banner

Mutlu Bir Yaşam İçin Doğru Tercih




Adayların üniversiteli olma uğraşının son aşaması yaşanıyor. Şimdi, alınan puanları iyi bir üniversiteye dönüştürme süreci başladı. Peki tercih listemizi oluştururken, tercih yaparken neleri bilmek gerekiyor? Nasıl bir bakış açısıyla yaklaşmalıyız tercih sürecine? 

celil vardarHerkesin kabul ettiği bir gerçek var. Bilim ve teknoloji büyük bir hızla ilerliyor. Günümüz iş dünyasında pek çok şey değişiyor. Bu gelişmeler iş yapma tarzlarını, iş anlayışlarını, para kazanma biçimlerini, parayı kullanma biçimlerini kısaca hayatın her alanını etkileyip değiştiriyor. 

Ekonomide yaşanan küreselleşme, yeryüzü kaynaklarının tükeniyor olması, ekonomik krizlerin yarattığı karmaşa, iç piyasalardaki hızlı değişimler, neredeyse adım başı açılan büyük alışveriş merkezleri yeni dönemin, yeni bir yaşama tarzının işaretleri gibi. 

Bu değişim ve dönüşüm perspektifinde bazı eski meslekler kaybolup giderken yeni yeni mesleklerin doğuşuna tanık oluyoruz. Bir meslekten başka bir mesleğe geçişler artıyor. Eğitimini aldığı alandan başka bir alanda çalışan insan sayısı artıyor. Aldığı eğitime uygun işte çalışanların oranı giderek azalıyor. Öte yandan iş hayatında şu anda çalışanların %84’ünün kariyer sitelerinde çalıştığı işten daha iyi koşullar sunabilecek yeni bir iş arayışı içinde olduğu söyleniyor. 

İşverenlerin işe alımda çalışanlarda aradığı nitelikler de değişmeye başladı. Birlikte, iş yapma kültürüne sahip olmak, problem çözme becerilerinin gelişmiş olması, kendini geliştirmeye açık olmak gibi özellikler tercih öncelikleri arasında artık. Eskiden işe alımlarda ilk sorulan soru “Hangi üniversiteden mezun oldun?” sorusuydu; şimdi ise ilk soru “Bu işi gerçekten biliyor musun, bu işi yapabilecek misin?” olmaktadır.

 Genç arkadaşlarımızın ve onların ailelerinin odaklandığı şey, iyi bir üniversiteye girmek, iyi bir meslek sahibi olmak, iyi bir işe girebilmek, iyi bir yaşam standardı yakalayabilmek ve sonuçta bolluk bereket içinde bir yaşam… Elbette, bu kadar yatırım yaptıktan sonra sonucun da iyi olması bekleniyor. 

Hedef bu olunca, günümüzde yer yer örneklerini görmeye başladığımız ancak önümüzdeki süreçte daha sık karşılaşacağımız üniversite kültürü kazanmak ve eğitimi alınan alan dışında çalışma örnekleri göz ardı ediliyor. Herhangi bir programı bitiren üniversite mezunu, bitirdiği programın kendisine kazandırdığı mesleki donanımı, üniversite kültürü sayesinde farklı alanlarda değerlendirebilecektir. Zira günümüzde bireyler bilgiye erişme, bilgi birikimi ve deneyimlerini bir alandan başka bir alana transfer edebilme yeteneği sayesinde çok çeşitli alanlarda iş yapabilme becerisi kazanabilmektedir.

 

2015 İÇİN TERCİH BİLGİLERİ 

Tercih listesini düzenlemeden önce ÖSYM’nin üniversiteye öğrenci seçiminde neleri dikkate aldığını hatırlayalım. Uygulanan seçme ve yerleştirme sistemi, adayların tercih formunu doldururken, yerleşmeyi en çok istedikleri programı en başa yazdıklarını varsaymaktadır. Adayın yerleşmeyi en çok istediği program ise onun özelliklerine ve ekonomik olanaklarına en çok uyan program olmalıdır. 

Yüksek puan alan bir aday, pek çok kişinin girmek istediği ve dolayısıyla yüksek puanlı bir programa girip akademik yeteneğini kanıtlamayı en önemli hedef olarak benimseyip diğer özelliklerinin programa uygunluğunu dikkate almazsa böyle bir programa girmeyi başarsa bile oradan mezun olmayı başaramayabilir. 

Çok zeki fakat rahatına düşkün bir aday, zekası sayesinde sınavı kazanabilir ama çalışma alışkanlığına ve disipline sahip olmadığı için, kendisi gibi seçkin öğrencilerin bulunduğu ve başarının gayrete, disiplinli çalışmaya bağlı olduğu bir öğretim ortamına ayak uydurmakta çok zorluk çekebilir. 

Oysa daha düşük puanla girilebilen bir başka program bu adayın yapısına daha uygun olabilir. Bu nedenle adayların tercih listesi oluşturmadan önce kendilerini tanıma konusunda bir değerlendirme yapmalarında yarar vardır.

 

TERCİH SÜRECİNDE ADAYLARA CAN ALICI SORULAR

 1.Nasıl bir kişilik özelliğine sahibim, nasıl bir karaktere sahibim?”

Kişinin meslek seçiminde ve meslek yaşamının her aşamasında başarılı olabilmesi kişilik özelliklerine uygun olan mesleği seçmesiyle mümkündür.

İnsanlar farklı farklı kişilik özelliklerine ve karakterlere sahiptir. Bazıları girişken ve hareketli iken bazıları pasif ve uysaldır. Bazı insanlar gerçekçi davranırken bazılarının hayal gücü oldukça zengin olabilir. Bazı insanlar dışa dönük ve sosyalken bazıları içe dönüktür ve insanlar arası etkileşimde başarısız olabilmektedir. Bu nedenle kişilik özelliklerinin tanınması, bilinmesi ve meslek seçiminin bu doğrultuda yapılması yararlı olacaktır. 

 2. "Ben hangi mesleği yapabilirim?"

Bu soruya vereceği cevap adayın kişisel yeteneklerini belirlemesine, sahip olduğu kişisel yeteneklerinin seçmeyi düşündüğü meslek için yeterli ve elverişli olup olmadığını fark etmesine yardım eder.

Mühendislik için gerekli olan kimi beceriler hekimlik için yeterli olmayabilir. Ya da avukatlık için gerekli olan kimi beceriler işletme için önemli olmayabilir.

 3.Beni hangi işi ya da mesleği yapmak mutlu eder?”

Aday bu soruya cevap bulurken ilgi alanlarının neler olduğu konusunda düşünme ve bu konuda farkındalık geliştirme fırsatı bulacaktır.

Yetenek kişinin hangi meslekte başarılı olabileceğini gösterir; ilgiler de kişinin hangi mesleği zevkle yapacağını belirler. Kişi yetenekli olduğu iş veya mesleği yapmaktan keyif alır.

 4.“İlgi duyduğum bu meslekleri tanıyor muyum?”

Kişinin önce kendini daha sonra da seçmeyi düşündüğü mesleği yakından, tanıması; çalışma saatleri, çalışma koşulları, çalışma ortamı, tatilleri, gelir düzeyi, muhtemel ilerleme olanakları gibi konularda bilgi sahibi olması doğru seçim yapılabilmesi açısından çok önemlidir.

Bu soruları cevaplamaya çalışarak daha doğru tercih yapabiliriz. Meslekler ve üniversiteler hakkında doğrudan bilgi alma imkanları olduğu gibi internet yoluyla da bilgi edinebiliriz. 

Sadece ilgilere bakılarak tercih yapmak da pek doğru değildir. Her insanın güçlü ve zayıf yönleri vardır. Meslek seçiminde güçlü yönlerimizin ağır bastığı, kişilik özelliklerimize uygun, beklentilerimize ve değerlerimize cevap verebilecek, aynı zamanda iş olanakları da yüksek olan alana yönelmek daha doğru olacaktır. Dolayısıyla meslek seçimi yapmadan önce mesleğin gerektirdiği yetenek ve becerilere sahip olup olmadığımızı belirlemek ve tercihimizi buna yapmak yararlı olacaktır.

 

TERCİH LİSTESİNİ DÜZENLERKEN

Kazandığınızda gidip okumayı düşünmediğiniz programları listenize yazmayın. Listenizde yer alacak en son program bile, gidip okuyabileceğiniz bir program olsun.

Unutmayın, şu anda yaptığınız tercih, aynı zamanda bir yaşam biçimi tercihidir. Nasıl bir işiniz olacak, nasıl bir kariyer perspektifiniz olacak, yaşamınızın büyük bir bölümü nasıl bir ortamda geçecek… 

Elbette tercihlerinizi istek sıranıza göre sıralanması önemli fakat teknik açıdan hata yapmayın.

Bir puan türündeki tercihleriniz, kendi içinde, başarı sırası en küçükten en büyüğe, puanı en yüksekten en küçüğe doğru sıralanmalıdır.

Unutmayın ki her yıl dört yüz bine yakın üniversite öğrencisi kazandığı bölümü beğenmediği için, 50 binin üzerinde üniversite mezunu, mezun olduğu program yerine başka bir programa girmek için yeniden sınava giriyor.

Her üniversitenin bulunduğu yörede yurt ve konaklama olanağı var. Bu nedenle ille de belli kentlerdeki üniversiteleri seçme, bunların dışına çıkmama gibi bir tavır içine girmemeye çalışın. Bir yıl sonra bu puanı alıp alamayacağınızı düşünün. Ancak ille de belli bir üniversitenin belli bir programını hedefliyorsanız ve gelecek yıl daha yüksek puan alabileceğinize inanıyorsanız idealinizden vazgeçmeyin.

 

Hangi üniversiteyi bitirdiğimizin önemi günümüzde giderek azalmaktadır. Artık, akademik eğitimin yanı sıra birey olarak kendimizi ne ölçüde yetiştirdiğimiz, çağa ne kadar uyum sağladığımız önem kazanmaktadır.İlle de büyük kentlerdeki üniversiteleri yazmak,bunun dışındakileri yazmamak gibi bir tutum doğru olmayabilir.

Ailenizin ekonomik durumu uygunsa, devlet üniversitelerinin yanında, yaptıkları nitelikli eğitimle kendini kabul ettiren vakıf üniversitelerinin de ciddi bir alternatif olduğunu unutmayın.

Bu konuda uzmanların görüşlerini almanızda yarar vardır.

 

PUAN MI BAŞARI SIRASI MI ÖNEMLİ?

  • Puanların oluşumundaki veriler her yıl değişse de sonuçta sınav bir sıralama yapmayı amaçladığı için başarı sırası ölçü alınmalıdır. Yani seçmeyi düşündüğünüz programa geçen yıl yerleşen öğrencinin başarı sırası ile sizinki birbirine yakın mı? Ölçü bu olmalı. Başka ölçüler yanıltıcı olacaktır. 
  • Bu konuda da mutlaka profesyonel yardım alınız, bu konuda kendini kanıtlamış kurumlardan destek alın, fikir sorun, örnek tercih listeleri isteyin. 
  • Sizin için üniversiteye girmek çok önemli ise başarı sıranızı biraz yükseltmeli, puanınızı biraz düşük almalısınız. Fakat sizin için ille de belirli bir üniversite ve belirli bir bölüme girmek önemliyse ve buralar olmazsa yeniden deneyebileceğinizi düşünüyorsanız listenize kazandığınızda gidip kaydolmayı düşünmeyeceğiniz programlar yazmayın. 
  • Eğer çok sayıda LYS’ye girmişseniz ve farklı puan türlerinde puanlarınız oluşacaksa (örneğin hem MF hem TM veya hem TM hem TS veya hem TM hem DİL gibi) farklı puan türlerinde de tercih yapmayı düşünmelisiniz. Hatta yerleştiğiniz bir programı bir yıl okuduktan sonra bu programı kendinize uygun görmezseniz oluşan herhangi bir puanınızla yatay geçiş yoluyla tekrar sınava girmeden bölüm değiştirebileceğinizi de unutmayın.
  • Hukuk ve tıp programlarında başarı sırası şartı getirildiğini, hukukta puan türü değiştiğini, bu yıla özgü bazı yeni uygulamalar olduğunu unutmayın, lütfen bunları araştırın.

 

Celil Vardar

Final Eğitim Kurumları Rehberlik ve Tanıtım Koordinatörü

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.