Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) tarafından yapılan araştırmaya göre, akademik yayınların sadece kariyerin ilk yıllarında yükselme için gerekli olduğu, sonrasında ise tamamen keyfi hal aldığı belirtildi.

SAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Kutlar tarafından yürütülen çalışmada, 1990-2011 yıllarında iktisat bilimi konusunda yapılan doktora tez çalışmaları ve uluslararası bilime katkısı incelendi. 

Araştırmaya göre, yüzde 10'unu yardımcı doçent, yüzde 27’sini doçent, yüzde 63’ünü profesörlerin oluşturduğu 617 öğretim üyesi tarafından iktisat bilimi alanında bin 906 doktora tezi yönetildi. Tezlerin 80'i ise Türkçeden farklı dilde yazıldı. 

Üç üniversite liste başı

İstanbul, Marmara ve Dokuz Eylül üniversiteleri, 947 teze ev sahipliği yaparak iktisat bilimi alanındaki doktora çalışmalarının yarıya yakınını kapsadı. 

Üç üniversitede öğretim üyesi başına düşen tez sayısı İstanbul Üniversitesi için 3,7, Marmara Üniversitesi için 4,5 ve Dokuz Eylül Üniversitesi için 3,9, tez danışmanı başına düşen "WoSci" yayın sayısı ise İstanbul için 0,22, Marmara için 0,36 ve Dokuz Eylül Üniversitesi için 0,29 oldu. 

"WoSci"de en yüksek yayını bulunan ilk üç üniversite arasında Bikent, Boğaziçi ve ODTÜ yer aldı. 76 tezin yapıldığı bu üniversitelerde tez danışmanı başına düşen sayı ikiden az, akademisyen başına düşen WoSci yayın sayısı Bilkent için 12,42, Boğaziçi için 8,5 ve ODTÜ için 5,04 olarak belirlendi. 

Bu tezleri yöneten öğretim üyelerine Google Scholar’da 33 bin 736 kez vurgu yapıldı, bilimsel etkinliği belirten WoSci endeksinde 670 ve Scopus endeksinde ise 749 adet ilgili öğretim üyelerine ait yayın yer aldı. Tüm öğretim üyelerine ait "WoSci"de 3 bin 187 ve Scopus’ta ise 2 bin 893 atıf yer aldı.

"WoSci"de yer alan yayınların yaklaşık yüzde 49’u ve Scopus’taki yayınların yaklaşık yüzde 50'sinin Bilkent, ODTÜ ve Boğaziçi üniversitelerine ait olduğu tespit edildi. 

Akademik yayınlar, kariyer yükseltmek için kullanılıyor

Çalışmada Türk akademisyenlerin iktisat bilimine katkı açısından hem öğretim üyesi başına düşen yayın hem de bu yayınlara yapılan atıf  bakımından modern akademik dünyanın çok gerisinde bulunduğu, bunun nedeninin Türk üniversitelerin çoğunluğunun yaygın öğretim kurumları olarak dizayn edilmeleri olduğuna işaret edildi. 

Akademik yayınların sadece kariyerin ilk yıllarında yükselme için gerekli olduğu, sonrasında ise tamamen keyfi hal aldığı öne sürülen araştırmada, şu ifadelere yer verildi: 

"Bir akademisyenin profesör olduktan sonra hiç yayın yapmaması durumunda, ona hiçbir maddi kayıp vermemektedir. Özellikle birkaç üniversite ülke ortalamasının üzerinde performans gösterirken, diğerleri çok geride yer almaktadır. Genelde kamu üniversitelerinde akademik yayın kaynaklı performansın ödül veya ceza şeklinde kaydadeğer bir karşılığı yoktur. Ayrıca, üniversite yönetiminin devletin kendilerine imkan olarak sunduğu araştırma ödeneklerini bilimsel yayınlara dağıtmak yerine, yıl sonu genel bütçeye iade etmeyi tercih etmektedir.

Böyle bir tutum, merkezi yönetimin kusurundan ziyade üniversite yöneticilerinin bilimsel faaliyetleri özendirmemeleri veya önemsememelerinden kaynaklanmaktadır. Kamu üniversitelerinin büyük bir kısmı, TÜBİTAK'ın yayın-teşvik grubunda yer alan dergilerde yayın yapan elemanlarına bile hiçbir ödemede bulunmayarak, bilimsel faaliyelerin bizzat engelleyicisi konumunda bulunmaktadır.

Bu çalışmada öne çıkan birkaç üniversitede ise akademik yükselme ve ücretlendirme, ağırlıklı olarak yayın performansıyla ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla birkaç üniversitede akademisyenler, kariyerinde yükselmeyi, ek ders yükünü artırmaya tercih ederek, uluslararası prestiji olan yayın yapmayı seçmek durumundadır. Sonuçta iki farklı üniversite tipi ve bu tiplere özgü akademisyen grubu gözlemlenmektedir."

> Akademik yayınlar, kariyer yükseltmek için kullanılıyor

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) tarafından yapılan araştırmaya göre, akademik yayınların sadece kariyerin ilk yıllarında yükselme için gerekli olduğu, sonrasında ise tamamen keyfi hal aldığı belirtildi.

SAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Kutlar tarafından yürütülen çalışmada, 1990-2011 yıllarında iktisat bilimi konusunda yapılan doktora tez çalışmaları ve uluslararası bilime katkısı incelendi. 

Araştırmaya göre, yüzde 10'unu yardımcı doçent, yüzde 27’sini doçent, yüzde 63’ünü profesörlerin oluşturduğu 617 öğretim üyesi tarafından iktisat bilimi alanında bin 906 doktora tezi yönetildi. Tezlerin 80'i ise Türkçeden farklı dilde yazıldı. 

Üç üniversite liste başı

İstanbul, Marmara ve Dokuz Eylül üniversiteleri, 947 teze ev sahipliği yaparak iktisat bilimi alanındaki doktora çalışmalarının yarıya yakınını kapsadı. 

Üç üniversitede öğretim üyesi başına düşen tez sayısı İstanbul Üniversitesi için 3,7, Marmara Üniversitesi için 4,5 ve Dokuz Eylül Üniversitesi için 3,9, tez danışmanı başına düşen "WoSci" yayın sayısı ise İstanbul için 0,22, Marmara için 0,36 ve Dokuz Eylül Üniversitesi için 0,29 oldu. 

"WoSci"de en yüksek yayını bulunan ilk üç üniversite arasında Bikent, Boğaziçi ve ODTÜ yer aldı. 76 tezin yapıldığı bu üniversitelerde tez danışmanı başına düşen sayı ikiden az, akademisyen başına düşen WoSci yayın sayısı Bilkent için 12,42, Boğaziçi için 8,5 ve ODTÜ için 5,04 olarak belirlendi. 

Bu tezleri yöneten öğretim üyelerine Google Scholar’da 33 bin 736 kez vurgu yapıldı, bilimsel etkinliği belirten WoSci endeksinde 670 ve Scopus endeksinde ise 749 adet ilgili öğretim üyelerine ait yayın yer aldı. Tüm öğretim üyelerine ait "WoSci"de 3 bin 187 ve Scopus’ta ise 2 bin 893 atıf yer aldı.

"WoSci"de yer alan yayınların yaklaşık yüzde 49’u ve Scopus’taki yayınların yaklaşık yüzde 50'sinin Bilkent, ODTÜ ve Boğaziçi üniversitelerine ait olduğu tespit edildi. 

Akademik yayınlar, kariyer yükseltmek için kullanılıyor

Çalışmada Türk akademisyenlerin iktisat bilimine katkı açısından hem öğretim üyesi başına düşen yayın hem de bu yayınlara yapılan atıf  bakımından modern akademik dünyanın çok gerisinde bulunduğu, bunun nedeninin Türk üniversitelerin çoğunluğunun yaygın öğretim kurumları olarak dizayn edilmeleri olduğuna işaret edildi. 

Akademik yayınların sadece kariyerin ilk yıllarında yükselme için gerekli olduğu, sonrasında ise tamamen keyfi hal aldığı öne sürülen araştırmada, şu ifadelere yer verildi: 

"Bir akademisyenin profesör olduktan sonra hiç yayın yapmaması durumunda, ona hiçbir maddi kayıp vermemektedir. Özellikle birkaç üniversite ülke ortalamasının üzerinde performans gösterirken, diğerleri çok geride yer almaktadır. Genelde kamu üniversitelerinde akademik yayın kaynaklı performansın ödül veya ceza şeklinde kaydadeğer bir karşılığı yoktur. Ayrıca, üniversite yönetiminin devletin kendilerine imkan olarak sunduğu araştırma ödeneklerini bilimsel yayınlara dağıtmak yerine, yıl sonu genel bütçeye iade etmeyi tercih etmektedir.

Böyle bir tutum, merkezi yönetimin kusurundan ziyade üniversite yöneticilerinin bilimsel faaliyetleri özendirmemeleri veya önemsememelerinden kaynaklanmaktadır. Kamu üniversitelerinin büyük bir kısmı, TÜBİTAK'ın yayın-teşvik grubunda yer alan dergilerde yayın yapan elemanlarına bile hiçbir ödemede bulunmayarak, bilimsel faaliyelerin bizzat engelleyicisi konumunda bulunmaktadır.

Bu çalışmada öne çıkan birkaç üniversitede ise akademik yükselme ve ücretlendirme, ağırlıklı olarak yayın performansıyla ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla birkaç üniversitede akademisyenler, kariyerinde yükselmeyi, ek ders yükünü artırmaya tercih ederek, uluslararası prestiji olan yayın yapmayı seçmek durumundadır. Sonuçta iki farklı üniversite tipi ve bu tiplere özgü akademisyen grubu gözlemlenmektedir."

Son Güncelleme: Salı, 11 Şubat 2014 14:33

Gösterim: 2859

Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, " 2014 yılı boyunca öğrencilerimize bir liradan yemek vererek Türkiye'de en ucuz yemek veren üniversite olmaya devam edeceğiz" dedi.

Prof. Dr. İnanç, öğrencilerin ve personelin yemekleri konusuna yönelik duyarlılık gösterdiklerini söyledi.

Yaptıkları ihaleyle Türkiye'nin en ucuz yemek veren yükseköğretim kurumlarından biri olduklarını anlatan İnanç, ucuzluğun yanı sıra kalite ve hijyene de büyük önem verdiklerini belirtti. İnanç, şöyle konuştu:

"Yemek fiyatları ile ilgili her yılın sonunda Başbakanlık genelgesi yayımlanıyor. Bu seneki genelgede minimum rakam bir lira olarak tanımlandı. Üniversite olarak 2014 yılı boyunca öğrencilerimize bir liradan yemek veriyoruz. Türkiye'de en ucuz yemek veren okulu olmaya devam edeceğiz. Memurlarımız da yeni genelgeye göre 2,5 liraya yemek yiyebiliyor. Ayrıca yemek ihalesini alan firma, diyetisyen gözetiminde çalışmalarını sürdürüyor.”

Kampüste kalan ailelerin de yemekhanelerden yararlanabildiği anlatan İnanç, ailelerin de 5 lira maliyetle yemek yiyebildiğini söyledi.

> Öğrencilere en ucuz yemeği bu üniversite veriyor

Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, " 2014 yılı boyunca öğrencilerimize bir liradan yemek vererek Türkiye'de en ucuz yemek veren üniversite olmaya devam edeceğiz" dedi.

Prof. Dr. İnanç, öğrencilerin ve personelin yemekleri konusuna yönelik duyarlılık gösterdiklerini söyledi.

Yaptıkları ihaleyle Türkiye'nin en ucuz yemek veren yükseköğretim kurumlarından biri olduklarını anlatan İnanç, ucuzluğun yanı sıra kalite ve hijyene de büyük önem verdiklerini belirtti. İnanç, şöyle konuştu:

"Yemek fiyatları ile ilgili her yılın sonunda Başbakanlık genelgesi yayımlanıyor. Bu seneki genelgede minimum rakam bir lira olarak tanımlandı. Üniversite olarak 2014 yılı boyunca öğrencilerimize bir liradan yemek veriyoruz. Türkiye'de en ucuz yemek veren okulu olmaya devam edeceğiz. Memurlarımız da yeni genelgeye göre 2,5 liraya yemek yiyebiliyor. Ayrıca yemek ihalesini alan firma, diyetisyen gözetiminde çalışmalarını sürdürüyor.”

Kampüste kalan ailelerin de yemekhanelerden yararlanabildiği anlatan İnanç, ailelerin de 5 lira maliyetle yemek yiyebildiğini söyledi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 05 Şubat 2014 14:14

Gösterim: 1160

YÖK’ün aldığı karara göre, öğretim görevlilerinin medyaya demeç vermesi sınırlandırıldı.

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), öğretim görevlilerinin basın, haber ajansları ile radyo ve televizyon kurumlarına bilgi ve demeç vermesine sınırlandırmalar getirdi.

Bu yapılan değişiklikle, öğretim görevlileri bilimsel olmayan konularda, yetkisi olmadığı durumlarda yazılı ve görsel basına resmî konularda demeç veremeyecek.

Resmî Gazete’de yayımlanan “Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği”ne dair değişikliklikle yönetmeliğin 3′üncü maddesine ‘ö’ ve ‘p’ bentleri eklendi. Yeni eklenen ‘ö’ bendine göre, “Bilimsel tartışma ve açıklamalar dışında, yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına resmi konularda bilgi veya demeç vermek” disiplin cezasını gerektirecek.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

> Öğretim görevlilerinin medyaya demeç vermesine sınırlama

YÖK’ün aldığı karara göre, öğretim görevlilerinin medyaya demeç vermesi sınırlandırıldı.

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), öğretim görevlilerinin basın, haber ajansları ile radyo ve televizyon kurumlarına bilgi ve demeç vermesine sınırlandırmalar getirdi.

Bu yapılan değişiklikle, öğretim görevlileri bilimsel olmayan konularda, yetkisi olmadığı durumlarda yazılı ve görsel basına resmî konularda demeç veremeyecek.

Resmî Gazete’de yayımlanan “Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği”ne dair değişikliklikle yönetmeliğin 3′üncü maddesine ‘ö’ ve ‘p’ bentleri eklendi. Yeni eklenen ‘ö’ bendine göre, “Bilimsel tartışma ve açıklamalar dışında, yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına resmi konularda bilgi veya demeç vermek” disiplin cezasını gerektirecek.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Perşembe, 30 Ocak 2014 16:54

Gösterim: 1006

İstanbul'da Dünya Eğitim Vakfı tarafından, "Biruni Üniversitesi" adı altında, yeni bir vakıf üniversitesi kurulacak.

AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker ve arkadaşlarının imzasını taşıyan Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

İstanbul'da Dünya Eğitim Vakfı tarafından, "Biruni Üniversitesi" adı altında, yeni bir vakıf üniversitesi kurulacak. Üniversite Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık, Sağlık Bilimleri, Eğitim, Mühendislik fakülteleri ile meslek yüksekokulu, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Fen Bilimler Enstitüsü ve Sağlık Bilimleri Enstitüsünden oluşacak.

> İstanbul’a yeni üniversite geliyor

İstanbul'da Dünya Eğitim Vakfı tarafından, "Biruni Üniversitesi" adı altında, yeni bir vakıf üniversitesi kurulacak.

AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker ve arkadaşlarının imzasını taşıyan Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

İstanbul'da Dünya Eğitim Vakfı tarafından, "Biruni Üniversitesi" adı altında, yeni bir vakıf üniversitesi kurulacak. Üniversite Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık, Sağlık Bilimleri, Eğitim, Mühendislik fakülteleri ile meslek yüksekokulu, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Fen Bilimler Enstitüsü ve Sağlık Bilimleri Enstitüsünden oluşacak.

Son Güncelleme: Cumartesi, 01 Şubat 2014 11:42

Gösterim: 2131

Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. İşte yapılan değişiklikler…

Yükseköğretim disiplin yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, “Bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek”, kamu görevinden çıkarma suçları arasında yer aldı.

Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yükseköğretim yöneticileri ile öğretim elemanlarına yönelik yeni düzenlemelerin bulunduğu yönetmelikte, ‘Yönetim görevinden ayırma’, ‘Görevinden çekilmiş sayma’ ve ‘Üniversite öğretim mesleğinden veya kamu görevinden bir daha alınmamak üzere çıkarılması’ bölümü yürürlükten kaldırıldı. “Bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek” ise, ‘Kamu Görevinden Çıkarma’ suçları kapsamına alındı.

Boykot, işgal ve grev gibi eylemlere katılmak

‘Kamu görevinden çıkarma’ suçları arasında bulunan eylemlerden bazıları şöyle sıralandı:

- İdeolojik, siyasi, yıkıcı, bölücü amaçlarla eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri destekleyerek kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak. Boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak ya da bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek, yardımda bulunmak.

- Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları iş yerine veya iş yerindeki eşya üzerine yazmak, resmetmek ve asmak, teşhir etmek veya sözlü ideolojik propaganda yapmak.

- İzinsiz veya kurumlarınca kabul edilebilir özrü olmaksızın bir yıl içinde toplam olarak devamlı statüde olanlar için 20 gün göreve gelmemek, kısmi statüde olanlar için 80 saat devamsızlık göstermek.

- Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.

- Yetki almadan gizli belgeleri açıklamak.

- Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek.

- Yurtdışında devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak.

- 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna aykırı fiilleri işlemek.

- Kanun dışı kuruluşlara üye olmak, bu kuruluşlarda faaliyet yapmak veya yardımda bulunmak.

- Yükseköğretim kurumlarının çalışmalarını sekteye uğratacak nitelikte bir disiplin suçuna üniversite öğrencilerini veya mensuplarını teşvik veya tahrik etmek.

- Uyuşturucu madde kullanmak.

Kaynak Hürriyet

> Yükseköğretim kurumları disiplin yönetmeliği değişti

Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. İşte yapılan değişiklikler…

Yükseköğretim disiplin yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, “Bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek”, kamu görevinden çıkarma suçları arasında yer aldı.

Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yükseköğretim yöneticileri ile öğretim elemanlarına yönelik yeni düzenlemelerin bulunduğu yönetmelikte, ‘Yönetim görevinden ayırma’, ‘Görevinden çekilmiş sayma’ ve ‘Üniversite öğretim mesleğinden veya kamu görevinden bir daha alınmamak üzere çıkarılması’ bölümü yürürlükten kaldırıldı. “Bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek” ise, ‘Kamu Görevinden Çıkarma’ suçları kapsamına alındı.

Boykot, işgal ve grev gibi eylemlere katılmak

‘Kamu görevinden çıkarma’ suçları arasında bulunan eylemlerden bazıları şöyle sıralandı:

- İdeolojik, siyasi, yıkıcı, bölücü amaçlarla eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri destekleyerek kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak. Boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak ya da bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek, yardımda bulunmak.

- Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları iş yerine veya iş yerindeki eşya üzerine yazmak, resmetmek ve asmak, teşhir etmek veya sözlü ideolojik propaganda yapmak.

- İzinsiz veya kurumlarınca kabul edilebilir özrü olmaksızın bir yıl içinde toplam olarak devamlı statüde olanlar için 20 gün göreve gelmemek, kısmi statüde olanlar için 80 saat devamsızlık göstermek.

- Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.

- Yetki almadan gizli belgeleri açıklamak.

- Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek.

- Yurtdışında devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak.

- 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna aykırı fiilleri işlemek.

- Kanun dışı kuruluşlara üye olmak, bu kuruluşlarda faaliyet yapmak veya yardımda bulunmak.

- Yükseköğretim kurumlarının çalışmalarını sekteye uğratacak nitelikte bir disiplin suçuna üniversite öğrencilerini veya mensuplarını teşvik veya tahrik etmek.

- Uyuşturucu madde kullanmak.

Kaynak Hürriyet

Son Güncelleme: Perşembe, 30 Ocak 2014 09:42

Gösterim: 1221


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.