YGS ) şifre, kayıp kitapçık, ALES ’te eksik kitapçık, Denklik Sınavı’nda bir önceki yılın soruları, 2012 KPSS ’de yine soruların sızdırıldığı, Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) puanların yanlış hesaplandığı iddiaları... Son iki yıldır Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin ( ÖSYM ) imza attığı skandallar listesi de mağdur listesi de giderek kabarıyor. ÖSYM için iddiaları her seferinde reddetmek kolay ancak bu sınav skandalları yüzünden beden eğitim öğretmeni olamadığı için 36 yaşında annesiyle yaşayan, babasının emekli maaşıyla geçinen Levent Susar ve şifreli YGS ’den istediği sonucu alamayınca dershaneye gidebilmek için de gece saat 03.00’e kadar bir işte çalışan Yiğit Güner için hayat hiç de kolay değil.

Öğretmen adayları, gençler, ne kadar çalışsalar da geleceklerini kendileri değil ÖSYM ’nin hataları yönlendiriyor. Üstelik her yıl aynı filmi izliyor gibiler. Radikal ÖSYM ‘hata’larının bedelini ödemek zorunda kalan mağdurların hikâyelerini dinledi.

 

2 yılda 7 sınav, 9 hata

ÖSYM skandalları 2010 yılında başladı. KPSS ’de 500’ün üzerinde aday Eğitim Bilimleri testinde 120 sorunun tümünü doğru yaptı.

KPSS ’de kopyanın yankıları bitmeden Açıköğretim Sınavı’nda bir astsubayın üzerinden sınavın soruları ve cevapları çıktı. Kopya iddiaları savcılık soruşturmasıyla doğrulandı. ÖSYM Başkanı istifa etti. Yerine Ali Demir geçti.

2011 Yükseköğretime Geçiş Sınavı ’nda ( YGS ) şifre olduğu ortaya çıktı. Ali Demir önce reddetti sonra “Şifre var, kopya yok” dedi.

Sınav sonuçları tüm bu tartışmaların gölgesinde açıklandı. Bazı öğrencilerin puanların yanlış hesaplandığı ortaya çıktı.

Aynı YGS ’de üçüncü skandal Diyarbakır ’da YGS ’ye giren öğrencinin cevap anahtarının kaybolması oldu.

2011 ALES ’te İzmir ’deki bir okulda kitapçıktaki sorular eksik çıktı. Manisa’dan yedek kitapçık getirtildi, sınav geç başladı.

2011 yurtdışı yükseköğretim diplomaları denkliği için seviye tespit sınavı, 100 sorudan 75’i önceki yılın soruları olduğu için iptal edildi.

2012 KPSS ’de 2. oturum devam ederken iki farklı kaynaktan sabah oturumunda sorulan sorular internete düştü. Savcılık soruşturuyor.

2012 LYS puanların yanlış hesaplandığı iddia edildi. ÖSYM bir kez daha reddetti.

Gündüz dershane, gece iş

Yiğit Güner, 24 yaşında. Geçen sene üniversite sınavına girdiğinde şifre skandalı patlak verdi. Tüm öğrenciler gibi aklındaki şüphelerle girdiği ikinci sınavdan istediği sonucu alamadı. Yeniden hazırlanmak için dershaneye yazıldı. 3500 TL dershane parasını çıkarabilmek için de bir kafede işe başladı. Sabahtan öğleye kadar dershaneye gidiyor, öğleden gece saat 03.00’e kadar da çalışıyordu. Bu sene de puanların yanlış hesaplandığı iddiasıyla moral bozukluğu yaşıyor. Bir yandan puanının doğru hesaplanıp hesaplanmadığını, bir yandan da son iki ayın dershane borcunu düşünüyor. Çünkü son iki ay sınava daha iyi hazırlanabilmek için işten ayrılmıştı. Gençler Meydana İnisiyatifi eyleminde ÖSYM Başkanı’nı istifaya çağırırken “Artık ne açıklama ne özür istiyoruz. Hesap versinler. Geçen yıl da ‘Şifre yok’ dediler sonra kabul ettiler. Başarısızlığın sebebi ÖSYM . Pişkinlik yapıyor” diyor.

 

‘İptal’in en mağdur ismi

Mehtap Özüdoğru 2010 KPSS ’sinin en mağduruydu. Sınav iptal edilince ikinci sınava girdi. Ancak sonuçlar açıklandığında atanabilmek için yaş haddini yedi gün aşmıştı. Yüksek puanına rağmen atanmadı. Yaşadıklarından dolayı büyük bir üzüntü yaşadı, sağlığı bozuldu. Milli Eğitim Bakanlığı ’na dava açtı ve kazandı. Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı ’nın yaptığı bu işlemin hukuka uyarlığının bulunmadığını belirterek, bakanlık işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Halen Zonguldak’ta öğretmenlik yapıyor. Ancak Mehtap öğretmenin bir buçuk senesi kayboldu. Bu sürede işssizdi ve geçinebilmek için annesinin yanına taşındı. Yaşadığı mağduriyeti şöyle anlatıyor:

“Özel okullar da aynı yönetmeliğe göre alım yaptığı için özel bir okulda da iş bulamadım. İşsiz kaldım. Bekâr bir anneyim, kızımın velayeti bana ait. Kızım o yıl ilkokula başlayacaktı. Hangi okula yazdırsam sorun yaşadım. Nerede olacağım belli değildi. Şu an 3. sınıfa geçti. Zonguldak’ta bir okulda ama bu süreç kesinleşinceye kadar üç okul değiştirmek zorunda kaldı. Haksızlığı uğramış olmam güvensizlik yarattı. Artık kimseye ‘Çalış, çabala emeğinin karşılığını alırsın’ diyemiyorum.”

‘Seneye ne olur belli değil, istemediğim yerleri de yazdım’

Taylan Kör yeni mağdurlardan. Liseyi bu yıl bitirip üniversite giriş sınavına girdi. Puanların yanlış hesaplandığı iddası yüzünden hiçbir şeyden emin olmadığını söylüyor. Ancak yine de tercihlerini yapacak ve hiç istemese bile puanının yettiği bir bölümde okuyacak. Mutsuz bir üniversite ve meslek hayatına mahkûm olmasının sebebini açıklayınca çok da haksız olmadığını düşünüyor insan:

“ YGS ’de şifre, KPSS ’de soru sızdırma... ÖSYM sınav sonuçlarını 50 defa daha okusa yine de güvenim yok. Hissettiğim şey isyan. 10 tane tercih yaptım. Maliye, ekonometri, işletme, arkeoloji yazdım. Hiçbiri okumak istediğim yerler değil. Yine de yazdım çünkü seneye ÖSYM ’nin hangi skandalı ya da hangi sistemiyle karşılaşacağımız belli değil. Bir ay sonra eğitim sistemi yerle bir olmuş olabilir. 1994 kuşağıyım. Lise için OKS’ye girmiştim. Sonraki dönemlerde üç aşamalı oldu, adı SBS olarak değiştirildi. Sonra yine tek aşamaya döndü... Birçok kez değişti. Liseye girdim. 1. sınıftayken bir tek ÖSS vardı. İkinci sınıfa geçtiğimde iki sınav haline geldi. Seneler içinde katsayı bir arttı, bir azaldı, en sonunda kalktı. Artık herhangi bir yere gireyim de okuyayım diyorum. Şifre ya da ülkenin herhangi bir skandalına şaşırmıyorum artık. ÖSYM Başkanı’nın utanması varsa istifa etsin.”

‘Bu yaşa geldik ne ailemiz var ne de sosyal güvencemiz’

Levent Susar 36 yaşında. Hatay’da yaşıyor. Beden eğitimi öğretmenliğinden 2002 yılında mezun oldu. Yıllarca KPSS ’ye girip, yeterli puanı almaya çalıştı. 2010 KPSS ’de atanması için gerekli olan 73 puanı aldı. Kendi deyişiyle havalara uçtu. Ancak o yıl KPSS ’de kopya çekildiği ortaya çıkınca sınav yeniden yapıldı. ‘Ya aynı puanı alamazsam’ kaygısıyla, morali bozuk hazırlandı ikinci sınava. Bu kez 68 aldı. Ataması yapılan son kişi 69 puandaydı. Atanamadı. Bunalıma girdi. İnsanlarla iletişim kurmak istemiyordu, 2011 KPSS için hazırlanmak istemiyordu. Ailesinin desteğiyle yeniden hayata döndü. Bu yıl dershaneye giderek KPSS ’ye yeniden hazırlandı ve aynı filmi tekrar izliyor. “Soruların sızdırıldığı iddiasına şaşırmadım” diyor. Fırında, inşaatlarda çalışan, sürekli bir işi olmayan Susar isyan ediyor:

“Bu yaşa geldim ne ailem ne sosyal güvencem var. Öyle bir hal aldı ki alıştık artık. Sorular servis ediliyor. Resmen bu sene yaşananları duyunca normal karşıladım. Böyle bir hissiyat yarattılar bizde. METEKSAN hakkında suç duyurusunda bulundum. Bugüne kadar KPSS ’ye hazırlanmak için dershanelere 6-7 milyar para harcadım. Yazları fırında çalışıyorum. Şu an boştayım. Fabrikalara müracaat ediyorum, nitelikli işçi arıyorlar. İnşaatlarda çalıştım, birkaç gün sonra işten çıkardılar. Bilmiyorum ki inşaatta çalışmayı, beden eğitimi öğretmeni olmak için okudum. Yaşadığım yerde özel okul az, müraacat ettim olmadı. Hâlâ annemle yaşıyorum, babamdan kalan emekli maaşıyla geçiniyoruz. Hasta oluyorum hastaneye gidemiyorum. Ben de evim olsun, aile kurayım isterim. Çok geç kaldık hayata. Mahalle baskısı var ‘Bu sene de mi kazanamadın, bırak bu işleri’ diyorlar. Yeter artık! ÖSYM Başkanı istifa etsin. ÖSYM ’ye kimsenin güveni kalmadı, yeniden yapılandırılsın.”

(RADİKAL)

Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 09:56

Gösterim: 2014

Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılacak 500 kişilik Kürtçe aday öğretmenlik bölümü için 2 bin 500 kişi müracaatta bulundu.

kurtce basvuruÜniversite daha önce aldığı 500 aday öğretmen kararı ardından yoğun başvurunun yaşandığı Mardin Artuklu Üniversitesi'nde yarın yapılacak sınav öncesi hazırlıklar tamamlandı. Daha önce rektörlük binasında bulunan dersliklerde yapılması öngörülen sınav başvurularının beklenenden fazla olmasından dolayı, sınavın Mardin'de 6 merkezde yapılması kararlaştırıldı. Kürtçenin Kırmancı ve Zaza lehçelerinden yapılacak sınavda 15-20 cümlelik Türkçe metnin bu lehçelere çevrilmesi istenecek.

Şu ana kadar Zaza lehçesinden çoğu Bingöl'den olmak üzere 140 civarında başvuru alındı. Sınav değerlendirmesi yüzde 25 cevap yüzde 25 mezuniyet ortalaması yüzde 50 ALES puanı üzerinde değerlendirmeye tabi tutulacak. YÖK merkezi sınav sisteminin standartlarında bir sınav yapılacak. Sınav kâğıtları kapalı poşetler halinde sınav başkanlarına teslim edilecek. Bu sınav için şu ana kadar 6 kurs merkezi açıldı.

(ZAMAN)

> Kürtçe dersi öğretmenliği için 2 bin 500 başvuru

Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılacak 500 kişilik Kürtçe aday öğretmenlik bölümü için 2 bin 500 kişi müracaatta bulundu.

kurtce basvuruÜniversite daha önce aldığı 500 aday öğretmen kararı ardından yoğun başvurunun yaşandığı Mardin Artuklu Üniversitesi'nde yarın yapılacak sınav öncesi hazırlıklar tamamlandı. Daha önce rektörlük binasında bulunan dersliklerde yapılması öngörülen sınav başvurularının beklenenden fazla olmasından dolayı, sınavın Mardin'de 6 merkezde yapılması kararlaştırıldı. Kürtçenin Kırmancı ve Zaza lehçelerinden yapılacak sınavda 15-20 cümlelik Türkçe metnin bu lehçelere çevrilmesi istenecek.

Şu ana kadar Zaza lehçesinden çoğu Bingöl'den olmak üzere 140 civarında başvuru alındı. Sınav değerlendirmesi yüzde 25 cevap yüzde 25 mezuniyet ortalaması yüzde 50 ALES puanı üzerinde değerlendirmeye tabi tutulacak. YÖK merkezi sınav sisteminin standartlarında bir sınav yapılacak. Sınav kâğıtları kapalı poşetler halinde sınav başkanlarına teslim edilecek. Bu sınav için şu ana kadar 6 kurs merkezi açıldı.

(ZAMAN)

Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Temmuz 2012 14:48

Gösterim: 1748


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.