Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Sabah Gazetesi Yazarı Sait Gürsoy’un bugünkü yazısı.
Lisans Yerleştirme Sınavları'na kısa zaman kala üniversite puanlarının hesaplanma yöntemi değiştirildi. Biliyorsunuz artık yerleştirme hesabında, okulların kitlesel başarısı dikkate alınmayacaktı. Yalnızca kişisel başarı önemli olacaktı. Bu son dakika değişikliği özellikle fen ve Anadolu lisesi öğrencilerini şaşırttı. Şu anda uygulanmaya başlanması, bu yıl sınava girecekler için haksızlıktı.
Kişisel başarının esas alınması, olumlu gibi görülebilirdi; ancak bu uygulama bazı öğretmenlerin bol keseden not vermesine yol açabilecekti. Böylece, ciddi not veren liselerin öğrencileri mağdur olacaktı. Ne yazık ki çıplak diploma puanlarının, bir anda doğrudan ortaöğretim başarı puanına (OBP) dönüştürülmesi yanlış olacaktı. Notlar objektif ve tüm Türkiye'de aynı standartlarda değil.
Fen, Anadolu liselerinin öğrenci ve velilerinin itirazları üzerine AK Parti'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu torba yasa teklifinden sürpriz bir düzenleme çıktı. Teklife göre, bu yıl uygulanacak ve adayların kişisel başarısını öne çıkaracak OBP'den vazgeçilecek. Adayların üniversiteye yerleştirme puanı hesaplanırken, geçen yılki gibi okulların kitlesel başarısı olan, ağırlıklı ortaöğretim başarı (AOBP) puanı dikkate alınacak. Teklifin 9. maddesinde YÖK'ün 30 Kasım ve 1 Aralık 2011 tarihli kararıyla oluşturulan "ÖSYS Kılavuzu" esas alınacak. Böylece OBP sistemi bu yıla mahsus uygulanmayacak.
2012'de başvuruların ve sınavlara girişlerin, Ocak 2012'de açıklandığı gibi olması sisteme güven ve hukuk açısından doğru yaklaşım. OBP'nin etkisi 1982'den beri uygulanıyor. İlk önce öğrencinin kişisel başarısı göz önünde tutuluyordu. Bu uygulama fen ve Anadolu liselerini boşaltıyordu. 1999'da okulun kitlesel başarısı devreye sokuldu. Bu defa fen ve Anadolu liseleri mutlu olurken, diğer liseler mutsuz oldu. Anlayacağınız gibi, bu başarı puanı iki ucu pis değnek gibi.
2013 ÖSYS'de OBP'nin uygulanmasına başlanacak. Bence bu uygulama, nitelikli okullara ceza olacak. SBS'de öğrenciler bu okulları, üniversiteye girişte kitlesel başarısı yüksek diye seçti. Bu durumda, fen ve Anadolu liseleri yavaş yavaş boşalır. Çünkü öğrenciler diploma notunu artırmak için fen veya Anadolu lisesinden daha yüksek not alabileceği liseye geçecek. Puanını artırmak için her yola başvuracak. Bu yılki SBS tercihlerinde fen ve Anadolu liselerinin değer kaybedeceğini tahmin ediyorum.
SBS uygulamasında da benzer yaklaşımın sancıları yaşanırken, bu hastalığın yükseköğretim geçiş sistemine bulaştırılması, bence yanlış. Keşke yeni sistem, bu yıl ilk kez 9'uncu sınıfa başlayacak öğrencilere uygulanabilseydi, hiçbir genç mağdur olmazdı. Kısacası, YÖK 2013 için açıklanan diploma puanlarının standartlaştırılmadan çıplak haliyle 5 ile çarpılıp sonra 0.12 ile çarpılması kararını da mutlaka gözden geçirmeli.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sabah Gazetesi Yazarı Sait Gürsoy’un bugünkü yazısı.
Lisans Yerleştirme Sınavları'na kısa zaman kala üniversite puanlarının hesaplanma yöntemi değiştirildi. Biliyorsunuz artık yerleştirme hesabında, okulların kitlesel başarısı dikkate alınmayacaktı. Yalnızca kişisel başarı önemli olacaktı. Bu son dakika değişikliği özellikle fen ve Anadolu lisesi öğrencilerini şaşırttı. Şu anda uygulanmaya başlanması, bu yıl sınava girecekler için haksızlıktı.
Kişisel başarının esas alınması, olumlu gibi görülebilirdi; ancak bu uygulama bazı öğretmenlerin bol keseden not vermesine yol açabilecekti. Böylece, ciddi not veren liselerin öğrencileri mağdur olacaktı. Ne yazık ki çıplak diploma puanlarının, bir anda doğrudan ortaöğretim başarı puanına (OBP) dönüştürülmesi yanlış olacaktı. Notlar objektif ve tüm Türkiye'de aynı standartlarda değil.
Fen, Anadolu liselerinin öğrenci ve velilerinin itirazları üzerine AK Parti'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu torba yasa teklifinden sürpriz bir düzenleme çıktı. Teklife göre, bu yıl uygulanacak ve adayların kişisel başarısını öne çıkaracak OBP'den vazgeçilecek. Adayların üniversiteye yerleştirme puanı hesaplanırken, geçen yılki gibi okulların kitlesel başarısı olan, ağırlıklı ortaöğretim başarı (AOBP) puanı dikkate alınacak. Teklifin 9. maddesinde YÖK'ün 30 Kasım ve 1 Aralık 2011 tarihli kararıyla oluşturulan "ÖSYS Kılavuzu" esas alınacak. Böylece OBP sistemi bu yıla mahsus uygulanmayacak.
2012'de başvuruların ve sınavlara girişlerin, Ocak 2012'de açıklandığı gibi olması sisteme güven ve hukuk açısından doğru yaklaşım. OBP'nin etkisi 1982'den beri uygulanıyor. İlk önce öğrencinin kişisel başarısı göz önünde tutuluyordu. Bu uygulama fen ve Anadolu liselerini boşaltıyordu. 1999'da okulun kitlesel başarısı devreye sokuldu. Bu defa fen ve Anadolu liseleri mutlu olurken, diğer liseler mutsuz oldu. Anlayacağınız gibi, bu başarı puanı iki ucu pis değnek gibi.
2013 ÖSYS'de OBP'nin uygulanmasına başlanacak. Bence bu uygulama, nitelikli okullara ceza olacak. SBS'de öğrenciler bu okulları, üniversiteye girişte kitlesel başarısı yüksek diye seçti. Bu durumda, fen ve Anadolu liseleri yavaş yavaş boşalır. Çünkü öğrenciler diploma notunu artırmak için fen veya Anadolu lisesinden daha yüksek not alabileceği liseye geçecek. Puanını artırmak için her yola başvuracak. Bu yılki SBS tercihlerinde fen ve Anadolu liselerinin değer kaybedeceğini tahmin ediyorum.
SBS uygulamasında da benzer yaklaşımın sancıları yaşanırken, bu hastalığın yükseköğretim geçiş sistemine bulaştırılması, bence yanlış. Keşke yeni sistem, bu yıl ilk kez 9'uncu sınıfa başlayacak öğrencilere uygulanabilseydi, hiçbir genç mağdur olmazdı. Kısacası, YÖK 2013 için açıklanan diploma puanlarının standartlaştırılmadan çıplak haliyle 5 ile çarpılıp sonra 0.12 ile çarpılması kararını da mutlaka gözden geçirmeli.
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 Haziran 2012 13:10
Gösterim: 5332
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ABD ile vize konusunda ilk sinyali verdi: Artık görüşmelere başlayalım.
ABD-Türkiye Ekonomik ve Ticari Stratejik İşbirliği Çerçevesi'nin (ETSİÇ) İkinci Bakanlar Toplantısı, Türkiye tarafından Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ABD tarafından ise ABD Ticaret Temsilcisi Ron Kirk ve ABD Ticaret Bakan Vekili Rebecca Blank'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
ABD Ticaret Temsilcisi Ron Kirk, Türkiye ve ABD'nin tarihi, sarsılmaz çok yakın bir dostluğu bulunduğunu belirtti.
Kirk, birçok ABD kurumu ile birlikte çalıştıklarını ve bu kurumlara, özellikle Türkiye ile ticari, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için birlikte çalışmanın önemini dile getirdiklerini söyledi.
''Gelişen ve olgun bir ilişki olmasını bekliyoruz'' diyen Kirk, önemli olanın zorlukların nasıl aşılacağı, ortaklık, işbirliği ruhunun yansıtılması olduğunu söyledi. Kirk, ''Bence, gerçekten geleceğimiz çok çok parlak olacak'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, bir soru üzerine, vize konusunun gündem maddelerinden bir tanesi olduğunu ve uzunca bir süredir AB ile süren bir vize muafiyet süreci bulunduğunu hatırlatarak, süreçte hayli ilerlendiğini kaydetti. Babacan, ''ABD ile benzer bir süreç gerekli, bunlar uzun zaman isteyen konular. Bir an önce bu sürece başlamanın mesafe katetmenin önemli olacağını kendilerine ilettik'' dedi.
Kirk de toplantıda, vize için gün sayısının azaltılmasından bahsedildiğini söyledi.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ABD ile vize konusunda ilk sinyali verdi: Artık görüşmelere başlayalım.
ABD-Türkiye Ekonomik ve Ticari Stratejik İşbirliği Çerçevesi'nin (ETSİÇ) İkinci Bakanlar Toplantısı, Türkiye tarafından Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ABD tarafından ise ABD Ticaret Temsilcisi Ron Kirk ve ABD Ticaret Bakan Vekili Rebecca Blank'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
ABD Ticaret Temsilcisi Ron Kirk, Türkiye ve ABD'nin tarihi, sarsılmaz çok yakın bir dostluğu bulunduğunu belirtti.
Kirk, birçok ABD kurumu ile birlikte çalıştıklarını ve bu kurumlara, özellikle Türkiye ile ticari, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için birlikte çalışmanın önemini dile getirdiklerini söyledi.
''Gelişen ve olgun bir ilişki olmasını bekliyoruz'' diyen Kirk, önemli olanın zorlukların nasıl aşılacağı, ortaklık, işbirliği ruhunun yansıtılması olduğunu söyledi. Kirk, ''Bence, gerçekten geleceğimiz çok çok parlak olacak'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, bir soru üzerine, vize konusunun gündem maddelerinden bir tanesi olduğunu ve uzunca bir süredir AB ile süren bir vize muafiyet süreci bulunduğunu hatırlatarak, süreçte hayli ilerlendiğini kaydetti. Babacan, ''ABD ile benzer bir süreç gerekli, bunlar uzun zaman isteyen konular. Bir an önce bu sürece başlamanın mesafe katetmenin önemli olacağını kendilerine ilettik'' dedi.
Kirk de toplantıda, vize için gün sayısının azaltılmasından bahsedildiğini söyledi.
(milliyet)
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 Haziran 2012 12:49
Gösterim: 5378
ÖSYM'den yapılan bir açıklama ile KPSS 2012 Önlisans tercih süresinin 29 Haziran 2012 tarihine kadar uzatıldığı duyuruldu.
ÖSYM'den yapılan açıklamada KPSS 2012 Önlisans tercih süresinin sınav kılavuzunda yapılan bazı değişikliklerden ötürü 29 Haziran 2012 tarihine kadar uzatıldığı duyuruldu.
DUYURU
KPSS-2012/1 Tercih Kılavuzundan Yerleştirme İçin Tercih Yapan/Tercih Yapacak Olan Adayların Dikkatine:
18 Haziran 2012 tarihinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanan KPSS-2012/1 Tercih Kılavuzunda, Devlet Personel Başkanlığınıntalebi üzerine “ORTAÖĞRETİM MEZUNLARI İÇİN ARANAN NİTELİKLER (KPSS-2012/1)” Tablosunda aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler nedeniyle KPSS-2012/1 tercih süresi, 29 Haziran 2012 tarihi saat 23.59’da sona erecektir.
Kılavuz, yeni haliyle ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanmıştır. Tercih süresi içinde, tercihlerinde değişiklik yapmak isteyen adaylar tercihlerini değiştirebileceklerdir.
Adayların tercihlerini yaparken Kılavuzda yapılan düzenlemelere dikkat etmeleri gerekmektedir.
KPSS-2012/1 adaylarına önemle duyurulur.
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM'den yapılan bir açıklama ile KPSS 2012 Önlisans tercih süresinin 29 Haziran 2012 tarihine kadar uzatıldığı duyuruldu.
ÖSYM'den yapılan açıklamada KPSS 2012 Önlisans tercih süresinin sınav kılavuzunda yapılan bazı değişikliklerden ötürü 29 Haziran 2012 tarihine kadar uzatıldığı duyuruldu.
DUYURU
KPSS-2012/1 Tercih Kılavuzundan Yerleştirme İçin Tercih Yapan/Tercih Yapacak Olan Adayların Dikkatine:
18 Haziran 2012 tarihinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanan KPSS-2012/1 Tercih Kılavuzunda, Devlet Personel Başkanlığınıntalebi üzerine “ORTAÖĞRETİM MEZUNLARI İÇİN ARANAN NİTELİKLER (KPSS-2012/1)” Tablosunda aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler nedeniyle KPSS-2012/1 tercih süresi, 29 Haziran 2012 tarihi saat 23.59’da sona erecektir.
Kılavuz, yeni haliyle ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanmıştır. Tercih süresi içinde, tercihlerinde değişiklik yapmak isteyen adaylar tercihlerini değiştirebileceklerdir.
Adayların tercihlerini yaparken Kılavuzda yapılan düzenlemelere dikkat etmeleri gerekmektedir.
KPSS-2012/1 adaylarına önemle duyurulur.
(haber7)
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 Haziran 2012 11:46
Gösterim: 4566
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri bu yıl yapılacak olan atamalarda adil atama taleplerini Milli eğitim Bakanlığı’na açık mektupla dile getirdiler.
Merhaba biz “Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri” olarak hakkımız olan kontenjanların verilmesini istiyoruz.
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri “Dil ve Anlatım” dersi ile “Türk Edebiyatı” derslerine girmektedir. Dil ve Anlatım dersi haftada en az 2 saat, Türk Edebiyatı dersi de haftada en az 3 saattir. Yani bir Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni bir sınıfa(seçmeli dersler hariç) en az 5 saat derse girmektedir.
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği branşı liselerde en fazla derse giren ilk iki branştan biridir.
Bakanlığın açıklamasına göre Sınıf Öğretmenliği branşı ile Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği branşlarında ihtiyaç sayısı ve bekleyen öğretmen sayısı hemen hemen aynıdır. Ama buna rağmen şubat ayında yapılan 17 binlik öğretmen atamasında sınıf öğretmenliği branşına 5000’e yakın kontenjan verilirken Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği branşına 500’e yakın bir kontenjan ancak verilmiştir. İhtiyaç sayısı aynı olduğuna göre neden biz Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri’ ne hemen hemen 10 kat düşük bir kontenjan verilmiştir?
Şubat atamasında birkaç branş hariç diğer branş öğretmenlerinin hepsi mağdur olmuştur.
Ygs’ de Edebiyat Başarısının düşmesin sebebi şu anda bile 6 bin küsür (12 yıllık zorunlu eğitimle birlikte çok daha fazla artacaktır) Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ihtiyacı olmasına rağmen Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri” ni atamayan bir politikada aramak gerekir.
Ayrıca ücretli öğretmenler sisteme zarar veriyor, çünkü ücretli öğretmenler bir dönem çalışıp diğer dönem işi bırakıyorlar. Bu sebeple birçok “Dil Anlatım” ve Türk Edebiyatı” dersleri boş geçiyor. Hatta bazı okullarda alanı olmamasına rağmen bu derslere giriyor. Bu sebeple de “Dil Anlatım” ve “Türk Edebiyatı” derslerinden istenildiği kadar verim alınamıyor.
Çözüm ise acil olarak TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ ataması yapmaktır.
Biz “Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri” olarak AĞUSTOSTA yapılacak atamada branş öğretmen ağırlıklı öğretmen ataması yapılmasını ve bu atamada da ;
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümüne “EN AZ 5000 KONTENJAN” verilmesini istiyoruz.
Türk Dili Edebiyatı Öğretmenleri
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri bu yıl yapılacak olan atamalarda adil atama taleplerini Milli eğitim Bakanlığı’na açık mektupla dile getirdiler.
Merhaba biz “Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri” olarak hakkımız olan kontenjanların verilmesini istiyoruz.
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri “Dil ve Anlatım” dersi ile “Türk Edebiyatı” derslerine girmektedir. Dil ve Anlatım dersi haftada en az 2 saat, Türk Edebiyatı dersi de haftada en az 3 saattir. Yani bir Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni bir sınıfa(seçmeli dersler hariç) en az 5 saat derse girmektedir.
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği branşı liselerde en fazla derse giren ilk iki branştan biridir.
Bakanlığın açıklamasına göre Sınıf Öğretmenliği branşı ile Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği branşlarında ihtiyaç sayısı ve bekleyen öğretmen sayısı hemen hemen aynıdır. Ama buna rağmen şubat ayında yapılan 17 binlik öğretmen atamasında sınıf öğretmenliği branşına 5000’e yakın kontenjan verilirken Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği branşına 500’e yakın bir kontenjan ancak verilmiştir. İhtiyaç sayısı aynı olduğuna göre neden biz Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri’ ne hemen hemen 10 kat düşük bir kontenjan verilmiştir?
Şubat atamasında birkaç branş hariç diğer branş öğretmenlerinin hepsi mağdur olmuştur.
Ygs’ de Edebiyat Başarısının düşmesin sebebi şu anda bile 6 bin küsür (12 yıllık zorunlu eğitimle birlikte çok daha fazla artacaktır) Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ihtiyacı olmasına rağmen Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri” ni atamayan bir politikada aramak gerekir.
Ayrıca ücretli öğretmenler sisteme zarar veriyor, çünkü ücretli öğretmenler bir dönem çalışıp diğer dönem işi bırakıyorlar. Bu sebeple birçok “Dil Anlatım” ve Türk Edebiyatı” dersleri boş geçiyor. Hatta bazı okullarda alanı olmamasına rağmen bu derslere giriyor. Bu sebeple de “Dil Anlatım” ve “Türk Edebiyatı” derslerinden istenildiği kadar verim alınamıyor.
Çözüm ise acil olarak TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ ataması yapmaktır.
Biz “Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri” olarak AĞUSTOSTA yapılacak atamada branş öğretmen ağırlıklı öğretmen ataması yapılmasını ve bu atamada da ;
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümüne “EN AZ 5000 KONTENJAN” verilmesini istiyoruz.
Türk Dili Edebiyatı Öğretmenleri
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 Haziran 2012 12:35
Gösterim: 5642
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) ortaklaşa yürüttüğü yeni öğretmen yetiştirme sisteminin ayrıntıları netleşiyor.
Uzmanlar üç yeni model üzerinde çalışıyor. Buna göre, birinci formülde sadece eğitim fakülteleri, ikinci yöntemde eğitim fakültelerinin yanı sıra fen edebiyatlar, üçüncüde ise bütün fakülteler öğretmen yetiştirebilecek.
Özellikle mezun sayısının her geçen gün artması ve kimi bölümlerin ihtiyacın çok üzerinde mezun vermesi, yeni arayışları hızlandırdı. Birinci alternatife göre öğretmen yetiştirmede tek kaynak eğitim fakülteleri olacak. Fen edebiyatlara artık formasyon verilmeyecek. Ancak bu formüle fen edebiyat fakülteleri şiddetle itiraz ediyor. Bu durumun fen edebiyatları bitireceği öne sürülüyor. Ara formül olarak mevcut fen edebiyat öğrencilerinin formasyon alabilmesi, yeni girecek öğrencilere ise formasyon verilmemesi kararlaştırıldı. Ancak nihai karar, öğretmen yetiştirilmesi konusundaki kararla birlikte şekillenecek.
İkinci alternatife göre eğitim fakülteleri ilk ve ortaokula öğretmen yetiştirecek. Bu konuda ilk icraat olarak eğitim fakültelerinin ikinci öğretimleri ve uzaktan eğitim veren bölümleri kapatıldı. Bu formüle göre fen edebiyatlar sadece liseler için öğretmen yetiştirecek. Bu formülle hem fen edebiyat hem de eğitim fakültelerinin hayatiyetlerini devam ettirmesi amaçlanıyor. Ancak eğitim fakülteleri, liselerin fen edebiyatlara bırakılmasına itiraz ediyor.
En tartışmalı öneri ise üçüncü formül. Buna göre öğretmenlik sistemi bütün fakültelere açılacak. Buna göre her üniversite mezunu öğretmenlik için başvurabilecek. Yapılacak alan sınavlarında başarı gösterenler öğretmen olarak atanacak. Ancak bir süre formasyon eğitimine tabi tutulacaklar. Örneğin en iyi matematik puanı alan adaylar, daha sonra bir iki yıllık formasyon eğitimi alarak öğretmen olabilecek.
YÖK ile MEB, bu formüller üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Milli Eğitim, nihai kararı YÖK'ün önerisini dikkate alarak verecek. Fen edebiyatları yeni tercih edecek adayların durumu da bu kararın ardından kesinlik kazanacak.
274 bin öğretmen adayı var
Halen KPSS'ye girmiş ve atama bekleyen 247 bin öğretmen adayı var. Bu yıl ise eğitim fakülteleri ile fen edebiyatlardan yaklaşık 70 bin kişi mezun olacak. Ancak 12 yıllık eğitim sistemine geçilmesinin ardından Türkiye'nin yıllık öğretmen ihtiyacı yaklaşık 15 bin kişi olacak. Ayrıca MEB, Türkiye nüfusunun 2020'den sonra azalışa geçeceği ve 2030'lu yıllarda mevcut öğretmenlerin de fazla kalacağı yönünde hazırladığı raporu YÖK'e sundu.
(hürriyetegitim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) ortaklaşa yürüttüğü yeni öğretmen yetiştirme sisteminin ayrıntıları netleşiyor.
Uzmanlar üç yeni model üzerinde çalışıyor. Buna göre, birinci formülde sadece eğitim fakülteleri, ikinci yöntemde eğitim fakültelerinin yanı sıra fen edebiyatlar, üçüncüde ise bütün fakülteler öğretmen yetiştirebilecek.
Özellikle mezun sayısının her geçen gün artması ve kimi bölümlerin ihtiyacın çok üzerinde mezun vermesi, yeni arayışları hızlandırdı. Birinci alternatife göre öğretmen yetiştirmede tek kaynak eğitim fakülteleri olacak. Fen edebiyatlara artık formasyon verilmeyecek. Ancak bu formüle fen edebiyat fakülteleri şiddetle itiraz ediyor. Bu durumun fen edebiyatları bitireceği öne sürülüyor. Ara formül olarak mevcut fen edebiyat öğrencilerinin formasyon alabilmesi, yeni girecek öğrencilere ise formasyon verilmemesi kararlaştırıldı. Ancak nihai karar, öğretmen yetiştirilmesi konusundaki kararla birlikte şekillenecek.
İkinci alternatife göre eğitim fakülteleri ilk ve ortaokula öğretmen yetiştirecek. Bu konuda ilk icraat olarak eğitim fakültelerinin ikinci öğretimleri ve uzaktan eğitim veren bölümleri kapatıldı. Bu formüle göre fen edebiyatlar sadece liseler için öğretmen yetiştirecek. Bu formülle hem fen edebiyat hem de eğitim fakültelerinin hayatiyetlerini devam ettirmesi amaçlanıyor. Ancak eğitim fakülteleri, liselerin fen edebiyatlara bırakılmasına itiraz ediyor.
En tartışmalı öneri ise üçüncü formül. Buna göre öğretmenlik sistemi bütün fakültelere açılacak. Buna göre her üniversite mezunu öğretmenlik için başvurabilecek. Yapılacak alan sınavlarında başarı gösterenler öğretmen olarak atanacak. Ancak bir süre formasyon eğitimine tabi tutulacaklar. Örneğin en iyi matematik puanı alan adaylar, daha sonra bir iki yıllık formasyon eğitimi alarak öğretmen olabilecek.
YÖK ile MEB, bu formüller üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Milli Eğitim, nihai kararı YÖK'ün önerisini dikkate alarak verecek. Fen edebiyatları yeni tercih edecek adayların durumu da bu kararın ardından kesinlik kazanacak.
274 bin öğretmen adayı var
Halen KPSS'ye girmiş ve atama bekleyen 247 bin öğretmen adayı var. Bu yıl ise eğitim fakülteleri ile fen edebiyatlardan yaklaşık 70 bin kişi mezun olacak. Ancak 12 yıllık eğitim sistemine geçilmesinin ardından Türkiye'nin yıllık öğretmen ihtiyacı yaklaşık 15 bin kişi olacak. Ayrıca MEB, Türkiye nüfusunun 2020'den sonra azalışa geçeceği ve 2030'lu yıllarda mevcut öğretmenlerin de fazla kalacağı yönünde hazırladığı raporu YÖK'e sundu.
(hürriyetegitim)
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 Haziran 2012 11:20
Gösterim: 6604

