Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Sayıları 3 bine yaklaşan tutuklu öğrencilerin 'okuması' pahalıya patlıyor. Sınav dönemlerinde 2 bin liraya varan nakil bedeli ödüyorlar.
Tutuklu öğrenciler, için en önemli sorunlardan biri ‘öğrenimlerini sürdürebilmek’. Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi’nden (TÖDİ) Ahmet Saymadi, Radikal ’e yaptığı açıklamada öğrencilerin eğitim haklarını devletten satın almak zorunda bırakıldığını anlattı.
Cezaevlerindeki toplam öğrenci sayısının 2 bin 824 olarak açıklanması üzerine TÖDİ’yi aradık ve Ahmet Saymadi’yle konuştuk. Saymadi, eğitim hakkı ihlalleri ve sağlık hizmetine erişimle ilgili sorunlara işaret etti ve bu konuda bir rapor da hazırladıklarını ancak meseleyi bilenlerin bile yeteri kadar ilgi göstermediğini söyledi. Saymadi’ye göre “Daha fazla ses, daha fazla omuz vermek gerek...”
TÖDİ, ‘iddianame’, ‘uzun tutukluluk’ gibi hukuki süreçlerin yanı sıra cezaevindeki gençlerin karşılaştıkları temel sorunlarla da ilgileniyor. TÖDİ’nin tutuklu öğrenciler raporundaki bazı vakalar oldukça çarpıcı. Rapora göre, Azime Şahin, bir tutukluya yazdığı mektuba Hakkâri’de yetişen ‘ters lale’ çizdiği için hapiste… Mersin Üniversitesi’nden Kenan Sarıoğlu okulda olmadığı bir anda yapılan eyleme katıldığı; Batman Üniversitesi’nden Nejla Katanca ‘kapalı bir derneğe üye olduğu’ için tutuklu. Ancak bunların yanında bir sorun daha var ki öğrenim hakkını da engeller nitelikte.
‘Her şey dahil’ ücretler
Öğrenciler, bulundukları cezaevlerinden sınavlarına girmeleri için okullarına cezaevi ring araçlarıyla götürülüyor. Ve mevzuata göre bu yolculuğun tüm masraflarını kendi ceplerinden karşılıyorlar.
Sevk ücreti, öğrencinin sınava girmek için kat ettiği mesafeye ve gittiği yerde ne kadar kalacağına bağlı olarak değişiyor. Ücrete, öğrenciyi taşıyan personelin yeme, içme, barınma gibi masraflarına ek olarak, araç masrafı da dahil ediliyor.
Her sınav dönemi için 2.000 TL’ye varan bir ücret karşılığında, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne ait ring araçlarıyla sınava götürülüyorlar. Anadolu Üniversitesi Elektronik son sınıf öğrencisi Barış Onay, 10 aydır Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu. Onay, sınava girmek için başvurduğunda, “Sevk için para ödeyin götürelim” cevabını alıyor. Sincan’dan fakültesinin bulunduğu Eskişehir’e gidebilmesi için Onay’dan 750 TL talep ediliyor. Denizli Üniversitesi felsefe öğrencisi Reyhan Alkıvılcım da kendisinden istenen 1.500 TL’lik sevk ücretini ödeyemeyince sınavlara götürülmüyor ve ‘başarısız’ sayılıyor. Gazi Üniversitesi 4. sınıf öğrencisi olan Meltem Tuna’dan ise Sincan Cezaevi’nden Ankara ’daki okuluna getirilmesi için 300 TL talep ediliyor.
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sayıları 3 bine yaklaşan tutuklu öğrencilerin 'okuması' pahalıya patlıyor. Sınav dönemlerinde 2 bin liraya varan nakil bedeli ödüyorlar.
Tutuklu öğrenciler, için en önemli sorunlardan biri ‘öğrenimlerini sürdürebilmek’. Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi’nden (TÖDİ) Ahmet Saymadi, Radikal ’e yaptığı açıklamada öğrencilerin eğitim haklarını devletten satın almak zorunda bırakıldığını anlattı.
Cezaevlerindeki toplam öğrenci sayısının 2 bin 824 olarak açıklanması üzerine TÖDİ’yi aradık ve Ahmet Saymadi’yle konuştuk. Saymadi, eğitim hakkı ihlalleri ve sağlık hizmetine erişimle ilgili sorunlara işaret etti ve bu konuda bir rapor da hazırladıklarını ancak meseleyi bilenlerin bile yeteri kadar ilgi göstermediğini söyledi. Saymadi’ye göre “Daha fazla ses, daha fazla omuz vermek gerek...”
TÖDİ, ‘iddianame’, ‘uzun tutukluluk’ gibi hukuki süreçlerin yanı sıra cezaevindeki gençlerin karşılaştıkları temel sorunlarla da ilgileniyor. TÖDİ’nin tutuklu öğrenciler raporundaki bazı vakalar oldukça çarpıcı. Rapora göre, Azime Şahin, bir tutukluya yazdığı mektuba Hakkâri’de yetişen ‘ters lale’ çizdiği için hapiste… Mersin Üniversitesi’nden Kenan Sarıoğlu okulda olmadığı bir anda yapılan eyleme katıldığı; Batman Üniversitesi’nden Nejla Katanca ‘kapalı bir derneğe üye olduğu’ için tutuklu. Ancak bunların yanında bir sorun daha var ki öğrenim hakkını da engeller nitelikte.
‘Her şey dahil’ ücretler
Öğrenciler, bulundukları cezaevlerinden sınavlarına girmeleri için okullarına cezaevi ring araçlarıyla götürülüyor. Ve mevzuata göre bu yolculuğun tüm masraflarını kendi ceplerinden karşılıyorlar.
Sevk ücreti, öğrencinin sınava girmek için kat ettiği mesafeye ve gittiği yerde ne kadar kalacağına bağlı olarak değişiyor. Ücrete, öğrenciyi taşıyan personelin yeme, içme, barınma gibi masraflarına ek olarak, araç masrafı da dahil ediliyor.
Her sınav dönemi için 2.000 TL’ye varan bir ücret karşılığında, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne ait ring araçlarıyla sınava götürülüyorlar. Anadolu Üniversitesi Elektronik son sınıf öğrencisi Barış Onay, 10 aydır Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu. Onay, sınava girmek için başvurduğunda, “Sevk için para ödeyin götürelim” cevabını alıyor. Sincan’dan fakültesinin bulunduğu Eskişehir’e gidebilmesi için Onay’dan 750 TL talep ediliyor. Denizli Üniversitesi felsefe öğrencisi Reyhan Alkıvılcım da kendisinden istenen 1.500 TL’lik sevk ücretini ödeyemeyince sınavlara götürülmüyor ve ‘başarısız’ sayılıyor. Gazi Üniversitesi 4. sınıf öğrencisi olan Meltem Tuna’dan ise Sincan Cezaevi’nden Ankara ’daki okuluna getirilmesi için 300 TL talep ediliyor.
(radikal)
Son Güncelleme: Perşembe, 09 Ağustos 2012 08:05
Gösterim: 1713
Türkiye’de her 10 üniversite adayından 9’u sınav sisteminde yapılan değişiklikleri doğru bulmuyor.
Atılım Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği “Türkiye’de Üniversite Eğitimine Bakış ve Beklentilerin Ölçümlenmesi Araştırması”, üniversite adayları, öğrencileri ve mezunları ile aday ailelerinin ve işverenlerin üniversite eğitimine ve sınav sistemine bakışı ile ilgili çarpıcı sonuçları ortaya koydu.
Atılım Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği, üniversite eğitiminin nasıl algılandığı ve beklentilerin ne yönde olduğunu ortaya koyan “Türkiye’de Üniversite Eğitimine Bakış ve Beklentilerin Ölçümlenmesi Araştırması” yayınlandı.
Sürecini AVD Araştırma’nın yürüttüğü ve 3000 kişinin katıldığı araştırmaya göre gençlerin üniversite eğitiminden beklentileri; öncelik sırasıyla bir meslek ve iş sahibi olmak, iyi bir gelecek sağlamak, yaşam standardını yükseltmek ve ekonomik özgürlüğünü kazanmak olarak öne çıkıyor.
Üniversite adayları ve aday aileleri, halen bir üniversitede öğrenim görmekte olan öğrenciler, üniversite mezunları ve işverenler olarak beş ayrı grupla yüz yüze yapılan görüşme yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmada, hem üniversite adayları hem de veliler tarafından en çok tercih edilen eğitim alanı ise Hukuk oldu. Üniversite adayları ile aday ailelerinin hemfikir olduğu diğer nokta ise üniversiteden öncelikli beklentinin iyi bir eğitim olarak ifade edilmesi. Üniversite öğrencileri ise iyi bir eğitim kadar sosyal hayata katkıyı öncelikli beklentileri arasına katıyor.
Her 4 öğrenciden 1’ine göre üniversite eğitimi öğrenciyi hayata hazırlamıyor
Araştırmadan elde edilen verilere göre, üniversite adayları ve aday aileleri, üniversitenin öncelikli amacının meslek kazandırmak olduğunu düşünüyor. Bir diğer sonuç ise, üniversitede hangi bölümde okunacağına en yüksek oranda, adayın kendisinin karar veriyor olması. Araştırmaya göre, halen bir üniversitede okumakta olan her 4 öğrenciden 1’i, bulunduğu üniversitenin ve okuduğu bölümün beklentilerini karşılamadığı ve hayata hazırlamadığını düşünüyor. Ayrıca, hem üniversite öğrencileri hem de üniversite adaylarına göre üniversite eğitiminden beklentiler arasında “saygınlık elde etme” önceliğini yitirmiş bulunuyor.
Şirketler, yeni mezunları yeterli bulmuyor
Araştırmanın bir başka grubunu oluşturan işverenler ile yapılan görüşmelerden elde edilen verilere göre, işverenlerin yüzde 42’si, yeni mezunların üniversitede aldığı mesleki eğitimi yeterli bulmuyor. Ayrıca işverenler; üniversite adaylarının, öğrencilerinin ve velilerin aksine, üniversite eğitiminin öncelikli amacının felsefi ve bilimsel anlamda kişinin kendini geliştirebileceği bir ortam yaratmak olduğunu düşünüyor.
Araştırmadan elde edilen verileri yorumlayan Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgenoğlu, bir süredir üniversitelerin dönüşümüne kafa yorduklarını, var olan dönüşümü ve talepleri göz önüne alarak hangi mesleği seçerlerse seçsinler, öğrencilere kendi bakış açılarını kazanıp geliştirebilecekleri ortamı sunabilme yönünde bir çaba içinde olduklarını söyledi.
Prof. Dr. Özgenoğlu, artık hangi meslek seçilirse seçilsin, o mesleğin dünyanın gelişimine paralel olarak ve aynı hızla değiştiğini, henüz eğitim devam ederken bile kimi mesleklerin ve sektörlerin değişime uğrayabildiklerini belirterek, “Bu nedenle üniversitenin bir misyonu da, mesleki ve teknik eğitimi vermenin yanı sıra öğrencilerin kendilerini uzmanlaştırabilecekleri ve yetiştirebilecekleri alanlarda sürekli bir eğitim ortamına sahip olabilmelerini sağlamaktır ve biz de tam da bu yönde bir ortam hazırlamaya çalışıyoruz” dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye’de her 10 üniversite adayından 9’u sınav sisteminde yapılan değişiklikleri doğru bulmuyor.
Atılım Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği “Türkiye’de Üniversite Eğitimine Bakış ve Beklentilerin Ölçümlenmesi Araştırması”, üniversite adayları, öğrencileri ve mezunları ile aday ailelerinin ve işverenlerin üniversite eğitimine ve sınav sistemine bakışı ile ilgili çarpıcı sonuçları ortaya koydu.
Atılım Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği, üniversite eğitiminin nasıl algılandığı ve beklentilerin ne yönde olduğunu ortaya koyan “Türkiye’de Üniversite Eğitimine Bakış ve Beklentilerin Ölçümlenmesi Araştırması” yayınlandı.
Sürecini AVD Araştırma’nın yürüttüğü ve 3000 kişinin katıldığı araştırmaya göre gençlerin üniversite eğitiminden beklentileri; öncelik sırasıyla bir meslek ve iş sahibi olmak, iyi bir gelecek sağlamak, yaşam standardını yükseltmek ve ekonomik özgürlüğünü kazanmak olarak öne çıkıyor.
Üniversite adayları ve aday aileleri, halen bir üniversitede öğrenim görmekte olan öğrenciler, üniversite mezunları ve işverenler olarak beş ayrı grupla yüz yüze yapılan görüşme yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmada, hem üniversite adayları hem de veliler tarafından en çok tercih edilen eğitim alanı ise Hukuk oldu. Üniversite adayları ile aday ailelerinin hemfikir olduğu diğer nokta ise üniversiteden öncelikli beklentinin iyi bir eğitim olarak ifade edilmesi. Üniversite öğrencileri ise iyi bir eğitim kadar sosyal hayata katkıyı öncelikli beklentileri arasına katıyor.
Her 4 öğrenciden 1’ine göre üniversite eğitimi öğrenciyi hayata hazırlamıyor
Araştırmadan elde edilen verilere göre, üniversite adayları ve aday aileleri, üniversitenin öncelikli amacının meslek kazandırmak olduğunu düşünüyor. Bir diğer sonuç ise, üniversitede hangi bölümde okunacağına en yüksek oranda, adayın kendisinin karar veriyor olması. Araştırmaya göre, halen bir üniversitede okumakta olan her 4 öğrenciden 1’i, bulunduğu üniversitenin ve okuduğu bölümün beklentilerini karşılamadığı ve hayata hazırlamadığını düşünüyor. Ayrıca, hem üniversite öğrencileri hem de üniversite adaylarına göre üniversite eğitiminden beklentiler arasında “saygınlık elde etme” önceliğini yitirmiş bulunuyor.
Şirketler, yeni mezunları yeterli bulmuyor
Araştırmanın bir başka grubunu oluşturan işverenler ile yapılan görüşmelerden elde edilen verilere göre, işverenlerin yüzde 42’si, yeni mezunların üniversitede aldığı mesleki eğitimi yeterli bulmuyor. Ayrıca işverenler; üniversite adaylarının, öğrencilerinin ve velilerin aksine, üniversite eğitiminin öncelikli amacının felsefi ve bilimsel anlamda kişinin kendini geliştirebileceği bir ortam yaratmak olduğunu düşünüyor.
Araştırmadan elde edilen verileri yorumlayan Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgenoğlu, bir süredir üniversitelerin dönüşümüne kafa yorduklarını, var olan dönüşümü ve talepleri göz önüne alarak hangi mesleği seçerlerse seçsinler, öğrencilere kendi bakış açılarını kazanıp geliştirebilecekleri ortamı sunabilme yönünde bir çaba içinde olduklarını söyledi.
Prof. Dr. Özgenoğlu, artık hangi meslek seçilirse seçilsin, o mesleğin dünyanın gelişimine paralel olarak ve aynı hızla değiştiğini, henüz eğitim devam ederken bile kimi mesleklerin ve sektörlerin değişime uğrayabildiklerini belirterek, “Bu nedenle üniversitenin bir misyonu da, mesleki ve teknik eğitimi vermenin yanı sıra öğrencilerin kendilerini uzmanlaştırabilecekleri ve yetiştirebilecekleri alanlarda sürekli bir eğitim ortamına sahip olabilmelerini sağlamaktır ve biz de tam da bu yönde bir ortam hazırlamaya çalışıyoruz” dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 20 Temmuz 2012 09:56
Gösterim: 1645
Sınavla öğrenci alan ortaöğretim kurumlarında NAKİL işlemleri, Boş kontenjan ve taban puan bilgileri için TIKLAYIN...
Seviye Belirleme Sınavı, sınav sonucunuzu, okulunuzdaki sınıf en yüksek başarı puanını ve puan hesaplama işlemini Veli Bilgilendirme Sistemi, Sınav Bilgileri bölümünden öğrenebilirsiniz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sınavla öğrenci alan ortaöğretim kurumlarında NAKİL işlemleri, Boş kontenjan ve taban puan bilgileri için TIKLAYIN...
Seviye Belirleme Sınavı, sınav sonucunuzu, okulunuzdaki sınıf en yüksek başarı puanını ve puan hesaplama işlemini Veli Bilgilendirme Sistemi, Sınav Bilgileri bölümünden öğrenebilirsiniz.
Son Güncelleme: Perşembe, 12 Temmuz 2012 13:42
Gösterim: 2599
Yeni kitapçığa göre seçmeli dersler, bu öğretim yılı için 5. ve 9. sınıfta verilebilecek. Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesi, seçimlik ders olacak
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kamuoyunda ''4+4+
Kitapçıkta yer alan bilgilere göre, ilkokula başlamadan önce okuma yazmayı öğrenen bir çocuk, eğer birinci sınıf için yeterli ve hazırsa okulda oluşturulacak komisyon kararıyla üst sınıflardan başlayabilecek. Ancak bir öğrencinin sınıf atlaması ya da bir üst sınıfa geçmesi yalnızca okuma yazama biliyor olmasına bağlı olmayacak. Öğrencinin gelişiminin bir üst sınıfa geçmeyi gerektirecek düzeyde olduğunun da tespit edilmesi gerekecek.
31 Mart 2007 tarihinde ve öncesinde doğmuş olan çocuklar, yani 66 ayını 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla doldurmuş olan çocuklar ilköğretime başlayacak.
Meslek liselerinin 9. sınıfları ortak sınıf olacak, mesleki alan seçimi ise 10. sınıftan başlayacak.
Kitapçıkta yer alan ''Kur'an-ı Kerim mi, yoksa meali mi seçmeli ders olacak'' sorusuna verilen cevaba göre de Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesi seçimlik ders olacak. ''Alevilik, Hristiyanlık ve diğer farklı inançlar ve dinler seçimlik ders olacak mı'' sorusu ise, ''Farklı inançlar, 'Temel Dini Bilgiler' seçimlik dersinde okutulabilecek'' şeklinde yanıtlanıyor.
Seçmeli dersler, bu öğretim yılı için 5. ve 9. sınıfta verilebilecek. Çünkü diğer sınıflardaki öğrenciler, mevcut programlarla ve mevcut uygulamalarla öğrenimlerine devam edecek. Dolayısıyla, bu öğretim yılı için 5. ve 9. sınıftaki gelecek talepler göz önünde bulundurulacak. Örneğin, 6. sınıfta şu anda bu kanun çerçevesinde oluşturulan seçimlik derslerin verilmesi söz konusu olmayacak. Çünkü 6. sınıflar önceki uygulamalara aynen devam edecek.
12 yıllık zorunlu eğitim ve yeni sistemin uygulanmasıyla ilgili 2012-2013 öğretim yılı başında özellikle birinci sınıfları okutacak olan sınıf öğretmenlerine yönelik eğitim verilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yeni kitapçığa göre seçmeli dersler, bu öğretim yılı için 5. ve 9. sınıfta verilebilecek. Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesi, seçimlik ders olacak
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kamuoyunda ''4+4+
Kitapçıkta yer alan bilgilere göre, ilkokula başlamadan önce okuma yazmayı öğrenen bir çocuk, eğer birinci sınıf için yeterli ve hazırsa okulda oluşturulacak komisyon kararıyla üst sınıflardan başlayabilecek. Ancak bir öğrencinin sınıf atlaması ya da bir üst sınıfa geçmesi yalnızca okuma yazama biliyor olmasına bağlı olmayacak. Öğrencinin gelişiminin bir üst sınıfa geçmeyi gerektirecek düzeyde olduğunun da tespit edilmesi gerekecek.
31 Mart 2007 tarihinde ve öncesinde doğmuş olan çocuklar, yani 66 ayını 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla doldurmuş olan çocuklar ilköğretime başlayacak.
Meslek liselerinin 9. sınıfları ortak sınıf olacak, mesleki alan seçimi ise 10. sınıftan başlayacak.
Kitapçıkta yer alan ''Kur'an-ı Kerim mi, yoksa meali mi seçmeli ders olacak'' sorusuna verilen cevaba göre de Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesi seçimlik ders olacak. ''Alevilik, Hristiyanlık ve diğer farklı inançlar ve dinler seçimlik ders olacak mı'' sorusu ise, ''Farklı inançlar, 'Temel Dini Bilgiler' seçimlik dersinde okutulabilecek'' şeklinde yanıtlanıyor.
Seçmeli dersler, bu öğretim yılı için 5. ve 9. sınıfta verilebilecek. Çünkü diğer sınıflardaki öğrenciler, mevcut programlarla ve mevcut uygulamalarla öğrenimlerine devam edecek. Dolayısıyla, bu öğretim yılı için 5. ve 9. sınıftaki gelecek talepler göz önünde bulundurulacak. Örneğin, 6. sınıfta şu anda bu kanun çerçevesinde oluşturulan seçimlik derslerin verilmesi söz konusu olmayacak. Çünkü 6. sınıflar önceki uygulamalara aynen devam edecek.
12 yıllık zorunlu eğitim ve yeni sistemin uygulanmasıyla ilgili 2012-2013 öğretim yılı başında özellikle birinci sınıfları okutacak olan sınıf öğretmenlerine yönelik eğitim verilecek.
Son Güncelleme: Perşembe, 12 Temmuz 2012 13:49
Gösterim: 1971
Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı merkezi sınavlarda ödenen ücreti yetersiz buldu.
Aynı sınavlar için hizmetliye 67 öğretmenlere 40 lira ödenmesinin kabul edilemez olduğunu savunan eğitim sendikaları ücretin artırılmasını istedi. Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) merkezi sistemle yapılan sınavlarda aldıkları 5 saat ek ders ücretine karşı çıktı.
İl sınav yürütme kurulu başkan ve üyeleri ile bina, salon sorumlusu ve gözcü olarak görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere her sınav oturumu için 5 saat ek ders ücreti olarak 40 lira ödenmesine isyan etti.
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, benzer nitelikteki Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) sınavlarında ayrı, MEB’in sınavlarında ayrı ücret uygulamasının eşit işe eşit ücret politikasına aykırı olduğunu savundu.
ÖSYM’de ayrı MEB’de ayrı
ÖSYM ile MEB’in yaptığı merkezi sınavlarda ücret uygulamasının farklı olduğunu anlatan Özer, “ÖSYM’nin sınavlarında öğretmenlere sınav ücreti olarak 83 ile 100 TL ödeniyor. Ancak MEB’in sınavlarında ise öğretmenlere sınav ücreti değil ‘5 saatlik ek ders ücreti’ adı altında yaklaşık 40 lira ödeme yapılıyor. Buna rağmen aynı sınavda görev yapan hizmetli, şoför veya polislere 60-72 lira ödeniyor” dedi.
Öğretmenlere ek ders ücreti değil de sınav ücreti şeklinde bir ödemenin yapılmasını isteyen Özer, “Öğretmenlerimiz bu konuda sıkıntılı. Konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurduk. Ancak henüz bir cevap alamadık. Acilen bu haksızlığın giderilmesi lazım” diye konuştu.
Gerekirse sınava girmeyiz
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, ücretler düşük olmasına rağmen öğretmenlerin zorunlu tutulduğuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: “Okuldaki hademelerin 60-80 lira alıp da öğretmenlerin 40 lira alması kabul edilemez. Çünkü öğretmenlerin sorumluluğu daha fazla. Öğretmenlerimizin bu konuyla ilgili yoğun tepkisi var. Biz hizmetliye verilen parayı fazla bulmuyoruz ama öğretmenlere verilen ücret az. Ücretin makul bir seviyeye ulaştırılması lazım. Eğer gerekli düzenleme yapılmazsa biz de tepkimizi farklı yollarla dile getiririz. Gerekirse sınavlara da girmeyiz.”
Kim ne kadar alıyor?
MEB tarafından yapılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) Açık Lise, İlköğretim ile Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı (MTSK) gibi sınavlara ödenen ücretler şöyle sıralandı:
Sınav Yürütme Kurulu Başkanı / İl İlçe Milli Eğitim Müdürü: 111.64TL
Sınav Yürütme Kurulu Üyesi / Şube Müdürü: 106.07TL
Destek Hizmetleri Görevlisi / Şef: 89,31TL
Sınav Evrak Taşıyıcısı / Memur-Hizmetli: 66.99TL
Şoför: 55.82TL
Sınav Güvenlik Koordinatörü / Emniyet Amiri: 72.56TL
Sınav Güvenlik Personeli / Polis Memuru: 55.82 Öğretmen: 40
(bugün)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı merkezi sınavlarda ödenen ücreti yetersiz buldu.
Aynı sınavlar için hizmetliye 67 öğretmenlere 40 lira ödenmesinin kabul edilemez olduğunu savunan eğitim sendikaları ücretin artırılmasını istedi. Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) merkezi sistemle yapılan sınavlarda aldıkları 5 saat ek ders ücretine karşı çıktı.
İl sınav yürütme kurulu başkan ve üyeleri ile bina, salon sorumlusu ve gözcü olarak görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere her sınav oturumu için 5 saat ek ders ücreti olarak 40 lira ödenmesine isyan etti.
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, benzer nitelikteki Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) sınavlarında ayrı, MEB’in sınavlarında ayrı ücret uygulamasının eşit işe eşit ücret politikasına aykırı olduğunu savundu.
ÖSYM’de ayrı MEB’de ayrı
ÖSYM ile MEB’in yaptığı merkezi sınavlarda ücret uygulamasının farklı olduğunu anlatan Özer, “ÖSYM’nin sınavlarında öğretmenlere sınav ücreti olarak 83 ile 100 TL ödeniyor. Ancak MEB’in sınavlarında ise öğretmenlere sınav ücreti değil ‘5 saatlik ek ders ücreti’ adı altında yaklaşık 40 lira ödeme yapılıyor. Buna rağmen aynı sınavda görev yapan hizmetli, şoför veya polislere 60-72 lira ödeniyor” dedi.
Öğretmenlere ek ders ücreti değil de sınav ücreti şeklinde bir ödemenin yapılmasını isteyen Özer, “Öğretmenlerimiz bu konuda sıkıntılı. Konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurduk. Ancak henüz bir cevap alamadık. Acilen bu haksızlığın giderilmesi lazım” diye konuştu.
Gerekirse sınava girmeyiz
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, ücretler düşük olmasına rağmen öğretmenlerin zorunlu tutulduğuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: “Okuldaki hademelerin 60-80 lira alıp da öğretmenlerin 40 lira alması kabul edilemez. Çünkü öğretmenlerin sorumluluğu daha fazla. Öğretmenlerimizin bu konuyla ilgili yoğun tepkisi var. Biz hizmetliye verilen parayı fazla bulmuyoruz ama öğretmenlere verilen ücret az. Ücretin makul bir seviyeye ulaştırılması lazım. Eğer gerekli düzenleme yapılmazsa biz de tepkimizi farklı yollarla dile getiririz. Gerekirse sınavlara da girmeyiz.”
Kim ne kadar alıyor?
MEB tarafından yapılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) Açık Lise, İlköğretim ile Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı (MTSK) gibi sınavlara ödenen ücretler şöyle sıralandı:
Sınav Yürütme Kurulu Başkanı / İl İlçe Milli Eğitim Müdürü: 111.64TL
Sınav Yürütme Kurulu Üyesi / Şube Müdürü: 106.07TL
Destek Hizmetleri Görevlisi / Şef: 89,31TL
Sınav Evrak Taşıyıcısı / Memur-Hizmetli: 66.99TL
Şoför: 55.82TL
Sınav Güvenlik Koordinatörü / Emniyet Amiri: 72.56TL
Sınav Güvenlik Personeli / Polis Memuru: 55.82 Öğretmen: 40
(bugün)
Son Güncelleme: Perşembe, 05 Temmuz 2012 15:29
Gösterim: 2198

