Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanlığı, okullara bu yıl uygulanacak yeni ortaöğretime geçiş sistemine ilişkin herhangi bir aksaklığın yaşanmaması ve gerekli tedbirlerin alınması yönünde uyarıda bulundu. İşte alınacak önlemler…

-Ortaokulların 8. sınıflarında görev yapan öğretmenlerden rapor, izin ve başka mazeretlere bağlı olarak göreve gelmeyenlerin yerine, öğretmen görevlendirilmesi suretiyle derslerin işlenmesinde herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesine özen gösterilecek

-Alınan tedbirlere rağmen öğretmen temininde güçlük çekilen derslerde okul müdürlüklerince ivedikle il/ilçe milli eğitim müdürlükleriyle iletişime geçilerek boş geçen derslerle ilgili gerekli tedbirler zamanında alınacak

-Ortak sınav yapılacak dersler için, okullardaki kadrolu branş öğretmenler öncelikle 8. sınıflarda görevlendirilecek

-Okullarda branş öğretmeninin eksik kalması halinde okulun bulunduğu eğitim bölgesindeki diğer ortaokullarından, ortaöğretim kurumlarından veya ilçe/il genelindeki diğer eğitim kurumlarından branş öğretmenler görevlendirilecek

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okulları yeni ortaöğretime geçiş sistemine ilişkin herhangi bir aksaklığa sebebiyet vermemeleri ve gerekli tedbirleri almaları yönünde uyardı.

Alınan tedbrilere rağmen öğretmen temininde güçlük çekilen derslerde okul müdürlüklerince ivedikle il/ilçe milli eğitim müdürlükleriyle iletişime geçilerek boş geçen derslerle ilgili gerekli tedbirler zamanında alınacak. Ortak sınav yapılacak dersler için, okullardaki kadrolu branş öğretmenleri öncelikle 8. sınıflarda görevlendirilecek.

Bakanlıkça yayımlanan genelgede, temel eğitimden ortaöğretime geçişte öğretmenin ve okulun rolünü artırarak sınav kaygısından uzan bir değerlendirme sürecini içeren yeni sistemin, 2013-2014 eğitim öğretim yılında uygulanacağı anımsatıldı.

Oluşturulan yeni yapının merkezi değerlendirmeyi kaldırarak, okul düzeyinde işlenen dersleri ve yapılan değerlendirmeleri ön plana çıkardığı vurgulandı. 

Sistemin yeni olması sebebiyle oluşabilecek bazı aksaklıkların önüne geçmek için, doğru bilgilendirmelerin yapılmasının yanında, var olan insan kaynağından da etkili bir biçimde yararlanmayı da gerektirdiği belirtilerek, ortaokulların 8. sınıflarında okuyan öğrencilerin Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, T.C İnkılap Tarihi, Yabancı Dil ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden birinci ve ikinci yarıyılda birer ortak yazılı sınava girecekleri hatırlatıldı.

Genelgeye göre, ortaokulların 8. sınıflarında okutulan bu derslerde ülke genelinde birliktelik ve eş güdümün sağlanması amacıyla Talim ve Terbiye Kurulunca duyurulan takvimi öğretmenler yıllık planlarına uygulayacak, uygulamada bütünlük yetkililerce sağlanacak. 

Ücret karşılığı görevlendirmeler yapılabilecek

Ortaokulların 8. sınıflarında görev yapan öğretmenlerden rapor, izin ve başka mazeretlere bağlı olarak göreve gelmeyenlerin yerine, öğretmen görevlendirilmesi suretiyle derslerin işlenmesinde herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesine özen gösterilecek.

Alınan tedbrilere rağmen öğretmen temininde güçlük çekilen derslerde okul müdürlüklerince ivedikle il/ilçe milli eğitim müdürlükleriyle iletişime geçilerek boş geçen derslerle ilgili gerekli tedbirler zamanında alınacak.

Ortak sınav yapılacak dersler için, okullardaki kadrolu branş öğretmenleri öncelikle 8. sınıflarda görevlendirilecek. Okullarda branş öğretmeninin eksik kalması halinde okulun bulunduğu eğitim bölgesindeki diğer ortaokullarından, ortaöğretim kurumlarından veya ilçe-il genelindeki diğer eğitim kurumlarından branş öğretmenleri görevlendirilecek.

Tüm bu tedbirlere rağmen ihitiyacın karşılanmaması halinde ise alan mezunlarından ücret karşılığı görevlendirmeler yapılarak gerekli tedbirler alınacak.

İllerde ortaokulların 8. sınıflarında ortak sınav yapılacak altı dersle ilgili tedbirler alınarak, öğretmen dağılımları bakanlığa bildirilecek.

> MEB'den okullara ‘yeni sınav sistemi’ ile ilgili uyarı

Milli Eğitim Bakanlığı, okullara bu yıl uygulanacak yeni ortaöğretime geçiş sistemine ilişkin herhangi bir aksaklığın yaşanmaması ve gerekli tedbirlerin alınması yönünde uyarıda bulundu. İşte alınacak önlemler…

-Ortaokulların 8. sınıflarında görev yapan öğretmenlerden rapor, izin ve başka mazeretlere bağlı olarak göreve gelmeyenlerin yerine, öğretmen görevlendirilmesi suretiyle derslerin işlenmesinde herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesine özen gösterilecek

-Alınan tedbirlere rağmen öğretmen temininde güçlük çekilen derslerde okul müdürlüklerince ivedikle il/ilçe milli eğitim müdürlükleriyle iletişime geçilerek boş geçen derslerle ilgili gerekli tedbirler zamanında alınacak

-Ortak sınav yapılacak dersler için, okullardaki kadrolu branş öğretmenler öncelikle 8. sınıflarda görevlendirilecek

-Okullarda branş öğretmeninin eksik kalması halinde okulun bulunduğu eğitim bölgesindeki diğer ortaokullarından, ortaöğretim kurumlarından veya ilçe/il genelindeki diğer eğitim kurumlarından branş öğretmenler görevlendirilecek

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okulları yeni ortaöğretime geçiş sistemine ilişkin herhangi bir aksaklığa sebebiyet vermemeleri ve gerekli tedbirleri almaları yönünde uyardı.

Alınan tedbrilere rağmen öğretmen temininde güçlük çekilen derslerde okul müdürlüklerince ivedikle il/ilçe milli eğitim müdürlükleriyle iletişime geçilerek boş geçen derslerle ilgili gerekli tedbirler zamanında alınacak. Ortak sınav yapılacak dersler için, okullardaki kadrolu branş öğretmenleri öncelikle 8. sınıflarda görevlendirilecek.

Bakanlıkça yayımlanan genelgede, temel eğitimden ortaöğretime geçişte öğretmenin ve okulun rolünü artırarak sınav kaygısından uzan bir değerlendirme sürecini içeren yeni sistemin, 2013-2014 eğitim öğretim yılında uygulanacağı anımsatıldı.

Oluşturulan yeni yapının merkezi değerlendirmeyi kaldırarak, okul düzeyinde işlenen dersleri ve yapılan değerlendirmeleri ön plana çıkardığı vurgulandı. 

Sistemin yeni olması sebebiyle oluşabilecek bazı aksaklıkların önüne geçmek için, doğru bilgilendirmelerin yapılmasının yanında, var olan insan kaynağından da etkili bir biçimde yararlanmayı da gerektirdiği belirtilerek, ortaokulların 8. sınıflarında okuyan öğrencilerin Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, T.C İnkılap Tarihi, Yabancı Dil ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden birinci ve ikinci yarıyılda birer ortak yazılı sınava girecekleri hatırlatıldı.

Genelgeye göre, ortaokulların 8. sınıflarında okutulan bu derslerde ülke genelinde birliktelik ve eş güdümün sağlanması amacıyla Talim ve Terbiye Kurulunca duyurulan takvimi öğretmenler yıllık planlarına uygulayacak, uygulamada bütünlük yetkililerce sağlanacak. 

Ücret karşılığı görevlendirmeler yapılabilecek

Ortaokulların 8. sınıflarında görev yapan öğretmenlerden rapor, izin ve başka mazeretlere bağlı olarak göreve gelmeyenlerin yerine, öğretmen görevlendirilmesi suretiyle derslerin işlenmesinde herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesine özen gösterilecek.

Alınan tedbrilere rağmen öğretmen temininde güçlük çekilen derslerde okul müdürlüklerince ivedikle il/ilçe milli eğitim müdürlükleriyle iletişime geçilerek boş geçen derslerle ilgili gerekli tedbirler zamanında alınacak.

Ortak sınav yapılacak dersler için, okullardaki kadrolu branş öğretmenleri öncelikle 8. sınıflarda görevlendirilecek. Okullarda branş öğretmeninin eksik kalması halinde okulun bulunduğu eğitim bölgesindeki diğer ortaokullarından, ortaöğretim kurumlarından veya ilçe-il genelindeki diğer eğitim kurumlarından branş öğretmenleri görevlendirilecek.

Tüm bu tedbirlere rağmen ihitiyacın karşılanmaması halinde ise alan mezunlarından ücret karşılığı görevlendirmeler yapılarak gerekli tedbirler alınacak.

İllerde ortaokulların 8. sınıflarında ortak sınav yapılacak altı dersle ilgili tedbirler alınarak, öğretmen dağılımları bakanlığa bildirilecek.

Son Güncelleme: Cuma, 11 Ekim 2013 11:48

Gösterim: 1916

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Sanat Tarihi 3. sınıf öğrencisi Elif Kurt, geçtiğimiz salı günü okulda şortu nedeniyle bir başka öğrencinin sözlü saldırısına maruz kaldı. Kurt, kendisine hakaret eden öğrenci hakkında dekanlığa şikâyette bulundu.

Üniversitenin Şişli’deki Fen Edebiyat Fakültesi’nin kantininde geçtiğimiz salı günü yaşanan olay, Elif Kurt’un anlatımına göre şöyle gerçekleşti: Kantinde tek başına çay içen Kurt’un yanına daha önce hiç tanımadığı bir kişi yaklaştı. Aynı okulda İstatistik bölümünde öğrenci olduğu öğrenilen bu kişi, Kurt’a önce “Bu şortun hali ne böyle” dedi.

Kurt’un “Şaka mı yapıyorsun?” sorusu üzerine bu kişi ses tonunu yükselterek, “O.... böyle giyinemezsin” diyerek Kurt’a doğru yöneldi. Bunun üzerine Elif Kurt’un da ayağa kalkmasının ardından kantinde bulunanlar araya girerek olaya müdahale etti.

‘Seri katil olabilirim’

Yaşananların ardından Elif Kurt, dekana giderek kendisine sözlü saldırıda bulunan öğrenciden şikâyetçi oldu. Dekanlığa şikâyet dilekçesi vermesinin ardından da ertesi sabah bir gün önce kendisine saldıran kişi tekrar Kurt’un yanına geldi ve Kurt’tan özür diledi. Bu kişinin “Aklım gidip geliyor, ilaç kullanıyorum” şeklindeki sözlerinin üzerine Kurt, “Madem pişmansın o zaman dilekçemi geri alacağım” diyerek şikâyet dilekçesini geri çekti. Ancak aynı kişinin bir süre sonra tekrar yanına gelerek kendisine, “Kadınlara tahammülüm yok. Kadınlardan nefret ediyorum. Yakında seri katil olabilirim ama benden korktuğun için sana bir şey yapmayacağım” dediğini iddia eden Kurt, dekanlıktan yeniden dilekçesinin yürürlüğe konulmasını istedi. Şikâyetçi kolduğu kişinin tehditvari sözlerini dekana da anlattığını söyleyen Kurt, “Dekana ‘Bomonti’de bulunan kampüsteki binalar çok ıssız. Okulda bazı katlar çok tenha oluyor, bir kız arkadaşımıza orada bir şey yapsa kimse duymaz’ dedim. Ancak dekandan, ‘Okulların kuralları, işleyişleri vardır. Şikâyetçi ol ama en fazla uyarı alır. Uzaklaştırma almaz. Seni sokaktaki tinerciden devlet mi koruyor?’ yanıtını aldım. Tek desteği hocalarımdan aldım” diye konuştu.

Kendisine saldıran kişiyi okulda çok az kişinin tanıdığını belirten Kurt, “Önce okulda provokasyon yaratmak isteyen biri olduğunu düşündüm. Fakat kendisini tanıyanlar provokasyon yapmadığını gerçekten sorunları bulunduğunu söylediler. Şortuma yönelik bir tepkiden dolayı hâlâ aklımda provokasyon ihtimali var” dedi.

‘Konuyu inceliyoruz’

 Konu hakkında görüştüğümüz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kayhan Ülker, konuyu incelediklerini belirtti ve “Üniversitemizde herhangi birinin kıyafetine karışılması düşünülemez. Kimsenin kimse üzerinde baskı hakkı yoktur. Biz konuyu inceliyoruz” dedi. Ülker ayrıca, Dekan Fatma Şenyücel’in “Seni sokaktaki tinerciden de devlet mi koruyor” tarzı bir cümle kurduğunu düşünmediğini dile getirdi.

Kaynak Milliyet

> Üniversitede şort giyen öğrenciye taciz

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Sanat Tarihi 3. sınıf öğrencisi Elif Kurt, geçtiğimiz salı günü okulda şortu nedeniyle bir başka öğrencinin sözlü saldırısına maruz kaldı. Kurt, kendisine hakaret eden öğrenci hakkında dekanlığa şikâyette bulundu.

Üniversitenin Şişli’deki Fen Edebiyat Fakültesi’nin kantininde geçtiğimiz salı günü yaşanan olay, Elif Kurt’un anlatımına göre şöyle gerçekleşti: Kantinde tek başına çay içen Kurt’un yanına daha önce hiç tanımadığı bir kişi yaklaştı. Aynı okulda İstatistik bölümünde öğrenci olduğu öğrenilen bu kişi, Kurt’a önce “Bu şortun hali ne böyle” dedi.

Kurt’un “Şaka mı yapıyorsun?” sorusu üzerine bu kişi ses tonunu yükselterek, “O.... böyle giyinemezsin” diyerek Kurt’a doğru yöneldi. Bunun üzerine Elif Kurt’un da ayağa kalkmasının ardından kantinde bulunanlar araya girerek olaya müdahale etti.

‘Seri katil olabilirim’

Yaşananların ardından Elif Kurt, dekana giderek kendisine sözlü saldırıda bulunan öğrenciden şikâyetçi oldu. Dekanlığa şikâyet dilekçesi vermesinin ardından da ertesi sabah bir gün önce kendisine saldıran kişi tekrar Kurt’un yanına geldi ve Kurt’tan özür diledi. Bu kişinin “Aklım gidip geliyor, ilaç kullanıyorum” şeklindeki sözlerinin üzerine Kurt, “Madem pişmansın o zaman dilekçemi geri alacağım” diyerek şikâyet dilekçesini geri çekti. Ancak aynı kişinin bir süre sonra tekrar yanına gelerek kendisine, “Kadınlara tahammülüm yok. Kadınlardan nefret ediyorum. Yakında seri katil olabilirim ama benden korktuğun için sana bir şey yapmayacağım” dediğini iddia eden Kurt, dekanlıktan yeniden dilekçesinin yürürlüğe konulmasını istedi. Şikâyetçi kolduğu kişinin tehditvari sözlerini dekana da anlattığını söyleyen Kurt, “Dekana ‘Bomonti’de bulunan kampüsteki binalar çok ıssız. Okulda bazı katlar çok tenha oluyor, bir kız arkadaşımıza orada bir şey yapsa kimse duymaz’ dedim. Ancak dekandan, ‘Okulların kuralları, işleyişleri vardır. Şikâyetçi ol ama en fazla uyarı alır. Uzaklaştırma almaz. Seni sokaktaki tinerciden devlet mi koruyor?’ yanıtını aldım. Tek desteği hocalarımdan aldım” diye konuştu.

Kendisine saldıran kişiyi okulda çok az kişinin tanıdığını belirten Kurt, “Önce okulda provokasyon yaratmak isteyen biri olduğunu düşündüm. Fakat kendisini tanıyanlar provokasyon yapmadığını gerçekten sorunları bulunduğunu söylediler. Şortuma yönelik bir tepkiden dolayı hâlâ aklımda provokasyon ihtimali var” dedi.

‘Konuyu inceliyoruz’

 Konu hakkında görüştüğümüz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kayhan Ülker, konuyu incelediklerini belirtti ve “Üniversitemizde herhangi birinin kıyafetine karışılması düşünülemez. Kimsenin kimse üzerinde baskı hakkı yoktur. Biz konuyu inceliyoruz” dedi. Ülker ayrıca, Dekan Fatma Şenyücel’in “Seni sokaktaki tinerciden de devlet mi koruyor” tarzı bir cümle kurduğunu düşünmediğini dile getirdi.

Kaynak Milliyet

Son Güncelleme: Cuma, 11 Ekim 2013 11:14

Gösterim: 1997

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, dershanelerin kapatılarak özel okullara dönüştürülmesi ile ilgili olarak TBMM’ye soru önergesi verdi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na dershanelerin kapatılarak özel okullara dönüştürülmesi için yapılan çalışmalar hakkında yazılı soru önergesi verildi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay tarafından verilen önergede dershanelere hangi teşviklerin verileceği soruldu. Altay’ın önergesinde şu sorulara yer verdi:

"Özel okullara dönüşümü uygun olan özel dershaneler hangileridir? İllere göre dağılımı nedir? Şartları uygun olmayan dershaneler atıl mı kalacaktır? Özel öğretim kurumları mevzuatında yer alan özel okullar için aranan ölçütlerin dershaneden dönüştürecek okullar için talep edilmeyeceği ihtimali var mıdır? Halen faaliyet gösteren dershane, etüt merkezi gibi özel öğretim kurumlarının derslik, materyal, arsa ve personel bilgileri Bakanlığınızda mevcut mudur?

1 Ocak 2014 tarihinden itibaren ruhsatları yenilenmeyen dershaneler yasa dışı mı olacaktır? Özel ders uygulamasının, kaçak kursların ve merdiven altı dershanelerin yasa dışı bir şekilde faaliyet göstermesi karşısında ne tür önlemler alacaksınız?"

> Dershanelerin kapatılması TBMM gündeminde

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, dershanelerin kapatılarak özel okullara dönüştürülmesi ile ilgili olarak TBMM’ye soru önergesi verdi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na dershanelerin kapatılarak özel okullara dönüştürülmesi için yapılan çalışmalar hakkında yazılı soru önergesi verildi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay tarafından verilen önergede dershanelere hangi teşviklerin verileceği soruldu. Altay’ın önergesinde şu sorulara yer verdi:

"Özel okullara dönüşümü uygun olan özel dershaneler hangileridir? İllere göre dağılımı nedir? Şartları uygun olmayan dershaneler atıl mı kalacaktır? Özel öğretim kurumları mevzuatında yer alan özel okullar için aranan ölçütlerin dershaneden dönüştürecek okullar için talep edilmeyeceği ihtimali var mıdır? Halen faaliyet gösteren dershane, etüt merkezi gibi özel öğretim kurumlarının derslik, materyal, arsa ve personel bilgileri Bakanlığınızda mevcut mudur?

1 Ocak 2014 tarihinden itibaren ruhsatları yenilenmeyen dershaneler yasa dışı mı olacaktır? Özel ders uygulamasının, kaçak kursların ve merdiven altı dershanelerin yasa dışı bir şekilde faaliyet göstermesi karşısında ne tür önlemler alacaksınız?"

Son Güncelleme: Perşembe, 10 Ekim 2013 15:59

Gösterim: 1906

Milli Eğitim Bakanı Avcı, kıyafet konusunda okullardaki anketlerde sonuç neyse okul idaresinin bunu uygulamak zorunda olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Her okulda velilerin yüzde 51'i ne istiyorsa olacak dedik. Velilerimizin yüzde 51'i 'serbest kıyafet olsun' diyorsa serbest kıyafet, yüzde 51'i ya da fazlası 'forma olsun diyorsa' forma olacak. Dolayısıyla karar sizin kararınız olacak" dedi.

Avcı, Kağıthane Belediyesi ile hayırsever Erden Timur'un katkılarıyla yeniden yapılan Nef İlkokulu'nun açılış törenine katıldı.

Törende konuşan Avcı, kürsüye gelen bir kız çocuğunun kendisine verdiği notta "Sayın Bakanım okullarda forma uygulaması istiyoruz"yazdığını söyleyen Avcı, şunları kaydetti:

"Her okulda velilerin yüzde 51'i ne istiyorsa olacak dedik. Velilerimizin yüzde 51'i 'serbest kıyafet olsun' diyorsa serbest kıyafet, yüzde 51'i ya da fazlası 'forma olsun diyorsa' forma olacak. Dolayısıyla karar, sizin kararınız olacak. Siz forma istiyorsanız ki, okullarda yapılan anketlerde ben de görüyorum, çok yüksek oranda forma talebi çıkıyor ve onlar formaya geçiyorlar. Yani serbest kıyafet seçenekleri içerisinde forma seçme hürriyetiniz de var. Velilerimizin yüzde 51'i 'bu okulda forma giyilsin' diyorsa okul idaresi formayı uygulamak durumunda. Dolayısıyla top sizde."

> Okul kıyafetinde karar veliye ait

Milli Eğitim Bakanı Avcı, kıyafet konusunda okullardaki anketlerde sonuç neyse okul idaresinin bunu uygulamak zorunda olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Her okulda velilerin yüzde 51'i ne istiyorsa olacak dedik. Velilerimizin yüzde 51'i 'serbest kıyafet olsun' diyorsa serbest kıyafet, yüzde 51'i ya da fazlası 'forma olsun diyorsa' forma olacak. Dolayısıyla karar sizin kararınız olacak" dedi.

Avcı, Kağıthane Belediyesi ile hayırsever Erden Timur'un katkılarıyla yeniden yapılan Nef İlkokulu'nun açılış törenine katıldı.

Törende konuşan Avcı, kürsüye gelen bir kız çocuğunun kendisine verdiği notta "Sayın Bakanım okullarda forma uygulaması istiyoruz"yazdığını söyleyen Avcı, şunları kaydetti:

"Her okulda velilerin yüzde 51'i ne istiyorsa olacak dedik. Velilerimizin yüzde 51'i 'serbest kıyafet olsun' diyorsa serbest kıyafet, yüzde 51'i ya da fazlası 'forma olsun diyorsa' forma olacak. Dolayısıyla karar, sizin kararınız olacak. Siz forma istiyorsanız ki, okullarda yapılan anketlerde ben de görüyorum, çok yüksek oranda forma talebi çıkıyor ve onlar formaya geçiyorlar. Yani serbest kıyafet seçenekleri içerisinde forma seçme hürriyetiniz de var. Velilerimizin yüzde 51'i 'bu okulda forma giyilsin' diyorsa okul idaresi formayı uygulamak durumunda. Dolayısıyla top sizde."

Son Güncelleme: Cuma, 11 Ekim 2013 11:08

Gösterim: 1254

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, farklı dilde eğitim verilecek özel okullarda bazı derslerin talebe göre Kırmançi, Zazaki, Adigece, Arapça, Boşnakça dillerinde okutulabileceğini belirterek, "Bu okullarda da yine, her ne kadar bu dillerde bazı dersler okutulacak olsa da derslerin büyük bir bölümü de Türkçe olmak zorunda. Yasal düzenlemeden sonra da bütün derslerin Kırmançi, Zazaki dilinde verildiği bir okul olmayacak" dedi. 

Avcı, AA Editör Masası'nda, özel okullarda farklı dilde eğitim ve azınlık okullarıyla ilgili soruları yanıtladı. 

Lozan Anlaşması'na göre, gayri müslim ve müslim ayrımıyla azınlıklara okul açma izni verildiğini anımsatan Avcı, Süryanilerin okul açmasına ilişkin, "Süryaniler bugüne kadar bundan yararlanamamışlar. 'Lozan'ın Ermeniler, Rumlar, Museviler için tanıdığı bu haktan biz de yararlanmak istiyoruz' diye mahkemeye müracaat ettiler ve davayı kazandılar. Bizce de doğru bir karar mahkemenin kararı. Dava, 'Milli Eğitim Bakanlığı izin vermiyor' diye bizim aleyhimize açıldığı için biz de taraf olduk. Biz de temyiz etmedik, 'Haklısınız' dedik. Mardin Midyat'ta, tıpkı diğer azınlık okulları statüsünde bir okul açmak için hazırlıklara başladılar" diye konuştu. 

Okulun ne zaman açılacağı sorusu üzerine de Avcı, hazırlıkların 2014-2015 eğitim ve öğretim yılına ancak yetişebileceğini söyledi. Özel okul açma mevzuatına göre, eğitim ve öğretim yılı başladıktan sonra en geç bir ay içerisinde özel okul açmaya izin verildiğini kaydeden Avcı, bu uygulamanın da yanlış olduğunu belirtti. Avcı, yapmayı düşündükleri değişikliğe dair, "Okullar 16 Eylül'de açıldığı için 16 Ekim'e kadar. Bu tarihten sonra müracaat edenlere 'seneye gel' diyoruz. Okullar açıldıktan sonra bir ay değil okullar açılmadan bir ay önce en geç 16 Ağustos'a kadar müracaat etsinler diyoruz. Okullar açılana kadar hazırlıklarını yapsınlar" ifadesini kullandı.  

Azınlık okullarındaki uygulamanın kamuoyunda yanlış bilindiğini belirterek eğitim düzeniyle ilgili bilgi veren Avcı, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu okullar yine Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde, gözetiminde eğitim veren kurumlardır. Bu okullarda da aynı diğer okullarımızda olduğu gibi İstiklal Marşı okutulur. Netice itibarıyla yine Türk okullarıdır, azınlık Türk okullarıdır. Derslerin büyük bir kısmı Türkçedir. Türkçe dersler orada da okutulur. Yöneticilerden biri Türktür, dolayısıyla buralarda tamamen Türk eğitim sistemine yabancı kendi kafalarına göre bir eğitim söz konusu değildir. Buralarda da Türk tarihi, kültürü, dili öğretilir, Türkçe dersler vardır. Süryani okulu da bu koşullarda eğitim verecek bir okul olacak."

''Türkçe hiç okutulmayacak diye bir şey söz konusu değil''

Demokratikleşme paketinde sözü edilen özel okullarda farklı dillerde eğitime izin verilmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Avcı, bazı özel okullarda Türkçe hiç okutulmayacak diye bir şey söz konusu olmadığını vurguladı. Avcı, sözlerine şöyle devam etti:

"Halk arasında kolejler olarak bilinen özel eğitim kurumlarında İngilizce, Fransızca, Almanca bazı dersler bu dillerde okutuluyorsa bu özel okullarda da ihtiyaca ve talebe göre Kırmançi, Zazaki, Adigece, Lazca, Boşnakça, Arapça dillerinde de bazı dersler okutulabilir olacak. Bu okullarda da yine, her ne kadar bu dillerde bazı dersler okutulacak olsa da, derslerin büyük bir bölümü de Türkçe olmak zorunda. 2923 sayılı Yasa buna amir zaten. Orada hangi dillerin okutulabileceği konusunun tashih edilmesi lazım, dolayısıyla bunun için bir yasal düzenleme gerekiyor ama yasal düzenlemeden sonra da bütün derslerin Kırmançi dilinde verildiği bir okul olmayacak. Bütün derslerin sadece Zazaki dilinde okutulduğu bir okul değil. Sadece bütün derslerin İngilizce okutulduğu okullar olmadığı gibi, bütün derslerin Fransızca okutulduğu okullar olmadığı gibi, bunlarda da bazı dersler o dilde, geri kalan dersler Türkçe olmak zorunda.

Çocuklarımız için de bu çok gerekli. Çünkü netice itibarıyla bu çocuklar Türkiye'de iş bulacaklar, çalışacaklar, Türkçe konuşulan kurumlarda görev almak isteyecekler. Dolayısıyla ana dillerinin dışında hangi dilde eğitim gördülerse diğer derslerde Türkçeyi de çok iyi öğrenmeleri gerekir. Aksi takdirde hayatta zorlanırlar. Böyle getto türü, Türkçe ile hiç alakası olmayan, Türkiye'nin genel eğitiminden kopuk okullar olmayacak. Bunlar da Milli Eğitim Bakanlığının denetiminde, gözetiminde, tıpkı diğer özel okullar gibi, Fransızca, İngilizce, Almanca eğitim veren özel okullar gibi bunlar da Milli Eğitim Bakanlığımızın denetiminde, gözetiminde olacak."

Konuyla ilgili yasal düzenlemenin ne zaman yapılacağına ilişkin soru üzerine de Milli Eğitim Bakanı Avcı, yasal düzenlemenin Meclis grup yönetiminin konusu olduğunu belirterek, "Bu konuda aşağı yukarı hazır durumdayız. Meclis gündemine uygun tarihte gelir" dedi.

''Kürtçe mezunlarının branş öğretmeni olmaları için eğitim almaları gerek''

Bakan Avcı, farklı dillerde eğitim için başvuruda bulunan özel okul olup olmadığına yönelik soru üzerine, bu konuda kendilerine resmen intikal etmiş bir müracaat olmadığını belirterek, 2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren bu okulların olabileceğini belirtti.

Kürtçe eğitimi ile bazı derslerin Kürtçe verilebilmesinin farkına dikkati çeken Bakan Avcı, üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olanların dili öğretmek üzere yetiştirildiklerini söyledi. "Nasıl her Türkçe bilen matematik anlatamaz, öğretemezse her Türkçe bilen fizik anlatamazsa Kırmançi olsun Zazaki olsun her Kürtçe bilen Kürtçe matematik, fizik anlatabilir diyemiyoruz. O branşın ayrıca eğitimini almış olması lazım. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızdan bazılarının ayrıca fizik veya matematik öğretmeni olarak, hangi derste anlatacaklarsa o branşın da öğretmeni olmaları için eğitimden geçmeleri gerekecek. Bu yapılır, zor bir şey değil" değerlendirmesinde bulundu. 

Kürtçe öğretmen adaylarının atanmalarıyla ilgili soru üzerine de Bakan Avcı, hangi okulda, kaç öğrencinin, hangi dersi seçeceği önceden bilinmediği için ücretli öğretmen istihdam edildiğini hatırlattı. En az 12 öğrenci bir dersi seçtiği takdirde sınıf açılabildiğini anımsatan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Geçen yılki  uygulamadan edindiğimiz tecrübeler, bu yıl edineceğimiz tecrübelerle az çok hangi okullarda, hangi dersler seçmeli ders olarak seçiliyor bu daha netleşmiş olursa o zaman il milli eğitim müdürlüklerinde görevlendireceğimiz öğretmenlerin branşlara dağılımını ona göre planlayabileceğiz. Ama şu anda seçmeli dersler için kadro tahsis edemiyoruz. Geçen yılki rakamlara baktığımızda, Kırmançi ve Zazaki için toplam 28 bin küsur öğrenci bu dersleri seçmiş, büyük çoğunluğu da, 28 binin 27 bin 100 küsuru Kırmançi, 820 civarında Zazaki seçimi var. Bu reel bir talebi mi gösteriyor onu da bilmiyoruz. Acaba öğretmen bulunamadığı için mi bu kadar öğrenci. Ben, Türkiye genelinde daha yüksek sayıda bekliyordum açıkçası. Ya çok dağınık olduğu için o okulda 10, diğer okulda 5 olunca bir sınıf oluşmamış olabilir. Bu sene biraz daha talebin yüksek olduğuna dair ön duyumlar geliyor. Bu sayının biraz üzerine çıkacağımızı zannediyorum. Daha çok talep olduğu net olarak görünür hale gelince öğretmen planlamamızı da daha rahat yapabileceğiz. 

Dolayısıyla hangi okullarda, hangi illerde daha çok talep olduğu net olarak görünür hale gelince öğretmen tahsis planlamamızı da daha kolay yapabilir hale geleceğiz."

''Cezası yok artık''

Bakan Avcı, "w, x, q" harflerinin kullanımıyla ilgili soruyu yanıtlarken de, Kürtçe'deki bazı seslerin 29 harfli alfabeyle karşılanamadığına işaret ederek, bunun sadece Kürtçe ile ilgili bir sorun olmadığını, "Bazı telaffuz incelikleri 29 harfle karşılanmıyor" eleştirilerinin Türkçe için de yapıldığını, aralarında Azerbaycan'ın da yer aldığı bazı Türk cumhuriyetlerinin alfabelerinde "q" ve "x" harflerinin yer aldığını söyledi. 

Bu konuda düzenleme yapmaya ihtiyaç olmadığını kaydeden Avcı, "Zaten kullanılıyordu. Eskiden bunu kullandığın zaman ceza görüyordun, şimdi görmeyeceksiniz. Cezası yok artık. Ceza vardı ama uygulanmıyordu. Şimdi yasal olarak da kaldırılmış oldu" değerlendirmesinde bulundu.

> Avcı’dan özel okullar ve anadilde eğitim açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, farklı dilde eğitim verilecek özel okullarda bazı derslerin talebe göre Kırmançi, Zazaki, Adigece, Arapça, Boşnakça dillerinde okutulabileceğini belirterek, "Bu okullarda da yine, her ne kadar bu dillerde bazı dersler okutulacak olsa da derslerin büyük bir bölümü de Türkçe olmak zorunda. Yasal düzenlemeden sonra da bütün derslerin Kırmançi, Zazaki dilinde verildiği bir okul olmayacak" dedi. 

Avcı, AA Editör Masası'nda, özel okullarda farklı dilde eğitim ve azınlık okullarıyla ilgili soruları yanıtladı. 

Lozan Anlaşması'na göre, gayri müslim ve müslim ayrımıyla azınlıklara okul açma izni verildiğini anımsatan Avcı, Süryanilerin okul açmasına ilişkin, "Süryaniler bugüne kadar bundan yararlanamamışlar. 'Lozan'ın Ermeniler, Rumlar, Museviler için tanıdığı bu haktan biz de yararlanmak istiyoruz' diye mahkemeye müracaat ettiler ve davayı kazandılar. Bizce de doğru bir karar mahkemenin kararı. Dava, 'Milli Eğitim Bakanlığı izin vermiyor' diye bizim aleyhimize açıldığı için biz de taraf olduk. Biz de temyiz etmedik, 'Haklısınız' dedik. Mardin Midyat'ta, tıpkı diğer azınlık okulları statüsünde bir okul açmak için hazırlıklara başladılar" diye konuştu. 

Okulun ne zaman açılacağı sorusu üzerine de Avcı, hazırlıkların 2014-2015 eğitim ve öğretim yılına ancak yetişebileceğini söyledi. Özel okul açma mevzuatına göre, eğitim ve öğretim yılı başladıktan sonra en geç bir ay içerisinde özel okul açmaya izin verildiğini kaydeden Avcı, bu uygulamanın da yanlış olduğunu belirtti. Avcı, yapmayı düşündükleri değişikliğe dair, "Okullar 16 Eylül'de açıldığı için 16 Ekim'e kadar. Bu tarihten sonra müracaat edenlere 'seneye gel' diyoruz. Okullar açıldıktan sonra bir ay değil okullar açılmadan bir ay önce en geç 16 Ağustos'a kadar müracaat etsinler diyoruz. Okullar açılana kadar hazırlıklarını yapsınlar" ifadesini kullandı.  

Azınlık okullarındaki uygulamanın kamuoyunda yanlış bilindiğini belirterek eğitim düzeniyle ilgili bilgi veren Avcı, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu okullar yine Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde, gözetiminde eğitim veren kurumlardır. Bu okullarda da aynı diğer okullarımızda olduğu gibi İstiklal Marşı okutulur. Netice itibarıyla yine Türk okullarıdır, azınlık Türk okullarıdır. Derslerin büyük bir kısmı Türkçedir. Türkçe dersler orada da okutulur. Yöneticilerden biri Türktür, dolayısıyla buralarda tamamen Türk eğitim sistemine yabancı kendi kafalarına göre bir eğitim söz konusu değildir. Buralarda da Türk tarihi, kültürü, dili öğretilir, Türkçe dersler vardır. Süryani okulu da bu koşullarda eğitim verecek bir okul olacak."

''Türkçe hiç okutulmayacak diye bir şey söz konusu değil''

Demokratikleşme paketinde sözü edilen özel okullarda farklı dillerde eğitime izin verilmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Avcı, bazı özel okullarda Türkçe hiç okutulmayacak diye bir şey söz konusu olmadığını vurguladı. Avcı, sözlerine şöyle devam etti:

"Halk arasında kolejler olarak bilinen özel eğitim kurumlarında İngilizce, Fransızca, Almanca bazı dersler bu dillerde okutuluyorsa bu özel okullarda da ihtiyaca ve talebe göre Kırmançi, Zazaki, Adigece, Lazca, Boşnakça, Arapça dillerinde de bazı dersler okutulabilir olacak. Bu okullarda da yine, her ne kadar bu dillerde bazı dersler okutulacak olsa da, derslerin büyük bir bölümü de Türkçe olmak zorunda. 2923 sayılı Yasa buna amir zaten. Orada hangi dillerin okutulabileceği konusunun tashih edilmesi lazım, dolayısıyla bunun için bir yasal düzenleme gerekiyor ama yasal düzenlemeden sonra da bütün derslerin Kırmançi dilinde verildiği bir okul olmayacak. Bütün derslerin sadece Zazaki dilinde okutulduğu bir okul değil. Sadece bütün derslerin İngilizce okutulduğu okullar olmadığı gibi, bütün derslerin Fransızca okutulduğu okullar olmadığı gibi, bunlarda da bazı dersler o dilde, geri kalan dersler Türkçe olmak zorunda.

Çocuklarımız için de bu çok gerekli. Çünkü netice itibarıyla bu çocuklar Türkiye'de iş bulacaklar, çalışacaklar, Türkçe konuşulan kurumlarda görev almak isteyecekler. Dolayısıyla ana dillerinin dışında hangi dilde eğitim gördülerse diğer derslerde Türkçeyi de çok iyi öğrenmeleri gerekir. Aksi takdirde hayatta zorlanırlar. Böyle getto türü, Türkçe ile hiç alakası olmayan, Türkiye'nin genel eğitiminden kopuk okullar olmayacak. Bunlar da Milli Eğitim Bakanlığının denetiminde, gözetiminde, tıpkı diğer özel okullar gibi, Fransızca, İngilizce, Almanca eğitim veren özel okullar gibi bunlar da Milli Eğitim Bakanlığımızın denetiminde, gözetiminde olacak."

Konuyla ilgili yasal düzenlemenin ne zaman yapılacağına ilişkin soru üzerine de Milli Eğitim Bakanı Avcı, yasal düzenlemenin Meclis grup yönetiminin konusu olduğunu belirterek, "Bu konuda aşağı yukarı hazır durumdayız. Meclis gündemine uygun tarihte gelir" dedi.

''Kürtçe mezunlarının branş öğretmeni olmaları için eğitim almaları gerek''

Bakan Avcı, farklı dillerde eğitim için başvuruda bulunan özel okul olup olmadığına yönelik soru üzerine, bu konuda kendilerine resmen intikal etmiş bir müracaat olmadığını belirterek, 2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren bu okulların olabileceğini belirtti.

Kürtçe eğitimi ile bazı derslerin Kürtçe verilebilmesinin farkına dikkati çeken Bakan Avcı, üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olanların dili öğretmek üzere yetiştirildiklerini söyledi. "Nasıl her Türkçe bilen matematik anlatamaz, öğretemezse her Türkçe bilen fizik anlatamazsa Kırmançi olsun Zazaki olsun her Kürtçe bilen Kürtçe matematik, fizik anlatabilir diyemiyoruz. O branşın ayrıca eğitimini almış olması lazım. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızdan bazılarının ayrıca fizik veya matematik öğretmeni olarak, hangi derste anlatacaklarsa o branşın da öğretmeni olmaları için eğitimden geçmeleri gerekecek. Bu yapılır, zor bir şey değil" değerlendirmesinde bulundu. 

Kürtçe öğretmen adaylarının atanmalarıyla ilgili soru üzerine de Bakan Avcı, hangi okulda, kaç öğrencinin, hangi dersi seçeceği önceden bilinmediği için ücretli öğretmen istihdam edildiğini hatırlattı. En az 12 öğrenci bir dersi seçtiği takdirde sınıf açılabildiğini anımsatan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Geçen yılki  uygulamadan edindiğimiz tecrübeler, bu yıl edineceğimiz tecrübelerle az çok hangi okullarda, hangi dersler seçmeli ders olarak seçiliyor bu daha netleşmiş olursa o zaman il milli eğitim müdürlüklerinde görevlendireceğimiz öğretmenlerin branşlara dağılımını ona göre planlayabileceğiz. Ama şu anda seçmeli dersler için kadro tahsis edemiyoruz. Geçen yılki rakamlara baktığımızda, Kırmançi ve Zazaki için toplam 28 bin küsur öğrenci bu dersleri seçmiş, büyük çoğunluğu da, 28 binin 27 bin 100 küsuru Kırmançi, 820 civarında Zazaki seçimi var. Bu reel bir talebi mi gösteriyor onu da bilmiyoruz. Acaba öğretmen bulunamadığı için mi bu kadar öğrenci. Ben, Türkiye genelinde daha yüksek sayıda bekliyordum açıkçası. Ya çok dağınık olduğu için o okulda 10, diğer okulda 5 olunca bir sınıf oluşmamış olabilir. Bu sene biraz daha talebin yüksek olduğuna dair ön duyumlar geliyor. Bu sayının biraz üzerine çıkacağımızı zannediyorum. Daha çok talep olduğu net olarak görünür hale gelince öğretmen planlamamızı da daha rahat yapabileceğiz. 

Dolayısıyla hangi okullarda, hangi illerde daha çok talep olduğu net olarak görünür hale gelince öğretmen tahsis planlamamızı da daha kolay yapabilir hale geleceğiz."

''Cezası yok artık''

Bakan Avcı, "w, x, q" harflerinin kullanımıyla ilgili soruyu yanıtlarken de, Kürtçe'deki bazı seslerin 29 harfli alfabeyle karşılanamadığına işaret ederek, bunun sadece Kürtçe ile ilgili bir sorun olmadığını, "Bazı telaffuz incelikleri 29 harfle karşılanmıyor" eleştirilerinin Türkçe için de yapıldığını, aralarında Azerbaycan'ın da yer aldığı bazı Türk cumhuriyetlerinin alfabelerinde "q" ve "x" harflerinin yer aldığını söyledi. 

Bu konuda düzenleme yapmaya ihtiyaç olmadığını kaydeden Avcı, "Zaten kullanılıyordu. Eskiden bunu kullandığın zaman ceza görüyordun, şimdi görmeyeceksiniz. Cezası yok artık. Ceza vardı ama uygulanmıyordu. Şimdi yasal olarak da kaldırılmış oldu" değerlendirmesinde bulundu.

Son Güncelleme: Perşembe, 10 Ekim 2013 12:42

Gösterim: 1457


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.