Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Kurumların açılış ve işleyişleri, her alandaki idari ve mali konuları, öğrenci kayıtları, çalıştırılan personel işlemleri, okulda yapılacak her türlü etkinlik gibi bütün süreçlerin sıkı bir mevzuat dairesi içinde yürütüldüğünü belirten Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu, özel okulların daha esnek bir hizmet ortamına ihtiyaç durduğunu söylüyor.
Tavukçuoğlu, özel okulculuğun yaygınlaşması için ise bütün mali, idari ve yasal sorumlulukları üstlenmiş olan özel okulların doğrudan sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
MEB tarafından yayınlanan Mart 2016 verilerine göre; Motorlu taşıt sürücü kursu, özel kurslar ( özel öğretim kursları dahil ), öğrenci etüt eğitim merkezi, rehabilitasyon merkezi ve özel okul olmak üzere 17.800 civarında özel öğretim kurumu bulunduğunu dile getiren Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu, bu kurumlardan 8195‘ i özel okul olarak faaliyet gösterdiğini söylüyor. Özel okullarda görevli 86.273 öğretmenin, 1.089.664 öğrenciye eğitim öğretim verdiğini belirten Yusuf Tavukçuoğlu ile özel okul sektörünün ülkemizdeki durumunu konuştuk.
Özel okulların sorunları nelerdir? Bu kapsamda Türkiye’de özel okulculuğun oranının artması, özel okullarda kalitenin yükselmesi ve özel okulların sorunlarına çare üretilmesi konularında yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Özel okulların sorun yaşamadığını söylemek gerçekçi olmaz. Kurumların açılış ve işleyişleri, her alandaki idari ve mali konuları, öğrenci kayıtları, çalıştırılan personel işlemleri, okulda yapılacak her türlü etkinlik gibi bütün süreçler sıkı bir mevzuat dairesi içinde yürütülmektedir. Dolayısıyla genel çerçevesi belirlenmiş ancak kurumlara tanınacak daha esnek bir hizmet ortamına ihtiyaç duyulmaktadır.
Özellikle değişik alanlardaki mevzuatın düzenlemesi aşamalarında kurumlarımızın görüşünü almak yeterli olmamaktadır. Özel okulculuğun yaygınlaşması için bütün mali, idari ve yasal sorumlulukları üstlenmiş olan özel okulların doğrudan sürece dahil edilmesi gerekir. Ancak o zaman şu anda genel eğitim sistemimiz içinde öğrenci bazındaki oranı % 7.41 olan özel okulculuğun oranı %15 – 20 seviyesine çıkabilecektir.
Bu konuda çok yoğun çabalar göstermiş olmamıza rağmen maalesef arzulanan sonuca henüz ulaşabilmiş değiliz.
ÖĞRETMENLERDEN SÜREKLİ ÜST DÜZEY PERFORMANS BEKLENTİSİ VAR
Öğretmenlerin büyük bir kısmı özel okullarda çalışmak yerine devlet okullarında çalışmayı tercih ediyor. Özel okulları cazip hale getirmek için yapılması gerekenler nelerdir?
“Cazip hale getirmek” ifadesinin doğru kullanıldığından emin olmalıyız. Çünkü özel okullar pek çok alanda gerçekten cazip kurumlardır. Ancak özel okullardaki çalışmaların öğrenci, veli, kurucu ve ilgili mevzuatın yoğun denetimi altında olduğunu dikkatten kaçırmamak gerekir. Dolayısıyla kurumlarımızda çalışacak öğretmenlerimizin de beklentiyi karşılayacak enerjilerini esirgememeleri gerekir.
Özel okulların TEOG ve üniversite sınavlarındaki başarısını değerlendirir misiniz? Bu kapsamda nasıl bir tablo söz konusu?
TEOG ve Üniversite sınav sonuçları öğrencinin bilgisini ölçen sistemlerdir. Maalesef bu uygulamaların eğitim derecesini ölçebildiğini söyleyemeyiz. Ancak bunların öğrenci, veli ve toplum nezdinde önemli olduğu ve sıkı bir şekilde takip edildiğini de kabul etmek gerekir.
Özel okulların, bu iki sınav uygulamasında, gayet iyi bir noktada olduğu kamuoyu tarafından görülmektedir. Ancak öğrencilerin bir üst okula yerleştirilmelerinde sadece sınavdaki puanlar esas alınmamaktadır. Okul başarıları da hesaplamaya etki ettiğinden sınav sonuçları hakkındaki yorumlar yıllardır süregelmektedir.
ÖZEL OKULLAR KALİTELİ HİZMET SUNMAK ZORUNDA
Özel okulların eğitim sistemimize yaptığı katkılardan bahsedebilir misiniz? Özel okulların ülkemiz açısından yarattığı en büyük değer nedir?
Özel okullar, eğitim alanındaki her türlü gelişim ve değişimi yakından takip etmek ve ülkemiz eğitim sisteminde uygulanabilecek olanları hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirebilmek gücüne sahiptirler. Bu bağlamda son 30 yıllık süre içinde, ilk dönemlerde heyecan uyandıran, “Bilgisayar Destekli Eğitim” uygulamalarından “ Akıllı Tahta”, ”Akıllı Sınıf”. “Akıllı Okul” gibi evrelerden geçerek teknolojideki son gelişmeleri eğitimin hizmetine sunmak aşamalarında, özel okullar önemli ölçüde öncülük yapmışlardır.
Ülkemize kazandırılacak en büyük değer, çağdaş, milli ve manevi değerleri yüksek, sorumluluk duygusu gelişmiş, girişimci, yapıcı ve yaratıcı kabiliyetlere ulaşmış bir gençlik yetiştirmektir. Bu konuda özel okulların üzerine düşen görevi yaptığına inanmaktayım.
Özel okullar ücretli hizmet veren kuruluşlar olduğundan velilerine ve öğrencilerine kaliteli hizmet sunmak zorundadır. Bu nedenle öğretmenlerinden sürekli üst düzey performans beklentisi vardır. Bu gerekçe bazı öğretmenlere zor geldiğinden resmi okulları tercih ediyor olabilirler.
Temel liseler, özel okullardan hangi noktalarda ayrılıyor? Mesela temel liselerin müfredatı nasıl? Özel okullardan farklı bir müfredat mı uyguluyorlar?
Temel liselerin, haftalık 35 saatlik dersin, 10 saatinin uzaktan eğitim şeklinde yapabilmelerine izin verilmiştir. Dolayısıyla bu kurumların temel dersleri ile seçmeli derslerinin müfredatlarında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Diğer taraftan haftalık ders saat sayıları, çalışma saatleri, ikili öğretim yapabilmeleri ve biraz dershaneciliği andıran eğitim uygulamaları bakımından da farklılıklar göstermektedirler.
TEMEL LİSELER ARZULADIKLARI İLGİYE ULAŞAMADI
Temel liselere olan ilgiliyi nasıl buluyorsunuz? 2015 - 2016 eğitim öğretim yılında temel liseye ne kadar sayıda öğrenci kayıt yaptırdı?
Temel liselerin arzuladığı oranda öğrenci kaydettiklerini sanmıyorum. Çünkü geçiş sürecinde yaşanan belirsizliklerden dolayı veliler kayıtlarda tereddütte kaldılar. Eldeki sayısal verilere göre temel liseye dönüşen kurumların, toplam 170 bin civarında öğrencisi var. Bu sayı bu okullara ait kapasitenin % 27’sini oluşturmaktadır. Devletin velilere yaptığı eğitim desteğine rağmen öğrenci sayısının düşük oranda olması temel liselerimizin arzuladıkları ilgiye ulaşamadıklarını göstermektedir. Ancak 2016 – 2017 öğretim yılında velilerimizin bu kurumlarımıza duydukları ilgiyi daha açık şekilde ortaya çıkacaktır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Kurumların açılış ve işleyişleri, her alandaki idari ve mali konuları, öğrenci kayıtları, çalıştırılan personel işlemleri, okulda yapılacak her türlü etkinlik gibi bütün süreçlerin sıkı bir mevzuat dairesi içinde yürütüldüğünü belirten Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu, özel okulların daha esnek bir hizmet ortamına ihtiyaç durduğunu söylüyor.
Tavukçuoğlu, özel okulculuğun yaygınlaşması için ise bütün mali, idari ve yasal sorumlulukları üstlenmiş olan özel okulların doğrudan sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
MEB tarafından yayınlanan Mart 2016 verilerine göre; Motorlu taşıt sürücü kursu, özel kurslar ( özel öğretim kursları dahil ), öğrenci etüt eğitim merkezi, rehabilitasyon merkezi ve özel okul olmak üzere 17.800 civarında özel öğretim kurumu bulunduğunu dile getiren Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu, bu kurumlardan 8195‘ i özel okul olarak faaliyet gösterdiğini söylüyor. Özel okullarda görevli 86.273 öğretmenin, 1.089.664 öğrenciye eğitim öğretim verdiğini belirten Yusuf Tavukçuoğlu ile özel okul sektörünün ülkemizdeki durumunu konuştuk.
Özel okulların sorunları nelerdir? Bu kapsamda Türkiye’de özel okulculuğun oranının artması, özel okullarda kalitenin yükselmesi ve özel okulların sorunlarına çare üretilmesi konularında yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Özel okulların sorun yaşamadığını söylemek gerçekçi olmaz. Kurumların açılış ve işleyişleri, her alandaki idari ve mali konuları, öğrenci kayıtları, çalıştırılan personel işlemleri, okulda yapılacak her türlü etkinlik gibi bütün süreçler sıkı bir mevzuat dairesi içinde yürütülmektedir. Dolayısıyla genel çerçevesi belirlenmiş ancak kurumlara tanınacak daha esnek bir hizmet ortamına ihtiyaç duyulmaktadır.
Özellikle değişik alanlardaki mevzuatın düzenlemesi aşamalarında kurumlarımızın görüşünü almak yeterli olmamaktadır. Özel okulculuğun yaygınlaşması için bütün mali, idari ve yasal sorumlulukları üstlenmiş olan özel okulların doğrudan sürece dahil edilmesi gerekir. Ancak o zaman şu anda genel eğitim sistemimiz içinde öğrenci bazındaki oranı % 7.41 olan özel okulculuğun oranı %15 – 20 seviyesine çıkabilecektir.
Bu konuda çok yoğun çabalar göstermiş olmamıza rağmen maalesef arzulanan sonuca henüz ulaşabilmiş değiliz.
ÖĞRETMENLERDEN SÜREKLİ ÜST DÜZEY PERFORMANS BEKLENTİSİ VAR
Öğretmenlerin büyük bir kısmı özel okullarda çalışmak yerine devlet okullarında çalışmayı tercih ediyor. Özel okulları cazip hale getirmek için yapılması gerekenler nelerdir?
“Cazip hale getirmek” ifadesinin doğru kullanıldığından emin olmalıyız. Çünkü özel okullar pek çok alanda gerçekten cazip kurumlardır. Ancak özel okullardaki çalışmaların öğrenci, veli, kurucu ve ilgili mevzuatın yoğun denetimi altında olduğunu dikkatten kaçırmamak gerekir. Dolayısıyla kurumlarımızda çalışacak öğretmenlerimizin de beklentiyi karşılayacak enerjilerini esirgememeleri gerekir.
Özel okulların TEOG ve üniversite sınavlarındaki başarısını değerlendirir misiniz? Bu kapsamda nasıl bir tablo söz konusu?
TEOG ve Üniversite sınav sonuçları öğrencinin bilgisini ölçen sistemlerdir. Maalesef bu uygulamaların eğitim derecesini ölçebildiğini söyleyemeyiz. Ancak bunların öğrenci, veli ve toplum nezdinde önemli olduğu ve sıkı bir şekilde takip edildiğini de kabul etmek gerekir.
Özel okulların, bu iki sınav uygulamasında, gayet iyi bir noktada olduğu kamuoyu tarafından görülmektedir. Ancak öğrencilerin bir üst okula yerleştirilmelerinde sadece sınavdaki puanlar esas alınmamaktadır. Okul başarıları da hesaplamaya etki ettiğinden sınav sonuçları hakkındaki yorumlar yıllardır süregelmektedir.
ÖZEL OKULLAR KALİTELİ HİZMET SUNMAK ZORUNDA
Özel okulların eğitim sistemimize yaptığı katkılardan bahsedebilir misiniz? Özel okulların ülkemiz açısından yarattığı en büyük değer nedir?
Özel okullar, eğitim alanındaki her türlü gelişim ve değişimi yakından takip etmek ve ülkemiz eğitim sisteminde uygulanabilecek olanları hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirebilmek gücüne sahiptirler. Bu bağlamda son 30 yıllık süre içinde, ilk dönemlerde heyecan uyandıran, “Bilgisayar Destekli Eğitim” uygulamalarından “ Akıllı Tahta”, ”Akıllı Sınıf”. “Akıllı Okul” gibi evrelerden geçerek teknolojideki son gelişmeleri eğitimin hizmetine sunmak aşamalarında, özel okullar önemli ölçüde öncülük yapmışlardır.
Ülkemize kazandırılacak en büyük değer, çağdaş, milli ve manevi değerleri yüksek, sorumluluk duygusu gelişmiş, girişimci, yapıcı ve yaratıcı kabiliyetlere ulaşmış bir gençlik yetiştirmektir. Bu konuda özel okulların üzerine düşen görevi yaptığına inanmaktayım.
Özel okullar ücretli hizmet veren kuruluşlar olduğundan velilerine ve öğrencilerine kaliteli hizmet sunmak zorundadır. Bu nedenle öğretmenlerinden sürekli üst düzey performans beklentisi vardır. Bu gerekçe bazı öğretmenlere zor geldiğinden resmi okulları tercih ediyor olabilirler.
Temel liseler, özel okullardan hangi noktalarda ayrılıyor? Mesela temel liselerin müfredatı nasıl? Özel okullardan farklı bir müfredat mı uyguluyorlar?
Temel liselerin, haftalık 35 saatlik dersin, 10 saatinin uzaktan eğitim şeklinde yapabilmelerine izin verilmiştir. Dolayısıyla bu kurumların temel dersleri ile seçmeli derslerinin müfredatlarında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Diğer taraftan haftalık ders saat sayıları, çalışma saatleri, ikili öğretim yapabilmeleri ve biraz dershaneciliği andıran eğitim uygulamaları bakımından da farklılıklar göstermektedirler.
TEMEL LİSELER ARZULADIKLARI İLGİYE ULAŞAMADI
Temel liselere olan ilgiliyi nasıl buluyorsunuz? 2015 - 2016 eğitim öğretim yılında temel liseye ne kadar sayıda öğrenci kayıt yaptırdı?
Temel liselerin arzuladığı oranda öğrenci kaydettiklerini sanmıyorum. Çünkü geçiş sürecinde yaşanan belirsizliklerden dolayı veliler kayıtlarda tereddütte kaldılar. Eldeki sayısal verilere göre temel liseye dönüşen kurumların, toplam 170 bin civarında öğrencisi var. Bu sayı bu okullara ait kapasitenin % 27’sini oluşturmaktadır. Devletin velilere yaptığı eğitim desteğine rağmen öğrenci sayısının düşük oranda olması temel liselerimizin arzuladıkları ilgiye ulaşamadıklarını göstermektedir. Ancak 2016 – 2017 öğretim yılında velilerimizin bu kurumlarımıza duydukları ilgiyi daha açık şekilde ortaya çıkacaktır.
Son Güncelleme: Çarşamba, 20 Nisan 2016 10:45
Gösterim: 1625
BİL Okulları 2016-2016 eğitim-öğretim döneminde dünya inovasyon okulu uygulamalarını öğrencilerine kaliteli ve farklı bir okul yaklaşımı anlayışıyla aktaracak.
“Gelecek dönem İstanbul, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Diyarbakır, Antalya ve Trabzon başta olmak üzere Türkiye çapında yaklaşık 40 milyon dolarlık bir yatırımla geleceğin dünya inovasyon okulunu açma hedefimiz var” diyen Bil Okulları Genel Müdürü Orhan Dağhan, ayrıca 2023 Türkiye’sinde, Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 kampüs okula ulaşmayı hedeflediklerini de dile getiriyor.
1994 yılında bir grup bilim ve iş insanının bir araya gelerek Dr. Mustafa Aydın liderliğinde temeli atılan BİL, dershanelerle başlayan, yayınlarla devam eden, Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu ile farklılaşan İstanbul Aydın Üniversitesi ile sektörün lider eğitim kurumuna dönüşen ve BİL Okulları BİL Koleji markasıyla taçlanan büyük bir eğitim holdinginin en yeni, sektörünün de en farklı okulu. Türkiye genelinde yedi bölgede aktif olarak çalışan 22 okulu bünyesinde barındıran BİL, inşaatları devam eden ve 2016-2017 eğitim-öğretim yılında açılacak 4 yeni kampüs ve 11 okulla birlikte 33 okula ulaşacak. Böylelikle BİL, Dünya İnovasyon Okulu vizyonu ve yaklaşımıyla Türk eğitim sistemine yeni bir soluk, yeni bir yaklaşım getirecek.
BİL Okulları’nda hangi eğitim modelleri ve programları uygulanıyor? Ülkemizde uygulanan eğitim metotlarıyla, sizin uygulamalarınız arasında farklılıklar var mı?
BİL Okulları’nın eğitim yaklaşımı ‘’Uluslararası yeni nesil eğitim modellerinin dayandığı, düşünen, tasarlayan, uygulayan ve üreten nesil oluşturmak için planlanan “disiplinler üstü eğitim yaklaşımından alır’’ inovasyon yaklaşımıdır. 21. yüzyıl becerilerini geliştirmek üzere planlanmış programlarımıza ek olarak, okul ve sınıf farkına dikkat edilerek, sırasıyla 5N 1K aktif digital öğrenme modeli, Flipped Learning ve Edexel Eğitimde Mükemmellik programları uygulanıyor. Yabancı dil eğitimde fark yaratan öğretim ve uygulamalarla çift dilde akademik, üç dilde de lisan eğitimi sunulmaktadır. Kişisel becerilere önem veren, sanat, kültür ve spor alanlarında beceri keşfi ve beceri geliştirme istasyonlarıyla da öğrencilerimizin özellikle yaşam boyu öğrenme ve beceri geliştirmelerini destekliyoruz.
FARK YARATAN İNSAN YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ
Son yıllarda Akıllı Okul Konsepti öne çıkıyor. Bu konsept hakkında ne düşünüyorsunuz? Okulunuzda bu konsepte uygun eğitimler veriyor musunuz?
BİL Okulları “Düşünen Okul Akıllı Sınıflar” tescili ve uygulamaları ile digital dünya inovasyon okulu sistemini geliştirmiştir. Öğrencilerin servisle başlayan okulda yemeklerin kalori değerlerini ölçerek devam eden, okul içerisindeki akademik, dil ve diğer hareketliliği ile gelişimini sistemli ve düzenli olarak takip eden, veli, öğrenci, öğretmen işbirliğini verimli ilişkiler düzleminde kurgulayan önemli bir yapıya sahiptir. Ayrıca akıllı olanın okul değil, onu kurgulayan insanın akıllı olduğunu öğreten, öğrencilerimizin akıllı cihaz ve konsept geliştirmelerini sağlayan özel robotik, yazılım ve kodlama laboratuvarlarımız mevcuttur. Bunlarla fark yaratan insan yetiştirmeyi hedef alarak, bunun zeminini hazırlamış durumdayız.
Öğrencilerinizin iyi bir yabancı dil eğitimi alması için yaptığınız çalışmalardan söz edebilir misiniz?
Yabancı dile yönelik yabancılığı atmak için öncelik ve ilk şart, şüphesiz iyi bir ana dile sahip olmaktan geçiyor. İyi bir ana dil gelişimi için dil okur ve yazarlığı sistemini OKU-BİL Projeleri ve dil geliştirme atölyelerimiz ile anaokulundan itibaren başlatıyoruz. Ana dildeki bu yetkinlik özellikle yine konuşma ve dinleme olarak anaokulunda başlayan “çift dilde eğitim programı’’ ile devam etmektedir.
İlkokul 2. sınıftan itibaren yabancı dilde akademik ders ve 4. sınıfta 3. dilde lisan eğitimi dediğimiz, ikinci yabancı dili de birinci yabancı dilde eş olarak öğretmeyi amaçlayan programlarımız kurgulanmıştır..
Sistem çıktısı olarak ise, uluslararası geçerliliğe sahip dil diploması sunulmaktadır.
Okulunuzda çalışacak öğretmenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz?
BİL Okulları İnsan Kaynakları yönetiminde sadece öğretmenleri değil, okulda görev alacak akademik ve idari bütün kadrolarını İstanbul Aydın Üniversitesi Bilim Kurulu ile birlikte oluşturmaktadır. Ayrıca yine İstanbul Aydın Üniversitesi Bilim Kurulu’nun nezaretinde gerçekleştirilen ‘’Hizmetiçi Eğitim ve Sertifika Programları” ile çalışan personelimiz, sistemin bütünü için hazırlanmaktadır.
SINAVLARA HAZIRLIKTA UZMAN BİR BİRİKİME SAHİBİZ
Öğrencilerinizi TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?
TEOG , LYS VE YGS Sınavlarına hazırlıkta uzman bir birikime sahibiz. Özellikle bu yıl Türkiye genelinde ve lokal okullarımızda yakalanan ulusal başarılar bu konudaki iddiamızı ve çalışmalarımızı çok açık biçimde ortaya koymuştur. Yayınların ölçme ve değerlendirme sisteminin yanında rehberlik ve kariyer planlama çalışmaları da öğrencilerimizin sınav ihtiyaçlarını net bir biçimde çözmektedir.
Öğrencilerinize sportif, sanatsal ve kültürel ne gibi imkânlar sunuyorsunuz? Ayrıca okullarınızda öğrencilere sunduğunuz burs olanaklarından da bahsedebilir misiniz?
BİL Okulları sanat ve spor çalışmalarında öğrencilerinin bireysel becerilerini keşfetmek ve geliştirmek konusunda oldukça dikkatli davranmaktadır. Özellikle milli sporcularımıza, akademik olarak başarılı, şehit ve gazilerimizin evlatlarına, öğretmen ve eğitim camiamızın değerli mensuplarının çocuklarına özel burslar sunulmaktadır.
2016-2017 eğitim-öğretim yılında hangi yenilikleri gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?
Gelecek dönem için dünya inovasyon okulu uygulamalarını Türkiye’de öğrencilerimize kaliteli ve farklı bir okul yaklaşımı anlayışıyla aktaracağız. Ayrıca yeni nesil imkânlarını sunmayı, STEM Laboratuvarları ile bilim alanında, bireysel beceri atölyeleri ile sanat ve spor alanında; bütünsel olarak kurgulanmış sistemin bütün birimleri ile yeniliklerimizi ülkemiz öğrencilerinin hizmetine sunmayı arzuluyoruz.
Gelecek dönem başta İstanbul, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Diyarbakır, Antalya ve Trabzon başta olmak üzere Türkiye çapında yaklaşık 40 milyon dolarlık bir yatırımla geleceğin dünya inovasyon okulunu açma hedefimiz var. 2023 Türkiye’sinde, Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 kampüs okula ulaşmayı hedefliyoruz. Bu hedeflerimiz MEB Eğitim Teşvik Bursu’nun özel okullara devam edecek öğrencilere arttırılarak verilecek olmasının etkisiyle daha da belirginleşmiştir.
Velilerin sizden ne gibi beklentileri oluyor? Bu beklentileri karşılamaya yönelik ne gibi
çözümler üretiyorsunuz?
Velilerimizin,, özellikle 5 ana konuda belirginleşmiş beklentilere sahip olduklarını görüyoruz. Bunlar sırasıyla;
1-Sağlıklı ve güvenli okul
2-Akademik başarı
3-Yabancı dil yetkinliği
4-Sanat ve spor çalışmaları ile bireysel beceriler
5-Uluslararası vizyon ve diploma.
Sıralamalar veli profiline göre değişkenlik gösterse bile, öncelikler değişmemektedir.
Size başvuran ve kayıt yaptırmak isteyen öğrencileri seçerken hangi kriterleri göz
önünde bulunduruyorsunuz?
Öncelikle BİL Okulları giriş sınavıyla başlayan, ardından dil yeterliliği ile devam eden ve en son kişisel gelişim süreçlerini ölçen envanterlerle öğrencilerimizin okula başlarkenki referans noktalarını tespit ediyoruz. Ardından aile görüşmeleri ile okul kültürü ile ailenin tanışmasını istiyoruz. Öğrencilerimizi alırken sınırlı kontenjan münasebeti ile öğrencinin kendisi için doğru okul olmasına dikkat ediyoruz.
ÖZEL OKUL SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Orhan Dağhan, velilerin özel okul seçerken özellikle şu noktaları dikkate almaları gerektiğini vurguluyor;
1-Okulun bir bilim kurulu tarafından planlanmasına dikkat edin
2-Sağlık ve güvenlik anlamında kesin kuralları olmasına bakın
3-Okul kültürü ve okul iklimi geliştirmede öncülük eden bir eğitim yuvası mı değil mi araştırın
4-Veli öğrenci seminerleri, öğretmen eğitimleri ve kalite yönetim sistemine dikkat edin
5-Akademik başarı için plan ve programlarının yapılandırılmış olmasını inceleyin
6-Yabancı dilde uluslararası alanda geçerli dil diploması verip vermediğini önemseyin
7-Yükseköğretimde alternatifler sunup sunmadığını titizlikle değerlendirin
8-Okulun 21. yüzyıl becerilerini geliştirmede vizyonunun bulunup bulunmadığına ve yatırımlar yapıp yapmadığına önem gösterin
9-Özel otomasyon sistemi ile her an her yerde kesintisiz eğitim veriyor olmasını önemseyin
10-Fiyat istikrarı ve kalite standartlarında seçici olun
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
BİL Okulları 2016-2016 eğitim-öğretim döneminde dünya inovasyon okulu uygulamalarını öğrencilerine kaliteli ve farklı bir okul yaklaşımı anlayışıyla aktaracak.
“Gelecek dönem İstanbul, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Diyarbakır, Antalya ve Trabzon başta olmak üzere Türkiye çapında yaklaşık 40 milyon dolarlık bir yatırımla geleceğin dünya inovasyon okulunu açma hedefimiz var” diyen Bil Okulları Genel Müdürü Orhan Dağhan, ayrıca 2023 Türkiye’sinde, Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 kampüs okula ulaşmayı hedeflediklerini de dile getiriyor.
1994 yılında bir grup bilim ve iş insanının bir araya gelerek Dr. Mustafa Aydın liderliğinde temeli atılan BİL, dershanelerle başlayan, yayınlarla devam eden, Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu ile farklılaşan İstanbul Aydın Üniversitesi ile sektörün lider eğitim kurumuna dönüşen ve BİL Okulları BİL Koleji markasıyla taçlanan büyük bir eğitim holdinginin en yeni, sektörünün de en farklı okulu. Türkiye genelinde yedi bölgede aktif olarak çalışan 22 okulu bünyesinde barındıran BİL, inşaatları devam eden ve 2016-2017 eğitim-öğretim yılında açılacak 4 yeni kampüs ve 11 okulla birlikte 33 okula ulaşacak. Böylelikle BİL, Dünya İnovasyon Okulu vizyonu ve yaklaşımıyla Türk eğitim sistemine yeni bir soluk, yeni bir yaklaşım getirecek.
BİL Okulları’nda hangi eğitim modelleri ve programları uygulanıyor? Ülkemizde uygulanan eğitim metotlarıyla, sizin uygulamalarınız arasında farklılıklar var mı?
BİL Okulları’nın eğitim yaklaşımı ‘’Uluslararası yeni nesil eğitim modellerinin dayandığı, düşünen, tasarlayan, uygulayan ve üreten nesil oluşturmak için planlanan “disiplinler üstü eğitim yaklaşımından alır’’ inovasyon yaklaşımıdır. 21. yüzyıl becerilerini geliştirmek üzere planlanmış programlarımıza ek olarak, okul ve sınıf farkına dikkat edilerek, sırasıyla 5N 1K aktif digital öğrenme modeli, Flipped Learning ve Edexel Eğitimde Mükemmellik programları uygulanıyor. Yabancı dil eğitimde fark yaratan öğretim ve uygulamalarla çift dilde akademik, üç dilde de lisan eğitimi sunulmaktadır. Kişisel becerilere önem veren, sanat, kültür ve spor alanlarında beceri keşfi ve beceri geliştirme istasyonlarıyla da öğrencilerimizin özellikle yaşam boyu öğrenme ve beceri geliştirmelerini destekliyoruz.
FARK YARATAN İNSAN YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ
Son yıllarda Akıllı Okul Konsepti öne çıkıyor. Bu konsept hakkında ne düşünüyorsunuz? Okulunuzda bu konsepte uygun eğitimler veriyor musunuz?
BİL Okulları “Düşünen Okul Akıllı Sınıflar” tescili ve uygulamaları ile digital dünya inovasyon okulu sistemini geliştirmiştir. Öğrencilerin servisle başlayan okulda yemeklerin kalori değerlerini ölçerek devam eden, okul içerisindeki akademik, dil ve diğer hareketliliği ile gelişimini sistemli ve düzenli olarak takip eden, veli, öğrenci, öğretmen işbirliğini verimli ilişkiler düzleminde kurgulayan önemli bir yapıya sahiptir. Ayrıca akıllı olanın okul değil, onu kurgulayan insanın akıllı olduğunu öğreten, öğrencilerimizin akıllı cihaz ve konsept geliştirmelerini sağlayan özel robotik, yazılım ve kodlama laboratuvarlarımız mevcuttur. Bunlarla fark yaratan insan yetiştirmeyi hedef alarak, bunun zeminini hazırlamış durumdayız.
Öğrencilerinizin iyi bir yabancı dil eğitimi alması için yaptığınız çalışmalardan söz edebilir misiniz?
Yabancı dile yönelik yabancılığı atmak için öncelik ve ilk şart, şüphesiz iyi bir ana dile sahip olmaktan geçiyor. İyi bir ana dil gelişimi için dil okur ve yazarlığı sistemini OKU-BİL Projeleri ve dil geliştirme atölyelerimiz ile anaokulundan itibaren başlatıyoruz. Ana dildeki bu yetkinlik özellikle yine konuşma ve dinleme olarak anaokulunda başlayan “çift dilde eğitim programı’’ ile devam etmektedir.
İlkokul 2. sınıftan itibaren yabancı dilde akademik ders ve 4. sınıfta 3. dilde lisan eğitimi dediğimiz, ikinci yabancı dili de birinci yabancı dilde eş olarak öğretmeyi amaçlayan programlarımız kurgulanmıştır..
Sistem çıktısı olarak ise, uluslararası geçerliliğe sahip dil diploması sunulmaktadır.
Okulunuzda çalışacak öğretmenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz?
BİL Okulları İnsan Kaynakları yönetiminde sadece öğretmenleri değil, okulda görev alacak akademik ve idari bütün kadrolarını İstanbul Aydın Üniversitesi Bilim Kurulu ile birlikte oluşturmaktadır. Ayrıca yine İstanbul Aydın Üniversitesi Bilim Kurulu’nun nezaretinde gerçekleştirilen ‘’Hizmetiçi Eğitim ve Sertifika Programları” ile çalışan personelimiz, sistemin bütünü için hazırlanmaktadır.
SINAVLARA HAZIRLIKTA UZMAN BİR BİRİKİME SAHİBİZ
Öğrencilerinizi TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?
TEOG , LYS VE YGS Sınavlarına hazırlıkta uzman bir birikime sahibiz. Özellikle bu yıl Türkiye genelinde ve lokal okullarımızda yakalanan ulusal başarılar bu konudaki iddiamızı ve çalışmalarımızı çok açık biçimde ortaya koymuştur. Yayınların ölçme ve değerlendirme sisteminin yanında rehberlik ve kariyer planlama çalışmaları da öğrencilerimizin sınav ihtiyaçlarını net bir biçimde çözmektedir.
Öğrencilerinize sportif, sanatsal ve kültürel ne gibi imkânlar sunuyorsunuz? Ayrıca okullarınızda öğrencilere sunduğunuz burs olanaklarından da bahsedebilir misiniz?
BİL Okulları sanat ve spor çalışmalarında öğrencilerinin bireysel becerilerini keşfetmek ve geliştirmek konusunda oldukça dikkatli davranmaktadır. Özellikle milli sporcularımıza, akademik olarak başarılı, şehit ve gazilerimizin evlatlarına, öğretmen ve eğitim camiamızın değerli mensuplarının çocuklarına özel burslar sunulmaktadır.
2016-2017 eğitim-öğretim yılında hangi yenilikleri gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?
Gelecek dönem için dünya inovasyon okulu uygulamalarını Türkiye’de öğrencilerimize kaliteli ve farklı bir okul yaklaşımı anlayışıyla aktaracağız. Ayrıca yeni nesil imkânlarını sunmayı, STEM Laboratuvarları ile bilim alanında, bireysel beceri atölyeleri ile sanat ve spor alanında; bütünsel olarak kurgulanmış sistemin bütün birimleri ile yeniliklerimizi ülkemiz öğrencilerinin hizmetine sunmayı arzuluyoruz.
Gelecek dönem başta İstanbul, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Diyarbakır, Antalya ve Trabzon başta olmak üzere Türkiye çapında yaklaşık 40 milyon dolarlık bir yatırımla geleceğin dünya inovasyon okulunu açma hedefimiz var. 2023 Türkiye’sinde, Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 kampüs okula ulaşmayı hedefliyoruz. Bu hedeflerimiz MEB Eğitim Teşvik Bursu’nun özel okullara devam edecek öğrencilere arttırılarak verilecek olmasının etkisiyle daha da belirginleşmiştir.
Velilerin sizden ne gibi beklentileri oluyor? Bu beklentileri karşılamaya yönelik ne gibi
çözümler üretiyorsunuz?
Velilerimizin,, özellikle 5 ana konuda belirginleşmiş beklentilere sahip olduklarını görüyoruz. Bunlar sırasıyla;
1-Sağlıklı ve güvenli okul
2-Akademik başarı
3-Yabancı dil yetkinliği
4-Sanat ve spor çalışmaları ile bireysel beceriler
5-Uluslararası vizyon ve diploma.
Sıralamalar veli profiline göre değişkenlik gösterse bile, öncelikler değişmemektedir.
Size başvuran ve kayıt yaptırmak isteyen öğrencileri seçerken hangi kriterleri göz
önünde bulunduruyorsunuz?
Öncelikle BİL Okulları giriş sınavıyla başlayan, ardından dil yeterliliği ile devam eden ve en son kişisel gelişim süreçlerini ölçen envanterlerle öğrencilerimizin okula başlarkenki referans noktalarını tespit ediyoruz. Ardından aile görüşmeleri ile okul kültürü ile ailenin tanışmasını istiyoruz. Öğrencilerimizi alırken sınırlı kontenjan münasebeti ile öğrencinin kendisi için doğru okul olmasına dikkat ediyoruz.
ÖZEL OKUL SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Orhan Dağhan, velilerin özel okul seçerken özellikle şu noktaları dikkate almaları gerektiğini vurguluyor;
1-Okulun bir bilim kurulu tarafından planlanmasına dikkat edin
2-Sağlık ve güvenlik anlamında kesin kuralları olmasına bakın
3-Okul kültürü ve okul iklimi geliştirmede öncülük eden bir eğitim yuvası mı değil mi araştırın
4-Veli öğrenci seminerleri, öğretmen eğitimleri ve kalite yönetim sistemine dikkat edin
5-Akademik başarı için plan ve programlarının yapılandırılmış olmasını inceleyin
6-Yabancı dilde uluslararası alanda geçerli dil diploması verip vermediğini önemseyin
7-Yükseköğretimde alternatifler sunup sunmadığını titizlikle değerlendirin
8-Okulun 21. yüzyıl becerilerini geliştirmede vizyonunun bulunup bulunmadığına ve yatırımlar yapıp yapmadığına önem gösterin
9-Özel otomasyon sistemi ile her an her yerde kesintisiz eğitim veriyor olmasını önemseyin
10-Fiyat istikrarı ve kalite standartlarında seçici olun
Son Güncelleme: Salı, 19 Nisan 2016 18:09
Gösterim: 2379
Mektebim Okulları öğrencilerinin bir araya gelerek oluşturduğu Bilim Konseyi faaliyetlerine başladı.Fizik, Kimya, Biyoloji gibi temel alanlarda proje grupları oluşturan öğrenciler, okulda aldıkları eğitimle birlikte alanlarıyla ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışmalar yürütüyor. Fizik ve Organik Kimya alanında ilk uygulamalı eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sezgin Çelik’in eşliğinde alan Bilim Konseyi, deneyler ile derslerini birleştirdi. Teorik eğitimin yanında uygulamalı eğitimin çok daha akılda kalıcı olduğunu, derslerde gördükleri konu ve formülleri laboratuvarlarda deneyerek gözlemleyen öğrencilerde başarının çok daha yüksek olduğunu belirten Mektebim Okulları Fizik Bölüm Başkanı Demet Ulusoy, Bilim Konseyi çalışmalarını farklı üniversitelerde yıl boyunca sürdüreceklerini belirtti.
Yıldız Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sezgin Çelik, Araş. Gör. Hasan Demirci, Araş. Gör. Mine Kucak ve Araş. Gör. Burcu Tuncer eşliğinde mikroskopla doku kültürleri ve kromozomların yapılarını inceleyen Bilim Konseyi Üyeleri, uzmanlardan laboratuvarlar malzemelerinin kullanımı hakkında bilgi alarak, manyetik alan ve dalgaların etkilerini deneylediler.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Mektebim Okulları öğrencilerinin bir araya gelerek oluşturduğu Bilim Konseyi faaliyetlerine başladı.Fizik, Kimya, Biyoloji gibi temel alanlarda proje grupları oluşturan öğrenciler, okulda aldıkları eğitimle birlikte alanlarıyla ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışmalar yürütüyor. Fizik ve Organik Kimya alanında ilk uygulamalı eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sezgin Çelik’in eşliğinde alan Bilim Konseyi, deneyler ile derslerini birleştirdi. Teorik eğitimin yanında uygulamalı eğitimin çok daha akılda kalıcı olduğunu, derslerde gördükleri konu ve formülleri laboratuvarlarda deneyerek gözlemleyen öğrencilerde başarının çok daha yüksek olduğunu belirten Mektebim Okulları Fizik Bölüm Başkanı Demet Ulusoy, Bilim Konseyi çalışmalarını farklı üniversitelerde yıl boyunca sürdüreceklerini belirtti.
Yıldız Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sezgin Çelik, Araş. Gör. Hasan Demirci, Araş. Gör. Mine Kucak ve Araş. Gör. Burcu Tuncer eşliğinde mikroskopla doku kültürleri ve kromozomların yapılarını inceleyen Bilim Konseyi Üyeleri, uzmanlardan laboratuvarlar malzemelerinin kullanımı hakkında bilgi alarak, manyetik alan ve dalgaların etkilerini deneylediler.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Mart 2016 10:17
Gösterim: 1650
Gaziantepli 4 lise öğrencisinin, felç olan arkadaşlarına yardımcı olmak düşüncesiyle tasarladığı robot, Viyana'da düzenlenen "Dünya Robot Yarışması"nda serbest kategoride birinciliğe layık görüldü.
Özel Sanko Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri Tekin Orkun Hengirmen, Ali Kağan Akbaş, Süleyman Solmaz ve Cemil Serden Şahin, felç olan arkadaşlarına yardımcı olmak amacıyla tasarladıkları robotla, 12-13 Mart'ta Avusturya'nın başkenti Viyana'da düzenlenen Dünya Robot Yarışması'na katıldı.
Gaziantepli öğrenciler, 50'den fazla ülkenin 644 robotla katıldığı yarışmada, serbest kategoride dünya şampiyonu oldu. Özellikle boyundan aşağısını hareket ettiremeyen felçli kişiler, 10. sınıf öğrencilerinin tasarladığı robot sayesinde ufak bir baş hareketiyle tekerlekli sandalyelerini istedikleri yöne hareket ettirebilecek. Vücutlarının belli bölümünü kullanabilen kişilerin de faydalanabileceği robot, onlara isteklerini, yine kafa veya tek parmakla dahi kullanılabilen joystick (kumanda kolu) aracılığıyla ekrana yazma fırsatı sunacak. Okul müdürü Ercan Yüksel, öğrencilerinin, öğretmenleri Harun Bayseçkin ve Fatih Mehmet Günaydın danışmanlığında hazırladığı robotun, fiziksel engellilere engelsiz bir yaşam sunmayı amaçladığını söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Gaziantepli 4 lise öğrencisinin, felç olan arkadaşlarına yardımcı olmak düşüncesiyle tasarladığı robot, Viyana'da düzenlenen "Dünya Robot Yarışması"nda serbest kategoride birinciliğe layık görüldü.
Özel Sanko Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri Tekin Orkun Hengirmen, Ali Kağan Akbaş, Süleyman Solmaz ve Cemil Serden Şahin, felç olan arkadaşlarına yardımcı olmak amacıyla tasarladıkları robotla, 12-13 Mart'ta Avusturya'nın başkenti Viyana'da düzenlenen Dünya Robot Yarışması'na katıldı.
Gaziantepli öğrenciler, 50'den fazla ülkenin 644 robotla katıldığı yarışmada, serbest kategoride dünya şampiyonu oldu. Özellikle boyundan aşağısını hareket ettiremeyen felçli kişiler, 10. sınıf öğrencilerinin tasarladığı robot sayesinde ufak bir baş hareketiyle tekerlekli sandalyelerini istedikleri yöne hareket ettirebilecek. Vücutlarının belli bölümünü kullanabilen kişilerin de faydalanabileceği robot, onlara isteklerini, yine kafa veya tek parmakla dahi kullanılabilen joystick (kumanda kolu) aracılığıyla ekrana yazma fırsatı sunacak. Okul müdürü Ercan Yüksel, öğrencilerinin, öğretmenleri Harun Bayseçkin ve Fatih Mehmet Günaydın danışmanlığında hazırladığı robotun, fiziksel engellilere engelsiz bir yaşam sunmayı amaçladığını söyledi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Nisan 2016 09:11
Gösterim: 1723
Türkiye'nin makineler arası iletişim (M2M) donanımına sahip ilk "Akıllı Okul"u Doğa Okulları bünyesinde açıldı.
Doğa Okulları açıklamasına göre, Turkcell ve Doğa Okulları iş birliğiyle Türkiye'nin M2M donanımına sahip ilk "Akıllı Okul" projesi hayata geçirildi. Doğa Okulları Ataşehir Bilim Kampüsü, Turkcell teknolojisiyle "Akıllı Okul"a dönüştürüldü. Türkiye'de bir ilk olan proje kapsamında okulda öğrencilerin hem yeni teknolojileri bizzat deneyimlemesi hem de basit kodlar yazmayı öğrenmeleri sağlanıyor.
Kampüste bulunan akıllı sınıfta klima, perde, lambalar ve kamera sistemi mobil uygulama üzerinden kontrol edilebiliyor. Üç boyutlu gözlükler ve 3D yazıcı sayesinde öğrencilerin teknolojiyle ilişkisinin geliştirilmesi hedefleniyor. Sphero Parkuru'nun eğitim alanına eğlenceyi taşıdığı kampüste Turkcell Maker Lab kuruldu. Bu laboratuvarda, Turkcell'in Geleceği Yazanlar projesi kapsamında öğrencilere programlama ve "maker" eğitimleri veriliyor. Akıllı Okul projesi sayesinde öğrenci ve velilere "beacon" teknolojisi ile anlık bilgilendirme yapılabiliyor. Projede aynı zamanda elektrik tüketiminden tasarruf için Turkcell'in Akıllı Sayaç teknolojisi kullanılıyor.
"Misyonumuz, yenilikleri başlatacak bireyler yetiştirmek"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Doğa Okulları Üst Yöneticisi (CEO) Bünyamin Çelikten, Doğa Okulları olarak eğitimde teknolojiyi ilk ve en iyi kullan kurum olmaya devam ettiklerini dile getirdi. Çelikten, şunları kaydetti: "Ülkemizin geleceği gençlerimizi yeni nesil eğitim ile yetiştiriyoruz. Bunu yaparken güçlü iş ortaklarımızla iddialı projeleri hayata geçiriyoruz. Turkcell ile birlikte bunlardan birini Ataşehir Bilim Kampüsümüzde hayata geçirdik. Bizim misyonumuz yenilikleri takip edecek değil başlatacak bireyler yetiştirmek. Bilim konsepti pek çok alanda deneyim ortamı ve yaşantısı sunarken, çocukları sınırlı dünyalarından, dar bakış açısından, yalın düşünmekten ve tek boyuta odaklanmaktan uzaklaştırır. Onları daha geniş yelpazede, esnek, geniş ve içinde bulunduğu dünyadaki sorunlara karşı daha duyarlı davranmaya teşvik eder. Mevcut durumları koşulsuz ve şartsız bir şekilde kabul etmek yerine, sorgulamaya iter. Öğrencilerimizin merak ve öğrenme arzusunu geliştirmeye ve zenginleştirmeye yönelik fiziksel ve akademik imkanları sunuyoruz. Zekanın ötesinde çok yönlü becerilerinin geliştiği bireyler yetiştirmek bu ülkeye kazandırılacak en büyük değerdir."
"Teknolojiye dayalı eğitim anlayışı bu proje ile gerçek oldu"
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan da "Turkcell olarak daima inovasyonla kalkınma modeline inanıyoruz ve müşterilerimize en son teknolojileri sunmak için canla başla çalışıyoruz. Bugün bir ilke daha imza atıyor ve geleceğin eğitim anlayışını Doğa Okulları ile birlikte ülkemize taşıyoruz" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin ilk akıllı okulunun Turkcell teknolojisiyle hayata geçmesinin kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Erkan, şu açıklamalarda bulundu: "İnovasyon ruhunun temelinde küçük yaştan itibaren teknolojiyle barışık, bu alanda yetkinleşmiş, yaratıcılık alanları zenginleştirilmiş nesiller yetiştirilmesi yatıyor. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde uygulandığını gördüğümüz ve ülkemiz için hayalini kurduğumuz teknolojiye dayalı eğitim anlayışı bu proje ile gerçek oldu. Benzer örneklerin en kısa sürede çoğalmasını ve Türkiye çapında yaygınlaşmasını diliyoruz. Teknolojiyi tüketen değil üreten bir ülke olmak istiyorsak akıllı okullara ihtiyacımız var. Bu okullardan mezun olacak gençlerimiz, Türkiye'nin geleceği için hazine değerinde olacak."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Türkiye'nin makineler arası iletişim (M2M) donanımına sahip ilk "Akıllı Okul"u Doğa Okulları bünyesinde açıldı.
Doğa Okulları açıklamasına göre, Turkcell ve Doğa Okulları iş birliğiyle Türkiye'nin M2M donanımına sahip ilk "Akıllı Okul" projesi hayata geçirildi. Doğa Okulları Ataşehir Bilim Kampüsü, Turkcell teknolojisiyle "Akıllı Okul"a dönüştürüldü. Türkiye'de bir ilk olan proje kapsamında okulda öğrencilerin hem yeni teknolojileri bizzat deneyimlemesi hem de basit kodlar yazmayı öğrenmeleri sağlanıyor.
Kampüste bulunan akıllı sınıfta klima, perde, lambalar ve kamera sistemi mobil uygulama üzerinden kontrol edilebiliyor. Üç boyutlu gözlükler ve 3D yazıcı sayesinde öğrencilerin teknolojiyle ilişkisinin geliştirilmesi hedefleniyor. Sphero Parkuru'nun eğitim alanına eğlenceyi taşıdığı kampüste Turkcell Maker Lab kuruldu. Bu laboratuvarda, Turkcell'in Geleceği Yazanlar projesi kapsamında öğrencilere programlama ve "maker" eğitimleri veriliyor. Akıllı Okul projesi sayesinde öğrenci ve velilere "beacon" teknolojisi ile anlık bilgilendirme yapılabiliyor. Projede aynı zamanda elektrik tüketiminden tasarruf için Turkcell'in Akıllı Sayaç teknolojisi kullanılıyor.
"Misyonumuz, yenilikleri başlatacak bireyler yetiştirmek"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Doğa Okulları Üst Yöneticisi (CEO) Bünyamin Çelikten, Doğa Okulları olarak eğitimde teknolojiyi ilk ve en iyi kullan kurum olmaya devam ettiklerini dile getirdi. Çelikten, şunları kaydetti: "Ülkemizin geleceği gençlerimizi yeni nesil eğitim ile yetiştiriyoruz. Bunu yaparken güçlü iş ortaklarımızla iddialı projeleri hayata geçiriyoruz. Turkcell ile birlikte bunlardan birini Ataşehir Bilim Kampüsümüzde hayata geçirdik. Bizim misyonumuz yenilikleri takip edecek değil başlatacak bireyler yetiştirmek. Bilim konsepti pek çok alanda deneyim ortamı ve yaşantısı sunarken, çocukları sınırlı dünyalarından, dar bakış açısından, yalın düşünmekten ve tek boyuta odaklanmaktan uzaklaştırır. Onları daha geniş yelpazede, esnek, geniş ve içinde bulunduğu dünyadaki sorunlara karşı daha duyarlı davranmaya teşvik eder. Mevcut durumları koşulsuz ve şartsız bir şekilde kabul etmek yerine, sorgulamaya iter. Öğrencilerimizin merak ve öğrenme arzusunu geliştirmeye ve zenginleştirmeye yönelik fiziksel ve akademik imkanları sunuyoruz. Zekanın ötesinde çok yönlü becerilerinin geliştiği bireyler yetiştirmek bu ülkeye kazandırılacak en büyük değerdir."
"Teknolojiye dayalı eğitim anlayışı bu proje ile gerçek oldu"
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan da "Turkcell olarak daima inovasyonla kalkınma modeline inanıyoruz ve müşterilerimize en son teknolojileri sunmak için canla başla çalışıyoruz. Bugün bir ilke daha imza atıyor ve geleceğin eğitim anlayışını Doğa Okulları ile birlikte ülkemize taşıyoruz" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin ilk akıllı okulunun Turkcell teknolojisiyle hayata geçmesinin kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Erkan, şu açıklamalarda bulundu: "İnovasyon ruhunun temelinde küçük yaştan itibaren teknolojiyle barışık, bu alanda yetkinleşmiş, yaratıcılık alanları zenginleştirilmiş nesiller yetiştirilmesi yatıyor. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde uygulandığını gördüğümüz ve ülkemiz için hayalini kurduğumuz teknolojiye dayalı eğitim anlayışı bu proje ile gerçek oldu. Benzer örneklerin en kısa sürede çoğalmasını ve Türkiye çapında yaygınlaşmasını diliyoruz. Teknolojiyi tüketen değil üreten bir ülke olmak istiyorsak akıllı okullara ihtiyacımız var. Bu okullardan mezun olacak gençlerimiz, Türkiye'nin geleceği için hazine değerinde olacak."
Son Güncelleme: Perşembe, 03 Mart 2016 12:39
Gösterim: 1922