Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı, TEOG yerleştirme puanlarının yeniden hesaplandığını öğrencilerin yeniden hesaplanan puanları ve yüzdelik dilimlerini 31 Temmuz 2014 günü saat 19:00 itibariyle www.meb.gov.tr ve https://e-okul.meb.gov.tr adreslerinde yer alan e-Okul veli bilgilendirme sayfasından öğrenebilecekleri belirtildi.

MEB, birinci ve ikinci dönem ortak sınavlarda bütün öğrencilerin yüzdelik dilimlerinin yeniden hesaplandığını bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Danıştay kararı üzerine birinci ve ikinci dönem ortak sınavlarda ikili kopya tespiti yapılan tüm öğrencilerin, iptal edilen testleri ve Yerleştirmeye Esas Puanları (YEP) ile sınavlara giren bütün öğrencilerin yüzdelik dilimlerinin yeniden hesaplandığını bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, öğrencilerin puanları ve yüzdelik dilimlerinin 31 Temmuz 2014 günü saat 19:00 itibariyle www.meb.gov.tr ve https://e-okul.meb.gov.tr adreslerinde yer alan e-Okul veli bilgilendirme sayfasında yayımlanmaya başladığı, 31 Temmuz 2014 günü saat 19:00’dan önce başvurularını yapan öğrencilerin de güncellenen yüzdelik dilimlerini dikkate alarak, tercihlerini gözden geçirip yenileyebilecekleri ifade edildi. MEB'den yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı;
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) uygulaması çerçevesinde 8. sınıf öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen merkezi ortak sınavlarda, tıpkı diğer merkezi sınavlarda olduğu gibi belli durumlarda kopya analizi yapıldığı kaydedildi.
Bu uygulamalardan birinin de akademik çevrelerce de kabul görmüş, bugüne değin bütün sınavlarda uygulanan ve halen tüm merkezi sınavlar için yürürlükte olan "aynı salonda sınava giren adayların belli sayıda soruda aynı yanlış seçenekte birleşme durumunda ikili kopya işlemine tabi tutulması" kuralı olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Bu kural, sınavlarda emeğinin karşılığını eksiksiz almasını arzu ettiğimiz öğrencilerimizin güvenli bir ortamda başarılarının ölçülmesine yönelik bir uygulama olarak sınav güvenliğinin ana unsurlarından biridir" denildi.
8. sınıf öğrencilerinin 28-29 Kasım 2013'te katıldıkları birinci dönem ortak sınavları ile 28-29 Nisan 2014'te katıldıkları ikinci dönem ortak sınavlarında da bu genel çerçeve ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında aynı uygulamanın gerçekleştirildiği anımsatılan açıklamada, bu kapsamda 6 bin 165 öğrencinin ikili kopya uygulamasına tabi tutulduğu bildirildi.
Bu öğrencilerden bir kısmının açtığı iptal davaları sonrasında, Danıştay 8. Dairesinin "ikili kopya" uygulamasının yasal dayanağı ve sonuçlarıyla ilgili olarak yürütmenin durdurulması yönünde bir karar verdiğinin kaydedildiği, açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bakanlığımız, yürütmeyi durdurma kararına göre tercih ve yerleştirme işlemleri öncesinde öğrencilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamaması amacıyla sadece dava açan sınırlı sayıda öğrenci için değil, ikili kopya işlemi yapılan tüm öğrencilerimiz için yeniden değerlendirme yapmış, bu öğrencilerin iptal edilen testleri ve Yerleştirmeye Esas Puanları (YEP) ile sınavlara giren bütün öğrencilerimizin yüzdelik dilimlerini yeniden hesaplamıştır.
Tercih yapanlar tercihlerini yenileyebilecek
Öğrencilerimizin puanları ve yüzdelik dilimleri 31 Temmuz 2014 günü saat 19.00 itibariyle www.meb.gov.tr ve https://e-okul.meb.gov.tr adreslerinde yer alan e-Okul veli bilgilendirme sayfasında yayımlanmaya başlamıştır. 31 Temmuz 2014 günü saat 19.00’dan önce başvurularını yapan öğrencilerimiz de güncellenen yüzdelik dilimleri dikkate alarak, tercihlerini gözden geçirip yenileyebileceklerdir."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, TEOG yerleştirme puanlarının yeniden hesaplandığını öğrencilerin yeniden hesaplanan puanları ve yüzdelik dilimlerini 31 Temmuz 2014 günü saat 19:00 itibariyle www.meb.gov.tr ve https://e-okul.meb.gov.tr adreslerinde yer alan e-Okul veli bilgilendirme sayfasından öğrenebilecekleri belirtildi.

MEB, birinci ve ikinci dönem ortak sınavlarda bütün öğrencilerin yüzdelik dilimlerinin yeniden hesaplandığını bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Danıştay kararı üzerine birinci ve ikinci dönem ortak sınavlarda ikili kopya tespiti yapılan tüm öğrencilerin, iptal edilen testleri ve Yerleştirmeye Esas Puanları (YEP) ile sınavlara giren bütün öğrencilerin yüzdelik dilimlerinin yeniden hesaplandığını bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, öğrencilerin puanları ve yüzdelik dilimlerinin 31 Temmuz 2014 günü saat 19:00 itibariyle www.meb.gov.tr ve https://e-okul.meb.gov.tr adreslerinde yer alan e-Okul veli bilgilendirme sayfasında yayımlanmaya başladığı, 31 Temmuz 2014 günü saat 19:00’dan önce başvurularını yapan öğrencilerin de güncellenen yüzdelik dilimlerini dikkate alarak, tercihlerini gözden geçirip yenileyebilecekleri ifade edildi. MEB'den yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı;
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) uygulaması çerçevesinde 8. sınıf öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen merkezi ortak sınavlarda, tıpkı diğer merkezi sınavlarda olduğu gibi belli durumlarda kopya analizi yapıldığı kaydedildi.
Bu uygulamalardan birinin de akademik çevrelerce de kabul görmüş, bugüne değin bütün sınavlarda uygulanan ve halen tüm merkezi sınavlar için yürürlükte olan "aynı salonda sınava giren adayların belli sayıda soruda aynı yanlış seçenekte birleşme durumunda ikili kopya işlemine tabi tutulması" kuralı olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Bu kural, sınavlarda emeğinin karşılığını eksiksiz almasını arzu ettiğimiz öğrencilerimizin güvenli bir ortamda başarılarının ölçülmesine yönelik bir uygulama olarak sınav güvenliğinin ana unsurlarından biridir" denildi.
8. sınıf öğrencilerinin 28-29 Kasım 2013'te katıldıkları birinci dönem ortak sınavları ile 28-29 Nisan 2014'te katıldıkları ikinci dönem ortak sınavlarında da bu genel çerçeve ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında aynı uygulamanın gerçekleştirildiği anımsatılan açıklamada, bu kapsamda 6 bin 165 öğrencinin ikili kopya uygulamasına tabi tutulduğu bildirildi.
Bu öğrencilerden bir kısmının açtığı iptal davaları sonrasında, Danıştay 8. Dairesinin "ikili kopya" uygulamasının yasal dayanağı ve sonuçlarıyla ilgili olarak yürütmenin durdurulması yönünde bir karar verdiğinin kaydedildiği, açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bakanlığımız, yürütmeyi durdurma kararına göre tercih ve yerleştirme işlemleri öncesinde öğrencilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamaması amacıyla sadece dava açan sınırlı sayıda öğrenci için değil, ikili kopya işlemi yapılan tüm öğrencilerimiz için yeniden değerlendirme yapmış, bu öğrencilerin iptal edilen testleri ve Yerleştirmeye Esas Puanları (YEP) ile sınavlara giren bütün öğrencilerimizin yüzdelik dilimlerini yeniden hesaplamıştır.
Tercih yapanlar tercihlerini yenileyebilecek
Öğrencilerimizin puanları ve yüzdelik dilimleri 31 Temmuz 2014 günü saat 19.00 itibariyle www.meb.gov.tr ve https://e-okul.meb.gov.tr adreslerinde yer alan e-Okul veli bilgilendirme sayfasında yayımlanmaya başlamıştır. 31 Temmuz 2014 günü saat 19.00’dan önce başvurularını yapan öğrencilerimiz de güncellenen yüzdelik dilimleri dikkate alarak, tercihlerini gözden geçirip yenileyebileceklerdir."
Son Güncelleme: Perşembe, 31 Temmuz 2014 20:31
Gösterim: 2514
Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’nde, Kandilli Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’ni bitirip sınavsız ön lisans programına yerleşmek isteyen 39 öğrenci, ÖSYM’de okulun tür kodunun farklı yer alması nedeniyle bu haktan yararlanamadıklarını söyledi.
DHA- Kandilli Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’nden bu yıl mezun olan 46 öğrenciden 7’si üniversite sınavına girerek lisans programlarına yerleşirken 39’u kendi alanlarında sınavsız ön lisans programına yerleşme hakkını kullanmak için başvurdu. Ancak öğrenciler, okullarının tür kodunun ÖSYM’de farklı yer almasıyla açıkta kaldıklarını söyledi.
Öğrencilerden 19 yaşındaki Atakan Yılmaz, meslek lisesi mezunu olarak kendi alanlarında yükseköğretime geçiş hakkını kullanmak isterken bunun gerçekleşmediğini öğrenince şoke olduklarını söyledi. Yılmaz, şöyle konuştu:
"Önce bireysel bir sorun olduğunu sandık. Sonra tüm okul mezunları olarak bu haktan yararlanamadığımızı öğrendik. Yaptığımız araştırma okulumuzun tür kodunun ÖSYM’deki farklı yer aldığını öğrendik. Okulumuzun tür kodu ‘56127’ Anadolu Sağlık Meslek Lisesi iken ÖSYM bilgilerimize ‘56013’ kodlu Sağlık Meslek Lisesi girilmiş. Bu yüzden sınavsız geçişteki önceliğimizi okulun bütün öğrencileri olarak kaybetmiş bulunuyoruz ve herhangi bir yükseköğretim programına yerleşemedik. Üniversiteler geçiş önceliğini Anadolu Sağlık Meslek Liseleri’ne verdiği için biz hakkımız olan tercihi kaybettik. Mağdur durumdayız. Bu hata düzeltilmezse hakkımızı mahkemede arayacağız."
Milli Eğitim Müdürü Turgut Özbek ise bazı okulların adının Anadolu Sağlık Meslek Lisesi olması gerekirken sistemde Sağlık Meslek Lisesi olarak geçtiğini, bunun da tercih sonrası öğrencileri zor durumda bıraktığını söyledi. Özbek, "Öğrencilerimiz tercihlerinde sistemsel hatadan dolayı sıkıntı yaşadı. Öğrencilerimiz şikayetlerini belirten dilekçelerini okula vermişler. Bakanlığa durum hakkında yazı yazdık, cevap bekliyoruz" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’nde, Kandilli Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’ni bitirip sınavsız ön lisans programına yerleşmek isteyen 39 öğrenci, ÖSYM’de okulun tür kodunun farklı yer alması nedeniyle bu haktan yararlanamadıklarını söyledi.
DHA- Kandilli Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’nden bu yıl mezun olan 46 öğrenciden 7’si üniversite sınavına girerek lisans programlarına yerleşirken 39’u kendi alanlarında sınavsız ön lisans programına yerleşme hakkını kullanmak için başvurdu. Ancak öğrenciler, okullarının tür kodunun ÖSYM’de farklı yer almasıyla açıkta kaldıklarını söyledi.
Öğrencilerden 19 yaşındaki Atakan Yılmaz, meslek lisesi mezunu olarak kendi alanlarında yükseköğretime geçiş hakkını kullanmak isterken bunun gerçekleşmediğini öğrenince şoke olduklarını söyledi. Yılmaz, şöyle konuştu:
"Önce bireysel bir sorun olduğunu sandık. Sonra tüm okul mezunları olarak bu haktan yararlanamadığımızı öğrendik. Yaptığımız araştırma okulumuzun tür kodunun ÖSYM’deki farklı yer aldığını öğrendik. Okulumuzun tür kodu ‘56127’ Anadolu Sağlık Meslek Lisesi iken ÖSYM bilgilerimize ‘56013’ kodlu Sağlık Meslek Lisesi girilmiş. Bu yüzden sınavsız geçişteki önceliğimizi okulun bütün öğrencileri olarak kaybetmiş bulunuyoruz ve herhangi bir yükseköğretim programına yerleşemedik. Üniversiteler geçiş önceliğini Anadolu Sağlık Meslek Liseleri’ne verdiği için biz hakkımız olan tercihi kaybettik. Mağdur durumdayız. Bu hata düzeltilmezse hakkımızı mahkemede arayacağız."
Milli Eğitim Müdürü Turgut Özbek ise bazı okulların adının Anadolu Sağlık Meslek Lisesi olması gerekirken sistemde Sağlık Meslek Lisesi olarak geçtiğini, bunun da tercih sonrası öğrencileri zor durumda bıraktığını söyledi. Özbek, "Öğrencilerimiz tercihlerinde sistemsel hatadan dolayı sıkıntı yaşadı. Öğrencilerimiz şikayetlerini belirten dilekçelerini okula vermişler. Bakanlığa durum hakkında yazı yazdık, cevap bekliyoruz" dedi.
Son Güncelleme: Perşembe, 31 Temmuz 2014 14:02
Gösterim: 1242
Milli Eğitim Bakanı Avcı, öğrencilere okullarda hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri verileceğini belirterek, "Haftanın 5 günü normal okulumuz olacak, isteyen çocuklarımız için takviye derslerimiz olacak.” açıklamasında bulundu.
Avcı, AK Parti İl Başkanlığı tarafından TÜLOMSAŞ Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, öğrencilere hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri verileceğini belirtti. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öğrencilere hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri verileceğini, okulu bitirmiş çocukların da üniversiteye hazırlanma konusunda halk eğitim merkezlerinde benzer takviye kurslarından yararlanabileceğini ifade etti. Bakan Avcı şu açıklamayı yaptı;
“Biz her şeye takviye almak isteyen bütün çocuklarımız için dün Sayın Başbakanımızın İstanbul'daki bayramlaşma töreninde açıkladığı üzere, hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri vereceğiz. Okulu bitirmiş çocuklarımız da üniversiteye hazırlanma konusunda takviyeye ihtiyaç duyuyorlarsa halk eğitim merkezlerinde benzer takviye kursları açacağız. Son günlerde özellikle sosyal medyada 'Cumartesi günü de okul olacakmış, ders olacakmış' diye bir kampanya başlatıldı. Hayır. Haftanın 5 günü normal okulumuz olacak, isteyen çocuklarımız için takviye derslerimiz olacak.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, öğrencilere okullarda hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri verileceğini belirterek, "Haftanın 5 günü normal okulumuz olacak, isteyen çocuklarımız için takviye derslerimiz olacak.” açıklamasında bulundu.
Avcı, AK Parti İl Başkanlığı tarafından TÜLOMSAŞ Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, öğrencilere hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri verileceğini belirtti. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öğrencilere hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri verileceğini, okulu bitirmiş çocukların da üniversiteye hazırlanma konusunda halk eğitim merkezlerinde benzer takviye kurslarından yararlanabileceğini ifade etti. Bakan Avcı şu açıklamayı yaptı;
“Biz her şeye takviye almak isteyen bütün çocuklarımız için dün Sayın Başbakanımızın İstanbul'daki bayramlaşma töreninde açıkladığı üzere, hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri vereceğiz. Okulu bitirmiş çocuklarımız da üniversiteye hazırlanma konusunda takviyeye ihtiyaç duyuyorlarsa halk eğitim merkezlerinde benzer takviye kursları açacağız. Son günlerde özellikle sosyal medyada 'Cumartesi günü de okul olacakmış, ders olacakmış' diye bir kampanya başlatıldı. Hayır. Haftanın 5 günü normal okulumuz olacak, isteyen çocuklarımız için takviye derslerimiz olacak.”
Son Güncelleme: Perşembe, 31 Temmuz 2014 07:10
Gösterim: 2928
Milli Eğitim Bakanı Avcı, AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Avcı, ÖSYM ve MEB’in yaptığı sınav soru ve cevaplarının yayınlanması ve üniversiteye giriş sistemi ile ilgili şu açıklamaları yaptı;
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti İl Başkanlığı tarafından TÜLOMSAŞ Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, etkinliğe katılanların Ramazan Bayramı'nı tebrik ederek, "Bayrama hüzünlü girmemize neden olan başta Gazze olmak üzere dünyanın dört bir köşesindeki acılı kardeşlerimize tez zamanda Allah'tan nusret niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı.
Eskişehir'in İstanbul'a Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı ile bağlantısı nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'a, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve TCDD çalışanlarına teşekkür eden Avcı, şöyle konuştu:
"Biz trene bindiğimiz zaman o rahatlık, konfor içerisinde YHT'nin ne büyük emeklerle ortaya çıkan bir nimet olduğunu belki her zaman fark edemeyebiliyoruz. Oysa İstanbul'a giderken, oradan dönerken göreceksiniz gerçekten dünya çapında bir proje çok kısa bir süre içinde gerçekleştirildi. Hızlı trenin kendisi kadar projenin gerçekleştirilmiş olması, böyle bir organizasyonun Türk mühendisleri, Türk işçileri, Türk ustaları tarafından gerçekleştirilebilmiş olması hepimiz için ayrı bir övünç kaynağı. Sadece YHT meselesi değil. Eskişehir son 11 yıldır her alanda ulaşımda. sağlıkta, adalette, emniyette, eğitimde her alanda çok önemli mesafeler katetti."
"Türkiye'nin en çok sınav yapan kurumuyuz"
Avcı, son zamanlarda özellikle Milli Eğitimi Bakanlığı'na yönelik çok sistematik bir dezenformasyon kampanyası yürütüldüğünü vurguladı.
Bunun sebeplerinin herkes tarafından bilindiğine değinen Avcı, şunları söyledi:
"Kimlerin tekerine çomak soktuğumuzu, kimlerin ayağına bastığımızı, kimlerin tezgahlarını bozduğumuzu biz biliyoruz. Onlar da biliyorlar. Biz bu dezenformasyon kampanyalarını yadırgamıyoruz. Özellikle dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi süreci başladığından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı'nın pek çok faaliyetiyle ilgili belli medya organlarında, belli basın-yayın organlarında çok ciddi çarpıtmalar ve dezenformasyonlar servise kondu. Bunların başında sınavların güvenliğiyle ilgili yapılan yayınlar geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'nin en çok sınav yapan kurumudur. ÖSYM'den de fazla büyük ölçekli sınavlar yapar. Özellikle son birkaç yıldır bu konuda geliştirdiğimiz tedbirler sayesinde sınavların güvenilirliği çok büyük ölçüde arttı ve bu birilerini çok rahatsız etti. Güvenlik konusunda açık bulamayanlar, sorular üzerinden, soru iptalleri üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı'mızı yıpratma çabasına giriştiler. Bunun son örneğini geçen yıl son defa yapılan SBS'de yaşadık.
Temmuz ayında yapılan itirazlar ve mahkemeye başvurular üzerine mahkeme, her şey olup bittikten sonra, çocuklar okullarına yerleştikten sonra, karne aşamasına geldikten sonra, tam 6 ay sonra 15 Ocak'ta yürütmeyi durdurma kararını aldı. 1 milyon 200 bin çocuğumuzdan sadece 4 çocuğumuza ilişkin değişiklik gerekti. Onlar da bulundukları okuldan memnun olduklarını bildirdiler. Yurtdışında bakanlığımıza bağlı bir okulumuzda görev yapan bir okul müdürü, milli eğitim hiyerarşisine değil, ağabeylerine bakarak işlemler yaptığı için geri çağrıldı. Aynı mahkeme bizim bu kararımıza 6 günde yürütmeyi durdurma kararıyla kararlaştırdı. 1 milyon 200 bin çocuğumuzu ilgilendiren bu konuda 6,5 ay bekleyen ve tam çocuklar karne almak üzereyken yürütmeyi durdurma kararı veren aynı mahkeme, bir tek kişi için 6 günde karar verdi."
"Takviye kursları açacağız"
Avcı, Meclis'te Torba Kanunu'nun içerisinde bir kanun teklifinin olduğuna dikkati çekerek, Ramazan Bayramı sonundaki çalışmalarda kanunun sonuçlanacağını ümit ettiğini bildirdi.
Kanunun içeriğine değinen Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Orada diyoruz ki, 'Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve ÖSYM'nin yaptığı sınavlara ilişkin itirazlar sınav bittikten en geç 10 gün içinde yapılır. Mahkemeler de bir ay içinde karar verir. Temyiz 15 gün içerisinde neticelendirir'. Böylece biz sınavlarımız haziran ayında yaptığımıza göre, temmuz ayından mahkemeye gidilse, ağustos ayının ortalarına kadar bu işler biter. 'Çocuklar okullara başlamadan, insanlar nerelerde ne tür okullara seçeceğine karar vermeden önce bu işlerde bitsin' diye kanun teklifimiz var. Bütün milletvekillerimizin desteğiyle mahkemeler üzerinden, Milli Eğitim Bakanlığı'na kurulmak istenen bu tür tuzakları da bir ölçüde daha etkisiz hale getirmiş olacağımızı ümit ediyoruz. Bir dezenformasyon da çocukların dershaneye gerçekten ihtiyaç duydukları illüzyonudur. Bu illüzyon çok şükür kırıldı. Artık, okullar merkeze geldi, öğretmen merkeze geldi. Velilerimiz, asıl olanın okul olduğunu, asıl olanın sınıf olduğunu, asıl olanın öğretmen olduğunu artık, biliyor.
Biz her şeye takviye almak isteyen bütün çocuklarımız için dün Sayın Başbakanımızın İstanbul'daki bayramlaşma töreninde açıkladığı üzere, hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri vereceğiz. Okulu bitirmiş çocuklarımız da üniversiteye hazırlanma konusunda takviyeye ihtiyaç duyuyorlarsa halk eğitim merkezlerinde benzer takviye kursları açacağız. Son günlerde özellikle sosyal medyada 'Cumartesi günü de okul olacakmış, ders olacakmış' diye bir kampanya başlatıldı. Hayır. Haftanın 5 günü normal okulumuz olacak, isteyen çocuklarımız için takviye derslerimiz olacak."
"Değişim süreci hızlandı"
Avcı, Türkiye'nin son 11 yıldır "sessiz devrim" yaşadığını belirterek, bunun en çarpıcı örneklerinin de eğitimde yaşandığını aktardı.
Eğitimin "yaz boz" tahtasına döndüğü yönünde dezenformasyonların da bulunduğuna dikkati çeken Avcı, şöyle devam etti:
"İlk Milli Eğitim Bakanımız Erkan Mumcu, 2 aylık bakanlık yaptı. O, sonra Hüseyin Çelik Bey ile değişti. Hüseyin Bey, uzun süre görev yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı kurumsal kültürü yüksek olan bir bakanlıktır. Bakan değişiklikleriyle bakanlıkta politikalar değişmez. Özellikle aynı partinin iktidar olduğu bir dönemde bakan değişse de ana çizgi, hükümet programında vurgulanmış olan, çizilmiş olan çerçeve ve doğrultu değişmez, değişmemiştir. Son zamanda özellikle bizim bölümümüzde peş peşe yönetmelikler çıkartılarak, düzenlemeler yapılarak bu değişim süreci hızlandı. Bunun sebebi bizden önceki bakan arkadaşlarımızın ihmali değil. Bizden önceki bakan arkadaşlarımız kelimenin tam anlamıyla tüzüklerle çarpışarak görevlerini yapmak zorunda kaldılar. Vesayetin devam ettiği ve en basit yönetmelik değişikliklerinin bile ya yargı üzerinden ya da Çankaya üzerinden etkisiz hale getirildiği dönemlerden geçtik."
Avcı, okul öncesi eğitime büyük önem verdiklerini dile getirerek, son 10 yılda okul öncesi eğitimde sayıların katlanarak arttığını bildirdi.
Son çıkartılan yasayla okul öncesi eğitim bir yılının bütün çocuklar için devlet tarafından karşılanacağını ön gördüklerini anımsatan Avcı, "İlkokullarda, performans ödevini kaldırdık. Serbest kıyafet uygulamasına çeki düzen verdik. Adrese göre kayıt sistemini geliştirdik. Süt dağıtımı yapıyoruz. Bedava kitap programımız bu yıldan itibaren özel okulları da kapsayacak biçimde geliştiriliyor" diye konuştu.
"Mesleki eğitime büyük darbe vurulmuştu"
Avcı, 28 Şubat döneminde imam hatip orta okullarının kapatıldığını hatırlatarak, imam hatip orta okulları açıldığı ve ikinci yıllarına girdiğini anlattı.
"O dönemde imam hatip orta okullarını kapatmak için bütün meslek okullarının orta kısımları, anadolu liselerinin orta kısımları budanmıştı" diyen Avcı, şunları söyledi:
"Bu tahribat özellikle mesleki eğitime büyük darbe vurmuştu. Şimdi onu da telafi etmek için gerekli tedbirleri aldık. Önce müfredatları yeniledik. Daha da yeniliyoruz. Seçmeli dersleri geliştirdik. Bütün okullarımızda Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerinin seçmeli olarak okutulmasını sağladık. Liselerimizi 9. sınıflarında FATİH Projesi bütün hızıyla devam ediyor. Bugüne kadar yüzbinlerce tablet bilgisayar dağıttık. 3 yıl içerisinde 10 milyon 600 bine tamamlayacağız. Bütün çocuklarımız etkileşimli tahtalarla uyumlu tablet bilgisayarlarıyla derslerini takip edebilir hale geliyorlar."
Yeni üniversite giriş sistemi ne zaman hayata geçecek?
Avcı, üniversiteye girişle ilgili çarpıtmalarında yapıldığına değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bakanlık olarak YÖK, ÖSYM ve TÜBİTAK ile eş güdüm halinde çalışma yürütüyoruz ama üniversiteye giriş sistemi bir yıldan bir yıla değişecek bir sistem değil. Çok iyi düşünülmesi, iyi hesaplanması, pilot uygulamalarının önceden yapılması ve ondan sonra uygulamaya konulması gereken çok kritik bir konu. O yüzden bugüne kadar 'üniversiteye girişte şöyle bir sistemi öngörüyoruz. Böyle bir sistem yapacağız' diye bir açıklama yapmamamıza rağmen zaman zaman verdiğimiz başka ülkelere ilişkin örnekler çarpıtılıyor. Biz çalışmalarımızı tamamladığımızda bu konuda, ayrıntılı biçimde yaptığımız çalışma sonuçlarını kamuoyuyla paylaşırız. Hangi çocuğumuz liseye hangi koşulda başladıysa, üniversiteye giriş düzeni nasılsa, o şekilde üniversiteye girecek. Bu konuda yaptığımız çalışmalarda belli bir mesafeye geldik. Önümüzdeki yıl içerisinde pilot uygulamalarını da tamamlamış olarak kamuoyuyla paylaşabilir hale geleceğiz."
"Öğrencinin ücretini biz ödüyoruz"
"28 Şubat kıyımı sırasında meslek eğitimimiz çok ciddi bir darbe aldı" diyen Avcı, bunu telafi etmek için meslek liselerini ciddi manada elden geçirdiklerini söyledi.
Bunun için bazı pilot uygulamalar başlattıklarını kaydeden Avcı, "Türkiye'nin belli yerlerinde organize sanayi bölgelerinin içerisinde meslek liselerini açtık. Bu liselere giden öğrencilere bölümüne göre 3 bin 500 ila 5 bin 500 lira arasında değişen ücretler ödüyoruz. Devlet olarak öğrencinin ücretini biz ödüyoruz. Organize sanayi bölgelerinde sektörle iç içe eğitim gören öğrencilerimiz mezun oldukları zaman işleri hazır hale geliyor" dedi.
Avcı, uyuşturucuyla mücadele konusunda Bakanlar Kurulu'nda alınan bir karar gereği ilgili bakanlıkların bir araya geldiği Uyuşturucuyla Mücadele Üst Kurulu'nun oluşturulduğunu anımsattı.
"En büyük risk altında olan bizim okullarımız"
Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda Milli Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, İçişleri Bakanı'nın görev yaptığını belirten Avcı, şöyle devam etti:
"Her bakanlık kendisi açısından uyuşturucuyla mücadele konusunda aldığı tedbirleri diğer bakanlıklarla paylaşıyor. Bu konu en çok bizi ilgilendiriyor. En büyük risk altında olan bizim okullarımız. Özellikle orta ve lise okullarımız. Onun için özellikle İçişleri Bakanlığı'nın bu konuda aldığı, almakta olduğu çok ciddi tedbirler nedeniyle İçişleri Bakanımıza teşekkür ediyorum. Önümüzdeki ders yılından itibaren okullarımızda ve çevrelerinde bu konuda alınan tedbirleri herkesin, özellikle kötü niyetlilerin derinden hissedeceklerini şimdiden söyleyebilirim. Bu arada Yeşilay ile de bir protokol imzaladık. Uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele konusunda üst kurulda aldığımız kararların uygulamaya geçmesinde Yeşilay'ın ciddi katkıları oluyor."
AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can ile AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü de tüm İslam ve Türk dünyasının Ramazan Bayramı'nı kutladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Avcı, ÖSYM ve MEB’in yaptığı sınav soru ve cevaplarının yayınlanması ve üniversiteye giriş sistemi ile ilgili şu açıklamaları yaptı;
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti İl Başkanlığı tarafından TÜLOMSAŞ Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, etkinliğe katılanların Ramazan Bayramı'nı tebrik ederek, "Bayrama hüzünlü girmemize neden olan başta Gazze olmak üzere dünyanın dört bir köşesindeki acılı kardeşlerimize tez zamanda Allah'tan nusret niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı.
Eskişehir'in İstanbul'a Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı ile bağlantısı nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'a, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve TCDD çalışanlarına teşekkür eden Avcı, şöyle konuştu:
"Biz trene bindiğimiz zaman o rahatlık, konfor içerisinde YHT'nin ne büyük emeklerle ortaya çıkan bir nimet olduğunu belki her zaman fark edemeyebiliyoruz. Oysa İstanbul'a giderken, oradan dönerken göreceksiniz gerçekten dünya çapında bir proje çok kısa bir süre içinde gerçekleştirildi. Hızlı trenin kendisi kadar projenin gerçekleştirilmiş olması, böyle bir organizasyonun Türk mühendisleri, Türk işçileri, Türk ustaları tarafından gerçekleştirilebilmiş olması hepimiz için ayrı bir övünç kaynağı. Sadece YHT meselesi değil. Eskişehir son 11 yıldır her alanda ulaşımda. sağlıkta, adalette, emniyette, eğitimde her alanda çok önemli mesafeler katetti."
"Türkiye'nin en çok sınav yapan kurumuyuz"
Avcı, son zamanlarda özellikle Milli Eğitimi Bakanlığı'na yönelik çok sistematik bir dezenformasyon kampanyası yürütüldüğünü vurguladı.
Bunun sebeplerinin herkes tarafından bilindiğine değinen Avcı, şunları söyledi:
"Kimlerin tekerine çomak soktuğumuzu, kimlerin ayağına bastığımızı, kimlerin tezgahlarını bozduğumuzu biz biliyoruz. Onlar da biliyorlar. Biz bu dezenformasyon kampanyalarını yadırgamıyoruz. Özellikle dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi süreci başladığından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı'nın pek çok faaliyetiyle ilgili belli medya organlarında, belli basın-yayın organlarında çok ciddi çarpıtmalar ve dezenformasyonlar servise kondu. Bunların başında sınavların güvenliğiyle ilgili yapılan yayınlar geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'nin en çok sınav yapan kurumudur. ÖSYM'den de fazla büyük ölçekli sınavlar yapar. Özellikle son birkaç yıldır bu konuda geliştirdiğimiz tedbirler sayesinde sınavların güvenilirliği çok büyük ölçüde arttı ve bu birilerini çok rahatsız etti. Güvenlik konusunda açık bulamayanlar, sorular üzerinden, soru iptalleri üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı'mızı yıpratma çabasına giriştiler. Bunun son örneğini geçen yıl son defa yapılan SBS'de yaşadık.
Temmuz ayında yapılan itirazlar ve mahkemeye başvurular üzerine mahkeme, her şey olup bittikten sonra, çocuklar okullarına yerleştikten sonra, karne aşamasına geldikten sonra, tam 6 ay sonra 15 Ocak'ta yürütmeyi durdurma kararını aldı. 1 milyon 200 bin çocuğumuzdan sadece 4 çocuğumuza ilişkin değişiklik gerekti. Onlar da bulundukları okuldan memnun olduklarını bildirdiler. Yurtdışında bakanlığımıza bağlı bir okulumuzda görev yapan bir okul müdürü, milli eğitim hiyerarşisine değil, ağabeylerine bakarak işlemler yaptığı için geri çağrıldı. Aynı mahkeme bizim bu kararımıza 6 günde yürütmeyi durdurma kararıyla kararlaştırdı. 1 milyon 200 bin çocuğumuzu ilgilendiren bu konuda 6,5 ay bekleyen ve tam çocuklar karne almak üzereyken yürütmeyi durdurma kararı veren aynı mahkeme, bir tek kişi için 6 günde karar verdi."
"Takviye kursları açacağız"
Avcı, Meclis'te Torba Kanunu'nun içerisinde bir kanun teklifinin olduğuna dikkati çekerek, Ramazan Bayramı sonundaki çalışmalarda kanunun sonuçlanacağını ümit ettiğini bildirdi.
Kanunun içeriğine değinen Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Orada diyoruz ki, 'Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve ÖSYM'nin yaptığı sınavlara ilişkin itirazlar sınav bittikten en geç 10 gün içinde yapılır. Mahkemeler de bir ay içinde karar verir. Temyiz 15 gün içerisinde neticelendirir'. Böylece biz sınavlarımız haziran ayında yaptığımıza göre, temmuz ayından mahkemeye gidilse, ağustos ayının ortalarına kadar bu işler biter. 'Çocuklar okullara başlamadan, insanlar nerelerde ne tür okullara seçeceğine karar vermeden önce bu işlerde bitsin' diye kanun teklifimiz var. Bütün milletvekillerimizin desteğiyle mahkemeler üzerinden, Milli Eğitim Bakanlığı'na kurulmak istenen bu tür tuzakları da bir ölçüde daha etkisiz hale getirmiş olacağımızı ümit ediyoruz. Bir dezenformasyon da çocukların dershaneye gerçekten ihtiyaç duydukları illüzyonudur. Bu illüzyon çok şükür kırıldı. Artık, okullar merkeze geldi, öğretmen merkeze geldi. Velilerimiz, asıl olanın okul olduğunu, asıl olanın sınıf olduğunu, asıl olanın öğretmen olduğunu artık, biliyor.
Biz her şeye takviye almak isteyen bütün çocuklarımız için dün Sayın Başbakanımızın İstanbul'daki bayramlaşma töreninde açıkladığı üzere, hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri vereceğiz. Okulu bitirmiş çocuklarımız da üniversiteye hazırlanma konusunda takviyeye ihtiyaç duyuyorlarsa halk eğitim merkezlerinde benzer takviye kursları açacağız. Son günlerde özellikle sosyal medyada 'Cumartesi günü de okul olacakmış, ders olacakmış' diye bir kampanya başlatıldı. Hayır. Haftanın 5 günü normal okulumuz olacak, isteyen çocuklarımız için takviye derslerimiz olacak."
"Değişim süreci hızlandı"
Avcı, Türkiye'nin son 11 yıldır "sessiz devrim" yaşadığını belirterek, bunun en çarpıcı örneklerinin de eğitimde yaşandığını aktardı.
Eğitimin "yaz boz" tahtasına döndüğü yönünde dezenformasyonların da bulunduğuna dikkati çeken Avcı, şöyle devam etti:
"İlk Milli Eğitim Bakanımız Erkan Mumcu, 2 aylık bakanlık yaptı. O, sonra Hüseyin Çelik Bey ile değişti. Hüseyin Bey, uzun süre görev yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı kurumsal kültürü yüksek olan bir bakanlıktır. Bakan değişiklikleriyle bakanlıkta politikalar değişmez. Özellikle aynı partinin iktidar olduğu bir dönemde bakan değişse de ana çizgi, hükümet programında vurgulanmış olan, çizilmiş olan çerçeve ve doğrultu değişmez, değişmemiştir. Son zamanda özellikle bizim bölümümüzde peş peşe yönetmelikler çıkartılarak, düzenlemeler yapılarak bu değişim süreci hızlandı. Bunun sebebi bizden önceki bakan arkadaşlarımızın ihmali değil. Bizden önceki bakan arkadaşlarımız kelimenin tam anlamıyla tüzüklerle çarpışarak görevlerini yapmak zorunda kaldılar. Vesayetin devam ettiği ve en basit yönetmelik değişikliklerinin bile ya yargı üzerinden ya da Çankaya üzerinden etkisiz hale getirildiği dönemlerden geçtik."
Avcı, okul öncesi eğitime büyük önem verdiklerini dile getirerek, son 10 yılda okul öncesi eğitimde sayıların katlanarak arttığını bildirdi.
Son çıkartılan yasayla okul öncesi eğitim bir yılının bütün çocuklar için devlet tarafından karşılanacağını ön gördüklerini anımsatan Avcı, "İlkokullarda, performans ödevini kaldırdık. Serbest kıyafet uygulamasına çeki düzen verdik. Adrese göre kayıt sistemini geliştirdik. Süt dağıtımı yapıyoruz. Bedava kitap programımız bu yıldan itibaren özel okulları da kapsayacak biçimde geliştiriliyor" diye konuştu.
"Mesleki eğitime büyük darbe vurulmuştu"
Avcı, 28 Şubat döneminde imam hatip orta okullarının kapatıldığını hatırlatarak, imam hatip orta okulları açıldığı ve ikinci yıllarına girdiğini anlattı.
"O dönemde imam hatip orta okullarını kapatmak için bütün meslek okullarının orta kısımları, anadolu liselerinin orta kısımları budanmıştı" diyen Avcı, şunları söyledi:
"Bu tahribat özellikle mesleki eğitime büyük darbe vurmuştu. Şimdi onu da telafi etmek için gerekli tedbirleri aldık. Önce müfredatları yeniledik. Daha da yeniliyoruz. Seçmeli dersleri geliştirdik. Bütün okullarımızda Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerinin seçmeli olarak okutulmasını sağladık. Liselerimizi 9. sınıflarında FATİH Projesi bütün hızıyla devam ediyor. Bugüne kadar yüzbinlerce tablet bilgisayar dağıttık. 3 yıl içerisinde 10 milyon 600 bine tamamlayacağız. Bütün çocuklarımız etkileşimli tahtalarla uyumlu tablet bilgisayarlarıyla derslerini takip edebilir hale geliyorlar."
Yeni üniversite giriş sistemi ne zaman hayata geçecek?
Avcı, üniversiteye girişle ilgili çarpıtmalarında yapıldığına değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bakanlık olarak YÖK, ÖSYM ve TÜBİTAK ile eş güdüm halinde çalışma yürütüyoruz ama üniversiteye giriş sistemi bir yıldan bir yıla değişecek bir sistem değil. Çok iyi düşünülmesi, iyi hesaplanması, pilot uygulamalarının önceden yapılması ve ondan sonra uygulamaya konulması gereken çok kritik bir konu. O yüzden bugüne kadar 'üniversiteye girişte şöyle bir sistemi öngörüyoruz. Böyle bir sistem yapacağız' diye bir açıklama yapmamamıza rağmen zaman zaman verdiğimiz başka ülkelere ilişkin örnekler çarpıtılıyor. Biz çalışmalarımızı tamamladığımızda bu konuda, ayrıntılı biçimde yaptığımız çalışma sonuçlarını kamuoyuyla paylaşırız. Hangi çocuğumuz liseye hangi koşulda başladıysa, üniversiteye giriş düzeni nasılsa, o şekilde üniversiteye girecek. Bu konuda yaptığımız çalışmalarda belli bir mesafeye geldik. Önümüzdeki yıl içerisinde pilot uygulamalarını da tamamlamış olarak kamuoyuyla paylaşabilir hale geleceğiz."
"Öğrencinin ücretini biz ödüyoruz"
"28 Şubat kıyımı sırasında meslek eğitimimiz çok ciddi bir darbe aldı" diyen Avcı, bunu telafi etmek için meslek liselerini ciddi manada elden geçirdiklerini söyledi.
Bunun için bazı pilot uygulamalar başlattıklarını kaydeden Avcı, "Türkiye'nin belli yerlerinde organize sanayi bölgelerinin içerisinde meslek liselerini açtık. Bu liselere giden öğrencilere bölümüne göre 3 bin 500 ila 5 bin 500 lira arasında değişen ücretler ödüyoruz. Devlet olarak öğrencinin ücretini biz ödüyoruz. Organize sanayi bölgelerinde sektörle iç içe eğitim gören öğrencilerimiz mezun oldukları zaman işleri hazır hale geliyor" dedi.
Avcı, uyuşturucuyla mücadele konusunda Bakanlar Kurulu'nda alınan bir karar gereği ilgili bakanlıkların bir araya geldiği Uyuşturucuyla Mücadele Üst Kurulu'nun oluşturulduğunu anımsattı.
"En büyük risk altında olan bizim okullarımız"
Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda Milli Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, İçişleri Bakanı'nın görev yaptığını belirten Avcı, şöyle devam etti:
"Her bakanlık kendisi açısından uyuşturucuyla mücadele konusunda aldığı tedbirleri diğer bakanlıklarla paylaşıyor. Bu konu en çok bizi ilgilendiriyor. En büyük risk altında olan bizim okullarımız. Özellikle orta ve lise okullarımız. Onun için özellikle İçişleri Bakanlığı'nın bu konuda aldığı, almakta olduğu çok ciddi tedbirler nedeniyle İçişleri Bakanımıza teşekkür ediyorum. Önümüzdeki ders yılından itibaren okullarımızda ve çevrelerinde bu konuda alınan tedbirleri herkesin, özellikle kötü niyetlilerin derinden hissedeceklerini şimdiden söyleyebilirim. Bu arada Yeşilay ile de bir protokol imzaladık. Uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele konusunda üst kurulda aldığımız kararların uygulamaya geçmesinde Yeşilay'ın ciddi katkıları oluyor."
AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can ile AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü de tüm İslam ve Türk dünyasının Ramazan Bayramı'nı kutladı.
Son Güncelleme: Perşembe, 31 Temmuz 2014 08:55
Gösterim: 1631
Üniversite içi, üniversiteler arası ve merkezi yerleştirme puanıyla yatay geçişler nasıl yapılacak? YÖK, yatay geçişle ilgili merak edilenler için yatay geçiş rehberi hazırladı. İşte YÖK’ün yayınlandığı yatay geçiş rehberi…
Üniversite öğrencilerinin farklı puan türleri arasındaki yatay geçişleri kolaylaştıran ve kontenjanı artıran YÖK, öğrenciler için geçişlere ilişkin ayrıntıların yer aldığı rehber hazırladı.
YÖK'ün internet sitesinde yer alan rehbere göre, yatay geçişler üniversite içi, üniversiteler arası ve merkezi yerleştirme puanıyla olmak üzere 3 şekilde yapılacak.
Üniversite içi programlar arası geçişler, üniversitenin kendi bünyesindeki fakülte, yüksekokul, konservatuvar veya meslek yüksekokulunun, eşdeğer düzeyde diploma programlarına ilgili yönetim kurulu tarafından belirlenen kontenjanlar dahilinde yapılacak.
Kontenjanlar, her bir diploma programı için ikinci yarı yıldan başlamak ve beşinci yarı yıl dahil olmak üzere, kontenjan ilan edilen her yıl için ÖSYM kılavuzunda öngörülen öğrenci kontenjanının yüzde 15'ini geçmeyecek. Kontenjanlar, senatonun belirlediği şartlar ve taban puanlar son başvurudan 15 gün önce ilan edilecek.
Farklı merkezi sınav puanlarıyla, öğrenci alan programlara yatay geçiş için öğrencinin merkezi sınava girdiği yıl itibarıyla geçmek istediği diploma programı için geçerli olan puan türünde aldığı merkezi yerleştirme puanının, geçmek istediği diploma programına eşdeğer olması, yurt içindeki diğer üniversitelerin diploma programlarının en düşük taban puanından ise az olmaması gerecek.
Üniversiteler arası yatay geçiş ise yükseköğretim kurumlarının aynı düzeydeki eşdeğer diploma programları arasında ve YÖK tarafından yayınlanan kontenjanlar çerçevesinde yapılacak. Başvuru için öğrencinin, kayıtlı olduğu programdaki genel not ortalamasının 100 üzerinden en az 60 olması gerekecek. Önlisans okuyanlar hazırlıkta, birinci ve son dönemde, lisansta okuyanlar ise hazırlık, birinci ve son sınıfta yatay geçiş yapamayacak.
Açık veya uzaktan öğretim programlarına yatay geçiş yapmak isteyen öğrenciler, Eylül ayının ilk haftasının son günü mesai saati bitimine kadar ilgili yükseköğretim kurumuna başvuracak. Bu programlarda kontenjan sınırı bulunmayacak.
Üniversiteler arası geçişte, üniversitelerin yatay geçiş alacağı bölümler, kontenjanlar ve başvuru tarihi YÖK'ün internet sitesinde yer alıyor.
Merkezi yerleştirme puanıyla yatay geçiş
Genel not ortalaması yatay geçiş için yeterli olmayan adaylar, isterlerse ÖSYS'de aldıkları puanla farklı bir puan türünde de yatay geçiş için başvurabilecek. Merkezi yerleştirme puanıyla yatay geçiş yapmak isteyen öğrencinin, üniversiteye kayıt olduğu yılki ÖSYS puanının, geçmek istediği programın sınava girdiği yıldaki taban puanına eşit veya yüksek olması gerekecek. Başvurularda bunun dışında başka şart aranmayacak. Ancak öğrencinin geçmek istediği programa ilişkin ÖSYS kılavuzunda aranan özel koşullar varsa bunları taşımaları gerekecek.
Ara sınıflarda okuyan öğrencilerin başvurması halinde ilgili yükseköğretim programına başvuru yapıldığı yılda, ÖSYM ile öğrenci yerleştirilmemişse öğrencinin öğrenim görmekte olduğu programa kayıt olduğu yıldaki ÖSYM kılavuzunda yer alan kontenjan dikkate alınacak.
Yatay geçiş için yüzde 30 kontenjan ayrılacak
YÖK tarafından tespit edilen usul ve esaslar uyarınca 2014-2015 eğitim öğretim yılı için her bir diploma programının hazırlık sınıfı dahil her bir sınıfı için ÖSYS kılavuzunda öngörülen öğrenci kontenjanının yüzde 30'u kadar kontenjan ayrılacak.
Başvurunun kontenjandan fazla olması durumunda, ÖSYS puanı en yüksek adaydan başlanarak sıralama yapılacak. Öğrenciler, sadece bir defa yatay geçiş yapabilecek.
İlgilenenler rehbere, "http://www.yok.gov.tr/web/ogrenci/yatay-gecis" adresinden ulaşabilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversite içi, üniversiteler arası ve merkezi yerleştirme puanıyla yatay geçişler nasıl yapılacak? YÖK, yatay geçişle ilgili merak edilenler için yatay geçiş rehberi hazırladı. İşte YÖK’ün yayınlandığı yatay geçiş rehberi…
Üniversite öğrencilerinin farklı puan türleri arasındaki yatay geçişleri kolaylaştıran ve kontenjanı artıran YÖK, öğrenciler için geçişlere ilişkin ayrıntıların yer aldığı rehber hazırladı.
YÖK'ün internet sitesinde yer alan rehbere göre, yatay geçişler üniversite içi, üniversiteler arası ve merkezi yerleştirme puanıyla olmak üzere 3 şekilde yapılacak.
Üniversite içi programlar arası geçişler, üniversitenin kendi bünyesindeki fakülte, yüksekokul, konservatuvar veya meslek yüksekokulunun, eşdeğer düzeyde diploma programlarına ilgili yönetim kurulu tarafından belirlenen kontenjanlar dahilinde yapılacak.
Kontenjanlar, her bir diploma programı için ikinci yarı yıldan başlamak ve beşinci yarı yıl dahil olmak üzere, kontenjan ilan edilen her yıl için ÖSYM kılavuzunda öngörülen öğrenci kontenjanının yüzde 15'ini geçmeyecek. Kontenjanlar, senatonun belirlediği şartlar ve taban puanlar son başvurudan 15 gün önce ilan edilecek.
Farklı merkezi sınav puanlarıyla, öğrenci alan programlara yatay geçiş için öğrencinin merkezi sınava girdiği yıl itibarıyla geçmek istediği diploma programı için geçerli olan puan türünde aldığı merkezi yerleştirme puanının, geçmek istediği diploma programına eşdeğer olması, yurt içindeki diğer üniversitelerin diploma programlarının en düşük taban puanından ise az olmaması gerecek.
Üniversiteler arası yatay geçiş ise yükseköğretim kurumlarının aynı düzeydeki eşdeğer diploma programları arasında ve YÖK tarafından yayınlanan kontenjanlar çerçevesinde yapılacak. Başvuru için öğrencinin, kayıtlı olduğu programdaki genel not ortalamasının 100 üzerinden en az 60 olması gerekecek. Önlisans okuyanlar hazırlıkta, birinci ve son dönemde, lisansta okuyanlar ise hazırlık, birinci ve son sınıfta yatay geçiş yapamayacak.
Açık veya uzaktan öğretim programlarına yatay geçiş yapmak isteyen öğrenciler, Eylül ayının ilk haftasının son günü mesai saati bitimine kadar ilgili yükseköğretim kurumuna başvuracak. Bu programlarda kontenjan sınırı bulunmayacak.
Üniversiteler arası geçişte, üniversitelerin yatay geçiş alacağı bölümler, kontenjanlar ve başvuru tarihi YÖK'ün internet sitesinde yer alıyor.
Merkezi yerleştirme puanıyla yatay geçiş
Genel not ortalaması yatay geçiş için yeterli olmayan adaylar, isterlerse ÖSYS'de aldıkları puanla farklı bir puan türünde de yatay geçiş için başvurabilecek. Merkezi yerleştirme puanıyla yatay geçiş yapmak isteyen öğrencinin, üniversiteye kayıt olduğu yılki ÖSYS puanının, geçmek istediği programın sınava girdiği yıldaki taban puanına eşit veya yüksek olması gerekecek. Başvurularda bunun dışında başka şart aranmayacak. Ancak öğrencinin geçmek istediği programa ilişkin ÖSYS kılavuzunda aranan özel koşullar varsa bunları taşımaları gerekecek.
Ara sınıflarda okuyan öğrencilerin başvurması halinde ilgili yükseköğretim programına başvuru yapıldığı yılda, ÖSYM ile öğrenci yerleştirilmemişse öğrencinin öğrenim görmekte olduğu programa kayıt olduğu yıldaki ÖSYM kılavuzunda yer alan kontenjan dikkate alınacak.
Yatay geçiş için yüzde 30 kontenjan ayrılacak
YÖK tarafından tespit edilen usul ve esaslar uyarınca 2014-2015 eğitim öğretim yılı için her bir diploma programının hazırlık sınıfı dahil her bir sınıfı için ÖSYS kılavuzunda öngörülen öğrenci kontenjanının yüzde 30'u kadar kontenjan ayrılacak.
Başvurunun kontenjandan fazla olması durumunda, ÖSYS puanı en yüksek adaydan başlanarak sıralama yapılacak. Öğrenciler, sadece bir defa yatay geçiş yapabilecek.
İlgilenenler rehbere, "http://www.yok.gov.tr/web/ogrenci/yatay-gecis" adresinden ulaşabilecek.
Son Güncelleme: Pazar, 27 Temmuz 2014 15:30
Gösterim: 2680

